12 Ocak 2008 Cumartesi

Cambridge Üniversitesi'ne başvuran öğrenciler Facebook'tan araştırılıyormuş.

Cambridge Üniversitesi'ne bağlı Emmanuel College'de görevli olan Dr. Richard Barnes, Cambridge Üniversitesi'nde okumak için başvuran öğrencilerin kişisel bilgilerini doğrulamak amacıyla bu öğrencileri Facebook'tan araştırdığını itiraf etti.

Kendisinin Facebook'a üye olduğu yıl boyunca bunu gizlice yaptığını söyleyen Dr. Richard Barnes, "İtiraf etmeliyim ki ben Facebook'u hem istediğim hem de koleje başvuranların kişisel bilgilerini kontrol etmek için üye oldum."dedi. Ancak Barnes daha sonra bazı meslektaşlarınca uyarıldığını söyledi.
Üniversiteden kabul almak için başvuranların bu şekilde araştırıldıkları iddialarını reddeden bir yetkili ise, "Okulumuzun öğrencileri değerlendirme prosedürlerinin ne derece iyi işlediğini biliyorsunuz." açıklamasını yaptı.

Oxford ve Cambridge Üniversiteleri İngiltere'nin ve aynı zamanda dünyanın en büyük ve kaliteli okulları arasında yer alıyor. Oxford Üniversitesi'nde olduğu gibi Cambridge Üniversitesi de öğrenci alırken yaptığı mülakatlara, akademik geçmişine, kişisel görüşlerine, neye ilgili olduğu ve neden okumak istediği yönündeki ifadelerini göz önünde bulunduruyor.

Dr. Richard Barnes bu hareketiyle ülke genelinde üniversiteler ve öğrenci derneklerince de eleştirildi. İngiltere Öğrenci Derneği Başkan Yardımcısı Wes Streeting yaptığı açıklamada, "Dr. Richard Barnes'in yaptığı tam bir talihsizlik ve küstahlıktır. Eğer bu Cambridge Üniversitesi'nin bir genel politikasıysa o zaman ben daha da endişelenirim. Bütün öğrencilerin eşit ve uygun bir şekilde değerlendirilmeleri gerekiyor. Eğer bir görevli bu öğrencileri Facebook'tan kontrol ediyorsu işte bu adil olmaz." dedi.

Oxford Üniversitesi'nden bazı öğretim görevlileri ve akademisyenler de olaya tepki gösterdi. Oxford'dan bir yetkili, "Bu tamamen izinsiz ve zorla yapılan bir şey. Bence mantıksız." derken bir başka akademisyen, "Bu kesinlikle kabul edilemez bir durum." dedi. Ancak bir başka akademisyen ise Richar Barnes'in davranışını haklı görerek, "Facebook kamuya açık bir site. Dolayısıyla bir öğrenciyi bu şekilde araştırmak adil bence." şeklinde konuştu.

ABD'de iki kadın öğretmenin öğrencileriyle cinsel ilişkiye girdiği ortaya çıktı.

Evli İngilizce öğretmeni Jo Gorman'ın 16 yaşındaki öğrencisiyle beş aydır sürdürdüğü ilişkisi, diğer öğrenciler tarafından görüntülenip cep telefonlarından yayılınca ortaya çıktı. Savcılığın, küçük yaştaki öğrenciye cinsel taciz, güveni ve öğretmenlik mesleğini kötüye kullanma gibi suçlamalarla hakkında dava açmaya hazırlandığı öğretmen, görevinden uzaklaştırıldı.
42 yaşındaki İngilizce öğretmeni Shannon Kay Hrozek de sınıfta 16 yaşındaki öğrencisiyle oral seks yaparken yakalandı. Spring Westfield Lisesi'ndeki olay, bir temizlik görevlisinin, Hrozek'in bir erkek öğrenciyle sınıfta yalnız kalıp kapıyı kilitlediğini okul müdür yardımcısına bildirmesiyle ortaya çıktı. Yedek anahtarla sınıf kapısını açan müdür yardımcısının suçüstü yakaladığı Hrozek erginliğe ulaşmamış çocukla seks yapmak, okul yerini ve görevini kötüye kullanmak suçlamasıyla, 50 bin dolar kefalet ödeme koşuluyla hapse atıldı.

