2 Nisan 2010 Cuma

Şırnaklı Öğrenciler YGS'ye Mersin'de Girecek...

Şırnakta YGS'ye girecek öğrenciler dersliklerin yetersiz olması nedeniyle Mersin, Malatya, Elazığ gibi illere gönderildi.

Bu sene ilk kez uygulanacak olan iki aşamalı üniversite sınav sisteminin ilki olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) 11 Nisan Pazar günü yapılacak. Türkiye genelinde adaylar sınava girecekleri yerleri öğrenirken, bazı adaylara gönderilen sınav adresleri şok etkisi yarattı. Şırnaklı öğrenciler dersliklerin yetersiz olması nedeniyle Mersin, Malatya, Elazığ gibi illere gönderildi. Yani sabah 10.00'da başlayacak olan sınavdan önce öğrenciler sınav salonuna ulaşmak için 780'ye varan mesafeler katetmek zorunda. 10 Saat Önce Yola Çıkacaklar
Şırnak'ın geçen yıl ÖSS'de sondan üçüncü olmasına dikkat çeken adaylar “10 saat yol gitmemiz gerekiyor. Nasıl başarılı olabiliriz. Şırnak-Mersin arası 780 km” diyerek tepki gösterdi. İstanbul ve İzmir gibi şehirlerde adayların sınav gecesi rahat uyuması için o gece kentte gürültü yapanlara ceza bile kesildiğini belirten Pianalitik Yayınları'ndan eğitimci Hakan Baykal ise adayların zihinsel olarak olumsuz etkileneceğine dikkat çekti. Nasıl Sondan 3. Olmasınlar! Geçen yıl da 400 öğrenci Bitlis ve Malatya'da sınava girmişti. Başarılı öğrencilerin de mağdur olduğunu dile getiren Özel Atak Çaba Dershanesi Müdürü Nevaf Abay, “Geçen yıl başarılı öğrencilerimiz aynı nedenlerle almaları gereken puandan 10-15 puan daha aşağıda puan almışlardı” dedi. Derslik sayısının artırılması Şart
Adaylardan sınava girmek istedikleri yerle ilgili iki tercih istediklerini belirten ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan “Birinci tercihlerinde yer yoksa, ikincisine bakıyoruz. Önceliği lise son sınıf öğrencilerine ve kız öğrencilere veriyoruz. İkinci tercihte de yer kalmaması durumunda da önceliği eski mezunlara vererek adayları çevre illere göndermek zorunda kalıyoruz. Bu kadar uzak illere gönderilmelerindeki neden Şırnak'ın çevre illerinde de doluluk oranının fazla olması. Bu nedenle derslik kapasitelerimiz artırılması şart” dedi. (Star)

ÖSYM Sınav Uygulama Tanıtım Filmleri Yayınlandı...

ÖSYM 2010 yılında yapılacak sınavlarda, görevliler ve adayları bilinçlendirmek için Sınav Uygulama Tanıtım filmleri hazırladı ve bunları kendi sitesinden yayınlandı.

2010 ÖSYS'deki sistem değişikliği nedeniyle uygulama değişiklikleri olan YGS, LYS sınavları ile merkezimizin yaptığı diğer sınavlarda görev alan sınav görevlileri ve adaylar için tanıtım filmi hazırladı ve sitesinden yayınlamaya başladı. ÖSYM 2010 yılında yapılacak sınavlarda, görevliler ve adayları bilinçlendirmek için Sınav Uygulama Tanıtım filmleri hazırladı ve bunları kendi sitesinden yayınlandı. Kendi bilgisayarınıza da kaydedebileceğiniz bu tanıtım filmini izlemek için http://tanitim.osym.gov.tr bağlantısını tıklayabilirsiniz. ÖSYM; konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Sınav merkezlerindeki görevlilerin bu filmleri izleyerek sınavdaki uygulamaları doğru ve eksiksiz olarak öğrenmelerini temenni ederiz" ibaresini kullandı.

Adaylar Her Dersten Farklı Günde Sınav Olacak

Adayların tüm sınavlara girme zorunluluğu yok. Aday istediği yükseköğretim programına göre en az iki teste katılmak zorunda.

