30 Eylül 2009 Çarşamba

Katsayının Kalkmasına Öğrencilerden Destek

Yapılan araştırmada öğrencilerin katsayı uygulamasının kaldırılmasına destek verdikleri ortaya çıktı. Türkanaliz Araştırma Şirketi'nin 15 ilde bin 980 öğrenci ile yaptığı araştırmada öğrencilerin meslek lisesi mezunlarının üniversiteye girmesini zorlaştıran katsayı uygulamasının kaldırılmasına destek verdikleri ortaya çıktı. Öğrencilerin katsayının kaldırılmasına nasıl baktığıyla ilgili Türkanaliz Araştırma Şirketi bir araştırma yaptı. Araştırma Şirketi, 13 Eylül - 19 Eylül tarihleri arasında 15 ilde bir araştırma yaptı. Araştırmaya bin 980 öğrenci katıldı. Araştırmada öğrencilere sorulan 'Üniversiteye girişte uygulanan katsayı uygulamasının kaldırılması, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamış mıdır?' sorusuna deneklerin yüzde 69'u 'Evet' yüzde 7'si ise 'kısmen' cevabı verdiler. Araştırmada ayrıca, 'Meslek liseleriyle düz liselerin puanlarına etkileyen katsayı oranı eşitlendi. Siz bu uygulamayı doğru buluyor musunuz?' sorusuna öğrencilerin yüzde 83'ü 'evet' cevabı verdi.

10 Yıldır Kapalı Olan Okul Açıldı

Gümüşhane'nin Kelkit ilçesine bağlı Aşağı Özlüce Köyü İlköğretim Okulu'nda 10 yıl sonra ders başı yapıldı.

Ders araç ve gereçleri ilçe kaymakamlığınca, boya ve onarım işleri ise köylülerce yapılan okulun eğitim öğretime başlaması nedeniyle Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu okulu ziyaret etti. Kelkit Kaymakamı Ayhan Işık ve İl Milli Eğitim Müdürü Ferda Yıldırım'ın da katıldığı ziyarette 17 ilköğretim okulu öğrencisi ile 10 anasınıfı öğrencisine ders araç ve gereçleri hediye edildi. Okulun yeniden eğitim öğretime başlaması nedeniyle açıklamalarda bulunan Vali Enver Salihoğlu, bir toplumun gelişmesinde en önemli itici gücün eğitim olduğunu belirtti. Okul öncesi eğitimin insan gelişiminin en hızlı ve en duyarlı dönemini oluşturduğunu vurgulayan Salihoğlu, "Yaşamın ilk yıllarında alınan eğitimin ve geçirilen deneyimlerin, ileri yaşlardaki öğrenme yeteneği ve gelecekteki başarı üzerinde de önemli etkileri vardır. On yıldır kapalı olan okulumuzun açılması ile birlikte geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza daha iyi şartlarda eğitim vereceğimize inanıyorum." dedi.

27 Eylül 2009 Pazar

Artan Ders Saatlerine Tepki Geldi...

Meslek liselerindeki 8 saatlik derslerin 9 saate çıkarılması hoş karşılanmadı.

Anadolu Meslek ve Meslek Liselerinde önceki yıllarda 8 olan ders saati 9 saate çıkarılması büyük çoğunluğu ikili eğitim veren Meslek Liselerinde, eğitim alan öğrenci, öğretmen ve okul yöneticilerini, sabah saat 07.00'den akşam saat 20.00'ye kadar okula bağladığı iddia edildi. -BAKANLIK ÇÖZÜM ARIYOR- Günde 8 saatlik ders uygulamasının, öğrenciler üzerinde olumsuz etkiler yarattığına dikkat çeken Bazı Meslek lisesi yöneticileri daha önce bir rapor hazırlayarak konuyu Milli Eğitim Bakanlığı'na ilettikleri söylediler. Dünyanın birçok yerinde eğitimle ilgili farklı uygulamaların yapıldığını, eğitim planları yapılırken 8.00-17.00 sabit saatlerin yanında 9.00 da başlayıp 21.00 de biten düzenlemelerin de yer aldığını ifade eden Bakanlık yetkilileri de değişik formüllerle ilgili çalıştıklarını belirtti. -CUMARTESİ-PAZAR FORMÜLÜ BİLE MASADA- Birçok velinin de meslek lisesi öğrencilerinin üniversiteyi kazanma süreçlerine yönelik ekstra dersler istediğinin de altını çizen Bakanlık yetkilileri, sistem içinde bütün alternatiflerin değerlendirileceğini ve çözüm arayışı içinde olduklarını belirtirken, Cumartesi-Pazar formüllerinin bile masada olduğunu açıkladılar. Konunun önümüzdeki günlerde netleşeceği bildirildi.

Üniversitelerin Açılış Takvimi

Üniversitelerin çoğunluğu, 2009-2010 akademik yılına gelecek hafta başlayacak. Üniversitelerin yeni yıl takvimi...
Üniversitelerde bu eğitim-öğretim yılında 2 milyon 924 bin öğrenci, 100 bin 504 öğretim elemanı ders başı yapmaya hazırlanıyor. Bu eğitim-öğretim yılında, örgün lisans programlarında toplam 290 bin, ön lisans programlarında da 238 bin olmak üzere toplam 528 bin öğrenci üniversite ile tanışacak. Bazı üniversiteler yeni akademik yılı Ramazan Bayramı'ndan hemen sonra açarken, çoğunluğu gelecek hafta eğitime başlayacak. Abant İzzet Baysal, Adnan Menderes, Anadolu, Ardahan, Artvin Çoruh, Balıkesir, Bozok, Celal Bayar, Çanakkale Onsekiz Mart, Dokuz Eylül, Erciyes, Erzincan, Eskişehir Osmangazi, Fırat, Gaziosmanpaşa, Hakkari, Harran, Karamanoğlu Mehmet Bey, Kastamonu, Kırıkkale, Mehmet Akif Ersoy, Mimar Sinan Güzel Sanatlar, Niğde, Ondokuz Mayıs, Tunceli, Uşak, Yalova, Van Yüzüncü Yıl, Bahçeşehir, Başkent, Çağ, Çankaya, Doğuş, Fatih, Gediz, Haliç, İstanbul Aydın, İstanbul Kültür, İzmir, İzmir Ekonomi, Kadir Has, Koç, Maltepe, Sabancı, Ufuk ve Kafkas üniversiteleri ile Beykoz Lojistik MYO ve İstanbul Kavram MYO, 28 Eylül Pazartesi günü açılacak. Bitlis Eren, Mustafa Kemal ve Zonguldak Karaelmas üniversitelerinde 30 Eylül Çarşamba, İstanbul Arel, İstanbul Ticaret, Piri Reis, Yaşar, Kahramanmaraş Sütçü İmam, Atatürk ve Hacettepe üniversitelerinde 5 Ekimde, Koceeli Üniversitesinde 6 Ekimde eğitim-öğretim başlayacak. Türkiye'de 94'ü devlet, 45'i vakıf olmak üzere toplam 139 üniversite faaliyet gösteriyor. Üniversitelerde öğretim elemanı başına 29 öğrenci düşüyor. Üniversitelerin üçte birinden fazlası üç büyük ilde toplanıyor. Türkiye'de en fazla üniversitenin bulunduğu il İstanbul. Bu ilde Acıbadem, Bahçeşehir, Beykent, Boğaziçi, Doğuş, Fatih, Galatasaray, Haliç, Işık, İstanbul Arel, İstanbul Aydın, İstanbul Bilgi, İstanbul Bilim, İstanbul Kültür, İstanbul Teknik, İstanbul Ticaret, İstanbul, Kadir Has, Koç, Maltepe, Marmara, Mimar Sinan Güzel Sanatlar, Okan, Özyeğin, Piri Reis, Sabancı, Yeditepe ve Yıldız Teknik üniversiteleri olmak üzere toplam 28 üniversite mevcut. İstanbul'da ayrıca İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu, İstanbul Gelişim Meslek Yüksekokulu ile Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu da eğitim veriyor. Ankara'da da Ankara, Atılım, Başkent, Bilkent, Çankaya, Gazi, Hacettepe, Orta Doğu Teknik, TOBB Ekonomi ve Teknoloji ile Ufuk üniversiteleri faaliyet gösteriyor. Ankara'da ayrıca Turgut Özal Üniversitesi ve TED Üniversitesi adıyla iki yeni vakıf üniversitesi daha kuruldu. İzmir'de de Dokuz Eylül, Ege, Gediz, İzmir Ekonomi, İzmir ve Yaşar üniversiteleri ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü hizmet veriyor.

24 Eylül 2009 Perşembe

Bakın Okulu Kimler Temizliyor...

