25 Mart 2010 Perşembe

Deli Raporu Olan Öğretmen 1 Yıldır Görevde...

Akıl sağlığı yerinde olmadığı halde 1 yıldır öğretmenlik yapan Y.B.'nin, delilik raporu ortaya çıkınca görevine son verildi.

Muğla'nın Fethiye ilçesinde akıl sağlığı yerinde olmadığı halde 1 yıl boyunca öğretmenlik yapan Y.B.(28), "akıl sağlığı yerinde değil" raporunun ortaya çıkmasının ardından görevinden alındı. Fethiye'nin Üzümlü Beldesi İMKB Çok Programlı Lisesi'nde görev yapan bilgisayar öğretmeni Y.B. hakkında açılan cinsel taciz davası sonrasında Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nden rapor aldı. İlgili raporda Y.B.'nin Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde düzenlenen 25 Eylül 2009 tarihli sağlık raporuna göre akıl hastası olduğu ve mevcut hastalığının 5237 sayılı TCK'nın 32/1 maddesi kapsamında bulunduğu belirtildi. Cezai ehliyetini ortadan kaldırmak amacıyla 'akıl sağlığı yerinde değildir' raporu alan Y.B., rapora rağmen 1 yıldır öğretmenlik görevini ise sürdürdü.
Konunun basında yer almasının ardından harekete geçen Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Y.B. hakkında inceleme başlattı. Dosyasında yapılan incelemede kendi beyanıyla hiçbir sağlık sorunu olmadığını belirten Y.B.'nin sabıka kaydının bulunmadığı görüldü. Bahse konu "Konut dokunulmazlığının ihlali ve cinsel taciz" davasıyla ilgili de savunması istenen Y.B., İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerine Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden aldığı raporu verdi. Raporun doğruluğunu tespit eden İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Y.B.'nin ücretli öğretmenliğinin iptaline karar verdi.
Dosyasında Bu Rapordan BahsedilmiyorFethiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Yüksel Gültekin, basında çıkan haberler üzerine öğretmenle ilgili inceleme başlattıklarını söyledi. Y.B.'nin kendisi ile de görüştüklerini ve bilgisine başvurduklarını belirten Gültekin, inceleme sonrasında öğretmenin aldığı raporu doğrulattıklarını açıkladı. Gültekin, "Göreve başladığı dönemde bize kendi beyanıyla, verdiği belgelerde öğretmenliğe engel bir hali yoktu. Ücretli öğretmen olarak görev yaptığı süre içinde göreve başlarken bize verdiği belgelerde kendi beyanı esas alınır. Sonuç olarak yaptığımız incelemede iddia edilen raporun var olduğunu gördük ve öğretmenin görevlendirmesini iptal ettik." dedi. (Cihan)

Suça Karşı Uyarmak Polisin Görevi...

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, polisin üniversite öğrencilerine bildiri dağıtabileceğini ifade etti.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, İstanbul Üniversitesi'nin kapısında bildiri dağıtan polisin, kanunların kendisine verdiği yükümlülükler çerçevesinde gerçekleştirdiği projeyle başta üniversite gençliği ve aileleri olmak üzere kamuoyunun bilgilendirilmesinin amaçlandığını belirtti.
Bakan Atalay, DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız'ın, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün İstanbul Üniversitesi'nin kapısında dağıttığı ve “derneklere üye olmayın, davet edildiğiniz konserlere gitmeyin, sosyal etkinliklere ve protesto eylemlerine katılmayın, siyasî faaliyetlerden kaçının, bildiri dağıtmayın, afiş asmayın, yürüyüş yapmayın” şeklinde uyarıların yer aldığı iddia edilen bildirilere ilişkin soru önergesini yanıtladı. Yağız'ın uygulamanın demokratik olup olmadığı, polisin böyle bir uyarıda bulunmasının, “yetki aşımı ve görevini kötüye kullanma” olup olmadığı yönündeki sorularına Bakan Atalay şöyle cevap verdi: “Polisin kanunların kendisine verdiği yükümlülükler çerçevesinde gerçekleştirdiği önergeye konu edilen projeyle başta üniversite gençliği ve aileleri olmak üzere kamuoyunun bilgilendirilmesinin amaçlandığı, üniversite öğrencilerine dağıtılan broşürlerde terör örgütlerinin eleman kazanma yöntemlerinin anlatıldığı, insan haklarını, bireysel temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, yasaklayan bir tutum ve davranış içerisine girilmediği gibi terörün ancak demokratik bir ortamda sonlandırılabileceği, insan hakları ve hukukunun korunması ve pekiştirilmesinin zorunluluğunun ifade edildiği, ayrıca önergeye konu edilen yasaklayıcı beyanların söz konusu olmadığı İstanbul Valiliği'nin yazısından anlaşılmıştır.”
(ANKA)

