30 Eylül 2010 Perşembe

50 Üniversiteli Yemekten Zehirlendi

50 Üniversiteli Yemekten Zehirlendi

Muğla Üniversitesi Devlet Yurdu'nda kalan, farklı bölümlerde okuyan, 2'si kız, 50 üniversite öğrencisi, zehirlendi.

Muğla Üniversitesi Devlet Yurdu'nda kalan, farklı bölümlerde okuyan, 2'si kız, 50 üniversite öğrencisi, yurt yemekhanesinden yedikleri akşam yemeğinden zehirlendi.


Kötekli Mahallesi'nde bulunan öğrenci yurtlarında kalan Muğla Üniversitesi öğrencisi 2'si kız, 50 öğrenci, bugün yedikleri akşam yemeğinin ardından, saat 20.00 sıralarında rahatsızlandı. Öğrenciler mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı şikayetleriyle Muğla Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Yedikleri yemeklerden zehirlendikleri belirlenen öğrencilerin sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.


Muğla Vali Yardımcısı Mestan Yayman, İl Emniyet Müdürü Kadir Ay ve İl Sağlık Müdürü İskender Gencer hastaneye gelerek yetkililerden bilgi aldı. Konuyla ilgili açıklama yapan Muğla Sağlık İl Müdürü İskender Gencer, "Öğrenciler, mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı şikayetleriyle hastaneye geldi. Yapılan ilk müdahalede gıda zehirlenmesi olduğunu tespit ettik. Öğrencilerin sağlık durumu iyi. Gıda zehirlenmesinin hangi yemekten kaynaklandığı araştırılıyor" dedi.

Muğla Tarım İl Müdürü Ahmet Dallı ise, "Ekiplerimiz ürünlerden numune aldı. Numunenin sonucu laboratuvar tetkiklerinden sonra ortaya çıkacak. Biz bütün yemekleri inceleyeceğiz ve laboratuvarda değerlendirdikten sonra neticeyi alacağız" diye konuştu.

Öğrenciler Öğretmenleri Denetledi

Öğrenciler Öğretmenleri Denetledi

Öğrencilerin sigara denetimi etkili oldu, öğretmenler okulda sigara içemedi
Sakarya Milli Eğitim Müdürlüğü'nün öğretmenlerin okulda sigara içmesini engellemek öğrencilere denetim yetkisi vermesi etkili oldu. Birbirlerini denetleyen öğretmen ve öğrenciler okulda sigara içemedi.

Geçen yıl eğitim döneminde uygulamaya konulan ve öğrenciye okul ve okul bahçesinde sigara içen öğretmenlerini idareye şikayet etme yetkisi veren uygulama başarıyla sonuçlandı. Uygulamanın ilk aylarında okulda sigara içen birkaç öğretmenin öğrenci tarafından idareye şikayet edilmesiyle uygulama etkili oldu ve öğretmenler şikayete konu olmamak için okulda sigaradan uzak durdu.Bazı öğretmenler ise sigarayı tamamen bıraktı.

Kamu alanları ve tüm kapalı mekanlarda sigara içme yasağı ile birlikte okul bahçeleri de yasak kapsamına alınmıştı. Yasağa rağmen bazı öğretmenlerin okul ve bahçede sigara içmesi milli eğitimi harekete geçirdi. Öğretmenlerin öğrencileri umursamadan özellikle okul bahçesinde sigara içmesini en kısa ve etkili yoldan önlemek isteyen milli eğitim öğrenciden yardım alma yoluna gitti. Öğretmen öğrenciyi, öğrencinin de öğretmeni denetlemesi okullarda sigara içilmesinin önüne geçti. Okul idareleri tarafından şikayetlerin titizlikle değerlendirilmesi caydırıcı oldu.

UYGULAMA SÜRECEK

Uygulamanın başarılı olmasıyla öğrencilerden bu eğitim döneminde de sigara denetimi yapmaları istendi. Sakarya Milli Eğitim Müdürlüğü ise karşılıklı denetim ve eşit hakların uygulamayı başarıya götürdüğü belirtilerek,"Öğrenciye sorumluluk verilmesi, okul idaresine katılması çok olumlu sonuçlar verdi. Verilen yetkiyi kötüye kullanmadan, titizlikle yapılması ve duyarlılık göstermeleri bizi de memnun etti. Uygulamayla otokontrol sağlanarak okullarda hem öğrencilerimiz, hem de öğretmenlerimiz sigaradan uzak durdu." denildi.

Liseye Kayıt İçin Bekaret Testi

Liseye Kayıt İçin Bekaret Testi

Liseye kayıt olmak için bekaret testinden geçecekler
Endonezya'nın Cambi vilayeti parlamentosu milletvekili Bambang Bayu Suseno, vilayetindeki devlet liselerine alınacak kız çocukları için kayıtlardan önce bekaret testi yapılması istedi.

Suseno teklifi hazırlamasına gerekçe olarak gençler arasında evlilik öncesi cinsel ilişkinin arttığı yolundaki kaygıları gösterdi. Suseno, pornografiye kolayca erişimin ve zayıf dini anlayışın, gençleri rastgele cinsel ilişkiye girmeye ittiğini savundu.

Milletvekili Suseno'nun teklifinin kabul edilmesi için Cambi valisi tarafından da desteklenmesi gerekiyor.

Suseno'nun teklifini eleştiren Ulusal Çocuk Koruma Komisyonu Başkanı Seto Mulyadi, bekaret testinin ayrımcılığa ve insan hakları ihlaline yol açacağını dile getirerek, kızların tamamının kendi rızalarıyla cinsel ilişkiye girmediklerine de dikkat çekti.

ÖSYM Sorularına Uzay Teknolojisi

ÖSYM Sorularına Uzay Teknolojisi

KPSS'de kopya skandalı sonrası sınav sisteminin son teknolojiyle donatılması için düğmeye basıldı.
Kişiye özel kitapçık, fotoğraflı cevap anahtarı ve soruların bulunduğu kutulara çipli takip sistemi geliyor.
Kamu Personeli Seçme Sınavı'ndan (KPSS) başlayarak neredeyse tüm sınavlara yayılan kopya skandalı sonrası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nde (ÖSYM) 'güvenlik harekatı' başlatıldı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ÖSYM'deki açıkların tespiti ve sınavlarda alınacak önlemler için özel bir rapor hazırlattı. Anadolu Üniversitesi öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Hakan Şenel ve

Erhan Akmen tarafından hazırlanan raporda, sınav sisteminde kullanılabile-cek son teknoloji güvenlik yöntemleri anlatıldı. ÖSYM'nin güvenliğiyle ilgili ilk kez hazırlandığı ortaya çıkan raporu inceleyen Prof. Özcan, önerilen sistemin 2011'den itibaren yapılacak sınavlarda kullanılması talimatını verdi. Yeni düzenlemelere göre sınavlar şu sıkı güvenlik önlemleri altında yapılacak:

ADAYA ÖZEL KİTAPÇIK

Soru kitapçıkları dijital baskı sistemlerinde basılacak. Böylece halen uygulanan ofset matbaa aşamasındaki gibi kitapçıklar alınamayacak. Her adayın, kendine özel cevap anahtarı, diğer tüm adaylardan farklı soru kitapçığı olacak. Soruların yeri her kitapçıkta karıştırılacak. Böylece A, B, C, D gibi birkaç grupta değil, sınava giren aday sayısı kadar farklı kitapçık türü ve cevap anahtarı yer alacak. Soruların bluetooth teknolojisiyle servis edilemesinin önüne geçilmiş olacak.

SORU KOLİLERİNE ÇİPLİ TAKİP

Kitapçıkların kişiye özel basılmasından sonra, üç tarafına holospotlu güvenlik bandı takılacak. Kitapçıklara sıkıca iliştirilecek birkaç milimetre karelik bir bilgi alanına sahip holospot bant, yüksek çözünürlüklü bir lazerle veri taşıyıcıya yazılmış gizli güvenlik özelliklerini barındıracak. Soru kutuları içine uzaktan izleme çipi gibi elektronik sistemler konulacak. Böylece kutuların ne zaman açıldığı, kutulardan birinin diğerlerinden uzaklaştırılması saniye saniye tespit edilecek.

FOTOĞRAFLI CEVAP KAĞIDI

Cevap kağıdının üzerine adayların fotoğrafları basılacak. Böylece adayların yerine başkaları sınava giremeyecek. Sınav sonrasında cevap anahtarı ve kitapçıklarının bulunduğu kutular açılır açılmaz, kitapçık ve anahtarlar ayrılacak. Cevap anahtarı taranarak, kopyaları Dijital Kasa Sistemi'ne atılacak. Cevaplar, kağıtlarının tamamı tarandıktan sonra, sınava girenlere web üzerinden anahtarıyla birlikte sunulacak.

AÇIK UÇLU SEÇENEK GELİYOR

Sadece test sorularının olduğu sınavlarda kopya tespitinin güçlüğü nedeniyle adaylara açık uçlu sorular da yöneltilmesi de planlanıyor. Test kanalıyla ölçülemeyen becerilerin değerlendirilmesi de mümkün olacak. Kişiye özel, fotoğraflı cevap kağıtlarının üst bölümüne test yanıtları kodlanacak. Alt bölüme de açık uçlu soru yanıtları el yazısıyla yazılacak.

TEST BİRİMİNE ISO STANDARDI

ÖSYM Test Araştırma Birimi, TS ISO 2700x standartlarına göre güvenlik altına alınacak. Dijital matbaa sistemleri, TS ISO 2700x standartlarına göre inşa edilen binaya taşınacak.

HER ÇALIŞANA ÖZEL ŞİFRE

ÖSYM yönetimi tarafından �Kırmızı alan� adı verilen soruların depolandığı bölümün kapısına iki güvenlik görevlisi konularak, giriş-çıkışlar yasaklandı. ÖSYM'de daha önce beş kişinin bilgisayarlarda aynı şifreyi kullandığı tespit edilirken, yeni uygulama ile bilgi işlem bölümündeki sistem giriş şifreleri kişiye özel hale getirildi. Böylece kimin hangi işlemi yaptığı da belirlenebilecek.

Sınav yeri değişikliği sistemi çöktü

İptal edilen KPSS Eğitim Bilimleri Testi'nin yeniden yapılması hakkında ÖSYM, sınav yeri değişikliği için başvuru toplamaya başladı. Ancak başvuruların yapılabildiği ÖSYM Aday İşlemleri Sistemi (AİS) çökünce öğretmen adayları zor durumda kaldı.

28 Eylül 2010 Salı

Sezer'den Anadolu Lisesi'ne Ziyaret

Sezer'den Anadolu Lisesi'ne Ziyaret

Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Recep Sezer, Bolu Anadolu Lisesi'ni ziyaret etti.
Recep Sezer, Bolu Anadolu Lisesi'nde bayrak törenine katıldı. Okulun yönetici ve öğretmenleriyle de görüşen Sezer, okul hakkında bilgi aldı. Sezer, sınıfları dolaşarak incelemede bulundu.

Sezer, Aktaş Anaokulu'nu da ziyaret etti. Okulun ihtiyaçlarını tespit eden Sezer, idarecilerden çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Burs İsteyen Öğrenci Var Mı?

Üniversiteler açıldı. Holdingler burs verme yarışına girdi. Bu yıl aylık burs miktarları 250-330 TL arasında değişiyor
Başarılı ancak maddi durumu yetersiz öğrencilerin en geç 15 Ekim'e kadar başvurması gerekiyor

Türkiye'nin dev holdingleri hem eğitime katkı sağlamak hem de geleceğin başarılı yöneticilerini şimdiden kendi şirketine çekebilmek için burs kozuna yatırım yapıyor. Üniversite sınavlarında başarılı olan ancak maddi durumu nedeniyle okumakta zorlanacak öğrencilere şirketlerin vereceği burslar aylık 250 TL'den başlıyor, 350 TL'ye kadar çıkıyor. Burslardan yararlanacak öğrencilerin ekim ayının ortasına kadar kendi fakültelerinin öğrenci işleri veya burs komisyonlarına başvurmaları gerekiyor. Burslar genellikle bir öğretim yılı için veriliyor. Şirketler bursiyerlerini yakından takip ederek başarı grafiklerini de izliyor.

