7 Haziran 2011 Salı

Öğretmen Atamaları Artık Kadrolu Olacak

Öğretmen Atamaları Artık Kadrolu Olacak

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada bundan sonra yapılacak atamaların tamamının kadrolu olacağı bildirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı, bundan sonraki atamaların tamamının kadrolu olarak yapılmasının planlandığını bildirdi.

Bakanlığın internet sitesinden yapılan açıklamada, 1 Haziran'da yapılan öğretmen atamasında sözleşmeli öğretmen olarak görev yapan toplam 14 bin 277 kişinin KPSS puan üstünlüğüne göre kadrolu öğretmenliğe atandığı hatırlatıldı. Söz konusu bu öğretmenlerden boşalacak pozisyonlara, yeniden sözleşmeli öğretmen görevlendirmesinin planlandığı ve atama takviminin 2 Haziran'da duyurulduğu belirtilen açıklamada, ancak 4 Haziran Cumartesi günkü Resmi Gazete'de ''Sözleşmeli Personel Pozisyonlarında Çalışanların Memur Kadrolarına Atanması Amacıyla Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 632 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yayımlandığı anımsatıldı.

Kararname doğrultusunda, mevcut sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi işlemi tesis edildikten sonra, Milli Eğitim Bakanlığında sözleşmeli (4/B) olarak görev yapan öğretmen kalmayacağı için bundan sonraki atamaların tamamının kadrolu (4/A) olarak yapılmasının planlandığı bildirildi.
Açıklamada, 2011 Yaz Dönemi kadrolu öğretmen atamasına ilişkin takvimin ise hukuki süreçler tamamlandıktan sonra ileri bir tarihte kamuoyuna duyurulacağı kaydedildi.

Öte yandan, 01 Haziran'da kadrolu olarak ataması yapılan 14 bin 277 sözleşmeli öğretmen için söz konusu kararnameyle birlikte yeni bir hukuki durum doğduğu belirtilen açıklamada, bu öğretmenlerin mağdur olmaması için şu an görev yaptığı yerde veya atandığı yeni kurumda, kadrolu olarak görev yapabilmesine yönelik tercih hakkının olacağı yeni bir işlemin tesis edileceği ifade edildi.

Üniversiteye Sınavsız Giriş İmkanı

Üniversiteye Sınavsız Giriş İmkanı

YGS yerine olgunluk sınavı yapacaklarını daha önce açıklayan YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, öğrencilerin üniversiteye sınavsız girebilmelerine imkan veren yeni yöntem hazırladıklarını açıkladı.
Üniversiteye girişte yeni düzenleme geliyor. Buna göre öğrenciler üniversiteye sınavsız girebilecek.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversiteye girişte uygulanacak yeni yöntemler konusunda Akşam gazetesine açıklamalarda bulundu.

Özcan, �Olgunluk sınavı�nın ardından üniversiteye girişte YGS ve LYS yanında ABD ve Avrupa ülkelerinde uygulanan farklı yöntemlerin devreye gireceğini söyledi. Buna göre öğrenciler üniversitelere sadece YGS-LYS ile değil IB, SAT, TOEFELL gibi uluslararası standartlardaki uygulamalarla da girilebilecek.

Prof. Özcan şunları söyledi: �YÖK'te aldığımız karara göre, üniversiteye girişte tek kritere bağlı kalınmayacak. Farklı sistemlerle öğrenci kabul edilmesini istiyoruz. Bir öğrencinin girişte birden fazla seçeneği olmalı.

Bu bize aynı zamanda öğrencinin yurtdışı yerine Türkiye'de öğrenim görme şansını artıracak. Modeli önce Kıbrıs'taki öğrenciler için kullanacağız. �

Özcan şöyle devam etti: Çünkü Türkiye'deki uygulama için YÖK'te değişikliğe gidilmesi gerekiyor. Oysa Kıbrıs'ta okuyan bir öğrenci için buna ihtiyaç yok. Bu yıl yerleştirme kılavuzunda yeni sistemdeki kontenjanlar belirlenerek (sadece Kıbrıs'tan gelen öğrenciler için) kılavuzda yer alacak.�

YENİ YÖNTEMİN ÜÇ AYRINTISI

1 - IB programı uygulayan Özel Koç Lisesi'nin öğrencisi YGS ve LYS'ye girecek. Aynı öğrenci IB notuyla Avrupa'da ve dünyada birçok üniversiteye yerleşebiliyor. Yeni uygulamada aday hem IB hem de YGS ve LYS puanıyla üniversiteye yerleşebilecek.

2 - Sistem için tıpkı okul birincilerinde olduğu gibi özel kontenjan açılacak. Buna göre örneğin İTÜ mimarlık bölümüne LYS ile 50, IB ile 3, SAT ile 2 öğrenci kontenjanı belirlenecek.

3 - ABD ve Avrupa'da uygulanan 'farklı yöntemlerle üniversiteye kabul uygulaması Türkiye'de de gerçekleşecek. Hedef, öğrencilerin farklılıklarına göre yerleştirme ve üniversitelerin kendilerine göre en doğru öğrenciyi seçebilmesi.

Şiddetli Rüzgar Okulu Yıktı

Şiddetli Rüzgar Okulu Yıktı

Cizre'nin Bozalan Köyü'ndeki prefabrik okulu şiddetli esen rüzgar yıktı. 150 öğrenciyle ilgili olası kötü haberi ise rüzgarın geceyi seçmesi engelledi!
"Okulun, sağlam olmadığını ve bunun yerine başka bir okulun yapılmasını talep ettik. Ancak talebimize olumlu yanıt gelmedi."

Şırnak'ın Cizre ilçesi Bozalan Köyü Muhtarı Sait İverendi'nin bahsettiği okul dün gece şiddetli rüzgar nedeniyle yıkıldı.

2002 yılında yapılan 8 derslikli prefabrik okulda öğrenim gören öğrenci sayısı 150'ydi ve yıkımın gece olması büyük bir facia yaşanmasının önüne geçti.

Köydeki şiddetli rüzgar tarım arazilerinde de hasara neden olurken, köy muhtarı Sait İverendi şunları söyledi:

''Eğer olay gündüz saatlerinde yaşansaydı çok kötü olurdu. Okula çevre köylerden de öğrenci geliyor. Toplam 150 öğrencinin eğitim gördüğü okulun, sağlam olmadığını ve bunun yerine başka bir okulun yapılmasını talep ettik. Ancak talebimize olumlu yanıt gelmedi.

Okulumuz tamamen yıkıldı ve öğrencilerimiz okulsuz kaldı. Eğitimleri yarıda kaldı. Yetkililerden isteğimiz ilk önce yıkılan okulda eğitim gören öğrencilerin başka bir okulda eğitimlerine devam etmelerini sağlanması, ardından da köyümüze yeni ancak prefabrike olmayan bir okulun yapılmasını istiyoruz.''

Öğrencilerin En Çok Girdiği Site!

TİB öğrencilerin internet alışkanlıklarına yönelik Ankara'da gerçekleştirdiği araştırmadan ilginç sonuçlar çıktı.

AA muhabirinin Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB)internetsitesi www.guvenliweb.org.tr'den aldığı bilgiye göre, 11�24 Nisan 2011 tarihleri arasında kutlanan İnternet Haftası etkinlikleri çerçevesinde, TİB İnternet Dairesi uzmanları Ankara'daki bazı okullarda internetin güvenli kullanıma yönelik bilinçlendirme seminerleri gerçekleştirdi.

Ankara'da Fatma Yaşar Önen Ticaret Meslek Lisesi,ODTÜGeliştirme Vakfı Okulları ve Nesibe Aydın İlköğretim Okullarında gerçekleştirilen sunumlarda öğrencilere internetin faydaları, internet ortamında karşılaşılabilen riskler ve alınması gereken tedbirlerle internetin güvenli, etkin ve doğru kullanımı hakkında tavsiyelerde bulunuldu.

Seminerlerde, öğrencilere internet kullanım alışkanlıklarıyla ilgili çeşitli sorular da yöneltildi.i Sitesi, Öğrenci Siteleri, Öğrenci Online Sitesi, Eğitim Sitesi Öğrenci, 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Ekim 2010 Eğitim Haberleri, Eğitim Sitesi, İLköğretim sitesi, ünüversite eğitim

Buna göre, öğrenciler interneti sırasıyla en çok sosyal paylaşım, oyun ve ödevleri için kullanıyor. Sosyal paylaşımda ise ilk sırayıFacebookalıyor, hemen her öğrencinin Facebook hesabı bulunuyor.

Bazı öğrencilerin Facebook'taki arkadaş sayısı 200'ün üzerindeyken, gerçek hayatta samimi oldukları insan sayısı sadece 20'de kalıyor.

Çocuklar, Facebook'ta çok arkadaş sahibi olmakla övünürlerken bunlardan birçoğunu tanımıyor.

Ayrıca, Facebook kullanma yaşının 13 olmasına karşın ilköğretim 5. Sınıf ve altında birçok öğrencinin de Facebook hesabı bulunuyor.

Yapılan seminerlerde öğrenciler arasında oldukça popüler olan Facebook gibi sitelerde nelere dikkat edilmesi gerektiği, gizlilik ayarlarının önemi ve nasıl yapılması gerektiğiyle nelerin paylaşılması, nelerinse paylaşılmaması gerektiği üzerinde duruldu.

Özellikle internet ortamında aktarılan herhangi bir bilginin asla silinemediği, bu nedenle de öğrencilerin gelecek yaşantılarını olumsuz etkileyebilecek özel bilgilerin asla paylaşılmaması gerektiği vurgulandı.

İnternet kullanımında dikkat edilmesi gereken temel hususlar öğrencilerin yaş gruplarına göre çeşitli animasyon ve kısa film gösterimleriyle vurgulandı.

Öğretmenlerden gelen talepler doğrultusunda öğrencilere internette ödevlerini hazırlarken sadece 'Google' arama motorunun üst sıralarına bağlı kalmamalarının, birkaç farklı kaynaktan aldıkları bilgiyi doğrulamalarının ve mutlaka bilginin kaynağını göstermelerinin önemine değinildi.

23 Şubat 2011 Çarşamba

Öğrencileri YGS Telaşı Sardı

Öğrencileri YGS Telaşı Sardı

Müfredat Hazirana kadar yayıldığı için Mart ayında yapılacak YGS'de öğrenciler, henüz eğitim görmedikleri konulardan sınava girecekler.

Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) için geri sayım başladı. Bu yıl 1 milyon 692 bin öğrencinin başvurduğu YGS, 27 Mart Pazar günü yapılacak. Geçen yıl 1 milyon 451 adayın başvurduğu sınavda bu sene rakam 200 bin arttı. Başvuru sayısının artmasıyla rekabetin de artacağını söyleyen eğitimciler bir adım öne geçmenin sırrının konu eksiği bırakmamaktan geçtiğini belirtti. Geçen yılki YGS'de, müfredat bitmeden adayların tüm konulardan sorumlu tutulduğunu hatırlatan uzmanlar, geçen sene bu nedenle soru kaybeden öğrencileri bu yıl aynı yanlışa düşmemeleri konusunda uyardı.