Eğitime bütçeden ayrılan payların ortalama yüzde 65’inin personel harcamalarına ayrılması, eğitimin finansmanını öğrencilerin, dolayısıyla velilerin omuzlarına yıkıyor

Milyonlarca öğrenci dün ders başı yaparken, velilerin de zorlu süreci başladı. Sözde 'parasız' olan eğitimin yükü, bu yıl da velinin sırtında olacak. Velinin okula ödediği para kayıtla başlıyor, eğitim yılı bitene kadar devam ediyor. En az 100 TL kayıt parası veren veliler, ardından etüt, teknoloji, küçük bakım, hizmetli, memur maaşları derken yılda ortalama 2 bin TL'yi okula veriyor. Bazı veliler ise, istenen paraları ödeyemediği için okulun temizlik ve bakım onarım gibi işlerine yardımcı oluyor. Devletin eğitim harcaması az Eğitim kademelerine göre öğrenci başına yapılan harcamalarda Türkiye, OECD ülkeleri arasında en son sırada yer alıyor. OECD rakamlarına göre, Türkiye'de devletin öğrenci başına yaptığı yıllık eğitim harcaması miktarı ilköğretimde 1130 ABD doları, ortaöğretimde 1834 ABD doları, yükseköğretimde 4 bin 648 ABD doları. İlköğretimden yükseköğretime kadar yıl bazında öğrencilere yapılan ortalama kamusal harcamada Türkiye 35 OECD üyesi ülke arasında en alt sırada yer alıyor. Söz konusu harcama Almanya'da 7925, Slovenya'da 7869, Portekiz'de 6624, Çek Cumhuriyeti'nde 5174 iken, Türkiye'de 1614 dolar. OECD üyesi ülkelerin ortalaması ise 7840 dolar. Eğitim-Sen'in hazırladığı “2009-2010 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu” başlıklı raporda, eğitimin maliyetinin giderek öğrenci ve velilerin sırtına yüklendiği, Türkiye'de eğitime ayrılan payın ekonomik açıdan Türkiye'nin çok gerisinde kalan Barbaros Adaları, Fildişi Sahilleri, Vanuatu gibi ülkelerin dahi gerisinde kaldığı belirtiliyor. İşte velinin zorlu süreci - 100 TL'den başlayan bağış. Bu paralarla okulda görev yapan temizlik çalışanlarının maaşları ödeniyor. - Etüt ücreti: 400 - 600 TL. - Kıyafet, kırtasiye (pek çok okul kendisi satıyor): 250 TL - Beslenme: Kantin için verilen harçlıklar aylık 40-80 lira. - Teknoloji parası: Projeksiyon, bilgisayar almak veya parçalarını yenilemek için bir sınıftan alınan para 4 bin lira civarında. Bu rakam öğrenci sayısına göre bölünüyor. - Öğrenci servisi: Mesafeye göre ücret değişmekle birlikte ortalama 150 TL. - Spor malzemeleri parası: İlköğretim 1. kademe için yılda 5, 2. kademe için 10 TL. - Katkı payı: Yeni kayıt sırasında 100 TL civarında bir para okulun küçük bakım ve onarımı için alınıyor. - Sosyal sanatsal etkinlikler gideri: Gezi veya tiyatro gibi etkinliklerin bilet ücretleri. - Öğrenci pasosu: Ortalama 5 TL. Veliler cam sildi, öğretmenler yardım etti Sivas'ta yaz tatilinin ardından tadilata alınan ve yenileme çalışmaları yapılan Kanuni İlköğretim Okulu'nun temizliği 2009-2010 eğitim-öğretim yılının ilk gününe yetişmeyince, halk seferber oldu. Öğrenci velileri ellerinde paspas ve bezlerle okulun içini temizlerken, öğrenciler okul bahçesinde bekletildi. Öte yandan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun bir soru önergesine verdiği yanıta göre geçen yıl okulların temizlikçi ihtiyacını gidermek için velilerin cebinden 75 milyon TL çıktı.

Andımız'ı Kaldırmak İçin Bir Çalışma Yok...

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 2009-2010 eğitim-öğretim yılının ilk dersini "ayrımcılık" konusunda verdi.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, yaklaşık 15 milyon öğrenci ile 600 bin öğretmenin ders başı yaptığı 2009-2010 eğitim-öğretim yılının ilk dersini "ayrımcılık" konusunda verdi. Çubukçu Okullarda öğrenciler tarafından okunan 'Andımız'ın kaldırılması için bir çalışma içinde olmadıklarını belirtti. İstanbul Beşiktaş'taki İsmail Tarman İlköğretim Okulu'nda düzenlenen yeni eğitim-öğretim yılı açılış törenine katılan Çubukçu, ayrımcılık konusunu işlediğui dersin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin "Demokratik açılım çerçevesinde 'Andımız'ın kaldırılacağı" iddialarını" hatırlatması üzerine Çubukçu "Böyle bir çalışma yok. Olduğu zaman söyleriz" diye konuştu. Bu arada, 'Andımız'a yönelik itirazlar, okulların açılması dolayısıyla bazı sivil toplum örgütleri tarafından bir kez daha dile getirildi. Kurdi-Der Van Şubesi Başkanı Levent Ürün, Van'ın Hacıbekir Mahallesi'ndeki Dumlupınar İlköğretim Okulu önünde gerçekleştirdikleri eylemde, ana dilleri Kürtçe olan çocukların okullarda okudukları 'Andımız'da geçen 'Varlığım Türk varlığına armağan olsun' ile 'Ne mutlu Türküm Diyene' cümlelerinin değiştirilmesini istedi. Mazlum- Der Diyarbakır Şubesi de bir basın açıklaması düzenleyerek Anrımız'ın kaldırımsanı isteyerek Türkiye Cumhuriyeti, Türk etnik kimliğiyle bareber, otuzu aşkın diğer etnik kimlikleri barındıran çok kimlikli bir mozaiktir" dedi. BEN AYRIMCILIK GÖRMEDİM AMA... Çubukçu, verdiği ayrımcılık dersinde "Ben cinsiyetimden dolayı bir ayrımcılığa uğramadığım için bugün bu noktadayım. Bu ülkede benimle aynı şansa sahip olmayan sayısız kız çocuğu var" dedi. Okulların sırayı, dersi, bilgiyi, silgiyi, simidi, düşünceyi, sevinci, korkuyu, başarıyı paylaşmanın mekanı olduğunu söyleyen Çubukçu, "Çocukların, geleceğin Türkiyesi'nde ayrımcı unsurlar barındırmayan, bir başkasını ötekileştirmeyen, bireyler olmasını istiyorum" diye konuştu.

Öğretmenlere Ödenek Müjdesi

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğretim yılına hazırlık ödeneğinin öğretmenlere ödenmesini istedi.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 515 TL'lik öğretim yılına hazırlık ödeneğinin yarından itibaren öğretmenlere ödenmesini istedi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, eğitim öğretim hizmetleri sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli olup, filen öğretmenlik yapanlara (ilköğretim ve okul müdürler ile yardımcıları, cezaevi okullarında çalışan öğretmenler, yönetici, eğitim uzmanı ve eğitim uzman yardımcıları dahil, ilköğretim müfettişleri hariç) 515 TL öğretim yılına hazırlık ödeneğinin yarından itibaren ödenmesini istedi. Öğretim yılına hazırlık ödeneği, geçen yıl 475 TL olarak belirlenmişti.

Çubukçu'dan 'Seçmeli Ders' Önerisi

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğrencilerden ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıflarda seçmeli olarak okutulan ''Medya Okuryazarlığı'' dersini tercih etmelerini önerdi.

Çubukçu, Medya Okuryazarlığı dersi ile ilgili oluşturulan internet sitesinde mesaj yayımladı. Mesajında, Türkiye'nin son 20 yılına damga vuran en önemli gelişmelerden birinin iletişim alanında gerçekleştiğini ifade eden Çubukçu, ''Okuyarak değil, dinleyerek ve görerek öğrenmeyi seven bir toplum olduğumuz düşünülecek olursa, 20. yüzyılın insan hayatını değiştiren en büyük icatlarından olan radyo ve televizyonun toplumu etkilemekteki yeri ve önemi daha iyi ortaya çıkacaktır'' dedi. Çubukçu, Türkiye'de sayıları her geçen gün artan ulusal, bölgesel ve yerel televizyon kanallarının ve yüzde 90'ların üzerindeki televizyon izlenme oranlarının da televizyonun Türk ailesinin temel referans noktalarından biri haline geldiğini ortaya koyduğunu belirtti. -''KÖRELTİYOR''- Televizyonun, ''sahip olduğu yüksek anlatım kabiliyeti ile toplumun her kesimine uygun tutum ve kanaatler geliştirdiğini, bunları benimsettiğini ve yaygınlaştırdığını'' dile getiren Çubukçu, şöyle devam etti: ''Türk ailesinin nesilden nesile aktararak günümüze taşıdığı insani ve etik değerler, televizyonun güçlü söylemi karşısında önemini kaybetmektedir. Bir başka ifadeyle kitle iletişim araçları ve özellikle televizyon, ailenin değer üretme kabiliyetini köreltmektedir. Çocuklar artık anne babalarını ya da öğretmenlerini değil televizyon kahramanlarını model olarak benimsemekte, onlarla özdeşim kurmaktadır. Üzülerek söylemek gerekir ki televizyon hayatımızı, bizim ona atfettiğimiz önemden de fazla etkilemektedir. Televizyon, internet ve benzerleri, çocuğun yakın çevresini oluşturan okul dışı ortamlar, okulların en büyük rakibi haline gelmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla okul öğrenmelerini etkisizleştiren bu tür süreçleri disipline etmenin yolu da yine eğitimden geçmektedir. Çocuklarımız, her gün asgari 4-5 saatlik sürelerle televizyonun her türlü olumsuz görüntü ve içeriğine maruz kalıyor. Bu probleme çözüm üretmek, başta eğitimciler olmak üzere medya çalışanları ile tüm kişi ve kurumların en öncelikli görevlerinden biridir.'' Milli Eğitim Bakanlığı ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun ortaklaşa yürüttükleri Medya Okuryazarlığı dersinin de bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini belirten Çubukçu, dersin 2006-2007 eğitim öğretim yılında 5 ilköğretim okulunda pilot uygulanmaya başladığını, 2007-2008 eğitim öğretim yılında 425 bin, 2008-2009 eğitim öğretim yılında da 1 milyon 20 bin öğrenci tarafından seçildiğini anlattı. Çubukçu, şunları kaydetti: ''Velilerimizin sağduyusu ve eğitim yöneticilerimizin gösterecekleri liderlik sayesinde 2009-2010 Öğretim Yılında da Medya Okuryazarlığı dersinin hemen tüm ilköğretim ikinci kademe öğrencilerimiz tarafından bir fırsat olarak değerlendirileceğine inanıyorum. Dileğimiz Medya Okuryazarlığı dersinin birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi zorunlu ders olmasıdır. Medya Okuryazarlığı eğitimi ile yayınlanan programların olası zararlarından çocuklarımızın en az etkilenmeleri sağlanmaya çalışılırken, medyadan da çocuklara ve gençlere kötü örnek olacak, onların fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilecek yayınlara karşı daha duyarlı davranmalarını bekliyoruz.''

Silivri'de Okullar Haftaya Açılacak

İstanbul'un Silivri ilçesinde, sel suları dolduğu için okullar haftaya açılıyor..

