30 Ocak 2009 Cuma

87 Ülkede Türkçe Öğretiliyor...

Madagaskar'dan Maldiv Adaları'na, Fildişi Sahilleri'nden Japonya'ya kadar toplam 87 ülkenin ilk ve ortaöğretim kurumlarında, Türkçe öğretiliyor.

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız'ın soru önergesine verdiği yazılı yanıtta, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşların öğretim ihtiyacını karşılamak amacıyla, öğretim kurumlarında, ülkenin mevzuatına göre, Türkçe dersinin okutulduğunu belirtti. Aydın, Türk nüfusunun yoğunluğuna ve talebe göre, 87 ülkede ilk ve ortaöğretim kurumlarında Türkçe'nin öğretildiğini bildirdi. Aydın'ın verdiği bilgiye göre, en az bir öğretim kurumlarında Türkçe'nin öğretildiği ülkeler şöyle: "ABD, Afganistan, Almanya, Angola, Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bangladeş, Belçika, Benin, Bosna-Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Burkina-Faso, Burma, Çad, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ekvator Ginesi, Endonezya, Etiyopya, Fas, Fildişi Sahilleri, Filipinler, Fransa, Gabon, Gana, Gine, Güney Afrika, Güney Kore, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, Japonya, Kampoçya, Kamerun, Kanada, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kosova, Laos, Letonya, Liberya, Litvanya, Macaristan, Madagaskar, Makedonya, Malavi, Maldiv Adaları, Malezya, Mali, Meksika, Moğalistan, Moldova, Moritanya, Mozambik, Nepal, Nijer, Nijerya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Pakistan, Papua Yeni Gine, Polonya, Romanya, Rusya, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka, Sudan, Sudi Arabistan, Tacikistan, Tanzanya, Tayland, Tayvan, Togo, Türkmenistan, Uganda, Ukrayna, Ürdün, Vietnam ve Yemen." Aydın, 46 ülkede, talebe göre özel kurslarda Türkçe öğretildiğine, 9 ülkede de Türkçe öğretiminin yapıldığı üniversite bulunduğuna işaret etti.

Sınıfa Bombayla Geldiler!

İki İlköğretim öğrenci, barış konusunun işlendiği ders için sınıfa, İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma bomba getirdi. "Barış dersi" için sınıfa bomba getirmeyi "uygun gören" iki arkadaş, bombayı Okinava adasında, okulun yakınındaki bir şantiyede geçen hafta bulduklarını belirttiler. Şonan İlköğretim Okulu'nun müdür yardımcısı Yoşiyasu Henzan, çocukların bombanın iyi bir inceleme konusu olabileceğini düşündüklerini, bu nedenle derse getirdiklerini kaydederek, bombanın ateşleme düzeneğinin olmadığını hemen anladıklarını söyledi. 9 santimetre genişliğinde 30 santimetre uzunluğunda ABD yapımı bomba, uzmanlara teslim edildi.

Usulsüz Atama İptal Edildi...

Milli Eğitim Bakanlığı, fen liselerinde görev yapmamalarına karşın, Fen Lisesine müdür yardımcılığına atanan iki öğretmenin atamalarını iptal etti. Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından İskenderun Tosçelik Fen Lisesinde boş bulunan müdür yardımcılığı kadrolarına Fen Lisesi Öğretmeni olmayan 2 öğretmenin ataması yapıldı. Bu okulda görev yapan ve sınav kazanan 2 öğretmenin başvuruları ise reddedildi. Konuyla ilgili ataması reddedilen Ali Yıldırım ve Savaş Tiker isimli öğretmenler şikayette bulunmasına karşın Hatay İlköğretim Müfettişleri Başkanlığı yapılan uygulamanın “doğru” olduğu yanıtını verdi. Bu durum üzerine Türk Eğitim-Sen konuyu Milli Eğitim Bakanlığı'na bildirerek atamanın kanunlara aykırı olduğunu bildirdi. -BAKANLIK ATAMALARI İPTAL ETTİ- Milli Eğitim Bakanlığı, konuyla ilgili araştırmanın yapılmasından sonra atamaların geri alındığını bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Kemal Köseoğlu ve Cafer Yıldız isimli öğretmenlerin Tosçelik Fen Lisesine müdür yardımcısı olarak atandıkları belirtilerek, “Söz konusu fen lisesi müdür yardımcılıklarına öncelikle ilgili mevzuata göre atanmış olmak kaydıyla bu kurumlarda görev yapan ya da yapmış olan adayların atanması gerektiğinden, bu adaylar dışında yapılan atamaların iptal edilmesi gerektiği mütalaa edilmiştir” kararını verdiği bildirildi. Bakanlık, Kemal Köseoğlu ve Cafer Yıldız'ın müdür yardımcılığının iptal edilerek yerlerine Savaş Tiker ve Ali Yıldırım'ın müdür yardımcısı olarak atandığını açıklarken Cafer Yıldız'ın Antakya Karlısu Anadolu Öğretmen Lisesi'ne Müdür Yardımcısı olarak, Kemal Köseoğlu'nun ise İskenderun Tosçelik Fen Lisesi'ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandıklarını duyurdu.

87 Ülkede Türkçe Öğretiliyor...

Madagaskar'dan Maldiv Adaları'na, Fildişi Sahilleri'nden Japonya'ya kadar toplam 87 ülkenin ilk ve ortaöğretim kurumlarında, Türkçe öğretiliyor.

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız'ın soru önergesine verdiği yazılı yanıtta, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşların öğretim ihtiyacını karşılamak amacıyla, öğretim kurumlarında, ülkenin mevzuatına göre, Türkçe dersinin okutulduğunu belirtti. Aydın, Türk nüfusunun yoğunluğuna ve talebe göre, 87 ülkede ilk ve ortaöğretim kurumlarında Türkçe'nin öğretildiğini bildirdi. Aydın'ın verdiği bilgiye göre, en az bir öğretim kurumlarında Türkçe'nin öğretildiği ülkeler şöyle: "ABD, Afganistan, Almanya, Angola, Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bangladeş, Belçika, Benin, Bosna-Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Burkina-Faso, Burma, Çad, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ekvator Ginesi, Endonezya, Etiyopya, Fas, Fildişi Sahilleri, Filipinler, Fransa, Gabon, Gana, Gine, Güney Afrika, Güney Kore, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, Japonya, Kampoçya, Kamerun, Kanada, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kosova, Laos, Letonya, Liberya, Litvanya, Macaristan, Madagaskar, Makedonya, Malavi, Maldiv Adaları, Malezya, Mali, Meksika, Moğalistan, Moldova, Moritanya, Mozambik, Nepal, Nijer, Nijerya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Pakistan, Papua Yeni Gine, Polonya, Romanya, Rusya, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka, Sudan, Sudi Arabistan, Tacikistan, Tanzanya, Tayland, Tayvan, Togo, Türkmenistan, Uganda, Ukrayna, Ürdün, Vietnam ve Yemen." Aydın, 46 ülkede, talebe göre özel kurslarda Türkçe öğretildiğine, 9 ülkede de Türkçe öğretiminin yapıldığı üniversite bulunduğuna işaret etti.

29 Ocak 2009 Perşembe

2010'da Katsayı Kalkıyor...

Meslek lisesi mezunlarının farklı alanlarda eğitim görmesinin önünü kapatan katsayı uygulaması kaldırılıyor. Yeni sistem öğrenci başarısına endeksli olacak..

YÖK, imam hatip lisesi mezunları başta olmak üzere meslek liselilerin üniversiteye girişlerini zorlaştıran farklı katsayı uygulamasını değiştirmek için toplanıyor. Yeni sistem ile başta imam hatip lisesi mezunları olmak üzere meslek liseliler, alan sınırlaması ve katsayı engeline takılmadan istediği bölüme girebilecek. Yeni sistemin tek kriteri "öğrenci başarısı" olacak. Yeni sisteme göre iki aşamalı sınav yapılacak. İlk sınavdaki barajı geçen öğrenciler bitirdikleri lisenin türüne, mezun oldukları alana bakılmadan gitmek istedikleri bölümün istediği puan türüne göre matematik, Türkçe, fen, sosyal ve yabancı dilden oluşan 5 sınavdan birine girecek. Sayısal ağırlıklı lise türünden mezun olan öğrencinin hukuk fakültesini tercihinde veya imam hatipli bir öğrencinin mühendislik fakültesini tercihinde girdiği sınavlarda aldığı puanlar dışında bir sınırlama olmayacak. Üniversitelerin belirlediği puan türlerinde belli bir başarıyı yakalayan öğrenci aldığı puanla istediği bölüme gidebilecek. Yeni sistem de yasal zorunluluk olan ortaöğretim başarı puanı da öğrencinin ikinci aşama sınavlarında aldığı puanlar eklenecek. Ancak 2009 yılında yapılacak değişiklik ile katkı oranı aşağı çekilen bu puan, farklı katsayı uygulaması da kalkacağı için öğrenciler için bir sorun yaratmayacak.

Ortaöğretim Başarı Puanı Düşecek...

2009 ÖSS değişikliğini anlatan Özcan, sınav başarısını yüzde 21 etkileyen ortaöğretim başarı puanını aşağıya çekerek katsayı engelini azaltacaklarını söyledi..

2009 yılı Öğrenci Seçme Sınavı'na girecek yüzbinlerce öğrencinin merakla beklediği değişikliği YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan açıkladı. Üniversite yerleştirme puanında yüzde 21 katkısı olan Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı (AOBP) aşağı çekilerek katsayının etkisi azaltılacak. YÖK Genel Kurulu 2009 ve 2010 yılında yapılacak ÖSS değişikliği için perşembe günü karar verecek. Son toplantıda 2010 yılında yapılacak yeni sınav sistemiyle ilgili öneriyi tartışmaya açan YÖK, yarın yapılacak toplantıda da 2009 yılında yapılacak değişikliği belirleyecek. Toplantı öncesi SABAH'a konuşan Özcan 2009 yılı ÖSS'de yapmak istedikleri değişikliği şöyle anlattı: YÜZDE 5'E İNEBİLİR "Yüzde 21 katkısı olan ortaöğretim başarı puanını değiştireceğiz. Bunu aşağı çekmek istiyoruz. Çünkü bu puan hesaplanırken çocuğun sınıftaki başarısı, diğer öğrencilerin başarısı, okulun başarısı gibi çocuğun başarısının dışındaki bir çok etken hesaplanıy o r . Onları çıkarmak istiyoruz. Bunu yaparsak çocuğun kendi başarısı ortaya çıkacak. Eğer başarılıysa, alıp puanı istediği yere gidecek." AOBP'nin ne kadar aşağı çekileceğine YÖK üyeleri karar verecek. Özcan, "Üniversiteye yerleştirmede ortaöğretimin yüzde 21 olan katkısını Kurul'daki duruma göre aşağı çekeceğiz. 10-15 hatta 5 olabilir. Ben 2'ye inmesini isterim, hatta sıfıra, ancak kanun olduğu için kaldıramayız" dedi. AOBP'nin aşağı çekilmesi alanları dışında programları tercih eden öğrenciler için uygulanan düşük katsayı sistemini değiştirmeyecek. AOBP'nin ÖSS'ye yüzde 21 katkısı yüzde 10'a çekildiği takdirde (0.3), (0.8) çarpanları yine kullanılacak, ancak AOBP katkı oranı aşağı çekildiği için etkisi azalacak. Puanlar birbirine yaklaşacak. MESLEK LİSELİ YAŞADI Uğur Dershaneleri ÖSS Kooridanatörü Turgay Polat, AOBP'nın aşağı çekilmesinin başarılı öğrencilerin katsayı problemine takılmadan istediği bölüme girmesinin önünü açacağını söyledi. Polat şu örneği verdi: "Bir genel lise, bir meslek lisesinden iki öğrenci düşünelim. İkisinin de ÖSS puanı 300, AOBP'si 100 tam puan olsun. Bu iki öğrenci de bilgisayar mühendisliği tercih ettiğinde normal lise öğrencisinin yerleştirme puanı (0.8 katsayı ile çarpıldığı için) 380, meslek liseli öğrencinin yerleştirme puanı ise (0.3 katsayı ile çarpıldığı için) 330 oluyor. Arada 50 puanlık bir fark oluşuyor. Ortaöğretim başarı puanının katkısı yüzde 21'den yüzde 10'a düşürülürse normal liseli öğrenci 330, meslek liseli öğrenci ise 315 puan alır ve arasındaki puan farkı 15'e düşer."

28 Ocak 2009 Çarşamba

Lise Sitesinde İki İlginç Anket...

Konya'da bir okulun internet sitesinde ‘Ergenekon adlı bir örgütün varlığına inanıyor musunuz?’ ve ‘Sizce başörtüsü serbest olmalı mı?’ anketleri yapıldı.

Konya'nın Ereğli ilçesindeki İvriz Anadolu Öğretmen Lisesi'nin resmi internet sitesinde 'Ergenekon adlı bir örgütün varlığına inanıyor musunuz?' ve 'Sizce başörtüsü serbest olmalı mı?' anketleri yapıldı. Konya Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin, okulların resmi internet sitelerinde bu tür anketlerin yasak olduğunu, konuyla ilgili inceleme başlatacaklarını söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından okula tahsis edilen 'ivrizaol.k12.tr' adlı sitenin 'anketler' bölümünde, 'Ergenekon adlı bir örgütün varlığına inanıyor musunuz?' başlığıyla düzenlenen ankete 545 kişi oy verdi. Bu kişilerden 319'u 'Hayır inanmıyorum', 76'sı 'Evet inanıyorum', 150'si de 'Olabilir, bilemiyorum' şıklarını işaretledi. Sitedeki 'Sizce Başörtüsü Serbest Olmalı mı?' başlıklı ankette de 646 kişi oy kullandı. Ankette 429 kişi başörtüsünün serbest olması yönünde, 188 kişi serbest olmaması gerektiği yönünde oy kullandı. 11 kişi emin olmadığını belirtirken, 18 kişi de 'Bana ne, ben örtmüyorum' dedi. Sitenin 'anketler' bölümünde ayrıca, 'Ordumuz Irak'a girmeli mi?', 'Türkiye şartlarında en iyi meslek hangisi' anketleri de bulunuyor. Soruşturma başlatılacak Konya Milli Eğitim Müdürü Şahin, MEB'e bağlı İvriz Anadolu Öğretmen Lisesi'nin resmi internet sitesinde böyle bir anketlerin düzenlenmemesi gerektiğini söyledi. Şahin, okulların internet sitelerinde toplumun gündeminde olan siyasi konular ile soruşturma konusu olmuş veya soruşturması devam eden Ergenekon gibi davalar ile ilgili görüş belirtmenin ve anket düzenlemenin yasak olduğunu belirtti. Şahin, konuyla ilgili inceleme başlatacaklarını söyledi. Müdüre saldırı flaş haber İvriz Anadolu Öğretmen Lisesi'nin Müdürü Sonuç Öngay (54), kimlikleri tespit edilemeyen 6 kişi tarafından önceki gün satır ve sopalarla dövüldü. Okulun pansiyon bölümünün yemek ihalesinin iptal etmesiyle ilgili olarak saldırıya uğradığı öne sürülen Öngay'a yapılan saldırı, okulun internet sitesinde de flaş haber olarak duyuruldu. Saldırının internet sitesindeki anketle herhangibir ilgisinin olmadığı belirtilirken, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavisi süren Öngay polise verdiği ifadesinde şunları söyledi: “Sabah okula geldiğimde, bahçede satır ve sopalarla 6 kişi saldırdı. Saldırının ihale nedeniyle olabileceğini tahmin ediyorum. Çünkü okulumuzun pansiyon bölümünün yemek ihalesi vardı. Üç kez ihaleye çıktı ve fiyatlar çok yüksek olduğu için ihaleyi iptal ettim. Ben okulumu ve devletimi düşünürüm, insanların menfaatini değil. Bu saldırıyı, yıldırma politikası olarak görüyorum. Ama beni yıldıramazlar.”

Aftan Dönenlerin Borcu Ertelenecek...

