7 Temmuz 2008 Pazartesi

Google'in Püf Noktaları...

İnternet kullanıcıları olarak neredeyse hepimiz, her gün Google’dan faydalanıyoruz. Fakat acaba kaçımız bu arama motorunun bütün maharetlerinin farkında?..

GOOGLE'da tutarlı arama sonuçları elde etmenin en kolay yolu doğru ve ayrıntılı aramalar yapmaktan geçiyor. Arama kutusuna, aradığınız şeyle ilgili mümkün olduğu kadar çok kelime girmek işinizi kolaylaştırıyor. Mesela güncel hava durumunu öğrenebileceğiniz bir site arıyorsanız, 'hava' kelimesini aratmak genelde yetmeyecektir. Bunu yerine; hava durumu istanbul güncel gibi bir kombinasyondan daha iyi sonuçlar alabilirsiniz.

GELİŞMİŞ Arama: Sonuç almanıza bu da yetmiyorsa “Gelişmiş Arama” bölümünü tıklayabilirisiniz. Burada arama sonuçlarını daha da daraltmak mümkün. Mesela ad soyad gibi ardışık gelen isimleri, 'aynen girildiği gibi' bölümüne yazıp bulabilirsiniz. (Bunu normal arama kutucuğundan, tırnak içinde “ad soyad” şeklinde arayarak da aynı sonuçlara ulaşılabiliyor.)

HESAP makinesi: Google hep başka sayfalara yönlendirir diye bir şey yok. Bazı bilgilere arama kutusu üzerinden de doğruca ulaşabilirsiniz. Örneğin hesap makinesi özelliği sayesinde, temel matematik işlemlerini, ölçüm birimleri dönüşümlerini ve matematik problemlerini çözebilirsiniz

books.google.com.tr: Bu adresteki 'Kitap Arama' motoru sayesinde kitapların tam metinlerini arayabilir, birçok yeni kitap keşfedebilir ve bunları nereden satın alabileceğinizi de öğrenebilirsiniz.

KİŞİSEL Google: Tüm bu yardımcı hizmetler dışında hâlâ bir ihtiyacınız varsa size iGoogle'ı öneriyoruz. iGoogle, Google'ın kişiselleştirilebilen başlangıç sayfası. Bu güzel hizmete ulaşmak için tek yapmak gereken www.google.com.tr/ig yazmak...

Çelik: Dersaneler Kalkacak...

Çelik, "Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, kişi hak ve eşitlik ilkesiyle birebir ilişkili olacak" dedi. Eğitimde öncelikler ve af konusunda açıklamaları.

Çelik, "Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, kişi hak ve eşitlik ilkesiyle birebir ilişkili olacak" dedi..

EĞİTİMDEKİ ÖNCELİKLER

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, TAKVİM'e özel açıklamalarda bulundu. Çelik, Türkiye'nin eğitimdeki önceliğinin eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması olduğunu vurgularken, "Bunu eğitim kalitesinin yükselmesi sağlayacak. Kalite yükseldikçe dersaneler ortadan kalkacak. Bu da 'kişi hak ve eşitlik ilkesiyle' birebir ilişkili olacak" diye konuştu.

"AFFA SICAK BAKMIYORUM"

100 bin yeni dersliğe ihtiyaçları olduğunu hatırlatan Çelik, özellikle Doğu'da kız öğrencilerin kalabilmeleri için 414 ortaöğretim yurdu yaptıklarını söyledi. Bakanlığına ayrılan bütçenin yetersizliğine de işaret eden Çelik, yüzbinlerce kişinin merakla beklediği üniversite affı için de "1 milyon gibi rakamlar ütopik. Sonuç olarak öğrenci affı konusuna sıcak bakmıyorum" dedi.

***

Affa sıcak bakmıyorum!

Milli Eğitim Bakanı Çelik, af isteyen 1.5 milyon öğrenci rakamını ütopik buluyor ve 'Toplumsal baskı oluşturmak için uydurulmuş bir rakam' diyor.

Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı 2 dönemde de bütün okullara fiziki ve teknolojik altyapı sağladı... Kendilerine bu yıl ayrılan bütçenin "dişlerinin kovuğuna bile gitmediğini" ve daha 100 bin dersliğe ihtiyaçları olduğunu söyleyen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'le 0-7 yaş çocuk eğitiminden doğudaki köy okullarına, eğitimde fırsat eşitliğinden öğrenci affına kadar her şeyi konuştuk...

* 0-7 yaş çocuk eğitiminde ne kadar ilerleme kaydedildi.

Eğitim konusunda "7 çok geç" diyoruz. Ama buna rağmen okul öncesi eğitim çağındaki her çocuğun sadece yüzde 30'u okula gidiyor. Hükümet olarak 2012'de yüzde 50 hedef koyduk. Her yıl 4, 5 ve 6 yaş da dahil 1 milyon 300 bin çocuk okul çağına geliyor. Bu arada okul öncesi eğitimde müthiş bir ivme kazandık. 48 ve 72 aylık çocuklardaki zeka gelişimi en ileri ve hızlı seviyededir. O çağdaki çocukları bu yüzden motive etmemiz gerekir.