Matematik sınavı yani LYS-1, 19 Haziran'da yapılacak. LSY-5 yani yabancı dil sınavı da aynı tarihte gerçekleşecek. LYS-4 yani sosyal bilimler sınavı 20 Haziran'da, LYS-3 olarak adlandırılan Edebiyat, Coğrafya sınavı 26 Haziran'da, LYS-2 adı verilen Fen Bilimleri sınavı 27 Haziran'da gerçekleşecek. Adayların tüm sınavlara girme zorunlulukları yok. Burada önemli olan, adayın girmek istediği yükseköğretim programı. Aday, girmek istediği yükseköğretim programına göre en az iki teste katılmak zorunda. Örneğin mühendislik okumak isteyen aday, Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın (YGS) ardından, Matematik Sınavı ve Fen Bilimleri sınavına katılacak. LYS ile ilgili sorularımızı Uğur Dershaneleri ÖSYS Koordinatörü Turgay Polat cevapladı: MF grubundan sınava giren bir adayın eline nasıl bir sonuç belgesi gelecek? Adaya MF-1, MF-2, MF-3, MF-4 puanlarının yer aldığı sonuç belgesi gelecek. Bu puanlar neyi ifade ediyor? MF-1 PUAN TÜRÜ: Matematik ağırlıklı temel bilim programları için kullanılacak. Bu puan türüyle, matematik, matematik öğretmenliği, matematik-bilgisayar vb. bölümlere yerleştirme yapılacak. MF-2 PUAN TÜRÜ: Fen ağırlıklı temel bilim programları için kullanılacak. Bu puan türüyle, fizik, fizik öğretmenliği, kimya, kimya öğretmenliği, biyoloji, biyoloji öğretmenliği vb. bölümlere yerleştirme yapılacak. MF-3 PUAN TÜRÜ:Sağlık bilimleri programları için kullanılacak. Bu puan türüyle tıp, eczacılık, diş hekimliği, moleküler biyoloji ve genetik vb. bölümlere yerleştirme yapılacak. MF-4 PUAN TÜRÜ: Mühendislik ve teknik puanlar için kullanılacak. Bu puan türü ile mühendislik programlarına yerleştirme yapılacak. Türkçe-Matematik TM (Türkçe-Matematik) grubu adayının elinde hangi veriler bulunacak? TM-1, TM-2, TM-3 puanları bulunacak. TM-1 PUAN TÜRÜ: Matematik ağırlıklıdır. Bu puan türüyle iktisat, işletme, finans vb. bölümlere öğrenci yerleştirilecek. TM-2 PUAN TÜRÜ: Türkçe-edebiyat ve matematik ağırlıklı. Bu puan türüyle uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi, hukuk vb. programlara öğrenci alınacak. TM-3 PUAN TÜRÜ: Matematik ile Türkçe-edebiyat eşit ağırlıklı. Bu puan türüyle psikoloji, sosyoloji, vb. programlara öğrenci yerleştirilecek. TS ve Dil puan gruplarını da sıralayalım. TS-1 PUAN TÜRÜ: Sosyal programlar için kullanılacak. Bu puan türü, iletişim, gazetecilik, halkla ilişkiler vb. programlara öğrenci yerleştirmek amacıyla kullanılacak. Bu puan türünün oluşumunda sosyal bilimlerin etkisi yüzde 49. Türkçe yüzde 43 TS-2 PUAN TÜRÜ: Dil (Türkçe, edebiyat) ve tarih programları için öngörüldü. Bu puan türüyle, Türk dili ve edebiyatı, Türkçe öğretmenliği, tarih, coğrafya, vb. programlara öğrenci yerleştirilecek. Bu puan türünde edebiyat ve Türkçe dersleri yüzde 43 etkili. DİL-1 PUAN TÜRÜ: İnilizce, Almanca, Fransızca öğretmenliklerine, İngiliz dili ve edebiyatı vb. programlarına öğrenci yerleştirilecek. DİL-3 PUAN TÜRÜ: Batı dilleri, Urdu dili, hungaroloji gibi programlara öğrenci yerleştirilecek. DİL-3 PUAN TÜRÜ: Arap dili ve edebiyatı, Arapça öğretmenliği, Çin dili ve Edebiyatı, doğu dilleri, Fars dili ve Edebiyatı, Gürcü dili ve edebiyatı bölümlerine öğrenci alınacak. Testler için ayrı kitapçık Testler ve soru sayıları şöyle olacak: LYS-1: Matematik testi: 50 soru, 75 dakika Geometri testi: 30 soru, 45 dakika Toplam: 80 soru, 120 dakika Matematik ve geometri testleri için ayrı soru kitapçıkları kullanılacak. Cevap kağıdı iki test için ortak olacak. Geometri testindeki soruların 8 tanesi analitik geometri sorusu olacak. Matematik soruları, öğrencilerin alan seçimi sonrasında öğrendikleri konulardan oluşacak. LYS-2: Fizik testi: 30 soru, 45 dakika Kimya testi: 30 soru, 45 dakika Biyoloji testi: 30 soru, 45 dakika Toplam 90 soru, 135 dakika Fizik, kimya ve biyoloji testleri için ayrı soru kitapçıkları kullanılacak. Cevap kâğıdı iki test için ortak olacak. LYS-3: Türk dili ve edebiyatı testi: 56 soru, 85 dakika Coğrafya-1 testi: 24 soru, 35 dakika Toplam: 80 soru, 120 dakika Türk dili ve edebiyatı testi ile coğrafya-1 