Kızıyla Birlikte Yeniden Okula Başladı

Eskişehir'de 33 yaşındaki anne Ayşe Yaşar ile 13 yaşındaki kızı İlknur Yaşar, ilköğretim okulu 7. sınıfında öğrenim görüyor.


Eskişehir'de 33 yaşındaki anne Ayşe Yaşar ile 13 yaşındaki kızı İlknur Yaşar, ilköğretim okulu 7. sınıfında öğrenim görüyor. Anne Yaşar, Açık Öğretim Lisesi 7. sınıf, kızı ise Meserret İnel İlköğretim Okulu 7. sınıfında eğitim görmenin mutluğunu yaşıyor.
Çeşitli sebeplerden dolayı ilköğretim okulunu bitiremeyen anne Yaşar, evlendikten sonra bu hayalini gerçekleştirmek için Açık İlköğretim Okulu sınavlarına girdi. Sınavları kazanan anne Yaşar, şu anda Açık Öğretim Lisesi 7. sınıfında eğitim görüyor. Kızı Yaşar ise Meserret İnel İlköğretim Okulunun 7. sınıfına gidiyor. Kendisinin yıllar önce çeşitli sebeplerden dolayı 7. sınıftan ayrılmak zorunda kaldığını belirte anne Ayşe Yaşar, kızının ısrarı üzerine okuluna kaldığı yerden devam etmeye başladığını söyledi. Okumanın yaşının olmadığını dile getiren anne Yaşar, "Liseyi bitireceğim. Öğrenim görmenin yaşı yoktur. Kızımla ders çalışmak çok hoşuma gidiyor." dedi. Annesine derslerinde yardımcı olduğunu dile getiren İlknur Yaşar da, "Annemin biraz matematiği zayıf. Kendisine matematik çalıştırdım. Dersleri beraber çalışıyoruz. Ancak kendisine ödev vermiyorum. Annemim başarısız olmasını istemiyorum." ifadesini kullandı. (Cihan)

Sigara İçen Öğrenciye Para Cezası...

Okulda sigara içerken yakalanan 15 yaşın üstündeki öğrenciler hem disiplin, hem de para cezasına çarptırılacak.

