19 Haziran 2009 Cuma

Doğudaki Okullar Personel Yetersizliği Sebebiyle Korumasız

İlerleyen Teknoloji Okulları Adeta 'Teknoloji Üssü' Haline Getirdi. Birçok Okulda Teknoloji Sınıflarının Yanında, Görsel Eğitim İçin Sinevizyon Sistemleri Kuruldu.
İlerleyen teknoloji okulları adeta 'teknoloji üssü' haline getirdi. Birçok okulda teknoloji sınıflarının yanında, görsel eğitim için sinevizyon sistemleri kuruldu.
Eğitim için yapılan bu yatırımlar ise güvenliğin az olan okullarda hırsızların iştahını kabartıyor. Son dönemde eğitim kurumlarında yaşanan hırsızlık olaylarında artış yaşanmaya başladı.
Karnelerin verilmesinden sonra başlayan 3 aylık yaz tatili döneminde okullarda yaşanan hırsızlık olayları korkutuyor. Doğu Anadolu'nun birçok ilinde okulların korumasız olması, devlet bütçesinde ağır faturalara mal oluyor.
Özellikle yaz tatili döneminde hiçbir güvenlikçinin olmadığı okullar, başta hırsızlar olmak üzere; balici, tinerci ve diğer sokak çocuklarının hedef noktasını oluşturuyor. Bu olumsuz durumu personel eksikliğine bağlayan eğitimciler, her yıl bir çok okulda hırsızlık olayının yanı sıra camların kırıldığını, binalarda değişik tahribatlar meydana geldiğini bildirdi.
Eğitimciler bu sorunların temelinde 'eğitimsizlik'in yattığını ifade ediyor. Okulların en önemli problemlerinden birinin de güvenlik sorunu olduğuna dikkat çeken eğitimciler, bakanlığa güvenlik personeli talebinde bulunduklarını belirtiyor. Hırsızlara karşı birçok okulun pencereleri ise demir parmaklıklarla kapatılmış durumda.
Geçtiğimiz günlerde Ağrı Patnos Atatürk İlköğretim Okulu'nda da hırsızlık olayı meydana geldi. Atatürk İlköğretim Okulu'nun öğretmenler odasının penceresinden içeriye giren kişi veya kişiler bilgisayarın monitörünü çaldı.
Bilgisayarın kasasını da çalmak isteyen hırsızlar kasayı pencerelerin korkuluğundan geçiremeyince vazgeçti. Ayrıca Patnos merkezde bulunan Vali Yusuf Yavaşcan İlköğretim Okulu ile Kerem Şahin İlköğretim Okulu'nun da yine daha önce kimliği belirsiz kişiler tarafından camları kırılırken, geçtiğimiz yıl Patnos İbrahim Karaoğlanoğlu İlköğretim Okulu'ndan ise 10 adet bilgisayar çalınmıştı.
Zaman zaman okullarda hırsızlık olaylarının meydana geldiğini dile getiren Ağrı Milli Eğitim Müdürü Turgut Koçak, il genelinde 681 okul bulunduğunu belirtti.
Kenar mahallelerde bulunan okullara kamera yerleştirildiğini söyleyen Koçak, hırsızlıklara karşı okul müdürleri, emniyet ve jandarmayla birlikte gerekli tedbirleri almaya çalıştıklarını ifade etti.
Iğdır Milli Eğitim Müdürü Selahattin Şimşek ise okullardaki güvenlik probleminin çok önemli bir sorun teşkil ettiğini ifade ederek, Iğdır genelinde faaliyet gösteren 159 okul için Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 200 güvenlik personeli talebinde bulunduklarını belirtti.
Büyük okulların güvenliği için bakanlığa kadro talebinde bulunduklarını vurgulayan Kars Milli Eğitim Müdürü Ekrem Ekici de tatil dönemlerinde okul müdürlerinin tedbirlerini daha da sıklaştırdığını kaydetti.
Kars genelinde 461 okulun faaliyette olduğunu açıklayan Ekici, yaklaşık 90 güvenlik kadrosuna ihtiyaç duyduklarının altını çizerek, ilde büyük okullarda kamera sistemi kurulduğunu ifade etti.
Ardahan Milli Eğitim Müdürü Şemsettin Görgülü de Ardahan'ın küçük bir vilayet olmasından dolayı okulların asayişi konusunda ciddi anlamda sıkıntı yaşamadıklarını belirtti. Görgülü, karne tatilinden sonra da yaz okulları açtıklarını bu vesileyle gerekli önlemleri de bu şekilde almaya çalıştıklarını söyledi.
Okullardan zaman zaman hırsızlıklar yaşandığını dile getiren Van Milli Eğitim Müdürü Yahya Yıldız, güvenlik konusunda emniyet ve jandarmadan gerekli yardımları aldıklarını ifade ederek, bazı okullara kamera yerleştirildiğine vurgu yaptı.

