23 Eylül 2010 Perşembe

Ayşe Melahat Erkin İlköğretim Okulu Yangın Paniği

Antalya'da bir okulda yangın paniği

Antalya'nın Alanya İlçesi'nde bir ilköğretim okulundaki elektrik panosunda yangın çıktı. Yanan pano öğretmen ve hizmetlilerin müdahalesi sonucu söndürülürken, yoğun duman nedeniyle okuldaki öğrenciler dışarı çıkartıldı.
Hacet Mahallesi Eşref Kahvecioğlu Caddesi'nde bulunan Ayşe Melahat Erkin İlköğretim Okulu'nun ana giriş kapısının iç kısmında yer alan elektrik panosunda bugün saat 11.00 sıralarında henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Durumu fark eden hizmetli ve öğretmenler tarafından yangın kısa sürede söndürülürken okulu yoğun bir duman kapladı.

Kabloların yanması sonucu oluşan duman nedeniyle öğretmenler ve okul müdürü Ramazan Demirel öğrencileri sınıflardan dışarıya çıkarttı. Bazı öğrencilerin aileleri de panik içerisinde okula gelirken, gözü yaşlı çocuklar güçlükle sakinleştirildi. Yangın nedeniyle birçok polis ve itfaiye ekibi okula yönlendirildi. Bir polis memuru ise sınıfları dolaşarak öğrenci olup olmadığını kontrol etti.

Okul yangın sonrası tatil edilirken, yoğun duman nedeniyle zehirlenme tehlikesi geçiren müdür Ramazan Demirel ve bir görevliye ise ambulansta oksijen tedavisi uygulandı.

Selçuk Üniversitesi'nde Yolsuzluk

Selçuk Üniversitesi'nde Yolsuzluk

Konya merkezli üç ilde eş zamanlı yapılan Meram Tıp Fakültesi'ndeki yolsuzluk operasyonunda akıllara durgunluk veren detaylar ortaya çıktı.

HASTALARA TAKILAN PLATİNLER SANAYİDEKİ TORNACILARA YAPTIRILMIŞ

Konya merkezli üç ilde eş zamanlı yapılan Meram Tıp Fakültesi'ndeki yolsuzluk operasyonunda akıllara durgunluk veren detaylar ortaya çıktı. Hastalara takılan ortopedik platinlerin sanayide yaptırıldığı ortaya çıktı. Gözaltına alınan ve suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen bir profesörün Ege Üniversitesi'nde çalıştığı dönemde de hakkında rüşvet iddiaları gündeme geldiği ancak YÖK'ün izin vermediği iddiası ortaya atıldı.


Konya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü Mali Şube Amirliği ekipleri tarafından Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ihaleye fesat karıştırma ve usulsüzlük iddiaları üzerine başlatılan operasyonda ilginç detaylar ortaya çıktı. Polisin üç aylık çalışmasının ardından Konya, Ankara, İstanbul ve İzmir'de eş zamanlı yaptığı operasyonla 15 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerin ifadelerinden yola çıkan polis, medikal şirketi ile üniversite hastanesinde görev yapan bir profesörün bağlantısı ortaya çıkardı.


Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'ne medikal malzeme satan şirketin hastanede görevli Prof. Dr. U.Y.'nin olduğu ortaya çıktı. İddiaya göre, ihaleyi kazanan medikal firmasının, medikal malzemeleri sanayi sitelerindeki tornacılara örneklerini vererek fiyatı 10 ile 20 TL arasında bir maliyetle yaptırdığı ileri sürülüyor. Bu parçaların ameliyatla çok sayıda hastaya takıldığı iddia ediliyor. Makine Kimya Enstitüsünün dökümden yapılan platinlerin sağlıksız olduğu yönünde rapor verdiği öğrenildi. Şüphelilerin, polisteki ifadesinin tamamlanmasının ardından yarın ihaleye fesat karıştırmak, haksız kazanç sağlama suçlarından adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Öte yandan gözaltına alınan Prof. Dr. U.Y.'nin adının Ege Üniversitesinde görev yaptığı dönemde rüşvet iddialarıyla gündeme geldiği ancak YÖK'ün soruşturmaya izni vermediği ortaya çıkarken, bilişim yoluyla bir başkasına hakaret suçundan hakkında dava açıldığı iddia ediliyor.

Diğer taraftan dün Konya merkezli Ankara, İstanbul ve İzmir'de eş zamanlı yapılan operasyonda gözaltına alınan 15 kişiden 8'i polisteki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Sorguları süren 7 kişi ise Konya Numune Hastanesi'ndeki sağlık kontrolünün ardından sorgulanmak üzere tekrar Emniyet'e götürüldü.

Edirne'de Okul Boykotu

Edirne'de Okul Boykotu

Edirne'nin Süloğlu ilçesine bağlı Akardere köyünde aileler, çocuklarının ilçe merkezindeki okul yerine komşu köydeki okula gönderilmesi üzerine boykot başlattı.
Köyde 33 çocuk 4 gündür okula gönderilmiyor.

