31 Ekim 2008 Cuma

68 YAŞINDA AVUKATLIĞA SOYUNDU, CÜBBESİNİ STAJ YAPTIĞI AVUKAT KIZI GİYDİRDİ

Bursa'da, 68 Yaşından Sonra Avukatlığa Soyunan Eski Vali Yardımcısı, Yanında Staj Yaptığı Kızının Elinden Cübbesini Giydi.



Bursa'da, 68 yaşından sonra avukatlığa soyunan eski vali yardımcısı, yanında staj yaptığı kızının elinden cübbesini giydi.
Bursa Barosu, ilginç bir avukatlık belgesi teslim töreni ve cübbe giyimine şahit oldu. 40 yıl boyunca kaymakamlık ve vali yardımcılığı yapan Celal Kalezade (68) emekli olduktan sonra avukatlık yapmaya karar verdi. Bursa Barosu avukatlarından olan kızı Kutsal Kalezade'nin yanında bir yıldır staj yapan 68 yaşındaki avukata, cübbesini kızı giydirirken, avukatlık ruhsatını ise Bursa Baro Başkanı Zeki Kahraman verdi.


Bursa Barosu'nda düzenlenen cübbe giyme töreninde duygulu anlar yaşandı. Baro yönetim kurulu üyelerininde hazır bulunduğu törende Baro Başkanı Zeki Kahraman'ın yanında avukatlık yemini eden Celal Kalezade, ardından Kahraman'dan avukatlık ruhsatını aldı. Kızı Kutsal Kalezade'nin ise cüpbesini giydirdiği Kalezade, büyük heyecan ve mutluluk duyduğunu kaydetti.

Türkiye'nin dört bir yanında 40 yıl boyunca 13 ilde kaymakamlık ve vali yardımcılığı yapan Celal Kalezade, en son Bursa Vali Yardımcısı iken 2007 yılında emekli olduğunu hatırlattı. 1967 yılında İstanbul Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Celal Kalezade, İçişleri Bakanlığı Mülki İdare sınıfında 40 yıl boyunca kaymakamlık ve vali yardımcısı olarak çalıştığını belirterek, "En son Bursa vali yardımcısı iken 2007 yılının Temmuz ayında emekli oldum. Ardından kamuya hizmete alıştığım için boş duramayacağımı anladım ve 13 yıllık avukat olan kızım Kutsal'ın yanında staj yapmaya başladım. Bir yıldır sürdürdüğüm stajımı tamamladım. Şimdi ise kızımın elinden cübbemi giyip, kızımla birlikte avukatlık yapacağım." dedi.

Kızı ile birlikte açacakları avukatlık bürosunda çalışacaklarını belirten Celal Kalezade, "Benim amacım para kazanmak değil, hizmet etmek. Çünkü ben kamuya hizmete alıştığım için boş duramazdım. Kızımdan staj süresinde çok faydalandım. Çünkü ben 1967 model iken, kızım 2008 model. Bu nedenle stajım çok yararlı geçti, iyi ki şimdi staj yapmışım." şeklinde sözlerini tamamladı.

Babası Celal Kalezade'nin ilk stajyeri olduğunu bildiren kızı avukat Kutsal Kalezade ise, "Babam gibi bir stajer ve ortak bulamazdım. Stajını yanımda tamamlayan babam ile ortak avukatlık yapacağız. Babamın yanımda stajını yapması beni çok mutlu ettiği kadar, heyecanlandırıyordu. Babam çok ciddi ve başarılı bir avukattı. Benim söylememe gerek kalmadan yapması gerekenleri anlayıp, yerine getiriyordu. Ayrıca ben de kendisinden çok şey öğrendim." dedi. Babasının hayat tecrübesi ve görgüsünden kendisinin de çok şey öğrendiğinin altını çizen Kutsal Kalezade, bazı zamanlarda babasına izin ve müsamaha gibi torpilinin de olduğunu itiraf etmekten kendini alamadı.

Bursa Baro Başkanı Zeki Kahraman, avukat Celal Kalezade'nin edindiği devlet terbiyesi ile hiçbir eğitim hizmetini kaçırmadığını belirterek, "Kendisi çok disiplinli olduğu kadar, edindiği kamu terbiye ve ciddiyeti ile stajını tamamladı. Bu zamana kadar kamuda hizmet eden Celal Kalezade'nin artık doğru, dürüst ve kurallara saygılı bir avukat olarak hizmet vereceğinden eminim." şeklinde değerlendirmede bulundu.

TÜRKMENİSTAN BAĞIMSIZLIK BAYRAMI EGE ÜNİVERSİTESİ'NDE DE KUTLANDI

İzmir Valiliği ile Ege Üniversitesi (Eü) Sağlık ve Spor Daire Başkanlığı'nın Katkılarıyla Türkmenistan Bağımsızlık Bayramı Kutlandı. İzmir Üniversitelerinde Öğrenim Gören Türkmenistanlı Öğrencilerin Katıldığı, Bağımsızlığın 17. Yıldönümü Kutlama Töreni, Eü Kültür Sanatevi'nde Yapıldı.



İzmir Valiliği ile Ege Üniversitesi (EÜ) Sağlık ve Spor Daire Başkanlığı'nın katkılarıyla Türkmenistan Bağımsızlık Bayramı kutlandı. İzmir üniversitelerinde öğrenim gören Türkmenistanlı öğrencilerin katıldığı, bağımsızlığın 17. yıldönümü kutlama töreni, EÜ Kültür Sanatevi'nde yapıldı.
Törende konuşan Türkmenistan Ankara Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Şadurdı Meredov, "Türkmenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk devletlerden biri kardeş Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bağımsızlık yılları içinde Türk ile Türkmen ilişkilerinin alanı daha da genişlemiştir. Ekonomik ve kültürel ilişkilerle birlikte bağımsızlığın ilk gününden itibaren gelişmeye başlayan eğitim alanındaki ilişkiler yüksek seviyelere ulaşmıştır." dedi. Türkiye'deki üniversitelerden mezun Türkmen gençlerinin, Türkmenistan'ın çeşitli kurum ve kuruluşlarında çalışmakta olduğunu vurgulayan Müşavir Meredov, "Kardeş ülkemizin üniversitelerinden mezun olan gençlerimiz, bizim büyük gururumuzdur." şeklinde konuştu.


EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Zeki Kaymaz ise, "Türkmenistan, zengin bir kültür mirasına sahiptir. İlk tanıyan da Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Sağlam dostluk, kardeşlik ve işbirliği ilişkileri sayesinde Türkmenistan, geçen 17 yılda her alanda hızla gelişmiştir ve gelişmeye devam edecektir." dedi. Türkmenistan Fahri Konsolosu Necdet Müşavir de, "Hepimiz biriz. Bu mutlu günün gururunu ve mutluluğunu sizinle yaşıyorum. Bağımsızlık Bayramı'nızı bütün yüreğimle kutluyorum." dedi.

Törende Türkmenistanlı öğrenciler, hazırladıkları gösterileri sundu. Dövran Mamedov "Bahtlı Olun" adlı şarkıyı seslendirirken Altın Asır dans grubu Cigitler, Atışma ve Bilezik isimli halk oyunlarıyla katılımcılara keyifli dakikalar yaşattı.

Tartışılan YÖK Üyesi İstifa Etti...

YÖK üyesi Prof. Dr. Yunus Söylet, İstanbul Üniversitesi rektörlüğüne aday olacağı için görevinden istifa etti...

