14 Mart 2008 Cuma

Başkan Aziz Duran'dan Eğitime Destek...

Adapazarı Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran, Sakarya İl Milli Eğitim Müdürü Murat Yazıcı ile Birlikte Yavuz Selim İlköğretim Okulu'nu Ziyaret Etti.
Adapazarı Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran, Sakarya İl Milli Eğitim Müdürü Murat Yazıcı ile birlikte Yavuz Selim İlköğretim Okulu'nu ziyaret etti.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran'ın Yavuz Selim İlköğretim Okulu'nu ziyareti sırasında Okul Aile Birliği Başkanı Emine Meltem Tuncer, okula yaptığı çevre düzenlemesi katkısından dolayı Başkan Duran'a teşekkür plaketi verdi.

Okul Müdürü Hüseyin Sami Veli, "Başkanımızdan okul bahçemizin düzenlenmesi konusunda yardım talebinde bulunmuştuk. Sağ olsun bizleri kırmadı ve bahçemizi güzelleştirdi. Kendisine çok teşekkür ediyoruz" dedi.


Sakarya İl Milli Eğitim Müdürü Murat Yazıcı ise, "Başkanımız bütün okullarımıza destek veriyor. Kendisine Milli Eğitim camiası adına teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Başkan Aziz Duran, daha sonra sınıfları da ziyaret ederek, öğrencilere kitap hediye etti. 8. sınıf öğrencilerine OKS'ye hazırlık kitabı hediye eden Başkan Duran, "İnşallah sınavlarda çok güzel başarılar elde edip önemli mevkilere gelirsiniz. Hepinize başarılar diliyorum" dedi.

Başkan Duran, ana sınıfını da ziyaret etti. Miniklerle tek tek ilgilenen Başkan Duran, ana sınıfı öğrencilerine boya ve boyama kitabı verdi. Yavuz Selim İlköğretim Okulu İzci Kulubü öğrencileri de Başkan Duran'a çiçek takdim etti.

Yeni Okullara Bir Tuğla da Öğrencilerden geliyor...

Sakarya'nın Eğitimine Kazandırılacak Yeni Okullara Destek Vermek Amacıyla Sabihahanım İlköğretim Okulu'nun Düzenlediği Kermes Büyük İlgi Gördü. Okul Öğrencileri, Öğretmenlerinin Gözetiminde Gün Boyunca Kermesi Ziyaret Ederek Harçlıklarıyla Kampanyaya Destek Verdi.
Sakarya'nın eğitimine kazandırılacak yeni okullara destek vermek amacıyla Sabihahanım İlköğretim Okulu'nun düzenlediği kermes büyük ilgi gördü. Okul öğrencileri, öğretmenlerinin gözetiminde gün boyunca kermesi ziyaret ederek harçlıklarıyla kampanyaya destek verdi.
Okul Aile Birliği ve okul yönetimi tarafından gerçekleştirilen kermese katılım oldukça fazla oldu. Günler öncesinden hazırlık yapan öğrenci velileri kermesin güzel geçmesi için büyük emek harcadı.


Havanın güzel olması nedeniyle tam bir şenliği andıran kermeste ızgarada köfteler pişirildi, gözlemeler kızartıldı, birbirinden lezzetli hamur işleri ve bayan velilerin hazırladığı el işi-göz nuru eşyalar satışa sunuldu.

Okul Müdürü Lütfü Sarı, müdür yardımcıları, öğretmenler, okul personeli ve veliler yapılacak yeni okul inşaatlarına daha fazla gelir temin edebilmek amacıyla kermeste görev yaptı.

Milli Eğitim Bakanı Çelik: "İş Bırakan Öğretmenler Hakkında Yasal İşlem Başlatılacak"

Mili Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Emek Platformu'na destek vererek iş bırakma eylemi gerçekleştiren öğretmenler hakkında yasal işlem başlatılacağını açıkladı.
Bakan Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'nda Öğretmenevleri'nin kuruluşunun 160. yıldönümü dolayısıyla düzenlen programa gelişinde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bakan Çelik, Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı'nı protesto etmek amacıyla Emek Platformu'nun yaptığı eyleme destek veren ve bugün 2 saat derslere girmeyen öğretmenler için herhangi bir işlem yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine, "Elbette yasal işlem yapılacak" dedi. Yasal olmayan hangi davranış olursa olsun gerekli takibatın yapılacağını kaydeden Çelik, "Öğretmenlerimizin işi bırakma, işi yavaşlatma şeklinde bir mazereti olamaz. İster öğretmenlerimiz ister diğer kamu çalışanlarımız vatandaşın hayatını kolaylaştırmakla görevli insanlardır. Eğer vatandaşın hayatını zorlaştırma yönünde bir şeyler yapıyorlarsa bunu doğru bulmuyorum. Halbuki böyle bir şey yasal değildir. Burası demokratik bir hukuk devletidir. Demokratik devletindeki işleyiş bellidir. Buna göre herkes hareket tarzını tespit etmek zorundadır. Yasal işlem elbette ki yapılacaktır" diye konuştu.

Bakan Çelik, İstanbul'da İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer'in uyuşturucu kullanan öğrencilerin arı ile tespit edileceğiyle ilgili proje geliştirdikleri yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine, "Kim söylemiş böyle bir şeyi, ben ümit ediyorum ki Sayın Müdür şaka yapmıştır. Aksi takdirde bunun uygulanabilir ve ciddi alınabilir bir tarafı yoktur" dedi.

Niğde İl Milli Eğitim Müdürlüğü Tarafından, Isparta'da Yapılan Halk Oyunları Yarışmasında Dereceye Giren Gruplara Düzenlenen Törenle Ödül Verildi.