SORU KAYBETMEMENİN YOLU

Haziranda kapanacak okullarda müfredatın da o tarih periyoduna göre hazırlandığını söyleyen eğitimciler �Lise sonda daha işlemediği konudan soruyla karşılaşan öğrenciler için de yanlış yapmak kaçınılmaz oldu. Biz bu sene de öğrencilerin aynı nedenden dolayı soru kaybetmelerini istemediğimiz için onları uyarıyoruz ve eksik konu bırakmamaları gerektiğini hatırlatıyoruz� dedi.

YERLEŞTİRME PUANI DÜŞÜYOR

Adaylara dershanede ya da kendi başlarında ders çalıştıkları sırada lise son sınıfın ileriki konularına da bakmalarını öneren uzmanlar şu uyarılarda bulundu: Öğrencilerin YGS'ye son iki hafta kala okula da gitmedikleri düşünülürse, konu eksiklerini okul aracılığıyla gidermeleri iyiden iyiye zorlaşıyor ve bu noktada tek kurtarıcı dershaneler haline geliyor. YGS'nin yerleştirme puanına katkısı yüzde 40. Bunun asla unutulmaması gerekiyor. Konu eksiği bırakmak YGS ve dolayısıyla üniversite yerleşme puanı başarısını düşürüyor.

ÖĞRENCİLER OKULDAN UZAKLAŞIYOR

YGS telaşında öğrencilerin okulu bırakıp dershaneye yönelmesinin, öğrenmenin merkezi okul olmalı anlayışı güden Milli Eğitim Bakanlığı ile ters düştüğünü söyleyen uzmanlar �Öğrencilerin okuldan uzaklaşmaması, eğitimin merkezinin okul olması amaçlanıyor. Ama bu yeni sınav sistemi bu amacı hayata geçirmek için engel teşkil ediyor. Konu eksiklerini takvim problemi nedeniyle okuldan giderme fırsatı yakalayamayan öğrenciler dershaneye bağımlı hale geliyor. Dershanelere gitme şansı olmayan öğrenciler ise eğitim eşitsizlik sorunu yaşıyor� uyarısı yaptı. (Star)

Boyalı Saldırı Rektörü Hastanelik Etti

Boyalı Saldırı Rektörü Hastanelik Etti

Kosova'da kürsüde konuşma yaptığı esnada üzerine kırmızı boya dökülen rektör tedavi görmeye başladı.

Geçen salı günü Priştine Üniversitesi'nin 41'inci kuruluş yıldönümünde konuştuğu sırada protestocu 2 öğrencinin kırmızı boyalı saldırısına hedef olan Priştine Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Muje Rugova'ya pazar günü geçirdiği rahatsızlık nedeni ile başvurduğu üniversite hastanesinde deri iltihabı teşhisi konuldu. Boyada 13 farklı kimyasal madde bulunduğunu belirten doktorlar, rektörün görme sıkıntıları da yaşadığını belirtti. Tedavisi için yurtdışındaki hastaneler önerilen Rektör Prof.Dr. Muje Rugova, Almanya'ya gitti.

Okula Yetişmeye Çalışırken Canından Oldu

Okula Yetişmeye Çalışırken Canından Oldu

Okula geç kaldığı için bisikletiyle kapanan bariyerin arasından geçen 10 yaşındaki Selçuk Karakış trenin altında kalarak can verdi

Aydın'ın Nazilli ilçesindeki Merkez Zafer İlköğretim Okulu 4-A sınıfı öğrencisi 10 yaşındaki Karakış, her gün olduğu gibi dün sabah da evlerine 2 kilometre mesafedeki okula gitmek üzere bisikletiyle Yenimahalle'deki evlerinden ayrıldı. Saat 8.20'de, kontrollü hemzemin geçidin yanındaki bisiklet tamircisine uğrayan Karakış, bisikletine bir kilit aldı. Ardından okula geç kaldığı için aceleyle tamirciden çıkan Karakış, tren geldiği için bariyerler inmeye başlamasına rağmen, bir metrelik açık kısımdan karşıya geçmeye çalıştı. Ancak bu sırada makinist Adem Kocakaya yönetimindeki Söke Nazilli seferini yapan trenin altında kaldı. Yaklaşık 60 metre sürüklenen küçük çocuk can verirken, geriye parçalanmış çantasından dışarıya fırlayan kitap, defter ve diğer eşyaları kaldı. İki çocuklarından birini yitiren İbrahim ve Senem Karakış çifti, acı haberi duyunca sinir krizleri geçirdi.

UYARIYI DİNLEMEDİ

Korkunç kazaya tanık olan bisiklet tamircisi Nurettin Deyim ifadesinde, "Bana gelip 2 buçuk liralık bir kilit aldı ve 1 buçuk lirasını ödedi. Kalanı okul dönüşü vereceğini söyledi. Bariyerler kapanmaya başlayınca 'Amca, okula geç kalıyorum, tren gelmeden geçeyim' diyerek, uyarılarıma aldırmadan kapalı bariyerin kenarında bulunan 1 metrelik boşluktan geçti ama trenin altında kaldı" dedi. Selçuk Karakış'ın öğretmenleri ve okul arkadaşları da yasa boğuldu.

Özel Okullara Yeni Müfredat

Özel Okullara Yeni Müfredat

MEB kolejlerin, "Müfredat elimizi kolumuzu bağlıyor. Devlet okullarından farkımız kalmadı" yakınmalarını dikkate aldı.

Yaşar Özay / Sabah

Özel okul yöneticilerinin Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına konular eklemek, zorunlu ve seçmeli derslerin sayılarının düzenlenmesi için yaptıkları başvuru bakanlık tarafından gündeme alındı

Milli Eğitim Bakanlığı; kolejlerin, "Müfredat elimizi kolumuzu bağlıyor. Devlet okullarından farkımız kalmadı" yakınmalarını dikkate aldı. Talim Terbiye Kurulu, kolejlerin zorunlu ve seçmeli ders sayılarını ve fen derslerinde okutmak istedikleri konuları içeren dosyaları incelemeye aldı. Özel Öğretim Genel Müdürü Mehmet Küçük, kolejlerde okutulan sosyal bilgiler ve Türkçe derslerinde değişiklik yapmanın mümkün olmadığını ancak fizik, kimya , matematik, geometri ve biyoloji ders müfredatında değişiklik yapmanın mümkün olduğunu söyledi.

'BAŞARI ARTACAK'

Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, yıllardan beri dile getirdikleri konunun gündeme alınmasının özel okulların başarılarını artıracağını belirterek, "Biz dünya ile yarışmak istiyoruz. PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sınavlarında başarısız olmamızın altında öğrencilerimizin görmediği konuların bulunması yatıyor. Ayrıca okullarımızdan mezun olan öğrencilerimizin büyük bir kısmı yurtdışında eğitim görüyor. Bazı konuları bizde görmedikleri için okudukları üniversitede zorlanıyorlar" açıklamasını yaptı. Zorunlu ve seçmeli ders konusunda okullarının zorluklarla karşılaştığını ifade eden Gülan, "Halen özel okulların payı yüzde ikilerde. Bu oranı yüzde 10'a çıkarırsak en az 100 bin öğretmene iş sahası açmış oluruz. Bakanlığın öğretmen alımında yaşadığı sıkıntı sona erer. Özel okulların başarısı sektöre yeni girişimleri hızlandırdı. Okan Üniversitesi İstanbul'daki Akfırat kampusunda, anaokulundan liseye kadar eğitim kurumları açıyor. Ayrıca Türkiye'nin önemli kentlerinde okullar kuruyor. Bu girişimleri Anadolu'da açılan okullar izliyor" dedi.

DEĞİŞİKLİK İSTEYEN OKULLAR

Müfredatın değişikliği, zorunlu ve seçmeli ders saatlerinin sayısı konusunda Milli Eğitim Bakanlığı'na başvuran okullar şunlar: Amerikan Robert Koleji, Saint Joseph Fransız Lisesi, İzmir Amerikan Koleji, Notre Dame de Sion, Georg Avusturya Lisesi, TED koleji, Eyüboğlu Koleji, Bilfen Koleji, Şişli Terakki Okulları, Işık Lisesi, Alman Lisesi ve Üsküdar Amerikan Koleji.

6 Şubat 2011 Pazar

Öğretmenler Mobbingden Yargılanacak

Öğretmenler Mobbingden Yargılanacak

Türkiye'de ilk kez bir mobbing davası Ağır Ceza Mahkemesi'ne taşındı.

Kadın öğretmene; görev yaptığı okuldan uzaklaştırıp başka bir okula tayinini çıkarttırmak için mobbing yaptığı iddia edilen bir okul müdürü, iki yardımcısı ve iki de kadın öğretmen hakkında 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Türk Ceza Kanunu'nda karşılığı olmasına rağmen bu güne kadar hakkında dava açılmayan mobbing (eziyet, psikolojik baskı) cezasının kamuoyunda bilinmesiyle ard arda davalar açılmaya başlandı.

Bakırköy'de bulunan bir devlet lisesinde bir buçuk yıldır Edebiyat Öğretmenliği yapan F. İ., kendisine mobbing yapan okul müdürü M. K., yardımcıları S. T. , A.H.T. ve öğretmenler C. Ş. ve A.B.K. hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na 05.11.2009'da suç duyurusunda bulundu. Yapılan soruşturmanın ardından 24.11.2010'da 5 öğretmen hakkında "Kamu görevlilerine işkence yapma" iddiasıyla 3 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

DHA'nın haberine göre; hazırlanan iddianamede olay şöyle anlatıldı:

OKUL MÜDÜRÜ DEDİKODU ÇIKARDI

Liseye edebiyat öğretmeni olarak atanan F.İ. , okula ilk geldiği hafta şiir gecesi düzenlemek için dilekçeyle idareye başvurdu. Dilekçeyi kabul etmeyip öğretmen hakkında bir takım kötü yakıştırmalar bulunan okul müdürü M. K., öğrencileri de kullanarak bayan öğretmen hakkında dedikodular yaymaya başladı. Bununla da yetinmeyen okul müdürü, bayan öğretmeni okuldan uzaklaştırmak için hakkında tahkikat yaptırdı.

Okul müdürü M.K. , okul müdür yardımcısı S.T. ile hiç bir duygusal ilişkisi olmadığı halde onunla evlenmek istediğini ancak açılamadığı yönünde dedikodular yaydı. Şüpheliler bilinçli bir şekilde edebiyat öğretmeni ile samimiyeti olan herkesi kendisinden uzaklaşmasını sağladı. Bunlarla da yetinmeyen şüpheliler, edebiyat öğretmeni ile konuşan diğer öğretmenleri de soruşturmayla tehdit etti.

ÖĞRENCİLER ÖRGÜTLENDİ

Sınıfındaki bir grup öğrenci örgütlenerek öğretmenleri F.İ., hakkında toplu şikayet yaptırılırken, okul müdürü edebiyat öğretmenin eğitim adına yaptığı bütün işlerin kötü olduğunu bahane ederek ihtar cezaları yağdırıp ders ücretlerini bile kesti.

Şüpheli iki bayan öğretmen C. Ş. ve A.B.K. ise F.İ'e psikolojik baskı yaparak mücadelesinden vazgeçirmeye çalıştığı iddia edildi.