Söylet, Bakanlar Kurulu kontenjanından bir yıl önce YÖK üyeliğine atanmıştı. Söylet, “Üniversitelerde türbana özgürlük” bildirisine de imza atan isimler arasında yer alıyor.

İstanbul Üniversitesi'nin akademik yıl açılışında Rektör Prof. Dr. Mesut Parlak, isim vermeden Yunus Söylet'i şöyle eleştirmişti: “YÖK üyesi rektörlüğe aday olur mu? Hem aday olacaksın hem de bu adayın değerlendirileceği kurulun üyesi olacaksın. Dünyada örneği bulunamaz.”

30 Ekim 2008 Perşembe

MEB Atama Genelgesi Yolda...

Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama Yönetmeliği’nin yargıdan dönmesi nedeniyle 25 bine yakın yönetici 4 yıla yakın süredir vekaleten görevlerine devam ediyor.

Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama Yönetmeliği'nin yargıdan dönmesi nedeniyle 25 bine yakın yönetici 4 yıla yakın süredir vekaleten görevlerine devam ediyor. Personel Genel Müdürü Necmettin Yalçın, yönetmeliğin uygulanması ile ilgili genelgenin hazırlandığını bildirerek, bu hafta içinde genelgenin illere gönderileceğini açıkladı.

Sendika yöneticileri ile biraraya gelen Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Necmettin Yalçın, yönetici adayı binlerce öğretmenin beklediği müjdeyi verdi. Yalçın, yönetmeliğin uygulanması için bir an önce ilgili genelgenin yayınlanmasını isteyen Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'a, genelgenin hazırlandığı ve bu hafta içinde il'lere gönderileceği bilgisini verdi. Toplantıda Koncuk, tüm münhalların acil olarak duyuruya çıkarılmasını, bu konuda inisiyatifin ise valiliklere bırakılmaması gerektiğini Genel Müdür Yalçın'dan istedi. Münhal idareciliklerin duyurulup duyurulmaması yetkisini valiliklere bırakan genelge ile ilgili dava açtıklarını Yalçın'a hatırlatan Koncuk, idarecilikler konusunda yeni iptaller arzu etmediklerini bu sebeple, genelgede bu durumun net olarak yazılması gerektiğini Genel Müdür Yalçın'a anlattı.

Milli Eğitim Bakanlığının yeni hukuki problemler yaratacak uygulamalardan titizlikle kaçmasını istediklerini belirten Koncuk, “Yönetici atama konusu artık kanayan bir yara haline gelmiştir. Başta Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik olmak üzere, tüm yetkilileri, bu konuda, daha hassas davranmaya ve sendikaların taleplerine kulak vermeye davet ediyoruz” çağrısında bulundu.

TSK'dan Önemli Yenilik...

Türk Silahlı Kuvvetleri önümüzdeki yıl bir yeniliğe imza atacak. Astsubayların harp akademisi 2009'da eğitime başlıyor..

Türk Silahlı Kuvvetleri önümüzdeki yıl bir yeniliğe imza atacak. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, subaylarla birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin temel direği olarak nitelendirdiği astsubaylar için Balıkesir'deki Astsubay Meslek Yüksek Okulu bünyesinde, “Astsubay Üst Karargah Hizmetler Eğitim Merkezi Komutanlığı” kuruldu.
Genelkurmay Başkanlığı, kuvvet komutanlıkları ve ordu karargahlarında görevlendirilecek astsubaylar, 2009'dan itibaren Balıkesir'de özel bir eğitim alacaklar. Subayların, Harp Akademileri Komutanlığı'nda aldıkları eğitime benzer bir eğitim alacak astsubaylar daha sonra karargahlara atanacaklar.

Astsubay Üst Karargah Hizmetler Eğitim Merkezi Komutanlığı'na, astsubay başçavuş rütbesine terfi edenler arasından sınavla seçilecek olan personel alınacak. Seçilecek personel, 12 hafta uzaktan, 12 hafta da bizzat komutanlık karargahında eğitilecek.
Bu astsubaylara, “harekat, istihbarat, harp tarihi, strateji, müşterek yönetim ve uluslararası ilişkiler” konularında hizmet içi eğitim verilecek. Astsubaylar bu eğitimlerinin ardından da Genelkurmay Başkanlığı, kuvvet komutanlıkları ve ordu karargahlarındaki yeni görevlerine başlayacaklar. Eğitim Merkezi Komutanlığı'nda görev yapacak öğretim elemanlarının 2009 yılındaki eğitim için şimdiden görev başı eğitim almaya başladıkları kaydedildi.

Bilindiği gibi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, geçtiğimiz 30 Ağustos resepsiyonuna ilk kez astsubaylar ve uzman erbaşları davet etmiş, 15 Ekim'de ise Astsubay Meslek Yüksek Okulu Öğrenci Alayı'na sancak vererek, “TSK'nın subaylarla birlikte iki temel direği” olarak nitelediği astsubaylara olan güven ve desteğini göstermişti.

-ASTSUBAY OKULUN TARİHİ-

Astsubay Meslek Okulları ilk olarak 1909 yılında Osmanlı döneminde 7 ordu bölgesinde kuruldu. 1964'te Çankırı'da kurulan Astsubay Hazırlama Okulu ile 1960'ta Ankara'da kurulan Elektronik Erbaş Hazırlama Okulu daha sonra Balıkesir'e taşındı. 2003 yılında yeniden yapılandırma çerçevesinde Astsubay Meslek Yüksekokulu olarak ön lisans seviyesinde eğitim vermeye başladı. Okul, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na yönetici ve teknik astsubay yetiştirmenin yanı sıra Deniz Kuvvetleri Komutanlığına piyade, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığına da teknik sınıfta personel yetiştiriyor. Lise mezunu öğrencilere 2 yıl eğitim verilirken, lisans ve ön lisans mezunları ise 19 hafta eğitim alıyor. YÖK tarafından 2 yıllık yüksek eğitime denkliği tanınan okulda verilen eğitim, akademik ve askeri konuları kapsayacak şekilde tamamlanıyor.

24 Ekim 2008 Cuma

Maddenin Yeni Hali Keşfedildi...

Kanadalı bilim adamları, elektronik cihaz üretiminde önemli etkisi olabileceği belirtilen maddenin yeni bir halini keşfetti.

McGill Üniversitesinden araştırmacılar, maddenin yeni halinin, modern transistörlerin üretiminde kullanılanlara çok benzeyen bir materyal olan yarı üç boyutlu bir elektron kristali olduğunu belirtti.
Şimdiye dek yapılan en saf yarı iletken üzerinde çalışırken bu buluşu yapan bilim adamları, kristali, uzay ortamından 100 kez daha soğuk ultra düşük sıcaklıkta soğutulan bir cihazın içinde keşfetti. Materyal daha sonra dünyada şimdiye dek oluşturulan en güçlü devamlı manyetik alana konuldu.
Kanadalı fizikçiler, şaşırtıcı gelişmenin, yarı iletken materyalin içindeki iki boyutlu elektron sisteminin, önceden tahmin edilmeyen bir şekilde yarı üç boyutlu sisteme dönüşmesi olduğuna işaret etti.
McGill Üniversitesinin Ultra Düşük Sıcaklıkta Yoğunlaştırılmış Madde Deney Laboratuvarı Direktörü Guillaume Gervais, buluşla ilgili olarak, "Aslında tam 3 boyutlu olmadı, arasında bir durum oluştu ki bu da tamamen yeni fenomen. Bu teorisyenlerin sevdiği bir durum. Şimdi kafalarını kaşıyor ve modellerine ince ayar yapmaya çalışıyorlar" diye konuştu.
Araştırmacılar, bulgularını Nature Physics dergisinde yayımladı.

