30 Haziran 2008 Pazartesi

"Kayıt Parası" Çilesi Başlıyor...

Okullara kayıt dönemlerinde hortlayan "kayıt parası' çilesi Türkiye'nin her yanında sürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na hergün şikayet yağıyor...

Milli Eğitim Bakanlığı'na okullardan kayıt parası istendiğine dair her gün onlarca şikayet geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullara kayıt yaptırmanın bedeli ise 50 YTL'den başlayıp 10 bin YTL'nin üzerine çıkıyor. İşin en ilgi çekici yanı ise bazı veliler çocuklarını "bazı önemli okullara" kayıt ettirebilmek için bu meblağları kendileri öneriyor.

Okullara kayıtlar elektronik ortamda alınmaya başlanmasına karşın, e-kayıt'ların yapılması için velilerin okullara gitmesi gerekiyor. e-kayıtların da okullara gidilerek yapılması nedeniyle de bitirilmesi amaçlanan "kayıt parası' ise son bulmuyor. Milli Eğitim Bakanlığı bilgi edinme sistemine ise her gün onlarca veli, kayıt parası nedeniyle şikayette bulunuyor. Şikayetler, velilerin çocuklarını ana sınıflara bile kaydettirirken kayıt parası ödediği, kayıt parasının ise 50 YTL'den başlayıp 10 bin YTL'lerin üzerine çıktığını gözler önüne serdi.

MEB'E HER GÜN ONLARCA ŞİKAYET GELİYOR

Milli Eğitim Bakanlığı'na gelen şikayetlerde de kayıt parası çilesi kendini gösteriyor. MEB'e yapılan 360091 sayılı başvuruda, bir veli, çocuğunu Ankara'da bulunan Etimesgut Mahir Başer İlköğretim Okulu'na kaydettireceğini, okul yönetiminin ise kendisinde 2 taksit halinde 270 YTL istediğini belirtiyor. Okul yönetimi, veliye 30 Temmuz'a kadar ödemenin yapılmasını yoksa kayıt yapmayacaklarını söylüyor. Söz konusu öğrenci velisi, başvurusunda, "Bu işi prosedürü nedir, para yatırmam gerekiyor mu, ön kayıt alıp kayıtları doldurabilirler mi?" sorularını soruyor.

MEB'e yapılan 30022 sayılı bir başka başvuruda ise veli, asgari ücretle çalışan bir işçi olduğunu, 5 yaşındaki oğlunu okulöncesi eğitime kayıt ettirmek için kendisinden 300 YTL istendiğini belirtiyor. Veli, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e seslenerek, "Şimdi sorarım size, bu ülkede parası olmayan okuyamayacak mı?" diyor.

KAYIT PARASINDA PAZARLIK

MEB'e gelen 359458 sayılı şikayette de İstanbul'da Gaziosmanpaşa Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu yönetiminin okul aile birliğine bağış yapılmasını zorunlu tuttuğunu kaydederek, yönetimin kayıt parası için kendileri ile pazarlık yaptığını kaydetti. Söz konusu şikayetçi, Bakan Çelik'e seslenerek, "Memlekette asgari ücretle yaşamaya çalışan insanlar var. Şikayet edilince, "biz zorla almıyoruz isteyen bağış yapabilir' gibi kıvırma durumlarına giriyorlar" diyor.

Şikayetlerden 359298 sayılı şikayette de ilginç bir pazarlık söz konusu. Veli, kızını İstanbul'un Üsküdar semtinden bulunan Fuat Baymur İlköğretim Okulu'nda ana sınıfa kayıt yaptırmak için gittiğini belirtiyor. Şikayetçi veli, "Başvurduğumda, sabahçı olmasını isterseniz 250 YTL, öğlenci olmasını isterseniz 500 YTL bağış yapmanız gerekiyor diye bir cevap aldık. Aksi takdirde kaydımızı yapmayacaklarını söylüyorlar" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı bilgi edinme sistemine bu tür birçok şikayet gelirken, Ankara ve İstanbul'da bazı okullarda kayıt paralarının 10 bin YTL'lere ulaştığı, bası velilerin bu miktarları kendilerinin önererek ödediği de belirtiliyor. MEB'e yapılan başvurularda velilerin çoğunluğu, bu kayıt parasının yasal olup olmadığını ve söz konusu parayı ödeyip ödememeleri gerektiğini soruyorlar.

YASALARA GÖRE EĞİTİM PARASIZ

Eğitimle ilgili olarak yasalar ve uluslararası yasalara ve sözleşmeler ise şöyle diyor:

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre: "Taraf Devletler... İlköğretimi herkes için zorunlu ve parasız hale getirirler." (madde 28)

Anayasa'nın ilgili hükmüne göre: "İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır." (madde 42)

İlköğretim ve Eğitim Kanunu'na göre: "İlköğretim, ilköğretim kurumlarında verilir. Öğrenim çağında bulunan kız ve erkek çocuklar için mecburi, Devlet okullarında parasızdır." (madde 2)

"Dershaneler Türk Eğitiminin Oksijeni"

Başbakan Erdoğan’ın dershanelerle ilgili söylediği sözleri üzerine dershaneciler savunmaya geçti: “Dershaneler Türk Eğitimine her zaman oksijen olmuş ve olmaya da devam edecektir”

Pİ ve Anafen dershaneleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dershanelerle ilgili söylediği sözlere dikkat çekerek, “Dershaneler Türk Eğitimine her zaman oksijen olmuş ve olmaya da devam edecektir” açıklamasında bulundular.

Özellikle son haftalarda dershanelerin kapatılıp kapatılmayacağı yönündeki tartışmaların artması ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın “dershaneler garabettir” açıklaması sonrasında iki dershane güç birliği yapacağını açıkladı. Pİ Eğitim ve Öğretim Kurumları' Pİ Dershaneleri ile Özel Ankara Ana Fen Dershanesi her konuda birleşerek güç birliği yapacaklarını bildirdi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim görevlisi ve ANA Fen Dershanesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nuri Akay, verdikleri kaliteli masa başı eğitimlerin kalitelerini daha da arttıracağını bildirdi.

Akay, dershanelerin kapatılması gibi bir durumun olamayacağını söyledi. Akay, dershanelerin eğitim kurumu olduğuna vurgulayarak, “Dershaneler Türk eğitimine her zaman oksijen olmuş ve olmaya da devam edecektir. Aydınlığın yolu, ancak kaliteli eğitim ve öğretimlerle açılır” dedi.

Öğretmenler Tatili Evinde Geçiriyor...

Türk Eğitim-Sen’in yaptığı ankete göre, öğretmenlerin büyük çoğunluğu yaz tatillerini evinde ya da memleketinde geçirecek.

Ankete göre öğretmenlerin sadece yüzde 16'sı tatil yörelerinde tatil yapacak. Öğretmenler büyük çoğunluğu tatil için 300 ile 500 YTL arasında bütçe ayırabilirken, bu ana kadar hiç tatile gitmeyen öğretmenlerin oranı ise yüzde 43.4'ü buluyor.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Eğitimcilerin Tatil Eğilimi” konulu yapılan anketin sonuçlarını açıkladı. Türkiye genelinde 2 bin 123 eğitim çalışanının katıldığı ankete göre, öğretmenler tatillerini evinde geçirecek. Ankete göre eğitim çalışanlarının yüzde 41.8'i tatilini evde, yüzde 42.1'i ise memlekette geçirecek. Öğretmenlerin yüzde 16'sı ise tatilini tatil yörelerinde geçirecek. Buna karşın öğretmenler, bir haftalık tatil için ise kısıtlı bir bütçe ayırabiliyor. Ankete göre, öğretmenlerin yüzde 65.7'si 300-500 YTL arasında, yüzde 11.3'ü 800- bin YTL arasında, yüzde 10.7'si 500-800 YTL arasında, yüzde 6.7'si ise bin – bin 500 YTL arasında tatil bütçesi ayırdı. Ankete göre eğitim çalışanları arasında tatile bin 500 - 2 bin YTL arasında bütçe ayıranların oranı yüzde 3.5'i bulurken, yüzde 2'si ise 2 bin YTL'den daha fazla bütçe ayırdığını açıkladı

OTELDE ARANAN ÖZELLİK “UCUZLUK”

Ankete göre öğretmenler, tatil masraflarını ise genelde kredi kartına taksit yaptırarak finanse ediyor. Eğitimcilerin yüzde 50.7'si tatil masraflarını kredi kartına taksit yaptırarak, yüzde 34.9'u biriktirdiği parayı harcayarak, yüzde 8.7'si ise borç alarak ödüyor. Ankete göre öğretmenlerin tatillerini tatil yöresinde geçirmeleri halinde, otellerde ilk aradığı özellik ise ekonomik olması. Öğretmenlerin yüzde 67.6'sı otelin ekonomik olmasını isterken, yüzde 13.9'u otelin hizmet ve kalitesinin, yüzde 10.5'i temiz, bakımlı olmasının, yüzde 5.2'si konfor ve rahatlığının ön planda olduğunu belirtiyor.

ÖĞRETMENLER TATİLDE EK İŞ YAPIYOR

Ankete göre öğretmenlerin yüzde 43.4'ü bu ana kadar hiç tatil yapmazken, yüzde 23'ü ise sadece bir kere tatil yaptığını açıkladı. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 80.5'i düzenli olarak tatil yapamadığını belirtti. Ayrıca öğretmenlerin yüzde 29.5'i tatili ihtiyaç olarak görmezken, bu öğretmenlerin yüzde 71.7'si tatil bütçesini çocuklarının okul masrafları için harcadığını kaydetti. Ankete göre öğretmenlerin yüzde 34'ü ise okullar tatil olduğunda ek iş yapıyor.

KONCUK: “ÖĞRETMENLER, SEFALET ZAMLARIYLA AYAKTA DURUYOR”

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, öğretmenlerin 1 Temmuz itibariyle yaz tatiline çıkacağını belirtirken, eğitimcilerin bu süreyi tatil amaçlı değerlendiremeyeceğini söyledi. Öğretmenlerin ekonomik sorunlardan dolayı yaz tatilini doyasıya yaşayamadığını ifade eden Koncuk, “Eğitimcilerin bir kısmı tatili evinde ya da memleketinde geçirecek, bir kısmı ise tatilde de ek iş yapacaktır. Yüklü tatil masrafı ile baş edemeyen eğitimciler, çocuklarını da tatilden mecburi olarak mahrum bırakmaktadır. Ülkemizde her kesim gibi giderek yoksullaşan eğitim çalışanları, sefalet zamlarıyla ayakta durmaya çalışmaktadır. Bu noktada yapılması gereken, hükümetin maaşlara iyileştirme yapmasıdır. Aksi taktirde bu ülkenin mihenk taşı sayılan eğitimciler, günden güne eriyecek ve mutsuz, huzursuz, geleceğe güvenle bakamayan eğitim ordusu oluşacaktır” dedi.

27 Haziran 2008 Cuma

ÖZEL MUZAFFER ANCIN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRENCİLERİ LONDRA YOLCUSU

Aydın Özel Muzaffer Ancın İlköğretim Okulu'nun Öğrencilerini Yaz Tatillerinde Yurt Dışına Götürmesi Artık Geleneksel Hale Geldi. 4 Yıldır Yapılan Organizasyonlarla Sömestr ve Yaz Tatillerini Yurt Dışında Geçiren Öğrenciler Bu Yılda İngiltere'nin Başkenti Londra'da Hem Tatil Yapacak Hem de İngilizcelerini Geliştirecek.



Aydın Özel Muzaffer Ancın İlköğretim Okulu'nun öğrencilerini yaz tatillerinde yurt dışına götürmesi artık geleneksel hale geldi. 4 yıldır yapılan organizasyonlarla sömestr ve yaz tatillerini yurt dışında geçiren öğrenciler bu yılda İngiltere'nin Başkenti Londra'da hem tatil yapacak hem de İngilizcelerini geliştirecek.
Tatilin daha verimli geçmesi amacıyla bu tür organizasyonları düzenlediklerini belirten okul idaresi öğrencilerin yurt dışında kendi yaşıtlarından oluşan ve değişik ülkelerden gelen öğrencilerle oluşturulan karma sınıflarda İngiliz ya da Amerikan öğretmenlerce verilen dersler sayesinde İngilizce'yi kaynağından öğrendiğini belirtti. Ayrıca öğrencilerin dersten arta kalan zamanlarda gidilen ülkeyi gezerek tarihi ve turistik mekanları ziyaret ederek kültürlerinin geliştiği bildirildi.


Globalleşen dünyada İngilizce'nin her kapıyı açan bir anahtar rolüne sahip olduğunu, bu yüzden de öğrencilerin İngilizce'yi bir ders olarak görmediklerini belirten Aydın Özel Muzaffer Ancın İlköğretim Okulu Müdürü Bülent Alkın, "Bu sebeple dili bizzat yaşayarak öğrenmek için bu tür fırsatların her zaman değerlendiriyoruz. Eğitim amaçlı yurt dışı gezileri okulumuzda geleneksel hale geldi. Daha önceki yıllarda değişik Avrupa ülkelerini gitmiştik. Bu yıl da İngiltere'ye gidiyoruz. Londra'da bulunan Kingstreet College ile yaptığımız anlaşma sonucu öğrencilerimiz bu okula gidecek. Yıl boyunca sınavlara hazırlanmak için yoğun bir şekilde ders çalışan öğrencilerimiz İngilizce'lerini ilerletmenin yanında Londra'daki tarihi ve turistik yerleri gezerek dolu dolu bir tatil geçirme imkanına sahip olacaklar" dedi.

Okullarda Rekabetle Tasarruf...

Milli Eğitim Bakanlığı, okullardaki enerji kullanımında israfı önlemek, öğrencilerin enerji verimliliği bilincini geliştirmek için okullar arasında rekabet ortamı oluşturacak.

Milli Eğitim Bakanlığı, okullardaki enerji kullanımında israfı önlemek, öğrencilerin enerji verimliliği bilincini geliştirmek için okullara arasında rekabet ortamı oluşturacak olan “Geleceğe Enerjin Kalsın” projesini hayata geçiriyor. Projeye katılan okullar arasında değerlendirme yapılarak, okullara “Geleceğe Enerjin Kalsın” sertifikası verilecek.

ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim Bakanlığı, okullardaki enerji kullanımında israfı önlemek, öğrencilerin enerji verimliliği bilincini geliştirmek için okullara arasında rekabet ortamı oluşturacak olan “Geleceğe Enerjin Kalsın” projesini hayata geçiriyor. Projeye katılan okullar arasında değerlendirme yapılarak, okullara “Geleceğe Enerjin Kalsın” sertifikası verilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı, son dönemde okullardaki enerji verimliliğini artırma çalışmalarına yenisini ekledi. 2008 yılı başında okullardaki ampullerin “verimli” ampullerle değiştirilmesine başlayan MEB, Haziran ayı itibariyle de “Geleceğe Enerjin Kalsın” projesini başlatıyor. 30 Haziran 2010 yılına kadar sürdürülecek proje ile okullardaki enerji israfı önlenecek, öğrencilere enerji verimliliği bilinci verilecek.
Proje'ye Haziran ayı sonunda başlanırken, ilk olarak okul müdürleri projeyle ilgili bilgilendirilecek ve projeye katılımları teşvik edilecek. Ağustos- Eylül ayları arasında ise il milli eğitim müdürlükleri bünyesinde değerlendirme komisyonları oluşturulacak. Okulların projeye başvuruları ise 1-28 Şubat 2009 tarihlerinde yapılacak. Daha sonra değerlendirme komisyonları raporları hazırlayacak ve 100 puan üzerinden 90 ve üzeri puan alan okullara ödül verilmesi için il milli eğitim müdürlüklerine bildirecek. “Geleceğe Enerjin Kalsın” bayrağı ve sertifikası ile ödüllendirilen okullara ödülleri gönderilecek.
Ödüllendirmelerden sonra ise “Geleceğe Enerjin Kalsın İl Değerlendirme Raporu” 6 aylık dönemlerle Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderilerek, okullardaki enerji verimliliği gelişimi raporu çıkartılacak.

