6 Şubat 2008 Çarşamba

Rektör Parlak'ın başörtülü öğrencilere hakkettiği notu vermeyebilecekleri sözleri suç duyurusuna konu oldu

Mazlumder Kocaeli Şubesi, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak hakkında suç duyurusunda bulundu.

Parlak, bir televizyon programında başörtülü öğrencilere hak ettiği notu vermeyeceklerini söylemişti. Kocaeli Adliyesi'ne gelen Mazlumder Kocaeli Şube Başkanı Nigar Gümrükçüoğlu başörtü yasağının kamuoyu gündemine oturduğu günden beri üzerine vazife olan-olmayan herkesin çığırından çıkmış açıklamalar yaptığını savundu.

Akademisyenlere Mahalle Baskısı

Başörtüsüne Özgürlük Bildirisi’ne imza atan bazı akademisyenler üniversite çevrelerinden gelen ‘ağır baskılar’ nedeniyle imzalarını geri çekti. Baskıyı doğrulayanlar var.

Prof. Dağı ve Doç. Çalış kampus baskısını doğruladı

Üniversitelerde özgürlük bildirisine imza atan yazar Aziz Nesin'in oğlu Prof. Dr. Ali Nesin'in yanı sıra çok sayıda öğretim üyesine imzasını geri çekmesi için mahalle baskısı yapıldığı ortaya çıktı. Bildiriyi hazırlayanlardan Prof. Dr. İhsan Dağı ve Doç. Dr Şaban Çalış akademik çevrelerden imza atan bazı isimlere gelen baskıyı doğruladı.

DÜŞÜNCEYE DE ÖZGÜRLÜK

AMAÇLARININ yasakçı hocaların yanında yasağa karşı çıkan hocaların olduğunu göstermek olduğunu kaydeden Dağı, bildirinin sadece başörtüsünün üniversitelerde serbest olmasından ibaret olmadığını, düşüncelerin ve yaşam biçimlerinin de serbest olması gerektiğini altına çizen bir metin olduğunu kaydetti. İmza atanların arasında sağ, sol, liberal, demokrat çok farklı kesimlerden akademisyenler bulunduğunu dile getiren Dağı, 'Bu kesimlerin üzerinde uzlaştığı nokta özgür üniversite. Ama, arkadaşlarımız çok yoğun baskı altında. Bu baskılara rağmen imza sayısı giderek artıyor. Hepsi birer kahraman' diye konuştu.

İMZA SAYISI 2 BİN 150 OLDU

SELÇUK Üniversitesi öğretim üyesi olan Şaban Çalış da imzasını çekmek isteyen öğretim üyeleri olduğunu bildirdi. Kendilerinin, öğretim üyelerinin sıkıntıya düşmemesi için isteyenlerin imzasını kaldırdıklarını anlatan Çalış, şunları söyledi: 'Bana baskı yapılıyor, imzamı çekmek istiyorum diyen öğretim üyeleri var. Bunlara nereden baskı yapıldığını bilmiyoruz. Bu üniversite baskısı olabilir, mahalle baskısı olabilir. Bir şekilde baskı yapılıyor demek ki. Öğretim üyelerinin haklarına zarar gelmemesi için sayı vermek istemiyorum. Bunun yanı sıra, bildiriye imza sayısı her geçen gün yükseliyor. Müthiş bir ilgi ve destek var. Yoğunluktan anlıyoruz ki, bildiri gereken yerlere ulaştı.' Bu arada bildiriye atılan imza sayısı 2150'ye ulaştı.


Büyük Abi'den Ali Nesin'e destek

Ateş Nesin, başörtüsü bildirisini imzaladığı için ağır eleştirilere uğrayan Ali Nesin'e destek verdi

Yazar Aziz Nesin'in büyük oğlu Ateş Nesin, Özgürlük Bildirisi'ne destek verdiği için kardeşi Ahmet Nesin ve sol çevrelerin eleştiri yağmuruna tuttuğu kardeşi Ali Nesin'e sahip çıktı. Ateş Nesin, 'Ali, bildiriye imza atarak türban yasağına karşı olduğunu söyledi. Ali'nin görüşlerine karşın 'Babasının kemiklerini sızlattılar' dediler. Olayı bu noktaya çekmek yanlış. İnsan düşüncelerin söylemeyecek mi, bu da demokrasinin bir parçası değil midir? İnsanlar inandıklarını yanlış da olsa söylemeli' dedi.