Niğde İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, Isparta'da yapılan halk oyunları yarışmasında dereceye giren gruplara düzenlenen törenle ödül verildi.
Niğde İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasında gerçekleşen törene İl Milli Eğitim Müdürü Halil İbrahim Yaşar, dereceye giren gruplar ve okul müdürleri katıldı. Isparta'da yapılan Türkiye grup yarışmalarından alınan başarılı sonuçların Niğde'yi son derece mutlu ettiğini belirten İl Milli Eğitim Müdürü Halil İbrahim Yaşar, "Son yıllarda yapılan atak ile Niğde'de ilk kez okullarımızın halk oyunları ekipleri, Türkiye dereceleri elde etti. Okullarımızda kurulan bu ekipler çok çalıştılar ve sonuca ulaştılar. İlimizi çeşitli dallarda 4 okulumuz temsil etti. Bunlardan üçü birinci geldi, biri şans eseri ikinci oldu. Karaman, Konya, Aksaray, Niğde ve Nevşehir'den gelen grupların katıldığı grup yarışmalarında diğer il takımlarını geride bırakarak göğsümüzü kabartan bu çocuklarımızı ve onları yetiştiren öğretmenlerini kutluyorum" dedi.

Konuşmaların ardından yarışmada dereceye giren takımlara ve öğretmenlerine teşekkür belgesi ve çeşitli armağanlar verildi ve birlikte fotoğraf çektirildi.

14 Mart Tıp Bayramı, Eskişehir'de Muhtelif Faaliyetlerle Kutlandı.

14 Mart Tıp Bayramı, Eskişehir'de muhtelif faaliyetlerle kutlandı.
Kutlamalar, Eskişehir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Demet Özbabalık ile ESOGÜ Tıp Fakültesi Dekanı Zübeyir Kılıç'ın Vilayet Meydanı'ndaki anıta çelenk koymalarıyla başladı. Daha sonra üniversitenin Meşelik Kampüsü'nde konferans düzenlendi. Konferansta konuşan Vali Kadir Çalışıcı, dünyanın en iyi hekimlerinin Türkiye'de yetiştiğini söyledi. Ülkedeki bazı sektörlerin meselelerinin olduğunu belirten Çalışıcı, "Sağlık sektörünün de meseleleri bulunuyor. Türkiye'deki meseleler, zincirleme yoluyla bütün sektörleri etkiliyor. Ülkenin hemen hemen her bölgesinde görev yaptım. Her gittiğim yerde hekim arkadaşlarımla birlikte oldum. 'Hekimlere sahip çıkalım, onlar da vatandaşlara sahip çıksın' düşüncesinde oldum. Çünkü, hekimlere bir şey olsa, vatandaşın yarasını kim saracak? Hekimlere olan borcumuzu ödeyemeyiz. Hekimlerimizin karşılaştığı sosyo-ekonomik sıkıntıları iyi biliyorum. Hekimler, yeri geldiğinde ülkesi için canını verebilen insanlardır. Türk milletinin iftarıdırlar" dedi.

Karşıt Görüşlü Öğrenciler Kavga Etti...


İzmir'in Buca İlçesi'ndeki, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde, karşıt görüşlü öğrenciler arasında yaşanan gerginlik, kavgaya dönüştü.

Sokağa taşan kavgada, 2 öğrenci yaralandı, 15 öğrencinin de gözaltına alındığı bildirildi.
Buca'daki Eğitim Fakültesi'nin bahçesinde meydana gelen olayda, iddiaya göre, gün içerisinde 21 Mart'taki Nevruz kutlamaları için hazırlık yapan doğu kökenli öğrencilerle, karşıt görüşlü öğrenciler arasında başlayan gerginlik, akşam saatlerinde tartışmaya dönüştü. Karşılıklı slogan atan iki grup arasındaki tartışma büyüdü, kavga çıktı. Sokağa taşan kavgada, görgü tanıklarının ifadelerine göre, taşlar ve sopalarla birbirlerine saldıran gruplar güçlükle yatıştırıldı.

Kavga sırasında çeşitli yerlerinden yaralanan 26 yaşındaki Mehmet Namık Atalay ve 21 yaşındaki Lütfü Aydın, Buca Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Kavgaya karıştığı belirlenen 15 öğrenci gözaltına alınırken olayla ilgili olarak açılan soruşturmanın sürdürüldüğü belirtildi.

Milli Eğitim, veliler için "Öğrenci ve Programı Anlamaya Yardımcı İlköğretim Veli Kılavuzu" hazırladı...

Milli Eğitim Bakanlığı, çocuklarının derslerine yardımcı olmaya çalışan ama ne yapacağını bilmeyen anne babalara "Öğrenci ve Programı Anlamaya Yardımcı İlköğretim Veli Kılavuzu" hazırladı. 100 sayfalık kılavuzun ilk bölümünde ilköğretim Türkçe-Matematik, Fen ve Teknoloji, Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler derslerinin içeriği ve evde velilerin nasıl destek olabilecekleriyle ilgili çok sayıda öneri yer aldı. Kılavuzda veliler için bir de yeni ilköğretim programıyla ilgili kavram ve terimler sözlüğü hazırlandı.

Milli Eğitim, veliler için "Öğrenci ve Programı Anlamaya Yardımcı İlköğretim Veli Kılavuzu" hazırladı...

Milli Eğitim Bakanlığı, çocuklarının derslerine yardımcı olmaya çalışan ama ne yapacağını bilmeyen anne babalara "Öğrenci ve Programı Anlamaya Yardımcı İlköğretim Veli Kılavuzu" hazırladı. 100 sayfalık kılavuzun ilk bölümünde ilköğretim Türkçe-Matematik, Fen ve Teknoloji, Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler derslerinin içeriği ve evde velilerin nasıl destek olabilecekleriyle ilgili çok sayıda öneri yer aldı. Kılavuzda veliler için bir de yeni ilköğretim programıyla ilgili kavram ve terimler sözlüğü hazırlandı.

Bir Mektup Yazdı Ankara'dan Davet Aldı...