Okulda sigara içerken yakalanan 15 yaşın üstündeki öğrenciler hem disiplin, hem de para cezasına çarptırılacak. Ancak, bu öğrencilerden reşit olmayanların para cezaları üçte bir oranında indirilerek ailesine ödetilecek. Yasanın kapsadığı kapalı alanlarda sigara içenlere 69 TL para cezası veriliyor. Bu cezanın üçte bir oranında indirilmesi halinde, ceza 46 TL olarak uygulanacak.Sağlık Bakanlığı, kapalı alanlardaki sigara yasağını öğrenim gördükleri okullarda ihlal eden öğrencilere uygulanacak para cezası ile ilgili belirsizliğin giderilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığından görüş istedi. Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin konuya açıklık getiren yazısı da, Milli Eğitim Bakanlığı Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı kanalıyla Sağlık Bakanlığına iletildi. Milli Eğitim Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin, 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun Kapsamı'nda yaptığı incelemeye ilişkin yazısında, ceza ehliyetinin (sorumluluğunun), ceza hukuku açısından bir kişinin suçlu sayılabilmesi için gerekli olan nitelikleri içerdiği, bu niteliklerden en temelinin de yaş sınırı olduğu bildirildi. Yaş sınırının ülkeden ülkeye farklılık gösterdiği, bunun alt ve üst sınırlarının 7-21 yaşları arasında değiştiği vurgulanan yazıda, Türk Ceza Kanunu'nun ikinci bölümünde ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran veya azaltan nedenlerle ilgili hükümlerin yer aldığı, 31. maddede yaş küçüklüğünün bu nedenler arasında sayıldığı belirtildi. ''Yaş küçüklüğü'' başlıklı 31. maddede, ''Fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu bulunmadığı, bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamayacağı, ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabileceği''nin öngörüldüğü belirtilen yazıda, aynı hükme göre, ''fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması halinde ceza sorumluluğu olmadığı''na dikkat çekildi. TCK'nın 31. maddesi uyarınca cezai ehliyet yaşının 12 olduğu, 12-15 ve 15-18 yaş arasındaki kişiler hakkında ise yine indirimli cezalara hükmedildiği, ayrıca bu kişilerin 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında çocuk mahkemelerinde yargılandığı kaydedildi. 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna göre, fiili işlediği zaman 11 yaşını bitirmemiş olanlar hakkında kovuşturma yapılamayacağı ve ceza verilemeyeceği, 11 yaşını bitirmiş olup da 15 yaşını doldurmamış olanlarda farik-i mümeyyizlik (İşlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yeteneği) araştırıldığı, 15 yaşını bitirmiş, 18 yaşını bitirmemiş olanlarda ise dürtü kontrolünün yetersiz olması nedeniyle verilecek cezanın üçte bir oranında indirilerek verildiği bildirildi. Türk Ceza Kanununun 6. maddesine göre, ''çocuk'' sözcüğünden ''henüz 18 yaşını doldurmamış'', Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 41. maddesine göre ise ''küçük'' sözcüğünden ''suçu işlediği tarihte henüz 15 yaşını bitirmemiş'' kişilerin anlaşıldığı belirtildi. Ülkede ceza ehliyetinin üst yaş sınırının 18 olduğu, 15-18 yaş arasındaki çocukların ceza sorumluluğu açısından özel bir rejime tabi tutulduğuna işaret edilen yazıda, 4207 sayılı Kanun kapsamında 15-18 yaş arasındaki çocukların cezai ehliyeti değerlendirilirken dikkate alınması gereken hususlara işaret edildi. Yazıda, 15-18 yaş arası çocukların yasa hükümlerine muhalefet etmeleri halinde sorumluluklarının bulunduğuna dikkat çekilerek, ''Ancak Ceza Kanunumuzdan hareketle, bu yaş aralığındaki çocukların dürtü kontrollerinin yetersiz olması nedeniyle Kabahatler Kanununun 39. ve 41. maddelerinde yer alan müeyyidelerin üçte bir oranında indirime tabi tutulmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. 15-18 yaş arası (bitirmemiş) öğrencilerin reşit yaşta olmamaları nedeniyle verilecek cezanın velayeti altında bulundukları kişilere yöneltileceği ise tabiidir'' denildi. Milli Eğitim Bakanlığı Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığının Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetlerine gönderdiği yazıda ise, ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerle ilgili olarak, MEB Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliğinde ''Tütün ve tütün mamullerini bulundurmak veya içmek'' fiilleri disiplin cezasını gerektiren davranışlar olarak nitelendirildiği için okul yönetimlerinin bu kapsamda disiplin hükümlerini uyguladıkları bildirildi. Yazıda, okulda sigara içen öğrencilerden 15 yaşını doldurmayanlarla 15-18 yaş arasındakilerin durumlarının ayrı ayrı değerlendirildiği belirtildi. Buna göre, 15-18 yaş arasındakilerin kapalı alanlarda sigara yasağını düzenleyen yasaya aykırı hareket etmeleri halinde para cezasının üçte bir oranında indirim uygulanarak verilmesi, bu öğrenciler reşit olmadıkları için de cezanın velayeti altında bulundukları kişilere yöneltilmesi istendi. 15 yaşını doldurmayanlara ise ilgili yasanın ''Fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmamış çocuk hakkında idari para cezası uygulanmaz'' hükmü gereği, para cezası uygulanamayacağı bildirildi. (Akşam)

Ödevinde Yazdığı Gibi Bir Kazada Öldü...