* Kız çocukları bu yüzde 30'un ne kadarını kapsıyor?

Okul öncesi eğitimde cinsiyet fark etmiyor. Kırsalda kız öğrencilerde 6. sınıftan itibaren gözle görülür bir azalma oldu. "Haydi Kızlar Okula Kampanyası"nda 310 bin çocuğu okullu yaptık. Üstelik her bir çocuğu ayrı ayrı kontrol ediyoruz.

* Önceki hükümetlere göre özellikle doğuda çocukların okullara gönderilmesi konusunda büyük bir çalışma var.

Mukayese bile kabul etmez. Eskiden açık ilköğretim, lise büroları 81 il merkezinde vardı. Van'ın Bahçesaray ilçesinde bir kız çocuğu açık ilköğretime gitmek istediğinde nasıl ulaşacak. Biz ise Türkiye'de ne kadar ilçe varsa o kadar açıköğretim bürosu açtık. Özellikle kız çocukları Anadolu Lisesi sınavlarını kazanır, pansiyon bulur ve ailesi de izin verirse okula gidebilirdi. İktidara geldiğimizden beri 414 ortaöğretim yurdu yaptık. Bunların 71'i doğuda. Eğitimde fırsat eşitliği açısından son derece anlamlıdır. Artık en ücra okullarda bile internet bağlantıları var. Geçen yıllarda Batman, Van, Muş gibi illerde OKS birincileri çıktı. Bütün bu imkanlar taşraya yaygın hale getirildi. Bütün bu yaptıklarımız için şöyle bir hesap yapalım. Her dört derslikten biri bu iktidar döneminde yapıldı, her üç öğretmenden biri bizim hükümetimiz döneminde atandı. Okullara 600 bilgisayar gönderildi.

ÖSS'nin Dili Ve Edebiyatı...

ÖSS soruları, adayların karşısına dil aracılığıyla çıktığına göre, sınavın Türkçesinin yalnızca Türkçe/Edebiyat sorularıyla sınırlı tutulamayacağı açıktır.

Sınava giren adaylardan, özellikle Türkçe bölümünde istenen Türkçe titizliğinin, sınavın soru metinlerinde de olması gerekir Fakat 2008 ÖSS bu açıdan başarısız bir sınavdı.

ÖSS her yıl olduğu gibi bu yıl da tartışma konusu oldu. Sınavın hemen ardından gelen eleştirilerle, özene bezene hazırlanmış sınav sorularından bazılarının iptal edilmesi, sorulara yönelik eleştirilerin pek de haksız olmadığını göstermektedir aslında. Politika, ekonomi, eğitim, gençlik gibi alanlarda özel bir öneme sahip olan ÖSS, bu ülkenin, güvenlik/savunma sorununun ardından gelen herhalde ikinci önemli sorunudur ve kendine ait masalımsı bir dünya oluşturmuştur. Bütün yolların kendisine çıktığı, kendisini haklı çıkardığı bir dünya.

ÖSS soruları, adayların karşısına dil aracılığıyla çıktığına göre, sınavın Türkçesinin yalnızca Türkçe/edebiyat sorularıyla sınırlı tutulamayacağı açıktır. İçerdiği bilgilerle adayların seçimini belirleyecek sınav sorularının, anlaşılır olması bir gerekliliktir. Sınava giren adaylardan, özellikle Türkçe bölümünde istenen Türkçe titizliği, sınav sorularında bulunmalı, öyle değil mi? Ana dili Türkçe olan bu ülkede Türkçe sorunlarını 'sınavlık bir malzeme' olarak görmüyorsak elbette. Sınav sorularına yönelik dikkatli okumalara, sınavın dil tutumuyla ilgili yazılanları da eklersek ÖSYM'nin, yılda bir kez uygulanan ÖSS için soru hazırla(tı)rken içten içe, MEB'in Türkçe politikasına uzak duran tutumunu belirginleştirerek ÖSS Türkçesi oluşturma yoluna girdiği seziliyor gibi.

Anlatım, yazım, noktalama

Bu yılki sınavın Türkçe bölümünde 'anlatım bozukluğu' konusu için yalnızca bir soru vardı. Oysa soru metinlerinden üçünde anlatım bozukluğunu mevcuttu. Türkçe Testi bölümünde 9. sorunun IV numaralı, 'Hatta bir kitabı çabuk satışa sunabilmek için iki çevirmene bölüştürüp yayımlayanlar da var.' cümlesinde yanlış yerde kullanılan 'çabuk' sözcüğü, 'sunabilmek' sözcüğünün önüne yazılmalıdır. Edebiyat-Sosyal Bilimler Testi bölümünün 16. sorusunun 'Babalar ve çocukları arasındaki ilişkileri anlatan yazınsal yapıtlar arasında ilk akla gelen romandır.' cümlesinde 'ilk' sözcüğü, 'gelen' sıfat fiilinin önüne yazılmalıdır. Sosyal Bilimler -2 Testi bölümünün 11. sorusunun, 'Savaşların uzun sürmesi ve başarısız olması' (C) cümlesinde özne eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır; cümlenin düzeltilebilmesi için 'başarısız' sözcüğünün önüne ordunun, devletin, vb. bir sözcük eklenmelidir. Aynı bölümün, 25. sorusunun, '1868'de ilk trafik ışıkları Londra'da kullanılmaya başlandı.' cümlesinde ilk olan, ışıkların (lambalar mı demeliydik) bulunuşu mu yoksa trafikte kullanılışı mıdır acaba? Bu cümlenin, tarih ve yer belirten bölümlerinin arasındaki kısmını 'trafik ışıkları ilk kez' biçimiyle yeniden yazmak, anlatım sorununu giderebilir.