Polis Akademisi Affın İçinde...

Öğrenci affının kapsamı genişletildi: Polis Akademisi de kapsama alındı.

Kamuoyunda öğrenci affı olarak bilinen Yükseköğretim Kanunu'nda değişiklik öngören kanun tasarısının görüşmelerine, Meclis Genel Kurulu'nda devam edilirken, verilen önergeyle affın kapsamı genişletildi. Buna göre, TSK'ya bağlı okulların yanı sıra polis akademisi ve bağlı yükseköğretim kurumlarında ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenim görürken okullarıyla 7 Haziran 1995 tarihinden kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar ilişiği kesilenler de aftan yararlanabilecekler.

Mars'ın Ameleleri Robot Karıncalar...

Avrupalı bilim adamları, dünya benzeri toprak ve suya sahip olduğu belirlenen Mars'ta ilk koloniyi robot karıncalarla kurmaya hazırlanıyor.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, AB'nin fon desteği sağladığı I-Swarm projesi ile Mars'a gönderilecek robot karıncalar, gelecekte insanların da yaşamasına imkan verecek kolonileşme hareketinin temelini atacak.
Santimetre ölçeğindeki onlarca mini robotun birlikte gezegeni keşfetmesi, su ve toprağı bir yapıştırıcı ile bir araya getirerek ilk yapıları oluşturması amaçlanan projenin genişletilerek, gelecekte Mars'a ayak basacak bilim adamlarının yaşayabileceği evlerin oluşturulması amacıyla da kullanılması umuluyor.
Mars'ta görev yapacak karınca robotların, çevresindeki diğer robotları algılaması ve çevresel etkileşimde bulunması kızılötesi iletişim ile sağlanacak. Robotlardan biri, örneğin yolunda bir engelle karşılaştığında, diğer robotları yolun açılması için çağırabilecek.
Robot inşasında en önemli sorun; güç olarak ön plana çıkıyor. Robotun hareket etmesi için sağlanan güç ihtiyacı, bir cismi kaldırması gerektiğinde katlanarak artıyor. Karınca robotlarda küçük birer güneş paneli bulunuyor.
Bilim adamlarını mikro robotlar inşa etmesinin temelinde yatan asıl sebep, bir uzay mekiği ile gönderilecek bir büyük robot yerine 10'lu gruplara ayrılmış 100 micro robotun gönderilerek muhtemel arızalara karşı görevin tamamlanmasını sağlamak olarak ifade ediliyor.

23 Ekim 2008 Perşembe

Ya Sizin Bacınıza Baksalar!

Rize Valisi Kasım Esen, Kız Meslek Lisesi önünde bekleyen 3 genci yanına çağırarak azarladı: "Senin bacına iki adam böyle baksa yakışır mı?"..

RİZE'de sivil plakalı otomobille okul önlerini denetleyen Vali Kasım Esen, Kız Meslek Lisesi önünde bekleyen 3 genci yanına çağırarak, kız okullarının önünden uzak durmaları için uyardı. Vali gençleri, "Senin bacına iki adam böyle baksa yakışır mı?" diye azarladı.

Vali Esen, kız okullarının önlerinde gençlerin biriktiği ve rahatsızlık verdiği yönündeki şikayetler üzerine dün dağılma saatlerinde sivil plakalı bir otomobille okul önlerini gezdi. Tophane Mahallesi'ndeki Kız Meslek Lisesi önüne giden Esen, bir süre otomobilden çevreyi izledi.

Önce okulun güvenlik görevlisini yanına çağırarak okulla ilişkisi olmayan gençlerin neden çevrede beklediğini soran Vali Esen, ardından okul önünde bekleyen 3 genci yanına çağırarak neden beklediklerini sordu. "Okul dağılmış abi" diye cevap veren gençlere çıkışan Vali Esen, "Babanızı çağırtırım, canınızı yakarım. Bu son ikazımdır. Bir daha sizi burada görmeyeyim. Senin bacına iki adam böyle baksa yakışık alır mı?" diye azanladı.

Korumasından gençlerin kimliklerini almasını isteyen Vali Esen, üzerlerinden kimlik çıkmaması üzerine de, polis ekibine talimat vererek ailelerine ulaşılmasını istedi. Vali Esen, daha sonra diğer okulları da gezerek öğrencilerle sohbet etti.

Öğrenciye Plaket Sorun Oldu...

Milli Eğitim Bakanlığı, sınıf ve okullar arası turnuvalarda başarılı olan öğrencilere şilt, plaket yada hediye verilmesi konusunda tereddüde düştü.

Olaya el koyan Başbakanlık Ekonomik ve Mali İşler Başkanlığı Müsteşar Yardımcısı Seyfullah Hacımüftüoğlu, “plaket verilmesin sakınca yoktur” diyerek olaya nokta koydu.
Milli Eğitim Bakanlığı Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Dairesi Başkanı Gürol Terim, israfı önleme çalışmaları nedeniyle okullarda yapılan spor müsabakalarında öğrencilere plaket, şilt ve hediye verilmesi konusunda tereddütlerin yaşandığını bildirdi. Terim, ilgili Genel Müdürlüklere gönderdiği yazısında, Başbakanlık tarafından alınan karar nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarında plaket, şilt ve hediye verilmesi uygulamalarına son verildiğini anımsatarak, söz konusu uygulamanın spor müsabakalarında dereceye giren okul ve öğrenciler için de uygulanıp uygulanılmayacağını konusunda sıkıntıya düşüldüğü ve tereddütlerin oluştuğunu bildirdi.
Konu ile ilgili Başbakanlık Ekonomik ve Mali İşler Başkanlığı Müsteşar Yardımcısı Seyfullah Hacımüftüoğlu ise bir yazı yazarak, Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Dairesi Başkanlığı tarafından her yıl öğrenciler arasında muhtelif yarışmalar düzenlendiğini, “Örgün ve Yaygın Eğitim Kurumları Arası Öğrenci Faaliyetlerine İlişkin Ödül ve Disiplin Yönergesi”ne göre öğrencilere kupa, şilt, plaket ve hediye verilmesinde sakınca bulunmadığını bildirdi.
Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Dairesi Başkanlığı ise söz konusu yazıyı ilgili Genel Müdürlüklere göndererek gereğinin yapılmasını istedi.

Öğrenciye Plaket Sorun Oldu...

Milli Eğitim Bakanlığı, sınıf ve okullar arası turnuvalarda başarılı olan öğrencilere şilt, plaket yada hediye verilmesi konusunda tereddüde düştü.