İstanbul'un Silivri ilçesinde, sel suları dolduğu için hasar gören 9 okulda, yeni eğitim öğretim dönemine 28 Eylül Pazartesi günü başlanacağı bildirildi. Silivri Kaymakamı Ahmet Mesut Demirkol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sel nedeniyle ilçedeki 5 ilköğretim okulu ile 3 lise ve 1 zihinsel engelliler okulunun hasar gördüğünü söyledi. Bazı okulların bodrum, bazılarının ise zemin katlarının suyla dolduğunu kaydeden Demirkol, ''O günden sonra okullarımızın bir an önce onarılması için çalışmalara başladık. Ancak çalışmalar yetiştirilemedi. Bu nedenle ilçemizdeki 9 okulda yeni eğitim öğretim sezonu 28 Eylülde başlayacak'' dedi. Okul binalarındaki sel sularını tahliye çalışmalarının tamamlandığını bildiren Silivri Kaymakamı Demirkol, ''Ancak elektrik ve ısıtma tesisatlarındaki bakım ve onarım işlemleri sürüyor. Pazartesi günü çocuklarımız okullarına gidecektir'' diye konuştu. Çatalca Kaymakamı Yüksel Ayhan ise ilçede 11 okulun selde zarar gördüğünü, ancak yaptıkları çalışmalar sonucunda okulların zamanında açıldığını söyledi. Bu arada, sel baskınlarının yaşandığı Başakşehir ve Küçükçekmece ilçelerinde kapalı okul olmadığı belirtildi.

Silivri'de Okullar Haftaya Açılacak...

İstanbul'un Silivri ilçesinde, sel suları dolduğu için okullar haftaya açılıyor..

İstanbul'un Silivri ilçesinde, sel suları dolduğu için hasar gören 9 okulda, yeni eğitim öğretim dönemine 28 Eylül Pazartesi günü başlanacağı bildirildi. Silivri Kaymakamı Ahmet Mesut Demirkol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sel nedeniyle ilçedeki 5 ilköğretim okulu ile 3 lise ve 1 zihinsel engelliler okulunun hasar gördüğünü söyledi. Bazı okulların bodrum, bazılarının ise zemin katlarının suyla dolduğunu kaydeden Demirkol, ''O günden sonra okullarımızın bir an önce onarılması için çalışmalara başladık. Ancak çalışmalar yetiştirilemedi. Bu nedenle ilçemizdeki 9 okulda yeni eğitim öğretim sezonu 28 Eylülde başlayacak'' dedi. Okul binalarındaki sel sularını tahliye çalışmalarının tamamlandığını bildiren Silivri Kaymakamı Demirkol, ''Ancak elektrik ve ısıtma tesisatlarındaki bakım ve onarım işlemleri sürüyor. Pazartesi günü çocuklarımız okullarına gidecektir'' diye konuştu. Çatalca Kaymakamı Yüksel Ayhan ise ilçede 11 okulun selde zarar gördüğünü, ancak yaptıkları çalışmalar sonucunda okulların zamanında açıldığını söyledi. Bu arada, sel baskınlarının yaşandığı Başakşehir ve Küçükçekmece ilçelerinde kapalı okul olmadığı belirtildi.

23 Eylül 2009 Çarşamba

"Haydi Okula" Ama Nereye?

Okullar açılıyor ancak derslik sıkıntısı nedeniyle 453 bin öğrenci birleştirilmiş sınıflarda öğrenim görecek. Üstelik 228 bin çocuğun okulu bile yok.
Okullar açılıyor ancak derslik sıkıntısı nedeniyle 453 bin öğrenci birleştirilmiş sınıflarda öğrenim görecek. Üstelik 228 bin çocuğun okulu bile yok. İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er, göç nedeniyle İstanbul, Mersin, Antalya, Ankara, İzmir, Gaziantep, Diyarbakır ve Şanlıurfa'da çok ciddi derslik ihtiyacı bulunduğunu söyledi. Er “İstanbul'a her yıl 60 bin kadar öğrenci geliyor” dedi. Derslik sıkıntısı nedeniyle yarım milyon öğrenci, birleştirilmiş sınıflarda öğrenim görüyor. İlköğretim çağındaki 228 bin çocuk ise hiç okula gitmiyor. Türkiye'nin dünya okullaşma sıralamasında 106'ncı olması da zaten bunu kanıtlıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er, bazı illerde derslik açısından ciddi sıkıntı yaşandığını belirterek, göç kaynaklı olarak 22 bin okulun da kapandığını bildirdi.
Er, yaptığı açıklamada, Türkiye'deki 32 bin 662 ilköğretim okulunun 12 bin 191'inde birleştirilmiş sınıf uygulaması olduğunu ve bu okullarda, tüm öğrencilerin yüzde dördünü oluşturan 453 bin çocuğun eğitim aldığını söyledi. İstatistiklere göre, kırsal bölgelerde, 586 yatılı ilköğretim okulunda 148 bin öğrenci kayıtlı.
Derslik kapasitesi olarak, Türkiye genelinde derslik başına 31 öğrenci düşüyor, ancak bu rakam kırsal kesimlerde 19, kentlerde ise 35. İbrahim Er, özellikle göç alan büyük iller derslik sıkıntısı yaşandığını, ancak 53 ilde hiç derslik ihtiyacı bulunmadığını vurguladı.
Okul öncesi eğitimin bu yıldan itibaren 32 ilde zorunlu olacağına işaret eden Er, “Kapanan okullar 'tasnif' ediliyor. Bir kısmı okul öncesinin ihtiyacı için onarılıp kullanılacak. Bir kısmını da muhtarlıklara veriyoruz, köy konağı, köy oturma odası, kütüphane yapmaları için. Bazıları da köy tüzel kişiliği tarafından satılacak'' dedi.
Kayıtlarda 128 bin 814'ü kız olmak üzere toplam 228 bin 662 çocuğun okula gitmediğinin görüldüğünü bildiren Er, “Bunların bir kısmı engelli, bir kısmı ölmüş ve nüfustan düşülmemiş ama halen kayıtlarda gözüküyor'' dedi. Gönderilmeyen 100 bin çocuk Okula “özellikle gönderilmeyen'' 100 bine yakın çocuk bulunduğunu bildiren İbrahim Er, “Bunların herbirini bir okulla ilişkilendirdik. O okul, çocuğun okula gitmeme nedenlerini belirliyor ve kayıt yaptırmaları için çalışıyor'' diye konuştu.

Haydi Bilardo Dersine...

Bilardo Federasyonu, Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalayacağı protokolle bilardo sporunu okullara sokmayı hedefliyor.
Federasyonun MEB ile imzalayacağı bilardo sporunun yaygınlaşmasını sağlayacak protokolün süresinin 1 yıl olarak belirlendiği, bu bir yılın son bir ayında, taraflardan itiraz gelmemesi halinde sürecin devam etmesi öngörüldüğü kaydedildi. Federasyon yetkilileri, bu sürenin 3-4 yıl olması yönündeki taleplerini MEB'e illettiklerini ve görüşmelerin devam ettiğini belirttiler. Federasyon yetkililerinden edinilen bilgiye göre, bilardo sporunun okullarda oynanmasının önündeki en büyük engelin MEB Talim Terbiye Kurulu'nun "Okullara bilardo masası konulmaz" kararı olduğu, ancak bu kararın MEB ile imzalanacak protokolle ortadan kalkacağı belirtildi. Yetkililer, federasyonun Talim Terbiye Kurulu'nun almış olduğu bu kararın bilardonun önündeki en büyük engel olarak nitelerken, okullar projesi aracılığıyla bu sporun daha geniş kesimlere yayılacağını ifade etti. Lise ve dengi okullarda ve üniversitelerde bilardonun, alt spor dalı olmasının yanı sıra okullarda seçmeli ders olacağı, böylelikle federasyonun çalışma ortamının artacağı ve lisanslı sporcu sayısının yükseleceği kaydedildi. Federasyon başkanı Uğur Kurugöllü, MEB ile yapılacak protokolle Bilardo Federasyonu'nun çok farklı görüleceğini bildirdi. Başkan Kurugöllü, Türk halkının bilardoyu kahvehanelerle özdeşleştirdiğini belirterek, "Açılan nezih salonlar görmezden geliniyor. Bu konuda bir imaj sorunu var. Okullar projesiyle bilardonun kahvehanelerle ilgisi olmadığını göstermeyi hedefliyoruz" dedi. Bilardonun okullara ulaşmasıyla bu sporun temel eğitimde yer alacağını, dolayısıyla sporun da gençleri kötülüklerden arındıracağını söyleyen Kurugöllü, "Gençler, disiplin altına girmeyi öğrendiği zaman, her anlamda devletine faydalı bir birey haline gelecektir. Okullar projesiyle buna katkıda bulunmak istiyoruz" diye konuştu. Kurugöllü, okullar projesinin Avrupa Birliği'ne (AB) de sunulacağını ifade ederek, şunları kaydetti: "Bu projenin Avrupa Birliği'ne sunulmasıyla bilardonun önü çok açı lacak. Bu konuda iki arkadaşımızın üzerinde çalıştığı, AB'den okullara hibe bilardo tesisi projesini gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz."

Veliler 'Ezber' Eğitime Karşı

Veliler, Türk eğitim sisteminin en büyük sorununun "ezbercilik" olduğunu düşünüyor.

