20 Mayıs 2008 Salı

Sivas İl Halk Kütüphanesi Kapatıldı...

Sivas Kent Meydanı Projesi kapsamında uzun süredir taşınması gündemde olan İl Halk Kütüphanesi kapatıldı.

Sivas Kent Meydanı Projesi kapsamında uzun süredir taşınması gündemde olan İl Halk Kütüphanesi kapatıldı. Taşınma zamanlamasının eğitim öğretimin devam ettiği ve sınavların olduğu bir zamana denk gelmesi tepkilere neden oldu.

Kent Meydanı Projesi kapsamında kaldırılarak yerine katlı otopark yapılması düşünülen İl Halk Kütüphanesi tartışması yeniden başladı. Sivas Belediyesi'nin kent meydanını düzenleme çalışmalarına başlaması üzerine kütüphanenin de bir an önce taşınmasına karar verildi. Ancak, kütüphanenin geçici olarak hizmet vereceği Behrampaşa İlköğretim Okulu'nun bahçesinde bulunan eski öğretmenevi binasının hazır olmaması nedeniyle taşınma işi bugüne kaldı. Daha önce belediye tarafından boya işlemleri ve küçük tamiratları yapılan eski öğretmenevinde tespit edilen eksikler nedeniyle yeniden onarım ihalesi yapılmıştı.

İhale kapsamında geçici kütüphanenin tabanları laminant parke ile döşenirken, giriş ve tuvaletlere ise fayans döşeniyor. Çalışmaların bir kaç gün içerisinde tamamlanması bekleniyor. Aylardır yıkılıp yıkılmayacağı tartışma konusu olan İl Halk Kütüphanesi ise dünden itibaren kullanıma kapatıldı. Kütüphanenin camına Turizm Bakanlığı'nın onay yazısı asılarak 20 Mayıs'tan itibaren kütüphanenin okuyucuya kapatıldığı ilan yazısı yer aldı. Ders çalışmak için kütüphaneye gelen öğrenciler ise kilitli kapıyla karşılaşırken, eğitim öğretimin devam ettiği ve yoğun sınav trafiği döneminde kapatılan kütüphane öğrencilerin tepkisine neden oldu. Yaklaşık 45 bin kitabın bulunduğu İl Halk Kütüphanesi'nin taşınmasının ardından kütüphane binası belediye ekipleri tarafından yıkılacak.

Mevcut ÖSS Sistemi Değiştirilmeli...

Eğitimciler Birliği Sendikası, ÖSS değişikliği konusunda YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ı desteklediklerini açıkladı...

İşte Eğitim-Bir-Sen tarafından yapılan basın açıklaması:

"YÖK Başkanının ÖSS Sınav Sisteminin değişikliği üzerinde çalışmalar yapmasını, mevcut sistemin değişme zorunluluğu anlamında olumlu buluyor ve kamuoyunda tartışılması gerektiğini düşünüyoruz.

Ülkemizde son yirmi yılda, üniversiteye giriş sınavlarında birçok değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikler, sınavın biçim ve yönteminden çok, sınav sayısı ve sınav sonuçlarının değerlendirilmesi üzerine odaklanmıştır. 1981–1998 yılları arasında üniversite giriş sınavları; ÖSS, ÖYS, ÖSYS gibi farklı adlar altında tek sınav olarak veya ÖSS ve ÖYS adları altında iki aşamalı sınav olarak gerçekleştirildi. Ancak, bu sınavların tümü; sınav biçimi ve yöntemi ile soru türü, biçimi ve çeşidi bakımından aşağı yukarı aynı veya benzer nitelikte olmuştur.

Üniversite giriş sınavlarındaki 1998'de yapılan değişiklik ise, sınav türü ve biçimiyle ilgili değil, sınavın değerlendirilmesiyle ilgilidir. Bu değişim, Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanının sınav sonuçlarını önemli ölçüde etkilemesi şeklinde ortaya çıkmıştır. 2003 yılında yapılan değişikliğin de ne ders çalışmaya, ne de öğrencilerin ve velilerin okula olan ilgilerine ciddi bir etki etmediği görülmektedir. Ayrıca; yeni sınav sisteminin ezberciliği ortadan kaldıracağı, okul başarısını teşvik edeceği şeklindeki görüş ve beklentiler de karşılık bulmamıştır.

Bu nedenle, üniversiteye giriş sınavlarında, bu güne kadar yapılanlar radikal bir değişim olarak değil, küçük farklılıklar şeklinde ortaya çıkmıştır.
Üniversite giriş sınavındaki bütün değişiklikler ve yeni uygulamalar, üniversiteye girişle ortaöğretimin geleceği arasında çok büyük bir ilişki olduğunu göstermektedir. Milyonlarca gencin binlerce dershaneyi doldurması, okuldan daha çok dershaneden medet umması, ortaöğretimin gençleri üniversiteye hazırlama işlevini yerine getirememesinin bir sonucudur. Bu istenmeyen ve amaçlanmayan işlev değişiminde üniversiteye giriş sisteminin büyük rolü olduğunu kabul etmek gerekir.

Bu kapsamda bir sorun olarak varlığını koruyan, mevcut sistemdeki eşitsizlik ve uygulanmakta olan adaletsiz katsayı uygulamasına acilen son verilmelidir. Yeterlilik temelli yöntemler geliştirilene kadar, sosyal eşitlik anlayışına dayalı olarak daha adil bir şekle dönüştürülmelidir.

Eğitimde kademeler arası geçişte egemen olan tek oturumluk ve sadece bir kısım zihinsel becerileri ölçmeye dönük sınavlar yerine, bireyi bütün beceri ve yeterlilikleriyle çok yönlü olarak değerlendirebilecek, önceden belirlenerek ilan edilmiş objektif ve standart ölçüm araç ve teknikleri ile değerlendirme yolları kullanılmalıdır. Kademeler arası geçişte kullanılacak seçme yöntemleri ve ölçütleri, çeşitlendirilerek bu bağlamda veli ve öğrenci görüşmeleri, öğretmen raporları, akran değerlendirmeleri, öğrenci dosyası, öğrencinin en çok başarılı olduğu dersler esas alınarak bütüncül, kapsayıcı, çok yönlü bir yapıda tasarlanmalı ve uygulanmalıdır. Eleyici ölçme ve değerlendirme sistemleri yerine, teşhis edici, geliştirici, tanıma ve yetiştirmeye dönük değerlendirme sistemleri ikame edilmelidir. Hiçbir öğrenci, başarısızlık yaftasıyla sistem dışında bırakılmamalıdır.

Üniversiteye öğrenci yerleştirme sistemi, bölüm yerine fakülte tercihine göre tasarlanmalıdır. Bu kapsamda üniversitelerde çağın gerektirdiği işlevsel bölümler güçlendirilmeli, kontenjanları artırılmalıdır. Her bir fakülte ile ilgili beklenen yeterlilikler önceden belirlenip ilan edilmelidir. Daha sonra bölümlere yerleştirmeler, öğretim üyelerinin rehberliğinde objektif ölçme araçları da kullanılarak gerçekleştirilmeli, öğrenimin ilk yıllarında verilecek ortak bir program sonunda, öğrenciye yatay ve dikey geçiş imkânları da sağlayan bir yapı kurulmalıdır.

Sosyal taleplere cevap verebilmesi için, üniversite sayısının da nitelikli ve kademeli olarak artırılması gerekmektedir

YÖK Başkanından talebimiz; bu konunun bir oldubittiye getirilmemesidir. Öncelikle eğitim sendikaları olmak üzere tüm tarafların da görüşlerinin alınmasıdır."