29 Temmuz 2009 Çarşamba

Köleliği Önlemek İçin Yetki Yetersiz

Çalış ve Gez programları kapsamında ABD'ye giden binlerce Türk öğrencinin yaşadığı olumsuzluklara karşı herhangi denetleme yok.

Her yıl Work and Travel (Çalış ve Gez) programları kapsamında ABD'ye giden binlerce Türk öğrencinin yaşadığı olumsuzluklara karşı herhangi bir mekanizma veya denetleme sistemi bulunmuyor. Aracı şirket tarafından dolandırılma, söz verilen koşulları bulamama, olumsuz şartlarda çalışma ve barınma gibi sıkıntılarla karşı karşıya bulunan gençler, savcılığa gitseler bile uluslararası hukuk engeline takılıyorlar. Konuyla ilgili bakanlıklar, ancak kendi görev alanlarına giren konularda ve yetkileri ölçüsünde denetleme görevi yapabiliyorlar. "Türk Öğrencilere ABD'de köle muamelesi yapılıyor" gibi eleştiriler ve son dönemde yaşanan olumsuzlukların artması üzerine SABAH, Work and Travel sistemini sorguladı. Büyük umutlarla, kısıtlı imkanlarla dil öğrenmek ve yeni yerler görmek amacıyla başta ABD olmak üzere büyük ülkelere giden gençler, umduklarını bulamıyorlar. Bakanlıklar ise ancak kendi görev alanları ve yetkileri kapsamında problemlere çözüm sağlayabiliyor: MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI: Bakanlık, bu şirketlerin hedef kitlesinin öğrenciler olması nedeniyle konuyla ilgileniyor. Ancak 18 yaşından küçük öğrenciler, ailelerinden izin alarak programa katılabiliyor. Herhangi bir sorun çıkması veya bir şikayet olması durumunda savcılık olaya el koyuyor. Bakanlık, ancak kendilerinden görüş istenmesi durumunda devreye giriyor. Pedagojik olmayan, kurallara aykırı bir durum varsa Milli Eğitim Bakanlığı, söz konusu ülkeye bilirkişi gönderiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda öğrencilere bu konudaki uyarılarını yapıyor. Bu programlara katılanlar da çoğunlukla üniversite çağına gelmiş gençler. ÇALIŞMA BAKANLIĞI: Bakanlık, eğitim karşılığı veya çocuk bakıcılığı gibi vaatlerle üçüncü ülkelere gidenlerle ilgili bir yetkilerinin bulunmadığını ancak bir proje karşılığında yurt dışına işçi götürecek şirketlerin mutlaka İş-Kur'la temasa geçmesi gerektiğini belirtiyor. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI: Daha çok yurtdışı eğitim ve danışmanlık hizmeti vermek amacıyla kurulan firmalar tarafından yürütülen Work and Travel faaliyetlerine ilişkin özel bir düzenleme bulunmuyor. Diğer taraftan bu programla ilgili bir olumsuzluğun, şikayetin Bakanlığa ulaşması halinde; gerek Türk Ticaret Kanunu ve gerekse Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri kapsamında ilgili şirketler nezdinde gerekli inceleme yapılabiliyor.

Kayıt Parası İnternetten İsteniyor

İzmir’de iki okul için internet aracılığıyla kayıt parası istendiği öne sürüldü.

Yetkililerin “Alınmayacak” demesine rağmen “kayıt parası”, gereken belgeler arasına girdi. İzmir Kız Anadolu Lisesi ile İzmir Fatma Saygın Anadolu Lisesi'nin web sayfalarındaki kayıt için gerekli belgeler bölümünde, 200 ve 300 TL'lik kayıt parası zorunlu kılınıyor. Türk Eğitim-Sen 1 No'lu Şube Başkanı Sami Özdemir, alınan paranın yasal olmadığını belirterek, “Veli isterse gönlünden ne kadar geçerse okula bağışta bulunabilir. Ancak, belli bir rakam belirleyerek bunu resmi web sitesinde kayıt için zorunlu kılmak suçtur” dedi. İzmir Kız Anadolu Lisesi'nin web sayfasında, “kayıt için gerekli belgeler” bölümünde, “Okul Aile Birliği Kararı ile 2009-2010 öğretim yılı veli üye aidatı yıllık 200 TL'dir. Kayıt günü öncesinden İş Bankası Karataş Şubesi'nin 181531 nolu okul aile birliği hesabına yatırılabilir. NOT: Kayıttan vazgeçilmesi veya nakil halinde iade edilmez. Veli üye aidatı dışında yapılacak diğer gönüllü bağışlarınızın her biri için, mutlaka ayrı dekont veya makbuz alınız. Kayıt günü bağış yapmak zorunlu değildir” ifadesinin yer aldığı iddia edildi. İzmir Fatma Saygın Anadolu Lisesi'nin resmi web sitesinde de aynı ifadelerle farklı banka ve hesap numası verilerek veliden 300 TL kayıt parası istediği de ortaya sürülen bir diğer iddia oldu. 'Zorunlu değil, sıkıntıdayız' İzmir Kız Anadolu Lisesi Müdürü Pervin Töre, istenilen bu paranın zorunlu olmadığını öne sürerek, maddi sıkıntı içinde olduklarını anlattı. Töre, “Anadolu Lisesi olduğumuz için yıl içinde öğrencilere yayın dağıtıyorum, fotokopi giderleri var, ortak ÖSS yapıyorum. Okulun temizlik ve güvenlik giderleri var. Bu parayı aldıktan sonra yıl içinde öğrencimden 1 TL bile talep etmiyorum. Okuldaki işleyişi kolaylaştırmak, kaliteyi artırmak için buna mecburum. Okul müdürü olmak tatlı cadı olmak değil ki. Eğer bu para veliyi rahatsız ediyorsa almıyoruz” dedi. 'Bu parayı nereden bulayım' İzmir Fatma Saygın Anadolu Lisesi Müdürü Fehmi Yılmaz, bu paranın okul aile birliğinin kararıyla yasal olarak alındığını ileri sürdü. Yılmaz, “Okula öğrencisini kaydeden her veli, okul aile birliğinin doğal üyesi oluyor. Bunun da bir bedeli var. Okulun sadece temizliği için ayda 3 bin TL ödüyorum. Aylık su parası 2 bin TL. Bu parayı nereden bulayım” diye sordu. Türk Eğitim- Sen 1 No'lu Şube Başkanı Sami Özdemir'in gündeme getirdiği konuyu DHA'nın duyurmasıyla, haber, gazetelerin internet sayfalarında yer aldı. Öğleden sonra iki okulun web sitesinden alınacak kayıt parasıyla ilgili bölümler çıkarıldı.

Gençler Sağlıklı Beslenmeyi Tartışacak

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen gençler sağlıklı beslenme konusunu, evrensel ve yerel mutfak kültürlerini irdeleyerek masaya yatıracak.

Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları desteği ile düzenlenecek “Sağlıklı Avrupa Mutfağına Hoş geldiniz” isimli proje kapsamında, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelen gençler sağlıklı beslenme konusunu, evrensel ve yerel mutfak kültürlerini irdeleyerek masaya yatıracak. Belçika, Bulgaristan, Romanya, Slovenya, Estonya ülkelerinden gençlerin katılımı ile gerçekleştirilecek olan proje ile Avrupa mutfaklarını ne kadar tanıyoruz, beslenme ve kültür, reklamlar ve yiyecekler, medyanın toplumun yemek alışkanlıkları üzerine etkisi, sağlık ve yemek arasında ilişki başlıklarıyla çalıştaylar yapılacak. Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi'nde 1-9 Ağustos arasında gerçekleştirilecek etkinlikler kapsamında tüm katılımcılarla beraber Ankara gezisi yapılması da yer alıyor.

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Work And Travel Köleleri

ABD'ye "Work and Travel" programları kapsamında gelen Türk öğrencilerin yaşadıkları dram. Alaska’da köle gibi çalıştırılan bir öğrencinin dehşet günleri..

ABD'ye "Work and Travel" (Çalış ve Gez) programları kapsamında gelen Türk öğrencilerin dramına hergün bir yenisi ekleniyor. Alaska'da köle gibi çalıştırılan bir Türk öğrencinin akıl hastanesine kaldırıldığı, üç gün müşahade altında tutulduktan sonar şizofrenik paranoya teşhisi konduğu ve çok zor koşullar altında Türkiye'ye gönderilip tedavi altına alındığı öğrenildi. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu(TADF) mahsur kalan 30 kadar öğrenciyi New York'ta çeşitli ailelerin yanına yerleştirdi. Work and Travel mağduru öğrencileri tesbit etmek için bir çağrı yaptı. Çağrıya ABD'nin dört bir yanında sokakta kalan, işsiz olan ve köle gibi çalıştırılan öğrencilerden yüzlerce ihbar mektubu geldi. Mağdur durumda kalan öğrenciler kendilerini dolandıran aracı danışmanlık şirketleri aleyhinde hem ABD'de ve Türkiye'de yasal işlem başlatıp dava açmaya hazırlanıyor. Work and Travel" (Çalış ve Gez) programıyla çocukları ABD'de bulunan aileler ise endişe içersinde çocuklarına ulaşmaya çalışıyor. Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkanı Kaya Boztepe de, konuyla ilgili olarak daha önce yaptığı açıklamada, "Türk öğrencilere ABD'de 21'inci yüzyılda köle muamelesi yapılıyor, Kunta Kinte gibi çalıştırılıyorlar " demiş ve ABD'nin dört bir yanında mahsur kalan kötü şartlarda çalıştırılan öğrencilere yardım etmeleri için ABD'de yaşayan Türkler'e çağrıda bulunmuştu. -"ARKADAŞIMIZ ALASKA'DA ÇILDIRDI"- Şu anda ABD'nin Alaska eyaletinde balıkçılık firmasında köle gibi çalıştığını söyleyen Soner Özmeşe'de yetkililere yazdığı e- postada ise şunları söyledi: "Ben 2007 de ve bu sene olmak üzere 2 kere bu programa dahil oldum. İlkinde Ohio'da fuar işinde çalıştım, orada eğlenceli zamanlar geçirdim, pek para kazanamadım. Bu senede dil okulu için gerekli parayı çıkartabilmek içın, Alaska yı tercih ettim. Fakat geldiğimiz günden beri yaşadıklarımız tam bir dram. Temmuzun başında balık sezonunun açılması ile sabah 05.00'te işe başlayıp akşam 16.00-17.00 gibi işi bırakıyoruz. bu tempoda daha önce hiç çalışmamış üniversitede öğrencileri olarak, kolumuzu kaldıracak halimiz kalmıyor, yavaş çalıştığımızı düşünen müdürlerin kötü sözleri de bu yorgunluğun tuzu biberi oluyor. Bizimle birlikte gelen bir Türk arkadaşımız bu yorgunluğa ve kötü muameleye daha fazla dayanamadı, ruhsal sorunları oluştu diğer bi arkadaşımızın refakatinde akıl hastanesine yatırıldı. Hastanede 3 gün müşahade altında tutulduktan sonra, şizofrenik paranoya teşhisi kondu. Çok zor koşullar altında Türkiye'ye gönderdik ve orada tedavi altına alındı. Bize yapılan bu kötü muameleden ve arkadaşımızın başına gelenlerden hepimiz çok rahatsız olduk, ve hepimiz burdan gidebilmek için gün sayıyoruz. Başka işler bulmaya çalışıyoruz. Bizi buraya yollayan aracı firmalar hep bize burdaki eğlenceli ortamdan basit işlerde çalışıp, gezebileceğimizden bahsediyorlardı; fakat karşılaştığımız manzara tam bir köle pazarı. Bu yaşadıklarımızın başkaları tarafındanda yaşanmaması için sizden bunu yetkili makamlara bildirip work and travel programı hakkında daha detaylı bir çalışma yapılıp, aracı firmaların denetlenmesini rica ediyorum." -" BENİ 'YURT' DİYE ORMANLIK ARAZİYE BIRAKTILAR"- Bengü Durgun ise, Yurt yerine ormanlık bir arazinin ortasına bırakılan arkadaşı için şöyle konuştu: "Yine bu programla buraya gelmiş olan Aybüke ile iletişime geçtim.Bunun gibi birçok problemle karşılaşmış; ama düşündüğümüzden daha çok korkmuş durumda. Kendisini dinlediğimde: Öncelikle İstanbul Taksim'deki bir şirket aracılığıyla buraya getirildiğini, kendisini Boston'da 1 saat bekletildikten sonra ki havaalanında direkt karşılamamışlar. Danışmanlık firması bir öğrenci yurduna yerleştirileceğini söylemiş, burada ulaşım, yemek, telefon gibi ihtiyaçları karşılanabilecek bir yurt vaadi vermişler, ancak ormanlık bir arazinin ortasında, marketten birkaç mil uzakta, telefon açamadıkları ve açıkınca dahi dışarı çıkıp yürünemeyecek mesafede bir yere yerleştirildiğini söyledi. Bahaneleri de 'yurtta yer yoktu' demişler. Çalışacağı yeri bir restoran olarak söylemişler ve sonuçta iş olanaklarının genişliğinden bahsetmişler. Ancak geldiğim yer kocaman bir Park ve hava güzelken hizmet veren bir yer, çok yağışlı bir bölgeymiş o sebeple 'sezon zaten çok sürmüyormuş' dedi. Kendisinin bir ihtiyacı var mı diye sorduğumda KLM'den Türkiyeye dönüş biletimi öne aldırmak istiyorum çünkü burada olan diğer 2 Türk arkadaşımda aynı şekilde mağdurlar ve 'biletlerini öne aldırdılar' dedi." -"KIZ KARDEŞİM BİNADA ERKEKLERİN ARASINDA TEK KIZ"- Yurt yerine ormanın ortasına bırakılan Aybüke Gökenç'in ablası Gökçen Gökenç' de konuyla ilgili Türk Amerikan Federasyonu Derneği yetkililerinle temasa geçerek kızkardeşi ile ilgili endişelerini dile getirdi. Gökenç , "Konuyla ilgili gazetelerde okuduğum haber beni önce üzdü, sonra sizlerin varlığını farketmek ise biraz içimi rahatlattı. Kızkardeşim, 21 Ekim 2008'de Newhempshire Salem e gitti. Sodexo da çalışmak üzere. Önce öyle bir eve konmuş ki, ormanın ortasında ve bina erkekle dolu. Tek kız kendisi...Burdaki yurtdışı eğitim danışmanı şirketinden bişeyler yapmasını istedim, bunu söylersem bana gülerler deyip, benim halletmemi söyledi. Neyse,ben görüştüm ordaki yetkililerle, bugün itibariyle bir kız arkadaş geldi yanına, biraz rahatladık. Cep telefonu edindi, birkaç kez görüştük sonra kart kendi kendini iptal etti, ne o arayabiliyor, ne biz arayabiliyoruz.O fırsat bulup arayana kadar da azap çekiyoruz.'' Dedi. -"MAĞDURUM YARDIM EDİN"- Mağdur öğrenci Samet Yiğit ise, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkanı Kaya Boztepe'ye gönderdiği mesajda yardım istedi. Yiğit, " Merhabalar.2 haftadır Amerikadayım buraya Work and Travel programıyla geldim ve mağdur durumdayım bana yardım edin . Şu an Washingtondayım.'' Dedi. Work and Travel mağduru öğrenciler kendilerini dolandıran şirketlerin adlarını vererek bu şirketler hakkında kanuni işlem yapılmasını istiyor. Eski bir Work and Travel mağduru olan Melis Özer ise " Work&Travel kapsamında yaklaşık 2 sene önce aynı şekilde giden öğrenciler arasındayım. Aynı mağduriyeti yaşadım" diye konuştu.

Liselere 1. Yerleştirme Belli Oluyor

Ortaöğretime Yerleştirme Puanlarına göre, Fen, Anadolu, sosyal bilimler ve diğer bazı meslek liselerine 1. yerleştirme sonuçları bugün açıklanıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nce gerçekleştirilecek yerleştirme işlemleri, saat 12.00'de bakanlığın internet sitesinde yayımlanacak. 1. yerleştirme için yaklaşık 700 binin üstünde adayın tercih yaptığı öğrenildi. OYP'ye göre 978 bin 61 öğrencinin 196 puan barajını geçerek tercih yapma hakkını elde ettiği duyurulmuştu.
1. yerleştirme sonucunda bir okula yerleşmeye hak kazanan öğrenciler, kayıtlarını 27 Temmuz-5 Ağustos 2009 tarihleri arasında yaptıracak. 6 Ağustos'ta boş kontenjanlar ilan edilecek ve 7-11 Ağustos arasında 2. yerleştirme için başvuru alınacak. 15 Ağustos'ta 2. yerleştirme sonuçları ilan edilecek. 2. yerleştirme kayıtları 17-22 Ağustos arasında gerçekleştirilecek ve 23 Ağustos'ta boş kontenjanlar açıklanacak. 24-26 Ağustos'ta 'tercihte yükselme' için başvuru alınacak ve 1 Eylül'de sonuçlar duyurulacak. 1-7 Eylül arasında da tercihte yükselme sonucunda yerleşmeye hak kazanan adayların kayıtları yapılacak.

Dolandırıcılar Okullara Dadandı

Milli Eğitim Bakanlığı, birçok devlet okulunun ilginç bir yöntemle dolandırıldığının ortaya çıkması üzerine, bir yazı ile okulları uyardı.

Yaklaşık 30 ilde birçok okulun parasını kaptırmasına yol açan olaylarla ilgili savcılıklar da soruşturma başlattı. Dolandırıcıların son hedefi Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı devlet okulları oldu. Bazı okul müdürlerinin durumu il milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla bakanlığa bildirmesi üzerine ortaya çıkan ilginç dolandırıcılığın şöyle gerçekleştirildiği öğrenildi: Okulları ve ilçe milli eğitim müdürlüğü yetkililerini telefonla arayıp bakanlık üst düzey yetkililerinin ismini kullanan kimliği belirsiz kişiler, "Sizin okulunuza yatırım yapacağız. Ancak bu yatırımın ön ödemesi için bir miktar ücret yatırın" diyerek, okul müdürlerine açtırdıkları sahte PTT hesaplarını verdiler. Bakanlıktan arandığını ve okulunun alt yapı eksikliğinin tamamlanacağını düşünen okul müdürleri de bu hesaba belirtilen miktarı yatırdılar. Parayı alan dolandırıcılar ise sahte kimlikle açtırdıkları hesapları kapatarak ortadan kayboldular. Aradan zaman geçmesine rağmen hizmet alamayan okul müdürlerinin durumu il müdürlüklerine, buradan da bakanlığa bildirilmesi üzerine, dolandırıcılık olayı ortaya çıktı. Öğrenci velilerinden topladıkları bağışlarla okullarının temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan okul yöneticileri, yaşanan olaylar karşısında büyük üzüntü yaşadı. Ek bina, laboratuar, bilgisayar sınıfı, spor salonu gibi hizmetlerin yapılmasını bekleyen okul yönetimleri ellerindeki kısıtlı parayı da dolandırıcılara kaptırmış oldu. Bakanlığın yaptığı ilk incelemede, yaklaşık 30 ilde birtakım okulların dolandırıcıların kurbanı olduğu belirlendi. Okul yönetimlerinin kimliği henüz belirlenemeyen kişilere 500 TL ile 5 bin TL arasında değişen miktarlarda para yatırdıkları anlaşıldı. Okul yönetimleri dolandırıcılık olayının ortaya çıkmasıyla bulundukları illerin savcılıklarına başvurdular. Savcılıklar, zanlıların belirlenmesi için adli soruşturma başlatırken, Milli Eğitim Bakanlığı da Müsteşar Muammer Yaşar Özgül'ün imzasıyla illere bir yazı göndererek, bu tür olaylara karşı dikkatli olunmasını istedi. Özgül'ün gönderdiği yazıda, benzer olayların devam edebileceği hatırlatılarak, il ve ilçe yöneticileri ile okul müdürlerinin her türlü tedbiri alması istendi. Yazıda, dolandırıcılara karşı izlenecek yöntem ise şöyle belirtildi: "Böyle durumlarda karşılaşan idarecilerin derhal bir üst makamı bilgilendirmesi, bilgiyi alan makamın da Bakanlığımızı haberdar etmesi, böylece zincirleme kontrol ve müdahale mekanizmasının çalıştırılması gerekmektedir."

Üniversiteli Kızın Esrarengiz Ölümü

İzmirde Üniverste Öğrencisi Duygu Öztemir.5 katlı Binanın Terasından Düşerek öldü.

yıl önce doğum gününde çıplak denize giren üniversiteli Duygu Öztemir, arkadaşlarıyla kaldığı 5 katlı evin terasından düşerek öldü
İzmir'de Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Duygu Öztemir önceki gece arkadaşlarıyla Alsancak semtinde eğlendi. Bir süre sonra sıkıldığını söyleyen genç kız, taksiye binerek Karşıyaka'daki evine döndü.
Aynı evi paylaştığı 2 arkadaşı yatarken, Duygu gecenin ilerleyen saatlerinde teras kattaki evin balkonundan ayaklarını sarkıtarak oturup sigara içti. Arkadaşları gürültüye uyanıp aşağı baktıklarında genç kızın kanlar içinde yattığını gördü. Sağlık ekipleri, eternitle kapalı otoparka sert şekilde düşen kızı ağır yaralı olarak Karşıyaka Devlet Hastanesi'ne götürdü. Yoğun bakıma alınan Duygu Öztemir müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Genç kızın terasta elinde sigarayla oturduğunu gören kişilerin ifadeleri alındı. Ancak düşüşü gören kimsenin olmadığı bildirildi. Duygu Öztemir'in alkolün etkisi ile dengesini kaybederek düşmüş olabileceği, intihar olasılığının da araştırıldığı belirtildi. Ailesi İstanbul'da yaşayan ve üniversite öğrenimi için İzmir'de bulunan Duygu Öztemir, 2 yıl önce, 25. doğum gününü kutlamak için Mustafa Kemal Sahil Bulvarı Vali Konağı karşısında çırılçıplak soyunarak denize girmişti.

17 Temmuz 2009 Cuma

Hakim Çocuklarının SBS Talihsizliği

Görev yerleri belli olmayan hakim ve savcılar SBS tercihlerinin son günü olması nedeniyle büyük sıkıntıya girdi.

HAKİM ve Savcılar Yüksek Kurulu kararnameyi dün de açıklayamadı. HSYK'nın her yıl temmuz başında açıkladığı, savcı ve hakimlerin yeni görev yerlerinin belirlendiği kararname ayın ortasının geçilmesine rağmen netleşemedi. Yeni görev yerleri belli olmayan özellikle çocuklu hakim ve savcılar sıkıntı yaşıyor. Çocukları ilköğretim 8. sınıfı yeni bitirenlerin sıkıntısı ise bir kat fazla. Çünkü, öğrencilerin iyi bir lisede öğrenim görmesinin yolunu açacak SBS sonuçları açıklandı. Tercihler ise bugün bitiyor. Görev yeri belli olmayan hakim ve savcılar çocuklarını hangi şehirde okutacaklarını bilemedikleri için tercih listesini hazırlayamadı. Bazı yargı mensupları SBS tercih süresinin uzatılması için başvuruda bulundu. Sıkıntılarını kendi iç yazışma siteleri 'www.adalet.org'da dile getirdi. İşte dertli hakim ve savcıların dile getirdiklerinden bazıları: - Bu sabah Milli Eğitim Bakanlığı'nı aradım. Kararname gecikmesi nedeniyle yarın dolacak olan SBS tercih süresinin uzatılmasını istedim. Benden fax çekmemi istediler. Bu durumda olan arkadaşların MEB'e fax çekmelerinin faydalı olabileceğini düşünüyorum. Yoksa çocuklarımızın bunca yıllık emeğinin birileri tarafından dikkate alınmadığından heba olma tehlikesi var. Biz bekleriz alıştık artık ama çocukların dünyası yıkılıyor! - Cumadan sonraya kalırsa, çocukları SBS-8 sınavına giren meslektaşlar ve çocukları mağdur olur. - Hakim ve savcıların kendileri bir yana eşleri çocukları ve aileleri ile yaklaşık 10 bin kişilik bir topluluk 7 kişinin imzasına endekslenmiş durumda.

Özel Okullar Açık Ara Önde

SBS sonucuna göre Türkiye'nin en başarılı okulları yine özeller çıktı.

Yaşar ÖZAY / SABAH
Milli Eğitim Bakanlığı araştırmasında özel okullar açık ara önde SBS sonucuna göre Türkiye'nin en başarılı okulları yine özeller çıktı. İstanbul'daki başarı sıralamasına göre ilk 10'a devlet okulu giremedi Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilköğretim okullarının başarısını ölçmek için başlattığı araştırmanın sonuçları yetkilileri şaşkına çevirdi. Seviye Belirleme Sınavı'na (SBS) katılan bir milyon öğrenci arasında yapılan araştırmada, yatırımlara rağmen devlet okullarının özel okullar karşısında yine başarısız oldukları belirlendi. İstanbul, Ankara ve İzmir'de SBS'ye giren öğrencilerin puan ortalamasına göre yapılan araştırmada, ilk on ilköğretim okulu arasına İstanbul ve İzmir'den hiçbir okul giremezken Ankara'dan devlet ilköğretim okulu olarak Tahsin Şahinkaya İlköğretim Okulu sıralamaya 7. sıradan girmeyi başardı. SABAH'ın elde ettiği listede, devlet okullarının özel okullar karşısında hezimete uğradığı gözlendi. Bakanlık yetkilileri bu durum karşısında "fırsat eşitsizliği yaratır" diye listeyi kamuoyu ile paylaşmadı. Ancak tek tek okullara bilgi verildi. Bakanlık tarafından başarısız görülen okullar mercek altına alındı. Okul yöneticilerinden başarısızlığın nedenleri için rapor istendi. Yetkililer şimdilik üç büyük ilin değerlendirmesinin yapıldığını, 81 ili kapsayacak araştırmanın her yıl devam edeceğini, Türkiye'nin eğitim haritasının belirleneceğini açıkladılar. OKS'de matematik ve fen puanlarının ortalamaları baz alınan araştırmada, Türkiye'nin ilk 10 sıralamasında Bursa'dan Özel Kültür İlköğretim okulu 475.739 puanla birinci, İstanbul'dan Bilfen Bahçeşehir 475.049 puanla ikinci, Kocaeli'den Özel Erkul Tunagür İlköğretim Okulu 469.380 puanla üçüncü oldu. İstanbul sıralamasında Bilfen Bahçeşehir 475.049 puanla İstanbul şampiyonu oldu. Bilfen'in Çamlıca, Koşuyolu ve Ataşehir okulları da Bahçeşehir'i takip etti. ANKARA VE İZMİR Ankara'da Özel Maya İlköğretim Okulu 436.842 puanla birinci oldu. Gazi Üniversitesi Vakfı Özel İlköğretim Okulu 429.564 puanla listeye ikinci sıradan girerken, Özel Samanyolu İlköğretim Okulu 424.608 puanla üçüncü oldu. İzmir'de de Özel Karşıkaya Yamanlar İlköğretim Okulu listenin birinci sırasına 449.219 puanla yerleşti. İzmir ikinciliğini Özel Çakabey İlköğretim Okulu alırken, üçüncü Özel Ege İlköğretim Okulu oldu. Eğitimci Galip Çağatay, son yıllarda hızlı gelişmeye eğitimin ayak uyduramadığını belirterek, "Acil önlemler alınmalıdır. Aileler çocuklarını başarılı okullara göndermek istiyorlar. Özel eğitim kurumları bu hızlı gelişmeye kısa sürede adapte oldular. Devlet okullarının özel okullarla yarışması çok zor. Bakanlık kısa sürede önlem almak zorunda" dedi.

SBS Tercihlerinde Son Gün

Fen, Anadolu ve bazı meslek liselerine girmek isteyen öğrencilerin tercih yapmaları için bugün son gün.

Tercihler SBS sonuçlarının da katılarak hesaplandığı orta öğretime yerleştirme puanlarına göre yapılacak. Bu puanı 196'nın altında olan öğrenciler tercihte bulunamayacak. Tercihler öğrenci velisi tarafından bakanlığın internet sayfasında yer alan okulların tercih kodlarına göre yapılacak ve tercihler okul müdürlüğü tarafından elektronik olarak onaylanacak. Her türlü düzeltme ise elektronik onaylamadan önce yapılacak. Onaylama işlemi yapıldığı andan itibaren öğrencinin tercih işlemi tamamlanmış olacak. Öğrenciler bir defalık 12 okul tercih edebilecek. Yerleştirme sonuçları ise 24 Temmuz'da açıklanacak.

16 Temmuz 2009 Perşembe

Üniversite Adaylarına Burs İmkanları

Burslu okumak isteyen ve ÖSS'de başarılı olan adaylara hem üniversiteler hem de diğer bazı kurumlar bir çok seçenek sunuyor.

ÖSS'de başarılı olan adaylara, hem üniversiteler hem de diğer bazı kurumlar belirli koşullarla ''aylık ücret''ten ''teknokentte şirket açma önceliği'' tanımaya, dizüstü bilgisayardan barınma giderlerine ve yurt dışında ücretsiz yüksek lisans ve doktora eğitimine kadar çeşitli olanaklar sunuyor. ÖSS'de başarılı olan adaylar, özellikle burs konusunda diğer adaylara göre birçok avantaj elde ediyor. Hem devlet üniversiteleri hem de vakıf üniversiteleri öncelikle ÖSS'de derece kazanmış öğrencileri kendi üniversitelerine çekmek için burs ve çeşitli imkanlar vaat ediyor. ÖSS'de genellikle ilk üç bine giren adaylar için gerek devlet üniversiteleri gerekse vakıf üniversitelerinin burs ve diğer seçenekleri çoğalıyor. Bazı üniversiteler bu rakamı ilk 8 bine kadar çıkarıyor. Vakıf üniversiteleri genellikle dereceye giren bu öğrencilerden hem eğitim-öğretim ücretini almıyor, hem barınma ve diğer giderlerini karşılıyor hem de belirli miktarlarda ''aylık ücret'' veriyor. Bazı vakıf üniversiteleri ''başarı bursu'', ''destek bursu'', ''kapsamlı burs'', ''başarı ödülü'' gibi imkanlar sağlıyor. Kapsamlı burs eğitim-öğretim ücretinin tamamının alınmamasını kapsarken, destek bursu eğitim-öğretim ücretinden yapılan indirimi, başarı bursu da belirli bir not ortalamasının üstünde olan öğrencilere verilen ücretleri içeriyor. Ayrıca öğrencilere yurt dışında ücretsiz yüksek lisans ve doktora eğitimi olanakları da tanınıyor. Devlet üniversiteleri de genellikle başarılı öğrencilere ''başarı ödülü'' ve ''başarı bursu'' sunuyor. Başarı ödülü genellikle dereceye girmiş öğrencilere ilgili üniversiteyi tercih etmeleri halinde bir defaya mahsus ''para ödülü'' şeklinde oluyor. Örneğin, İstanbul Teknik Üniversitesi, Y-ÖSS'de SAY-puan türüne göre ilk 100'e girerek, üniversiteye yerleşecek olanlara birinci eğitim-öğretim yılında 20 bin TL nakit para veriyor. Ayrıca bu adaylara, 9 ay süreyle ayda 1500 TL, dizüstü bilgisayar ve İTÜ ARI-TEKNOKENT'te şirket açma önceliği sağlıyor. Adaylar, hangi üniversitenin hangi alanlarda ve hangi koşullarla burs verdiklerine ilişkin ayrıntılı bilgileri, 2009-Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'ndan öğrenebilecek. -MEB'İN BURSU- Milli Eğitim Bakanlığı da öğretmenlik programlarını ilk beş tercihi arasında göstererek, yerleşmeye hak kazanan toplam 1500 öğrenciye aylık 180 TL burs sağlayacak. Anadolu öğretmen lisesi mezunu olup bu programlara ilk beş tercihleri arasında yerleşen öğrencilerden kontenjana giremeyenler için kontenjan sınırı bulunmayacak. Burs verilecek öğrencilerde şu şartlar aranıyor: ''- T.C. vatandaşı olmak, - 22 yaşını geçmemiş olmak, (1987 ve sonraki yıllarda doğmuş olmak) - ÖSYS tercih bildirim formunda öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarının Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen programlarını ilk beş tercihi arasında seçmiş ve bu programa (ikinci öğretim, Açıköğretim ve özel üniversiteler hariç) kesin kaydını yaptırmış olmak, - Memuriyete atanmasına engel olacak nitelikte hükümlülüğü bulunmamak, - ÖSYM'ce yapılan puan sıralamasına göre kaydolduğu program için Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen kontenjana girmiş olmak.'' MEB'in, 2009-2010 öğretim yılında burs vereceği öğretmenlik programları ve kontenjanları şöyle: ''Okul Öncesi Öğretmenliği (260), İngilizce Öğretmenliği (220), Sınıf Öğretmenliği (100), Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (100), İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği (100), Türkçe Öğretmenliği (80), İlköğretim Matematik Öğretmenliği (80), Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (60), Matematik Öğretmenliği (50), Fen Bilgisi Öğretmenliği (60), Fizik Öğretmenliği (20), Kimya Öğretmenliği (20), Coğrafya Öğretmenliği (30), Biyoloji Öğretmenliği (20), Tarih Öğretmenliği (20), Sosyal Bilgiler Öğretmenliği (45), Zihin Engelliler Öğretmenliği (50), Üstün Zekalılar Öğretmenliği (12), Endüstriyel Teknoloji Öğretmenliği (13), Elektrik Öğretmenliği (20), Elektronik Öğretmenliği (20), Elektronik Haberleşme Öğretmenliği (15), Bilgisayar Öğretmenliği (20), Bilgisayar Sistemleri Öğretmenliği (20), Bilgisayar ve Kontrol Öğretmenliği (15), Elektronik ve Bilgisayar Öğretmenliği (15), Bilgisayar Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği (35).'' Burslar, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünce ödenecek. -TÜBİTAK'IN BURSU- TÜBİTAK da 2009-ÖSS sonucuna göre Sayısal ağırlıklı puan türünde ilk 7 bin 500'e girerek biyoloji, fizik, kimya, matematik, ilk 5 bin içine girerek moleküler biyoloji ve genetik, sözel ağırlıklı puan türünde ilk bine girerek tarih, eşit ağırlıklı puan türünde ilk 5 bin içine girerek felsefe, sosyoloji, ilk bine girerek psikoloji bölümlerinden birine ÖSYM tarafından merkezi yerleştirmede yerleşmeye hak kazanıp kayıt yaptıran T.C vatandaşı öğrencilere burs sağlayacak. Ayrıca, ortaöğrenimi sırasında Türkiye adına TÜBİTAK'ın katıldığı Uluslararası Bilim Olimpiyatlarında (bilgisayar, biyoloji, fizik, kimya, matematik) altın, gümüş ve bronz madalya alıp sınavsız yerleştirme hakkını kazanan ya da Uluslararası Bilim Olimpiyatları'nda Türkiye'yi temsil eden takımlarda yer alıp ortaöğretimini bitirdiği yıl girdiği ÖSS sonucunda üniversitelerin bu olimpiyat alanlarıyla ilgili bölümlerinden/programlarından birini kazanan ve kayıt yaptıran T.C. vatandaşı öğrenciler de TÜBİTAK'tan burs alabilecek. TÜBİTAK'ın düzenlediği Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması ile Uluslararası Proje Yarışmalarında dereceye giren öğrenciler de belli koşullarla burstan yararlanabilecek. Belirlenen şartları sağlayarak bursiyer olmaya hak kazananların adreslerine 2009 yılı Eylül ayı içinde gerekli belgeler gönderilerek, başvurmaları istenecek.

Hangi Yaşta Hangi Zeka?

Okullarda uygulanan etkin ve çoklu öğrenme ortamları çocuğun baskın zekâlarından yararlanarak, baskın olmayan zekâlarını geliştiriyor

Eğitim sistemimizin sınavlara dayalı olması, okullarımızın tamamen akademik başarıya endekslenmeleri, gençlerin gerçek yaşamdan koparak test kitaplarının arasına hapsolmasına yol açtı. Yaklaşık 20 yıldır okullarda devam eden reform çalışmalarının ardından geldiğimiz nokta, gerek eğitimciler gerek aileler açısından hiç de memnun edici değil. Akademik anlamda yüksek başarı gösteren gençlerimiz üniversite mezuniyetleri sonrası iş yaşamında çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor. Okul hayatı boyunca oldukça başarılı sayılan öğrenciler, mezuniyet sonrası büyük problemlerle iş hayatına girebiliyor ve gerçek hayata uyumda pek çok sıkıntı yaşıyor. Zeki diye adlandırılan pek çok öğrenci inanılmaz davranışlarla toplumu şaşırtıyor ve asosyal tavırlarla anne babaları endişelendiriyor. Çoklu Zekâ Teorisi'nin her zekâ türüne eşit önem vermesi ve her çocuğun öğrenebileceğine yönelik çalışmaları, bugün Türkiye'de de pek çok okulda bu metodun eğitim öğretimde kullanılmasına neden oldu. Eğitimde çoklu zekâyı kullanan Kültür2000 Koleji Kurucusu Ful Akıngüç Över, çoklu zekânın bilinmemesinden dolayı, dil ve matematik dışındaki zekâ türlerine sahip çocuklara önem verilmediğini söylüyor. Över, “Başarısız çocuk yoktur. Dersleri müzik, sanat ve spor desteğiyle sevdirip başarıyı artırmak mümkün” diyor. Över, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı: Kuramın geleneksel zekâ anlayışından farkı ne? Geleneksel anlayışta sadece etkili ifade yeteneği olan ve mantıklı kişilere değer veriliyor. Oysa çoklu zekâda her tür zekâya eşit önem veriliyor. Müzikte çok başarılı ancak matematikte başarısız olan çocuk zeki mi? Neden olmasın? Ne yazık ki bu yetenekleri taşıyan birçok çocuk, okulda destek görmüyor. Onların farklı düşünme ve öğrenme yönlerine hitap edilmediği için öğrenme problemli oluyor; çocuk 'dikkati eksik' ya da 'başarısız' olarak adlandırılıyor. Ancak ülkemizde başarı sınavlarla ölçülüyor... Ne yazık ki öyle. Sınavlar ezberciliğe neden oluyor ve yaratıcılığı ortadan kaldırıyor. Çoklu Zekâ Kuramı'nda öğrenememe veya başarısızlık söz konusu değil mi? Hayır. Seviyeler farklı olabilir ama her çocuk her konuyu öğrenir. Çoklu zekâyla, öğretmenler derslerini müzik, sanat, alan gezileri ve daha birçok farklı yöntemle öğretiyor. Müzik zekâsına sahip bir çocuğa tarih nasıl öğretilebilir? Tarihi bilgilerle bir şarkı hazırlamasını istediğimizde bu işi zevkle yapar. Kendi hazırladığı şarkıları unutmayacağı için öğrenmiş de olur. “Baskın zekâyla baskın olmayan zekâ geliştirilir” Şule Yurcu, Çoklu Zekâ Teorisi'nin, çocuğu tanıma ve yönlendirmede rehber olduğunu belirterek, “Bu anlayışla kurulan okullardaki hatta evlerdeki etkin ve çoklu öğrenme ortamları çocuğun baskın zekâlarından yararlanarak, baskın olmayan zekâlarını geliştirir” dedi. Yurcu bu gelişimi özetledi: - Çocuğun sanat veya müzik zekâsı baskın değilse, belki ilerde ressam veya müzisyen olamaz ama beğeni ve zevk alma düzeyi mutlaka gelişir. - Matematik konularının kavramlarını, dilsel zekâsı baskınsa senaryolaştırarak öğrenebilir. Eğer bir de müzik zekâsı baskınsa ritim çalışmaları sayesinde sayıları, sayı dizilerini hatta işlem yapmayı öğrenebilir. - Sanatta ustaca kullanılan geometrik şekiller, uzamsal zekânın göstergesidir. Bu tür yaklaşımlarla oluşturulan öğrenme ortamlarıyla çok daha fazla çocuğa ulaşmak mümkündür. Bedensel - Kinestetik Zekâ Yaşadığımız fiziksel dünyayı fark etmemizin ve kavrayabilmemizin temelleri kinestetik zekâmıza bağlı. Yaşamımızda dış dünyada olup bitenleri gözleyerek, diğerlerinin hareketlerini taklit ederek, diğerleriyle etkileşim kurarak ve nesnelere dokunarak pek çok şey öğreniriz. Prof. Gardner, kinestezinin altıncı duyumuz olduğunu söylüyor. Bu zekâ alanı bireyin, spor faaliyetleri gibi tüm vücudunu kullanmasını gerektiren etkinliklerde kullanılıyor. Bedensel öğrenciler bedenlerini hareket ettirerek ve ellerini kullanarak en iyi şekilde öğreniyorlar. Rol yapma, drama ve bütün spor alanları hoşlandıkları etkinlikler arasında bulunuyor. Bu öğrenciler sınıftaki duygusal tona daha fazla önem gösteriyor. Çünkü onların bedenlerine ve çevrelerine olan farkındalık seviyeleri çok yüksek. Nasıl tanırsınız? Bedensel zekâ kişinin vücudunu ve hareketlerini kullanım biçimini ifade ediyor. Bedensel zekâsı yüksek kişiler spor hareketlerini, düzenli-ritmik oyunları kolayca uygulayabilirler. Bedensel zekâsı yüksek kişilerde koordinasyon, denge, hız, el, bacak becerisi ve esneklik dikkat çekicidir. Balerinler, aktörler, sporcular, pandomim sanatçıları, cerrahlar, teknisyenler bunlara örnek gösterilebilir. Spor geliştirir Birçok çocuk, spor yapmak ve oyun oynamak için zaten motive olmuş olduğundan bu zekâ, diğer zekâ türlerini geliştirmek için 'fırsatlar penceresi'dir. Eğer çocuğunuz bilgisayar oyunlarından zevk alıyorsa, dilsel zekâlarını geliştirmek için, oyunun kural ve strateji kitaplarını okumaları için cesaretlendirin. Eğer çocuğunuz futbol veya basketbol oynamak istiyorsa, sporun tarihini, çeşitli biyografileri okumalarını öğütleyin. Günlük gazeteleri okuyup favori sporcular hakkında size rapor vermelerini sağlayın. Ayrıca skorlar, rekorlar ve lig istatistiklerini öğrenirken mantıksal zekâları da gelişecektir. 5 TEMEL ÖZELLİĞİ 1- Bir veya birden fazla sporda başarılıdır. 2- Uzun süre oturunca kıpırdanır, elini ayağını sallar, vb. 3- Bir şeyleri parçalayıp tekrar birleştirmeyi sever. 4- Yeni şeyleri elleyerek tanır. 5- Kendini tiyatrovari şekilde ifade etmekten hoşlanır. Görsel-Uzamsal zekâ Görsel zekâdaki yeteneğimiz, üç boyutlu bir nesnenin şekil ve görüntüsünü ne kadar hayal edebildiğimizle ilgili. Görsel düşünme, kendini şekil ve grafiklerle ifade etme, çizme, boyama, şekil verme gibi davranışları kapsıyor. Beyin, sözcüklere ulaşmadan önce imaj ve resimlerle düşünür. Görsel zekânın dili; renkler, şekiller, desenler, dokular, imajlar, resimler ve diğer görsel sembollerdir. 6 temel özelliği: 1- Bir görüntüyü zihninde canlandırabilir. 2- Harita, çizelge ve şemaları rahatlıkla okur. 3- Yaşıtlarından daha hayalcidir. 4- Görsel gösterimleri sever. 5- Okurken kelimelerden çok resimlerden öğrenir. 6- Dalgın bir şekilde resim çizer. Geliştirmek elinizde Çocuklarınızın görsel zekâsını geliştirmek için çeşit çeşit renklerde farklı farklı kalemler alın. Grafik, el sanatları, tasarım, resim kurslarına teşvik edin. Çocuğunuzla fotoğraf çekin, müze gezin, sinema ve tiyatroya gidin. Sosyal-Bireylerarası Zekâ İletişim kurma, onları anlama ve davranışlarını yorumlama yeteneklerini kapsar. Sosyalleşme bu yetenek sayesinde olur. Politikacılar, liderler, psikologlar, öğretmenler, turizmciler bu yeteneklerini iyi kullanırlar. Sosyal zekâsı gelişmiş olanlar moral, mizaç, güdüler ve eğilimleri fark eder ve ayrıştırabilir. Kişiler arası ilişkileri güçlü olanların önemli özellikleri arasında, başkalarının duygularına, korkularına, meraklarına ve inançlarına empati gösterme, yargılamadan dinleme ve performanslarını en üst düzeye çıkarmalarında yardımcı olma isteği bulunur. Sosyal zekânın gelişmesi bir grupta işbirliği ve ekip ruhunun güçlenmesini sağlar. Çocuğunuzun bu zekâ türünü geliştirmesi için başkalarıyla ilişkilerinde göstermesini beklediğiniz davranışları belirleyin ve evde bir sosyal, iletişimsel zekâ beklentisi tablosu oluşturun. Bu zekâ için çocuklarınıza model olmanız gerekli. 7 temel özelliği: 1- Yaşıtlarının yanı sıra farklı yaş gruplarındaki insanlarla birlikte olmaktan da zevk alır. 2- Doğal bir lider olarak davranır. 3- Sorunları olan arkadaşlarına önerilerde bulunur. 4- Kulüplere, komitelere ve diğer organizasyonlara katılır. 5- Başka çocuklarla oynamayı sever. 6- Birden fazla yakın arkadaşı vardır. 7- Başkalarına ilgi gösterir. Hangi yaşta hangi zekâ? Yeni araştırmalara göre, öğrenme yolları yaş dönemine göre değişiyor. California Üniversitesi Eğitim Uzmanı Dr. Sue Teele'in 4 bin öğrenciyle yaptığı çalışmaya göre, dilsel zekâ, anaokulundan 3. sınıfa dek, mantıksal- matematiksel zekâ 1. ile 4. sınıflar arasında, görsel - alansal ve bedensel zekâ ilkokul boyunca etkin. Bu da, ilkokullarda bilgiyi görsel, aktif öğrenme yoluyla iletmenin en doğru yöntem olduğunu gösteriyor. Ortaokul çocukları bedensel, görsel, alansal, müziksel ve sosyal zekâ alanlarını kullanıyor. Bu öğrenciler yalnız değil, birlikte çalışarak daha başarılı oluyorlar.

