31 Mart 2008 Pazartesi

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğrenim kredisi affı çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin soru önergesini yanıtladı.

Kredi ve Yurtlar Kurumu'na (KYK) borçlu sayısı 1 milyon 776 bin 286'ı bulurken, Kurumun alacaklı olduğu miktar ise 260 milyon YTL'ye ulaştı.
CHP Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur'un Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'na borçlu olan mezun sayısı ve çeşitli kesimlerde çıkarılan af kanunları gibi zor durumda bulunan gençlere yönelik de öğrenim kredisi affı çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin soru önergesini yanıtladı.

1.5 MİLYON KİŞİ BORÇLU : Bakan Çelik'in verdiği bilgilere göre, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nden öğrenim ve katkı kredisi alan ve öğrenim gördükleri öğretim kurumundan mezun olan toplam 1 milyon 776 bin 286 kişi bulunuyor. Çelik, kredi borcu bulunanlar konusunda af çıkarılıp çıkarılmayacağı sorusuna "Kredi borçlarını herhangi bir sebeple ödeyemeyecek olanların borçları, 26 Mayıs 2006 tarihli Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında kanun çerçevesinde ilgililerin talepleri halinde ertelenmekte olup mevcut durumun değiştirilmesine yönelik şu an itibariyle yürütülen herhangi bir çalışma bulunmamaktadır" karşılığını verdi.

İstanbul Ali Kul Çok Programlı Lisesinde oruç tutmadığı için Alevi öğrenciyi döven öğretmen Z.Y’ye kınama cezası verildi.

İstanbul Ali Kul Çok Programlı Lisesinde oruç tutmadığı için Alevi öğrenciyi döven öğretmen Z.Y'ye kınama cezası verildi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Z.Y'nin görev yerinin de değiştirildiğini belirtti.
CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir'in, konuyla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelttiği soru önergesini yanıtlayan Bakan Çelik, öğretmen Z.Y'ye herhangi bir para cezası verilmediğini açıkladı.
Çelik, İstanbul Valiliğinden alınan bilgi kapsamında, İstanbul Ali Kul Çok Programlı Lisesi'nde görev yapan edebiyat öğretmeni Z.Y hakkında soruşturma yapıldığını ve soruşturma neticesinde, “kınama” ve “görev yeri değişikliği” yaptırımlarının uygulandığını ifade etti. Çelik, para cezasına ise gerek görülmediğini bildirdi.

ÖSS'yi kazanamayan oğlunu "hülle" yoluyla üniversiteli yapan Muğla Üniversitesi Rektörü Oktik, hülle koleksiyonu gibi uygulamalar yapmış.

Yıldız Teknik hülle üniversitesi olmuş



Muğla Rektörü Oktik'in ÖSS'yi kazanamayan oğlunu hülle yoluyla öğrencileri arasına katan YTÜ'de 'yeterli kariyeri' ve 'kıdemi' olmayan personelden hülle yoluyla birçok daire başkanı atandığı belirlendi



İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) 2005 yılı hesaplarını inceleyen Sayıştay, şube müdürlüğü, mühendislik ve tekniker gibi kadrolara belirli bir süre çalışma, meslek içi eğitime tabu tutulma ve yeniden sınava girme gibi şartları yerine getirmeyen bazı isimlerin hülle yoluyla atandığını belirledi. Sayıştay'ın talebine rağmen eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, soruşturmaya gerek görmedi. Sayıştay'ın bir kez daha yaptığı başvuruyu değerlendiren YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Sayıştay raporunun hukuki gereğinin yapılması için YÖK Denetmleme Kurulu'na havale etti.



REKTÖR OKTİK'LE BAŞLADI

MUĞLA Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şener Oktik'in üniversite sınavını kazanamayan oğlunu hülle yoluyla Yıldız Teknik Üniversitesi'nin mühendislik fakültesine kaydedildiğinin ortaya çıkmasıyla ilgili tartışmalar sürerken, Sayıştay 6. Dairesi'nin kararıyla kesinleşen yeni hülle iddiaları ortalığı karıştırdı. YTÜ Bütçe Dairesi Başkanlığı'nın 2005 yılı hesap ve işlemlerini denetleyen Sayıştay Uzman Denetçisi Yaşar Ateş, önceki kadro ünvanı 'şef', 'bilgisayar işletmeni', 'çocuk eğitimcisi' olan şahısların önce fakülte, yüksekokul veya enstitü sekreterliği kadrolarına atandıkları, birkaç ay sonra da buradan alınarak çeşitli şube müdürlüğü kadrolarına atandıkları belirlendi.



SAYIŞTAY HÜLLEYİ TARİF ETTİ

Uzman Denetçi Yaşar Ateş'in belirlediği usulsüzlükler, Sayıştay 6. Dairesi tarafından karara bağlanarak Sayıştay Başkanlığı'na gönderildi. Kararda, "Fakülte, yüksekokul ve enstitü sekreterliklerine yapılan ara atamaların aslında şube müdürlüğü kadrolarına yapılacak ve önceden tasarlanmış atamalar için doğrudan yapılması halinde uyulması gerekecek şartları bertaraf etmek için bir basamak olarak kullanmak amacıyla yapıldığı anlaşılmıştır" denildi. Kararda bu durumun, görevi kötüye kullanarak alt kadrolardan üst kadrolara koşulsuz ve sınavsız gevçiş sağlamak amacı taşıdığı vurgulandı.



DİĞER PERSONELİN HAKKI YENDİ

Sayıştay 6. Dairesi'nin kararı, Sayıştay Başkanı Mehmet Damar imzasıyla YÖK Başkanlığı'na bildirildi. Sayıştay, usulsüz olarak tanınan bu atamalar nedeniyle unvan, yetki ve maddi olanaklara sahip olabilmek amacıyla görevinde yükselmek isteyen diğer personele haksızlık yapıldığına dikkati çekti ve usulsüzlüğü yapanlar hakkında 2547 sayılı YÖK Kanunu'nun 53. maddesine göre ceza soruşturması açılmasını istedi.



TEZİÇ SORUŞTURMA AÇTIRMADI

Sayıştay kararı ve uyarısını alan YÖK eski Başkanı Erdoğan Teziç, usulsüzlüğü yapan YTÜ yönetimi hakkında hiçbir ceza soruyşturması açmaya gerek görmedi ve sadece YTÜ yönetiminden alınan cevabi yazıyı Sayıştay'a göndermekle yetindi. Bu durumdan rahatsız olan Sayıştay, YÖK'ü ikinci kez 'sorumlular hakkında ceza soruşturması yapmaları konusunda uyardı. YÖK'ün yeni Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın, sorumlular hakkında 53. maddeye göre işlem yapılması için evrakı Yükseköğretim Denetleme Kurulu'na havale ettiği öğrenildi.



İşte isim isim hülle atamaları



Sayıştay kararına göre Yıldız Teknik Üniversitesi'nde hülle yoluyla yapılan atamalar da isim isim belirtildi. Atama yönetmeliğine göre 'şef' kadrosunda bulunan kişilerin doğrudan şube müdürü olabilmeleri mümkün değil. Bu kadrolarda belli bir süre görev yapanlar da ancak sınav ile şube müdürlüğü görevine atanabiliyor. Buna rağmen Zühal Baysaling, Leyla Gülşen, Ayser Çetin, M. Tugay Özkan, Elife Işık, Nurcan Koçhan, Nurettin Küçük, Yüksel Gücük, Lütfi Yıldırım, Recai Suluova, Ümran Hacıoğlu'nun şef ve bilgisayar işletmeni iken sınav ve beklenme süreleri atlanmak için önce fakülte, enstitü veya yüksekokul sekreterliğine atandıklarını belirledi. Bu kişilerin bazen 1 ay kadar kısa sürede bazılarını da birkaç ay sonra şube müdürü yapıldıklarını tesbit edildi.



YÖK Kanunu'na göre, daire başkanı atamaları ancak üniversite yönetim kurulunun görüşü alınarak yapılabiliyor. Ancak M. Tugay Özkan'ın, yüksekokul sekreterliğinden şube müdürlüğüne atandıktan bir süre sonra yönetim kurulu görüşü alınmadan Rektör'ün onayı ile Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı olarak atandığı belirlendi. Ebru Onaran Yarkataş ve Ozan Yarkataş'ın memuriyet kadrosu ile ilgisiz akademik kadrolar olan araştırma görevlisi ve uzman iken 1 ay sonra sınava sokulmadan usulsüz olarak mühendis kadrolarına atandı. Ebru Onaran Yarkataş ve Ozan Yarkataş'ın memuriyet kadrosu ile ilgisiz akademik kadrolar olan araştırma görevlisi ve uzman iken 1 ay sonra sınava sokulmadan usulsüz olarakz mühendis kadrolarına atandı. Hanife Karataş, Elif Yankın isimli kişilerin ise, bilgisayar işletmeni olarak atanıp 3 yıl hizmet, eğitim ve sınav koşulları bertaraf edilerek tekniker olarak atandıkları saptandı.



48 yıllık mescid depo olarak kullanılıyor



Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Yerleşkesi'nde bulunan 48 yıllık mescit, depo olarak kullanılıyor. 1960 yılında yaptırılan mescit eski rektör Prof. Dr. Ayhan Alkış döneminde depo haline getirildi. 2004 Mayıs ayında görevi devralan rektör Prof. Dr. Durul Ören'in de öğrencilerin tepkileri ve mescidin ibadete açılması yönündeki taleplerini kabul etmemesi üzerine mescit, depo olarak kullanılmaya devam ediyor. Depo olarak kullanılan mescidin uzun süredir bakım görmediği için adeta harabeye döndüğü görüldü. Yıllardır bakım ve onarım yapılmadığı her halinden belli olan mescitten depoya çevrilen binanın çatısının da bazı bölümleri bakımsızlıktan çökmüş durumda.

Uygulamayı "çağdışı" diye nitelendiren Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Sekreteri Halil Etyemez, daha önce kullanılan bir mescidin herhangi bir sebeple kapatılarak depo haline getirilmesinin birey haklarına ve hukuka aykırı olduğunu belirterek "Bu hakkın kesinlikle tekrar geri verilmesi gerekiyor. Üniversite öğrencileri kendileri ile ilgili kararları verebilecek ehliyettedir. Bir an önce bina onarılarak tekrar mescide çevrilmelidir" dedi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. Durul Ören ise, konuyla ilgili konuşmak istemedi.

Akyurt’ta ilk kez okullararası İstiklal Marşı’nı en güzel okuma yarışması düzenlendi. Yarışmada Murat Öztürk ve Gülizar Kübra Kılıç birinci oldu.

ANKARA'nın Akyurt ilçesinde ilk kez okullar arası düzenlenen İstiklal Marşı'nı güzel okuma yarışması yapıldı. Şükrü Acar İlköğretim Okulu tarafından düzenlenen ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Koordinatörlüğünde, Akyurt Belediye Başkanlığının sponsorluğunda, İstiklal Marşını güzel okuma yarışması yapıldı. Bazı öğrenciler, İstiklal Marşı'nı okurken gözyaşı dökerken, salonda duygulu anlar yaşandı. Dereceye giremeyip ağlayan bir öğrenciyi ise Belediye başkanı Gültekin Ayantaş kucağına alıp, teselli etmeye çalıştı.

Belediye konferans salonunda 1-5 ve 6-8. sınıfları arasında iki kategoride yapılan yarışmaya, ilçede bulunan 13 İlköğretim okulundan 23 öğrenci katıldı. İstiklal Marşı'nı okuyan miniklerin bazılarının figürleri, bazılarının da okuma şekli ile gözlerinden süzülen yaşlar, izleyenleri de duygulandırdı. Dereceye giren öğrencilere, Belediye Başkanı Gültekin Ayantaş altın hediye verildi. Yarışmada birinci olan Murat Öztürk ve Gülizar Kübra Kılıç'a birer büyük altın. hediye edildi.

Dereceye giremedi ağladı

Başkan Ayantaş ayrıca yarışmaya katılan 23 öğrenci ile öğretmenlerine katılımlarından dolayı Teşekkür Belgesi verdi. İlçede ilk kez İstiklal Marşı'nı güzel okuma yarışmasının düzenlenmesine öncülük yapan Şükrü Acar İlköğretim Okulu Müdürü Ahmet Temur'da yarışmaya katılan tüm öğrencilere Çanakkale destanını anlatan kitapları hediye etti. Bu arada dereceye giremeyip ağlayan minik bir kız öğrenciyi kucağına alan Belediye Başkanı Gültekin Ayantaş, teselli etmeye çalıştı.

29 Mart 2008 Cumartesi

Işık üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ekrem Ekinci'nin getirildiği bildirildi.

Üniversiteden yapılan yazılı açıklamada, Prof. Dr. Ekrem Ekinci'nin Mart ayı itibarıyla Işık Üniversitesi'nde rektörlük görevine başladığı belirtildi.

Sınav Ücretlerine İtiraz Dilekçesi...

Türk Eğitim-Sen'den Salih Alemdar, MEB bünyesinde yapılan sınavlardan ücret alınmasının Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla, Danıştaya gönderilmek Mahkemesiye itiraz dilekçesi verdi.

Türk Eğitim-Sen Zonguldak Şubesi Başkanı Salih Alemdar, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde yapılan sınavlardan ücret alınmasının Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla, Danıştaya gönderilmek üzere Bölge İdare Mahkemesine itiraz dilekçesi verdi.

Alemdar, Adliye binası önünde yaptığı basın açıklamasında, geçen yıllardan itibaren Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS), Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ile Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavları (DPY-B) gündeme geldiğinde, sendikalarına MEB'in aldığı sınav ücreti konusunda birçok şikayet geldiğini söyledi.

Alemdar, 2007-2008 eğitim öğretim yılında ilköğretim öğrencilerine bedava kitap dağıtmak için 208 milyon YTL, ortaöğretim öğrencileri için 70 milyon YTL ayıran MEB'in, kendi bünyesinde yaptığı sınavlardan ücret almasının mantıklı olmadığını savundu.
Daha sonra, Alemdar, sınavlardan alınan ücretin iptal edilmesi için Danıştaya gönderilmek üzere Bölge İdare Mahkemesine itiraz dilekçesi verdi

İngiltere'de çocuk ve gençler arasında giderek artan aşarı şişmanlık ve obeziteyle mücadele ediyor...

İngiltere'de çocuk ve gençler arasında giderek artan aşarı şişmanlık ve obezitenin önlenmesi için okulların yakınlarında fast food yiyecek satışının yasaklanması istendi.

Öğrencilerin okulda verilen sıcak yemekleri tercih etmesi için kampanya yürüten School Food Trust isimli kuruluş, öğrencilerin fast food gıdaya ulaşımının zorlaştırılması gerektiğini bildirdi. Kuruluş, öğle tatillerinde öğrencilerin okul dışına çıkmasının ve yakınlarda fast food satan dükkânların bulunmasının yasaklanması gerektiğini belirtti.

Ortaokulların bağlı olduğu yerel yönetimlerin oluşturduğu birlik ise hiçbir okulun öğlen tatillerinde kapılarını kapatıp, çocuklara dışarı çıkmayı yasaklayamayacağını bildirdi. Birlik ayrıca, fast food satan zincirlerin dükkân açma taleplerinin reddedilmesi halinde bu şirketlerin dava açabileceğini ve sonunda hedeflerine ulaşabileceğini kaydetti.

28 Mart 2008 Cuma

Eğitim-Sen'in İsteğine Olumlu Cevap...

MEB, Eğitim-Sen’in normal liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesinden sonra öğretmen atamalarında yaşanan karmaşaya ilişkin yakınmasına olumlu yaklaştı.

Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim-Sen'in normal liselerin Anadolu Lisesine çevrilmesinin ardından yaşanan öğretmen sıkıntısının sınavsız atama yoluyla giderilmesi sonrasında yaşanan karmaşaya ilişkin yakınmasına “gerekli düzeltmeler yapılacak” sözü verdi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim-Sen'e 350 lisenin Anadolu Lisesi'ne dönüştürülmesinin ardından bu okullara sınavsız atama yapılması sonrasında yaşanan sıkıntılar ile ilgili çalışma yapılacağı sözünü verdi. Bakanlık, konu ile ilgili yapılacak çalışmaların çerçevesini belirlemezken, Eğitim-Sen tarafından yazılı olarak yapılan başvurudaki öneriler konusunda çalışma yapması bekleniyor.
2005 yılında 350 liseyi Anadolu Lisesi'ne dönüştürdükten sonra, öğretmen açığının sınavsız olarak gerçekleştirilmesini düzenleyen genelge yayınlanmış, söz konusu genelge ise yargı kararı ile iptal edilmişti. Kararın iptal edilmesi sonrasında ise MEB bu atamaları 2 yıl sonra geri almaya başlamıştı. Eğitim-Sen, MEB'den, 2007-2008 öğretim yılının bitimine iki ayı aşkın bir sürenin kalması nedeniyle anılan genelgeyle atanan öğretmenlerin mağduriyetini azaltmak için iptal kararnamelerinin eğitim-öğretim yılının sonuna kadar bekletilmesini istedi.