Zorlu Holding: Mehmet Zorlu Vakfı, 2004-2005 eğitim yılından bu yana her eğitim-öğretim döneminde ortalama bin 300 öğrenciye burs veriyor. Bursiyerler, 9 ay süreyle ayda 300 TL burs alıyorlar.

Özyeğin Holding: Hüsnü M. Özyeğin Vakfı, devlet üniversitelerinin hazırlık veya birinci sınıfında okuyan öğrencilere karşılıksız burs veriyor. Bursa hak kazanmak için LYS'de kendi puan türünde ilk 2 bine girmiş olmak gerekiyor. 9 ay boyunca ödenen burslara ek olarak bir defaya mahsus kitap yardımı da yapıyor. Burslar, öğrencinin not ortalamasına göre 190 ila 240 TL arasında değişiyor.

Tekfen Holding: Tekfen Vakfı, 2009-2010 öğretim yılında kasım ve mayıs ayları arasında üniversite öğrencilerine 330 TL burs sağladı. Vakıf bu yıl da 180 öğrenci için kontenjan ayırdı. Başvuralar vakfın internet sitesinden yapılabiliyor.

Elginkan Holding: Elginkan Vakfı İTÜ, İstanbul Üniversitesi, ODTÜ ve Ege Üniversitesi öğrencilerine hazırlık sınıfı dahil burs veriyor. Ekim 2009'da 75 kişiye burs veren vakıf bu yıl da 12 ay boyunca öğrencilere 320 TL ödemeyi planlıyor.

Yaşar Holding: Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı bu yıl işletme, turizm işletmeciliği, iktisat, kimya, veterinerlik, su ürünleri ile çeşitli mühendislik bölümlerinde okuyan 220 öğrenciye burs vermeyi hedefliyor. Geçen yıl 9 ay boyunca 240 TL burs yardımında bulunan vakıf bu yıl ilk üç ay 240 TL sonraki 6 ay boyunca ise 255 lira burs verecek.

Alarko Holding: Alarko-Eğitim Kültür Vakfı, 2009-2010 öğretim yılında sadece öğretim aylarında verilen burslar aylık 190 TL'ydi.

Şahinler Holding: Şahinler Vakfı, birçok vakfın aksine ikinci öğretim öğrencilerine de burs imkanı sunuyor. Burslar 3 aylık olarak ödeniyor.

GÜBRETAŞ: Ziraat fakültelerinde eğitim görüp ekonomik desteğe ihtiyacı olan belli sayıda çiftçi çocuğuna 4 yıl boyunca aylık 200 TL burs veriyor.

KOÇ, AYLIK 310 TL BURS VERİYOR
Koç Holding: Vehbi Koç Vakfı 1969'dan bu yana maddi durumu iyi olmayan başarılı öğrencilere yardım eli uzatıyor. Boğaziçi Üniversitesi, İTÜ, ODTÜ, Ege Üniversitesi'nin İktisadi İdari Bilimler ve Mühendislik Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ve Atatürk Eğitim Fakültesi öğrencilerine burs veriyor. Holdingin bursundan yararlanacak öğrenciler aylık 310 TL alabilecek. Vehbi Koç Eğitim Bursu'ndan her yıl 2 bine yakın öğrenci yararlanıyor.

SABANCI'DAN 2 YILLIK TURİZMCİLERE DE DESTEK
Sabancı Holding: Hacı Ömer Sabancı Vakfı, üniversitelerin birinci sınıf öğrencilerine karşılıksız burs veriyor. 1974'ten bu yana her yıl ortalama bin 300 öğrenciye yardım yapıyor. Vakıf, bursiyerlerini hem üniversite öğrencilerinden hem de 2 yıllık meslek yüksekokullarında (turizm bölümü) okuyanlardan seçiyor. Meslek yüksekokullarında okuyanlara 160 TL, 4 yıllık lisans öğrencilerine ise aylık 285 TL burs veriliyor. Vakıf, bu yıl Ankara, Boğaziçi, Çukurova, Dokuz Eylül, Ege, Gazi, Hacettepe, İstanbul, Marmara, Yıldız Teknik Üniversiteleri ile İTÜ, ODTÜ öğrencilerine burs verecek.

Uluköylü Öğrenciler Okula Gidemiyor

Uluköylü Öğrenciler Okula Gidemiyor

Malatya merkeze bağlı Uluköy'de öğrenci mevcudunun düşük olması nedeniyle köydeki tek okul kapatılınca, 9 öğrenci 2 yıldır okula gidemiyor.

Yeni Eğitim-Öğretim yılı geçen hafta başlarken, Malatya kent merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Uluköy'de bulunan tek ilköğretim okulu, öğrenci sayısının azaldığı gerekçesiyle kapatılınca köydeki öğrenciler 2 yıldır okula gidemez oldu. Milli Eğitim Bakanlığı yönetmenliği kapsamında 2 yıl önce öğrenci sayısı 10'un altına düştüğü gerekçesiyle kapatılan Uluköy Ahudere İlköğretim Okulu'nun kapısına kilit vurulunca burada okuyan öğrenciler ortada kaldı. Köylüler ise dağlık bir bölgede bulunan köylerinden çocuklarını başka bir okula gönderemeyince 9 öğrenci 2 yıldır okula gidemiyor.

Konuyu defalarca Milli Eğitim İl Müdürlüğü'ne ilettiklerini söyleyen köy sakinlerinden Aziz Erkış, çocukların okuyamadığını ve dilekçe yazarak sorunu yetkililere ilettiklerini belirterek, "Okulumuzun her şeyi tamam, ama öğretmen atanması yapılmadığı için çocuklar eğitime başlayamıyor" dedi. Köyde okuyup Üniversiteyi kazanan Ahmet Erkış ise boş zamanlarında köye gelerek kullanılmayan okulda öğrencilere ders veriyor. Bu işi gönüllü olarak yaptığını dile getiren Ahmet Erkış, yetkililerin bu duruma biran evvel çözüm bulmasını istedi. Çocuklar ise akranları gibi okumak istediklerini belirttiler.

Malatya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut ise Uluköy Ahudere İlköğretim Okulu'nun mevcudunun azaldığını ve bakanlık yönetmenliği gerekçesiyle müfettiş raporu doğrultusunda kapatıldığını söyledi. Küçük mevcutlu okullarında taşımalı eğitim kapsamına alınamadığını dile getiren Bulut, "Köyümüzün bulunduğu yer coğrafi olarak dağlık bir kesim olduğu için kış aylarında taşımalı eğitim zora girebilir, ancak öğrencilerimizi o köye yakın başka bir köye taşımak için de çalışmalarımız sürüyor. Bu sorunu mutlaka çözeceğiz" dedi.

Öğrenciler İlk Dersi Kırmak İstedi Ama..

Öğrenciler İlk Dersi Kırmak İstedi Ama..

Trakya Üniversitesi'nin akademik yıl açılış töreni programı içerisinde yer alan �ilk dersi� dinlemeden salondan çıkmak isteyen öğrencilere, salon kapısında bekleyen güvenlik görevlileri izin vermedi.

Balkan Kongre Merkezi'ndeki Trakya Üniversitesi (TÜ) 2010 - 2011 Akademik Yılı açılış töreni, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasıyla başladı.

Balkan Senfoni Orkestrası'nın konserinin ardından, üniversiteyi tanıtıcı film gösterildi. TÜ Rektörü Prof. Dr. Enver Duran açılış konuşmasında, TÜ'nün ezbercilikten uzak bir eğitim anlayışını benimsediğini söyledi.

Duran, öğrencilerini �ansiklopedik bilgi ezberleyecileri� olarak görmediklerini aksine öğrencilerine sağlam bir formasyon vererek, bilginin nasıl bulunup, nasıl kullanacağını öğrenci merkezli bir anlayışla kazandırmayı hedef aldıklarını belirtti.

Rektör Prof. Dr. Duran'ın konuşmasının ardından akademik yılın ilk dersini vermek üzere Fransa Rouen Üniversitesi Rektörü Ord. Prof. Dr. Cafer Özkul kürsüye davet edildi.

ÖĞRENCİLER DIŞARI ÇIKAMADI

Bu sırada, yaklaşık 50 öğrenci dışarı çıkmak için koltuklarından ayrılarak, çıkış kapılarına doğru yöneldi. Çıkış kapılarında bekleyen güvenlik görevlileri öğrencilere tören bitene dek çıkamayacaklarını bildirdiler. Bunun üzerine öğrenciler arka sıralarda ve ayakta ilk dersi dinledi.

Açılış töreni, Ord. Prof. Dr. Özkul'un hayat hikayesini anlattığı ilk dersin ardından kokteylle son buldu.

24 Eylül 2010 Cuma

Okul önlerindeki denetimler korkuttu

Avcılar’da zabıta ekipleri okul önlerindeki gıda ürünü satan seyyar satıcıları ve iş yerlerini tepeden tırnağa denetledi. Sonuç ürkütücüydü. İşyerlerinin çoğunda tarihi geçmiş ürünler satılıyordu, temizlik kurallarına ise kimsenin uyduğu yoktu.

Avcılar Belediyesi Zabıta Ekipleri eğitim öğretim sezonunun açılmasıyla birlikte okul önlerinde öğrencilerin uğrak yeri haline gelen pastane, kafeterya, simit evi, börek salonu ve okul kantinlerini sıkı denetim altına aldı.

Okul önlerindeki seyyar satıcılar ve işyerlerini tepeden tırnağa denetleyen zabıta ekipleri tarihi geçmiş ürünler satan, temizlik kurallarına uymayan bir çok yer tespit etti.

Özellikle poğaça, börek satan pastane türü işyerlerinde titiz bir denetim yapan zabıta, birçok iş yerinin öngörülen kurallara uymadığını, çalışan personelin önlük ve başlarına bone takmadığını belirledi.

GÖZ AÇTIRMIYORUZ

Zabıta Müdürü Erdoğan Yerçi “Avcılar Belediyesi olarak temizliğe çok dikkat ediyoruz. Başkanımızın talimatıyla kurallara uymayan işyerleriyle ilgili gerekli uyarıları yaparak hakklarında yasal işlem yapıyoruz.

Çocuklarımızın sağlığını hiçe sayanlara göz açtırmıyoruz. İşyerlerin ruhsatlı ve temiz olmasına özen gösteriyoruz.

Avcılar’da özellikle öğrencilere hizmet veren iş yerlerinin temiz olması şart. Bu konudaki denetimlerimiz sürecek” dedi.

Siirt Emniyet Müdürlüğü 'Okul Polisi' Kurdu

Siirt Emniyet Müdürlüğü 'Okul Polisi' Kurdu
Siirt Emniyet Müdürlüğü, 2010-2011 Eğitim Yılının Başlaması Nedeniyle Okul Önlerinde ve Çevresinde Tedbir Aldı. 36 Motorize ve 10 Yaya Devriye Ekibi Kuruldu.


Siirt Emniyet Müdürlüğü, 2010-2011 eğitim yılının başlaması nedeniyle okul önlerinde ve çevresinde tedbir aldı. 36 motorize ve 10 yaya devriye ekibi kuruldu.

Emniyet müdürlüğünden yapılan basın açıklamasında, "İlimizde bulunan okullarda iletişimi sağlamlaştırmak, sorunları tespit etmek ve alınabilecek önlemler konusunda okullarla işbirliği sağlanarak okullarımız ve çevresinde güvenliği en üst seviyede muhafaza etmek amacıyla Okul Polisi Ekibi kurulmuştur." denildi.