Milli Eğitim Bakanlığı, okullardaki enerji kullanımında israfı önlemek, öğrencilerin enerji verimliliği bilincini geliştirmek için okullar arasında rekabet ortamı oluşturacak.

Kaynak:Mynet

26 Haziran 2008 Perşembe

BAŞARILI OKUL AİLE BİRLİĞİ ÜYELERİNE TEŞEKKÜR BELGESİ

Koçarlı 80. Yıl Cumhuriyet Anaokulu Okul Aile Birliği Başkanı Dilek Özen ve Özlem Altıntaş Yaptıkları Başarılı Çalışmalardan Dolayı İlçe Kaymakamlığı Tarafından Ödüllendirildi. Okul Aile Birliği Üyelerine Ödül ve Plaketlerini Veren İlçe Kaymakam Suat Dervişoğlu, Okul Aile Birliği Üyelerine Eğitime Verdikleri Katkılarından Dolayı Teşekkür Etti.



Koçarlı 80. yıl Cumhuriyet Anaokulu Okul Aile Birliği Başkanı Dilek Özen ve Özlem Altıntaş yaptıkları başarılı çalışmalardan dolayı İlçe Kaymakamlığı tarafından ödüllendirildi. Okul Aile Birliği üyelerine ödül ve plaketlerini veren İlçe Kaymakam Suat Dervişoğlu, okul aile birliği üyelerine eğitime verdikleri katkılarından dolayı teşekkür etti.
Kaymakamlık makamında gerçekleşen ödül töreninde konuşan İlçe Kaymakam Suat Dervişoğlu, "Bu bir gönül işidir. Özellikle bayanların bu tür sosyal faaliyetler ile eğitime yönelik faaliyetlerde ön plana çıkması bize gurur veriyor. Koçarlıda gerçekten okumayı seven bir halkımız var. Bu gün hala kütüphaneye köylerden gelip kitap alıp okuyan kız çocukları ve gençler var. Bu son derece sevindirici" dedi.

Okul öncesi eğitimin önemine dikkat çeken Dervişoğlu, "Çocuklarımızın öğrenmesinin en yoğun olduğu, zihinsel yeteneklerinin en hızlı geliştiği, ileriki yaşlardaki öğrenme yetenekleri ve gelecekteki başarıları üzerinde önemli etkilerinin olduğu, zeka gelişiminin yüzde 60 oranında tamamlandığı 0-6 yaş dönemi en çok dikkat edilmesi gereken dönemdir" diye konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından Koçarlı 80. yıl Cumhuriyet Anaokulu Okul Aile Birliği Başkanı Dilek Özen ve Özlem Altıntaş ödül ve teşekkür plaketlerini İlçe Kaymakamı Suat Dervişoğlu'nun elinden aldı.

Aynı Adrese İki KPSS Giriş Belgesi...

ÖSYM, daha önce Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS)'nda yaşanan hatayı bu kez Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) öncesinde yaptı.

İki ayrı memur adayının KPSS Giriş ve Kimlik Belgesi, aynı zarfın içinde postalandı. Adapazarı merkezde oturan Hüseyin Atasoy, kendi zarfından çıkan Esra Kösa'ya ait sınav giriş belgesini, Akyazı ilçesine ulaştırarak, memur adayının mağdur olmasını engelledi. 28-29 Haziran'da yapılacak olan ve memur adaylarının büyük bir heyecanla beklediği sınav belgeleri ÖSYM tarafından adreslere postalandı. Ancak postalama işlemi sırasında ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Adapazarı'nın Akyazı ilçesinde oturan Esra Kösa'nın belgesi, bir başka zarfın içinde formda yer almayan Adapazarı merkezine gönderildi. Kösa'nın belgesi Hüseyin Atasoy'un zarfından çıktı. Duyarlı vatandaş, zarfı alır almaz belgeyi sahibine ulaştırmak için hemen harekete geçti. Atasoy, "Adayın mağdur olmaması için hemen internetten bir araştırma yaptım. İlçede soyadları tutan birkaç kişinin telefonuna ulaştım. Sonunda tanıdıkların yardımıyla Esra Kösa'ya ulaşarak formunu teslim ettim." dedi. Esra Kösa, belgesinin eline geç de olsa ulaşmasından mutluluk duyduğunu söyledi. Kösa, "Belgemin geciktiğinin farkındaydım. Ama gelir düşüncesi taşıyordum. Başka bir adayın zarfı içine konulduğunu öğrendiğimde şaşırdım. Bu sınava mutlaka girmeyi istiyordum. En azından duyarlı bir insanın zarfına denk gelmiş. Sağ olsun bana ulaştırdı. Bu güzel davranışını hiç unutmayacağım." diye konuştu. ÖSYM, ÖSS öncesi de Trabzon'da oturan öğrencinin sınav giriş belgesini başka bir zarfın içerisinde Tunceli'ye göndermişti.

Eski Rektöre 9 Yıl Hapis Cezası...

Eski Niğde Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferhat Ecer, zimmetine para geçirdiği iddiasıyla yargılandığı davada 9 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Ecer'in rektörlük yaptığı dönemde maaş promosyonu olarak bankadan aldığı parayı zimmetine geçirdiği iddiasıyla Niğde Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı dava sonuçlandı.

Mahkeme heyeti, eski Rektör Ferhat Ecer'e 9 yıl 2 ay hapis cezası verdi. Ecer'in avukatlarının cezaya itiraz ettikleri ve temyize başvuracakları öğrenildi.

Prof. Dr. Ferhat Ecer hakkında, rektörlük görevini yürütürken bir banka ile personel maaş sözleşmesi imzaladığı ve bankadan aldığı 135 bin YTL'yi zimmetine geçirdiği iddiasıyla yaklaşık 2 yıl önce soruşturma açılmıştı.

Niğde Sulh Ceza Mahkemesinde görülen davada tutuklanan ve yaklaşık 4 ay cezaevinde kalan Ecer, kefaletle serbest bırakılmıştı. Daha sonra dava, Niğde Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.

Aralık 2004'te rektörlük görevinden istifa eden Ecer hakkında, 2006 yılında dava açılmış, YÖK Disiplin Kurulu, Ecer'e kamu görevinden çıkarma cezası vermişti.

Yükseköğretimde 300 Milyar Dolarlık Ciro...

İslam kökenli öğrencilerin Anglo Sakson ülkelerde artık okuyamadığını belirten Prof. Dr. Büyükuslu, “Biz bu gelişmenin farkındayız, ama..."

İslam kökenli öğrencilerin Anglo Sakson ülkelerde artık okuyamadığını belirten Prof. Dr. Büyükuslu, “Biz bu gelişmenin farkındayız, ama Türkiye bu önemli durumu analiz edemedi” dedi

Lefke Avrupa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Rıza Büyükuslu, dünyada yükseköğretimde ciddi bir küreselleşme yaşandığını belirterek, 11 Eylül sonrasında hareketliliğin yön değiştirdiğini söyledi. Prof. Dr. Büyükuslu, “11 Eylül öncesinde öğrenci hareketliliği daha çok Amerikan ve İngiliz üniversitelerine yönelikti. Ama şimdi bu durum değişti. Türkiye değişen bu durumu dikkate alıp değerlendirmelidir” dedi.

Amerika'daki ikiz kulelere yapılan saldırıdan sonra, Anglo Sakson ülkelerde iki önemli hata yapıldığını ifade eden Rektör Büyükuslu, “Birincisi, terör olayından sonra Anglo Sakson ülkeleri göçmen politikalarını değiştirdiler. Özelikle Müslüman ülkelerden öğrenci gelişine bir takım tedbirlerle sınır koydular. İkinci büyük hata olarak da, öğrenci harçlarını, eğitim ücretlerini çok artırdılar” şeklinde konuştu.

TERÖRİST MUAMELESİ

Bu aşamada vize alıp Anglo Sakson ülkelerdeki üniversitelere gidebilme imkanı bulan 3.dünya ve Müslüman ülke öğrencilerinin bu defa de terörist muamelesi gördüğünü belirten Prof. Büyükuslu, şöyle konuştu:

“Biz KKTC üniversiteleri olarak bu durumun çabuk farkına vardık. Biz bir devlet üniversitesi olarak dedik ki, 'Bu ada üniversite adası olmalıdır.' Öyle de oldu. Bugün 220 bin nüfuslu KKTC'de 43 bin öğrenci var. Bu 43 bin öğrencinin 6 bine yakını da, Anglo Sakson ülkelerinin bir şekilde dışladığı İslam coğrafyası öğrencilerinden oluşuyor.”

Bu durumun 70 milyonluk Türkiye'nin çok üzerinde bir performans olduğunu da ifade eden Lefke Avrupa Üniversitesi Rektörü Prof. Büyükuslu, “Türkiye, yükseköğretimde küreselleşmeyi analiz edip, masaya yatırıp uygulamaya geçememişir. Yükseköğretimdeki küreselleşmeyi yakalayamamıştır” dedi.

130 MİLYON ÖĞRENCİ

Dünyada şu anda yükseköğretimde 130 milyondan fazla öğrenci olduğunu da belirten Rektör Prof. Dr. Büyükuslu, bu konuda şu önemli bilgileri verdi: “Dünyada şu anda yükseköğretimde 300 milyar dolarlık bir ciro sözkonusu. Bu cironun yaklaşık olarak yüzde 60'ını Anglo Sakson ülkeleri alıyor. Yükseköğretimdeki 130 milyon öğrencinin 2 milyon 700 bini ise hareketli. Yani kendi ülkesi dışında okuyan öğrencilerden oluşuyor. UNESCO bu rakamın 2020 yılında 7 milyona yaklaşacağını öngörüyor.”

24 Haziran 2008 Salı

Mülakat 'Akdeniz'le Başlıyor...

21 üniversitede rektörlük seçimleri sona erdi, sıra adayların mülakatına geldi. Teziç döneminde başlayan mülakat geleneği sürüyor.

Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç döneminde başlatılan rektör mülakatı, Yusuf Ziya Özcan döneminde de devam ettiriliyor. Buna göre YÖK, 21 üniversitenin 6'şardan 126 rektör adayını 6 gün boyunca mülakata alacak. İlk mülakat yarın yapılacak.

YÖK'ün 'tanışma toplantısı' dediği görüşmede rektör adayları kendilerini tanıtıp üniversiteleriyle ilgili projelerini anlatacak. Her adaya 15-20 dakika süre verilmesinin düşünüldüğü mülakatta, ikinci dönem rektör olmak isteyenler de yeni hedeflerini YÖK üyelerine anlatacak. Adaylara genel anlamda, "Rektör adayı olduğunuz üniversitenin başlıca sorunları sizce nelerdir? Bu sorunlar için öngördüğünüz çözüm önerileri nelerdir ve tasarladığınız yeni projeler varsa nelerdir?" türü sorular yöneltilecek.

Harf sırasına göre üniversitelerin rektör adayları YÖK'e davet edilirken, Akdeniz Üniversitesi'nin ilk sırada yer alması ilginç bir görüntü oluşturacak. Bu yıl Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı (ÜAK) da yapan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın, görev süresi boyunca YÖK'e karşı aktif muhalefet sergilemiş, hatta YÖK Başkanı'nı istifaya çağırmıştı. Şimdi ise Akaydın, ikinci dönem de rektör olmak için YÖK üyelerinin mülakatından geçecek. Akdeniz Üniversitesi rektör adaylarının mülakatı 9.00'da başlayacak ve iki saat sürecek.

Aday sayısının çok fazla olması üzerine farklı bir takvim belirleyen YÖK, 25-26 Haziran, 2-3 Temmuz ve 7-8 Temmuz tarihlerinde yapacağı 3 ayrı ve 6 günlük toplantıda rektör adaylarını dinleyecek. 25 Haziran'da Akdeniz, Ankara ve Atatürk, 26 Haziran'da Boğaziçi, Cumhuriyet, Çukurova ve Dicle, 2 Temmuz'da Dokuz Eylül, Ege ve Erciyes, 3 Temmuz'da Fırat, Gazi, Gaziantep ve İnönü, 8 Temmuz'da İstanbul Teknik, Karadeniz Teknik ve 19 Mayıs, 9 Temmuz'da ise ODTÜ, Trakya, Uludağ ve Yıldız Teknik üniversitelerinin rektör adayları YÖK'te olacak.

YÖK, 21 ve 22 Temmuz tarihlerinde de her üniversite için aday sayısını 6'dan 3'e düşürecek. 19 kişilik YÖK Genel Kurulu, 3'e indireceği rektör adaylarını gizli oyla seçecek. YÖK, üniversitelerdeki seçim sonuçlarına göre kendi listesini oluşturabileceği gibi, 1 oy alanı bile 3 kişilik listesine alabiliyor. Ancak genel anlamda YÖK'ün rektör adaylarının öğretim üyelerinin üniversitelerde aldığı oya uyması bekleniyor. 3 adaydan birini rektör olarak atayacak Cumhurbaşkanı'nın da en fazla oyu alanı seçme zorunluluğu bulunmuyor. Ancak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de 21 üniversitenin önemli bir kısmına en fazla oyu alan rektörü ataması bekleniyor.

20 Haziran 2008 Cuma

YDS Pazar Günü Yapılıyor...

Üniversitelerin yabancı dil bölümlerinde okumak isteyen 43 bin 50 adayın katılacağı Yabancı Dil Sınavı (YDS) Pazar günü yapılıyor.

Üniversite'nin yabancı dil bölümlerinde okumak isteyen ve ÖSS'ye giren toplam 43 bin 50 adayın gireceği YDS Pazar günü yapılıyor. Sınav, üniversite rektörlüklerinin bulunduğu tüm illerde gerçekleştirilirken, saat 09.30'da başlayacak ve 150 dakika sürecek. Almanca, Fransızca ve İngilizce dillerinde yapılacak sınavda adaylara kelime ve dil bilgisi, Türkçe'den yabancı dile, yabancı dilden Türkçe'ye çeviri ve okuduğunu anlama ile ilgili sorular yer alacak. Adaylar, sınava gelirken yanlarında mutlaka sınava giriş ve kimlik belgeleri ile fotoğraflı ve onaylı bir başka kimlik belgelerini bulunduracaklar.
YDS sonuçları, ÖSS ile birlikte 15-17 Temmuz tarihleri arasında açıklanacak.

İlk SBS'ye 2 Milyon Başvuru...

İlköğretim 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin gireceği SBS, yarın ve Pazar günü yapılıyor. Bu yıl ilk defa gerçekleştirilecek olan SBS’ye 1 milyon 982 bin 347 aday girecek.

İlköğretim 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin gireceği SBS, 6. sınıflar için yarın, 7. sınıflar için ise Pazar günü yapılacak. Bu yıl ilk defa gerçekleştirilecek olan SBS'ye 1 milyon 982 bin 347 aday girecek. Saat 10.00'da başlayacak olan SBS'de 6. sınıf öğrencileri 80 soruyu 90 dakikada, 7. sınıf öğrencileri ise 90 soruyu 100 dakikada yanıtlayacak.
OKS'nin yerine getirilen ve bu yıl ilk defa uygulanacak olan SBS, 544 merkezde toplam 6 bin 771 bina, 114 bin 692 salonda yapılacak. İlköğretim 6. sınıf öğrencilerinin yarın, ilköğretim 7. sınıf öğrencilerinin Pazar günü gireceği sınavlar saat 10.00'da başlayacak. Öğrencilere Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler, Yabancı Dil derslerinden sorular yöneltilecek. 6. sınıf öğrencileri yöneltilecek 80 soruyu 90 dakikada, 7. sınıf öğrencileri ise 90 soruyu 100 dakikada yanıtlayacak. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi okumayan öğrenciler için alternatif sosyal bilgiler sorusu yöneltilecek.
Sınava, ilköğretim 6. sınıf öğrencilerinden toplam 991 bin 573 aday, ilköğretim 7'nci sınıf öğrencilerinden ise 990 bin 774 aday olmak üzere toplam 1 milyon 982 bin 347 aday girecek. Sınava, 11 bin 938 engelli aday da katılacak.