-“ALIM SINAVI YAPILSIN”-

Eğitim-Sen ayrıca, Anadolu Lisesi öğretmeni iken ataması yapılanlar, Anadolu lisesinde norm fazlası konumda iken ataması yapılanlar ile 2000 yılındaki Anadolu lisesi öğretmenliği seçme sınavını kazananların yargı kararı kapsamı dışında olduğunu bildirerek, söz konusu öğretmenlerin il içi yer değiştirme taleplerinin sınırlandırılmaması ve atamalarının geri alınmaması gerektiğini belirtti. Eğitim-Sen, MEB'den en yakın zamanda Anadolu liselerinde doğacak öğretmen ihtiyacının kariyer ve liyakat ilkelerine göre doldurulmasını sağlayacak ve söz konusu öğretmenlerin de başvurabileceği Anadolu liselerine öğretmen alımıyla ilgili alım sınavı yapılmasını da istedi.

KPSS Sınav Takvimi Belirlendi...

ÖSYM bu yıl yapılacak KPSS sınavına, lisans düzeyindekiler, önlisans ve ortaöğretim düzeyindekiler için 2 ayrı takvim belirledi.

ÖSYM bu yıl yapılacak KPSS sınavının lisans düzeyindekiler için 28-29 Haziran 2008, önlisans ve ortaöğretim düzeyindekiler için ise 21 Eylül 2008 tarihinde yapılacağını açıklandı.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan tarafından yapılan yazılı açıklamada, KPSS sınavının lisans düzeyindekiler için 28-29 Haziran 2008 tarihinde Cumartesi sabah, Cumartesi öğleden sonra, Pazar saban ve Pazar öğleden sonra olmak üzere dört oturumda yapılacağı bildirildi. Açıklamada sınavda Genel Yetenek, Genel Kültür testlerinin uygulanacağı, Cumartesi sabah oturumuna ise tüm adayların girmesinin zorunlu olduğu belirtildi.
Açıklamada, önlisans ve ortaöğretim düzeyindekiler için KPSS'nin 21 Eylül 2008'de yapılacağı belirtilirken bu sınava başvurular ile ilgili ayrıntılı açıklamanın daha sonra yapılacağı belirtildi.

BAŞVURU KILAVUZU 2 YTL

2008-KPSS-Lisans kılavuzu ve aday bilgi formu 2 YTL karşılığında 28 Nisan - 9 Mayıs 2008 tarihleri arasında başvuru merkezlerinden temin edilebilecek. Başvuru merkezleri ise Nisan ayı içerisinde www.osym.gov.tr adresinde duyurulacak. 2008-KPSS-Lisans kılavuzunda ayrıca Türkiye İş Kurumu'nun (İŞKUR) KPSS sonuçlarının normal, özürlü, eski hükümlü işçi alımında da kullanılacağına ilişkin duyuru bulunuyor.
Şubat ayı içerisinde Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, KPSS tarihlerini açıklamış, 2004 ve 2006 yılında yapılan KPSS'nin geçerlilik süresinin de lisans düzeyindekiler için 30 Haziran 2008'de önlisans düzeyindekiler için 16 Eylül 2008'de sona ereceğini açıklamıştı.

“Türkiye Okuyor Kampanyası” Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde büyük ilgi görüyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül himayesinde başlatılan “Türkiye Okuyor Kampanyası” kapsamında Diyarbakır'a bağlı Kulp ilçesinde de Kulp Kaymakamlığı öncülüğünde Belediyeler, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin desteğiyle yürütülen “Kulp Okuyor Kampanyası”, kampanya yürütme komisyonunun özverili çalışmaları, köylerde de sınıf öğretmenlerinin yoğun katkısı ve katılımı ile I.Kademe okuma-yazma kurslarının açılmasıyla start aldı.

Kulp ilçesinde okuma-yazma oranının artırılması, kitap okuma alışkanlığının kazandırılması ve bilgisayar okur-yazarlığı becerisinin geliştirilmesi ile ilgili üç ana hedef temelinde yürütülen kampanyaya ilçe genelinde büyük ilgi var.

Kampanya kapsamında bilgisayar okur-yazarlığına yönelik temel eğitim kursları açıldı ve ayrıca okullarda ve kamu kuruluşlarında kitap okuma saati” düzenlendi. İlçe merkez köylerdeki tüm ilköğretim okullara içinde 100 Temel eserin bulunduğu kitap setleri dağıtıldı.



Başarılı Kursiyerlere Beyaz Eşya Çekilişi

Kampanyanın amacına ulaştırılması için oluşturulan teşvik stratejileri kapsamında özellikle okuma-yazma kurslarına katılıp başarılı olacak olan kadın kursiyerler için beyaz eşya çekişli düzenlenecek.

Bilgilendirme Toplantıları Yapıldı

“Kulp Okuyor Kampanyası” bilgilendirme toplantısı 18 Şubat tarihinde Merkez İlköğretim Okulu konferans salonunda gerçekleştirildi. Toplantı, Kulp Kaymakamı Servet Güngör, Kulp Belediye başkanı Mahmut Zengin, daire amirleri, okul müdür ve müdür yetkili öğretmenleri, köy muhtarları ve din görevlilerinin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Kampanya kapsamında oluşturulan Kampanya Yürütme Komisyonu başkanı ve Kulp kaymakamı Servet Güngör"ün açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda kampanyanın amacı, kapsamı ve öngörülen faaliyetler açıklandı.


Kampanyanın üç temel hedef üzerine kurulduğunu belirten Güngör, bu yıl en önemli önceliklerinin Kulp ilçe merkezi ve köylerinde okuma-yazma bilmeyenlerin tespit edilerek okuma-yazma kurslarına kaydedilmesi ve okuma-yazma becerisinin öğretmenler aracılığıyla kazandırılması olduğunu belirtti. İlçe merkezinde yapılan alan taraması sonucu okuma-yazma bilmeyen yaklaşık 1.000 vatandaş olduğunu belirten Güngör, köylerle birlikte bu sayının 4.000'e yaklaştığını ve bunun da kampanyanın amaçladığı önceliklerin ne kadar aciliyet arz ettiğini kanıtladığını ifade etti.


Kampanya kapsamında hazırlanan broşür ve afişlerin de dağıtıldığı toplantıda, kampanyanın olumlu sonuçlar doğurabilmesi için herkesin işbirliği ve özveri temelinde kampanyaya destek sunması gerektiği belirtildi.



İlçe Genelinde Okuma-Yazma Bilmeyen 3951 Kişi tespit edildi


Kampanya iletişim sorumlusu ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Şemsettin PEHLİVANOĞULLARI, “gelinen konum itibariyle ilçemiz köylerinde görev yapan Sınıf öğretmenleri tarafından 3951 okuma-yazma bilmeyen vatandaş tespit edilmiştir. Bu tespitler neticesinde I.Amaç kapsamında hedeflenen 30.saatlik okuma –yazma kursuna 524 vatandaş kayıt yaptırmış ve kursları devam etmektedir. Hedefimiz bu rakamı 1048'e çıkarmaktır” dedi.

Özellikle köy ilköğretim okullarına taşımalı eğitim kapsamında yapmış olduğumuz denetimlerde, Kulp Okuyor Kampanyası"nın önemini ve okuma-yazmanın gerekliliğini anlatıyoruz” diyen Şube Müdürü ayrıca; “köy İlköğretim okullarımızda kampanya kapsamında İlçemiz kaymakamı Sayın servet GÜNGÖR tarafından dağıtılan ve içinde 100 temel eserin bulunduğu kitaplar ve köy ilköğretim okullarımızda okuma saati uygulaması kapsamında her gün 1 saat okumak amacıyla kampanya desteği sürdürülmektedir” diye konuştu.

Sınav Ücretlerine İtiraz Dilekçesi...

Türk Eğitim-Sen'den Salih Alemdar, MEB bünyesinde yapılan sınavlardan ücret alınmasının Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla, Danıştaya gönderilmek Mahkemesiye itiraz dilekçesi verdi.

Türk Eğitim-Sen Zonguldak Şubesi Başkanı Salih Alemdar, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde yapılan sınavlardan ücret alınmasının Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla, Danıştaya gönderilmek üzere Bölge İdare Mahkemesine itiraz dilekçesi verdi.

Alemdar, Adliye binası önünde yaptığı basın açıklamasında, geçen yıllardan itibaren Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS), Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ile Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavları (DPY-B) gündeme geldiğinde, sendikalarına MEB'in aldığı sınav ücreti konusunda birçok şikayet geldiğini söyledi.

Alemdar, 2007-2008 eğitim öğretim yılında ilköğretim öğrencilerine bedava kitap dağıtmak için 208 milyon YTL, ortaöğretim öğrencileri için 70 milyon YTL ayıran MEB'in, kendi bünyesinde yaptığı sınavlardan ücret almasının mantıklı olmadığını savundu.
Daha sonra, Alemdar, sınavlardan alınan ücretin iptal edilmesi için Danıştaya gönderilmek üzere Bölge İdare Mahkemesine itiraz dilekçesi verdi.

27 Mart 2008 Perşembe

YÖK Genel Kurulu, üniversitelerde durdurulan kadro atamalarını serbest bırakma kararı aldı. Kurul, , Yürütme Kurulu’na devredeceği işleri de belirledi

YÖK Genel Kurulu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında toplandı. Toplantı yaklaşık 8 saat sürdü.
4. Genel Kurul toplantısında, iptal edilen kadro atamalarının serbest bırakılmasına karar verildi. YÖK'ten yapılan açıklamada “Danıştay tarafından iptal edilen öğretim üyeliğine yükseltme ve atama kriterleriyle ilgili yönetmelik değişikliği yapılacağı için daha önce durdurulan atamalar bu konuda yönetmelik değişikliği yerine yasal düzenleme yapılması zorunluluğu ortaya çıktığından ve bu sürecin uzun zaman alabileceği göz önüne alınarak serbest bırakılmıştır” denildi. Toplantıda, eğitim ve denklik komisyonlarından gelen raporlar da görüşülerek karar bağlantı. Toplantıda ayrıca, Yürütme Kurulu'na devredilecek işler de belirlendi.
YÖK Genel Kurulu, bir dahaki toplantısını 31 Mart Pazartesi günü yapacak

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan dershaneleri üzecek karar... Bakanlık, dershanelerin Seviye Belirleme Sınavı yapmasını yasakladı.

SBS'ye kota geliyor

Dershanelerin ilköğretim öğrencileri için yaptığı Seviye Belirleme Sınavı, MEB tarafından yasaklandı. Karar, daha çok aday kaydetmek için sınav düzenleyen dershaneleri etkileyecek.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), özel dershanelerin ilköğretim öğrencileri için Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yapmalarına izin verilmeyeceğini açıkladı. Bakanlık Müsteşarı Muammer Yaşar Özgül, yılda bir kez ve bakanlıkça belirlenen tarihlerde sadece Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme (OKS) ile Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) yapılmasına karar verildiğini, dershanelerin Seviye Belirleme Sınavı yapmasının uygun görülmediğini ifade etti. Müsteşar, MEB'den izin alan bazı dershanelerin düzenleyeceği deneme sınavlarının tarihlerinin ise OKS için 4 Mayıs, ÖSS için 10 Mayıs 2008 olacağını açıkladı.

Nedeni açıklanmadı
Özgül, SBS'nin yasaklanmasının nedenine dair bir bir açıklama yapmazken, izinleri olmamasına rağmen bazı dernekler ve özel dershanelerin SBS adı altında sınav yapma girişiminde bulunduklarını ancak bunları tespit edip sınav yapmalarına izin vermeyeceklerini söyledi.

Lise ders kitaplarında kız erkek ayrımı olduğu iddia edildi...

Kars, Nevşehir, İzmir, Şanlıurfa, Van ve Trabzon'da "Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Ortak Programı"nı (BMOP) yürüten Sabancı Vakfı, bir yandan lise öğretmenlerine toplumsal cinsiyet ile ilgili "Mor Sertifika" eğitim programı verirken, bir yandan lise ders kitaplarında cinsiyet konusunun nasıl işlendiğiyle ilgili araştırma yapıyor.

Proje Koordinatörü Ayşe Yüksel ve öğretim üyesi Hülya Adak'ın kitaplarda tespit ettikleri cinsiyet ayrımcılığı örneklerinin bazıları şöyle:

* Erkek çocuklar her zaman "her işin" altından kalkabilirken, kızlara matematik problemlerini çözmek için yardım gerekiyor.

* Edebiyat kitaplarında 440 erkek yazarın adının geçmesine rağmen yalnızca 9 kadın yazar ve çevirmenin adı var. Çevirmenler çıkarıldığında 3 kadın yazarın Halide Edip Adıvar, Şair Leyla Hanım ve Şükufe Nihal olduğu yani Cumhuriyet döneminden sonra kimseden söz edilmediği görülüyor.

* Şiddet anlatılan hikâyeler ile normalleştiriliyor. Yalan söyleyen kadının dövülmesi normal sayılıyor.

Aşçılık Eğitimi Başladı...

288 saat sürecek aşçılık eğitiminde başarı gösteren aşçı adayları, kurs sonunda sertifikalandırılacak.

HER TÜRLÜ YEMEĞİ YAPARLAR

Kursun, İç Anadolu bölgesinde ilk olduğunu belirten Halk Eğitim Müdürü İbrahim Şimşek, kursa şehir dışından dahi gelen kursiyerlerin olduğuna işaret etti. Şimşek, "Milli Eğitim olarak bu kursa katılanlara aşçılık konusunda gereken eğitimi veriyoruz. Kursiyerlerimiz, eğitimleri sonunda başarı gösterdikleri takdirde mutfak organizasyonu yapabilecekler. Genel alamda A'dan Z'ye her türlü yemekleri yapabilecekler. Kısacası çok basit gibi görünen yumurtayı bile nasıl pişirileceğini öğrenecekler" dedi. Usta öğretici Mustafa Tuncer, "Tahmin ediyorumki bu kursa katılan arkadaşlarımız başarılı olacaklar, yapılanları öğreniyor ve gayet başarılılar" diye konuştu.

Eşlerine yardımcı olacaklar

Bazı aşçılar, yemek kültürünü geliştirip, sertifikalı aşçılık belgesi almak istediklerini belirttiler. Bekar olarak katılan bazı kursiyerler ise evlendiklerinde eşlerine yemek konusunda yardımcı olacaklarını ifade ettiler.

İşin farkında olsunlar

HALK Eğitim Müdürü İbrahim Şimşek, önce mutfak konusunda ders gören kursiyerlerin, öğrendiklerini daha sonra uygulamalı gösterdiklerini belirtirken, "Kursiyerler arasında işveren dahi var. Önce işveren yemeğin nasıl yapıldığını bilmeli ki, çalışanlar da yaptıkları işin farkında olsun" dedi. Kursa Tokat'tan katılan Gökhan Özlek, oturduğu kent ve çevrelerinde böyle bir kursun olmadığını dile getirdi.

Haydarpaşa Anadolu Meslek Lisesi'nin 3 öğrencisi, ÖSYM klavuzunu alıp incelediler ve ÖSYM ile YÖK hakkında Ankara 12. İdare Mahkemesi'ne dava açtılar.

Haydarpaşa Anadolu Meslek Lisesi öğrencisi 3 kişi, 2008 yılı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi Kılavuzunun, katsayıya ilişkin bölümünün ve sınav sürecinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Ankara 12. İdare Mahkemesi'nde dava açtı.

Öğrencilerin avukatları Mustafa Asım Kahyaoğlu ve Hakan Yıldız tarafından, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) ve Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) aleyhinde dava açıldı.