testi için ayrı soru kitapçıkları kullanılacak. Cevap kâğıdı iki test için ortak olacak. LYS-4: Tarih testi: 44 soru, 65 dakika Coğrafya-2 testi: 16 soru, 25 dakika Felsefe grubu testi: 30 soru, 45 dakika Toplam: 90 soru, 135 dakika Tarih, coğrafya-2 ve felsefe grubu testleri için ayrı soru kitapçıkları kullanılacak. Cevap kağıdı üç test için ortak olacak. Felsefe grubu testinde 10 psikoloji, 10 sosyoloji, 10 mantık sorusu yer alacak. LYS-5: Yabanci Dil Testi: 80 soru, 120 dakika. Yabanci dil testi İngilizce, Almanca ve Fransızca dillerinde hazırlanacak. Okula ve alana değil programa göre test Yeni sistemin en önemli farklılığı öğrencilerin mezun olacakları okula veya mezun olacakları alana göre değil, öğrenim görmek istedikleri yükseköğrenim programına göre testleri girmesi. Adayların öğrenim görmek istedikleri alanlara göre girmeleri gereken testler şöyle:
- Fen mühendislik, tıp vb. programlara girmek isteyen adaylar: Yükseköğretime Geçiş Sınavı Matematik Sınavı (LYS-1) Fen Bilimleri Sınavı (LYS-2) - Sosyal bilimler, edebiyat, vb. programlara girmek isteyen adaylar: Yükseköğretime Geçiş Sınavı Edebiyat, coğrafya sınavı (LYS-3) Sosyal bilimler sınavı (LYS-4) - İktisat, işletme, hukuk vb. programlara girmek isteyen adaylar: Yükseköğretime Geçiş Sınavı Matematik sınavı (LYS-1) Edebiyat-coğrafya sınavı (LYS-3) - Yabancı dil vb. programlara girmek isteyen adaylar: Yükseköğretime Geçiş Sınavı Yabancı Dil Sınavı Verimli çalışmanın kurallarına uyulmalı Verimli çalışabilmek için, bir haftalık bir program yapın. Öğrenilen bilgileri tekrar edin. Sınav, çoktan seçmelidir. Bu nedenle öğrencinin teorik bilgisi ne kadar iyi olursa olsun, o bilgiyi test çözümüyle desteklemesi gerekir Verimli ders çalışmanın çok da karmaşık olmayan belli başlı kuralları bulunuyor. Çalışmaları verimli hale getirecek belli başlı kurallar şöyle: Çalışma planı: Gün içinde hangi derslerin hangi konularına çalışılacağı önceden belli olmalı. Bu, bir haftalık program çıkarılarak sağlanabilir. Rastgele, ezbere yapılan çalışmalar öğrenciye pek katkıda bulunamıyor.
Tekrar: Bilgiler, bir sefer dinleme ya da okumayla hafızaya alınamaz. Bir bilgiyi hafızada tutabilmek için kısa bir süre içinde o bilgiye tekrardan dönüş yapmak gerekir. Bu yöntem, bilginin pekişmesi açısından gereklidir.
Not tutmak: Gerek sınıfta ders esnasında, gerekse bireysel çalışmalarda, öğrenilen konunun ana hatlarını not alarak çalışmak bilginin kalıcılığını sağlamak açısından çok önemlidir.
Test pratiği: ÖSS çoktan seçmeli bir sınavdır. Bu nedenle öğrencinin teorik bilgisi ne kadar iyi olursa olsun, o bilgiyi test çözümüyle destekleyemezse başarıyı elde edemez.
Konu çalışmalarının ardından test çözümü yapmanın bu açıdan çok faydası olacaktır. Ara ara gireceği sınavlarla da öğrenci, başarı grafiğini düzenli olarak ölçebilir ve planında buna yönelik düzenlemelere gidebilir. Sosyal hayatı tümüyle bırakmak da yanlış... Sınav süreci kimi hobi ve eğlence aktivitelerine bir sınırlama getirmeyi gerektirir. Ancak bu, kişinin sosyal hayatı tamamıyla unutacağı, unutması gerektiği anlamına gelmemeli Çalışma ortamı: Çalışma ortamının sağlıklı olması, çalışılan dersin verimini artırır. Dağınık, havasız, gürültülü, dikkat dağıtıcı, aşırı rahat ya da aşırı rahatsız ortamlarda çalışma yapılması, konsantrasyonu bozacağından bu konulara özellikle dikkat edilmesi gerekir.
Psikolojik Rahatlama: Sınav süreci kimi hobi ve eğlence aktivitelerine bir sınırlama getirmeyi gerektirir. Ancak, bu, kişinin sosyal hayatı tamamıyla unutacağı, unutması gerektiği anlamına gelmez. Bazen beyin boşalma ihtiyacı duyar ve bunu kişiye hissettirir. Bu durumda kişiyi yormayacak bazı aktivitelerle rahatlama yoluna gidilmesi yerinde olacaktır.
Arkadaş: Arkadaşlarını doğru seçen öğrencilerin çalışma motivasyonları da daha yüksek olur. Amaçsız, plansız, hedefsiz olan insanlarla kurulacak arkadaşlıklar sınav hazırlığında öğrenciyi olumsuz etkiler. Bu nedenle bilginin paylaşılarak geliştirilebileceği arkadaş ortamlarında bulunulması faydalı olacaktır. (Milliyet)

