20 Temmuz 2010 Salı

Çoban LYS Engelini Nasıl Aştı?

Çoban LYS Engelini Nasıl Aştı?

Selendili çoban Halil Eroğlu, Lisans Yerleştirme Sınavı'nda derece yaptı.
Manisa'nın Selendi ilçesine bağlı Çampınar Köyünde çobanlık yaparken babasından gizli yazıldığı açık öğretim okuluyla önce orta okulu, sonra da askerdeyken liseyi dışarıdan bitiren Halil Eroğlu, Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) Türkçe Matematik (TM) puan türünde, 211. sırada yer aldı.
Çampınar Köyünde koyun çobanlığı yapan Cennet ve Ali Hikmet Eroğlu çiftinin 4 çocuğundan biri olan Halil Eroğlu (23), tüm imkansızlıklara rağmen okuma hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
Halil Eroğlu, dağlarda koyun otlatırken çalıştığı LYS'de Türkiye genelinde ilk bine girerek, başta ailesi olamak üzere herkesi şaşırttı.
LYS TM puan türünde Ağırlıklı Orta Öğretim Başarı Puanı (AOÖBP) ile 542 puan elde ederek Türkiye 211'incisi olan Eroğlu, sınav başarısından sonra da köyünde çobanlık yapmayı sürdürüyor.

-MADDİ İMKANSIZLIKLAR BAŞARISINA ENGEL OLMADI-

Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1998 yılında ilkokuldan mezun olduktan sonra ailesinin maddi imkansızlıkları nedeniyle okula devam edemediğini ve köyde çobanlık yapmaya başladığını belirtti.
Okulu bırakmış olsa da okuma isteğinin içinde hep var olduğunu ve okula giden arkadaşlarını gördükçe acı duyduğunu ifade eden Eroğlu, şunları söyledi:
''Aileme ekonomik olarak yardımcı olabilmek için her sabah 6 inek, 20 koyunu sabah ezanıyla ahırdan çıkarıp güttüm. 2003 yılında bir gün koyunları otlatırken düşündüğüm şeyi, babamdan izinsiz, 'Kula'ya pazara gideceğim' diye Manisa'ya giderek hayata geçirdim. Manisa'da orta okulu dışarıdan bitirmek için açık öğretime kayıt oldum ve gizli gizli çalışarak orta okulu bitirdim. Sonra lise eğitimi dönemindeyken askere gittim. Liseyi de burada girdiğim son sınavlarla bitirdim.''

-HAYVANLARI OTLATIRKEN SINAVA HAZIRLANMIŞ-

Eroğlu, liseyi bitirdikten sonra da hep daha ileriyi hedefleyerek üniversite için çalışmaya devam ettiğini anlatarak, ''Askerlik görevinden sonra yine köyde koyun çobanlığına başlamıştım. Koyunları otlatmak için sabah erken saatlerde dağlara çıktığımda, dağlarda bir taraftan hayvanları otlattım bir taraftan da üniversite sınavlarına hazırlandım'' diye konuştu.
Sınavının güzel geçtiğini ve iyi bir sonuç beklediğini, ama yine de elde ettiği derecenin kendisini çok mutlu etiğini ifade eden Eroğlu, gizli gizli okuma serüvenini açık öğretimde lise eğitimi aldığı sırada öğrenen ailesinin, üniversite sınavında elde ettiği başarıyı büyük bir şaşkınlık ve mutlulukla karşıladıklarını söyledi.
Eroğlu, Boğaziçi Üniversitesi'nde iktisat eğitimi almayı ve sonrasında da üst düzey yönetici olarak özel sektörde çalışmayı istediğini kaydetti.
Baba Ali Hikmet Eroğlu da oğluyla gurur duyduğunu belirterek, ''Maddi imkansızlıklar nedeniyle oğlumu okutamadım, ama okumak istediği için bizden gizli açık öğretime yazılmış. Şimdi de aldığı puanla üniversite sınavında başarılı olmuş. Allah bundan sonra yardımcısı olsun'' dedi.