Dava dilekçesinde, İstanbul Haydarpaşa Anadolu Meslek Lisesi Raylı Sistemler Teknolojileri Alanı son sınıfında okuyan müvekkillerinin 15 Haziran 2008 tarihinde yapılacak Öğrenci Seçme Sınavı'na katılacakları kaydedildi.

Söz konusu öğrencilerin, sınava başvurmak için gerekli evrak ve kılavuzu 3 Mart 2008 tarihinde ÖSYM bürolarından alıp incelediklerinde, mezun olacakları alan için 4 yıllık hiçbir yüksek öğretim kurumunun öngörülmediğini, sadece 2 yıllık eğitim veren ve 25 kişilik kontenjanı bulunan Porsuk Meslek Yüksekokulu'nun öngörüldüğünü fark ettikleri aktarıldı.

Bu durumun, Anayasa'nın 42. Maddesinde düzenlenen “Eğitim ve Öğrenim Hakkı” başlıklı maddesine aykırı olduğu savunulan dilekçede, bu sebeple; YÖK'ün 14 Şubat 2008 tarihli toplantısında verilen karar ile hazırlanması, basım, dağıtım ve uygulanması ÖSYM tarafından yapılan 2008 Yılı Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi Kılavuzunun ve sınav sürecinin öncelikle yürütülmesinin durdurulmasına ve sonuçta iptaline karar verilmesi talep edildi.

İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin katılacağı Ortaöğretim Kurumları Sınavı'na (OKS) başvurular, yarın sona eriyor.

Fen, Anadolu ve sosyal bilimler liselerinde, özel okullarda ve Polis Kolejinde okumak isteyen öğrenciler ile parasız yatılı okumak isteyen ilköğretim 8. sınıf öğrencilerinin katılacağı Ortaöğretim Kurumları Sınavı'na (OKS) başvurular, yarın sona eriyor.

2008-2009 eğitim-öğretim yılında resmi ve özel fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu liseleri, Anadolu öğretmen liseleri, Anadolu meslek liseleri, Anadolu teknik liseleri, Anadolu imam hatip liseleri ve sağlık meslek liselerinde okumak isteyen öğrenciler OKS'ye girecek.

Ayrıca Polis Kolejinde öğrenim görecek öğrenciler ile Türkiye Özel Okullar Birliğine bağlı merkezi sistem sınavıyla öğrenci alan özel okulların öğrencileri ve parasız yatılı okumak isteyen 8. sınıf öğrencileri de bu sınava başvuracaklar.

Başvuru ve yerleştirme ile ilgili işlemlere ait açıklama ve kurallar, 2008 Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı ile Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı e-başvuru kılavuzlarında yer alıyor. Adaylar, bu kılavuza Milli Eğitim Bakanlığının ''www.meb.gov.tr'' internet adresinden ulaşabilecekler.

BAŞVURU İŞLEMLERİ

Sınav başvurularının yapılabilmesi için adayın öncelikle e-okul sistemine kayıtlı olması gerekiyor. OKS'ye başvuru işlemleri, ''http://www.meb.gov.tr'' ile ''http://oges.meb.gov.tr'' adreslerinden yapılabilecek.

Aday bilgileri e-okul sisteminden otomatik olarak alınacağı için doğruluğundan ve güncelliğinden okul müdürlüğü sorumlu olacak.Adaylar, sınav ücreti olarak 20 YTL ödeyecekler. Adaylar sınav ücretini, Ziraat Bankası, Türkiye Vakıflar Bankası veya Türkiye Halk Bankası şubelerinden Kurumsal Tahsilat Programı aracılığıyla yatıracaklar.

Başvuruyla ilgili veli, adayın T.C kimlik numarasıyla bankaya sınav ücretini yatıracak. Sınav ücreti yatırılan adaya ait banka dekontu okul müdürlüğüne teslim edilecek ve başvuru çıktısı alınacak. Sınav ücreti başvuru tarihinde bankalardan birine yatırılmayan adayın başvurusu yapılamayacak.

Aday, OKS ile birlikte Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk (DPY-B) (ilköğretim 8'inci sınıf) ile Polis Koleji Aday Tespit Sınavı'na başvuruda bulunacaksa başvuru ekranından katılmak istediği sınavları işaretleyecek, bilgilerini kontrol edecek ve okul müdürlüğü elektronik onaylama yapacak.

Onaylanan başvurunun 2 nüsha çıktısı alınarak veliye imzalatılacak. Okul müdürlüğü de imzalayıp mühürleyerek 1 nüshasını veliye teslim edecek, diğerini okulda saklayacak.

Adayların merkezi sistemle öğrenci alan özel okullara başvuruda bulunabilmesi için öncelikle OKS'ye başvuru yapması gerekiyor. Açık İlköğretim Okulunda öğrenim gören adaylar, başvuru yapabilmek için bankaya sınav ücretini yatırdıktan sonra Açık İlköğretim Okulu Müdürlüğüne dilekçe ile müracaat edecek.

ÖZÜRLÜ ADAYLAR

Özürlü adayların sınav uygulaması sırasında özür durumlarına uygun hizmet alabilmeleri için e-okul sistemine kayıt olurken özür durumları ile ilgili bilgilerin işlenmesi için ''özürlü sağlık kurulu raporu'', ''özürlü için kimlik kartı'' veya ''özürlülük bilgisinin işlendiği nüfus cüzdanı''ndan birini okul müdürlüğüne beyan etmesi gerekiyor. Başvuru işlemleri bittikten ve beyan edilen belgeler uzmanlar tarafından incelendikten sonra adaylar, özür durumlarına göre düzenlenmiş salonlarda sınava alınacak.

SINAVA GİRİŞ BELGELERİ

2008-OKS sınav giriş belgesi, okul müdürlükleri tarafından 29 Mayıs 2008 tarihinden itibaren onaylanarak adaylara teslim edilecek. Adaylara ayrıca sınav belgesi gönderilmeyecek.

Sınav giriş belgesini kaybeden adaylar, yenisini sınav başvurusu yaptığı okul müdürlüklerinden alabilecek. Bu yıl son kez yapılacak OKS, 8 Haziran 2008 Pazar günü saat 10.00'da başlayacak ve 120 dakika sürecek.

YÖK Genel Kurulu tarafından 13 Mart’ta yapılan toplantıda 4 yıl aradan sonra oluşturulan YÖK Yürütme Kurulu ilk toplantısını dün gerçekleştirdi.

YÖK Genel Kurulu tarafından 13 Mart'ta yapılan toplantıda 4 yıl aradan sonra oluşturulan YÖK Yürütme Kurulu ilk toplantısını dün gerçekleştirdi.

İstifa ettiğini açıklayan Prof. Dr. Mustafa İlhan ile Prof. Dr. Fikret Şenses'in katılmadığı Kurul'da YÖK Genel Kurulu tarafından Yürütme Kurulu'na devredilen konular görüşüldü.
Kurulduğu gün istifalarla gündeme gelen YÖK Yürütme Kurulu ilk toplantısını 31 Mart'ta yapılacak Genel Kurul öncesinde dün gerçekleştirdi. Yürütme Kurulu YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, başkanlığında toplanırken, toplantıda Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç, Başkanvekili Doç. Dr. Ömer Demir, Cumhurbaşkanlığı kontenjanından Prof. Dr. Berrak Kurtuluş, Prof. Dr. Durmuş Günay, Bakanlar Kurulu kontenjanından Prof. Dr. Halis Ayhan ve Prof. Dr. Yekta Saraç bulundu. ÜAK kontenjanından yapılan seçimle Yürütme Kurulu'na getirilen ve istemediği halde seçildiği için istifa eden Prof. Dr. Mustafa İlhan ile Prof. Dr. Fikret Şenses toplantıya katılmadı.

Yürütme Kurulu'nun ilk toplantısında 21 Mart'ta yapılan Genel Kurul'da Yürütme Kurulu'na devredilen yatay-dikey geçiş ve denklik konularını tartıştığı öğrenildi. Kurul 31 Mart'ta yapılacak olan Genel Kurul'da tartışılacak bazı gündem maddeleri hakkında da ön çalışma yaptı.

MEB yönetmelik değişikliği yaptı. Dershanelerin ÖSS ve Seviye Belirleme Sınavları'na hazırlık programlarının ders saatleri standarda bağlanıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönetmelik değişikliği, dershanelerin Öğrenci Seçme Sınavı ve Seviye Belirleme Sınavları'na hazırlık programlarının ders saatlerini standarda bağlıyor.

Dershanelerde ÖSS'ye hazırlık programları en az 500, ilköğretim okullarından sonraki giriş sınavları ile SBS'ye hazırlık ise en az 350 ders saati olacak.

SINAV SONUÇ BELGESİ

3 oda 1 salon dairelerde eğitim vermeye çalışan ve ÖSS ve SBS ders saatlerinin altında program uygulayan "büro dershane"lerin kapanması gündeme gelecek. Dershaneye devam eden öğrencilere, süresi 2 ayı geçmeyen dönemler için 1 kez, 2 aydan fazla dönemlerde ise her ay sınav sonuç belgesi verilecek.

Gaziantep'te, ilköğretim öğrencisi 15 yaşındaki M.Y., kavga ettiği arkadaşı 14 yaşındaki Mehmet Aybak'ı bıçakla boğazından yaraladı.

Olay akşam saatlerinde Hoşgör Mahallesi Boğaziçi Caddesi'ndeki parkta meydana geldi. Hoşgör İlköğretim Okulu 8'inci sınıf öğrencisi Mehmet Aybak ile Gazi İlköğretim Okulu öğrencisi M.Y. henüz bilinmeyen bir nedenle kavga etti. Kavga sırasında M.Y. çantasından çıkardığı bıçakla Aybak'ı boğazından yaralayarak kaçtı. Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'ne götürülen Aybak tedavisinin ardından taburcu edildi. Polis tarafından yakalanan M.Y. ise Çocuk Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

26 Mart 2008 Çarşamba

Önceki gün kızı tarafından öldürülen AÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Olcay Tiryaki, toprağa verildi.

Beysukent'teki evinde önceki gün öldürülen Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Klinik İmmünoloji ve Romatoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Olcay Tiryaki, toprağa verildi.

Tiryaki'nin cenazesi, görev yaptığı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde düzenlenen törenden sonra Kocatepe Camisi'ne getirildi. Burada Tiryaki'nin Türk bayrağına sarılı tabutunun başucuna yeşil renkte bir yazma örtüldüğü görüldü.

Kocatepe Camisi'ndeki törene, merhum öğretim üyesinin kız kardeşi Fatoş Tiryaki ve diğer yakınları ile Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Akal, eski Dekan Prof. Dr. Tümer Çorapçıoğlu ile öğretim üyeleri ve çalışma arkadaşları katıldı.

Tiryaki'nin kaybı nedeniyle gözyaşlarına boğulan Tiryaki'nin yakınları ve arkadaşları, üzüntülerini “Böyle bir ölümü hak etmemişti” sözleriyle dile getirdiler.

Öğle namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından omuzlara alınan Tiryaki'nin naaşı, cenaze aracına konularak Karşıya Mezarlığı'na getirildi.Tiryaki'nin cenazesi daha sonra burada gözyaşları arasında toprağa verildi.

Okul hayatında başarılı bir öğrenci, hem ailenin hem de öğretmenlerin önemli beklentileridir. Öğrenmeyi ,başarıyı engelleyen faktörler.

Bir öğrenci öğrenirken zihninin yüzde 20'sini, duygularının ise yüzde 80'ni kullanır. Yani dersini severek yapan çocuk daha başarılı olur. Çocuğuyla ilgilenemeyen, aile yaşantısında düzen bulunmayan, hayatları programsız anne-babaların çocuklarından düzenli ders çalışma ve başarı beklemeleri yanlış olur.

Bir öğrencinin okul başarısının kaynağı sadece çocuğun yetenek ve zekâsında görülmemelidir. Çocuk okul başarısında sadece akademik yeteneklerini ortaya koyar. Sosyal hayatta, sosyal ilişkilerindeki başarısı da en az okul başarısı kadar önemlidir. Çocuğun okul başarısı onun öğrenme yeteneğini yansıtır.

Okul hayatında başarılı bir öğrenci, hem ailenin hem de öğretmenlerin önemli beklentileridir. Ancak öğrenmeyi dolayısıyla başarıyı engelleyen birçok faktör vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

Yeterli ve düzenli çalışmama, tekrar eksikliği
Çocuğun öğrenmeye karşı isteksizliği ve ilgisizliği
Bilgi, beceri ve yeteneklerin farklılığı
Psikolojik durum (arkadaş ilişkileri, anne-baba ilişkileri, kişilik özellikleri)
Uygun çalışma ortamının ve buna bağlı olarak düzenli, sistemli aile hayatının olmaması
Dersini severek yapan başarılı
Anne-baba çocuğun öğrenme ve başarı sağlamasından direkt sorumlu olmasalar da, başarı ve öğrenmeyi sağlayıcı şartların hazırlanmasından direkt sorumludur. Çalışma ortamı iyi bir şekilde düzenlenen, sistemli bir yaşantıya sahip ailelerin çocukları diğerlerine göre daha başarılı olmaktadır.

Bir çocuk öğrenirken zihninin yüzde 20'sini, duygularının ise yüzde 80'ini kullanır. Bu da şu anlama gelir: Dersini severek, isteyerek yapan öğrenci diğerlerine göre daha başarılı olur. Çocuktan uzun zaman sonra eve gelen, çalışma takibini yapamayan, eve geldiğinde ise daha çok ev işleri veya işyerinden getirdiği işlerle meşgul olan anne-babaların çocuklarından ciddi bir başarı ve gayret beklemeleri doğal değildir.

Çocuğun başarılı olmasında sistemli ve düzenli çalışması ve programlı olması ne kadar çok önemliyse aile içinde ev ortamında çalışan öğrencinin anne-babasının da hayatlarını bir programa bağlamaları ve çocuklarının çalışma düzenini bu programa dahil etmeleri gereklidir.

Çocuk ders çalışırken, anne-babanın TV seyredip çay içtiği, gezmeye gittiği ya da misafirlikte olduğu bir ortamda "hadi sen odana gidip ders çalış" dendiğinde çocuk odasına gider ders çalışır, ancak aklı dışarıda kalır.

İki kardeşli evlerde çocukların çalışma zamanları birbirine uygun olarak ayarlanmalıdır. Biri ders çalışıp, diğeri TV, bilgisayarla meşgul olmamalıdır.

Çocuğumun okul başarısını artırmak için ne yapabilirim?
Onun en iyi nasıl öğrendiğini, hangi yöntemle daha iyi öğrendiğini birlikte tespit edin. Okuyarak, yazarak, dinleyerek, anlatarak mı daha iyi öğreniyor?
"Doğru dürüst çalışmıyorsun", "Az çalışıyorsun" şeklinde uyarıların yerine "Çalışmalarını gözden geçir, eksiklerini beraber belirleyelim, bu süre bu ders için yeterli mi?" şeklinde cümleler kullanalım.
Ders çalışma ve çalışmamanın sonuçları hakkında konuşun. Düzenli tekrar yapmadığında konuların birikeceğini, çalışma isteksizliğinin oluşacağını unutmayın.
Çalışma süresi her öğrenciye göre farklılık gösterir. Bazı öğrenciler için 20 dakika, bazıları için 40 dakika gerekebilir.
Çocuk ders çalışırken ondan bir şey istemeyin.
Her defasında ödül vermeyin. Başarı kendi başına ödüldür.
TV, bilgisayarı kontrol altına alın.
Çocuğun başarısını değerlendirirken arkadaş ya da sınıfına göre değil, bir önceki durumuyla karşılaştırarak değerlendirin.
Çocuğun konsantre olacağı uygun çalışma ortamı hazırlayın. Dikkatini dağıtacak ya da aklının sizin bulunduğunuz odada kalmasını sağlayacak ortamlar oluşturmayın.
Sadece dersler odaklı konuşma ve iletişim kurmayın. Sosyal, duygusal, güncel meseleler hakkında konuşun.
Yatmadan tekrar yapmasını sağlayın. 10 dakikalık gözden geçirme, okuma şeklinde tekrar öğrenilenlerin kalıcı olmasını sağlar.
Kontrollü takip yapın. Sadece ödevlerini yaptın mı, derslerini bitirdin mi? şeklinde soru-cevaplı takip yüzeysel bir takiptir. Neler anladığını, öğrendiğini soru-cevap şeklinde sorun.
Sürekli ders çalışmasını istemeyin. Bu sadece çalışma zorunluluğunu hatırlatır. Çocukta herhangi bir istek ve gayret oluşturmaz.
Bunun yerine ne zaman çalışacağına, ne zaman dinleneceğine ait olan bir program hazırlayın. Ya da hazırlanmış böyle bir program varsa beraber takip edin. Sosyal faaliyetlere programda yer vermesini sağlayın.
Mümkün oldukça yatmadan önce TV izlemesine müsaade etmeyin.
Eve gelir gelmez derse oturtmayın. Sevdiği şeylerle meşgul olmasını sağlayarak
okul stresinden uzaklaşması için yardımcı olun.
Çocuğun başarısızlık nedenlerini iyi tespit edin. Bazen çocuk evde düzenli çalışır.
Ama istenilen başarıyı elde edemez. Bunun nedeni derste konuyu iyi öğrenememesi olabilir.