Toplantıda Yatay Geçiş Yönetmeliği Görüşüldü...

Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, toplantıda sadece bazı fakültelere dekan seçtiklerini ve Yatay Geçiş Yönetmeliği'ni görüştüklerini söyledi.
Bir gazetecinin, Yatay Geçiş Yönetmeliği'nde yapılan düzenlemeyle ilgili olarak, ''Her isteyen her bölüme girebilecek mi?'' sorusuna, Özcan, ''Hayır. Öyle bir şey olabilir mi?'' yanıtını verdi.
Geçiş şartının üniversitelerin senatolarına bırakıldığını belirten Özcan, şöyle konuştu:
''Eğer öğrenci belli bir notu tutturursa mesela ortak dersler varsa 'ben psikolojiden tarihe geçmek istiyorum' derse psikoloji ile tarih arasında ortak dersler varsa o ortak derslerde aldığı puan notlarının ortalaması üniversitenin koyduğu kontenjanı tutturacak. Üniversiteler diyor ki 'ben 10 kişi, 5 kişi alıyorum'. Bu kontenjana girebilirse...
Bazı durumlarda üniversiteler arası geçiş yapacağı zaman üniversite sınavından aldığı not, yani giriş puanı, hepsi bunlar düşünülerek, kriter gibi kullanılarak geçiş müsaadesi verilecek. Mesela hukuka girmiş adamın tıppa gitmesi falan hayal.''
Özcan, ''Bir öğrenci mesela tarih bölümüne girmişse kriterleri gerçekleştirmek şartıyla mühendislik fakültesine geçebilecek mi?'' sorusu üzerine de, ''Yedi yılda geçer. Yedi yılı alır o geçiş. O hazırlık derslerini alması, o, geçeceği bölümün bütün esas derslerini bitirmesi 10 yılına mal olur' dedi.
Bir gazetecinin, ''Geçiş için çok talep olur mu?'' sorusuna karşılık Özcan, ''Zannetmiyorum' yanıtını verdi.
Bu düzenlemeden kimlerin faydalanabileceğini anlatan Özcan, ''Üniversite sınavında tesadüfen yanlış seçim yapmış, esasında mesela endüstri mühendisliğine gitmek istiyor. Ama tutmuş metalürji mühendisliğine gitmiş veya başka yakın bir bölüme gitmiş, mesela matematiğe gitmiş ama kendisi endüstri okumak istiyor. O geçebilir'' diye konuştu.
Özcan, ''bu düzenlemenin daha önceki yönetmelikten ne farkı olduğu' sorusu üzerine de öğrencinin şartları tutturması halinde Gazi Üniversitesi'nden Ankara Üniversitesi'ne bölüm değiştirerek geçebileceğine işaret etti.
''Üniversiteden gelen kontenjan talepleri de ele alındı mı?'' sorusu üzerine de Özcan, 'Kontenjanlarla ilgili bir şey yapmadık. Onun için vakıfların raporlarını tamamen gözden geçirip kategorize ediyoruz. Eksikleri olan, olmayan, daha eksikleri olanlar diye. O işi bitiremediğimiz için kontenjanlarla ilgili görüşemedik'' dedi.
''Başkent Üniversitesine rektör seçildi mi?'', ''Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kenan Araz mı?' sorusuna Özcan, ''Biliyorsunuz zaten'' yanıtını verdi.
YÖK yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Başkent Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığınca üniversite rektörlüğü için Prof. Dr. Kenan Araz'ın önerildiği ve bu ismin YÖK Genel Kurulunda rektörlük için uygun bulunduğu belirtildi.
Özcan ayrıca, Anayasa Mahkemesine YÖK kontenjanından seçilecek üye seçimi için de ilgili çalışmaları sürdürdüklerini bildirdi.(aa)