Okul polisi olarak görevlendirilen personelin okul idarecileri ile görüşerek aile birliği toplantılarına katılacağını belirten Emniyet Müdürlüğü, muhtemel olumsuzlukların önceden tespit edilerek gerekli önlemlerin alınacağını kaydetti

Kayıt Paran Yoksa 'Açlık Belgesi' Bul

Kayıt Paran Yoksa 'Açlık Belgesi' Bul

Kuştepe'deki Yunus Emre Lisesi'nde kayıt yaptırırken 'bağış parası' ödeyemeyen veliden "muhtarlıktan açlık sınırında olduğunu belgeleyen yazı getir" talebi isyan ettirdi
Şişli Kuştepe'de Yunus Emre Lisesi'ne kayıt yapmak için gelen bir veliye "Açlık sınırında olduğunuzu muhtardan onaylatın, kayıt parası ödemeyin" denmesi velileri çileden çıkardı. Talep edilen 50 ila 150 TL arasındaki parayı ödeyemeyenlerden "muhtarlıktan fakirlik belgesi istenmesinin" rencide edici olduğunu belirten bir grup veli, uygulamayı proteste etti. Kızının okul kaydı için gelen Hülya U., okul aile birliğinin 50 TL kayıt parası istediğini bunu ödeyemeyeceğini söyleyince ise kendisine üzerinde "Bir yıl boyunca aşağıda ismi yazılı kişi 50 TL ödeyemez durumdadır" yazan not kağıdı verilerek "Gidin bu kağıdı muhtara verip açlık sınırında olduğunuzu onaylatıp gelin 50 TL ödemeyin" denildiğini söyledi.

'KIZLARINIZ OKULA DİYORLARDI'

Bu gelişme üzerine okul önündeki bir grup veli uygulamaya tepki gösterdi. Babası cezaevine girdiği için okula gidemeyen ve daha sonra İstanbul Roman Çiçekçileri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin Salih Şentürk tarafından ikna edilen A. D.'ye okul aile birliğinden birisinin "Sen geçen yıl devamsızlıktan kaldın. Şimdi gelmene gerek yok. Boşu boşuna sıraları meşgul etme" dediği belirtildi. Kendisinden 150 TL kayıt parası istendiğini belirten bir başka veli ise "Ben doğuluyum. Kızlarınızı okula gönderin diyorlardı, şimdi engelliyorlar" diyerek isyan etti. Veliler bir süre Okul Müdürü Celal Kocabaş'la da görüştü. Yöneticileri ise okulların masrafları için bağış aldıklarını, yazı lı belge isteyen yöneticilerin ise uyarılacağını söyledi.

Modern Aile Mağara İnsanın Gerisinde

Modern Aile Mağara İnsanın Gerisinde

Mağara insanlarının çocuk yetiştirme açısından, günümüzün "modern" ebeveynlerinden daha iyi oldukları belirtildi.
Psikologlar, bebeklerin ağlamasına izin vermek, uzun zaman bebek arabasında bırakmak ve dışarıda oynamalarına izin vermemenin, sağlıklı iletişim kuramayan bir kuşağın ortaya çıkmasına yol açtığını bildiriyorlar.

Prof. Darcia Narvaez'e göre, avcı-toplayıcı toplumlar, çocuk yetiştirme konusunda 21. yüzyılın ailelerinden daha iyi fikirlere sahipti. O dönemin çocuklarının ağlamasına asla izin verilmiyordu, çocuklar sürekli kucakta taşınıyordu, sokakta çok zaman geçiriyordu ve aylar değil yıllarca meme emiyordu.

Daily Mail'deki habere göre Prof. Narvaez, 3 yaşındaki çocukların ebeveynlerinin tutumları ve bunların avcı-toplayıcı toplumlardaki çocuk yetiştirme biçimleriyle karşılaştırıldığı bir araştırma yaptı.

Eski toplumlarda çocukların geniş ailelerde büyüdüğünü, evde anne ve baba dışındaki bir sürü insanın daha çocuğa sevgi gösterdiği bir ortamın bulunduğunu belirten Prof. Narvaez, bu ailelerde çocukların ağlamaları ve yaygaralarına daha çabuk müdahale edilebildiğini söyledi.

Narvaez, "Çok eski atalarımız ayrıca, annelerinin kucağında daha fazla zaman geçiriyorlar ve böylece yakın bağ kuruluyordu. Çocuklar dövülmüyordu" dedi.

Çocukların ayrıca dışarıda özgürce oynamasına ve çevreyi keşfetmesine izin verildiğini belirten Prof. Narvaez, bu tür bir çocuk bakımının, kişiliğinin şekillendiği ilk yıllarda çocuğun maneviyatının oluşumunda önemli olduğunu kaydetti.

Günümüzde ise uzmanlar ebeveynlere, çocukların "kontrollü ağlamasına izin vermelerini" ve yaramazlık yapan çocukların odalarına kapatılarak cezalandırmalarını tavsiye ediyor.

Yapılan araştırmalar, yeteri kadar oynamasına izin verilmeyen çocuklarda hiperaktivite ve ruh sağlığı sorunları ihtimalinin daha fazla olduğunu gösteriyor.

Prof. Narvaez, son 50 yılda Amerikalı çocukların mutluluk ve huzurunda azalma olduğunu gösteren araştırmaları da hatırlattı. İngiltere'de yapılan bir araştırma da, çocuklarda ruh sağlığı sorunlarında artış olduğunu gösteriyor.

Narvaez'in araştırması, gelecek ay ABD'deki bir konferansta bilim çevrelerine sunulacak.

23 Eylül 2010 Perşembe

Ayşe Melahat Erkin İlköğretim Okulu Yangın Paniği

Antalya'da bir okulda yangın paniği

Antalya'nın Alanya İlçesi'nde bir ilköğretim okulundaki elektrik panosunda yangın çıktı. Yanan pano öğretmen ve hizmetlilerin müdahalesi sonucu söndürülürken, yoğun duman nedeniyle okuldaki öğrenciler dışarı çıkartıldı.
Hacet Mahallesi Eşref Kahvecioğlu Caddesi'nde bulunan Ayşe Melahat Erkin İlköğretim Okulu'nun ana giriş kapısının iç kısmında yer alan elektrik panosunda bugün saat 11.00 sıralarında henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Durumu fark eden hizmetli ve öğretmenler tarafından yangın kısa sürede söndürülürken okulu yoğun bir duman kapladı.

Kabloların yanması sonucu oluşan duman nedeniyle öğretmenler ve okul müdürü Ramazan Demirel öğrencileri sınıflardan dışarıya çıkarttı. Bazı öğrencilerin aileleri de panik içerisinde okula gelirken, gözü yaşlı çocuklar güçlükle sakinleştirildi. Yangın nedeniyle birçok polis ve itfaiye ekibi okula yönlendirildi. Bir polis memuru ise sınıfları dolaşarak öğrenci olup olmadığını kontrol etti.

Okul yangın sonrası tatil edilirken, yoğun duman nedeniyle zehirlenme tehlikesi geçiren müdür Ramazan Demirel ve bir görevliye ise ambulansta oksijen tedavisi uygulandı.

Selçuk Üniversitesi'nde Yolsuzluk

Selçuk Üniversitesi'nde Yolsuzluk

Konya merkezli üç ilde eş zamanlı yapılan Meram Tıp Fakültesi'ndeki yolsuzluk operasyonunda akıllara durgunluk veren detaylar ortaya çıktı.

HASTALARA TAKILAN PLATİNLER SANAYİDEKİ TORNACILARA YAPTIRILMIŞ

Konya merkezli üç ilde eş zamanlı yapılan Meram Tıp Fakültesi'ndeki yolsuzluk operasyonunda akıllara durgunluk veren detaylar ortaya çıktı. Hastalara takılan ortopedik platinlerin sanayide yaptırıldığı ortaya çıktı. Gözaltına alınan ve suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen bir profesörün Ege Üniversitesi'nde çalıştığı dönemde de hakkında rüşvet iddiaları gündeme geldiği ancak YÖK'ün izin vermediği iddiası ortaya atıldı.


Konya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü Mali Şube Amirliği ekipleri tarafından Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ihaleye fesat karıştırma ve usulsüzlük iddiaları üzerine başlatılan operasyonda ilginç detaylar ortaya çıktı. Polisin üç aylık çalışmasının ardından Konya, Ankara, İstanbul ve İzmir'de eş zamanlı yaptığı operasyonla 15 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerin ifadelerinden yola çıkan polis, medikal şirketi ile üniversite hastanesinde görev yapan bir profesörün bağlantısı ortaya çıkardı.


Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'ne medikal malzeme satan şirketin hastanede görevli Prof. Dr. U.Y.'nin olduğu ortaya çıktı. İddiaya göre, ihaleyi kazanan medikal firmasının, medikal malzemeleri sanayi sitelerindeki tornacılara örneklerini vererek fiyatı 10 ile 20 TL arasında bir maliyetle yaptırdığı ileri sürülüyor. Bu parçaların ameliyatla çok sayıda hastaya takıldığı iddia ediliyor. Makine Kimya Enstitüsünün dökümden yapılan platinlerin sağlıksız olduğu yönünde rapor verdiği öğrenildi. Şüphelilerin, polisteki ifadesinin tamamlanmasının ardından yarın ihaleye fesat karıştırmak, haksız kazanç sağlama suçlarından adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Öte yandan gözaltına alınan Prof. Dr. U.Y.'nin adının Ege Üniversitesinde görev yaptığı dönemde rüşvet iddialarıyla gündeme geldiği ancak YÖK'ün soruşturmaya izni vermediği ortaya çıkarken, bilişim yoluyla bir başkasına hakaret suçundan hakkında dava açıldığı iddia ediliyor.

Diğer taraftan dün Konya merkezli Ankara, İstanbul ve İzmir'de eş zamanlı yapılan operasyonda gözaltına alınan 15 kişiden 8'i polisteki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Sorguları süren 7 kişi ise Konya Numune Hastanesi'ndeki sağlık kontrolünün ardından sorgulanmak üzere tekrar Emniyet'e götürüldü.

Edirne'de Okul Boykotu

Edirne'de Okul Boykotu

Edirne'nin Süloğlu ilçesine bağlı Akardere köyünde aileler, çocuklarının ilçe merkezindeki okul yerine komşu köydeki okula gönderilmesi üzerine boykot başlattı.
Köyde 33 çocuk 4 gündür okula gönderilmiyor.

Akardere İlköğretim Okulu, 4 yıl önce mevcut sayının yetersizliği nedeniyle kapandı. Köydeki okulun kapanması sonrası köylü de taşıma ve yemek masraflarını kendileri karşılayarak öğrencilerin kaydını köye 9 kilometre uzaklıktaki Süloğlu ilçesi Cumhuriyet İlköğretim Okuluna yaptırdı. Taşıma masrafını düşürmek amacıyla Akardere Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, iki minibüs alarak, taşımalı sistem ihalesine girdi ve ihaleyi kazanarak, öğrencileri bu minibüslerle okula taşımaya başladı.

Milli Eğitim Bakanlığı Taşımalı Sistem Yönetmeliğine göre öğrencilerin köye 8 kilometre uzaklıktaki Büyük Gerdelli Köyü İlköğretim Okuluna göndermeleri gerektiği ailelere bildirildi. Köylüler, bu değişikliğe karşı çıkarak ''ilçedeki okuldan vazgeçmeyiz, çocuklarımız alıştıkları okula gitsinler'' diyerek, okulların 20 Eylül Pazartesi günü açılmasına rağmen, çocuklarını okula göndermiyor.

Köydeki çocuklar okula gitmek yerine, ailelerine tarla veya ev işlerinde yardımcı olarak, oyun oynayarak zaman geçiriyorlar. Öğrenci velileri, çocuklarının eğitimden geri kaldıklarını düşünerek, konunun bir an önce lehlerine çözülmesini beklediklerini söylüyor

Öğretmen Adaylarını Nasıl Bir Sınav Bekliyor?

Öğretmen Adaylarını Nasıl Bir Sınav Bekliyor?

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen seçimi için uygulanan sınavı kendi bünyesinde gerçekleştirmek için çalışma başlattı.
Buna göre, her branş için ayrı bir sınav öngörülüyor. Peki bu sistem nasıl işleyecek, sınav ne şekilde olacak ve güvenlik nasıl sağlanacak?

Kamu Personeli Seçme Sınavı'nın, öğretmen adaylarının seçiminde yeterli olmadığını düşünen Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen adaylarına özel bir alan sınav uygulaması üzerinde çalışıyor.

Söz konusu sınav, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) bünyesinde değil, MEB bünyesinde gerçekleştirilecek ve branşlara göre düzenlenecek.