HAZIMSIZ TOPLUMUZ

Başörtüsü konusunun toplumda tartışılmasının yanlış olduğuna, bu nedenle toplumun ikiye bölünmesinin büyük bir tehlike yaratabileceğine inanan Nesin, şöyle konuştu: 'Bazı insanlar bu nedenle Nesin Vakfı'na bağışlarını kesmişler. Orada Ali Nesin'e bağış yapılmıyor ki. Hazırlıksız ve hazımsız bir toplumuz. Amaç, bağcıyı dövmek mi, üzüm yemek mi, Vakfın ne suçu var?'
Yorum Ekle Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Arkadaşına Gönder Yukarı Çık

Öğretmen Atamaları Netleşti

Öğretmen adaylarının, şubatta atama yapılıp yapılmayacağı yönündeki merakları nihayet sona erdi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in verdiği 'müjde'ye göre, şubat ayı içinde 7 bin öğretmenin ataması gerçekleşecek.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, şubat ayında 7 bin öğretmen alınacağını açıkladı. Öğretmen adaylarına 'müjde' veren Bakan Çelik, 2008 yılında yaklaşık 30 bin öğretmen ataması yapmayı planladıklarını söyledi. Binlerce öğretmen adayı haftalardır merakla şubatta öğretmen ataması olup olmayacağını öğrenmeye çalışırken, adaylar bakanlığı e-posta bombardımanına tuttu. Öğretmen adaylarının merakını gideren Bakan Çelik, 25 Şubat'ta 7 bin öğretmen ataması yapacaklarını açıkladı.

Başvuruları 11-21 Şubat tarihleri arasında alınacak atamalarda hem kadrolu hem de sözleşmeli öğretmen alınacak. Emekli olanlardan boşalan 4 bin 786 kadroya 'kadrolu öğretmen' alacak bakanlık, bu kadronun 2 bin 500 civarındakine sözleşmeli öğretmenlerin geçiş yapmasını bekliyor. Sözleşmeli öğretmenlerden boşalan kadroya da aynı anda sözleşmeli olmak üzere yeni atama yapılacak. Böylece 25 Şubat'ta yapılacak atamada 7 binin üzerinde kadrolu ve sözleşmeli öğretmen atanmış olacak. Başvurular internet üzerinden gerçekleştirilecek ve hangi branşa kaç kişinin alınacağı ve taban puanları önümüzdeki günlerde netleşecek. En fazla sınıf öğretmeninin alınacağı şubat atamasında, ilköğretim matematik, bilgisayar, beden eğitimi ve İngilizce öğretmenliklerine daha fazla kontenjan açılacak.

Öğretmen ihtiyacı azalacak

2008 yılında 10 bini sözleşmeli, 20 bini kadrolu olmak üzere 30 bin civarında öğretmen ataması yapmayı planladıklarını kaydeden Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, zaman zaman öğretmen ihtiyacının gündeme geldiğini ve bu rakamın çok abartıldığını söyledi. Toplam öğretmen ihtiyacının emekli olanlar ve özellikle yeni açılan okullara göre değiştiğini vurgulayan Bakan Çelik, 25 bin olan acil ihtiyacın geçen yıl atanan 10 bin öğretmenden sonra bu yıl 15 bine düştüğünü söyledi. 2008 yılında yapılacak atamaların, 'emekli olanların yerine, yeni okullara ve eskiden ihtiyaç duyulan yerlere' yapılacağını anlatan Bakan Çelik, 30 bin öğretmen ataması sonrasında ciddi bir ihtiyacın kalmayacağını ifade etti. Bakan Çelik, 2008 yılında sözleşmeli öğretmen olarak toplam kaç kişi alınacağının Başbakan, Maliye Bakanı ve Devlet Personel Başkanlığı'nın bağlı olduğu başbakan yardımcısının yapacağı toplantı sonrasında netleşeceğini söyledi. Bütçe Kanunu'yla tüm kamuya 23 bin kadro verilirken, her yıl olduğu gibi 2008'de de bu kadronun yarıya yakınının Milli Eğitim Bakanlığı'na verilmesi bekleniyor. Kamu kurumları ise, emekli olanların yüzde 50'sinin yerine doğrudan atama yapabiliyor.