Öğrenci affından yararlanacakların Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan aldıkları öğrenim ve katkı kredisinden doğan borçları öğrenim süresince ertelenecek.

Öğrenci affından yararlanacakların YURTKUR'dan aldıkları öğrenim ve katkı kredisinden doğan borçları öğrenim süresince ertelenecek. Bu öğrencilerin erteleme süresindeki borçları yıllık TÜFE oranına göre yeniden yapılandırılacak. YURTKUR, 5806 sayılı "öğrenci affına" ilişkin kanundaki "Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'na öğrenim kredisi veya katkı kredisi borcu bulunanların bu maddedeki belirtilen haklardan yararlanması halinde bu borçların ödenmesi ertelenir. Borç ertelemeyle ilgili usul ve esaslar YURTKUR tarafından belirlenir" hükmü doğrultusunda bu kapsamdaki öğrencilerle ilgili çalışma yaptı. Çalışma sonucunda alınan karar şöyle: "Geçmiş yıllarda üniversitelerden ilişiği kesilen 5806 sayılı Kanun gereği ek fırsat kapsamına giren öğrencilerin kurumumuzdan almış oldukları öğrenim ve katkı kredisinden doğan borçlarına tahakkuk ettirilen gecikme zamlarının kaldırılarak, en son kredinin verildiği tarihten itibaren endeks uygulanmak suretiyle kayıt yaptırdığı sınıf dikkate alınarak normal öğrenim süresinin bitimine kadar ertelenmesi düşünülmektedir." Bu kanundan yararlanan ve işsiz olanlar öğrenim ve katkı kredisi borçlarının ertelenmesi için YURTKUR'a dilekçe ile başvurabilecek.

Ortaöğretim Başarı Puanı Düşecek...

2009 ÖSS değişikliğini anlatan Özcan, sınav başarısını yüzde 21 etkileyen ortaöğretim başarı puanını aşağıya çekerek katsayı engelini azaltacaklarını söyledi..

2009 yılı Öğrenci Seçme Sınavı'na girecek yüzbinlerce öğrencinin merakla beklediği değişikliği YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan açıkladı. Üniversite yerleştirme puanında yüzde 21 katkısı olan Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı (AOBP) aşağı çekilerek katsayının etkisi azaltılacak. YÖK Genel Kurulu 2009 ve 2010 yılında yapılacak ÖSS değişikliği için perşembe günü karar verecek. Son toplantıda 2010 yılında yapılacak yeni sınav sistemiyle ilgili öneriyi tartışmaya açan YÖK, yarın yapılacak toplantıda da 2009 yılında yapılacak değişikliği belirleyecek. Toplantı öncesi SABAH'a konuşan Özcan 2009 yılı ÖSS'de yapmak istedikleri değişikliği şöyle anlattı: YÜZDE 5'E İNEBİLİR "Yüzde 21 katkısı olan ortaöğretim başarı puanını değiştireceğiz. Bunu aşağı çekmek istiyoruz. Çünkü bu puan hesaplanırken çocuğun sınıftaki başarısı, diğer öğrencilerin başarısı, okulun başarısı gibi çocuğun başarısının dışındaki bir çok etken hesaplanıy o r . Onları çıkarmak istiyoruz. Bunu yaparsak çocuğun kendi başarısı ortaya çıkacak. Eğer başarılıysa, alıp puanı istediği yere gidecek." AOBP'nin ne kadar aşağı çekileceğine YÖK üyeleri karar verecek. Özcan, "Üniversiteye yerleştirmede ortaöğretimin yüzde 21 olan katkısını Kurul'daki duruma göre aşağı çekeceğiz. 10-15 hatta 5 olabilir. Ben 2'ye inmesini isterim, hatta sıfıra, ancak kanun olduğu için kaldıramayız" dedi. AOBP'nin aşağı çekilmesi alanları dışında programları tercih eden öğrenciler için uygulanan düşük katsayı sistemini değiştirmeyecek. AOBP'nin ÖSS'ye yüzde 21 katkısı yüzde 10'a çekildiği takdirde (0.3), (0.8) çarpanları yine kullanılacak, ancak AOBP katkı oranı aşağı çekildiği için etkisi azalacak. Puanlar birbirine yaklaşacak. MESLEK LİSELİ YAŞADI Uğur Dershaneleri ÖSS Kooridanatörü Turgay Polat, AOBP'nın aşağı çekilmesinin başarılı öğrencilerin katsayı problemine takılmadan istediği bölüme girmesinin önünü açacağını söyledi. Polat şu örneği verdi: "Bir genel lise, bir meslek lisesinden iki öğrenci düşünelim. İkisinin de ÖSS puanı 300, AOBP'si 100 tam puan olsun. Bu iki öğrenci de bilgisayar mühendisliği tercih ettiğinde normal lise öğrencisinin yerleştirme puanı (0.8 katsayı ile çarpıldığı için) 380, meslek liseli öğrencinin yerleştirme puanı ise (0.3 katsayı ile çarpıldığı için) 330 oluyor. Arada 50 puanlık bir fark oluşuyor. Ortaöğretim başarı puanının katkısı yüzde 21'den yüzde 10'a düşürülürse normal liseli öğrenci 330, meslek liseli öğrenci ise 315 puan alır ve arasındaki puan farkı 15'e düşer."

27 Ocak 2009 Salı

Üniversiteli Kız Amerika Güzeli Oldu...

ABD’nin Las Vegas kentinde önceki gün gerçekleşen ‘Miss America’ güzellik yarışmasının birincisi 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Katie Stam oldu.

Tacını geçen senenin güzeli Kirsten Haglund'dan alırken, ağır bir grip geçirdiğini ve çok bitkin olduğunu söyleyen Stam, “Dün gece hiç uyumadım, kendimi bugün çok kötü ve çirkin hissediyordum. Birinci olduğuma inanamadım” diye konuştu. Indiana'da yaşayan Stam, ilaç alıp çıktığı yarışmadan, birincilik tacının yanı sıra 50 bin dolar (Yaklaşık 83 bin TL) kazanarak ayrıldı. 15 yaşından beri çeşitli güzellik yarışmalarına katıldığını söyleyen Katie Stam, haber spikeri olmak istediğini açıkladı. Yarışma yüzünden bir süredir okula gidemediğini söyleyen genç kız, bu yüzden bir an önce okula dönmeyi istediğini, eğitimine çok önem verdiğini de ekledi. Stam, Indiana'nın çıkardığı ilk Amerikan güzeli oldu. Daha önce 'Hoosier' takma adlı bu eyaletten hiç ABD güzeli çıkmamıştı.

Üniversite Öğrencisi Kemer Kurbanı...

Işık Üniversitesi Matematik Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Saruhan Kanbur, spor otomobiliyle Şile yolunda aşırı hız yapınca karşı yönden gelen araçlara çarptı.

Saruhan Kambur kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken gencin babası, "Kemer taktırmayı bir türlü başaramadık. Kemer taksaydı belki kurtulacaktı" diyerek ağladı. Şile'de bulunan Işık Üniversitesi Kampüsü'ndeki yurtta kalan Matematik Mühendisliği Yönetim Bilişim Sistemleri 3. sınıf öğrencisi Saruhan Kanbur, hafta sonunu evde geçirmek için Ataköy'e gitmek üzere saat 16.00 sıralarında yola çıktı. Kanbur, dönem başında aldığı Corvette Camaro marka spor otomobiliyle Şile-Çekmeköy yolunda aşırı hız yapınca bir anda otomobilinin hakimiyetini kaybetti.
AĞIR DARBELER ALDI Hızın da etkisiyle bariyerleri aşarak karşı şeride geçen Kanbur'un otomobili, önce askeri bir araca, ardından bir minibüse çarparak yolun kenarına savruldu. Olay yerine gelen itfaiye ve ambulans ekiplerinin ağır yaralı olarak araçtan çıkardığı genç, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Kemer takmadığı için çarpmaların etkisiyle göğsüne aldığı darbelerle ciğerleri parçalanan Kambur önceki gün hayatını kaybetti. ÖLMEDEN 5 DAKİKA ÖNCE Ataköy 5. Kısım Camii'nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazı öncesi taziyeleri kabul eden baba Hüsamettin Kanbur ile anne Neriman Kanbur'un güçlükle ayakta durdukları görüldü. İki araca çarpmasına rağmen Saruhan'ın vücudunda ciddi bir yara olmadığını söyleyen baba Kanbur, "Kemerini takmadığı için göğsüne aldığı darbelerle ciğerleri parçalanmış. O kadar söylememize rağmen maalesef Saruhan'a kemer taktırmayı başaramadık. Kemer taksaydı belki kurtulacaktı. Ölmeden 5 dakika önce annesiyle konuştu. Eve geliyorum dedi. Annesi de dikkatli kullanmasını söyledi. Yarım saat sonra kaza yaptığı haberini aldık" diye konuştu. Genç matematikçinin cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedildi. ''Yeni yapılan yol hatalı''Daha önce de aynı okulda okuyan iki gencin Şile yolunda hayatını kaybettiğini belirten baba Hüsamettin Kanbur, "Yol yeni yapılmasına karşın mühendislik hataları var. Saruhan, hızı seviyordu. Otomobili sağlam, yere basan bir otomobildi. Yolda bir tümseğe çarptı ya da bir su birikintisine girdi herhalde" dedi.

Öğretim Görevlisi Dolandırıldı...

Kadir Has Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Abdulkadir Özçelik, Milli İstihbarat Teşkilatı'dan aradığını söyleyen kişi tarafından dolandırıldı.

Kadir Has Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Abdulkadir Özçelik, cep telefonundan kendisine ulaşan ve MİT'ten aradığını söyleyen kişiye 11 bin TL'lik kontör gönderdikten sonra dolandırıldığını anladı. Toplam 144 ayrı telefon numarasına 2 saat içinde 72 bin kontör gönderen öğretim görevlisi, savcılığa başvurarak dolandırıcı hakkında suç duyurusunda bulundu. Son dönemde artan kontör dolandırıcılığına, polisin tüm uyarılarına rağmen bir yenisi daha eklendi. Dolandırıcıların son kurbanı ise bir öğretim görevlisi oldu. İlginç olay şöyle gelişti: Kadir Has Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışlan emekli astsubay Abdurrahman Özçelik'i özel numaradan bir kişi aradı. Arayan kişi, MİT Daire Başkanlığı'nda çalıştığını ve kredi kartından internette para transferi yapıldığının tespit edildiğini söyledi. Bu işlemin savcılık bilgisi dahilinde soruşturulduğunu da belirten şahıs, konuyla ilgili internet dolandırıcılarının takip edildiğini sözlerine ekledi. Gerekli işlemleri sürdürebilmek için vereceği telefon numaralarına kontör göndermesini isteyen dolandırıcı, bir gün sonra bu kontörlerin geri gönderileceğini anlattı. GSM operatörüne, kontör aldığı mağaza yetkililerine ya da herhangi bir kişiye bu işlemlerle ilgili bilgi vermemesini ve konuyu gizli tutmasını istedi. 144 CEP TELEFONU NUMARASINA KONTÖR GÖNDERDİ Fatih'te görev yaptığı üniversiteden çıkıp hemen Unkapanı'ndaki en yakın kontörcüye giden Özçelik, arayan kişinin verdiği telefon numaralarına teker teker kontör göndermeye başladı. 144 ayrı numaraya kredi kartı ile kontör gönderen Özçelik, 11 bin TL değerinde 72 bin kontörü yaklaşık 2 saat içinde kendisine verilen numaralara gönderdi. SON NUMARAYI ARAYINCA DOLANDIRILDIĞINI ANLADI Özçelik arayan kişinin verdiği 144 ayrı telefon numarasına kontör gönderdikten sonra durumdan şüphelendi. Son gönderdiği telefon numarasını arayıp da ulaşamayınca dolandırıldığını anlayan Özçelik savcılığa giderek şikayetçi oldu.

Eğitim Takvimine Ramazan Ayarı...

2009-2010 eğitim-öğretim yılının, ilk ve ortaöğretimde Ramazan Bayramı'ndan sonra belirlenecek bir tarihte başlayacağı bildirildi.

Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 2009-2010 eğitim-öğretim yılının, ilk ve ortaöğretimde Ramazan Bayramı'ndan sonra belirlenecek bir tarihte başlayacağını bildirdi. Çiçek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce eğitim-öğretim yılının Eylül ayının ortasında başlamasının öngörüldüğünü hatırlattı. Ramazan Bayramı tatili nedeniyle bu tarihte değişikliğe gidildiğini ifade eden Çiçek, eğitim-öğretim başlangıcının Ramazan Bayramı sonrasındaki bir tarihe alınmasına karar verildiğini ifade etti. Geçmişte köy ve şehir okullarının ayrı tarihlerde açılırken, daha sonra bu uygulama ülke genelinde ortak bir tarih olarak belirleniyordu. Bu arada, Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, bölgesel iklim şartları ve ekonomik faktörleri dikkate alarak, okulların il il farklı tarihlerde eğitim öğretime başlamaması ve bitmesi konusunda bir çalışma yapacağı öğrenildi.

Bilgisayar Geçleri Dünyaya Küstürüyor...

Küçük yaşta bilgisayarla tanışan çocuklar, yeterli önlem alınmazsa kısa zamanda bir 'bağımlı' haline dönüşüyor. Günde 30 dakika bilgisayar kullanmak çocuk için yeterli..

Son yıllarda, ailelerin çocuklarıyla ilgili duydukları endişelerin başında 'bilgisayar bağımlılığı' geliyor. Çünkü bu sorun gençlerin önce aile, sonra diğer sosyal ilişkilerini bozuyor. Bilgisayara bağımlı, fast-food tarzında beslenen, depresyona girmiş, iletişimi bozulmuş gençler, ailelerin psikiyatri uzmanlarına başvurmasına neden oluyor. International Hospital Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Ayas, gençleri yaşamdan koparan bilgisayar bağımlılığı, tedavisi ve konuyla ilgili önerilerini anlattı. * Çocukları ve gençleri bilgisayar bağımlılığından korumak için neler yapılabilir? Çocuklar bilgisayar başına çok küçük yaşlarda oturuyor. İlk başlarda eğlence için kullanılan bilgisayar, bir süre sonra çocukların sosyal alanlarda gelişimlerine zarar veriyor. Bunu engelleyebilmek için çocuğu, daha sosyal ilişkilerin yaşandığı grup oyunlarına ve spor faaliyetlerine yönlendirmek doğru olur. Diğer taraftan aile içi ilişkiler geliştirilmeye çalışılabilir. Aynı zamanda enerjisini harcayabileceği çalışmalar da bedensel gelişimi açısından faydalı olacaktır. * Çocukları, hangi yaşta bilgisayarla tanıştırmamız daha doğru? 5-7 yaş arasında tanışması uygun. Ancak günümüzde çocuklar üç yaşından itibaren bilgisayar ile tanışmaya başlıyor. Başlangıcı ne olursa olsun, çocuğun bilgisayar başında geçireceği zamanı 30 dakika ile sınırlamak gerekli. 7 yaşından sonra bu süre kademeli artırılabilir. * Peki kontrolü sağlamanın bir yolu var mı? Küçük yaşlarda denetimi sağlamak daha kolay olur. Yaş ilerleyince bazen aileler bilgisayarı kaldırmak, klavyeyi evden götürmek gibi davranışlar sergileyebiliyor. Ancak çocuğun bilgisayar üzerinde kontrolünü sağlamak için başlangıçtaki bu uygulamaların kaldırılarak, sorumluluk duygusunun geliştirilmesine fırsat tanınmalı. AİLEDE ÇATIŞMA OLABİLİR * Aileler çocuklarını bilgisayar bağımlığına karşı nasıl ikna etmeli? Hangi yöntemleri kullanmalı? Bilgisayar bağımlılarında sıkıntı, tepkilerde artma ve ders başarısında azalma görülebilir. Bu belirtiler görüldüğünde çocuk ile konuşarak, bu durumun ona zarar verdiğini anlatmak gerekir. Ancak ergenlik döneminde aile ile gencin arasında çatışmalar olduğundan, genç bu duruma tepkili yaklaşabilir. Bu durumda da sözünü dinleyebileceği bir büyüğü; dayı, teyze gibi ya da arkadaşları bu konuşmayı yaparak ona destek olabilirler. * Asosyal, odasından çıkmayan bağımlı çocuklara yaklaşım nasıl olmalı, bir hekim yardımına gereksinim duyuluyorsa genci bu konuda nasıl ikna etmeliyiz? Ailenin, gencin yakın bir arkadaşının desteğini de alarak bu soru ve sonuçları anlatması, kesin bir dille yardım alacağını söylemesi gerekiyor. İkna etmekte zorlanılırsa; en azından sadece bir görüşme yapılacağı, ondan sonrasındaki terapi sürecine kendisinin karar vereceği ifade edilebilir. Deneyimlerimiz göstermektedir ki, ilk motivasyon seansından sonra psikiyatri uzmanının çabalarıyla genç, kaygılarının yersiz olduğunu anlayıp genellikle terapiye devam kararını veriyor.