Fenerbahçe, "101. yılda 101.000 kitap" sloganıyla büyük bir yardım kampanyası başlatıyor.

Sait Gürsoy / Sabah

101. yılda 101.000 kitap

Kuruluşundan bu yana, ülkemizin eğitim alanında da daha iyi koşullara sahip olması adına camiasıyla birlikte her koldan seferber olan Fenerbahçe Spor Kulübü, kuruluşunun 101. yılında da bu alanda büyük çapta bir yardım kampanyası başlatıyor. Fenerbahçe, "101. yılda 101.000 kitap" sloganıyla başlattığı yardımlaşma kampanyasında sadece Fenerbahçelileri değil, eğitim konusunda duyarlı olan her okur severi göreve çağırıyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde ihtiyacı bulunan 101 adet ilköğretim okulu için, başta kitap olmak üzere, eğitim araç gereçleri ve kıyafet toplanmasını içeren yardım kampanyasıyla özellikle o bölgelerde eğitimde yaşanan noksanlıkların telafi edilmesi, küçük yaşta çocukların kitap dostu olması amaçlanıyor. Haydi tüm okur severler!.. Ulusumuzun istikbali olan çocuklarımızın eğitimine katkıda bulunmak için okumuş olduğunuz kitaplarla vedalaşın; kitaplarınız nesilden nesle aktarılsın; çocuklarımızın gözlerinde ışık olsun. Daha geniş bilgiyi 0216 542 18 95 nolu telefondan alabilirsiniz. İşte dünya kulübü Fenerbahçe'nin farkı.

Muğla Milli Eğitim Müdürü Mustafa Aksan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayıyla görevden alındığını öğrenince kalp krizi geçirdi.

12 yıldır Muğla Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüten Mustafa Aksan, iki gün önce Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atamaları düzenleyen 2451 Sayılı Kanun'un 2'nci maddesince görevden alındı. Daha önce de 4 kez görevden alınan ve mahkeme kararıyla geri dönen Aksan'ın bu kez dönüş yolu da kapandı. Görevden alma Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün imzasıyla yapıldı. Resmi Gazete'de de yayımlanan kararı evinde öğrenen Aksan kalp krizi geçirdi. Yakınları tarafından ambulansla Muğla Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Aksan, ilk müdahalenin ardından İzmir'deki Özel Kent Hastanesi'ne sevk edilerek tedaviye alındı. Daha önce anjiyo yapıldığı belirlenen Aksan'ın sağlık durumunun iyiye gittiği belirtildi. Aksan'ın, Ankara'da geri hizmete alınabileceği belirtildi.

Aksan'ın görevden alınmasının normal olduğunu belirten AKP Muğla Milletvekili Yüksel Özden, “Aksan, 12 yıldan bu yana Muğla'da görev yapıyordu. Bu tür görevler, 5-6 yılla sınırlandırılıyor. Ancak Mustafa Aksan uzun süre burada kaldı. Bu nedenle bir kan değişikliği yapıldı. Bu Milli Eğitim Bakanlığı'nın aldığı bir karar. Altında, herhangi bir art niyet yok. Başka birçok ilde de görev değişiklikleri yapıldı. Bu karar Muğla için faydalı olacaktır. Yeni ufuklar ve yeni projelerin önü açılacaktır. Kendisinin, kalp krizi geçirdiğini duydum. Acil şifalar diliyorum” dedi.

Sokakta çalışan 3 bin 633 çocuğun eğitim masrafları gönüllü kişi veya kuruluşlarca karşılandı.

GAP Bölge Kalkınma İdaresi (GAP BKİ) ve Birleşmiş Milletler'in (BM) işbirliğiyle 2006'da başlatılan 'Velim Olur musun?' kampanyasında, sokakta çalıştıkları tespit edilen 3 bin 633 çocuğun eğitim masrafları gönüllü kişi veya kuruluşlarca karşılandı.

GAP BKİ ve BM Kalkınma Programı işbirliğiyle 2004-2007 yıllarında yürütülen 'Bölgesel kalkınmanın güçlendirilmesi ve bölgedeki sosyoekonomik farklılıkların azaltılması programı-aşama II' kapsamındaki bileşenlerden olan 'Sokakta çalışan çocukların rehabilitasyonu projesi' çerçevesinde 25 Ocak 2006'da 'Velim Olur musun?' kampanyasının başlatıldığı belirtildi.

Kampanyanın amacı ise; Şanlıurfa, Batman ve Gaziantep'te sokakta çalışan çocukların eğitim masraflarının karşılanması olarak belirlendi. Böylece ailelere ekonomik katkıda bulunulması gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, internet ortamında çocukların bireysel bilgilerinin yayınlanarak ihtiyaçların gönüllü kişi veya kuruluşlarca öğrenilmesi imkanının oluşturulduğu ifade edildi. Kampanyanın yerelden gelen talep üzerine GAP kapsamındaki bütün illeri kapsayarak 20 Mart 2008'de; Adıyaman, Batman, Kilis, Siirt, Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa valilikleri, Gaziantep Şahinbey Kaymakamlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve Express Kargo'nun sponsorluğunda yeniden başlatıldığı bildirildi.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ndeki kavga nedeniyle hafta sonuna kadar eğitime ara verildi.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi'nde (DTCF), sol ve sağ görüşlü öğrenci grubu arasında çıkan kavga nedeniyle bu hafta sonuna kadar eğitime ara verildi. Dün iki grup arasında yaşanan bıçaklı satırlı kavgada bir öğrenci ve dört polis yaralandı. Kavganın, sol görüşlü öğrencilerin ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin Ankara ziyaretini protesto etmesine tepkiler üzerine çıktığı öne sürüldü.

Geçen yıldan bu yana kavgalar nedeniyle daha önce birkaç kez eğitime ara verilen, son olarak bu yıl 29 Şubat ve 3 Mart'ta öğrenci olaylarının yaşandığı DTCF'de sol görüşlü öğrencilerin de aralarında bulunduğu bir grup TKP üyesi, önceki gün Sakarya Caddesi'nde Cheney'nin Ankara ziyaretini protesto amacıyla yapacakları basın açıklaması için fakültede bir araya geldi.

Bıçaklı satırlı kavga

Fakültede “ülkücü grup” olarak adlandırılan sağ görüşlü öğrencilerle sol görüşlü öğrenciler arasında bu protesto nedeniyle tartışma çıktı. Tartışma görevlilerin müdahalesiyle sona erdi.

İddialara göre dün sabah sağ görüşlü Ülkü Ocakları'na mensup öğrenci olmayan bazı kişilerle okula gelerek sol görüşlü öğrencilerle tartışmaya başladı. Tartışma yemekhanede bıçaklı satırlı kavgaya dönüştü. Kavgada yaralanan bir öğrenci İbn-i Sina Hastanesi'ne kaldırılırken, polisin müdahalesiyle olay sona erdi.

'PKK dışarı' sloganları

Bir süre sonra sol görüşlü bir öğrenci basın açıklaması yapmak için fakülte dışına çıkacağı sırada kavga tekrar başladı. Sağ görüşlü öğrenciler “PKK dışarı” şeklinde slogan atınca, fakülteye giren polis biber gazı kullandı. Ancak bu sırada polis de bir grup öğrencinin taşlı saldırısına uğradı. Yaralanan dört polis hastanelere kaldırıldı.

Olayları protesto etmek için Yüksel Caddesi'nde toplanan sol görüşlü 150 kadar öğrenci “Katil polis hesap verecek”, “Dil Tarih faşizme mezar olacak” sloganları attı. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras da okulun hafta başına kadar tatil edildiğini açıkladı.

İstanbul Üniversitesi’nde Fen Edebiyat Fakülte binasına giren ve bir daha çıkmayan Öğrenci Kolektifleri üyesi Ali Tosun’dan haber alınamıyor.

İstanbul Üniversitesi'nde Fen Edebiyat Fakülte binasına giren ve bir daha çıkmayan İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fransızca öğretmenliği bölümü öğrencisi ve Öğrenci Kolektifleri üyesi Ali Tosun'dan haber alınamıyor.
Tosun'un arkadaşları ANKA'ya yaptığı açıklamada, bugün öğlen saat 14.00 civarında lavaboya gitmek üzere ayrılan Ali Tosun'dan daha sonra haber alamadıklarını söyledi. Fakültede ve okulun her hangi bir yerinde bulamadıkları Ali Tosun'un akıbetinin üniversite içerisindeki özel güvenlik birimlerine ve sivil polislere sorduklarını ve yanıt alamadıklarını söyleyen Tosun'un arkadaşları, Edebiyat Fakültesi Dekanı ile görüştüklerini kaydetti. Dekanın kendilerine Tosun'u hastanelerde aramaları önerisinde bulunduğunu aktaran Tosun'un arkadaşları, “Okulda son günlerde yaşanan olaylar nedeniyle arkadaşımızın hayatından endişe duyuyoruz” dedi.

Belediye Başkanı Haşlak, Güllüova İlköğretim Okulu’nda oluşturdukları bilgisayar sınıfının birlik ve beraberliğe güzel bir örnek olduğunu belirtti.

Gölbaşı Belediyesince Muş'un Bulanık ilçesindeki Güllüova İlk-öğretim Okulu'nda bilgisayar sınıfı oluşturuldu. Bilgisayar sınıfının açılış törenine, Bulanık Kaymakamı Fatih Aksoy, Ankara Gölbaşı Belediye Başkanı Abdulnasır Haşlak, İlçe Milli Eğitim Müdürü Necim Eroğlu ve vatandaşlar katıldı.

GÜZEL BİR ÖRNEK

Törende konuşan Gölbaşı Belediye Başkanı Abdulnasır Haşlak, oluşturdukları bilgisayar sınıfının birlik ve beraberliğe güzel bir örnek olduğunu belirterek, "Bizler kardeşiz, kardeşlerimize bir nebze de olsa yardımcı olabilmek istedik. İlçe Milli Eğitim Müdürü Necim Eroğlu'nun talebi üzerine, Güllüova İlköğretim Okulu'na bilgisayar sınıfını açmayı uygun gördük" diye konuştu.

GÖNÜLLERİMİZ BİR

Farklı yerlerde yaşamanın dayanışmaya engel olmadığını belirten Haşlak, "Gönüllerimiz bir. Varılmaz sanılan yollar sevgi ile aşılır, kurulmaz sanılan hayaller sevgiyle kurulur. Türkiye'yi geleceğe hazırlamak için çocuklarımızı iyi eğitmeliyiz. Bu doğrultuda eğitime destek çalışmaları yapıyoruz" diye konuştu.

Takdire şayan davranış

BULANIK Kaymakamı Fatih Aksoy ise 180 öğrencinin eğitim gördüğü Güllüova İlköğretim Okulu'na, 15 bilgisayarın bulunduğu bilgisayar sınıfı kurdukları için Gölbaşı Belediye Başkanı Abdulnasır Haşlak'a teşekkür ederek, şunları kaydetti: "Gölbaşı Belediyesi'nin Güllüova İlköğretim Okulu'nda açtığı bilgisayar sınıfı hem bizi hem de öğrencilerimizi sevindirdi. Bu imkanın çocuklara sağlanması takdire şayan bir davranıştır. Bu tür yardımları çok önemsiyoruz. Devletin yatırımları ve yaptıkları yanında hayırsever iş adamlarımızın da son yıllarda özellikle bilgisayarlı eğitime olan ilgileri artarak devam etmektedir."

2005 yılında Anadolu Liselerine sınavsız öğretmen alımı yapılması sonrasında bu atamaların iptal edilmesi öğretmenleri mağdur etti.

2005 yılında Anadolu Liselerine sınavsız öğretmen alımı yapılması sonrasında bu atamaların iptal edilmesi nedeniyle birçok öğretmenin mağdur olduğunu bildiren Türk Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı'na bir yazı yazarak, söz konusu öğretmenlerin il içi tayin ile eski okullarına dönebilmelerinin sağlanmasını istedi.
Türk Eğitim-Sen 2005 yılında Anadolu Liselerine sınavsız olarak atanan öğretmenlerin yargı kararı sonucu atamalarının iptal edildiğini ve bu nedenle mağdur olan öğretmenlerin mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla MEB'e yazı yazdı. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk imzası ile gönderilen yazıda, 2005 yılında yapılan sınavsız atama sonrasında yargının bu atamaları iptal ettiği kaydedilirken, “Bazı iller mahkeme kararını daha önce uygulamış, bazıları ise bugünlerde uygulamak üzere çalışmalara başlamıştır. Yargı kararının uygulanması hukuki bir mecburiyettir. Ancak, bu atamaların sorumlusu öğretmenlerimiz değildir. Dolayısıyla yapılan uygulamalar öğretmenlerimizi mağdur etmektedir” denildi.

-“2 YILA BAKILMAKSIZIN İL İÇİ ATAMA YAPILSIN”-

MEB'e gönderilen yazıda, söz konusu öğretmenlerin kararnamelerinin Anadolu statüsüne çevrildikleri için yapılan Anadolu Liselerine Öğretmen Alımı Sınavlarına da alınmadıkları vurgulandı. Öğretmenlerin 2 yıllık çalışma sürelerinin dolmaması nedeniyle de il içi tayin isteğinde bulunamadıklarına işaret edilen yazıda, “Söz konusu öğretmenlerin, istemeleri halinde eski okullarına norm kadro fazlası öğretmen olarak atanmaları veya bulundukları okulda 2 yılını doldurup doldurmadıklarına bakılmaksızın il içi tayin isteğinde bulunabilmelerinin sağlanması yaşanan mağduriyeti bir nebze de olsa hafifletecektir” denildi.

25 Mart 2008 Salı

Mersin'in Toroslar Belediyesi tarafından düzenlenen İstiklal Marşı'nı okuma yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

Mersin'in Toroslar Belediyesi tarafından düzenlenen İstiklal Marşı'nı okuma yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.
Kültür Merkezi'nde düzenlenen ödül töreni öncesi "Tarihin Yazdığı Kader" adlı tiyatro oyunu sahnelendi.

Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, yaptığı konuşmada, rutin belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler de düzenlediklerini belirterek, amaçlarının insanları bir araya getirerek kaynaşma ve dayanışmalarını sağlamak olduğunu söyledi.


Mersin Milli Eğitim Müdürü Hasan Gül ise 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulünün 87. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen yarışmadan dolayı Başkan Tuna'ya teşekkür ederek bu tür etkinliklerin devamını istedi.

Daha sonra, Toroslar Belediyesi Tiyatro Grubu'nun sunduğu ve Kuvva-i Milliyecilerin, Fransızları Mersin'den kovuşunu anlatan "Tarihin Yazdığı Kader" isimli oyun sahnelendi.

İlköğretim okulları arasında düzenlenen ve 207 öğrencinin katıldığı İstiklal Marşı'nı en güzel okuma yarışmasında dereceye giren öğrencilere de ödülleri verildi.

20 mansiyon ödülünün dağıtıldığı yarışmada, jüri üyeliği yapan öğretmenlere de birer teşekkür plaketi sunuldu.

Gecede 93 puanla birinci olan Muhittin Develi İlköğretim Okulu öğrencisi Emine Selva Aydoğdu'ya tam, 89,3 puanla ikinci olan Osmaniye İlköğretim Okulu öğrencisi Zeynep Apak'a yarım, 88,7 puanla üçüncü olan İleri İlköğretim Okulu öğrencisi Cansu Güneri'ye çeyrek altın verildi.

