25 Mayıs 2010 Salı

İki Sınava da Müracaat İçin Son Gün...

Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS-Lisans) ve 2010 Dikey Geçiş Sınavı'na (DGS) başvuru süresi bugün saat 17.00'de sona erecek.
2010 KPSS-Lisans'a başvuracak adaylar için daha önce 10-21 Mayıs, DGS için de 10-20 Mayıs olarak belirlenen başvuru süreleri bugün saat 17.00'ye kadar uzatılmıştı. Sınavlara başvurular, ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerinin ve belirli ortaöğretim kurumlarının açtıkları başvuru merkezlerince yürütülüyor. Başvuru merkezleri, ÖSYM'nin http://www.osym.gov.tr'' internet adresinde yer alıyor. Adaylar, kılavuz ile aday bilgi formuna da aynı adresten ulaşılabilecek. Kılavuzların dağıtımı ve satışı yapılmıyor.

Bardakoğlu'ndan Anne Babalara Tavsiye...

Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu: Çocukları erken yaşta Kur'an öğretimine teşvik etmeli.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, bütün velilere çocuklarını erken yaşta Kur'an öğretimine teşvik etmeleri tavsiyesinde bulundu. Bardakoğlu, Trabzon İl Müftülüğü'nü ziyaretinden basın mensuplarının sorusu üzerine yaptığı açıklamada, yaz dönemi için Kur'an kurslarının tam kapasite hizmete hazır olduğunu söyledi. Bütün velilere çocuklarını erken yaşta Kur'an öğretimine teşvik etmelerini isteyen Bardakoğlu, "Bu anne-babanın en önemli görevlerinden biridir. Tüm camilerimiz ve Kur'an kurslarımız da bu göreve hazır" diye konuştu. İl Müftüsü Veysel Çakı ve diğer yetkililerle bir süre görüşen Bardakoğlu, daha sonra Rize'ye gitti.

Öğrenciler Tarafından 'En Duyarlı Sanatçı' Seçildi...

Türk halk müziği sanatçısı Fatih Kısaparmak, Denizli Özel Severgazi Fen Lisesi öğrencileri tarafından "En duyarlı sanatçı" seçildi.

Konser vermek için Denizli'ye gelen Fatih Kısaparmak, "Toplumsal Duyarlılık ve Eğitim" projesi çerçevesinde 2010 yılının "En duyarlı sanatçısı" ödülüne layık görüldü. Okulu ziyaret eden Kısaparmak, bin yıllık mızık çamından eski kılıç ve oklara, eski ütülerden eski daktilo ve hesap makinelerine, Hitit dönemi testilerinden Çanakkale Savaşı'nda kullanılan top mermilerine kadar birçok tarihî eşyanın sergilendiği sınıfı gezdi. Burada Özel Severgazi Fen Lisesi Müdür Yardımcısı Engin Akkuş, Kısaparmak'a okul hakkında bilgi verdi. Akkuş, okul öğrencilerinin sanatçı Fatih Kısaparmak'ı "En duyarlı sanatçısı" seçtiğini belirterek bir plaket takdim etti. Ödüle teşekkür eden Fatih Kısaparmak, "Biz sadece söz yazan, şiir söyleyen, beste yapıp bunları seslendiren, bunları sadece halk konserleriyle de olsa kitlelere ulaştırmaya çalışan biri olmaktan önce, bunları toplumun ortak paydalarına dönüştürme çabası içindeyiz. Bunu Denizlili gençler tarafından anlaşılmış ve değerlendirilmiş olması beni mutlu etti ve heyecanlandırdı." dedi. "Arife tarif gerekmiyor." diyen Kısaparmak, "Bizim insanımız gerçekten binlerce yılın engin tecrübesiyle oluşmuş müthiş bir sağduyuya aklıselime sahip. Genç kuşaklarımız yetiştiren kadrolara ve o kadroları yüreklendiren iş adamlarımıza herkese teşekkür ediyorum. Eğitim Türkiye'nin en önemli meselesi hatta kader kavşağı olması böylelikle bir kez daha anlam kazanmış oluyor." diye konuştu.

Konya'ya 3 Yeni Üniversite...

82 bin öğrencisi ile birçok üniversiteden daha fazla öğrenciye sahip Konya, yeni kurulan ve kurulacak olan üniversitelerle ''üniversiteler şehri'' olma yolunda ilerliyor.

Selçuk Üniversitesi'nden sonra yeni kurulacak ikinci devlet üniversitesi ile Mevlana ve KTO-Karatay vakıf üniversiteleriyle Konya, ''Mevlana şehri'', ''Tahıl ambarı'', ''KOBİ Merkezi'' gibi unvanlarının yanı sıra ''üniversiteler şehri'' unvanını da almak istiyor. Dünyanın ilk yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük'ün bulunduğu Selçuklulara başkentlik yapan Konya, kentin her dönem ilim ve kültür merkezi olma özelliğini bu dönemde de sürdürmek istiyor. Konya Ticaret Odası (KTO) öncülüğünde kurulan KTO-Karatay Üniversitesi ile Gevher Sultan Eğitim ve Sağlık Vakfı tarafından kurulan Mevlana Üniversitesi, altyapısını tamamlayarak önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde öğrenci almaya hazırlanıyor. Konya'nın ikinci devlet üniversitesi olacak Konya Üniversitesi'nin de önümüzdeki yıllarda eğitime başlayabileceği bildirildi. KTO-Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, YÖK'e başvurarak önümüzdeki dönemde 500 öğrenci kontenjanı talebinde bulunduklarını belirtti. Üniversitelerinde mühendislik, iktisadi ve idari bilimler ile hukuk fakültelerinde eğitim verileceğini ifade eden Babaoğlu, yurt dışında eğitim almış birçok öğretim üyesinin yer aldığı kaliteli eğitim kadrosuyla hizmet vereceklerini bildirdi. ''TÜRKİYE'DE EN FAZLA BURS VEREN ÜNİVERSİTE OLACAK'' Babaoğlu, kaliteli eğitim kadrosuna karşılık kaliteli öğrencileri çekmek için de yüksek tutarlarda burs vereceklerini vurgulayarak, ''Sınavlarda ilk 10'a giren öğrencilere aylık 2 bin 500, ilk 100'e girene 2 bin, ilk 1000'e girene bin 500, ilk 2 bin 500'e girene bin lira, ilk 5 bine girene de 500 lira burs vereceğiz. Bu anlamda Türkiye'de en yüksek tutarlarda burs veren üniversite olacağız. Ayrıca dereceye giremeyip de sınıfta dereceye giren öğrencilerimizin de bu burslardan faydalanmasını sağlayacağız'' diye konuştu. Şu anda Konya'da 2 vakıf üniversitesi bulunduğunu anlatan Babaoğlu, yeni kurulan bu üniversitelerin kente yeni bir hava getirerek rekabet ortamını ve eğitimin kalitesini yükselteceğine inandığını bildirdi. MEVLANA ÜNİVERSİTESİMevlana Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahattin Adam ise yeni öğretim yılında mühendislik ve eğitim fakültelerinde eğitim vereceklerini ve bu fakültelerdeki bölümler için 580 öğrenci almak için YÖK'e başvurduklarını bildirdi. Nitelikli akademik kadro ile Türkiye'nin eğitim alanındaki yükünü paylaşmak istediklerini dile getiren Prof. Dr. Adam, şunları kaydetti: ''Mevlana Üniversitesi, kuruluşundan itibaren öğretim üyesi başına düşen uluslararası bilimsel yayın sayısı bakımından Türkiye'nin en önde gelen üniversiteleri arasında yer almayı ve yüksek öğretimde öncü bir rol üstlenmeyi hedeflemektedir. Üniversitemiz, raflarda kalmayacak, üretime dönüşecek, bölgenin sanayi ve ticaret alanındaki problemlerini çözecek, ürün kalitesini artıracak ve bu ürünlerin uluslararası pazarlardaki satış stratejilerini geliştirecek araştırmaları teşvik edecektir.'' SELÇUK ÜNİVERSİTESİSelçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan ise Konya'nın üniversiteler şehri olması yönünde gerçekleştirilen çalışmaları yakından takip ettiklerini ve desteklediklerini bildirdi. Üniversite yönetimi olarak Konya'nın ''üniversiteler şehrine'' dönüşmesinden büyük bir gurur ve mutluluk duyacaklarını ifade eden Okudan, ''Yüzölçümü itibariyle dünyanın bazı ülkelerinden bile büyük olan Konyamızın bünyesinden çok daha fazla üniversiteyi rahatlıkla çıkarabileceği kanaatindeyim'' dedi. AK Parti Konya Milletvekili Hasan Angı da Konya Üniversitesi'nin kurulmasıyla ilgili tasarının bu hafta Komisyon'da görüşülüp Meclis'e gönderileceğini, tasarının kanunlaşmasıyla da Konya'nın ikinci devlet üniversitesine kavuşmuş olacağını kaydetti. Konya'nın potansiyeli ve konumunun pek çok üniversiteyi barındırabileceğini dile getiren Angı, şöyle devam etti: ''Konya'da kurulan vakıf üniversiteleri ve yeni kurulacak ikinci devlet üniversitesi kente kültürel, sosyal ve ekonomik anlamda büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Konya, yeni kurulan ve kurulacak üniversitelerle 'Üniversiteler şehri' olma yolunda ilerliyor. Kentin eğitim veren üniversite açısından 7-8 hatta 9-10'a çıkabilecek potansiyeli olduğuna inanıyorum.''

21 Mayıs 2010 Cuma

Koç Üniversitesi'ne Uluslararası Ödül...

Koç Üniversitesi Üretim ve Otomasyon Araştırma Merkezi, Uluslararası "Machine Tool Technology Research Foundation (MTTRF) 2010" ödülüne layık görüldü.

Yapılan açıklamaya göre, Koç Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. İsmail Lazoğlu'nun direktörlüğünü yaptığı Üretim ve Otomasyon Araştırma Merkezi, yürüttüğü üst düzeydeki araştırma projelerinin uluslararası bilimsel katkılarının değerlendirilmesi sonucu ödüle değer bulundu. Dünyanın önde gelen yaklaşık 12 üniversitesine ve araştırma merkezine verilen ödülü, bu yıl ilk kez Türkiye'den bir üniversite aldı. Ödül töreni, Temmuzda San Francisco'da yapılacak. Bu ödül çerçevesinde, üretim alanında Japonya'nın önde gelen Mori Seiki firması tarafından yeni üretilen yüksek hassasiyetli ve dünyadaki en hızlı 5 eksen bilgisayar kontrollü CNC isleme merkezlerinden biri, araştırmalara destek vermek amacıyla Koç Üniversitesi Üretim ve Otomasyon Araştırma Merkezine gönderilecek. Yeni 5 eksen CNC İşleme Merkezinin, Koç Üniversitesi Otomasyon Araştırma Merkezinde yürütülen özellikle otomotiv, uçak, uzay, havacılık, otomasyon, mekatronik ve biyomedikal sektörlerine yönelik araştırmalara önemli katkı sağlayacağı bildirildi.

Okulda Kıyafet Serbestliğine Tepki...

Öğrencilerin kot pantolon hariç istedikleri kıyafetlerle okula gelmesine olanak sağlayan çalışmayı şimdiden tepkilere neden oldu.
MEB'in internetten düzenlediği öğrenci kıyafetlerinin serbest olup olmamasına yönelik ankette istediği desteği bulan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, konuyu önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu gündemine getireceğini söyledi. OKULLAR PODYUMA DÖNER Karara en yüksek sesli tepki okul kıyafeti üreticilerinden geldi. Sektörden 3 milyon insanın ekmek yediğini belirten Levra Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özcan, “Öğretmenler ders mi verecek yoksa çocuklarının kıyafetlerini mi denetleyecek. Bakanlığın sektörden bizim durumumuzdan haberi yok” diye konuştu. Altılar Giyim Genel Müdürü Adem Altan, kararın uygulanmaya geçmesiyle işsizler ordusuna yenilerinin katılacağını söyledi. Altan “Ülke ekonomisine katkı sunan yaklaşık 5 milyar dolarlık bir piyasa iflas eder. Öğrenci maddi durumu iyi değilse her gün aynı kıyafetle okula gidecektir. Sınıflar podyuma döner” dedi. TEK TİP DAYATMASI Eğitim sendikaları ise serbest kıyafet uygulamasını destekliyor. Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Halil Etyemez, “Tek bir standarda ve renge endekslenmiş kılık kıyafet uygulamasından vazgeçilmesi yönündeki çalışmaları olumlu buluyoruz” açıklamasını yaptı. Demokrat Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı ise, “Tek tip öğrenci ve tek tip öğretmen profili eğitim psikolojisiyle bağdaşmaz” dedi. Psikologlor ne diyor? FORMA EZiCi FARKI ÖRTÜYOR Psikolog Sevgin Esemenli, okul üniformasının sosyo-ekonomik farkı kapattığını belirtti. Esemenli şunları söyledi: “Bir çocuk okula çok iyi marka kıyafetle gelirken diğeri daha farklı giysiyle gelecek. Çocuklar kendini bu durumda ezik hissedecektir. Bakanlık bu noktada durumu iyi olmayan ailelere giyim yardımı yapabilir.” KIYAFETi OLMAYAN NE YAPACAK? Prof. Dr. Arif Verimli ise kıyafeti olmayan çocukların “Neden benim bundan yok” fikrine kapılacaklarını belirtiyor. Verimli, “Çocuklar birbirlerinin kıyafetlerini inceler. Eğer kendisinde yoksa bu çocukta isyana neden olur. Kıskançlıklar artar. Bu durumda kalıcı psikolojik sorunlara yol açar” dedi. Prof. Verimli Türkiye'de evinde ekmek bulamayan kişilerin olduğuna dikkat çekerek karara karşı çıktığını belirtti. YOKSUL ÖĞRENCi DAHA ÇOK ÇALIŞIR Okullarda önlüğün kaldırılmasının yoksul ve zenginlik açısından gerginliğe neden olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan konuyu şu şekilde yorumladı: “Yoksul öğrencilerin kendilerini kötü hissetmesi olası bir risktir. Bu risk, varlıklı öğrencilerin onları anlama ve yardımına neden olabileceği, yoksul öğrenciyi daha çok çalışmaya itip motive edebileceği gibi bir olumlu etkiyi doğurması da mümkündür.” ESKİŞEHiR'DE DENENDi Eskişehir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Harun Karacan, üç yıl önce Eskişehir'deki okullarda haftada bir kez serbest kıyafet uygulamasının yapıldığını ve disiplinsiz davranışların artış gösterdiğini vurguladı. VELİLER KARŞI ÇIKIYOR Öğrenci velisi Ayşe Özdemir, anaokulunda bile çocukların birbirlerine 'Sen her gün aynı kıyafetle okula geliyorsun' dediklerini belirtti. Özdemir, “Çocuklar arasında marka rekabeti başlayacak, durumu iyi olmayan çocukları eziklik hissedecek” dedi. ÇUBUKÇU AÇIKLAYACAK Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, serbest kıyafet uygulamasına bu ay içinde son şeklinin verileceğini bildirdi. Anketle ilgili sonuçları da Bakan Nimet Çubukçu'nun açıklayacağı kaydedildi.

Öğretmenleri Katledilen Minikler Okula Döndü...

Öğretmenlerinin boğazının kesilmesine tanık olan 22 minik okula döndü.
Öğretmenlerinin derste katledilmesine tanık olan 6 yaş grubu anaokulu öğrencileri için 7 uzman psikolog, “Aynı sınıfta, farklı eşyalarla eğitime devam” yönünde rapor verdi. Bu şekilde cinayetle yüzleşip, travmayı atlatmaları öngörülen minik öğrenciler 1'inci sınıftan itibaren farklı şubelere dağıtılacak. İstanbul Bağcılar'da 2.5 ay önce 6 yaş grubu anaokulu öğrencilerinin gözü önünde öğretmenlerinin katledildiği sınıf, uzmanların raporları doğrultusunda farklı eşyalarla donatılarak yeniden aynı öğrencilerle eğitime açıldı. Çocukların önümüzdeki yıl başlayacak ilköğretim 1'inci sınıftan itibaren farklı sınıflara dağıtılması kararı alındı. Bilindiği gibi, İstanbul Ticaret Odası İlköğretim Okulu'nda, Müdür Yardımcısı Ekrem Şavran (33) tarafından aşkına karşılık vermediği gerekçesiyle öğretmen Derya Çakır (25), ders sırasında önce kurşunlanıp sonra bıçaklanarak öldürülmüştü. Olay sonrası mahkeme süreci Şavran için “Ömür boyu hapis” istemiyle devam ederken, sınıfta bulunan 22 çocukla ilgili 7 uzman psikoloğun yürüttüğü “Travma Sonrası Psikoloji Çalışma Raporu” da tamamlandı. Psikologlar, öğrencilerin cinayetin işlendiği sınıftan uzak tutulması yerine rengi, oyuncakları ve eşyaları değiştirilerek aynı sınıfta ders yapmasının daha iyi olacağına karar verdi. EVLERDE TAKİP EDİLDİ Bunun üzerine sınıf yeniden eğitime açıldı. Cinayeti kaydeden kamera görüntüleri de internete düşmemesi için emniyet tarafından alındıktan sonra bilgisayarın harddiski tamamen silindi. Savcıya teslim edilen görüntüleri, yalnızca mahkeme heyeti izleyebilecek. Cinayetin ardından İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, olaya tanık olan öğrencilerin travmayı atlatabilmeleri için 7 psikologdan oluşan uzman bir ekip oluşturdu ve öğrenciler haftalarca evinde takip edildi. Uzman psikologların, “Kesinlikle sınıfı eğitime kapatmayın. Öğrencilerin travmayı atlatması için yüzleşmesi şart” uyarısı üzerine İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü de bu sınıfı derslik olarak kullanmama kararından vazgeçti. Raporda, cinayet travmasına maruz kalan öğrencilerin 1. sınıfa geçişte farklı şubelere dağıtılması konusu ise özellikle tavsiye edildi. Yüzleşme için, duvar rengi değiştirilmesi tavsiye edilen sınıf yeniden boyandı. Oyuncaklar değiştirildi ve 22 minik yeniden ders başı yaptı. EN ÇOK MÜDÜR ETKİLENMİŞ Okulda yaşanan bu olaydan en çok, cinayet silahı ve bıçağını saldırgan yardımcısı Ekrem Şarvan'ın elinden alan Okul Müdürü Mehmet Ulugöl'ün etkilendiği saptandı. Psikologların öğrencilerin yanı sıra, okuldaki 4 idareci, 45 öğretmen, 8 personel ve 28 veliye psikolojik destek verdiği kaydedildi. Uzmanlar: Artık tepkiler normal Raporu hazırlayan psikolojik danışmanlar Emine Küle, Yılmaz Gülsoy, Zeynep Yılmaz, Hasan Demir, Serpil Öz, Kamuran Yıldırım ve Bünyamin Can, İTO İlköğretim Okulu'nda Psikoeğitim Programı'nın planlandığı gibi gerçekleştirildiğini bildirdiler. Uzmanlar raporun sonuç bölümünde şu görüşlere yer verdi: “Çalışma sonunda çocukların aşamalı bir şekilde travma sonrası stres tepkileri normalleşmiş ve okula uyumları yeniden sağlanmıştır. Yeni anasınıfı öğretmeninin de öğrenci ve veli oturumlarına katılması sağlanarak, çocukların yeni öğretmene adaptasyon süreci hızlandırılmıştır. Anasınıfı öğrenci ve velileri okula devam konusunda uyum sağlıyor. Okul personelinin travmaya karşı stres tepkileri azalıyor.” (Habertürk)

Okuldan Atılan 24 Öğrenci Geri Alındı...

Eylem yaptıkları gerekçesiyle tasdikname verilerek okuldan uzaklaştırılan 24 öğrenci okullarına geri dönebilecek.

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Çekmeköy Mehmetçik Lisesinde ''eylem yaptıkları'' gerekçesiyle ilçe disiplin kurulu tarafından tasdikname verilerek okuldan uzaklaştırılan 24 öğrenciye, il disiplin kurulunun 5 günlük kısa süreli okuldan uzaklaştırma cezası verdiğini belirterek, bu öğrencilerin aynı lisede eğitimlerine devam edebileceğini söyledi. Tekel işçilerinin eylem yaptığı dönemde, Çekmeköy Mehmetçik Lisesinden yaklaşık 150 öğrencinin okulun bahçesinde işçilere destek amacıyla eylem yaptıklarını hatırlatarak, ''İdareciler ve öğretmenler ikaz etmiş. Yaptıkları eylemin yasal olmadığını, dersleri boykot sayılacağını, haklarında disiplin işlemi yapılabileceğini söyleyince çocuklar alanı terk etmiş. Geriye 24 öğrencimiz kalmış. Onlar da oturma eylemini devam ettirmiş'' dedi. Bunun üzerine idari soruşturma başlatıldığını, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü disiplin komisyonunun öğrencileri tasdikname ile okuldan uzaklaştırdığını anımsatan Yıldız, tasdiknamesini alan 4 öğrencinin başka bir liseye kayıt yaptırdığını, 20 öğrencinin ise bir haftalık yasal itiraz süresinde ilçe disiplin kurulunun tasdiknameyle okuldan uzaklaştırılma cezasına İl Milli Eğitim Müdürlüğüne başvurarak itiraz ettiklerini söyledi. İl Disiplin Kurulunun toplanarak öğrenciler hakkında değerlendirme yaptığını ifade eden Yıldız, şunları kaydetti: ''Teknik eksikliklerden dolayı dosya okula iade edildi. Eksiklikler tamamlandı. İlçe Disiplin Kurulu tekrar toplanarak aynı cezayı öngördü. Çocukları, tekrar tasdikname ile başka bir okula gönderme cezasıyla cezalandırdı. Yönetmelik, konuyla ilgili karar konusunda İl Disiplin Kuruluna yetki veriyor. İl Disiplin Kurulu toplandı, gerekçelerine bakıldı, 24 öğrencinin de dosyaları incelendi. İl Disiplin Kurulu, öğrencilerin tamamına 5 günlük kısa süreli okuldan uzaklaştırma cezası verdi. 24 öğrenci, Mehmetçik Lisesinde eğitimlerine devam edebilecek. Okula resmi yazıyı gönderiyoruz.'' İl Disiplin Kurulunun dikkatli ve titiz bir çalışma yaptığını, eğitim ve öğretim sürecinin tüm yönleriyle dikkate alındığını ifade eden Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Eğitim ve öğretim sürecinde bu çocuklar bizim çocuklarımız. Umuyoruz ki bu saatten sonra yönetimin, idarenin, milli eğitimimizin çocuklarımıza yönelik bu bakış açısı kendileri tarafından da iyi değerlendirilir. Kendilerine verilen bu imkanı, okullarında hem akademik başarılarında hem de hocalarıyla ilişkilerinde artık yeni bir dönem başlatıldığının somut bir ifadesi olarak iyi niyetle bundan sonraki çalışmaları sürdürürler.'' Eyleme katılan çocukların ailelerinde Tekel işçisi bulunmadığını belirten Yıldız, ''Etkileme de olabilir, arkasında kötü niyetli unsurlar da olabilir. Onları bertaraf etmek yine eğitim camiası olarak, okul idaresi olarak arkadaşlarımıza düşüyor'' dedi. EĞİTİMDE DİSİPLİN CEZALARI ''İl Milli Eğitim Müdürü olarak, çocukların eğitim sürecinde tutulmaları, onların cezayı gerektiren herhangi bir davranışının karşılığını vermek, mevzuat, yönetmelik icabı bile olsa, insan olarak daha toleranslı olmamız gerektiğini düşünüyorum'' görüşünü dile getiren Yıldız, şöyle konuştu: ''Gençleri anlamamız gerekiyor. Onların dönemsel davranışlarını, empati duygusuyla yaklaşarak anlamaya çalışmamız gerekiyor. Bir yanlışı varsa, bunları da kendilerine sabırlı bir şekilde anlatmak gerekir diye düşünüyorum. Benim için insan unsuru, öğrenci, bireyin mutluluğu, kazanımları önemli. Eğitimin birinci görevi, çocuğu eğitim sistemi içinde tutmak ve onu olabildiğince tolore etmek. 2,5 milyon öğrenciyi yönetirken, benimle görev yapan arkadaşlarımızın bu empati duygusunu yaşatmaları lazım. Kendi çocuklarımıza nasıl davranıyorsak, onlara da o şekilde davranmamız gerekiyor. Çocuklar büyüklerden farklı dönemde yaşıyor ve farklı düşünüyorlar. Dolayısıyla biz belki doğru düşünüyor olabiliriz ama onların da farklı düşüncelerini anlamamız gerekiyor.'' Yıldız, geçmiş yıllara nazaran İstanbul'da büyük çapta disiplin olaylarının olmadığını vurguladı. 2009-2010 eğitim ve öğretim döneminin sonuna gelindiğini hatırlatan Yıldız, ''Çocuklarımızın, bireysel başarılarının yanı sıra İstanbul'un kitlesel başarıları için önümüzdeki kısa süreyi iyi değerlendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Öğretmenlerimize ve idarecilerimize de sevgi odaklı yönetim sergilemelerini tavsiye ediyorum. Çocuklara geleceğin büyükleri nazarıyla bakıp onlara bir değer atfetmeyelim. Onların kendileri zaten kıymetli ve değerli. Bunu onlara hissettirmemiz gerekiyor'' dedi.

Öğretmenlere 100 TL Müjdesi...

Milli Eğitim Bakanlığı, ek ders ücretlerinin vergiden muaf tutulması önerisini değerlendirmeye aldı.

Milli Eğitim Bakanlığı, sendikanın, öğretmen maaşlarına 100 lira ek zam sağlayacak ek ders ücretlerinin vergiden muaf tutulması önerisini değerlendirmeye aldı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) öğretmen maaşlarına fazladan 100 TL zam sağlayacak formülü gündemine aldı. MEB Kurum İdare Kurulu toplantısında öğretmenlerin aylık gelirlerine ekstra artış getirecek önemli bir öneri gündeme getirildi. Yetkili sendika Eğitim-Bir-Sen’in MEB Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik’e sunduğu öneriyle, öğretmenlere ödenen ek ders ücretlerinin vergiden muaf tutularak, vergi matrahına dahil edilmemesi isteniyor. Bakanlığın değerlendirmeye aldığı öneri uygun görülür ve ek ders vergiden muaf tutulursa, öğretmen maaşına yaklaşık 100 TL zam gelmesi söz konusu olacak.
DİĞER BAKANLIKLAR ÖRNEK
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Halil Etyemez sundukları öneriyi şöyle anlattı: “Milli Eğitim Bakanlığı’na getirdiğimiz öneriyi daha önce Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de ilettik. İlk kez böyle bir öneri geldiği için incelemeye alındı. Diğer bakanlıklardaki ek tazminatlarda vergi muafiyeti var. Örneğin bir Maliye Bakanlığı çalışanına, SGK çalışanına ödenen Maliye tazminatı gelir vergisinden muaf tutuluyor. Öğretmenlere, şeflere, okul müdürlerine, müdür yardımcılarına ödenen ek ders ücretleri ise bu vergiye tabi tutuluyor. Biz bu verginin kesilmeyip, öğretmene ödenmesini istedik. Burada dengesizlik ve mağduriyetin giderilmesi yoluyla eğitim çalışanlarının maaşları ortalama 100 TL artabilir.”

ÖSYM'nin Sistemi İflas Etti...

Başvuruların yoğunluğundan ÖSYM'nin sistemi kilitlendi. Öğrenciler, memur adayları, ÖSYM ve bankaların önünde uzun kuyruklarda saatlerce bekledi.
Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS), Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) ve Dikey Geçiş Sınavı (DGS) başvurularının aynı günlere denk gelmesi ÖSYM'nin sistemini kilitledi. Çok sayıda kişinin aday olduğu KPSS ve DGS için başvuru süreleri uzatıldı. LYS'ye başvurular ise dün sona erdi. Ancak ÖSYM, LYS için daha önce 17.00'de sona ereceğini duyurduğu başvuruları, saat 23:59'a kadar kabul etti. Öğrenciler tüm gün ÖSYM ve bankalar önünde kuyruklar oluşturdu. KPSS ve DGS başvuruları ise 25 Mayıs'ta sona erecek. LYS, KPSS ve DGS'ye olan başvuruların süreleri dün akşam saatlerinde yeniden uzatıldı. Bankalara ÖSYM'nin sistemi tıkandığı için ödeme yapamayan öğrenciler, ÖSYM'nin telefonlarını da kilitledi. ÖSYM'de kurum içi telefonlar ve bilgisayarlar da bir süre devre dışı kaldı. ÖSYM bilgi işlem servisi tüm gün olağanüstü çalışmayla sistemi hızlandırmaya çalışsa da yoğun talep nedeniyle sistem hızlandırılamadı. ÖSYM'ye gelenlerin birçoğu ise iki saati aşkın bir süre beklemelerine rağmen kayıtlarını yaptıramadı. Başvuruların çok olması, nedeniyle bekleyen öğrencilerin mağdur olmasına neden oldu. ÖSYM'den yapılan yazılı açıklamada da, LYS, KPSS ve DGS'ye girecek olan adayların bilgisayar sistemlerindeki tıkanıklık sebebiyle sınav ücreti yatırma ve başvuru işlemlerinde bazı zorluklarla karşılaşıldığı belirtildi. Bu nedenle, KPSS ve DGS sınavları için başvuruların ve banka işlemlerinin bugün saat 10:00'a kadar durdurulduğu ve bu saatten sonra yeniden başlanacağı ve 25 Mayıs'a kadar süreceği açıklandı. (Akşam)

Kontenjan 300 Bin Başvuru 850 Bin...

YGS sonucunda, LYS'ye katılmaya hak kazanan 1 milyon 233 bin 580 üniversite adayından yaklaşık 850 bini LYS'ye başvuru yaptı.

LYS'ye katılmaya hak kazanan 1 milyon 233 bin 580 üniversite adayından yaklaşık 850 bini LYS'ye başvuru yaptı. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, YGS'de 180 puanı çok az farkla geçen adayların LYS'ye girmekten vazgeçmiş olabileceğini ya da YGS puanıyla açıköğretim veya meslek yüksekokullarını tercih etmeyi uygun bulduklarını söyledi.

SAYI TAHMİNDEN DÜŞÜK
Yarımağan, şöyle konuştu 'İkinci sınava 1 milyon dolayında başvuru olacağını tahmin ettik ama rakam tahminimizin altında kaldı. Bu durum, 'sorun var' anlamına gelmiyor. İlk yıl olduğu için demek ki sağlıklı bir tahmin yapamadık. Aday sayısı az olursa şanslar yükselir. Biraz fazla tahminde bulunduk.'
Geçen sene 'Sayısal-2', 'Sözel-2', 'Eşit Ağırlıklı-2' ve 'Dil' puanıyla öğrenci alan 4 yıllık lisans programları toplamının 275 bin olduğunu belirten Yarımağan, 'Yani bu sene LYS'ye girmesi gereken, sınav sonucuyla öğrenci alacak programların kontenjanlarının toplamı 275 bin. Bu sene biraz artarsa 300 bin dolayında alacak. Yani bu kitle 300 bin kişilik kontenjan için yarışan kitle. Başvuru sayısı da 300 binlik kontenjan için uygun bir
sayı. Anormallik yok' dedi.

TOPLAM 900 BİNE ÇIKABİLİR
Üniversite kontenjanlarının kesinleşmediğini, konuyla ilgili YÖK'ün çalışmasının sürdüğünü kaydeden Yarımağan, şöyle devam etti: 'Son iki yılda kontenjanlarda ciddi artış olmuştu. Birçok program için aslında fiziksel imkanları zorlayan artışlar oldu. Dolayısıyla bu yıl son iki yıldaki oranda artış beklememek lazım. Yine de yeni kurulan üniversiteler var. Bazı programların kontenjanları da üst sınıra dayanmadığı için artırılabilir, yani bir miktar artış olabilir ama bu artış çok fazla olmaz. Örgün öğretim programlarının kontenjanı 650 bin dolayında gerçekleşebilir. Açıköğretime son yıllarda en az 250-300 bin aday yerleşiyor. Bu da merkezi yerleştirme sonunda 900 bin dolayında yerleştirme olacağını ortaya çıkarıyor.'


