14 Mart 2009 Cumartesi

Özel Ergin İlköğretim Okulu Tarafından" Çanakkale'den Kurtuluşa" İsimli Sergi Açıldı

Kazakistan'ın İkinci Büyük Kenti Almatı'daki Abılayhan Dünya Dilleri ve Uluslararası İlişkiler Üniversitesi'nde Türk Dili Bölümü ve Kütüphanesi Açıldı. Doğu Dilleri Fakültesi Bünyesinde Açılan Bölüm ve Kütüphane, Türkiye İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (Tika) Tarafında Yapıldı.
Kazakistan'ın ikinci büyük kenti Almatı'daki Abılayhan Dünya Dilleri ve Uluslararası İlişkiler Üniversitesi'nde Türk Dili Bölümü ve kütüphanesi açıldı. Doğu Dilleri Fakültesi bünyesinde açılan bölüm ve kütüphane, Türkiye İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) tarafında yapıldı.
Türkçe bölümünün açılışı Türkiye'nin Astana Büyükelçisi Atilla Günay ile birlikte Üniversite Rektörü Prof. Dr. Salima Kunanbayeva yaptı. Törende TİKA Kazakistan Koordinatörü Dr. Ömer Kocaman, Türkiye'nin Almatı'daki Eğitim Müşaviri Kadir Çelik, Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammet Akdiş, Kazakistan Türk İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Pilge de hazır bulundular.


Açılış töreninde bir konuşma yapan Rektör Kunanbayeva, üniversiteye böyle bir bölüm kazandırdıkları için Türk yetkililere teşekkür etti.
Büyükelçisi Günay da yaptığı konuşmada, Kazakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bütün sahalarda olduğu gibi eğitim alanında da gelişmeye devam ettiğini söyledi. Ayrıca gelecekte de ilişkilerin güçlenmesi adına elinden gelen gayreti göstermeye hazır olduğunu belirtti.
Cihan'a konuşan TİKA Kazakistan Koordinatörü Kocaman ise, TİKA'nın temel amacının Türkiye'nin imkânlarını Kazakistan'a aktarmak ve dostluğu pekiştirmek olduğunu söyledi. Kocaman şöyle devam etti: "Kazakistan ile Türkiye arasındaki eğitim ve kültürel faaliyetlere özel önem veriyoruz. Başkanlığımızca faaliyet alanında bulunan diğer ülkelerde olduğu gibi Kazakistan'da da Türkçe öğretiminin yaygınlaştırılması, toplumlararası iletişimin geliştirilmesinde anahtar rol oynayacağı mütalaa edilmektedir. Aynı zamanda Türkçe öğretimine yönelik çalışmalar Kazakistan'daki Türk sermayeli şirketlerin Türkçe bilen nitelikli yerli eleman ihtiyacının karşılanması bakımından da önemli bir boşluğu dolduracaktır."
Türk Dili Bölümü'nde eğitim alacak öğrenciler ise üniversitelerinde böyle bir bölümün açılmasında dolayı sevinçli olduklarını ifade ettiler.

Nevruz Geleneği Kitabı Yayınlandı...

Nevruz’un Türk Dünyası için tarihsel ve kültürel açıdan anlamını ve önemini anlatan “Türk Dünyasında Nevruz ve Nevruz Geleneği” kitapçığı yayımlandı.