Ancak burada iki soru akıllara geliyor: Öğretmenlikte 76 branş bulunuyor ve bunların her biri için ayrı sınav uygulaması düşünülüyor. Bu durum sıkıntı yaratır mı? Ve bu sınavların güvenliği nasıl sağlanır?

Tasarı Akademi Yayınları Genel Müdür Ersin Aslan, bu soruları ntvmsnbc'ye değerlendirdi.

Aslan, alan sınavının mantıklı bir çözüm olarak görülebileceğini, ancak bazı kavramları karıştırmanın işin içinden çıkılmaz bir hâl alabileceğini belirtiyor.

Öğretmen seçiminin ÖSYM tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Aslan, "Ülkemizdeki buna benzer hiç bir sınav, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmıyor. Şayet yapılırsa; Bakanlık çok ağır ve altından kalkılamayacak bir sorumluluğun altına girecektir" diyor.

Aslan, yaşanan kopya skandalında suçlunun KPSS olarak algılandığını, aslında sorunun sınavla değil, sınavın güvenliği ile ilgili olduğunu söylüyor ve ekliyor:

"Alan sınavı dahi yapsanız, bu sene yaşanan KPSS skandalının tekrar etmeyeceğini nasıl söyleyebiliriz ki?"

Öğretmen adayları için gerçekleştirilen sınavın KPSS'den ayrılıp, kendi alanına özgü bir sınavla gerçekleştirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Buna benzer bir sistem Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar Liseleri, Spor Liseleri" ile her türdeki "Anadolu Liseleri Öğretmenlerini Seçme Sınavı" adı altında yapılmaktadır.

Bu sınavın; Eğitim Bilimleri, Türkçe ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi derslerini içeren soruları ortak. Bunlardan ayrı olarak her branş için de 45'er tane soru soruluyor.

Böylece sınava giren her aday, 55 ortak alan ve 45 branş olmak üzere toplam 100 sorudan sorumlu oluyor.

Adaylar ayrıca mülakata da tabi tutuluyor.

Bu sınavın soruları KPSS ile karşılaştırıldığında çok niteliksiz. Dolayısıyla niteliksiz bir sınavda seçicilik azalacağından, belli puanlara büyük yığılmalar olacak.

SINAVIN İÇERİĞİ NASIL OLACAK? KİMLER HAZIRLAYACAK?
Bu durumda ilk akla gelen soru; bu sınavın içeriği ve kimler tarafından hazırlanacağı ve sonrasında mülakat yapılıp yapılmayacağıdır.

Bu sınavın içeriği ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığı henüz bir açıklama yapmadığından büyük bir belirsizlik söz konusu.

KPSS, ADAYLAR İÇİN İYİ BİR SINAVDI
KPSS ne kadar eleştirilse eleştirilsin; soru kalitesi, sınav uygulaması ve adayların bilgilerini sınamaları açısından iyi bir sınavdı.

KPSS'den ayrılma durumu nasıl bir avantaj ve dezavantaj sağlar?
KPSS, 1999 yılından bu yana yapılan dönem içinde sadece ismi değişerek günümüze gelen, sistemi oturmuş ve öğretmen adayları tarafından bilinen bir sınav.

Doğrusunu söylemek gerekirse problem sınavda değil. Her sene 250 bin aday, atanacak 30 bin öğretmenin arasına girebilmek için mücadele veriyor ve atanamayan adaylar da sistemin adaletsiz olduğunu savunuyor. Ancak bir seçme yapmak ve bunu da bir sınavla gerçekleştirmek mecburi.

SINAVIN NİTELİĞİ ÖNEMLİ
Seçici bir eğitim bilimi sınavı ve seçici bir alan sınavı, iyi uygulanabildiği taktirde KPSS'den daha iyi sonuç verebilir ancak özellikle belirtiyorum sınavın niteliği çok önemli.

MEB, BU SINAVI GERÇEKLEŞTİREMEZ
MEB'e bağlı olan Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü bahsettiğim gibi sınav uygulaması yapıyor ama daha önce 250 binleri bulan katılımlı sınavlar uygulanmadı.

Bakanlığın kadrosunda bu sınavı gerçekleştirecek akademisyenlerden oluşan hali hazırda bir komisyon yok. Bakanlık, bu alt yapı ile böyle bir sınavı gerçekleştiremez.

BU SINAVA HAZIRLANMAK BİR YILI BULUR
Böyle bir uygulama ile öğretmen adaylarını bekleyen zorluklar olacak mıdır? Nasıl bir değerlendirme öngörülebilir?
Öğretmen adaylarını bekleyen en büyük sorun belirsizlik. Bu sınava hazırlanmak ortalama bir seneyi buluyor.

Bir sınav için şu anda hazırlık yapmak isteyen bir öğretmen adayı ne yapacağını, neye çalışması gerektiğini bilmiyor. Zaman kaybedilmeden sınavın şekli, konu içerikleri ve sınav tarihi kamuoyuna duyurulmalıdır.

76 branş için ayrı bir sınav gündemde... Bu durumda, sınav esnasında veya değerlendirme aşamasında herhangi bir karışıklık söz konusu olabilir mi?
ÖSYM ve Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi buna benzer sayıda bölüm için daha önce sınav uygulamaları yaptılar ve belli tecrübelere sahipler. Bu konuda, bu kurumların altyapısından faydalanmak olası aksilikleri azaltabilir.

Sınavların güvenliği nasıl sağlanabilir?
Sınavların güvenliğinin karşısındaki en büyük tehdit günümüz teknolojisi. Alan sınavı dahi yapsanız, bu sene yaşanan KPSS skandalının tekrar etmeyeceğini nasıl söyleyebiliriz ki?

Siz bir eğitimci olarak bu uygulamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Alan sınavı mantıklı bir çözüm olarak görülebilir, ancak bazı kavramları karıştırmak, işin içinden çıkmamızı zorlaştırabilir.

KPSS GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLDİ
Bu sınavda suçlu KPSS gibi algılandı ve sınavın içeriği üzerinde çalışma gündeme geldi.

Aslında sorun; KPSS'nin içeriği değil, sınavların güvenliği ile ilgili. KPSS, günah keçisi ilan edildi ve böylelikle asıl sorun geçiştiriliyor ya da gözden kaçırılıyor.

ÖĞRETMEN SEÇİMİNİ ÖSYM YAPMALI
Öğretmen seçiminin ÖSYM'den ayrılıp MEB'e bağlanması daha olumlu neticelendirilebilir mi?
Öğretmen seçimi ÖSYM tarafından yapılmalı. Ülkemizdeki buna benzer hiç bir sınav, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmıyor. Şayet yapılırsa; Bakanlık çok ağır ve altından kalkılamayacak bir
sorumluluğun altına girecektir.

Bu konuda YÖK'e düşen görev nedir?
En büyük kaos belirsizlik. YÖK, "KPSS 2011" için uygulayacağı yol haritasını bir an önce kamuoyuna açıklamalı.

SINAV TARİHİ BİR AN ÖNCE DUYURULMALI
Eğer yeni sistemi uygulamaya geçirmek 2011'e yetişmeyecek ise, bu sisteme 2012'de geçileceğini ve KPSS'nin son kez yapılacağını duyurmalı. Ve bu duyuru, öğrencilerin sınava hazırlanması açısından en geç 2010 Kasım ayına kadar yapılmalı.

20 Eylül 2010 Pazartesi

SETA'nın Yükseköğrenim Raporu

SETA'nın Yükseköğrenim Raporu

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), üniversitelerde kalite için YÖK'ün yetkilerinin azaltılmasını, akademisyenlerin özlük haklarının geliştirilmesini önerdi.
Prof. Dr. Mahmut Özer ile YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın danışmanlığını yapan Yrd. Doç. Dr. Bekir Gür ve Prof. Dr. Talip Küçükcan'ın hazırladığı raporda, YÖK'ün gelişmiş yükseköğretim sistemlerine sahip ülkelere göre fazla yetkiye sahip olduğu belirtildi. YÖK Başkanı Özcan, YÖK dışında ayrı bir akreditasyon kurumu çalışması yaptıklarını ifade etmişti. Rapordaki öneriler şöyle:

MİLLİ EĞİTİM DENETLESİN

- Üniversiteler kanunla kurulduğu için bu kurumların daha sonraki kurumsal denetim süreçlerinde TBMM'yi temsilen hükümet (MEB, Maliye, DPT) paydaş olarak yer almalıdır.

- Yeni üniversitelere destek sürmeli. Personel ve fiziksel eksiklikler tamamlanmalıdır.

- Yurtiçi ve yurtdışı burs ve destek programlarının hacmini genişletmelidir. Ulusal, bölgesel küresel ölçekte projeler başlatmalıdır.

- Üniversiteler mezunları izlemeli ve sektörde deneyim kazanmış bireylerden eğitim süresince faydalanmalıdır.

- YÖK, üniversiteleri performans değerlendirmesine tabi tutmalı, ölçütleri sağlayamayan programlara ek süre verilmeli, bu süre sonunda da iyileşme sağlanamazsa yaptırımlar uygulanmalıdır.

- Sınırlı kaynakların verimsiz kullanımına yol açmamak için, üniversiteler program açarken, ilgili programa ülkenin ne derece ihtiyacı olduğunu ve mezunlarının istihdam edilebilirliklerini gözetmelidir.

Z. Kıvanç EL /AKŞAM

İstanbul'da Okullar Daha Güvenli

İstanbul'da Okullar Daha Güvenli

İstanbul'da 39 ilçede polis sorumluluk bölgesinde bulunan 2 bin 79 okula yönelik hazırlanan ''Okullarda Güvenli Ortam Projesi'' çerçevesinde, okulların dışında ve içinde güvenlik tedbirleri alındı.
Üsküdar'daki Çocuk Şube Müdürlüğünde düzenlediği basın toplantısında bilgi veren Toplum Destekli Polislik ve Çocuk Şubeden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Sıtkı Akgül, İstanbul'da 2.5 milyon öğrencinin bugün okullarına başladığını belirterek, alınan güvenlik tedbirleri hakkında bilgi verdi.

İçişleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde okullarda güvenli eğitimin sağlanması, koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınmasına ilişkin yapılan çalışmaları anlatan Akgül, İstanbul'da polis sorumluluk bölgesinde bulunan 2 bin 79 okulun tek tek tarandığını ve daha önce polise intikal eden olay sayıları, bulunduğu mekan ve çevre faktörlerine göre 3 derecede sınıflandırıldığını kaydetti.

Birinci derecede sınıflandırılan 285 okulun var olduğunu dile getiren Akgül, tüm okulları kapsayacak şekilde her okulun giriş ve çıkış saatlerinin 15 dakika öncesi ve 15 dakika sonrasında görev yapacak resmi bir ekip planladıklarını da ifade etti.

Akgül, okul yönetimiyle ilişki halinde olacak okul irtibat görevlileri uygulamasını da başlattıklarını dile getirerek, iki kişiden oluşan ekibin 20-25 okuldan sorumlu olacağını söyledi.

Okul dışında görev yapacak resmi ekibin okulun etrafını kontrol ederek, okulla ilgisi olmayan, eğitim ve öğretimi etkileyecek kişileri gözeteceğini ve gerektiğinde de yakalayacağını anlatan Akgül, çocuk birimlerinde çalışan polislerden planlanan okul irtibat görevlilerinin de okul idareleri ile iletişim halinde olacağını belirtti.

''Yeni eğitim ve öğretim döneminde çocuklarımızın kendilerini her türlü istismar ve mağduriyetten korumalarına yönelik afişler de hazırladık'' diyen Akgül, ''8 Güvenlik Kuralını Bilirim'', ''Farkındayım Aldanmam'' gibi başlıklarla hazırlanan bu afişlerin tüm anaokulu, ilk ve orta öğretim kurumlarına asılacağını söyledi.