SINAV ZOR DEĞİL
Matematik sınavına 580 bin, fen sınavına 270 bin, edebiyat sınavında 610 bin, sosyal bilimler sınavına 310-320 bin dolayında başvuru olduğunu açıklayan Yarımağan, 'Sosyal bilimcilerde beklenenin altında başvuru olduğu ortaya çıktı' diye konuştu. LYS'nin lise müfredatına dayalı ve bilgi ağırlıklı olduğunu belirten Yarımağan, soruların zorluk derecelerinin ise 'geçen yıllarda yapılan testlerdeki zorluk derecesiyle aynı' olacağını vurguladı.

LYS'de süre ikinci kez uzatıldı
BİLGİSAYAR sistemindeki tıkanıklık nedeniyle Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) başvuru süresi bir kez daha uzatıldı. ÖSYM'den yapılan açıklamada, dün saat 17.00'de sona erecek 2010 LYS'ye başvuru süresinin, bilgisayar sistemlerindeki tıkanıklık nedeni ile 20 Mayıs 2010 Perşembe günü saat 17.00'ye kadar uzatıldığı duyuruldu. ÖSYM, daha önce 14 Mayıs 2010 olarak açıkladığı başvuru süresini, 18 Mayıs Salı saat 17.00'ye kadar uzatmıştı.

18 Mayıs 2010 Salı

LYS Başvuruları Bugün Sona Eriyor...

LYS'ye girmek isteyen adaylar, bugün saat 17.00'ye kadar başvuruda bulunabilecek.

Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) en az bir puan türünden 180 puan barajını aşan ve Lisans Yerleştirme Sınavlarına (LYS) girmek isteyen adaylar, bugün saat 17.00'ye kadar başvurularını yapabilecek. ÖSYM, 14 Mayıs Cuma günü sona erecek olan başvuru süresini bugün saat 17.00'ye kadar uzatmıştı. LYS puan türleri ile öğrenci alan yükseköğretim programlarında okumak isteyen adaylar, YGS'ye ek olarak LYS'ye de girecek. LYS'ye katılma hakkı kazanan adaylar, beş ayrı kategoride yapılacak LYS'den hangilerine gireceklerine karar verdikten sonra LYS ücretini T.C. Ziraat Bankası, T. Vakıflar Bankası, T. Halk Bankası, Akbank ve T. Garanti Bankası şubelerine yatırabilecek. Adayların, katılacakları her bir LYS için 20 TL ödemesi gerekiyor. Adaylar, sınav ücretini ödedikten sonra, başvurularını bireysel olarak internetten veya başvuru merkezi olarak belirlenen okul müdürlüklerinden yapabilecek. YGS sonucunda, LYS'ye 1 milyon 233 bin 580 üniversite adayı katılmaya hak kazanmıştı. SINAV LYS, sadece 81 il merkezi ile Lefkoşa'da yapılacak. LYS'ye katılacak adaylar, 81 il arasından sınava girmek istedikleri yeri tercih edebilecekler. Adaylar en fazla 2 il tercih edebilecek. Sınava Ankara, İstanbul ve İzmir'de katılmak isteyen adaylar, bu illerin yanı sıra bölge tercihi yapacak. Adaylar, katılmak istedikleri LYS'lerin hepsine aynı merkezde girmek zorunda olacak. BEŞ OTURUMDA YAPILACAK LYS, 19-20 Haziran ve 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde toplam beş oturumda yapılacak. LYS'lerde her test için ayrı soru kitapçığı bulunacak ancak tek cevap kağıdı kullanılacak. Bir test için tanınan süre bittiğinde ilgili teste ait soru kitapçıkları toplanırken ve diğer teste ait soru kitapçıkları dğıtılırken ara verilmeyecek. Matematik Sınavı (LYS-1) 19 Haziran Cumartesi günü saat 10.00'da tek oturumda yapılacak ve 120 dakika sürecek. LYS-1'de Matematik ve Geometri testleri bulunacak. Matematik testinde 50 soruya 75 dakika, Geometri testinde 30 soruya 45 dakika cevaplama süresi verilecek. Fen Bilimleri Sınavı (LYS-2) 27 Haziran Pazar günü saat 10.00'da tek oturumda yapılacak ve 135 dakika sürecek. LYS-2'de Fizik, Kimya ve Biyoloji testleri yer alacak. Testlerde 30'ar soru bulunacak ve 45'er dakika cevaplama süresi verilecek. Edebiyat-Coğrafya Sınavı (LYS-3) 26 Haziran Cumartesi günü saat 10.00'da tek oturumda yapılacak ve 120 dakika sürecek. LYS-3'te Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya-1 testleri yer alacak. Türk Dili ve Edebiyatı testinde 56 soruya 85 dakika, Coğrafya-1 testinde 24 soruya 35 dakika cevaplama süresi verilecek. Sosyal Bilimler Sınavı (LYS-4) 20 Haziran Pazar günü, saat 10.00'da tek oturumda uygulanacak ve 135 dakika sürecek. LYS-4'te Tarih, Coğrafya-2, Felsefe Grubu testleri yer alacak. Tarih testinde 44 soruya 65 dakika, Coğrafya-2 testinde 16 soruya 25 dakika, Felsefe Grubu testinde 30 soruya 45 dakika süre verilecek. Felsefe Grubu testinde 10 Psikoloji, 10 Sosyoloji ve 10 Mantık sorusu bulunacak. Yabancı Dil Sınavı (LYS-5) 19 Haziran Cumartesi günü saat 14.30'da tek oturumda uygulanacak ve 120 dakika sürecek. LYS-5, İngilizce, Almanca ve Fransızca olmak üzere 3 dilde yapılacak. Adaylara 80 soru sorulacak. Bu soruların 20'si kelime bilgisi ve dil bilgisi, 12'si çeviri, 48'i okuduğunu anlama ile ilgili olacak. Testler tek soru kitapçığında bulunacak ve tek cevap kağıdı kullanılacak. LYS SONUÇLARI LYS'de 180 ve üzeri puan alanlar, LYS puan türleri ile öğrenci alan lisans programlarını tercih edebilecek. LYS sonuçları internet aracılığıyla internetten adaylara duyurulacak. Sınava giren ve sınavı geçerli sayılan tüm adaylara LYS Sınav Sonuç Belgesi gönderilecek. Bu belgede adayın her testteki doğru ve yanlış cevap sayısı, LYS puanları ve başarı sıraları, OBP ve AOBP'leri, yerleştirme puanları ve başarı sıraları yer alacak. Sınav Sonuç Belgesi'nde bir adayın yerleştirmede kullanılmayacak olan puanları yer almayacak. YGS ve LYS sonuçlarına göre yükseköğretim programlarına yerleştirme merkezi olarak yapılacak.

'Akademisyen Askerliğin' Ayrıntıları...

YÖK, askerliğini yapmamış akademisyenlerin öğretim üyesi açığı olan üniversitelerde askerlik yapmasını tartışıyor.

Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan'ın açıkladığı “akademisyen askerliğin” ayrıntıları belli oluyor. YÖK Genel Kurulu'nun haziranda yapılacak toplantısında konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'na resmi yazı gönderilip gönderilmeyeceğine karar verilecek. Düzenleme yürürlüğe girerse, askerliğini yapmamış akademisyenler, 1 aylık temel eğitimi kışlada aldıktan sonra, öğretim üyesi açığı olan üniversitelerde ders vererek askerliklerini yapacak. YÖK, öğretmenlerin askerliklerini okullarda yine öğretmen olarak yapmasına benzer bir uygulamayı hayata geçirmeyi planlıyor. Mevcut sisteme göre, Milli Savunma Bakanlığı'nın belirlediği kontenjan çerçevesinde, seçilen öğretmenler belirli eğitimi aldıktan sonra okulda öğretmenlik yaparak askerlik hizmeti veriyor.
Özellikle doğu illerindeki yeni üniversitelerde öğretim üyesi açığının giderek arttığına dikkati çeken YÖK yetkilileri, öğretim üyesi açığının “akademisyen askerlik” ile kapatılabileceğini belirtiyor. Akademik çalışmaların en yoğun olduğu doçentlik döneminde askere giden akademisyenlerin, bilimsel araştırmalarının kesintiye uğradığı savunuluyor. YÖK'te üzerinde çalışma yürütülen plan ile ilgili öne çıkan bazı ayrıntılar şöyle:
Sistemin hayata geçirilmesi için YÖK Genel Kurulu'nun gelecek ay yapılacak toplantısında konu gündeme getirilerek, YÖK üyelerinin görüşleri alınacak. Kurul kararı doğrultusunda Genelkurmay Başkanlığı'na öneri götürülüp götürülmemesine karar verilecek.
Sistem, Genelkurmay'ın izniyle hayata geçebilecek. YÖK'te devam eden çalışma kapsamında askerliğini yapmamış akademisyenlerin sayısı araştırılıyor.

Uygulamanın Bu Yıl Başlaması Sektörü Vurur...

TESK Başkanı Palandöken, okullarda serbest kıyafet uygulamasına 2011’de geçilmesi halinde trilyonlarca malın elde kalacağına dikkat çekti.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, okullarda serbest kıyafet uygulamasının 2012'de başlamasını istedi. Bu uygulamanın 2011 yılında hayata geçirilmesi halinde trilyonlarca malın elde kalacağını ifade eden Palandöken, yapılmış hazır okul formalarının elden çıkarılması için mutlaka süre verilmesi gerektiğini vurguladı. Palandöken, aksi takdirde bu uygulamayla giyim sektörü ve esnafın tamamen yok olacağını belirtti. TESK Başkanı Palandöken, okullarda serbest kıyafet uygulamasına yönelik açıklama yaptı. MEB tarafından serbest kıyafet uygulamasına geçilmesini yanlış bulan Palandöken, bu uygulamayla giyim sektörünün ve esnafın çökeceğini ifade etti. Uygulamaya 2012 yılında geçilmesini isteyen Palandöken, “Aksi halde trilyonluk mal elde şişer. Bu da 10 binlerce insanın işsiz kalması ve binlerce iş yerinin kapısına kilit vurulması demektir. Bu uygulama, giyim sektörümüzü ve esnafımızı perişan eder. Uygulamanın hemen hayata geçirilmesi demek bu işsizlik ve kriz ortamında on binlerce kişinin işsiz, binlerce işyerinin kapanması ve trilyonlarca okul formasının elde şişmesi demektir. Bu tür uygulamaların kararı en az 2-3 yıl önceden alınmalı ki esnaf ve sanatkar kendini ona göre ayarlasın. Acilen uygulamadan vazgeçilmeli, zor durumda olan üreticinin ve esnafın zarar görmemesi için uygulama 2012 yılına kadar ertelenmelidir” diye konuştu. (Anka)

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Çevre Dostu Ambalajlar

Mısır protein kaynaklı ambalajlar sadece doğada değil, insan bünyesinde de biyolojik olarak çözünebilmesi nedeniyle yenebiliyor.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde (İYTE) bilim adamlarının yürüttüğü yenilikçi ambalajlar geliştirme çalışmaları başarıyla sonuçlandı. Dünyada daha önce üretilen ancak kırılganlık sorunu nedeniyle kullanılamayan mısır proteini kaynaklı yenilebilir ambalaj, İYTE laboratuvarlarında yüzde 500'e varan oranda esnek hale getirildi. Ambalajın 3-4 yıllık süreçte üretimine başlanabileceği belirtiliyor.

İYTE bünyesindeki Biyoteknoloji ve Biyomühendislik Laboratuvarı'nda farklı disiplinlerden bilim adamlarının yürüttüğü TÜBİTAK destekli çalışmayla Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yemenicioğlu, plastik ambalaj materyallerinin çevre ve insan sağlığına zararlı olması nedeniyle tüm dünyada bilim adamlarının alternatif ambalaj malzemeleri üzerine çalışma yaptığını söyledi.

Dünyada sadece çevre dostu değil, aynı zamanda insan bünyesine de dost materyaller üzerinde yapılan çalışmalarda süt endüstrisi atıklarıyla mısır proteinlerinin ön plana çıktığını dile getiren Yemenicioğlu, şu bilgileri verdi:

"İYTE bünyesinde bu alanda yürüttüğümüz projelerde oldukça ileri seviyeye geldik. Mısır proteinlerinden ambalaj filmi üretimiyle ilgili dünyada bazı çalışmalar vardı. Ancak elde edilen film esnek olmadığı, hemen kırıldığı için uygulanabilir değildi. Biz laboratuarlarımızda yaptığımız çalışmayla mısır proteininden üretilen filmlere yüzde 500'e kadar esneklik kazandırdık. Böylelikle artık bu ürün kullanılabilir hale geldi. Ambalaj sadece doğada değil, insan bünyesinde de biyolojik olarak çözünebilmesi nedeniyle yenebiliyor.

Ayrıca bu filme gıdalardaki mikropları öldüren doğal maddeler ekledik. Yumurta akında bulunan bir antimikrobiyal enzimi ambalaja ekleyerek antimikrobiyal, çayda bulunan doğal fenolik maddeleri de ekleyerek antioksidan özellikler ekledik. Bu ambalaj artık sanayinin kullanımına hazır."

GIDALAR MİKROPLARA KARŞI KORUNACAK
Yemenicioğlu, klasik ambalajların gıdaları toz ve nem gibi etkenlere karşı koruduğunu, mikrobiyal bozulmayı engelleyemediğini belirterek, geliştirdikleri üstün özelliklere sahip bu ambalajın içeriğindeki koruyucu maddeyle gıdaların mikroplara karşı da koruduğunu, raf ömrünün uzadığını belirtti. Gıdaların bozulmaması için içine konan katkı maddelerinin bu ambalajla gereksiz hale geleceğini ifade eden Yemenicioğlu, bunun tüketilen gıdaların lezzeti ve kokusunu da olumlu yönde etkileyeceğini ifade etti.

Yemenicioğlu, 3 yıllık TÜBİTAK projesinin gelecek yıl tamamlanacağını, sanayicinin göstereceği ilgi ve pazar şartlarına göre 3-4 yıllık bir dönemde bu ambalajların kullanılabilir hale geleceğini kaydederek, devletin de bu ambalajlara geçiş konusunda destekleyici olması gerektiğine dikkati çekti

Kıyafet Serbestisine Üreticilerden Tepki

illi Eğitim Bakanlığı'nın ilk ve orta öğretimde okul kıyafetlerini serbest bırakmaya hazırlanması üreticileri tedirgin etti.

Uygulamanın hayata geçmesinin kendileri için 'yıkım' olacağını söyleyen üreticiler, karardan vazgeçilmesini istiyor.

Tasarının hayata geçirilmesi durumunda, hem işsizler ordusuna yeni milyonların katılacağını hem de sektöre milyon dolarlık yatırımlar yapan firmaların iflas bayrağını çekerek yok olacağını ifade eden üreteciler, "Bu olayın ekonomik boyutu. Bunun dışında olayın birde sosyal boyutu ile güvenlik boyutu var." dedi.

Okul kıyafetleri üretiminde Türkiye'nin önde gelen entegre tesislerinden Gaziantep'te kurulu Altınlar Giyim, serbest kıyafet uygulaması öngörüsünün yasallaşması halinde okullarda yaşanacak sıkıntıları, ulusal gazetelerde ilan olarak yayınlattı. "Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'ya Açık Mektup" adı altında yayınlanan ilanda, kıyafet serbest bırakılmasının kabul edilmesi halinde okullarda öğrencilerin ve eğitimcilerin yaşayacağı sıkıntıları dile getirildi.

İlanı hazırlatan Altınlar Giyim Genel Müdürü Adem Altan, kıyafetlerin okullarda serbest bırakılmasının sosyal ve ekonomik yönden vereceği zararların çok büyük olacağını iddia etti. Okul kıyafeti üretiminin Türkiye'de bir sektör olduğunu dile getiren Altan, "Kıyafet serbestliği kabul edildiği takdirde bu sektörde çalışan yaklaşık 3 milyon insan işsiz kalacak. Olayın bir boyutu bu, bir diğer boyutu ise milyonlarca dolarlık yatırım yaparak insanlara istihdam sağlayan, ülke ekonomisine katkı sunan yaklaşık 5 milyar dolarlık bir piyasa da iflas edecektir." dedi.