YÖK'ten Katsayı Müjdesi

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya Özcan, ÖSS'de meslek liseleri ve katsayı farklılığı hakkında önemli açıklamalar yaptı..

YÖK Genel Kurulu, gelecek yıl uygulamaya konulacak üniversiteye girişte yeni sistemin ayrıntılarını görüşmek üzere gelecek hafta toplanacak. Alınan bilgiye göre, YÖK Genel Kurulu üyeleri 21 Temmuz 2009 Salı günü YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında bir araya gelecek. NTV'nin haberine göre; Kat sayının sınava etkisinin en aza indirilecek noktaya çekileceğini belirten Özcan, kaldırılma noktasına kadar geri çekileceğini kaydetti. İmam hatipler dahil, meslek liseliler kendi bölümlerinin dışında bir bölümü tercih ettiklerinde puanları daha düşük bir katsayıyla çarpılıyordu. Yeni sistemle birlikte öğrencinin

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Kontenjan Artışı İmdada Yetişiyor

ÖSS'de düşük puan alan öğrencilerin imdadına üniversitelerin kontenjan artışı yetişti. Daha az puan alan öğrenciler bile üniversiteye girebilecek.

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)'ün devlet, vakıf ve KKTC'deki üniversitelerin ön lisans ve lisans programlarının kontenjanlarını artırması bu yıl üniversiteye girecek olanların şansını yükselti. Uğur Eğitim Kurumları Sınav Koordinatörü Turgay Polat, artan kontenjanların nedeniyle bu yıl puanlarda belli bir düşüş olacağını belirterek şunları söyledi: "2009-2010 akademik yılında üniversitelere toplam 633 bin öğrenci yerleştirilecek. Üniversitelerin ön lisans programlarına yaklaşık 302 bin, lisans programlarına da yaklaşık 333 bin öğrenci alınacak. Devlet üniversitelerinin ön lisans programlarına 267 bin 98, vakıf üniversitelerine 33 bin 695, KKTC'deki üniversitelere bin 510, lisans programlarında ise devlet üniversitelerine 268 bin 888, vakıf üniversitelerine 44 bin 959, KKTC'deki üniversitelere 16 bin 664 kontenjan çıktı. Önceki yıllara göre yüzde 15 oranı da bir artış var. Bu hiç bir ÖSS'de olmadı." HUKUK ARTIRILDI Kontenjan artırımında devlet üniversitelerinin aslan payını aldığını açıklayan Turgay Polat, kontenjanları yüzde 44 artırılan hukuk fakültesini tercih edecek öğrencilerin en şanslı öğrenciler olduğunu söyledi. Bu yıl devlet üniversitelerinde artan kontenjanlara karşılık öğretim üyesi sıkıntısı yaşanacağını belirten Polat "Yüksek Öğretim Kurumu öğretim üyesi sorununa acil olarak çözüm bulmalıdır. Çözüm bulunmadığı takdirde sıkıntılar baş gösterir" diye konuştu.

Vakıf Üniversitelerinde Eğitim Ücretleri

12 vakıf üniversitesinin ücreti bu yıl değişmedi, diğerleri ise okul ücretlerini yüzde 2 ile yüzde 22 arasındaki oranlarda artırdı.

Vakıf üniversitesinden 12'si öğrencilerden alacakları eğitim-öğretim ücretini artırmazken, diğerleri yüzde 2 ile 22 arasında değişen oranlarda zam yaptı. Türkiye'de halen eğitim-öğretim veren 34 vakıf üniversitesinden 12'si 2009-2010 akademik yılında öğrencilerden alacakları eğitim-öğretim ücretini artırmazken, diğerleri yüzde 2 ile 22 arasında değişen oranlarda zam yaptı. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 12 vakıf üniversitesinin ücreti bu yıl değişmedi, diğerleri ise okul ücretlerini yüzde 2 ile yüzde 22 arasındaki oranlarda artırdı. Başkent, Doğuş, Kadir Has, Yeditepe, Beykent, TOBB ETÜ, Haliç, Işık, Maltepe, Sabancı, İstanbul Arel ve İstanbul Ticaret üniversiteleri ücret artırmadı. Maltepe Üniversitesi geçen yıl da ücret artışı yapmamıştı. Atılım Üniversitesi de İşletme ve Fen Edebiyat Fakülteleri ile hazırlık sınıfı ücretlerini sabit tutarken, Mühendislik ve Hukuk fakültelerinde yüzde 4 zam gerçekleştirdi. Vakıf üniversitelerinde en yüksek ücreti tıp fakültelerinde okumak isteyen öğrenciler ödeyecek. Tıp fakültelerinin yıllık ücretleri 17-35 bin TL arasında değişiyor. Tıp fakültelerini diş hekimliği, eczacılık ve mühendislik fakülteleri izliyor. Türkiye'de halen toplam 45 vakıf üniversitesi bulunuyor. Bunlardan 34'ü halen eğitim-öğretim hizmetini sürdürürken, 4'ü eğitim-öğretime başlamaya hazırlanıyor. Son olarak 7 vakıf üniversitesinin kuruluşuna ilişkin kanun geçen hafta yürürlüğe girdi. Halen eğitim-öğretim hizmeti veren vakıf üniversitelerinin gelecek akademik yıl için ilan ettikleri yıllık eğitim-öğretim ücretleri şöyle: ATILIM ÜNİVERSİTESİ: Mühendislik Fakültesi ve Hukuk Fakültesi KDV dahil 12 bin 500 ABD doları. Diğer lisans programları ile tüm bölümlerin hazırlık sınıfları KDV dahil 12 bin ABD doları. (Merkez Bankası ABD dolar döviz alış kurunun 1.50 TL'yi aşması durumunda 2009-2010 öğretim yılı için dolar kuru en fazla 1.50 TL olarak esas alınacak.) Uzaktan eğitim sistemiyle Türkçe eğitim veren ön lisans programlarının ücreti KDV hariç 3 bin TL. BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ: İngilizce hazırlık ve lisans programlarının ücretleri KDV hariç toplam 19 bin 750 TL. Ön lisans programları ve İngilizce hazırlık KDV hariç 10 bin 900 TL. BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ: Tıp ve Diş Hekimliği fakülteleri KDV dahil 18 bin TL. Mühendislik Fakültesi KDV dahil 16 bin 500 TL, diğer lisans programları ve İngilizce hazırlık KDV dahil 14 bin 500 TL. Ön lisans programları için KDV dahil 12 bin TL. BİLKENT ÜNİVERSİTESİ: Bütün bölüm ve programların ücreti KDV dahil 16 bin 900 TL. ÇAĞ ÜNİVERSİTESİ: Tüm lisans bölümleri ve hazırlık sınıfı KDV hariç 13 bin 500 TL. Ön lisans programları KDV hariç 6 bin 750 TL. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ: Tıp fakültesi KDV hariç 26 bin TL, Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümü KDV hariç 13 bin TL, Florence Nightingale Hastanesi Hemşirelik Yüksekokulu ve Sağlık Yüksekokulu bölümleri KDV hariç 6 bin 500 TL. Sağlık Yüksekokulu, Beslenme ve Diyetetik, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümleri KDV hariç 7 bin 500 TL, Ebelik bölümü KDV hariç 6 bin 500, meslek yüksekokulu programları KDV hariç 5 bin 500 TL. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ: Mühendislik Mimarlık Fakültesi KDV dahil 18 bin 960 TL, Hukuk Fakültesi ile Sanat ve Tasarım Fakültesi KDV dahil 18 bin 500 TL, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi KDV dahil 17 bin 640 TL, İngilizce hazırlık KDV dahil 17 bin 500 TL, meslek yüksekokulları KDV dahil 9 bin 980 TL. ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ: Tüm bölümler, meslek yüksekokulu ve hazırlık sınıfları KDV hariç 16 bin 500 TL. DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ: İngilizce lisans programları KDV dahil 17 bin 940 TL. Türkçe lisans programları KDV dahil 16 bin 800 TL. Lisans programlarının İngilizce hazırlık sınıfı KDV dahil 17 bin 940 TL. Meslek yüksekokullarının Türkçe gündüz programlarında KDV dahil 5 bin 820 TL, Türkçe ikinci öğretim programlarında ise KDV dahil 6 bin 720 TL. İZMİR ÜNİVERSİTESİ: Mühendislik Fakültesi KDV dahil 14 bin TL, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Fen-Edebiyat Fakültesi KDV dahil 13 bin TL, İngilizce hazırlık sınıfı KDV dahil 11 bin TL. Meslek Yüksekokulu KDV dahil 8 bin TL. ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ: İngilizce hazırlık dahil İşletme ve Mühendislik programları KDV dahil 25 bin TL. İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ: Meslek yüksekokulu İşletme Yönetimi (uzaktan eğitim) programının İngilizce hazırlık ve diğer sınıfları KDV hariç 9 bin 500 TL. Diğer tüm fakülteler ve meslek yüksekokulu programlarının İngilizce hazırlık programı KDV hariç 17 bin TL. Tüm fakülteler ile meslek yüksekokuluna bağlı diğer tüm programlar KDV hariç 18 bin 400 TL. KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ: Fen-Edebiyat, Mühendislik, İktisadi ve İdari Bilimler ve İletişim fakülteleri KDV hariç 16 bin TL. Hukuk Fakültesi KDV hariç 17 bin TL. Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu KDV hariç 10 bin TL. Sosyal Bilimler MYO ve Teknik Bilimler MYO 7 bin TL. Hazırlık sınıfı KDV hariç 15 bin TL. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ: İngiliz Dili ve Edebiyatı, Türk Dili ve Edebiyatı, Matematik-Bilgisayar, İstatistik, Ekonomi ve Finans, Muhasebe ve Finans Yönetimi, İşletme (Türkçe), Gazetecilik Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Radyo Sinema ve Televizyon bölümleri KDV hariç 14 bin TL. Bilgisayar Mühendisliği, Yazılım Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Okul Öncesi Öğretmenliği bölümleri KDV hariç 16 bin TL. Hukuk Fakültesi 17 bin TL. Diğer lisans programları KDV hariç 15 bin TL. Ön lisans programlarından öğretim dili İngilizce, Rusça ve İspanyolca olan programlar ile Mimari Restorasyon, Gıda Teknolojisi, Kuyumculuk ve Takı Tasarımı, Moda Tasarımı, Otomotiv Teknolojisi, Radyo ve Televizyon Programcılığı ile Fotoğrafçılık ve Kameramanlık programlarının gündüz ve ikinci öğretim ücreti KDV hariç 7 bin 500 TL. Bilgi Güvenliği Teknolojisi (İngilizce), Bilgisayar Teknolojisi (İngilizce) gündüz ve ikinci öğretim eğitim ücreti KDV hariç 9 bin 500 TL. Diğer ön lisans programlarının gündüz ve ikinci öğretim ücretleri ise KDV hariç 7 bin TL. Uzaktan öğretim yapılan ön lisans programlarının öğretim ücreti KDV hariç 3 bin TL. Tüm lisans programlarının İngilizce hazırlık eğitimi ücreti KDV hariç 13 bin TL. Ön lisans programlarının İngilizce hazırlık eğitimi gündüz ve ikinci öğretim ücreti KDV hariç 7 bin TL. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ: Diş Hekimliği Fakültesi KDV hariç 30 bin TL, Tıp Fakültesi KDV hariç 25 bin TL, Eczacılık Fakültesi KDV hariç 22 bin 500 TL, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi KDV hariç 18 bin TL, Fen-Edebiyat Fakültesi, İletişim Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Ticari Bilimler Fakültesi, yabancı dil hazırlık programları KDV hariç 15 bin TL. Eğitim Fakültesi ile Sağlık Bilimleri Fakültesi KDV hariç 10 bin TL. BEYKENT ÜNİVERSİTESİ: Tüm lisans programları ve İngilizce hazırlık programı KDV hariç 12 bin 704 TL. Ön lisans programları KDV hariç 6 bin TL. TOBB ETÜ: Bütün bölümler ve programlar KDV dahil 16 bin 750 TL. HALİÇ ÜNİVERSİTESİ: Hemşirelik Yüksekokulu KDV dahil 7 bin 500 TL, İngilizce hazırlık KDV dahil 10 bin TL. Fen-Edebiyat Fakültesi, Amerikan Kültürü ve Edebiyatı, Uygulamalı Matematik KDV dahil 11 bin TL, Psikoloji, Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümleri KDV dahil 13 bin TL, Mütercim-Tercümanlık KDV dahil 12 bin TL, Mimarlık, Endüstri Mühendisliği, İşletme (İngilizce), Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik bölümleri KDV dahil 14 bin TL. Bilgisayar Mühendisliği ile Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği KDV dahil 15 bin TL. Halkla İlişkiler ve Tanıtım, İşletme (Türkçe), İşletme Enformatiği ve Turizm İşletmeciliği KDV dahil 13 bin TL. Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Beslenme ve Diyetetik bölümleri KDV dahil 11 bin TL, Ebelik KDV dahil 7 bin 500 TL. IŞIK ÜNİVERSİTESİ: Hazırlık ve lisans programları KDV hariç 15 bin 900 TL. KOÇ ÜNİVERSİTESİ: Bütün programlar KDV dahil 27 bin 500 TL. Hemşirelik Yüksekokulu KDV dahil 7 bin YTL. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ: Tıp Fakültesi KDV dahil 22 bin 500 TL. Eğitim Fakültesi KDV dahil 13 bin 850 YTL. Diğer fakülteler ile hazırlık sınıfları KDV dahil 16 bin 950 TL. Meslek Yüksekokulu KDV dahil 9 bin 250 TL. Hemşirelik Yüksekokulu KDV dahil 6 bin 500 TL. Uzaktan eğitim sistemiyle öğrenci kabul eden programlar KDV dahil 2 bin 800 TL. SABANCI ÜNİVERSİTESİ: Tüm programlar KDV dahil 25 bin TL. İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ: Bütün lisans programları KDV dahil 7 bin 850 ABD Doları karşılığı TL. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ: Fen Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik-Mimarlık ve İletişim fakülteleri, İngilizce hazırlık KDV hariç 14 bin TL. Uygulamalı Bilimler Yüksekokulunun bölümleri ve İngilizce hazırlık programı KDV hariç 13 bin TL. Meslek yüksekokuluna bağlı tüm ön lisans programlarının gündüz öğretimi, İngilizce hazırlık sınıfı ve program öğretim ücreti KDV hariç 6 bin TL. İkinci öğretim ücreti KDV hariç 6 bin 750 TL. FATİH ÜNİVERSİTESİ: Tıp Fakültesi KDV dahil 17 bin 600 TL. Mühendislik ve İktisadi ve İdari Bilimler fakültelerinin İngilizce programları ve Hukuk Fakültesi KDV dahil 16 bin 500 TL. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinin Türkçe programları ise KDV dahil 14 bin 850 TL. Fen-Edebiyat Fakültesinin İngilizce ve dil programları KDV dahil 12 bin 650 TL, Türkçe programları KDV dahil 11 bin 550 TL. Hemşirelik Yüksekokulu KDV dahil 11 bin 500 TL. Meslek yüksekokulları ve ikinci öğretim programları KDV dahil 9 bin TL. Bütün ön lisans ve lisans programlarının hazırlık okulu KDV dahil 14 bin 500 TL. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ: Lisans programları, KDV hariç 10 bin 800 TL. Meslek Yüksekokulu KDV hariç 6 bin 480 TL. İngilizce lisans hazırlık KDV hariç 10 bin 800 TL, İngilizce ön lisans hazırlık KDV hariç 6 bin 480 TL. UFUK ÜNİVERSİTESİ: Tıp Fakültesi KDV dahil 12 bin ABD Doları karşılığı TL. Diğer fakülteler ve İngilizce hazırlık programı KDV dahil 10 bin 500 ABD Doları karşılığı TL. Hemşirelik Yüksekokulu ile İngilizce hazırlık programı KDV dahil 6 bin ABD doları karşılığı TL. Ön lisans programları KDV dahil 4 bin 500 ABD Doları karşılığı TL. YAŞAR ÜNİVERSİTESİ: İngilizce hazırlık sınıfı KDV dahil 12 bin YTL. Tüm fakülteler 14 bin TL. Meslek yüksekokulu programları KDV dahil 8 bin TL. OKAN ÜNİVERSİTESİ: Fen Edebiyat Fakültesinde Eşit Ağırlıklı puan türüyle öğrenci alan programlar, Mühendislik-Mimarlık ve Hukuk fakülteleri KDV hariç 18 bin 800 TL. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu programları (Gastronomi hariç), Güzel Sanatlar Fakültesi 17 bin 300 TL. Fen Edebiyat Fakültesi Sayısal ve Dil programları ile Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi programı KDV hariç 16 bin 800. Ön lisans programları (İngilizce) KDV hariç 9 bin 400 TL. Ön lisansta ikinci öğretim programları KDV hariç 8 bin 400 YTL. Ön lisansta diğer programlar 8 bin 900 TL. PİRİ REİS ÜNİVERSİTESİ: İngilizce hazırlık dahil tüm programlar KDV hariç 16 bin TL. ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ: Tıp fakültesi KDV hariç 35 bin TL, Sağlık Bilimleri Fakültesi'nin tüm bölümleri KDV hariç 15 bin TL, Sağlık Hizmetleri MYO tüm programları KDV hariç 10 bin TL. GEDİZ ÜNİVERSİTESİ :Tüm lisans programları KDV dahil 12 bin TL, önlisans programları KDV dahil 8 bin TL. İngilizce hazırlık sınıfı KDV dahil 10 bin TL. MELİKŞAH ÜNİVERSİTESİ: Mühendisli-Mimarlık Fakültesi ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi KDV dahil 14 bin TL. Fen-Edebiyat Fakültesi ve lisans programlarının hazırlık sınıfları KDV dahil 13 bin TL. ZİRVE ÜNİVERSİTESİ: Tüm lisans programları KDV dahil 13 bin 500 TL. Tüm önlisans programları KDV dahil 8 bin TL. İngilizce hazırlık programları KDV dahil 12 bin 500 TL.