Doğubeyazıt'lı ilköğretim 4. sınıf öğrencisi Jiyan Güner, TBMM'nin misafiri olarak ağırlanacak...

Doğubeyazıt Araplı mezrasında yaşayan ilköğretim 4. sınıf öğrencisi Jiyan Güner, Türkçe dersinde mektup yazmayı öğrendikten sonra ilk mektubunu TBMM Başkanı Köksal Toptan'a yazdı.

Kendisini tanıttıktan sonra, yaşam şartları ve iklim koşullarının zorluğunu anlatan Güner, "Buraya devlet büyükleri hiç gelmiyorlar. Eğer buraya gelirseniz size çay yaparız. Size yemek yaparım. Sizi çok seviyorum. Belki bu mektubu okuyunca gelirsiniz" şeklinde duygularını dile getirdi.

TOPTAN'I ETKİLEDİ

Mektup, TBMM Başkanı Toptan'ı çok etkiledi. Jiyan Güner'i telefonla arayan Toptan, daveti için çok teşekkür etti ve davetinden dolayı mutluluk duyduğunu belirtti. Toptan, bununla yetinmedi. Madem, kendisi Jiyan'ı görmeye gidemedi; onu Ankara'da ağırlamaya karar verdi. TBMM'deki bürokratlara talimat vererek, Jiyan Güner ve okul arkadaşlarının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda TBMM'nin misafiri olarak ağırlanması talimatı verdi.

HAYALİ GERÇEKLEŞECEK

Böylece, hem "hep sizi hayal ediyorum" diyen Doğubeyazıtlı Jiyan Güner'in hayali gerçekleşmiş olacak hem de Araplı mezrasındaki tüm ilkokul öğrencileri, TBMM'nin davetlisi olarak 3 gün boyunca Ankara'da ağırlanacak. Güner ve arkadaşları, Meclis'te Toptan tarafından özel olarak kabul edilecekler ve TBMM Genel Kurulu'nda toplanacak Öğrenci Meclisi etkinliklerine katılacaklar. Anlayacağınız, 4. sınıf öğrencisi Jiyan Güner, Toptan'a yazdığı mektupla yalnız kendisinin değil, Doğubeyazıt'ın Araplı mezrasındaki öğrencilerin hayatını da "toptan" değiştirdi...

Öğrenciler Öğretmenleri Zehirledi...

Osmaniye'de, bir ilköğretim okulunda zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılan 17 öğretmenin çayına fare zehiri atıldığı belirlendi. Olayla ilgili 2 öğrenci gözaltına alındı.

Olay Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda meydana geldi. Teneffüste çay içen öğretmenler, bir süre sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı.

Öğretmenlerin taburcu edilmelerinin ardından okulda soruşturma başlatıldı.

Soruşturma kapsamında, durumlarından şüphelenilen 2 öğrenci ifadeleri alınmak üzere çocuk şubesine götürüldü. Öğrenciler ifadelerinde suçlarını itiraf etti.

Öğrencilerden biri, kendisine dayak atan bir öğretmenden intikam almak için fare zehiri temin ettiğini, bu zehiri de okulun çay ocağındaki çaydanlığa boşalttığını söyledi. Diğer öğrencinin ise bu öğrenciye gözcülük yaptığı öğrenildi.

Olayla ilgili Osmaniye Valiliği de okul idaresi hakkında idari soruşturma başlattı

Kapıya Sıkışan Parmağını Koptu...

Eli tuvalet kapısına sıkışan 10 yaşındaki Cennet Poyraz'ın orta parmağı koptu.

Sivas'ın Yıldızeli İlçesi'ne bağlı Sarıyer Köyü'nde eli tuvalet kapısına sıkışan 10 yaşındaki Cennet Poyraz'ın orta parmağı koptu. Poşete konularak hastaneye getirilen parmak dikilemedi.


Cennet Poyraz tuvalete girmek istediği sırada sağ elini tuvalet kapısına sıkıştırdı. Elini hızla kapının arasından çekmeye çalışan Cennet Poyraz'ın sıkışan elinin orta parmağı koptu. Cennet Poyraz'ın çığlıkları üzerine tuvalete gelen yakınları kopan parmağını içinde buz dolu olan poşete koydu. Kopan parmak parçası ve Cennet Poyraz yakınları tarafından Sivas Devlet Hastanesi'ne getirildi. Buradaki tüm müdahalelere rağmen küçük kızın kopan parmağı yerine dikilemedi. Hastanede tedavi altına alınan Cennet Poyraz'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

İlköğretimde Tatbikat Heyecanı...

Ümitköy’de bulunan Türkiye Noterler Birliği İlköğretim Okulu’nda önceki gün deprem ve yangın tatbikatı heyecanı yaşandı.

Sivil Savunma Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü tarafından yapılan tatbikat, 'Eğer yangın çıksa ya da deprem olsa nasıl davranırsınız' konulu bir konuşma ile başladı.

30 kişilik Sivil Savunma ekibi deprem veya yangın da yapılacakları uygulamalı olarak öğrencilere gösterdiler. Okulda bu iki felakete karşı kurgulanan senaryo önce Sivil Savunma ekiplerinin siren sesleriyle başladı. Okulun alt katlarının tahrip olduğu şeklinde hazırlanan senaryoda okuldaki öğrencilerin çoğunluğu kısa bir süre içinde okulu boşalttı. Senaryo gereği üst katlarda mahsur kalan öğrencileri Sivil Savunma Ekipleri kurtarmak için harekete geçti. Halat fırlatma tüfeğiyle üst katlara halat atan, motorlu aygıtlarla üst katlara çıkan ve kurtarma tüneli kuran ekipler üst katlardaki öğrencileri başarılı şekilde aşağı indirdi.