Okul kıyafeti üreticilerinin sadece yurt içi pazarında faaliyet göstermediğini ve birçok firmanın yurt dışına açıldığını söyleyen Altan, şöyle devam etti: "Yatırımcılar artık yurt dışına ihracat yapacak konuma geldiler. Hatta birçok firma yurt dışında kendine pazar oluşturmuş durumda. Şimdi siz bu firmaların önünü keseceksiniz, onları iflas ettirip, yurt ışı pazarlarını da ellerinden alacaksınız. Bu da ülke ekonomisine ciddi anlamda bir balta vuracaktır."

Okul kıyafeti uygulamasının son bulmasının ekonominin yanı sıra sosyal yapıya da zarar vereceğini vurgulayan Altan, "Okul kıyafetlerinin en önemli kısmı okullarda öğrencilerle sivilleri birbirlerinden ayırmasıdır. Kıyafet uygulaması serbest kalırsa, okul kapılarının önündeki tinerci, balici ve diğer satıcılar öğrencilerin arasına kolaylıkla sızabilecek. Bu olayın bir boyutu. Bir diğer boyutu ise sınıflarda kıyafetlerinden dolayı zengin, fakir öğrenci ayrışması yaşanacak. Maddi durumu daha iyi olan bir öğrenci her gün okula değişik bir kıyafetle gelirken, maddi durumu buna yeterli olmayan bir başka öğrenci ise her gün aynı kıyafetlerle okula gelecek. Haliyle o öğrenci diğer arkadaşlarına bakarak psikolojik olarak bir yıkıntı yaşayacak. Sadece kıyafetten dolayı disiplinsizlik hat safhaya ulaşabilecek. Daha da kötüsü sınıflar podyuma dönecek ve zamanla öğrenciler arasında haftanın şıkı rüküşü bile seçilecek." diye konuştu. (Cihan)

15 Mayıs 2010 Cumartesi

ÖSYM Tarihinde Bir İlk...

LYS’ye girmeye hak kazanan 1 milyon 233 bin adayın yarısı sınava girmek için başvurmayınca ÖSYM süreyi ilk kez uzattı.

LYS'ye girmeye hak kazanan 1 milyon 233 bin adayın yaklaşık yarısı son güne kadar başvuru yapmayınca, ÖSYM işlemlerin yetişmeyeceği gerekçesiyle başvuru süresini uzattı. ÖSYM'nin açıklamasına göre LYS'ye girecek adaylar 18 Mayıs 2010 Salı günü saat 17:00'a kadar başvuruda bulunabilecek. Sınavın zorlaştırıldığını ve öğrencilerin yeni puanlamayı anlamakta zorlandıklarını belirten eğitimciler, ilk defa bu kadar düşük başvuru yapıldığını ve öğrencilerin üniversiteye girme inancının kalmadığını söyledi.

ÖSYM Başkanı bankalara bağladı

Daha önce süreyi uzatmayacaklarını söyleyen ve önceki gün başvuruların 520 binde kaldığını açıklayan ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan yaptığı açıklamada, dün akşam saatlerine kadar başvuruların 700 bine ulaştığını belirtti. Yarımağan, “Başvuru sayısı düşük değil. KPSS, DGS başvuruları da denk geldiği için banka işlemleri ve başvuruda tıkanmalar oldu. Takvimimiz çok sıkışık uzatma yapmayacaktık. Ancak çocuklar işlemleri yetiştiremez diye çekindiğimiz için süreyi uzattık. Başvuru yapacak en az 200 bin kişi var. Sınava 900 binden fazla adayın gireceğini zannediyoruz. 1 milyon 233 bin hak sahibinin hepsinin başvurmasını beklemiyorduk. Örgün eğitimde yaklaşık 700 bin kontenjanımız var. 250 bin kişi de açıköğretime kayıt olabiliyor. Açıköğretime girmek isteyen ve puanını yeterli görmeyen adaylar sınava girmeyebilir. Bu adaylar neden birinci sınava girdiler onu bilemiyorum. Sınav daha zor değil ama daha çok soru var. En önemli konu tercih. Adaylar kontenjanları eşit derecede tercih etmediği için boş kalan yerler oluyor” dedi.

“Üniversiteler boş kalacak”

Sadık Gültekin (Eğitim Uzmanı) “Üniversiteler boş kalacak, kontenjanlar dolmayacak. Vakıf üniversiteleri de boş tribünlere oynayacak. Bu yıl tercih yapanlar çok şanslı. Neredeyse sınava giren her öğrenci üniversiteye girecek. Başvuruların az olmasının sebebi sınav eskiye göre çok zorlaştı. Daha zor sorular soruluyor. Eski mezunlar bertaraf ediliyor. YÖK liseden mezun olan herkesi üniversiteye sokmak istiyor. Eski mezun adaylar barajı geçse bile LYS'de başarılı olamayacağını gördü. Üniversiteye girme inancı azaldı. Başvuran adayların sadece yarısı iyi tercihle istediği yere girecek.

“İlk defa bu kadar düşük başvuru”

Faruk Köprülü (ÖZDEBİR Başkanı): “Dikkat çekici ve rahatsız edici bir durum. Birinci sınavı görüp, ikinci sınav daha zor olacak başaramam kaygısı taşıyan öğrenciler vardı. Çok şaşkınız, açıkçası şok olduk. Sorunun cevabını arıyoruz. 40 yıllık eğitimciyim ilk defa başvurusu süresinin uzatıldığını ve bu kadar az başvuru yapıldığını görüyorum.”

“Yüzde 25'i pes edip havlu attı”

Prof. Dr. Ali Baykal (Boğaziçi Üni. Öğr. Üyesi): “YGS'de 180 ile 220 arasında puan alan bir çok aday ikinci sınavda şansı olmadığını biliyor. Bir çoğu ilk sınava meraktan girdi. İkinci sınav hem çok zor hem de maliyetli. Her bir sınava giriş 20 TL. Herkes evinin yanında sınava giremiyor. Yol ve konaklama ücretini gören bu zahmete girmeye değmez diyerek başvurmaktan vazgeçmiş. Eski mezunlar denemekten vazgeçmiş olabilir. Sınavın kazananı tepedeki yüzde 20'lik kesim olacak. Bu grup ilk sınavdaki yüzde 25'in içinden çıkar. YGS'de barajı geçenlerin en az yüzde 25'i pes edip, havlu attı. Üniversiteye girişte iki sınava gerek yok. Tek aşamada bu iş rahatlıkla biter.”(Vatan)

Serbest Kıyafet Uygulaması Başlıyor...

Gelecek öğretim yılından itibaren öğrenciler okula mavi önlük ya da okulların belirlediği formaları giymeden gidecek.

MEB öğretmen, öğrenci ve veliler arasında yaptığı “Okul kıyafetleri serbest olsun mu?” anketine göre “Önlük kalksın, serbest kıyafet gelsin” diyenlerin sayısı “Önlük uygulaması devam etsin” diyenlerin önüne geçti.

İşte yeni öğretim yılında okullarda geçerli olacak kıyafet:

-Kışın pamuklu yazın keten pantolon giyilecek.
-Kota izin yok.
-Şort ve askılı giymek yasak.
-Kızlarda etek giyme. zorunluluğu yok. Etek boyu dizin hemen altında olacak.
-Erkek öğrenciler kışın renk şartı olmaksızın gömlek ve ceket giyecek yazın tişört serbest.
-Erkek öğrencilerde tek renk kravat zorunluluğu kaldırıldı.
-Kıyafetler dini, etnik, ideolojik sembol ve renkleri taşımayacak.
-Başörtüsü, türbana izin yok.
-Sandalet ve terlik gibi ayağı açıkta bırakan ayakkabılar giyilemeyecek.

'SİYAH' YASADAN DA ÇIKACAK

MEB, “Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelik”te de değişiklik yapmaya hazırlanıyor. Yasada hâlâ ilköğretim ve or ta öğ re - tim okullarında okuyan çocukların “siyah” önlük giymesine yönelik kural var. MEB'in daha önce düzenlediği çalıştayda kıyafetlere serbestlik getirilmesi önerisi yer almıştı. (Habertürk)

Polislik İçin Baraj Puanı Düşürüldü...

YGS'ye giren lise mezunlarının başvurabildiği Polis Meslek Yüksek Okulu'nun (PMYO) baraj puanları düşürüldü.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, 2010-2011 yılı eğitim öğretim döneminde PMYO öğrenci adaylığı başvurularında istenilen 300 başvuru baraj puanının, 280'e düşürüldüğü belirtildi. Polis okullarına başvuruda öğrenci adaylarının, ÖSYM tarafından 2010 Yüksek Öğretime Geçiş sınavı puan türlerinin (YGS 1, YGS 2, YGS 3, YGS 4, YGS 5 ve YGS 6) herhangi birinden en az 280 ve üzeri puan almış olmalarının başvuru için yeterli olacağı bildirildi.

Öğrenci Kavgasında 73 Kişiye Gözaltı...

Muğla'da geçtiğimiz günlerde karşıt görüşlü üniversite öğrencileri arasında çıkan kavgayla ilgili olarak şuana kadar 73 kişi gözaltına alındı.

Muğla'da ülkücü öğrencilerle Kürt kökenli üniversite öğrencilerinin arasında çıkan kavgada silahla ağır yaralan 21 yaşındaki Şerzan Kurt'un durumu ciddiyetini koruyor.

Dokuz Eylül Tıp Fakültesi'nde tedavisine devam edilen Kurt'un kimin silahından çıkan kurşunla vurulduğuna ilişkin ise tartışmalar sürüyor. Arkadaşları yaralanma olayı için polisi suçlarken Emniyet müdür Kadir Ay iddianın doğru olmadığını savunuyor. Olaylarda şu ana kada 73 kişinin gözaltına alındığına dikkat çeken Ay, olayı aydınlatmak için çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Ancak gözaltıların tek taraflı yapıldığını ileri süren bir grup öğrenci ise gerilimin artmasında polisin tavrının da etkili olduğunu iddia etti.

13 Mayıs 2010 Perşembe

8 Ay Hapis Cezası Aldı...

Okul müdürüne "Sevk'i sen yazacaksın" diyen hademe, "Müdürün onur, şeref ve saygınlığı"na hakaretten 8 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Eskişehir'de Mehmet Sait A. isimli hizmetli, okul müdürü Ramiz Öztuna'ya "Sevk'i sen yazacaksın" dediği gerekçesiyle yargılandığı davada, "Müdürün onur, şeref ve saygınlığı"na hakaret ettiği gerekçesiyle 8 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Hizmetlinin sabıkasının olmaması ve iyi hali nedeniyle ceza ertelendi. Ayrıca hizmetli görev yerinden alınarak Satılmış Köyü İlköğretim Okulu'na gönderildi.

İddiaya göre 30 Ekim 2008 tarihinde Mehmetçik Lisesi Müdürü Ramiz Öztuna, içinde doğalgaz kontrol ve bakımının da yer aldığı bir görevlendirme yazısı hazırlayarak, makamına çağırdığı Hizmetli Mehmet Sait A.'ya imzalatmak istedi. Hizmetli Mehmet Sait A. ise 'işin ehli olmadığını' belirterek görevlendirme yazısını imzalamadı. Bunun üzerine müdür ile hizmetli arasında sözlü tartışma çıktı. Tartışma devam ederken depresyona giren Hizmetli A., hastaneye gitmek için müdürden sevk kağıdı istedi. Müdür Öztuna ise sevki müdür yardımcısından almasını istedi. Hademe Mehmet Sait A., müdür'e "Müdür buradayken ben gidip yardımcısından sevk almam. Bu iş böyle olmaz. Sevk kağıdını siz vereceksiniz." diye bağırdı. Yaşanan tartışma üzerine müdürün odasına gelen okuldaki görevliler, ikiliyi ayırdı. Yaşananlar üzerine Müdür Ramiz Öztuna, tartışma sırasında kendine "Lan" diyerek hakaret edip, şahsiyetini küçük düşürdüğü gerekçesiyle hademe Mehmet Sait A. hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu ve sanığın şahsına hakaret ettiği, saygınlığını zedelediği gerekçesiyle cezalandırılmasını istedi.
Eskişehir 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz yargılanan Mehmet Sait A. ise hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek beraatını istedi. Mehmet Sait A., "Ben müdür beyle bilmediğim bir görevi üstüme almamak ve sevk kağıdını yazmadığı için tartıştım. Kimseye küfür ve hakaret etmedim. Ben böyle bir ifade kullandığımı da hatırlamıyorum. Psikolojik rahatsızlığım var. Bunun için ilaç kullanıyorum." dedi. Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, "Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ettiği, müdürün şeref, onur ve saygınlığını" rencide ettiği gerekçesiyle sanık Mehmet Sait A.'nın 8 ay 10 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verdi.

Mahkeme, sanığın sabıkası olmadığı ve iyi hali nedeniyle hapis cezasını 5 yıl süreyle erteledi. Denetimli Serbestlik kapsamına alınan hizmetli, 5 yıl içerisinde her hangi bir suç işlemesi halinde mevcut kesilen cezayı da çekecek. Hademe'nin görev yeri de değiştirildi. Mehmetçik Lisesi'nden alınan Mehmet Sait A., Satılmış Köyü İlköğretim Okulu'na gönderildi. (Cihan)

LYS'ye Son Başvuru 14 Mayıs...

YGS'de en az bir puan türünden 180 puan barajını aşan ve LYS'ye girmek isteyen adaylar, 14 Mayıs Cuma gününe kadar başvuru yapabilecek.

SINAV

LYS, sadece 81 il merkezi ile Lefkoşa'da yapılacak. LYS'ye katılacak adaylar, 81 il arasından sınava girmek istedikleri yeri tercih edebilecekler. Adaylar en fazla 2 il tercih edebilecek. Sınava Ankara, İstanbul ve İzmir'de katılmak isteyen adaylar, bu illerin yanı sıra bölge tercihi yapacak. Adaylar, katılmak istedikleri LYS'lerin hepsine aynı merkezde girmek zorunda olacak.
BEŞ OTURUMDA YAPILACAK

LYS, 19-20 Haziran ve 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde toplam beş oturumda yapılacak.

LYS'lerde her test için ayrı soru kitapçığı bulunacak ancak tek cevap kağıdı kullanılacak. Bir test için tanınan süre bittiğinde ilgili teste ait soru kitapçıkları toplanırken ve diğer teste ait soru kitapçıkları dağıtılırken ara verilmeyecek.

Matematik Sınavı (LYS-1) 19 Haziran Cumartesi günü saat 10.00'da tek oturumda yapılacak ve 120 dakika sürecek. LYS-1'de Matematik ve Geometri testleri bulunacak. Matematik testinde 50 soruya 75 dakika, Geometri testinde 30 soruya 45 dakika cevaplama süresi verilecek.

Fen Bilimleri Sınavı (LYS-2) 27 Haziran Pazar günü saat 10.00'da tek oturumda yapılacak ve 135 dakika sürecek. LYS-2'de Fizik, Kimya ve Biyoloji testleri yer alacak. Testlerde 30'ar soru bulunacak ve 45'er dakika cevaplama süresi verilecek.

Edebiyat-Coğrafya Sınavı (LYS-3) 26 Haziran Cumartesi günü saat 10.00'da tek oturumda yapılacak ve 120 dakika sürecek. LYS-3'te Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya-1 testleri yer alacak. Türk Dili ve Edebiyatı testinde 56 soruya 85 dakika, Coğrafya-1 testinde 24 soruya 35 dakika cevaplama süresi verilecek.

Sosyal Bilimler Sınavı (LYS-4) 20 Haziran Pazar günü, saat 10.00'da tek oturumda uygulanacak ve 135 dakika sürecek. LYS-4'te Tarih, Coğrafya-2, Felsefe Grubu testleri yer alacak. Tarih testinde 44 soruya 65 dakika, Coğrafya-2 testinde 16 soruya 25 dakika, Felsefe Grubu testinde 30 soruya 45 dakika süre verilecek. Felsefe Grubu testinde 10 Psikoloji, 10 Sosyoloji ve 10 Mantık sorusu bulunacak.