Okul müdürü M.K. , F.İ. öğretmenin not verirken tarafsızlık ilkesini ihlal ettiğini iddia ederek İ.'nin 1 yıl kıdem indirme cezası ve 4 kez ihtar cezasının yanı sıra okulunun değiştirilmesi için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurdu.
ADLİ TIP KURUMU DA MOBBİNG'İ DOĞRULADI

Baskılara dayanamayan F.İ. , uykusuzluk, tedirginlik, mutsuzluk ve hayattan tiksinme şikayetiyle 9.10.2009'da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'na başvurarak tedavi görmeye başladı.

F.İ. öğretmene yapılanın mobbing olduğunu bilimsel olarak ortaya koyan Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, "Travma sonrası stres bozukluğu ve major depresyon" tanısını koydu. F. İ.'nin sağlığının ve algılama yeteneğinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek düzeyde bozulduğunu ortaya koyan Fincancı, yaşanan travmanın yıldırma "mobbing" ile uyumlu olduğunu ileri sürdü.

Savcılığın sevk ettiği İçten'e Adli Tıp Kurumu da hazırladığı raporla mobbing'i doğruladı.

YAPILAN MOBBİNG İŞKENCEYE UYUYOR

Adli Tıp Kurumu'nun ve bilirkişinin raporunu değerlendiren savcı, mağdur İ.'ye yönelik mobbing süreci içinde uygulanan fiillerin TCK'nın 94/2-b'deki işkence suçuna uygun olduğunu belirtti.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 28.04.2010 tarihli atama kararnamesi ile İ.'nin Halkalı'da bir başka devlet lisesine Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak atanmasıyla mobbing sürecinin tamamlandığını ileri süren savcı, şüpheli M.K. , S. T. , A H.T. , C.Ş. ve A.B. K.'nun "Kamu görevlisine işkence yapma" suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.

Okul Pansiyonları Ev Ortamını Aratmayacak

Okul Pansiyonları Ev Ortamını Aratmayacak

Milli Eğitim Bakanlığı, okul pansiyonlarını ev ortamını aratmayacak mekanlar haline getirilmesi talimatını verdi.
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürü Emin Gürkan imzasıyla 'Pansiyon hizmetlerinde kalitenin izlenmesi' konulu yazı il milli eğitim müdürlüklerine gönderildi. Yazıda, pansiyonların ev ortamını aratmayacak şekilde aile sıcaklığının yaşandığı mekanlar haline getirilmesi amacıyla zeminlerin halı ile kaplanması, yatakhanelerde terlikle dolaşılmasının sağlanması ve öğrencilerin günün gerektirdiği şartlara uygun eğitim almasının, sosyal ve kültürel etkinlikler yönünden de ihtiyaçlarına cevap verebilecek ortamlar olarak düzenlenmesinin önemi vurgulandı.

Yazıya göre, yemeklerin mümkün olduğunca pansiyonlarda pişirilmesi ve hazırlanmasına özen gösterilecek. Ancak, zorunlu nedenlerle yemeklerin hizmet alımı yoluyla temin edilmesinde, ihale şartnamesinde belirtilen esaslara göre verilip verilmediği yönetici ve öğretmenler tarafından takip edilecek.

Kiler, mutfak, yemekhane, bulaşıkhane ve benzeri ortak mekanlar daima temiz halde bulundurulacak, her türlü pis kokudan arındırılacak, nevresim, çarşaf, yastık kılıfları sıklıkla yıkanarak değiştirilecek; çatal, bıçak, servis tabakları, sürahi ve su bardaklarının temizliğine özen gösterilecek.

GÜNLÜK KALORİ DEĞERLERİ DİKKATE ALINARAK YEMEK LİSTELERİ HAZIRLANACAK

Öğrencilerin yeterli ve dengeli beslenmeleri için ihtiyaç duyulan günlük kalori değerleri dikkate alınarak, günlük menü hazırlanacak ve yemek listelerinin hazırlanmasında bir diyetisyen ile öğrenci temsilcisinin katılımı sağlanacak. Ambar devrinin yüksek tutulmasını sağlamak amacıyla yemeklerin çeşitliliği ve kalori miktarlarında kısıtlama yapılmayacak. Kalorifer düzenli olarak yakılacak, oda sıcaklığı korunacak ve öğrencilerin olumsuz hava şartlarından etkilenmelerine meydan verilmeyecek.

Öğrencilerin bedensel ve ruhsal gelişimlerine katkı sağlanması amacıyla istek ve yetenekleri doğrultusunda sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere katılmaları sağlanacak, gerektiğinde bu konuda resmi, özel kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapılacak.

BULAŞICI HASTALIKLARA KARŞI ÖNLEM ALINACAK

Bilhassa pansiyon gibi toplu yaşam merkezlerinde bulaşıcı hastalıkların meydana gelmemesi için gerekli önlemlerin alınması, hijyen kurallarına riayet edilmesi, günlük, haftalık ve aylık temizlik hizmetlerinin eksiksiz yerine getirilmesi, günlük sıcak su verilmesi ve öğrencilerin banyo imkanlarından yeterince yararlanmaları sağlanacak. Banyolarda yeterli sayıda saç kurutma makinesi ve ihtiyaca göre havlu ve benzeri malzemelerin bulundurulmasına özen gösterilecek.

Okulun ve pansiyonun uygun yerlerinde yeterli sayıda temiz, sağlam, çalışır ve kullanılabilir durumda el yıkama evyeleri bulundurulacak. Tuvaletlerin temiz tutulması ve temizlik alışkanlığının geliştirilmesi konusunda öğrencilere eğitim verilecek. Tuvaletlerin yeterli havalandırma düzeneğine sahip olması sağlanacak, sıvı sabun bulundurulacak, belleticiler ve nöbetçi öğretmenlerce sık sık kontrol edilerek eksikler giderilecek.

Sağlık ve benzeri zorunlu haller dışında pansiyona geç gelmeyi alışkanlık haline getiren, pansiyona gelmeyen, arkadaşlarının huzurunu bozanlar rehberlikle ikna edilecek. Bu tutumlarını değiştirmemeleri halinde okul yönetimince velilerle görüşmeler yapılarak bu durumdaki öğrencilerin pansiyonlara devamları sağlanacak.

İl-ilçe mili eğitim müdürü veya yardımcıları-şube müdürleri tarafından mesai saatlerine bağlı kalmaksızın, pansiyonlar sık sık ziyaret edilecek ve bu hususların takibi yapılacak. Konuyla ilgili gerekli önlemler gecikmeye meydan verilmeden alınacak. (Cihan)

İstanbul'da Bir Lisede Patlama

İstanbul'da Bir Lisede Patlama

İstanbul Gaziosmanpaşa, Küçükköy Endüstri Meslek Lisesi'nde öğle saatlerinde bir patlama yaşandı
Küçükköy Endüstri Meslek Lisesi'nde yaşanan patlamanın ardından 1 öğrencinin yaralandığı öğrenildi.

12 Eylül Anayasa referandumu öncesinde de aynı okula terör örgütü PKK tarafından molotoflu saldırısı düzenlediği basına yansımıştı.

Öğrencilerin Karnede Sahtecilik Olayı

Öğrencilerin Karnede Sahtecilik Olayı

''E-okul'' sistemine usulsüz olarak giren 90 lise öğrencisi, karne notlarını değiştirdi.

Bin 236 öğrencinin eğitim gördüğü Manisa Lisesi'nde, 2010-2011 eğitim-öğretim yılının ilk yarısının sona ermesinden önce karnelerin basımı sırasında, karne notlarının sisteme dışarıdan müdahale yoluyla usulsüz girilerek, değiştirildiği fark edildi.

Öğretmenlerin durumu fark etmesi üzerine yapılan ilk incelemede, yaklaşık 90 öğrencinin karne notunun değiştirildiği tespit edilerek, olay İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bildirildi.

VALİLİK SORUŞTURMA BAŞLATTI

Manisa Vali Vekili Salih Gürhan, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını ve müfettiş görevlendirildiğini söyledi.

''Gereken neyse yapılacaktır" diyen Gürhan, "Sisteme nasıl girildiği konusunda henüz fazla bir bilgi yok. Müfettiş raporu olmadan, bir bilgi sahibi değiliz. Ancak olay doğru, e-sisteme girildiği ve not tahribatlarının yapıldığı doğru. Valilik olarak gerekli soruşturmayı açtık. Daha sonra konuyu sizlerle paylaşacağız. Yaklaşık 90 öğrencinin notlarında değişiklik yapıldığı konusunda tespitimiz var'' dedi.

Manisa İl Milli Eğitim Müdür Vekili Necati Abalı ise söz konusu öğrencilerin bulunduğu sınıflarda karne dağıtılmayacağını belirtti.

1800 Öğrenci İçinde Tek Kız

1800 Öğrenci İçinde Tek Kız

Lisenin 1800 öğrencisi arasında tek kız öğrenci olan genç kız da karnesini aldı...
Bolu İzzet Baysal Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde öğrenim gören 1800 öğrenci arasında Pelin Bakır isimli tek kız öğrenci de karnesini aldı.

İzzet Baysal Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde karne töreni düzenlendi. 1800 öğrenci arasında tek kız öğrenci olan Pelin Bakır da törene katıldı. Müdür Yardımcısı Güngör Arslan'ın elinden karnesini alan Bakır'ı arkadaşları alkışladı. Arslan, Bakır'ı başarılı karnesinden dolayı tebrik etti. Lisenin başmüdürü Hasan Aksay da öğrencilere tatilde kitap okumaları tavsiyesinde bulundu.

Pelin Bakır, karnesinin iyi olduğunu ancak daha iyi olabileceğini belirterek, �Üniversite sınavına hazırlandığım için okula fazla ağırlık veremiyorum. Ama yine de karnemden memnunum.� dedi. Erkek öğrenciler arasında başta zorluk çektiğinin altını çizen Bakır, zamanla bu zorlukların üstesinden geldiğini aktardı. Bakır, Bilişim Teknolojileri Bölümü'nde okuduğunu, ancak hayalinin oyuncu olmak olduğunu aktardı. Bakır, yarıyıl tatilinde de dershaneye gideceğini ve ders çalışacağını belirtti.