TEDBİRİ ELDEN BIRAKMIYORUZ

Noterler Birliği Okul Müdürü Kemal Çelebi Sivil Savunma Ekipleri'ne teşekkür ederek, "Öğrencilerimiz olası bir felaket durumunda nasıl davranacaklarını öğrenmiş oldular. Umarım böyle bir felaket yaşanmaz ama biz yine de tedbirli davranıyoruz. Öğrencilerimiz için önemli bir deneyim oldu" dedi. Noterler Birliği İlköğretim Okulu'ndaki tatbikatta Sivil Savunma'ya ait bir de ambulans hazır bulundu.

Öte yandan Valiliğe bağlı Sivil Savunma Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü hafta içi her gün Başkent'in farklı okullarına giderek tatbikatlarını sürdürüyor. Yetkililer öğrencilerin tatbikat deneyimi almasını çok önemsediklerini belirttiler.

Bomba Kurbanı Eren'in Karnesi Ağlattı...

Çelik, Diyarbakır’da 3 Ocak’ta düzenlenen bombalı saldırıda ölen 7 kişi arasında bulunan Fen Lisesi öğrencisi Eren Şahin’in karnesi ve takdir belgesini, annesi Oya Eronat’a verdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Diyarbakır'da 3 Ocak'ta düzenlenen bombalı saldırıda ölen 7 kişi arasında bulunan Fen Lisesi öğrencisi Eren Şahin'in karnesi ve takdir belgesini, annesi Oya Eronat'a verdi. Oğlunun karnesindeki notları gören anne Eronat gözyaşlarını tutamadı. Bakan Çelik, sanal ortamda karne verilmesiyle artık karnedeki silinti ve kazıntı döneminin sona erdiğini belirterek, “Artık öğrenciler anne ve babalarını kandıramayacak'' dedi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in karne dağıtım törenine katıldığı Süleyman Demirel Eğitim kampüsünde bulunan Diyarbakır Fen Lisesinde konferdans salonunda yapılan törenden önce, salon kalorifer tesisatı olmadığı için seyyar elektrik ısıtıcıları ile ısıtıldı. Elektrik ısıtıcıları törenden hemen önce salondan çıkarıldı. Törende konuşan Bakan Çelik, bugün yeryüzünde zenginlik kaynağının bilgi ve bu bilginin kullanılması olduğunu ifade ederek, “Nüfusunun yüzde 63'ü genç olan ülkemizde iyi bir nesil yetiştirmeliyiz. İyi bir nesil yetiştirirsek gelecek bizim olacaktır'' dedi. Farklılıkların zenginlik olduğunu da sözlerine ekleyen Bakan Çelik, farklılıkların insanların birbirlerini boğmasına değil, birbirlerini kucaklaşmasına neden olması gerektiğini, bunun geçmişten günümüze kadar böyle süre geldiğini ifade etti.
Bakan Çelik, Devlet Parasız Yatılı Okulu olmasaydı kendisinin ilkokuldan sonra eğitimine devam edemeyeceğini söyleyerek, “Demokrasinin Türkiye'ye getirdiği güzellik budur. Ben imam çocuğuyum. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül Kayserili bir tornacının oğludur. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'da bir taka kaptanının çocuğudur. Kendinizi asla küçümsemeyiniz'' dedi.

GÖKKUŞAĞININ RENKLERİ GİBİ OLMALIYIZ
Diyarbakır'daki bombalı saldırı olayına da değinen Milli Eğitim Bakanı Çelik, olayda 6'sı öğrenci 7 kişinin yaşamını yitirdiğini, vefat eden öğrencilerin isimlerinin Başbakan'ın talimatı ile okullara verilerek anılarının yaşatılacağını söyledi. Saldırıda ölen Fen Lisesi öğrencisi Eren Şahin'in bugün kendisinin olmadığını ancak ruhunun salonda olduğunu söyleyen Bakan Çelik, “Farklılıklarımız olabilir ama bir vatan, bir bayrak ve bir devletimiz vardır. Asırlardır birlikte yaşıyoruz. Her şeyi hep birlikte yaşadık. Gökkuşağının renkleri gibi olmalıyız. Bize acı yaşatmak isteyenlere fırsat vermeyelim'' dedi.

VELİLERE UYARI
Diyarbakır'da son 5 yılda 250 milyon YTL'lik eğitim yardımı yaptıklarını söyleyen Çelik, bundan sonra çocuklara öğrenmeyi öğreteceklerini; çocuklara bilgi yüklemeyi değil, bilgiye ulaşmanın yolunu göstereceklerini söyledi. Karneleri iyi olmayan öğrencilere velilerinin nasıl davranması gerektiğini konusunda da bilgi veren Çelik, “Biz çocuklarımızı şartlı sevmeyelim. Zayıfın olursa böyle yaparız demeyelim. Şart ve rezerv konmuş sevgilerden vazgeçelim. Bugün zayıfları olan bir öğrencinin yarın çok başarılı olmayacağını kimse garanti edemez. Başarının karşısında gösterilen abartılı tepkilerden de kaçanmamız gerekir. Saldım çayıra mevlam kayıra mantığı ile okula verdim demekle anne baba olunamaz'' dedi.

KARNEDE SİLİNTİ-KAZINTI DÖNEMİ SONA ERDİ
Milli Eğitim Bakanı Çelik, bu yıl uygulamaya geçtikleri sanal ortamda karne verilmesiyle ilgili olarak, “Artık karnelerde silinti kazıntı dönemi sona ermiştir. Artık zayıfları olan öğrenciler, anne ve babalarını kandıramayacaktır. İngiltere bile e-okul ve sanal ortamda karne dağıtma olayını 2012'de yapacağını açıkladı. Biz onlardan ne kadar ilerde olduğumuzu gösterdik. Artık anne ve babalar internete girerek çocukların bütün durumunu öğrenebileceklir'' diye konuştu.