Başmüdür Yardımcısı F.G. ile müdür yardımcıları N.U. ve H.Y. arasında dolaplarda bulunan kitaplar nedeniyle çıkan tartışma kavgaya dönüştü.

Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde Anadolu Öğretmen Lisesi Başmüdür Yardımcısı F.G, müdür yardımcıları N.U. ve H.Y'nin kendisini darbettiklerini ileri sürerek, polise şikayette bulundu. dinilen bilgiye göre, Anadolu Öğretmen Lisesinde öğrenci dolaplarının denetlenmesi sırasında Başmüdür Yardımcısı F.G. ile müdür yardımcıları N.U. ve H.Y. arasında dolaplarda bulunan kitaplar nedeniyle çıkan tartışma kavgaya dönüştü.

Kavga okuldaki diğer öğretmenlerin araya girmesiyle son buldu. Ergani Devlet Hastanesine başvurarak, rapor alan F.G. darbedildiğini öne sürerek, polise şikayette bulundu. Bunun üzerine N.U. ve H.Y. İlçe Emniyet Müdürlüğünde ifade verdi.

İlçe Milli Eğitim Müdürü Behçet Tekdemir, okulda yapılan rutin denetimler sırasında öğretmenler arasında huzursuzluk çıktığını belirterek, şöyle dedi:

''Bununla ilgili tutanak elimizde var. Biz de bu tutanakları İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze göndererek, olayla ilgili gerekli incelemenin yapılması için muhakkik veya müfettiş istedik. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. İnceleme ve soruşturma sonuçlandıktan sonra tekrar gerekli açıklamayı yapabiliriz.

Tartışmanın 2 müdür yardımcısı arasındaki kişisel husumetten kaynaklandığını tahmin ediyoruz. Yoksa dini içerikli ve sol içerikli kitaplarla ilgili olmadığını umuyorum. Toplanan kitapları bizzat ben inceledim. Her iki görüşü temsil eden kitaplar var. Ama yasa dışı değil. Kültür ve Turizm Bakanlığınca ve Milli Eğitim Bakanlığınca onaylanmış ve herhangi bir sakıncası olmayan kitaplardır. Öyle iddia edildiği gibi dini ve sol içerikli kitaplar değil.''

Üniversite giriş sınavına hazırlanırken aşırı stres yaşayan lise öğrencisinin kalp ana damarı yırtıldı.

Üniversite giriş sınavına hazırlanırken kalp ana damarında yırtılma meydana gelen lise öğrencisi Gamze Emek, Dokuz Eylül Üniversites Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı'nda geçirdiği operasyonla sağlığına kavuştu.

Prof. Dr. Eyüp Hazan, 17 yaşındaki Gamze Emek'in şiddetli göğüs ağrısı şikayetiyle acil servise getirildiğini belirterek, yaklaşık 3 saat süren operasyonla patlayan kalp ana damarı (aort) ve aort kapağının değiştirildiğini bildirdi. Prof. Dr. Hazan ''Hastamızda kalp ana damarı çok genişmiş (marfan sendromu) ve muhtemelen strese bağlı olarak patlamış.

Normali 2-2 buçuk santim olması gereken damar genişliği, 4 santimetreydi. Patlayan damarını değiştirdik. Ayrıca hastamıza by-pass ameliyatı yaptık, hastamızın kalbindeki bütün damarlar değişmiş oldu'' diye konuştu. Üniversite sınavına hazırlandığını, bu nedenle okuldan uzak kalacağı için çok üzüldüğünü ifade eden Emek, ''Şu anda gayet iyiyim, bir an önce ders çalışmaya başlamak istiyorum” dedi.