Karnedeki Zayıf İntihara Götürdü

Gaziantep'te, karnesinde 7 zayıf notu bulunan lise öğrencisi 15 yaşındaki Suat Bulduk, evlerinin tavanına kendini asarak yaşamına son verdi.
Olay, Çıksorut Mahallesi Maaşkuyu Caddesi'ndeki evde dün saat 15.00 sıralarında meydana geldi. Arif Nihat Asya Lisesi 1'inci sınıf öğrencisi Suat Bulduk, karnesinde 7 zayıf bulunduğu için bunalıma girdi. Karnesini aldığı cuma gününden itibaren kendini bir türlü toparlayamayan Bulduk, ailesinin ölen bir yakınlarının taziyesine gitmesi ile evde kuzenleri ve kardeşleri ile birlikte kaldı. Bulduk kuzenlerine ve kardeşlerine, "Karnemde 7 zayıf var. Aileme karşı mahcubum. Kendimi asacağım" diyerek odasına geçti. Şaka yapıldığını sanan kuzenleri ve kardeşleri, bir süre sonra odaya girdiklerinde Bulduk'u eşarpla tavandaki demire asılı halde buldu. Çocukların yardım istediği komşular, Bulduk'u asılı olduğu yerden indirip, Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'ne götürdü. Ancak, Bulduk müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

TAZİYEDE OĞULLARININ ÖLÜM HABERİNİ ALDILAR

Ölen akrabalarının taziyelerinde iken oğullarının ölüm haberini alan aile, sinir krizleri geçirdi. Bulduk'un cenazesi yapılan otopsi ardından ailesine teslim edilip, Asri Mezarlık'ta toprağa verildi. Oğlunun ölüm haberiyle yıkılan baba Hasan Bulduk yakınlarının kolları arasında güçlükle ayakta durabildi. Bulduk'un yakınları, "Karnesindeki zayıflarından dolayı bunalıma girdiğini ve bu yüzden intihar ettiğini düşünüyoruz. Cuma günü karnesini alıp eve geldikten sonra kimseyle doğru dürüst konuşmadı. Biz kendisine 'notlarını ikinci dönem düzeltirsin' diyerek teselli etmeye çalıştık. Böyle bir şey yapacağı hiç aklımıza gelmezdi" dedi.

Yanmamış Kömürden Okul Harçlığı Çıkartıyorlar

Iğdır'da apartman ve lojmanların kalorifer külleri arasındaki kömür parçalarını toplayan çocuklar, bunları satarak okul harçlıklarını çıkarmaya çalışıyor.

Kentte kaloriferli apartman ve lojmanlarda yakılan kömürlerin külleri, bazı yoksul çocuklar için gelir kaynağı oldu. Kentin çeşitli yerlerindeki çöp alanlarını dolaşan çocuklar, buralardan topladıkları tam yanmamış kömürleri bakkal, manav, kahvehane gibi yerlere satarak okul harçlıklarını çıkarıyor.

Okulların kapanmasıyla sayıları artan ve her sabah dondurucu soğuğa rağmen el arabalarıyla okul, idari bina, apartman gibi mekanların önündeki çöplüklerde bulunan külleri elden geçiren çocuklar, buldukları az yanmış kömürleri eleyerek torbalara dolduruyor.

Kömür toplarken büyük zahmet çeken çocuklardan bazıları, bu torbaları kendi evlerine yakacak olarak götürürken, bazıları da esnafa satmaya çalışıyor.

Kömür toplayan Murat ve Ercan adlı çocuklar, kömürün torbasını 5 TL'ye sattıklarını belirterek, ''Bazen günde 5 torba sattığımız oluyor. Böylece ailemize katkı sağlıyoruz. 8 kardeşiz, maddi durumumuz iyi değil'' diye konuştu.

Bazı çocuklar ise inşaat ve çöplerden tahta ve odun parçalarını toplayarak kömürle birlikte satıyor.

Kömürleri alan vatandaşlar ise ucuz olduğu için bu tercihte bulunduklarını ifade ederek, yanmamış kömürleri tekrar yakarak hem çevreye hem de ekonomiye katkı sağladıklarını belirtiyor.

Emekli Öğretmen İntihar Etti

Emekli Öğretmen İntihar Etti

Adana'da emekli bir öğretmen intihar etti. Oğluna mektup yazan öğretmen, cenazesine ailesinden kimsenin katılmasını vasiyet etti.
Alınan bilgiye göre, 67 yaşındaki Kemal İ. DSİ çamlık piknik alanında ilaç içerek intihar girişiminde bulundu.

Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen ambulansla Adana Numune Hastanesine kaldırılan Kemal İ, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Kemal İ'nin, oğluna bıraktığı mektupta, ''Bu yüke daha fazla dayanamayacağım. Oğlum Burak, bu not eline geçtiğinde büyük ihtimalle ölmüş olacağım. Cenazemi morgdan direkt mezarlığa götür. Cenazemi yalnız sen kaldıracaksın, Alperen daha küçük, belki bu durumu kaldıramaz. Cenazeme kan bağı olan kimse katılmasın ve uzak yakın kimseye haber verilmeyecek. Oğlum Burak, bu senden son isteğim ve arzum. Benim için üzülmeni istemiyorum. Sağlıcakla kal, Allah'a emanet ol. Seni ve torunlarımı seviyorum'' yazdığı öğrenildi.

Eğitimciler Antalya'da Toplandı

Eğitimciler Antalya'da Toplandı

Eğitimciler Türk eğitim sisteminin sorunlarının ele alınması ve Türkçe eğitimin diğer ülkelerde yaygınlaştırılması amacıyla bir araya geldi.

Avrasya ülkelerinde insan haklarının korunması, demokrasinin ve sosyal adaletin sağlanması ile eğitimcilerin ekonomik, sosyal kültürel, mesleki haklarının korunması ve Türkçe eğitiminin doğru yaygınlaştırılması amacıyla kurulan Uluslararası Avrasya Eğitimcileri Federasyonu'na bağlı Avrasya Eğitimciler Derneği, Türkiye'nin çeşitli illeriyle, Romanya temsilcilerin katılımıyla Temsilciler Kurulu İstişare Toplantısı Antalya'da başladı.

Türk eğitim sisteminin sorunlarının ele alınması, Türkçe eğitimin diğer ülkelerde yaygınlaştırılması ve derneğin yol haritasının belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen toplantıda konuşan Avrasya Eğitimciler Derneği Genel Başkanı Şuayip Özcan, Türk milletinin yetiştirdiği değerli eğitimciler tarafından kurulan derneğin, bağlı bulunduğu Uluslararası Avrasya Eğitimcileri Federasyonu aracılığıyla Türk geleneklerine sahip, Türkçe eğitiminin de verildiği 10 ülkedeki kardeş kuruluşlara yol göstericiliği yaptığını, eğitime ve eğitimcilere katkıyı sürdürdüğünü bildirdi.

Azerbaycan, Kosova, Romanya'nın da aralarında bulunduğu 10 ülkede Türk kökenli öğretmenlere Türkçe ve Türk eğitimini doğru öğretmeleri için eğitimler verdiklerini dile getiren Özcan, siyasi iktidardan bu yöndeki çalışmalara ve diğer ülkelere gönderecekleri kitapların basımı gibi bazı ihtiyaçlarına katkı sağlamasını beklediklerini kaydetti.

Türkiye'deki eğitim sisteminde çeşitli aksamalar bulunduğunu, atama bekleyen bazı öğretmenlerin intihar noktasına geldiğini, görev yapan öğretmenlerin de sürekli değişen sistem ve müfredat nedeniyle sıkıntılar yaşadığını, öğrencilerde de madde bağımlılığının artığını savunan Özcan, eğitimciler olarak tüm bu sorunları ele almak ve bu yönde kurum ve kuruluşlar tarafından sürdürülen olumlu çalışmalara katkı sağlamayı hedeflediklerini anlattı.

Anadolu coğrafyasında 600 yıllık bir devletin torunları olduklarını, Türk gelenekleri, örf ve adetlerini korurken, dünya standartlarında bilgiye ve donanıma sahip gençler yetiştirmek zorunda olduklarını dile getiren Şuayip Özcan, şöyle konuştu:

''Türk milletine hizmet borcumuz var. Eğitimciler olarak ülkesinde ve dünyada aranan, saygı duyulan insanlar yetiştirmeliyiz. Gelecek ve kalkınma eğitimden geçiyor. Büyük Önderimiz Atatürk'ün işaret ettiği gibi çalışacağız ve yeni nesillere geleneklerimizi, değişen dünya gerçekleri ve standartlarıyla birlikte doğru eğitimi vereceğiz. Ülkeler bilgili ve çağdaş nesillerle gelişir. Geleceğin nesilleri bizlerin elinde şekillenecek. Bu nedenle alacağımız kararlar çok önemlidir. Kararlarımızı siyasi erk ve ilgilerle de paylaşacağız.''

Özcan, Türkçe'nin, dünyada en çok konuşulan beşinci dil olduğunu, buna karşın dilin daha doğru kullanımı ve yaygınlaştırılmasının önemli olduğunu dile getirerek, ''Türkçe öğrenmek için birçok ülkede adeta yarış var'' diye konuştu.

Özcan, Türk eğitim sistemindeki sorunlara yönelik çözüm önerileri, Türkçe eğitimim yaygınlaştırılması ile derneğin yıllık çalışmalarının tespit edileceği yol haritasına ilişkin kararların yer alacağı deklarasyonu, yarın yayımlayacaklarını da belirtti.

Derneğin Romanya Temsilcisi Vildan Bormambet, Türkiye ve Romanya'daki 50 okulun kardeş okul protokolü imzaladığını belirterek, Türkçe eğitimin yanı sıra kardeş okulların AB projelerini de ortak hazırladıklarını söyledi. Bormambet, Türkçe'ye yönelik talebin Romanya'da çok yoğun olduğunu kaydederek, bu yöndeki kitap ve yayın ihtiyaçlarının karşılanmasını istedi.

28 Ocak 2011 Cuma

Başvurular Bugün Sona Eriyor

Başvurular Bugün Sona Eriyor

Üniversiteye girişte uygulanan birinci aşama olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na başvuru için verilen ek süre, bugün sona eriyor.

2011 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine (ÖSYS) başvuru işlemleri, 19 Ocak 2011'de sona ermişti.

Ancak, ÖSYM bu tarihler arasında 2011-ÖSYS'ye başvurusunu yapamayan adayların, 26-27 Ocak 2011 tarihlerinde 2011-ÖSYS Kılavuzda belirtilen kurallara uygun olarak, 2011-ÖSYS başvurularını yapabileceklerini bildirmişti.

Adaylara başvuru için verilen bu ek sürenin kesinlikle uzatılmayacağı bildirildi.

Polis Üniversiteye İzinsiz Giremeyecek

Polis Üniversiteye İzinsiz Giremeyecek

YÖK Başkanı Özcan, üniversite rektörlüklerine gönderdiği genelgeyle, kolluk kuvvetlerinin okullara girmemesi gerektiğini belirtti.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversite rektörlüklerine gönderdiği genelgeyle, ''öğrencilerle ilgili olaylarda, rektör çağırmadıkça kolluk kuvvetlerinin üniversitelere girmesine izin verilmemesi gerektiği'' uyarısında bulundu.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre Özcan, ''Güvenlik'' konulu bir genelge yayımlayarak, bu genelgeyi tüm üniversite rektörlüklerine gönderdi.
Genelgede, ''Yükseköğretim öğrencileri ile yapılan toplantılarda da dile getirildiği üzere, öğrencilerle ilgili olaylarda, rektör çağırmadıkça kolluk kuvvetlerinin üniversitelere girmesine izin verilmemesi hususunun üniversitelerimize hatırlatılması zarureti doğmuştur'' denildi.

Süleymaniye Kapısı 50 Yıl Sonra Açılıyor

Süleymaniye Kapısı 50 Yıl Sonra Açılıyor

Darbede 'öğrenciler geçmesin' diye kapatılan İstanbul Üniversitesi'nin Süleymaniye Kapısı 50 yıl sonra açılıyor.