Arıboğan, Mütevelli Heyete Seçildi

Arıboğan, Mütevelli Heyete Seçildi

ULUSLARARASI ilişkiler profesörü ve eski Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliğine seçildi.
Üniversiteden yapılan yazılı açıklamada, uzun yıllar çeşitli üniversitelerde akademisyenlik, yöneticilik ve rektörlük görevlerini üstlenen ve yayımlanan çok sayıda ulusal ve uluslararası makalesi ile 8 kitabı bulunan Prof. Dr. Arıboğan'ın üniversitenin Mütevelli Heyeti üyeliğine seçildiği bildirildi.
Açıklamada, Dünya Sanat ve Bilimler Akademisi üyesi de olan Arıboğan'ın, son yıllarda ''Nobel Barış Ödülü'' adayı ve politik psikoloji biliminin kurucularından psikanalist Vamık Volkan ve IRA'ya silah bıraktırmasıyla tanınan Kuzey İrlanda Parlamentosu'nun ilk sözcüsü ve eski Liberal Enternasyonal Başkanı psikoterapist Lord Alderdice ile birlikte çalıştığı ve söz konusu çalışma grubunda konunun uzmanlarının dünyadaki sorunlu alanlarda terörizm ve iç çatışmaların yarattığı olumsuz psikolojik etkilerin bertaraf edilmesi amaçlı uluslararası çalışmalar yürüttükleri belirtildi.
Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan'ın, TED Ankara Koleji'nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdiği, yüksek lisans ve doktora eğitimi sonrasında St. Andrews Üniversitesi'nde Uluslararası Güvenlik Okulu'nda terör, güvenlik konularında uzmanlaştığı ve evli ve iki çocuk annesi olduğu kaydedildi.

Çalışmaya Gitti, Ölüm Yakaladı

Çalışmaya Gitti, Ölüm Yakaladı

ABD'ye "Work and Travel" programıyla gelen 22 yaşındaki Türk öğrenci, Wisconsin nehrinde boğuldu.
Talihsiz bir şekilde can veren Türk öğrencinin nehrin Birchcliff Beach bölgesinde akşam saatlerinde suya girdiği ve akıntıya kapıldığı öğrenildi. Öğrencinin cesedine ancak gece 22.30'da bölge itfaiyesine bağlı dalgıçlar tarafından ulaşıldı.

Can Kamiloğlu Bildiriyor- ABD'ye "Work and Travel" programıyla gelen 22 yaşındaki Türk öğrenci, Wisconsin nehrinde boğuldu. Talihsiz bir şekilde can veren Türk öğrencinin nehrin Birchcliff Beach bölgesinde akşam saatlerinde suya girdiği ve akıntıya kapıldığı öğrenildi. Öğrencinin cesedine ancak gece 22.30'da bölge itfaiyesine bağlı dalgıçlar tarafından ulaşıldı.
Adams County Şerif bürosundan yapılan açıklamada, boğulan gencin J1 vizesiyle "Work and Travel" program kapsamında çalışmak için bölgeye geldiği, Türk öğrencinin kimliğinin ise yakınlarına haber verildikten sonra açıklanacağı bildirildi.
22 yaşındaki Türk gencinin Chula Vista Resort isimli tatil köyünde çalıştığı öğrenilirken, ANKA'ya konuşan tesis yetkileri, olaydan duydukları üzüntüyü dile getirerek, "22 yaşında bir gencin ani şekilde ölümü tüm çalışanları yasa boğdu" dediler.

ANKA

Yalanı Bertaraf Etmenin Yolu

Yalanı Bertaraf Etmenin Yolu

Dikkatli bir anne-baba çocuğun hayal ürünü mü, yoksa gerçek şeyler mi söylediğini kolayca anlar.
Bazı küçük yalanlar görmezden gelinip, yalanın yanlışlığının çocuğa gösterilmesi ve tekrarlamaması için dolaylı şekilde tedbir alınabilir. Çocuğa yalanın kötülüğünü, kendisine ve çevresine zararlarını hikâyelerle anlatmak etkili bir yoldur.

Çocuk ve ergen, aşırı baskı altında olup korktuğunda da, çok sevgi görüp ilgi çekmek istediğinde de yalan söyleyebilir. Bu sebeple çocuklara karşı sevgi, saygı ve disiplini dengede tutucu bir tutum içinde olunmalıdır. Yalana sık başvuran veya hayal ürünü sözler söyleyen çocukları etiketlememek için her hatası yüzüne vurulmamalı, yalandan uzaklaştırıcı genel tedbirler alınmalıdır. Çocuğa yalanın kötülüğünü, yalana başvurmanın kişiye ve çevresine sağlayacağı zararları anlatan olayları, hikâyeleri anlatmak, çocukların özdenetim duygusu kazanarak yalandan uzaklaşmalarında etkili olur. Bu konuda büyük zatların hayatlarında ve çocuk edebiyatında güzel örnekler çoktur. Allah'a inanan bir insanın neden yalan söyleyemeyeceği de ikna edici bir şekilde anlatılmalıdır.