Hacettepe'ye Göre Başörtüsü Tehdit

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Senatosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, yüksek öğretimde başörtüsü yasağının kaldırılmasına yönelik Anayasa değişikliği çalışmalarına ilişkin "Bu girişimin, üniversitelerimizi de kapsayan pozitif düşüncenin, çağdaş demokrasinin ve kişi özgürlüklerinin teminatı olan laiklik ilkesine yönelmiş bir tehdit olduğu açıktır" denildi.

Açıklamada, bütün üniversiteler gibi Türkiye'deki üniversitelerin de "bilimsel düşüncenin egemen olduğu çağdaş bilim yuvaları" olduğu vurgulandı.

Anayasa ve Yükseköğretim Kanunu uyarınca ülke sorunları ve üniversitelerin bütününü ilgilendiren düzenlemelerde görüş belirtmenin, üniversitelerin asli görevlerinden biri olduğuna işaret edilen açıklamada, şöyle denildi:

"Üniversiteler, bilimsel bilgi üreten, ürettiği bilgiyi paylaşan ve bunları gençlere bilimsel yöntemlerle öğreten kurumlardır. Aklın, eleştirel düşüncenin egemen olması gereken üniversitelerde, bilim dışı düşüncelerin peşine düşmek, laik ve demokratik cumhuriyetin çağdaşlaşma felsefesine de aykırıdır. Üniversite, 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller' yetiştirir. Özgürlük, hiçbir inancın ve kişinin etkisinde kalmadan, bireyin kendi iradesiyle kendi aklını kullanabilmesidir. Dolayısıyla inanç etkisindeki karar ve davranışların üniversite ortamında yeri olamaz. Üniversiteyi inançların yaşanacağı yer haline getirmek, üniversite içinde farklı yaşam alanlarının oluşmasına ve akademik tartışma ortamının ortadan kalkmasına yol açar.

Başörtüsü kavramı çerçevesinde açıklanmaya çalışılan üniversitelerde türban serbestliğini, yukarıda tanımlanan özgürlük anlayışının bir parçası olarak gösterme çabaları kaygı vericidir. Bu girişimin üniversitelerimizi de kapsayan pozitif düşüncenin, çağdaş demokrasinin ve kişi özgürlüklerinin teminatı olan laiklik ilkesine yönelmiş bir tehdit olduğu açıktır. Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin yavaş yavaş yıpratılmaya çalışıldığı, bölücü ve dış güçlerin ülkemizin geleceğini tehdit ettiği bir dönemde, üniversitelerimizin iç barışını bozacak ve demokratik rejimimizi farklı bir biçime dönüştürecek bu girişim, son derece tehlikeli sonuçların doğmasına neden olabilecektir.

Hacettepe Üniversitesi Senatosu olarak laikliği, özenle korunması gereken bir cumhuriyet ilkesi ve dini inançların teminatı olarak görüyoruz. Hacettepe Üniversitesi, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bağımsız düşünebilen, özgür, laik insanlar yetiştirmeye devam edecektir."
(AA)

Öğretmenlerin Şubat Ataması Sarkabilir

Binlerce öğretmenin merakla beklediği ve bir türlü açıklanmayan Şubat ayı atamalarının Maliye Bakanlığı'nın atamaları serbest bırakmaması nedeniyle Mart ayına kalabileceği bildirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yetkililerinden edinilen bilgiye göre, MEB'in Şubat ayında yapacağı öğretmen atamaları, Maliye Bakanlığı'nın kadroları serbest bırakması nedeniyle Mart ayına kalabileceği ifade ediliyor. Dün yapılan Bakanlar Kurulu'nda karara varılması beklenen öğretmen atamalarının, Şubat ayında yapılabilmesi için MEB tarafından çalışmalara devam edilmesine karşın, Maliye Bakanlığı'nın son kararı bekleniyor.