27 Mayıs 1960'ta güvenlik gerekçesiyle kapatılan İstanbul Üniversitesi'nin Süleymaniye Kapısı, restorasyonun ardından turizme açılacak.

Yerleşkenin ilk girişi konumundaki kapının onarımı 1 milyon liraya mal olacak. Ziyaretçiler 'Kültür Yolu' adı verilecek kapıdan geçtikten sonra Süleymaniye Camii'ne ulaşabilecek.

Yerli ve yabancı çok sayıda ziyaretçisi olan ve çoğu zaman talebi karşılayamayan İstanbul Üniversitesi Beyazıt yerleşkesi turizme açılıyor. 2010 Kültür Başkenti Ajansı'nın da destek verdiği restorasyon çalışması sayesinde 32. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz tarafından 1865-66 yıllarında yaptırılan ve bugün üniversite olarak hizmet veren tarihi yerleşke, gözde turizm merkezlerinden biri olacak. 50 yıl aradan sonra ilk kez bakıma alınan Beyazıt'taki tarihi üniversite kapısından geçecek ziyaretçi, Osmanlı'nın Genelkurmay'ı olarak kullanılan yapıyı gezerek Süleymaniye Kapısı'ndan çıkacak. Rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri tamamlanan kapı 5 ay sonra yeniden hayat bulacak. Tarihi kapı en son 60 darbesine zemin hazırlayan, 40 kişinin yaralandığı ve Turan Emeksiz'in öldürüldüğü 28 Nisan 1960'taki olaylarda öğrenciler tarafından kullanılmıştı. Darbeden sonra güvenlik gerekçesiyle kapıya mühür vurulmuştu.

Proje kapsamında tarihi üniversite gezisi için 1 ve 1,5 saatlik iki ayrı program düzenlenecek. Ziyaretçilere Türkçe ve İngilizcenin yanı sıra 12 farklı dilde bilgi verilecek. Ziyaretler ilk aşamada salı, perşembe ve pazar günleri öğleden önce ve sonra olmak üzere 4 kez planlanıyor. Kule çevresinde veya havuzlu bahçede çeşitli dinlenme mekânları da hazır olacak. Yerleşkede restorasyonu tamamlanan 2. Beyazıt Hamamı, Mirgün Köşkü, Abdüllatif Suphi Paşa Konağı, Nadir Eserler Kütüphanesi, yerleşke çevre duvarları ve taş odalar ise ziyarete hazır durumda.

Okul Birincisi Hazal Karnesini Göremedi

Okul Birincisi Hazal Karnesini Göremedi

Okul birincisi olan küçük Hazal, karne almaya bir gün kala takdir belgeleri ile son yolculuğuna uğurlandı.

Ordu'da önceki gün şofben zehirlenmesi sonucu hayatını kaybeden ilköğretim öğrencisi Hazal Topçuoğlu (12) toprağa verildi. Okul birincisi olan küçük kız, karne almaya bir gün kala takdir belgeleri ile son yolculuğuna uğurlandı. Şirinevler Mahallesi'nde oturan 6. sınıf öğrencisi Hazal, önceki akşam yıkanmak için girdiği banyodan uzun süre çıkmamıştı. Banyoya giren ailesi tarafından baygın halde bulunan küçük kız, kaldırıldığı Ordu Devlet Hastanesi'nde kurtarılamamıştı.

Hamdullah Suphi İlköğretim Okulu öğrencisi Hazal için dün evinin önünde cenaze töreni düzenlendi. Küçük kızın, bugünkü karne töreninde bir takdir belgesi ve bir de onur belgesi alacağı, karnesindeki derslerinin tamamının ise pekiyi olduğu öğrenildi. Hazal'ın öğretmenleri, aynı zamanda sınıf başkanı olan küçük kızın, ölümünden büyük üzüntü duyduklarını söyledi.

Törende Hazal'ın arkadaşları gözyaşlarına boğulurken, anne-babası Tülay-Enver çifti ve ağabeyi Serhat (18) fenalık geçirdi. Anne Topçuoğlu, cenazede "Kızım sana hakkım helal olsun, melekler ve huriler hep yoldaşın olsun." diyerek ağladı. Cenaze, törenin ardından toprağa verilmek üzere Ulubey ilçesi Fındıklı köyüne götürüldü.

Ege'de Yunan Tezi de Ders Konusu Oldu

Ege'de Yunan Tezi de Ders Konusu Oldu

Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerin yakın tarihi en iyi şekilde öğrenmesi için tarih dersinin müfredatını değiştiriyor.

Liselerde okutulacak olan "Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi" dersinde öğrenciler, 1917'den 2010'a kadar geçen süredeki tüm siyasi olayları öğrenecek. Ayrıca tarih dersinde karşı tez uygulaması da ilk defa gerçekleşecek. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu'ndan yapılan açıklamada, düzenleme ile liseyi bitiren bir öğrencinin yakın tarihi en iyi şekilde öğreneceği ve karşı tezlerin neler olduğunu bilerek liseden mezun olacağı belirtildi.

KARŞI TEZ KONULARI

Öğrencilerin bakış açılarını değiştirmek, işlenen konuyu sorgulatmak için "Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi" dersinde öğrencilere öğretilecek konular hakkında bilgi veren Talim Terbiye Kurulu yetkilileri görüşlerini şöyle ifade ettiler: "Ege'de kıta sahanlığı konusu ülkemizle Yunanistan arasında en önemli meselelerinden biri. Yeni tarih kitabında öğrenciler Ege'de savunduğumuz tezi öğrenirken, Yunanistan'ın savunduğu tezler hakkında bilgilenecek. Aynı durum Kıbrıs için de geçerli. Türkiye'nin istekleri ile Güney Kıbrıs'ın istekleri kitapta yer alacak. Başka bir konuda ise Bosna Savaşı ve Sırpların ve Boşnakların istekleri karşılıklı olarak ele alınacak. Maksim Gorki'nin 'Ana' adlı romanından faydalanılarak Rusya'nın durumu, bir edebi metinden yola çıkılarak, öğrencilerin bilgiyi kendilerinin yapılandırması istenecek."

Okullardaki Şiddet Veli Eğitimi İle Aşılacak

Okullardaki Şiddet Veli Eğitimi İle Aşılacak

Zararlı alışkanlıklar, aile içi şiddet ve aile tutumları, çocukların internet kullanımı ve TV programları gibi konularda 96 bin 286 veliye eğitim verildi.

Bursa İl Milli Eğitim Şube Müdürü Şükrü Bildik, zararlı alışkanlıklar ve sağlıklı yaşam, aile içi şiddet ve aile tutumları, çocukların internet kullanımı ve TV programları gibi konularda 6 bin 294 toplantıda 96 bin 286 veliye eğitim verildiğini ifade etti.

2010-2011 Eğitim Öğretim Yılı Eğitim Ortamlarında Şiddetin Önlenmesi ve Azaltılması İl Eylem Planı birinci dönem çalışma toplantısı yapıldı.

Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesi'nde gerçekleştirilen toplantıya İl Milli Eğitim Müdür Vekili Şevket Barca, Eğitim Müfettişleri Başkanı Gazi Hasgül, İl Milli Eğitim Şube Müdürü Şükrü Bildik, eğitim sendikalarının temsilcileri, Uludağ Üniversitesi, Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı yetkilileri ve komisyonda görevli okul müdürleri, rehber öğretmenler katıldı.

İl Milli Eğitim Şube Müdürü Şükrü Bildik, İl Emniyet Çocuk Şube Müdürü Mustafa Avcı ve İl Jandarma Asayiş Şube Müdürü Binbaşı Mesut İnan tarafından yapılan sunumda, okullardaki şiddetin önlenmesi amacıyla yapılan çalışmalar anlatıldı. İl Milli Eğitim Şube Müdürü Şükrü Bildik, okullarda 19 bin 172 öğrencinin lisanslı olmak üzere toplam 89 bin 214 öğrencinin sportif faaliyetlere katıldığını söyledi. İlde güvenlik kamerası bulunan 380 okuldaki güvenlik kamerası sayısının 4 bin 296 olduğunu, bin 701 kantin denetlemesi yapıldığını, toplam 98 resmi okulda güvenlik görevlisi bulunduğunu ve riskli okulların Emniyet Müdürlüğüne bildirildiğini kaydetti.

Bildik, zararlı alışkanlıklar ve sağlıklı yaşam, aile içi şiddet ve aile tutumları, çocukların internet kullanımı ve TV programları gibi konularda 6 bin 294 toplantıda 96 bin 286 veliye eğitim verildiğini ifade etti. Toplantıda söz alan sendika temsilcileri, şiddet olaylarının yalnızca tek taraflı olmadığını, öğretmenlere yönelik şiddetin giderek arttığını, bu olaylarda bakış açısının öğretmenleri olumlu-olumsuz etkilediğini söylediler. Komisyon üyesi rehber öğretmenler ve uzmanlar, okullarda rehber öğretmen açığına değindiler. Ailelerin çocuklarıyla daha çok vakit geçirmeleri ve ev ve anaokullarında şiddetin önlenmesinin ve öğretmenin saygınlığının arttırılmasının sonraki zamanlarda şiddetin azaltılmasına katkı sağlayacağını belirttiler.

21 Ocak 2011 Cuma

ODTÜ Vorteks'e Çare Buldu

Amsterdam Schipol Havaalanı'nda THY uçağının düşmesine neden olan rüzgar girdabına (vorteks) ODTÜ'lü araştırmacılar çare buldu.
ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği uzmanları, uçakların rüzgar girdaplarını kontrol altına alarak, iniş ve kalkışlarında güvenlik sağlayan bir sistem tasarladı. Özellikle ticari yolcu uçaklarında yüksek kaldırma kuvvetinin sonucu olarak çok kuvvetli girdaplar oluştuğunun altını çizen Yrd. Doç. Dr. Oğuz Uzol, bu güçlü girdapların özellikle havaalanlarında birbiri ardısıra kalkış-iniş yapan uçaklar üzerinde tehlikeye yol açabildiğini belirtti. Uzol, bu girdaplar nedeniyle güvenliği sağlamak için kalkan ve inen uçaklar arasındaki mesafenin belli bir değerin altına düşürülmediğini ve bu durumun da havaalanlarının kullanım kapasitesini azalttığına işaret etti. Bu soruna çözüm olabilecek projelerini ABD'de düzenlenen havacılık ve uzay konferansında bilim dünyasına duyurduklarını açıklayan Uzol, geliştirdikleri sistemin mevcut yöntemlerde fazla yakıt harcanmasına ve uçakların daha hızlı uçmasını ve helikopterlerin de gürültüsüz uçmasını sağlayacağını sözlerine ekledi.

Tekirdağ'ın sebebiydi...

Türk Hava Yolları'nın İstanbul-Amsterdam seferini yapan yolcu uçağı 2009'da Schiphol Havaalanı'na inişte piste ulaşamadan tarlaya düşmüş ve 3 parçaya ayrılmıştı. Kazada 3'ü pilot 9 kişi ölmüş, 84 kişi ise yaralanmıştı. Uzmanlar, birkaç dakika önce havalanan başka bir uçağın bıraktığı bozuk hava kütlesi yani �Vorteks� nedeniyle düşmüş olduğu açıklamıştı.