Bazı durumlarda çocuğun yalan söylediği çok açıktır. Çocuk kendisi de bilinçli bir şekilde yalan söylediğinin farkındadır. Anne-baba çocukla yeteri kadar ilgilenemez ve ihmalkâr davranırsa bu yalanlar fark edilmeden amacına ulaşarak zamanla huy halini alır. Dikkatli bir anne-baba ise bu tür yalanları kolaylıkla fark eder. Bu durumda paniğe kapılmadan sakin bir şekilde bilhassa 7 yaşından büyük çocuklar ve ergenlerle net bir şekilde konuşulmalı, kişiliği değil davranışın yanlışlığı hedef alınmalıdır. Aşağılayıcı etiketleyici bir üslup kullanılmamalıdır. Büyüklerini kandıramadığını anlayan çocuk ve ergende benmerkezcilik azalır, başkasının gözüyle de kendisini görme, davranışlarını değerlendirme özelliği gelişir. Önemli olanın hatayı görmek ve ders alıp tekrarlamamak olduğu çocukların ve bütün insanların hata yapa yapa doğruyu öğrendikleri anlatılmalıdır.

Çocuklarla arkadaşça konuşulmalı, yalana yol açan durumu, sebepleri anlatması sağlanmalıdır. Bunların bir kısmı abartılı ya da çok gerçekçi olmasa da sabırla dinlenmelidir. Bu arada uygun sorularla yalanın yol açabileceği olumsuz sonuçları görmesi, yalanla kişinin nasıl kötü alışkanlıkları daha kolay kazanacağını kendisinin düşünüp ifade etmesi sağlanmalıdır. Nasihatin az, dinlemenin çok olduğu bir ortam hazırlanmalıdır. Bu metot çocuk ve gençlerde hatanın tekrarlamaması açısından çok etkili sonuçlar vermektedir. Bütün tedbirlere rağmen yalana başvuran çocukta dürtü kontrol bozukluğu olabilir, bazı organik ve psikolojik nedenlerle çocuk yalan söylemekten kendisini alamaz. Bu durumda psikolojik desteğe başvurulmalıdır.

Öğretmenleri Sevindirecek Karar

Öğretmenleri Sevindirecek Karar

Yükseköğretim Yürütme Kurulu; Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği Programından mezun olanların, Sağlık Bilimleri Lisansiyeri sayılmasına karar verdi.
Bu karar 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. maddesine göre, öğretmenlere bir derece verilmesi anlamına geliyor. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. maddesinin �Ortak Hükümler� başlıklı (A) fıkrasının 5. bendinde; �Dört yıl ve daha fazla süreli yüksek öğrenim görenlerden tabip, diş tabibi, veteriner hekim, eczacı İle benzeri sağlık bilimleri lisansiyerleri (Hayvan sağlığı dâhil) Biyolog unvanına sahip akademik personel giriş derece ve kademelerine bir derece eklenmek suretiyle bulunacak derece ve kademelerden hizmete alınırlar.� denilmektedir. Yukarıdaki fıkra metninde yer alan �benzeri sağlık bilimleri lisansiyeri� ifadesine dayanarak Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü mezunu bir öğretmenin memuriyete giriş derece ve kademesine bir derece ilave edilmemesi işlemine karşı Kayseri 2.idare Mahkemesi nezdinde açtığı idari davada; Mahkeme ara kararı kimlerin sağlık bilimleri lisansiyeri sayılabileceğine Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlendiğinden davacının sağlık bilimleri lisansiyeri olup olmadığının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından sorulmasına karar verilmiş olup Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından söz konusu mahkemeye gönderilen 18/02/2010 tarihli ve B30.0.EÖB.0.00.00.01�795 sayılı cevabi yazıda 10/02/2010 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu Toplantısında; Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği Programından mezun olanların, Sağlık Bilimleri Lisansiyeri sayılmasına karar verildiğini açıklamıştır. Bu durumda, Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği bölümünden mezun olanlar Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında görev yapmakta olan personelin, sağlık bilimleri lisansiyeri sayıldıkları 10/02/2010 tarihi itibariyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı maddesinin �Ortak Hükümler� başlıklı (A) fıkrasının 5. bendi hükmünden yararlandırılarak ilave bir derece alacaklardır. Yükseköğretim Yürütme Kurulunun Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği Programından mezun olanların, Sağlık Bilimleri Lisansiyeri sayılmasına karar vermesin ardından MEB Personel Genel Müdürlüğü uygulamanın bu durumda olan tüm öğretmenlere yansıtılması için aşağıdaki yazıyı yayınlamıştır. Bu durumdan faydalanacak öğretmenlerin yeni davalar açmadan bu haktan faydalanmasını sağlayacak olan bu yazının yayınlanması konusunda Personel Genel Müdürlüğüne kamuoyu adına teşekkür ediyoruz. Umarız benzer konularda uygulama birliği sağlanması ve yeni açılacak davaların önlenmesi için bu tür yazıların yayınlanması MEB'de gelenek haline gelir.

