ÖSS'nin Dili Ve Edebiyatı... - Eğitim Haberleri

7 Temmuz 2008 Pazartesi

ÖSS'nin Dili Ve Edebiyatı...

ÖSS soruları, adayların karşısına dil aracılığıyla çıktığına göre, sınavın Türkçesinin yalnızca Türkçe/Edebiyat sorularıyla sınırlı tutulamayacağı açıktır.

Sınava giren adaylardan, özellikle Türkçe bölümünde istenen Türkçe titizliğinin, sınavın soru metinlerinde de olması gerekir Fakat 2008 ÖSS bu açıdan başarısız bir sınavdı.

ÖSS her yıl olduğu gibi bu yıl da tartışma konusu oldu. Sınavın hemen ardından gelen eleştirilerle, özene bezene hazırlanmış sınav sorularından bazılarının iptal edilmesi, sorulara yönelik eleştirilerin pek de haksız olmadığını göstermektedir aslında. Politika, ekonomi, eğitim, gençlik gibi alanlarda özel bir öneme sahip olan ÖSS, bu ülkenin, güvenlik/savunma sorununun ardından gelen herhalde ikinci önemli sorunudur ve kendine ait masalımsı bir dünya oluşturmuştur. Bütün yolların kendisine çıktığı, kendisini haklı çıkardığı bir dünya.

ÖSS soruları, adayların karşısına dil aracılığıyla çıktığına göre, sınavın Türkçesinin yalnızca Türkçe/edebiyat sorularıyla sınırlı tutulamayacağı açıktır. İçerdiği bilgilerle adayların seçimini belirleyecek sınav sorularının, anlaşılır olması bir gerekliliktir. Sınava giren adaylardan, özellikle Türkçe bölümünde istenen Türkçe titizliği, sınav sorularında bulunmalı, öyle değil mi? Ana dili Türkçe olan bu ülkede Türkçe sorunlarını 'sınavlık bir malzeme' olarak görmüyorsak elbette. Sınav sorularına yönelik dikkatli okumalara, sınavın dil tutumuyla ilgili yazılanları da eklersek ÖSYM'nin, yılda bir kez uygulanan ÖSS için soru hazırla(tı)rken içten içe, MEB'in Türkçe politikasına uzak duran tutumunu belirginleştirerek ÖSS Türkçesi oluşturma yoluna girdiği seziliyor gibi.

Anlatım, yazım, noktalama

Bu yılki sınavın Türkçe bölümünde 'anlatım bozukluğu' konusu için yalnızca bir soru vardı. Oysa soru metinlerinden üçünde anlatım bozukluğunu mevcuttu. Türkçe Testi bölümünde 9. sorunun IV numaralı, 'Hatta bir kitabı çabuk satışa sunabilmek için iki çevirmene bölüştürüp yayımlayanlar da var.' cümlesinde yanlış yerde kullanılan 'çabuk' sözcüğü, 'sunabilmek' sözcüğünün önüne yazılmalıdır. Edebiyat-Sosyal Bilimler Testi bölümünün 16. sorusunun 'Babalar ve çocukları arasındaki ilişkileri anlatan yazınsal yapıtlar arasında ilk akla gelen romandır.' cümlesinde 'ilk' sözcüğü, 'gelen' sıfat fiilinin önüne yazılmalıdır. Sosyal Bilimler -2 Testi bölümünün 11. sorusunun, 'Savaşların uzun sürmesi ve başarısız olması' (C) cümlesinde özne eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır; cümlenin düzeltilebilmesi için 'başarısız' sözcüğünün önüne ordunun, devletin, vb. bir sözcük eklenmelidir. Aynı bölümün, 25. sorusunun, '1868'de ilk trafik ışıkları Londra'da kullanılmaya başlandı.' cümlesinde ilk olan, ışıkların (lambalar mı demeliydik) bulunuşu mu yoksa trafikte kullanılışı mıdır acaba? Bu cümlenin, tarih ve yer belirten bölümlerinin arasındaki kısmını 'trafik ışıkları ilk kez' biçimiyle yeniden yazmak, anlatım sorununu giderebilir.