Yabancı Dil Sınavı (LYS-5) 19 Haziran Cumartesi günü saat 14.30'da tek oturumda uygulanacak ve 120 dakika sürecek. LYS-5, İngilizce, Almanca ve Fransızca olmak üzere 3 dilde yapılacak. Adaylara 80 soru sorulacak. Bu soruların 20'si kelime bilgisi ve dil bilgisi, 12'si çeviri, 48'i okuduğunu anlama ile ilgili olacak. Testler tek soru kitapçığında bulunacak ve tek cevap kağıdı kullanılacak.

LYS SONUÇLARI

LYS'de 180 ve üzeri puan alanlar, LYS puan türleri ile öğrenci alan lisans programlarını tercih edebilecek.

LYS sonuçları internet aracılığıyla internetten adaylara duyurulacak. Sınava giren ve sınavı geçerli sayılan tüm adaylara LYS Sınav Sonuç Belgesi gönderilecek. Bu belgede adayın her testteki doğru ve yanlış cevap sayısı, LYS puanları ve başarı sıraları, OBP ve AOBP'leri, yerleştirme puanları ve başarı sıraları yer alacak. Sınav Sonuç Belgesi'nde bir adayın yerleştirmede kullanılmayacak olan puanları yer almayacak.

YGS ve LYS sonuçlarına göre yükseköğretim programlarına yerleştirme merkezi olarak yapılacak.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Tenis Yarışmasında Türkiye İkinciliğini Elde Ettiler...

Gündoğdu Koleji Genç Erkekler Tenis Yarışmasında Türkiye İkinciliğini Elde Ederek Adana'nın Gururu Oldu.

Gündoğdu Koleji genç erkekler tenis yarışmasında Türkiye ikinciliğini elde ederek Adana'nın gururu oldu.

Antalya Tenis İhtisas Kulübü kortlarındaki Türkiye Şampiyonasına Robert Koleji, Ankara TED, İstanbul İstek Vakfı Lisesi ile Enka Koleji'nin de aralarında bulunduğu 32 takım katıldı.

Gündoğdu Koleji'nin Direnç Bada, Kutay Altınkan, Ergün Genç ve Anıl Şenbayrak'tan oluşan takımı Adana şampiyonu olduktan sonra gittiği Genç Erkekler Tenis Türkiye Şampiyonluğunda Türkiye ikincisi olmanın mutluluğunu yaşadı.

Beden eğitimi öğretmenlerden Aytaç Çetinkökü, aldıkları bu başarının Adana'nın tenis sporu açısından çok önemli olduğunu söyledi. Sporcularının Türkiye şampiyonluğunu kaçırdığına üzüldüğünü vurgulayan Aytaç Çetinkökü, "İyi bir tenis takımımız var. Türkiye Şampiyonasına gelen 32 takımda birbirinden seçkin okulların takımlarıydı. Onların arasında elde ettiğimiz bu başarı inanın çok önemli. Sporcularımızı kutluyorum." şeklinde konuştu.

Ağrı'da Okullar 1 Gün Tatil Edildi...

Ağrı'da Etkili Olan Sağanak Yağış Nedeni ile İl Merkezindeki Okullar 1 Gün Tatil Edildi. İl Milli Eğitim Müdürü Turgut Koçak Yaptığı Açıklamada, Akşam Saatlerinde Başlayan ve Gece Saatlerine Kadar Devam Eden Yağışlar Nedeniyle Okulların 1 Gün Tatil Edildiğini Açıkladı.

Ağrı'da etkili olan sağanak yağış nedeni ile il merkezindeki okullar 1 gün tatil edildi.

İl Milli Eğitim Müdürü Turgut Koçak yaptığı açıklamada, akşam saatlerinde başlayan ve gece saatlerine kadar devam eden yağışlar nedeniyle okulların 1 gün tatil edildiğini açıkladı.

11 Mayıs 2010 Salı

SBS'nin Kaldırılmasına Bakanlık Sıcak Bakıyor

SBS'nin Kaldırılmasına Bakanlık Sıcak Bakıyor

11 Mayıs 2010 10:40
SBS'nın kaldırılmasına ilişkin karara Milli Eğitim Bakanlığı da sıcak bakıyor. Bakanlık bu konuda 6 aydır çalışmalarını sürdürüyor.

Bakan Nimet Çubukçu'nun bu ay içerisinde yapacağı toplantıda SBS'ye ilişkin son kararı da açıklaması bekleniyor. Bakanlık, SBS yerine hata payı vermeyecek ve öğrencilerin olumlu bakacağı bir sistem üzerinde çalışmalarına yön verdi.

Önceki gün Akşam'ın manşetine taşıdığı ve hafta sonu bazı eğitim derneklerinin katılımıyla düzenlenen toplantıdan SBS'nin kaldırılmasına ilişkin kararın çıkmasına, Milli Eğitim Bakanlığı da sıcak bakıyor. Bakanlık bu konuda yaklaşık 6 aydır devam eden çalışmalarında sona yaklaştı. Bakan Nimet Çubukçu'nun bu ay içerisinde yapacağı toplantıda, 1 yılını değerlendirmesi ve eğitimin vizyonuna ilişkin açıklamalarda bulunması bekleniyor. Çubukçu'nun bu toplantıda SBS'ye ilişkin son kararı da açıklaması bekleniyor.

Başbakan Erdoğan'ın da dillendirdiği SBS hakkındaki şikayetlerde MEB, akademisyen ve eğitimcilerden destek almaya devam ediyor. Bakanlığa gelen çok sayıdaki SBS'ye ilişkin şikayet üzerine yaklaşık 6 aydır çalışma yürüten MEB, çalışmalarda sona yaklaştı.Nimet Çubukçu'nun bakanlığın tüm birimlerinden istediği raporlar, akademisyenlerden aldığı analizler ve eğitim çevrelerinden aldığı görüşlerden sonra bir karar vermesi bekleniyor.

MEB'e son olarak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Eğitim Meclisi, eğitimciler, akademisyenler ve TÖDER, GÜVENDER ve ÖZDEBİR gibi eğitim dernekleri temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda bazı öneriler getirildi. Toplantıda ortak bir sistem üzerinde uzlaşma sağlandı. Buna göre 6 ve 7'inci sınıf sonunda yapılacak sınavların sadece eğitim düzeyinin değerlendirilmesi ve öğrencilerin öğrenme sorunlarını tespit için kullanılması ancak yerleştirmede sadece 8'inci sınıf sonuçlarının esas alınması planlayan bir öneri Bakanlığa sunuldu. Bu öneriyi de dikkate alan Bakanlık, tüm değerlendirmelerle birlikte bir sonuca varacak.

ANKET ÇOK ETKİLİ

MEB'in kararında en önemli unsurlardan biri, yaklaşık 500 bin kişinin katılımıyla gerçekleşen SBS Değerlendirme Anketi'nin sonucu olacak. Bakanlığın ankete ilişkin ayrıntılı değerlendirmeyi aldığı ve bu ankette büyük oranda SBS'nin değiştirilmesinin istendiği kaydedildi. Bu anketin sonuçları da bu ay içinde açıklanacak. Bakan Çubukçu, bu ay içerisinde eğitimdeki 1 yılını değerlendiren ve eğitimin vizyonunu çizecek bir basın toplantısı düzenleyecek. Bu toplantıda SBS'ye ilişkin son kararın da açıklanması bekleniyor. Bakanlığın, hata payı vermeyecek ve öğrencilerin olumlu bakacağı bir sistem üzerinde çalışmalarına yön verdiği kaydedildi.

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Gönüllü Öğretmenlik Yapıyorlar

Üniversite öğrencileri örnek bir projeye imza attı. Türkiye'nin çeşitli illerinden eğitim için Bursa'ya gelen gençler, köy çocuklarını sınavlara hazırlıyor.

Hafta sonları akranları tatil yaparken köy köy dolaşan üniversiteli gençler, dershaneye gitme imkânı olmayan çocuklara matematik ve geometri dersi veriyor. Sevecen tavırlarıyla köylülerin gönlünde taht kuran gençler, şehirlerarası dostluğun da artmasına vesile oluyor.

Uludağ Üniversitesi Matematik Topluluğu (UMAT) üyesi Diyarbakır, Gaziantep, Batman, Bursa, Balıkesir, Tekirdağ, Edirne, Kars, Hakkârili gençler, köy çocuklarının eğitimi için örnek bir projeyi hayata geçirdi. Fedakâr üniversiteliler, "UMAT ile Gülümseyen Gelecek" adını verdikleri projeyle Bursa'nın Keles ilçesine bağlı dağ köylerindeki ilköğretim okulu öğrencilerine ücretsiz matematik ve geometri dersi anlatıyor. Hafta sonlarında Keles ilçe merkeziyle Epçeler, Pınarcık, Dağdibi, Sorgun ve Baraklı köylerine giden gençler, öğrencilerin ufkunu da açtı.

UMAT Danışmanı Doç. Dr. Ahmet Tekcan, hafta sonlarında dağ köylerindeki 6, 7 ve 8'inci sınıf öğrencilerine gönüllü olarak ders verdiklerini kaydetti.

UMAT üyesi 85 öğrencinin katıldığı proje kapsamında 4 merkezde eğitim verdiklerini anlatan Tekcan, "Öğrencilerimiz böyle bir projeyle geldiklerinde çok mutlu olduk. Sadece bir köyde başlamıştık. Ancak şimdi üç köy ve Keles'te ders veriyoruz. 250 öğrenciye matematik ve geometri dersi anlatıyoruz. Önümüzdeki sene fizik, kimya ve biyoloji dersleri de vermeyi planlıyoruz. Çünkü o bölgede çocukların daha fazla okumasını istiyoruz. Öğrencilerin hem okullarındaki derslerine takviye yapmış oluyoruz hem de onları SBS'ye hazırlıyoruz." dedi.

Doç. Dr. Tekcan, projede görev yapmak için 90 öğrencinin de kendilerine müracaat ettiğini kaydetti.

UMAT Başkanı ve matematik bölümü 3. sınıf öğrencisi Birce Aydın ise okumak istemelerine rağmen imkân bulamayan çocuklar için yollara düştüklerini dile getiriyor. Aydın, bir köy okuluna yardım yapmakla başlayan projenin, kısa sürede bu aşamaya geldiğine işaret ediyor. Matematik bölümü öğrencileri olarak amaçlarının çocuklara hem matematik ve geometri derslerini sevdirmek olduğunu vurgulayan Aydın, projeyle 15 haftalık sürede 720 saat ders vereceklerini belirtti.

"HAFTA SONLARI BİZ DE GEZMEYİ BİLİRDİK"

Projeye gönüllü olarak katılan Tülin Yıldızhan, yurdun dört bir yanından hatta Suriye'den gelen akranlarıyla bir arada bulunmaktan mutlu olduğunu anlattı. Kendisinin Diyarbakırlı olduğunu söyleyen Yıldızhan, şöyle konuştu: "Batman, Van, Hakkâri ve Edirne'den arkadaşlarım var. Hafta sonları bizler de gezmeyi bilirdik. Ancak okumak isteyen çocuklara el uzatmak istedik. Kurslar çok verimli geçiyor. Hem derslerinde daha yüksek puan alıyorlar hem de sınavlara çok iyi şekilde hazırlanıyorlar."

3 ay önce başlayan projeyle gençlere sadece ders anlatmadıklarını, geleceklerine dair meslek seçimlerinde de yönlendirmelerde bulunduklarını belirten Yıldızhan, 85 öğrenciye dört haftada bir sıra geldiğine vurgu yaptı.

Meltem Esra Özbek ise davranışlarıyla bütün öğrencilere örnek oldukları kanaatinde olduğunu söyledi. Suriyeli Selin Yosef de "Onlara yardım için buradayız. Hafta sonlarımız boştu. Arkadaşlarımız bize 'başka işiniz yok mu' diye takılıyor. Ancak buradaki okumak isteyen çok zeki çocuklar var." ifadesini kullandı. Gezmeyi herkesin becerebildiğini ancak böyle bir projede herkesin yer almayacağına dikkat çeken Burhan Eraşık da, kurs sonrası öğrencilerin başarısının arttığını belirtti.

"ÖNCEDEN DERSTEN KAÇARDIK, ŞİMDİ BAŞARIMIZ ARTTI"

Kursu katılan Pınarcık Dağdibi İlköğretim Okulu öğrencisi Raziye Özdemir, matematik derslerinin çok eğlenceli geçtiğini dile getirdi. "Abla ve ağabeylerimiz rahatlarını bozup buraya kadar geliyorlar." diyen Özdemir, proje sayesinde kendilerine güvenlerinin arttığına işaret etti. Yunus Emre Keleş de önceleri sıkıcı gelen matematik derslerini artık çok sevdiğini aktarıyor. Önceden dersten kaçtığını bildiren Keleş, şimdilerde matematik derslerinde parmak kaldırdığına dikkat çekti.

Kurs için Epçeler köyünden Pınarcık köyüne geldiğini kaydeden Ahmet Orhan, matematik derslerinden yüksek not aldığını dile getirdi.

Öğrenci velilerinden Arif Arslan da kursun başlamasıyla birlikte oğlu Samet'in derslere karşı tutumunun değiştiğini vurgulayarak, "Önceden tarlaya gitmek için can atardı, şimdilerde hafta sonlarını iple çekiyor." ifadesini kullandı.

Pınarcık İlköğretim Okulu Müdürü Bekir Adiloğlu ise kursa giden öğrencilerinin derslerde daha aktif olduğunu aktardı

CERN'in Kalbinden Türk Öğrenciler Geçti

CERN'i ziyaret eden 15 Türk öğrenci, Büyük Patlama'nın gerçekleştirildiği Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'ndaki deneyleri yerinde izledi.


Bilfen Okulları öğrencileri, yüzyılın deneyi olarak gösterilen "Büyük Patlama'' nın yapıldığı Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi'ni (CERN) ziyaret etti.

Deneye katılan 15 öğrenci, İsviçre-Fransa sınırındaki Cenevre'de 1954'te kurulan ve bugün dünyanın en büyük yüksek enerji fiziği laboratuvarında yerin 100 metre altında 27 kilometrelik tünelde kurulan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda (LHC) yürütülen ATLAS, CMS, LHC ve ALICE deneylerini yerinde izledi. Öğrenciler, milyarlarca dolarlık bütçeyle kurulan Uluslararası Uzay İstasyonu'na eklenecek, 12 yıldır yapımı süren Alpha Manyetik Spektrometresi'ni de (AMS) yakından görme fırsatını elde etti. Son teknolojilerle üretilen ve yapımında Türk bilim insanlarının da çalıştığı AMS, uzaydaki karanlık maddenin bulunması için ölçümler yapmak için yakında ABD'ye, oradan da bu yılın sonuna kadar uzaya gönderilecek. Öğrenciler, gezileri kapsamında Türkiye'nin Cenevre'deki Birleşmiş Milletler Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Üzümcü'nün konutunu da ziyaret etti. Burada dünyanın en önemli fizikçileri arasında gösterilen CERN Dış İlişkiler Sorumlusu Dr. John Ellis'le biraya gelme fırsatını yakalayan öğrenciler, Ellis'e CERN'e ilişkin çeşitli sorular yöneltti. Ellis, gazetecilerin soruları üzerine CERN'den Türkiye'ye Temmuz ayında bir heyetin giderek Türkiye'nin CERN'e üyelik işlemlerini görüşmeye başlayacağını bildirdi. Türkiye'nin CERN'e katılmak isteyen bir kaç ülkeden biri olduğuna işaret eden Ellis, "Ben konuşmalarımda artık Türkiye eğer CERN'e üye olursa değil, artık Türkiye CERN'e üye olduğunda demek istiyorum" dedi.

Ortaöğretime Geçiş Sistemi Kalkıyor

Liselere girişte üç yıl önce değiştirilen OGES (Ortaöğretime Geçiş Sistemi) kalkıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'SBS'yi değiştireceğiz' açıklamasından sonra harekete geçen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) , yeni SBS sistemini düzenleme çalışmalarında sona yaklaştı.

