13 Mart 2009 Cuma

'Öğrencisinin Başını Sıraya Vurdu'

Bağcılar Şükrü Savaşeri İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi U.Y. (14), arkadaşı ile kavga ettiği sırada araya giren Sosyal Bilgiler Öğretmeni M.A.’nın, başını tutarak 3 kez sıraya vurduğunu iddia etti.

Sol gözü kapanan U.Y.'nin babası Şinasi Y., karakola giderek öğretmen M.A.'dan şikayetçi oldu. İddiaya göre, U.Y. ile sınıf arkadaşı önceki gün ders arasında kavga etti. Bu sırada sınıfa giden Sosyal Bilgiler Öğretmeni M.A. öğrencileri ayırdı. U.Y.'nin kafasını tutan öğretmen, 3 kez sıraya vurdu. U.Y. aldığı darbelerle kendinden geçerek yere yığıldı. Öğretmenler, sol gözü kapanan U.Y.'nin babası Şinasi Y.'yi okula çağırdı. Şinasi Y. oğlunu hastaneye götürdü. Şinasi Y., “Okuldan beni arayıp, 'Oğlunuz rahatsız. Doktora götürmeniz gerekiyor' dediler. Okula gittiğimde çocuğum kanlar içerisindeydi. Kavga ettiği arkadaşı da hastaneye geldi. 'Hoca kafasını masaya vurdu' dedi. Benim oğlum biraz hiperaktif. Şu anda da psikologdan yardım alıyor” diye konuştu.

Eğitimlerini Tamamlayabilecekler...

YÖK, Harp Okulları, Polis Akademisi ve GATA'dan çeşitli sebeplerle atılan ya da ayrılan 1227 öğrenciyi yarım kalan yükseköğrenimlerini tamamlamak üzere çeşitli üniversitelere yerleştirdi.

YÖK Genel Kurulu, Harp Okulları, Polis Akademisi ve GATA'dan atılıp öğrenci affına başvuran öğrencilerin geri dönüş başvurularını görüşmeye başladı. Öğrenci affından ilk kez yararlanacak bu okullarda toplam 1227 öğrenci yarım kalan yükseköğrenimlerini tamamlama hakkına kavuştu.
YÖK Genel Kurulu, sözkonusu öğrencilerin çeşitli üniversitelere yerleştirmesini bölüm bölüm yapmaya devam ediyor. Yasaya göre Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksek Okulları'nda ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenim görürken, 7 Haziran 1995'ten sonra her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler yükseköğrenimlerini tamamlama hakkına sahip.
Disiplinsizlik gerekçesi ile atılanları da kapsayan öğrenci affından yararlanmak isteyen öğrenciler YÖK'e başvuru yapmıştı. YÖK'de oluşturulan komisyon öğrencilerin durumlarını tek tek inceli-yor. Öğrencinin eğitimine uygun bir üniversite belirleniyor ve YÖK Genel Kurulu'na teklif sunuluyor. Polis Akademisi'nden ilişiği kesilenler de aynı düzenlemeden faydalanıyor. Komiser yardımcısı statüsünde öğrenci yetiştiren 4 yıllık Polis Akademisi'nden ilişiği kesilen öğrenciler afla akademiye geri dönemese de sivil fakülte veya yüksekokullara yerleştirildi.
Askeri okullar ve Polis Akademisi'nden atılan öğrenciler, aftan faydalanıp normal üniversiteye devam edecek. Böylece Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin 2. sınıfından ilişiği kesilen bir öğrenci Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitimini tamamlayabilecek ve doktorluk yapabilecek.

Murat Başesgioğlu Açıkladı...

Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, bu yıl içinde yeni bir Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) yapılmasının uygun görüldüğünü bildirdi.