Kızlar İçin Liseye Taşımalı Eğitim

Kızlar İçin Liseye Taşımalı Eğitim

Taşımalı eğitim, bu yıldan itibaren ilköğretimin yanı sıra liselerde de uygulanmaya başlanacak
Başta kızlar olmak üzere, bulunduğu yerde lise olmayan öğrenciler lise bulunan yerlere servislerle taşınacak. Bu öğrencilerin servis ve yemek ücretleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'ndan karşılanacak. Aralık ayı sonuna kadar 50 bin lise öğrencisinin yemek ve taşıma bedeli olarak 30 milyon TL kaynak tahsis edildi.

kaynak:milliyet

Kopyayı Böyle Çektiler

Kopyayı Böyle Çektiler

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)'nin yaptığı Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) başta olmak üzere birçok sınavda kopya çektiği belirlenen çetenin 4 üyesi tutuklandı.
Ankara merkezli 12 ilde yapılan operasyonlarda toplam 58 kişi yakalanırken; emniyet, kopyayla ilişkili 13 kişiyi arıyor.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, 'ÖSYM tarafından gerçekleştirilen çeşitli sınavlarda organize şekilde kopya çekildiği'ne dair alınan ihbar üzerine harekete geçmişti.

Ankara, Adana, Bolu, Bursa, Elazığ, Erzurum, İstanbul, Konya, Malatya, Sakarya, Uşak ve Karaman'da yapılan operasyonlarda yakalanan 58 kişiden 39'u emniyetteki sorgularının ardından serbest bırakılırken; 15'i de Cumhuriyet Savcısı Mehmet Cihan Kısa'ya verdikleri ifadelerinin ardından serbest kaldı. Nöbetçi Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen ve aralarında çete lideri olduğu belirtilen Gazi Üniversitesi öğretim üyesi O.A.U.'nun da bulunduğu Ö.F., Z.B. ve S.G. tutuklandı.

POLİS BAZI ZANLILARI SINAVDA YAKALADI

Sınav çetesinin Mart 2010 ÜDS, Nisan 2010 YGS, Mayıs 2010 KPDS, Mayıs 2010 ALES, Haziran 2010 LYS, Temmuz 2010 KPSS sınavlarında kopya çektikleri tespit edildi. Emniyet yetkilileri, 6 aylık çalışma sırasında, kopya çektiği belirlenen zanlılar konusunda ÖSYM yetkililerini uyardı. Polis, savcılıktan alınan telefon dinleme izni ve teknik takip sonucu bazı şüphelileri sınavda kopya çekerken tespit edip müdahale etti.

Emniyet yetkilileri, yapılan bu operasyonun eğitim bilimleri testinin iptal edildiği KPSS ile bir ilgisinin bulunmadığına dikkat çekiyor. 71 kişilik kopya organizasyonundan ise halen aranan 13 kişinin olduğu bildirildi. Polis, örgütün "Sınavlara girecek uzman kişiler ile gözetmenlik yapacak ve sınavda kopyadan faydalanacak kişileri tespit ettikleri, bu tespitler doğrultusunda yine sınavda kullanılacak olan teknik malzemeleri (normal telefon ve kolye tipi telefon, sim kart, bluetooth kulaklık, küpe tipi kulaklık) tedarik ettikleri, sınav öncesinde sınavda kopya çekecek kişilere bunların dağıtıldığı, sınava giren uzman kişilerden alınan sınav cevap bilgilerinin dağıtılan küpe tipi bluetooth kulaklıklar ile sınava giren kişilere ulaştırılması yolu ile kopya çekildiği daha sonra başka sınavlarda da kullanılmak üzere dağıtılan bu malzemelerin toplatıldığını" tespit etmişti.

16 Eylül 2010 Perşembe

Mahkeme, SBS'de Öğrenciyi Haklı Buldu

Mahkeme, SBS'de Öğrenciyi Haklı Buldu

Konya'da lise ikinci sınıf öğrencisi Emet Altan'ın Seviye Belirleme Sınavı'nda (SBS) kopya çektiği gerekçesiyle matematik testi cevaplarının hesaplanmaması üzerine, açtığı davada haklı bulundu.
Ankara 8. İdare Mahkemesi, 6 Haziran 2009 tarihinde yapılan 8. sınıf SBS'ye katılan Emet Altan'ın sınav sonuçlarının değerlendirilmesi aşamasında yapılan kopya analizlerinde, adayın matematik testinden ikili kopya olayına karıştığından dolayı matematik testi sonucunun hesaplanmamasına dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı karara bağladı.

Mahkeme, dosyanın incelenmesinden sonra Altan'ın, geçen yıl yapılan SBS'ye katıldığı, sınavda oturma düzenine göre 9. sırada bulunduğu, aynı salonda 5. sırada sınava giren bir öğrenciyle 20 matematik sorusundan 9 soruya aynı yanlış cevabın verildiğini belirtti.

Sınav sonucunda bu durumun bilgisayar analiziyle saptanması üzerine söz konusu testin sonucunun iptal edildiğinin anlaşıldığı bildirildi.

Öğrencinin sınav sırasında kopya çektiğiyle ilgili somut ve hukuken geçerli kanıtların ortaya konulması gerektiğine dikkat çeken Mahkeme heyeti, bu nedenle öğrencinin eğitim hakkının ihlali sonucunu doğuracağından kopya iddiasının hukuka uygun görülmediğini belirtti.

Karara itiraz edildiği, dosyanın temyize gönderildiği bildirildi.


-''HAKLI MÜCADELENİN GURURUNU YAŞIYORUM''-


Dört çocuk babası Kenan Altan (40) yaptığı açıklamada, öğrenim hayatında başarılarından dolayı her dönem 'takdir', 'üstün başarı' ve 'onur' belgesi alan kızının SBS'de kopya çekmediğini ispatladıkları için çok mutlu olduklarını söyledi.

Çocuklarının okuması için ellerinden gelen herşeyi yaptığını belirten Altan, ''Kopya muamelesi olmasaydı kızım istediği okula yerleşecekti. Bu durum bizi çok etkiledi. Kızımın bu durumdan dolayı psikolojisi etkilendi'' dedi.

Altan, tazminat davası açmaya hazırlandıklarını ifade etti.

Okuduğu düz lisenin ikinci sınıfına teşekkür belgesi ile geçen Emet Altan ise, kopya çekmediği halde bu muameleyi görmenin kendisini çok yıprattığını dile getirdi.

Kendisini insanlara inandırabilmek için çok çaba sarf ettiğine dikkat çeken Altan, şunları kaydetti:

''Kopya çekmediğim ispatlandığı için mutluyum. Haklı mücadelenin gururunu yaşıyorum. Ancak matematik puanım hesaplanmış olsaydı, istediğim okula yerleşecektim. Artık kopya damgası yemekten kurtuldum. Kopya çekmediğimi ispatladım. Başta ailem olmak üzere öğretmenlerim ve arkadaşlarımın yüzüne rahatça bakabileceğim. Bu durum beni daha çok cesaretlendirdi. Kendime olan güvenim arttı.''

Ailenin avukatı, dosyanın karara yapılan itiraz sonucu temyize gittiği, kararın onanmasından sonra Altan ailesinin yaşadığı zor günler için tazminat davası açacaklarını dile getirdi.


-OLAYIN GEÇMİŞİ-


Emet Altan, geçen yıl ilköğretim 8. sınıf öğrencisiyken SBS'ye girmiş, sınavdan bir süre sonra gelen sonuçlarda Altan, matematik testinin hiç hesaplanmadığını fark etmişti. Bunun üzerine Altan'ın ailesi, ilgili yerlere durumu anlatan bir dilekçe göndermiş, daha sonra aileye, Altan'ın ikili kopyaya karıştığı için matematik testinin iptalinin söz konusu olduğu bildirilmişti.

Altan ailesi, avukatları aracılığıyla durumu yargıya taşımış, Ankara 8. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı almıştı.

AÖF'de Kayıtlar 17 Eylül'de Sona Eriyor

AÖF'de Kayıtlar 17 Eylül'de Sona Eriyor

Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nde 2010 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) sonucuna göre Açıköğretim Fakültesi Dönemlik-Kredili Uzaktan Eğitim Önlisans programlarına yerleştirilen adayların, 13 Eylül'de başlayan kayıt işlemlerinin 17 Eylül'de son
Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, 2010 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) sonucunda Açıköğretim Fakültesi bünyesinde bulunan "Eczane Hizmetleri", "Gıda Kalite Kontrolü ve Analizi", "Kimya Teknolojisi", "Tıbbi Laboratuvar Teknikleri", "Tıbbi ve Aromatik Bitkiler" ve "İlahiyat" Dönemlik Kredili Uzaktan Eğitim Önlisans programlarına yerleşen öğrencilerin 17 Eylül Cuma günü mesai bitimine kadar kayıt işlemlerini yapmaları gerektiği belirtildi.

Açıklamada, adayların http://kayit.anadolu.edu.tr adresinden 2010-2011 öğretim yılına ilişkin internet başvuru işlemlerini yaptıktan sonra, 2010-2011 Öğretim Yılı İnternet Başvuru ve Kayıt Kılavuzu'nda açıklanan kayıt belgelerini hazırlayarak Açıköğretim Fakültesi bürolarına bizzat başvurmaları gerektiğini kaydedildi.

Son kayıt tarihi olan 17 Eylül 2010'a kadar kaydını yaptırmayan adayların hiçbir mazereti kabul edilmeyeceği ve kayıt süresinin kesinlikle uzatılmayacağı belirtildi.

Müdürün Taciz Davası 'Ağır Cezalık' Oldu

Müdürün Taciz Davası 'Ağır Cezalık' Oldu

Tacizle suçlanan okul müdür vekili, 'kızın ruh sağlığının bozulduğu' raporu üzerine ağır cezada yargılanacak

Adana'da ilköğretim okulu 8'inci sınıf öğrencisi H.Ö'yü taciz ettiği iddiasıyla asliye ceza mahkemesinde tutuksuz yargılanan müdür vekili İ.G. ağır cezalık oldu.

Olay 2008'de meydana geldi. İddiaya göre kız öğrencilerden 13 yaşındaki H.Ö. kendini okul tuvaletine kilitleyerek ağlamaya başladı. Rehber öğretmen tarafından tuvaletten çıkarılan kız, nöbet çizelgesi için odasına gittiği müdür vekili İ.G.'nin "Çok tatlısın. Saç modelin çok güzel. Seni çok özledim'' dedikten sonra elle tacizde bulunduğunu iddia etti.

Öğrencinin ailesinin şikâyetçi olması üzerine hakkında adli soruşturma yapılan müdür vekili, çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Cezaevinde 10 gün kaldıktan sonra itirazı sonucu tahliye edilen 55 yaşındaki İ.G, 6'ncı Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlandı. "Çocuğun cinsel istismarı'' suçundan 12 yıla kadar hapsi istenen İ.G, "Öğrencim odama geldi ancak taciz yaşanmadı. Dışarıda ağlarken gördüm. Ailesi de gelmişti. Beni suçlayarak hakaret ettiler. Eğitimci olarak tüm çocuklara kendi çocuklarım gözüyle bakarım. Onların ahlaklı dürüst, olmaları için çaba gösteririm. Suçsuzum" dedi.

Ancak H.Ö'nün ruh sağlığının bozulduğu yönünde gelen adli tıp raporu üzerine 6'ncı Asliye Ceza Hakimi, davayla ilgili görevsizlik kararı verdi ve dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi. Sanık İ.G, ağır cezada yargılanacak.

Mezun Olamayan Öğrenciye Sınav Hakkı

Mezun Olamayan Öğrenciye Sınav Hakkı

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, lise son sınıfta tek ders nedeniyle mezun olamayan öğrencilere sınav hakkı tanınacağını bildirdi.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 'Tek Ders Sınavı' konulu yayınladığı genelgede bazı son sınıf öğrencilerinin tek dersten başarısızlık nedeniyle mezun olamadıklarını tespit ettiğini belirtti.