Veliler, Türk eğitim sisteminin en büyük sorununun "ezbercilik", okulların en büyük sorununun da "sınıfların kalabalıklığı'' olduğunu düşünüyor Bağımsız Eğitimciler Sendikası, velilerin eğitim-öğretim konusundaki görüşlerini belirlemek için Ankara'da 1297 veli arasında anket yaptırdı. Anket sonuçlarına göre, velilerin yüzde 45.2'si ilk ve ortaöğretimde verilen eğitimi ''yetersiz'', yüzde 28.1'i ''zzbere dayalı'', yüzde 19.1'i ''basmakalıp'' buluyor. Eğitimin ''kaliteli'' olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 5.4. Velilerin yüzde 46.9'u Türk eğitim sisteminin ''ezbere dayalı'' olmasından şikayet ederken, yüzde 19.8'i ''her yıl yapılan değişikliklerden'', yüzde 11.8'i de ''deney ve uygulama yapılmamasından'' yakınıyor. Ankete katılanların yüzde 37.5'i eğitimin amacının ''meslek edindirmek'', yüzde 31.4'ü ''gelişme ve ilerleme sağlamak'', yüzde 23.4'ü ise ''topluma yararlı insanlar yetiştirmek'' olması gerektiğini dile getiriyor. ÖZEL OKULLAR REVAÇTA Velilerin yüzde 40.5'ine göre en kaliteli eğitimi fen liseleri veriyor. Fen liselerini, Anadolu liseleri ve kolejler izliyor. ''Normal liselerin'' kaliteli eğitim verdiğini düşünenlerin oranı yüzde 3.1, imam hatip liselerinin kaliteli eğitim verdiğini düşünenlerin oranı yüzde 1.7, meslek okullarının kaliteli eğitim verdiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 1.5. Ankette, çocuklarını özel okullarda okutmak isteyenlerin oranının yüksek çıktığı görülüyor. Velilerin yüzde 76.1'i çocuğunu özel okulda, yüzde 11.5'i devlet okullarında, yüzde 8.8'i yurtdışındaki okullarda okutmak istiyor. Veliler, çocuğunu göndereceği okulu seçerken eve yakın olmasını veya bulunduğu çevreyi değil, iyi eğitim vermesini dikkate alıyor. Ankete katılanlar yüzde 88.9'u ise özel okulların devlet okullarına göre daha kaliteli eğitim verdiğini düşünüyor. ''Okullarda verilen eğitim günlük hayatta kullanılıyor mu?'' sorusuna ise velilerin yüzde 73.1'i ''hayır'' dedi.

17 Eylül 2009 Perşembe

Ek Yerleştirme 5 Ekimde Başlıyor

Üniversitelere “ek yerleştirme” takvimi belirlendi.5 Ekimde Başlıyor.
2009-ÖSS'ye giren adaylardan baraj puanlarını aşan adaylar 5-9 Ekim arasında ek yerleştirme için başvurabilecek. Ek yerleştirmede tercih yapabilmek için hiçbir yükseköğretim programına yerleştirilmemiş veya Açıköğretim Fakültesi'nin kontenjansız programlarına yerleştirilmiş olmak gerekiyor. Ek yerleştirme kontenjanlarının henüz netleşmediği, ancak üniversitelerin ön lisans ve lisans programlarında 140 bini aşkın boş kontenjan bulunduğu öğrenildi.

Çocuklar Tatilde Öğrendiklerini Unutuyor

Uzun tatillerin öğrencileri eğitim öğretim döneminde edindikleri bilgilerin bir kısmını unutmasına yol açtığı bildirildi.
Uzun tatillerin öğrencileri nitelikli ve planlı okumadan uzaklaştırarak, eğitim öğretim döneminde edindikleri bilgilerin bir kısmını unutmasına yol açtığı bildirildi. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi Sosyal Alanlar Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Gümüş, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin dışında, hiçbir Avrupa ülkesinde okulların 3,5 aya varan uzun tatile girmediğini söyledi. Bu yıl okulların 12 Haziranda tatile girdiğini ve yeni eğitim-öğretim döneminin de 24 Eylül Perşembe günü başlayacağını belirten Prof. Dr. Gümüş, "Tatil resmi olarak 3,5 aya ulaşıyor. Ancak pratik olarak okulların başlangıç ve kapanış dönemlerinde ilk haftalarda ders yapılmadığı için tatil süresi 4 ayı buluyor" dedi. Prof. Dr. Gümüş, tatillerin, öğrencilerin, günlük zaman dilimlerini farklılaştırıp, uyku ve yemek düzenlerini değiştirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Bu dönem içinde nitelikli ve planlı okumadan uzaklaşan öğrenciler, öğretim döneminde edindikleri bilgilerin bir kısmını unutuyor. Çocukların okuldan kopmasına neden olan tatiller, konsantrasyonlarını da olumsuz yönde etkiliyor. Yıl içinde edinilen bilgi ve davranışları yeniden kazandırmak için öğretim yılının başlangıcında öğretmenler öğrencileri yeniden okula adapte edip, günlük ders çalışması düzenine alıştırmak için uğraşıyorlar." Prof. Dr. Gümüş, öğrencilerin edindikleri bilgileri unutmamaları için tatillerin bölünmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Yaz dönemi de 2 ayı geçmemeli" dedi. Eğitim dönemlerinin de uzun tutulmaması gerektiğini bildiren Prof. Dr. Gümüş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uzun dönemli bir eğitimin olması öğrencilerin kendileriyle yüzleşmelerini ve fiziki olarak boşalmalarını zorluyor. Uzun dönemli eğitim de uzun süreli tatiller de negatif sonuçlar veriyor. Bu nedenle uzun eğitim dönemindeki ara tatiller çocukları rahatlatacak ve enerjilerini boşaltacak şekilde programlanarak 2 veya 3 döneme bölünmeli. Yaz tatilinin de 2 ayı geçmeyecek şekilde ayarlanması, eğitim-öğretim açısından verimli olacaktır."

Meslek Liselerin Ders Çizelgesi Değişti

İmam-hatipler ve meslek liseleri ortak derslere geçti. Seçmeli geometri, resim, müzik ve beden dersi zorunlu oldu Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), YÖK kararıyla, üniversiteye girişte tüm okullarla aynı hakka sahip olan imam-hatip ve meslek liselilerinin haftalık ders çizelgelerini de değiştirdi. Bakanlık, üniversiteye giriş sınavında bu okullarda okuyan öğrencilerin daha başarılı olabilmesi için programlarına bazı yeni dersler ekledi. İmam-hatip, genel ve meslek liselerinin 9'uncu sınıflarında geometri, resim, müzik ve beden eğitimi zorunlu ders oldu. Eski çizelgede geometriyi 10, 11 ve 12'nci sınıfta isterse 'seçmeli' okuyan imam-hatip öğrencileri, artık geometriyi 9'uncu sınıfta 'zorunlu' olarak 2 saat, 10, 11 ve 12'nci sınıfta seçmeli olarak ikişer saat okuyacak. Uygulama bu yıl Bakanlık, eşit katsayı uygulamasıyla, üniversiteye girişte önleri açılan imam-hatip ve meslek lisesi öğrencilerinin alan bilgilerini artıcak bir düzenleme gerçekleştirdi. 2009-2010 öğretim yılından itibaren uygulanacak yeni haftalık ders çizelgelerine göre, genel ve meslek liselerinde daha önce seçmeli olarak okutulan beden eğitimi, resim, müzik 'zorunlu ortak' dersler arasına girdi. Beden eğitimi, resim ve müzik dersinin 9'uncu sınıflarda zorunlu olarak haftada 2'şer saat, 10, 11 ve 12'nci sınıflarda haftada 1'er saat okutulmasına karar verildi. Önceki uygulamada, resim, müzik ve beden eğitimi dersleri 11 ve 12'nci sınıflarda haftada ikişer saat seçmeli ders olarak veriliyordu. Üniversite başarısı için MEB, meslek lisesi öğrencilerinin, yıl içinde görülen dersler bakımından üniversiteye giriş sınavında dezavantajlı konuma düşmemesi için değiştirdiği haftalık ders çizelgesinde, geometri dersini 9'uncu sınıflarda zorunlu ders olarak belirledi. Yeni düzenlemede, imam-hatip ve meslek liseleri dahil tüm lise türlerinin aynı şekilde okudukları 9'uncu sınıfın ortak dersleri arasına geometri eklendi. Eski çizelgede geometri dersini 10, 11 ve 12. sınıfta isterse seçmeli olarak okuyan İHL'liler yeni çizelgeye göre; geometri dersini 9'uncu sınıfta zorunlu ders olarak iki saat, 10, 11 ve 12'nci sınıfta seçmeli ders olarak yine iki saat okuyacak. Genel lise, Anadolu lisesi ve Fen lisesi öğrencileri de geometri dersini İHL öğrencileriyle eşit ders saati görecek.

Millî Kütüphane'de 280 Kürtçe Eser

Milli Kütüphane, Kürtçe yayın zengini çıktı. Raflarında okuyucuya açık 280 adet Kürtçe eser bulunuyor.
Milli Kütüphane, Kürtçe yayın zengini çıktı. Raflarında okuyucuya açık 280 adet Kürtçe eser bulunuyor. Derleme Yasası gereği, her süreli veya süresiz yayın, basıldıktan sonra Milli Kütüphane'ye gönderildiği için yıllardır Kürtçe eserler de buradaki yerini alıyor. Üç milyonluk koleksiyonuyla 'Türkiye'nin hafızası' niteliğini taşıyan kütüphanedeki Kürtçe eserlerin çoğunun basımı 1990'dan sonraya tekabül ediyor. Az sayıda da 1980'li yıllarda basılmış eser bulunuyor. 1 GÜNDEM 03 Ancak Millî Kütüphane'de 1990 yılından günümüze kadar olan dönemde basılan eserlerin çokluğu dikkat çekiyor. Kürtçe eser dışında yine Kürtçenin bir lehçesi sayılan Zazaca eserler de raflardaki yerini almış. Bu lehçedeki eserlerin sayısı ise 10'u geçmiyor. Ayrıca kütüphanede, Türkiye'de basımı yapılan Ermenice, Rumca gibi dillerden eserler de yer alıyor. Araştırma merkezi niteliği taşıyan kütüphanede; Kürtçe Kur'an, siyer gibi dini kitapların yanı sıra Mem-u Zin gibi Kürt efsaneleri, Kürtçe-Türkçe, Kürtçe-İngilizce, Kürtçe-Fransızca sözlükler, Kürtçe dil bilgisi, Kürt geleneği, günlük yaşam ve tarihini anlatan eserler bulunuyor.

12 Eylül 2009 Cumartesi

Ders Zili Pazartesi Çalıyor

Okul öncesi ve ilköğretim 1. sınıf öğrencileri için ders zili pazartesi günü çalacak.

