14 Ocak 2010 Perşembe

YÖK Başkanının Rektörlerden İsteği...

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan rektörlerden, üniversiteleri karıştırmayı planlayanlara kesinlikle müsaade etmemelerini istedi.

Üniversitelerin özgür ve rahat bir şekilde eğitim yapmasının önemine değinen Özcan, rektörleri zorunlu hallerde emniyetle işbirliği yaparak her türlü tedbiri almaları yönünde uyardı. YÖK Başkanı Özcan, yeni kurulan üniversitelerle birlikte Doğu ve Güneydoğu'daki 32 üniversitenin sorunlarını Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde dinledi. İki günlük toplantıda üniversiteler, kontenjan artışının oluşturduğu güçlükler, idari ve akademik personel azlığı, kapasite arttığı için yaşayan yurt sorunu, bölüm açılmasının kolaylaştırılması ve üniversite güvenliği konusunda sıkıntılarını iletti. Toplantıda rektörler üniversitelerin karıştırılmak istendiğini dile getirirken, özellikle terör olaylarından dert yandı. Diyarbakır ve Batman üniversiteleri bu sorunları yaşayanların başında gelirken YÖK Başkanı Özcan, rektörlerden üniversitelerin karıştırılmaması için emniyetle işbirliği yapabileceklerini kaydetti. Özcan, "Üniversitelerin güvenli olması, buralarda rahat ve özgür bir şekilde eğitimin yapılması çok önemli. Her türlü önlemi alın. Biz arkanızdayız." dedi. Özcan, "Terör olayları ve şehirdeki çalkantılı hayat üniversiteyi de etkiliyor. Üniversitenin içine birileri geliyor, karıştırmak ve propagandasını yapmak istiyor. Buna izin verilemez." diye konuştu. Türkiye'nin önde gelen üniversiteleri arasından 'mükemmeliyet merkezi' seçmek istediklerini, bu merkezlere de 'ulusal araştırma merkezleri' kurmayı düşündüklerini anlatan YÖK Başkanı, şöyle devam etti: "En iyi üniversitelerden 3-5 tanesini mükemmeliyet merkezi seçmeyi ve buralara daha fazla kaynak aktarmayı planlıyoruz. Her üniversitede küçük küçük araştırma merkezleri yerine daha çok bu üniversitelere ulusal araştırma merkezi kuracağız. Bu merkezler diğer üniversitelerin hatta özel sektörün kullanımına da açık olacak. Dünyadaki teknolojiyi buraya getirir, dünya çapında araştırmalar yapılmasını sağlayabiliriz." Bu yıl bütçeleri önemli oranda arttığı için maddi açıdan çok fazla sıkıntı duymayan üniversiteler, bütçenin öğrenci sayısı gibi belli kriterlere göre verilmesini istedi. Rektörlere destek veren YÖK Başkanı da, "Yeni kurulan üniversitelerin bütçeleri ciddi oranda arttı. YÖK olarak biz de ayrıca Anadolu Üniversitesi'nden aldığımız paradan katkı yapacağız. Ancak üniversite bütçelerinin anlaşılır şekilde, öğrenci sayısına, yatırımına, araştırmasına bakılarak belli parametrelere göre belirlenmesi gerekir. Önümüzdeki yılın bütçelerinin belirlenmesinde uygulanacak kriterlerle ilgili bir çalışma başlattık." dedi. Öte yandan bütçe kanunu ile üniversitelere tahsis edilen 7 bin öğretim elemanının 2 bini öncelikle yeni kurulan üniversitelerin araştırma görevlisi ihtiyacı için kullanılacak. Bu kadronun üniversitelere nasıl dağıtılacağı kurulacak bir komisyon aracılığıyla tespit edilecek.

6 İlde Özel Üniversite Yurdu Yok...

Türkiye'de 151 bin 811 yatak kapasitesine sahip bin 379 özel yükseköğretim kurumu yurdunda, 81 bin 760 öğrenci barınıyor.

6 ilde ise özel üniversite yurdu bulunmuyor. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, yükseköğretim yurtlarına ilişkin soru önergesini cevapladı. Çubukçu'nun verdiği bilgiye göre, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı, Bingöl, Hakkari, Mardin, Tunceli, Şırnak ve Iğdır'ın dışındaki tüm illerde bin 379 özel yükseköğretim kurumu öğrenci yurdu bulunuyor. İstanbul, 132 özel yurt ile birinci sırada yer alırken, bunu 117 yurt ile Ankara, 85 ile Konya, 75 ile İzmir, 63 ile Sakarya, 58 ile Çanakkale ve 53 yurtla Kocaeli izliyor. Türkiye genelinde bulunan özel yükseköğretim kurumlarında 81 bin 760 öğrenci barınırken, 70 bin 51 yatak kapasitesi ise boş duruyor.

İlköğretim Okulunda Yangın...

Hatay'ın Erzin ilçesinde bir ilköğretim okulunda elektrik panosunda çıkan yangın öğrencileri Korkuttu.