Çubukçu, yayınladığı genelgede, okulların 2009-2010 eğitim-öğretim yılı başarı durumları ile ilgili yapılan değerlendirme sonucunda öğrencilerin büyük çoğunluğunun mezun olduğunu ancak, az sayıda da olsa bazı son sınıf öğrencilerinin tek ders nedeniyle mezun olamadığını tespit ettiğini kaydetti. Çubukçu genelgede şu ifadelere yer verdi:


Bu itibarla eylül ayında gerçekleştirilen sorumluluk sınavları ile 27.07.2010 tarihli genelge doğrultusunda yapılan sınavlardan sonra tek dersten başarısızlığı nedeniyle mezun olamayan son sınıf öğrencileri, dersin hangi sınıfa ait olduğuna bakılmaksızın valiliklerce belirlenecek tarihlerde sınava alınacaklardır.

ikinci Şans Sınav Hakkı, Mezun Olamayan Öğrenciye Sınav Şansı, Mezun Olmadan Diploma, Diploma Almadan Sınav Olun, Mezun Olamayan Öğrenci Hakkı, Tek Ders Sınavı, Liselerde Tek Ders Sınavı

14 Eylül 2010 Salı

"Okul Korkusu" Nasıl Yenilir?

"Okul Korkusu" Nasıl Yenilir?

Okula bu yıl başlayacak çocukların ailelerinden ilk kez uzun süreli ayrı kalacağı ve dış dünya ile ilk karşılaşma dönemini yaşayacağı belirtilerek, bu dönemin başarıyla atlatılmasında öğretmen ve ailelere büyük görev düştüğü bildirildi.
Denizli Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Şermin Yalın, yazılı açıklamasında, çocukların önemli bölümünün okula uyum sürecini sağlıklı biçimde atlatırken, bazı çocuklar için okula gitmenin sürekli bir kaygı kaynağı haline dönüştüğünü kaydetti.

Yalın, ''okul korkusu''nun, okula yeni başlayan çocukların anne babalarından ayrılmaktan dolayı duydukları endişe, çocuğun okul ortamında rahatsız eden ya da korkutan bir durumdan dolayı okula gitmek istememesi, aileden ayrılarak yeni bir sosyal ortama uyum sağlama endişesi olarak karşılarına çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti:

''Okula ilk adım, çocukların aileden ilk defa uzun süreli ayrılması ve dış dünya ile ilk karşılaşma dönemi olması nedeniyle önemli. Okula alışma döneminde anne-baba tarafından aşırı korunan, kural ve sınırlamalar öğretilmeyen, duygusal olarak yaşının olgunluğuna sahip olmayan çocuklar, yaşıtlarına göre daha fazla zorlanmaktadırlar. Okul korkusu taşıyan çocuklara karşı en büyük destekçi öğretmen ve aileleridir. Çocuğun okula gitmesi konusunda ödün verilmemeli, mutlaka okula gitmesi sağlanmalıdır. Bu çözümün yarısıdır.''

Çocuğa, okulun amacını açıklamak, okula gitmesi konusunda ailenin tüm fertlerinin kararlı ve tutarlı olmasının da işe yarayacağını aktaran Yalın, açıklamasında, ''Okula gitmemesi halinde, yapılan çalışmalardan geri kalacağı ve bunun kendisi için bazı aksaklıklara yol açacağı anlatılmaya çalışılmalıdır. Bazen çocuklar kendiliğinden eve dönebilir, bu durumda da yapılması gereken onu okula geri göndermektir. Okula gitmediğinden dolayı çocuğun korkusu ve gözyaşlarıyla alay edilmemelidir. Vedalaşmaları çabuk ve kısa süreli tutarak, ayrılıkların doğal olduğu hissettirilebilir'' ifadelerine yer verdi.


-ANLAŞILDIĞINI HİSSETTİRİN-


Yalın, çocuğun endişeleri, duyguları üzerinde konuşmanın hem sıkıntısını paylaşmasını hem de anlaşıldığını hissedip rahatlamasını sağlayacağına vurgu yaparak, sıkıntılı durumun geçici olabileceği, kendisiyle aynı durumda olan başka çocukların da olduğunun anlatılması önerisinde bulundu.

Öğretmenlere de önemli görevler düştüğünü anlatan Yalın, açıklamasında şunları kaydetti:

''Öğretmenler çocuğun okulda kendini terk edilmiş ve yalnız hissetmesine yol açacak davranışlardan kaçınmalı. Okulda çocuğun ilgisini çekecek sınıf içi aktiviteler çoğaltılabilir. Çocuk sınıf içi çalışmalara katılmaya zorlanmaktan kaçınılmalı, başlangıçta kolaylıkla üstesinden gelebileceği görevleri alması için yüreklendirilmelidir. Anne ve babalar eğitilerek okulda yeterli bakım ve eğitim olmadığı yolundaki inanç yok edilip, ailenin aşırı koruyucu tavırlardan kurtulması sağlanabilir. Bu inanç kaybolursa çocuklar okula başlamadan önce ailedeki kaygılı konuşmalardan etkilenmeyeceklerdir.''

Tatil Sonrası Okula İyi Bir Dönüş İçin 20 Öneri

Tatil Sonrası Okula İyi Bir Dönüş İçin 20 Öneri

Yeni okul dönemine olumlu başlangıç yapmak çocuğun genel davranışlarını, kendine güvenini ve akademik başarısını etkiliyor.
Okula dönüş için istekli olan öğrenciler bile artan etkinlik ve yapısal düzenlemelerle ilgili baskılara uyum sağlamada zorlanabilirler. Bu döneminde hayatın artan hızına uyum sağlayabilmek için anne-babalar önceden plan yaparak, gerçekçi ve olumlu bakış açısı geliştirerek öğrencilere destek olabilirler.

Memorial Hastanesi'nden Pedagog Dr. Melda Alantar, tatil sonrası okula dönüş için anne babalara önemli ipuçları verdi.

1. Problemleri önceden çözün: Çocuğunuzun fiziksel ve ruhsal bir problemi varsa okula başlamadan çözülmüş olmalı. Çocuğunuzun fiziksel ve ruhsal sağlığının yerinde olduğundan emin olun. Çocuk ve diş doktoruyla v.b. görüşmelerinizi erken dönemde ayarlayın. Çocuğunuzun duygusal veya psikolojik gelişimiyle ilgili endişelerinizi uzmanlarla paylaşın. Uzmanlar kaygılarınızın yaşa uygun konulardan mı ya da ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gereken gelişmelerden mi kaynaklandığını belirlemenizde yardımcı olurlar. Okul başlamadan önce varolan sorunu saptayarak çözüm aramak çocuğunuza da yarar sağlar. Okullar anne-babaların tanımlanan sorunu iyileştirme çabalarını desteklerler.

2. Gerekli belge ve bilgileri gözden geçirin: Okuldan gönderilen yazılı belgeleri inceleyin. Belgeler çocuğun öğretmeni, sınıfı, okul için gerekli malzemeler, serbest zaman etkinlikleri, v.b. önemli bilgiler içermektedir.

3. Ajandanıza not düşün: Önemli günleri kişisel takviminiz üzerinde işaretleyin.

4. Okul alışverişi için son dakikaya kalmayın: Okul açılmadan bir-iki hafta önce alışverişinizi tamamlayın. İlköğretim çağındaki çocuklar size yardımcı olabilirler. Alışveriş listesini birlikte gözden geçirebilirsiniz.

5. Uyku ve yemek düzeninde yeni uygulamaya geçin: Okullar açılmadan en az bir hafta önce uyku ve yemek düzeninizi özellikle kahvaltı saatlerini yeniden planlayın. Bu değişikliğe çocuğunuzu hazırlamak için onunla ödev ve etkinlikler nedeniyle aşırı yorgunluk hissetmemek için düzen oluşturmanın yararları üzerinde konuşun.

6. Televizyonu kapatıp başka aktivitelere yönlenmesini sağlayın: Çocuğunuzu sabah saatlerinde televizyon izlemek yerine; yap- bozla uğraşma, boyama, kitap okuma gibi etkinliklere yönlendirin. Bu faaliyetler çocuğunuzun öğrenme sürecine ve okul düzenine alışmasını kolaylaştıracaktır.

7. Çocuğunuzla birlikte okulunu ziyaret edin: Çocuğunuz küçükse ya da yeni bir okula başlıyorsa onunla birlikte okula gidin. Öğretmenle tanışmak, sınıf, yemekhane, bahçeyi görmek okul öncesi hissedilen endişenin azalmasını sağlar. Yeni çevre hakkında soru sorması için çocuğunuzu yüreklendirin.

8. Arkadaşlarıyla program yapsın: Okul açılmadan önce çocuğunuzu sınıf arkadaşlarıyla buluşarak olumlu sosyal ilişkiler kurması için destekleyin.

9. Ev ödevleri için uygun ortam bulun: İlköğretim çağındaki çocuklar kendi odalarında veya evin sessiz bir köşesinde çalışabilirler. Okula yeni başlayan çocuklar için ise oturma odası ya da mutfak gibi ortak kullanım alanlarında erişkinlerin denetim ve gözetimlerine olanak sağlayan bir çalışma köşesi oluşturulabilir.

10. Okul eşyaları için uygun bir yer belirleyin: Okul eşyaları, anne-babanın okuması için eve gönderilen yazılı belgeleri v.b. koymak için bir yer belirleyin. Her akşam okul çantasının düzenlenmesinin çocuğunuzun sorumluluğu olduğunu hatırlatın.

11. İşlerinizi çocuğunuzun okul programına göre düzenleyin: Okulların açıldığı hafta programınızı sadeleştirin. İş seyahatleri, gönüllü çalışmalar, projeler v.b. mümkün olduğu ölçüde erteleyin. Yeni okul döneminde çocuğunuzun hissedebileceği endişeyi yenmesi ve okul düzenine alışmasına yardım olabilmek için serbest zamana ihtiyaç duyabilirsiniz.

12. Beslenme çantalarını bir gece önce hazırlayın.

13. Saatinizi kurun: Çocuklar sabah kalkabilmek için çalar saatlerini kendileri kurabilirler. Sabah okul için hazırlanmak, kahvaltı etmek için çocuğunuza yeterli zaman tanıyın. Düzene uyum sağladıkları, servise yetiştikleri zaman onları övün.

14. Okul sonrası saatler de planlanmalı. Eve döndüğünde sizi bulamadığı zaman neler yapılması gerektiğini çocuğunuzla konuşun.

15. Kitap ve defterlerini gözden geçirin: Yıl içinde öğreneceği bilgiler hakkında onunla konuşun. Konulara ilişkin merak ve ilginizi onunla paylaşın. İçerikleri kavrama yeteneğine olan güveninizi ona açıklayın. Okul yılı boyunca öğrenme sürecini pekiştirin. Öğrenme becerilerinin gelişmesi zaman alır, sık tekrar gereklidir. Çocuğunuzu sabırlı, dikkatli ve olumlu olması konusunda yüreklendirin.

16. Öğretmenini ile iletişimde olun: Çocuğunuzun okuldaki durumuna ilişkin geri-bildirim almak istediğinizi öğretmenine/öğretmenlerine iletin. Onlarla tanışın. Velilerle iletişim kurma konusundaki tercihlerini-notlar, elektronik posta, telefon görüşmeleri v.b. öğrenin.

17. Okuldaki yetkililer ile işbirliği yapın: Siz ve çocuğunuza yardımcı olacak kişileri belirleyin; müdür, psikolojik danışman, serbest zaman etkinlikleri koordinatörü v.b. Görevleri ve gereksinim duyduğunuzda nasıl ulaşacağınız hakkında bilgi edinin.

18. Çocuğunuzun sorunlarına ilgi gösterin: Çocuğunuzun okul konusunda endişeleri varsa beslenme veya okul çantasına onu yüreklendirecek özel notlar yazıp bırakın. Yeni bir durumda insanların endişe duymalarının doğal olduğunu ve öğretmen, akranlarını tanıyıp okul düzenine uyum sağladıktan sonra her şeyin düzeleceğini kendisine anlatın.

19. Sakin tavrınızı koruyun, çocuğunuz bundan etkilenecektir..Özellikle yuvaya, birinci sınıfa başlayan çocuklar ayrılık endişesi veya çekingenlik yaşayabilirler. Eğitimciler bu durumun üstesinden gelebilecek deneyime sahiptirler. Onu bıraktıktan sonra fazla oyalanmadan, onu sevdiğinizi ve gün boyunca düşüneceğinizi, okul bitiminde onu gelip alacağınızı söyleyin. Sakin ve olumlu davranın.