9 Yaşında Üniversite Okuyor...

9 yaşındaki dahi çocuk Ainan Cawley, periyodik tabloyu ve Pi sayısının 518 basamağını ezbere biliyor.

Singapur'da yaşayan İngiltere göçmeni bir ailenin oğlu olan Cawley, dünyanın en zeki çocuklarından biri olarak gösteriliyor. Küçük yaşına rağmen bilimin kimya, biyoloji ve fizik dallarıyla ilgilenen Cawley, 7 yaşındayken başarıyla tamamladığı yüksek öğrenim sınavlarından sonra şimdi de üniversitede kimya eğitimi alıyor.

26 Ocak 2009 Pazartesi

Çocuğunuzu Ödüle Boğmayın!

Yarıyıl tatilinde çocukların başarısını artırmak için basit ama etkili öneriler: Çocuğunuzla oyun gününüz olsun, kötü karne için bağırmayın, sakın hediyeye boğmayın!..

Çocuk gelişimi ve okul başarısının artırılmasına yönelik kitapları bulunan International Hospital'dan Psikolog Ferahim Yeşilyurt, 15 günlük yarıyıl tatili süresince ailelerin başarılı ve başarısız çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiğine dair ipuçları verdi, önerilerde bulundu: * Çocuğun karnesi zayıfsa aileler ne yapmalı, nasıl tepki vermeli? Çocuğun karnesinde zayıf olması doğaldır. Çünkü her öğrenci her zaman aynı başarıyı gösteremez. Aile içinde bu durumun bir değerlendirilmesi yapılabilir. Ve telafi için nelerin yapılabileceği tartışılabilir. Çok fazla tepki göstermek kadar, hiçbir şey yokmuş gibi davranmak da doğru değildir. Fazla tepki gösterildiğinde çocuklar, sevilmediklerini ve aileleri tarafından başarılı olmaları koşulu ile sevilebileceklerini düşünürler. Hiç tepki göstermeme ise çocuk tarafından ilgisizlik ve umursamazlık biçiminde yorumlanabilir. TEBRİK ETMEK YETERLİ * Başarısızlık cezalandırılmalı mı, başarılıya ödül verilmeli mi? Başarıya ödül verilebilir. Bu ödül çok sembolik ya da duygusal temelli olursa daha iyi olacaktır. Maddi ödülleri kullanmak ve pahalı ödüller almak yerine 'aferin', 'seninle gurur duyuyorum', 'tebrik ederim' gibi sözler faydalıdır. Ödüllendirmede aşırıya kaçılması ödülün değerini azaltacaktır. Bir süre sonra öğrenci ödüle ulaşmak için başlangıçtaki heyecanı duymayacaktır. Cezalandırma da önermiyoruz. Sevdiği aktivitelere küçük sınırlılık getirme işe yarayabilir. Ancak sert cezalandırmalar çocuk ile ailenin arasının açılmasına neden olabilir. Dengeli bir ödül-ceza sistemi ideal olacaktır. ZAYIF SON DEĞİLDİR * Kardeşlerden birinin karnesi iyi, diğerinin kötüyse ailenin tavrı ne olmalı? Genel olarak aile içerisinde günlük başarılar veya başarısızlıklar çok abartılmamalıdır. Yaşam bir yolculuk ve bu yolculukta bazen başarılı bazen başarısız olunabilir. Çocuklara bunu öğretmenin belki de tam sırası... Başarısızlığı dünyanın sonu gibi yorumlamak gereksizdir. Başarılı olanı tebrik edin, başarısı düşük olan kardeşe ise, gelecekte başarılı olabileceği yönünde konuşmalar yaparak moralini bozmaması gerektiğini anlatın. Abartılı tepkilerden kaçının. Kardeşleri birbiriyle kıyaslamak kesinlikle büyük hatadır. Çocuklarınızı eleştirmek yerine onları sık sık övmeyi unutmayın * Ders çalışma sorumluluğunu çocuğunuza bırakın. * Çocuğunuza 'tembel' ve 'başarısız' gibi yargılayıcı eleştirilerde bulunmayın. * Eleştirileriniz, 'Senden bir şey olmaz' gibi yıkıcı değil, yapıcı olsun. * Beden dili ve ses tonu ile verdiğiniz mesajlara dikkat edin. * Ders çalışması konusunda ısrarcı olmayın, sizinle inatlaşabilir. * Gereğinden fazla fedakarlıktan kaçının ve bunları hatırlatmayın. * Çocuğunuzdan beklentilerinizde gerçekçi olmaya çalışın. * Çocuğunuzu takdir edin, geçmişteki başarılarını vurgulayın. * Çocuğunuzu sık sık övün. Yerinde övgünün etkisi büyük olacaktır. * Evde huzurlu ve mutlu bir çalışma ortamı oluşturmaya çalışın. * Ders dışı konularla ilgili paylaşımlarda bulunun. Ortak zamanınızı sürekli onun dersleri hakkında konuşarak harcamayın. * 'Onun özgüvenini kazanmasına yardımcı olabildik mi?' diye düşünün. Ailece birarada zayıf karne toplantısı yapın * Çalışan anne-babalar, çocuklarının okul başarısı düşükse onlara nasıl sahip çıkmalı? Nelere özen göstermeli? Çalışan anneler çocuklarıyla yeterince ilgilenemedikleri için, zaman zaman suçluluk duygusu yaşayabilirler. Oysa bazı ev kadınları çocuklarıyla daha az ilgileniyor bile olabilir. Önemli olan çocukla geçirilen zamanın kalitesidir. Aile içinde bir zayıf karne toplantısı yapılarak bu sonucun ortaya çıkma nedenleri araştırılabilir. Kişiler üzerinde değil; sonuç üzerinde konuşmaya çalışarak, olayın kişiselleşmesi önlenmelidir. Sorgulama ve suçlama hatalarına düşmeden çözüme yönelik seçenekler konuşulabilir. Anne-baba da kendisini değerlendirmeli. Böyle bir davranış çocuğun kendisini reddedilmiş hissetmeden konuşmasına ve sorumluluğu kendi üzerine almasına katkıda bulunabilir. Başarısız çocuklar ne zaman psikoloğa gitmeli? * Bir önceki yıl başarılı, bu yıl başarısız olan çocuk için ne yapmalı? Çocuklar, özellikle ergenlik dönemi içerisinde hızlı değişen duygusal çalkantılar yaşarlar. Anne-baba, çocuğu ile konuşarak sorunun kaynağını belirlemeye çalışmalıdır. Aile ile çocuk arasındaki iletişim çatışmalı hale gelmişse, bir uzmandan yardım almakta fayda var. Öğrenci başarılı olmak istemesine karşın bir türlü istediği başarıyı elde edemiyorsa, bu durumdan sıkıntı duyuyorsa psikoloğa giderek yardım almak yararlı olur. Bazen öğrencinin farkında olmadığı bir sorunu olabiliyor. Takıntılar, depresyon, sosyal fobi gibi sorunlar öğrencinin başarısını önemli ölçüde engelleyebiliyor. Bu sözler sizi 'vıdı vıdıcı' anne-baba yapmaya yeter Bu tür yaklaşımlar ruh sağlığının bozulmasına neden olabilir: * Örnek vermeyin, kıyaslamayın: Bak Belgin Teyze'nin kızının karnesine, hepsi pekiyi! * Karneden dolayı cezalandırmayın: Cep telefonunu alma, tatile gitmesine, arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermeme gibi. * Fedakârlıklarınızı vurgulamayın: Biz senin için neler yaptık, ne kadar çok sıkıntıya katlandık. * Suçlamayın: Kimsenin yüzüne bakamaz olduk. Bu bize yapılmamalıydı! * Ümidinizi kesmeyin ve bunu ona söyleyin: Notların telafisi her zaman mümkündür, düzeltilebilir. Tatilde dinlensin mi ders mi çalışsın? Tatil formatından uzaklaşmamakta fayda var. Çünkü dinlenmek her öğrencinin hakkı. Ancak bir plan dahilinde zayıf olan derslere çalışmayı da sürdürmek faydalı olacaktır. Tatilin ilk günleri bolca dinlenmek, sonraki günlerde ise bir süre ders çalıştıktan sonra dinlenmek ve eğlenmek en ideali olacaktır.

Öğrencisiyle Görüntüleri İnternette!

18 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi ile sevişirken cep telefonuyla çekilen kayıtları internete düşen İngilizce öğretmenine velilerden tepki yağıyor.

35 yaşındaki İngilizce öğretmeni Miroslava Prillerova, 18 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Karel Kucera ile sevişirken, bir cep telefonuyla çekilen 5 dakikalık görüntüleri internette tık rekoru kırarken, veliler ayaklandı. Çek Cumhuriyeti'nin güneyindeki, Znojmo kentindeki olay üzerine veliler, okula akın etti ve öğretmenin derhal görevden alınmasını istedi. Ancak okul müdürü Miroslav Krivanek, olayın tüm ülkede yankılanmasından sonra kapısını aşındıran gazetecilere açıklama yapmak zorunda kaldı ve öğretmeni neden okuldan uzaklaştıramadığına açıklık getirdi. Müdür "Ne yazık ki öğrenci 18 yaşında, yani reşit sayılıyor. Olay, okul dışında meydana gelmiş ve bu açıdan da bir işlem yapmak mümkün değil. Yasalar, bu durumda yetersiz" dedi. Görüntülerin internette dolaşması üzerine rapor alarak izne çıkan skandal öğretmen, gazetecilere "Yıl başından bir gün sonraydı ve çok içkiliydim. Ne yaptığımı bilmiyordum" dedi. Ancak veliler, Eğitim Bakanlığı'na başvuruda bulunarak, böyle bir öğretmene çocuklarını emanet etmeyeceklerini bildirdi.

Üniversitelilere Ek Süre Verildi...

Kredi ve burs müracaatları sonrasında taahhüt senetlerinin tasdik ettirilerek Kredi Yurtlar Kurumu'na verilme süreci 28 Ocak Çarşamba'ya kadar uzatıldı.

Kredi ve burs müracaatları sonrasında taahhüt senetlerini zamanında tanzim ve tasdik ettiremeyen öğrenciler ile ikinci tahsiste burs, öğrenim ve katkı kredisi almaya hak kazanan öğrenciler için verilen ek süre bugün başladı. Bu durumdaki öğrenciler, taahhüt senetleri noterde tanzim ve tasdik ettirerek bugünden itibaren 28 Ocak Çarşamba gününe kadar YURTKUR'a teslim edecekler. Belgelerini teslim eden öğrencilere ödemeler 9 Şubat 2009 tarihinde yapılacak.

Yozgat'ta Liseli Kıza Korkunç Tuzak...

Yozgat'ta lise öğrencisi genç kız erkek arkadaşının kurbanı oldu. Genç kızı gezmeye çıktığı sevgilisi ve 2 arkadaşı önce dövüp sonra tecavüz ettiler.

Yozgat'ın Yerköy İlçesi'nde okulların yarı yıl tatiline girdiği gün korkunç bir olay gerçekleşti. Karnesini alan E.E. (16) adlı genç kız, içlerinde erkek arkadaşının da olduğu üç genç ile gezmeye çıktı. Emre İ. (19), İbrahim K. (20) ve O.B. (17) isimli gençler, E.'yi biraz gezdikten sonra ilçenin dışında bulunan inşaat halindeki bir okul lojmanına götürdü. BIRAKIP KAÇMIŞ Üç arkadaş E.E.'yi dövdükten sonra tecavüz etti. E.E.'yi inşaatta yalnız bırakarak evlerine giden gençler, kızın şikayeti üzerine tutuklandı. E.E.'nin erkek arkadaşı O.B., kız arkadaşıyla yalnız kalmak için bir eve gittiklerini söyledi. Daha sonra yanlarına gelen İbrahim K. ve Emre İ.'nin tehdit edip E.E.'ye tecavüz ettiğini söyleyen O.B., "Ben de korkup kaçtım" dedi.

Öğretmen Pornocu Çıktı!

Gündüzleri okulda öğrencilerine ders anlatan İtalyanca öğretmeni geceleri de porno yıldızı olarak çalışıyormuş...

İtalya`da, bir lise öğretmeninin gündüzleri okulda, akşamlarıda porno yıldızı olarak çalıştığı ortaya çıktı. İtalyan basınında çıkan haberlere göre, Anna Ciriani adlı öğretmen, Pordenone kasabasında bir okulda İtalyanca öğretmenliği yapıyor. Ciriani`nin porno görüntülerinin internete düşmesiyle birlikte öğrencilerinin eline geçtiğini kaydeden gazeteler, öğretmenin de sonunda gerçeği açıklamak zorunda kaldığını belirtti.

23 Ocak 2009 Cuma

Bilkent'li Ümit'in Kahreden Mesajları...

Önceki gün Uludağ'da kaybolan ve donarak ölen Üniversite öğrencisi Ümit Özgen son ana kadar kurtarılacağı umuduyla arkadaşına mesaj atmış.
Uludağ'da kaybolduktan sonra donarak hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ümit Özgen'in Uludağ'a birlikte geldiği yakın arkadaşı Sinan Uçkan'a, kaybolduktan sonra gönderdiği mesajlar, son ana kadar kurtulma umuduyla helikopter beklediğini ortaya koydu Özgen, Uçkan'a gönderdiği ilk mesajda, “Ya fişek yok mu?” diyerek, oteller bölgesini bulabilmek amacıyla bir fişek atılmasını istedi. Özgen, daha sonra “Acil helikopter, hava kararmadan bir saate donarım” yazılı mesajı yolladı. “Lütfen, donuyorum. Helikopter. Kendileri dedi. Ölüyorum Sinan” diye yazan Özgen'in, son mesajı, “Bir ışık görüyorum” oldu. Bu mesajdan 10 dakika sonra cep telefonunun şarjı biten Özgen, saatler sonra ekipler tarafından bulunmasına rağmen kurtarılamadı

Ostim'den Bir Proje Daha : ''Yentek''

Ostim'de yenilikçi teknik personel yetiştirme projesi (yentek) ile meslek edindirme projelerine bir yenisi daha eklendi.

ODEM tarafından hazırlanan; ostim tarafından yürütülen ve Atatürk Meslek Yüksek Okulu ve yenileşim derneği ortaklığı ile gerçekleştirilecek projede; meslek yüksek okulu mezunu 40 işsiz gencimize mesleki eğitim verilecek ve istihdamları sağlanacaktır. ODEM genel müdürü M.Burcu Öztürk; proje ile hedefimiz KOBİ'lerin rekabet güçlerin artırılması için gerekli insan kaynağının yetiştirilmesidir. Günümüzde KOBİ'lerin rekabet güçleri inovasyon kapasiteleri ile doğru orantılıdır. Artık sadece bir-iki yenilikçi ürünle rekabet avantajı sağlamak imkansız hale gelmiştir. hızlı bir değişimin söz konusu olduğu günümüz rekabet ortamında, yeni bir ürünün piyasadaki hâkimiyeti çok kısa sürmektedir. bir kobi'nin istikrarlı şekilde büyüyebilmesi için sürekli inovasyon yapması gerekmektedir. kobi'lerin, inovasyon çalışmalarını sonuçlandırarak, katma değer yaratan ürünler ortaya çıkarması için temel girdisi nitelikli insan kaynağı olan bir sürecin yürütülmesi gerekmektedir. inovasyon süreci üretim sürecinden farklı nitelikler gerektirmektedir. inovasyon sürecinin sonuçlandırılması için gerekli niteliklerin sadece üst düzey yöneticilerde olması ve ara elemanların bu sürece dahil edilememesi nedeniyle, sürecin sonuçlandırılması tamamen yöneticilerin çalışma ve çabalarına bağımlı kalmaktadır. bu da kobi'lerin istikrarlı bir büyüme için gerekli olan rekabet avantajını oluşturamamasına yol açmaktadır. özellikle küçük ve mikro ölçekli işletmelerde ise inovasyon sürecinin yürütülebilmesi ve sonuçlandırılması için gerekli nitelikler yöneticilerde bile bulunmadığından, hiçbir zaman büyümek için gerekli olan rekabet avantajı oluşturulamamaktadır. ''Yentek'' projesi kapsamında, tüm kobi'lerin kalıcı bir rekabet avantajı sağlamak için firmaların inovasyon sürecine katkı sağlayacak işletmeye ar-ge bilgisi, pazar ve rakip araştırma becerileri proje tasarım ve uygulama deneyim bilgisi, sınai haklar (patent-marka-tasarım) bilgisi ve becerisi olan; işletmeye bu alanlarda güncel bilgileri kazandıracak personel yetiştirileceğini söyledi Öztürk; katılımcılara teknik bilgilerin yanı sıra vizyon kazandırma amacı ile iletişim, ekip çalışması vb. kişisel gelişim konuları ile de desteklenecekleğini ayrıca çeşitli teknik gezilerin de proje kapsamında yer alacağını belirtti. Proje sonunda eğitim programını başarı ile tamamlayan kursiyerlerin projeye katılan firmalarda istihdamları gerçekleştirileceğini vurgulayan öztürk, işsiz olan gençlerimizin projeye başvurmak için aşağıdaki ön şartları sağlaması gerektiğini söyledi. Önşartlar : • myo mezunu olmak, • 19-24 yaşlarında olmak, • işsiz olmak, • eğitim ve oryantasyon çalışmalarına devamına engel olacak sağlık sorunları bulunmamak, • programı tamamladığı takdirde işe yerleştirilmek konusunda herhangi bir engeli/durumu olmayanlar, • mesleki açıdan gerekli altyapıya sahip olmak, • iletişim yetenekleri gelişmiş, öğrenmeye açık ve ekip çalışmasına uyumlu olmak. ODEM Danışmanlık Projelerini 2009 da Başlatıyor odem, kobilerin rekabet güçlerini arttırmasında yardımcı olmak üzere danışmanlık faaliyetleri ile firmalara destek verecektir. odem tarafından; 2009 yılı başlangıcı ile kobilere 1. satış-pazarlama ve markalaşma hizmetleri 2. yurt dışı pazarlara açılma ve müşteri bulunmasına yönelik çalışmalar, 3. kurumsallaşma süreci hizmetlerini verecektir. bu hizmetler, firma için sonuç-fayda odaklılık anlayışı ile projelendirilmiş olup cazip maliyet ve ödeme koşullarında sunulacaktır. Yapılacak firma ziyaretleri ile firmaların bu 3 alandaki taleplerine göre mevcut durum analizleri çıkarılacaktır. Bu analiz sonucuna göre, yapılabilecek tüm çalışmalar listelenecek ve çalışmaların getireceği tahmini verimlilik sonuçları da nicel olarak (satış cirosunu arttırılması, marka bilinirliğinin yaratılması, yurt dışı pazarlar bulunması, yurt dışı müşteriler bulunması gibi ) ortaya konacaktır. tüm bu çalışmalar firmaya ücretsiz olarak sunulacak ve yazılı olarak raporlanacaktır. Bu aşamadan sonra odem ile sözleşme imzalayan firmalarımıza, raporda sunulan tüm çalışmaları (eğitim-personelini yetiştirme- kayıt ve takip sistemini oluşturma-pazar araştırması- fuar katılımları-desteklerden faydalandırılması vb.) iş planı çerçevesinde uzman kişiler ile sunacaktır.

Hangi Kadroya Kaç Memur Alınacak...

IMF'yle yapılacak anlaşmanın çerçevesinin rakamları etkilemesi beklense de bu yıl devlet yine işsizlere en büyük umut kapısı olacak.

Yeni yılda devletin 70 bin memur alması bekleniyor. Aralık ayında yapılan "KPSS 2008/4 Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Kadro ve Pozisyonlarına Yerleştirme" için başvurular sona erdi. Bu çerçevede ortaöğretim, önlisans ve lisans mezunları için hemşireden güvenlik görevlisine, mühendisten avukata yaklaşık 23 bin memur alımı yapılacak. Her ne kadar başvuruları geçmiş yılda yapılsa da, bu rakamı da 2009'a eklersek alınacak memur sayısı 100 bini bulacak. 35-40 BİN ÖĞRETMEN ATANACAK Yeni yılda da en çok memur alımının öğretmen kadrolarında olacağı öngörülüyor. Öğretmen atamalarının önümüzdeki yıl 35-40 bine ulaşması bekleniyor. Öğretmenlik kadrolarına haziran-eylül döneminde atama yapılıyor. Ancak, bakanlıkça gerekli görüldüğü hallerde kadro imkânları ve ihtiyaç çerçevesinde bu dönem dışında da atama yapılabiliyor. Haziran ayında yapılacak Kamu Personeli Seçme Sınavı'nın ardından bu yıl da yeni atamaların yapılması bekleniyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ekim ayında 13 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapmıştı. Bu yıl da şubat ayında sözleşmeli öğretmen ataması yapılacak. İhtiyaca göre yapılan bu atamaların yine aynı seviyede olması bekleniyor. İlk defa aday öğretmen olarak atanacaklar Kamu Personel Seçme Sınavı'na katılma şartıyla öğretmenliğe atanıyorlar. Özel öğretim okullarında görev yapanlardan; vakıf veya özel üniversitelerde görev yapanlardan bakanlığa bağlı resmeğitim kurumlarına aday öğretmen olarak ilk defa atanacaklar da Kamu Personel Seçme Sınavı'na katılma şartıyla öğretmenliğe atanıyorlar. YURTDIŞINA OKUTMAN Bu arada MEB, 37 ülkeye okutman görevlendirmek için seçme sınavı yapacak. Sınava yükseköğretim kurumlarında veya bakanlıkta çalışan personel başvurabilecek. Başvuruda bulanacak adayların en az beş yıl devlet üniversitelerinde öğretim elemanı veya Milli Eğitim Bakanlığı'nda öğretmen olarak görev yapmış olması gerekiyor. Sınavla bine yakın öğretmenin yurtdışına okutman olarak atanması bekleniyor. Bu okutmanlar, Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen talepler doğrultusunda, 2009-2010 eğitim-öğretim yılı ve daha sonraki yıllarda yurtdışında bulunan üniversitelerin Türkoloji kürsüleri ile yurtdışı temsilcilikleri nezdindeki Türk kültür merkezlerinde görevlendirilecekler. Adayların son üç yıl içinde içinde her yıl en az iyi derecede sicil alması, disiplin cezalarının affı kanunuyla affedilenler hariç son on yılda uyarma ve kınama cezaları dışında disiplin cezası almamış olması gerekiyor. Adaylarda üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı/Türkçe, yabancı dil (İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça, Flamanca, Rusça, Farsça, İtalyanca, Portekizce, Lehçe, Slav dilleri veya hizmetin gerektirdiği diğer yabancı dillerin filoloji, dil ve edebiyat, mütercim-tercümanlık, yabancı dil öğretmenliği) bölümlerinin birinden mezun olması şartı aranıyor. Öğretmenlerin 23 Ocak 2009 tarihine kadar il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine müracaatta bulunması gerekiyor. Üniversitelerde görevli öğretim görevlileri/üyeleri ise başvurularını ilgili daire amirliğine yapacaklar. Ayrıca bakanlık Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nün 0312 413 16 89 ve 413 17 00 numaralı telefonlarından bilgi alınabilir. ÜNİVERSİTELERE PROFESÖR Yükseköğretim kurumlarına da bu yıl içinde 7-8 bin öğretim üyesi/görevlisi ve memur alınması bekleniyor. 17 üniversitede bu ay sonuna kadar ilk öğretim üyesi alımları yapılacak. Bu çerçevede Bartın Üniversitesi'ne iki doçent; Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'ne bir profesör, üç doçent; Nevşehir Üniversitesi'ne 6 yardımcı doçent; Ankara Üniversitesi'ne 3 profesör, 2 doçent ve 4 yardımcı doçent; Kastamonu Üniversitesi'ne 2 profesör, 4 doçent ve 10 yardımcı doçent; Hacettepe Üniversitesi'ne bir profesör, 3 doçent ve bir yardımcı doçent; Bingöl Üniversitesi'ne 2 uzman; Erciyes Üniversitesi'ne bir profesör ve 20 yardımcı doçent; Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'ne 4 profesör, 9 doçent ve 16 yardımcı doçent alınacak. Ayrıca Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne bir öğretim görevlisi, 22 araştırma görevlisi ve bir okutman; MuğlaÜniversitesi'ne 3 doçent; Kırklareli Üniversitesi'ne 13 profesör ve 15 doçent; Namık Kemal Üniversitesi'ne 4 profesör, 6 doçent ve 25 yardımcı doçent; Boğaziçi Üniversitesi'ne 9 öğretim görevlisi, 6 araştırma görevlisi ve 4 okutman; Hakkari Üniversitesi'ne 15 öğretim görevlisi, 12 okutman ve 4 uzman; Çukurova Üniversitesi'ne 2 araştırma görevlisi ve 2 uzman; Hacettepe Üniversitesi'ne ise 9 öğretim görevlisi ve 6 araştırma görevlisi alınacak. İlgili üniversitelerin internet sitelerinden başvuru şartlarına ilişkin detaylı bilgi alınabilir. 15 BİN POLİS ALINACAK Eğitim kadrosundan sonra en yüksek memur alımı emniyet teşkilatında olacak. Emniyet teşkilatı yeni yılda 15 bin polis alacak. Bunların 8 bin 500'ü üniversite mezunlarından seçilecek. Yıl içinde ihtiyaca göre yapılacak alımların özellikle KPSS sınavının ardından sonbahara doğru yapılması bekleniyor. Bu arada Emniyet Genel Müdürlüğü, 7'nci dönem polis meslek eğitimiyle 40'ı kadın toplam bin 40 polis alacak. Adaylar başvurularını ikamet ettikleri illerin emniyet müdürlüklerine 12-23 Ocak arasında yapabilecek. Polis adayları, belgeleriyle 23 Ocak Cuma günü saat 17'ye kadar şahsen başvurabilecek. Eksik belge, posta yolu veya başvuru zamanı geçtikten sonra yapılan müracaatlar ise kabul edilmeyecek. Polis meslek eğitimlerinin 7'nci dönemi 22 Haziran 2009'da başlatılacak. Eğitime, 2007 ve 2008 Kamu Personel Seçme Sınavı'nın (KPSSP3) birinden 60 ve üzerinde puan alan ve an az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar başvurabilecek. Eğitimlere bin erkek, 40 kadın olmak üzere toplam bin 40 asil aday, bu miktarların yüzde 30'u kadar yedek aday alınacak. ASKER OLACAKLARA FIRSAT Jandarma Genel Komutanlığı, sözleşmeli subay ve sözleşmeli bayan astsubay alacak. Adaylar başvurularını 1 Şubat-1 Nisan arasında yapabilecek. Jandarma muhabere, istihkam, ordu onatım, levazım, maliye, mühendislik (elektronik), mühendis (bilgi sistemleri) sınıfları için erkek adaylar; diş tabibi, eczacı ve öğretmen (hukuk) sınıfları içinse erkek ve bayan adaylar başvurabilecek. Lisans programlarından mezun olanların 27 yaşını (1 Şubat 1982 ve sonra doğanlar),lisansüstü öğrenimini tamamlamış olanların ise 32 yaşını (1 Şubat 1977 ve sonra doğanlar) doldurmamış olması gerekiyor. Başvurular için adaylar www.jandarma.tsk.tr internet adresinden müracaat edecek. Başvurusu kabul edilerek aday kaydı yapılanların isimleri ile sınav tarihleri ve yerlerine ilişkin bilgiler 20 Nisan'dan itibaren aynı internet adresinden duyurulacak. Sınavlar yazılı, ön sağlık muayene ve fiziki kabiliyet değerlendirme testi ve mülakat şeklinde üç aşamalı yapılacak. Yazılı sınav, 16 Mayıs'ta Ankara'da gerçekleştirilecek. Adaylar, sağlık ve fiziki kabiliyet değerlendirme testlerine ise 30 Mayıs'ta Beytepe'deki Jandarma Okullar Komutanlığı'nda alınacak. Mülakatlar 2-3 Haziran'da Anıttepe'deki Korgeneral Naci Tınaz Kışlası'nda yapılacak. Sözleşmeli astsubaylık için başvuracak bayan adayların 24 yaşını (1 Şubat 1985 ve sonra doğanlar) aşmaması gerekiyor. 17 Mayısta Ankara'da sınava alınacak olan adaylar, 31 Mayısta Jandarma Okullar Komutanlığı'nda ön sağlık muayene ve fiziki kabiliyet testlerine, 4-5 Haziran'da da Korgeneral Naci Tınaz Kışlası'nda mülakat sınavına tabi tutulacak. Jandarma sınıfında 40, bando sınıfında 2 olmak üzere toplam 42 sözleşmeli astsubay (bayan) alınacak. TANK ŞOFÖRÜ VEYA KOMANDO Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın tank şoförü ve istihkam sınıfı uzman erbaş ihtiyacını karşılamak amacıyla, en az lise ve dengi okul mezunu, halen askerlik hizmetini yapmakta olan veya başvuru tarihi itibariyle terhisinden 3 yıl süre geçmemiş olan adaylar arasından sınavla uzman erbaş statüsünde personel alınacak. Başvurular www.kkk.tsk.mil.tr internet adresinden yapılacak. Fiziki şartların önem taşıdığı başvuru koşulları bu adresten öğrenilebilir. Yazılı sınav, 25 Ocak 2009 saat 11'de başvuru sayısına göre merkezi olarak Ankara sınav merkezinde (tek merkez) veya Adana, Ankara, Balıkesir, Çorlu, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Konya, Kayseri, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (Girne) yapılacak. Yazılı sınavda başarılı olan adayların Ön Sağlık, Fiziki Kabiliyet Yeterlilik Testleri (FKYT) 10-28 Şubat 2009 tarihleri arasında Etimesgut Ankara'da, mülakatları ise 11 Şubat-2 Mart 2009 tarihleri arasında Kara KuvvetleriPersonel Temin Merkezi Komutanlığı Cebeci Ankara adresinde yapılacak. Jandarma Genel Komutanlığı ayrıca, bağlı birliklerinde istihdam edilmek üzere komando branşında uzman erbaş alacak. En az 8 yıllık ilköğretim/ortaokul veya dengi okul mezunu olma şartının arandığı başvurular için 26 yaşından gün almamış olmak gerekiyor. Ayrıca özel asayiş branşında acemi eğitimini tamamlayarak muvazzaf askerlik hizmetini Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli, Van, Batman, Ağrı, Kars, Ardahan, Iğdır, Hatay, Erzincan, Erzurum, Tokat, Elazığ, Malatya, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Sivas, Adıyaman, Gaziantep, Kilis illerinden birinde tamamlamış olmak şart koşuluyor. Adaylar, www.jandarma.tsk.tr adresini inceleyerek, istenen belgeleri eksiksiz olarak PTT/kargoyla veya şahsen en geç 2 Şubat 2009 günü mesai bitimine kadar J.Okullar K.lığı Uzman Erbaş Kayıt-Kabul Komisyon Başkanlığı 06835 Beytepe Ankara adresine ulaştıracaklar. Yazılı sınav 21 Şubat 2009 tarihinde yapılacak. Başarılı olan adaylar 22-27 Şubat 2009 tarihleri arasında ön sağlık, fiziki kabiliyet ve değerlendirme testi ile mülakat sınavına tabi tutulacaklar. EKONOMİYE UZMAN ARANIYOR Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü'nce taşra teşkilatında boş bulunan 80 adet muhasebe denetmen yardımcısı kadrosuna atama yapılmak üzere 21 Şubat 2009'da Ankara'da giriş sınavı yapılacak. Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) KPSSP 43 puan türünden 75 ve üzerinde puan alan; üniversitelerin en az dört yıllık lisans öğrenimi veren siyasal bilgiler, hukuk, iktisat, işletme ile iktisadi ve idari bilimler fakültelerini veya bunlara denkliği yetkili makamlarca kabul edilen yurtiçi veya yurtdışındaki öğrenim kurumlarından birini bitiren ve sınav tarihinde 30 yaşını doldurmamış olanlar başvuruda bulunabilecekler. Adaylar başvurularını, . muhasebat.gov.tr/basvuru/ internet adresinde yer alan iş talep formunu elektronik ortamda fotoğraf da ekleyerek doldurmak suretiyle 23 Ocak 2009 tarihi mesai bitimine kadar Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü Yer Değiştirmeye Tabi Personel Şubesi 2. Kat Dikmen Caddesi Kara Harp Okulu Kavşağı Dikmen Ankara adresine şahsen veya postayla yapabilecekler. MALİYE ALIMI SÜRDÜRECEK Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nce taşra teşkilatında istihdam edilmek üzere 150 adet milli emlak uzman yardımcılığı kadrosuna atama yapılacak. Bu doğrultuda 14 Mart 2009'da Ankara'da bir giriş sınavı yapılacak. Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) Puan No: KPSSP:42 bölümünden 70 ve daha yüksek puan almış olan; üniversitelerin en az dört yıllık lisans öğrenimi veren siyasal bilgiler, hukuk, iktisat, işletme ile iktisadi ve idari bilimler fakültelerini veya bunlara denkliği yetkili makamlarca kabul edilen yurtiçi veya yurtdışındaki öğrenim kurumlarından birini bitiren ve sınav tarihinde 30 yaşını doldurmamış olanlar başvuruda bulunabilecekler. Başvurular, 26 Ocak 2009'dan itibaren en geç 13 Şubat 2009 tarihi mesai bitimine kadar, istenilen belgelerle birlikte, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü İlkadım Cad. Dikmen Yolu Kara Harp Okulu Kavşağı Dikİşsizlerin men Ankara adresine şahsen veya postayla yapılabilir. İş talep formu, il defterdarlık milli emlak müdürlüklerinden veya internet üzerinden "www.milliemlak.gov.tr" adresinden temin edilebilir. Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı'nca da 14-15 Şubat 2009 tarihlerinde Ankara ve İstanbul'da hesap uzman yardımcılığı giriş sınavı yapılacak. "Kamu Personel Seçme Sınavı KPSSP54" bölümünden 80 ve daha üzeri puan alanlar 23 Ocak 2009 tarihine kadar başvurabilecekler. Sınava giriş şartlarını ve sınav konularını gösteren broşür ve "Giriş Sınavı Başvuru Belgesi", Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı Dikmen Caddesi Yeni Hizmet Binası Kat: 3 Ankara; Hesap Uzmanları Kurulu Ankara Grup Başkanlığı Atatürk Bulvarı No: 73 Kızılay Ankara; Hesap Uzmanları Kurulu İstanbul Grup Başkanlığı Necatibey Cad. No: 59 Karaköy İstanbul; Hesap Uzmanları Kurulu İzmir Grup Başkanlığı 1377 Sok. No:1 Kültür İşhanı Kat: 5 İzmir adreslerinden veya internet aracılığıyla www.huk.gov.tr ve www.maliye.gov.tr adreslerinden temin edilebilir. Sınava katılabilmek için isteklilerin, gerekli belgelerle birlikte 23 Ocak 2009 Cuma günü mesai saati sonuna kadar Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı'na bizzat veya postayla başvurmaları gerekiyor. DPT VE TÜRMOB SINAV AÇIYOR Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı steşarlığı da planlama uzman yardımcısı alımı için giriş sınavı yapacak. 32 adet kadro için başvuracak adaylarının doğum tarihinin 1 Ocak 1979 ve sonrası olması gerekiyor. KPSS'de aldığı puanlara göre sınava katılmaya hak kazandığı tespit edilen adayların listesi 13 Şubat 2009 gününden itibaren www.dpt.gov.tr internet adresinde yayınlanacak. İsteyenler DPT Müsteşarlığı'ndan da bizzat öğrenebilecekler. Sınava gireceklerin, www.dpt.gov.tr internet adresinden veya Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Personel Dairesi Başkanlığı, Necatibey Cad. No: 108, 06100 Ankara adresinden alacakları başvuru formunu doldurduktan sonra istenilen belgelerle başvurmaları gerekiyor. Yazılı sınav 22 Şubat 2009'da yapılacak. Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği de 14-15 Mart 2009 tarihlerinde Ankara, İstanbul ve İzmir illerinde serbest muhasebeci mali müşavirlik sınavları yapılacak. Bu sınava, stajını tamamlayan serbest muhasebeci mali müşavir aday meslek mensupları (stajyer), serbest muhasebeci ruhsatlı olanlar ve yasanın 6'ncı maddesine göre hizmetlerini stajdan saydıran adaylar katılacak. Sınavın yapılacağı yerler ve sınav programı illerde bulunan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası ve www.tesmer.org.tr internet adresi aracılığıyla duyurulacak. SGK VE THY DE ELEMAN ALACAK Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bu yıl 2 bin personel almayı planlıyor. Bu personelin özellikle Şırnak, Bitlis, Batman ve Siirt illerinde yoğunlaşması bekleniyor. Türk Hava Yolları da kabin memuru alacak. Adaylarda en az lise mezunu olmanın yanı sıra Almanca, Arapça, Bulgarca, Çince, Danca (Danimarka), Farsça, Flemenkçe, Fransızca, Gürcüce, Hintçe, Flamanca (Hollanda), İspanyolca, İtalyanca, Japonca, Korece, Lehçe, Macarca, Rumence, Ukraynaca, Portekizce, Rusça, Sırpça, Yunanca dillerinden en az birini ve İngilizce bilme şartı aranıyor. İstanbul ve Ankara ilinde ikamet etmeyi kabul etmek ve başvuru tarihi itibariyle 1 Ocak 1973 ile 31 Aralık 1989 tarihleri arası doğumlu olmak da aranan şartlar arasında. Başvurular internet üzerinden yapılacak. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürlüğü de merkez teşkilatlarında görevlendirmek üzere toplam 27 teknisyen, elektrikçi, kaynakçı, makinist yardımcısı, kule ve sondaj işçisi ile elektrikelektronik ve enstrüman teknisyeni alacak. TPAO Genel Müdürlüğü'nce istihdamı öngörülen 2 sistem operatörü, 2 laborant kimya teknisyeni, 1 kaynakçı, 2 elektrikçi, 4 makinist yardımcısı, 7 kule işçisi, 4 sondaj işçisi, 2 elektrik-elektronik teknisyeni ve 3 enstrüman teknisyeni Ankara'da ihtiyaç duyulan birimlerde görevlendirilecek. Kurum duyurusuna göre, 2008 yılı KPSS sınavına katılan lise ve dengi okul mezunları ile lisans mezunlarından en az 60 ve üzeri puan alan adaylar başvurabilecek. İş başvuruları herhangi bir İşkur Şube Müdürlüğü'nden veya internet üzerinden yapılabilecek. BELEDİYELER DE MEMUR ALIYOR Yerel seçimlerle birlikte mahalli idarelerin alımlarını da takip etmek gerekiyor. Bu alanda da ciddi sayıda eleman alınacağı belirtiliyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin ilanı bu konuda en taze örneklerden biri... Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 50 zabıta ve 200 itfaiye memuru alacak. Zabıta ve itfaiye memurluğu için müracaatlar 9-13 Mart 2009 tarihlerine kadar yapılacak. İtfaiye memurluğu sınavı 4-15 Mayıs, zabıta memurluğu sınavı ise 18-20 Mayıs tarihlerinde yapılacak. Adayların belediyeye başvuru yapabilmeleri için KPSS'den en az 50 puan almaları gerekiyor. Zabıta için başvuracak adayların 25, itfaiye için başvuracak adaylarınsa 30 yaşını aşmamaları şart.

15 Milyon Öğrenci Karne Alacak...

15 milyon öğrenci bugün karne alacak. İlk ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci ve 600 bine yakın öğretmen yarıyıl tatiline giriyor.

2008-2009 eğitim-öğretim yılının ilk dönemi bugün sona eriyor. Örgün eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrenciler, ilk yarıyıldaki çalışmalarının karşılığı olan karnelerini alacak ve yaklaşık 2 haftalık yarıyıl tatiline çıkacak. Eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, 9 Şubat 2009 Pazartesi günü başlayacak. Öğrenciler eğitim dönemini 12 Haziran 2009 Cuma günü alacakları karne ile 3 ay sürecek bir yaz tatiline girecek. Milli Eğitim Bakanlığı, geçen öğretim yılında ilköğretim öğrencileri için başlattığı 'sanal karne' uygulamasını bu yıl ortaöğretim öğrencileri için uygulayacak. İlk ve ortaöğretim öğrencilerine 'sanal karne' verilecek. Veliler, MEB'in 'www.meb.gov.tr' adresli internet sitesine çocuklarının TC kimlik bilgileri ile girerek karneleri görebilecek.

Özge İçin Tüm Rize Birlik Oldu...

Rize’nin Ardeşen ilçesinde yaşayan ve tekerlekli sandalyeye bağımlı olan 12 yaşındaki kız, öğretmenleri ve ailesinin yaptığı düzenlemelerle normal bir çocuk gibi yaşantısını sürdürebiliyor.

Ardeşen'in Işıklı köyünde yaşayan Nurettin ile Hediye Kan çiftinin üçüncü çocukları olarak dünyaya gelen Özge Kan'ın (12) 6 aylık olmasına rağmen yere basamaması üzerine yapılan doktor kontrolünde, kas hastalığı bulunduğu belirlendi.Bunun üzerine, ailesi, Özge'yi daha iyi tedavi ettirebilmek için 2001 yılında İstanbul'a taşındı. Burada yaklaşık 6 yıl kalan Kan ailesi çocuklarını tedavi ettirmeye çalıştı ancak bu mümkün olmadı. İki yıl önce memleketleri Ardeşen'e dönen Kan ailesi, tekerlekli sandalye olmadan bir yere gidemeyen Özge'yi evlerinin yakınındaki Gazi Mustafa Kemal İlköğretim Okulu'na kaydettirdi. Okulun fiziki şartlarının Özge için uygun olmadığını gören okul yönetimi, bazı düzenlemeler yaptı. Girişine engelli rampası yapılan okulun tuvaleti de engellilerin kullanabileceği duruma getirildi. Üçüncü katta bulunan Özge'nin sınıfı giriş katına alındı. Yazı tahtası da Özge'nin uzanabilmesi için daha aşağıya indirildi. Kan ailesi de kızları Özge'nin ikinci kattaki evlerine rahat çıkabilmesi için apartmanın dışına ilkel asansör yaptı. Baba Nurettin Kan, apartmanlarında asansör olmaması nedeniyle çocuklarını sürekli kucaklarında çıkarmak zorunda kalmaları nedeniyle arayış içine girdiğini belirterek, şunları söyledi: "Aslında apartman boşluğu olmasına rağmen asansör yapımı için kimseyi ikna edemedim. Bir gün sokakta bir kişinin balkonuna seyyar araçla odun çıkardığını görünce Özge için böyle bir şey yapabileceğimi düşündüm. Komşunun da yardımıyla Özge için asansör yaptık. Şimdi rahatlıkla ikinci kattaki evimize çıkıp inebiliyor." Anne Hediye Kan da Ardeşen'de çok mutlu olduklarını dile getirerek, "İstanbul'da ikinci adresimiz hastane idi. Kızımız çok sık hastalanıyordu ama burada çok mutlu olduğu için hemen hemen hiç hastalanmıyor" dedi. Bu yıl 5. sınıfta okuyan küçük Özge ise okulunda çok mutlu olduğunu belirterek, "3. sınıfa kadar okuduğum İstanbul'da sınıftan hiç çıkamıyordum. Hiç mutlu değildim. Burada ise öğretmenlerim de arkadaşlarım da çok iyi davranıyor. Rahatça dışarıya çıkıp arkadaşlarımla oynayabiliyorum" diye konuştu. Okul Müdürü Sezai Kesimal, Özge'nin annesinin geçen yıl okullarına başvurması üzerine fiziki şartları engelli bir çocuğa göre ayarladıklarını belirterek, şöyle konuştu: "İlk etapta engelli rampasını yaptırdık. Tuvaleti engelli çocuklara uygun hale getirdik. Daha sonra üçüncü katta olan 4. sınıfımızı zemin kata aldık. Öğretmen ve öğrencilerimizi bilinçlendirdik. Herkes Özge'yi bağrına basıp sahiplendi. Böylece 2 yıldır okulumuzda sıcak bir ortamda okumaya devam ediyor."

1 Polis ve Öğrenciler Yaralandı...

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ndeki protestoda olay çıktı.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ndeki protestoda, bir polis ile çok sayıda öğrenci yaralandı. Kendilerini "öğrenci kolektifi" diye isimlendiren grup, fakültede dün yaşanan olayları protesto etmek için fakülte bahçesinde toplandı. Grubun protestosuna izin verilmemesi üzerine, göstericiler, kaldırımdan sökülen taşlarla polise saldırdı. Polis, biber gazı ve tazyikli su kullanarak, göstericilere müdahalede bulundu. Bu sırada atılan taşlardan bir polis memuru yaralandı. Çok sayıda öğrencinin de yaralandığı olayda, güvenlik güçlerine ait iki aracın camları kırıldı. Atatürk Bulvarı'nın Ulus istikametine gidiş yönü ise bir süre trafiğe kapatıldı. Göstericilerin çöp bidonlarını yola devirerek, barikat kurmaya çalıştıkları görüldü. Çevik kuvvet ekiplerinin fakülte çevresinde aldığı geniş güvenlik önlemi sürüyor.

22 Ocak 2009 Perşembe

MEB'DEN SÖZLEŞMELİLERE ŞAKA GİBİ YANIT: "BÖYLE OLACAĞINI SÖZLEŞMELİLER BİLİYORDU"

Milli Eğitim Bakanlığı, Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği İçin Sözleşmeli Öğretmenlere Şubat Ayında "Hak" Vermesine Karşın, Bu "Hakkı" Çok Sınırlı Olarak Kullandırması ile İlgili Tepkilere Yanıt Verdi. MEB Personel Genel Müdürü Necmettin Yalçın "Şaka Gibi" Bir Yanıt Vererek, "Bugünkü Durumlarla Karşılaşabileceklerini Çok İyi Biliyorlardı" Açıklamasında Bulundu.
Milli Eğitim Bakanlığı, özür durumuna bağlı yer değişikliği için sözleşmeli öğretmenlere Şubat ayında "hak" vermesine karşın, bu "hakkı" çok sınırlı olarak kullandırması ile ilgili tepkilere yanıt verdi. MEB Personel Genel Müdürü Necmettin Yalçın "şaka gibi" bir yanıt vererek, "Bugünkü durumlarla karşılaşabileceklerini çok iyi biliyorlardı" açıklamasında bulundu.


Milli Eğitim Bakanlığı'nın sözleşmeli öğretmenlere özür durumuna bağlı yer değiştirme şansı verdiğini açıklaması sonrasında bu haktan çok sınırlı yararlandıracağının ortaya çıkması üzerine Türk Eğitim-Sen, söz konusu durumla ilgili MEB'e bir yazı yazdı. MEB Personel Genel Müdürü Necmettin Yalçın, tarafından yanıtlanan yazıda ise sözleşmelilere "verilmeyen" haklarla ilgili olarak ucu açık yanıtlar verildi.
-"BU DURUMLA KARŞILAŞACAKLARINI ÇOK İYİ BİLİYORLARDI"-
Yalçın, Şubat ayı özür döneminde toplam bin 133 boş pozisyon, sözleşmeli öğretmenlerin il içinde ya da iller arasında özür durumuna bağlı yer değiştirmeleri için İLSİS Kontenjan ModülüÂ'ne yansıtıldığını açıkladı. Yalçın, "Sözleşmeli öğretmenlerin istihdam edilişindeki asıl amaca uygun olması açısından bakıldığında, habere konu olan kadrolu ve sözleşmeli öğretmen eşler bu durumu atanmadan ya da görevlendirilmeden önce başvuru sürecinde mevcut kurallar çerçevesinde öncelikle atanmak/göreve başlamak yanında, daha sonra da bugünkü durumlarla karşılaşabileceklerini çok iyi biliyorlardı" savunmasında bulundu.
-"BU DÜZENLEMELER ÖĞRETMENLERİN YARARINA"-
Özür durumuna bağlı yer değiştirme döneminin, isteğe bağlı yer değiştirme olmadığını ifade eden Yalçın, önümüzdeki süreçte, isteğe bağlı yer değiştirme dönemi ile yaz tatili özür durumuna bağlı yer değiştirme döneminin de mevcut olduğunu söyledi.
MEB olarak yaklaşık 635 bin öğretmenin atama ve yer değiştirme haklarını kurallara bağlama, norm açığı ölçüsünde gerçekleştirme, iş ve işlemlerini yerine getirme görevini yürüttüğünü vurgulayan Yalçın, 15 milyon öğrencinin eğitim-öğretim hakkı ile ülke genelindeki dengeli öğretmen dağılımını gözetmek, buna göre planlamalar yapmak ve mevzuatını düzenleyerek hayata geçirmek sorunda olduklarının da altını çizdi.
Eğitim kurumlarımızda norm açığı ya da boş pozisyon bulunması durumunda hiçbir öğretmenin mağdur olmayacağını kaydeden Yalçın, "Kimseyi kuralsız, başvurusuz. hizmet puanı üstünlüğü esasına tabi tutmaksızın atamasını yapmak mümkün değildir. 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 61 ve 62'nci maddeleri bu duruma ilişkin düzenlemeleri getirmiştir. Bu düzenleme, öğretmenlerimizin zararına değil yararına olan bir düzenlemedir" dedi.
-"MEVZUATA GÖRE ÖĞRETMENLER MAĞDUR OLMUYOR"-
Yalçın, kadrolu ya da sözleşmeli öğretmenlerin ilgili mevzuat çerçevesinde "hiçbirine özür durumundan başvuru yapamazsınız" denilmediğini ve başvuruların engellenmediğini savundu. Yalçın, "Ancak. Maliye Bakanlığı ile yapılan çalışmalar kapsamında, öğretmenlerin yer değiştirme hareketlerinde; kadrolular için norm açığı, sözleşmeliler için de boş pozisyon bulunması gündeme gelmektedir. Norm açığı ya da boş pozisyon bulunan tüm eğitim kurumları Bakanlığımız İLSİS Kontenjan ModülüÂ'ne yansıtılmakta, öğretmenlerimizin tercihlerine sunulmaktadır. Bu nedenle, mevzuatımız çerçevesinde öğretmenlerimizin mağdur olmaları söz konusu değildir. Önümüzdeki yer değiştirme dönemlerinde norm açığı ya da boş pozisyon bulunması kaydıyla Özür durumlarına ilişkin başvuruların tamamının karşılanması mümkün olabilecektir" dedi.

ÖĞRENCİLER YARIN KARNE ALACAK

İlköğretim ve Ortaöğretim Okullarındaki Yaklaşık 15 Milyon Öğrenci ve 600 Bine Yakın Öğretmen, Yarıyıl Tatiline Hazırlanıyor. 2008 -2009 Eğitim -Öğretim Yılının İlk Dönemi, Yarın Sona Erecek.
İlköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci ve 600 bine yakın öğretmen, yarıyıl tatiline hazırlanıyor. 2008-2009 eğitim-öğretim yılının ilk dönemi, yarın sona erecek.
Örgün eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrenciler, ilk yarıyıldaki çalışmalarının karşılığı olan karnelerini alacak ve yaklaşık 2 haftalık yarıyıl tatiline çıkacak.
Eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, 9 Şubat 2009 Pazartesi günü başlayacak. Öğrenciler 12 Haziran 2009 Cuma günü karne alacak ve 3 aylık yaz tatili başlayacak.


Milli Eğitim Bakanlığı geçen eğitim-öğretim yılında ilköğretim öğrencileri için başlattığı "sanal karne" uygulamasını bu yıl ortaöğretim öğrencileri için uygulayacak.İlköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine "sanal karne" verilecek. Veliler, Bakanlığın "www.meb.gov.tr" adresli internet sitesine çocuklarının T.C. kimlik bilgileri ile girerek karneleri görebilecekler.
2009-2010 eğitim-öğretim yılının 7 Eylül 2009'da başlaması planlanıyor.
-SINAV TAKVİMİ-
Öğrenciler açısından 2008-2009 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, sınavlar nedeniyle ilk yarıyıldan daha yoğun geçecek.
Seviye Belirleme Sınavı, ilköğretim 6. sınıflar için 13 Haziran 2009, 7. sınıflar için 7 Haziran 2009 ve 8. sınıflar için ise 6 Haziran 2009 tarihlerinde yapılacak.
İlköğretim 5. sınıf ile liselerin 9, 10 ve 11. sınıflarında okuyan öğrencilerin katıldığı Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (DPY) 3 Mayıs 2009 tarihinde gerçekleştirilecek.
İlköğretim 8.sınıf için DPY sınavı 6 Haziran 2009, ilköğretim 7. sınıf için 7 Haziran 2009, ilköğretim 6. sınıf için ise 13 Haziran 2009 tarihlerinde düzenlenecek.
Üniversiteye giriş sınavı ise 14 Haziran 2009 tarihinde yapılacak.

15 MİLYON YARIN TATİLE ÇIKIYOR

2008 -2009 Eğitim Öğretim Yılının İlk Yarısı Yarın Sone Eriyor.
-2008-2009 eğitim öğretim yılının ilk yarısı yarın sone eriyor. İlköğretim ve ortaöğretim okullarında okuyan yaklaşık 15 milyon öğrenci ve 600 bine yakın öğretmen yarın yaklaşık iki hafta sürecek yarıyıl tatiline çıkıyor. İkinci dönem 9 Şubat'ta başlayacak. Veliler, karneleri MEB'in "www. meb.gov.tr" adresinden görebilecekler. 9 Şubat'ta başlayacak olar ikinci dönemde, milyonlarca öğrenciyi önemli sınavlar bekliyor.


2008-2009 eğitim öğretim yılının ilk dönemi yarın sona eriyor. Veliler çocuklarının karnelerini Milli Eğitim Bakanlığı'nın www. meb.gov.tr adresinden, çocukların TC kimlik no'sunu girerek görebilecekler. Ortaöğretim öğrencilerinin karneleri ilk defa bu yıl sanal ortama taşınırken ilköğretim ve ortaöğretim okullarında "karne üzerinde oynama" dönemi de bu eğitim döneminde tamamen sona ermiş oluyor.
-İKİNCİ DÖNEM 9 ŞUBAT'TA BAŞLIYOR-
15 milyona yakın öğrenci ve 600 bin öğretmen 26 Ocak-6 Şubat 2009 tarihleri arasında iki haftalık tatil yapacaklar. İkinci dönem ise 9 Şubat 2009 tarihinde başlayacak. 2008-2009 eğitim-öğretim yılının son ders zili ise 12 Haziran 2009'da çalacak. 2009-2010 eğitim-öğretim yılının başlama tarihi ise 7 Eylül 2009 olarak belirlendi
Öğrenciler, bu eğitim-öğretim yılının ikinci yarısını sınavlara hazırlanarak geçirecek. Anadolu, fen ve sosyal bilimler liselerinde okumak isteyen ilköğretim son sınıf öğrencileri, Haziran ayında yapılacak SBS'ye girecekler.
-ÖĞRENCİLERİ SINAVLAR BEKLİYOR-
İlköğretim 5. sınıf ile liselerin 9, 10 ve 11. sınıflarında okuyan öğrencilerin katıldığı Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (DPY) 3 Mayıs 2009 tarihinde gerçekleştirilecek. SBS ise Haziran ayında yapılacak. İkinci eğitim dönemindeki sınavlar ise şöyle:
"-Açık İlköğretim Okulu 2. Dönem Sonu Sınavı: 11-12 Nisan 2009
-Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (5. sınıf ile 9, 10 ve 11. sınıflar): 3 Mayıs 2009
-Açık Öğretim Lisesi 2. Dönem Sonu Sınavı, Mesleki Açıköğretim Lisesi 2. Dönem Sonu Sınavı, Açık İlköğretim Okulu Not Yükseltme Sınavı: 16-17 Mayıs 2009
-Seviye Belirleme Sınavı (8. sınıf), Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (8. Sınıf), Polis Koleji Aday Tespit Sınavı: 6 Haziran 2009
-Seviye Belirleme Sınavı (7. sınıf), Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (7. Sınıf): 7 Haziran 2009
-Seviye Belirleme Sınavı (6. Sınıf), Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (6. Sınıfı): 13 Haziran 2009."

21 Ocak 2009 Çarşamba

Eğitime Yüzde Yüz Zorunlu Destek

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, eğitim alanına yapılacak yatırımlar amacıyla başlattığı “Eğitime Yüzde 100 Destek” kampanyası “zorunlu” oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın, eğitim alanına yapılacak yatırımlarda özel sektör ve yurttaşların da gönüllülük esasıyla katılımının sağlanması amacıyla başlattığı “Eğitime Yüzde 100 Destek” kampanyası “zorunlu” oldu. İstanbul'da Küçükçekmece Kaymakamlığı, kendisine bağlı tüm okullara bir yazı göndererek, her okulun “Eğitime Yüzde 100 Destek” kampanyası kapsamında 1 Şubat'a kadar 750'şer TL ödeme yapmasını emretti. Son yıllarda eğitim alanında uygulamalarda yapılan değişiklikler nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi paralı hale getirmekle ve ticarileştirmekle eleştirilirken; işadamlarının, vergi muafiyetiyle teşvik edilerek eğitime desteğinin sağlandığı “Eğitime Yüzde 100 Destek” kampanyasında okullardan zorla para alınmaya başlandı. -“İLÇEMİZİN FARKINI GÖSTERELİM, 750 TL YATIRIN”- Küçükçekmce Kaymakamlığı, kendisine bağlı bulunan tüm okullara bir yazı gönderdi. Yazıda, İstanbul'da ilçe öğrenci meclislerinin “Eğitime Yüzde Yüz Destek” kampanyasına katkı yapmak amacıyla toplanan paraların yeterli olmadığı belirtilerek, “İlçemizin diğer ilçelerden farkının ortaya konulabilmesi, İstanbul geneli ortalamasına ulaşılabilmesi amacıyla 1 Şubat 2009 tarihine kadar okulunuz adına 750 TL 'bağış' miktarının İl Milli Eğitim Müdürlüğü hesabına yatırılması” ifadesi kullanıldı. -EĞİTİM-İŞ: “ÖĞRENCİ MÜŞTERİYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”- ANKA'ya konuyla ilgili açıklamada bulunan Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli ise, okulların elektrik, su, telefon, yakıt giderlerinin okul aile birlikleri tarafından karşılandığını söyleyerek, gönüllülük esasına dayanan Eğitime Yüzde 100 Destek Kampanyasına katılımın Valiler ve Kaymakamlar tarafından zorunlu bağış kampanyasına hatta yarış kampanyasına dönüştürüldüğünü kaydetti. Anayasa'ya göre devlet okullarının parasız olduğunu anımsatan Adıbelli, “Devleti yönetenler Anayasaya aykırı iş görmeye devam etmektedirler. Eğitim kurumları birer 'ticarethaneye', okul müdürleri 'tüccara', öğretmenler 'tahsildara', öğrenci ve velisi, 'müşteri' durumuna düşürülmüştür. Para veremeyen öğrenciler rencide edilmekte, bu durum psikolojileri üzerinde de ağır etkilere neden olmaktadır. Okullarda toplanan paraların devamsızlık nedeni haline geldiği, para veremeyen kimi öğrencilerin dersi astığı da bilinmektedir. Bir an önce bu yanlıştan dönülmeli, bu uygulayamaya son verilmelidir” dedi.

Obama'nın Okulunda Bayram Var!

Dün yemin ederek göreve başlayan ABD'nin yeni başkanı Barak Obama'nın Cakarta'taki sınıf arkadaşları kendisinin başkanlığını okulada verdikleri parti ile kutladılar.

ABD'nin dün yemin ederek göreve başlayan Başkanı Barack Obama'nın Endonezya'nın başkenti Cakarta'ta okuduğu okuldaki sınıf arkadaşları okulda toplanarak, Obama'nın başkanlığını kutladı. Başkentin merkezindeki Menteng mahallesinde bulunan Besuki İlkokulunda 1960'larda okuyan Obama'nın sınıf arkadaşlarıyla mevcut öğrencilerden oluşan 200 kişilik grup, o dönemde "Barry" diye çağrılan arkadaşlarının ABD'nin 44. başkanı olmasından büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Bugün milletvekili olan Dewi Asmara Oetojo, "Çocukluğumuzun bir parçası olan Barry'nin dünyanın en güçlü ulusulunun başkanı olmasından elbette gurur duyuyoruz" dedi ve Obama'nın çocukken de lider ruhlu olduğunu kaydetti. Okuldaki kutlamaya katılan ABD'nin Cakarta Büyükelçisi Cameron Hume da büyük tezahüratla karşılandı. Büyükelçi, Obama'yı Cakarta'da ağırlamak istediklerini, o zaman okulunu da ziyaret edebileceğini belirtti. Arkadaşlarının Barry diye çağırdıkları Obama 4 yıl, 6 yaşından 10 yaşına kadar Endonezya'da oturmuştu.

Karne Baskısı Bunalıma Sokuyor...

Patnos Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Sinan Demir, karnesinde zayıf olan öğrencilere baskı yapılmaması, başarılı olan öğrencilerin de ölçülü ödüllendirilmesi gerektiğini söyledi.

Sinan Demir, yüksek başarı beklentisi, başarının sadece notlarla değerlendirilmesi, ilgi ve yetenekler gözetilmeksizin öğrencinin her dersten başarılı olmasının beklenmesinin, öğrenci üzerinde yoğun baskı oluşturduğu gibi başarısını da etkilediğinin altını çizdi. Demir, yoğun baskıyla başa çıkamayan öğrencinin bir süre sonra başarısızlıkların sebebini kendi yapısında arayabileceği gibi buna bağlı olarak kendilerini başarısız, yetersiz, işe yaramaz gibi olumsuz sıfatlarla etkileyebileceklerini ifade etti. Ailelere önemli sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Demir, ''Aileler, sadece karnedeki notlara bakarak çocuğun başarısını ya da gelişimini değerlendirmek yerine çocukta baskın olan ilgi ve yeteneklere odaklanmalı. Örneğin çocuğun karnesinde sözel ağırlıklı dersler daha iyiyken, sayısal ağırlıklı ders notları daha düşük olabilir. Bu durumda öğrenciye kızmak ve onu yargılamak yerine onun ilgi ve yeteneklerine odaklanılmalıdır.'' diye konuştu. Çocukların değerinin karneyle ölçülmemesi gerektiğini belirten Demir, çocuğa 'karnen nasıl olursa olsun, sen bizim için daima değerlisin' mesajı verilmesi gerektiğini kaydetti. Demir, ''Karneler alındıktan sonra yapılan en önemli hatalardan biri de çocuğunu başkasıyla kıyaslamaktır. Çocuklar çoğu kez kendilerini bir kıyaslama içinde bulurlar. Çocuğu, kardeşleriyle, akrabalarıyla, sınıf arkadaşlarıyla ya da komşu çocuklarıyla kıyaslamak öğrenciyi olumsuz etkiler. Kıyaslama, çocuğun kendini değersiz hissetmesine ve derslerden daha da uzaklaşmasını sağlayacağı gibi aileye karşı da öfke geliştirmesine neden olabilir.'' ifadesini kullandı. İyi bir karne getiren öğrenciyi ödüllendirirken de aşırıya kaçmamaya özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Demir, şunları söyledi: ''Maddi ödüllerden çok manevi ödüllere başvurmak daha yararlı olacaktır. 'Aferin kızıma', 'Tebrik ederim', 'Seninle gurur duyuyorum' gibi ifadelerle de çocukları ödüllendirmek mümkün. İyi bir karne bazen aileleri daha da hırslandırabilir. Çocuğu yoğun bir çalışma temposuna sokmak için zorlayabilir. Tatilin büyük bir kısmını ders çalışarak geçirmesini isteyebilir. Elbette ki bu çocuğu olumsuz etkileyecektir. Çocuklar tatillerini doyasıya yaşabilmeli ama bunun yanında zaman zaman tekrarlar yapılarak, derslerden uzaklaşmaması da sağlanmalıdır.''

Şırnak'ta Okul Kundaklandı...

Şırnak’ta bir ilköğretim okulunun müdür odası kundaklandı. Öğretmenler odasına bırakılan notta ise eylemin okul müdürüne karşı PKK adına yapıldığı yazıyordu.

Şırnak'ın Güçlükonak İlçesi'ne bağlı Karalar Beldesi'nde bulunan 31 öğretmenin görev yaptığı Karalar İlköğretim Okulu'na dün saat 21.00 sıralarında kimlikleri belirlenemeyen kişi veya kişilerce kapısı kıralarak girildi. Okul Müdürü Ali Sidar'ın odasını ateşe veren saldırganlar, duvarda asılı müdürün fotoğrafının üzerine de çarpı işareti attı. Saldırganlar öğretmenler odasına bıraktıkları el yazısında ise, 'Biz bu eylemi müdür ve yandaşlarına karşı PKK adına yapıyoruz' denildi. Saldırganlar olay yerinden ayrılırken, okuldan dumanların yükseldiğini gören vatandaşlar kendi imkanlarıyla yangını büyümeden söndürdü. Güvenlik güçleri okula düzenlenen kundaklamayla ilgili soruşturma başlattı. Güçlükonak Kaymakamı Ahmet Arık ve ilçe Milli Eğitim Müdürü yetkilileri incelemelerde bulundu. Açıklama yapan Güçlükonak Kaymakamı Ahmet Arık, okula giren bazı kişilerin müdür odasında yangın teşebbüsünde bulunduğunu, çok ciddi bir durum olmadığını belirterek, “Müdürün odasında yangın çıkarıldıktan sonra bir not bırakılmış. Bizim ilk incelememizde edindiğimiz izlenim bu işin tehdit amaçlı örgütünde adı kullanılarak kişisel bir durum olduğuyla ilgili. Ama net bir şey söylemek henüz erken, güvenlik güçlerinin araştırmaları devam ediyor” dedi. Yarı yıl tatiline 3 gün kala okuldaki kundaklama yüzünden okul tatile erken sokuldu.

Karnesini Alamadan Canını Verdi...

Ataköy'de ilköğretim öğrencisi bir çocuk, yoldan karşıya geçerken otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti.

Ataköy'de ilköğretim öğrencisi bir çocuk, yoldan karşıya geçerken otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti. Cuma günü karne alacak olan Ataköy İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi 13 yaşındaki Rasim Can Güloğlu, sabah saat 07.40 sıralarında Ataköy Galleria yakınlarında yoldan karşıya geçmek istedi. Servisi kullanmayıp okula bir arkadaşı ile yürüyerek gitmek isteyen ilköğretim öğrencisi, K.İ.'nin kullandığı Polo marka otomobilin altında kaldı. Talihsiz çocuk olay yerinde can verdi. Olay yerine çok yakın oturan küçük çocuğun ailesi, cesedin başında sinir krizi geçirdi. Sürücü gözaltına alındı.

İzgaz'ın Satışına Üniversitelilerden Tepki...

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin Fransız firması Gaz de France Suez'e sattığı İzmit Gaz A.Ş.'nin devir protokolünün imzası sırasında iki üniversiteli kız, belediyeyi birbirine kattı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin bir süre önce ihaleye çıkararak 549 milyon dolara Fransız firması Gaz de France Suez'e sattığı İzmit Gaz A.Ş.'nin (İzgaz) bugünkü devir protokolünün imzası sırasında iki üniversiteli kız, belediyeyi birbirine kattı. Halkevleri Derneği üyesi olduklarını söyleyen iki öğrenci 'İzgaz'ı satanlar vatan hainidir' diye bağrıp Fransız firmasının temsilcisine yumurta attı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, bir süre önce yapılan ihale ile özelleştirilen İzgaz'ı, Fransız firması Gaz de France Suez'e 549 milyon dolara sattı. Kentteki siyasi parte ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin büyük bir bölümünün karşı çıkmasına ve satışın iptalini istemesine rağmen Fransız firması dün 317 milyon doları Botaş'a, 232 milyon doları da Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin kasasına girmek üzere toplam 549 milyon doları yatırdı. Bugün de İzgaz A.Ş.'nin devri gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li İbrahim Karaosmanoğlu, devir sırasında yaptığı konuşmada birçok kişinin karşı çıkmasına rağmen, kanun gereği bu özelleştirmeyi yapmak zorunda olduklarını söyledi. İzgaz'ın satışının da ideal koşullarda gerçekleştirildiğini ileri sürdü. Fransız firmasının temsilcisi Eric Stab ise İzgaz'da hizmet ve kaliteyi daha da arttıracaklarını söyledi. YUMURTALI PROTESTO Devir töreninin ardından imzalar atıldıktan sonra, Halkevleri Derneği üyesi olduklarını söyleyen ve adları açıklamayan Kocaeli Üniversitesi öğrencisi 2 kız, ellerindeki dövizlerle Büyükşehir belediyesi binası önünde sloganlar atmaya başladı. 'İzgaz'ı satanlar vatan hainidir' diye bağıran iki öğrenci, daha sonra merdivenlerden inen Fransız firması temsilcisi Eric Stab'a yumurta fırlattı. Ancak yumurtalar isabet etmedi. Kız öğrencilerin bu protestosu üzerine belediyenin zabıta ekipleri ile özel güvenlik görevlileri hemen onların çevresini sararak etkisiz hale getirmeye çalıştı. Öğrenciler, üniversite öğrencilerinin faturaları ödeyemedikleri için soğukta oturduklarını, özelleştirme ile dogalgaz fiyatlarının daha da artacağını ileri sürdü. Protestocu öğrenciler, belediye önüne gelip çadır kuracaklarını da söyledi. Haklarında herhangi bir işlem yapılmayan 2 öğrenci daha sonra belediyeden ayrıldı.

19 Ocak 2009 Pazartesi

Yasak Ama Uygulayan Yok...

13 ilde yasak olmasına rağmen binlerce öğrenciye SBS denemesi yapıldığı ortaya çıktı. Özel bir şirkete yaptırılan sınavdan kişi başı 125 TL ücret alındığı ortaya çıktı.

Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda Seviye Belirleme Sınavı (SBS) deneme sınavı yapılmasını yasaklarken, yüzü aşkın okulun özel bir şirketle anlaşarak yasağı deldiği ve binlerce ilköğretim öğrencisine yasal olmayan bir şekilde deneme sınavı yaptığı ortaya çıktı. Ankara Çankaya'da Gaziosmanpaşa Necla-İlhan İpekçi İlköğretim Okulu velilerinden gelen şikayet, 13 ilde yüzden fazla okulda yasak olmasına rağmen SBS denemesi yapıldığını ortaya çıkardı. ÖĞRENCİ BAŞINA 125 TL ALINDI Yasak olan sınavın maliyeti de öğrencilere yüklendi. Örneğin Ankara Çankaya'da Gaziosmanpaşa Necla-İlhan İpekçi İlköğretim Okulu'nda 6,7 ve 8. sınıf öğrencilerinin her birinden 125 TL sınav ücreti toplandı. 1025 öğrencisi bulunan okulda toplanan ücretler okul Aile Birliği üzerinden sınavı yapan şirkete aktarıldı. Deneme sınavı sonuçlarının her ders için karne notu olarak değerlendirilmesi ve karneye de ders notu olarak geçirilmesi üzerine veliler şaşkına döndü. Karne notu olan deneme sonuçları "www.e-karne.net" adlı bir adreste özel şirket tarafından yayınlanırken, öğrenciler notlarını öğrenmek için bakanlığın sitesi yerine bu adrese girmek zorunda kaldı.Velilerin şikayeti üzerine görüştüğümüz okul yöneticileri Verda Yayınları adlı özel bir şirketle anlaştıklarını belirtti. ÖĞRETMENLERİN ORTAK KARARI Çankaya'daki okullara deneme sınavı yapan Verda Yayınları'nın sahibi Rıfat Rençber, sınav ücretlerinin okul aile birliğinden tahsil edildiğini belirtirken uygulamayı Türkiye genelinde yüzlerce okulda okul müdürlerinin talebi üzerine yürüttüklerini söyledi. Rençber, "Öğretmenlerin ortak olarak aldığı zümre kararı ile bu sınavları yapıyoruz" diye konuştu. Ankara'nın Çankaya ilçesinde Dr. Reşit Galip İlköğretim Okulu, Gaziosmanpaşa Necla-İlhan İpekçi İlköğretim Okulu, Seyranbağları İlköğretim Okulu, Tevfik İleri İlköğretim Okulu yasak olmasına rağmen öğrencilere deneme sınavı uygularken, toplam 13 ilde yüzü aşkın okulda aynı uygulamanın yapıldığı belirlendi. ''Hocalarımız yaşlı mecburen yaptırdık'' Yasal olmayan deneme sınavını yapan okullarda öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı'nın e-okul sistemi ile muhatap olmadığı ve deneme sınavını yapan DataSoft Bilgisayar-Okul Yönetim Yazılımları-Sınav Hizmetleri adlı şirketin yetkililerinin okulların tüm "E-okul" işlemlerini hallettiği de belirtildi. Şirket ayrıca devamsızlık bilgileri girişi, kimlik ve veli bilgileri girişi, personel bilgilerinin bilgisayar ortamında tutulması, yöneltme bilgilerinin bilgisayar ortamında tutulması, karne ,takdir, teşekkür ve diplomaları da hazırlıyor. Okul müdürleri özellikle ileri yaşta olan öğretmenlerin internet kullanımını bilmediklerini ve bu uygulamanın işlerini kolaylaştırdığını savunuyor. Yüzbinlerce liraya malolan SBS deneme sınavı sadece yıl sonunda SBS'ye girecek olan 6-7 ve 8. sınıflara yapılmıyor. İlköğretim 2,3,4,5. sınıf öğrencileri de ücret karşılığı sınava alındı. Okuluna göre not SBS'deki gibi 23 Türkçe, 20 Matematik, 20 Fen ve Teknoloji, 20 Sosyal Bilgiler, 17 İngilizce olmak üzere toplam 100 soru soruldu. Örneğin Türkçe'den o okulda en çok doğru yanıt veren öğrencinin karne notu 100 yazılırken, diğer öğrencilerin notları da buna göre sıralandı. Genelgeyle yasaklan SBS deneme sınavı 13 ilde yapıldı Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik 3 Kasım 2008 tarihinde bir genelge yayınlayarak, öğretim programlarınının amacına hizmet etmeyeceği gerekçesiyle, dönem içinde veya yıl sonunda okullarda seviye tespit ve başarı değerlendirme sınavlarının yapılmaması talimatı vermişti. Valiliklere gönderilen genelgeye rağmen, birçok okul müdürü Bakan Çelik'i dinlemedi. Okullara deneme sınavını yapan özel şirketin sahibi Rıfat Rençber'in eski Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu ile yakınlığı da dikkat çekti. Rençber, 3 Kasım 2002'de eski Bakan Bostancıoğlu'nun kurduğu Yeni Türkiye Partisi'nden Ankara'da milletve-kili adayı olmuştu. Ancak ne Ankara birinci sıra adayı Bostancıoğlu ne de 15. sıra adayı Rençber TBMM'ye giremedi. Verda Yayınları'na ait internet sitesinde 13 ilde SBS denemesi yapan okulların listesi var. Şu illerde 100'ü aşkın okul aynı yayınevinden, Bakan Çelik'in yasakladığı SBS deneme sınavını yapıyor: Adana, Aksaray, Ankara, Bursa, Elazığ, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Manisa, Mersin, Osmaniye, Sakarya, Şanlıurfa.

İÜ'de Devir Teslim Gerçekleşti...

İstanbul Üniversitesi'nde devir teslim töreni düzenlendi. Rektörlük binasında gerçekleşen törenle Prof.Dr.Mesut Parlak görevi Prof.Dr.Yunus Söylet'e teslim etti.
window.google_render_ad();
İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında gerçekleşen törenle Prof.Dr.Mesut Parlak görevi Prof.Dr.Yunus Söylet'e teslim etti. Mesut Parlak yaş haddinden emekli olurken Prof.Dr.Söylet önümüzdeki 4 yıl boyunca rektörlük görevini yürütecek. İstanbul Üniversitesi'de 28 yıl sonra ilk rektörlük devir teslim töreni gerçekleştirildi. Sıcak bir ortamda gerçekleşen törene eski ve yeni rektörün yanısıra çok sayıda öğretim görevlisi katıldı. Prof.Dr.Mesut Parlak üniversitenin temsili anahtarını ve mührünü yeni rektör Söylet'e teslim etti. Söylet'e başarılar dileyen Parlak, "Bu kutsal emaneti sağlık içinde devredebildiğim için çok mutluyum" dedi. İstanbul Üniversitesi'nde çok uzun yıllardan beri ilk kez böyle bir tören yapıldığını hatırlatan Parlak, "Artık bunlar olmalı. Türkiye Cumhuriyeti belli bir düzeye geldi. Yunus Söylet 34 yıl önce benim öğrencimdi. Bu kutsal emaneti ona devrettiğim için mutluyum" şeklinde konuştu. Prof.Dr. Yunus Söylet, Mesut Parlak'a görev süresince yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür etti. İstanbul Üniveristesi'nde 28 yıl sonra ilk kez devir teslim töreni yapıldığını belirten Rektör Söylet, Parlak'a minnettar olduğunu kaydetti. Çok ağır bir yükü omuzlarına aldığının bilincinde olduğunu dile getiren Söylet, İstanbul Üniversitesi'nin tarihinin ve öneminin bilincinde olduğunu söyledi. Parlak'tan aldığı bayrağı daha ileri noktalara taşımak için çaba harcayacağını ifade eden Söylet, "Ülkemize ve üniversitemize hayırlı olsun" dedi. Yapılan konuşmaların ardından Mesut Parlak yeni rektöre İstanbul Üniversitesi'nin temsili anahtarını ve mührünü verdi, bir de plaket takdim etti. Söylet de Parlak'a bir buket çiçek ve çini süslemeli bir tabak hediye etti. Tokalaşmanın ardından Parak, Söylet ve akademisyenler hatıra fotoğrafı çektirdi. Yeni Rektör Prof.Dr. Yunus Söylet önümüzdeki hafta bir basın toplantısı düzenleyerek projelerini anlatacak.

Doçentlik Sınavına Yeni Düzenleme...