Ataması Yapılan Dekanların İsimleri...

YÖK Genel Kurulu toplantısında, devlet üniversitelerinin 17 fakültesine, vakıf üniversitelerinin 9 fakültesine dekan ataması yapıldığı bildirildi.

YÖK'ten yapılan yazılı açıklamada, dün yapılan genel kurul toplantısında Eğitim, Mevzuat ve Vakıf Üniversiteleri Koordinasyon komisyonları raporlarının görüşüldüğü belirtildi. Başkent Üniversitesi Vakfı Mütevelli Heyeti tarafından rektör adayı olarak YÖK'e önerilen Prof. Dr. Kenan Araz ile ilgili olarak olumlu görüş bildirilmesine karar verildiği ifade edildi. Açıklamada 17 fakülteye dekan ataması yapıldığı bildirildi. Buna göre atama yapılan üniversitelerin fakülte dekanlarının isimleri şöyle: ''Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Prof. Dr. E. Yasemin Yazan, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Prof. Dr. Ayşe Güldem Cerit, Giresun Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Edip Özer, Gümüşhane Üniversitesi İİBF Prof. Dr. Haydar Akyaz, Kırıkkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Prof. Dr. Abdulkadir Şengün, Eğitim Fakültesi Prof. Dr. Mehmet Kutlu, Fen Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Mustafa Yiğitoğlu, Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Kaçmaz, Sakarya Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Prof. Dr. İbrahim Özsert, Teknoloji Fakültesi Prof. Dr. İsmet Çevik, Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Prof. Dr. Cevat İnal, Süleyman Demirel Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Prof. Dr. Osman İpek, Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Prof. Dr. İrfan Karagöz, Uşak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Yalçın Bozkurt, Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Prof. Dr. Ahmet Göksel Ağargün, İİBF Prof. Dr. Güler Aras, İnşaat Prof. Dr. Hayrullah Ağaççıoğlu.'' Açıklamada ayrıca beş vakıf üniversitesinin mütevelli heyet başkanlıklarının, üniversitelerinin fakültelerine dekan atanmasına yönelik tekliflerinin de değerlendirildiği belirtilerek, bu tekliflere olumlu görüş bildirilmesine karar verildiği kaydedildi. Buna göre, olumlu görüş bildirilen isimler şöyle: ''Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Hamdi Mollamahmutoğlu, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Prof. Dr. Levent Kandiller, İstanbul Aydın Üniversitesi İİBF Prof. Dr. Gülümser Ünkaya, İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Coşkun Çakır, İzmir Ekonomi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. İsmihan Bayramoğlu, Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Prof. Dr. Dilek Erol, Eğitim Fakültesi Prof. Dr. Ayşe Semra Akyel, İİBF Prof. Dr. Kadir Aykut Top, İletişim Fakültesi Prof. Dr. Suat Anar.'' Toplantıda ''Yükseköğretim Kurumlarında Önlisans ve Lisans Düzeyindeki Programlar Arasında Geçiş, Çift Anadal, Yan Dal ile Kurumlararası Kredi Transferi Yapılması Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin'' de görüşülerek karara bağlandığı kaydedildi. YÖK Genel Kurulu, 8 Nisan 2010 tarihinde toplanacak.(aa)