-SBS İLE ÜÇ YILLIK PERFORMANS ÖLÇÜLECEK-

SBS öğrencinin son üç yıldaki performansını ölçüyor. Üç yılın sonunda sınavdan alacağı toplam puana göre bir ortaöğretim kurumuna yerleştiriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl sınava giren öğrencilerin puanlarının açıklanacağını, ancak öğrencinin ülke ve il genelindeki başarı sıralaması ile ilgili bilgi verilmeyeceğini bildirdi. MEB, tarafından tercih başvuruları alınarak, puan üstünlüğü esasına dayalı olarak önceden belirlenmiş kontenjanlara göre yerleştirme yapılıyor. Ortaöğretim puanlarının eşit olması halinde 8. sınıf SBS puanı, eşitliğinin devamı halinde 7. sınıf SBS puanı, yine eşit olması halinde ise 6. sınıf SBS puanı yüksek olana öncelik verilecek. Bunların da eşit olması halinde tercih önceliği dikkate alınıyor. Sınav sonuç belgesinde sorulara verilen yanıtlar, yıl sonu başarı puanı ve davranış puanı yer alacak. SBS'de Sınav sonuçlarının açıklanmasını takip eden 10 günde, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'ne dilekçeyle başvurularak itiraz edilebilecek.

-SBS'DE SORU SAYILARI OKS'DEN FARKLI OLACAK-

Sınıf tekrarına kalan öğrenciler de sınava katılacaklar. SBS'de öğrencinin aldığı en yüksek puan değerlendirmeye alınacak. OKS'de her dersin soru sayısı eşitti. SBS'de ise her dersin soru sayısı farklı olacak. Her dersin sınıf bazında haftalık ders saatine göre SBS'de sınav soru sayısı belirlendiği için sınav soru sayısı SBS'de farklı olacak. Türkçe dersi tüm sınıflarda en fazla saati olan ders olduğu için SBS'de en fazla soru sayısı Türkçe dersinden çıkacak.
Öğrenciler sınav giriş belgelerini fotoğraflı olmak şartıyla okullarından alabilecekler. Adayların sınav salonuna gelirken sınav giriş belgesi ve nüfus cüzdanını getirmeleri gerekiyor.

Kayıtta e-Torpil Dönemi...

MEB'in eğitimin kalitesinin yükseltilmesi ve eğitimde şeffaflığın sağlanması amacıyla uygulamaya koyduğu e-kayıt’ta bile torpil olayı ortaya çıktı.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitimin kalitesinin yükseltilmesi ve eğitimde şeffaflığın sağlanması amacıyla uygulamaya koyduğu e-kayıt'ta, MEB'de görevli birim amirlerinin “torpil” yaptırdığı ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Muammer Yaşar Özgül, bakanlık birimlerine gönderdiği yazıda, başta bakanlık personeli olmak üzere “e-kayıt”ta torpil yaptırılmamasını istedi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın kontenjan tespitlerinin daha iyi yapılması ve eğitimin kalitesinin yükseltilmesi amacıyla tüm okullarda bu yıl uygulamaya koyduğu elektronik ortamda öğrenci kaydı (e-kayıt) uygulaması “torpile” yenik düştü. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Muammer Yaşar Özgül tüm bakanlık birimlerine gönderdiği 0.37.02.00/832 sayılı 18 Haziran 2008 tarihli yazıda, e-kayıt sırasında bakanlık personelinin “aracılık” yaptığını ve bu duruma son verilmesi gerektiğini bildirdi.

-MEB MÜSTEŞARI ÖZGÜL: “BAKANLIK AMİRLERİ ARACILIK YAPIYOR”-

Özgül, gönderdiği yazıda, e-kayıt sistemine eğitim-öğretimin kalitesinin artırılması, okul kayıt bölgesinin ve öğrenci kontenjanlarının tespitinin yapılması amacıyla geçildiğini belirterek, e-kayıt ile ulaşımda zaman tasarrufunun sağlandığına işaret etti. Özgül, “Ancak, elektronik ortamda yapılmakta olan kayıtların zaman zaman amaç, ilke ve esaslarına uygun olmayan taleplerle Bakanlığımızın birim amirlerince ya da yardımcı personel ve diğer amirler tarafından tavassutta bulunulduğu görülmektedir” uyarısında bulundu. Özgül, e-kayıt sisteminin düzenli ve sağlıklı işleyebilmesi için başta Milli Eğitim Bakanlığı personelinin gerekli titizliği göstermesini isteyerek, “Okullarımızın şeffaflık ve objektiflik ilkeleri doğrultusunda yapmakta olduğu elektronik ortamda öğrenci kayıtları ile ilgili aksamalara neden olacak davranışlardan kaçınılması, konuya gerekli hassasiyetin gösterilmesi önemle rica olunur” açıklamasında bulundu.

19 Haziran 2008 Perşembe

Açıköğretim ilköğretim okulları uygulaması 1998-1999 eğitim döneminde başlarken, 10 yılda 197 bin 848 kişi bu okullardan mezun oldu...

İlköğretim 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin gireceği SBS, bu yıl ilk defa gerçekleştirilecek.SBS’ye 1 milyon 982 bin 347 aday girecek.

İlköğretim 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin gireceği SBS, 21-22 Haziran tarihlerinde yapılıyor. Bu yıl ilk defa gerçekleştirilecek olan SBS'ye 1 milyon 982 bin 347 aday girecek.
OKS'nin yerine getirilen ve bu yıl ilk defa uygulanacak olan SBS, 544 merkezde toplam 6 bin 771 bina, 114 bin 692 salonda yapılacak. İlköğretim 6. sınıf öğrencilerinin 21 Haziran'da, ilköğretim 7. sınıf öğrencilerinin 22 Haziran'da gireceği sınavlar, saat 10.00'da başlayacak. Öğrencilere Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler, Yabancı Dil derslerinden sorular yöneltilecek. 6. sınıf öğrencileri yöneltilecek 80 soruyu 90 dakikada, 7. sınıf öğrencileri ise 90 soruyu 100 dakikada yanıtlayacak. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi okumayan öğrenciler için alternatif sosyal bilgiler sorusu yöneltilecek.
Sınava, ilköğretim 6. sınıf öğrencilerinden toplam 991 bin 573 aday, ilköğretim 7'nci sınıf öğrencilerinden ise 990 bin 774 aday olmak üzere toplam 1 milyon 982 bin 347 aday girecek. Sınava, 11 bin 938 engelli aday da katılacak.

-SBS İLE ÜÇ YILLIK PERFORMANS ÖLÇÜLECEK-

SBS öğrencinin son üç yıldaki performansını ölçüyor. Üç yılın sonunda sınavdan alacağı toplam puana göre bir ortaöğretim kurumuna yerleştiriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl sınava giren öğrencilerin puanlarının açıklanacağını, ancak öğrencinin ülke ve il genelindeki başarı sıralaması ile ilgili bilgi verilmeyeceğini bildirdi. MEB, tarafından tercih başvuruları alınarak, puan üstünlüğü esasına dayalı olarak önceden belirlenmiş kontenjanlara göre yerleştirme yapılıyor. Ortaöğretim puanlarının eşit olması halinde 8. sınıf SBS puanı, eşitliğinin devamı halinde 7. sınıf SBS puanı, yine eşit olması halinde ise 6. sınıf SBS puanı yüksek olana öncelik verilecek. Bunların da eşit olması halinde tercih önceliği dikkate alınıyor. Sınav sonuç belgesinde sorulara verilen yanıtlar, yıl sonu başarı puanı ve davranış puanı yer alacak. SBS'de Sınav sonuçlarının açıklanmasını takip eden 10 günde, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'ne dilekçeyle başvurularak itiraz edilebilecek.

-SBS'DE SORU SAYILARI OKS'DEN FARKLI OLACAK-

Sınıf tekrarına kalan öğrenciler de sınava katılacaklar. SBS'de öğrencinin aldığı en yüksek puan değerlendirmeye alınacak. OKS'de her dersin soru sayısı eşitti. SBS'de ise her dersin soru sayısı farklı olacak. Her dersin sınıf bazında haftalık ders saatine göre SBS'de sınav soru sayısı belirlendiği için sınav soru sayısı SBS'de farklı olacak. Türkçe dersi tüm sınıflarda en fazla saati olan ders olduğu için SBS'de en fazla soru sayısı Türkçe dersinden çıkacak.
Öğrenciler sınav giriş belgelerini fotoğraflı olmak şartıyla okullarından alabilecekler. Adayların sınav salonuna gelirken sınav giriş belgesi ve nüfus cüzdanını getirmeleri gerekiyor.

Açık ilköğretim 200 Bin Mezun Verdi...

Açıköğretim ilköğretim okulları uygulaması 1998-1999 eğitim döneminde başlarken, 10 yılda 197 bin 848 kişi bu okullardan mezun oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı, Açıköğretim ilköğretim okulları uygulamasına başladığı 1998-1999 eğitim döneminden bu yana 10 yıl geçerken, bu sürede 197 bin 848 kişi bu okullardan mezun oldu.
MEB Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüne bağlı Açık İlköğretim Okulu'nun öğretime başlamasının ardından 10 yıl geçti. Milli Eğitim Bakanlığı, çeşitli nedenlerle ilköğretimlerini tamamlayamayan ve zorunlu ilköğretim yaş sınırını aşarak eğitim - öğretim sisteminin dışında kalan yetişkinlerin eğitim görmesi amacıyla Açık İlköğretim Okulu uygulamasına 1998 yılında başlattı.

-500 BİN KİŞİ AÇIK İLKÖĞRETİM OKULLARI İLE EĞİTİM GÖRÜYOR-

Açık İlköğretim Okulu'na 1998 -1999 öğretim yılından başlayarak 2007 -2008 öğretim yılına kadar toplam 504.333 öğrenci kayıt yaptırdı. Bu öğrencilerin 197 bin 848'i mezun olurken, halen Açık İlköğretim okullarında 306 bin 485 öğrenci eğitim görüyor. MEB, açıköğretim ilköğretim okullarıyla uzaktan eğitim ilke ve teknikleriyle her yerde ve her durumda eğitim - öğretim imkanı sağlamak, bu yolla toplumun eğitim ve kültür düzeyini yükseltmek ve meslek edinmelerini kolaylaştırmayı amaçlıyor.

-ENGELLİ VE TUTUKLULARA BAKAN ÇELİK DİPLOMA VERECEK-

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise 24 Haziran'da Başkent Öğretmenevi Konferans Salonunda bu yıl mezun olan adayların bir kısmına diplomalarını verecek. Söz konusu törene değişik illerden, okulun öğrenci profilini yansıtmak üzere farklı yaşlarda, engelli, tutuklu – hükümlü, ev hanımı, emekli ve genç öğrenciler katılacak.

Milli Eğitim Bakanlığı, 1999 yılı sonrasında okulların depreme karşı güçlendirilmesi amacıyla çalışmalara başladı...

Dün ilk kez TBMM'ye gelip Genel Kurul çalışmalarını izleyen YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan imam hatip liselerinden bahsederken "zıkkım" benzetmesi yaptı.

Yeni kurulan üniversitelere rektör atamalarını düzenleyen tasarının görüşmeleri için geldiği Meclis'te, kuliste gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özcan, katsayı uygulamasının kaldırılacağını belirtirken, "Yüzde 5 için yüzde 95'i yakmayalım. Biz kim oluyoruz da çocukları belli alanlarda okumaya mahkum ediyoruz? Herkes istediği bölümde okusun" dedi. Özcan, imam hatip liselerinden bahsederken ise "Gerekirse bu zıkkımları da kapatalım" diyerek şaşırttı. TDK Sözlüğüne göre 'zehir' anlamında kullanılan bu kelime ile imam hatipleri niteleyen Özcan, kendisinin ya da yakınlarının çocuklarının imam hatip lisesinde okumadığının altını çizdi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

'GÜRÜZ BELİRLEDİ'
"Ama babası o çocuğu götürdü, o okula yazdırdı diye biz onu oraya mahkum etmeyelim. Eski başkan Kemal Gürüz, katsayıları oturup kendi başına belirlemiş. Neye göre 0.8, neye göre 0.6, neye göre 0.4? Bunu yapmaya hakkı var mıydı? Hangi bilimsel verilere göre yaptı. Yok. Oturup kendisi karar vermiş. YÖK'ün herhangi bir veritabanı yok. Son 12 yıldır hiçbir şey yapılmamış." Geçmiş yönetimin kontenjanları da kafasına göre belirlediğini öne süren Özcan, "Hiçbir istatiksel verileri yok. Biz kontenjanları yüzde 20 oranında artırdık. Açık öğretim kontenjanları da arttı" dedi. Özcan, akşam ve hafta sonu açık öğretimde yüzyüze eğitim vereceklerini söyledi.

Okullar Depreme Karşı Güçleniyor...

Milli Eğitim Bakanlığı, 1999 yılı sonrasında okulların depreme karşı güçlendirilmesi amacıyla çalışmalara başladı.

Milli Eğitim Bakanlığı, son 5 yıl içerisinde okulların güçlendirilmesi için 137 milyon 662 bin YTL yatırım yaptı.
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, okulların depreme karşı güçlendirilmesi amacıyla 1999 yılı sonrasında çalışmalara başladı. Bakanlık her yıl okulların güçlendirilmesi için ayrılan ödeneği artırırken, son 5 yıl içerisinde 137 milyon 662 bin YTL'lik yatırım yaptı. 2003 yılında 20 ilde okullar depreme karşı güçlendirilirken, 2008 yılında 81 ildeki okulların güçlendirildi. 2008 yılında okulların depreme karşı güçlendirilmesi için 81 ilde 50 milyon YTL'lik yatırım yapıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı, 2003 yılında 20 ilde okulları depreme karşı güçlendirirken 3 milyon 716 bin 936 YTL'lik yatırım yaptı. 2004 yılında ise 30 ilde okullar depreme karşı güçlendirilirken, yapılan yatırım tutarı 10 milyon 230 bin YTL'yi buldu. 2005 yılında 57 ilde güçlendirme çalışmaları yapıldı ve yapılan yatırım miktarı 3 kattan fazla artırılarak 32 milyon 816 bin 386 YTL'ye ulaştı. 2006 yılında 65 ilde yapılar güçlendirme çalışmaları için de 44 bin 576 YTL yatırım yapılırken, 2007 yılında 81ilin tamamında yapılan güçlendirme çalışmaları için yapılan yatırım miktarı 50 milyon YTL oldu.

18 Haziran 2008 Çarşamba

Yeditepe Ödülleri Topluyor...

Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi bu kez de Avrupa Pediatrik Diş Hekimliği Birliği'nden ödül aldı.