Müdürlüğünden alınan din dersi öğretmenini, Milli Eğitim Bakanlığı kazandığı davanın zaman aşımına uğradığını gerekçe gösterip, yeniden müdür yaptı

İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü, soruşturma nedeniyle okul müdürlüğünden alınan din dersi öğretmeni Kemal Kahveci'yi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın kazandığı davanın zaman aşımına uğradığını gerekçe gösterip, yeniden müdür yaptı.


Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Kemal Kahveci, 2003 yılında İnönü Lisesi'nde müdür yardımcısı olarak görev yaparken hakkında soruşturma açıldı. Okul satın alma komisyonunda görevli Kahveci usulsüz, ihalesiz ödeme yaptığı, devleti zarara uğrattığı iddiasıyla açılan soruşturma sonucunda 2003 Haziran'ında Cengiz Topel Çok Programlı Lise'ye öğretmen olarak verildi. Yargıya başvuran Kahveci 2004 Mayıs'ta yürütmeyi durdurma kararıyla okuluna döndü. Kahveci, bu kez okul müdürlüğü istedi, 18 Şubat 2005'te Saadettin Tezcan İlköğretim Okulu'na müdür olarak atandı. Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı, Kahveci'nin yürütmeyi durdurma kararına itiraz edip temyize başvurdu. Bakanlık, Ağustos 2007'de davayı kazandı.

Bunun üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Kahveci hakkında nasıl işlem yapacağını bakanlığa sordu. Bakanlık da Kahveci'nin “Yöneticiliğinin alınması gerekir” diyerek görüş bildirdi. Mahkeme kararı ve bakanlık görüşü ile müdürlük yapamayacağı bildirilen Kahveci, müdürlükten alınıp Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak Hacı Şakir Eczacıbaşı İlköğretim Okulu'na atandı. Ama çok geçmeden İl Milli Eğitim Müdürlüğü, davanın soruşturma açıldıktan 3 yılı aşkın süre sonra sonuçlandığını fark etti. Soruşturma için 'zaman aşımı'nın gerçekleştiği belirlenerek, Kahveci valilik oluruyla vekaleten Saadettin Tezcan İlköğretim Okulu'na tekrar müdür yapıldı.

Ancak bu atama hem kurumda, hem de camiada duyulup yadırgandı. Bazı eğitimciler bu atamanın 'bizdensin' atamalarından olduğunu savundu. Adını gizli tutan bir eğitimci, “Zaman aşımı bilinmeyen bir şey değil. Soruşturma ile görevden alınmalarda üzerinden üç yıl geçtikten sonra hiçbir şey olmamış gibi oluyor. Ama yönetici atamaları yapılırken adaylar pekçok yönden değerlendiriliyor. Etik kurallar açısından da değerlendirme yapılıp adaylara ona göre şans veriliyor. Bu okula başka aday mı yok ki kazanılmış hak gibi atama yapılıyor, üstelik geçirdiği soruşturmaya bağlı olarak bakanlığın kazandığı bir dava ve görüş ortadayken, diğer adaylara da haksızlık yapılıyor” diye konuştu.

İl Milli Eğitim Koordinatör Müdür Yardımcısı İsmail Çetin ise konuyla ilgili şunları söyledi:
“2003'teki bir soruşturma. Kişi, İnönü Lisesi'ndeyken açılan soruşturma ile ilgili davayı 21 Ağustos 2007'de kaybetti, burada tarih önemli. Yönetici atama bölümü tereddüte düşüp bakanlıktan da görüş istedi, Bakanlık 'İdareciliği almanız gerekir' dedi. Böyle olunca Hacı Şakir İlköğretim okulu'na verildi. Soruşturmanın üzerinden 3 yıl geçtiği için dava sonucu zaman aşımına uğradı. Yani yeniden müdürlüğü hak etti. Okuldaki işlerin aksamaması için müdür olarak verildi. Zaman aşımı uygulaması nedeniyle yapılacak yeni yönetici atamalarında da ceza almış olanların atamasını engelleme şansımız olmayacak.”