Başbakanlık Basın- Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Nevruz'un Türk Dünyası için tarihsel ve kültürel açıdan anlamını ve önemini anlatan “Türk Dünyasında Nevruz ve Nevruz Geleneği” kitapçığı yayımlandı. Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Yunanca, Arapça ve Farsça dillerinde yayımlanan kitapçık, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı ile işbirliği halinde Muğla Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ali Abbas Çınar tarafından kaleme alınan “Türk Dünyasında Nevruz ve Nevruz Geleneği” başlıklı makaleden oluşuyor. Nevruz'un Türkiye ve dünyada bilimsel ve objektif olarak tanıtılması amacıyla yayımlanan kitapçık, Türkiye'de ve yurtdışındaki yabancı medya mensupları ile ilgili kurum ve kuruluşlara dağıtılacak. Kitapçığa ayrıca Basın- Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün http://www.byegm.gov.tr adresindeki internet sitesinden de ulaşılabilecek. Kitapçıkta Nevruz'un ortaya çıkış efsanesi, değişik Türk topluluklarında kutlama biçimleri, sosyal ve tarihi önemi ile ilgili bilgiler veriliyor. Kitapçığa göre Nevruz “yeni gün, yeni yıl” demektir. Eski Türk inanışlarında yeni yılda; yenilik, canlılık, dirilik olacağına, tabiatın canlanacağına, insanın da yeni bir ruha kavuşacağına inanılırdı. Nevruzla ilgili eski kutlama ve yılbaşı törenlerinin pek çoğu günümüz Türk dünyasında yaşamaktadır. Nevruz, Türk dünyasının hemen her coğrafyasında değişik fakat birbirine paralel inanç, ritüel ve pratiklerle kutlanmakta, çeşitli ritüel ve inançlarla da bezenerek geleneksel olarak yaşamaktadır. Kitapçıkta Türkiye dahil tüm Türk dünyasında Nevruz ile ilgili inanışlar ve Nevruz kutlamalarının toplumun birlik, beraberlik duygularını güçlendirmesi konuları yer alıyor.

SBS'ye Girecek Öğrenciler'e!

Danıştay, Seviye Belirleme Sınavı'nda öğrencilerin puanlarında yüzde 5 etkili olan davranış puanının genel puana eklenemeyeceğine karar verdi..

Seviye Belirleme Sınavı'nda (SBS) puanlar ve sıralamalar alt üst oluyor. Yılsonu başarı puanları yanlış hesaplanan SBS'de şimdi de "davranış notu" sorunu ortaya çıktı. Danıştay, öğrencilerin toplam puanlarında yüzde 5 katkı sağlayan davranış puanının genel puana eklenemeyeceğine karar verdi. Danıştay 8'inci Dairesi, yaklaşık 2 milyon öğrenciyi yakından ilgilendiren bir karar verdi. SBS'de genel puan (sınıf puanı) belirlenirken, üç tür puan birbirine ekleniyordu. Öğrencinin sınavda aldığı puanın yüzde 70'i, o yılki okul başarısının yüzde 25'i ve son olarak da karnesindeki "davranış" hanesinde yer alan notların yüzde 5'i alınarak sonunda genel, yani sınıf puanı belirleniyordu. Milli Eğitim Bakanlığı da geçen yıl ilk kez yapılan SBS sonunda öğrencilere bu genel puanı duyurdu. Geçen yıl 7'nci sınıfta SBS'ye giren bir öğrenci, genel puana eklenen yüzde 5'lik başarı puanının dayanağı olan yönetmeliğin ve bu işlemin iptali için Danıştay'da dava açtı. Danıştay 8'inci Dairesi, öğrencinin açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kararda gelişimini tamamlamakta olan çocukların davranışlarından elde edilen puanın sınava etkili olmaması gerektiği belirtildi. PUANLAR YENIDEN HESAPLANACAK Danıştay'ın geçen yıl yapılan sınav sonuçlarını da etkileyecek kararı hemen hemen tüm öğrencilerin puanlarının yeniden hesaplanmasına neden olacak. Danıştay yürütmesini durdurduğu yüzde 5'lik açık, öğrencinin şimdiye kadar 25'i alınan okul başarısına veya sınavda aldığı yüzde 70'lik puandan karşılanacak. Okullarda davranış notlarının genelde yüksek verildiği göz önünde bulundurulduğunda öğrencilerin genel puanlarında düşüş olması bekleniyor. Bu durumda, puanlar yeniden hesaplanacağından geçen yıl yapılan sınavın sıralaması da baştan sona değişecek.

Hedefimiz Birincilik...

Kayseri Hürriyet Endüstri Meslek Lisesi (HEML) öğrencileri, evlerde günlük olarak kullanılabilen araçlarla robot yaparak dereceye girdi.

Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, Milli Eğitim Bakanlığı Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü ve Japonya Uluslar arası İşbirliği Teşkilatı'nın işbirliğiyle düzenlediği 3. Robot Yarışması'nda 2, 3, 4 ve 5.'lik derecelerini elde eden öğrencilere teşekkür belgesi verdi. Ankara'da düzenlenen Otomasyon Teknolojileri Alanı Yarışması'na 88'i üniversite, 329'u da lise olmak üzere toplam 437 robot katıldı. HEML öğrencileri de 4 temalı robot, 1 sumo robot, 6 çizgi izleyen robot ve 1 serbest kategori olmak üzere toplam 12 robotla yarışmada yerini aldı. Genç mucitler, üniversiteli ağabeylerinin de yer aldığı yarışmada birincilik haricinde ilk 5 dereceyi elde etmeyi başardı. Birinciliği robotların birinin turbosunda yaşanan bir problem nedeniyle kıl payı kaçırdıklarını belirten HEML Okul Müdürü Durmuş Payas, üç yıldır düzenlenen yarışmaya her yıl katıldıklarını söyledi. 2007 yılında düzenlenen ilk yarışmada 6. olduklarını 2008 yılındaki yarışmada 4. ve bu yıl düzenlenen yarışmada da 2. olduklarını kaydeden Payas, "Amacımız birincilikti, yarışma içinde çıkan bir aksaklık nedeniyle kıl payı kaçırdık. Bundan sonraki hedefimiz birinci olmak. Yaptığımız robotların tamamı kendi ürünlerimiz dışarıdan neredeyse hiçbir şey almadık" dedi. Robotları yapan ekibin başı Endüstriyel Otomasyon Bölümü 12. sınıf öğrencisi Samet Diril, zamana karşı yarıştıkları yarışmadan dereceyle ayrıldıkları için sevinçli olduklarını söyledi. Yaklaşık 3 aylık bir çalışmanın meyvesini elde ettikleri dereceyle aldıklarını belirten Diril, 2010 yılındaki yarışmalarda birinci olmak için daha çok çalışacaklarını söyledi. Robotları yaparken televizyon kumandası, araç silgeci motoru ve camlı balkonların sistemlerini kullandıklarını ifade eden Diril, malzemelerin neredeyse hiçbirisini dışarıdan almamaya gayret gösterdiklerini vurguladı. İl Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, genç mucitleri ve öğretmenlerini başarılarından dolayı tebrik ederek teşekkür belgesi verdi. Başarının istemeyle, arzu etmeyle elde edilebileceğini dile getiren Ayata, "Genç arkadaşlarımız üç yıldır bıkmamış ve hedefledikleri başarıyı elde etmişler. Öğrencilerimiz Türk insanına imkan verilmesi halinde neleri başarabileceğini de göstermiş oldular. Hedefler önceden planlanır ve bu plan doğrultusunda çalışmalar yapılırsa başarı mutlaka elde ediliyor" dedi.

Gazi Üniversitesi Rektörü Karşı Çıktı...

Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, YÖK'ün üniversitelerde rotasyon kararını "Kış ortasında tehcir" olarak değerlendirdi.