BOMBA KURBANI EREN'İN KARNESİNİ ANNESİ ALDI
Konuşmalardan sonra Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Fen Lisesi son sınıf öğrencisi olan ve 3 Ocak'ta Diyarbakır'da patlayan bombada yaşamını yitiren Eren Şahin'in karnesi ve taktir belgesini karne törenine katılan annesi Oya Eronat'a verdi. Bakan Çelik, karne ve taktir belgesini, anneden bir anı olarak saklamasını rica etti. Oğlunun karnedeki notlarını inceleyen Oya Eronat'ın gözyaşlarını tutamadığı gözlendi.

Başarılı Öğrenciye Eğitim Bursu...

Öğrenci Değişim Programı’yla Türkiye’de öğrenim gören, Uygur Türk’ü Ertekin Ahmet Can, gösterdiği başarı nedeniyle Çankaya Belediyesi tarafından eğitim bursu alacak.

Eğitim gördüğü, Ankara Gazi Lisesi'nde başarılı bir dönem geçiren Ertekin'e Çankaya Belediyesi, eğitim bursu dahil olmak üzere üniversiteye hazırlık kitapları ve kırtasiye yardımı yapacak.

Çankaya Belediyesi Başkanı Muzaffer Eryılmaz yaptığı açıklamada, kendisini ziyaret eden Ertekin'e bundan sonraki eğitim ve öğretim hayatında belediye olarak yardım etme sözü verdi.

Eryılmaz, “Uygur Türklerinin yaşadığı Çin'de zor şartlarda yaşam mücadelesi verdiğini öğrendiğim Ertekin kardeşimize elimizden gelen yardımı yapacağız” dedi.

Eryılmaz, sömestr nedeniyle ziyaretinde karnesini de beraberinde getiren Ertekin'e, Türkiye'deki eğitim yaşamı boyunca destek olacağını ifade ederek, “İleriki yıllarda ülkemize de yararlı olacağını ümit ettiğimiz Ertekin'e yardım etmenin haklı gururunu yaşıyoruz” dedi.

Genç öğrenciyle hatıra fotoğrafı da çektiren Eryılmaz, Ertekin'in bundan sonraki eğitim hayatını yakından takip edeceğini ve her türlü sıkıntı ve sorunda kendisini ziyaret edebileceğini belirtti.

GATA"dan 5 Yılda 115 Öğrenci Ayrıldı...

GATA'ya yakın kaynaklar, öğrencilerin ayrılmasına gerekçe olarak askeri hekimlerin aldığı düşük ücretlerin neden olduğunu belirttiler.

Gülhane Askeri Tıp Akademesi'nde (GATA) yaprak dökümü yaşanıyor. Askeri hekim olma hayaliyle GATA'ya kayıt yaptıran öğrenciler, mezun olan meslektaşlarının yaşadığı sorunları görünce okulu bitirmeden ayrılmaya başladı.
Son beş yıl içerisinde GATA"ya kayıt yaptıran öğrencilerin 115'inin ayrıldığı öğrenildi. Öğrenciyken evlenmenin yasak olduğu GATA"da, son üç yılda 23 öğrencinin okuldan ayrılma sebebi evlenmeleri.
Son beş yıl içerisinde 75 öğrenci, başarısız olduğu gerekçesiyle GATA'dan ayrılmak zorunda kalmış. Kendi isteğiyle ayrılanların sayısı ise 8. Disipline aykırı tavır ve davranışları nedeniyle ayrılan öğrenci sayısı 6 ve sağlık sorunları nedeniyle ayrıların sayısı 3 olarak tespit edilmiş.

-"BAŞARISIZLIK" VE "EVLENME" AYRILMAYA GEREKÇE-

GATA'ya yakın kaynaklar, öğrencilerin mezun olduktan sonra çekecekleri maddi ve manevi sıkıntılar nedeniyle okuldan ayrılma yoluna gittiğini ve çoğu öğrencinin zorunlu stajlarını yapmadığı için 'başarısız' kabul edilerek okul ile ilişiğinin kesildiğini iddia etti.
Yetkililer, öğrencilerin özellikle son üç yılda ayrıldığına dikkat çekerek, “Sivil doktorların üçte biri maaşa çalışıyoruz. Döner sermayeden para alamıyoruz. Nöbet karşılığı ayrı bir ücret ödemesi de yapılmıyor. En ücra yerlerde, zor koşullarda çalıştığımız halde sivil işçilerden daha düşük ücrete çalışıyoruz. Öğrenciler, mezun olduğu zaman bizim yaşadığımız maddi sıkıntıları yaşayacaklarını bildikleri için mezuniyeti beklemeden sivil okullarda derslerini tamamlayarak mezun olmayı tercih etmeye başladı” değerlendirmesini yaptı.

-6 YILLIK BİNBAŞI HEKİM BİN 600 YTL MAAŞ ALIYOR-

Yetkililer, altı yıllık uzman binbaşı hekimlerin dahi aylık ortalama bin 600 YTL maaş aldığını, bu ücretin dışında herhangi bir döner sermaye ve nöbet parası almadığına dikkat çekti. Yetkililer, “Ayda en az 4 nöbet tutulur. Nöbet sonrası istirahat de yok. Hemen her akşam hasta konsültasyonu için acile gidilir. Sivil uzman hekimler bin 600 YTL maaş ve ortalama 3 bin ile 6 bin YTL arasında değişen döner sermaye katkısı almaktadırlar” değerlendirmesini yaptı.