Başesgioğlu, bu yıl içinde, kamu kurum ve kuruluşlarına ait A grubu kadrolara yapılacak başvurular ile Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) ait öğretmen unvanlı kadrolara yapılacak atamalarda kullanılmak üzere yeni bir Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) yapılmasının uygun görüldüğünü bildirdi.
Bakan Başesgioğlu, AA'ya yaptığı açıklamada, 2002 yılından bu yana her yıl (A) Grubu kadrolar için ve 2 yılda bir (A) ve (B) grubu kadroları kapsayacak şekilde genel KPSS yapılmasının istikrar kazandığını ifade etti. Murat Başesgioğlu, şunları kaydetti: “2009 yılında yeni mezun olacak adaylar ile 2008 yılında KPSS'ye girmiş adayların KPSS puanlarını yükseltebilmeleri amacıyla ve yaz döneminde mezun olacak adayların başvurmalarına imkan tanıyacak şekilde 2009 yılı içinde kamu kurum ve kuruluşlarına ait (A) Grubu kadrolara yapılacak başvurular ile MEB'e ait öğretmen unvanlı kadrolara yapılacak atamalarda kullanılmak üzere 2009 yılı yaz dönemi içinde KPSS yapılması uygun görülerek, bu husus ÖSYM Başkanlığına bildirilmiştir.” Öte yandan, bu yıl içinde, 2008 yılında yapılmış olan KPSS (A ve B) sonuçlarına göre kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaçları çerçevesinde yerleştirme yapılacağını belirten Başesgioğlu, (B) Grubu kadrolar için yapılacak yerleştirmelerin ÖSYM tarafından, (A) Grubu kadrolar için yapılacak sınavların ise ilgili kurumlar tarafından kamuoyuna duyurulacağını ifade etti. Başesgioğlu, yine bu yıl içinde, ilk defa alınacak sözleşmeli personel için de 2008 yılında yapılan KPSS sonuçlarına göre KPSS (B) Grubu puan türü esas alınmak suretiyle ilgili kurumlarca Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslarda belirtilen hükümler çerçevesinde atamaların gerçekleştirileceğini bildirdi. Personel alımında 2008 yılı KPSS sonuçları da geçerli olacak.

Engelli Torunlarını Sırtında Taşıyor...

Bursa'nın Osmangazi ilçesinde yaşayan Ali Araz (73), ilköğretim ve anaokulu öğrencisi engelli iki torununu 6 yıldır sırtında okula taşıyor.