GEÇEN ay Avrupa Diş Hekimliği Eğitimi Birliği (ADEE) tarafından "Avrupa'nın en iyi fakültelerinden biri" olarak değerlendirilen Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi bu kez de Avrupa Pediatrik Diş Hekimliği Birliği'nden ödül aldı. Pedodonti Anabilim Dalı Hırvatistan'ın Dubrovnik kentinde gerçekleştirilen 9. Avrupa Pediatrik Diş Hekimliği Birliği (EAPD) Kongresi'nde "Probiyotikli gıdaların , tükürükteki çürük yapıcı bakterilere etkisi" isimli araştırmaları ile birliğin Avrupa Diş Hekimliği'nde beslenme ile ilgili araştırmalara verilen en büyük ödülü "Ağız Sağlığı ve Beslenme Alanında Bilimsel Araştırma Ödülü"nü aldı. Prof. Dr. Nüket Sandallı başkanlığında çalışmalarını yürüten ve Yrd. Doç. Dr. N. Eşber Çağlar, Yrd. Doç. Dr. Şule Kavaloğlu Çıldır, Yrd. Doç. Dr. Özgür Önder Kuşcu ve Yrd. Doç. Dr Senem Selvi Kuvvetli'den oluşan ekip Hırvatistan'da ödüllerini aldı. Aynı ekip, bir başka bilimsel araştırma ile ACTA Odontologica Scandinavica'nın 2007 yılının "en iyi araştırma" ödülünü de almıştı. Bu arada Avrupa Diş Hekimliği Eğitimi Birliği (ADEE) Diş Hekimliği Fakültesi'ni denetlemiş ve fakültenin verdiği eğitimin Avrupa standartlarında olduğunu vurgulamıştı. Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Sandallı, Amerika Diş Hekimleri Birliği'ne de diploma denkliği için başvuracaklarını söyledi.

Rektör Seçimleri Başladı....

Rektörlük seçimleri bugün 21 üniversitede başladı. Seçimler, yarın da sürecek. YÖK, seçimlerde en çok oyu alan 6 rektör adayından 3'ünü Köşk'e sunacak.

Toplam 21 üniversitede rektörlük seçimleri bugün başladı. YÖK, seçimlerde en çok oyu alan 6 rektör adayından 3`ünü, haftaya yapılacak genel kurulda Cumhurbaşkanlığı'na gönderecek.
Rektörlerin görev sürelerinin bitecek olması nedeniyle 21 üniversitede seçim heyecanı yaşanıyor. Bugün 21 üniversitede başlayan seçimler iki gün sürecek. Rektör adayı seçimleri üniversitelerde gizli oyla yapılıyor. Oy verecek her öğretim üyesi oy pusulasına yalnız bir adayın ismini yazabiliyor. Seçimlerde YÖK'ün seçim yapılacak üniversitelere gönderdiği uyarılar da dikkate alınırken, bu nedenle oy kullanacak öğretim üyelerinin kadrolarının bulunduğu fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokuluna göre soyadlarının alfabetik sırasına göre sandıklara dağılımı yapıldı.

-8 REKTÖR ADAY OLAMIYOR-

Rektörlük seçimleri yapılan üniversiteler şöyle:
Akdeniz Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Cumhuriyet Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, ODTÜ, Trakya Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi.
Bu arada Ankara, Atatürk, Dicle, Dokuz Eylül, Ege, Ondokuz Mayıs, ODTÜ ve Uludağ Üniversitesi Rektörleri de 2 dönem rektörlük görevi yaptıkları için yeniden rektörlüğe adaylıklarını koyamayacaklar.

-17 BİN 329 ÖĞRETİM ÜYESİ BUGÜN SANDIK BAŞINDA-

Seçimlerde toplam 17 bin 329 öğretim üyesi oy kullanıyor. 21 üniversitede 7 bin 73 profesör, 3 bin 1965 doçent, ve 7 bin 318 yardımcı doçent, rektörlerini belirlemek için sandık başına gitti. Gazi Üniversitesi'nde bin 776 öğretim üyesi, Ankara Üniversitesi'nde bin 588 öğretim üyesi, Ege Üniversitesi'nde bin 466 öğretim üyesi, Dokuz Eylül Üniversitesi'nde bin 218 öğretim üyesi, Atatürk Üniversitesi'nde ise bin 141 öğretim üyesi oy kullanacak. Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden ODTÜ'de 754, Boğaziçi Üniversitesi'nde ise 414 öğretim üyesi oy kullanacak.

-AKP'Lİ ESKİ MİLLETVEKİLLERİ YARIŞIYOR-

Bazı üniversitelerde eski milletvekili ve milletvekili adayı olmuş isimler yarışıyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi rektörlük seçiminde, AKP Trabzon eski Milletvekili Prof. Dr. Aydın Dumanoğlu ile 2007 seçimlerinde AKP'den milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Ahmet Ulusoy en yüksek oyu alabilmek için yarışacak. Dicle Üniversitesi rektör adayı Prof. Dr. Jale Saraç da 2007 seçimlerinde AKP Diyarbakır milletvekili aday adayı olmuştu. Dicle Üniversitesi rektör adayı Prof. Dr. Hüsnü Fazıl Erdem de AKP'ye Anayasa taslağı hazırlayan ekip arasında yer almıştı.

-DİCLE'DE ÖZGÜRLÜK ANITI, ÇİN SEDDİ VAADİ

Rektör adaylarının birçoğu ilk 100 üniversite içine girme sözü verirken, Dicle Üniversitesi rektör adayı Prof. Dr. Ömer Satıcı ise internet üzerinden yürüttüğü seçim kampanyası kapsamında, Dicle Üniversitesi kampusuna minyatür Eyfel Kulesi, Özgürlük Anıtı, Pisa Kulesi ve Çin Seddi dikeceği vaadinde bulundu.

-ODTÜ'DE PROF. DR. ÇİLİNGİR ŞANSLI GÖRÜLÜYOR

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut iki dönem rektörlük yaptığı için yeniden adaylığını koyamayacak. ODTÜ'de, eski Rektör Yardımcısı Kimya Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türker Gürkan ile İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tokyay, Rektör Yardımcısı olan Prof. Dr. Ahmet Acar, Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Rektör Danışmanı Prof. Dr. Fatoş T. Yarman Vural, Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Özgüven ile Endüstri Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. F. Canan Çilingir rektör adayı oldu. ODTÜ kulislerinde Rektör Prof. Dr. Akbulut'un danışmanlığı görevini de yürüten Prof. Dr. Çilingir'in en fazla oyu alacağı söyleniyor.

-AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ'NDE 10 ADAY-

Akdeniz Üniversitesi'nde ise toplam 10 aday yarışacak. Halen rektörlük görevini yürüten aynı zamanda Üniversiteler Arası Kurul Başkanı da olan Prof. Dr. Mustafa Akaydın yine aday oldu. Ayrıca Prof. Dr. Mehmet Baykara, Prof. Dr. Kemal Emek, Prof. Dr. Abit Demircan, Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel, Prof. Dr. Oğuz Bircan, Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Prof. Dr. Mahmut Duran, Prof. Dr. Tuncay Neyisçi ve Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe rektörlük için adayş olurken, mevcut Rektör Prof. Dr. Akbulut'un en fazla oyu alması bekleniyor.

-YÖK ÜÇ İSİM SEÇECEK-

Seçimler yarın sona erecek. Üniversitede yapılan seçimlerde en fazla oy alan 6 rektör adayını YÖK'e bildirecek. 28-29 Haziran'da yapılacak YÖK Genel Kurulu da bu adaylar arasından 3 isim seçecek ve 1 Temmuz'da Cumhurbaşkanı'na sunacak. Cumhurbaşkanı 3 aday arasından birini rektör atayacak. Cumhurbaşkanı Gül ise belirlediği isimleri 6 Ağustos tarihine kadar açıklayacak. 6 Ağustos'ta 21 üniversite rektörünün görevi sona ererken, yeni seçilen rektörler ise 7 Ağustos'ta yeni görevine başlayacak.

BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRENCİ YAKININI MEZUNİYET TÖRENİNE ALMAYAN MÜDÜR'DEN OLAYI GÖRÜNTÜLEYEN GAZETECİYE TALİMAT: SİL O GÖRÜNTÜLERİ

Uludağ Üniversitesi (Uü) Devlet Konservatuarı'nın Mezuniyet Töreninde Başörtülü Öğrenci Yakınları Kampüse Alınmadı.



Uludağ Üniversitesi (UÜ) Devlet Konservatuarı'nın mezuniyet töreninde başörtülü öğrenci yakınları kampüse alınmadı.
Bir başörtülü öğrenci yakınıyla tartışan Korservatuar Müdürü Prof. Dr. İsmail M. Göğüş, olayı görüntüleyen gazeteciye 'O görüntüleri sil, ben bu konularla ilgili gündeme gelmek istemiyorum' dedi.

UÜ Devlet Konservatuarı'nın merkez Yıldırım ilçesi 152 Evler Mahallesi Eski Eğitim Kampüsü'ndeki mezuniyet töreninde yine bildik görüntüler yaşandı. Yakınlarının mezuniyet sevinçlerine ortak olmak isteyen aileler okulun bahçesindeki törene büyük ilgi gösterdi. Konuklarını bahçe girişinde karşılayan UÜ Konservatuar Müdürü Prof. Dr. İsmail M. Göğüş, okul ikincisi olan yiğeninn mutlu günende yalnız bırakmayan başörtülü bayanı bahçeden girişine izin vermedi.


Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu söyleyen ve isminin açıklahnmasını istemeyen başörütülü bayan, okul ikincsi olan yiğeninin mutluluğuna şahit olmak için geldiğini, ancak törene alınmadığını kaydetti.

Başörtülü bayan ailesiyle birlikte geri dönerken Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Göğüş, olayı görüntüleyen CİHAN muhabirine "O görüntüleri sil, ben bu konuyla ilgili gündeme gelmek istemiyorum. Bayanı öğrenci zannettim, sonradan öğrendim öğrenci yakınıymış. Başörtüsünü çene altından bağlamasını izah ettim" diyerek kendini savundu.

CİHAN muhabiriyle uzun süre konuşan ve gergin olduğu gözlenilen Prof. Dr. Göğüş, muhabirden görüntüleri silmesini istedi. Muhabirin; 'Hocam ben sizin işinize saygı duyuyorsam siz de benim işime saygı duymalı ve işime müdahale edemezsiniz' demesiyle iyice gerilen Prof. Dr. Göğüş, tören boyunca gerginliğini gizleyemedi.

10 yıl önce konservatuara 36 kişi olarak başlayan ancak sadece 5 kişinin mezun oldğunu anlatan Prof. Dr. Göğüş; "Ben onların sadece bir hocası değil, adeta babaları gibiyim. 30 yıldır devlet adamıyım. Onların her türlü derdiyle ingileniyorum. Büyük sanatçılar yetiştirme gayretindeyiz" dedi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören, mezun öğrencilerin yaş kütüğüne anı plaketi çakmasıyla son buldu.

Dersleri Zayıf Öğrenci Kendini Vurdu...

Ordu'da bir lise öğrencisi, dersleri zayıf olduğu gerekçesiyle kendini tabanca ile vurarak yaşamına son verdi.

Endüstri Meslek Lisesi 1. sınıf öğrencisi Naim A. (15) kendini tabanca ile vurarak yaşamına son verdi. Edinilen bilgilere göre, Akçatepe köyünde dersleri zayıf olduğu için Naim A. tabanca ile kendisini vurdu. Hemen ambulans ile Ordu Devlet Hastanesi'ne kaldırılmasına rağmen Naim A. hayatını kaybetti.

Ailesinin tek çocuğu olan öğrencinin hastane önüne gelen annesi Fatma A.ile babası Mustafa A. fenalık geçirdi. Fatma A, "ciğerlerim yanıyor, oğlum nerede?" diye gözyaşı döktü. Mustafa A. ise, "Oğlum okumasan ne olurdu, bak ben okumadım olmadı mı, sen de okumazdın. Baba sen 12 evlat yetiştirdin ben birine bakamadım" diyerek ağladı.

Bu arada öğrencinin yakın arkadaşlarına 'Beni bir daha aramayın hakkınızı da helal edin' diyerek mesaj geçtiği belirtildi. Öğrenim gördüğü okulda 4 zayıfı bulunan Naim A.'nın sınıfta kalmadığı bir dersten imtihana girip vermesi durumunda diğer derslerini veremese dahi o derslerinden sorumlu olarak bir üst sınıfa geçebileceği öğrenildi. Bu arada olayla ilgili soruşturmaya devam ediliyor.

17 Haziran 2008 Salı

MESLEK EDİNDİRME KURSLARINA KAYITLAR SÜRÜYOR...

Mersin'in Akdeniz Belediyesi Meslek Edindirme Kurslarına Kayıtların 20 Haziran'a Kadar Sürdüğü Bildirildi.



Mersin'in Akdeniz Belediyesi meslek edindirme kurslarına kayıtların 20 Haziran'a kadar sürdüğü bildirildi.
Yaz ayları boyunca bağlama, gitar, keman, İngilizce, el nakışı, satranç ve hazır gereçlerle süsleme ve benzeri beceri kurslarına katılmak isteyenlerin kayıtlarını 20 Haziran kadar yaptırabileceğini belirten Belediye Başkanı Kenan Yücesoy, uyguladıkları 'Altın Bilezik Projesi' ile bugüne kadar 7 bin 500 kişiye eğitim verdiklerini söyledi.


Kenan Yücesoy, "Milli Eğitim ve halk eğitim merkezi müdürlükleri ile birlikte uyguladığımız proje ile binlerce vatandaşımız mefruşat, makine nakışı, kurdele nakışı, yemek, kuaförlük, ahşap yakma, biçki dikiş konularında eğitildi. Üreten bireyler haline gelmelerinin yanı sıra İngilizce, Almanca, edebiyat, diksiyon, yoga, gitar, bağlama, keman, anne ve çocuk eğitimi, takı, resim, tiyatro, satranç, okuma yazma gibi beceri kurslarıyla kendilerini geliştirdiler." dedi.

'Önce KPSS Rantını Kaldırın'

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, dershanelerin kaldırılması sinyali veren Başbakan Erdoğan’a öncelikle KPSS'nin kaldırılması önerisinde bulundu

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Başbakan Erdoğan'ın dershane sisteminin ortadan kaldırılmasıyla ilgili sözlerinin gerçekçi olmadığını ifade ederek, “Sayın Başbakan, madem dershane sistemini ortadan kaldırmak istiyor, o halde buna ilk olarak KPSS ile başlamalıdır. Zira KPSS nedeniyle dershanelere akın edenlerin sayısı hayli yüksektir. KPSS büyük bir rant kapısı haline gelmiştir” dedi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk yaptığı yazılı açıklamada, her yıl milyonlarca öğrencinin eğitim hayatında bir adım daha ileri gidebilmek ve başarılı olabilmek amacıyla çeşitli sınavlarda rakipleriyle yarıştığını kaydetti. Sınavlara giren öğrenci sayının bir hayli fazla, kontenjanların ise oldukça az olmasının rekabeti kızıştırdığını ifade eden Koncuk, “Bu nedenle aileler başarıyı yakalayabilmek adına çocuklarını dershanelere göndermekte ve her yıl dershanelere oluk oluk para akıtmaktadır. Günümüzde dershaneler büyük bir rant kapısı haline gelmiştir. Bu tablo ne yazık ki Türkiye'nin değişmez bir gerçeğidir. Ülkemizde eğitim-öğretimin sağlıklı, verimli, kaliteli yapılamadığının bir göstergesi olan dershane sistemi, yerini oldukça sağlamlaştırmıştır” dedi.

-İSTANBUL 641 DERSHANE İLE REKOR KIRIYOR, EN AZ DERSHANE ARDAHAN'DA BULUNUYOR

Koncuk, Türkiye'de 1975-1976 yılında dershane sayısı 157, öğrenci sayısı 45 bin 582 iken 2007 yılında dershane sayısının 3 bin 897'ye ulaştığını, öğrenci sayısının ise bir milyonun üzerinde olduğuna dikkat çekti. Dershane sayısında rekorun 641 dershane ile İstanbul'da olduğunu belirten Koncuk, Ankara'da 510, İzmir'de 191, Adana'da 161, Bursa'da 142, Antalya'da 131, Mersin'de 119 dershane bulunduğunu kaydetti. Koncuk, “Dershane sayısının en az olduğu il ise Ardahan'dır. Ardahan'da sadece 2 dershane vardır. Dershane sayısı Bayburt ve Tunceli'de 3, Kilis'te 4, Gümüşhane'de 5, Bilecik'te 6'dır” dedi.