KADROLAR AÇIKLANIRSA ŞUBAT'A YETİŞTİRİLEBİLECEK

MEB yetkilileri, Maliye Bakanlığı'nın kadroları serbest bırakması ve MEB'e ayrılan tam kadroyu belirlemesi halinde e-ortamda atama kılavuzunun yayınlanacağını, atamaların Şubat ayında yapılmasının amaçlandığını kaydettiler. Yetkililer, Maliye Bakanlığı'nın kadroları açıklamakta biraz daha gecikmesi halinde ise atamanın Mart ayında yapılacağını bildirdiler.

İlkokul öğrencisi 7 yaşındaki Funda, henüz 4 yaşındayken ablasının sesli okuduğu şiirleri ezberledi

4 yaşından beri İstiklal Marşı başta olmak üzere birçok şiiri ezbere okuyor.

Muğla'nın Fethiye İlçesi'ndeki Kemer İlköğretim Okulu birinci sınıfında okuyan 7 yaşındaki Funda Tilkici'nin hafızası çok güçlü... O daha 4 yaşındayken, kendisinden 2 yaş büyük ablasının sesli olarak okuduğu şiirleri ezberlemeye başladı.

Önce, ablası okuldan geldikten sonra İstiklal Marşı'nı ezberlemek için yüksek sesle okurken, onu dinleyerek İstiklal Marşı'nı ezberledi. Daha sonra Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi, Onuncu Yıl ve Öğretmenler Marşı ile Arif Nihat Asya'nın Bayrak Şiiri'ni ezbere okumaya başladı.

DUYANLAR İNANAMADI

Funda, okuma yazma bilmediği sırada ezberlediği şiirleri, okula başladığında öğretmenlerine okuduğu zaman herkes şaşırdı. Funda'nın babası Üzeyir Tilkici ise kızıyla gurur duyduğunu belirterek, minik Funda'nın şiir ezberleme hikayesini şöyle anlattı: "9 yaşında bir kızım daha var. 2. sınıfa giderken kızıma 'İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını ezberlersen sana bisiklet alacağım' dedim.

Aradan 2 hafta geçti ben kızıma İstiklal Marşı'nı okumasını söyledim. Fakat bana 'Baba benim birazcık yanlışım var' dedi. Küçük kızım bana 'Ben ezberledim, okuyabilir miyim?' dedi ve okudu." Üzeyir Tilkici, kendisinin annesiz ve babasız olarak yetiştirme yurtlarında büyüdüğünü, şu anda ise inşaatlarda boya, badana işiyle uğraştığını dile getirerek, çocuklarının iyi bir eğitim alması için çalıştığını bildirdi.

Ateş, ortaokul mezunuydu. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hizmetli kadrosunda işe girdi

İzmir'de yaşayan Mustafa Kemal Ateş (34), ortaokul mezunuydu. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hizmetli kadrosunda işe girdi.

Okuma azmiyle yanıp tutuşuyordu. Sınavlara girip liseyi dışarıdan bitirdi. ÖSS'ye girdi. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü'nü kazandı. Bu bölümü bitirdikten sonra hâlâ okuma azmi sürüyordu.

