16 Temmuz 2009 Perşembe

Üniversite Adaylarına Burs İmkanları

Burslu okumak isteyen ve ÖSS'de başarılı olan adaylara hem üniversiteler hem de diğer bazı kurumlar bir çok seçenek sunuyor.

ÖSS'de başarılı olan adaylara, hem üniversiteler hem de diğer bazı kurumlar belirli koşullarla ''aylık ücret''ten ''teknokentte şirket açma önceliği'' tanımaya, dizüstü bilgisayardan barınma giderlerine ve yurt dışında ücretsiz yüksek lisans ve doktora eğitimine kadar çeşitli olanaklar sunuyor. ÖSS'de başarılı olan adaylar, özellikle burs konusunda diğer adaylara göre birçok avantaj elde ediyor. Hem devlet üniversiteleri hem de vakıf üniversiteleri öncelikle ÖSS'de derece kazanmış öğrencileri kendi üniversitelerine çekmek için burs ve çeşitli imkanlar vaat ediyor. ÖSS'de genellikle ilk üç bine giren adaylar için gerek devlet üniversiteleri gerekse vakıf üniversitelerinin burs ve diğer seçenekleri çoğalıyor. Bazı üniversiteler bu rakamı ilk 8 bine kadar çıkarıyor. Vakıf üniversiteleri genellikle dereceye giren bu öğrencilerden hem eğitim-öğretim ücretini almıyor, hem barınma ve diğer giderlerini karşılıyor hem de belirli miktarlarda ''aylık ücret'' veriyor. Bazı vakıf üniversiteleri ''başarı bursu'', ''destek bursu'', ''kapsamlı burs'', ''başarı ödülü'' gibi imkanlar sağlıyor. Kapsamlı burs eğitim-öğretim ücretinin tamamının alınmamasını kapsarken, destek bursu eğitim-öğretim ücretinden yapılan indirimi, başarı bursu da belirli bir not ortalamasının üstünde olan öğrencilere verilen ücretleri içeriyor. Ayrıca öğrencilere yurt dışında ücretsiz yüksek lisans ve doktora eğitimi olanakları da tanınıyor. Devlet üniversiteleri de genellikle başarılı öğrencilere ''başarı ödülü'' ve ''başarı bursu'' sunuyor. Başarı ödülü genellikle dereceye girmiş öğrencilere ilgili üniversiteyi tercih etmeleri halinde bir defaya mahsus ''para ödülü'' şeklinde oluyor. Örneğin, İstanbul Teknik Üniversitesi, Y-ÖSS'de SAY-puan türüne göre ilk 100'e girerek, üniversiteye yerleşecek olanlara birinci eğitim-öğretim yılında 20 bin TL nakit para veriyor. Ayrıca bu adaylara, 9 ay süreyle ayda 1500 TL, dizüstü bilgisayar ve İTÜ ARI-TEKNOKENT'te şirket açma önceliği sağlıyor. Adaylar, hangi üniversitenin hangi alanlarda ve hangi koşullarla burs verdiklerine ilişkin ayrıntılı bilgileri, 2009-Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'ndan öğrenebilecek. -MEB'İN BURSU- Milli Eğitim Bakanlığı da öğretmenlik programlarını ilk beş tercihi arasında göstererek, yerleşmeye hak kazanan toplam 1500 öğrenciye aylık 180 TL burs sağlayacak. Anadolu öğretmen lisesi mezunu olup bu programlara ilk beş tercihleri arasında yerleşen öğrencilerden kontenjana giremeyenler için kontenjan sınırı bulunmayacak. Burs verilecek öğrencilerde şu şartlar aranıyor: ''- T.C. vatandaşı olmak, - 22 yaşını geçmemiş olmak, (1987 ve sonraki yıllarda doğmuş olmak) - ÖSYS tercih bildirim formunda öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarının Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen programlarını ilk beş tercihi arasında seçmiş ve bu programa (ikinci öğretim, Açıköğretim ve özel üniversiteler hariç) kesin kaydını yaptırmış olmak, - Memuriyete atanmasına engel olacak nitelikte hükümlülüğü bulunmamak, - ÖSYM'ce yapılan puan sıralamasına göre kaydolduğu program için Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen kontenjana girmiş olmak.'' MEB'in, 2009-2010 öğretim yılında burs vereceği öğretmenlik programları ve kontenjanları şöyle: ''Okul Öncesi Öğretmenliği (260), İngilizce Öğretmenliği (220), Sınıf Öğretmenliği (100), Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (100), İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği (100), Türkçe Öğretmenliği (80), İlköğretim Matematik Öğretmenliği (80), Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (60), Matematik Öğretmenliği (50), Fen Bilgisi Öğretmenliği (60), Fizik Öğretmenliği (20), Kimya Öğretmenliği (20), Coğrafya Öğretmenliği (30), Biyoloji Öğretmenliği (20), Tarih Öğretmenliği (20), Sosyal Bilgiler Öğretmenliği (45), Zihin Engelliler Öğretmenliği (50), Üstün Zekalılar Öğretmenliği (12), Endüstriyel Teknoloji Öğretmenliği (13), Elektrik Öğretmenliği (20), Elektronik Öğretmenliği (20), Elektronik Haberleşme Öğretmenliği (15), Bilgisayar Öğretmenliği (20), Bilgisayar Sistemleri Öğretmenliği (20), Bilgisayar ve Kontrol Öğretmenliği (15), Elektronik ve Bilgisayar Öğretmenliği (15), Bilgisayar Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği (35).'' Burslar, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünce ödenecek. -TÜBİTAK'IN BURSU- TÜBİTAK da 2009-ÖSS sonucuna göre Sayısal ağırlıklı puan türünde ilk 7 bin 500'e girerek biyoloji, fizik, kimya, matematik, ilk 5 bin içine girerek moleküler biyoloji ve genetik, sözel ağırlıklı puan türünde ilk bine girerek tarih, eşit ağırlıklı puan türünde ilk 5 bin içine girerek felsefe, sosyoloji, ilk bine girerek psikoloji bölümlerinden birine ÖSYM tarafından merkezi yerleştirmede yerleşmeye hak kazanıp kayıt yaptıran T.C vatandaşı öğrencilere burs sağlayacak. Ayrıca, ortaöğrenimi sırasında Türkiye adına TÜBİTAK'ın katıldığı Uluslararası Bilim Olimpiyatlarında (bilgisayar, biyoloji, fizik, kimya, matematik) altın, gümüş ve bronz madalya alıp sınavsız yerleştirme hakkını kazanan ya da Uluslararası Bilim Olimpiyatları'nda Türkiye'yi temsil eden takımlarda yer alıp ortaöğretimini bitirdiği yıl girdiği ÖSS sonucunda üniversitelerin bu olimpiyat alanlarıyla ilgili bölümlerinden/programlarından birini kazanan ve kayıt yaptıran T.C. vatandaşı öğrenciler de TÜBİTAK'tan burs alabilecek. TÜBİTAK'ın düzenlediği Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması ile Uluslararası Proje Yarışmalarında dereceye giren öğrenciler de belli koşullarla burstan yararlanabilecek. Belirlenen şartları sağlayarak bursiyer olmaya hak kazananların adreslerine 2009 yılı Eylül ayı içinde gerekli belgeler gönderilerek, başvurmaları istenecek.