-"DERSHANE SİSTEMİNİN ORTADAN KALDIRILMASI GERÇEKÇİ DEĞİL"

Başbakan Erdoğan'ın dershane sisteminin ortadan kaldırılması ile ilgili sözlerinin gerçekçi olmadığını ifade eden Koncuk, şunları kaydetti:
“Türkiye'de SBS, ÖSS hatta KPSS gibi çeşitli adlar altında sınavlar yapılırken, eleme sistemi hayatımızın merkezindeyken ve her yıl bu sınavlara giren aday sayısı artarken, 'dershaneleri kapatacağız' demek, mümkün görünmemektedir. Bu bağlamda Başbakan'ın öğrencilerin üniversite hazırlık kursuna gitmesine anlam verememesini hayretle karşılıyoruz. Bu ülkenin gerçeklerini bilen herkes, bu eğitim sisteminin çocukları dershanelere yönlendirdiğini bilir. Bakınız; ÖSS'ye 2005 yılında 1 milyon 730 bin 876 aday sınava girdi, 378 bin 730'u yerleştirildi. 2006 yılında 1 milyon 498 bin 893 aday sınava girdi, 367 bin 690'u yerleştirildi. ÖSS'ye 2007 yılında 1 milyon 641 bin 403 aday sınava girdi, 392 bin 657'isi yerleştirildi. Bu yıl ise ÖSS'ye 1 milyon 530 bin aday girdi, yerleştirilecek aday sayısı ise 400 bin'in biraz üzerinde olabilir. Önümüzdeki yıl bu tablo daha da karanlık olacaktır. Zira liseler önümüzdeki yıl daha fazla mezun vereceği için yarış daha da kızışacak ve üniversite kapısında yığılmalar daha da artacaktır.”

-"KPSS BÜYÜK BİR RANT KAPISI HALİNE GELDİ"

Başbakan Erdoğan'a “dershane sistemi ortadan kaldırılmak isteniyorsa buna öncelikle KPSS ile başlanılması” önerisinde bulunan Koncuk, “Zira KPSS nedeniyle dershanelere akın edenlerin sayısı hayli yüksektir. KPSS büyük bir rant kapısı haline gelmiştir. Dolayısıyla iktidar, ilk olarak KPSS'yi kaldırmalıdır. KPSS kaldırılınca, KPSS için dershanelere de gerek kalmayacaktır” dedi.

Gönül Köprüsü Projesi Kapsamında Batı İllerindeki Öğrenciler Doğuya Gelmeye Başladı

İlköğretim ve liselerde okuyan 100 bin öğrencinin karşılıklı ziyaretlerde bulunacağı 'Gönül Köprüsü' projesi kapsamında batı illerindeki öğrenciler doğuya gelmeye başladı. Antalya'dan gelen 360 öğrencinin bulunduğu ilk kafileyi Diyarbakırlılar şehir girişinde güllerle karşıladı.

81 ildeki öğrencilerin farklı illeri ziyaret etmesini ve kalıcı dostluklar kurulmasını amaçlayan projenin ilk kafilesi, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in de katıldığı törenle Diyarbakır'dan Çanakkale ve Balıkesir'e uğurlanmıştı.

Diyarbakırlı öğrenciler, batı illerini gezip gelmelerinden sonra Antalya'dan gelen akranlarını konuk etmeye başladı. Öğrencileri şehir merkezi girişinde güllerle karşılayarak misafirperverliğini gösteren Diyarbakırlılar, onlara kalacakları YURT-KUR'a bağlı Ziya Gökalp Öğrenci Yurdu'na kadar eşlik etti. Misafir öğrencilere, 5 gün boyunca kalacakları yurtta davul zurna eşliğinde folklor ekibi tarafından ikinci bir karşılama törene yapıldı. Diyarbakırlı eğitimciler öğrencilerle birlikle gelen meslektaşlarına gül verirken, öğrenciler yöresel kıyafetlerle kendilerini karşılayan Diyarbakırlı arkadaşlarıyla bol bol fotoğraf çektirdi.

Konuk kafilenin başkanı Antalya Endüstri Meslek Lisesi Müdürü Hüseyin Kayatepe'ye Diyarbakır Hüseyin Uluğ İlköğretim Okulu Müdürü Mehmet Çelebi gül verdi, 'hoş geldin' dedi. Meslektaşının bu davranışı karşısında duygulandığını anlatan Kayatepe, bu karşılamayı uzun yıllar unutamayacaklarını söyledi.

Kayatepe, "Buranın güzelliklerini, insanların sevgisini saygısını ayak bastığımız andan itibaren gördük, bizden sonra gelecek arkadaşlar yine aynı şekilde buranın güzelliklerini yaşayacak." diye konuştu.

Diyarbakır Milli Eğitim Müdürü Zülfü Toman ise "Size yüreğimizi açtık, siz de davete icabet ettiniz. İnşallah kültür kenti Diyarbakır'da hoşça vakit geçirirsiniz." dedi.

Öğrenciler ve aileler arasında kalıcı dostluklar kurmayı hedefleyen Gönül Köprüsü projesi şehirler hakkında oluşan ön yargıları da kırıyor.

Doğuya gelen ilk kafilede bulunan Antalya Endüstri Meslek Lisesi Öğrencisi Özlem Tutar, Diyarbakırlıların nezaketini görünce utandığını söyledi.

Tutar, "Gerçekten çok şaşırdım. Çok önyargılıydım. Televizyonlarda öyle anlatılıyor. Çevremden bana 'Diyarbakır'a mı gidiyorsun, ne işin var orada, sizi yiyecekler' diyenler de oldu. Bu sözleri duyunca korktuk. Ama merak edip geldik. İnsanları olsun şehir olsun çok güzel. Bizi karşılamaları bize gül vermelerini karşısında utandım. Keşke imkan olsa da bütün Antalya gelip burayı görse." şeklinde konuştu.

Diyarbakır'ın bu kadar güzel, insanlarının bu kadar cana yakın olduğunu beklemediğini anlatan konuk öğrencilerden Fatma Kılıç ise "Gelmemiz güzel oldu. Şunu söyleyebilirim: Batının Antalya'sı varsa doğunun Diyarbakır'ı var. Buraya gelmeden önce "çöl gibi bir yerdir" diye düşünüyordum. İnsanları çok cana yakın. Demek ki bugüne kadar yanılmışım" ifadelerini kullandı.

ÖĞRENCİLERE GÖNÜLLÜ EĞİTİMCİLER MİHMANDAR OLUYOR

Öğrenciler 5 gün boyunca Diyarbakır'da kalacak. İlk 3 gün Diyarbakır'ın tarihi ve kültürel yerleri ile ilçeleri gezecek olan öğrenciler son iki gün ise mihmandar ailelere teslim edilecek. Diyarbakır Eğitimciler Derneği Başkanı Şeymus Tekin, öğrencilere dernek üyesi öğretmenlerin mihmandar olacağını söyledi.

Tekin, "Bu sayede öğrencilerin Diyarbakır'da da bir öğretmenleri olacak. Gezinin son 2 gününde öğretmenlerimiz öğrencileri ağırlamak için büyük gayret gösteriyor." sözlerini kaydetti. Gönül Köprüsü Projesi Koordinatörü Şahin Demirkol ise öğrencileri evinde ağırlamak isteyen Diyarbakırlıların birbirleriyle yarıştığını ifade etti.

Demirkol, "360 öğrenci geldi ama binden fazla kişi mihmandar olmak için başvurdu. İlk müracaat sırasına göre öğrencileri teslim ediyoruz." diye konuştu.

16 Haziran 2008 Pazartesi

Bilgi Vermek İçin Film İzletmiş...

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde, “dini içerikli film” izleten öğretmenler hakkında incelemenin sürdüğünü bildirdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde, “dini içerikli film” izleten öğretmenler hakkında incelemenin sürdüğünü bildirdi. Din dersinin sadece bilgi vermek amaçlı olduğunu belirten Bakan Çelik, ders programında öğrencileri yönlendirmeye ve uygulamaya yönelik herhangi bir hususa yer verilmediğini ve dersin bilgilendirme şeklinde işlenmesiyle ilgili olarak öğretmenlere gerekli uyarılarda bulunulduğunu kaydetti.
Bakan Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Onur Öymen'in, konuyla ilgili soru önergesini yanıtladı.
Çelik, soru önergesine verdiği yanıtta, Bakanlıkça yapılan tüm işlemlerde başta Anayasa olmak üzere kanunlara uygunluk konusunda gerekli hassasiyeti gösterdiklerini savundu. Bakanlık personelinden, görev ve sorumluluklarıyla bağdaşmayan fiillerde bulunan veya bulunduğuna dair duyum alınanlar hakkında yapılan inceleme sonucunda getirilen teklifler doğrultusunda, yasaların gereğini yerine getirdiklerini ifade eden Çelik, “Bu durum bütün öğretmen ve yöneticilerimizce de bilinmektedir” dedi.
Bazı öğretmenlerin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde, “dini içerikli film” izlettiğine ilişkin iddiaların basın organlarında da yer aldığını hatırlatan Hüseyin Çelik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin öğretiminin sadece “bilgi vermek” amaçlı olduğuna dikkat çekti. Bu dersin pedagojik esaslar çerçevesinde verilmesi gerektiği program genelinde ısrarla vurgulandığını anlatan Bakan Çelik, “Ayrıca programda öğrencileri yönlendirmeye ve uygulamaya yönelik herhangi bir hususa yer verilmemiş, dersin bilgilendirmeye şeklinde işlenmesi ile ilgili 'Programın Uygulanmasına İlişkin İlke ve Açıklamalar' bölümünde öğretmenlere gerekli uyarılarda bulunulmuştur” dedi.
Öğretmenlerle ilgili görevli oldukları ilin valiliklerince gerekli incelemelerin başlatıldığını ifade eden Çelik, “Gaziantep ve Konya valiliklerinden alınan konuya ilişkin bilgilerden başlatılan inceleme-soruşturmanın henüz sonuçlanmadığı anlaşılmakta olup sonuçlandığında getirilecek teklifler doğrultusunda yasaların gereği yerine getirilecektir” dedi.

Bu Meslekler Seçilir!...

ÖSS maratonu bitti. Şimdi öğrencileri daha da kritik bir süreç bekliyor. Öğrencilere geleceğin mesleklerini tanıtıyoruz...

BİLİŞİM VE ENERJİ

Telekom sektörü gibi bilişim sistemleri sektörü de büyüme gösterecek sektörlerin başında geliyor. Bilişim sistemleri ve teknoloji sektörü aynı zamanda uluslararası alanda iş yapma kolu haline dönüşme şansını barındırıyor. Yapacakları işlerin başında, yazılım ihracatı geliyor. Yine enerji sektörünün hem dünyada hem de Türkiye'de katlanarak büyümesi bekleniyor. Büyüme ve refahı belirleyecek sektör olarak enerji sektörü birinci planda önem kazanıyor. Enerji konusunda tüm dünya çok ciddi bir yapısal değişim yaşıyor. Türkiye de bu gelişmelerden nasibini alacak ülkelerin başında geliyor. Birçok firma öncelikli yatırım alanı olarak enerji sektörünü görüyor.

PERAKENDE VE LOJİSTİK

Hızla büyümesi beklenen ve Türkiye'de yabancı şirketlerin pazara girişiyle ilk işaretlerini veren perakende sektörünü hareketli günler bekliyor. Sektörde şimdiden birçok şirket birleşmesi ve satın alma yaşandı. Perakendedeki hareketlilik yeni açılacak alışveriş merkezleri ile daha da büyük bir boyut kazanacak. Sektördeki büyük oyuncuların yanı sıra küçük oyuncuların da harekete geçmesi bekleniyor. Perakende sektöründe yetişmiş insan sayısı çok az olduğu için ciddi transferler olacak. Yine hızlı büyüyen ve eleman açığının olacağı sektörlerin başında taşımacılık sektörü geliyor.

ÇEVRE VE GÜVENLİK

Çevre düzenlemesi ve evrensel atıkların yok edilmesi konusu da dünya çapında yeni iş alanları yaratacak gibi görünüyor. Yine dünya genelinde çok önemli bir noktaya ulaşacak olan güvenlik sektörü yeni iş olanaklarına kapılarını açacak.

FİNANS VE HİZMET SEKTÖRÜ

Bankalar bireysel yatırım hizmetleri ile büyüme eğilimi içine girecek. Nüfus artıp, istekler değiştikçe, bankalar da konumlarını buna göre belirleyecek. Bunun yanı sıra imalat sanayisinin gelişimi sonucunda ortaya çıkan refah artışı ve yüksek gelir düzeyi hizmet sektörünün önemini bir kat daha artırdı. Hizmet sektörünün bir kolunu oluşturan danışmanlık, kişisel ve kurumsal alanlarda hızlı bir büyüme gösterecek.

GENETİK BİLİMİ

Geleceğin meslekleri arasında genetiğin ilk sırayı alacak alanlardan biri olacağı herkesin ortak görüşü haline geldi. Uzmanlar, insanın gen haritasının çıkarılmasının ekonomide, 1970'lerin bilgisayar teknolojisinin yarattığı devrime benzer bir sonuç doğuracağı ve gelecek yılların genomik (genetik ekonomisi) çağı olacağı görüşünde birleşiyor. Bilim adamlarının bir yer kurdunun DNA haritasını çıkarmaları ve genetik yapısının sırrını çözmeyi başarmalarının ardından 'süper bebek' yetiştirmenin olanak dahilinde olacağı ifade ediliyor.

GIDA MÜHENDİSLİĞİ

Doğal besin kaynaklarının her geçen gün azalması insanları yeni arayışlara yönlendiriyor. İşte gıda bu yüzden geleceğin stratejik ürünlerinden biri haline gelmiş durumda. Nüfusu hızla artan dünyamızda sağlıklı beslenme önemli bir problem olarak insanlığın gündemine oturduğu için gıda ve gıda mühendisliğine de doğal olarak geleceğin mesleği olarak bakılıyor.

BİLİŞİM MÜHENDİSLİĞİ

Bilgi toplumunun vazgeçilmezi bilgisayarlar, artık hayatın her alanına yön veriyor. Eğitimden eğlenceye, üretimden satış ve pazarlamaya kadar her alanda bilgisayar kullanımı artmış durumda. Bu alanlarda tam donanımlı, teknoloji kültürü yüksek, iyi yetişmiş insan kaynağına olan gereksinim de artı.

INTERNET VE WEB TASARIMI

İnternetin hayatımızdaki yeri çok eskiye dayanmıyor. Yaklaşık on beş yıl önce insanlığın hizmetine sunulan internet, yarının dünyasının yapı taşlarından biri olmaya devam ediyor. Pek çok kişi ve iş kolu internetin getirdiği nimetlerden yararlanıyor ve daha fazla yararlanmanın yollarını arıyor. İnternette açılan sitelerin sayısı işyerlerinin sayısını aştı.

ENERJİ MÜHENDİSLİĞİ

Alternatif enerji kaynakları konusunda sürekli bir arayış içinde bulunan bilim dünyasına adım atmak isteyen genç enerji mühendisi adaylarında sistemli çalışma alışkanlığı, yaratıcılık, akademik yetenek gibi özellikler aranıyor.

ULUSLARARASI HUKUK

Yakın gelecekte internet kanalıyla işlenen suçlar yüzünden, görmediğimiz, tanımadığımız, hatta davalı olmamıza rağmen belki görmeyeceğimiz uluslararası muhataplarımız olacağını vurgulayan uzmanlar, uluslararası hukuku iyi bilen hukukçulara ihtiyacın artacağı kanısında.

ULUSLARARASI İLİŞKİLER

Türkiye-Avrupa ilişkilerinin siyasi ve ekonomik boyutu hakkında yakından ilgili insanların bugün olduğu gibi yarın da aranan kişiler olacağına dikkat çeken uzmanlar, AB konularına ilgi duyanların en az iki yabancı dili iyi bilen, genç, dinamik kişiler olması gerektiğini belirtiyor.