Akardere İlköğretim Okulu, 4 yıl önce mevcut sayının yetersizliği nedeniyle kapandı. Köydeki okulun kapanması sonrası köylü de taşıma ve yemek masraflarını kendileri karşılayarak öğrencilerin kaydını köye 9 kilometre uzaklıktaki Süloğlu ilçesi Cumhuriyet İlköğretim Okuluna yaptırdı. Taşıma masrafını düşürmek amacıyla Akardere Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, iki minibüs alarak, taşımalı sistem ihalesine girdi ve ihaleyi kazanarak, öğrencileri bu minibüslerle okula taşımaya başladı.

Milli Eğitim Bakanlığı Taşımalı Sistem Yönetmeliğine göre öğrencilerin köye 8 kilometre uzaklıktaki Büyük Gerdelli Köyü İlköğretim Okuluna göndermeleri gerektiği ailelere bildirildi. Köylüler, bu değişikliğe karşı çıkarak ''ilçedeki okuldan vazgeçmeyiz, çocuklarımız alıştıkları okula gitsinler'' diyerek, okulların 20 Eylül Pazartesi günü açılmasına rağmen, çocuklarını okula göndermiyor.

Köydeki çocuklar okula gitmek yerine, ailelerine tarla veya ev işlerinde yardımcı olarak, oyun oynayarak zaman geçiriyorlar. Öğrenci velileri, çocuklarının eğitimden geri kaldıklarını düşünerek, konunun bir an önce lehlerine çözülmesini beklediklerini söylüyor

Öğretmen Adaylarını Nasıl Bir Sınav Bekliyor?

Öğretmen Adaylarını Nasıl Bir Sınav Bekliyor?

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen seçimi için uygulanan sınavı kendi bünyesinde gerçekleştirmek için çalışma başlattı.
Buna göre, her branş için ayrı bir sınav öngörülüyor. Peki bu sistem nasıl işleyecek, sınav ne şekilde olacak ve güvenlik nasıl sağlanacak?

Kamu Personeli Seçme Sınavı'nın, öğretmen adaylarının seçiminde yeterli olmadığını düşünen Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen adaylarına özel bir alan sınav uygulaması üzerinde çalışıyor.

Söz konusu sınav, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) bünyesinde değil, MEB bünyesinde gerçekleştirilecek ve branşlara göre düzenlenecek.

Ancak burada iki soru akıllara geliyor: Öğretmenlikte 76 branş bulunuyor ve bunların her biri için ayrı sınav uygulaması düşünülüyor. Bu durum sıkıntı yaratır mı? Ve bu sınavların güvenliği nasıl sağlanır?

Tasarı Akademi Yayınları Genel Müdür Ersin Aslan, bu soruları ntvmsnbc'ye değerlendirdi.

Aslan, alan sınavının mantıklı bir çözüm olarak görülebileceğini, ancak bazı kavramları karıştırmanın işin içinden çıkılmaz bir hâl alabileceğini belirtiyor.

Öğretmen seçiminin ÖSYM tarafından yapılması gerektiğini vurgulayan Aslan, "Ülkemizdeki buna benzer hiç bir sınav, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmıyor. Şayet yapılırsa; Bakanlık çok ağır ve altından kalkılamayacak bir sorumluluğun altına girecektir" diyor.

Aslan, yaşanan kopya skandalında suçlunun KPSS olarak algılandığını, aslında sorunun sınavla değil, sınavın güvenliği ile ilgili olduğunu söylüyor ve ekliyor:

"Alan sınavı dahi yapsanız, bu sene yaşanan KPSS skandalının tekrar etmeyeceğini nasıl söyleyebiliriz ki?"

Öğretmen adayları için gerçekleştirilen sınavın KPSS'den ayrılıp, kendi alanına özgü bir sınavla gerçekleştirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Buna benzer bir sistem Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar Liseleri, Spor Liseleri" ile her türdeki "Anadolu Liseleri Öğretmenlerini Seçme Sınavı" adı altında yapılmaktadır.

Bu sınavın; Eğitim Bilimleri, Türkçe ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi derslerini içeren soruları ortak. Bunlardan ayrı olarak her branş için de 45'er tane soru soruluyor.

Böylece sınava giren her aday, 55 ortak alan ve 45 branş olmak üzere toplam 100 sorudan sorumlu oluyor.

Adaylar ayrıca mülakata da tabi tutuluyor.

Bu sınavın soruları KPSS ile karşılaştırıldığında çok niteliksiz. Dolayısıyla niteliksiz bir sınavda seçicilik azalacağından, belli puanlara büyük yığılmalar olacak.

SINAVIN İÇERİĞİ NASIL OLACAK? KİMLER HAZIRLAYACAK?
Bu durumda ilk akla gelen soru; bu sınavın içeriği ve kimler tarafından hazırlanacağı ve sonrasında mülakat yapılıp yapılmayacağıdır.