Boykot Yaptılar Okula Göndermediler

Boykot Yaptılar Okula Göndermediler

Afyon Beyyazı beldesi sakinleri taş ocaklarındaki çalışmalar nedeniyle zarar gördüklerini ileri sürerek çocuklarını okula göndermedi.

Beyyazı sakinleri, beldeye 2 kilometre uzaklıkta bulunan 3 firmaya ait taş ocaklarındaki patlatmalar ve çalışmalardan dolayı zarar gördüklerini öne sürerek eylem yaptı.

Daha önce beldede toplanan ve aralarında çocukların da bulunduğu yüzlerce kişi, taş ocaklarının bulunduğu alana giderek buralardaki barakaları ve iş makinelerini taşlamışlardı.

Belde sakinleri bugün de Beyyazı İlköğretim Okulunda öğrenim gören yaklaşık 700 öğrenciyi okula göndermeyerek eylemlerine devam ettiler.

Aileler, ''taş ocaklarındaki patlamalardan korktukları için çocuklarının okullarına kendilerinin gidip gelemediklerini'' iddia ettiler.

Öğrenciye 'Ben Eşeğim' Cezası

Öğrenciye 'Ben Eşeğim' Cezası

Diyarbakır'da bir lise öğrencisine okul müdiresi tarafından görülmemiş bir ceza verildi. .
Disiplin kuruluna gitmemek için isteneni yapan öğrencinin psikolojisi bozuldu. Öğrenciye doktor tarafından 1 hafta rapor verilirken, babası da savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Diyarbakır'daki bir lisede, akıllara durgunluk veren bir olay yaşandı. Okul müdiresi İstiklal Marşı okunurken ses uyumsuzluğu yaşanması nedeniyle gülümseyen kız öğrenciyi tüm okulun önünde "Ben eşeklik yaptım, özür dilerim" diye bağırttı. Diyarbakır Muazzez Sümer Anadolu Kız Meslek Lisesi'ndeki olay pazartesi günü meydana geldi. İstiklal Marşı törenindeki ses uyuşmazlığı sebebiyle dili sürçen birinci sınıf öğrencisi Esra T. (15) önce tebessüm etti, ardından da toparlanıp okumaya devam etti. Bunu gören okul müdiresi Serpil Tekay, töreni yarıda keserek öğrenciyi yanına çağırdı. Esra T., diğer sınıflardan yükselen ses uyumsuzluğu nedeniyle dilinin sürçtüğünü ve tebessüm ettiğini belirterek özür diledi. Okul müdiresi, "Şimdi 'Ben bir eşeklik ettim, özür dilerim' diyeceksin, yoksa disipline veririm." diyerek kız öğrenciyi tehdit etti. Korkuyla tören alanındaki öğretmen ve öğrencilere dönen Esra, "Ben bir eşeklik ettim, özür dilerim." dedi. Okul müdiresi, sesin yüksek çıkmadığını, arka tarafa ulaşmadığını belirterek, aynı cümleyi iki kez daha tekrarlattı. Öğrenciler arasında gülüşmelere yol açan bu durum, Esra T.'nin psikolojisini bozdu.

Bir daha okula gitmek istemiyorum

Törende başka arkadaşlarının da güldüğünü ancak müdirenin sadece kendisini çağırdığını anlatan Esra T., bütün okula rezil olduğunu ve bir daha okula gitmek istemediğini söyledi. Liseli kız, "Müdürümüz beni önce disipline vermekle tehdit etti, sonra bana o sözleri söyletti. Çok sayıda kişi bana güldü. Ağlayarak sınıfa koştum. Okulda kimsenin yüzüne bakamaz hale geldim." dedi. Esra'nın babası Mahmut T. ise böyle çağdışı bir cezanın kabul edilemeyeceğini belirterek, "Toplum önünde birinin onurunu kırmak tamiri mümkün olmayan bir durumdur. 15 yaşındaki bir kız çocuğuna böyle bir cezanın verilmesi, kabul edilemez. En geri kalmış ülkelerde bile böyle insan onurunu kıran bir cezaya rastlanamaz." şeklinde konuştu.

Kızına 'psikolojisinin bozulduğuna' dair rapor verildiğini dile getiren T., raporla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Okulun Müdiresi Serpil Tekay olayı doğrularken öğrencinin gülerek İstiklal Marşı'na saygısızlık yaptığını savundu. Tekay, "Ben ısrarla gözlerine baktım ama beni dikkate almayarak gülmeye devam etti. Hava soğuktu, öğrencileri içeri almam gerekiyordu. Ben de çağırıp bunları söylettim, arkadaşlarından özür diledi." dedi. (Zaman)

MEB'den 12 Müdürün İstifasına Açıklama

MEB'den 12 Müdürün İstifasına Açıklama

MEB,116 milyon TL ödeneğin temizlik hizmeti alımı için tahsis edildiğini, illere gönderilen ödeneğin dağıtımının ise İl Özel İdareleri tarafından yapıldığını bildirdi.
Bakanlık yetkilileri, okulların temizlik hizmetleri için ilk kez 2010 yılında ödenek ayrıldığını belirttiler. Böylece Türkiye'de ilk kez okullarda ödenekle temizlik hizmetinin satın alındığını vurgulayan yetkililer, konuyla ilgili olarak, şunları kaydetti:

''Sadece ilköğretim okulları için 2010 yılında 50 milyon lira, 2011 yılı için 40 milyon lira olmak üzere 90 milyon lira ödenek ayrılmıştır. Tüm okullarımızla birlikte toplam 116 milyon lira ödenek, temizlik hizmeti alımı için tahsis edilmiştir. İllere gönderilen ödeneğin dağıtımını ise il özel idareleri yapmaktadır. Diyarbakır'da öncelik, taşımalı eğitim yapılan okullarımıza ve dezavantajlı bölgelere tanınmış, il özel idaresinin kararıyla ilk etapta Silvan'a temizlik hizmeti alımı için ödenek gönderilememiştir. İstifa eden 10 asil, 3 vekil yöneticinin yerine yeni görevlendirmeler yapılmıştır.''

Silvan'daki bazı okulların müdürleri, okullarında hizmetli personel bulunmaması ve ödenek yetersizliğini gerekçe göstererek, istifa etmişlerdi.

15 Ocak 2011 Cumartesi

İlköğretim Öğrencisi Kalp Krizinden Öldü

İlköğretim Öğrencisi Kalp Krizinden Öldü

İzmir'in Seferihisar ilçesindeki Yatılı Bölge İlköğretim Okulunda (YİBO), kalp krizi geçiren öğrenci yaşamını yitirdi.
Alınan bilgiye göre, Seferihisar YİBO'da eğitim öğrenim gören 7. sınıf öğrencisi İlker Parlak (13), teneffüste aniden fenalaştı. Öğretmenleri tarafından hastaneye kaldırılan Parlak, kurtarılamadı.

Parlak'ın kalp krizi sonucu öldüğü ve daha önce kalp rahatsızlığı nedeniyle ameliyat geçirmiş olduğu bildirildi.
kaynak:eğitimhaberleri

KPSS Mağdurları Sokağa Dökülüyor

KPSS Mağdurları Sokağa Dökülüyor

İptal edilen KPSS'de yüksek puan alan, ancak ikinci sınavda puanı düşen ve atanamayan adaylar, 15 Ocak'ta Ankara'da eylem yapacaklar.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye'nin 2010 yılının Ağustos ayında KPSS skandalıyla çalkalandığını belirterek, ''Türk Eğitim-Sen, KPSS Eğitim Bilimleri Testinde soruların sızdırıldığını tespit etmiş, bunun üzerine sınav iptal edilmişti'' dedi.

''İptal edilen sınavda bilgisini ortaya koyarak, bileğinin hakkıyla yüksek puan alan, ancak ikinci sınavda 3-5 puan düşük alması nedeniyle atanamayan adaylar, bugün öfkelidir, yaralıdır'' diyen Koncuk, şunları kaydetti:

''KPSS sınavı skandalında sorumluluğu bulunanlar hala bulunamazken, soruşturmanın akıbeti ile ilgili en ufak bir bilgi verilmezken, KPSS'de soruların kendisine hediye olarak geldiğini itiraf eden B.S. ikinci kez yapılan sınava hiçbir engelle karşılaşmadan girerken, şüpheliler öğretmen olarak atanırken, yetkili kurumların vurdumduymazlığı bizleri çileden çıkarmaktadır. Öyle ki soruları ele geçirdiği kanıtlanan B.S. son sınavdan yeterli puanı almış olsaydı, bugün kadrolu öğretmen olarak atanmış olacaktı. Görüldüğü üzere, gençlerimizin geleceğini hoyratça çalanlar, elini, kolunu sallayarak aramızda dolaşmaktadır.''

Atama döneminde 30 bin yerine, 70 bin öğretmen alımı yapılmasını talep ettiklerini anımsatan Koncuk, bu taleplerinin yerine getirilmediğini söyledi. Bunun üzerine Şubat ayında 30 bin ek öğretmen ataması yapılmasını istediklerini belirten Koncuk, ancak şu ana kadar bu taleplerine de olumlu bir cevap alamadıklarını ifade etti.

Koncuk, "KPSS'de mağdur edilen on binlerce öğretmen adayının 15 Ocak'ta Ankara'daki Abdi İpekçi Parkı'ndaki eylemine destek verecek olan sendikamız, Adana, İzmir ve İstanbul'dan otobüs kaldıracaktır'' diye konuştu.

Lise Öğrencileri Silahlı Kavgaya Karıştı

Lise Öğrencileri Silahlı Kavgaya Karıştı

Eskişehir'de iki grup arasında çıkan silahlı kavgada 1 kişi yaralandı. Olaya karıştıkları iddiasıyla aralarında lise öğrencilerinin de bulunduğu 17 kişi gözaltına alındı.
Alınan bilgiye göre, dün öğle saatlerinde bir lise önünde kavga ettikten sonra gece saatlerinde Güllük Mahallesi Bilen Sokak'ta karşılaşan H.K. (19), K.G. (19), M.T. (21), K.Ö. (19), K.Y. (19), H.U. (19), Ü.D. (18), S.T. (17), Y.K. (17), G.Y. (20), A.K.E. (20) ile A.M.Ş. (20), K.Ç. (20), D.A. (18), S.Ü. (18), B.K. (19) ve E.K. (17) arasında tartışma çıktı.

Tartışmanın büyüyüp kavgaya dönüşmesi üzerine A.M.Ş'nin üzerinde taşıdığı tabancayla H.K'yı bacağından yaraladığı öne sürüldü. 112 Acil Servis ekipleri tarafından Eskişehir Devlet Hastanesine kaldırılan H.K. tedavisinin ardından gözaltına alındı.

Olaya karıştıkları iddia edilen şüphelilerin üzerlerinde ve olay yerinde yapılan kontrollerde 2 tabanca, 13 boş kovan, bir balta, bir bıçak ile çok sayıda sopa ele geçirildi.

Kavgaya karıştıkları iddiasıyla aralarında lise öğrencilerin de bulunduğu 17 kişinin gözaltına alındığı, olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.