BANKACILIK VE FİNANS

Geleceğin ekonomisinin lokomotif sektörleri arasında önemli bir yeri bankacılık ve finans alıyor. Bu kuruluşlarda çok sayıda nitelikli elemana ihtiyaç olacak.

SİNEMA

Görüntü diliyle yapılan bu anlatı sanatı, geçtiğimiz yüzyılın en etkili iletişim araçlarından biri olduğu gibi, bu yüzyılın da en etkili iletişim araçlarından biri olacak; çünkü uzmanlara göre sinema, bir sanat olmanın yanı sıra, aynı zamanda geri dönüşümü oldukça kârlı önemli bir ekonomik faaliyet ve propaganda aracı.

ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ

Bu mühendislik alanı, ürün ve hizmetlerin tasarımı, üretim ve dağıtımı için gerekli olan insan, bilgi, araç malzeme gibi kaynakları en verimli biçimde kullanan, sistemleri tasarlayan ve uygulayan mühendislik. Ürün geliştirme, ürün tasarım zinciri, proje yönetimi, deney tasarımı, model geliştirme, bilgisayar destekli tasarım ve imalat, Verimlilik mühendisliği gibi birçok alanda endüstri mühendisliğine artan oranlarda ihtiyaç duyuluyor.

YAPI SEKTÖRÜ

Dünyanın yakın gelecekte akıllı evlerle tanışacağını, akıllı evlerde denetim ve alarm sistemleri bulunacağını, insanların internet destekli cep telefonlarıyla bu sistemleri uzaktan izleyeceklerini söyleyen uzmanlar, Türkiye'de 2015 yılına kadar 70-75 bin evin 'akıllı ev' statüsüne girmesini bekliyor.

STRATEJİK PLANLAMA

Firmaların işletme adımları atmada ihtiyaç duydukları bir alan. Dünyada neredeyse en yüksek ücretleri bu alanlarda uzman kişiler kazanıyor.

SAĞLIKLI BESLENME VE DİYETİSYENLİK

Dünyada aşırı kilolu insanın çokluğu göz önüne alındığında, bu alanda uzman kişilere duyulacak ihtiyacın giderek artacağı bir gerçek.

WEB GÜVENLİK UZMANLIĞI

Web güvenlik uzmanları güvenlik sistemlerini kontrol edip aksayan yanları bulmaya ve bunlar için çözüm üretmeye çalışıyorlar.

UZAY VE HAVACILIK

GeleceĞİn meslekleri arasında önemli bir yer tutacağı düşünülen uzay ve havacılık konularına ilgi duyanların, havada seyreden her çeşit aracın tasarlanması, inşa edilmesi, uzaya gönderilmesi, astronomiye oldukça meraklı, fizik, kimya, matematik gibi konularda iyi eğitimli olmaları gerekiyor.

MALZEME MÜHENDİSLİĞİ

Alternatİf enerji kaynakları kullanımının artan önemi ile birlikte hammadde ve yarı mamul üründe fiziksel, kimyasal özellikleri güçlendirme çalışmaları yeni iş alanı doğurmuş durumda. Geçmişte bu alanda iş bulmak olanaksızken, bugün üretim, enerji, endüstri kuruluşları için zorunlu oldu.

ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA

DünyanIn artan nüfusu, özellikle de kentlerde yaşanan nüfus artışı planlı şehirleşmeyi gelecekte daha da önemli hale getirecek.

HALKLA İLİŞKİLER

Halkla ilişkiler uzmanının en önemli görevi; temsil ettiği şirketin ve ürünün bilinirliğini artırmaktır. Tanıtım dışında müşteri hizmetleri sunmak da bazı firmalarda halkla ilişkiler uzmanının görevleri arasındadır. Halkla İlişkiler mesleğinin yıldızı her geçen gün parlıyor.

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

KurumlarIn hedefe ulaşmalarında insanın öneminin artması son yıllarda insan kaynakları yöneticiliğinin önemini artırmış durumda. Yöneticiler kurum içinde en tepeden en alt düzeyde çalışanlara kadar çalışma ortamını değerlendiriyor, sektörler arası karşılaştırmaları yapıyor, uluslararası normlar üzerinde çalışıyorlar.

STRATEJİ UZMANLIĞI

İnternet nedeniyle bilginin bollaştığı bir ortamda eldeki bilgileri en iyi şekilde yorumlayan ve ona göre geleceğe projektör tutan strateji uzmanlarına büyük ihtiyaç duyulduğunu belirten uzmanlara göre, iyi bir stratejist olmak için tarih, sosyoloji, psikoloji alanında bilgi sahibi olmanın yanı sıra, teknolojik, askeri, siyasi, etnik ve dini tüm gelişmeleri yakından izlemek gerekiyor.

NATO Onaylı Güvenli Yazılım...

UEKAE geliştirilen kripto özellikli 8 cihaz ve 2 algoritma, NATO Askeri Komitesi tarafından her türlü NATO gizlilik seviyelerinde kullanılabilirlik onayı aldı.

TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsünde (UEKAE) geliştirilen kripto özellikli 8 cihaz ve 2 algoritma, NATO Askeri Komitesi tarafından her türlü NATO gizlilik seviyelerinde kullanılabilirlik onayı aldı. NATO envanterine giren ve UEKAE'nin tamamen milli ve özgün tasarımla geliştirdiği bilgi güvenliği sağlayan ürünler, üye ülkeler arasında güvenli veri aktarımı ve haberleşme olanağı sağlıyor.

14 Haziran 2008 Cumartesi

ÖSS SINAVI YARIN YAPILIYOR

Üniversitelerde Okuyacak Adayları Belirlemek Amacıyla Düzenlenen Öğrenci Seçme Sınavı, Yarın Saat 09.30'da Yapılacak. ÖSS'de 1 Milyon 644 Bin 73 Genç Geleceğini Belirlemek İçin 180 Dakikalık Maratonda Ter Dökecek.



Üniversiteye girmek isteyen 1 milyon 644 bin 73 genç, yarın ÖSS'de ter dökecek. Sınav saat 09.30'da başlayacak ve 3 saat sürecek.

Bu yıl Anadolu Liseleri, Fen Liseleri, Anadolu Teknik Liseleri, Güzel Sanatlar Liseleri ve Anadolu Öğretmen Liseleri dışında okulların mezun vermeyecek olması nedeniyle ÖSS'ye girecek aday sayısında azalma yaşandı.






-MEZUN ADAY SAYISI YÜZDE 39 ARTTI-





ÖSS'ye bu yıl 1 milyon 644 bin 73 aday başvururken geçen yıla göre 132 bin 370 azalma yaşandı. Son sınıfta okuyan ve ÖSS'ye başvuran aday sayısı ise geçen yıla göre 511 bin 292 kişi azalarak 221 bin 507'ye geriledi. ÖSS'ye başvurularda bu sene eski mezun adaylarda ise 381 bin 279 artış oldu. 2007 ÖSS'ye başvuran eski mezun adayların sayısı 975 bin 211 iken bu sene 1 milyon 356 bin 490'a yükseldi. 2008 yılında ÖSS'ye başvuran eski mezun sayısı geçen seneye göre yaklaşık yüzde 39 artmış oldu.





-300 BİN KİŞİ ÖSS'DE GÖREV YAPACAK-





ÖSS'de Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı yaklaşık 300 bin kişi görev yapacak. Ayrıca, emniyet ve jandarma ekipleri de güvenlik önlemleri alacak. Adayların sınava gelirken yanlarında mutlaka sınav kimlik belgesi, fotoğraflı ve resmi onaylı özel bir kimlik belgesi ile bir fotoğraflarını bulundurmaları gerekiyor. Kimlik belgelerinin fotokopisi veya faksı kabul edilmeyecek. Sınav kimlik belgesi ile özel kimlik belgesini yanında bulundurmayan aday hiçbir şekilde sınava alınmayacak. Adaylar kimlik kontrolleri yapıldıktan sonra sınav salonlarına alınacaklar. Sınav salonlarına yerleştirme işlemlerinin zamanında tamamlanabilmesi için adayların en geç saat 08.45'de sınava girecekleri yerlerde hazır bulunmaları gerekiyor.





-ADAYLAR BAŞI AÇIK OLARAK SINAVA GİRECEK-





Adayların, yanlarında cep telefonu gibi haberleşme araçlarının yanı sıra saat fonksiyonu dışında fonksiyonu bulunan saat, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, müsvedde kağıdı, defter ve kitap gibi araçlarla sınava gelmeleri yasak. Başları açık olmayan veya kılık kıyafetleri yürürlükteki mevzuata uygun bulunmayan adaylar da sınava alınmayacak. Soru kitapçıkları dağıtıldıktan sonra gelen adaylar sınava alınmayacak. Sınav başladıktan sonra adaylar ilk 90 dakika içinde sınav salonunu terk edemeyecekler. Sınavda adaylara, sözel ve sayısal bölümlerden sorular yöneltilecek. Sözel bölümde adaylara tarih, coğrafya ve felsefe; sayısal alanda ise fizik, kimya ve biyoloji alanlarından test usulü toplam 180 soru sorulacak.





-LİSANS TERCİHİ İÇİN 185 PUAN ALMAK GEREKİYOR-





Üniversitelerin ön lisans ve açıköğretim programlarını tercih edebilmeleri için adayların en az 160, lisans programlarını tercih edebilmek için de en az 185 puan almaları gerekiyor. Sınav sonuçları, adaylara Temmuz ayında www.osym.gov.tr adresinden açıklanacak. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan puanlamaların bu yıl farklı bir şekilde hesaplanacağını kaydederek 185 puan almanın daha kolay olduğunu söyledi.


ÖSS'ye giren adaylardan üniversitelerin yabancı dil ile ilgili bölümlerinde okumak isteyenler ayrıca 22 Haziran 2008 Pazar günü Yabancı Dil Sınavı'na (YDS) katılacaklar.

1000 KİŞİYE 1.4 HEKİM DÜŞÜYOR

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Hekim Başına Düşen Nüfus Açısından Türkiye'nin, Avrupa'da 53 Ülke Arasında 52. Sırada Olduğunu Belirterek, 'Ülkemizde 1000 Kişiye Ortalama Olarak 1.4 Hekim Düşmektedir' Dedi.



Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hekim başına düşen nüfus açısından Türkiye'nin, Avrupa'da 53 ülke arasında 52. sırada olduğunu belirterek, ''Ülkemizde 1000 kişiye ortalama olarak 1.4 hekim düşmektedir'' dedi.
CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur'un konuyla ilgili soru önergesini yazılı olarak yanıtlayan Akdağ, Tıp Fakülteleri dekanlıkları ile Eğitim Hastaneleri baştabipliklerinin, mezun olan veya uzmanlık ve yan dal uzmanlık öğrenimini tamamlayan tabip ve uzman tabiplerin isim ve adreslerini 15 gün içinde bakanlığa bildirmekle yükümlü olduklarını bildirdi.


Bakan Akdağ, ''Diploma ve uzmanlık belgelerinin bakanlığımızca tescil işlemine müteakip en geç 2 ay içinde devlet hizmeti yükümlüsü olan personel, tebligat yerine geçen, www.personelsaglik.gov.tr resmi internet adresinden atama yerleri ve atama işlemine ilişkin süreci takip ederek mecburi hizmetini tamamlayacağı ilimizde göreve başlatılmaktadır'' dedi.

''Herhangi bir hekimin bu süreçte işsiz kalması gibi bir durum söz konusu değildir'' diyen Sağlık Bakanı Akdağ, şunları kaydetti:

''Ülkemizde hekim sayısı yetersizdir. Hekim başına düşen nüfus açısından Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesinde yer alan 53 ülke arasında 52. sıradadır. Ülkemizde 1000 kişiye ortalama olarak 1.4 hekim düşmektedir. Bu rakam İsviçre'nin 1960 yılı rakamıdır. Ülkemiz, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesindedir. Bu bölge temel alındığında sahip olduğumuz nüfusa göre her yıl tıp fakültelerinden 14 bin 500 mezun vermemiz gerekir. Oysa yılda verilen mezun sayısı yaklaşık 4 bin 500'dür.

Doktor açığını giderebilmek için tıp fakültelerinin kontenjanlarının artırılması, yeni açılan tıp fakültelerinin hızla canlandırılması, yurt dışına Yüksek Öğretim Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle tıp öğrenimi için öğrenci gönderilmesi ve yabancı uyruklu doktor çalıştırılabilmesi imkanının sağlanması düşünülmektedir.''

13 Haziran 2008 Cuma

AKHİSAR TİCARET MESLEK LİSESİ'NDE YILSONU GECESİ

Akhisar Ticaret Meslek ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesi, Düzenlenen Eğlence Dolu Bir Geceyle 2007-2008 Eğitim ve Öğretim Yılına Veda Etti.



Akhisar Ticaret Meslek ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesi, düzenlenen eğlence dolu bir geceyle 2007-2008 eğitim ve öğretim yılına veda etti.
Akhisar Belediyesi Bülent Ciğeroğlu Kültür Salonu'nda düzenlenen etkinlikler öğrenciler ve veliler büyük ilgi gösterdi. Geceye Akhisar Kaymakamı Mustafa Çek, Emniyet Müdürü Ahmet Atçı, Askerlik Şubesi Başkanı Personel Yüzbaşı Hakan Ordukaya, Milli Eğitim Müdürü Kemal Sözcüer, Öğretmen, Öğrenci ve veliler katıldı.


Açılış konuşmasını yapan okul müdürü Mehmet Afşar, "Genel kültür bilgileri, mesleki bilgiler ve beceriler kazandırarak görevli olduğumuz kadar, öğrencilerimizin sosyal ve kültürel gelişimlerini sağlamakla da görevli olduğumuz bilincindeyiz. Sınıflarımızda ve laboratuarlarımızda genel bilgiler, mesleki bilgi ve beceriler kazandırır. Bugün de burada öğrencilerimiz sosyal ve kültürel gelişimlerine tanık oluyoruz." dedi.

Edebiyat Öğretmeni Ufuk Önol tarafından hazırlanan "Şair Evlenmesi" adlı tiyatro oyunu ile başlayan eğlenceli dakikalar, bilgisayar öğretmenleri Mehmet Güçyener ve Ümit Erçetin tarafından okulun tanıtım filmi ve güldüren anlık görüntüler ile devam etti. Keyifli dakikalar geçiren davetliler, Ege ve Makedonya yörelerine ait oyunlar sergileyen halk oyunlartı ekiplerini beğeniyle izlediler. Çeşitli oyun ve gösterilerle devam eden gecenin ilerleyen dakikalarında okulun müdür yardımcısı Erdal Çokdinç yönetiminde solo ve koro halinde 10 parçadan oluşan Türk Halk Müziği konseri gerçekleştirildi.

TÜP PATLAMASI MAĞDURU İBRAHİM, 2 AY SONRA KARNE ALMAK İÇİN OKULA GELDİ

Adana'da Tüp Patlaması Sonucu Çıkan Yangında Yaralanan İbrahim Yıldırım da (8) Karne Sevincini Yaşadı.



Adana'da tüp patlaması sonucu çıkan yangında yaralanan İbrahim Yıldırım da (8) karne sevincini yaşadı.
Kaldırıldığı özel tıp merkezinde tedavi ücretlerini ödemedikleri gerekçesiyle başka hastaneye sevki geciktirildiği iddiasıyla Türkiye kamuoyuna giren İbrahim'e Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sahip çıkmıştı.

Vücudundaki 2. ve 3. derece yanıklar nedeniyle özel bir hastanede tedavi gören İbrahim, 26 gün sonra taburcu olmuştu. Güneş görmemesi gereken İbrahim'in tedavisi evinde devam ediyordu.


2-A sınıfı öğrencisi İbrahim, diğer öğrenciler gibi karnesini almak için sabah saatlerinde babası Mehmet Yıldırım'la eğitim gördüğü Adana Seyhan Necatibey İlköğretim Okulu'na geldi. Başına gelen üzücü olay nedeniyle yaklaşık 2 ay uzak kaldığı arkadaşları ve öğretmenleriyle kucaklaşan İbrahim, karne törenine katıldı.