Geleceğinizi Siz Belirleyin

Öğrencinin tercih edeceği liseden alacağı eğitim, kişisel özelliklerinin ve becerilerinin gelişmesinde önemli bir rol oynuyor.

Seçtiğiniz lisenin türü büyük ölçüde üniversite giden yolu da belirleyecek. Bu nedenle kendinizi tanımanız çok önemli. Ben ne olacağım, yeteneklerin hangi mesleği yapmama uygun. Bütün bu sorular sizin kendinizi tanımanıza yardımcı olacaktır. Bahçeşehir Kolejleri uzmanları hazırladıkları tercih rehberiyle bütün bu sorularınıza yardımcı olacaklar, belirlediğiniz hedefe ulaşmanızda size yol gösterecekler. Bilindiği gibi anne ve babalar öğrencilerin tercihlerinde önemli rol oynuyorlar. Öğrencilerin isteklerinden çok kendi isteklerini öne geçirerek öğrencinin okul seçiminde etkili oluyorlar. Uzmanlar bu konuda velilerin öğrencilerle ortak olarak hareket etmelerini öneriyorlar. Öğrencinin severek seçtikleri okullarda daha başarılı ve mutlu olduklarını dile getiriyorlar, Bahçeşehir Kolejleri uzmanları öğrencilere tercih yapmadan şu uyarılara dikkat etmelerini öneriyorlar. Meslek hedefiniz var mı? Gelecekle ilgili beklentiniz neler? Liseyi bitirip hemen iş hayatına atılmak istiyorsunuz? Hangi mesleğe uygun yapınız var? Üniversiteyi yurt içinde mi, yoksa yurt dışında mı okumak istiyorsunuz? Okulun dil eğitimi sizin için ne kadar önemli? Akademik gelişme yanında, sosyal alanda sizi geliştiren bir okul mu arıyorsunuz? Bütün bu soruları değerlendirerek seçeceğiniz okulun türünü belirlemenizi öneriyorlar. Yabancı dille eğitim yapan özel okullar öğrencilerin tercih edebilecekleri belli başlı lise türlerini oluşturuyor. Lise tercihinin üniversite tercihlerine etkisi; Lisede öğrencinin mezun olduğu alana bağlı yaptığı tercihler, orta öğretim başarı puanının ağırlığını belirliyor. Alan dışı tercih yaptığı durumda ağırlıklı orta öğretim başarı puanı (AOBP) düşük katsayı ile çarpılıyor bu da ciddi bir puan kaybına neden oluyor. Örneğin bir öğrenci OKS sonrasında fen lisesini tercih ettiği takdirde üniversitede hukuk bölümünde eğitim görmek istediğinde ciddi bir puan kaybına uğruyor; bu da ilgili bölüme yerleştirilmesini neredeyse imkansız hale getiriyor. Okul seçiminde dikkat edilmesi gereken noktalar: Lise seçimi öğrencinin alacağı eğitim kalitesini, sosyal gelişimini, üniversite ve meslek seçimini etkiler. Bu yüzden lise seçimi yapılırken okulların pek çok farklı özelliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. FİZİKİ YAPI: Fiziki yapı eğitim kalitesini ve öğrencinin sosyal gelişimini birebir etkiler. Dersliklerin büyüklüğünün öğrenci sayısı ile orantılı olması eğitimin kaliteli olabilmesi için en önemli etkendir. Çok kalabalık, öğrencinin kendi görüşlerini iletmesini ve öğretmenle birebir iletişim kurmasını engelleyecek sınıflar öğrencinin akademik gelişimini olumsuz yönde etkiler... Ayrıca öğrencilerin sosyal özelliklerini geliştirebileceği ve bağımsız bir birey olmasını sağlayacak etkinliklere katılabileceği spor alanlarının olması, öğrendiklerini kullanmasını ve pekiştirmesini sağlayacak laboratuvarların okulda yer alması önemlidir. Bir okulun fiziksel yapısı her zaman eğitimi güçlendirici ve destekleyici olmalıdır. ÖĞRETMEN KADROSU Öğretmen kadrosunun niteliği, okulun ÖSS ve diğer akademik alanlardaki başarısı okulun eğitimöğretim düzeyi hakkında fikir verir. Yabancı dil eğitimi gençlerin çağı yakalaması için önemlidir. Bu yüzden özellikle yabancı dilde eğitim veren lise türlerinden herhangi birini seçecek olan öğrencilerin ilgili okuldaki yabancı dil öğretmen kadrosunun niteliği, yabancı dilde yapılan etkinliklere dikkat etmeleri gerekir. REHBERLİK SERVİSİ Okulun rehberlik servisinin çalışmaları öğrencinin sosyal ve zihinsel gelişimini desteklemelidir. Özellikle mesleki rehberlik çalışmalarının yapılması öğrencinin bundan sonraki eğitim yaşamını sağlıklı bir şekilde yönlendirebilmesi için önemlidir. Ayrıca okul idarecilerinin ve rehber öğretmenlerin velilerle iletişimi eğitimin desteklenmesi için önemli olan kriterlerden biridir. Öğrencinin sosyal becerilerinin gelişmesini sağlayacak olan kulüp çalışmalarının ve eğitsel kol faaliyetlerinin aktif olarak sürdürülmesi önemlidir. Genellikle dersleri engelleyici olarak düşünülen bu tür faaliyetler kişinin sorumluluk alma, takım çalışmasına uyum sağlama, kendi güçlü ve zayıf yanlarını tanımasına fırsat verir. Eğitim programının içinde sistemli bir şekilde yer verilen bu tür faaliyetler eğitimi destekler.

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Nasıl Bir Okul Seçmeliyim?

Lise seçimi, en az üniversite kadar önem taşıyor. Birbirinden farklı okul türleri arasından doğru tercihi yapmak başarılı bir eğitim hayatının anahtarı.

Okul seçimi günümüzde en az üniversite tercihleri kadar önem kazandı. Lise seçimi, bir öğrencinin eğitim hayatının kilit noktası. Öğrencinin devam edeceği okulun eğitimi, fiziksel koşulları, sosyal etkinlikleri; kişisel özelliklerinin ve becerilerinin gelişmesinde önemli bir rol oynuyor. Gençlerin tercih yapabilecekleri pek çok okul türü bulunuyor. Bu nedenle öğrencinin, hangi okul türünün kendisine uygun olduğunu 'gerçekçi kriterler' doğrultusunda belirlemesi gerekiyor. Öğrencilerin seçebilecekleri temel lise türleri şöyle: Genel liseler, Fen liseleri, Fen ve Teknoloji liseleri, Sosyal Bilimler liseleri, Anadolu liseleri, Anadolu Öğretmen liseleri, Öğretmen liseleri, Meslek liseleri, Özel liseler MÜFREDAT İNCELENMELİ İlköğretim okulları ve genel liseler, fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu liseleri, öğretmen liseleri, meslek liseleri, yabancı dille eğitim yapan özel okullar öğrencilerin tercih edebilecekleri belli başlı okul türlerini oluşturuyor. Özellikle bu lise türlerinden herhangi birini seçmek isteyen öğrenci, ilgili okuldaki eğitim müfredatını, ÖSS sonrası hangi yükseköğretim programlarına yönlendirdiğini araştırmalıdır. Lisenin, üniversite tercihlerine etkisi nedir? MEVCUT sistemde lise seçimi, üniversite tercihlerini de direkt olarak etkiliyor. Lise tercihlerini, öğrencinin sadece dört yıl eğitim alacağı kurum olarak değerlendirmek yerine, öğrencinin bundan sonraki tüm yaşamına şekil verebilecek bir seçim olduğunu unutmamak gerekiyor. Tercih yaparken bunlara dikkat Fiziki yapı: Fiziki yapı eğitim kalitesini ve öğrencinin sosyal gelişimini birebir etkiler. Dersliklerin büyüklüğünün öğrenci sayısı ile orantılı olması, eğitimin kalitesi için en önemli etkendir. Çok kalabalık, öğrencinin kendi görüşlerini iletmek ve öğretmenle birebir iletişim kurmasını engelleyecek sınıflar, öğrencinin akademik gelişimine olumsuz yönde etki yapar. Ayrıca öğrencilerin sosyal özelliklerini geliştirebileceği ve bağımsız bir birey olmasını sağlayacak etkinliklere katılabileceği spor alanlarının olması, öğrendiklerini kullanmasını ve pekiştirmesini sağlayacak laboratuvarların okulda yer alması önemlidir. Bir okulun fiziksel yapısı her zaman eğitimi güçlendirici ve destekleyici olmalıdır. Eğitim-öğretim özellikleri: Öğretmen kadrosunun niteliği, okulun ÖSS ve diğer akademik alanlardaki başarısı okulun eğitim-öğretim düzeyi hakkında fikir verir. Yabancı dil eğitimi gençlerin çağı yakalaması için önemlidir. Bu yüzden özellikle yabancı dilde eğitim veren lise türlerinden herhangi birini seçecek olan öğrencilerin, ilgili okuldaki yabancı dil öğretmen kadrosunun niteliğine ve yabancı dilde yapılan etkinliklere dikkat etmesi gerekir. Destek hİzmetler: Okulun rehberlik servisinin çalışmaları öğrencinin sosyal ve zihinsel gelişimi için önemlidir. Özellikle mesleki rehberlik çalışmalarının yapılması, öğrencinin bundan sonraki eğitim yaşamını sağlıklı bir şekilde yönlendirebilmesini sağlar. Okul idarecilerinin ve rehber öğretmenlerin velilerle iletişimi, eğitimin desteklenmesi için önemli kriterlerden biridir. Öğrencinin sosyal becerilerinin gelişmesini sağlayacak olan kulüp çalışmalarının ve eğitsel kol faaliyetlerinin aktif olarak sürdürülmesi önemlidir. Genellikle dersleri engelleyici olarak düşünülen bu tür faaliyetler kişinin sorumluluk alma, takım çalışmasına uyum sağlama, kendi güçlü ve zayıf yanlarını tanımasına fırsat verir. Eğitim programının içinde sistemli bir şekilde yer verilen bu tür faaliyetler eğitimi destekler. Kariyer basamaklarının ilk adımı İyi bir lise eğitimi öğrencilerin iyi bir üniversite eğitimine ve başarılı bir meslek yaşamına sahip olabilmeleri için ilk basamaktır. Bu yüzden lise tercihini yaparken öğrenci ve ailenin iyi bir araştırma yapması gerekmektedir. Öğrencinin gelecekten beklentileri ve kişilik yapısına uygun bir tercih kariyer adına büyük önem taşımaktadır.

Devlet Okulları Niye Başarısız?

Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, dün açıklanan Seviye Belirleme Sınavı sonuçlarının kaygı verici olduğunu söyledi.

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk "Sınavda 33 bin 150 ilköğretim öğrencisi aday puan barajını aşamamıştır. Ayrıca ilk üç dereceyi özel okullarda okuyan öğrenciler paylaşmıştır. Bu durum akıllara devlet okullarının nerede olduğu sorusunu getirmektedir" dedi. "Kendi yağıyla kavrulan, çoğu zaman boya-badana parasını, karne parasını bile veliden temin eden, öğretmenlerinin kalabalık sınıflara ders anlatmak zorunda kaldığı devlet okullarının yığınla sorunu varken, başarı sağlayamaması şaşırtıcı değildir" diyen Koncuk, şunları kaydetti: "İlköğretim ve ortaöğretim programları yeniden ele alınmalı, çağdaş, bilimsel, ezbercilikten uzak bir sistem oluşturulmalıdır. Okullardaki derslik, öğretmen, laboratuvar, bilgisayar açığı giderilmelidir. Öğrencilerin dershanelere bağımlılığı azaltılmalıdır. Okul aile dayanışması sağlanmalıdır. Öğretmen yetiştirme sistemi sorgulanmalıdır. Öğretmenler hizmet içi eğitimden geçirilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı sadece Seviye Belirleme Sınavına eksenli bir şura yapmalı, ortaöğretime geçiş modeli yeniden ele alınmalıdır. Ortaöğretime de yeniden şekil verilmelidir."

Avrupa'nın En Ekonomik Aracı

Sakarya Üniversitesi'nde oluşturulan takım bir litre benzinle 568 km gidebilen hidrojen yakıtlı araç geliştirdi.