2008 ÖSS'nin Türkçe Testi içinde bir soru yazım, bir soru da noktalama konusundan seçilmiştir. Sınav sorularının bütününde yazım ve noktalama yanlışları, ilgili soru sayısından fazladır. Sosyal Bilimler-2 Testi'nin 21. sorusunda 'Toplum biliminde öndeyide bulunmanın güçlüğü'(B) cümlesinde, bitişik yazılan 'öndeyi' sözcüğünü, Yazım Kılavuzu (TDK, 2005) 'ön deyi' biçimiyle öneriyor. Noktalama işaretleriyle ilgili özensizlikler ise bu yazının sınırlarını aşacak niceliktedir.

ÖSS sorularının sözcük düzeyinin ölçüsünü belirlemek de önemli bir sorundur. Sınava giren öğrencilerin çoğunluğunun liseyi yeni bitirdikleri göz önüne alındığında ÖSYM'nin yaşayan Türkçeyi önemse(t)mek uğruna aşırıya kaçtığı söylenebilir.

Sözlükte yok, sınavda var

Türkiye geneli dikkate alındığında, üslup yerine biçem sözcüğünü (Türkçe Testi, 5. soru) kullanabilen gençleri, ders kitaplarını merak etmemek imkansız. Kurmacasal (Türkçe Testi, 8. soru) sözcüğünü Türkçe Sözlük (TDK, 2005) bile almamışken sınava giren adaylardan -bu arada komisyon üyelerinden- kaçının bu sözcüğü kullandığı da ayrı bir merak konusudur. Adaylar ya sınav sonrasında sözcüğün anlamını öğrenmek isterse! (26. soruda sözcük, 'kurmaca' olarak geçmektedir.)

Müfredat dışı sorular

Türkçe Sözlük, düşlemsel (Türkçe Testi, 26. soru) sözcüğünü de almamış; düşsel sözcüğüne bakabilirsiniz diye mi acaba, ne dersiniz? Edebiyat ilgilileri pekálá bilirler ki yazın sözcüğü çevresindeki tartışmalar henüz bitmemiştir; dil/edebiyat dergilerinde konuyla ilgili eleştirel yazılar devam etmektedir. ÖSYM, ısrarla yazınsal sözcüğünü kullanıyor, yanına yaratı da alarak. Ortaöğretimde yazılı sınavlarda sorulan metinlerin yazarları da yazılır, metnin altına. ÖSYM de sınav sorularında kullanılan metinlerin yazarlarını belirtebilirse hem kendi dil felsefesini aydınlatmış hem de adaylara bir çeşit ön hizmet sunmuş olur. 2008'de ÖSS'ye giren lise son sınıf öğrencileri, liselerinde Türk Dili ve Edebiyatı dersini okuyan son öğrencilerdir. Bu dersin müfredat programı, 2370 sayılı Tebliğler Dergisi'nde yayımlanmış; aynı program Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının iki ayrı kararıyla yeniden düzenlenmiştir.

MEB, edebiyat derslerinde eserlerinden yararlanılacak yazar ve şairleri (vb. ifadesini kullanmadan) adı geçen programda tek tek belirtmiştir.

MEB, liselerde hazırlık sınıflarını kaldırarak Türk Edebiyatı ve Dil ve Anlatım adlı iki yeni dersin kademeli olarak okutulmasına karar vermiş, her iki ders için de ayrı ayrı 'öğretim programı ve kılavuzu' kitabı yayımlamıştır. Bu iki dersin 12. sınıflarının, okutulma sırası gelmemiş ve henüz ders kitapları yayımlanmamıştır.

Türk Edebiyatı dersi için hazırlanan Öğretim Programı ve Kılavuzu (MEB, 2005) adlı kitabın, (2008-2009 eğitim öğretim yılında ilk kez okutulacak) 12. sınıflarla ilgili bölümlerinde, yakın dönem ve günümüz sanatçılarının adları 'gibi' eklemeleriyle, ÖSYM'nin seçiminden özgür ve geniş çerçeveyle verilmektedir.

Dil ve edebiyat bağlamında 2008 ÖSS'nin, vurgulamamız gereken iki önemli mesajının, önümüzdeki yıl sınava girecek adayların, önceki sınavlara oranla geniş kadrolu edebiyat çevresinden sorumlu olacaklarını bilmeleri ve ÖSYM'nin sınav sorularının hazırlanışındaki 'tercih' vurgusunu gözden kaçırmamaları gerektiğidir.

Hiç yorum yok: