28 Mayıs 2008 Çarşamba

Ortalama Ve Sorumluluk Sınavı...

Milli Eğitim Bakanlığınca, 2007-2008 öğretim yılında ortaöğretim kurumlarının son sınıf ve alt sınıflardan sorumlu dersleri olanlara sınav yapılacak.

Milli Eğitim Bakanlığınca, 2007-2008 öğretim yılında ortaöğretim kurumlarının son sınıflarında öğrenim gören ve alt sınıflardan sorumlu dersleri bulunan öğrencilerin, ders kesimini takip eden ilk hafta içinde yapılacak sorumluluk sınavına girebileceği bildirildi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in imzasıyla yayımlanan genelgede, mezun olabilecek durumdaki öğrencilerin mezuniyet puanlarının hesaplanarak Temmuz ayı içerisinde Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'ne bildirilmesi gerektiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Bu itibarla, 2007-2008 öğretim yılında ortaöğretim kurumlarının son sınıflarında öğrenim gören ve alan değişikliğinden dolayı sorumlu tutulduğu dersler de dahil, alt sınıflardan sorumluluğu bulunan öğrencilerin mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla 'Milli Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği'nin 41'inci maddesine göre 2007-2008 öğretim yılı ders kesimini takip eden ilk hafta içinde yapılacak olan ve sadece daha önceki yıllarda mezun olamayıp, sınav hakkı bulunan beklemeli durumdaki son sınıf öğrencilerinin sınava alınacağı sorumluluk sınavı döneminde, 2007-2008 öğretim yılında ortaöğretim kurumlarının son sınıflarında öğrenim gören ve alt sınıflardan sorumlu dersleri bulunan öğrencilerin de sınava alınmaları hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim."

Erken Tatil Ücret Kaybı...

Eğitim-Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, 8. ve 11. sınıf öğrencilerinin bir hafta erken tatile girmesinin, öğretmenlerin ek ders ücretlerinde kayıp yaratacağını savundu.

Eğitim-Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, 8. ve 11. sınıf öğrencilerinin bir hafta erken tatile girmesinin, bu sınıflara derse giren öğretmenlerin ek ders ücretlerinde kayıp yaratacağını savundu. Bozgeyik, yaptığı açıklamada, ''kronik sorun olarak beliren sınavların eğitimde ölçme-değerlendirmenin aracı olmaktan çıkıp, sistemin amacı haline dönüştüğünü'' de belirtti.

Kontenjana İtirazı Olan Rektörler...

YÖK Genel Kurulu 20 üyenin 9’unun ret oyu vermesine karşın üniversitelerde yüzde 20’yi bulan kontenjan artışını onayladı.

YÖK Genel Kurulu 20 üyenin 9'unun ret oyu vermesine karşın üniversitelerde yüzde 20'yi bulan kontenjan artışını onayladı. Rektörler, kontenjan artışı konusunda üniversitelere danışılmamasının yanı sıra altyapı yetersizlikleri nedeniyle üniversitelerin büyük sorunlarla karşılaşacağını işaret ederken, eğitimin kalitesini önemli ölçüde düşüreceğini öne sürdüler.
YÖK Genel Kurulu, lisans eğitiminde yaklaşık 163 bin olan kontenjanları 42 bin artırırken, ön lisans programlarında da yaklaşık yüzde 20 artış yaparak 195 bin olan kontenjan miktarını 235 bine çıkardı. Söz konusu kontenjan artışı YÖK'ü ikiye bölerken, 20 üyenin 9'u kontenjan artışlarının bir plana göre yapılmadığı, üniversitelere danışılmadığı ve üniversiteleri okullaştıracağı gerekçesiyle artışa ret oyu verdi. ANKA'ya açıklamada bulunan rektörler, söz konusu artışın üniversiteleri büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bırakacağını bildirirlerken, eğitim kalitesini de önemli ölçüde düşüreceğini savundular. Rektörler, kontenjan artışı için yeterli altyapı bulunmadığına da işaret ettiler. Bazı rektörlerin konuya ilişkin görüşleri şöyle:

-“BÜYÜK TEHLİKEYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”-

Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurkuran: “Bu orandaki bir artış için kalite anlayışından vazgeçmek gerekiyor. Çok büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Tabiî ki dışarıdaki bir buçuk milyon öğrenciyi de düşünmek gerekiyor ama işe yaramayan diploma anlayışına geçmemeliyiz. Bu orandaki bir artış üniversiteleri liseleştirecektir. Teknik ve sağlık dallarında yapılan artışın ne kadar olduğunu bilmiyoruz ama bu oran da çok yüksek ise çok büyük sıkıntılar olacaktır.”

-“KONTENJAN ARTIRIMI KAYNAK AKTARMADAN 12 ÜNİVERSİTE AÇMAKTIR”-

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras: “Bizlere sorulmadan bu artış yapıldı. Üniversitelerimizin bu artışı karşılayacak imkanları yok. Yüzde 20'ye yakın yapılan bu artış, hiçbir kaynak aktarmadan 10-12 üniversite açmaktır. Özellikle uygulamalı tıp fakültelerinde, bu artış, eğitimin kalitesini çok büyük oranda düşüreceği kesindir. Bun konunun ciddi bir biçimde değerlendirilmesi gerekiyor.”