Matematiğin Altın Çocuğu

Matematiğin Altın Çocuğu

Henüz okula gitmeden matematiğe ilgisini keşfeden lise mezunu 17 yaşındaki Melih Üçer, Dünya Matematik Olimpiyatları'nda altın madalya kazandı.
Her yıl farklı ülkede düzenlenen Dünya Matematik Olimpiyatları bu yıl Kazakistan'da 96 ülkenin katılımıyla 7-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapıldı.

Olimpiyatlarda Türkiye'yi, Türkiye Bilimsel Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) tarafından oluşturulan 6 kişilik Matematik milli takımı temsil etti.

Takımdaki öğrencilerinden biri olan Pınar Koleji Özel Çağlayan Fen Lisesi lise son sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Üçer, büyük bir başarı göstererek altın madalya kazandı.

Konuyla ilgili AA muhabirine açıklama yapan Üçer, dünya matematik olimpiyatlarına 4. kez katıldığını ve 1 altın, 2 gümüş madalya kazandığını söyledi.

İlköğretimde okurken de olimpiyatlara başvurduğunu anlatan Üçer, liseye geçtikten sonra da olimpiyatlara katılmayı sürüdürdüğünü belirtti.

Bu yıl katıldığı yarışmanın tamamen bireysel bir yarışma olduğunu vurgulayan Üçer, ''Her ülke 6 öğrenci gönderiyor yarışmaya. Yarışmaya katılan 530 öğrenciden 47'si altın madalya aldı'' dedi.

Türkiye'nin daha önce en iyi derecesinin ''dünya 8'inciliği'' olduğunu anlatan Üçer, yarışmada gösterdiği başarıyla ''dünya 4'üncüsü'' olarak, bu dereceyi yükselttiğini belirtti.

-LYS MATEMATİK TESTİNDE HATA YAPMADI-

İleriye dönük hedefini ''matematikçi olmak'' olarak nitelendiren Üçer, bu alanda daha da uzmanlaşarak akademisyen olmayı düşündüğünü ifade etti.

Dünyanın en prestijli üniversitelerinden biri olan ABD'deki Massachusetts Institute of Technology'e (MIT) kabul edildiğini söyleyen Üçer, eğitimini orada sürdüreceğini belirtti.

Lisans Yerleştirme Sınavı'na (LYS) girdiğini ve Matematik, Geometri testlerindeki bütün soruları doğru yanıtladığını ifade eden Üçer, ''Olimpiyatlarla ilgilendiğim için LYS'ye pek ağırlık vermedim'' dedi.

TÜBİTAK yarışmalarında başarılı olan öğrencilerin puanlarının belli bir katsayı ile çarpılarak yerleştirme yapıldığını anımsatan Üçer, bu şekilde istediği bölüme rahatlıkla girebileceğini, ancak tercihini MIT'den yana kullandığını söyledi.

Üçer, Amerika'daki bu okula kabul edilmemiş olması halinde tercihini ODTÜ veya Bilkent üniversitelerinden yana kullanmayı düşündüğünü ifade etti.

''Matematik ile okula gitmeden önce tanıştım'' diyen Üçer, eğitimi boyunca Matematik dersinden hiç zayıf not almadığını belirtti.

Bu olimpiyatların her sene yapıldığını ancak yeterli ilgi gösterilmediğini belirten Üçer, ''Olimpiyatlar Türkiye genelinde yaygınlaşmıyor, ilgi az. Matematik alanında başarılı olan öğrenciler de olimpiyatlara katılmalı'' diye konuştu.

Pınar Eğitim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Postallı da, öğrencilerinin Türkiye'ye böyle bir derece kazandırmasından büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.

Türkiye'nin 1956 yılından beri bu tür olimpiyatlara katıldığını anlatan Postallı, bireysel anlamda yakalanan bu derecenin en iyi derece olduğunu vurguladı.

Postallı, Türkiye için gençlerin elde ettiği bu tür başarıların kamuoyuyla paylaşılması ve öğrencilerin özendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Tercihler İçin Son 2 Gün 20 Temmuz SON

Tercihler İçin Son 2 Gün

İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin SBS sonuçlarının da katılarak hesaplandığı OYP'ye göre tercih yapma süresi 20 Temmuz'da sona erecek.

Fen, Anadolu, sosyal bilimler ve diğer bazı meslek liselerine öğrenci yerleştirmek amacıyla gerçekleştirilen ve ilköğretim 8. sınıf öğrencilerinin SBS sonuçlarının da katılarak hesaplandığı OYP'ye göre tercih yapma süresi 20 Temmuz'da sona erecek.

Sınavı kazanan adaylar tercih işlemlerini tamamladıktan sonra herhangi bir ilköğretim okulundan tercih başvurusu yapabilecek.

Tercih işlemlerine ilişkin kılavuz, MEB'in http://oges.meb.gov.tr adresli internet sitesinde yer alıyor.


Yerleştirme sisteminde yapılan yeni düzenlemeyle bu yıldan itibaren adaylardan ikinci kez tercih alınacak, ayrıca yedek liste uygulaması yapılacak.

Sınavı kazanan adayların 1. yerleştirme tercih başvuruları 20 Temmuza 2010 Salı günü sona erecek. OYP'si 196 ve üstü olan adaylar tercihte bulunabilecek. Adaylar en fazla 12 tercih başvurusu yapabilecek.

Tercihler, öğrenci velisi tarafından ''http://www.meb.gov.tr'', ''http://www.oges.meb.gov.tr'' veya ''http://e-okul.meb.gov.tr'' internet adreslerinde yayımlanan tercih listelerindeki okulların tercih kodlarına göre bireysel olarak yapılacak.

Okul müdürlüğü tarafından elektronik olarak onaylanan tercihlerle ilgili varsa, her türlü düzeltme elektronik onaylamadan önce yapılacaktır. Onaylama işlemi yapıldığı andan itibaren öğrencinin tercih işlemi tamamlanmış olacak.

Tercih listesinden öğrenci velisi, onaylamadan ise okul müdürlüğü ile veli birlikte sorumlu olacak.

1. yerleştirme sonuçları 26 Temmuz 2010 tarihinde açıklanacak. Sonuçlara göre kayıtlar 26 Temmuz-4 Ağustos 2010 tarihleri arasında yapılacak. Bu kayıtlar sonrası boş kalan kontenjanlar 4 Ağustos 2010'da ilan edilecek.

2. YERLEŞTİRME İÇİN TERCİHLER 5 AĞUSTOS'TA
Bu yıl yerleştirme sisteminde, okullarda kayıtlar sonrasında boş kalan kontenjanların sayısını en aza indirmek ve daha fazla sayıda öğrencinin bu okullara yerleşmesini sağlamak amacıyla ikinci tercih ve yedek liste uygulaması getirildi.

2. yerleştirme için tercih başvuruları 5-11 Ağustos 2010 tarihleri arasında alınacak. Bu dönemde öğrenciler, en fazla 6 okul tercihinde bulunabilecek ve yeni bir yerleştirme gerçekleştirilecek.

2. yerleştirmeye, OYP'si 196 ve üstü olan tüm öğrenciler başvurabilecek. 1. yerleştirme için tercihte bulunan ve bulunmayan öğrenciler, 1. yerleştirme sonucunda herhangi bir tercihini kazanamayan öğrenciler. 1. yerleştirme sonucu kazandığı okula kayıt yaptıran öğrenciler, 1. yerleştirme sonucu kazandığı okula kayıt yaptırmayan ya da kayıt yaptırıp kaydını geri alan öğrenciler de 2. yerleştirme için başvuru yapabilecek.

Öğrenciler, 2. yerleştirme sonucunda tercihlerinden birine yerleşmeleri durumunda 1. yerleştirme sonucunda yerleşip kayıt yaptırdıkları okullardaki kayıtları sinilecek. Bu adayların 2. yerleştirme sonucuna göre kazandıkları okula kayıt yaptırmaları gerekecek.

1. yerleştirme sonucuna göre herhangi bir okula yerleşmiş ve kayıt yaptırmış olan öğrencilerin kayıtları, 2. yerleştirmeye başvurmaları durumunda sistem tarafından korunacak.

2. yerleştirme sonuçları, 16 Ağustos 2010 tarihinde ilan edilecek. Bu ilanda öğrencinin asil olarak girmeye hak kazandığı okulla birlikte, yedek olarak kazandığı okul da yer alacak. 2. yerleştirmeye göre kayıtlar 16-20 Ağustos 2010 tarihleri arasında yapılacak.

1. ve 2. yerleştirme işlemlerine talepte bulunacak öğrenci, her talep dönemi için okul aile birliğine makbuz karşılığında 5 TL yatıracak.