20. Olumsuz deneyimlerin çocuğunuzun hevesini kırmasına izin vermeyin: Akademik veya sosyal konularda güçlük yaşayan veya arkadaşları tarafından alay edilen, zorbalıkla karşılaşan öğrenciler okula yeniden dönmeyi istemezler. Sorunlarınızı okul yönetimine aktarın, onlarla işbirliğine girin. Yeni okul döneminde benzer sorunlarla karşılaşmayacağını çocuğunuza aktarın. Zorluklarla kendi kendine başa çıkma becerilerini destekleyin. Gerekirse öğretmeninden yardım alması konusunda onu yönlendirin.

2 milyon 400 Bin Öğrenci Okulla Tanışıyor

2 milyon 400 Bin Öğrenci Okulla Tanışıyor

İlköğretimde 1 milyon 300, okul öncesinde 1 milyon 100 bin olmak üzere yaklaşık 2 milyon 400 bin öğrenci bugün okulla tanışıyor.

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), okula yeni başlayacak öğrencilerin okula alışmalarını sağlamak amacıyla hazırlanan program uygulanacak. Okula yeni kayıt yaptıran öğrenciler bu nedenle diğer öğrencilerden bir hafta önce okula başladı. Uyum programıyla ''okul öncesi çocukları ve ilköğretim 1. sınıf öğrencilerinin okula uyumlarının sağlanması, okul kaygısının giderilmesi, sosyal ve sportif etkinliklerle öğrenme ortamını tanıması ve sevmesi, okul kurallarını öğrenmesi ve okula iyi bir başlangıç yapması'' amaçlanıyor.

2010-2011 eğitim-öğretim yılında, ilköğretime bağlı ana sınıflarına yeni başlayacak öğrenciler için hazırlanan uyum programı çerçevesinde bugün okullarda açılış törenleri düzenleniyor.

Bugün okullarda okul müdürleri velilere bu uygulamanın amaçlarını, yararlarını ve okul öncesi eğitim programını özetleyen açıklamalarda bulunacak. Daha sonra tüm okul personeli velilere ve çocuklara tanıtılacak. Velilere ve çocuklara sınıfın basit kuralları anlatılacak. Veliler okuldaki uygun bir yerde bekletilirken, çocuklarla basit tanışma oyunları oynanacak. Çocuklarla pastel boya resim çalışması yapılacak ve çocuklar yaptıkları resimleri evlerine götürecek.

İkinci gün, öğretmenler, çocukları ve velileri karşılayarak okulun ve sınıfın kurallarını hatırlatacak. Çocuklar sınıfta serbest oyun oynayabilecek. Kahvaltı ve temizlikten sonra çocuklar oyuncakları toplayıp yerleştirmeyi öğrenecek. Kukla eşliğinde öğretmenlerinden basit hikayeler dinleyecek olan miniklere, sınıf kuralları tekrar edilecek ve sınıf ile okul tanıtılacak. Öğrenciler, ikinci gün oyun hamuruyla serbest çalışma yapacak ve şarkılar eşliğinde oyun oynayacak.

Ana sınıfı öğrencileriyle üçüncü gün, temizlik ve kahvaltıdan sonra oyuncaklar hakkında konuşulacak ve tuvalet ile lavabo kullanımına ilişkin bilgi verilecek. Hikaye anlatımı ve boyama etkinliklerinin ardından öğrencilerle bugüne kadar ''neyi neden'' yaptıklarına ilişkin sohbet edilecek.

Öğrenciler son gün, rutin çalışmaların dışında okul çalışanlarının görevleri, ihtiyaç halinde kimlerden yardım alınacağı ve gün içinde neler yapıldığı konusunda bilgilendirilecek.


-KALEM TUTMAYI ÖĞRENECEKLER-


İlköğretime yeni başlayacak öğrenciler ise okul hayatlarının ilk haftasında ders düzenini, teneffüsü, defter kullanmayı ve kalem tutmayı öğrenecek.

İlköğretim öğrencileri için uyum programında her biri 40'ar dakikadan toplam üç ders yapılacak ve her ders arasında 15-20 dakika teneffüs verilecek.

Açılış töreninde uyum programı konusunda öğrencilere ve velilere uygulamanın amacına ilişkin açıklama yapıldıktan sonra ikinci derse geçilecek. Bu derste öğretmenlerle öğrenciler tanışacak, öğrencilere okulun ilgili bölümleri gezdirilecek. İlk gün öğrencilerin okuldan eve güvenle gelip gitmeleri konusunda eğitim verilecek ve şarkılı bir oyunla ders sona erecek.

Öğrenciler ikinci gün okul ve sınıf kurallarını öğrenecek, sınıf, koridor, tuvalet ve kantinin kullanımı konusunda öğrencilere uygulamalı bilgi verilecek. Öğretmenlerin öykü okuyup öğrencilerin masallar anlatacağı ikinci günde, okul bahçesi ve spor salonunda da etkinlik yapılacak.

Henüz oyun çağında olan ilköğretim birinci sınıf öğrencileri, okula başladıklarının üçüncü gününde sevdikleri oyuncakları anlatabilecekler, hayvanlarla ilgili bir şarkı söyleyebilecekler. Serbest resim çalışmaları yapacak öğrencilere, beden eğitimi için bahçede etkinlik düzenlenecek, enstrüman veya kaset eşliğinde müzikli bir oyun, dans veya ront öğretilecek.

Minik öğrenciler uyum programının son gününde kalem tutmayı, defter ve tahta ile diğer sınıf araç gereçlerini kullanmayı öğrenecek. Öğrencilere okuma yazmaya hazırlık çalışmaları yaptırılacak. Öğrenciler, beden eğitimi için bahçede yapılacak çeşitli etkinlik ve oyunlarla haftayı tamamlayacak.

2010-2011 eğitim-öğretim yılı 20 Eylül Pazartesi günü başlayacak.

YGS Birincisi Kapkaçta Yakalandı

YGS Birincisi Kapkaçta Yakalandı

Konya'da, YGS birincisi olan bu yıl İzmir 9 Eylül Üniversitesini kazandığı belirtilen bir genç kapkaç yaptığı gerekçesiyle yakalandı
Konya'da, YGS birincisi olan bu yıl İzmir 9 Eylül Üniversitesini kazandığı belirtilen bir genç, alışverişten dönen bir kadının çantasını kapkaç yöntemiyle çaldığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Şüphelinin cebinden 3, çantadan ise 5 TL çıktığı öğrenildi.

Merkez Selçuklu ilçesinde bir alışveriş merkezi yakınlarında N.E. isimli bir kadının çantası kapkaç yöntemiyle çalındı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, çevrede yaptıkları araştırmalar sonrasında şüpheli Alper K'yı (21) yakaladı.

Konya Numune Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Asayiş Şube Müdürlüğüne götürülen Alper K'nın Konya'da yaşadığı, bu yıl 9 Eylül Üniversitesini kazandığı, İzmir'e gidip kaydını yaptırdıktan sonra da Konya'ya döndüğü öğrenildi.

Alper K'nın ilk ifadesinde, Param bitmişti. Paraya ihtiyacım vardı dediği öğrenildi.

Şüphelinin cebinden 3, çalınan çantadan ise 5 TL çıktığı bildirildi

Yatılı İlköğretim Okulunda Patlama

Yatılı İlköğretim Okulunda Patlama

Hakkâri'nin Yüksekova ilçesindeki Merkez Yatılı İlköğretim Bölge Okulunun (YİBO) yatakhanesinde patlama meydana geldi.
Can kaybının olmadığı patlama esnasında büyük çaplı maddi hasar oluştu. İpekyolu Caddesi'ndeki Merkez YİBO'nun yatakhane kısmına kimliği belirsiz kişilerce bırakılan patlayıcı, dün akşam saatlerinde infilak etti.

Patlamanın etkisiyle çıkan yangın, itfaiye ekiplerince kısa sürede söndürüldü. Maddi hasar oluşan patlamanın ardından bölgede yoğun güvenlik önlemi alan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, zanlıların ve patlayıcının türünün belirlenmesi için titizlikle çalışıldığını bildirdi.

Deniz Lisesi'nde Yeni Öğretim Yılı

Deniz Lisesi'nde Yeni Öğretim Yılı

Heybeliada'daki Deniz Lisesi'nde 2010-2011 eğitim öğretim yılı törenle açıldı.
Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanı Koramiral Bülent Bostanoğlu, açılış töreninde yaptığı konuşmada, 200 yılı aşkındır çok kıymetli komutan ve devlet adamları yetiştiren Deniz Harp Okulu'nun temel öğrenci kaynağı ve Türk Deniz Kuvvetlerinin göz bebeği olan çağdaş deniz subay adaylarının mesleğe ilk adımlarını attıkları ifade etti.

Bostanoğlu, 40 yıl önce mezun olduğum bu okulda edindiğim iyi bir insan, iyi bir vatandaş, iyi bir asker ve en nihayet iyi bir bahriyeli niteliklerinin etkisini, bütün meslek hayatımda hissettim. Deniz Lisesi mezunu olmaktan daima iftihar ettim dedi.

Deniz Lisesi'nin eğitim kadrolarında görev yapan öğretmen ve idarecilere seslenen Bostanoğlu, şunları söyledi:

Bugüne kadar yaptığınız, gelecekte yapacağınız görevler için şimdiden teşekkür ederim. Bilgi çağını yaşayan ve küreselleşmekte olan dünyamızdaki değişime ayak uydurabilecek ve çağı okuyabilecek subaylar yetiştirirken önemli görevlerin sizlerin omuzlarında olduğunu özellikle belirtmek isterim. Deniz Kuvvetlerimizin ve ülkemizin geleceği olan öğrencilerimizi çağın gerektirdiği askerlik, liderlik ve denizcilik nitelikleriyle donanmış olarak yetiştirmek kutsal bir görevdir. Bu ocakta vatan hizmeti yapan en kıdemsiz erinden, bana kadar büyük görevler düşmektedir. Bu görevi icra ederken, en büyük rehberimiz yaşadığı çağın ilerisinde fikir üreten ve bu fikirleri hayata geçirirken üzerinde yaşadığımız güzel vatanımızı bizlere emanet eden eşsiz önder, Büyük Atatürk olacaktır. Atatürk çağdaş bir ulusal toplum olarak var olabilmemiz için ulusal, demokratik, laik bir eğitimi öğretimi temel koşul olarak görmüştür.

Büyük Önder Atatürk'ün gösterdiği mükemmel bir deniz gücüne sahip olma noktasında ilerlediklerini vurgulayan Bostanoğlu, günümüzde Kuzey Atlantik'ten Hint Okyanusu'na kadar olan bölgede sancak gösteren ve görev grubu seviyesinde dünya denizlerinde hareket icra eden bir düzeye erişmiştir. Gurur duyarak söyleyebilirim ki Türk Deniz Kuvvetleri şu anda bölgesinin en güçlü deniz kuvvetleri konumundadır ve ulusumuza güven vermektedir. Öğrencilerimiz bizden ileri olacak ve bu gücü daha da artıracaktır diye konuştu.

Törende daha sonra, yeni atanan subay ve astsubaylar takdim edilirken, dereceye giren öğrencilere de onur belgeleri verildi.

KPSS'de Düğüm Çözülüyor!

KPSS'de Düğüm Çözülüyor!

YÖK ve ÖSYM'nin bu haftaki gündemi 'KPSS'de iptal'... YÖK Başkanı Özcan dün Başbakan Erdoğan'a skandalla ilgili son gelişmeleri aktardı
Referandumu atlatan Türkiye, tekrar Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) gündemine döndü. ÖSYM ve YÖK'ün Eğitim Bilimleri testinin iptalini bu hafta gündemine alacağı öğrenilirken, YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüşerek soruşturmada gelinen noktayı anlattı.

KPSS iddiaları üzerine harekete geçen YÖK Denetleme Kurulu'nun soruşturmasını bu hafta tamamlaması bekleniyor. Kurulun, özellikle 300'ü aşkın kişinin 120 sorunun tamamını bildiği Eğitim Bilimleri testinin iptali yönünde fikir birliğine vardığı belirtiliyor. Ancak sınavın tamamının iptal edilip edilmeyeceğine ilişkin henüz bir görüş oluşmadı. Yetkililer, �Eğitim bilimleri testi sorularının sızdığına ilişkin elde ciddi veriler var. Ancak sınavın tümü için elimizde veri yok� dedi. Ara raporunu tamamlayan Kurulun, raporunu Savcılığın soruşturması tamamlandıktan sonra bitireceği dile getiriliyor.