Aynı üniversitenin İşletme Fakültesi'ni de bitirdi. Halen Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin satın alma bölümünde çalışan Ateş, Konak Kaymakamı Ali Muhsin Nakiboğlu tarafından takdir belgesiyle onurlandırıldı. 8 yılda iki üniversite bitiren, evli ve 2 çocuk babası Ateş, başarı öyküsünü şöyle anlattı:

"İşe ilk başladığım yıllarda okumamanın sıkıntısı çok çektim. Çalıştığım bölümdeki doktorların da desteğiyle hem okudum hem de çalıştım. Çocuklarıma da örnek olduğumu düşünüyorum. İşimi de tam anlamıyla yapmak istiyordum. Üniversiteyi bitirerek kendimi yetiştirdiğime inanıyorum. Yüksek lisans yapmayı planlıyorum."

YÖK Genel Kurulu, 7 Şubat Perşembe günü toplanıyor

Kurul, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında ilk kez toplanacak.

YÖK'te gerçekleştirilecek toplantıya, 28 Aralık 2007'den itibaren izinde bulunan YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme de katılacak.

YÖK, Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından seçilen 7'şer üye olmak üzere toplam 21 üyeden oluşuyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün boş bulunan YÖK üyeliklerine dün yaptığı atamalarla kurul üye sayısı 20 oldu. Bir üyelik ise boş bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Gül, YÖK'e şu ana kadar Cumhurbaşkanlığı kontenjanından Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Prof. Dr. Berrak Kurtuluş, Prof. Dr. Durmuş Günay ve Ömer Demir'i atadı. Gül, Bakanlar Kurulunca kurul üyeliğine seçilen Prof. Dr. Yunus Söylet ve ÜAK kontenjanından kurul üyeliğine seçilen Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu'nun da atamasını yaptı.

ÜAK, 24 Ocaktaki toplantısında Prof. Dr. Celal Şengör'ü de YÖK üyeliği için aday göstermişti. Şengör'ün üyeliği, Cumhurbaşkanı Gül'ün onaması durumunda kesinleşecek.

29 yaşındaki öğretmen alkollü olarak kullandığı otomobil, aşırı hız nedeniyle kontrolden çıktı

Adana'da, 29 yaşındaki öğretmen Rahime Demirci'nin alkollü olarak kullandığı otomobil, aşırı hız nedeniyle kontrolden çıkınca refüje çarpıp 3 takla attı. Kazada, hurdaya dönen otomobil sürücüsü Demirci ile arkadaşı 30 yaşındaki Ekrem Gönültaş mucize eseri yaralı kurtulurken, otomobilin çarptığı 2 araçta da hasar meydana geldi.

Kaza, dün saat 22.30 sıralarında Güzelyalı Mahallesi Süleyman Demirel Bulvarı Doyum Restoran önünde meydana geldi. Kozan İlçesi'nde öğretmenlik yapan Rahime Demirci, yarı yıl tatili için geldiği Adana'da arkadaşı Ekrem Gönültaş ile birlikte bir restorana yemek yemeye gitti. Yemekte alkol aldığı ileri sürülen Demirci, 80 KF 866 plakalı otomobille, evine doğru yola çıktı. Demirci'nin aşırı hızlı kullandığı otomobil, Süleyman Demirel Bulvarı'ndaki Anadolu Lisesi kavşağını alamadı. Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil, refüjlere çarpıp takla atarak diğer yola geçti. 3 takla atan otomobil, yol kenarındaki park halinde bulunan 01 HR 040 plakalı otomobil ile 01 BT 555 plakalı cipe çarparak durabildi. Kazada, Demirci ve Gönültaş hurdaya dönen otomobilin içinde sıkıştı.

Kazayı görenlerin haber verdiği polis, olay yerine geldiğinde Demirci ve Gönültaş'ı vatandaşlarla birlikte sıkıştıkları yerden kurtarmak istedi, ama başarılı olamadı. Bunun üzerine Adana Büyükşehir Belediyesi Can-Kur ekipleri çağrıldı. Kurtarma ekiplerinin kısa sürede sıkıştıkları yerden çıkarttıkları iki yaralı, aynı ambulansla Çukurova Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Tedavi altına alınan yaralıların, sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Yapılan kontrolde otomobil sürücüsü öğretmen Demirci'nin 97 promil alkollü olduğu belirlendi. Kazayla ilgili soruşturma sürüyor.