Eğitim-Sen, MEB'in uygulamaları nedeniyle Anadolu Liseleri’nin karmaşaya sürüklendiğini açıkladı.

Eğitim-Sen, 2005 yılında 350 lisenin Anadolu Lisesi'ne dönüştürmesinin ardından öğretmen açığının da sınavsız atama yoluyla karşılanmaya çalışılması nedeniyle Anadolu Liseleri'nin karmaşaya sürüklendiğini açıkladı.

Eğitim-Sen tarafından yapılan açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2005 yılında 350 liseyi Anadolu Lisesi'ne dönüştürdüğü hatırlatılırken, Anadolu Liseleri'nde ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının ise yayınlanan 2005/73 sayılı genelge ile giderilmek istendiğine işaret edildi. Söz konusu genelge neticesinde öğretmenlerin Anadolu Liseleri'ne sınavsız atanmasının öngörüldüğü belirtilirken, eğitim ve bilim hizmet kolundaki birçok sendika bu genelgenin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay'a dava açtığı anımsatıldı. Danıştay 2. Dairesi'nin 10 Nisan 2006 tarihinde Türk Eğitim-Sen'in başvurusu üzerinden karar vererek genelgenin yürütmesini durdurduğu belirtilirken, “Bu karar uyarınca Bakanlığın 30 gün içinde söz konusu genelge uyarınca atananları görevde alması gerekmekteydi. Anayasa, 2577 sayılı yasa bunu gerektirmekteydi. Danıştay'ın istikrar kazanmış yaklaşımı da bir düzenlemenin yürütmesi durdurulduğunda veya iptal edildiğinde bu düzenlemeye dayanılarak tesis edilen işlemlerinde geri alınması yönündedir. Milli Eğitim Bakanlığı bu atamaları geri almayarak yargı kararını uygulamamış, görevini yapmamıştır” denildi.

“MEB YARGI KARARINI 2 YIL SONRA UYGULAMAYA BAŞLADI”

Milli Eğitim Bakanlığı'nın söz konusu öğretmenlerin il içi yer değiştirme başvurularında Anadolu Liseleri tercihlerine onay vermediği vurgulanan açıklamada. “Anlaşılan o ki bakanlık yetkilileri yargı kararını nihayet uygulamaya karar vermiştir. Bu sürecin sorumluluğu tümüyle hukuka aykırı işlemleriyle ve suç oluşturan eylemleriyle Milli Eğitim Bakanlığı'na aittir” denildi. Açıklamada, Bakanlığın 350 liseyi altyapı olmadan Anadolu Lisesine dönüştürdüğü belirtilirken, bunun yanı sıra mevzuata aykırı işlem yaptığına değinildi.

“AKP'NİN KADROLAŞMA AMACI İLE YAPILDI"

Açıklamada, uygulamanın “tipik bir AKP icraatı” olduğu ifade edilirken, “Popülizm kaygısıyla Anadolu lisesi taleplerine yanıt vermek adına bir gecede 350 lise Anadolu lisesine dönüştürülmüş ve hukuku çiğnemek dahil her şey göze alınarak sınavsız öğretmen alımı yapılmıştır. Çünkü AKP'nin kadrolaşma amacı için nesnel bir yöntem olan sınav yerine genelge daha uygun bir yöntemdir” denildi.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÇELİK HAKKINDA SUÇ DUYURUSU YAPILACAK

Sorumluların yaptıklarının cezasını ödemesi gerektiği belirtilen açıklamada, Anadolu Liselerinde doğacak öğretmen ihtiyacının kariyer ve liyakat ilkelerine göre doldurulması ve mağdur olan öğretmenlerin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine işaret edildi. Açıklamada, şöyle denildi:
“Başta Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik olmak üzere belirtilen işlemlerin uygulandığı dönemde sorumlu mevkide olan Bakanlık yetkilileri hakkında görevi kötüye kullanmak suçlamasıyla suç duyurusunda bulunmaktır. Aynı şekilde bakanlık ve/veya sorumlu konumdaki bakanlık yetkilileri hakkında tazminat davası açmak olanaklıdır. Sendikamız bu konuda bir hazırlık yürütmekte olup kısa bir süre sonra gerekli bilgilendirme yapılacaktır.”

Eğitim-Sen, MEB'in uygulamaları nedeniyle Anadolu Liseleri’nin karmaşaya sürüklendiğini açıkladı.

Eğitim-Sen, 2005 yılında 350 lisenin Anadolu Lisesi'ne dönüştürmesinin ardından öğretmen açığının da sınavsız atama yoluyla karşılanmaya çalışılması nedeniyle Anadolu Liseleri'nin karmaşaya sürüklendiğini açıkladı.

Eğitim-Sen tarafından yapılan açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2005 yılında 350 liseyi Anadolu Lisesi'ne dönüştürdüğü hatırlatılırken, Anadolu Liseleri'nde ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının ise yayınlanan 2005/73 sayılı genelge ile giderilmek istendiğine işaret edildi. Söz konusu genelge neticesinde öğretmenlerin Anadolu Liseleri'ne sınavsız atanmasının öngörüldüğü belirtilirken, eğitim ve bilim hizmet kolundaki birçok sendika bu genelgenin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay'a dava açtığı anımsatıldı. Danıştay 2. Dairesi'nin 10 Nisan 2006 tarihinde Türk Eğitim-Sen'in başvurusu üzerinden karar vererek genelgenin yürütmesini durdurduğu belirtilirken, “Bu karar uyarınca Bakanlığın 30 gün içinde söz konusu genelge uyarınca atananları görevde alması gerekmekteydi. Anayasa, 2577 sayılı yasa bunu gerektirmekteydi. Danıştay'ın istikrar kazanmış yaklaşımı da bir düzenlemenin yürütmesi durdurulduğunda veya iptal edildiğinde bu düzenlemeye dayanılarak tesis edilen işlemlerinde geri alınması yönündedir. Milli Eğitim Bakanlığı bu atamaları geri almayarak yargı kararını uygulamamış, görevini yapmamıştır” denildi.

“MEB YARGI KARARINI 2 YIL SONRA UYGULAMAYA BAŞLADI”

Milli Eğitim Bakanlığı'nın söz konusu öğretmenlerin il içi yer değiştirme başvurularında Anadolu Liseleri tercihlerine onay vermediği vurgulanan açıklamada. “Anlaşılan o ki bakanlık yetkilileri yargı kararını nihayet uygulamaya karar vermiştir. Bu sürecin sorumluluğu tümüyle hukuka aykırı işlemleriyle ve suç oluşturan eylemleriyle Milli Eğitim Bakanlığı'na aittir” denildi. Açıklamada, Bakanlığın 350 liseyi altyapı olmadan Anadolu Lisesine dönüştürdüğü belirtilirken, bunun yanı sıra mevzuata aykırı işlem yaptığına değinildi.

“AKP'NİN KADROLAŞMA AMACI İLE YAPILDI"

Açıklamada, uygulamanın “tipik bir AKP icraatı” olduğu ifade edilirken, “Popülizm kaygısıyla Anadolu lisesi taleplerine yanıt vermek adına bir gecede 350 lise Anadolu lisesine dönüştürülmüş ve hukuku çiğnemek dahil her şey göze alınarak sınavsız öğretmen alımı yapılmıştır. Çünkü AKP'nin kadrolaşma amacı için nesnel bir yöntem olan sınav yerine genelge daha uygun bir yöntemdir” denildi.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÇELİK HAKKINDA SUÇ DUYURUSU YAPILACAK

Sorumluların yaptıklarının cezasını ödemesi gerektiği belirtilen açıklamada, Anadolu Liselerinde doğacak öğretmen ihtiyacının kariyer ve liyakat ilkelerine göre doldurulması ve mağdur olan öğretmenlerin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine işaret edildi. Açıklamada, şöyle denildi:
“Başta Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik olmak üzere belirtilen işlemlerin uygulandığı dönemde sorumlu mevkide olan Bakanlık yetkilileri hakkında görevi kötüye kullanmak suçlamasıyla suç duyurusunda bulunmaktır. Aynı şekilde bakanlık ve/veya sorumlu konumdaki bakanlık yetkilileri hakkında tazminat davası açmak olanaklıdır. Sendikamız bu konuda bir hazırlık yürütmekte olup kısa bir süre sonra gerekli bilgilendirme yapılacaktır.”

Veliler istemiyor, ama çocuğunu gönderiyor...

Velilerin yüzde 42.79’u özel dershaneleri istemiyor. Ancak velilerin yarısından çoğu "sınavlarda dershaneye giden öğrencinin başarılı olacağı, gitmeyenin ise başarısız olacağı" düşüncesinde.
Reklam
Bağımsız Eğitimciler Sendikası’nın (BES) yaptığı araştırmaya göre, "velilerin yüzde 42.79’u özel dershaneleri istemiyor."

BES’in "Dershaneler Mercek Altında" araştırması kapsamında Ankara’daki 1247 velinin görüşüne başvuruldu. Araştırma sonuçlarına göre, velilerin yarısından çoğu "sınavlarda dershaneye giden öğrencinin başarılı olacağı, gitmeyenin ise başarısız olacağı" düşüncesinde.

Velilerin yüzde 23,48’i, ÖSS ve OKS gibi sınavlara hazırlanmada en etkili yöntemin "okul" olduğunu, yüzde 33,79’u da dershane seçiminde "dershane başarısının önemsendiğini" belirtti. Ankete katılan velilerden, dershanelerin kapatılarak okula dönüştürülmesini isteyenlerin oranı yüzde 76,43, dershanelerin en yararlı hizmetinin "üniversite tercihleri" olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 77,50 oldu.

Velilerin yüzde 42,79’u özel dershaneleri "parası olmayan dershaneye gidemiyor" gerekçesiyle istemezken, yüzde 82,63’ü, "dershanelerin aldıkları ücreti hak etmediklerini", yarıdan fazlası ise "dershanelerin Milli Eğitim Bakanlığı ve dershane yöneticileri tarafından belirlenen fiyat tarifesini hazır bulundurmadığını" ifade etti.

Sınıfta çocuğa bak anne babayı gör...

Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevziye Toros, kumar oynayan ve aşırı alkol alan anne babaların çocuklarının, kendilerini derse vermekte zorluk yaşadıklarını söyledi
Reklam
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fevziye Toros, kumar oynayan ve aşırı alkol alan anne babaların çocuklarının, kendilerini derse vermekte zorluk yaşadıklarını söyledi.

Toros, Mersin’in Erdemli ilçesinde Sultan Akın İlköğretim Okulu Müdürlüğü ile Okul Aile Birliği tarafından düzenlenen "Anne Baba ve Çocuk eğitimi" konulu seminerde, katılımcılara, çocuklarda dikkat eksikliği, hiperaktiflik ve ergenlik sorunları konusunda bilgi aktardı.

Toros, okulda ve evde dikkat eksikliği olan çocukların mutlaka birebir eğitimden geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Çocukların okulda ve okul dışındaki başarısına aile içi ilişkilerin direkt olarak etki ettiğini anlatan Toros, "Kumar oynayan ve aşırı alkol alan anne babaların çocukları, kendilerini derse vermekte zorluk yaşıyor" dedi.

Toros, her çocuğun hiperaktif olduğunu, ancak çocukta yaşın ilerlemesi ile bunun ağır ağır ortadan kalktığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Gelişim çağındaki kız çocuklarında dikkatsizlik erkek çocuklarına nazaran daha fazladır. Bahar ayının gelmesiyle sık görülen bu durum karşısında anne babalar çocuğundaki dikkatsizliği gördüğü an, dikkatsizliğini yüzüne vurmayarak ona uygun bir dille daha dikkatli olması gerektiğini anlatması gerekir. Aksi halde çocuğun, telafisi mümkün olmayacak yanlış yapmasına neden olur."

Bilgisayar Kursları...

Bilgisayar Okur-yazarlığı, Klavye Kullanımı, İşletmenlik, Network&nt, Programcılık, Autocad, Donanım, Web Tasarımı, Dos-windows 98, Word, Excel, Access, Power Point, Internet Kullanımı Konularında Eğitim Veren Bilgisayar Kursları Rehberi'mizle, İstediğiniz İçerikteki Kursa Daha Rahat Ulaşacabileceksiniz.


Bilgisayar okur-yazarlığı, klavye kullanımı, işletmenlik, Network&NT, Programcılık, Autocad, Donanım, Web Tasarımı, DOS-Windows 98, Word, Excel, Access, Power Point, Internet kullanımı konularında eğitim veren Bilgisayar Kursları Rehberi'mizle, istediğiniz içerikteki kursa daha rahat ulaşacabileceksiniz

Amerika’daki Washington And Lee Üniversitesi’nin öğrencilerinden oluşan müzisyen topluluk ,Türkiye turnesinde,çok sesli halk türkülerini yorumlayacak.

Amerika'daki Washington And Lee Üniversitesi'nde 1992'den beri performanslarını sergileyen Şef Dr. Gordon Spice yönetimindeki “Washington & Lee Chamber Singers” Nisan ayında Ankara, Eskişehir ve İstanbul'da müzikseverler ile buluşacak.
Üniversitenin üst sınıflarından seçilen ve genellikle 26 öğrenciden oluşan müzisyen topluluk, ilk konserini 14 Nisan'da Ankara Gazi Üniversitesi Konser Salonu'nda gerçekleştirecek. 15 Nisan'da Eskişehir Anadolu Üniversitesi Konser Salonu'nda olacak topluluk, son konserini ise 17 Nisan'da İstanbul Caddebostan Kültür Sanat Merkezi'nde verecek.

-HALKA AÇIK VE ÜCRETSİZ-

Topluluğun Vokaliz Organizasyon tarafından gerçekleştirilecek tüm konserleri, halka açık ve ücretsiz olacak. “Washington & Lee Chamber Singers” Türkiye'deki konserlerinde halk türkülerinin çok seslendirilmiş örneklerini de yorumlayacak.
Repertuarında 20. yüzyıl Amerikan bestecilerinin “mass” ve “motet”leri ile folk şarkı düzenlemelerine yer veren “Washington & Lee Chamber Singers” ayrıca Rönesans dönemi koral eserleri üzerine de çalışmalarını sürdürüyor. Topluluk, Amerika'da her yıl gerçekleştirdiği turnelerinin yanı sıra, Londra'daki St Paul Katedrali ve Westminster Abbey, İsviçre, İtalya, Almanya gibi yerlerde çok başarılı performanslar sergiledi.1996'da İspanya turnesi kapsamında Barcelona, Madrid, Salamanka ve Burgos'ta konserler veren “Washinton & Lee Chamber Singers” 1998 Nisan'ında Prag ve Budapeşte'de, 2000 baharında tekrar İspanya'da Toledo, Cordoba ve Seville'de sahne aldı. İtalya Roma'da St.Peters bazilikası, Venedik, Slovanya, Hırvatistan, Arjantin ve Uruguay'da izleyiciler ile buluştu.

-ŞEF DR. GORDON SPICE-

Topluluğun şefi Dr. Gordon Spice, Kuzey Carolina Üniversitesinde müzikoloji doktorasını tamamladığı 1973'ten beri Washington and Lee Universitesi' nin koral etkinliklerini düzenliyor. Ohio Eyalet Üniversitesi'nde Maurice Casey ile koral şeflik çalışan Spice, Robert Shaw, Aaron Copland, Margaret Hillis, John Nelson ve Sarah Caldwell ile çalıştaylara katıldı. Spice, Amerikan Koral Şef Kuruluşu'nun Virgina eyalet başkanlığını ve Gençler Erkek Koroları başkanlığını yürüttü. “Chamber Singer” şefliği yanı sıra Spice, müzik tarihi ve müzik değerleri üzerine de dersler veriyor.

Işık Üniversitesi’nin yeni rektörü Prof. Dr. Ekrem Ekinci oldu. 1949 doğmulu Prof. Ekinci'nin özgeçmişi kısaca şöyle...

İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi Dekanlığı ve İTÜ Rektör Yardımcılığı görevlerinde de bulunan Ekinci dün görevine başladı.