10 Yaşındaki Umut Ölü Bulundu...

Eşme Yatılı Bölge İlköğretim Okulu'ndan ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan Umut'un cesedi YİBO'nun bitişiğindeki foseptik çukurda bulundu.
Uşak'ın Eşme ilçesinde yatılı okulda okuyan ve 9 gün önce kaybolan 10 yaşındaki Umut Balık'ın cesedi bir foseptik çukurunda bulundu. Umut'un kaybolduğu okulda 3 nöbetçi öğretmen görevden uzaklaştırılmıştı. Uşak'ın Eşme ilçesinde 9 gün önce kaybolan 10 yaşındaki Umut Balık'ın cesedi bulundu. Edinilen bilgiye göre, 22 Mart'ta saat 21.00 sıralarında öğrenim gördüğü Eşme Yatılı Bölge İlköğretim Okulu'ndan ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan Umut Balık'ın (10) cesedi, YİBO'nun bitişiğindeki foseptik çukurda bulundu. Daha önce sivil savunma ekipleri tarafından suyunun boşatıldığı çukurdaki balçık paletli iş makinesiyle temizlendi. 18 kamyon çamurun çıkarıldığı çukurda saat 20.30 sıralarında çocuğun cesedine ulaşıldı. İl Emniyet Müdürü Cafer Şahin, çocuğun cesedine ulaşıldığı yönündeki bilgileri doğrularken, Eşme ilçesine hareket ettiğini bildirdi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. 3 ÖĞRETMENE UZAKLAŞTIRMA Milli Eğitim Bakanlığı tarafından sürdürülen idari soruşturmayı yöneten 4 bakanlık müfettişi, çocuğun kaybolduğu gün okulda nöbetçi olan 3 öğretmen için görevden uzaklaştırma kararı vermişti.

İki Bin Öğrenci 'Bir Solukta Bir Kitap' Okudu...

'Bir Solukta Bir Kitap' okuma programına katılan yaklaşık 2 bin öğrenci hem kitap okudu hem eğlendi.

Merve Eğitim Kurumları ile Selçuklu Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği 'Bir Solukta Bir Kitap' okuma programına katılan yaklaşık 2 bin öğrenci hem kitap okudu hem eğlendi. Fuar Kültür Merkezi'ndeki etkinliğe Merve Eğitim Kurumları'na bağlı Selçuklu Abdullah Aymaz İlköğretim Okulu, Mehmet Özdemir İlköğretim Okulu, Meram Abdullah Aymaz İlköğretim Okulu ve Özel Büyükkoyuncu Fen ve Anadolu liselerinde okuyan yaklaşık 2 bin öğrenci katıldı. Programda konuşan Selçuklu Özel Abdullah Aymaz İlköğretim Okulu Müdürü Hasan Çelik, kitap okumanın önemini vurguladı. Bilgi çağında genç nesillerin geleceğe sağlam adımlarla ilerlemesi için çok kitap okuması gerektiğini vurgulayan Çelik, insanları kitap okumaya yönlendirmek için böyle bir etkinliğe imza attıklarını anlattı. Selçuklu Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Gümrah, "Merve Eğitim Kurumları ile birlikte kamuoyunun dikkatini kitap okuma üzerine çekmek için böyle bir sosyal faaliyet düzenledik. Kitap okumak ve okutmak için her türlü etkinliğe destek vermeye hazırız." dedi. Konuşmaların ardından, Selçuklu Abdullah Aymaz İlköğretim Okulu öğrencisi Ayşegül Balcı, okuduğu şiirle kitabın insan yaşamındaki yerini vurguladı. Meram Abdullah Aymaz İlköğretim Okulu korosunun seslendirdiği şarkılar katılımcılardan yoğun alkış aldı. Kitap okuma konulu bir kompozisyonun da okunduğu etkinlikte, Özel Büyükkoyuncu Fen ve Anadolu Lisesi mehteran takımı, çaldığı marşlarla davetlileri coşturdu. Gösterilerin ardından ise programa katılan protokol ve öğrenciler 20 dakika kitap okudular. Program, Büyükkoyuncu Fen ve Anadolu Lisesi mehteran takımının çaldığı marşlar eşliğinde öğrencilerin fuar içinde yürüyüş ile son buldu. (Cihan)