Bu sınavın içeriği ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığı henüz bir açıklama yapmadığından büyük bir belirsizlik söz konusu.

KPSS, ADAYLAR İÇİN İYİ BİR SINAVDI
KPSS ne kadar eleştirilse eleştirilsin; soru kalitesi, sınav uygulaması ve adayların bilgilerini sınamaları açısından iyi bir sınavdı.

KPSS'den ayrılma durumu nasıl bir avantaj ve dezavantaj sağlar?
KPSS, 1999 yılından bu yana yapılan dönem içinde sadece ismi değişerek günümüze gelen, sistemi oturmuş ve öğretmen adayları tarafından bilinen bir sınav.

Doğrusunu söylemek gerekirse problem sınavda değil. Her sene 250 bin aday, atanacak 30 bin öğretmenin arasına girebilmek için mücadele veriyor ve atanamayan adaylar da sistemin adaletsiz olduğunu savunuyor. Ancak bir seçme yapmak ve bunu da bir sınavla gerçekleştirmek mecburi.

SINAVIN NİTELİĞİ ÖNEMLİ
Seçici bir eğitim bilimi sınavı ve seçici bir alan sınavı, iyi uygulanabildiği taktirde KPSS'den daha iyi sonuç verebilir ancak özellikle belirtiyorum sınavın niteliği çok önemli.

MEB, BU SINAVI GERÇEKLEŞTİREMEZ
MEB'e bağlı olan Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü bahsettiğim gibi sınav uygulaması yapıyor ama daha önce 250 binleri bulan katılımlı sınavlar uygulanmadı.

Bakanlığın kadrosunda bu sınavı gerçekleştirecek akademisyenlerden oluşan hali hazırda bir komisyon yok. Bakanlık, bu alt yapı ile böyle bir sınavı gerçekleştiremez.

BU SINAVA HAZIRLANMAK BİR YILI BULUR
Böyle bir uygulama ile öğretmen adaylarını bekleyen zorluklar olacak mıdır? Nasıl bir değerlendirme öngörülebilir?
Öğretmen adaylarını bekleyen en büyük sorun belirsizlik. Bu sınava hazırlanmak ortalama bir seneyi buluyor.

Bir sınav için şu anda hazırlık yapmak isteyen bir öğretmen adayı ne yapacağını, neye çalışması gerektiğini bilmiyor. Zaman kaybedilmeden sınavın şekli, konu içerikleri ve sınav tarihi kamuoyuna duyurulmalıdır.

76 branş için ayrı bir sınav gündemde... Bu durumda, sınav esnasında veya değerlendirme aşamasında herhangi bir karışıklık söz konusu olabilir mi?
ÖSYM ve Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi buna benzer sayıda bölüm için daha önce sınav uygulamaları yaptılar ve belli tecrübelere sahipler. Bu konuda, bu kurumların altyapısından faydalanmak olası aksilikleri azaltabilir.

Sınavların güvenliği nasıl sağlanabilir?
Sınavların güvenliğinin karşısındaki en büyük tehdit günümüz teknolojisi. Alan sınavı dahi yapsanız, bu sene yaşanan KPSS skandalının tekrar etmeyeceğini nasıl söyleyebiliriz ki?

Siz bir eğitimci olarak bu uygulamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Alan sınavı mantıklı bir çözüm olarak görülebilir, ancak bazı kavramları karıştırmak, işin içinden çıkmamızı zorlaştırabilir.

KPSS GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLDİ
Bu sınavda suçlu KPSS gibi algılandı ve sınavın içeriği üzerinde çalışma gündeme geldi.

Aslında sorun; KPSS'nin içeriği değil, sınavların güvenliği ile ilgili. KPSS, günah keçisi ilan edildi ve böylelikle asıl sorun geçiştiriliyor ya da gözden kaçırılıyor.

ÖĞRETMEN SEÇİMİNİ ÖSYM YAPMALI
Öğretmen seçiminin ÖSYM'den ayrılıp MEB'e bağlanması daha olumlu neticelendirilebilir mi?
Öğretmen seçimi ÖSYM tarafından yapılmalı. Ülkemizdeki buna benzer hiç bir sınav, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmıyor. Şayet yapılırsa; Bakanlık çok ağır ve altından kalkılamayacak bir
sorumluluğun altına girecektir.

Bu konuda YÖK'e düşen görev nedir?
En büyük kaos belirsizlik. YÖK, "KPSS 2011" için uygulayacağı yol haritasını bir an önce kamuoyuna açıklamalı.

SINAV TARİHİ BİR AN ÖNCE DUYURULMALI
Eğer yeni sistemi uygulamaya geçirmek 2011'e yetişmeyecek ise, bu sisteme 2012'de geçileceğini ve KPSS'nin son kez yapılacağını duyurmalı. Ve bu duyuru, öğrencilerin sınava hazırlanması açısından en geç 2010 Kasım ayına kadar yapılmalı.