1949'da Karaman'da doğan Ekinci, Konya Maarif Koleji'nde okuduktan sonra liseyi Belfast Area High School, Maine ABD'de bitirdi. Robert Kolej Kimya Mühendisliği Bölümü'nden 1971'de lisans, Newcastle Upon Tyne Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü'nden 1972'de yüksek lisans ve 1976'da doktora derecelerini alan Ekinci, 1977'de asistan olarak girdiği İTÜ'de 1981'de doçent ve 1988'de profesör oldu. 13 kitap için bölüm yazan, 6 adet Türk patenti sahibi olan Prof. Dr. Ekinci, Isı Bilimi ve Tekniği Derneği Bilim Ödülü'nü 2001'de aldı.

İşte İki Tane Aslan Gibi Kara Türk...

Üstlerinde ne markalı kıyafetleri var, ne de her akşam bir davetteler... Ama onların arkalarından bırakacakları bir okulları var... 32 yıl boyunca çöpçülükten kazandıkları parayla.

Manisa'nın Selendi İlçesi'nde 70 yaşındaki Ömer Kahraman, Almanya'da 32 yıl çöpçülük yaparak biriktirdiği parayla köyüne okul yaptırdı. Kahraman'ın, çocukları her gün kilometrelerce yol katetmekten ve taşımalı eğitimden kurtaracak projesi 550 bin YTL'ye mal oldu.

Manisa'nın Çortak Köyü'nde yaptırılan 12 derslikli, 3 katlı Nimet-Ömer Kahraman İlköğretim Okulu tamamlanarak hizmete girdi. Köydeki eski okulda öğrenim gören ilk kademe öğrencileri yeni binalarına taşındı. Ana sınıfı da açıldı, okul öncesi çocuklar eğitim şansı yakaladı. Önümüzdeki yıl, Selendi İlçesi'nde öğrenim gören 6, 7 ve 8'inci sınıflarla, çevre köylerin taşımalı eğitim kapsamındaki öğrencilerinin, yeni yaptırılan eğitim yuvasında öğrenime başlayacağı belirtildi. Böylece her gün gidiş-dönüş 40 kilometreye yakın yol katederek eğitim gören çocukların çilesinin sona ereceği bildirildi. Bütün bunların arkasında ise "rüyasının gerçek olduğunu belirten" 3 çocuk, 6 torun sahibi bir insan var: Ömer Kahraman.

ALMANYA'DA ÇÖPÇÜLÜK

Bugün 70 yaşında olan Ömer Kahraman, sevincini "Allah herkese okul yaptırmayı nasip etsin" sözleriyle dile getirdi. 32 yıl Almanya'da belediye çöpçülüğü yaparak biriktirdiği parayla köyüne eğitim yuvası kazandırma kararı aldığını anlatan Kahraman, şunları söyledi:

"Almanya'dayken hep memleket özlemi çektim. Yıllar sonra dönüp geldiğimde çocuklarımızın çektiği eğitim sıkıntısını gördüm. Her gün kilometrelerce yol katedip okula gitmelerine gönlüm razı olmadı. Artık kendi köylerinde eğitim görecekler. Bu okul bana 550 bin YTL'ye mal oldu.

Önümüzdeki yıl en az 300 çocuk burada öğrenim görecek. Okul da köyümüz de cıvıl cıvıl olacak. Altı torunum var, onlar da burada okuyacak. Liseye kadar eğitim çilesi bitecek. Erkek torunum üç yıldır lösemi hastası. Ona uygun ilik bulamadık, ama onun iyileştiği günleri de görmek en büyük dileğim."

Ulaştırma Bakanlığı 52 Eğitim Kurumu Yapacak...

Ulaştırma Bakanlığı, eğitim’e destek vermek amacıyla Türkiye’nin çeşitli illerinde okul, yurt ve pansiyon yaptırma kararı aldı. 52 eğitim kurumunun yapılacağı il ve ilçeler.

Ulaştırma Bakanlığı, eğitim'e destek vermek amacıyla Türkiye'nin çeşitli illerinde okul, yurt ve pansiyon yaptırma kararı aldı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile çeşitli projelerde bir araya gelen ve eğitim alanında da birçok yatırım yapan Ulaştırma Bakanlığı, MEB'ye destek vermek amacıyla yaklaşık bin 200 derslik kapasiteli 47 okul yaptıracak. Bakanlık, bu okulların yanı sıra Sivas'ta bir kız-erkek öğrenci pansiyonu, Erzincan'da bir kız yurdu ve spor salonu, Rize'de spor salonu ve pansiyon, Siirt'te de Çok Programlı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi kuracak.

-52 EĞİTİM KURUMUNU ULAŞTIRMA BAKANLIĞI İNŞA EDECEK-

Bakanlık, hangi illerde hangi eğitim kurumunun inşasını üstlendiği ile bilgiyi MEB'ye bildirdi. Ulaştırma Bakanlığı 14 ilköğretim okulu, 6 yatılı ilköğretim okulu, 16 lise, 2 sosyal bilimler lisesi, 3 bilişim meslek lisesi, 3 fen lisesi, 1 endüstri meslek lisesi, 1 güzel sanatlar lisesi, 1 açıköğretim lisesi yaptıracak. Ulaştırma Bakanlığı söz konusu proje kapsamında Kars'ta 10 derslikli bir lojman kurmayı da planlarken, toplamda 52 eğitim kurumunun inşasını tamamlayacak.
Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılacak eğitim kurumları ise şöyle:
-Ankara Çubuk'ta 32 derslikli İlköğretim Okulu
-Ankara'da 24 derslikli Sosyal Bilimler Lisesi
-Konya'da 12 derslikli Bilişim Meslek Lisesi
-Kırşehir'de 12 derslikli Kaman Endüstri Meslek Lisesi
-Tunceli'de 24 derslikli İlköğretim Okulu
-Sivas'ta Erkek-Kız Pansiyonu
-Erzincan'da kız yurdu
-Hakkari'de 24 derslikli Merkez Lisesi
-Muş'ta 16 derslikli İlköğretim Okulu
-Kars'ta 32 derslikli Yatılı İlköğretim Bölge Okulu
-Van'da 24 derslikli Fen Lisesi
-Ağrı'da 16 derslikli Açıköğretim Lisesi
-Sivas'ta 12 derslikli Akıncılar Lisesi
-Gümüşhane'de 16 derslikli Fin Lisesi
-İstanbul'da 24 derslikli Bilişim Meslek Lisesi
-Yozgat'da 24 derslikli Sorgun Lisesi
-Şanlıurfa'da 16 derslikli İlköğretim Okulu
-Kahramanmaraş'ta 16 derslikli İlköğretim Okulu
-Siirt'te 16 derslikli Fen Lisesi
-Osmaniye'de 16 derslikli Yatılı İlköğretim Bölge Okulu
-Kayseri'de 32 derslikli Yatılı İlköğretim Bölge Okulu
-Şanlıurfa'da 16 derslikli İlköğretim Okulu
-Giresun'da 16 derslikli İlköğretim Okulu
-Rize'de 32 derslikli Ardeşen Lisesi
-Muş'da 16 derslikli İlköğretim Okulu
-İzmir'de Torbalı Lisesi
-İstanbul'da Sultanbeyli Lisesi
-İstanbul'da Bilişim Meslek Lisesi
-Erzincan'da 24 derslikli İlköğretim Okulu
-Malatya'da 16 derslikli İlköğretim Okulu
-Sivas'ta 24 derslikli Gürün Lisesi
-İstanbul'da 24 derslikli İlköğretim Okulu
-Batman'da 24 derslikli İlköğretim Okulu
-Erzincan'da 16 derslikli İlköğretim Okulu
-Gaziantep'te 24 derslikli Lise
-Mersin'de 24 derslikli Lise
-Antalya'da 24 derslikli Lise
-Samsun'da 24 derslikli Lise
-Erzurum'da 24 derslikli Lise
-Erzincan'da spor salonu
- Kars'ta 10 derslikli lojman
-Afyon'da 24 derslikli Lise
-Konya'da 24 derslikli Sosyal Bilimler Lisesi
-Sinop'ta 16 derslikli Lise
-Diyarbakır'da 16 derslikli Yatılı İlköğretim Bölge Okulu
-Rize'de 20 derslikli Güzel Sanatlar Okulu
-Ağrı'da 16 derslikli İlköğretim Okulu
-İzmir'de 16 derslikli Yatılı İlköğretim Bölge Okulu
-Ordu'da 16 derslikli Yatılı İlköğretim Bölge Okulu
-Van'da 24 derslikli Lise
-Rize'de spor salonu ve pansiyon
-Siirt'te Çok Programlı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi

Eğitim-Sen Yine Mahkemede...

Eğitim-Sen, MEB'in çeşitli okullara atanmaları öngören atama kılavuzunun ve yönetmelikteki değişikliğin bazı maddelerinin iptali istemiyle Danıştay’a dava açtı.

Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Spor Liseleri ile her türdeki Anadolu Liselerine öğretmenlerin sınavsız olarak atanmalarını öngören atama kılavuzunun ve yönetmelikteki değişikliğin bazı maddelerinin iptali istemiyle Danıştay'a dava açtı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Spor Liseleri İle Her Türdeki Anadolu Liselerine Öğretmen Başvuru ve Atama Kılavuzu ile 24 Kasım 2007'de yayımlanan Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Spor Liseleri İle Her Türdeki Anadolu Liseleri Öğretmenlerinin Seçimi ve Atamalarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in bazı maddelerinin durdurulması ve iptali için Danıştay'a başvurdu.

-"ÖĞRETMENLER YENİ HABERDAR OLDU"-

Eğitim-Sen tarafından açılan davanın gerekçesinde, söz konusu yönetmelikteki değişiklik öncesin-de öğretmen seçiminin sınavla yapıldığına dikkat çekildi. Eğitim-Sen'in yönetmeliğin bazı madde-lerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi ile dava açtığı da hatırlatılan gerekçede, Danış-tay'ın yönetmeliğin bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulmasına karar verdiğine işaret edildi. Gerekçede, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönetmelikte, yürütmeyi durdurma kararı ile ilgisi olmayan değişiklikler yaptığı belirtilirken şöyle denildi:
“Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Spor Liseleri İle Her Tür-deki Anadolu Liseleri Öğretmenlerinin Seçimi ve Atanmalarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği de 24 Kasım 2007 gün ve 26710 sayılı Resmi Gazetede yayımlamıştır. Ancak üyelerimizin büyük çoğunluğu söz konusu yönetmelik değişikliğinden, buna dayalı olarak Bakanlıkça yayımlanan 03 Mart 2008 gün ve 15288 sayılı yazı ekinde yayımlanan Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Spor Liseleri İle Her Türdeki Anadolu Liselerine Öğretmen Başvuru ve Atama Kılavuzu 2008'in yayımlanması ile haberdar olmuş, önceki yönetmeliğe ve hukuka aykırı olarak bu okullara sınavsız olarak öğretmen atanabileceğini öğrenmişlerdir. Bu durum daha önce sınava girip kazanan ve bundan sonra sınava girerek Anadolu liselerine öğretmen olarak atanmak isteyen üyelerimizin önünü tıkamaktadır. O nedenle bu davayı açıyoruz.”

-“AMAÇ, SİYASAL YANDAŞ ÖĞRETMENLERİ KAYIRMAKTIR”-

Dava gerekçesinden söz konusu yönetmelik değişikliği ile kılavuzda dava konusu edilen düzenlemelerin eşitlik, adalet, hukukun genel ilkelerine ve hukuka aykırı olduğu belirtildi. Anadolu lisesi öğretmenliklerine atanmaların objektif sınav sonuçları ile ölçüldüğü belirtilirken şöyle denildi:
“Bu ölçüt varken getirilen bu düzenlemeler hukuka aykırıdır. Çünkü, öncelikle, Kılavuzda 4.1 ve 4.2 maddelerinin (a) ve (b) bentlerine göre öğretmen ihtiyacının karşılanamaması ön koşulu gerçekçi değildir. Daha önce yapılan sınavlarla yeterli öğretmen alınamamışsa, ihtiyaç duyulan alanlarda yeni sınav yapmanın önünde hiçbir engel yoktur. Yönetmeliğe göre sınavlar en geç iki yılda bir yapılacaktır. Ama her yıl, yada altı ayda bir sınav yapılmaz diye bir düzenleme de yoktur. Davalı idare-nin bu değişiklikten asıl amacı, bu yolla öğretmen eksiğini tamamlamak değil, siyasal yandaş öğretmenleri kayırmak, sınav kazanamayan yandaşları bu yolla Anadolu lisesi öğretmeni yapabilmektir.”

-“HUKUKSAL VE MANTIKSAL DAYANAKTAN YOKSUN”-

Eğitim-Sen'in dava gerekçesinde, formdaki içeriğin nesnel değerlendirmelere açık kapı bıraktığı belirtilirken, Milli Eğitim Bakanlığı'nın “siyasal yandaş kayırma alışkanlığı” ve bu yolda “hukuk tanımazlığı” sayısız idari yargı kararı ile tescilli olduğu ifade edildi. Yönetmelikte yapılan değişik-liğin de hiçbir hukuki ve mantıksal dayanağı olmadığına değinilirken, “Anadolu liseleri öğretmen-likleri önemsendiği için öğretmenleri sınavlarla seçilip, atanırken; öğretmenlikte hiçbir deneyimi olmayan aday öğretmenlerin Anadolu liselerine atanmasına olanak veren düzenlemenin savunula-cak yanı yoktur” denildi.

24 Mart 2008 Pazartesi

İzmir Basma Sanayii Müessesesi, bundan sonra mesleki eğitim kampüsü olarak hizmet verecek.

Salih İşgören ve eşi Nevval İşgören tarafından yaptırılan kampüsün inşaatı tamamlanmak üzere. 5 okulu inşa edilerek boyanan kampüste; çevre düzenleme, dekorasyon ve atölye düzenleme çalışmaları devam ediyor.

Önümüzdeki eğitim yılında öğrenci almaya başlayacak kampüsteki altı okulda 4 bin öğrenci eğitim alacak. Kampüse bir anaokulu ve bir ilköğretim okulu daha yapılacak. Böylece öğrenci sayısı 5 bini aşacak. Bitirildiğinde kampüs için 20 milyon YTL harcanmış olacak. Nevval-Salih İşgören Eğitim Kampüsü, endüstri meslek lisesi olarak hizmet verecek. Kampüste turizm otelcilik, dış ticaret, fuarcılık, denizcilik, tekstil, sosyal bilimler meslek liseleri yer alacak.

Mesleki eğitimin Avrupa standartlarına çıkarılması ve ara eleman ihtiyacının karşılanması kapsamında meslek liselerinin tek çatı altında toplanmasını uygun gören İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, arsa tahsisi için bakanlık seviyesinde yazışmalar yaparak Sümerbank basma fabrikasının alınmasını sağladı.

Kampüsün devreye girmesiyle binlerce öğrencinin modern mekânlarda öğrenim göreceğini belirten Konak İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdülkadir Yıldız ise 2008-2009 eğitim-öğretim döneminde öğrenci almaya başlayacaklarını söyledi. Kampüsün mimari yapısının yanı sıra merkezî bir yerde olmasının öğrenci ve öğretmenler için çok büyük bir avantaj olduğunu vurgulayan Yıldız, "Kampüsü birkaç ay içinde devralacağız. Daha sonra da okulların müdürlerini görevlendireceğiz. Yaz sonunda ise öğrenci almaya başlayacağız." dedi.

Gençler Kararı Lise-1 De Veriyor...

Lise 1. sınıf, öğrencilerin hayatlarında ne olmaya karar verdikleri bir yıl. Çünkü lise 1'de yapılan alan tercihi artık ömür boyu değiştirilemiyor. İlgili konuda ailelere tavsiyeler

Lise 1. sınıfın sonunda seçilecek alan, öğrencilerin ÖSS'de yapacakları tercihlerde son derece etkilidir. ÖSS'de alan ve alan dışı tercihlerde Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı'nın (AOBP) çarpılacağı katsayı (alan tercihlerinde 0,8 alan dışı tercihlerinde 0,3) farklı olacağı için, yanlış tercih yüzünden 25 puan ile 50 puan arasında değişen bir kayba uğrayacaklardır. Bu kayıp virgülden sonra puanların bile çok önemli olduğu ÖSS'de binlerce kişinin gerisinde kalma anlamına gelebilir.

ÖSS'ye giren bir öğrenci sınavdan istemediği bir sonucu aldığında tercihlerini bir sonraki seneye erteleyelebilmektedir; ama mezun olduğu alanı ömrünün sonuna kadar değiştirememektedir. Öğrencinin lisede en uygun alana yönelmesi ile başarılı bir ortaöğretime, başarılı bir ortaöğretim ise öğrencileri en uygun üniversiteye; bu da daha güvenli ve başarılı bir geleceğe taşıyacaktır.