Olaya el koyan Başbakanlık Ekonomik ve Mali İşler Başkanlığı Müsteşar Yardımcısı Seyfullah Hacımüftüoğlu, “plaket verilmesin sakınca yoktur” diyerek olaya nokta koydu.
Milli Eğitim Bakanlığı Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Dairesi Başkanı Gürol Terim, israfı önleme çalışmaları nedeniyle okullarda yapılan spor müsabakalarında öğrencilere plaket, şilt ve hediye verilmesi konusunda tereddütlerin yaşandığını bildirdi. Terim, ilgili Genel Müdürlüklere gönderdiği yazısında, Başbakanlık tarafından alınan karar nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarında plaket, şilt ve hediye verilmesi uygulamalarına son verildiğini anımsatarak, söz konusu uygulamanın spor müsabakalarında dereceye giren okul ve öğrenciler için de uygulanıp uygulanılmayacağını konusunda sıkıntıya düşüldüğü ve tereddütlerin oluştuğunu bildirdi.
Konu ile ilgili Başbakanlık Ekonomik ve Mali İşler Başkanlığı Müsteşar Yardımcısı Seyfullah Hacımüftüoğlu ise bir yazı yazarak, Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Dairesi Başkanlığı tarafından her yıl öğrenciler arasında muhtelif yarışmalar düzenlendiğini, “Örgün ve Yaygın Eğitim Kurumları Arası Öğrenci Faaliyetlerine İlişkin Ödül ve Disiplin Yönergesi”ne göre öğrencilere kupa, şilt, plaket ve hediye verilmesinde sakınca bulunmadığını bildirdi.
Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Dairesi Başkanlığı ise söz konusu yazıyı ilgili Genel Müdürlüklere göndererek gereğinin yapılmasını istedi.

22 Ekim 2008 Çarşamba

Af Bekleyen Öğrencilere Şok!

Öğrenci Affı Yasa Tasarısı Meclis’te görüşülmeye başlanırken, af bekleyen gençler askerlik şoku yaşıyor.

Öğrenci Affı Yasa Tasarısı Meclis'te görüşülmeye başlanırken, af bekleyen gençler askerlik şoku yaşıyor. Tasarıda, 29 yaşını doldurmuş erkek öğrencilerin askerlik tecillerinin yapılmaması öngörülüyor.

Öğrenci Affı yasa tasarısında askerli tecili ile ilgili olarak “Askerlik Kanunu'nun 35'inci maddesi hükmüne” göre yapılması af bekleyen gençlerde şok etkisi yarattı. 29 yaşını doldurmuş erkek öğrenciler söz konusu 35. madde gereğince askerlik tecili yaptıramayacak. Af bekleyen gençler söz konusu uygulamanın af bekleyen gençler arasında önemli soruna neden olacağı gerekçesiyle milletvekillerine telefon ve faks yolu ile ulaşmaya çalışıyor. Gençler, milletvekillerine “Bu durum acilen değiştirilmeli. Her yaştaki öğrenci aftan faydalanırsa tecili eğitimi süresince yapılmalı” görüşünü iletiyor.

Af bekleyen öğrenciler “28 yaşında bir genç affa başvurursa, 1 yıl okula devam edecek ve faydalanıp faydalanmadığı anlaşılınca okula devam edemeyecek. Çünkü 29 yaşına girmiş olacak ve tecili yapılmayacak. Sonra okulunu bırakacak, askere gidecek, 15 ay askerlik yapıp dönüşte kaldığı yerden devam edecek. Böyle bir uygulama olur mu? Askerlik tecili ile ilgili yaş sınır olmasın. Yasanın düşünmeden hazırlanmış maddeleri, pek çok öğrenciyi dışarıda bırakacaktır. Sonra 'biz af çıkardık ama bakın, başarı oranı çok düşük' demeyin. Yasa gerekli şekilde hazırlanmadığı için faydasız olacak. Bunu biz size şimdiden söyleyelim” dediler.

Fransa'da 170 Euro'ya Üniversite...

CampusFrance Genel Müdürü Andre Siganos, "Yükseköğretimde ticaret yapmıyoruz, en iyi öğrencileri kampuslarımızda görmek istiyoruz" diyor..

83 üniversiteye sahip Fransa, ABD ve Büyük Britanya'dan sonra en fazla yabancı öğrencinin bulunduğu 3. ülke. 2 milyon 100 bin üniversite öğrencisinin 260 binini yabancı öğrenciler oluşturuyor. Ülkede öğrenim gören Türk öğrenci sayısı ise 2 bin 500. Her yıl yaklaşık 900 Türk öğrenci eğitim için bu ülkeye gidiyor. Fransa Büyükelçiliği'nin bünyesinde Fransa'da öğrenim görmek isteyen Türk ve Türkiye'de yaşayan yabancı öğrencilere hizmet veren CampusFrance Genel Müdürü Andre Siganos, Fransız üniversitelerinin daha çok Türk öğrenci ağırlamak istediklerini söylüyor: "Yıllarca Türk öğrencilerinin kalitesini ihmal ettik. Ancak Türk öğrencilerin çok iyi oldukları kanısındayız ve onları istiyoruz. Türk öğrenciler akademik olarak başarılı. Biz de kampuslarımızda en iyi öğrencilerin olmasını istiyoruz. Çünkü en iyiler bizim yükseköğrenimimizi daha yukarıya çekiyor."

'TİCARET YAPMIYORUZ'

Siganos, eğitimin evrensel olduğunu ve yükseköğretimde ticaret yapmadıklarını belirterek, yabancı öğrencilerin de Fransızlar ile eşit haklara sahip olduğunu anlatıyor: "Eğer ticaret yapıyor olsaydık, yabancı öğrencilere ödeme yaptırır, onlar için para harcamazdık. Yabancı yükseköğrenim öğrencileri Fransız yurttaşları ile aynı haklara sahip. Fransa her yıl gelen yabancı öğrencileri desteklemek ve onların eğitim masraflarını karşılamak için 2.5 milyar Euro harcıyor. Tabii ki Türk öğrenciler de Fransız yurttaşları gibi, Fransa'ya geldiklerinde seviyelerine göre 170 ile 360 Euro arasında ücret ödeyecek. Bu parayı ödediklerinde öğrenci kartı alacaklar. Bu kart onlara konaklamadan ulaşamına kadar indirim sağlayacak." Siganos, bir öğrencinin aylık ortalama giderinin Paris'te 950, diğer kentlerde yaklaşık 650 Euro olduğunu belirtiyor.

'TEMEL FRANSIZCA YETERLİ'

Siganos, başvuru için temel bir Fransızca'nın yeterli olduğunu vurguluyor: "Okumak istediğiniz öğretim dallarına göre belli düzeyde Fransızca gerekiyor. Master seviyesindeki öğrenciler için birçok dersi de İngilizce veriyoruz. Özellikle de matematik, fizik, kimya, biyoloji ve mühendislik dallarındaki eğitimler, işletme gibi birçok bölümde tamamen İngilizce eğitim verilebiliyor. Bireysel başvuru için İstanbul ve Ankara'daki Campus- France'larda, çok iyi yetişmiş personelimiz mevcut. Bunlar hem yükseköğretim ile ilgili bilgi verecek, hem de adaylara bir yol haritası hazırlayabilecek donanıma sahip durumda. Elimizde Fransız devletince tanınan 37 bin eğitim dalını doktora seviyesine kadar tanıtan bilgisayar ağı var." Siganos, Fransız Dışişleri Bakanlığı'nın yabancı öğrenciler için verdiği "Eiffel" ve Avrupa Birliği Komisyonu'nun verdiği "Jean Monnet" burslarından yararlanmanın da mümkün olduğunu, bu bursların da bin ile bin 500 Euro arasında değiştiğini hatırlatıyor.

Başvuru şartları nedir?