Öğrenciler, Uluslararası Çevreci Araç yarışmasında Avustralya'daki 3000 km'lik parkuru sadece 3 litre hidrojen tüketerek geçmek istiyor. Popsci.com isimli sitede yer alan habere göre, karbon fiber kafesten oluştuğu için çok hafif bir araç olan Sahimo sadece 110 kg. öğrenciler, yapılacak geliştirilme çalışmalarıyla ve özel ekipmanlarla 1000 km'de 1 litre tüketir hale getirmek için çalışıyorlar. Sahimo'nun tek problemiyse ucuz olmaması. 170 bin dolar değerindeki aracın üretimi de uzun bir süre alıyor. Bu nedenle öğrenciler, aracı Ekim ayındaki yarıştan önce geliştirebilmek için sponsor arıyorlar. Daha önce Shell'in düzenlediği Eco Marathon yarışmasında üçüncü olan Sahimo, Sakarya Üniversitesi öğrencileri tarafından geliştirildi. Bu yıl geliştirilen araç artık 1 litre hidrojen ile 568 km yol yapabiliyor. Bu nedenle, Avrupa'nın en ekonomik aracı olarak gösteriliyor.

ÖSS Birincisine Otomobil

Fen Lisesi yönetimi, ÖSS sözel-1 ve eşit ağırlık-1 türünde Türkiye birincisi, sayısal-1'de ikinci olan öğrencisi Mustafa Öztürk'e hediye otomobil .

Kayseri Özel Hisarcıklıoğlu Fen Lisesi yönetimi, ÖSS sözel-1 ve eşit ağırlık-1 türünde Türkiye birincisi, sayısal-1'de ikinci olan öğrencisi Mustafa Öztürk'e otomobil hediye etme sözü verdi. Kayseri Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, Hisarcıklıoğlu Fen Lisesinin bağlı olduğu Atlas Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Yetkin ve öteki idarecilerle Mustafa Öztürk ve ailesini okulda kabul ederek, kutladı. Milli Eğitim Müdürü Ayata, burada yaptığı konuşmada, Kayseri'nin ÖSS başarı sıralamasında daha önce 36. basamakta yer aldığını, son yıllarda eğitime verdikleri önemin artmasıyla birlikte başarının hızla yükselerek bu yıl 2. sıraya yerleştiklerini söyledi. Öğrencinin başarısında öğretmenin önemli etkisi bulunduğuna dikkat çeken Ayata, Kayseri'deki 11 bin öğretmenden 6 bini ile yüz yüze görüşerek onları motive ettiklerini, ardından da başarı geldiğini belirtti. ÖSS'de Kayseri'den Türkiye birincisi çıkmasının gururunu yaşadıklarını bildiren Ayata, emeği geçen herkese teşekkür etti. Atlas Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Yetkin de okullarından Türkiye birincisi çıkardıkları için gurur duyduklarını belirterek, şöyle dedi: ''Yıllardır öğrencilerimize, dereceye girmeleri durumunda ödüllendireceğimizi, Türkiye birincisi olana da otomobil hediye edeceğimizi söylüyorduk. Otomobil hediye etmek, bu yıla kısmet oldu. Mustafa Öztürk'e önümüzdeki günlerde bir otomobil hediye edeceğiz.'' Mustafa Öztürk ise disiplinli ve planlı çalışması sonucu bu başarıyı ifade ederek, şöyle konuştu: ''Başarımda emeği geçen aileme, ilköğretimden liseye kadar bana eğitim veren tüm öğretmenlerime teşekkür ediyorum. Dereceye girmek, çok büyük bir gurur kaynağı. Sayın Cumhurbaşkanımız, Enerji Bakanımız Taner Yıldız ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu beni telefonla arayarak, tebrik etti.'' Konuşmaların ardından Mustafa Öztürk ve babası Mehmet Öztürk'e plaket verildi. Okul Aile Birliği ve öğretmenler, başarılı öğrenciye altın hediye etti.

ÖSS Birincisine Otomobil

Fen Lisesi yönetimi, ÖSS sözel-1 ve eşit ağırlık-1 türünde Türkiye birincisi, sayısal-1'de ikinci olan öğrencisi Mustafa Öztürk'e hediye otomobil .

Kayseri Özel Hisarcıklıoğlu Fen Lisesi yönetimi, ÖSS sözel-1 ve eşit ağırlık-1 türünde Türkiye birincisi, sayısal-1'de ikinci olan öğrencisi Mustafa Öztürk'e otomobil hediye etme sözü verdi. Kayseri Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, Hisarcıklıoğlu Fen Lisesinin bağlı olduğu Atlas Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Yetkin ve öteki idarecilerle Mustafa Öztürk ve ailesini okulda kabul ederek, kutladı. Milli Eğitim Müdürü Ayata, burada yaptığı konuşmada, Kayseri'nin ÖSS başarı sıralamasında daha önce 36. basamakta yer aldığını, son yıllarda eğitime verdikleri önemin artmasıyla birlikte başarının hızla yükselerek bu yıl 2. sıraya yerleştiklerini söyledi. Öğrencinin başarısında öğretmenin önemli etkisi bulunduğuna dikkat çeken Ayata, Kayseri'deki 11 bin öğretmenden 6 bini ile yüz yüze görüşerek onları motive ettiklerini, ardından da başarı geldiğini belirtti. ÖSS'de Kayseri'den Türkiye birincisi çıkmasının gururunu yaşadıklarını bildiren Ayata, emeği geçen herkese teşekkür etti. Atlas Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Yetkin de okullarından Türkiye birincisi çıkardıkları için gurur duyduklarını belirterek, şöyle dedi: ''Yıllardır öğrencilerimize, dereceye girmeleri durumunda ödüllendireceğimizi, Türkiye birincisi olana da otomobil hediye edeceğimizi söylüyorduk. Otomobil hediye etmek, bu yıla kısmet oldu. Mustafa Öztürk'e önümüzdeki günlerde bir otomobil hediye edeceğiz.'' Mustafa Öztürk ise disiplinli ve planlı çalışması sonucu bu başarıyı ifade ederek, şöyle konuştu: ''Başarımda emeği geçen aileme, ilköğretimden liseye kadar bana eğitim veren tüm öğretmenlerime teşekkür ediyorum. Dereceye girmek, çok büyük bir gurur kaynağı. Sayın Cumhurbaşkanımız, Enerji Bakanımız Taner Yıldız ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu beni telefonla arayarak, tebrik etti.'' Konuşmaların ardından Mustafa Öztürk ve babası Mehmet Öztürk'e plaket verildi. Okul Aile Birliği ve öğretmenler, başarılı öğrenciye altın hediye etti.

9 Temmuz 2009 Perşembe

633 Bin Gence Üniversite İmkanı

Devlet, vakıf ve KKTC'deki üniversiteler 2009-2010 akademik yılında toplam 633 bin öğrenci yerleştirilecek.

Üniversitelerin 2009-2010 akademik yılı kontenjanlarına göre ön lisans programlarına yaklaşık 302 bin, lisans programlarına da yaklaşık 333 bin öğrenci alınacak. Devlet üniversitelerinin ön lisans programlarına 267 bin 98, vakıf üniversitelerine 33 bin 695, KKTC'deki üniversitelere bin 510, lisans programlarında ise devlet üniversitelerine 268 bin 888, vakıf üniversitelerine 44 bin 959, KKTC'deki üniversitelere 16 bin 664 kontenjan ayrıldı. 2009-2010 akademik yılında bazı lisans programlarının kontenjanları geçen yıla göre oldukça fazla artırıldı. Buna göre, devlet üniversitelerinde tıp fakültelerinin kontenjanı 5 bin 795'den 6 bin 775'e çıkarak, yaklaşık yüzde 16 oranında, hukuk fakültelerinin kontenjanları 3 bin 845'ten 5 bin 555'e çıkarak yaklaşık yüzde 44 oranında arttı. Devlet üniversitelerinin mühendislik fakültelerinin Bilgisayar Mühendisliği programlarında kontenjan artışı 2 bin 130'dan 3 bin 313'e, Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünde ise 2 bin 948'den 3 bin 303'e çıktı. Vakıf üniversitelerinin hukuk fakültelerinde artış yaklaşık yüzde 19 oldu. Buna göre 2008 yılında bin 914 olan kontenjan sayısı 2009 yılında 2 bin 295'e yükseldi. Tıp fakültelerindeki artış ise yaklaşık yüzde 40 oranında yapılırken ve kontenjan sayısı 425 oldu. Mühendislik fakültelerinin Bilgisayar Mühendisliği programlarında artış yaklaşık yüzde 19 olarak bin 536'dan bin 828'e, Elektrik-Elektronik Mühendisliği programlarında ise yaklaşık yüzde 43 oranla 742'den bin 065'e yükseldi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki üniversitelerin kontenjan artışlarında ise 2008 yılında 330 olan hukuk fakültelerinin kontenjanları yüzde 9 artışla 360, 60 olan tıp fakültelerinin kontenjanı yüzde 50 artışla 90'a ulaştı. Mühendislik fakültelerinin bilgisayar mühendisliği programlarının kontenjanı 392'den 417'ye çıkarak yüzde 6 oranında artarken, 2008 yılında 497 olan Elektrik-Elektronik Mühendisliği programlarının kontenjanları da yüzde 8 artışla 537 oldu.

Türkiye Fizik Olimpiyat Takımı Açıklandı

Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi'nden iki öğrenci, Fizik Olimpiyatları için Milli Takımımıza katıldı.

Türkİye Fizik Olimpiyat Milli Takımı açıklandı. Takımda ilk kez aynı okuldan iki öğrenci yer aldı. Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi'nden iki öğrenci, Fizik Olimpiyatları için Milli Takıma katıldı. Geleceğin bilim insanlarını yetiştirmek ve genç yeteneklerimizi teşvik etmek olarak tanımlanabilecek olan Olimpiyat etkinlikleri, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı (BİDEB) yürütülmektedir. Bu çalışmalar her yıl hem ulusal düzeyde hem de uluslararası düzeyde yapılmaktadır. Ulusal çapta düzenlenen yarışmalar mayıs ve aralık aylarında, iki aşamalı olarak gerçekleştirilmektedir. Birinci Aşama Sınavları'nda üstün başarı gösteren öğrenciler yaz hazırlık kurslarında eğitilmekte, ayrıca her daldan yaklaşık 40-50 kişilik başarılı bir grup aralık ayında yapılacak olan İkinci Aşama Sınavı'na davet edilmektedir. İkinci Aşama Sınavları'nda dereceye girenlere madalya ve para ödülü verilmektedir. Bu öğrenciler, Uluslararası Bilim Olimpiyatları için eğitilmek üzere kış hazırlık kurslarına çağrılmaktadır. Bugüne kadar Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi'nin 14 öğrencisi bu imkanlardan faydalanma hakkını daha 9. ve 10. sınıflar seviyelerinde yakalamış bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl Vietnam'da düzenlenen 39. Uluslararası Fizik Olimpiyatları'na ülkemizi temsilen katılan Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencisi Ahmet Can Musabeyoğlu henüz 9. sınıf öğrencisi olmasına rağmen dünya 4.'lüğü derecesi kazanmıştı. Bu yıl Fizik Olimpiyatları Takımımız toplam 5 kişiden oluşmakta ve Fizik Milli Takımı'na 2 öğrenci gönderen Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi bu unvanı ilk kez elde eden okul olmuştur. Olimpiyatlar bu yıl Meksika'da 12 - 19 Temmuz 2009 tarihlerinde düzenlenecek.

8 Temmuz 2009 Çarşamba

'Kürt Kadını Kongresi'

Hakkâri Üniversitesi Türkiye'de bir ilke imza atarak, Doğu ve Güneydoğu Bölge Kadınlarının sorunları kongrede tartışılıcak.Hakkâri Üniversitesi Türkiye'de bir ilke imza atarak, Doğu ve Güneydoğu Bölge Kadınlarının sorunlarını tartışmak amacıyla 25-27 Eylül tarihleri arasında, 'Kürt Kadını Kongresi' düzenleyecek. Kürt Kadını Kongresi'nin gelecek yıllarda da devamlılığını sağlamak hedefleniyor. Kongre kapsamında, Kürt kadınının aile içindeki yeri, maruz kaldığı şiddet ve töre olayları, ekonomik güçleri, siyasete karşı duruşları, toplum içerisindeki sosyal statüsü, bir Kürt kadınının anne olarak fotoğrafı, adli süreçlerdeki durumları ve tutumları, yoklukla baş etme yolları, zorunlu ve gönüllü göçte yaşadıkları ve uyum becerileri gibi konular kapsamlı bir şekilde ele alınacak. Kongrede Kürt katılımcılar için simultane Kürtçe çeviri yapılacak, ayrıca katılımcılar Kürtçe bildiri de sunabilecek. Hakkâri Üniversitesi tarafından 25-27 Eylül 2009 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan kongredeki oturumlarda ele alınacak konulardan bazıları şöyle: * Kürt Kadının Sosyal Statüsü * Bölge Ekonomisi ve Kadın ( Kadınların Ekonomik Özgürlükleri) * Kürt Sorunu Kürt Kadını ve Etnik Kimlik * Kürt Kadını, Töre ve Şiddet * Aile İçi İletişim Becerileri * İnsan Hakları, Demokrasi ve Bölge Kadınına Yansımaları * Sosyal Hizmetler, Sosyal Yardımlar ve Yoksulluk Sürecinde Kadın * Siyaset-Kadın Etkileşimi * Kadınların Siyasi Tercihleri ve Bu Tercihleri Yönlendiren Etkenler * Hukuki Adli İdari Süreçlerde Kürt Kadını * Bölge Kadının Anne Yüzü (Çocuk Yetiştirme Tarzları) * Göç Etkisiyle Kentsel Uyum ve Sosyal İlişkilerde Kadın * Kürt Kadını, Erken Yaşta Evlilik ve Çok Eşlilik * Kürt Kadını ve Sanat * Tarihte Kürt Kadını * Diğer Kürt Kadınını İlgilendiren Benzer Konular

Okullarda Önlük Yerine Etek Dönemi

Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki ‘kıyafet’ çalışmasının ayrıntıları netleşiyor.Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki 'kıyafet' çalışmasının ayrıntıları netleşiyor.?Buna göre ilköğretimde haftanın bir günü kıyafet 'serbest' olacak, diğer günlerde de etek veya pantolon giyilebilecek Öğrencilerin okul kıyafetlerini yeniden düzenlemek için harekete geçen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmen, öğrenci, veli, bürokrat ve sendikaların katılımıyla düzenlenen çalıştayın ardından, mevzuat değişikliği çalışmalarına başladı. Bu konuda henüz yazılı bir metin oluşturulmazken, ilk olarak bazı ayrıntılar öne çıktı. İlköğretimdeki kız öğrencilerin önlük yerine diz kapağını örtecek şekilde etek veya pantolon giyebileceği, okullarda haftanın bir günü de serbest kıyafet uygulamasına geçileceği belirtildi. Mevzuatta etek boyu! Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun açılışını yaptığı Okul Kıyafetlerini Değerlendirme Çalıştayı'nda görev alan komisyonların raporlarında, özetle kılık kıyafetin bir cumhuriyet projesi olduğu vurgulanarak, herhangi bir dini, ideolojik, etnik sembol ve renkleri içermemesi gerektiği belirtilmişti. Ayrıca, “Kıyafet, öğrenciler için aidiyet duygusu yaratır. Kılık kıyafet bir Cumhuriyet projesidir” denilmişti. Çalıştay sonrası gerçekleştirilen çalışmalarda, MEB ile Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelik'te düzenleme yapılması gündeme geldi. Yönetmeliğin 12. maddesinde, lise ve dengi okullardaki kız öğrencilerin okul kıyafetlerinin etek boyuyla ilgili olarak “diz kapağını örtecek boyda forma giyerler” deniliyor. İlköğretimdeki kız öğrencilerle ilgili 11. maddede ise etek boylarıyla ilgili herhangi bir ifade yer almıyor. Kulislerde, 11. maddede kız öğrenciler için belirlenen “önlük giyerler, beyaz yaka takarlar” ifadesinin, “pantolon veya diz kapağını örtecek boyda etek giyebilirler” şeklinde değiştirileceği konuşuluyor. 2010'da başlayacak Yönetmelik taslağının kısa sürede hazırlanması planlanıyor. Mevzuat çalışmalarının tamamlanmasının ardından, son kararı Çubukçu verecek. Uygulamanın, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında başlaması hedefleniyor. Günlük kıyafet serbest oluyor Edinilen bilgiye göre, 1-8. sınıf ilköğretim öğrencilerinin yeni kıyafetlerinin belirlenmesine ilişkin ayrıntılar şöyle olacak: * Kıyafet seçimini, okul aile birlikleri yapabilecek. * Her okulun kıyafeti farklı olacak. İklim ve yöresel şartlara göre çeşitlilik gösterebilecek. * Kıyafetlerin renk, desen, kumaş gibi özelliklerine okul aile birlikleri karar verebilecek. * Etek ve pantolonlar kadife, kanvas olabilecek, mevsimine göre ceket, yakalı tişört, kazak, hırka, süveter, mont giyilebilecek. Örneğin, erkekler kış aylarında kumaş ceket yerine polar ceket, kızlar yaz aylarında kumaş gömlek yerine penye tişört tercih edebilecek. Kot ve benzeri kumaşların kullaımı yasak olacak. * Erkek öğrencilere kravat zorunluluğu kaldırılabilecek. * Okullarda haftada bir gün okula günlük kıyafetle gelinebilecek. * Kıyafetler dini, etnik, ideolojik sembol ve renkleri taşımayacak. * Sandalet ve terlik gibi, ayağı açıkta bırakan ayakkabılar giyilemeyecek.