Hangi Yaşta Hangi Zeka?

Okullarda uygulanan etkin ve çoklu öğrenme ortamları çocuğun baskın zekâlarından yararlanarak, baskın olmayan zekâlarını geliştiriyor

Eğitim sistemimizin sınavlara dayalı olması, okullarımızın tamamen akademik başarıya endekslenmeleri, gençlerin gerçek yaşamdan koparak test kitaplarının arasına hapsolmasına yol açtı. Yaklaşık 20 yıldır okullarda devam eden reform çalışmalarının ardından geldiğimiz nokta, gerek eğitimciler gerek aileler açısından hiç de memnun edici değil. Akademik anlamda yüksek başarı gösteren gençlerimiz üniversite mezuniyetleri sonrası iş yaşamında çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor. Okul hayatı boyunca oldukça başarılı sayılan öğrenciler, mezuniyet sonrası büyük problemlerle iş hayatına girebiliyor ve gerçek hayata uyumda pek çok sıkıntı yaşıyor. Zeki diye adlandırılan pek çok öğrenci inanılmaz davranışlarla toplumu şaşırtıyor ve asosyal tavırlarla anne babaları endişelendiriyor. Çoklu Zekâ Teorisi'nin her zekâ türüne eşit önem vermesi ve her çocuğun öğrenebileceğine yönelik çalışmaları, bugün Türkiye'de de pek çok okulda bu metodun eğitim öğretimde kullanılmasına neden oldu. Eğitimde çoklu zekâyı kullanan Kültür2000 Koleji Kurucusu Ful Akıngüç Över, çoklu zekânın bilinmemesinden dolayı, dil ve matematik dışındaki zekâ türlerine sahip çocuklara önem verilmediğini söylüyor. Över, “Başarısız çocuk yoktur. Dersleri müzik, sanat ve spor desteğiyle sevdirip başarıyı artırmak mümkün” diyor. Över, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı: Kuramın geleneksel zekâ anlayışından farkı ne? Geleneksel anlayışta sadece etkili ifade yeteneği olan ve mantıklı kişilere değer veriliyor. Oysa çoklu zekâda her tür zekâya eşit önem veriliyor. Müzikte çok başarılı ancak matematikte başarısız olan çocuk zeki mi? Neden olmasın? Ne yazık ki bu yetenekleri taşıyan birçok çocuk, okulda destek görmüyor. Onların farklı düşünme ve öğrenme yönlerine hitap edilmediği için öğrenme problemli oluyor; çocuk 'dikkati eksik' ya da 'başarısız' olarak adlandırılıyor. Ancak ülkemizde başarı sınavlarla ölçülüyor... Ne yazık ki öyle. Sınavlar ezberciliğe neden oluyor ve yaratıcılığı ortadan kaldırıyor. Çoklu Zekâ Kuramı'nda öğrenememe veya başarısızlık söz konusu değil mi? Hayır. Seviyeler farklı olabilir ama her çocuk her konuyu öğrenir. Çoklu zekâyla, öğretmenler derslerini müzik, sanat, alan gezileri ve daha birçok farklı yöntemle öğretiyor. Müzik zekâsına sahip bir çocuğa tarih nasıl öğretilebilir? Tarihi bilgilerle bir şarkı hazırlamasını istediğimizde bu işi zevkle yapar. Kendi hazırladığı şarkıları unutmayacağı için öğrenmiş de olur. “Baskın zekâyla baskın olmayan zekâ geliştirilir” Şule Yurcu, Çoklu Zekâ Teorisi'nin, çocuğu tanıma ve yönlendirmede rehber olduğunu belirterek, “Bu anlayışla kurulan okullardaki hatta evlerdeki etkin ve çoklu öğrenme ortamları çocuğun baskın zekâlarından yararlanarak, baskın olmayan zekâlarını geliştirir” dedi. Yurcu bu gelişimi özetledi: - Çocuğun sanat veya müzik zekâsı baskın değilse, belki ilerde ressam veya müzisyen olamaz ama beğeni ve