MEB, bu amaçla önceki gün Ankara'da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Eğitim Meclisi, eğitimciler, akademisyenler ve TÖDER, GÜVENDER ve ÖZDEBİR gibi eğitim dernekleri temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda SBS konuyu ele aldı. Toplantıda ortak bir sistem üzerinde uzlaşma sağlandı. Buna göre 6 ve 7. sınıf sonunda yapılacak sınavların sadece eğitim düzeyinin değerlendirilmesi ve öğrencilerin öğrenme sorunlarını tespit için kullanılması ancak yerleştirmede sadece 8. sınıf sonuçlarının esas alınması planlanıyor.(Akşam)

Akademisyene Askerlik Düzenlemesi

YÖK Başkanı Özcan, akademisyenlerin askerliklerini üniversitelerde yapmaları konusunun YÖK'te görüşüldüğünü söyledi.

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, ''Akademisyenlerin askerlik hizmeti verirken sadece bulunduğu bölgede değil, ihtiyaç duyulan yere giderek eğitim vermesi şartıyla askerlik hizmetini tamamlaması konusunda yeni bir çalışma başlatmayı düşünüyoruz'' dedi.

Özcan, akademisyenlerin askerliklerini üniversitelerde yapmaları ile ilgili soru üzerine, bu konunun YÖK'te görüşülen konular arasında olduğunu ifade etti.

Bunun daha önce Türkiye'de uygulandığını bildiren Özcan, eskiden öğretmenlerin belirli eğitimi aldıktan sonra askerlik dönemlerinde de bulunduğu okulda öğretmenlik yaparak askerlik hizmeti verdiklerini hatırlattı.

Özcan, şunları kaydetti:

''Akademisyenlerin askerlik hizmeti verirken sadece bulunduğu bölgede değil, ihtiyaç duyulan yere giderek eğitim vermesi şartıyla askerlik hizmetini tamamlaması konusunda yeni bir çalışma başlatmayı düşünüyoruz. Çünkü bizim öğretim üyesi ihtiyacı olan pek çok üniversitemiz var. Örneğin Ankara, İstanbul, İzmir gibi öğretim üyelerinin fazla olduğu şehirlerden az olan başka şehirlere versek ve askerlik hizmetlerini bu bölgelerde yapsalar ülke için faydalı olur. Konuyla ilgili şu anda sadece konuşuyoruz. İnceleme yapıp ordu tarafıyla da görüşüp gerekli bilgileri öğrendikten sonra belki böyle bir çalışma yapılabilir.''

İlkokul Eğitimi Üniversite Başarısını Etkiliyor

Uzmanlar ilköğretim ve lisede sağlam eğitim alan çocukların üniversitede daha başarılı olduklarını söyledi.


Özel Bursa Kültür Okulları'nda Eğitimin Geleceği Üzerine Tartışmalar serisi kapsamında düzenlenen 2023'ün Lisesine Üç Boyutlu Bir Bakış Paneli'nin 3.sü 'Rehberlik ve Sınav' başlıkları altında yapıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Mete Cengiz, üniversite olarak eğitim üzerine gerçekleştirilen her türlü çalışmanın yanında yer aldıklarını belirtti. Cengiz, yaptıkları araştırmalarda ilköğretim ve lise çağında yeterli eğitimi almayan gençlerin üniversite eğitimi sırasında ciddi sıkıntılar yaşadıklarını tespit ettiklerini vurguladı. Liseli gençlerin önlerine koydukları hedeflerin daha gerçekçi ve yapıcı olması gerektiğini aktaran Cengiz, "Anne ve babaların yanısıra okudukları okulların da gençlerimizi doğru yönlendirmesi gerekiyor. Gençlerimizin önüne yapıcı ve akılcı hedefler koyarsanız çocuklarımız çok daha parlak bir geleceğe sahip olacaktır." dedi.

Geleceğin planlanması açısından eğitim sisteminin çok önemli olduğunu vurgulayan Bursa Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar ise düzenlenen panellerin ve yapılan araştırmaların bu planlamaya yol gösterici olacağını savundu. Gülsar, eğitim sisteminin geleceği düşünülerek yapılan çalışmaların siyasi mercilere yol gösterici olması gerektiğine işaret etti.

Kültür Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Bulut da hedeflerinin eğitim sisteminin aksayan yönlerine dikkat çekmek olduğunun altını çizdi.

Sempozyumun açılış konferansında 'Değişen Paradigmalar Işığında Eğitim ve 2032'ün Lisesi' konulu bir konferans veren YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul ise, okulların birer eğitim fabrikası olduğunu vurguladı. Toplumun yaklaşık 150 yıldır eğitim sistemini tartıştığını aktaran Özkul, okulların değişimiyle ilgili çok farklı önerilerin olmadığını ancak bu konuların tartışılarak, yapılması gerekenlerin somut bir şekilde ortaya koyulması gerektiğini kaydetti. (Cihan)

Lost Dizisi Sınav Sorusu Oldu

Dün yapılan ALES sınavında, Lost dizisiyle ilgili bir soru dikkat çekti.

Verilen metinde, Lost'un dünya çapında büyük ilgi gördüğü, karakterlerin sürekli değiştiği, ölen karakterlerin geri döndüğü, geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek arasındaki geçişlerle izleyicinin merakının canlı tutulduğu belirtildi.

Metinde dizinin izleyici kitlesine yönelik bilgiler verildi. Öğrencilere, metin dahilinde 'Kimler Lost izlemez' diye soruldu. (Akşam)

KPSS Başvuruları Bugün Başladı

10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılacak olan sınava başvurular bugün başladı. Başvurular 21 Mayıs'ta sona erecek.

2010-KPSS Lisans sadece lisans (dört veya daha fazla yıllık yükseköğretim) programlarından mezun olanlar ile mezun olabilecek durumda bulunanlar için geçerli. Bir lisans (dört veya daha fazla yıllık yükseköğretim) programından mezun olmamış olmak koşuluyla; önlisans (iki yıllık meslek yüksekokulu ve iki yıllık açıköğretim) ve ortaöğretim (lise ve dengi meslek lisesi) mezunları ile bu kurumlardan mezun olabilecek durumda olanlar ise 26 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan sınava girecekler.

Sınav sonuçları, sınav tarihinden itibaren iki yıl geçerli. Sınav, 10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde, Cumartesi sabah, Cumartesi öğleden sonra, Pazar sabah ve Pazar öğleden sonra olmak üzere dört oturumda 81 il merkezi ve Lefkoşa'da yapılacak. Sınavda çoktan seçmeli sorulardan oluşacak testler uygulanacak, cevaplar cevap kâğıtlarına işaretlenecek, cevap kâğıtları ÖSYM'de optik okuyucularla okunacak ve bilgisayarla değerlendirilecek.

Başvuru hizmet ücreti 3 TL, sadece Cumartesi sabah oturumuna girecek adaylar 35,00 TL; Cumartesi sabah artı diğer üç oturumdan herhangi birine de girecek adaylar 55,00 TL; Cumartesi sabah artı diğer üç oturumdan herhangi ikisine de girecek olan adaylar 75,00 TL; tüm oturumlara girecek adaylar ise 95,00 TL ödeyecek.

Randevu alınan günde başvuru merkezine gidildiğinde; eksiksiz ve doğru olarak doldurulmuş Aday Bilgi Formu, sınav ücretinin bankaya yatırıldığını gösterir dekont, diploma veya öğrenim durumunu gösterir resmî bir belgenin aslı ya da onaylı sureti (Başvuruda, adayın diploma veya öğrenim durumunu gösterir belgesi, başvuru merkezi görevlisi tarafından kontrol edilecek, bu belgesi yanında bulunmayan adayların başvuruları kesinlikle yapılmayacak.) Nüfus cüzdanı veya fotoğraflı, onaylı bir kimlik belgesi adayın yanında bulunması gerekiyor.

2008 ve 2009 yıllarında yapılan KPSS sınavlarından en az birine lisans düzeyinde (2008 ve 2009 yıllarında KPSS'ye lisans düzeyinde başvuran adaylardan öğrenim bilgilerinde değişiklik bulunmayanlar) başvurmuş olan adaylar (eski adaylar), kılavuzun arka sayfasında yer alan banka şubelerinden birine giderek sınav ücretini yatıracaklar ve başvuru süresi içerisinde internet bağlantısı olan ve yazıcısı bulunan bir bilgisayarı kullanarak, başvuru işlemlerini, başvuru merkezine gitmeksizin kendileri yapabilecekler ya da başvuru merkezlerinden yararlanabilecek.

SINAV OTURUMLARI

Sınav, Cumartesi ve Pazar, sabah ve öğleden sonra olmak üzere dört oturumda yapılacak. Cumartesi sabah oturumu hariç, bir oturumda bir soru kitapçığı ve bir cevap kâğıdı kullanılacak. Cumartesi sabah oturumunda, önce Genel Yetenek ve Genel Kültür Testlerini içeren soru kitapçığı verilecek, bu testlerin cevaplama süresi sonunda cevap kâğıtları ve test kitapçıkları toplandıktan sonra da Yabancı Dil Sınavına girecek adaylara Yabancı Dil Testi soru kitapçığı ve cevap kâğıdı verilecek.

Cumartesi sabah oturumunda Genel Yetenek ve Genel Kültür Testlerinin cevaplandırılacağı birinci bölümün süresi iki saat (120 dakika), Yabancı Dil Testinin cevaplandırılacağı ikinci bölümün süresi bir saat (60 dakika); Cumartesi öğleden sonra oturumunun süresi ikibuçuk saat (150 dakika), Pazar sabah ve Pazar öğleden sonra oturumlarının süresi ise üçbuçuk saat (210 dakika) olacak.

7 Mayıs 2010 Cuma

Yüzlerce Öğrenciden Perküsyon Gösterisi

Çukurova Üniversitesi 6'ncı Bahar ve Spor Şenliği, Sabancı Holding'in katkılarıyla ilk kez yapılan Sabancı Bahar Etkinlikleri ile renk kazandı.


Üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte dağıtılan tef, marakas, davul ve darbukalarla yüzlerce öğrenci 10 dakika eğitim aldı, ardından perküsyon şov yaptı.

Balcalı Kampüsü Şenlik Alanı içinde dev stant kuran Sabancı Holding'in görevlileri, etkinliğe katılan öğrencilere rüzgar gülü dağıttı. Bazı öğrenciler perküsyon şov sırasında dayanamayarak sahneye çıkıp, göbek şov yaparken, izleyenler ve katılımcılar da eğlencenin tadını çıkarttı. Üniversite öğrencilerinin, festivallerinde görmek istedikleri aktiviteleri 'facebook.sabanci.com' internet paylaşım adresine tıklayıp, belirlemesiyle oluşan Sabancı Baharı, çikolata, el sanatları, tasarım, müzik atölyeleri, karaoke, kariyer avı, langırt, guitar hero, nintendo wii gibi eğlenceli masa oyunlarıyla aktivitelere ev sahipliği yaptı.

Sabancı Holding CEO'su Ahmet Dördüncü, “Sabancı Holding olarak işlerimizde 'birlikte yaratmak' felsefesini benimsiyoruz. Sabancı Baharı da bu felsefenin bir sonucu. Bu sadece eğlendiren bir festival değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal olarak da gençlere katkıda bulunuyor” dedi.

İlki Adana'da yapılan Sabancı Baharı, İzmir, Ankara, Kayseri ve İstanbul'da üniversitelerin bahar şenliklerinde gerçekleştirilecek. (dha)

Okul Servisi Duvara Çarptı: 21 Yaralı

Okul Servisi Duvara Çarptı: 21 Yaralı

06 Mayıs 2010 14:17
Sakarya'nın Akyazı ilçesinde freni boşalan okul servisinin bahçe duvarına çarpması sonucu araç sürücüsü ve 20 öğrenci yaralandı.

Merkez Yeniköy'den, Pazarköy İlköğretim Okuluna öğrenci taşıyan Murat Karagöz'ün kullandığı midibüsün freni Pazarköy girişinde boşaldı. Kontrolden çıkan midibüs yol kenarındaki bahçe duvarına çarptı.

Kazada sürücü Karagöz ile araçta bulunan öğrenciler Ethem, Betül ve Kübra Cömert, Gamze, Emine, Fatih, Ahmet ve Nebahat Bektaş, Mücahit ve Furkan Baştan, Mustafa Aydemir, Nilüfer Balcin, Sevgi Bostan, Havva Atakan, Ramazan ve Uğur Tongaz, Cihat Hızal, Mehmet, Meral ve Sedat Balci yaralandı.

Akyazı Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi.

Düz Liseler Anadolu Lisesi Oluyor

Milli Eğitim Bakanlığı’nca 81 ile gönderilen genelgeye göre, tüm düz liseleri ilgilendiren bir düzenlemeye gidildi.

Milli Eğitim Bakanlığı'nca 81 ile gönderilen genelgeye göre, tüm düz liseler Anadolu Lisesi'ne dönüştürülecek.


Bakan Çubukçu, “kalite ve verimliliğin artırılması amacıyla” böyle bir uygulamaya gidileceğini belirtti

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun talimatıyla 81 il valiliğine gönderilen genelgeyle, tüm düz liseler Anadolu Lisesi'ne dönüştürülüyor.

KALİTE VE VERİMLİLİK İÇİN

Bakan Çubukçu, “Kalite ve verimliliğin artırılması amacıyla” genel liselerin de gerekli alt yapı ve öğretmen ihtiyacıyla ilgili tedbirlerin alınması suretiyle, kademeli bir şekilde Anadolu Lisesi statüsüne kavuşturulması yönünde çalışma başlattı. 81 il valiliğine gönderilen “Genel liselerin Anadolu Lisesi'ne dönüştürülmesi” konulu genelgede Çubukçu, şunlara dikkat çekti:

“Ortaöğretimde yüzde 47.2, mesleki ve teknik ortaöğretimde yüzde 52.8 olmak üzere ortaöğretim kademesinde yüzde 100 okullaşma oranına erişimin hedeflendiği dikkate alındığında; okullaşmanın ortaöğretimde yüzde 1.84, mesleki ve teknik ortaöğretimde yüzde 21.54, ortaöğretim toplamında ise yüzde 23.38 oranında 2012 yılına kadar arttırılması gerekmektedir.”

NÜFUSA GÖRE OKUL SAYISI

Çubukçu'nun tespitleri ve öngörüleri şöyle devam ediyor: “Anadolu Lisesi'ne dönüştürülen okullar dışında kalan genel liselerin binalarıyla her türlü müştemilatı valiliklerce uygun görülen mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarının hizmetine sunulacak.

Merkez nüfusu 10 bin ile 20 bin arasında olan yerleşim biriminde 1 Anadolu Lisesi, 20 bin ile 40 bin arasında olan yerleşim birimlerinde 2 Anadolu Lisesi, 40 bin üzerinde olan yerleşim birimlerinde öğrenci potansiyeli ve gelişmişlik düzeyi dikkate alınarak uygun sayıda Anadolu Lisesi olacak şekilde planlanacak, diğer genel lise binaları ile mesleki eğitim desteklenecektir.”

Çubukçu imzalı genelgeye valilikler 17 mayıs tarihine kadar illerindeki duruma ilişkin bilgilendirmede bulunacak.

Girişi Olmayan Okul Yaptılar

Rize'de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yaptırılan Anadolu Lisesi’nin girişi, 40 metre karelik arsa sorunu nedeniyle yapılamıyor. 


Rize'nin Hayrat Mahallesi'ndeki Rize Çay Hayrat Anadolu Lisesi yapımı işi Milli Eğitim Bakanlığı Yatırımlar ve Tesisler Daire Başkanlığı tarafından 2006 yılında ihale ile bir firmaya verildi.

İlgili firma, 24 derslikli okulun inşaatına başlamasının ardından projenin 40 metre karelik bölümünün, Tatoğlu ailesine ait kamulaştırması yapılmamış arazi üzerinde olduğu anlaşıldı. Mahkemeye başvuran Kadir Tatoğlu, okul inşaatını durdurdu. Milli Eğitim Bakanlığı kamulaştırma sorunu sonrası okulun projesinde yenilemeye giderek 5 aylık aranın ardından okul inşaatının devam etmesini sağladı.