Doçentlik Sınav Yönetmeliği'nde yapılacak değişiklikle, doçentlik sınavına başvurabilmek için gerekli yabancı dil puanının 65'ten 60'a indirilmesi öngörülüyor.
window.google_render_ad();
Taslakta, sınava başvuru ve sınavla ilgili ayrıntılı düzenlemelerin yanı sıra ''intihal'' konusu da yeniden ele alınıyor. Alınan bilgiye göre YÖK, 18 Haziran 2008 tarihli 5772 sayılı Kanun doğrultusunda, doçentlik sınavına ilişkin usul ve esasları belirleyen yönetmelik taslağı hazırlayarak, görüş almak üzere Üniversitelerarası Kurul'a (ÜAK) gönderdi. Taslağa göre, doçentlik sınavı ancak anabilim dalı veya bilim dalında açılabilecek. Belirli bir bilim disiplininin anabilim dalı veya bilim dalı olarak kabulüne ÜAK yetkili olacak. ÜAK'nin anabilim dalı veya bilim dalı olarak belirlediği bilim disiplinleri, her yıl Ocakta güncellenmiş olarak YÖK'ün internet sitesinden yayımlanacak. Adaylar ancak doktora veya tıpta uzmanlık yapmış ya da sanatta yeterlik sahibi olduğu anabilim dalında veya aynı anabilim dalı altında yer alan bilim dallarından birinde doçentlik başvurusunda bulunabilecek. -''SINAV YILDA İKİ KEZ''- Doçentlik başvuruları nisan veya ekim ayları içinde ÜAK'ın belirleyeceği bir tarihe kadar yapılacak. Doçentliğe başvuracak adayların şu koşulları taşımaları gerekiyor: -Bir anabilim veya bilim dalında Türkiye'de doktora veya tıpta uzmanlık yapılmış ya da yurt dışında yapılmış olan doktora veya tıpta uzmanlık öğreniminin ÜAK tarafından bir anabilim veya bilim dalı ile ilişkilendirilerek denkliğinin kabul edilmiş olması, - Merkezi yabancı dil sınavında başarılı olunması, - Doktora, tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik unvanı iktisap edildikten sonra, doçentlik başvurusunda bulunulacak olan anabilim dalında özgün bilimsel yayın ve çalışmaların yapılmış olması. Doçentlik başvuruları, ÜAK'a yapılacak. ÜAK bünyesinde Doçentlik Sınav Komisyonu kurulacak. Bu Komisyon, farklı bilim disiplinlerindeki anabilim veya bilim dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından ÜAK'ın seçeceği 21 profesörden oluşacak. -YABANCI DİL- Taslakta, doçentlik başvurusunda bulunabilmek için adayın İngilizce, Fransızca veya Almanca'dan birinde, merkezi yabancı dil sınavında en az 60 puan alarak başarılı olması öngörülüyor. Bu puan daha önce 65 olarak belirlenmişti. Uluslararası düzeyde yapılan yabancı dil seviye tespit sınavlarındaki başarı notunun doçentlik başvurusu için aranan merkezi yabancı dil sınavındaki başarı şartını karşılayıp karşılamadığına YÖK Yürütme Kurulunca karar verilecek. İngilizce, Fransızca veya Almanca dilinin anadili olarak konuşulduğu ülkelerdeki bir yükseköğretim kurumunda lisans veya doktora öğrenimi görmüş ve bu öğreniminin denkliği Türkiye'de kabul edilmiş olan kişilerin doçentlik başvurusu için merkezi yabancı dil sınavına girme şartı bulunmayacak. ÜAK, Doçentlik Sınav Komisyonunun önerisi üzerine, doçentlik başvurusunda bulunan adaylardan her biri için 5 kişilik bir jüri ve bu jüri için 2 yedek üye belirleyecek. -SINAV- Doçentlik sınavı, eser incelemesi ve sözlü sınav olmak üzere, iki aşamada yapılacak. Doçentlik sınav jürisini oluşturan asıl ve yedek üyeler, eserlerin kendilerine ulaştığı tarihten itibaren 3 ay içinde, adayın akademik çalışmalarının her birini değerlendirerek hazırladıkları ayrıntılı ve gerekçeli kişisel raporlarını iki nüsha olarak, mensubu bulundukları üniversite rektörlüğü aracılığı ile ÜAK'a gönderecek. Değerlendirmeye esas alınan jüri raporlarının birer nüshası, eser incelemesi sonucuna ilişkin bildirim yazısıyla birlikte adaya gönderilecek. Değerlendirmeye esas alınan jüri raporları itibarıyla çoğunlukla eser incelemesinde başarılı bulunan aday, sözlü sınava tabi tutulacak. Sözlü sınavın yapılacağı yer, tarih ve saat, ÜAK tarafından adaya, mazereti kabul edilenler dışındaki asıl ve yedek jüri üyelerine bildirilmek üzere, mensubu oldukları üniversite rektörlüklerine ve sınavın yapılacağı üniversite rektörlüğüne bildirilecek. Sözlü sınavın yapılacağı üniversitenin rektörü, sınav için gerekli fiziki ve teknik imkanları hazırlamakla yükümlü olacak. Sözlü sınav sonunda jüri, adayın başarılı olup olmadığına çoğunlukla karar verecek ve bu karar düzenlenen tutanakta imza altına alınacak. Bu karar, jüri başkanı tarafından jüri üyeleri önünde adaya sözlü olarak bildirilecek. Sözlü sınavda başarılı olanlara ÜAK tarafından Doçentlik Belgesi verilecek. Adayın sözlü sınava gelmemesi halinde, bu durumu tespit amacıyla düzenlenen tutanak, jüri üyeleri tarafından imza altına alınacak. Sözlü sınava ilişkin olarak düzenlenen tutanak, jüri başkanı tarafından ÜAK'a gönderilmek üzere sınavın yapıldığı üniversite rektörüne veya rektörün sınavın yapılmasıyla ilgili olarak görevlendirdiği dekana imza karşılığında teslim edilecek. Sözlü sınava gelmeyen aday, bu sınava gelmesine engel olacak nitelikte bir mazeretinin ortaya çıkması halinde, bu mazeretini, varsa belgeleyen evrakla birlikte ÜAK'a bildirecek. Üniversitelerarası Kurul, mazeret olarak bildirilen sebep hakkında, bildirim tarihini izleyen ilk toplantıda karar verecek. Mazeret bildiriminde bulunmaması veya bildirdiği mazeretin Üniversitelerarası Kurul tarafından kabul edilmemesi halinde, aday sözlü sınavda başarısız sayılacak. Sözlü sınava gelmeyen adayın bildirdiği mazeret sebebinin kabul edildiğine dair ÜAK tarafından karar verildiği takdirde, sözlü sınav, ÜAK'ın yeniden belirleyeceği yer, tarih ve saatte yenilenecek. Sözlü sınavda başarısız olan veya başarısız sayılan aday, belirlenen sürelerde yeniden başvuruda bulunması halinde, tekrar sözlü sınava alınacak. Bu başvuruda, doçentlik başvurusu için aranan şartların taşındığına dair belgelerin yeniden ibrazı istenmeyecek. Tekrar sözlü sınava alınacak aday için yeni bir jüri oluşturulmayacak. -ALTERNATİFLER- Yönetmelik taslağında, sözlü sınavda başarısız olan adayların yeniden başvurusuna ilişkin dört ayrı alternatif sıralandı. Birinci alternatife göre eser incelemesinde başarılı olmasına rağmen sözlü sınavlarda üç defa başarısız olan veya başarısız sayılan aday, yeni eserleri de eklemek suretiyle yeniden doçentlik başvurusunda bulunabilecek. Bu durumda, aday için yeni bir jüri oluşturulacak ve eser incelemesi dahil doçentlik sınav süreci tekrarlanacak. İkinci alternatifte, eser incelemesinde başarılı olmasına rağmen sözlü sınavlarda üç defa başarısız olan veya başarısız sayılan adayın sözlü sınav için yeniden başvurduğunda, bu sınavı yapmak üzere yeni bir jüri oluşturulması öngörülüyor. Yeni jüri oluşturulmasında üyelerin tamamının veya en azından mevcut jürinin salt çoğunluğu sağlayacak sayıda üyesinin değiştirilmesi şart olacak. Üçüncü alternatife göre eser incelemesinde başarılı olmasına rağmen sözlü sınavlarda üç defa başarısız olan veya başarısız sayılan aday, sözlü sınav için yeniden başvurduğunda, bu sınavı yapmak üzere yeni bir jüri oluşturulacak. Yeni jüri oluşturulurken önceki jürinin bir veya iki üyesinin bu jüride görevlendirilmesi şart olacak. Dördüncü alternatifte eser incelemesinde başarılı olmasına rağmen sözlü sınavda başarısız olan veya başarısız sayılan adayın sözlü sınav için yeniden başvurduğunda, bu sınavı yapmak üzere yeni bir jüri oluşturulması ve bu jürinin üyelerinin tamamının veya en azından mevcut jürinin salt çoğunluğu sağlayacak sayıda üyesinin değiştirilmesi şartı getiriliyor. -İNTİHAL- Taslakta, ''intihal'' konusu da yeniden ele alındı. Buna göre, eser incelemesi yapan jüri üyeleri, başvuru dosyasında yer alan herhangi bir eserde intihal olduğunu tespit ederse, durum bir raporla ÜAK'a bildirilecek. İntihal iddiası ile ilgili olarak bir karar verilinceye kadar, Üniversitelerarası Kurul doçentlik başvurusu ile ilgili herhangi bir işlem yapmayacak. ÜAK, intihal iddiası hakkında gerekli işlemlerin yapılması için durumu belgeleri ile birlikte YÖK'e gönderecek ve ayrıca diğer jüri üyeleri derhal durumdan haberdar edilerek, iddia sonuçlandırılıncaya kadar rapor hazırlamamaları sağlanacak. İntihal iddiasıyla ilgili, Yükseköğretim disiplin mevzuatına göre işlem yapılacak. İntihal iddiasının doğru olmadığının tespiti halinde, doçentlik süreci kaldığı yerden devam edecek. İntihal iddiasının doğru olduğunun tespiti halinde, aday, doçentlik başvurusunda başarısız sayılacak. Adayın idari, cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümler saklı olacak. Doçentlik sınavı için başvuru dosyasının içeriği bağlamında disipline aykırı bir durumun varlığı nedeniyle soruşturma başlatılmış olması halinde, durum ÜAK'a bildirilecek. Bu soruşturma sonuçlanıncaya kadar ÜAK, doçentlik başvurusu ile ilgili herhangi bir işlem yapmayacak.

16 Ocak 2009 Cuma

ÖSS Değişikliği Bir Başka Bahara...

İki aşamalı sınav sistemi önerisi getirilen YÖK Genel Kurulu'nda, ÖSS değişikliği konusunda karara varılamadı. Kurul, 29 Ocak'ta yeniden bir araya gelecek..

Yükseköğretim Kurulu yüzbinlerce öğrencinin heyecanla beklediği üniversiteye giriş sistemini masaya yatırdı. 2010 yılında iki aşamalı bir sınav yapılması önerildi. Yeni kurulan teknoloji fakültelerine giriş tartışma konusu oldu. Toplantının öğleden sonraki bölümünde ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan yapılacak kapsamlı değişiklikleri de içeren uzun bir sunum yaptı. Edinilen bilgiye göre, üniversiteye giriş için daha önce uygulandığı gibi iki aşamalı sınav önerildi. Öneriye göre baraj sınavı konulacak. Liseyi bitirenler bu sınava girecek. Sınavı geçebilenler ikinci sınava girerek üniversiteye yerleştirilecek. 15 ÜNİVERSİTEYE DEKAN ATANDI Ancak tartışma meslek lisesi mezunlarının yeni kurulan teknoloji fakültelerine girişleriyle ilgili konuda çıktı. Bir grup YÖK üyesi mevcut sistemde uygulanan ve mesleki eğitimin yeniden düzenlenmesi kapsamında kaldırılmasına karar verilen sınavsız geçişle ilgili daha önce yasal düzenleme yapıldığını hatırlatarak bunun yasal düzenleme ile kaldırılması gerektiğini söyledi. Üyelerin bir kısmı ise YÖK Kanunu'na dayanılarak istenilen değişikliğin yapılacağını ileri sürdü. Yaklaşık 4 saat süren toplantıdan sonra uzlaşmaya varılamadı. Üyeler öneri üzerinde biraz çalıştıktan sonra yeniden toplanmaya karar verdi. Toplantıdan sonra YÖK'ten yapılan açıklamada, "Üniversiteye giriş sistemine yönelik olarak yapılması planlanan değişiklikler görüşülmüş, ancak herhangi bir karar verilmemiştir" denildi. YÖK Genel Kurulu'nun öğleden önceki bölümünde ise Eğitim, Tıp Sağlık, Denklik, Vakıf Koordinasyon komisyonlarının raporları görüşüldü. Ayrıca 15 fakülteye de dekan ataması yapıldı. YÖK Genel Kurulu, ÖSS'de yapılacak değişiklikle ilgili iki hafta sonra 29 Ocak 2008'de yeniden bir araya gelecek.

Öğrenciler Soğuktan Buz Tuttu

Ardahan'da soğuk hava nedeniyle sabah okula gitmek isteyen öğrenciler zor anlar yaşadı.

Öğrencilerden bazılarını velileri okula getirirken, bazı öğrencilerin kaşlarının buz tuttuğu görüldü. Öğrenciler, soğuklardan etkilendiklerini ifade ederek, okula gitmekte zorlandıklarını dile getirdi. Araçları çalışmayan bazı sürücüler akü takviyesi yaptı. Meteoroloji Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 24 derece olarak ölçüldü.

İki Liselinin Dağa Çıkma Planı...

Mardin'de PKK'ya katılmak üzere evden ayrılan 2 lise öğrencisi, gece sabaha kadar yağmur altında kalınca eve geri döndü.

Mazıdağı'nda lise öğrencileri H.K (18) ve D.Y (17), kötü olan dersleri nedeniyle sınıf arkadaşlarının kendileriyle alay ettiklerini gerekçe göstererek, terör örgütü PKK'ya katılmaya karar verdi. Topladıkları 125 TL ile 2 adet kuru sıkı tabanca alan lise öğrencileri H.K ve D.Y, terör örgütüne katılmak üzere evden ayrılarak kırsal alana gitti. YAĞMURDA ISLANINCA VAZGEÇTİLER Bir arazide palamut ağacı altında geceyi geçirmeye çalışan lise öğrencileri, sabaha kadar yağan yağmur nedeniyle ıslanınca eve dönmeye karar verdi. ARAZİ ŞARTLARI ÇOK ZORMUŞ Ailenin durumu jandarmaya bildirmesi üzerine, H.K. ve D.Y. eve dönüş yolunda gözaltına alındı. H.Y. ve D.Y, verdikleri ifadede, arazi şartlarının çok zor olduğunu anlamaları üzerine terör örgütüne katılmaktan vazgeçtiklerini anlattıkları bildirildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı incelemede H.Y ve D.Y hakkında takipsizlik kararı verdi.

Okul Dönüşü Hırsızla Karşılaştı...

Hırsızlık için girdiği evde çalınacak bir şey bulamayan Burhan Özdemir ev sahibinin gelmesini bekledi. 1.5 saat sonra okuldan gelen evin kızını gasp edip kaçan Özdemir’in 20 yıl hapsi istendi.

Eskişehir'de 5 Aralık 2008'de hırsızlık için girdiği evde bir şey bulamayan Burhan Özdemir (23), 1.5 saat ev sahibinin gelmesini bekledi. Okuldan dönen Arzu Karabulut'un (18) cep telefonu ile 5 TL parasını gasp edip kaçan Özdemir bir gün sonra yakalandı. Dün 20 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanan Özdemir kendisini savunurken, "Benim amacım gasp yapmak değildi. Eve hırsızlık amacıyla girmiştim. Arzu beni görünce bayıldı. Kendisini ayılttım. Cep telefonunu ve 5 TL parasını aldım" dedi. Arzu Karabulut ise yaşadığı dehşet dakikalarını şöyle anlattı: Kuşun kafasını koparırım "Eve girdiğimde tanımadığım bir kişiyle karşılaşınca, korkup, baygınlık geçirdim. Ancak bilincim yerindeydi. Elinde bıçak olan sanık cep telefonumu ve cüzdanımdaki 5 TL'yi aldı. Kafesteki kuşumu da eline aldı ve kafasını koparacağını söyledi. Daha önce birinin gırtlağını kestiğini, olayları anlatmam halinde beni de keseceğini söyledi. Daha sonra kuşu bana verdi ve oje ile evin duvarına 'Seni öldüreceğim' diye yazdı. Evin telefon kablosunu kopartıp dışarı çıktı. Şikáyetçiyim." Eskişehir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Özdemir'in tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.