-İŞTE, ASKERİ HEKİM ADAYLARINI ÜRKÜTEN TABLO-

Yetkililer, askeri hekim adaylarının ayrılmalarının altında yatan gerçekleri de şöyle sıraladılar:
"1- Askeri doktorlar sivildeki doktorlara ve kendi rütbesindeki subaylara göre en düşük maaşı alırlar. Aldıkları maaş rütbelerine göredir. Herhangi bir ekstra tazminatları yoktur. Sivildeki doktorlar gibi döner sermaye nöbet parası gibi performansa dayalı ücret almazlar. Devlet hastanesindeki uzman bir hekim maaş ve döner sermaye ile 5 bin ile 8 bin YTL maaş alırken, aynı rütbedeki askeri pilot uçuş tazminatı ile 3000-4000 YTL, askeri hakim 4bin ile 6 bin YTL, arasında maaş alırken askeri doktorun maaşı bin 600 YTL. Sivil doktor ücreti ile askeri doktor ücreti arasında en az 3 misli fark var.
2- Zorunlu hizmet süresi subay ve astsubaylarda 15 yıldır. Askeri doktorların ihtisas eğitimi hizmetten sayılmadığı için zorunlu hizmet süresi 19-21 yıla çıkıyor.
3- Askeri hekimler 3-5 yılda bir tayin oluyor.
4- Devletin, 8 bin YTL maaş verdiği halde pek çok yere gitmeyen yüzlerce sivil doktorun yerine askeri hekimler çok düşük ücretle gitmek zorunda kalıyor.
5- Kısa süreli görevler nedeniyle muayenehane açamıyorlar. Ayrıca, güvenlik ve daha başka nedenlerle birçok yerde muayenehane açmalarına izin verilmiyor.
6- İstifa etme hakları yok. 21 yıllık mecburi hizmeti bitirmeyen askeri hekimler görevi bırakamıyor
7- Önceki yıllarda ÖSS sınavlarında en yüksek puanla tercih edilen GATA, son yıllarda en düşük puanlı tıp fakülteleri arasına girdi."

Çevreye Duyarlı Öğrenciler

Yenikent Belediyesi, evsel atık yağların toplanması ve biyodizele dönüştürülmesi için proje başlattı. Öğrenciler yazın TEMA Vakfınca kamplara götürülecek.

YENİKENT Belediyesi'nce öğrencilere ve apartman görevlilerine, evsel atık yağın zararları ve toplanıp Biyodizele dönüştürülmesi ile ilgili eğitim semineri verildi. Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticiler Birliği (ALBİYO-BİR) Genel Başkanı Tamer Afacan ve Kimya Mühendisi Nagihan Çakır tarafından verilen seminer, Yenikent Belediyesi Eğitim ve Kültür Salonu'nda yapıldı. Toplantıya, Belediye Başkanı Emin Özer, okul yöneticileri, öğrenciler ve apartman görevlileri katıldı.

SEMİNER VERİMLİ OLACAK

Seminerde konuşan Özer şunları söyledi: "Şehrimizin çocuklarının bilinçlenmesi ve ülke ekonomisine katkıda bulunması için yapılan bu seminerin verimli olacağına inanıyorum. Bu konuda beldemizde yaşayan tüm ailelerin evsel atık yağlarının verilecek kaplarda biriktirerek faydalı hale dönüştürülmesi için gerekeni yapacaklarına inanıyorum. Aksi taktirde lavabolara veya dışarı dökülen atık yağların şehrin alt yapısına ve çevremize büyük zararlar verecektir. Bu konuda belde halkımı bilinçlendiren ALBİYO BİR (Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticiler Birliği) yöneticilerini kutluyorum" dedi.

Başkan Emin Özer'e plaket

ALBİYO-BİR Genel Başkanı Tamer Afacan, Yenikent Belediyesi'nin Türkiye ekonomisine ve çevreye gösterdiği duyarlı davranışından dolayı Belediye Başkanı Emin Özer'e plaket verdi. Afacan, Yenikent Belediyesi'nin yaptığı bu çalışmaları Türkiye'de bir çok büyük illerin dahi yapamadığını belirterek, "Bu misyonu yüklenen ve her konuda büyük atılımlar gerçekleştiren Yenikent Belediyesi'ni ve başkanını kutluyorum" dedi.

Toptan: 'Zorunlu Eğitim 12 Yıl Olmalı'...

TBMM Başkanı Köksal Toptan, "Bütün dünyada olduğu gibi bizde de hala, öğretmen yetiştirme, önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi.

Toptan, Uzun Mehmet Anıtı yanındaki Zonguldak Öğrenmenevi temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Japonya'daki büyük kızının da doğum günü olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladığını, yılda bir gün değil hayatın her anında ve aşamasında saygıyla anılması gereken kadın unsurunun, bir ülkenin çağdaşlaşma yürüyüşündeki önemli kilometre taşlarının yanı sıra göstergelerinden birini teşkil ettiğini söyledi.

Çağa ayak uydurmak ve küresel rekabette geri kalmamak için yapılması gereken çok işlerin olduğuna dikkati çeken Toptan, şunları kaydetti:
"Acımasız küresel rekabette, çocuklarımızın, gençlerimizin başkalarıyla eşit şartlarda yarışabilmelerine yönelik gerekli alt yapıları temin etmemiz şart. Bilgiyi almada ve kullanımda gençlerimizin, çocuklarımızın yetişebilmesi için onları o alanda hazırlayacak öğretmenlerimizin de çok iyi şartlarda çalışmalarının yanı sıra yetişmeleri lazım. Bütün dünyada olduğu gibi bizde de hala öğretmen yetiştirme önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Fazla gibi görünse de aslında öğretmen fazlamız yok. Çünkü, zorunlu eğitimi artık mutlaka 12 yıla çıkarmamız gerekir. Bunun gerçekleşmesi durumunda iş bulamamaktan yakınan öğretmenlerin tümünün istihdam edilmesi söz konusu hale gelecektir."