Fransa'da yüksek öğrenim görmek isteyen öğrencinin önce ÖSS sonuçlarına göre Türkiye'de bir üniversiteye yerleşmesi gerekiyor. Lisans düzeyinde 3 üniversiteye başvuru yapma hakkı bulunuyor. Yüksek lisans için ise başvuruda sınır bulunmuyor. Üniversite eğitimi görmek isteyenler ocak ayına kadar başvurabilirler.

Öğrenci Affı Genel Kurul'da...

Meclis Genel Kurulu’nda öğrenci affıyla ilgili yasa tasarısının görüşmeleri devam ediyor.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, üniversite öğrencilerinin yurt sorununu büyük ölçüde çözdüklerini belirterek yurdu olmayan tek ilin Şırnak olduğunu, burada da yurt yapacaklarını bildirdi.

-Meclis Genel Kurulu'nda öğrenci affıyla ilgili yasa tasarısının görüşmeleri devam ediyor. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, üniversite öğrencilerinin yurt sorununu büyük ölçüde çözdüklerini belirterek yurdu olmayan tek ilin Şırnak olduğunu, burada da yurt yapacaklarını bildirdi.
Meclis Genel Kurulu'nda, Yükseköğretim Kanunu'nda Değişiklik Yapan Kanun tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi. Genel Kurul'da tasarının tümü üzerine CHP grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Nur Serter öğrenci affının Meclis gündemine sık sık geldiğini belirtirken bunun sevinilecek, gurur duyulacak bir durum olmadığını söyledi. Affın siyasi partiler tarafından siyasi rant için kullanılmaması gerektiğini söyleyen Serter, açılan yeni üniversitelerin affa meşru ortam yarattığını savundu. Türkiye'nin aflar ülkesi olmaması, affın başarısızlığa bir ödül gibi algılanmaması gerektiğini söyleyen Serter, affın başarı için son bir şans olarak görülmesi gerektiğini de kaydetti. DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ise anadilde eğitimin toplumsal bir talep olduğunu belirterek “bu Kürt halkının talebidir. Okullarda, İngilizce, Fransızca eğitim veriliyor, Alman okulları bulunuyor ama söz konusu Kürtçe olunca farklılaşıyor. Bölünme paranoyası hastalık gibi ortaya çıkıyor” diye konuştu.

-BAKAN ÇELİK: 238 YURDUN 76'SINI BİZ AÇTIK-

Genel Kurul'da milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ise üniversite öğrencilerinin yurt sorununu büyük ölçüde çözdüklerini kaydederek 238 öğrenci yurdundan 76'sının iktidarları döneminde açıldığını söyledi. Türkiye kadar öğrencilerine ucuz yurt temin eden başka ülke olmadığını savunan Bakan Çelik, yurdu bulunmayan tek ilin ise Şırnak olduğunu, burada da yurt yapılmasını yatırım programına aldıklarını bildirdi.

21 Ekim 2008 Salı

Öğrenci Affı Yarın Genel Kurul'du...

TBMM Genel Kurul’unda yarın “Öğrenci Affı” tasarısı görüşülecek..

TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda kapsamı genişletilerek kabul edilen tasarı, 7 Haziran 1995 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun üniversiteleriyle ilişiği kesilenlere af öngörüyor. Tasarı ayrıca 1980 sonrası çıkarılan aflardan hiç yararlanmayanlara da af getiriyor. Tasarıya, Genel Kurul'da verilecek önergeyle polis akademisinin de eklenmesi bekleniyor.

Profile Göre Program Yaptık...

Ülkemizin asıl sorununun üniversite eğitimi değil, yetişmiş ara eleman sorunu olduğunu belirten Durmuş, “Ara elemanı da MYO’lar yetiştiriyor” dedi.

Meslek yüksek okullarının kuruluş amacının “kaliteli, iyi yetişmiş ara eleman yetiştirmek” olduğunu belirten Kavram Meslek Yüksek Okulu Mütevelli Heyet Başkanı Bahattin Durmuş, “Türkiye'nin asıl ihtiyacı da budur. Herkes akademik kariyer yapacak diye bir kural yok” dedi.

“Meslek edinmek için piyasada yer edinmek için veya kendi işini kurmak için mutlaka 4 yıllık fakültede okumak gerekmiyor” diyen Durmuş, meslek liseleri ve meslek yüksek okullarının ülkemiz için çok gerekli olduğunu söyledi.

Meslek yüksek okullarında mutlaka akademik kariyerli öğretim üyelerinin görev yapacağı gibi bir zorunluluk bulunmadığını da ifade eden Bahattin Durmuş, “YÖK de zaten böyle düşünüyor. Sadece programların başında olacak kişilerin akademik kariyerli olması isteniyor. Diğerleri alanında uzman olan ve işini iyi bilen öğreticilerden oluşuyor.

Meslek yüksek okulları için de böylesi gerekli” şeklinde konuştu.

İHTİYACA GÖRE

Kavram Meslek Yüksek Okulu'nda yeni programlar için önce bütün meslek odalarına görüş sorduklarını ve ne tür elemanlara ihtiyaçları olduğunu belirlediklerini ifade eden Durmuş, şunları söyledi:

“Bu görüşleri topladık ve bir dosya halinde YÖK'e sunduk. YÖK de bizim dosyamızda yer alan programlara izin verdi. Şimdi o programlara göre eğitim veriyoruz. Bütün meslek yüksek okulları mezunlarımız boş kalmayacak diyor. Bu iyi bir şey. Ama bunun gerekleri de yerine getirilmeli. Sektörün ihtiyacına göre öğrenci yetiştirilmeli.”

MEB’i Floresan Lambalar Yaktı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ödemekte sıkıntı çektiği yüksek elektrik faturalarının nedeninin “Reaktif Enerji” olduğu ortaya çıktı.

Okullar, çok sayıda floresan lamba kullandıkları, bu lambaların tek hat üzerinde kurulu olması nedeniyle bazı lambalar yanmasa da hattın elektriği çekmesi nedeniyle “Reaktif Enerji” ortaya çıkıyor. Böylece daha ekonomik olması için kullanılan floresan lambaların maliyeti gerekli sistem olmadığı için daha da artıyor. Reaktif enerji, faturaların yüzde 30'a varan oranlarda yükselmesine neden oluyor. Okulların Reaktif Enerji'den kurtulması için 3 bin YTL'yi bulan bir sistem kurması gerekiyor.

Konuyu araştıran Bakanlık, başta eski okullar olmak üzere birçok okulda “Kompanzasyon” ve “Ölçü sistemi” olmamasından dolayı ortaya çıkan “Reaktif Enerji”den dolayı yüksek faturaların ödendiğini tespit etti. Okullarda çok sayıda floresan olmasından dolayı Reaktif Enerji kullanımının arttığını belirten Bakanlık yetkilileri, bu sorunun basit bir sistemle çözülebileceğini kaydetti.

SİSTEM 3 BİN YTL

Okulların Reaktif Enerji bedelinden kurtulması için kurulacak sistem yaklaşık 3 bin YTL'ye mal oluyor. Okulların ayrıca belli aralıklarda sistemi de kontrol ettirmesi gerekiyor. Şu anda tüm meslek liselerinde bu sistem mevcutken bazı genel liselerde sistem kurulmadı. Bakanlık, bu okulların tespiti için çalışma başlattı. İl Milli Eğitim Müdürlükleri'ne bir yazı gönderen Bakanlık, bazı okulların kompanzasyon ve ölçü sistemleri kurulumlarını gerçekleştirmemeleri nedeniyle elektrik ücretlerini yüksek tarifeden ödemek zorunda kaldığını hatırlattı. Bakanlık, okulların bu sistemi kurması için de, “okul aile birlikleri ile hayırseverleri” adres gösterdi. Bakanlık, bu sistemi kuramayan okullardan gerekçelerini de kendilerine bildirmesini istedi.