zevk alma düzeyi mutlaka gelişir. - Matematik konularının kavramlarını, dilsel zekâsı baskınsa senaryolaştırarak öğrenebilir. Eğer bir de müzik zekâsı baskınsa ritim çalışmaları sayesinde sayıları, sayı dizilerini hatta işlem yapmayı öğrenebilir. - Sanatta ustaca kullanılan geometrik şekiller, uzamsal zekânın göstergesidir. Bu tür yaklaşımlarla oluşturulan öğrenme ortamlarıyla çok daha fazla çocuğa ulaşmak mümkündür. Bedensel - Kinestetik Zekâ Yaşadığımız fiziksel dünyayı fark etmemizin ve kavrayabilmemizin temelleri kinestetik zekâmıza bağlı. Yaşamımızda dış dünyada olup bitenleri gözleyerek, diğerlerinin hareketlerini taklit ederek, diğerleriyle etkileşim kurarak ve nesnelere dokunarak pek çok şey öğreniriz. Prof. Gardner, kinestezinin altıncı duyumuz olduğunu söylüyor. Bu zekâ alanı bireyin, spor faaliyetleri gibi tüm vücudunu kullanmasını gerektiren etkinliklerde kullanılıyor. Bedensel öğrenciler bedenlerini hareket ettirerek ve ellerini kullanarak en iyi şekilde öğreniyorlar. Rol yapma, drama ve bütün spor alanları hoşlandıkları etkinlikler arasında bulunuyor. Bu öğrenciler sınıftaki duygusal tona daha fazla önem gösteriyor. Çünkü onların bedenlerine ve çevrelerine olan farkındalık seviyeleri çok yüksek. Nasıl tanırsınız? Bedensel zekâ kişinin vücudunu ve hareketlerini kullanım biçimini ifade ediyor. Bedensel zekâsı yüksek kişiler spor hareketlerini, düzenli-ritmik oyunları kolayca uygulayabilirler. Bedensel zekâsı yüksek kişilerde koordinasyon, denge, hız, el, bacak becerisi ve esneklik dikkat çekicidir. Balerinler, aktörler, sporcular, pandomim sanatçıları, cerrahlar, teknisyenler bunlara örnek gösterilebilir. Spor geliştirir Birçok çocuk, spor yapmak ve oyun oynamak için zaten motive olmuş olduğundan bu zekâ, diğer zekâ türlerini geliştirmek için 'fırsatlar penceresi'dir. Eğer çocuğunuz bilgisayar oyunlarından zevk alıyorsa, dilsel zekâlarını geliştirmek için, oyunun kural ve strateji kitaplarını okumaları için cesaretlendirin. Eğer çocuğunuz futbol veya basketbol oynamak istiyorsa, sporun tarihini, çeşitli biyografileri okumalarını öğütleyin. Günlük gazeteleri okuyup favori sporcular hakkında size rapor vermelerini sağlayın. Ayrıca skorlar, rekorlar ve lig istatistiklerini öğrenirken mantıksal zekâları da gelişecektir. 5 TEMEL ÖZELLİĞİ 1- Bir veya birden fazla sporda başarılıdır. 2- Uzun süre oturunca kıpırdanır, elini ayağını sallar, vb. 3- Bir şeyleri parçalayıp tekrar birleştirmeyi sever. 4- Yeni şeyleri elleyerek tanır. 5- Kendini tiyatrovari şekilde ifade etmekten hoşlanır. Görsel-Uzamsal zekâ Görsel zekâdaki yeteneğimiz, üç boyutlu bir nesnenin şekil ve görüntüsünü ne kadar hayal edebildiğimizle ilgili. Görsel düşünme, kendini şekil ve grafiklerle ifade etme, çizme, boyama, şekil verme gibi davranışları kapsıyor. Beyin, sözcüklere ulaşmadan önce imaj ve resimlerle düşünür. Görsel zekânın dili; renkler, şekiller, desenler, dokular, imajlar, resimler ve diğer görsel sembollerdir. 6 temel özelliği: 1- Bir görüntüyü zihninde canlandırabilir. 2- Harita, çizelge ve şemaları rahatlıkla okur. 3- Yaşıtlarından daha hayalcidir. 