Eğitim-öğretim süresinin 12 yıla çıkarılmasının yanı sıra 180 gün olan eğitime açık gün sayısının da en az 200-210 güne çıkarılması gerektiğini belirten Köksal Toptan, şunları kaydetti:
"Eğitimcilerimizin bunu tartışmasını istiyorum. Avrupa ortalaması 210, Japonya'da 232 gündür. Öğretmenlerimiz ne kadar gayretli ve yetenekli olursa olsunlar küresel rekabetin bir aktörü olabilmemiz için 180 günlük eğitim-öğretim süresiyle bunu beceremeyiz, çocuklarımızı adeta boğarız. Şimdi olduğu gibi. O nedenle bunun da gündeme alınması, tartışılması ve yavaş yavaş gerçekleştirilmesi gerekir diye düşünmekteyim."

Atatürk Köşesi Kalkacak...


Özel öğretim kurumlarının idari bölümlerinde Atatürk Köşesi, genel müdür odası, psikoloji odası gibi zorunluluklar kalkacak.

Özel öğretim kurumlarının idari bölümlerinde Atatürk Köşesi, genel müdür odası, psikoloji odası gibi zorunluluklar kaldırılırken, okullar dışındaki özel öğretim kurumlarının açılış iznini artık valilikler de verebilecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürülülüğe girdi. Yönetmeliğin yürürlülüğe girmesi ile 23 Haziran 1985 tarihli ve 18790 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği yürürlülükten kalkmış oldu. Eski yönetmeliğin altıncı bölümünde yer alan idari ve diğer bölümlerde yer alan "bölümler" kısmı ise yeni yönetmelikte yer almadı.

Eski yönetmelikte yer alan özel öğretim kurumlarının yönetim bölümlerinde Atatürk köşesi, kurucu veya kurucu temsilcisi odası, genel müdür odası, genel müdür yardımcısı odası, müdür odası, öğretmenler odası, rehberlik servisi odası, psikolog odası, büro hizmetleri odası, arşiv, dosya odası, depo, ambar ve misafir odası olması zorunluluğu yeni yönetmelikte yer almadı.

-DERSHANE AÇILMASI İÇİN VALİLİK İZNİ YETERLİ-
Yürürlülüğe giren yönetmelik kapsamında okullar dışındaki özel öğretim kurumlarına kurum açma izni artık Milli Eğitim Bakanlığı tarafından değil valilikler tarafından verilecek. Artık dershane açmak isteyen kişiler valiliklere başvuracak. Özel okul açmak isteyen tüzel yada gerçek kişiler ise başvurularını Milii Eğitim Bakanlığı'na yapacaklar.

-AZINLIK OKULLARI YÖNETMELİKTE-
Yönetmelikte, daha önceki yönetmelikte 'Lozan Andlaşmasına göre açılan okullar' olarak belirtilen okullara ilk defa 'azınlık okulları' denildi. Rum, Ermeni ve Musevî azınlıklar tarafından kurulmuş, Lozan Antlaşması ile güvence altına alınmış ve kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrencilerin devam ettiği okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim özel okullarını azınlık okulları statüsünde değerlendirilecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yürürlülükten kalkan yönetmelikte yer alan 'Sözleşmede bulunmaması gereken hükümler' kısmı da kaldırıldı. Söz konusu hükümde 'Sözleşmelerde, ilgilinin mecburi veya mecburi olmayan durumlarda sosyal sigorta bağlantı yardımlarından faydalanma imkanlarını kısıtlayıcı, tehlikeye düşürücü, mevzuata aykırı düşecek şekilde özlük haklarını zedeleyecek hükümler bulunamaz' ibaresi yer alıyordu.

Öğretmenin Filesi Dolmuyor...

Türkiye'deki öğretmen, OECD ülkelerine göre çarşı filesini 12 kat daha fazla paraya dolduruyor.

Türkiye'deki bir öğretmen, çarşı filesini doldurmak için OECD ülkelerindeki meslektaşlarına göre maaşından 5 ile 12 kat daha fazla para ayırması gerekiyor.

Türk Eğitim Sen'in araştırmasına göre; içinde ekmek, et, balık, süt, yağ, meyve, sebze, şeker, bal gibi gıda ürünlerinin bulunduğu bir fileyi doldurmak için Almanya'da göreve yeni başlayan bir öğretmen ayda maaşının yüzde 3.4'ünü, 15 yıllık bir öğretmen yüzde 2.6'sını; İngiltere'de göreve yeni başlayan bir öğretmen maaşının yüzde 4.8'ini, 15 yıllık bir öğretmen yüzde 3.3'ünü; Hollanda'da göreve yeni başlayan bir öğretmen maaşının yüzde 4.9'unu, 15 yıllık bir öğretmen maaşının yüzde 3.4'ünü ayırıyor.

Aynı durum Lüksemburg, Norveç, İrlanda, İzlanda ve İsviçre'de de görülüyor. Bir fileyi doldurabilmek için Lüksemburg'da göreve yeni başlayan bir öğretmen ayda maaşının yüzde 6.9'unu, 15 yıllık bir öğretmen maaşının yüzde 3.4'ünü; Norveç'te göreve yeni başlayan bir öğretmen maaşının yüzde 7.2'sini, 15 yıllık bir öğretmen yüzde 5.8'ini; İrlanda'da göreve yeni başlayan bir öğretmen maaşının yüzde 6.2'sini, 15 yıllık bir öğretmen yüzde 3.3'ünü; İsviçre'de göreve yeni başlayan bir öğretmen maaşının yüzde 4'ünü, 15 yıllık bir öğretmen ise yüzde 2.5'ini; İzlanda'a göreve yeni başlayan bir öğretmen maaşının yüzde 6.7'sini, 15 yıllık bir öğretmen yüzde 5.1'ini harcıyor.

OECD ülkelerinin eğitim çalışanları bir fileyi doldurmak için maaşından yüzde 2.5 ile yüzde 7.2 oranında ücret ayırması gerekirken; Türkiye'de durum oldukça farklı. Türkiye'de göreve yeni başlayan bir öğretmenin maaşından ayırmak zorunda olduğu oran yüzde 36, 15 yıllık bir öğretmenin ise yüzde 30. Yani Türkiye'de bir öğretmenin filesini doldurmak için OECD ülkelerine göre, maaşından 5 ile 12 kat daha fazla para ayırması gerekiyor.