-“TÜRKİYE'YE YAPILAN EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR”-

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut: “Bu orandaki kontenjan artışını Türkiye'nin geleceği açısından tehlikeli bir karar olarak görüyorum. Türk üniversiteleri son 5-6 yıldır hem mali hem de insan kaynakları açısından sıkıntı yaşıyordu. Kalite Komisyonu raporuna göre bir öğretim görevlisine 19 öğrenci düşecek düzeye getirilmesi gerekiyor. Fakat Türkiye'de bir öğretim görevlisine 40 öğrenci düşerken bu artış yapıldı. Bu nedenle Türkiye'deki üniversiteler ilk 500'e giremeyecek. Eğitimin kalitesi çok düşecek. Zaten en yüksek işsiz grubu yükseköğretim mezunlarından oluşuyordu. Bundan sonra kalitesiz mezunlar işsizliği artıracak. Kadro ve bütçe vermeden bu artış 4 yıl sonra 250 bin öğrenci artışı demektir. Yani YÖK, 10 bin öğrencisi bulunan 25 üniversiteyi bütçe ve kadro vermeden açmış oldu. Bu Türkiye'ye yapılmış en büyük kötülüktür. Bu durum Türkiye'nin AB'ye giriş hedeflerine de karşıdır. Avrupa'da da Türkiye alay konusu olacaktır. Umarız bu yanlıştan dönerler.”

-“SIKINTI GETİRECEK”-

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Kılıç: “Bu artışın üniversitelerin alt yapısı, öğretim üyesi sayısı gibi faktörlere bakılarak yapılması gerekiyordu. Bazı sıkıntılar getirecektir, özellikle de bizim gibi gelişmekte olan üniversiteler açısından. Üniversitelere çok sayıda öğrenci alınması çabası her zaman olmuştur ve olacaktır ama dikkatli yapılması gerekiyor. Umarız kaosa neden olmaz. Daha önce de üniversitelerden mezun olan herkes iş buluyor gibi bir durum yoktu. Şimdi de fazla bir fark olmayacak bu konuda, herkes yeteneklerine göre değerlendirilecek. Umarız bu artışın yansımaları iyi olur. Fakat mali imkanlar da iyi düşünülmeliydi.”

TÜRKSOY Genel Müdürü Seçildi...

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, TÜRKSOY’a üye ülkelerin Kültür Bakanları ve Heyet Başkanları ile biraraya geldi.

Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi'nin (TÜRKSOY) “24. Dönem Daimi Konsey Toplantısı” kapsamında, Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Bakanı Ebulfez Karayev, Kazakistan Kültür ve Bilgi Bakanı Vekili Beibit İssabayev, Kırgız Kültür ve Bilgi Bakanı Sultan Rayev, Türkmenisten Kültür ve Teleradyo Yayınları Bakanı Gulmurad Muradov, Başkurdistan Başbakan Yardımcısı ve Kültür ve Ulusal Siyaset Bakanı İldus İlişev, Gagavuz Yeri Kültür İdaresi Başkanı Dimitri Kambur, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Canan Öztoprak, Tataristan Kültür Bakanlığı adına Radik Dimatdinov ve Tiva Kültür ve Bilgi Siyaseti Bakanlığı adına Galina Sürün Alekseyevna, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın makamında bir araya geldi.
Bakan Günay burada yaptığı konuşmada, dün gerçekleştirilen “24. Dönem Daimi Konsey Toplantısı”nda, TÜRKSOY'un yeni Genel Müdürü olarak Kazakistan eski Kültür Bakanı Duysen Kaseinov'un oy birliği ile seçildiğini açıkladı. Bakan Günay, TÜRKSOY'un Genel Müdürlüğü için bir devlet adamı ve akedemisyen olmasının yanı sıra çok değerli bir sanatçının görevlendirildiğine dikkat çekti. Kaseinov'un aynı zamanda bir keman virtüözü olduğunu anlatan Günay, “TÜRKSOY'un esas görevi Türk dili konuşan ülkeler arasında kültür açısından dayanışmayı geliştirmek ve bu kültür zenginliklerimizi dünyaya duyurmak. Bu alanda gerçekten bir sanatçının görev alması son derece sevindirici” diye konuştu.
TÜRKSOY'un bundan sonraki ilk toplantısının Bişkek'te gerçekleştirileceğini söyleyen Günay, burada Cengiz Aytmatov için düzenlenen törenlere katılacaklarını kaydetti. Aralık ayında ise Bakü'de toplanacak Avrupa Kültür Bakanları toplantısına katılacaklarını belirten Günay, böylece Avrupa Kültür Bakanları ile Türk dili konuşan ülkelerin Kültür Bakanlarının bir araya geleceğini dile getirdi.