7 Temmuz 2009 Salı

Basını Susturmak İçin Para Teklifi

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Zehra Seyfikli’nin, aleyhinde haber yapan yerel gazetecileri susturmak için para teklif ettiği ortaya çıktı.

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Zehra Seyfikli'nin, üniversite ile ilgili olumsuz yönde haber yapan yerel gazetecileri susturmak için para teklif ettiği belirtildi. Skandal iddiayı Gaziosmanpaşa Üniversitesi ile ilgili haberleri ile dikkat çeken Kanal 60 TV Program Yapımcısı Hüseyin Kömür ortaya attı. Kömür, yerel bir gazeteye verdiği röportajda inanılmaz ifadeler kullandı. Kömür, özellikle kendisine Gaziosmanpaşa Üniversitesi'ni hedef alan programlar yapmaması için para teklif edildiği iddiasında bulundu. “HABER YAPMAYIN PARA VERELİM” TEKLİFİ Hüseyin Kömür, Tokathaber isimli gazeteye şu ifadeleri kullandı: Biz Sayın Rektöre, siz yönetici olarak çevrenizdeki insanlarla beraber üniversiteyi iyi yönetemiyorsunuz dedik. Bizim derdimiz Dr. Zehra Seyfikli değil, Gaziosmanpaşa Üniversitesi yönetimi usûlsüzlükle, yolsuzlukla, ya da belli mahkemeye sevkedilmiş tutuklamalarla anılıyor. Bakınız biz bazı şeyleri biliyoruz ama burada açıklamıyoruz. İki programdan sonra Sayın Rektör Hanım mı gönderdi, başka birileri mi gönderdi bilmiyorum; buraya gelerek bu programları yapmayınız, bizim çok ciddi paralarımız var, bizden para alınız gibi bize çok ciddi paralar teklif edildi. Biz bunu kamuoyuyla paylaşmadık Ekrem Bey. Açıkça bu programları yapmayın, bu programlar zarar veriyor, bu programlardan vazgeçin, bizde çok büyük paralar dönüyor, bu paralardan pasta payınızı alın misali şeyler söylendi. Biz o paraların ne olduğunu çok iyi biliyoruz Ekrem Bey. O paralar Tokat'ın parası, o paralar Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nin parası... Ne rektör hanımın parası, ne rektörün çevresindeki yönetimin parası, ne de rektörlükten faydalanmaya çalışan Tokat'ta belli firmalar var onların parasıdır...” REKTÖR, CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN HAKKINDA İLERİ GERİ KONUŞUYOR Rektörün Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nin gelişmesi için çalışmadığını ve Tokat'ı sevmediğini söyleyen Hüseyin Kömür, Rektörün belli toplantılara katılıp Başbakan ve Cumhurbaşkanı hakkında ileri geri konuştuğunu söyledi. Kömür şunları söyledi: “...Yoksa belli toplantılarda gidip bu Başbakan'ı düşürmek lazım, bu Cumhurbaşkanı'nı istememek lazım türü Ana Muhalefet Partisi gibi çalışıp iktidarın Gaziosmanpaşa Üniversitesi'ne vermesi gereken destekleri, ödenekleri nasıl kesmiş. Bunları söylesin. Bugün tekrar söylüyorum. Tokatımızda üst seviyede görev yapan bir bürokrata, o bürokratın ismini söylemiş olsam yer yerinden oynar; gerizekalı, aptal adam diye hakaret eden ben değil, Sayın Rektördür. Profesör Dr. Zehra Seyfikli ediyor bu hakareti. Tokat'ı seven bir kişi bunları nasıl yapıyor. İktidardan gelen ödeneklerin hepsini engelliyorsun, belediyeyle küssün, bürokratla küssün, hakaret ediyorsun, milletvekilleriyle küssün, Tokat halkına Gaziosmanpaşa Üniversitesi'ni tamamen kapatmışsın, daha sonra da diyorsun ki; 'Gaziosmanpaşa Üniversitesi olarak, Rektör olarak Tokat'ı çok seviyorum.' Şimdi bu nasıl sevmek? Tokat'ın basını program yapıyor; bilmiyorum kendisi mi gönderiyor, altındaki elemanlar mı gönderiyor, basına sen para teklif ettiriyorsun.

Olimpiyata Türk Lisesi Damgasını Vurdu

Güney Afrika Cumhuriyeti'nde her yıl 20 bin öğrencinin katıldığı SAASTA bilim olimpiyatlarına bu yıl bir Türk okulu damgasını vurdu.

Johannesburg Sema Türk Lisesi 45. Güney Afrika Ulusal Bilim Olimpiyatları'nda ilk dört dereceyi elde ederek büyük başarı elde etti. Olimpiyat birincisi Sema Lisesi öğrencisi Fatime Mansoor da Londra Bilim Forumu'na davet edildi. Güney Afrika'nın en prestijli bilim olimpiyatı SAASTA olimpiyatları bu yıl başkent Johannesburg'da gerçekleşti. 20 bin öğrencinin katıldığı olimpiyatlarda Sema Türk Lisesi ilk beşe dört öğrenci sokma başarısı gösterdi. Olimpiyatın en başarılısı seçilen okul, Güney Afrika Bilim ve Teknoloji Bakanı Ms Naledi Pandor ve ülkenin önde gelen bilim kurumları ve akademisyenlerin katıldığı törenle ödüllendirildi. 'En başarılı okul' ödülüne layık görülen Sema Koleji'nin ödülünü okul müdürü Yavuz Aydın aldı. Aydın, yakalanan başarıyı 'olağanüstü' olarak nitelendirirken, "Başarı başta biyoloji öğretmeni Ayşe Veli ve sınıf öğretmenleri Remzi Hasanlı olmak üzere tüm okulun kolektif çalışması sonunda Allah'ın bize lütfudur. Çok çalıştık, sonuçta mutlu sona ulaştık." ifadesini kullandı. Aydın, başarılarının her geçen yıl arttığına dikkat çekti. Sema Koleji öğrencisi Fatime Mansoor, en başarılı öğrenci seçilerek bir haftalık Londra Bilim Forumu'na davet edildi. Bilim ve Teknoloji Bakanı Naledi Pandor, Bilim Olimpiyatları Müdiresi Beverly Damonse, koordinatör Dr. J Jabu Nukeri'nin de katıldığı ödül töreninde Türk okulu öğrencileri büyük mutluluk yaşadı.

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Yeni Nesil Kazandı

Sıra yüzünden ÖSYM ile mahkemelik olan Talha, "ben kaybettim ama yeni nesil kazandı" dedi.Üniversite sınavı, milyonlarca öğrencinin hayatındaki en önemli dönüm noktası. Aylar hatta yıllarca hazırlandıkları sınavın kusursuz geçmesi en büyük dilekleri. Ancak büyük gün geldiğinde bazıları hayal kırıklığıyla karşılaşabiliyor. Kimi gürültü sebebiyle cevabını bildiği halde soruları çözemiyor kimi de uygunsuz fiziki şartlar yüzünden sınava adapte olamıyor. Ve üniversite hayalleri hüsranla sonuçlanıyor. 1,86 boyundaki Talha İmamoğlu, konsantre olamadığı için ÖSS'yi kaybeden öğrencilerden yalnızca biri. Talha'ya 2004 yılında girdiği ÖSS'de sınav yeri büyük bir şanssızlık eseri Eyüp Serdar Aksun İlköğretim Okulu çıkmış. Boyu neredeyse sınıfın tavanına değecek kadar uzun olan öğrenci, küçücük ilkokul sırasına oturmak zorunda kalmış. Bacakları sığmadığı için sınava yoğunlaşamayan genç, bildiği soruları bile cevaplayamamış. Haksızlığa uğradığını düşünen Talha, kendisi gibi binlerce öğrenciye 'oturma sıkıntısı' çektiren Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'ni (ÖSYM) mahkemeye vermiş. Ancak aynı mağduriyeti yaşayan on binlerce öğrenci için umut olan davayı kaybetmiş. Ankara 10. İdare Mahkemesi, ÖSYM'nin, sınava girecek öğrencilerin fiziki ve diğer özel durumlarını bilmesinin imkansız olduğunu gerekçe göstererek, ikiye karşı bir oyla Talha'nın aleyhine karar vermiş. Davayı temyize götüren Talha'nın avukatı Mustafa Tuncel, bir üst mahkemeden de sonuç alamadıklarını belirterek, Türkiye'de iç hukuk yolunun kapandığını kaydediyor. "Maddi imkanım olsa AİHM'ye başvurmak istiyorum." diyen gence, avukatı şu sözlerle destek veriyor: "Eleştirdiğimiz fiziki şartlardan bir bölümü sonraki yıllarda davalı tarafından giderilmeye çalışıldı. Bu da davamızın hukuka uygun olduğunu göstermektedir." Mağdur öğrenci Talha, kendisi mahkemeyi kaybetse de yeni neslin kazandığına dikkat çekiyor. "Benden sonra sınava girecek öğrencilere bir şeyler kazandırdığıma inanıyorum. Ancak bu oturma düzeni sadece ÖSS ile sınırlı kalmamalı. ÖSYM'nin yaptığı 42 sınavda da uygulanmalı." temennisinde bulunuyor. ÖSYM, artık oturma düzeni ve gürültülü yerlerde sınav yapılmaması konusuna büyük özen gösteriyor. Sınav başvuru belgesinde öğrencilerden boy uzunluklarını belirtmelerini isteyerek, muhtemel mağduriyetlerin önüne geçmeyi hedefliyor.

Anadolu ve Fen Liselerine Ek Kontenjan

Sınavla öğrenci alan fen, sosyal bilimler ve Anadolu liselerinin kontenjanları yüzde 10 civarında arttı.Sınavla öğrenci alan fen, sosyal bilimler ve Anadolu liselerinin kontenjanları yüzde 10 civarında arttı. Seviye Belirleme Sınavları (SBS) ile girilen liselere geçen sene 250 bin öğrenci yerleşebilirken bu yılki kontenjan 278 bine çıktı. Bir milyon ilköğretim 8. sınıf öğrencisinin katıldığı sınav sonucunda yaklaşık 4 öğrenciden 1'i liseye yerleşebilecek. Diğer öğrenciler ise genel liseye veya ya da meslek liselerine devam edecek. Öğrencilerin en fazla tercih ettiği ve asıl yarışın yaşandığı fen liselerine bu yıl 7 bin 272, sosyal bilimlere ise bin 56 öğrenci alınacak. Geçen sene 110 bin öğrencinin girdiği Anadolu liselerinin kontenjanı 12 bin 500 artırılırken bu yıl Anadolu liselerine 122 bin 500 öğrenci yerleştirilecek. Geçen yıl 18 bin kişinin girdiği Anadolu imam hatip liselerine bu yıl 19 bin 170, geçen yıl 17 bin 700 kontenjanı olan Anadolu öğretmen liselerine ise bu yıl 19 bin 110 öğrenci girecek. Anadolu meslek liselerinin kontenjanları da yüzde 10 civarında arttı. Buna göre bu yıl Anadolu teknik, meslek, tarım ile tapu ve kadastro meslek liselerine 35 bin 256; Anadolu kız teknik ve meslek liselerine 20 bin 163; Anadolu iletişim, ticaret, otelcilik ve turizm ile adalet meslek liselerine 26 bin 454; Anadolu sağlık meslek liselerine 16 bin 32 öğrenci alınacak. İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin katıldığı Seviye Belirleme Sınavı sonuçlarının da eklendiği Ortaöğretim Yerleştirme Puanları (OYP) 13 Temmuz'da açıklanacak. Ancak bakanlık yetkilileri sonuçları 10 Temmuz'da açıklamak için 'gayretlerinin sürdüğünü' belirtti. Soruları genel olarak 'zor' olduğu söylenen 8. sınıf SBS'de tüm soruları çözen 50'nin üzerinde öğrenci olduğu bildirildi. Sonuçları 25 Haziran'da açıklanan Özel Yabancı Okullara Giriş Sınavı'nda da 52 öğrenci tüm soruları çözmüştü. 8. sınıf öğrencileri 13-17 Temmuz tarihleri arasında lise tercihlerini yapacak. ÖĞRETMEN ATAMASI İLLERE BIRAKILIYOR MEB, binlerce 'geçici görevlendirmeli' öğretmenle eğitimini sürdüren Anadolu türü liselerin öğretmen atama sorununun çözülmesi için yeni bir yönetmelik hazırlıyor. Bakanlık fen, Anadolu, sosyal bilimler ve meslek liselerine yapılan öğretmen atamalarını illere bırakıyor.

Türk Okulundan Büyük Başarı

Kanada'nın Toronto kentindeki Türk okulu, büyük bir başarıya imza attı. Nil Akademi'nin son sınıf öğrencilerinin tümü üniversiteyi kazandı.