Antalya Kemer’de, ilköğretim okulu öğrencisi 8 yaşındaki Süleyman Cengiz Yavuz, bisikletiyle gezerken bir otomobil altında kalarak can verdi.
Antalya Kemer'de, ilköğretim okulu öğrencisi 8 yaşındaki Süleyman Cengiz Yavuz, bisikletiyle gezerken bir otomobil altında kalarak can verdi. Küçük çocuğun ölümü ailesini yasa boğarken, okuldaki arkadaşları, dün sırasına çiçekler ve çok sevdiği eşyalarını koyarak Cengiz'i andı. Küçük çocuğun, 1 hafta önce Hayat Bilgisi dersinde hazırladığı serbest ödevde 'arabalar' başlığı altında bir trafik kazasını anlattığı ortaya çıktı. Talihsiz çocuğun ödevinde, ''Bir adam arabasını çok hızlı kullanıyormuş. Öbür taraftan gelen arabaya çarpmış, ambulans gelip onları hastaneye götürmüş. Doktorlar, onları muayene etmiş. Sonra doktor yakınlarına 'Durumları şimdilik iyi' demiş. Onlar bir mutluluk yaşamışlar'' diye yazması yürekleri sızlattı. (aa)

SBS'ye Başvurular Yarın Sona Eriyor...

İlköğretim 6, 7 ve 8'inci sınıf öğrencilerinin girdiği Seviye Belirleme Sınavı'na başvurular 26 Mart Cuma günü sona erecek.

İlköğretim 6, 7 ve 8'inci sınıf öğrencilerinin girdiği Seviye Belirleme Sınavı'na (SBS) başvurular 26 Mart Cuma günü sona erecek. Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na (PBYS) başvuru işlemleri ise 2 Nisana kadar yapılabilecek. Kılavuzda belirtilen kurallar doğrultusunda yapılacak başvuru için 10 TL sınav ücretinin e-başvuru kılavuzunda belirtilen bankalardan birisine öğrencinin T.C. Kimlik numarası ile yatırılmış olması yeterli olacak. İlköğretim 6, 7 ve 8'inci sınıf öğrencileri PYBS'ye başvurmaları halinde ayrıca bir sınava girmeyecek, SBS sonuçlarına göre PYBS puanı hesaplanacak. PYBS için başvuru yapacak öğrencilerin başvurularını, okul müdürlüğü elektronik ortamda onaylayarak başvuru belgesinin aslını okulda saklayacak, bir örneğini öğrencinin velisine imza karşılığı verecek. Sınavlarla ilgili ayrıntılı bilgilere, 'http://www.meb.gov.tr' ve 'http://oges.meb.gov.tr' adreslerinde yayımlanacak 'e-Başvuru Kılavuzlarında' yer verilecek. Polis Kolejine Başvurular Polis Koleji için başvuru şartlarını taşıyan öğrenciler ise 26 Marta kadar 'http://www.meb.gov.tr', 'http://oges.meb.gov.tr' ile 'https://e-okul.meb.gov.tr' adreslerinde açılacak olan başvuru ekranından öğrenim gördüğü okul müdürlükleri tarafından başvuruda bulunacak. Bu öğrenciler SBS'ye girmek zorunda oldukları için SBS başvuru döneminde sınav ücretini yatıracak, bunun dışında bir ücret ödemeyecek. Polis Koleji başvuruları okul müdürlüğü tarafından elektronik ortamda onaylanacak. Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının (YİBO) 8'inci sınıfında yatılı öğrenci olarak öğrenim gören ve YİBO kontenjanından yararlanarak sınavsız ve parasız olarak ortaöğrenimlerine pansiyonlu okullarda devam etmek isteyen öğrencilerin başvuruları, 2 Nisana kadar 'http://www.meb.gov.tr' adresinden okul müdürlüğünce yapılacak. Yurt Dışındaki Öğrencilerin Başvurusu Yurt dışında e-Okul sistemine kayıtlı olmayan okullarda eğitim gören öğrencilerden başvuru yapmak isteyenler ise 'http://www.meb.gov.tr' ile 'http://oges.meb.gov.tr' adreslerinde yayımlanan e-başvuru kılavuzunda yer alan 'EK-1 formu' ile başvuruda bulunacak. Bu form, büyükelçilik veya konsolosluk yetkililerince onaylanacak ve başvuru süresi içinde, Ziraat Bankası Beşevler şubesindeki hesaba 10 TL sınav ücretinin yatırıldığını gösteren dekont ve bir adet öğrencinin vesikalık fotoğrafı ile EĞİTEK Genel Müdürlüğüne APS veya dengi posta yoluyla gönderilecek. Faksla gelen formların aslı gelmediği sürece başvuru yapılmış sayılmayacak. İlköğretimin 6'ıncı, 7'nci ve 8'inci sınıflarının tamamını veya bir kısmını yurt dışında MEB'e bağlı olmayan eğitim kurumlarında gören öğrenciler, öğrenim belgesiyle başvurarak SBS'ye katılabilecek. Bir ya da iki sınıfın SBS'sine katılmayan öğrenciler, bir sonraki yılın SBS ile birlikte katılmadıkları sınıf veya sınıfların SBS'sine katılabilecek. Sınavlarda özel hizmet alması gereken özürlü öğrenci varsa okul müdürlükleri bu öğrencilerin bağlı bulunduğu Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğüne yönlendirerek özür bilgilerinin sisteme işlenmesini sağlayacak. Özürlü öğrencilerin beyan ettiği rapor ya da belgenin bir örneği Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünde saklanacak. Bu öğrencilere ait özür durumlarını gösteren belgeler EĞİTEK Genel Müdürlüğüne gönderilmeyecek. Sınav Giriş BelgesiFotoğraflı sınav giriş belgesi, SBS için 24 Mayıs, PYBS 5,9,10 ve 11'inci sınıflar için 20 Nisan tarihlerinde, 'http://www.meb.gov.tr' veya 'http://oges.meb.gov.tr' adreslerinden okul müdürlükleri tarafından kesinlikle renkli alınacak, mühürlenerek onaylandıktan sonra öğrenciye teslim edilecek. Adaylar, başvuru ve tercih dönemlerinde okul müdürlüğüne, kırtasiye, internet bağlantısı, fotokopi, kılavuzların çıktıları gibi giderler için 5 TL ödeyecek. İnternet bağlantısı olmayan veya başvuru süresince teknik bir sebeple internet bağlantısı çalışmayan okullar, en yakın ADSL bağlantısı olan bir başka okuldan veya bağlantı sorunu olmayan ilçe veya il milli eğitim müdürlüğünden başvuru onaylama işlemlerini yapacak. Tüm başvuru işlemlerinin yapılmasından adayın velisi, doğruluğundan okul müdürlüğü sorumlu tutulacak. 2010 yılı PYBS 5, 9, 10 ve 11'inci sınıflar için 2 Mayıs Pazar günü, SBS ve PYBS 8'inci sınıflar için 5 Haziran Cumartesi günü, 7'nci sınıflar için 6 Haziran Pazar günü, 6'ncı sınıflar için ise 12 Haziran Cumartesi günü yapılacak. Sınavlar, yurt içi ve yurt dışı sınav yerlerinde Türkiye saatiyle 10.00'da merkezi sistemle aynı anda gerçekleştirilecek.(aa)