Araştırmayla ilgili açıklama yapan Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu araştırma ülkemizde alım gücünün AB ve OECD ülkelerine kıyasla ne denli düşük olduğunu ortaya koymakta. Çalışanlar ne yazık ki filesini doldurabilmek için çarşıda, pazarda ince bir hesap yapmak zorundadır. Maaşının büyük çoğunluğu sadece gıda ve kiraya giden Türk öğretmenler düşük yaşam standartına sahiptir. Kemer sıkan ancak takati kalmayan çalışanlar, artık çözüm beklemektedir. Türk öğretmenler de tıpkı Almanya ya da Hollandalı meslektaşları giib aynı imkanlara sahip olmalıdır."

Erzincan Eğitimde AB'yi de Aşmış...

Türkiye'de bir öğretmene 26 öğrenci düşüyor. Erzincan'da ise bu oranın 1 öğretmene 17 öğrenci şeklinde olduğu belirlendi.

Ankara Ticaret Odası'nın (ATO), Milli Eğitim Bakanlığı ve Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) verilerinden yararlanarak hazırladığı 'Türkiye'nin Eğitim Karnesi' raporu yayınlandı. Rapora göre, 2006-2007 döneminde öğrenci sayısı 14 milyona ulaştı. Bu rakamın, 18 Avrupa Birliği üyesi ülkenin nüfusundan daha fazla olduğu belirlenirken, Erzincan'da eğitim öğrenim gören öğrenci sayısının 42 bin 351 olduğu öğrenildi.

Avrupa Birliği'nde öğrenci sayısının en fazla olduğu İngiltere'de, ilkokullarda öğretmen başına yaklaşık 21 öğrenci düşüyor. Öğrenci sayısının yüksek olduğu diğer iki ülke olan Almanya ve Fransa'da yaklaşık 19 öğrenciye bir öğretmen eğitim verirken, Türkiye'de bir öğretmene 26 öğrenci düşüyor. Türkiye, bu sayıyla AB ülkelerinin tamamından yüksek bir orana sahip iken, Erzincan Avrupa Birliği ortalamasının altında bir rakamı tutturdu. Erzincan'da 42 bin 351 öğrenciye karşılık, 2 bin 426 öğretmen görev yaparken, öğretmen başına 17 öğrenci düşüyor. Bu da eğitimde Erzincan'ın iyi bir noktada olduğunu gösteriyor.

Türkiye'de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, bölgelere ve illere göre farklılıklar gösteriyor. Öğretmen başına öğrenci sayısının en fazla olduğu iller, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alıyor. Şırnak'ta öğretmen başına 57 öğrenci düşerken, Ağrı'da 48 öğrenci, Şanlıurfa'da 43 öğrenci, Mardin'de 39 öğrenci düşüyor. Batı illerinde bu rakam 20'lere kadar iniyor. Burdur, Bartın, Sinop ve Erzincan'da öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ise 17'de kaldı.

Erzincan'da 36 lise, 176 ilköğretim okulu, 119 okul öncesi eğitim kurumu faaliyet gösteriyor. 176 ilköğretim okulundan 2006-2007 yılında 4 bin 386 öğrenci mezun olurken, bunlardan 3 bin 386'sı liseye geçiş yaptı.

Eroinman Arılarla Öğrenci Avı...

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, çok tartışılacak bir proje icat etti. 2.5 aydır arılar eroinman ve kokainman yapılıyor. Sonra öğrenci avı başlayacak.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, arılar üzerinde bir çalışma yaptıklarını, uyuşturucu verilen arılarla öğrencilerin uyuşturucu kullanıp kullanmadıklarını belirleyeceklerini söyledi. Uzmanlar ise projeyi ciddi bulmadı.

ATA Özer, dün düzenlediği sohbet toplantısında, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün çalışmaları ve projeleri hakkında bilgi verdi. Okullarda uyuşturucu madde kullanımına ilişkin görüşlerini aktaran Ata Özer, bir projesi olduğunu söyledi. 2,5 aydır bu proje üzerinde çalışıldığını belirten Özer, şunları söyledi:

"Dünyada uygulanmamış bir proje ama başaracağız. Projeye 'tamam' dediğimizde okullarda uyuşturucu büyük ölçüde geri planda kalacak. Çalışma arılar üzerinde yapılıyor. Bunun sebebi, arı, insan üzerinde tek gezmeyen ve konmayan canlı. Sokar ve kaçar. Çalışmalar kapsamında arılara çeşitli uyuşturucu maddeler veriliyor. Bu çalışmalarda başarı sağlanırsa arılar bundan sonra insana konacak. Bende onun aradığı varsa konacak. O kişide uyuşturucu olduğunu anlayacağım. Projeyi uzmanlara danıştıktan sonra kamuoyuyla paylaşıp hayata geçireceğim."

Öğrencinin psikolojisini bozar

Prof. Dr. Arif Verimli (Yeditepe Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi): Sınırın aşıldığı kanaatindeyim. Ayrıca insan hakları kavramı da çok önemli. Arılardan korkanlar olabilir. Bu uygulama öğrencilerin psikolojisini bozabilir. Bu uygulamayı tuhaf buluyorum.

Derya Ulaşoğlu (Ziraat Yüksek Mühendisi): Arıların insanlar üzerinde çok ciddi etkileri olabilir. Alerjisi olan birisi arı tarafından sokulursa, ölümüne neden olabilecek bir uygulama. İlkel ve çağdışı buluyorum.

Armağan Samancı (Psikiyatr): Daha önce denenmiş bir yöntem değil. Kendini ispatlayacak bir yönteme de benzemiyor.