20 Ekim 2008 Pazartesi

Öğrenci Affı Bu Hafta Meclis'te...

Meclis, yoğun gündemle çalışacağı yeni bir haftaya giriyor. Meclis, bu hafta üniversiteyle ilişiği kesilenlerin uzun süreden beri beklediği öğrenci affı için mesai yapacak.

Tasarı, 7 Haziran 1995'ten itibaren her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenlere, 2 ay içerisinde başvurmaları halinde aftan yararlanabilmesini öngörüyor. Tasarıyla, 1980 sonrası çıkarılan aflardan hiç yararlanmayanlar da kapsama alınıyor.

Para Yoksa Ders De Yok'

TRT ile Anadolu Üniversitesi arasında “açık öğretim krizi” patlak verdi. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Açık Öğretim Programı’nı yayınlamamakta ısrarlı.

TRT ile Anadolu Üniversitesi arasında “açık öğretim krizi” patlak verdi. TRT, bugüne kadar ücretsiz yayınladığı Açık Öğretim Programı için para talep ettiği Anadolu Üniversitesi'nden yanıt alamayınca, yayınların kesilmesine karar verdi, binlerce açık öğretimli zorda kaldı.

ŞAHİN VAZGEÇMİYOR

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Açık Öğretim Programı'nı yayınlamamakta ısrarlı. Bu konudaki görüşünü daha önce net bir şekilde ortaya koyan Genel Müdür Şahin, TRT Dergisi'nde yayınlanan açıklamasında da tavrını şu sözlerle yineledi:

“... Açık öğretim yayınlarını TRT bugüne kadar hiç karşılık almadan gerçekleştirdi. Bunun maliyetini çıkararak, Anadolu Üniversitesi'ne bir yazıyla bildirdik. Maliyetinin ödenmesi durumunda, TRT 3'te, TBMM Televizyonu'nun yayın yapmadığı dönemlerde bu dersleri yayınlayabileceğimizi vurguladık. Ancak fakülte, bir ücret karşılığında bu programları yayınlatmaya razı olmazsa, ne TRT 3'te, ne TRT'4'de bu dersleri yayınlamayacağız. Dolayısıyla TRT 4'ten eğitim yayınlarını tamamen çektik...”

Anadolu Üniversitesi yetkilileri ise TRT'nin para talebine ilişkin resmi yazının kendilerine ulaştığını belirterek, “Üniversitemiz konuyu değerlendiriyor. Bir karar verdikten sonra TRT'ye durumu bildireceğiz. Karşılıklı görüşmelerimiz sürüyor” dediler. TRT 4'te yayınlanan Açık Öğretim Ders Programı, milyonlarca açık öğretimli için büyük olanak sağlıyordu.

Gündüz küçüklere gece büyüklere kanal

Daha önce açık öğretim derslerinin yayınlandığı TRT 4 Kanalı, Anadolu Üniversitesi ile yaşanan para krizinin ardından, format değişikliğine de gitti. TRT Genel Müdürü Şahin, kanalın yeni dönemdeki yayın anlayışını TRT Dergisi'nde şöyle açıkladı: “... TRT 4 kanalını çocuklara ayırıyoruz. Sabah 07.00'de yayına başlayacak çocuk kanalı, akşam 21.00'e kadar sadece çocuk yayınları yapacak. 21.00'den sonrası için henüz tam karar veremedik. Üç alternatif var. Ya bu saatten sonrası için müzik yayını yapacağız, ya belgeseller yayınlayacağız ya da saat 24.00'e kadar belgesel, sonrasında spor veya tersi şeklinde düşüncelerimiz var. 1 Kasım günü TRT 4 yeni formatıyla izleyenlerimizin karşısında olacak. TRT Çocuk Kanalı gündüz 0-14 yaş aralığındaki çocuklarımıza hizmet ederken, akşam da 15-24 yaş aralığındaki gençlerimize yönelik yayın yapacak. Düşüncemiz bu. ..”

Sözleşmeli Öğretmen Başvuruları...

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yapacağı 13 bin sözleşmeli öğretmen ataması için başvurular 22 Ekim Çarşamba günü başlıyor.

MEB, öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla 52 alandan toplam 13 bin kontenjana, ilk defa görevlendirme biçimiyle KPSS10 puan üstünlüğü esasına göre sözleşmeli öğretmen görevlendirecek.

Sözleşmeli öğretmenliğe başvuru yapacak adaylar, 22-31 Ekim 2008 tarihleri arasında bakanlığın "http://personel.meb.gov.tr" veya "http://ilsis.meb.gov.tr" internet adreslerinden başvurabilecekler.

Atamalar, 5 Kasım 2008 Çarşamba günü bilgisayar ortamında gerçekleştirilecek ve aynı gün bakanlığın "http://personel.meb.gov.tr" adresinden duyurulacak. Görevlendirilenler 14 Kasım 2008 tarihinden itibaren görevlendirildikleri il milli eğitim müdürlüklerine, "2008-2 Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Kılavuzu"nda istenilen belgelerle birlikte bizzat başvurarak göreve başlamaları mümkün olabilecek.

17 Ekim 2008 Cuma

ADANA TİCARET ODASI'NDAN EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI

Adana Ticaret Odası, Adana Eğitim ve Kültür Vakfı adıyla bir vakıf kurdu.
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, Resmi Gazete'de yayımlanan ilanına göre, 300 bin YTL mal varlığı ile kurulan Adana Eğitim ve Kültür Vakfı'nın merkezi Adana olacak.




Adana Ticaret Odası, Adana Eğitim ve Kültür Vakfı adıyla bir vakıf kurdu.
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, Resmi Gazete'de yayımlanan ilanına göre, 300 bin YTL mal varlığı ile kurulan Adana Eğitim ve Kültür Vakfı'nın merkezi Adana olacak. Vakfın amacı ise şöyle:

"Özellikle eğitim, öğretim ve kültür hizmetleri konularında faaliyette bulunmak üzere genç nesillerin; Atatürkçülüğü, Atatürk ilke ve devrimlerini, demokrasiyi, laikliği ve cumhuriyet yönetimini özümseyip bir yaşam biçimi haline getiren, bilimsel ve rasyonel düşünceyi özümsemiş, bilgili, kültürlü, çağdaş teknolojiye hakim, bilgi ve teknoloji üretebilen ve bunu insanlığın yararına kullanabilen, yüksek iş ahlakına ve iş disiplinine sahip, uluslararası düzeyde rekabete hazır, üretici, yaratıcı, girişimci ve üstünlük sahibi, ülkemize ve tüm insanlığa daha yararlı, insana, çevreye değer veren bireyler olarak yetişmelerine, ayrıca yaşam boyu eğitim anlayışına uygun olarak her yaş ve seviyedeki insanın bilgi ve kültür yönünden gelişmesine üretici ve yararlı hale gelmesine çalışmak, hizmet etmek ve katkıda bulunmak."

KAZAKİSTAN İLE TÜRKİYE ARASINDA EĞİTİMDE YENİ İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI İMZALANDI

Kazakistan Milli Eğitim Bakanı Canseyit Tüymabayev'in Davetlisi Olarak Başkent Astana'ya Gelen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik Bu Ülkedeki Temaslarına Devam Ediyor.