"PROJENİN YANLIŞ OLDUĞUNU GÖRÜNCE UYARIDA BULUNDUK"

İnşaat Mühendisi Ali Metin, ARAM İnşaat firması olarak okul inşaatının yapımını üstlendiklerini belirterek, "İnşaat çalışmaları sırasında projenin yanlış olduğunu görünce ilgili kişileri uyararak kamulaştırma sorununun giderilmesini istedik. Ancak bize sorun yaşanılmayacağı, inşaata devam etmemiz söylendi. Ardından arazi sahiplerinin mahkemeye başvurması sonucu inşaatı durdurduk" dedi.

Proje tadilatının ardından inşaata devam ettiklerini ifade eden Metin, "Okulu dört derslik küçülterek inşaata devam ettik. Okul bitme aşamasında. Ancak öğrenci giriş merdiveni, tören alanı vatandaşın arazisine denk geldiği için yapılamıyor. Engelli asansörü yapılamıyor. Öğrenciler, öğretmenler, veliler, arabalar dokuz metrelik arka bahçe girişini kullanmak zorunda. Bu da çok sağlıklı olmayacak. Öğrencilerin ders arasında bahçeye çıkma imkanları olmayacak. Okul içinde hapsolacaklar" diye konuştu.

Arazi için "nasılsa kamulaştırırız" mantığı güdüldüğünü öne süren Metin, "Şimdi okul var, ancak girişi yok. Okulu küçülttük. Eğer kamulaştırma sorunu çözülmezse bu okulun eğitime açılabilmesi çok zor" dedi.

"ARSA SAHİBİ BİRAZ AKSİ ÇIKTI"

Binanın İnşaat Mühendisi Ali Metin, sözlerine şunları ekledi:

'Ancak okulun ön tarafında bulunan ana giriş bölümü, açık alan, öğrenci merdiveni gibi bölümlerin bir şahsa ait bin 600 metrekare arsa üzerinde yapılması planlandı. Nasılsa 'sonradan bu arsa sahipleri ikna edilir ve kamulaştırılır' diye düşünüldü. Ancak arsa sahibi biraz aksi çıktı ve bazı sıkıntılar oldu, arsasını vermedi. Böyle olunca binanın giriş merdivenlerini yapamadık” 

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ MAHKEMEYE BAŞVURDU

Milli Eğitim Müdürü Rasim Çelik, kamulaştırma sorununun çözümü için anlaşma sağlayamadıklarını kaydederek, "Burada bir kamu yararı var. Vatandaşla anlaşamayınca biz de arazinin kamulaştırılması için mahkemeye başvurduk. İnşaat çalışmaları devam ediyor. Okul açılmadan mahkemenin karar vereceğini düşünüyoruz" diye konuştu. (DHA)

6 Mayıs 2010 Perşembe

YGS'nin Fatihi Fen Liseleri SBS Adaylarını Cezbediyor

Üniversite sınavının ilk aşaması olan YGS’de başarı listesinin ilk sırasında Fen Liseleri’nin yer alması SBS adaylarını bu okullara yönlendirdi.

ÖSYM'nin bu yıl uygulamaya soktuğu iki aşamalı üniversite giriş sisteminin ilk ayağı Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın (YGS) sonuçları açıklandı. En başarılı okullar Askeri Okullar, Sosyal Bilimler ve Polis Kolejleri gibi alan okullarının dışında her zamanki gibi Fen Liseleri oldu. SBS'ye hazırlanan öğrenciler için kendilerine koyacakları hedefleri belirlemekte çok önemli olan bu bilgi, gözleri Fen liselerine çevirdi. Özellikle mühendislik, tıp, fizik gibi fen ağırlıklı bölümlere girmeyi hayal eden öğrenciler için SBS'ye bir ay gibi bir zaman kala tüm çalışmalar bu hedefe kilitlendi.

SADECE BİR KİŞİ BARAJI AŞAMADI

Bu yıl ilk kez yapılan YGS'nin açıklanan sonuçlarına göre Türkiye'de Fen Liseleri'nin başarı oranı yüzde 99.938 olarak açıklanırken, bu liselerde sadece bir kişinin 140 barajını aşamadığı açıklandı. Bu veriler göz önüne alındığında tercihlerini üniversiteye en çok öğrenci yerleştiren okullardan yana kullanan ilköğretim öğrencileri ve veliler için Fen Liseleri, yine cazibe merkezi haline geldi.

SINIF MEVCUDU BAŞARIDA ETKİLİ

Fen Liseleri'nin bu başarısını, SBS'de en iyi puan alan öğrencileri bünyesinde bulundurmaları, az sınıf mevcutlarıyla kaliteli eğitim vermeleri ve disiplinli çalışma sistemlerine bağlayan eğitim uzmanları, bu okullara girmeyi hedefleyen öğrencileri planlı çalışmaya davet etti. Türkiye'de en yüksek puanlı Fen Liseleri İstanbul, Ankara, İzmir gibi üç büyük ilden çıkarken, bu sene YGS birincisi çıkaran ve YGS'de en başarılı 10 öğrenci arasına 4 öğrencisini sokan Konya Meram Fen Lisesi de dikkat çekti.

Baharın cazibesi sizi kandırmasın

Havaların ısınmasıyla insanlarda olumlu düşünce ve fikirler ile duygular oluşuyor. Hem doğanın renkten renge bürünmesi, hem de bitkilerin yeni baştan yeşeriyor olması umutları canlandırıyor. Böylece bahar, insanda depresyon ve kötü duyguları giderici olumlu etki sağlıyor. Olumlu düşüncelerin yanı sıra, havalar ısınınca ders çalışmak da zorlaşıyor. Yorgunluk, can sıkıntısı gibi duygular ön plana çıkıyor. Konsantrasyon bozukluğu, neşesizlik, aşırı sinirlilik, hafıza zayıflaması ve uyku bozuklukları görülebiliyor. Bahar yorgunluğuna kapılmamak için her şeyden önce amacınızı hiçbir zaman unutmayın. Her sabah kalktığınızda hedefinizi, kazanmak istediğiniz okulu hatırlayın. O hedefi gerçekleştirmek için başarmanız gereken bir sınavınız olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bahar yorgunluğunu üzerimizden atmak için alınabilecek küçük önlemlere dikkat çeken uzmanlar, bu küçük tedbirlerin bizi daha mutlu insanlar yapacağına ve vücudumuzun yeni mevsime ayak uydurmasına yardımcı olacağına değiniyorlar.

Yorgunluksavar öneriler

• Okula gitmeden önce, pencere önünde yapacağınız jimnastik hareketleri, dolaşım sisteminizin harekete geçmesini sağlayıp, sizi canlı kılacaktır.

• Yediklerinize dikkat etmemek, uygun giyinmemek gibi nedenler vücut direncinizi kırar. Beslenmenize, özellikle aldığınız besinlere özen gösterin.

• Baharda vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı olur. Meyve ve sebze yemeyi eksik etmeyin. Mevsimin özelliğini taşıyan meyve ve sebzelerin bütün çeşitlerinden bol miktarda yiyin.

• Günde 3 litre su için. Yemek ve uykudan önce de azar azar içerek vücuda gerekli suyu sağlayın.

• Uyku düzenine özen gösterin. Kaliteli uyku uyuyan kişi, bahar yorgunluğuna karşı kendini daha iyi onarır. Yatağa girmeden önce strese neden olabilecek şeyleri aklınızdan uzaklaştırın.

• Ders çalıştığınız ortamı sık sık havalandırın.

2009 SBS RESMİ FEN LİSELERİ TOP 10

İl Adı İlçe Adı Okul Adı Öğrenim Şekli Kont. Sayısı Taban Puan Tavan Puan

ANKARA ÇANKAYA Ankara Fen Lisesi İng.Karma 96 491,464 500,000

İZMİR BORNOVA İzmir Fen Lisesi İng.Karma 72 490,141 499,253

İSTANBUL KADIKÖY İstanbul Atatürk Fen Lisesi İng.Karma 96 488,578 497,988

AYDIN MERKEZ Aydın Fen Lisesi İng.Karma 48 487,602 494,684

KONYA MERAM Konya- Meram Fen Lisesi İng.Karma 72 486,502 494,453

ADANA SEYHAN Adana Fen Lisesi İng.Karma 96 485,572 498,500

KAYSERİ MELİKGAZİ Kayseri Fen Lisesi İng.Karma 72 484,920 493,859

MANİSA TURGUTLU Halil Kale Fen Lisesi İng.Karma 72 484,007 489,955

BURSA OSMANGAZİ Bursa Ali Osman Sönmez Fen Lisesi İng.Karma 96 483,947 496,221

İlk 10'a 4 öğrenci soktu

Bu sene ilk kez yapılan YGS'de, Türkiye birincisini çıkaran Konya Meram Fen Lisesi, en iyi puanı alan 10 aday arasına 4 öğrencisinin girmesiyle büyük bir başarıya imza attı. Lisenin bu başarıya ulaşmasındaki en büyük faktörlerinden biri de öğrenci sayısının az oluşunda saklı.

KONYA MERAM FEN LİSESİ

• ÖSS'ye başvuran mezun sayısı: 24

• Yüksekokul, Fakülte tercih edebilecek puan alan öğrencilerin sayısı: 24

• Herhangi bir yüksekokul, fakülteye yerleşenlerin sayısı: 22

• Herhangi bir yüksekokul, fakülteye yerleşemeyenlerin sayısı: 2

• Öğrencilerin yerleştikleri üniversiteler: Boğaziçi, İTÜ, Gazi, Ankara, Bilkent, ODTÜ, İstanbul, Hacettepe, Selçuk, Akdeniz Üniversitesi

• Öğrencilerin genel olarak tercih ettikleri bölümler: Tıp, Elektrik-Elektronik, Endüstri, İşletme, İnşaat Mühendislikleri, Mimarlık Fakülteleri

'SORU'N KALMASIN

SORU: Sınıfımdaki arkadaşlarım günde ortalama 300 soru çözüyormuş, ben ancak 90 tane çözebiliyorum, bu gidişle iyice geride kalacağım. Lütfen yardım.

CEVAP: Öğrencilerin en fazla önem verdiği, aslında diğer faktörlerle kıyaslandığında öğrenmede etkisi daha az olan faktör test çözmedir. Unutmayın, dersi derste algılamadıktan sonra ne kadar test çözerseniz çözün fayda etmez. Öğrenilmiş konularla ilgili test çözmek ise başarınıza büyük oranda etki edecektir. Test çözmek, öğrenmeyi takip eden ve onu pratikle yerleştiren bir yöntemdir. Test çözmek tek başına yeterli değildir. Öncelikle konuyu anlayıp anlamadığını, eksik olan yönlerin neler olduğunu tespit etmelisiniz. Ondan sonra çözmeniz gereken soru sayısı hakkında düşünebilirsiniz. Her hastaya aynı ilaç verilmez. Başkalarının çözdüğü soru sayısıyla kendinizi kıyaslamayın. Günde kaç soru çözmeliyim yerine, kaç soru çözersem konuyu algılayabiliyorum sorusunu cevaplayın. (Star)

Uzaktan Yüksek Lisans Eğitimine Tam Destek

Yükseköğretim Kurulu’ndan öğretmen ve okul yöneticilerine iyi haber geldi. Müjdeyi YÖK Başkanı Özcan verdi...

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, öğretmenler ve okul yöneticileri için uzaktan yüksek lisans eğitiminin yapılması konusunda üniversitelere destek olacaklarını ve yüzde yüz destek vereceğini söyledi.

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Genel Sekreter Halil Etyemez YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ı makamında ziyaret ederek, üniversite çalışanlarının sorunlarından oluşan bir rapor sundu. Sunulan raporu değerlendiren ve uzaktan eğitimle yüksek lisans yapılabilmesi konusunu olumlu karşılayan Özcan, fakültelerden bunu yapmak isteyen olduğu zaman yüzde yüz destek vereceklerini bildirdi.

MEB DE OLUMLU BAKIYOR

YÖK'ün olumlu baktığı uzaktan eğitimle yüksek lisansa Milli Eğitim Bakanlığı'ndan da izin çıktı. YÖK Başkanı Özcan eğitim fakültelerine uzaktan eğitimle yüksek lisans konusunda çalışma yapmalarını istediğini belirtti. ABD'de diplomaların yüzde 30'unun uzaktan eğitimle alındığını söyleyen Özcan, üç, dört üniversitenin bu noktada çalışmaya başladığını kaydetti. Özcan, akademik yüksek lisansa ağırlık veren akademik yüksek lisans üniversitelerinin açılması yönünde çalışmaların başladığını çok yakın zamanda yüksek lisans üniversitelerinin açılacağı haberini de verdi.

Alp Dağlarının Keçileri Tokat'ta Yetişecek

Gaziosmanpaşa Üniversitesi tarafından başlatılan çalışmayla çizgi film karakteri Heidi'nin keçileri olarak bilinen Saanen keçileri Tokat'ta yetiştirilmeye başlandı.

Gaziosmanpaşa Üniversitesince (GOPÜ) başlatılan çalışma kapsamında Tokat bölgesinde yapılan deneme üretiminde, asıl vatanı Alp Dağları olan ve çizgi film karakteri Heidi'nin keçileri olarak bilinen Saanen keçilerinin yöreye uyum sağladığı tespit edildi.

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zafer Ulutaş, Karayaka koyununun ıslah edilmesi ile Saanen keçi yetiştiricilerinin Tokat bölgesindeki verim performansının belirlenmesi ve Tokat'a adaptasyonuna yönelik çeşitli çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Tokat'ta keçi üreticilerinin kendilerine gelip (Saanen keçi üretebilir miyiz?) diye sorduklarını anlatan Prof. Dr. Ulutaş, ''Bizler bilimsel çalışmaları yapan bir bilim insanı olarak bu hayvanları üniversitemizde denemeden 'olur' veya 'olmaz' şeklinde bir bilgi vermek istemedik. Aslında düşüncelerimize göre olur ama bunu bir de yerinde yapmak fikriyle bir proje yaptık'' diye konuştu.

Bu proje kapsamında 50 tane dişi ve 5 tane erkek Saanen keçisini Çanakkale yöresinden getirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Ulutaş, ''Bunları burada dölledik. Daha sonra ilk süt verimini aldık. Baktığımızda Tokat bölgesine uyumlarında hiçbir sıkıntı yok. Kara keçiye oranla yaklaşık 4-5 kat daha fazla bir ekonomik getirisi oldu'' dedi.

Saanen keçileriyle ilgili çalışmaların tamamlandığını belirten Prof. Dr. Ulutaş, çalışmaları sonucunda süt veriminin de arttığını söyledi.

Çevre ve Orman Bakanlığı'nın keçilerin ormanlarda otlatılmasına müsaade etmediğini, bunun doğru bir yaklaşım olduğunu anlatan Prof. Dr. Ulutaş, sadece keçi değil, ormana götürülen her hayvanı orman alanlarında kontrollü otlatmak gerektiğini ifade etti.

Üniversitelerin bulundukları bölgeye ekonomik olarak gelir getirici faaliyetlerde bulunması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ulutaş, bu projelerle buradaki insanların ekonomik seviyelerini artırmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını belirtti.

Tokat'ta 42 yetiştiriciyle çalıştıklarını bildiren Prof. Dr. Ulutaş, 5 yıl içerisinde yetiştiricilere 1 milyon TL ekonomik gelir sağladıklarını, Avlunlar, Başçiftlik Karacaören, Erbaa Karayaka bölgelerinde çalışmalar yaptıklarını söyledi.