Öğrencileri Taciz Eden Sapık Tutuklandı...

Nevşehir'de öğrencilere cinsel organını göstererek sözle taciz eden A.K. isimli şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Alınan bilgilere göre, Nevşehir Emniyet Müdürlüğü ekipleri, geçtiğimiz günlerde Anadolu İmam Hatip Lisesi önünde 30- 35 yaşlarında bir şahsın, kız öğrencilere cinsel organını gösterdikten sonra sözle taciz ettiği yolunda ihbar aldı. İhbar eden öğrencilerden alınan eşgal üzerine yapılan araştırma sonucu, isminin A.K. olduğu öğrenilen şahıs, Aksaray Caddesi üzerinde bir otomobil içerisinde yakalandı. Sorgulanmak üzere Nevşehir Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen şahıs burada 3 öğrenci tarafından teşhis edildi. Öğrencilerin ve ailelerinin şikayetçi olması üzerine zanlı A.K. çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak Nevşehir E Tipi Kapalı Ceza ve Tutukevi'ne gönderildi. (Cihan)

Dayak Yediğini Söyleyen Öğrenci Şikayetçi Oldu...

Bursa'da bir lisede müdür yardımcısı tarafından dövüldüğünü öne süren öğrenci polis merkezine giderek şikâyetçi oldu. Öğrenciyi darp ettiği öne sürülen müdür yardımcısı ise, "Telefonu elinden almak istediğim sırada karşılıklı sürtüşme oldu, ben de rapor aldım, şikâyetçiyim." diyerek kendisini savundu.

İddiaya göre, Bursa Kız Anadolu Lisesi 11-E sınıfında öğrenim gören Mustafa Alper Gürsoy (18), öğle arasında ağabeyini telefonla aradı. Gürsoy'un telefonla konuştuğunu gören müdür yardımcısı Ahmet K., yanına gelerek öğrenciyi darp etti, ardından da odasına götürdü. Kapıyı kilitleyen müdür yardımcısı liseli genci burada da dövdü. Lise öğrencisinin haber vermesi üzerine okula gelen ağabeyi Tolga Serdar Gürsoy müdür yardımcısı Ahmet K. ile tartıştı. Mustafa Alper Gürsoy, darp edildiğine dair doktor raporu aldı. Raporda, Gürsoy'un tırnaklandığı, vücudunun bazı kesimlerinin morardığı belirtildi. Yaşadıklarını 21. yüzyıla yakıştıramadığını belirten Alper Gürsoy, şunları söyledi: "Maalesef son zamanlarda değişik okullardaki öğretmen dayak olaylarını medyadan izliyoruz. Olay günü ağabeyim sabah saatlerinde beni aramış, derste olduğum için cevap veremedim. Öğle arasında ağabeyimi aradığım sırada müdür yardımcısı elimdeki cep telefonumu almak istedi. Vermeyince darp etti. Israrla telefonumun kameralı olduğunu söyleyen müdür yardımcısı 'kameralı değil' dememe rağmen dayağa devam etti. Arkadaşlarımın yanında gururumu incitti. Yetmedi, odasına götürdü, kapıyı kilitledi, dövmeye devam etti. Olay gününü hatırlamak istemiyorum." KONUNUN TAKİPÇİSİYİZ Mustafa Alper Gürsoy'un ağabeyi Tolga Serdar Gürsoy da konuyu yargıya taşıdıklarını söyledi. Kardeşinin haksız yere darp edildiğini, vücudunda ezilmeler meydana geldiğini ifade eden Gürsoy, "Kardeşimin yaşadıklarına akıl erdiremiyorum. Biz çocuklarımızı geleceğe hazırlanmaları için okula gönderiyoruz, dayak yemeleri için değil. Öğrenci hata yapabilir, ancak her hata yapanı döversek bu işler yürümez." diye konuştu. Öte yandan, öğrencisini dövdüğü ileri sürülen Ahmet K., iddiaların doğru olmadığını öne sürdü. Okula cep telefonu sokulmasının yasak olduğunu, öğrencinin elindeki telefonunu almak istediğini belirten müdür yardımcısı, "Dayak olayı yoktur, karşılıklı sürtüşme vardır. Ben de doktor raporu aldım, şikâyetçiyim." ifadesini kullandı. (Cihan)