Hatay'ın Erzin ilçesinde bir ilköğretim okulunda elektrik panosunda çıkan yangın öğrencilere korkulu anlar yaşattı. Yaklaşık 650 öğrencinin eğitim gördüğü okulda ders saatinde çıkan yangında okul yetkililerinin tehlikeyi erken fark etmesiyle facianın eşiğinden dönüldü. Edinilen bilgiye göre, Hürriyet Mahallesinde bulunan Yetmişbeşinci Yıl İlköğretim Okulunda, öğrencilerin dördüncü ders saatini gördüğü sıralarda bilinmeyen bir nedenden dolayı depo bölümündeki elektrik panosunda yangın çıktı. Yaklaşık 650 öğrencinin derste olduğu saatlerde çıkan yangın yürekleri ağızlara getirdi. Tüm okulu duman kaplaması ile büyük panik yaşandı. Okulda yetkililerin sağduyulu davranması ile öğrenciler dışarı çıkarılarak olay yerinden uzaklaştırılırken bazı öğrencilerin korkudan ağladığı görüldü. Olay yerine gelen Erzin Belediyesi itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile kısa sürede söndürülen pano kullanılmaz hale geldi. Yetkililer tarafından pazartesi gününe kadar okulda eğitim verilmeyeceği açıklandı.

8 Bin Öğretim Üyesi Sınıfta Kaldı...

7-8 bin öğretim üyesinin defalarca girmelerine karşın dil sınavını geçemedikleri ortaya çıktı.

Türkiye'de yabancı dil sorunu yaşayan en önemli grubun üniversite öğretim üyeleri olduğu ortaya çıktı. Dokuz Eylül Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kadim Öztürk, bir toplantıda ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'a Üniversitelerarası Kurul Yabancı Sınavı'nın (ÜDS) Almanca sorularının “çok ağır” olduğundan yakındı.

Öztürk, bu sınava 10 yıldır girdiğini ancak bir türlü başarılı olamadığını dile getirerek, “Bu beni kahrediyor” dedi. Bunun üzerine Yarımağan, “Fransızca da zor. Ben de 10-12 senedir Fransızca'dan geçemeyen biliyorum” karşılığını verdi. Öztürk'ün yakınmasının sürmesi üzerine Yarımağan, “Türkiye'de sizin gibi 7-8 bin kişi var. Bu kişilere bu sınavı geçmeleri için imkan tanınmalı.

Ben YÖK'e önerdim. Artık kurslar mı düzenlenir, yurt dışına mı gönderilir...” dedi. Yarımağan, şunları kaydetti: “Bu öğretim üyeleri sınavlara girip girip çıkıyorlar. Çoğu ya yardımcı doçent, doçent olamıyor ya da doçent, profesör olamıyor. Dil sınavına 3-5 kez, 10 kez girip de geçemeyen var. Bu, Türkiye'nin ciddi bir sorunu. Bu kuşağın dilleri yetersiz. Ben YÖK'e şunu önerdim, 'Bir proje geliştirin mesela bir sömestr ders vermesinler ve bunları bu süre içinde ya yurt dışına gönderelim ya burada kurslar açalım da dil sınavını başarsınlar'. Onlar da düşünüyorlar. Yurt dışına yeni eleman gönderiyoruz ama mevcutları da kurtaralım.

Oyuncaklarıyla Dünyayı Kurtarıyorlar...

Denizli Namık Kemal İlköğretim Okulu'nun hazırladığı, ''Oyuncağını Yap, Dünyayı Kurtar Projesi''

AB Comenius Projesi çerçevesinde hazırlanan projeye Yunanistan, Macaristan ve Slovenya'dan proje ortağı okullar da katıldı.

Okul Müdürü Nesrin Yalçın, ''Oyuncağını Yap, Dünyayı Kurtar Projesi'' üzerinde iki yıl çalıştıklarını, projenin geçen yıl kabul edildiğini söyledi.

Proje çerçevesinde Denizli'ye diğer ülkelerden gelen temsilcilerde projenin önemli olduğunu kaydetti. Öğrenciler ise evlerdeki atıklardan oluşturdukları oyuncakları nasıl yaptıklarını büyük bir heyecanla anlattı.

Yabancı Okullar Sınavı Kalkacak Mı?

Mİllİ Eğitim Bakanı, Özel Yabancı Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı'nın kaldırılmasına ilişkin görüşlerini özel okullarla paylaşacak.

Mİllİ Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Özel Yabancı Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı'nın kaldırılmasına ilişkin görüşlerini özel okullarla paylaşacak. Çubukçu'nun kaldırmaya niyetli olduğu sınav konusunda özel okulların sınavın kaldırılmaması yönünde yoğun talepleri olduğu da öğrenildi.

Bakanlıkta henüz sınavın kaldırılması yönünde bir çalışma yapılmazken 28-30 Ocak tarihlerinde Antalya'da yapılacak toplantının ardından Bakan Çubukçu'nun kararını vermesi bekleniyor. Özel Okullar Birliği tarafından Antalya'da gerçekleştirilecek toplantıda Çubukçu'nun sınavın kaldırılmasına ilişkin görüşlerini özel okul temsilcileri ile paylaşması bekleniyor.