Gençler İnterneti Chat Yapmak İçin Kullanıyor...

Lise öğrencileri arasında yapılan bir araştırmaya göre gençler, bilgisayarı yüzde 53 oranında Facebook ve MSN'ye girmek için kullanıyor.
Antalya'da iki lise öğrencisi, gençler arasında iletişim teknolojilerinin kullanımına ilişkin bir araştırma yaptı. 15-18 yaş aralığındaki öğrencilerle yapılan anket sonucuna göre gençler bilgisayarı en çok Facebook ve MSN'ye girmek için kullanıyor. Gençlerin bilgisayarı yüzde 53 Facebook ve MSN, yüzde 32 eğlence ve oyun için kullanıyor. Ödev ve araştırma yapmak için bilgisayar kullanımı ise yüzde 13'te kullanıyor.
Antalya Anadolu Lisesi'nde okuyan Oylum Özdemir ve Elvan Kama isimli iki öğrenci TÜBİTAK'ın düzenlediği Ortaöğretim Öğrencileri Arası Proje Yarışması için bir proje hazırladı. Sosyoloji dalında bölge elemelerine kalan proje gençlerin iletişim teknolojilerine olan düşkünlüğünü gözler önüne serdi. Lisede okuyan 598 öğrenciye anket uygulayan iki öğrenci, arkadaşlarının bilgisayar, cep telefonu, televizyon, müzik çalar, fotoğraf makinesi gibi teknolojik ürünleri aşırı ve gereksiz kullandığını ortaya çıkardı.
Ankete katılan 15-18 yaş arasındaki gençlerin cevaplarına göre öğrencilerin yüzde 26'sı ilk cep telefonuna ilköğretimde, yüzde 61,5'i ortaokul öğrencisiyken sahip oluyor. Gençlerin sadece yüzde 2'si henüz bir cep telefonuna sahip değil.
Anket sonuçlarına göre öğrencilerin yüzde 24'ü ikinci, yüzde 26'sı üçüncü, yüzde 19'u dördüncü telefonunu kullanırken, 5 ve üstü cep telefonu değiştirenlerin oranı yüzde 8. Öğrencilerin yüzde 32'si cep telefonunu gün içinde 2 saatten fazla kullanıyor. Cep telefonu yüzde 69 mesajlaşmak, ve müzik dinlemek için kullanıyor. Telefonu arama yapmak için kullanan gençlerin oranı yüzde 26'da kalıyor.
Gençlerin bilgisayar kullanımıyla ilgili sorulara verdiği cevaplar da ilginç sonuçlar ortaya koydu. Buna göre gençlerin yüzde 27'si her gün düzenli olarak, yüzde 19'u her gün sınırsız bilgisayar kullanıyor. Gençler arasında bilgisayar yüzde 53 Facebook ve MSN'ye girmek, yüzde 32 oyun ve eğlence amaçlı kullanılıyor. Ödev ve araştırma için kullananların oranı ise yüzde 13'te kalıyor. Gençlerin yüzde 87'si internet olmasaydı bilgisayarı bugünkü sıklıkta kullanmayacağını söylüyor.
Anket sonucuna göre ortaokul ve lise gençliği televizyonda en çok film ve dizi izliyor. Gençler arasında film yüzde 40, dizi yüzde 38 oranında izleyici buluyor. Haber (yüzde 11) ve belgesel (yüzde 9) izleyenlerin oranı ise sadece yüzde 20'de kalıyor.
Gençlerin gün içinde en sık kullandığı teknolojik ürünler ise şu şekilde sıralanıyor: Yüzde 37 cep telefonu, yüzde 23 müzik çalar, yüzde 13 bilgisayar, yüzde 13 televizyon, yüzde 10 fotoğraf makinesi. Ankete katılanların yüzde 4'ü ise en çok hangisini kullandığına karar veremediğini söylüyor.
Projeyi hazırlayan öğrenciler arkadaşlarına bilgisayar, cep telefonu ve müzik çalar üçlüsünden hangisini hayatlarından çıkarabilecekleri de sordu. Öğrencilerin yüzde 47'si 'hiçbiri' derken, yüzde 13'ü 'hepsi' cevabını verdi. Öte yandan ankete katılanların yüzde 62'si iletişim teknolojilerini ihtiyacından fazla kullandığını düşünmüyor.
Oylum Özdemir ve Elvan Kama projelerini anketin dışında deneye ve gözleme dayalı olarak da yaptı. Deney için 6 öğrenci kullanılırken, 497 öğrenci üzerinde gözlem yapıldı. Öğrenciler üzerinde hafta içi yapılan gözlemde, gençlerin teknoloik ürünleri en fazla cuma günü kullandığı görüldü. Öğrenciler sonuçları pedagog Halil Dönmez ile Ömer Mavi'ye yorumlattı. (Cihan)

Otomotiv Lisesi İş Garantili Eğitim Verecek...

Otomotiv endüstrisinde nitelikli insan kaynağını karşılamayı amacıyla kurulan Otomotiv Teknik Lisesi 2010-2011 eğitim-öğretim yılında hizmete giriyor.


Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB)'den yapılan açıklamaya göre, temeli atılan ve büyük bir bölümü tamamlanan OİB Otomotiv Anadolu Teknik Lisesi için geri sayım başladı. 2010-2011 eğitim ve öğrenim yılında hizmete girecek teknik lise, iş garantili eğitim verecek. Eğitim 5 Yıl Olacak OİB Otomotiv Anadolu Teknik Lisesi'nde orta öğretim programlarında öğrenim görecek öğrencilerin masrafları OİB tarafından karşılanacak. Eğitim İngilizce hazırlık sınıfıyla birlikte 5 yıl olacak. "Bilişim Teknolojileri", "Elektrik-Elektronik Teknolojisi", "Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri", "Makine Teknolojisi", "Metal Teknolojisi" ve "Motorlu Araçlar Teknolojisi'" olmak üzere 6 programda eğitim verilecek. Okulun bu denli kapsamlı olması, Türkiye'de ilk ve tek özelliğini kazandırıyor. 720 Öğrenci Eğitim Görecek
Bursa Valiliği, Nilüfer Kaymakamlığı, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün destekleriyle ve Görükle Belediyesi'nce sağlanan 21 bin 760 metrekarelik araziye yapılan okulda 720 öğrenci eğitim görecek. 24 milyon TL maliyetle, 24 dersliğin yanı sıra fizik, kimya ve biyoloji laboratuarları, 6 adet atölye, 300 öğrenci kapasiteli pansiyon binası, 720 kişilik spor salonu, 560 kişilik çok amaçlı salonu ve 4 daireli lojmandan oluşan okul, bir eğitim kompleksi olarak tasarlandı. OİB Otomotiv Anadolu Teknik Lisesi, önümüzdeki eğitim ve öğretim döneminde hizmete girmeye hazırlanırken, öğrenciler burada meslekî bilgi ve beceriler kazanarak iş hayatına adım atacaklar. Okulda eğitim alacak öğrenciler ayrıca ilgi, yetenek ve başarılarına göre yüksek öğretim programlarına hazırlanabilecekler. Yabancı dili dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde öğrenebilecekleri ve otomotiv endüstrisinin ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanlar olarak yetiştirilecekler. "Nitelikli Kadroya İhtiyacımız Çok Fazla"
OİB Başkanı Ferit Süneli, "Otomotiv ana ve yan sanayinin kalbi niteliğindeki Bursa'da ve Türkiye genelinde nitelikli insan kaynağımızı bu okulumuzdan sağlayacağız" dedi. Otomotiv endüstrisinin 2008 yılında 5 milyar dolar, 2009'da ise krize rağmen 3 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası vererek ekonomiye katkı sağladığını vurgulayan Sünneli, Avrupa ülkeleri arasında genelde 5. büyük otomotiv sanayi haline gelindiğini, otobüste birinci, hafif ve ağır ticari araçta ise ikinci sırada bulunulduğunu hatırlattı. Sünneli, şöyle devam etti: "Bizim nitelikli kadroya artık daha fazla ihtiyacımız var. Bizim bazı özel amaçlarımız var. İstiyoruz ki öğrencilerimiz en az bir yabancı dili çok iyi öğrensinler. Biz nitelikli tekniker istiyor olsak da bazı öğrencilerimiz yüksek okullara da gidecekler. Biz okulun eğitiminde, işletmesinde her aşamasında olacağız. Bu aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesidir. Bunda da rol model olmamız önemlidir." (Milliyet)

Çocukları Korumak İçin Anneler Bilgilendirilecek...

Çocukları bilgisayarın zararlarından korumak için kadınlara ücretsiz bilgisayar kursu verilecek
Afyonkarahisar Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, kadınlara yönelik ücretsiz bilgisayar ve internet kursu düzenleyecek. Kursa katılan kadınlar, gelişme çağındaki çocuklarını, bilgisayarın zararlı içerikleri ile oyunlardan koruma ve faydalı uğraşlara sevk etme konularında bilgilendirilecek. Afyonkarahisar Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü 'Kadın Dostu Kütüphaneler Projesi' başlatı. Bu kapsamında, Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü internet salonunda kadınlara ücretsiz bilgisayar ve internet kursu düzenlenecek. Kurs, 15 Nisan'dan itibaren haftada 2 gün, birer saat olmak üzere 1 ay sürecek. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, bunun yanında, anneler ve çocuklar için etkinlik saatleri, kadın hak ve ödevlerinin yanı sıra sağlık ile ilgili seminerler, şiir saatleri, kadın, çocuk, ergen psikolojisi konferansları, kadın mahkumlar, kadın hastalar, huzur evindeki kadınlara yönelik çalışmalar da yapacak. Bilgisayarların çocukların eğitiminde önemli bir etkiye sahip olduğu belirtilen açıklamada şu bilgiye yer verildi: "Ancak özellikle chat dediğimiz sohbetler, kişilerin boş yere zaman harcamalarına sebep olmakta bu da özellikle öğrenciler açısından telafisi mümkün olmayan kayıplara sebep oluyor. Çocuklarımızı zararlı içerik ve oyunlardan koruma ve faydalı uğraşlara sevk etme zorunluluğu doğuyor. Bu sebeple, ailede çocuk eğitiminde önemli rol üstlenen annelere büyük sorumluluk düşüyor." Ayrıca, İl Halk Kütüphanesi'nde kadınlardan ve kütüphane temsilcisinden oluşacak ve kütüphanede yapılacak etkinliklerin planlanması, duyurulması, uygulanması ve değerlendirilmesi süreçlerinde aktif rol oynayacak bir 'Kadın Kulübü' oluşturulacak. Kulübe üye olmak isteyen kadınların Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesi'ne başvurmaları gerekiyor. (Cihan)

Bu Sorun Karmaşık ve Çözümlenmesi Zor...