10 Ocak 2011 Pazartesi

Ales Sonuçları Açıklandı

Ales Sonuçları Açıklandı

2010 Akademik Personel ve Lisaüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonuçları açıklandı.

Bu sene standart sapmalarda yapılan yeni düzenleme sebebi ile öğrencilerin bekledikleri puanın altında aldıkları ilk göze çarpan detay oldu.

Sonuçları Öğrenmek İçin Tıklayın.

Çocuklarda Bel ve Sırt Ağrısı Artıyor

Ağır sırt çantaları okul çağındaki çocuklarda bel ve sırt ağrısı sorunları artıyor.



Türkiye Fizyoterapistler Derneği Başkan Yardımcısı Uzman Fizyoterapist Murat Dalkılınç, okul çağı çocukların bel, sırt ağrısı gibi sağlık şikayetlerinin gün geçtikçe arttığını ifade ederek, ''Bu yaştaki çocuklarda görülen bel-sırt ağrılarının önde gelen nedenleri duruş bozuklukları, hatalı çanta taşıma, ağır çanta kullanımı, sınıfta hatalı oturuş, okul sırası ile ergonomik uyumsuzluk ve hareketsiz yaşam stili olarak sıralanabilir'' dedi.

Dalkılınç AA muhabirine yaptığı açıklamada, bel ağrısının yaş, cinsiyet ve kilo ayırt etmeksizin her 10 kişiden 8'inde hayatı boyunca en az bir kez olmak üzere ortaya çıktığını dile getirerek, son yıllarda bel ağrısı şikayetinin ilköğretim çağındaki çocukları dahi etkilediğini belirtti.

''Okul çağı çocukların bel, sırt ağrısı gibi sağlık şikayetleri gün geçtikçe artmaktadır'' diyen Dalkılınç, dernek olarak bu soruna çözüm üretmek üzere 2010'da ilköğretim okullarında 5 binden fazla çocuğa duruş bozukluğu konusunda eğitim verdiklerini aktardı.

Seminerler sırasında yapılan görüşmelerde okul çağı çocuklarında en sık hissedilen ağrının omuz, bel ve sırt ağrısı olarak tespit edildiğini anlatan Dalkılınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu yaştaki çocuklarda görülen bel-sırt ağrılarının önde gelen nedenleri duruş bozuklukları, hatalı çanta taşıma, ağır çanta kullanımı, sınıfta hatalı oturuş, okul sırası ile ergonomik uyumsuzluk ve hareketsiz yaşam stili olarak sıralanabilir. Okul çağı çocuklarında yaşanacak sorunları önlemenin ilk adımı varsa duruş bozukluğunun tespitidir. Duruş bozukluğu çok ciddi boyutlarda değilse egzersiz, manuel fizyoterapi ve günlük yaşamda alınacak tedbirlerle düzeltilebilmektedir. Çocuğun çantasının ağırlığı velisi tarafından kontrol edilmelidir. Örneğin 30 kilogram ağırlığındaki bir çocuğun çantası 4,5 kilogramdan fazla olmamalıdır. Önerilen oran çantanın çocuğun kilosunun yüzde 15'ini geçmemesidir. Çanta çift saplı ise her iki sapı takılmalı çanta sırta tam temas etmelidir. Çocukların bilgisayar başında saatlerce oturmaları engellenerek hareketli olmaya teşvik edilmelidir.''

-BEL AĞRISI İLE İLGİLİ DOĞRU SANILAN YANLIŞLAR-

Türkiye Fizyoterapistler Derneği Başkan Yardımcısı Dalkılınç, Türkiye İstatistik Kurumunun araştırmasına göre 15 yaş üstü yetişkinlerde en sık görülen rahatsızlığın bel ağrısı olduğunun tespit edildiğini vurgulayarak, buna rağmen halkın bel ağrısı ile ilgili pek çok yanlış inanışa sahip olduğunu belirtti.

Bel ağrısının sadece aşırı kilolu kişilerde görüldüğü şeklinde inanışın doğru olmadığını kaydeden Dalkılınç, bel ağrısı tedavisi için en iyi ve gerçek çözüm seçeneğinin ameliyat olduğunu sananların da yanıldığını dile getirdi. Dalkılınç, bilimsel çalışmalar ve istatistiklerin, vakaların ancak yüzde 3-5'inde gerçekten cerrahi müdahale gerektiğini gösterdiğini, vakaların büyük bir çoğunluğunun 4-6 hafta içinde toparlandığını aktardı.

Dalkılınç, ''Hekim ilaç tedavisi dışında hastayı fizyoterapiste yönlendirmişse, fizyoterapistler tarafından yapılan manuel uygulamalar, doğru egzersiz, elektro fiziksel uygulamalar ve bantlama gibi yöntemlerle ağrının çok kısa sürede azalması sağlanabilmektedir'' diye konuştu.

Ağrının hissedildiği ilk 1-2 gün dinlenmek dışında uzun süren yatak istirahatinin sanılanın aksine zararlı olduğuna dikkati çeken Dalkılınç, konuşmasına şöyle devam etti:

''Vücudun esas ilacı hareket etmektir ağrının izin verdiği ölçüde olabildiğince hareketli kalınmalıdır. Yürümek, basit esneme egzersizleri yapmak, nefes, gevşeme tekniklerini kullanmak çok yararlı sonuçlar vermektedir. Ağrı kesici kullanımı hekimin önerdiği şekilde takip edilmeli fakat ağrı kesicinin sorunun tamamen çözemeyeceği akılda tutulmalıdır. Omurgayı kontrol eden küçük kas grupları inaktif kalınan ilk 48 saat içinde zayıflamaya yüz tutmaktadır. Bu nedenle hareket halinde kalan kişilerin çok daha hızlı toparlandığı tespit edilmiştir. Egzersizin bel ağrısını arttırdığı şeklinde inanış kesinlikle yanlıştır. Hareket etmek insan vücudunun en önemli ilacıdır. Doğru zamanda doğru şekilde egzersiz yapmak ağrıyı azaltır, kasları güçlendirir, kan dolaşımını artırır, eklemlerin beslenmesine destek sağlar.''

Dalkılınç, bel bölgesinde ağrı hissinin oluşmasına neden olacak pek çok dokunun bulunduğunu, bu dokuları sadece görüntüleme yöntemleri ile kesin olarak tespit etmenin teknik olarak mümkün bulunmadığını belirtti.

Toplumda pilates ve yoga gibi egzersizlerin bel ve sırt ağrısına iyi geleceği şeklindeki bir inanışa da dikkati çeken Dalkılınç, pilates, yoga gibi egzersizlerin genel olarak yararlı olduğunu, ancak bunların doğru şekilde uygulanmasının hayati önem taşıdığını söyledi.

Pek çok kişinin hatalı uygulamalar yüzünden ya da televizyonda gördüklerini yapmaya çalışırken kendini incittiklerini vurgulayan Dalkılınç, ''Örneğin, duruş bozukluğu olan bir kişi bunu düzeltmeden egzersiz yaparsa vücuduna yarardan çok zarar verebilir. Sağlık sorunu ve ağrısı olan kişiler egzersiz yapmadan önce fizyoterapiste danışmalıdır'' dedi.

Dalkılınç, şunları kaydetti:

''Bedenen hazır olmadığı halde yoga ve pilates gruplarına katılan bir kişi zorluk derecesi yüksek hareketleri yapmak için kendini zorlarsa ciddi şekilde yaralanabilir. Klinikte 'dün pilates yada yogaya başladım, bugün belim ağrıyor' diye gelen pek çok kişi görüyoruz. Aktif olmanın insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri vardır fakat ağrı, gerginlik, uyuşma gibi şikayetler söz konusu olduğunda hareket şeklimiz değişir, vücudumuz daha tedbirli davranır. Kişi vücudunun sınırlarını bilmiyorsa hele 'çivi çiviyi söker' diyerek şikayetlerinin üzerine gidiyorsa yaralanma kaçınılmaz hale gelmektedir.''

Lisede Harem-Selamlık İddiası

Lisede Harem-Selamlık İddiası

Kız ve erkek öğrencilerin birbirlerine 45 santimetreden daha fazla yaklaşmamalarının istendiğini iddia eden veliler, okul önünde toplanarak uygulamayı protesto etti.

İddiaya göre, Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi Müdürü İbrahim Tol, 2010-2011 eğitim yılının başlamasıyla birlikte, erkek ve kız öğrencileri sürekli sözlü şekilde uyararak, birbirlerine 45 santimetreden fazla yaklaşmamalarını istedi. Öğrenciler, bu durumu velilerine bildirdi, velilerin girişimleri de sonucu değiştirmedi.

'YEMEKHANELERİMİZ BİLE AYRILDI'

Bu sabah okul önünde toplanan kız ve erkek öğrencilerle, velilerden oluşan yaklaşık 100 kişi, uygulamayı protesto etti. Alkışlarla eylem yapan grup, birbirlerine 45 santimetre uzaklıkta durarak fotoğraf çektirdi. Bu uygulamanın kendilerini okuldan soğuttuğunu belirten öğrenciler, yaşadıkları sıkıntıları şöyle dile getirdi:

"Bu okula yeteneğimiz sayesinde geldik. Amacımız bilinçli birer sanatçı olmak. Ancak, bizi erkek ve kız diye ayırıyorlar. Bizler insanız. Okulda yemekhanelerimiz bile ayrıldı. Erkek ve kız öğrenciler birbiriyle konuşamıyor. Okul yurdunun içerisindeki erkek ve kızların kaldığı bölümler demir parmaklıklarla ayrıldı.

Yurt binasının bir kapısı olmasına rağmen, erkekler sağ taraftan, kız öğrenciler sol taraftan içeri alınıyor. Eskiden bireysel aldığımız enstrüman derslerine bu sene 3 öğrenci birden giriyor. Okulda ud öğretmenimiz yokken, haftada iki saat olan din dersi için 3 öğretmen bulunuyor. psikolojimiz bozuldu. Çizme giymemiz bile okul idaresi tarafından yasaklandı. Etek giyen kız öğrenciler için sıraların önüne ek tahta yapıldı."

1954'TEKİ FOTOĞRAFI GÖSTERDİ

Okulda torunu okuyan, adını açıklamayan yaşlı bir kadın veli, aynı okulda 1954'te ilkokul olduğu dönemde çekilmiş kız- erkek öğrencileri bir arada gösteren fotoğrafı göstererek, "Sene 2011. Bu çağda bu kafa ile bir eğitim. Çok yazık" dedi. Okul Müdürü Tol ile görüşmek isteyen, ancak, bunu gerçekleştiremeyen veliler, "Kendisi çocuklarımıza 'Birbirlerine 45 santim yaklaşmamaları' ile ilgili bir bildiri olduğunu söylemiş. Biz de bunu kendisine sorduk. Ama cevap alamadık. Böyle bir şey laik Türkiye Cumhuriyeti'nde olabilir mi?" diye konuştular.