2009-2010 öğretim yılı 24 Eylül Perşembe günü açılacak. Okul öncesi ve ilköğretim 1. sınıf öğrencileri ise 14 Eylül'de öğretime başlayacak. Bu yılki eğitim-öğretim yılı Ramazan Bayramı'nın ardından 24 Eylül Perşembe günü başlayacak. Okul öncesi ve ilköğretim 1. sınıf öğrencileri, uyum sağlayabilmek için bir hafta erken okula gidecek. Okul öncesi ve ilköğretim 1. sınıf öğrencileri ise okula 14 Eylül Pazartesi günü başlayacak. 2009-2010 eğitim-öğretim yılının ilk dönemi, 22 Ocak 2010 Cuma günü sona erecek. Yarıyıl tatili, 25 Ocak-5 Şubat arasında yapılacak. İkinci dönem, 8 Şubat Pazartesi günü başlayacak ve 18 Haziran'da yaz tatiline girilecek. Çalışma takvimi, bu tarihler dikkate alınarak, 'Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitim Kurumlarının Çalışma Takvimi' örneği esaslarına göre, valiliklerce düzenlenecek. 2010-2011 eğitim-öğretim yılının da 13 Eylül 2010 Pazartesi günü başlaması kararlaştırıldı.

Van'da Liseye Ahmedi Hani'nin İsmi Verildi

Milli Eğitim Bakanlığı Van'da yapımı yeni tamamlanan liseye Kürt tarihçi ve edebiyatçı Ahmedi Hani'nin ismini verdi Milli Eğitim Müdürü başkanlığında toplanan ad verme komisyonunun aldığı karar Van Valisi Münir Karaloğlu tarafından da onaylandı.

Okulun tabelası önümüzdeki günlerde asılacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Bitlis ziyareti sırasında Güroymak ilçesinden eski ismi 'Norşin'i kullanarak söz etmesinin ardından gündeme gelen Kürtçe yer isimleri tartışmalara neden oldu. Bazı ilçe ve beldeler eski Kürtçe isimlerini almak için belediye meclislerinde karar alırken, Van'da bir liseye Hakkârili Kürt edebiyatçı ve tarihçi Ahmedi Hani isminin verilmesi kararlaştırıldı. Eylül ayının ilk haftasında Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Sayılır başkanlığında toplanan okullara ad verme komisyonu geçen yıl yapımına başlanan ve bu yıl tamamlanan 16 derslikli liseye bu ismin verilmesini karar bağlayarak Van Valisi Münir Karaloğlu'na gönderdi. Akköprü Mahallesi'ndeki lisenin ismi için alınan kararı Vali Münir Karaloğlu da onayladı. 'Mem-u Zin'in yazarı Ahmedi Hani, 17'nci yüzyılda, divan edebiyatının, Kürtçe'nin Kurmanci lehçesine uyarlanmış şekli olan 'Mem-ü Zin'i yazan, Hakkârili tarihçi, edebiyatçı ve mutasavvıf olarak tanınıyor. Doğubeyazıt medreselerinde müderrislik ve saray kâtipliği yaptı. İlk derslerini kadı babası Babası Şeyh Elya'dan alan Ahmedi Hani daha sonra çevre medreselerde İslam felsefesi üzerine geniş bilgiler edindi. Özellikle Suriye medreselerinde Antik Yunan felsefesini, İran medreselerinde de tasavvufu, astronomi, şiir ve sanat tekniğini öğrendi.

Kürtçe Yabancı Dil Olarak Okutulamaz

Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan:"Kürtçe Yabancı Dil Olarak Okutulamaz" dedi.Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, YÖK'ün, üniversitelerde Kürtçenin okutulmasının önünü açan kararını değerlendirdi ve “Türkiye, 'Kürdistan' diye bir devleti kabul etmediğine göre, Kürtçenin de yabancı dil olarak okutulması hukuken mümkün değildir. Ama bizim haberimiz olmadan 'Kürdistan'ı' tanımışlarsa bilemem” dedi. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, YÖK'ün, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde "Yaşayan Diller" adı altında bir enstitü kurulmasını onaylamasını ANKA'ya değerlendirdi. Prof. Dr. Ayhan, eğitim ve öğretim hürriyetinin Anayasa'ya olan sadakat borcunu ortadan kaldırmayacağını ifade ederek, “Esas olanın birlik ve beraberliğin bölünmemesidir. Fikir hürriyeti vardır. Düşünce hürriyeti vardır. Fakat bu hürriyetlerin Anayasa'da sınırları da vardır. Anayasa'nın başlangıç hükümleri, hiçbir faaliyetinin Türk varlığını bölmesine izin vermez. Anayasa'nın 3. maddesi dili Türkçedir diye söylüyor. Bu da değiştirilemez hükümlerden. Anayasa'nın 42. maddesi var. Gene 42. maddenin 9. fıkrası diyor ki 'Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.' Bütün bunlar bir arada mütalaa ettiğimizde Kürtçenin anadil olarak okutulması mümkün değildir” diye konuştu. -“YÖK'ÜN KARARI ANAYASA'YA AYKIRI”- Prof. Dr. Ayhan, YÖK'ün verdiği kararın Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu ve “Seçmeli ders olsun diyorlar, madem öyle neden seçmeli? Anadil anadan öğrenilir. Seçmeli olarak değil. İşte 'İngilizce, Sümeroloji ve Yunanca nasıl öğretiliyor' diyorlar, onlar devlet dilidir. Öğretilmesinde sakınca yoktur. Ama şu anda Türkiye, Kürdistan diye bir devleti kabul etmediğine göre, Kürtçenin de yabancı dil olarak okutulması hukuken mümkün değildir. Ama bizim haberimiz olmadan Kürdistan'ı tanımışlarsa bilemem. Anayasa'nın 42. maddesine aykırı bir karar vardır” şeklinde konuştu. -“ÜNİVERSİTE ÖZERKLİĞİ YOK SAYILIYOR”- Üniversiteyi diğer eğitim ve öğretim kurumlarından ayıran en önemli özelliğinin özerkliği olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Ayhan şöyle konuştu: “Eğer açılacaksa, bunu üniversite olarak biz açarız. Yani senatomuz bir araya gelir, karar verilir ve biz açarız. YÖK'ün bu şekilde üniversite özerkliğine doğrudan doğruya müdahaleden bir tarzda, 'şunu açacaksınız' diye dayatması son derece yanlıştır. Tabi ben bilemiyorum üniversitelerin özerkliği kalktıysa onu bilemiyorum. Ama üniversite özerkliği mevcut ve Anayasal teminat altında. YÖK'ün bu şekilde bir karar almaması gerekir. Bu durumun hukukende Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na aykırıdır.”

15 Bin Öğretmen Atanacak

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yapacağı 15 bin 800 öğretmen ataması için başvurular bugün sona erecek. MEB, 4 bin 800'ü kadrolu, 11 bini sözleşmeli toplam 15 bin 800 öğretmen atayacak. Öğretmen atamaları 2008 ve 2009 KPSS10 puan üstünlüğü esasına göre yapılacak. Adaylar, '2009-2 Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Kılavuzu'na bakanlığın 'http://personel.meb.gov.tr' adresinden ulaşabilecek. Atamalar, 14 Eylül 2009 Pazartesi günü saat 10.00'da Bakanlık merkez binasında Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun katılımıyla yapılacak. Sonuçlar aynı gün Bakanlığın 'http://personel.meb.gov.tr' adresinden duyurulacak. Kadrolu öğretmenliğe atananlardan kılavuzda belirtildiği üzere göreve başlama esnasında istenen belgeleri hazır olanlar 15 Eylül 2009 tarihinden itibaren atandıkları il milli eğitim müdürlüklerine başvurarak görevlerine başlayabilecek.

9 Eylül 2009 Çarşamba

Okul İçin Her Zaman Para Bulunur

Hakan Çanta'nın Yönetim Kurulu Üyesi Hacısoyu, 'Krizden etkilenmedik. Eğitim söz konusu olunca aileler en iyisini alıyor' dedi