Kazakistan Milli Eğitim Bakanı Canseyit Tüymabayev'in davetlisi olarak başkent Astana'ya gelen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik bu ülkedeki temaslarına devam ediyor.

Ziyareti kapsamında Kazak meslektaşı Canseyit Tüymabeyev ile bir araya gelen Hüseyin Çelik, iki ülke arasındaki eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesini öngören anlaşmayı imzaladı. İmzalanan anlaşma kapsamında Türkiye'de yaşayan Kazak vatandaşlarının kendi dillerinde eğitim almalarına da imkân tanınacak. Kazak Bakan Tüymabayev, Türkiye'de yaşayan Kazak vatandaşlarının kendi dillerinde eğitim yapmaları için Kazak milli okullarının Türkiye'de açılmasını istedi.



Milli Eğitim Bakanı Çelik, Kazakistan'daki temasları çerçevesinde yarın önceki başkent Almatı'da Türkler tarafından açılan Süleyman Demirel Üniversitesi ile Yabancı Diller ve Kariyer Üniversitesi'ni ziyaret edecek. Çelik söz konusu kurumlarda eğitim gören öğrencilerle de bir araya gelecek.


Kazakistan'da eğitim faaliyetlerinde bulunan Kazak Türk Liseleri'nin de bağlı olduğu Kazak- Türk-Eğitim Vakfı'nı da (KATEV) ziyaret edecek Çelik akşam ise Türk iş adamları ile bir araya gelecek.

Kazakistan'da 27 Kazak Türk Lisesi, 2 üniversite, Türkiye Türkçesi Eğitim Merkezi ve çok sayıda Türkçe dil kursları bulunuyor.

POPÇULARA OKUL YOLU GÖRÜNDÜ!

Afla Birlikte Teoman, Çelik ve Alişan Amfilerdeki Hayranları ile Aynı Sıralara Oturacaklar.



AFLA BİRLİKTE TEOMAN, ÇELİK VE ALİŞAN AMFİLERDEKİ HAYRANLARI İLE AYNI SIRALARA OTURACAKLAR.
Yükseköğretim affının kapsamının genişletilmesi ünlü popçulara kampüs yolunu açtı. Öğrenci affının kapsamının hiç yararlanmayanlar için 1980'e kadar genişletilmesiyle ünlü şarkıcılar da üniversiteye dönme şansını yakaladı. TBMM Milli Eğitim Komisyonu, öğrenci affını düzenleyen kanun tasarısını kabul etti. Tasarıdaki affın başlangıç tarihi 28 Haziran 2000 yerine 7 Haziran 1995 olarak benimsendi.


Yeni Şafak Gazetesi'nde yer alan habere göre, CHP'li Durdu Özpolat'ın teklifiyle 1980 yılından sonra çıkarılan aflardan hiç yararlanmayanlar da kanun kapsamı içinde değerlendirilirken, affın kapsamının genişletilmesi popçu Teoman, Çelik ve Alişan'a yaradı.

Yükseköğretim affının kapsamına alınan ünlülerden biri şarkıcı Alişan. İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuarı üçüncü sınıftan ayrılan Alişan üniversite eğitimini 2004 yılında yarım bırakmış. Çıkacak olan affın 2004 yılını kapsamasıyla Alişan da ses eğitimi bölümüne 3. sınıftan dönüş yapacak. Alişan bu okulu bitirmek için af beklediğini katıldığı televizyon programlarında sık sık dile getirdi. Liseyi Kültür Koleji'nde bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi'nde sosyoloji okuyan Teoman ise 2003 yılında bu üniversitede "Kadın Araştırmaları" dalında master yaparken okul ile ilişiği kesilmişti. Teoman'ın master programına dönmesi için af kanununun kapsamının genişletilmesi yeterlioldu. Böylece Teoman da "Çizgi romanda kadının rolü" konulu master tezini tamamlayabilecek.

Popçu Çelik de aftan yararlanacak ünlülerden. İTÜ Türk Musıkısi Devlet Konservatuarı'nı, "Türk Pop müziğinde Türk Müziği etkileri" teziyle tamamlayan Çelik, ardından İTÜ Sosyal Bilimler Fakültesi'nde doktora sınavını kazandı. Çelik doktora tezinin sunulabilmesi için gerekli olan İngilizce sınavlarına girememiş ve doktor olma hakkını kaybetmişti.

ÖĞRETMENLERİN AZMİ, ADİLCEVAZ KIZ MESLEK LİSESİ'Nİ KAPANMAKTAN KURTARDI

Bitlis'in Adilcevaz İlçesinde, Bir Grup Öğretmenin Gayretleriyle Bulunan Öğrenciler Sayesinde Kız Meslek Lisesi Kapanmaktan Kurtarıldı.




Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde, bir grup öğretmenin gayretleriyle bulunan öğrenciler sayesinde Kız Meslek Lisesi kapanmaktan kurtarıldı.
Bazı ailelerin kız çocuklarını okula göndermek istememelerinden dolayı öğrencisiz kalan meslek lisesi kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bir grup öğretmen, ev ev dolaşarak aileleri ikna ederek kızlarını okula göndermelerini sağladı.

Adilcevaz Kız Meslek Lisesi Müdür Yardımcısı Ömür Köşker, "Bir ara öğrenci yokluğundan dolayı okulun kapanacağını söylediler. Biz, bir grup öğretmenle ailelerin evlerini tek tek gezdik aileleri ikna etmek için elimizden ne geldiyse yaptık. Öğretmenlerimiz her şeyi üstlendi ve kız çocuklarının kayıt işlemlerini tamamladık. Şimdi okulumuzda veli ve öğretmen diyaloğu da güçlendi. 80 öğrenciye eğitim verirken şimdi öğrenci sayımız 250'yi bile geçti." dedi.

Köşker, "Fazla talep karşısında kız öğrenci yurdumuz yeterli gelmedi. Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yurt yapılması yönünde talepte bulunduk. Fakat bu bölge, Van Gölü'nden dolayı afet kapsamında olduğu için yapı için imar izni çıkmıyor. Şu an en büyük sıkıntımız öğrencilerimizin barınması." diye konuştu.

16 Ekim 2008 Perşembe

ALMANYA'DA 14 YIL TERZİLİKTEN ARTIRDIĞI PARAYLA DOĞDUĞU BELDEYE YÜKSEKOKUL YAPTIRDI

Zonguldak'ın Kilimli Beldesinde Hayırsever Nurhan Demirtaş'ın Almanya'da Terzilik Yaparken Biriktirdiği 220 Bin Euro ile Yapılan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (Zkü) Zonguldak Meslek Yüksekokulu Kilimli Nurhan Demirtaş Eğitim Merkezi Binasının Açılışı Yapıldı.



Zonguldak'ın Kilimli beldesinde hayırsever Nurhan Demirtaş'ın Almanya'da terzilik yaparken biriktirdiği 220 bin Euro ile yapılan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Zonguldak Meslek Yüksekokulu Kilimli Nurhan Demirtaş Eğitim Merkezi binasının açılışı yapıldı.

Zonguldak Valisi Erdal Ata, ZKÜ Rektörü Prof Dr. Bektaş Açıkgöz, Zonguldak Belediye Başkanı Secaattin Gonca, Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Özbakır, İl Milli Eğitim Müdürü Harun Girgin, Kilimli Belde Belediye Başkanı Ali Aslankılıç, öğretim üyeleri, işadamları, öğrenciler ve çok sayıda vatandaşın katılımıyla okul binasında gerçekleştirilen törende, ZKÜ Akademik Senfoni Orkestrası ve Devlet Konservatuarı Korosu mini bir konser verdi.