2008-2009 eğitim-öğretim yılındaki yüzde 100'lük performans, akademiyi ülkedeki en başarılı özel okullar listesine dahil etti. Önümüzdeki dönem mezun olacak 9 gencin bir yıl önceden üniversitelerden kabul alması da okul yönetimine büyük sevinç yaşattı. Geçen yıl Maltepe Coşkun Lisesi'nden Nil'e gelen 6 öğrenci ise imtihansız olarak doğrudan ülkenin en kaliteli üniversitelerine yerleşti. Öğrencilerinin elde ettiği başarıdan büyük gurur duyan Nil Akademi'nin Müdür Yardımcısı Yakup Çamur, yeni eğitim dönemi için okula kayıtların sürdüğünü belirtiyor. Bu yıl lise sınıf kapasitesini 4 sınıfta 15'er öğrenci olmak üzere toplam 60 kişiye çıkaracaklarını kaydediyor. Lise çağında fazla Türk bulunmaması sebebiyle Türkiye'den öğrenci transfer etmeye devam eden akademi, fiyatlarının Türkiye ve ABD'deki özel okulların yarısı olması sebebiyle cazip imkânlar sunuyor.

3 Temmuz 2009 Cuma

e-Kayıtlar Tamam!

İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından e-kayıt uygulaması sistemiyle elektronik ortamda yapıldı.

İLK kez 2009-2010 eğitim-öğretim yılında uygulamaya konulan ve ülke genelindeki ilköğretim okullarını kapsayan e-kayıt işlemi, Ulusal Adres Veri Tabanındaki adresler ve nüfus bilgileri esas alınarak İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından e-kayıt uygulaması sistemiyle elektronik ortamda yapıldı. 29 Haziran 2009 tarihi itibarıyla; mecburi öğretim çağındaki 1.283.643 çocuk ikametlerine en yakın ilköğretim okullarına yerleştirildi. Yerleştirme sonucunda herhangi bir okula kayıt olamayan 31.705 çocuk için adres tanımlaması yapılarak okullara kayıt edilecek. Veliler yerleştirildikleri okulu ve okulun adresini, www.meb.gov.tr adresinden, çocuklarının T.C. kimlik numaralarını girerek öğrenebilecek. Ayrıca okullar kayıt edilen öğrenci listelerini, okulda velilerin görebilecekleri bir yere asacak. Özel ilköğretim okullarına kayıt yaptırmak isteyen öğrencilerin nakilleri okul yönetimleri tarafından adres uygunluğu kontrolü yapılmadan gerçekleştirilecektir.

Üniversite Mezunu İtfaiye Eri Alınacak

Ankara Büyükşehir Belediyesi 330 itfaiye eri alacağını duyurunca üniversite mezunu 3 bin kişi iş için başvuru yaptı.

Ankara Büyükşehir Belediyesinin 'itfaiye eri' kadrosunda istihdam edilecek 330 personel alımı için açtığı sınava, bir haftada çoğu üniversite mezunu 3 bin kişi başvurdu. Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen adaylar, İtfaiye Daire Başkanlığı önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. Aralarında, mimar, mühendis, şehir plancısı ve sosyal çalışmacıların da bulunduğu adayların unvanı, sınavı kazanmaları durumunda 'itfaiye eri' olacak. Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Faruk Kurutuz, itfaiye kurumunu daha da geliştirme hedefiyle hareket ettiklerini belirterek, bu çerçevede kadrolarını da genişleteceklerini söyledi. 'İtfaiye eri' kadrosunda istihdam edilecek 330 personel alımı için, aralarında üniversite mezunlarının da bulunduğu 3 bin adayın başvuru yaptığını bildiren Kurutuz, başvurular için bir hafta daha süre bulunduğuna dikkati çekti. MEMUR OLALIM DA İtfaiye eri olmak için Balıkesir, Erzurum, Aksaray gibi bir çok ilden gelen üniversite mezunu gençler özel sektörün tatminkar olmadığını devlet işi olduğu için itfaiye eri olmaya razı olduklarını dile getirdiler. Üniversite mezunu adaylar arasında çok sayıda genç kız da bulunuyor.Jeofizik mühendisi Aslı Önsoy, mesleğini itfaiye çatısı altında sürdürmek istediğini belirterek, başvurusunu yaptığını kaydetti.Başvuruda bulunanlar, belediyenin sınav komisyonunca belirlenen KPSS taban puanlarına göre, en yüksek puandan başlamak üzere, kadro ve öğrenim durumlarına göre sözlü sınava çağrılacak.

Meşrubat Ve Tost Fiyatlarını İstedi

YÖK, üniversite kantinlerinde satılan çay, tost ve meşrubatın fiyatını sordu.

YÖK'ün istemi için, “O kadar sorunlar varken, böyle bir şeye zaman ve emek harcanmasını hayretle karşılıyoruz” yorumu yapıldı Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Yükseköğretim Denetleme Kurulu, üniversitelerin bünyesindeki işletmelerde satılan çay, tost ve meşrubatın fiyatını öğrenmek için harekete geçti. Kurul, üniversitelerin fiyatları, istedikleri formatta kendilerine 10 gün içinde bildirmesi için resmi yazı yazdı. Üniversite çevreleri ise Denetleme Kurulu'nun bu talebini hayret verici olarak nitelendirdi. Yükseköğretim Denetleme Kurulu, tüm üniversitelere haziran ayı içinde bir yazı göndererek, kurulda yapılacak envanter çalışmalarında değerlendirilmek üzere, yemekhane, kantin, kafeterya gibi yerlerde satışı yapılan yemek, çay, meşrubat, tost gibi ürünlerin satış bedellerine ilişkin detayların gönderilmesini istedi. Yasal değil YÖK Denetleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Solak imzasıyla gönderilen yazıda, tüm bilgilerin excel formatında, CD ve kâğıt ortamında bildirilmesi istendi. Üniversitelerin birçoğunun yazıyı cevapladığı öğrenildi. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere talebin çok şaşırtıcı olduğunu belirterek, “YÖK'ün başka işi kalmadı mı sorusu akıllara geliyor” dedi. Hangi amaçla tost fiyatlarının istendiğini anlamanın mümkün olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Yeşildere, şunları söyledi: “Üniversitelerde o kadar yoğun sorunlar varken, böyle bir şeye zaman ve emek harcanmasını hayretle karşılıyoruz. Üniversitelerdeki alet edavatlardaki eksiklikler, araştırma görevlilerinin sorunları, öğretim üyesi eksikliği, akademik özgürlükler konusunda sorunlar varken, kantinlerden neyin kaç paraya satıldığı konusunda çıkarılan envanter, iş gücü açısından üzüntü verici. Bunun neden yapıldığı konusunda fikir üretmekte zorlanıyorum.” Vakıf Üniversiteleri Birliği eski Başkanı Ali Doğan Ünlü ise, YÖK'ün yanlış bir uygulama yaptığını belirterek, “Vakıf üniversiteleri mali ve idari yönden özerktirler. Bu anlamda devlet üniversiteleriyle mukayese edilmemeleri gerekiyor. Kanunen yasal olmayan bir işlem yapılıyor. Denetleme Kurulu, eğitim öğretimle ilgili konuları tetkik edebilir, mali konularla ilgili bunu yapamaz” dedi. YÖK: Geçmişte de yapılan bir çalışma YÖK Denetleme Kurulu yetkilileri, bunun geçmiş yıllarda da yapılan bir çalışma olduğunu belirtti. Yetkililer, envanter çıkarıldığını, yalnızca çay fiyatlarının değil öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı gibi bilgilerin de istendiğini söyledi. YÖK yetkilileri, kantinlerde satılan yiyeceklerin ve içeceklerin fiyatlarının da bu envanterin bir parçası olduğunu belirtti.

Öğretmen Liselerine Yeni Uygulama

MEB, eğitim fakültelerine öğrenci yetiştiren Anadolu öğretmen liselerinin kalitesini artırmak amacıyla yeni bir uygulamayı hayata geçiriyor.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eğitim fakültelerine öğrenci yetiştiren Anadolu öğretmen liselerinin kalitesini artırmak amacıyla yeni bir uygulamayı hayata geçiriyor. Bu liseler arasından 'model okullar' belirleyecek olan bakanlık, seçimde okul temizliği, öğrenci başına yılda okunan kitap adedi, ÖSS başarısı gibi çeşitli kriterleri esas alacak. Tespit edilen model okullara berat verilecek ve eflatun-beyaz flama takılacak. 'Model' olmak için 17 okul başvurdu ve bu liselerin gerekli kriterleri taşıyıp taşımadığı 'merkez değerlendirme kurulu' tarafından incelendi. Halen sürdürülen değerlendirmenin sonuçları daha sonra açıklanacak. Model okullar, fiziki durumları, yönetim ve öğretmenler kurulu çalışmaları, öğretim ve eğitim etkinlikleri, öğretmen yeterlilikleri, rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetleri, okul aile birliği çalışmaları ve özgün çalışmalar açısından değerlendiriliyor. Kurul, okulun ÖSS başarısını, takdir, teşekkür alarak ödüllendirilen öğrenci sayısını, ulusal ve uluslararası düzeyde düzenlenmiş bilim, sanat ve kültür içerikli yarışmalarda derecesinin olup olmadığını, sınıfta kalan, disiplin cezası alan öğrencilerin sayısını dikkate alıyor. Değerlendirmede ayrıca, okulda öğretmen açığının, rehberlik servisinin ve okulun web sayfasının olup olmadığına da bakılıyor.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Rektörün İnanılmaz İntikamı...

Dicle Üniversitesi, yeni rektör Prof. Dr. Ayşegül Saraç’ın seçimde ondan çok oy alan kadın Profesör Naime Canoruç’tan aldığı intikamı konuşuyor.

Dicle Üniversitesi, yeni rektör Prof. Dr. Ayşegül Saraç'ın seçimde ondan çok oy alan kadın Profesör Naime Canoruç'tan aldığı intikamı konuşuyor. Rektör rakibesine 1 maaş kesme, 2 kınama cezası verdi, 11 de soruşturma açtı Diyarbakır Dicle Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ayşegül Jale Saraç, eski rektörün eşi ve rektörlük seçimlerinde en fazla oyu olarak birinci çıkan ve YÖK tarafından Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen listeye alınmayan Prof.Dr. Naime Canoruç'u önce Biyokimya Ana Bilim Dalı Başkanlığı'ndan aldı, ardından hakkında 11 ayrı soruşturma açtı. İki kınama ve bir maaş kesme cezası alan Prof. Dr. Naime Canoruç'un avukatı Yılmaz Demiroğlu, müvekkili hakkında açılan soruşturmaların hiç bir hukuki gerekçesi olmadığını ileri sürdü. Avukat Demiroğlu, “Müvekilim sindirilmek ve üniversiteden uzaklaştırılmak isteniyor. Hukuki dayanakları olmayan gerekçelerle açılan soruşturmalara her gün bir yenisi ekleniyor” dedi. YÖK listesinde yoktu Dicle Üniversitesi'nde geçen yılın Haziran ayında yapılan rektörlük seçiminde eski rektör Prof.Dr. Fikri Canoruç'un eşi Bio Kimya Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Naime Canoruç, 148 oy alarak adaylar arasında birinci oldu. Seçimlerde Prof.Dr. Fazıl Hüsnü Erdem 136, Fizik Tedavi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ayşegül Jale Saraç 112 oy aldı. YÖK, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderdiği listeye en fazla oyu alan Prof.Dr. Canoruç'u almadı. Cumhurbaşkanı Gül, seçimlerde 22 Temmuz genel seçimlerinde AKP'den Diyarbakır milletvekili adayı olan Prof.Dr. Ayşegül Jale Saraç'ı rektör olarak atadı. Prof. Dr. Naime Canoruç'a soruşturma komisyonu tarafından eşinin rektör olduğu dönemlerdeki uçak biletlerinden de yola çıkılarak, hangi tarihte nereye gittiği, neden zamanında göreve başlamadığı, hastalığının uçağa binmesini gerektirmediği halde neden uçak bileti aldığı, başka göreve atanan sekreterine bunu neden zamanında tebliğ etmediği, il dışına neden izinsiz gittiği, izin belgelerinin neden 1 gün gecikmeli işleme verdiği yönünde sorular yönetildi. Prof. Dr. Canoruç, kendisine verilen 2 kınama ve 1 maaş kesme cezası ile ilgili İdare Mahkemesi'nde dava açtı.

1. Sınıf Kayıtları Kafaları Karıştırıyor...

Bakanlık her ne kadar minimum hata yapmak istiyorsa da sistemin bazı aksaklıkları olduğu açıkça belli olmaktadır.

Bakanlık her ne kadar da konuya çok ehemmiyetle eğiliyor ve minimum hata yapmak istiyorsa da sistemin bazı aksaklıkları olduğu açıkça belli olmaktadır. En önemli konu vatandaşın muhatabı yok… Herkes topu başkasına atıyor. Örnek 1:Vatandaş eski sistem gereği önce en yakın okula gidiyor. Okul listeleri çıkarıp asmış. Vatandaş listeye bakıyor çocuğunun ismi yok. Aman ne oldu diye idareye geliyor. İdare durumu biraz inceledikten sonra siz A okuluna gideceksiniz diye yönlendirme yapıyor. Vatandaş ısrarla bu okulun adres bölgesinde oturduğunu söylüyor. E-okul'dan adres incelemesi yapıldığında daha önce oturduğu adres kaydını vatandaşın değiştirmediği görülüyor. Yani vatandaş Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminde adresini değiştirmemiş. Doğal olarak okul idaresi Nüfus Müdürlüğüne yönlendiriyor. Vatandaş haklı olarak oraya gidiyor gerekli düzeltmeyi de yapıyor fakat yine çocuğu bu okula kaydedemiyor çünkü sisteme işlememiş. Bakanlık bu konuda bir açıklama yapmadığından okul idaresi ile vatandaş karşı karşıya kalıyor. Örnek 2: Vatandaşın elinde Nüfus Müdürlüğü kaydı var, adresi o okul bölgesinde, fakat çocuk yine listede yok. Vatandaş bu kez muhatap bulamıyor. Aşağıda verdiğimiz örneklere bakılacak olursa aynı sokakta oturan Sanem ve Simay o okulun bölgesinde oldukları halde E-kayıt listesinde Simay'ın ismi var fakat Sanem'in ismi yok. Aynı sokağın başka numaralarını başka okul alıyordur savunması mümkün değil çünkü bu okul ve adres bizzat bildiğimiz bir okul. Muhtemelen bakanlık hileli müracaatları engellemek için belli bir tarihten sonra nakil olanları sistem dışında bırakmaktadır. Bunun en önemli sakıncası ise kişi gerçekten taşınmışsa bu okula kayıt yaptıramayacak mıdır sorusunun cevabıdır? Bakanlığın yaptığı açıklamada Nakil yoluyla bazı sorunların çözümleneceğinin işareti veriliyorsa da bu durum çok büyük istismarları yeniden gündeme getirebilir. Bu nedenle nakiller de ADSNK'ye bağlı kalarak yapılıp yapılmayacağı, bu konudaki denetimlerin titizlikle gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceği açıklanmalıdır. Mahallesindeki okula kayıt yaptırmak istemeyen vatandaşın halen devam eden beklentileri konusunda kesin bir dille açıklama yapılmalıdır. Geçmiş yıllarda kesin dille ifadelerde bulunulmuş daha sonra anasınıfında okuyan öğrenci o okula, anne babasının işyerine yakın olan okula, kardeşinin okuduğu okula kayıt yaptırabilecekleri açıklanmıştı. Bu esneme bazı sorunları da beraberinde getirmişti. Bu nedenle olacaksa bir esneme şimdi, açıklanmalı aksi halde hiç esneklik sağlanmamalıdır. Konu ile ilgili; Bu uygulama ne kadar doğru mu? Vatandaşa istediği okula kayıt hakkı verilmeli mi? Öğrencisi azalacak okullar Ana temalarını içeren detaylı bir çalışmayı daha sonra ele alarak yayımlayacağız