Eğitim ve Bilim İş görenleri Sendikası atamaları vekaleten yapan valiler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Eğitim ve Bilim İş görenleri Sendikası (Eğitim-İş), 'Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliği'nin Danıştay tarafından iptal edilmesine karşın, atamaları vekaleten yapan valiler hakkında suç duyurusunda bulundu.


Eğitim-İş, MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliği'nin iptal edilmesi sonrasında, atamaların vekaleten sürdürülmesi nedeniyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 81 il valisi hakkında suç duyurusunda bulundu. Eğitim-İş, valiliklere başvuruda bulunarak vekaleten atamaların başvuru ve puan esasına dayalı olarak yapılması gerektiğini iletti. Valiliklerin, 'Milli Eğitim Bakanlığı' tarafından belirlenen isimlerin atamasını sürdürmesi üzerine, Eğitim-İş 81 ilin valisi hakkında, “Şüpheli kamu görevlisinin, Danıştay 2. Dairesi tarafından 30.04.2007 tarihinde 2007/1114 esas sayılı dosyasında verilen yürütmenin durdurulması kararına uymaması ve uymamakta direnmesi sonucu eylemine uyan TCK 257. uyarınca görevin kötüye kullanılması suçundan cezalandırılmaları” istemi ile suç duyurusunda bulundu.

KAZANILMIŞ HAKLAR YOK SAYILAMAZ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusu gerekçesinde; valilerin “bana yön gösterecek, beni bağlayan düzenleme yok!” diyerek, genel hükümleri bertaraf ettiğine dikkat çekilirken, valilerin keyfi hareket ederek görevi kötüye kullandığı açıklandı. Suç duyurusunda, “Yönetmeliğin kazanılmış hakları saklı tutan geçici 1. madde hükmü yürürlükte olup, bu hükmün yok sayılabilmesi olanaksızdır” denildi.

ATAMALARI İPTAL EDİLENLER AYNI GÜN VEKALETEN ATANDI
Eğitim-İş valilerin, yöneticilik görevine aday olmak isteyecek kamu görevlilerini haberdar etmediğine işaret ederken, Değerlendirmelerin kariyer, liyakat, sınav ve benzeri objektif ölçütlere göre gerçekleştirilmediğinin de altını çizdi. Danıştay'ın, idareye uygulamanın nasıl olması gerektiğini ayrıntılı olarak izah ettiğine dikkat çekilen gerekçede şöyle denildi:

“Hal böyle iken Milli Eğitim Bakanlığı, 'yargı kararını uygulamak adına' 11.05.2007 tarih ve 02.10.2007 tarihli genelgeleri yayımlamıştır. Bakanlık bahsi geçen genelgelerle şüphelinin yönetimindeki valilik dahil tüm valiliklere 'yargı kararını uygula!' demiş, ancak yargı kararların nasıl uygulanacağı konusunda valilere, 'geniş takdir yetkisi' vermiştir. Bu yetkiyi vermesinin nedeni ise yargı kararlarının 'şeklen uygulandığı gün' ortaya çıkmıştır. Şüpheli dahil tüm il valileri genelge ile kendilerine tanınan takdir yetkilerini; özeti verilen yargı kararı doğrultusunda değil, siyasi iktidarın “suç teşkil eden” yönlendirmesi doğrultusunda, atamaları iptal edilen kişileri toplu olarak aynı gün vekâleten görevlendirerek kullanmışlardır.”

Eğitim-İş Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 4 bin sayfalık suç duyurusu metni gönderirken, metin içerisinde, atama kararları ve valiliklerden gelen cevaplar da yer aldı. Eğitim-İş İstanbul, Konya, İzmir, Ankara ve Antalya valilikleri hakkında dava açacağını duyurmuştu.