'Türkiye'deki Yabancı Okulları Misyonler Kurdu'

Prof. Tozlu, yabancı okul ve kurumların misyonerlik faaliyetlerinden ayrı düşünülemeyeceğini bu okulların misyonerlerce kurulduğunu savundu.

Van 100. Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Tozlu, Türkiye'de kurulan yabancı okullar ve kurumların misyonerlik faaliyetlerinden ayrı düşünülemeyeceğini, bu kurumların tamamen misyonerlerce kurulup geliştirildiğini savundu.
Tozlu, Rize Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen 'Eğitim Tarihi ve Yabancı Okullar' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Çayeli Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansta Tozlu, Türkiye'de kurulan yabancı okullar ve kurumları ele aldı. Türkiye'deki yabancı okullar ve kurumların misyonerlik faaliyetlerinden ayrı düşünülemeyeceğini ifade etti. Tozlu, Türkiye'deki yabancı okulların, kurumların tamamen misyonerlerce kurulup geliştirildiğini, misyonerlerin de bir veya birkaç Batılı devletlerce sürekli desteklendiğini ifade etti. Prof. Tozlu, 17. yüzyıldan itibaren ise Orta Doğu, Türkiye ve İslâm ülkelerinde liderliğe oynayan Amerika'nın, bu fonksiyonunu büyük ölçüde Protestan misyonerlerce yerine getirmeye başladığını savundu. Prof. Tozlu, "Yerli kültürel alternatif olarak ileri sürülen Batı kültürünü yayma ve yaşatma fikrine bağlı yerli aydınlar da yine bu misyonerlik müesseselerinin ülkemize birer hediyesidir. Hıristiyan dünya görüşü ve hayat felsefesi, misyonerler yoluyla bu okullarda mayalanmış ve metodik olarak insanımıza sunulmuştur.'' dedi. Yürütülen misyonerlik faaliyetlerinin ustaca düşünülerek hazırlandığını dile getire Tozlu, şunları söyledi: ''Bütün bunlar yapılırken, insanımız, toplumumuz, tarihi gelişimimiz, ruhi yapımız, zaaflarımız, gücümüz, kuvvetimiz inceden inceye tetkik edilmiştir. Bunlara dayalı stratejiler geliştirilmiştir. Hatta bu konularda aralıksız çalışan kuruluşlar teşekkül ettirilerek yıllık, bölgesel ve Türkiye çapında seminerler düzenmiş, bütün bu çalışmalardan sonra, ülkemiz üzerinde oynanacak oyunlar tayin edilebilir olmuş, oyuncular hazırlanıp ve oyunlar sahnelenmiştir. Bu maksatla, Osmanlı İmparatorluğu'nun her köşesinde Tanzimat'tan sonra mantar biter gibi bir sürü okul ve benzeri kurumlar kurulmuştur.'' Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Rıza Akdeniz ise konuşmasında, "Eğitim zor bir süreçtir, tecrübelerle geliştirilmesi ve desteklenmesi gerekir, her konuda olduğu gibi eğitim konusunda da tarihi süreci iyi bilmeliyiz.'' dedi. Rize Üniversitesi öğretim üyelerinin katıldığı konferans sonrası Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazmi Turan Okumuşoğlu tarafından, katılımlarından dolayı Prof. Dr. Tozlu'ya hediye takdim edildi.(Cihan)