Bakan Çubukçu, 'Türkiye'de anayasal hakları olan her kesimin eğitim hakkından yararlanmasını sağlamak görevimiz' dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Türkiye'de bulunması yasal açıdan sorunlu olmayanların çocuklarının azınlık okullarına devam edebilmelerine yönelik bir çalışma yapıldığını, ancak çalışmanın henüz tamamlanmadığını bildirdi. Çubukçu, Aile Eğitimi'ne ilişkin düzenlenen kampanyanın tanıtımı amacıyla Rixos Otel'de gerçekleştirilen toplantıda, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Türkiye'deki ''kaçak'' Ermenilerin çocuklarının azınlık okullarına devam edebilmelerine yönelik basına yansıyan haberleri anımsatarak, hükümetin bu konuya bakışını ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın çalışma başlatıp başlatmadığını'' sorması üzerine Bakan Çubukçu, şunları söyledi: ''Haberde o konu, kaçak Ermenilerin çocuklarının Türkiye'deki Ermeni azınlık okullarına devam edebilmesine ilişkin çerçevede ele alınmış. Oysa ki Sayın Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç'ın bu konuda verdiği cevap, bu konuya ilişkin açıklaması, herhangi bir nedenle Türkiye'de bulunan işadamı veya başka nedenlerle Türkiye'ye gelmiş yabancı ülke vatandaşlarının da istedikleri takdirde bu okullara çocuklarını gönderebilmelerine ilişkin bir düzenleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin bir değerlendirmesi var. Bu konuda bir çalışma yapıldığını veya talep üzerine bir değerlendirme yapıldığını vurguluyor Sayın Arınç.
Oysa ki haberde konu edilen husus, kaçak Ermenilerin çocuklarının bu okullara devamıyla ilgili. Hepimizin de bildiği gibi ülkemizde bulunan her kesimin uluslararası ve anayasal hakları olan eğitim hakkından yararlanmasını sağlamak en önemli görevlerimizden birisi. Türkiye'de bulunanların bir yasal statüsünün olması lazım.'' Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, Türkiye'de hangi nedenle bulunduğu konusunda hukuki sorun olan kişilerin eğitimle ilgili hususlarının çözümlenmesi konusunda da sorunun olduğunu kaydederek, bu sorunun karmaşık ve çözümlenmesi zor bir nitelik taşıdığını ifade etti. Türkiye'de bulunanların azınlık okullarına devam edebilmelerinin Lozan Antlaşması kapsamında değerlendirildiğini anlatan Çubukçu, bu çerçevede yapılan yasal düzenlemelere göre azınlık okullarına devam edecek çocuklarda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve o azınlığa mensup olma koşulunun arandığını belirtti. Bakan Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Dolayısıyla bu koşulun aranıp aranmayacağı konusunda bir tartışma var. Ben, Sayın Arınç ve bakanlarımızın hemen hemen tamamı özellikle ülkemizde yaşayan her grupla, her meseleyle Milli Birlik ve Beraberlik Projesi kapsamında görüşüyoruz. Ve dini azınlıkların ülkemizde yaşadıkları problemlerin çözümüne yönelik de çaba içerisindeyiz. Dolayısıyla onların bize ilettikleri taleplerin içerisinde bunlar da var. Bu konunun çözümlenmesi ve bu konuda çalışma yapılması konusunda Sayın Başbakan'ın bir talimatı var. Haber bu anlamıyla doğru ama içerik olarak, bir kez daha söylüyorum, Türkiye'de bulunan, bulunması yasal açıdan sorunlu olmayan çalışma izni nedeniyle, eğitim amacıyla ya da bir şekilde gelenlerin çocuklarının bu okullara devam edip edemeyeceğiyle ilgili bir problem. Henüz değerlendirme aşamasında olan bir konu. Nihai karar verilmiş değil. Üzerinde bir çalışma ve değerlendirme yapıldığını söylemekle yetineyim.'' (aa)