Bayram sonrasında açılacak okullar ailelerin bütçelerinde yine kara delik açacak. Okuluna göre değişmekle birlikte bu yıl 14 milyon öğrenci için ders zili 24 Eylül perşembe günü çalacak. Eğitim-Bir-Sen'in yaptığı araştırmaya göre okul öncesi eğitime kayıt olacak bir öğrenci için başlangıç masrafı olarak ortalama 250 TL harcama yapılması gerekirken, ilköğretime başlayan bir öğrenci için 400 TL, ortaöğretime başlayan bir öğrenci için ise en az 525 TL harcanacak. Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Halil Etyemez, öğrencilerin eğitim giderlerinin velilere büyük yük getirdiğini belirterek, “Bireylerin eğitim giderlerini devlet karşılamalıdır. Bu, aynı zamanda anayasal bir zorunluluktur. Unutulmamalıdır ki, en büyük yatırım, çocuklarımıza yapılandır” dedi. Uluslararası üretici Hello Kitty, Spider-Man, Barbie, SüngerBob, High School Musical, Marvel Heroes, Trans Formers'in de aralarında bulunduğu dünyaca ünlü 27 markanın çanta, kalemlik, su matarası ve kırtasiye ürünlerini yapan Hakan Çanta'nın Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Hacısoyu, “35 lira ile 250 lira arasında değişen fiyatlarda çantalarımız var. Aileler çocukları söz konusu olduğu zaman kriz falan dinlemiyor en iyisini almaya çalışıyor. İnsanlar her yerden kısabilirler ama çocuklarının ihtiyaçlarından kısmazlar, hele okul için gerekliyse en iyisini alırlar” dedi. Okula gidecek çocuklara malzeme alırken bazı şeylere dikkat etmek gerektiğini belirten Hakan Hacısoyu, “Aldığınız su matarası, çanta ya da beslenme kaplarının tüm sağlık testlerinden geçip geçmediğine ve Sağlık Bakanlığı'ndan onay alıp almadığına bakmak lazım. Bizim ürünlerimiz asla kanserojen madde içermez. Hepsi uluslararası kurallara göre üretilir” açıklamasında bulundu. 42 ülkeye satıyor Bu nedenle ürünlerinin tüm Türkiye'de 2 bin 200 noktada satıldığını ifade eden Hacısoyu, “Migros'tan Debenhams'a, Boyner'den Carrefour'a kadar birçok noktada bizim ürünlerimizi bulmak mümkün. Bunun yanında yurtdışında da 42 ülkeye ihracat yapıyoruz. ABD dışında Spider-Man'in dünyadaki tek lisansörü biziz” diye konuştu. 2 bin modeli var 2 bine yakın çanta çeşitlerinin olduğunu belirten Hacısoyu, Türkiye'de kız çocuklarının Barbie, erkek çocuklarınınsa daha çok Spider-Man'i tercih ettiğini bu arada hem kız hem de erkek çocukların kullanabildiği SüngerBob modellerinin de büyük ilgi gördüğünü söyledi. Türkiye'de ve Çin'de iki fabrikalarının olduğunu belirten Hakan Hacısoyu, ürün tasarımı konusunda yurtdışı ile birlikte hareket ettiklerini söyledi. Üretimlerini sadece okul dönemiyle sınırlı bırakmamak için geçen yıl Türk futbolunun dört büyük kulübü Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor ile de lisans anlaşması yaptıklarını ifade eden Hakan Hacısoyu, kulüpler için de çanta, bavul, matara ürettiklerini bunları da kulüplerin kendi mağazalarında satışa sunduklarını anlattı. Her keseye uygun ürün var Firmaların yanı sıra zincir marketler de uygun fiyatlı ürünleriyle ailelerin okul alışverişine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Migros, Tansaş ve 5M mağazalarında 2009/2010 eğitim-öğretim sezonunu açan Migros Ticaret, 67 ildeki 1387 mağazasında bol çeşitli ve indirimli fiyatlarla müşterilerinin hayatını kolaylaştırmaya çalışıyor. Migros, Tansaş ve 5M mağazalarında özellikle ailelerin büyük ilgi gösterdiği ve kilogram fiyatı 2.28 liradan satılan defterlerde kaliteyle uygun fiyat bir arada sunuluyor. Migros'larda Witch okul çantası çeşitleri 19.90 liradan, ithal paslanmaz matara 7.50 liradan, BJK-FB-GS TaraftarForma Silgi + Kupa Kalemtıraş + 4 Mercanlı Kurşun Kalem 3.50 liradan satılıyor. Faber - Castell 12 renk küçük boy sulu boyanın 2.5 liradan, Pritt Stick yapıştırıcının (20 gram) 3.59 liradan satıldığı Migros Ticaret mağazalarında Adel 12 renk pastel boyanın fiyatıysa 1.50 lira. Bol çeşit sunuyor Okul alışverişinde 2 binden fazla ürünü müşterilerine en ucuz fiyatlarla sunan CarrefourSA, her yıl olduğu gibi bu yıl da öğrencilerin ve velilerin okul ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyor. Kuruluş, Carrefour markalı ürünleri ve No1 'Türkiye'nin En Ucuz Markası' ürünleri ile aile bütçesi açısından çok önemli bir dönemde müşterilerine satın alma gücünü artırmaya yönelik önemli bir fayda sağlıyor. CarrefourSA'da defterin kilosu 2.29 liradan, 12'li kırmızı kalemin fiyatı 3.20 liradan, 12'li kurşun kalem 3.00 liradan, matara 2. 90 liradan, kız önlük 3.90 liradan, erkek önlük 3.90 liradan, pantolon 10 liradan, gömlekse 5.90 liradan satılıyor. DiaSA yükü paylaştı 'Öğrencilerin eğitim yükünü paylaşıyoruz!' sloganı ile hareket eden DiaSA, çocukların okul çantasını çok ucuza dolduruyor. Her öğrencinin tüm okul ihtiyaçlarının karşılanabileceği DiaSA 'Okula Dönüş' kampanyasında, ambalaj kâğıdı üçlü 0.59 liradan, Mega kurşun kalem 12'li 0.79 liradan, lisanslı ders programlı okul etiketi 24'lü 0.80 liradan, mega kırmızı kalem 12'li 0.89 liradan satışa sunuluyor. Ayrıca DiaSA'da lisanslı resim defteri hediyeli Faber Castell 12'li Pastel Boya takımını 4.95 liraya, Noki Color 12'li Sulu Boyayı ise 2.85 liraya almak mümkün.

Turgut Özal Üniversitesi Büyüyecek

Turgut Özal Düşünce ve Hamle Vakfı tarafından Ankara'da kurulan Turgut Özal Üniversitesi, ''hamle hamle'' büyüyecek.

Türkiye'nin yeni üniversitelerinden biri olan Turgut Özal Üniversitesi, önümüzdeki yıl öğrenime 120 öğrencisiyle adım atıyor. Keçiören Etlik'te iki binada faaliyete başlayacak okulun yeni kurulacak fakülteleriyle birlikte kampüse geçme aşaması 5 yıl içinde tamamlanacak. 2014 yılına kadar 40 bin metrekare kapalı alanda tüm fakülteleriyle birlikte kurulumu öngörülen üniversitenin 5 yılın sonunda 1330 öğrenci kapasitesine kavuşması hedefleniyor. Ankara Crowne Plaza Otel'de Turgut Özal Üniversitesi mütevelli heyeti ve üniversitenin açılmasına maddi destek sağlayan iş adamlarının katılımıyla bir iftar programı düzenlendi. Programda üniversitenin kuruluş aşaması ve gelinen son nokta anlatıldı. 2010 yılında eğitim-öğretime başlayacak üniversitenin bir vakıf üniversitesi olduğu ve istenilen seviyeye ulaşılabilmesi için iş adamlarından desteklerinin sürdürülmesi istendi. Turgut Özal Düşünce ve Hamle Vakfı'nın öncülüğünde kurulan üniversitenin mütevelli heyetinde yer alan iş adamı Yunus Uyanık, ''2006 yılında merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın adını yaşatma ve yeni nesillere düşünce ve hamlelerini anlatmak üzere harekete geçen vakfımız, bu düşüncesini 19 Mart 2009 tarihinde gerçekleştirmiştir. Turgut Özal Üniversitesi'nin kurulması Meclis'de 23 Haziran 2009 tarihinde yasalaşmış ve Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün onayıyla 7 Temmuz 2009 tarihinde resmi gazetede kuruluşu ilan edilmiştir.'' diye konuştu. Uyanık, Özal adıyla kurulan üniversitenin bir vefa örneği olduğunu belirterek, ''Merhum Cumhurbaşkanımızın adını yaşatacak olan bu üniversite, kendisine yakışır bir eğitim anlayışı içinde olacaktır. 8. Cumhurbaşkanımız Özal, ülkemize pek çok ilkleri yaşatmıştır. İlk sivil cumhurbaşkanı olarak ülkemize birçok hizmetlerde bulunmuştur. Ona karşı milletimizin en güzel vefası da ancak onun adıyla kurulacak bir üniversite olurdu. İşte Anadolu insanının katkılarıyla böyle bir üniversite kurulmuş ve üniversitenin büyümesi de yine kendi insanımızın katkılarıyla gerçekleşecektir.'' dedi. Gecede konuşan Turgut Özal Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı eski Başbakan Yıldırım Akbulut, ''Bugün yapılanlar geçmişte Turgut Özal'ın yaptıklarına benzemektedir. Çünkü Özal'dan etkilenilmiştir. Turgut Özal, Allah rahmet eylesin ülkemize büyük hizmetleri dokunmuş bir devlet adamıdır. Türkiye'ye büyük hizmeti geçmiş bir kişidir. Her şeyden önce insanların vizyonunu, bakışını değiştirebilmiştir. 'İnsanımız her şeyin üstesinden gelebilir, yeter ki onun önünü açalım, önündeki engelleri kaldıralım' diyerek ülkenin önünü insanımızla birlikte açmıştır.'' şeklinde konuştu. Konuşmasında salonda bulunan iş adamlarına seslenen Akbulut, ''Ülkemizin önünü açan bir devlet adamının adıyla kurulan bu üniversiteyi hep birlikte gelin en iyi yapalım.'' ifadesinde bulundu. Özal'ın gözde burokratlarından biri olan Emin Başer, mütevelli heyetinden bir kimse olarak yaptığı konuşmada; Türkiye'de neredeyse Özal'ın unutulmaya başlandığı bir dönemde kurulan bu üniversite ile kendisinin icraatlarının ve fikirlerinin yeni nesle daha iyi anlatılabileceğini vurguladı. Başer, üniversitenin akademisyen yapısının çok güçlü olacağını ve ülkenin değerli şahsiyetlerinden en güzel şekilde istifade edileceğini belirterek, ''Bu üniversitede ülkeye hizmet etmiş kıymetli burokrat ve devlet adamlarından da akademik olarak faydalanılacaktır'' diye konuştu. 2010 yılında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile eğitime başlayacak üniversitede 2011 yılında Hukuk Fakültesi, 2012 yılında ise Mühendislik Fakültesi, Tıp Fakültesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Sağlık Bilimleri Enstitüsü ve Sosyal Bilimler Enstitüsü kurulacak. Üniversitenin kuruluş aşaması 2014 yılında yeni kampüs alanında tüm fakülte ve bölümleriyle birlikte tamamlanmış olacak. Programın sonunda Mütevelli Heyeti Başkanı eski Başbakan Akbulut plaket taktim etti. Ayrıca, üniversiteye katkıda bulunmak isteyen iş adamları ve vatandaşlara Bank Asya Etlik şubesi 124-2402228-1 nolu hesab numarası verildi

7 Eylül 2009 Pazartesi

Okul Masrafları El Yakıyor

Okulların açılmasına sayılı günler kala velileri alışveriş telaşı sardı.

Okul alışverişinin asıl yükü kırtasiyede. Satışların düşmesinden çekinen esnaf henüz ürünlere zam yapmadı ancak okulların açılmasıyla fiyatların yükseleceği belirtiliyor. Türk Eğitim-Sen, Ankara'da 'Okula ilk adımın maliyeti' adlı anket yaptırdı. Buna göre Anaokuluna başlayacak bir öğrencinin okul masrafı ortalama 394 TL iken bu oran 1.240 TL'yi de bulabiliyor. Liseye başlayacak bir öğrencinin velilere maliyeti ise 631 TL ile 2.178 TL arasında değişiyor. Çocuğun okul kaydını yaptıktan, önlük, üniforma aldıktan sonra sırada kırtasiye alışverişi geliyor. Genellikle markası ile verilen kırtasiye malzemelerini büyük mağazalarda bulabileceğiniz gibi bazılarını işportada da bulmanız mümkün. Kırtasiye ürünlerinin fiyatları bu yıl geçen yılla aynı kaldı. Satışların düşmesinden korkan esnaf zam da yapmadı. Ancak, mağaza sahipleri okullar açıldıktan sonra fiyatların artacağını söylüyor. Okul kırtasiyesini işportada 43 TL'ye mal edebileceğiniz gibi 145 TL'ye de mal edebilirsiniz. Mağazalarda ise en düşük kırtasiye paketini 65 TL'ye mal edebilirsiniz. Bu arada ailelerin ellerinde listelerle değil bizzat çocuklarıyla alışverişe çıkmaları öneriliyor.