Lisenin ilk senesi, öğrencinin geleceğe ilişkin çok ciddi kararlar alması ve uygulamasını gerektiren bir dönemdir. Ergenlik çağında olan genç duygusal olarak hassas, karar verebilme becerileri olarak da zayıf bir durumdadır. Bu dönemde anne ve baba çocuğunu yalnız bırakmayıp ona yardımcı ve destek olmalıdır.

Çocuğunuza yardım edin

Anne ve babalar tecrübeleri ile kazandıkları bilgileri, gençlere mesleki bilgilendirmeler ve rehberlik yapmak için aktarmalıdır.

Ebeveyn, gencin kendi ilgi, yetenek ve beklentileri doğrultusunda tercih yapmasına müsaade etmeli. Anne- baba olarak onlara yapılacak en büyük destek ilgi ve yeteneklerini tespitte yardımcı olmaktır.

Ebeveyn gerçekleştiremedikleri hedeflerini çocuklarının gerçekleştirmesini isterler. Kendi arzu ve özlemlerine ters düşse de, aile çocuğunun seçimini onaylayıp ona destek olmalı.

Alanları ve bu alandaki meslekleri siz de çocuğunuzla birlikte araştırın.

Alanlara kaynaklık eden derslerdeki başarı çok önemlidir. Çünkü bu dersler, seçmeyi düşündüğü alanda daha geniş ve kapsamlı olarak okutulacaktır. Bu derslerde zorlanıyorsa başarısı düşecek, bu da diploma notunun düşük olmasına, dolayısıyla ortaöğretim başarı puanının düşük gelmesine sebep olacaktır.

İlgi ve yetenekleri konusunda öğretmenleri ve okulun rehberlik servisinden bilgi alın.

Ebeveyn, çocuğu ile konuşmalarında "şu alana çalışkanlar, şu alana tembeller gider", "şu alan bu alandan daha iyi" şeklinde kıyas yapmamalı. En iyi alan-meslek, gencin başarabildiği ve mutlu olduğu alan-meslektir.

Aile, alan seçiminde çocuğuna yol göstermeli; ama sonuçta öğrencinin verdiği karara saygı göstermelidir.

Özel Yamanlar Koleji, dersleri zayıf olan öğrencilerin bilgilerini artırmak için farklı bir proje başlattı.

İzmir Özel Yamanlar Koleji, dersleri zayıf olan öğrencilerin bilgilerini artırmak için 'öğret kazan, öğren kazan' projesi başlattı.

Bu yıl ikinci dönemle başlayan proje kapsamında dersleri iyi olan öğrenciler, zayıf olan arkadaşlarını çalıştırıyor. Sistemin amacı, başarısız öğrencilerin hem bilgilerini artırmak hem de not ortalamasını yükseltmek. Proje sayesinde arkadaşına ders çalıştıran öğrenci, kendi bilgilerini de geliştirmiş oluyor. Öğretmenler de zayıf arkadaşına ders çalıştıran öğrenciye çabası doğrultusunda sözlü notu veriyor.

Öğretmenlerin kontrolünde bu yıl matematik dersini pilot olarak seçen okul idarecileri, önümüzdeki yıl fen, fizik ve kimya derslerinde de aynı sistemi uygulayacak. Bu yıl matematik ders notu beş üzerinden bir ve iki olan 20 öğrenciyi belirleyen matematik zümresi, başarılı 20 öğrenciyi ders anlatması için görevlendirdi. Proje, şimdiden meyvelerini vermeye başladı. Okulda, arkadaşlık ilişkileri gelişti, başarıda artış oldu. Matematik Zümre Başkanı Yusuf Bağcı, "İlk dönem dersleri zayıf olan öğrencilerin kendilerine güvenlerinin geldiğini; gözlerinden, derslere katılımlarından anlıyoruz." dedi. Başkan Bağcı, ÖSS'ye hazırlandıkları için son sınıf öğrencilerini projeye dahil etmediklerini vurguladı.

Şu anda 40 öğrencinin sistemin içinde yer aldığını vurgulayan koleji müdürü Şakir Ural, "Dersi zayıf olan öğrencinin seviyesini artırmaya, başarılı öğrenciyi de sözlü notuyla desteklemeye başladık. Bu kolektif bir grup çalışması. Ders dışında öğrenci, vaktini, çalıştırması gereken öğrenciye ayırıyor." şeklinde konuştu. Projenin bir sınavlık olmadığını, bütün bir dönem boyunca uygulanmaya devam edileceğini anlatan Ural, öğretenin ne kadar öğrettiğini, öğrenenin de ne kadar öğrendiğini gördüklerini ve kesinlikle gayreti ödülsüz bırakmadıklarını açıkladı. Çocukların kendine güveninin geldiğini kaydeden Ural, "Matematiği yapabileceğini gözlerinden anlıyoruz. Matematik, genelde korkudan yapılamayan bir ders. Öğrencinin bilgisi sağlamlaştıkça bu korku ortadan kalkıyor." diyerek uygulamanın olumlu sonuçlarını anlattı.

Proje Bakanlık'a örnek olabilir

Çalışmanın hiçbir olumsuz yönünün olmadığını aktaran Özel Yamanlar Genel Müdürü Sebahattin Kasap, projenin Milli Eğitim Bakanlığı'na da örnek olabileceğini açıkladı. Dersi zayıf öğrencilerin öğretmenlerine nazaran anlamadığı bölümleri arkadaşlarına daha rahat sorabildiğine dikkat çeken Kasap, öğreten ve öğrenen öğrencilerin günlük ödevleri de birlikte yaptıklarının altını çizdi. Kasap, eğitim dönemi sonunda projenin eksilerini ve artılarını gözden geçirerek uygulamayı kalıcı hale getireceklerini ifade etti.

Türkiye Türkçesi ağızlarına ait 232 bin söz varlığı, sanal ortamda kullanıma açılacak.

Diyarbakır'dan Rumeli'ye, Gaziantep'ten İzmir'e kadar Türkiye Türkçesi ağızlarına ait 232 bin söz varlığı, sanal ortamda kullanıma açılacak.

TDK'nın 75 yıl önce başlattığı çalışmalar sonucunda hazırlanan Derleme Sözlüğü'nün geliştirilmiş, zenginleştirilmiş biçimi, 'Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü' adıyla hizmet verecek. Öte yandan Türk Dil Kurumu (TDK) ve Harran Üniversitesi'nin işbirliğiyle 25-29 Mart tarihleri arasında Şanlıurfa'da gerçekleştirilecek Türkiye Türkçesi Ağız Araştırmaları Çalıştayı'na Türkiye Türkçesi ağızları üzerine bilimsel araştırmalar yürüten yerli-yabancı 77 dil bilimci 74 bildiriyle katılacak.

Çalıştayda; Azerbaycan, Kosova, Ukrayna ve Yunanistan'dan 12 dilbilimci bildiri sunacak. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde canlı bir biçimde konuşulan Türkçenin ağızları ses, biçim, söz varlığı ve anlam açılarından çok yönlü olarak ele alınacak. Türkiye Türkçesi ağızlarının Türk dünyasındaki Türk lehçeleriyle bağlantılarının da inceleneceği toplantıda; Rumeli ağızları, Eskişehir ağzı, Kahta, Gaziantep, Elazığ ağzı, Muş terekeme ağzı, Ceyhan Yörük ağzı, Niğde, İzmir, Kayseri ve yöresi ağızları, Balıkesir Çepni ağzı ve Doğu Anadolu ağızları ile Nahçıvan ağızları arasında etkileşim, Dede Korkut kitabı ve Türk ağızları gibi konularda bildiriler sunulacak.

TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Türkiye Türkçesi ağızlarının dilin büyük bir zenginliği olduğunu söyledi. Akalın, "Yazı dilimizde kullanmadığımız, unuttuğumuz en eski Türkçe sözleri ağızlarımızda buluyoruz. Bu eski sözleri yaşatan ağızlarımız adeta Türkçenin hafızasıdır." dedi.

PKK tarafından şehit edilen öğretmenler için internet sayfası hazırlandı.

PKK tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görev yaparken şehit edilen öğretmenler için internet sayfası hazırlandı.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan sayfada, şehit olan 130 öğretmenin fotoğraflarıyla birlikte özgeçmişlerine yer veriliyor. Öğretmenlerin memleketleri, anne ve babalarının adları, evli veya bekâr oldukları, kaç çocuklarının bulunduğu, hangi okuldan mezun olduğu ve nerede şehit olduğu konusunda da bilgiler veriliyor. Şehit edilen 130 öğretmene ait bilgiler, Türk bayrağının asılı bulunduğu bir okul binasının altına siyah zemin içinde veriliyor. Öğretmenlerin büyük bölümünün Doğu kökenli olması ise dikkat çekiyor. Şehit öğretmenlerle ilgili

siteye 'www.meb.gov.tr/belirligunler/sehitogretmenler/index.asp' adresinden ulaşılabilir. MEB, şehit öğretmenlerle ilgili anı ve ailevi bilgilerin, bakanlığın bilgi edinme formunun doldurularak siteye gönderilebileceğini duyurdu.

Ankara’ya gelen 81 ilin öğretmen ve öğrencileri Etlik’te akvaryum ve Atatürk Botanik Bahçesi ile Estergon Türk Kültür Merkezi’ni gezdiler.

ÖĞRETMEN okullarının kuruluşunun 160. yılı dolayısıyla 81 ilden gelen öğretmen ve öğrenci temsilcileri Ankara'yı geziyor. Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü'nün organizasyonu ile gerçekleşen ziyarette illerden gelen temsilciler Anıtkabir ziyaretinin ardından Keçiören'i gezdi.

ÖĞLE YEMEĞİ YEDİLER

Etlik'deki akvaryum ve Atatürk Botanik Bahçesi gezisinin ardından Estergon Türk Kültür Merkezi'ne gelen heyet buradaki incelemenin ardından Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok'un ev sahipliğinde öğle yemeği yedi. Yemeğe Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cevdet Cengiz'in yanı sıra, Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Metin Balıbey, Keçiören Kaymakamı Mustafa Güler ve Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Murat Bey Balta da katıldı.

Fen Bilimleri Merkezi Dersaneleri Kurucusu;Meslek liselerine uygulanan katsatı farkı kalksada ÖSS'yi kazanamazlar dedi.

Bekir Türkmen/Akşam

Katsayı kalksa da meslek liseliler ÖSS'yi kazanamaz


Son birkaç yıldır eğitim öğretimde yaşanan tek sıkıntının meslek liselilere ÖSS'de getirilen katsayı farkı gibi gösterildiğini belirten Fen Bilimleri Merkezi Dershaneleri Kurucusu Nazmi Arıkan, “Katsayı kalksa da meslek lisesi mezunları ÖSS'yi kazanamaz. Sadece yıllarını boşa geçirmiş olurlar” dedi. Katsayı engelinin kalkmasının en çok da dershanelere yarayacağını ifade eden Arıkan, “Şu anda nasıl olsa böyle bir engel var diye meslek lisesi mezunları dershanelere gitmiyor. Ama bu engel kalktığı anda, öğrenci sayımız yüzde 20 oranında artar. Biz kazanırız ama, ülke ara elemanlarını kaybetmiş olur” şeklinde konuştu. Arıkan, şunları söyledi:

MESLEĞİNİ DE KAYBEDER

“Bu konuda elimizde veriler var. Katsayı uygulanmadığı zamanlarda, meslek lisesi mezunlarının ÖSS'lerdeki başarı düzeyi yüzde 2 bile değildir. Yüzde 1 için, yüzde 2 için sistemi mıncıklamanın bir anlamı yok. Katsayı farkı kalkarsa meslek liseli bize gelir, ÖSS'ye hazırlanır. 3-4 yıl bize para öder. 3-4 yılın sonunda yeniden mesleğine dönmeye çalışır. Ama mesleğinden de uzaklaşmış olur, üniversiteyi de kazanamaz. ”

Bu konuda umutsuz olmadığını da ifade eden Arıkan, “AB'ye giriş süreci yaşıyoruz. Bu isteğimizden vazgeçmediysek, bu süreçte sertifikalı yaşama geçeceğiz demektir. Sertifikalı yaşama geçtiğimizde, boyacı, sıvacı, musluk tamircisi, doğalgaz sistemleri tamircisi için mutlaka sertifika aranacak” dedi.

Ülkeyi yönetenlerin üniversite önündeki yığılmaları azaltmak için yanlış formüller üzerinde çalıştıklarını da belirten Arıkan, “Gençler gazetelere bakıyor. 'ÖDTÜ, Boğaziçi ve İTÜ mezunu mühendisler alınacaktır' Bunu okuyan genç, demek ki ulusal gelirden daha fazla pay almam için benim de bu üniversitelerden birine girmem gerekiyor diyor. Ve birçok bölüme girecek kadar puanı olmasına rağmen, hiçbir yere kayıt yaptırmıyor. Ben 5 kere ÖSS'ye giren çok genç tanıyorum. Çözüm sosyal düzeyde ele alınmalıdır”şeklinde konuştu.

ODTÜ Teknokent,50 bin Türk firmasının yer aldığı veri sistemiyle firmalara uluslararası iş fırsatlarını ücretsiz olarak sunuyor.

ODTÜ Teknokent, IRC-Anatolia projesi kapsamında oluşturduğu 50 bin Türk firmasının yer aldığı veri sistemiyle firmalara uluslararası iş fırsatlarını ücretsiz olarak sunuyor. Projeyle yerli firmalar yurt dışındaki firmalarla görüşme odasına alınıyor. Firmalar arasında çöpçatanlık yapılarak uluslararası ticaret konusunda önemli atılımlar yapılıyor. Proje kapsamında bugüne kadar 22 Türk şirketi yabancı firmalarla işbirliği yaptı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Teknokent'ten yapılan açıklamada, IRC Anatolia (Innovation Relay Centre) isimli proje kapsamında 50 bin Türk firmasının bulunduğu bir veri sistemi oluşturulduğu kaydedildi. Açıklamada, bugüne kadar 22 Türk şirketinin yabancı firmalar ile işbirliği yaptığına dikkat çekildi. IRC Anatolia Projesi ile yenilikçiliğin teknoloji işbirlikleri aracılığıyla teşvik edilmesinin hedeflendiğinin belirtildiği açıklamada “bu kapsamda yerli firmalar titiz bir çalışma sonucu yurt dışındaki firmalarla görüşme odasına alınıyor. Firmalar arasında çöpçatanlık yapılarak uluslararası ticaret konusunda önemli atılımlar yapılıyor” denildi

Mart dönemi Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı (ÜDS) gerçekleştirildi.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezince düzenlenen sınav, Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon ve Van ile KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da yapıldı. Sınav, saat 9.30'da başladı ve 180 dakika sürdü.

Sınav, Almanca, Fransızca ve İngilizce dillerinde, fen bilimleri, sağlık bilimleri ve sosyal bilimler olmak üzere 3 ayrı alanda gerçekleştirildi.

Sınavda başarılı olabilmek için doçent adaylarının 100 üzerinden en az 65 puan, doktora adayları ve sanatta yeterlilik çalışmalarına başvuracak adayların da 100 üzerinden en az 55 puan almaları gerekiyor.

Ankara'da bir ilköğretim öğretmenine yönelik 'taciz' iddiaları velileri isyan ettirdi.

Ankara Mamak'ta Mehmet Çekiç İlköğretim Okulu 3'üncü sınıfta okuyan kız öğrenciler S.A. ve Y.A., ailelerine, sınıf öğretmenleri M.A.'nın kendilerini taciz ettiğini, kucağına alarak öptüğünü söyledi. Bunun üzerine öğrenci aileleri, evli ve 2 çocuk babası olan sınıf öğretmeni M.A.'dan şikayetçi oldu.

Yapılan şikayet üzerine gözaltına alınan sınıf öğretmeni M.A. çıkarıldığı 4'üncü Sulh Ceza Mahkemesi'nde tutuklandı. Cezaevine konulan M.A. ifadesinde, kendisine iftira atıldığını, 10 yıldır aynı okulda görev yaptığını ve böyle bir olayın mümkün olmadığını söyledi. Şikayetçi olan iki öğrencinin aileleri dışındaki sınıf velileri okul bahçesinde toplanarak M.A.'nın tutuklanmasına tepki gösterdi. Çocuklarını derse sokmayan veliler, öğretmene komplo kurulduğunu iddia etti.