İstanbul'dan Mardin'e Sevgi Köprüsü

İstanbul'da Çeşitli Üniversitelerde Okuyan 50 Genç, Birleşmiş Mimarlar Derneği Önderliğinde ve İstanbul'dan Mardin'e Sevgi Köprüsü Kapsamında Mardin'in Midyat İlçesine Geldi. İstanbul'da çeşitli üniversitelerde okuyan 50 genç, Birleşmiş Mimarlar Derneği önderliğinde ve İstanbul'dan Mardin'e Sevgi Köprüsü kapsamında Mardin'in Midyat ilçesine geldi.
Öğrencileri, Kaymakam Mustafa Yılmaz ve Milli Eğitim Müdürü Şehmuz İleri ve okul müdürleri karşıladı.
Üniversiteli gençlerin onuruna kız yurdunda yemek veren Kaymakam Yılmaz, Midyat'ı tanıtıcı açıklamalarda bulundu.
Birleşmiş Mimarlar Derneği ve grup adına açıklama yapan öğrenci Yunus Fırat Aydın Bilge köyündeki katliamın ardından köyü ziyaret ederek taziye dileklerinde bulunduklarını belirtti.
Aydın, "Türkiye için en tehlikeli şey kimine göre bölücülük, kimilerine göre irtica, kimilerine göre terör, kimilerine göre ise işsizlik. Biz İstanbul'un bütün üniversitelerinden bir araya gelen, bu ülkenin geleceği olan gençler, bu ülke için en tehlikeli şeyin saçmalığın, yanlışlığın sıradanlaşması olduğunu düşünüyoruz. Bir tarafta geleneklerine, göreneklerine göre beslenen unsurlar, bir tarafta da gitmesek de, kalmasak da o köyün hala bizim olduğunu söyleyen vatanseverler zihniyetler. Kümelenen insanlar dışlanan unsurlar değişmeyen zihniyetler bunların sıradanlaşması bu ülke için büyük bir tehlikedir." dedi.
İstanbul'dan gelen öğrenciler, geceyi Midyat'ta geçirdikten sonra Mardin'in Kızıltepe, Nusaybin, Savur ve Batman'ın Hasankeyf ilçelerinde tarihi ve turistik bölgeleri dolaşacak.

Kayıt Parası Emlakçılara Ödeniyor!

İlköğretime başlayacak öğrenciler, artık Milli Eğitim Bakanlığı'nca otomatik olarak okullara yerleştirilecek.

Ulusal adres veri tabanındaki bilgiler esas alınarak, her çocuk oturduğu semte en yakın kuruma yazılacak. Veliler okul yöneticileri ile muhatap olmayacağı için 'kayıt parası' ödemekten kurtulacak. Ancak otomatik e-kayıt sistemi, varoş ve elit kesim arasındaki eğitim-öğretim uçurumunu daha da derinleştirecek. Gelir seviyesi düşük bölgelerde oturan aileler, çocuğunu iyi semtlerdeki okullara yazdıramayacak. Özellikle kalabalık ilçelerde ikamet edenler, sınıf mevcudu 60-70'lerdeki kurumlara evladını göndermek zorunda kalacak. Veliler, 29 Haziran'da yapılacak otomatik yerleştirme öncesi telaşa düştü. Çocuğunun geleceğinden endişe duyanlar, semt değiştirmeye başladı. Kayıt parasını şimdi emlakçılara ödüyorlar. Çaresiz kalan bazı velilerse bir adreste 2-5 aile oturuyormuş gibi gösteriyor. Sahte kontratlarla nüfus müdürlüklerine adres değişikliği için başvuruyorlar. Bu durumun en çarpıcı örnekleri İstanbul'un Bakırköy ilçesinde yaşanıyor. Kaymakam Dursun Ali Şahin son bir ay içinde yaklaşık 2 bin ailenin Nüfus Müdürlüğü'nde adres değişikliği yaptığını söylüyor. "Çok sayıda evde en az iki ailenin yaşadığı görülüyor. 3 aile hatta 5 ayrı soyisimden insanın bile kaldığı evler var." bilgisini veriyor. Bazı semtlerde kiraların yüzde 10 ile 20 arasında yükseldiğine dikkat çekerek, "Bazı emlakçılar, 2–3 aylık kira parasını alıyor, daha sonra kontratı iptal ediyorlar." diyor. Şahin, Bakırköy'deki resmi ilköğretimlerde okuyan 27 bin öğrencinin yarısının diğer ilçelerden geldiğini ifade ederek, şunları kaydediyor: "Nüfus artış hızı eksilerde olan bir ilçeyiz. Bazı okullarımız bu yıl 130 öğrenci alabilecekken okul çağına gelen öğrenci sayısı 25–30 civarında. Bu yüzden bakanlıktan Bakırköy'ün otomatik e-kayıt sistemi dışında tutulmasını istedim." İstanbul gibi büyükşehirlerde semtlere göre okulların kalitesi arasında adeta dağlar var. Zamanında nüfus yoğunluğu değil, arsaların mevcudiyetine göre okul yapıldığı için bazı semtlerde sınıf mevcutları 15–20 kişide kalırken bazılarında ise 80 kişiye bile ulaşabiliyor. Bakırköy'de bir dersliğe 30, Kadıköy'de 34 öğrenci düşerken, varoş sayılabilecek Sultanbeyli'de 76, Esenler'de 71 öğrenci düşüyor. Yeni dönemde Esenler gibi bir tane bile okul yapacak arsa bulunmayan ilçelerdeki sınıf mevcutları 100'lere kadar ulaşacak. Bahçelievler Yenibosna'da oturan Abdullah Özcan, haksız uygulamaya isyan eden velilerden. Çocuklarından birinin Ataköy'de okuduğunu anlatarak, şunları söylüyor: "Diğer çocuğum okul çağına geldi. İşyerimden dolayı Yenibosna'da oturuyorum. Ataköy'de ev tutacak gelirim yok. Devlet beni oturduğum bölgeden dolayı cezalandırıyor. Çocuğumu Yenibosna'daki kalitesi düşük okullara göndermek zorunda mıyım? Devlet önce bütün semtlerdeki okulların kalitesini aynı düzeye getirsin."