30 Haziran 2009 Salı

YÖK'te 'Yeter Sayı' Krizi...

YÖK üyesi Bülent Serim, yabancı dille öğretim yapılmasına ilişkin Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin kanunen yok hükmünde olduğunu söyledi.

YÖK'ün yeni yönetmeliğinde 'toplantı yeter sayısı' krizi çıktı. YÖK üyesi Bülent Serim, yabancı dille öğretim yapılmasına ilişkin Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin kanunen yok hükmünde olduğunu söyledi Yüksek Öğretim Kurumu'nda (YÖK) yönetmelik tartışması yaşanıyor. 'Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil Öğretimi ve Yabancı Dille Öğretim Yapılmasında Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmelik' değişikliği, önceki günkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ancak, YÖK üyesi Bülent Serim, açıklama yaparak, 'Bu Yönetmelik, toplantı yeter sayısı olmadan alındığı için 'yokluk'la malüldür' dedi. Serim, açıklamasında, YÖK'ün 11 Haziran 2009 günü yapılan toplantısında alınan yönetmelik değişikliği kararı sırasında, içeride sadece 12 YÖK üyesi bulunduğunu, YÖK Kanunu'nda toplantı yeter sayısının 14 olduğunu belirtti. TOPLANTIYI TERK ETTİLER Serim, toplantı sürerken, Prof. Dr. Engin Ataç, Prof. Dr. Mustafa İlhan, Prof. Dr. Fikret Şenses ve kendisinin, 'görülen gerek üzerine' toplantıyı terk ettiğini ifade ederek, 'Toplantının açılışında yetersayı olması, her kararda bu sayının esas alınmasını geçerli kılmaz. Hukuka uygun olan her karar alınırken toplantı yeter sayısının göz önünde bulundurulmasıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararı da bu görüşü desteklemektedir' dedi. Yeni yönetmeliğe göre, üniversitelerde dersler, senato kararı ve YÖK onayı alınarak, sadece belirli bir yabancı dille veya Türkçe ve belirli bir yabancı dille karma olarak verilebilecek. Derslerin Türkçe ve belirli bir yabancı dille karma olarak verildiği programlarda zorunlu ve seçmeli derslere ilişkin kredi saatlerinin asgari yüzde 30'luk kısmının bu yabancı dille verilmesi şartı aranacak.

Öğretmen Anneyi Evladı Yaktı...

Öğretmen olan annesini başını taşla ezerek öldürdü.

Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'nü 2. sınıfta terk eden şizofreni hastası C.İ, emekli öğretmen olan annesini başını taşla ezerek öldürdü. Sonra cesedi evle birlikte ateşe verdi İzmir'in Menderes İlçesi'nde yaşayan 34 yaşındaki C.İ., önceki gece emekli sanat tarihi öğretmeni olan annesi Aysel İ. (62) ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine evin bahçesine çıkan şirofreni hastası C.İ., elinde büyük bir taş parçasıyla geri dönüp annesine saldırdı. JANDARMA GÖZALTINA ALDI Taşla annesinin başını ezerek öldüren C.İ. cesetle birlikte evi de yaktı. Vatandaşların ihbarıyla olay yerine gelerek yangını söndüren iftfaiye ekipleri, talihsiz kadının cesedini buldu. Olayın ardından soruşturma başlatan jandarma, C.İ'yi gözaltına alıp Menderes İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürdü. BABASINA DA SALDIRMIŞ Şizofreni hastası olduğuna dair raporu bulunan C.İ«nin, işlemlerinin ardından Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edileceği bildirildi. C.İ'nin, aralarında sorun olan emekli öğretmen babası Hüseyin İ'yi de darp ettiği, babanın olay anında evde bulunmadığı öğrenildi. Genç adamın Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'ndeki eğitimini 2. sınıfta bıraktığı belirtildi.

Dünyadaki En İyi 100 Üniversitenin Farkı...