4- Görsel gösterimleri sever. 5- Okurken kelimelerden çok resimlerden öğrenir. 6- Dalgın bir şekilde resim çizer. Geliştirmek elinizde Çocuklarınızın görsel zekâsını geliştirmek için çeşit çeşit renklerde farklı farklı kalemler alın. Grafik, el sanatları, tasarım, resim kurslarına teşvik edin. Çocuğunuzla fotoğraf çekin, müze gezin, sinema ve tiyatroya gidin. Sosyal-Bireylerarası Zekâ İletişim kurma, onları anlama ve davranışlarını yorumlama yeteneklerini kapsar. Sosyalleşme bu yetenek sayesinde olur. Politikacılar, liderler, psikologlar, öğretmenler, turizmciler bu yeteneklerini iyi kullanırlar. Sosyal zekâsı gelişmiş olanlar moral, mizaç, güdüler ve eğilimleri fark eder ve ayrıştırabilir. Kişiler arası ilişkileri güçlü olanların önemli özellikleri arasında, başkalarının duygularına, korkularına, meraklarına ve inançlarına empati gösterme, yargılamadan dinleme ve performanslarını en üst düzeye çıkarmalarında yardımcı olma isteği bulunur. Sosyal zekânın gelişmesi bir grupta işbirliği ve ekip ruhunun güçlenmesini sağlar. Çocuğunuzun bu zekâ türünü geliştirmesi için başkalarıyla ilişkilerinde göstermesini beklediğiniz davranışları belirleyin ve evde bir sosyal, iletişimsel zekâ beklentisi tablosu oluşturun. Bu zekâ için çocuklarınıza model olmanız gerekli. 7 temel özelliği: 1- Yaşıtlarının yanı sıra farklı yaş gruplarındaki insanlarla birlikte olmaktan da zevk alır. 2- Doğal bir lider olarak davranır. 3- Sorunları olan arkadaşlarına önerilerde bulunur. 4- Kulüplere, komitelere ve diğer organizasyonlara katılır. 5- Başka çocuklarla oynamayı sever. 6- Birden fazla yakın arkadaşı vardır. 7- Başkalarına ilgi gösterir. Hangi yaşta hangi zekâ? Yeni araştırmalara göre, öğrenme yolları yaş dönemine göre değişiyor. California Üniversitesi Eğitim Uzmanı Dr. Sue Teele'in 4 bin öğrenciyle yaptığı çalışmaya göre, dilsel zekâ, anaokulundan 3. sınıfa dek, mantıksal- matematiksel zekâ 1. ile 4. sınıflar arasında, görsel - alansal ve bedensel zekâ ilkokul boyunca etkin. Bu da, ilkokullarda bilgiyi görsel, aktif öğrenme yoluyla iletmenin en doğru yöntem olduğunu gösteriyor. Ortaokul çocukları bedensel, görsel, alansal, müziksel ve sosyal zekâ alanlarını kullanıyor. Bu öğrenciler yalnız değil, birlikte çalışarak daha başarılı oluyorlar.

YÖK'ten Katsayı Müjdesi

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya Özcan, ÖSS'de meslek liseleri ve katsayı farklılığı hakkında önemli açıklamalar yaptı..

YÖK Genel Kurulu, gelecek yıl uygulamaya konulacak üniversiteye girişte yeni sistemin ayrıntılarını görüşmek üzere gelecek hafta toplanacak. Alınan bilgiye göre, YÖK Genel Kurulu üyeleri 21 Temmuz 2009 Salı günü YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında bir araya gelecek. NTV'nin haberine göre; Kat sayının sınava etkisinin en aza indirilecek noktaya çekileceğini belirten Özcan, kaldırılma noktasına kadar geri çekileceğini kaydetti. İmam hatipler dahil, meslek liseliler kendi bölümlerinin dışında bir bölümü tercih ettiklerinde puanları daha düşük bir katsayıyla çarpılıyordu. Yeni sistemle birlikte öğrencinin