KARAYAKA KOYUNUNU ISLAH EDİLMESİ ÇALIŞMALARI

Tokat bölgesinde yetiştirilen Karayaka koyununun ıslah edilmesi çalışmaları hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Ulutaş, şöyle konuştu:

''Bu koyunların ikiz doğurma oranı çok düşük. Et kalitesi iyi ama bu hayvanların karkastaki yağ oranı biraz fazla. Televizyonlarda izlediğimiz Avrupa'daki ırklara göre biraz daha yavaş gelişiyor diye bize bu tür şikayetler geliyordu. Bizim hayvanlarımız kötü hayvanlar değil, ancak bizler yeteri kadar ilgilenmiyoruz. 5 yıllık süreç içerisinde yüzde 4 olan ikizlik oranını yüzde 18'e çıkarttık. Karkastaki yağ oranında büyük bir azalma var. Bu hayvanların doğum ağırlığı 3.2 kiloydu, bugün 4.5 kilo civarına yükseldi. Biz hayvanları bir 8. haftada tartarız, bir de 20. haftada tartarız. Projeye başlamadan bu hayvanların 8. hafta ağırlığı 13 kiloydu, bugün 18 kilo. 20. hafta ağırlığı 21 kiloydu, bugün 31 kilo. Demek ki bu hayvanların üzerinde çalışıldığı zaman Avrupa'da gördüğümüz hayvanlar gibi olmaması için bir neden yok. Tek amaç bu özverili çalışmayı gerektiren çalışmaları bütün insanlar olarak, yetiştiricisiyle, üniversitesiyle yapmamız gerekiyor

Müdürün Taciz Skandalı

İki kadın öğretmeni taciz ettiği iddiasıyla hakkında soruşturma açılan müdürün makam odasında sperm örnekleri bulundu.

Adana'nın Yumurtalık ilçesinde, geçen ay, makam odasında iki kadın öğretmeni taciz ettiği iddiasıyla hakkında adli ve idari soruşturma açılan ilköğretim okulu müdürünün makam odasındaki kağıt ve peçete parçalarında Adli Tıp Kurumu uzmanlarınca yapılan incelemede, sperm örnekleri bulunduğu bildirildi.

1 Nisan 2010 tarihinde, bir kadın öğretmenin Kaymakamlık ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne yaptığı şikayet üzerine taciz iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ancak savcılık tarafından hazırlanan iddianameye dayanılarak Yumurtalık Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakkında dava açılan H.E'nin (42) tutuksuz yargılaması devam ederken, Adli Tıp Kurumu da raporunu tamamladı.

Adli Tıp Kurumunun raporunda, okul müdürü H.E'nin makam odasındaki kağıt ve peçete parçalarında sperm örnekleri bulunduğu kaydedildi.

Bu arada, konuyla ilgili okuldaki bazı öğrencilerin ifadesine başvurulduğu belirtildi.

H.E hakkındaki iddialar, bir öğretmenin olayı şikayet etmesi üzerine ortaya çıkmış, daha sonra başka bir kadın öğretmen de cinsel taciz olayına maruz kaldığı gerekçesiyle dilekçe vermişti.

H.E'nin TCK'nin 105/1 ve 105/2 maddelerine göre 2 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla yargılandığı öğrenildi.

Öte yandan, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin de 1702 sayılı kanun gereğince ''iffetsizlik'' olarak nitelenen suç için görevden alma ve meslekten men iddiasıyla soruşturmasını sürdürdüğü, Adli Tıp Kurumu'nun hazırlayarak mahkemeye ilettiği raporun da bakanlık müfettişlerince dikkate alındığı kaydedildi.

Dekanlığı 6.5 Yıl Sonra Aldığı Kişiye Devretti

Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halis Ertürk, görevini 6.5 önce devraldığı Prof. Dr. İsmail Efil'e yeniden devretti.
Geçtiğimiz günlerde Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından dekanlığa atanan Prof. Dr. Efil, İİBF'de düzenlenen devir teslim töreniyle görevine başladı. Törenine Rektör Prof. Dr. Mete Cengiz, eski rektörlerden Prof. Dr. Ayhan Kızıl'ın yanı sıra çok sayıda öğretim üyesi de katıldı.

Rektör Prof. Dr. Mete Cengiz, konuşmasında üniversitenin tercihlerine saygı duyarak, makamların gelip geçici olduğunu unutmadan Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyete ulaşmak için biz-onlar ayrımı yapmadan çalışmak gerektiğini belirtti. Cengiz, "Halis Hocamız her zaman yapıcı oldu, fakültesini ileri götürmek için çalıştı. Efil hocamızın da aynı anlayışla hareket edeceğine inanıyor, kendisine başarılar diliyoruz." dedi.

2003 yılında görevi devraldığı dekanlık görevini Prof. Dr. İsmail Efil'e 6.5 yıl aradan sonra yeniden devreden Prof. Dr. Halis Ertürk, bu süre içinde herkese saygılı davrandıklarını ve çıtayı yükseltmeye çalıştıklarını belirtti.

Ertürk, "Hizmet üretirken üretilen hizmetin bazılarının hoşuna gitmeyeceğini bilerek, olması gerektiği şekilde hareket tarzımızı belirledik. Tehdit, baskı ve çifte standart unsurunu hiçbir şekilde kullanmamaya gayret ettik. Bundan sonra da hizmette sınır yol felsefesine uygun olarak esas görevim olan öğretim üyeliğine devam edeceğim." şeklinde konuştu.

Yeni Dekan Prof. Dr. İsmail Efil de dekanlık görevini tekrar yüklenmekten büyük gurur duyduğunu ifade ederek, "Kurumlar kalıcı, kişiler geçicidir. Önemli olan geride hoş izlenim bırakmaktır. Seçim döneminde yapmaya söz verdiğim her şey bugün de geçerlidir." diye konuştu.

Yönetim anlayışının 'biz merkezli' olacağını dile getiren Prof. Dr. Efil, "Hun İmparatoru Atilla'nın dediği gibi, 'Zor zamanlarda biz, rahat zamanlarda ben diyen yöneticilere karşı tedbirli olun' düşüncesini son derece önemsiyorum. Fakültemizin ilerlemesi için Stratejik Yönetim Anlayışı ve Avrupa Kalite Vakfı(EFQM)'nın ortaya koyduğu Mükemmellik Modeli çerçevesinde çalışmalar yapacağız." dedi.

Rektör Prof. Dr. Mete Cengiz, Halis Ertürk'e hizmetlerinden dolayı teşekkür ederek bir plaket verdi. Görevi devreden Prof. Dr. Halis Ertürk daha sonra, dekanlık yaptığı dönemde çeşitli kademelerde görev yapan öğretim üyelerine teşekkür etti. (aa)

'e-öğrenme' Pazarı Gittikçe Büyüyor

Kara tahtaların yerini elektronik tahtalar birbir alıyor. Artık öğrenciler ev ödevleri için interneti kullanıyor.
Okullarda bilgisayarlar bozulur diye laboratuvarların kilitlendiği dönemler artık gerilerde kaldı.
Türkiye'de henüz her kesime ulaşmasa da bilgisayar ve internet pek çok okula girdi.

Anne ve babalar olarak yanıtlayamadığınız sorular karşısında çocuklara 'Google'a sor' der hale geldik.
Elektronik öğrenme, mobil öğrenme gibi kavramlar hayatımızın bir parçası haline geldi.

IDC'nin son raporuna göre dünyada e-öğrenme pazarı 17.2 milyar doları aşıyor.
Türkiye'de de e-öğrenme pazarı her geçen gün büyüyor. İstanbul,
önümüzdeki günlerde eğitimde yeni teknolojilerin konuşulacağı "e-öğrenme" konferansına ev sahipliği yapacak.

İstanbul Üniversitesi Enformatik Bölümü, Türkiye Bilişim Vakfı, İstanbul Kültür Üniversitesi ve
Türkiye Bilişim Derneği "Üçüncü Uluslararası Gelecek İçin Öğrenme Alanında Yenilikler: e-öğrenme"
konferansını gerçekleştiriyor. Konferans, 10-14 Mayıs 2010 tarihlerinde İstanbul Kültür Üniversitesi'nde
düzenlenecek.

Türkiye Bilişim Vakfı'nın (TBV) Ankara Temsilcisi Dr. Aydın Kolat, "Türkiye'de e-öğrenme uygulamalarının
üniversitelerde 2000'li yıllardan bu yana yapıldığına işaret ederek, "Kimi üniversiteler özellikle de
bilgisayar mühendisliği bölümlerinde hayata geçti. Ayrıca büyük şirketler de e-öğrenmeden uzun yıllardır faydalanıyor.
E-Öğrenme için bilgisayar ve internet bağlantısı olması yeterli" diye konuşuyor.

Gelecekte özellikle mobil teknolojilerin öğrenme için çok faydası olacağına dikkat çeken
Dr. Aydın Kolat, "e-Öğrenme, öğrenmeyi heyecanlı, çekici ve ilgi uyandıran hale getirdir.
Öğrenme, doğası gereği, sosyal bir etkinlik.E- öğrenme, çok güçlü ve kalıcı öğrenme
deneyimlerinin yalnızca içerik ile değil, çevrimiçi topluluklar ve ağlar ile başarılabileceğini gösterdi.
E-öğrenme, öğrenmeyi iş süreçlerine entegre etmeyi de sağlar. Günümüzün rekabetçi dünyasında,
kurumlar elemanlarına, sınıf eğitiminin yanında e-öğrenmeyi de kullanarak daha kalıcı ve daha ucuz bir eğitim sağlamakta.
Bu çağdaş yöntem sayesinde öğrenme okul sınıflarından, klavyelere hatta mobil cihazlar yolu ile,
cep telefonlarımıza kadar geldi. Cep telefonundan matematik öğrenimi alacağımız günler de gelecek"
değerlendirmesini yapıyor.

Zaman ve mekandan bağımsız olarak bilgiye erişebilmenin büyük olanaklar sağladığını vurgulayan
Dr. Aydın Kolat, "İlköğretim ve liselerde de e-öğrenmenin yaygınlaşması bekleniyor. Artık insanlar için
yaşam boyu öğrenme var. Öğrenciler kendi kendilerine çalışıp öğreniyorlar. Deneyler yapıyorlar.
Simülasyonlar kullanılıyor. Ancak dünyadaki eğilimlere göre sadece web üzerinden eğitim doğru bulunmuyor.
Yüzyüze eğitimle desteklenmesi öneriliyor" açıklamasını yapıyor. kaynak: (Sabah)

5 Mayıs 2010 Çarşamba

6, 7 ve 8. Sınıflarda Deneme Sınavı...

İstanbul'da yarın 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerine yönelik 'Kazanım Değerlendirme ve Uygulama Sınavı' yapılacak.

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, yarın il genelinde ilköğretim okulları 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerine yönelik ''Kazanım Değerlendirme ve Uygulama Sınavı''nın yapılacağını, sınava girmeyen sınıflarda eğitimin devam edeceğini bildirdi.
Yıldız, yarın ildeki resmi ve özel tüm ilköğretim okullarının 6, 7 ve 8. sınıflarında Seviye Belirleme Sınavı (SBS) formatında bir deneme sınavı yapacaklarını belirterek, sınavın saat 10.00'da başlayacağını söyledi. Muammer Yıldız, ''Yarın ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıflar sınava girecek, bu sınıflarda eğitim yok, diğer sınıflarda eğitim devam ediyor'' dedi.

Güneş Enerjisiyle Serinleten Şapka...

Konya'nın Merkez Selçuklu ilçesinde eğitim gören iki kız kardeş güneş enerjisiyle çalışan serinletici şapka yaptı.

Selçuklu ilçesi Kaşgarlı Mahmut İlköğretim Okulu 8-A sınıfında okuyan Feyza ve Beyza Süren kardeşler, güneş enerjisiyle çalışan pervaneli şapka yaptı. Yazın sıcak aylarında güneş altında çalışan ve gezenler için serinletme özelliği taşıyan şapka diğer öğrencilerin büyük ilgisiyle karşılaştı. Fen Bilgisi dersi öğretmeninin herkese ödev verdiğini anlatan Feyze Süren, kardeşiyle birlikte tarlada çalışanları düşünerek böyle bir şapka yapmayı uygun bulduklarını söyledi. İlk başta zor olduğu için kendisinin projede yer almaktan vazgeçtiğini anlatan Süren, "Yaz geldi özellikle tarlalarda ve sıcakta çalışan çok sayıda kişi var. Biz de kardeşimle oturup ne yapabiliriz diye düşündük. Sonunda hem güneş enerjisinden istifade etmeyi hem de güneşin zararlı ışınlarından korunmak için bu projeyi gerçekleştirdik. Bir hafta içinde yapıp bitirdik. Pervaneli şapkanın bize maliyeti 18 TL. Öğretmenimiz projeyi çok beğendi." dedi. Selçuklu Merkez Kaşgarlı Mahmut İlköğretim Okulu Fen ve Teknoloji Öğretmeni Selami Durukan da pervaneli şapka projesini çok beğendiğini söyledi. Selami Durukan, derste sınıftaki tüm öğrencilere yenilenebilir enerji ve enerji geri dönüşümünün günlük hayata uygulanabilirliğiyle ilgili ödev verdiğini açıkladı. Süren kardeşlerin, sıcak havalarda serinlemenin bir yolu olarak kullanılabilecek şapka projesiyle geldiğini dile getiren öğretmen Durukan, güneş kolektörlerinden küçük bir parçanın şapkanın üstüne yerleştirildiğini aktardı. Güneş enerjili şapkanın çalışma prensibini anlatan Selami Durukan, "Kolektörlerde üretilen elektrik enerjisi bir motor vasıtası ile hareket enerjisine dönüştürdü. Kazanılan hareket enerjisi pervanede dönme hareketine böylece yüze doğru bir esinti oluşturarak serinleme sağlandı. Güneş sayesinde devamlı bir enerji kaynağımız da olduğuna göre yenilenebilir ve çevreci bir enerji ile çalışan şapkamızın ihtiyaca cevap verecek bir buluş olduğu kanaatindeyiz. Eklenebilecek yenilikler kademeli bir ayar düğmesi, çevresine, arkasına birden fazla pervane yerleştirilebilir." ifadelerini kullandı. (Cihan)

İstanbul'da Bazı Sınıflar Yarın Tatil...

Milli Eğitim Müdürlüğü'nün emirleri ve ve Valilik onayı ile yarın İstanbul'daki 1.2.3.4.5. sınıflar tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanlığı, okulların, 6,7, ve 8. sınıflara yapılacak Kazanım Değerlendirme Uygulaması için 6 Mayıs Perşembe günü tatil edildiğini açıklandı. Diğer sınıflarda öğrenim normal olarak sürecek.

3 Öğrenciden 1'i Esrar Kullanıyor...

13 bin öğrenci arasında yapılan anketin sonuçları ürküttü. Sigara kullanım oranı yüzde 87, alkol yüzde 72, uyuşturucu hap yüzde 28, esrar kullanımı ise yüzde 32 çıktı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Narkotik polisleri tarafından geliştirilen, 'Sosyal Destek Projeleri'nin tanıtımı, dün yapıldı. Narkotikten Başkomiser Dr. Ali Ünlü, Zeytinburnu'nda uygulanan anket ile gençlerin bağımlılık konusunda yaklaşımlarının saptandığını açıkladı. Ürkütücü tablo Dr. Ali Ünlü, 13 bin ilköğretim ve lise öğrencisi üzerindeki anket çalışmasından çıkan sonuçlara göre sigara kullanım oranının yüzde 87, alkol kullanım oranının yüzde 72, uyuşturucu hap kullanım oranının yüzde 28, esrar kullanım oranının ise yüzde 32 oranında olduğunu söyledi. Dr. Ünlü, özellikle ergenlik döneminde ailelerinden gereken desteği ve ilgili göremeyen, aile içi iletişim sıkıntısı yaşayan ve şiddete maruz kalan çocukların ev ve okullarından sokağa kaydıklarını, bunların onların kötü alışkanlıklara başlamasına zemin hazırlayan en önemli faktörler olduğuna vurgu yaptı. Ünlü, ayrıca 400 lise öğrencisine de arkadaşlarını bu tür kötü alışkanlıklardan kurtarmaları ve uyarmaları konusunda eğitip bilinçlendirdiklerini kaydetti. 'Türkiye'yi yansıtıyor' Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın da toplantıdaki açıklamasında anket sonuçları için, “Zeytinburnu gerçeğinin ne yazık ki Türkiye gerçeği. Bu konunun mağduru olan bir ilçenin yöneticileri olarak duyarsız olmamız beklenemez” diye konuştu. (Vatan)