Meslek Liseleri Yeniden Gözde

Katsayı adaletsizliği sona erince yeniden meslek liseleri gözde oldu.

Malatya'da, meslek liselerine ilginin arttığı, İmam Hatip Lisesi'nin tek olan eğitiminin bu öğretim yılında ikili öğrenime döneceği belirtildi. Kız meslek liselerinde de yer olmaması nedeniyle başka okullarda geçici eğitim yapılacağı bildirildi. EK BİNALARDA EĞİTİM Milli Eğitim Müdürü Mehmet Bulut, yaptığı açıklamada, meslek liselerine yoğun talep olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: "Özellikle kız meslek liseleri, imam hatip ve teknik okullara yoğun talep var. İmam Hatip Lisesi'nde öğrenci yoğunluğu nedeniyle muhtemelen ikili öğretime geçeceğiz. Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi'nin 200'e yakın öğrencisini, Orgeneral Eşref Bitlis Lisesi bünyesinde bir yıl boyunca burada eğitime tabi tutacağız. Merkezdeki Kız Meslek Lisesi'nin 500'e yakın öğrencisini de Göztepe Mahallesi'nde yeni bitirdiğimiz 32 derslikli lisemizi bir yıllığına kullanacağız. Sabancı Kültür Merkezi yanında inşaatı süren ve bir yıl sonra eğitime açılacak olan kız meslek lisesine nakil yapacağız." İKİNCİ BİR OKUL AÇILACAK Teknik liselerin ise kapasitelerini zorlayarak öğrencilere eğitim vereceklerini belirten Bulut, şunları söyledi: "Teknik liselere ilgi artınca genel liselerde biraz rahatlama olacak. Ayrıca Fatih Lisesi'nde ise kapasite fazlası başvuru oldu. Bu bölgede ikinci bir lise yapılması için arsa çalışmalarımız sürüyor." İlköğretim birinci sınıflar ve ana sınıflarının 14 Eylül'de diğer okulların da 24 Eylül perşembe günü itibarıyla eğitime başlayacağını hatırlatan Mehmet Bulut, sözlerine şöyle devam etti: "Öğretmen atamaları gerçekleştirildi. Ayrıca 15 bin öğretmen atamasından da ilimize atanacak öğretmenler var. Onları da yerleştireceğiz."

3 Eylül 2009 Perşembe

Emniyete Zorunlu Bağış!

Özel güvenlik şirketlerinde ders veren görevli polislere elde ettiklerigelirin yüzde 10'unu emniyete bağışlama zorunluluğu geti-rildi. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, elde edilecekparanın zor durumdaki polis ailelerine dağıtılacağını belirtti. Özel güvenlik eğitim şirketlerinde ders vererek ek gelir elde eden polisler bundan sonra aldıkları ücretin yüzde 10'unu emniyete bağışlayacak. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, elde edilecek gelirin, sosyal hizmetler şubesince zor durumdaki polislerin ailelerine destek amacıyla kullanılacağını belirtti. Özel Güvenlik Eğitim Kurumları birçok polis için ek gelir kapısı oldu. Emekli polisler bu şirketlerin yönetimine girerken görevdeki polisler de özel güvenlik eğitim kurumlarında öğretmenlik yapmaya başladı. Emniyet Genel Müdürlüğü de mesai saatlerinde belirli saatleri aşmamak kaydıyla mesai saatlerinde dahi polislerin bu derslere girebilmesinin yolunu açtı. Sigara içen ve şişman polisleri disiplin soruşturmasıyla uyaran, yayınladığı tasarruf genelgesiyle israfın önüne geçmeyi hedefleyen Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, özel güvenlikten ek gelir elde eden polislere sürpriz yaptı. Özel Güvenlik Şube Müdürlüğü'nden derslere giren polislerin listesini çıkartan Özdemir, gelirin yüzde 10'unun bağışlanmasını istedi. Bu amaçla derslere giren polislerden 'gönüllü olarak' yüzde 10 bağışta bulunduklarına dair taahhütname aldı. Emniyet Genel Müdürlüğü mesleklerini aksatmamaları kaydıyla polislere haftada 8 saate kadar özel güvenlik derslerine girilmesine izin veriyor. Ayda 32 saat derse girecek bir polisin eline 600-1000 TL arasında para geçebiliyor. Polisler, 'terörizm patlayıcı madde tanımlama teknikleri', 'şüpheli teşhisi', 'devriye teknikleri', 'telsiz kullanımı', 'VIP koruma' gibi çok sayıda derse girebiliyor. Ankara Emniyet'indeki uygulamanın önümüzdeki aylarda ülke geneline yaygınlaşacağı belirtiliyor.

Özel güvenlik şirketlerinde ders veren görevli polislere elde ettiklerigelirin yüzde 10'unu emniyete bağışlama zorunluluğu geti-rildi. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, elde edilecekparanın zor durumdaki polis ailelerine dağıtılacağını belirtti.

Özel güvenlik eğitim şirketlerinde ders vererek ek gelir elde eden polisler bundan sonra aldıkları ücretin yüzde 10'unu emniyete bağışlayacak. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, elde edilecek gelirin, sosyal hizmetler şubesince zor durumdaki polislerin ailelerine destek amacıyla kullanılacağını belirtti.

Özel Güvenlik Eğitim Kurumları birçok polis için ek gelir kapısı oldu. Emekli polisler bu şirketlerin yönetimine girerken görevdeki polisler de özel güvenlik eğitim kurumlarında öğretmenlik yapmaya başladı. Emniyet Genel Müdürlüğü de mesai saatlerinde belirli saatleri aşmamak kaydıyla mesai saatlerinde dahi polislerin bu derslere girebilmesinin yolunu açtı.

Sigara içen ve şişman polisleri disiplin soruşturmasıyla uyaran, yayınladığı tasarruf genelgesiyle israfın önüne geçmeyi hedefleyen Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, özel güvenlikten ek gelir elde eden polislere sürpriz yaptı. Özel Güvenlik Şube Müdürlüğü'nden derslere giren polislerin listesini çıkartan Özdemir, gelirin yüzde 10'unun bağışlanmasını istedi. Bu amaçla derslere giren polislerden 'gönüllü olarak' yüzde 10 bağışta bulunduklarına dair taahhütname aldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü mesleklerini aksatmamaları kaydıyla polislere haftada 8 saate kadar özel güvenlik derslerine girilmesine izin veriyor. Ayda 32 saat derse girecek bir polisin eline 600-1000 TL arasında para geçebiliyor.

Polisler, 'terörizm patlayıcı madde tanımlama teknikleri', 'şüpheli teşhisi', 'devriye teknikleri', 'telsiz kullanımı', 'VIP koruma' gibi çok sayıda derse girebiliyor. Ankara Emniyet'indeki uygulamanın önümüzdeki aylarda ülke geneline yaygınlaşacağı belirtiliyor.
Özel güvenlik şirketlerinde ders veren görevli polislere elde ettiklerigelirin yüzde 10'unu emniyete bağışlama zorunluluğu geti-rildi. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, elde edilecekparanın zor durumdaki polis ailelerine dağıtılacağını belirtti.

Özel güvenlik eğitim şirketlerinde ders vererek ek gelir elde eden polisler bundan sonra aldıkları ücretin yüzde 10'unu emniyete bağışlayacak. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, elde edilecek gelirin, sosyal hizmetler şubesince zor durumdaki polislerin ailelerine destek amacıyla kullanılacağını belirtti.

Özel Güvenlik Eğitim Kurumları birçok polis için ek gelir kapısı oldu. Emekli polisler bu şirketlerin yönetimine girerken görevdeki polisler de özel güvenlik eğitim kurumlarında öğretmenlik yapmaya başladı. Emniyet Genel Müdürlüğü de mesai saatlerinde belirli saatleri aşmamak kaydıyla mesai saatlerinde dahi polislerin bu derslere girebilmesinin yolunu açtı.

Sigara içen ve şişman polisleri disiplin soruşturmasıyla uyaran, yayınladığı tasarruf genelgesiyle israfın önüne geçmeyi hedefleyen Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, özel güvenlikten ek gelir elde eden polislere sürpriz yaptı. Özel Güvenlik Şube Müdürlüğü'nden derslere giren polislerin listesini çıkartan Özdemir, gelirin yüzde 10'unun bağışlanmasını istedi. Bu amaçla derslere giren polislerden 'gönüllü olarak' yüzde 10 bağışta bulunduklarına dair taahhütname aldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü mesleklerini aksatmamaları kaydıyla polislere haftada 8 saate kadar özel güvenlik derslerine girilmesine izin veriyor. Ayda 32 saat derse girecek bir polisin eline 600-1000 TL arasında para geçebiliyor.

Polisler, 'terörizm patlayıcı madde tanımlama teknikleri', 'şüpheli teşhisi', 'devriye teknikleri', 'telsiz kullanımı', 'VIP koruma' gibi çok sayıda derse girebiliyor. Ankara Emniyet'indeki uygulamanın önümüzdeki aylarda ülke geneline yaygınlaşacağı belirtiliyor.

Antalya'da Bir Rus Okulu...

Antalya'da 50 öğrenci, yeni eğitim dönemine başladı. Çünkü Rusya'da okullar açıldı. Ne ilgisi var demeyin.

Zira Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı bu okul, Rus öğrencilere Rus müfredatına göre eğitim veriyor. İşte "Özel Rusya Uluslararası Okulu"nun ilk ders günü...