Araz'ın, 12 yaşındaki torunu Engin Araz tekerlekli sandalyeye kavuşurken, kardeşi işitme engelli Nazar halen dedesinin sırtında okula gidip geliyor. Bursa'nın Osmangazi ilçesi Panayır İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi yürüme engelli Engin Araz ve duyma özürlü kız kardeşi Nazar, dedelerinin sırtında okula gidip geliyor. Engin tekerlekli sandalyesine 1 yıl önce kavuşurken anaokulu öğrencisi Nazar, halen dedesinin omuzlarında okula gidiyor. Doğuştan yürüme engelli Engin Araz ile duyma bozukluğundan dolayı okula gidemeyen kız kardeşi Nazar Araz, tüm zorluklara rağmen eğitimlerini sürdürüyor. Engelli torunlarını yağmur-çamur, yaz- kış demeden okula götürüp getiren 73 yaşındaki Ali Araz'ın fedakarlığı ise herkesin takdirini kazanıyor. Kendisi diğer oğlunun yanında oturmasına rağmen her sabah gelip torunlarını sırtında okula götürdüğünü anlatan Ali Araz'ın tek hayali; torunlarını bir gün öğretmen olarak görmek.
Dede Ali Araz, 3 torunundan ikisinin özürlü olduğunu belirterek, "Ne yapalım Allah'tan gelmiş. Ben de yılmadan torunlarımı sırtımla okula götürüp getiriyorum. Sadece gidip gelişte yoldan geçerken trafikte zorlanıyorum. Torunum Engin öğretmen olmak istiyor. Küçük torunum Nazar ise yeni başladı, inşallah ikisini de öğretmen olarak görmek istiyorum. Ömrüm yettiğince onları sırtımda taşırım, ben öldükten sonra da Allah büyüktür." şeklinde konuştu.
Yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen yılmadan ve isyan etmeden yüzünden tebessümü eksik etmeyen anne Meryem Araz (38), "Bizden daha kötü durumda olanlar var, bir şey yapılacaksa onlara yapılsın." demesi herkesi duygulandırıyor.
Üç çocuğundan ikisinin özürlü olduğunu belirten anne Araz, "Çocuklarımdan biri 17 yaşında, onda bir şey yok şükür. Engin ve Nazar'a bakarken büyük çocuğumuzu okutamadık. Şu anda kâğıt toplayarak bize yardımda bulunmaya çalışıyor. Eşim fabrikada asgari ücretle aşçı olarak çalışıyor. Engin için bana bakım parası olarak 3 ay önce bağlanan parayla ve komşularımın yardımıyla geçinmeye çalışıyoruz." dedi.
"ANNENİN EN BÜYÜK DİLEĞİ OĞLUNUN İDRAR SORUNUNUN GİDERİLMESİ" Oğlu Engin'in doğuştan yürüyemediğini anlatan Meryem Araz, Engin'in doğduğunda belinde bulunan yaradan dolayı bir haftalıkken ameliyat olduğunu ve o günden beri yürüyemediğini anlattı. Araz, Engin'in aynı zamanda idrarını da kaçırdığını belirterek, tek isteğinin bunun giderilmesi olduğunu söyledi.
6. sınıfta okuyan Engin'in öğretmenleri ve arkadaşları tarafından sevildiğini aktaran Meryem Araz, "Engin de okulunu çok seviyor ve okuyup öğretmen olmak istiyor. Engin'i her gün dedesi okula götürüp getiriyor. O olmadığı zaman ben götürüp getiriyorum. Dedesi bir yıl öncesine kadar sırtında götürdü. Geçen sene bir hayırsever vatandaş tarafından tekerlek sandalye alındı. Şu anda sıcak günlerde onunla götürüyoruz; ancak kötü havalarda ve sandalyenin gitmediği yerlerde ise yine sırtımızda götürüyoruz. Engin benim evladım; ben 12 yıldır bakıyorum, peki ben öldükten sonra bu çocuklarıma kim bakacak? Benim tek dileğim yürümesi olmasa dahi Engin'in idrar sorununun bir an önce çözülmesi. Çünkü yaşı ilerledikçe daha büyük sorun olacak. Halen altını bezliyorum. Sonda ile idrarını alıyorum. Büyüdüğü zaman ben bunu nasıl yapayım. Çocuk büyüdükçe kimsenin yanına gidemiyor, arkadaşları ile iletişimi kalmıyor utanıyor. Resmen toplum dışı oluyor." diye konuştu.
Baba Azi Araz ise, bir fabrikada geceleri çalıştığını belirterek, "İşyerinden kriz dolayısıyla 3 aydır para alamadık. Komşuların yardımları, oğlumun topladığı kâğıtlardan aldığı para ve Engin'e devlet tarafından verilen 450 TL'lik bakım yardımı ile geçinmeye çalışıyoruz. Evimiz kira 300 TL de kira veriyoruz. Ancak Allah'ıma şükürler olsun. Bizden daha kötü durumda olanlar var." dedi.
"İŞİTME CİHAZI ÇALINAN MİNİK NAZAR'IN DÜNYA İLE BAĞI KOPTU" Panayır Mahallesi Şükrü Şankaya İlköğretim Okulu anasınıfında okuyan doğuştan duyma ve konuşma özürlü 6 yaşındaki Nazar'ın işitme cihazının çalınması ise aileyi tam anlamıyla şok etti.
Duyamadığından dolayı konuşamayan Nazar, dedesi Ali Araz'ın sırtında okula gidip geliyor. Nazar'ın işitme cihazının 20 ila 30 bin TL civarında olduğu belirtildi. Şu anda duyamadığından sadece el işaretleriyle arkadaşlarıyla anlaşmaya çalışan minik Nazar'ın işitme cihazı çalındığı için adeta dünya ile bağları koparılmış durumda. Duyamadığı için aynı zamanda konuşamayan Nazar, çeşitli sesler çıkararak ortama uyum sağlamaya çalışıyor.
Minik Nazar'ın öğretmeni Ümmühan Makar, Nazar'ın okulu çok sevdiğini belirterek, "Arkadaşları da Nazar'ı çok seviyor ve yardımcı oluyor. Ancak Nazar duyamadığı için büyük sorun yaşıyor, arkadaşlarına katılamadığı için bazen agresifleşiyor. Bazen bazı sesler çıkararak arkadaşlarına eşlik etmeye çalışıyor, ancak duyamadığı için bunu tam yapamıyor. Eğer işitme cihazı olsa çok başarılı olacağına inanıyorum." şeklinde konuştu.