Okul Müdürü İbrahim Tol bu konuda görüşmeyip, okuldan dışarı çıkmazken, eylem nedeniyle okula gelen Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürü İhsan Dağ ise soruları yanıtsız bıraktı. (dha)

Okulları Dolandırıp Uludağ'a Gittiler

Okulları Dolandırıp Uludağ'a Gittiler

Aksu'da 5 okuldan söktükleri 45 klimayı ikinci el eşya alan mağazalara satan 3'ü kadın 7 kişi, kazandıkları parayla Uludağ'a tatile gitti.

Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gidip adını açıklamak istemeyen bir hayırseverin okullardaki klimaların bakımını yapmak istediğini belirten bir kişi, Aksu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yönlendirildi. Aksu'da 5 okuldan söktükleri 45 klimayı ikinci el eşya alan mağazalara satan 3'ü kadın 7 kişi, kazandıkları parayla Uludağ'a tatile gitti.



Geçen hafta İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne giden 25 yaşındaki Ramazan S., adını açıklamayan bir hayırseverin okullarda bulunan klimaların tamir ve bakımlarını yaptırmak istediğini, çok eski klimaların yerine ise yenilerini alacağını söyledi. Bunun üzerine Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, hayırsever adına geldiğini sandığı Ramazan S.'yi, Aksu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yönlendirdi.

Buraya giden Ramazan S., ilçedeki 5 okulun müdürüyle okulları tek tek gezip, yanında bulunan sözde tamirci arkadaşlarıyla birlikte 45 klimanın hem iç hem de motor ünitesini sökerek, sözde tamir ve bakım yaptırmaya götürdü.

Bir hafta sonra klimaların geri gelmemesi üzerine dolandırıldıklarını anlayan eğitimciler, polise başvurdu. Aksu Emniyeti Asayiş Büro Amirliği ekipleri, zanlıların lüks bir minibüsle Uludağ'da tatil yaptıklarını belirledi. Polis, Ramazan S.'nin yanı sıra 21 yaşındaki Elif S., aynı yaştaki Hüseyin Ö., Gökhan Ç., 20 yaşındaki Özge Ş., aynı yaştaki Adnan T. ve Rukiye T.'yi gözaltına aldı. Tatilde bol bol fotoğraf çektiren şüphelilerin, klimalar önünde zafer işareti yaparak poz verdiği de görüldü.

Antalya'ya getirilen şüpheliler, ilk sorgularında klimaları ikinci el spot mağazalarına sattıklarını söyledi. Polis dolandırıcıların gösterdiği mağazalarda bulunan klimaları topladı. Bazıları ev ve işyerlerine satılan klimalar da satıldıkları yerlerden söktürülüp okullara iade edilmek üzere alındı.

Polis yaptığı araştırmada, şüphelilerden Ramazan S.'nin anneannesini gasp suçundan da arandığını ve asker firarisi olduğunu belirledi. Şüphelilerin sorgularının ardından adliyeye sevk edileceği açıklandı.

4 Ocak 2011 Salı

Okulun Kazan Dairesindeki Yangın Korkuttu

Okulun Kazan Dairesindeki Yangın Korkuttu

Osmaniye'de bir ilköğretim okulunun kazan dairesinde meydana gelen yangın, korku ve paniğe neden oldu.
Son anda yapılan müdahale ile büyümeden önlenen yangın, saat 12.00 sıralarında Baş Mahalle'de Mimar Sinan İlköğretim Okulu bahçesindeki kazan dairesinde meydana geldi.

Ders zilinin çalmasının ardından sınıfına giren ve dumanların yükseldiğini gören bir bayan öğretmen durumu hemen okul idaresine bildirildi. Bin 400 öğrencinin eğitim öğretim gördüğü okulda, kazan dairesine yakın olan sınıflardaki öğrenciler hemen tahliye edildi.

Kısa sürede olay yerine gelen Osmaniye Belediyesi itfaiye ekipleri dumanların çıktığı kazan dairesine müdahalede bulunarak yangının büyümesini önledi. TEDAŞ ekipleri ise yangın nedeni ile okulun elektriklerini kesti.

Çevrede güvenlik önlemi alan polis yangının oluştuğu kazan dairesine öğrencilerin yaklaşmaması için önlem aldı.

Baş Mahalle Muhtarı Mehmet Doğan ise yangının kalorifer dairesinde kullanılan yakıtın kalitesiz oluşundan meydana geldiğini ileri sürerek, "Bir bayan öğretmenimiz dumanların yükseldiğini fark etmiş ve gerekli yerlere anında haber vermiş. Ondan sonra müdahale edildi. Okulumuzda 1400 öğrenci eğitim görmektedir." dedi.

Vatandaşlık Dersi Pilot Okulda İşe Yaradı

Vatandaşlık Dersi Pilot Okulda İşe Yaradı

Öğrenciler fikirlerini söylüyor, haksızlıklara karşı nereye başvuracaklarını, cevap alamazlarsa ne yapacaklarını öğreniyor. Bu hareketli dersin adı 'Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi'.
Avcılar Mareşal Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu'nun 8-A sınıfında kız öğrenciler kışın etek yerine pantolon giyebilmek için imza toplayıp okul yönetimine dilekçe yazdı. Halit ve arkadaşları, 'ayrımcılık' yaptığını düşündükleri öğretmenlerine �Haksızlık yapıyorsunuz� dedi. İnadına yüksek sesle müzik dinleyen Salih, artık kulaklıkla müzik dinliyor. Giray, onu 'üst düzey'dekilere itiraz etmekten alıkoyan tutukluğundan kurtuldu. Kadir Mert, inandığı bir konuda yanlışlık görürse uçan kuşa bile dilekçe yazarak konuyu gündemde tutabilecek güce sahip.

Bütün bunların ardında bu yıl almaya başladıkları 'Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi' dersi var. Bu yıl ilk kez 20 ilde 40 okulda pilot olarak uygulanan ders gelecek yıl tüm Türkiye'de zorunlu olarak okutulacak. Radikal sınıfa konuk oldu ve dersi çocuklarla birlikte izledi.

'Protesto haktır'
Öğretmen Endem Öztürk soruyor: �Okulun yan tarafındaki oyun parkının alışveriş merkezi yapılması için belediye usulsüz olarak izin verdi. Ne yaparsınız?� Sınıftan parmaklar kalkıyor teker teker. Kimi �Dilekçe toplarım� diyor, kimi �Protesto düzenlerim.� Sınıf, protesto üzerine sınıf tartışmaya başlıyor. Laf yumurta protestolarına geliyor, tartışma hararetleniyor. Kafalar karışık. Öğretmen Öztürk �Sizce bir şeyi protesto etmek normal mi?� diye soruyor. Oylama yapılıyor. Sınıf, protestonun bir hak olduğuna karar veriyor. Endem öğretmen başlıyor anlatmaya: �Toplumumuzda anormal olarak görülse de protesto herkese verilmiş bir haktır. Ancak seviyesi çok önemlidir.�

Bu kez özgürlüklerden, bir kişinin hakkını ararken başkalarının özgürlüklerine zarar vermemesi gerektiği konuşuluyor. Öğrenciler fikirlerini söylüyor, haksızlıklara karşı nereye başvuracaklarını, cevap alamazlarsa ne yapacaklarını öğreniyor. Bu hareketli dersin adı 'Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi'.

'Artık susmuyorum'
İstanbul'da iki okulda pilot olarak seçmeli uygulanan dersten öğrenciler çok memnun. Ders sayesinde bakış açılarının değiştiğini, önyargılarının kırıldığını düşünüyorlar. Avcılar Mareşal Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu 8-A öğrencilerinden Kadir Mert Aslan dersi almadan önce demokrasinin anlamını bilmediğini anlatıyor: �Kardeşçe yaşamanın ne olduğunu öğrendim. Eskiden bu ülkede demokrasi olduğuna inanmıyordum. Herkes eşit tutulmuyor. Mesela ünlüler. Onlara daha iyi davranılıyor. Ama bu derste ben de haklarımı öğrendim. Haksızlığa karşı neler yapılacağını da biliyorum artık. Şikâyet dilekçesi örnekleri yazdık, nereye yollanacağını biliyoruz. Çözüm üretebiliyoruz.�

Halit Kaya ise eskiden korktuğu için hakkını aramazmış: �Bu ders çok iyi oldu. Haklıysan hakkını arayacaksın. Mesela bir öğretmenimizin başarılı öğrencileri kayırdığını düşünüyorduk. Hep onlarla ilgileniyordu. Öğretmenimizle konuştuk. Bunun haksızlık olduğunu söyledik. Eskisine göre daha iyi şimdi durum.�

Salih Sömez �Eskiden müzik dinlerken komşum rahatsız oluyordu, inadına sesini açıyordum. Artık saygı duyuyor ve kulaklıkla dinliyorum� diyor. Tuğçe Kemal, aslında haklarını bildiğini ama haksızlığa karşı ne yapacağını bilmediğini söylüyor.

Ders Giray Aslan'ı da değiştirmiş:
�Eskiden üst düzey birilerini şikâyet etmekten korkardım. Onlar güçlü biz güçsüzüz diye. Ancak şimdi korkmuyorum, hakkımı ararım.�

Ayrımcılık, öğrencilerin en hassas olduğu konu Vatandaşlık ve Demokrasi Dersi'nden yetişkinlere de pek çok ders çıkıyor. İlki, ilkoköğretim 8. sınıf öğrencileri 'ayrımcılık' konusunda çok hassas. Derslerdeki katılımın yüksekliği, tartışmaların canlılığı da dikkat çekici.

Haftada 1 saat Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi Dersi gelecek yıl 8. sınıf müfredatına girecek. Haftada 1 saat zorunlu olarak okutulacak. Sosyal bilgiler öğretmenlerinin vereceği derste 'Her insan değerlidir', 'demokrasi kültürü', 'hak ve özgürlüklerimiz', 'görev ve sorumluluklarımız' gibi konular işlenecek.

Pilot uygulama nedeniyle derslere başlayan öğretmen Endem Öztürk öğrencilerin en çok 'ayrımcılık' konusunun işlendiği derste konuştuğunu anlattı. Öztürk dersin aslında daha önceden de 'vatandaşlık ve insan hakları' adı altında verilirken 2006 yılında kaldırıldığını anlatarak yeniden müfredata girmesinin çok önemli olduğunu söylüyor.

Öztürk'e göre böyle bir dersin müfredatta olması Türkiye'de insan haklarının ve demokrasinin sorunlu olduğunun da kanıtı.(Radikal)

Başörtüsü Serbestisini Yargıya Taşıyor

Başörtüsü Serbestisini Yargıya Taşıyor

ÖSYS'de klavuzunda türban serbestisi konusu Eğitim İş Sendikası tarafından yargıya taşınıyor.
YGS'de başörtüsü özgürlüğünü hazmedemeyen Eğitim- İş Sendikası, ÖSYS Kılavuzundaki düzenlemeyle gelen serbestliğin durdurulmasını isteyecek.

Eğitim-İş Sendikası 31 Aralık 2010'da yayımlanan 2011 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzu'nun, adaylara kılık kıyafet mevzuatına aykırı olarak başvuru yapma serbestisi getiren düzenlemenin iptali ve yürütmesinin durdurulması amacıyla, 5 Ocak'ta Danıştay'da dava açacak.

Sendika ayrıca, saat 11.00'da da Danıştay'ın önünde bir basın açıklaması yapacak.