Ayhan, "Öğretim üyeleri böyle bir zorunlu tehcire tabi tutulursa, üniversitenin kan kaybedeceğini, bir çoğunun istifa edeceğini düşünüyorum." dedi. Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), Gazi Üniversitesi Mimar Kemalettin Salonu'nda başladı. Toplantı öncesinde verilen arada üniversite rektörleri, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, tıp fakültelerindeki rotasyon ile ilgili bir soru üzerine, "İyi planlanmış, iyi değerlendirmesi yapılmış bir düzenleme değil. Eğitim öğretim yılının yarısında böyle bir tehcirin ön görülmesi, üniversiteler ile görüşmeden böyle bir tehcir ile ilgili kararın alınması, hem giden üniversitelere herhangi bir katkı sağlamaz hem de gönderen üniversiteler de büyük sıkıntılar yaratır." diye konuştu. İlkbahar ortasında '5 gün içinde hicret edeceksiniz, tehcire tabisiniz' diyerek öğretim üyelerini göndermenin, hem gönderen hem de gidilen üniversiteyi sıkıntıya sokacağını ileri süren Ayhan, şöyle devam etti: "Şu anda giden öğretim üyelerinin durumunun ne olacağı kesinlikle belli değil. Mesela öğretim üyeleri buradan döner sermaye katkı payları alıyordu. Gittikleri zaman bunu alabilecekler mi? Bu belli değil. Giden öğretim üyesi, oranın döner sermayesine katkıda bulunacaktır. O döner sermayenin burada değerlendirmesi ne olacaktır? Öğretim üyesinin burada evi, çocuğu var. Oraya gittiğinde nerede kalacağı, hangi dersleri vereceği belli değil. Oradaki öğretim üyesi sayısının yeterli olup olmadığı hususunda da kendi aramızda gerçek anlamda bir tartışma var."
Görevlendirme kriterlerinin belirlenmemiş olmasının rektörleri zor durumda bıraktığına işaret eden Ayhan, "Rektöre bir yetki vermişler. Biz rektörler olarak sıkıntı içindeyiz. Hangi arkadaşımızı, hangi kriterlere göre göndereceğiz? Bunu bilemiyoruz. Kışın ortasında ne yapacağımızı tayin edemiyoruz." ifadesini kullandı.
Ayhan, öğretim üyelerinin nerede ikamet ettirileceği konusunda sıkıntılı olduklarını anlattı.
KIŞIN ORTASINDA TEHCİR Ayhan, üniversite hastanelerine tam günün getirilmesi ile ilgili bir soru üzerine ise, "Getireceklerse getirsinler. Bunlar parça parça olmaz. Üniversitelerin bir bilim felsefesi olur. Tam günse tam gün, yarım günse yarım gün olsun. Ama siz yarım gün olacak diye düzenleme yapıyorsunuz. Mesela bu tehcire, partime öğretim üyeleri, yani yarım zamanlı öğretim üyeleri dahil mi, değil mi? Bu belli değil. Bu durumda tam gün çalışan öğretim üyeleri üniversitenin tüm yükünü kaldırıyorlar. Siz tam gün çalışıyorsunuz diye, eğer yarım zamanlı çalışanları göndermezseniz, yarım zamanlı olanları mükafatlandırmış olacaksınız. Bir şey yapılacaksa, yükseköğretim bir bütündür. Bütün ele alınarak, hesap kitap ona göre yapılmalı." görüşünü savundu.
Ayhan, rotasyonla ilgili başka bir soru üzerine ise, "Öğretim üyelerinin mahkemeye müracaat edeceklerine kesinlikle eminim; ama şu ana kadar görevlendirme söz konusu olmadığı için böyle bir tepki gelmedi. Öğretim üyeleri kaliteli öğretim üyeleridir. Büyük bir fedakarlıkla üniversitelerde görev yapmaktadırlar. Böyle bir zorunlu tehcire tabi tutulursa, üniversitenin öğretim üyesi yönünden kan kaybedeceğini, bir çoğunun istifa edeceğini zannediyorum." şeklinde konuştu.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Kılıç ise belli üniversitelerde yığılma olabileceğine dikkat çekerek, "Biz de zor durumdayız. Taşrada sıkıntı var. Bizim için olumlu ama geçici olması üzücü. Uygulamanın olumlu, olumsuz yanları var." diye konuştu.
Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fazıl Tekin de, "Rotasyon ile ilgili hususlar yeniden gözden geçirilecektir. Sorunun mutabakat ile çözülmesi için YÖK'te de çalışmalarını sürdürüyor." açıklamasını yaptı. Öte yandan, rektörlere TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik Dergisi'nin kapağında Darwin yazısının bulunmaması ile ilgili sorular da yöneltildi.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Röktörü Atilla Kılıç, "TÜBİTAK'tan açıklama yapıldı. Yanlış telafi edilecek. Bilim ile siyaset biraraya gelmez. TÜBİTAK yanlıştan döndü." dedi.
Osman Gazi Üniversitesi Röktörü Fazıl Tekin ise, "Gerekli açıklamalar yapıldı. Yorum yapmak anlamsız." değerlendirmesinde bulundu. Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, aynı soru üzerine "Mustafa Kemal ne demişti: 'Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir.' Bütün mesele bu." diye konuştu.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener ise şunları söyledi: "O konuda TÜBİTAK'ın açıklaması oldu. Konulara, pozitif bilimin ışığında bakmak lazım. Darwin'in teorilerini bugün yeniden tartışmak durumunda olmamalıyız. Ama TÜBİTAK açıklamasında, Darwin için özel bir sayı çıkartılacağı belirtiliyor."