2008 ÖSS'nin Türkçe Testi içinde bir soru yazım, bir soru da noktalama konusundan seçilmiştir. Sınav sorularının bütününde yazım ve noktalama yanlışları, ilgili soru sayısından fazladır. Sosyal Bilimler-2 Testi'nin 21. sorusunda 'Toplum biliminde öndeyide bulunmanın güçlüğü'(B) cümlesinde, bitişik yazılan 'öndeyi' sözcüğünü, Yazım Kılavuzu (TDK, 2005) 'ön deyi' biçimiyle öneriyor. Noktalama işaretleriyle ilgili özensizlikler ise bu yazının sınırlarını aşacak niceliktedir.

ÖSS sorularının sözcük düzeyinin ölçüsünü belirlemek de önemli bir sorundur. Sınava giren öğrencilerin çoğunluğunun liseyi yeni bitirdikleri göz önüne alındığında ÖSYM'nin yaşayan Türkçeyi önemse(t)mek uğruna aşırıya kaçtığı söylenebilir.

Sözlükte yok, sınavda var

Türkiye geneli dikkate alındığında, üslup yerine biçem sözcüğünü (Türkçe Testi, 5. soru) kullanabilen gençleri, ders kitaplarını merak etmemek imkansız. Kurmacasal (Türkçe Testi, 8. soru) sözcüğünü Türkçe Sözlük (TDK, 2005) bile almamışken sınava giren adaylardan -bu arada komisyon üyelerinden- kaçının bu sözcüğü kullandığı da ayrı bir merak konusudur. Adaylar ya sınav sonrasında sözcüğün anlamını öğrenmek isterse! (26. soruda sözcük, 'kurmaca' olarak geçmektedir.)

Müfredat dışı sorular

Türkçe Sözlük, düşlemsel (Türkçe Testi, 26. soru) sözcüğünü de almamış; düşsel sözcüğüne bakabilirsiniz diye mi acaba, ne dersiniz? Edebiyat ilgilileri pekálá bilirler ki yazın sözcüğü çevresindeki tartışmalar henüz bitmemiştir; dil/edebiyat dergilerinde konuyla ilgili eleştirel yazılar devam etmektedir. ÖSYM, ısrarla yazınsal sözcüğünü kullanıyor, yanına yaratı da alarak. Ortaöğretimde yazılı sınavlarda sorulan metinlerin yazarları da yazılır, metnin altına. ÖSYM de sınav sorularında kullanılan metinlerin yazarlarını belirtebilirse hem kendi dil felsefesini aydınlatmış hem de adaylara bir çeşit ön hizmet sunmuş olur. 2008'de ÖSS'ye giren lise son sınıf öğrencileri, liselerinde Türk Dili ve Edebiyatı dersini okuyan son öğrencilerdir. Bu dersin müfredat programı, 2370 sayılı Tebliğler Dergisi'nde yayımlanmış; aynı program Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının iki ayrı kararıyla yeniden düzenlenmiştir.

MEB, edebiyat derslerinde eserlerinden yararlanılacak yazar ve şairleri (vb. ifadesini kullanmadan) adı geçen programda tek tek belirtmiştir.

MEB, liselerde hazırlık sınıflarını kaldırarak Türk Edebiyatı ve Dil ve Anlatım adlı iki yeni dersin kademeli olarak okutulmasına karar vermiş, her iki ders için de ayrı ayrı 'öğretim programı ve kılavuzu' kitabı yayımlamıştır. Bu iki dersin 12. sınıflarının, okutulma sırası gelmemiş ve henüz ders kitapları yayımlanmamıştır.

Türk Edebiyatı dersi için hazırlanan Öğretim Programı ve Kılavuzu (MEB, 2005) adlı kitabın, (2008-2009 eğitim öğretim yılında ilk kez okutulacak) 12. sınıflarla ilgili bölümlerinde, yakın dönem ve günümüz sanatçılarının adları 'gibi' eklemeleriyle, ÖSYM'nin seçiminden özgür ve geniş çerçeveyle verilmektedir.

Dil ve edebiyat bağlamında 2008 ÖSS'nin, vurgulamamız gereken iki önemli mesajının, önümüzdeki yıl sınava girecek adayların, önceki sınavlara oranla geniş kadrolu edebiyat çevresinden sorumlu olacaklarını bilmeleri ve ÖSYM'nin sınav sorularının hazırlanışındaki 'tercih' vurgusunu gözden kaçırmamaları gerektiğidir.