Sınav Merkezi Otomasyonu Projesi'ni de bu yıl uygulamaya koyacak ÖSYM, adayların ilkokul 1. sınıf sıralarında oturmasını da engelleyecek.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 4 yıla çıkarılan ortaöğretimde bazı lise türleri dışında bu yıl mezun verilemeyecek olması sebebiyle ÖSS'ye girecek aday sayısında 400-500 bin azalma beklediklerini söyledi.

Yarımağan'ın tahminine göre 2008-ÖSS'ye yaklaşık 1 milyon 200 bin aday katılacak. "Sınav Merkezi Otomasyonu Projesi"ni de bu yıl uygulamaya koyacak ÖSYM, adayların ilkokul 1. sınıf sıralarında oturmasını da engelleyecek.

Prof. Dr. Ünal Yarımağan, bu yıl uygulamaya başlayacakları "Sınav Merkezi Otomasyonu Projesi"ni de anlattı. Hazırlıklarına geçen yıl başlanan projenin uygulama aşamasına geldiğini ifade eden Yarımağan, projenin, sınav esnasındaki oturma düzenini ve hangi adaya hangi kitapçık türünün dağıtılacağını merkezden belirlemeyi, dolayısıyla hem kopya çekilmesini tamamen önlemeyi hem de adaylara kolaylık sağlamayı amaçladığını belirtti.

Bu çerçevede, ÖSYM'nin sınav yaptığı yaklaşık 200 bin sınav salonunun ve tüm okulların bilgilerinin elektronik ortama aktarıldığını kaydeden Yarımağan, şöyle konuştu: "Biz bundan önce sınav yapılan salonların bilgilerine çok hâkim değildik. Sadece kapasitelerini biliyorduk. Bu proje kapsamında sınav yapılan tüm salonların bilgilerini aldık. Yani sınıfta masa mı var, sıra mı var, sandalye mi var, sıranın üstünün yüzeyi iyi mi kötü mü, sıraların arasındaki mesafeler ne kadar, sınıfın büyüklüğü ne kadar, okulun kaloriferi, jeneratörü var mı, okula ulaşım kolay mı zor mu bütün bu bilgilere sahibiz. Eğer mecbur değilsek kolçaklı sandalyeleri bulunan veya adaylar için çok alçak olan ilkokul 1. sınıfların sıralarını kullanmayacağız.'' Yarımağan, uzun boylu ve kilolu adayların küçük sıralarda sınava girmelerinin sıkıntı oluşturduğunu belirterek, bu adaylara da kolaylık sağlamayı düşündüklerini söyledi.

Başvuru sayısının azalmasının bu yıl sınava girecek adayların üniversiteyi kazanma şansını artıracağını söyleyen Yarımağan şu bilgileri veriyor: "Geçen yılki kontenjanlar Açıköğretim hariç 430 bin civarındaydı. Bu yıl bu sayının azalmayacağını, hatta bir miktar artacağını söyleyebiliriz. Sınava giren aday sayısı da daha az olacağı için, bu yıl başvuran adayların üniversiteye gitme şanslarının geçen yıla göre ve bundan sonraki yıllara göre daha yüksek olacaktır. Geçen seneye göre yüzde 25 daha şanslılar. Ancak bu sadece bu yıla mahsus bir durumdur. Ayrıca taban puanlar bir miktar farklı olabilir.''

ÖSS, 15 Haziran 2008'de
Yarımağan, ÖSS ve YDS ücretlerinde artış yapılmamasına ilişkin YÖK'e öneride bulunacaklarını da belirtti. Teklif YÖK Genel Kurulu'nda kabul edildiği takdirde ÖSS'ye girecek adaylar 40 YTL, ÖSS ile birlikte YDS'ye girecekler 50 YTL, sadece sınavsız geçişe başvuran adaylar da 10 YTL ödeyecek. ÖSS takvimi ise YÖK Genel Kurulu'nun onayından sonra kesinleşecek. Sınavın, 15 Haziran 2008 Pazar günü yapılması planlanıyor.