Harvard, Yale, Cambridge, Oxford, California Institute of Technology, McGill, University of Chicago vb. üniversiteler, yıllardır dünyadaki en iyi 100 üniversite listesinde yer alıyor. Rıfat SARICAOĞLU / VATAN Dünyadaki en iyi 100 üniversitenin farkı Harvard, Yale, Cambridge, Oxford, California Institute of Technology, McGill, University of Chicago vb. üniversiteler, yıllardır dünyadaki en iyi 100 üniversite listesinde yer alıyor. Bunların diğerlerinden farkları nedir? Türkiye'de de merak edildiğini düşünerek bu sorunun cevabı üzerine kendime göre bir araştırma yaptım. Bu farkları direkt en yetkililerin ağzından aşağıda bulacaksınız... *** McGill Universitesi, Rektörü Heather Munroe-Blum. Üniversitelerinin 2000 yılından bu yana uluslararası eğitim camiasındaki en iyi 830 hocayı kendilerine çekmelerini sağlayan araştırma bütçelerinin önemini vurguluyor. Uluslararası işbirlikleri ve network sayesinde de yurt dışından, alanlarında en iyi öğrencileri çektiklerini belirtiyor. University of Chicago, Rektör Robert Zimmer. En önemli farklılıkları, her konuyu sorgulamaları.. - Aydınlık bir gelecek için muhakemenin riayetten üstün olduğunu, tartışmanın doğruyu ve yanlışı bulmada en büyük etken olduğunu, karmaşık problemlerin yoğun olarak ve değişik açılardan analiz edildiğini... - Kendi çevrelerine uygun ve katkıda bulunabilecek en özgün hoca ve öğrencileri seçtiklerini ve bu şekilde topluma sorgulama esasına göre katkıları olduğunu belirtiyor. Australian National University, Rektör Ian Chubb. Üniversitenin itibari öğrenci sayısı, binalarının ihtişamı, ama en çok eğitim kadrosunun kaliteli öğrenime katkısı ve eğitim kadrosunun entelektüel merakı. University College London, Rektör Malcolm Grant. Genel araştırmanın yanında hocalarının ve öğrencilerinin bulundukları topluma katkılarının etkisini vurguluyor. Son yıllarda ise araştırmalarını uluslararası boyuta taşıyıp “küresel” topluma katkılarından ötürü dünyadaki en iyi 10 üniversiteden birisi olduklarını ve üniversitelerin belirli konulara odaklananıp sonuçlar üretmesi gerektiğini belirtiyor. National University of Singapore, Rektör Tan Chorh Chuan. Asya'nın uluslararası nitelikteki üniversitesini oluşturduklarını, entelektüel ortamdan ilham aldıklarını ve altyapıyı öğrencilerinin yeteneklerini keşfetmeleri üzerine oluşturduklarını ama Asya'nın yerel kültürüne ve görüşlerine de sadık kaldıklarını dile getiriyor. University of Kyoto, Rektör Yardımcısı Toshio Yokoyama. Üniversitesini aykırılıktan beslenenen, kitaplardakinin dışında kendi dilini oluşturan bir yer diye tarif ediyor. Politikacı yetiştirmek yerine araştırma yapmanın daha doğru olduğunu belirtiyor, akademik özgürlüğün ve diyaloğun önemini vurguluyor. University of Pennsylvania, Rektör Amy Gutmann. 1 ABD Doları'nın üzerinde resmi ve adı bulunan üniversitenin kurucusu Benjamin Franklin'in takipçisi olarak ilkleri gerçekleştirmeleriyle övünüyor: İlk tıp fakültesi, ilk eğitim hastanesi, ilk işletme okulu (ünlü Wharton Business School) ve ilk bilgisayar. Başarılarının sırrının ise ayrımcı değil eşitlikten yana, yerel ve küresel etkileşime giren, demokrasiye saygılı, bilgiye dayalı ama aynı zamanda pratik uygulamaya yönelik yapıları olduğunu belirtiyor. *** Dikkat edilirse, belli başlı konulara odaklananlar, ilkleri yaratanlar, ülke ve dünyadan en iyi hocaları bünyelerine dahil edip yabancı öğrenci çekebilenler, araştırmaya önem veren, değişik uygulamaları deneyen, özgürlükçü, uluslararası ilişki ve işbirliğine açık olanlar ve her şekilde sorgulamacılığı tercih edenler başarılı olabiliyor. Türkiye'den de herhangi bir okul bu listeye dahil olacaksa devlet yönetimi ile birlikte bunun yolunu açabilecek olan yönetim şekli budur ve üniversite yönetimlerinin yapacakları da bunlardır demek gerekiyor.