OKS Anneleri Çok Çileli...

"OKS Anneleri" isimli dizi, annelerin sıkıntılarını anlatmaya çalışıyorsa da ben yine de şu anda sekizinci sınıfta okuyan kızımın sıkıntılarını paylaşacağım.

Kızım ilköğretim süresi zorunlu olarak sekiz yıla çıkınca, bizim kararımızla özel bir illköğretim okuluna gitmeye başladı. Eğitim ve öğretim kalitesini burada tartışmaya açmayacağım, fakat kızımın son iki senedir yaşadığı çileyi muhakkak anlatmak istiyorum. Pazartesi okulundan trafik nedeniyle ancak saat 17:00 civarı evine gelen kızım, bir lokma birşeyler atıştırdıktan ve elini yüzünü yıkadıktan sonra dayısı ile matematik çalışmak için masa başına oturuyor.

Saat 20:00 civarı dersi biten kızım bir saat kadar da okul ödevlerini topladıktan sonra baygın bir şekilde yatağın yerini zor buluyor. Salı sabahı saat sabah 06:00'da uyanan kızım tekrar bitkin bir vaziyette okul yoluna koyuluyor. Salı akşamı 17:00 civarı birşeyler atıştırdıktan sonra yıllardır devam ettiği İTÜ konservatuarına giderek dersine katılıyor. Çarşamba evde dayısının ve dershanenin ödevlerini ve de tabii ki, şu aralar çok popüler olan ve internetten 'copy' ve 'paste' şeklinde yapılan projelerini tamamlamaya çalışıyor.

HERKES UYURKEN

Perşembe akşamı ise 17:00'de eve gelen kızım uçarak Bakırköy Anafen dershanesindeki etüde yetişmeye çalışıyor. Cuma akşamı saat 18:00'de eve gelen Fen Hocası Aysel Hanım ile hummalı bir şekilde kimya, fizik ve biyoloji tekrarları yapan kızım, cumartesi sabahı uykusunu alamadan, bu sefer sabah 07:00'de kalkarak, 08:00'de başlayan dershane derslerine yetişebilmek için olağanüstü bir gayret sarfediyor. 12:00'de dersi biten kızcağızım bu sefer ağzına bir dönerli sandviçi sağlıksız bir şekilde tıkarak ve hazımsızlık problemi ile boğuşarak dershanenin 13:00 civarı başlayan test yarışlarına dahil oluyor.

Herkesin uyuduğu, kuş uçmadığı kervan geçmediği pazar günü ise yine sabah 07:00'de kalkıp,08:00'de dershanede olabilmek için çabalıyor. Öğleden sonrası serbest zannedersiniz değil mi? Hayır. Saat 15:00'te Matematik Hocası geliyor ve çalışmalar son hızla devam. Yedinci sınıftan beri benzer bir çalışma temposu ile çocukluğunu doğru dürüst yaşayamayan kızım için içim parçalanıyor ve çok üzülüyorum. İşin maddi yönüne gelince bir servet harcanıyor.

Ancak üst orta sınıf aileye mensup kişilerin harcayabileceği paralar söz konusu. 2 saat ders 200 YTL. Ayda 4'ten etti 800 YTL. Aylık dershane taksidi 250 YTL. Fen ve matematik iki hocadan ders aldırdığınız takdirde, dershane ile birlikte size işin aylık bilançosu yol, kitap, yemek vs dahil 2000 YTL. Çocuğunuz bir de özel okula gidiyorsa koyun üstüne aylık en az 1700 YTL'lik taksitleri.

Servis parası, harçlığı, üstü,başı, zırt pırt değişen i-pod ve cep telefonu gibi alsan bir türlü almasan bir türlü ıvır zıvırları ise hiç saymadım bile. Allah velilere, çocuklara sağlık,enerji nasip etsin ki bu yükün altından kalkabilelim. Yükümüz hem maddi hem manevi. Bundan sonraki nesillere OKS ve SBS olmayan bir dünya diliyorum!..

İstanbul Fatih’teki Çapa İlköğretim Okulu, MEB’in yeni eğitim müfredatının denendiği 120 okul içinde en çok verimin alındığı okul olarak belirlendi.

Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, okulun birçok AB projesini ve yeni eğitim müfredatını başarı ile uyguladığını belirtti. 30'ar öğrencilik sınıflarda eğitim verilen okulda dersler bilgisayar programlarından yüklenerek, projeksiyon aleti ile akıllı tahtaya yansıtılıyor. Tebeşirin kullanılmadığı sınıflarda öğretmen dersi her öğrenciye özel olarak anlatıyor. Böylece tüm öğrencilerin derslerde başarılı olması hedefleniyor. Bin 500 öğrencinin eğitim gördüğü okul, yönetim ve velilerin işbirliği ile AB standartlarına kavuştu. İlköğretim birinci sınıf öğrencilerine öğrenci odaklı yeni eğitim sistemine dayalı olarak ders veriliyor. MEB'in pilot uygulamalarının okulda başarı ile uygulanmasının bakanlığı da sevindirdiği belirtiliyor. AB tarafından açılan ve öğrenci - öğretmen değişimi programlarının da uygulandığı okulda, öğrencilerin gerçekleştirdikleri projeler AB tarafından da yakından izleniyor. Özellikle bilimsel proje alanında bugüne kadar uluslararası alanda 120 projeye imza atan okula gelen AB yetkilileri Türk eğitim sisteminin Avrupa'ya entegrasyonu uyarınca Çapa

İlköğretim Okulu'nun model alınmasını istediği belirtildi.

Bakan Çelik, Türk okullarına giden yabancı çocuklara öğrenci andını söyletmenin yanlış olduğunu söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye'de yaşayan ve Türk okullarına giden yabancı çocuklara her sabah, "Türküm, doğruyum, çalışkanım" şeklinde öğrenci andını söyletmenin yanlış olduğunu söyledi. Bakan Çelik, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde katıldığı konferansta şunları söyledi:

YABANCILAR ŞİKÂYET EDİYOR

"Diplomatik misyonla, ekonomik faaliyetler için Türkiye'de bulunan bazı aileler çocuklarını Türk okullarına gönderiyor. Bana yazdıkları dilekçelerde ne diyorlar biliyor musunuz? 'Biz Türk değiliz. Her sabah çocuklarımızı sıraya geçirip 'Türküm, doğruyum, çalışkanım' dedirtiyorsunuz. Buna mecbur muyuz?' Şimdi yabancılara bunu söyletmek doğru mu? Sadece yabancılarınkini kaldırdık. Kıyamet koptu. 'Bakan nasıl bunu kaldırır' dediler. Düşünün bir Alman çocuğunu sabah sıraya geçiriyorsun. Ardından başlıyor Türküm demeye. Bu birinci cümle yalan mı? Evet yalan. Çocuk arkadan da diyor ki 'Doğruyum'. Birincisi yalan olduğu için ikincisi zaten külliyen yalan oluyor. Peki biz elin çocuğuna her sabah yalan söyletmek zorunda mıyız?"

Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, okulların gece de eğitime açılmasını önerdi. Batı ülkelerini örnek gösterdi.

Diyarbakır Valisi Mutlu, “Türkiye Okuyor Kampanyası” kapsamında, Diyarbakır'da tespit edilen 40 bin kişinin okur yazar olmasının hedeflendiği bildirildi.

Mevcut kamu binalarının, özellikle okulların tam gün kullanabilecek şekilde programlanması gerektiğini belirten Mutlu, gelişmiş ülkelerde eğitim kurumlarının çok uzun süre hizmete açık kaldığını; gece eğitimlerinin başta ABD olmak üzere, batı ülkelerinde yaygın olduğunu söyledi.

Mevcut kapasitenin çok daha yaygın kullanılması gerektiğini belirten Mutlu, “Sabah ve öğleN eğitim uygulamalarımız var. Akşam okulların boş bırakılmaması, geceleri de bu okulların yaygın eğitim için kullanılması gerekir. Bu okullar boş durmayacak. Okuma yazma bilmeyen vatandaşlar bu okullarımızda eğitim alacaklar” dedi.

Mutlu, Diyarbakır'da okuma yazma bilmeyen vatandaşları tespit etmek amacıyla anket hazırladıklarını belirterek, şöyle dedi:
“Okullarda öğrencilerimize yönelik gerçekleştirdiğimiz anket çalışmasında ailelerindeki okumaz yazmazların sayısını istedik. Bu anket neticesinde Diyarbakır'da 40 bin okumaz yazmaz vatandaşımızın olduğunu belirledik. Okuma yazma kurslarımızda geçmiş yıllara oranla ciddi artış var. 16 bin kursiyerimizi okuma yazma kurslarımızda eğitiyoruz. Önümüzdeki süreçte de hedeflemiş olduğumuz rakam, kent merkezinde okumaz yazmaz olarak tespit ettiğimiz 40 bin vatandaşımızın tamamını okur yazar hale getirmektir. Bu hedefe ulaşabilmek için gerekirse bu kurslarımızı geceleri de sürdüreceğiz. Okullar sadece gündüz kullanılacak bir mekan değil, mümkünse gece yarısına kadar kullanılacak mekan olmalı. Türkiye eğitim problemini çözebilmek için elindeki fiziki donamını en üst seviyeye kadar çekmelidir.”

“BAKANLIK HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYOR”
Okullardaki bilgisayar ve internet imkanlarının halka açılması ve okur yazarlığın yanı sıra bilgisayar okur yazarlığının da sağlanması gerektiğini ifade eden Mutlu, toplumun bilgisayar okur yazarlığı konusunda da çok iyi eğitilmesi gerektiğini söyledi.
Bu kursların açılması için her zaman gerekli ödeneğin temin edildiğini aktaran Mutlu, “Özellikle okuma yazma ve bilgisayar kurslarında hiç bir problem yaşanmıyor. Milli Eğitim Bakanlığı her türlü desteği veriyor. Yeter ki eğitimde toplam kaliteyi artırabilmek için daha fazla çaba sarf edelim. Türkiye'nin bu konu ile ilgili hiç bir sıkıntısı yok” dedi.

İstiklal Marşını Gönül Gözleri İle Okudu...

Gözleri çok az görebilen ilköğretim okulu öğrencisi Onur Dinç,Çanakkale Şehitleri’ne şiiri okuma yarışmasında 117 bin öğrenci arasından finale kalarak birinci oldu.

GÖZLERİ çok az görebilen ilköğretim öğrencisi, yüzlerce yaşıtını geride bırakıp, şiir okuma yarışmasında birinci olurken herkesi de okuduğu şiirle ağlattı.

Çanakkale Zaferinin 93'üncü yıldönümünü nedeniyle Ankara'da ise her yerde olandan farklı bir program vardı. Daha önce İstiklal Marşı'nın okuma yarışmaları yapan Yenimahalle Belediyesi bu defa İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale Şehitleri'ne yazdığı destanı okumak için yarıştı. İlçeler çapında yapılan yarışmalarda birinci olan Emniyetçiler İlköğretim Okulu öğrencisi Onur Dinç, finalde de kendi kategorisinde herkesi gözyaşlarına boğarak birinci oldu.

SEYİRCİLER ANLAMADI

Onur'u diğer çocuklardan ayıran tek özellik, çok güzel şiir okuması değildi. Küçük Onur, gözleri görme yetisini büyük oranda kaybetmiş, engelli bir çocuktu. Ancak o bunu kullanmak ve bir kenarda oturmak yerine, diğer arkadaşları ile birlikte canla başla çalışmış ve yarışmıştı. Onur öyle başarılı oldu ki, salonu dolduran binlerce kişi, onun engelli olduğunu yarışma bitinceye kadar anlamadı. Duygulu okuyuşuyla salonda bulunanları ağlatan Onur, birincilik ödülünü de Yenimahalle Belediye Başkanı Ahmet Duyar'ın elinden aldı.

LAPTOP'UN DEĞİŞMESİNİ İSTEDİ

Sahnede içinden geldiği gibi davranan Onur Dinç, Başkan Ahmet Duyar'dan kazandığı diz üstü bilgisayarının değiştirilmesini, görme engelliler için hazırlanan sistemden kendisine verilmesini istedi.Başkan Ahmet Duyar, bu konuda gerekli talimatları verdiğini ifade ederek, "Onur bizim için çok güzel bir örnek oldu.Elimizden gelen yardım yapılacak" dedi.

Yenimahalle Belediye Başkanı Ahmet Duyar, Onur'la gurur duyduğunu belirterek, "Bu küçük yavrumuz, engel tanımamış. Şiir okumadaki başarısı yanında, engel tanımaması ve hayata küsmemesi nedeniyle de kutluyorum" dedi.

Eğitimine devam etmek istediğini belirten Onur ise şiir okumayı çok sevdiğini belirterek, şunları söyledi:

BRAIL İLE YAZI EZBERLİYORUM

"Göremediğim için şiirleri brail alfabesiyle kendim yazıyorum ve sonra okuyorum. Bazen de şiirleri kasetten dinleyip ezberliyorum. Çanakkale Şehitleri'ne şiirini çok seviyorum çünkü bu şiir, ülkemiz düşman tarafından işgal edilmesin diye canlarını seve seve veren şehitlerimiz için yazıldı: Bu yüzdende bu yarışmaya katıldım. Ayrıca Milli bir tiyatro oyunu olan Bir Bayrak rüzgar bekliyor adlı oyunda rol alıyorum. Çanakkale şiirini 2 günde ezberledim."

Onur 5 çocuklu bir ailenin çocuğu. Bir kardeşi daha görme özürlü. Annesi ev hanımı olan Onur'un babası ise güvenlik görevlisi olarak çalışıyor. Ailesini üç ayda bir görebiliyor. Onur'un derslerinde çok başarılı olduğunu belirten okul idaresi onun için haftada iki gün özel eğitmen geliyor" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Çelik, “Artık önümüzdeki yıldan itibaren açık ilköğretim ve açık lise öğrencilerinin kitaplarını da ücretsiz vereceğiz” dedi.

Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası'nın 3. olağan genel kurul toplantısına katılan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, konuşmasına, ''16 yıllık bir geçmişi olan TEM-SEN'i, eğitimci sendika olması ve siyasal eğilimleri, hayat tarzları ne olursa olsun bütün eğitimci arkadaşlarımızı özellikle ideolojik bir eksenden uzak bir şekilde bir araya getirdiği için, sendikanın bu yapısını takdir ediyorum'' diyerek başladı.

EĞİTİM SEFERBERLİĞİ

1980 öncesinde değişik dernekler adı altında eğitimcilerin kamplara bölünmüş olduğunu belirten Çelik, ''Siyasi ve ideolojik kamplar çerçevesinde sendikacılık yapılırsa bu ülkeye kesinlikle fayda sağlamaz'' dedi. Eğitim alanında hükümet tarafından seferberliğin sürdüğünü ifade eden Çelik, hükümetin eğitimdeki hedeflerini anlattı. Açık ilköğretim ve açık lise kayıtlarının, eskiden eğitim araçlarını bulunduğu merkezlerde, 81 ilde yapıldığını hatırlatan Çelik, bunun yaygınlaştırılarak kayıtların tüm ilçelerdeki halk eğitim merkezlerinden de yapılır hale getirildiğini söyledi.

Çelik, ''Bu öğrenciler bizim tahsis ettiğimiz, gönderdiğimiz kitapların ücretini kendileri ödüyorlardı. Artık önümüzdeki yıldan itibaren onu da almayacağız. Onların kitaplarını da ücretsiz olarak vereceğiz. Bu eğitim seferberliğidir işte'' diye konuştu. Bakan Çelik, Çelik, ''farklılıkların olduğu yerde demokrasinin daha fazla gerekli olduğunu'' ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

BU ÜLKENİN DOSTUYUZ

''Bu birlikteliği sağlamamız lazım. Tüm vatandaşları bu ülkenin dostları olarak kabul ediyorum. Bizim bize yaptığını başkası bize yapmıyor. Görüyorsunuz işte ortalık çetelerden geçilmiyor... Her biri kendi aklınca bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu memlekette hukuk hakimiyeti olunca, bu memlekette görüş farklılıklarına, hayat tarzı farklılıklarına, farklı inançlara, farklı felsefelere saygı olacak.”