1 Eylül 2009 Salı

'Cinsel İstismar' Müfredata Giriyor

"Çocuklara Yönelik Cinsel İstismara Karşı Eylem Planı"nın "eğitim" bölümü taslak olarak biçimlendirildi.

AK Parti'nin kadın milletvekilleri Aşkın Asan ve Alev Dedegil'in, " Çocuklara yönelik Cinsel İstismara Karşı Eylem Planı" nın hukuki, sosyal boyutundan sonra üçüncü ve en önemli ayağı olan 'eğitim'le ilgili bölümü taslak olarak biçimlendirildi.

Eğitim, Ana Okulu'ndan orta öğretime kadar olan süreçte çocukların Cinsel istismar konularında tam donanımlı hale getirilmesi amaçlanıyor. Öğrenimin her aşamasında, öğrenciler, cinsel istismar, istismarcılar, istismarcılara karşı korunma, ensest (aile içi cinsel istismar) ve tecavüzü öğrenecekler. Bu konularda ders verecek öğretmenler öncelikle eğitimden geçirilecek. Böylelikle, öğrenci ile öğretmen arasında güven köprüsü oluşturulması amaçlanıyor. Cinsel istismara ya da tecavüze uğrayan çocuğun öğretmenine durumunu çekinmeden dile getirmesi sağlanacak.

ÖĞRETMENLER EĞİTİLECEK
AK Parti Ankara Milletvekili eğitimci Aşkın Asan, SABAH'a eğitimle ilgili bölümü değerlendirdi ve "Öğretmen adaylarına çocuk istismarı nedir, hukuki yaptırımları nedir gibi eğitimler verilecek. Öğrencisinin kendisiyle ilgili rahatlıkla konuşması sağlanacak. Öğretmenin farkındalık düzeyinin artırılması amaçlanıyor" ifadesini kullandı. Eğitim fakülteleriyle çok sıkı bir çalışma yaptıklarını anlatan Asan, "Bir öğretmen öğrencisinin halinden istismara uğrayıp uğramadığını anlayabilir. Öğretmen adayları da bu formasyona sahip olacak. Fiziksel şiddet, cinsel şiddet, duygusal şiddet bunlarla ilgili öğretmen donanımlı olursa çocuklarımızı daha rahat anlayabilir. Taslak da 12 yıllık eğitim sürecinde çocukların nasıl bilgilendirilecekleri yer alıyor. Müfredatımızda bu konulara hiç eğilmemişler. Bir eksikliğimiz giderilecek" şeklinde konuştu.

NASIL OLACAK?
Öğrencilere konular günlük olaylardan , örneklerden yola çıkılarak anlatılacak. Yaratı drama yöntemi kullanılacak. Tartışma ortamı yaratılacak ve çocukların görüşleri alınırken öğretmenlerde doğru bilgileri beyinlere yerleştirilecek. Cinsel istismar vakaları inceleme tekniğiyle yapılacak.

HER YAŞA AYRI EĞİTİM
1. Sınıf: Beden bölgelerinin adları öğrenilecek. Bedenimizin özel olduğu ve kimsenin biz istemeden ona dokunamayacağı ilkesi anlatılacak. "Hayır" deme becerisi öğretilecek. Aile ve arkadaş ilişkilerinde dikkat edilmesi gereken etik kurallar anlatılacak.
3. Sınıf: Çocuk istismarı, istismarcılar ve özellikleri. İstismarcıların kullandıkları taktikler. İyi dokunma- kötü dokunma. Kendimizi koruma ve savunma. Kimden nasıl yardım alabiliriz?
6. Sınıf: Sağlıklı cinsel gelişim ve sorunlara çözüm bulma yolları.Teknolojinin, özellikle internetin taşıdığı riskler.
8. Sınıf: Akranların cinsel istismarı.
12. Sınıf: Tecavüz ve yapılması gerekenler. Ensest.

ANKARA PİLOT BÖLGE
Kadın milletvekilleri Aşkın Asan ve Alev Dedegil tarafından hazırlanan "Cinsel istismar" a karşı eylem planı için Ankara pilot bölge olarak seçildi. Öğretmenler, aileler, din adamları, polis ve yargı, konuyla ilgili eğitim alacak.

Üniversite Kayıttarında İzdiham

Üniversite kayıtları bugün başladı.Öğrenciler sabahın erken saatlerinden itibaren üniversitelere koştu.

Üniversite kayıtları bugün başladı. Kayıt olmak isteyen öğrenciler sabahın erken saatlerinden itibaren üniversitelere koştu.

Kayıt işlemine ilk gün o kadar yoğun ilgi gösterildi ki, kampüs kapılarında kuyruklar oluştu. Binlerce öğrenci kaydını bir an önce yaptırmak için çaba harcadı. Kayseri'den Sakarya Üniversitesi'ne (SAÜ) kayıt için gelen Ahmet Turan, "Üniversitede bir programa girmeye hak kazanan öğrenciler sadece belirtilen günde kayıt yaptırması gerekiyor. Herkes bir an önce kayıt yaptırıp gitmek istiyor. Çünkü belirlenen günde kayıp yaptırmayanlar haklarını kaybediyor. Biz de bir an önce kaydımızı yaptırıp bu stresten kurtulup memleketimize dönmek istiyoruz." dedi.

Kayıt için adayların bizzat üniversiteye başvurması gerekiyor. Posta yoluyla ile kayıt yapılmıyor.

YÖK Üniversite İçin Vize Verdi

YÖK ise kardeş vakıf İlim Yayma Vakfı'na faizsiz ekonominin anlatılacağı Prof. Dr. Sabahattin Zaim adlı üniversite için vize verdi.

Milli Eğitim Bakanlığı, İlim Yayma Cemiyeti'ne Darüşşafaka Lisesi'ni imam hatip yapması için tahsis etti. YÖK ise kardeş vakıf İlim Yayma Vakfı'na faizsiz ekonominin anlatılacağı Prof. Dr. Sabahattin Zaim adlı üniversite için vize verdi

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eski Darüşşafaka Lisesi'ni imam hatip lisesi yapması için İlim Yayma Cemiyeti'ne izin verdi. Ziraat Bankası'nın, Milli Emlak'a devrettiği ve oradan da Hazine'ye bağışlanan eski Darüşşafaka Lisesi, 2 yıl önce MEB'e verilmişti. Milli Eğitim Bakanlığı tarihi okulu tekrar okula çevirme kararı aldı ve imam hatip lisesi yapması için İlim Yayma Cemiyeti'ni seçti. Bir önceki Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, geçen yıl Bakanlığı döneminde, İlim Yayma Cemiyeti'ne okulu Fatih Sultan Mehmet İmam Hatip Okulu yapması için onay verdi. Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ise, kardeş vakıf olan İlim Yayma Vakfı'na Prof. Dr. Sabahattin Zaim adlı üniversite için izin verdi. YÖK, faizsiz bankacılık teziyle adını duyuran Prof. Dr. Sabahattin Zaim'in adını alan Üniversitesi için, İlim Yayma Vakfı'nın binalarında 2011-2012 yılında eğitime başlanacağını bildirdi. 1951 tarihinde kurulan İlim Yayma Cemiyeti, 1973 yılında da İlim Yayma Vakfı'nı da kurmuştu.

Prof. Dr. Sabahattin Zaim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve İlim yayma Vakfı üyesi İsmail Adak, kurulacak üniversiteleri ile bilgileri VATAN'a değerlendirdi. Adak, İlim Yayma Vakfı'nın kuracağı üniversitenin akademik kadrosunun öncelikli olarak burs verdikleri öğrencilerden oluşacağını söyledi: “Üniversitemiz 2011-2012 eğitim döneminde açılacak. Üç fakülte ve iki de araştırma enstitümüz olacak. Toplamda 2 bin 600 öğrenciye ulaşmaya çalışacağız. Bizi tercih edecek öğrencilere burs imkanı vereceğiz. Akademik kadro olarak da, İlim Yayma Vakfı'nın burs verdiği öğrencilerden yararlanacağız. özellikle yurtdışına gitmiş veya bir şekilde Türkiye'deki devlet üniversitelerinden ayrılmış öğretim elemanlarını tercih edeceğiz.”

Faizsiz ekonomi eğitimi

Faizi İktisat profesörü Sabahattin Zaim adına kurulacak üniversitede İktisadi ve İdari Bilimler , Doğa Bilimleri , Mühendislik Fakültesi ve Eğitim Fakülteleri kurulacak. Fen Bilimleri Araştırma Enstitüsü ile Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü'nün de ilk yıl kurulması planlanıyor. Üniversite, İlim Yayma Vakfı'nın İstanbul Bakırcılar Yokuşu, Vefa ve Fındıklı'daki binalarında eğitim verecek.

Yetiştirme Yurdu Öğrencilerine ÖSS Ödülü

Ağrı Valisi Mehmet Çetin, Ağrı Yetiştirme Yurdu'nda kalan ve üniversite sınavını kazan 3 öğrenciyi makamında kabul ederek çeşitli hediyelerle ödüllendirdi.
ÖSS sınavında Yetiştirme Yurtları arasında Türkiye birincisi olan Mustafa Kemal Üniversite Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazanan Metin Parlak, Hitit Üniversitesi Maliye bölümünü kazanan Ahmet Bulum ve 100. Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Mühendislik Bölümünü kazanan Musa Tekin, Ağrı Valisi'nin konuğu oldular.
Vali Çetin, öğrencileri tek, tek tebrik ederken, Metin Parlak'ın Yetiştirme Yurtları arasında Türkiye birincisi olmasının kendilerini gururlandırdığını söyledi.
Her türlü olumsuzluğa rağmen insanın çalışınca her şeyi başaracak güçte olduğunu vurgulayan Vali Çetin “Gençler her şeyin başı azim, inanç ve özveriyle çalışmaktan geçer. Kavgayla savaşla hiçbir millet bir yere gelememiştir. Sizi kandırmaya çalışanlar muhakkak olacaktır ama siz onlara uymayacak devletiniz ve milletiniz için çalışacaksınız” dedi.
Vali Çetin, Üniversiteyi kazanan gençlere içinde değişik hediyelerin olduğu bir paket verdi.