Okul bahçesinde düzenlenen programda arkadaşlarının arasında bir süre şemsiye tutunarak bekleyen İbrahim, daha sonra gölgelik bir yerde sandalyede oturarak töreni izledi.

Yıl içinde dereceye giren öğrencilere ödüller verildikten sonra Müdür Yardımcısı Hüseyin Çiller, İbrahim'in adını anons ederek, "geçmiş olsun" dileğinde bulundu. Öğrencilerinin geçirdiği kaza sonrası ailesi kadar kendilerinin de büyük acı çektiklerini anlatan Çiller, "Ama şimdi onu aramızda görmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Diliyoruz böyle kazalar bir daha olmasın. İbrahim başarılı bir öğrenci. Başarılarının devamını temenni ediyorum." dedi.

Arkadaşlarının ilgi odağı haline gelen Yıldırım'ı Okul Müdürü Emin Akdal da öperek bağrına bastı.

Elim bir olay sonrası yaralanan İbrahim'e çok üzüldüklerini hatırlatan Akdal, "Çok kötü bir durumdu. Ama şükürler olsun ki şu anda öğrencimizin durumu iyi. O'nu tekrar aramızda görmekten sevinçliyiz. İnşaallah yeni sezonda daha sağlıklı bir şekilde eğitimine devam eder." şeklinde konuştu.

Alkışlar arasında karnesini sınıf öğretmeni Öcal Kıreker'in elinden alan İbrahim, karnesini babalar gününde tedavisini üstlenen Başbakan Erdoğan'a hediye etmek istediğini kaydetti.

Patlama sonrası vücudunda yanıklar oluşan İbrahim'in ekrandaki durumundan çok etkilendiklerini ifade eden sınıf öğretmeni Öcal Kıreker, şunları söyledi: "Öğrencimiz, elinde olmayarak, elim bir kaza ile karşılaştı. Çok düzenli ve başarılı bir talebe. Bundan sonraki yaşamında geçirdiği kazanın etkisi olmadan kurtulmasını temenni ediyorum. Bütün dersleri iyi. Yaz tatilinde kendisini toparlayarak, daha başarılı olacağına inanıyorum."

Sınıf arkadaşlarından Melek Savur ve Gökçe Gürzsoy da İbrahim'in televizyondaki görüntülerinden etkilendiklerini hatırlatarak, "Ama o şimdi aramızda. Karnesini aldığı için çok sevinçliyiz." ifadesini kullandı.

Baba Mehmet Yıldırım ise kendilerine yardım eli uzatan Başbakan'a teşekkür etti. En zor anlarında Erdoğan'ın kendilerine sahip çıktığını vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi: İbrahim'in tedavisi evde devam ediyor. Yanık izlerinin kalmaması için özel bir elbise giymesi gerekiyor. Şimdi o elbiseyi bekliyoruz. Bugün karnesini aldı. 2 ay gibi bir süre okuldan ayrı kaldı. Buna rağmen dersleri iyi. Çok sevinçliyim. Her babanın bu duyguyu tatmasını isterim."

15 Nisan 2008 günü, Gülpınar Mahallesi, 71 Sokak'ta kaçak dolum yapılan depoda tüp patlaması sonucu çıkan yangında Ahmet Gökoğlu (20) ile İbrahim Yıldırım, yanarak yaralanmıştı. Özel bir tıp merkezine kaldırılan dayı-yeğenin tedavi ücretlerini ödemedikleri ileri sürülerek, başka bir hastaneye sevki geciktirildiği iddia edilmişti.

Olay sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Adana Valiliği'nce özel tıp merkezine 5 gün kapatma ceza verilmişti. İbrahim'in tedavilerini üstlenen Erdoğan, Adana programı sırasında çocuğu ve ailesini valilikte kabul etmişti.

Elini öptüğü İbrahim'e çeşitli hediyeler veren Erdoğan, baba Mehmet Yıldırım'a da bir otelde iş bulmuştu.

YÖRÜK TÜRKMEN MÜZESİ

Geçen Yıl Kurularak Faaliyete Geçen Muğla Yörük Obaları Derneği'nin Çalışmaları Sonucu Türkiye'de Bir İlk Olma Özelliği Taşıyan Muğla Yörük Türkmen Müzesi ve Kültür Merkezi Törenle Açıldı.



Geçen yıl kurularak faaliyete geçen Muğla Yörük Obaları Derneği'nin çalışmaları sonucu Türkiye'de bir ilk olma özelliği taşıyan Muğla Yörük Türkmen Müzesi ve Kültür Merkezi törenle açıldı.
Saburhane Meydanı'nda kurulan Yörük Çadırı'nda düzenlenen törene Muğla Vali Yardımcısı Recep Yüksel, Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Süslü, İl Genel Meclisi üyeleri, çevre beldelerin belediye başkanları, AK Parti İl Başkanı Gültekin Akça, MHP İl Başkanı Ferhat Kırtaş, DP İl Başkanı Erol Kapiz, Ticaret Borsası Başkanı Hayati Nizamoğlu, Yörük Türkmen Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Kıvrak ile çok sayıda vatandaş katıldı.


Muğla Yörük Obaları Derneği Başkanı Nurhan Keleş, dernek olarak Yörük ve Türkmen gelenek ve kültürünü gelecek kuşaklara aktarmayı birinci görev saydıklarını söyledi. Keleş, Yörükler'in, atlı göçebe Türk kültürüne uygun yaşantılarını diğer birçok Türk topluluğuna göre daha uzun süre devam ettiren ve yerleşik düzene yakın zamanlarda geçen en önemli Türk topluluklarından biri olduğunu anlattı. Yörükler'in hoşgörülü insanlar olduğunu anlatan Keleş, şöyle konuştu: "Çünkü barış içinde yaşamanın tek yolu hoşgörüden geçer. Yörükler özgürlüklerine düşkün insanlardır. Milli Mücadelede de ülkemizi işgale yeltenen düşmana karşı Anadolu'da başlayan direnişte Mustafa Kemal'in yanında yer alıp ulusal direniş hareketinin başını çekmişler ve binlerce şehit vererek Türk vatanseverliğinin en güzel örneklerini oluşturmuşlardır. Bugün açılışını yaptığımız hizmet binamız sadece bizi bir çatı altında birleştiren bir unsur gibi görünse de hizmet binası içerisinde kültürümüze ait etnografik malzemelerden oluşan Türkiye'nin ilk Yörük Türkmen Müzesi'ni de bünyesinde barındırıyor. Müze ile Muğla kültür turizminin bir ayağını da biz Yörükler oluşturacağız." Yörük Türkmen Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Kıvrak da, Yörüklerin yolunun Türklüğün varolma mücadelesi olduğunu belirterek "Ülkemizin işgaline karşı mücadele eden Yörük Ali'nin topraklarında bulunmaktan gurur duyuyorum. Yolumuz zor ve uzun. Fakat biz yörüğüz ve yürürüz. Liderimiz Mustafa Kemal'dir. Hedefimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yaşaması ve tam bağımsız olması, Yörük kültürünün yaşamasıdır. Yörük susuyorsa, korkudan değil, Türklüğün gururundan ve efendiliğindendir. Yörük, orman yakmaz, ağaç kesmez, tarla açmaz" dedi.

Konuşmaların ardından Yörük Türkmen Müzesi ve Kültür Merkezi'nin açılışı Vali Yardımcısı Recep Yüksel ve Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün ve diğer protokol tarafından yapıldı. Törende MUZKATDER Davul Zurna Ekibi, Halk Eğitim Merkezi Halk Oyunları Ekibi, Yörük Obaları Derneği Halk Oyunları Ekibi ve Recai Güreli İlköğretim Okulu Ana Sınıfı öğrencilerinin sergilediği gösteriler açılışa renk kattı.

Eğitim-Öğretim Yılı Takvimi...

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ''2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı Çalışma Takvimi'' ile ilgili bir genelge yayımladı.

2007-2008 eğitim-öğretim yılı yarın sona erecek. Yeni eğitim-öğretim yılı ise 8 Eylül 2008'de başlayacak ve 12 Haziran 2009'da tamamlanacak.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ''2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı Çalışma Takvimi'' ile ilgili bir genelge yayımladı.

Genelgeye göre, 8 Eylül 2008'de başlayacak olan 2008-2009 eğitim-öğretim yılının birinci dönemi 23 Ocak 2009'da sona erecek. Öğrenciler ve öğretmenler 26 Ocak-6 Şubat 2009 arasında yarı yıl tatili yapacak. İkinci dönem ise 9 Şubat 2009'da başlayacak. 2008-2009 eğitim-öğretim yılının son ders zili ise 12 Haziran 2009'da çalacak.

2009-2010 eğitim-öğretim yılının başlama tarihi ise 7 Eylül 2009 olarak belirlendi.

Milli Eğitim Bakanı Çelik, genelgede, Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) girecek öğrencilerin Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezindeki (ÖSYM) işlemlerini zamanında gerçekleştirebilmeleri için gerekli titizliğin gösterileceğini de kaydetti.

Daha önce yayımlanan genelgede 2008-2009 eğitim-öğretim yılının 15 Eylül 2008'de başlayacağı bildirilmişti. Resmi tatil günlerinin hafta içine rastlaması sebebiyle çalışma takviminin yeniden düzenlendiği kaydedildi.

12 Haziran 2008 Perşembe

2 Değil 5 Zayıfı Olan Gecebilecek...

Ortaöğretimde sorumlu olarak bir üst sınıfa geçilebilecek ders sayısı, alt sınıflar dahil 2'den 5'e yükseltildi.

Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.

Değişikliğe göre, doğrudan veya yıl sonu başarı notu ile sınıfını geçemeyen öğrencilerden 9'uncu sınıfta en fazla 3, 10'uncu ve 11'inci sınıflarda ise en fazla 2 dersten başarısız olanlar, sorumlu olarak bir üst sınıfa devam edebilecek. Ancak, alt sınıflar dahil toplam 5'ten fazla sorumlu dersi bulunanlar, başarısız sayılacak. Alan değişikliğinden dolayı sorumlu olunan dersler ise bu sayıya dahil edilmeyecek.

Daha önce, doğrudan veya yıl sonu başarı notu ile sınıfını geçemeyen öğrencilerden alt sınıflardaki sorumlu olduğu dersler de dahil, en fazla iki dersten başarısız olanlar bir üst sınıfa devam edebiliyordu.

Yeni düzenlemeyle, sorumluluk, o dersin sorumluluk sınavında başarılı olunması halinde kalkarken, hazırlık sınıfından sorumlu olarak 9'uncu sınıfa geçilmeyecek.

Yeni ders yılının başlamasına kadar geçen süre içinde yapılan alan seçimi, bundan böyle ders kesiminden itibaren Ortalama Yükseltme ve Sorumluluk Sınavlarının bitimini izleyen 10 iş günü içinde yapılacak.

Ancak, alanını değiştiren öğrenci, yöneldiği yeni alana ait alt sınıfın görmediği alan dersleri ile gördüğü halde haftalık ders saati sayısı farkı bir ders saatinden fazla olan alan derslerinden sorumlu tutulacak ve bu derslerden sorumluluk sınavları döneminde sınava alınacak.

Öğrenci, yeni alanında okutulmayan, önceki alanına ait sorumlu olduğu alan derslerinden muaf tutulacak.

Sınıf tekrarına kalan öğrenciler de yeni ders yılının ilk bir ayı yerine Ortalama Yükseltme ve Sorumluluk Sınavlarının bitimini izleyen 10 iş günü içinde not şartı aranmaksızın aynı sınıfı tekrar etmek şartıyla alanını değiştirebilecek.

Nakli yapılan öğrencilerden geldiği okulda alanı bulunmayanlar, önceden olduğu gibi, kendisinin ve velisinin isteği de dikkate alınarak uygun bir alana yönlendirilecek.

Daha önce birinci ve ikinci dönem başında gerçekleştirilen zümre öğretmenler kurulu toplantısı, dönem başlarının dışında, ders kesiminden sonra da yapılacak.

Yıl sonu başarısının tespitine ilişkin yeni düzenlemeye göre, bir dersin yıl sonu puanı, yetiştirme programını gerektiren sebeplerden dolayı iki döneme ait puan bulunmaması halinde yetiştirme programından alınan puanların aritmetik ortalamasından elde edilen puan olacak.

Alan değişikliği sebebiyle iki döneme ait puan bulunmaması durumunda sorumluluk sınavında elde edilen puan, yıl sonu puanı olarak kabul edilecek.

Bir dersin yıl sonu notu ise yetiştirme programını gerektiren sebeplerden dolayı iki döneme ait not bulunmaması halinde yetiştirme programı puanından elde edilen not olacak. Alan değişikliği sebebiyle iki döneme ait notun bulunmaması halinde sorumluluk sınavı puanından elde edilen not, yıl sonu notu olacak. Bir dönem notunun bulunması halinde ise bu dönem notu ile yetiştirme programı notunun aritmetik ortalamasıyla bulunacak.

Yönetmelikle, hazırlık sınıfına ilişkin maddede de değişiklik yapıldı. Buna göre, hazırlık sınıfında öğrenim görmeden aynı okulun 9'uncu sınıfına doğrudan geçmek isteyen öğrencilerin velileri, yeterlik sınavından 5 gün önce okul yönetimine yazılı olarak başvuracak. Başvurusu alınan öğrenciler, birinci yabancı dil dersi ile Türkçe dersinden, ders yılının ilk haftası içinde yeterlik sınavına alınacak.

Yabancı dil dersi ile Türkçe sınavlardan en az "2" alan öğrenciler başarılı sayılacak. Başarısız olanlar ise bir yıl daha hazırlık sınıfına devam edecek.

Devamsızlık nedeniyle 12'nci sınıfta başarısız duruma düşen öğrenciler, aynı sınıfı tekrarlayacak. Ayrıca mezun olamayan 12'nci sınıf öğrencilerinden sınıf tekrar etme hakkı bulunanlar da başarısız olunan ders sayısına bakılmaksızın sınıf tekrar edebilecek.

Özürlü veya özürsüz devamsızlıklarla ilgili raporların okul yönetimine iletilmesi gereken süre "7" iş gününden "5" iş gününe düşürüldü.

Ortaöğretimde ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları yeniden düzenlendi.

Buna göre, öğrencilerin ortalama yükseltme sınavları döneminde devam ettikleri ve öğrenim gördükleri sınıfta başarılı ve başarısız olunan en fazla 3 dersten girdikleri ortalama yükseltme sınav sayısı 4'e yükseltildi.

Öğrenciler, önceki yıllardan sorumlu olunan derslerden sorumluluk sınavına alınacaklar. Bu sınavlar, ders kesiminden bir hafta sonra başlayacak ve süresi üç haftayı geçmeyecek.

Bu Yıl ÖSS'de Kaç Kişi Yarışacak?

Üniversitelerde okumak isteyen adayların katılacağı Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS), 15 Haziran Pazar günü yapılacak. Sınava, 1 milyon 530 bin aday katılacak.

ÖSS, Türkiye'de tüm il ve bazı ilçeler olmak üzere 151 merkezde ve KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da toplam 5 bin 200 binada, 81 bin 138 salonda gerçekleştirilecek. Sınav günü binalarda 239 bin 191 kişi görev alacak.

Sınav saat 09.30'da başlayacak ve tek oturumda 195 dakika sürecek. Her bir adaya tek soru kitapçığı ve tek cevap kağıdı verilecek. Soru kitapçıkları kopyanın önlenmesi amacıyla 10 tür basıldı.

Sınavda, 30'ar soruluk toplam 8 test yer alacak. Ön lisans programlarını tercih edecek adayların ilk 4 testi yapmaları yeterli olacak. Lisans programlarını tercih edecek adayların ise bu 4 teste ek olarak, alanları doğrultusundaki 2 testi daha yapmaları gerekiyor.