İki test daha şüpheli
KPSS mağduru adaylarının bir kısmı ise Genel Kültür ve Genel Yetenek testlerinin de iptalini istiyor. Adaylar �YÖK Denetleme Kurulu Matematik sorularının tek bir çiziksiz işaretlendiğini tespit etti, bu tespit, bu soruların da sızdırıldığını kanıtlar� görüşünde. Savcılık ve YÖK Denetleme Kurulu'nun da Eğitim Bilimleri testi dışındaki sorulara ilişkin 'şüpheli' tespitler yaptıkları ancak iptale neden olabilecek bir kanıta ulaşamadıkları belirtiliyor.
YÖK Başkanı Özcan, dün Başbakan Erdoğan'ı ziyaret ederek, KPSS iddialarına ilişkin son durum hakkında bilgi verdi. Yarım saatlik görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özcan, KPPS sınavının iptal edilip edilmeyeceği yönündeki soruyu yanıtlarken, savcının soruşturmasının sonuçlanmasını bekleyeceklerini söyledi.

Özcan, bir soru üzerine, KPSS'de kopya iddialarının ardından hazırlanan raporun daha önce Erdoğan'a sunulduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, KPSS iddialarına ilişkin, �Yeni bir imtihan iki ay demek. Atama bekleyenler, ve öğretmen bekleyenler mağdur oldu. Kazanamayanların bu durumla ilgili yargıya intikal süreci de söz konusu olabilir� görüşünü dile getirmişti.

Gönül T: Soru komisyonunda değilim
Bu arada dersanecilik yaptığı basına yansıyan ÖSYM çalışanı Gönül T.'nin soru hazırlama komisyonunda görev yapmadığı öğrenildi. Gönül T., soru komisyonu üyesi olmadığını ÖSYM'de fotoğraf kontrolü ve toplu belge dökümü bölümünde görev yaptığını belirtti. Gönül T. adına avukatı aracılığıyla yapılan açıklamada �Üç senedir faaliyette olmayan bir şirkete ortak olduğu sunularak kamuoyunda müvekkilin kopya skandalına karıştığı yolunda bir algı yaratılmaya çalışılmakta� denildi.

7 Eylül 2010 Salı

Anadolu Liselerinde Okumak İçin Yeni Fırsat

Anadolu Liselerinde Okumak İçin Yeni Fırsat

MEB, özellikle İstanbul'daki iyi Anadolu liselerinde kontenjanların boş kalması üzerine yeni yedek yerleştirme başlattı. Boşluğun, öğrencilerin özellere kaymasından kaynaklandığını açıkladı
3. dönem yedek yerleştirme kayıtlarına rağmen özellikle İstanbul'da bulunan İstanbul Lisesi, Kabataş, Kadıköy, Beşiktaş, Cağaloğlu gibi yüksek puanla öğrenci alan okullarda kontenjan boşlukları dolmak yerine daha da arttı. MEB, boşluğu, bu okulları kazanan öğrencilerin daha sonra özel okulları kazanarak geçiş yapmasından kaynaklanması olarak açıkladı ve yeni bir yedek yerleştirme dönemi başlattı. Yedek yerleştirme; II. tercihler esas alınarak yapılacak ve süresi içerisinde kaydını yaptırmayan öğrenciler kayıt haklarını kaybedecek. Yedek kayıt işlemleri 13-17 Eylül tarihlerinde 3 dönem halinde gerçekleşecek.

BOŞ KONTENJANLAR
Galatasaray Lisesi 2
İstanbul Lisesi 13
Kabataş E. Lisesi (ing.) 23
Kabataş E. Lisesi (alm.) 17
Kadıköy A.L. 60
Hüseyin Avni Sözen 24
Haydarpaşa 20
Cağaloğlu A.L. 32
Beşiktaş Sakıp Sabancı 39
Beşiktaş Atatürk A.L. 83
Vefa L. 21
Pertevniyal 23
Burak Bora (ing) 38
Burak Bora (frn) 11
Maltepe A.L. 32
Kadir Has 18
Nişantaşı A.L. 52
Yeşilköy A.L. 19

Polis Okullarına Kayıt Tarihleri Ertelendi

Polis Okullarına Kayıt Tarihleri Ertelendi

Polis Meslek Yüksek Okulları İntibak ve Kayıt tarihi 15 Eylül 2010 tarihine ertelenmiştir.
Polis Meslek Yüksek Okullarında 13 EYLÜL 2010 tarihinde başlaması planlanan intibak eğitiminin 15 Eylül 2010 tarihinde başlamasına karar verilmiştir. Adayların 15 Eylül 2010 mesai bitimine kadar planlandıkları Polis Meslek Yüksek Okullarına kayıtlarını yaptırmaları gerekmektedir.

İstanbul'dan Sonra En Çok Okul Olan Kent

İstanbul'dan Sonra En Çok Okul Olan Kent

Son 6 yılda hayırseverlerin katkısıyla 176 okul ve 2 bin 618 derslik kazanırken, devletin olanaklarıyla 148 okul, bin 934 derslik yaptırıldı.
Antalya Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay, kullanılan dersliklerin yüzde 56'sının son 6 yılda yapıldığını bildirdi.

Geçen yıllarda Antalya'da derslik başına 50-70 öğrenci düştüğünü belirten Gülay, ''4-5 yıldır okul ve derslik sayısını artırma konusunda müthiş çalışma sergiliyoruz. Yapılan yatırımlardan sonra derslik başına düşen öğrenci sayımız Manavgat ve il merkezinde 40'ların altına, ilçelerde ise 30'ların altına indi. Milli Eğitim Bakanlığı, Özel İdare'nin yanı sıra hayırseverlerimiz bu bağlamda bize müthiş destek sağladı. Eğitime Yüzde 100 Destek'te İstanbul'dan sonra Türkiye ikincisiyiz'' dedi.

Antalya'nın göç alan bir şehir olduğuna dikkati çeken Osman Nuri Gülay, nüfus artışına paralel olarak okul sayısını da artırmak zorunda kaldıklarına değinerek, şöyle devam etti:

''Nüfusumuz hızla artıyor, biz de derslik sayımızı artırmak durumundayız. Bu yıl öğrenci sayımızın 15 bin civarında artmasını bekliyoruz. 2003'ten sonra Eğitime Yüzde 100 Destek kampanyası başlattık. Bu projeden önce devletin yaptırdığı 5 bin 702 derslik vardı. Kampanya kapsamda devletin olanaklarıyla 148 okul, bin 934 derslik yapıldı. Hayırseverler ise 176 okul, 2 bin 618 derslik yaptırdı. Kampanya başladığından beri 324 okul, 4 bin 552 derslik yapıldı. Bunun haricinde yeni pansiyon ve spor salonları da hizmete girdi. İlimizdeki derslik artışında son 6 yılda yüzde 54'lük artış sağlandı.''

Eğitime destek veren hayırseverlere teşekkür eden Gülay, kentte son 6 yılda devlet ve hayırseverler tarafından eğitime 500 milyon lira katkı sağlandığını bildirdi.

ANTALYA
Her hafta hayırseverlerle 2-3 protokol imzaladıklarını belirten Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay, ''Hayırseverlere özel önem veriyoruz. Bayramlarda öğrenci ve öğretmenlerimiz, hayırseverleri ziyaret ediyor'' dedi.

''Okul yaptıracağım'' diyen hayırseverin önündeki bürokratik engelleri tamamen kaldırdıklarını vurgulayan Gülay, ''Okul arsalarımız hazır, hayırsever 'geleceğim' dediği an tüm işleri bırakıp hayırseveri bekliyoruz. Araştırma geliştirme bölümünde çalışan iki öğretmenimiz, hayırseverleri evinde ve iş yerinde ziyaret edip, istekleri olup olmadığını soruyor. Onlar bu topraklara vefa borcunu öderken biz de onları unutmuyoruz."

Anadolu liselerine öğretmen başvuru ve atama kılavuzu

Anadolu liselerine öğretmen başvuru ve atama kılavuzu

Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri İle Her Türdeki Anadolu Liselerine Öğretmen Başvuru ve Atama Kılavuzu

Kılavuz için tıklayınız

ÖSYM'ye 4 Ay Önce Haber Verilmiş

ÖSYM'ye 4 Ay Önce Haber Verilmiş

Yüksek Öğretim Giriş Sınavı'ndaki kopya skandalına Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin 4 ay boyunca 'sessiz' kaldığı ortaya çıktı.
Yüksek Öğretim Giriş Sınavı'ndaki kopya skandalına Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin 4 ay boyunca 'sessiz' kaldığı ortaya çıktı. Polisin operasyondan sonra bilgilendirdiği ÖSYM'nin iddialar üzerine harekete geçip, konuyu araştırdıktan sonra soruşturma için idari bilgi akışını sağlamadığı bildirildi.

Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne yapılan ihbar sonucu YGS sınavına giren öğrencilerin kopya çekeceği bilgisi üzerine başlatılan soruşturmanın ayrıntıları da ortaya çıkmaya başladı. KOM Şube Müdürlüğü'nün 4 aydan bu yana takip ettiği YGS'deki kopya skandalının şüphelilerine ulaşılması için yapılan çalışmalar sonuç verdi. LGS sınavının yapıldığı 11 Nisan günü Eskişehir'de Metin Gökçen'in evine yapılan baskında el konulan cep telefonundaki mesajlarda bulunan matematik bölümüne ait cevap anahtarından sonra gözaltına alındı.

ÖSYM SESSİZ

Sınav sorularının yanıtları cep telefonunda bulanan şüpheli Metin Gökçen'in tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasından sonra polisin derinleştirdiği araştırmada önemli ipuçlarına ulaşıldı. Türkiye'de 16 ilde belirlenen 108 isim ÖSYM Başkanlığı'na bildirilerek aralarında sınava girenlerin ortak cevaplarının belirlenmesi ve buna göre bir değerlendirilme yapılması talep edildi. Ancak polisin 4 ay önce yazdığı yazıya ÖSYM yanıt vermedi.

ORGANİZE KOPYA

Sınav sorularının doğru yanıtlarının 16 değişik ilde zincirleme olarak dağıtılmasının 'organize' olduğunu değerlendiren polis bu yöndeki çalışmalarını derinleştirdi. Sonuçların gönderildiği isimlerin mezun olduğu lise, devam ettiği dershaneleri de mercek altına alan güvenlik güçleri organizasyonda herhangi bir dini grubun etkisinin yada bir terör örgütü bağlantısı olup olmadığının üzerinde de titizlikle duruyor. Yanıtların gönderildiği cep telefonları arasındaki HTS ve analiz raporlarından harekete geçen polis, şebekenin liderini ortaya çıkarmaya çalışıyor.

16 İLDE SORUŞTURMA

Mardin'in Kızıltepe ilçesine kadar uzanan soruşturma kapsamında, Diyarbakır, İstanbul, Ankara, Şanlıurfa, Şırnak, Mersin, Afyonkarahisar, Çanakkale, Gaziantep, Adana, Manisa, Sinop, Batman, Bursa, Kocaeli, Amasya'da belirlenen 108 isim üzerindeki soruşturma sürüyor.

1 Eylül 2010 Çarşamba

Çubukçu'dan Atamalarla İlgili Açıklama

Çubukçu'dan Atamalarla İlgili Açıklama

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğretmen atamalarının ertelenmesi ile ilgili açıklama yaptı.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, YÖK, ÖSYM ve savcılığa çağrıda bulunarak, �Mağduriyetler yaratıldı. Gölgeyi bir an önce kaldırın. Atamaları yapalım� dedi. Çubukçu, sınav erteleme kararıyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: �Öğretmen atamalarını ertelemek zorunda kalmaktan dolayı çok üzgünüm. Sınavı kazananların haklarını korumamız gerekir. Şimdi orada bir boşluk oluştu. Hatayı ÖSYM yaptı, bu insanların çıkarları da korunmalı. Sınav güvenliğini gerekli şekilde almak ÖSYM'nin görevidir.