İlk 4 test Türkçe, Sosyal Bilimler-1 (Sos-1), Matematik-1 (Mat-1) ve Fen Bilimleri-1 (Fen-1) olarak isimlendirildi. Bu testleri yanıtlayan adaylar, sınavın ikinci bölümünde alan dersleriyle ilgili testlere geçecekler.

Alan testleri de Edebiyat-Sosyal Bilimler (Ed-Sos), Sosyal Bilimler-2 (Sos-2), Matematik-2 (Mat-2) ve Fen Bilimleri-2 (Fen-2) olacak.

Sınavın, ortak müfredattan oluşan ilk bölümünde Türkçe testinde Türkçe'yi kullanma gücü ile ilgili sorular, Sos-1'de Sosyal Bilimlerdeki temel kavram ve ilkelerle düşünmeye dayalı sorular (Tarih yüzde 43, Coğrafya yüzde 34, Felsefe yüzde 23 oranında), Mat-1'de matematiksel ilişkilerden yararlanma gücüyle ilgili sorular, Fen-1'de Fen Bilimleri'ndeki temel kavram ve ilkelerle düşünmeye dayalı sorular (Fizik yüzde 43, Kimya yüzde 30, Biyoloji yüzde 27) yer alacak.

Sınavın alan testlerini kapsayan ikinci bölümünde de Ed-Sos alanında Türk Dili ve Edebiyatı (Edebi Metinler dahil-yüzde 57), Türkiye Coğrafyası (yüzde 27), Psikoloji (yüzde 16) sorulacak.

Sos-2'de Tarih (yüzde 43), Ülkeler Coğrafyası (yüzde 23), Sosyoloji (yüzde 17), Mantık (yüzde 17) olacak. Mat-2'de Matematik yüzde 70, Geometri yüzde 30 oranında sorulacak. Fen-2'de ise yüzde 43 Fizik, yüzde 30 Kimya ve yüzde 27 Biyoloji soruları yer alacak.

Dil alanında da Kelime ve Dil Bilgisi (yüzde 25), Çeviri (yüzde 15) ve Okuduğunu Anlama (yüzde 60) soruları olacak.

Sınav sonuçları, Temmuz ayının son haftasında açıklanacak. Sınavın 120 soruluk ilk kısmını yanıtlayan, yani EA-1, Söz-1 ve Say-1 puanı olan adaylar, meslek yüksekokullarını (Sınavsız geçişten sonra boş kalan kontenjanlara yerleşebilmek için), Açıköğretim ön lisans programlarını, Açıköğretim lisans programlarını (İngilizce Öğretmenliği hariç) ve özel yetenek sınavı sonuçlarına göre öğrenci alan lisans programlarını tercih edebilecekler.

Bu puanlar ayrıca, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olanların kendi alanlarında ek puanla girilen yükseköğretim programlarına (Mesleki Eğitim Fakültesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi, Ticaret ve Turizm Eğitimi Fakültesi, İlahiyat Fakültesi; Eğitim fakültelerinin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri, Okul Öncesi, Anaokulu, Üstün Zekalılar, Zihin Engelliler, Görme Özürlüler ve İşitme Engelliler öğretmenlikleri; Sağlık Yüksekokulu, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu, Endüstriyel Sanatlar Yüksekokulu, Sivil Havacılık Yüksekokulu, Uygulamalı Yabancı Diller Yüksekokulu, Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu ve bu türdeki okullara yerleşmek amacıyla kullanılacak.

Say-2, Söz-2 ve EA-2 puanları da mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun olanların kendi alanlarındaki ek puanla girilen yükseköğretim programları ile Açıköğretim lisans programları dışındaki 4 ve daha fazla yıllık lisans programlarına giriş amacıyla kullanılacak.

Dil puanı da sadece yabancı dil ağırlıklı puanla öğrenci alan tüm lisans ve ön lisans programları için geçerli olacak.

Üniversitelerin yabancı dil bölümlerinde okumak isteyen adaylar, 15 Haziranda yapılacak ÖSS'nin yanı sıra 22 Haziran Pazar günü Yabancı Dil Sınavı'na katılacaklar. Sınav sonuçlarının, 10-15 Temmuz 2008 tarihleri arasında açıklanması planlanıyor.

ÖSS Öncesi Beslenme Önerileri...

Uzmanlar ÖSS'ye gireceklere uyarı, 15 Haziran Pazar günü ÖSS'ye gireceklere, sınavdan önceki gece dışarıda yemek yememelerini önerdi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Funda Elmacıoğlu, 15 Haziran Pazar günü ÖSS'ye gireceklere, sınavdan önceki gece dışarıda yemek yememelerini önerdi.

Doç. Dr. Elmacıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrenci seçme sınavında başarı kazanılmasında öğrencilerin fiziki durumlarının da büyük önem taşıdığını ifade etti.

Özellikle beslenme konusunda birkaç basit kuralın sınav sırasında yaşanabilecek olumsuzlukları ortadan kaldıracağını belirten Doç. Dr. Elmacıoğlu, öğrencilerin stressiz ve rahat bir ortamda sınava girmeleri için sınav öncesinde beslenmelerine dikkat etmelerini istedi.

Bilinçli beslenmenin bu anlamda önemli olduğunu bildiren Doç. Dr. Elmacıoğlu, şunları kaydetti:

''Özellikle sınav öncesi gece beslenmesi büyük önem taşımaktadır. Öğrenciler, herhangi bir gıda zehirlenmesine karşı mutlaka evlerinde yemek yemeliler. Gece yatmadan en az 2 saat öncesinde hiçbir kafeinli, kolalı içecek, çay ve kahve tüketilmemelidir. Ayrıca fazla sıvı da tüketilmemelidir. Fazla sıvı gece kişiyi idrara zorlar ve uykusuz kalmasına neden olur. Tatlı ihtiyacını gidermek için de çikolata ve pasta yerine evde hazırlanmış sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Ayrıca sınavdan bir gün öncede kesinlikle kuru baklagil, yağda kızarmış patates ve bulgur pilavı yenilmemelidir. Bunların sindirimi uzun sürer ve gaz yapar. Bu da sınav sırasında rahatsızlık verir.''

-KAHVALTI

Sınava gireceklere sınavdan 2,5 saat önce evlerinde kahvaltı yapmalarını öneren Doç. Dr. Elmacıoğlu, kahvaltıda asla hazır meyve suyu, poğaça ve çikolata yenilmemesi gerektiğini bildirdi.

Doç. Dr. Elmacıoğlu, bu gıdaların kan şekerinin hızla yükselmesine ve düşmesine neden olacağını, bunun da konsantrasyon güçlüğü, fenalık hissi ve uyku hali vereceğini belirtti.

-SIVI KAYBI-

Sabah kahvaltısında mutlaka üzüm ekmezi, peynir, yarı yağlı süt ve yumurtadan oluşan protein ağırlıklı bir kahvaltı yapılmasını öneren Doç. Dr. Funda Elmacıoğlu, şunları söyledi:

''Kahvaltıda sadece meyve yemek, meyve suyu içmek proteinsiz reçelli ekmek veya ballı ekmek yanlıştır. Sınav esnasında susamaya neden olacaktır. Sınav esnasında ise hiçbir besin mucize yaratmaz. Su ve evde sıkılmış meyve suyu en uygun içecektir. Sınav süresi uzun ve havanın da sıcak olacağı gözönüne alındığında sıvı kaybı meydana gelecektir. Sıvı kaybı hafızada karmaşa ve kararsızlık yaratır. Bunun için sıvı alınmalı, ancak bu da gerektiği oranda olmalıdır.''

Doç. Dr. Elmacıoğlu, sınav stresini azaltmak için sınav anında az miktarda kuru kayısı ve kuru üzüm de yenilebileceğini, ancak tüketilmesi gereken herşeyin fazlasından kaçınılması gerektiğini bildirdi.

Yeni düzenlemeler ile 10 Eylül 2007 Pazartesi günü başlayan 2007-2008 eğitim-öğretim yılı yarın sona eriyor.

Yeni düzenlemeler ile 10 Eylül 2007 Pazartesi günü başlayan 2007-2008 eğitim-öğretim yılı yarın sona eriyor.

15 milyon öğrenci ve 600 bine yakın öğretmen 3 aylık yaz tatiline hazırlanırken, 2008-2009 eğitim-öğretim dönemi ise 15 Eylül 2008 Pazartesi günü başlayacak. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) eğitim-öğretimin kalitesini artırma çalışmaları çerçevesinde yaptığı yeni düzenlemeler ile başlayan 2007-2008 eğitim öğretim yılı yarın sona eriyor. İlk ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci, yarın 3 ay sürecek yaz tatiline girecek. Okul öncesi eğitimdeki 650 bin öğrenci, ilköğretim okullarındaki 11 milyon öğrenci ile liselerdeki 3 milyon 500 bin öğrenci, 2008-2009 eğitim-öğretim yılının başlayacağı 15 Eylül'e kadar tatil yapacaklar. Karne almasına karşın 2 milyonun üzerinde öğrenciyi ise 2 önemli sınav daha bekliyor. Bu yılın en önemli özelliklerinden biri de; MEB'in 2004 yılında genel liselerin eğitiminin 4 yıla çıkarması nedeniyle Anadolu Liseleri, Fen Liseleri, Anadolu Teknik Liseleri, Güzel Sanatlar Liseleri ve Anadolu Öğretmen Liseleri dışındaki ortaöğretim kurumlarının mezun vermeyecek olması. Mezun sayısındaki azalma nedeniyle Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) katılımda bir miktar düşüş yaşandı. 15 Haziran'da yapılacak ÖSS'ye 1 milyon 643 bin genç katılacak. ÖSS'ye son sınıf düzeyinde katılan aday sayısı ise 221 bin 507 oldu. İlköğretim 6 ve 7. sınıflar için ilk kez yapılacak olan SBS de 21-22 Haziran 2008 tarihlerinde yapılacak. SBS'ye ilköğretim 6. sınıflardan 981 bin 37, 7. sınıflardan da 982 bin 378 aday katılacak. Bu yıl son defa yapılan OKS'ye ise 8 Haziran'da 913 bin aday katılmıştı. Yarın 15 milyon öğrenciyi karne heyecanı sararken, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise programının yoğunluğu nedeniyle bu yıl karne dağıtım törenine katılamayacak.

Miniklerde Karne Heyecanı...

11 Haziran 2008 Çarşamba

Yaşı Küçük Olan Birinci...

OKS sorularının zorluğu bugüne kadar öğrencilerin en çok şikayet ettiği konuydu. Milli Eğitim, OKS'de kolay sorular sordu yine problem oldu.

Yüzlerce birincinin çıkacağı ve öğrencilerin 90-100 net aralığında yığılacağını belirten uzmanlar bu durumun yerleştirmede sorun oluşturacağını savunuyor. Sadece İstanbul'da 100 sorunun tamamını doğru cevapladığını belirten 100'ün üzerinde öğrenci çıktı. İstanbul'da bazı özel liseler, sınavdan iki gün sonra sonuçları beklemeden öğrencilerinin birinci olduğunu basın toplantısıyla duyurdu. Diğer illerle birlikte OKS birincilerinin 200'ün üzerinde çıkması bekleniyor. Ayrıca 99 veya 98 net yapanların sayısının da binlerce olduğu ifade ediliyor. Ortaöğretim başarı puanları genellikle eşit olan birincilerin tercih ettiği okullar da aynı olunca kimin yerleştirileceği tartışması başladı. Sınav kılavuzuna göre yerleştirmelerde öğrencinin yaş durumu öne çıkacak. Puanı eşit olan adaylardan yaşı küçük olan istediği liseye öncelikli yerleştirilecek. Sıralama buna göre yapılacak.

Uzmanlara göre çok sayıda birincinin çıkması veya 95 netin üzerinde çok sayıda adayın bulunması yerleştirmelerde kaosa yol açacak. Yüksek puan çıkaran ve soruların tamamını doğru cevaplayanların genelde tercihleri de ortak oluyor. İstanbul, Ankara ve İzmir fen liseleri ile İstanbul Erkek, Galatasaray, Kabataş Erkek, Hüseyin Avni Sözen gibi okulları tercih eden adayların aynı anda bir yeri tercih etmesi durumunda nasıl yerleştirileceği tartışılıyor. Geçen yıl Galatasaray 93, İstanbul Atatürk Fen 90, Çapa Anadolu Öğretmen 81, Robert 91, Mümtaz Soysal Sosyal Bilimler 74 net ile öğrenci almıştı.

100 sorunun tamamını doğru cevaplayanların ilköğretim başarı puanları da aynı olduğu için OKS kılavuzuna göre yerleştirmelerde öğrencinin yaş durumu öne çıkacak. Puanı eşit olan adaylar arasında seçim yapılırken yerleştirmelerde yaşı küçük olan kazanıyor. Zirve Dergisi OKS Rehberlik Uzmanı İsmail Baran, geçmiş yıllarda "yaşı küçük olan adaya öncelik verilir" kuralına pek gerek kalmadığını belirterek "2008 OKS'de ortaya çıkan tablo bu kritere çok daha fazla ihtiyaç duyulacağı ihtimali doğmuştur. Bu durum ne derece hakkaniyete uyar? Bu tablo zihinlerde soru işareti oluşturabilir." dedi. Bazı adayların gün veya ay farkıyla kaliteli okullara gideceğini ifade eden Fatih Dershaneleri Genel Müdürü Sezai Eyüboğlu, ise "Sınavın kolay olması başarılı öğrencilere zarar verdi. Herkes bu soruları çözecekse sınava gerek yok. Bu ortamda bir çocuğun 8 yıl okuması, yıllarca sınava hazırlanması anlamsızlaşıyor. Baştan yazı tura atarak öğrenci yerleştirilse daha iyi olur." diye konuştu.

Fen, Anadolu ve sosyal bilimler liseleri, polis koleji ve özel okullara yerleştirme OKS sonuçlarına göre yapılıyor. Tercihler 11-18 Temmuz tarihleri arasında yapılacak ve adaylara sadece bir kez tercihte bulunma hakkı verilecek. Adaylar tercihlerinde 20 okul seçebiliyor. Bu yıl OKS'nin kolay olmasından dolayı 90-100 net arası yığılmanın geçen yıldan çok daha fazla olacağı tahmin ediliyor. Bu yüzden okulların taban puanları yükselecek. Aynı netlere sahip, diploma notu aynı ve aynı puanı alacak öğrenci sayısının bir hayli fazla olması puanı eşit öğrencilerin yerleştirilmesindeki kriterleri gündeme getirdi. Zirve Dergisi Rehberlik Uzmanı İsmail Baran, bütün testlerden eşit puan alan adayların yaş durumunun dikkate alınacağını hatırlatarak yerleştirme kriterlerini şöyle sıraladı: "Fen liselerine ve sağlık meslek liselerine yerleştirmede; MF ağırlıklı standart puanların eşit olması durumunda matematik testi standart puanı yüksek olan adaya; matematik testi standart puanı eşit ise fen bilgisi testi standart puanı yüksek olan adaya; fen bilgisi testi standart puanı eşit ise Türkçe testi standart puanı yüksek olan adaya; Türkçe testi standart puanı eşit ise sosyal bilgiler testi standart puanı yüksek olan adaya öncelik verilir."

913 bin adaydan 251 bini kazanacak

Resmî fen liseleri: 6.144

Özel fen liseleri: 10.603

Anadolu liseleri: 100.510

Anadolu öğretmen lis.: 16.050

Sosyal bilimler liseleri: 792

Anadolu teknik lis.: 30.419

Anad. meslek ve An. kız meslek lis.: 22.112

Ana. ticaret ve turizm mes lis.: 30.660

Anadolu İHL: 19.620

Anadolu sağlık meslek lis.: 14.160

Toplam kontenjanlar: 251.070