Kilimli'ye meslek yüksekokulundan sonra bir fakülte açılmasını isteyen Kilimli Belde Belediye Başkanı Aslankılıç, "Beldemize fakülte istiyoruz, sayın rektörüm; sadece yüksekokul yetmez. Biz Kilimli halkı olarak bu çocuklarımıza evimizi kiraya verirken, onları arabamıza, dolmuşumuza alırken her zaman koruyup kollayacağız. Ben bugünü Kilimli için bayram ilan ediyorum" dedi.


"HEP 'BEN DE BİR GÜN EĞİTİME KATKIDA BULUNABİLİR MİYİM' DİYE YAŞADIM"


1936 yılında 7 çocuklu bir ailenin 6. çocuğu olarak dünyaya gelen Nurhan Demirtaş, ilkokulu Kilimli'de bitirmiş; ancak Kilimli'de o dönemde ortaokulun bulunmayışı ve maddi imkansızlıklar nedeniyle tahsiline ara vermiş. Hep eğitime katkı verebilir miyim düşüncesiyle yaşadığını belirten Demirtaş, "Eğitime ara verdikten sonra gayretlerimle el sanatlarımı geliştirdim. Biraz daha büyüyüp serpilince Zonguldak Kız Meslek Lisesi'nin Akşam Sanat Bölümü'nü bitirdim ve tüm hayatımı el emeği ve göz nuruyla kazandım. Ailemde örnek aldığım eğitimcilere bakarak, 'ben de bir gün eğitime katkıda bulunabilir miyim?' düşüncesiyle yaşadım. Her kazancımın bir kısmını bu iş için biriktirdim ve damlaya damlaya göl oldu. Ağustos 2003 tarihinde dileğimi arz etmek için gittiğim o dönemki Valimiz Yavuz Erkmen idealimi gerçekleştirdi. Daha sonra temasa geçtiğimiz Kilimli Belediye Başkanımız Ali Aslankılıç ile emeği geçenlere ve bugün birlikte olduğumuz sizlere en içten teşekkürlerimi sunarken, bu okulda okuyacak olan genç kardeşlerimize başarılar dilerim" dedi.


Eğitime 260 öğrenciyle başlayan 12 derslikli ZKÜ MYO Kilimli Nurhan Demirtaş Eğitim Merkezi binasının yapımını üstlenen hayırsever Demirtaş'a teşekkür eden Rektör Açıkgöz, "14 yıl Almanya'da terzilik yaparken biriktirdiği parayla Kilimli'de böyle bir yüksek okul binası yapılmasını sağlayan Sayın Demirtaş'ı beldemizde yaktığı bu eğitim meşalesinden ötürü şükranlarımı arz ediyorum" dedi. Eğitim hizmetinin her ülkenin en fazla önem vermesi gereken bir konu olduğunu hatırlatan Vali Erdal Ata ise şunları söyledi: "Bir süre önce ülke çapında başlatılan ve eğitime yüzde yüz destek kampanyaları gibi sivil girişimler çok önem arz etmektedir. Sayın Nurhan Demirtaş'ın 220 bin Euro'yu valiliğimize bağışlaması ile sonuçlanan bu anlamlı desteği hiçbir zaman unutmayacağız."


Konuşmaların ardından okulun açılmasına destek olanlara plaket ve teşekkür belgesi verildi. Daha sonra açılış kurdelası kesilerek okul hizmete açıldı.

CEYHAN'DA MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ AÇILACAK

Çukurova Üniversitesi (Çü) Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu, Son Yıllarda Enerji Merkezi Haline Gelerek Çukurova'nın Parlayan Yıldızı Konumundaki Ceyhan İlçesine Mühendislik Fakültesi Kurmak İçin YÖK'e Başvuruda Bulunduklarını Söyledi.



Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu, son yıllarda enerji merkezi haline gelerek Çukurova'nın parlayan yıldızı konumundaki Ceyhan ilçesine mühendislik fakültesi kurmak için YÖK'e başvuruda bulunduklarını söyledi.
Akınoğlu, YÖK'ün fakülteye olumlu bakacağını ümit ettiğini belirterek, şimdilik makina, inşaat ve gemi inşaatı olmak üzere ilçede 3 bölümün açılacağını kaydetti.


Mühendislik Mimarlık Fakültesi'nin 30. kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Mithat Özsan amfisinde yapılan programda konuşan Prof. Dr. Akınoğlu, mühendislik ve mimarlık fakültelerinin ülkenin itici gücü olduğunu, sanayicilerle işbirliğinin geliştirilmesiyle işlevlerinin daha da artacağını ifade etti.

Sadece sempozyumlar, toplantılar düzenleyerek sanayicilerle işbirliği yapılamayacağına dikkat çeken Akınoğlu, öğretim üyelerinden, üniversite-sanayi işbirliği ile sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen yüksek lisans veya doktora tez çalışmalarının desteklendiği Santez, programını önemsemelerini istedi.

Bilimsel çalışmaların Santez sayesinde raflardan kurtulduğunu hatırlatan Akınoğlu, geliştirilen projelerin yüzde 75'inin Santez tarafından desteklendiğini kaydetti.

Akınoğlu, akademisyenlerin daha çok eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunması, sanayicinin yeni gelişimleri yakalayabilmesi için koordinasyonun sağlanması gereğini yineledi.

Konuşmaların ardından fakültenin eski dekanlarına, katkılarından dolayı plaket verildi.

Daha sonra, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülay Yıldırım, ''Akıllı Sistemlerin Mühendislik ve Mimarlık Uygulamaları'' konulu konferans verdi.

15 Ekim 2008 Çarşamba

SERVİS MİNİBÜSÜ DEVRİLDİ, 3 KİŞİ YARALANDI

İzmir'in Konak İlçesinde Özel Bir Otobüs Firmasına Ait Servis Minibüsü, Yağış Nedeniyle Kayganlaşan Yolda Direksiyon Hakimiyeti Kaybedilmesi Sonucu Devrildi. Kazada 3 Kişi Hafif Şekilde Yaralanırken, Araçta Sıkışan Sürücü Aks Kurtarma Ekipleri Tarafından Kurtarıldı.



İzmir'in Konak ilçesinde özel bir otobüs firmasına ait servis minibüsü, yağış nedeniyle kayganlaşan yolda direksiyon hakimiyeti kaybedilmesi sonucu devrildi. Kazada 3 kişi hafif şekilde yaralanırken, araçta sıkışan sürücü AKS kurtarma ekipleri tarafından kurtarıldı.
Kaza sabah saat 06.00 sıralarında Konak ilçesi eski DGM kavşağı Yeşildere caddesi girişinde meydana geldi. Özel bir seyahat firmasına ait 35 DGT 97 plakalı servisin sürücüsü Mehmet Aksoy (63), sabah saatlerinde hafif şekilde yağan yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda direksiyon hakimiyetini kaybetti. Yeşildere caddesinin bağlantı yolunda bariyerleri aşarak takla atan minibüste bulunan şoför Mehmet Ersoy ile yolcular Şehrazat Sırdaş (28) ve Recep Çiçek (20) yaralandı.


Garajdan servise binen ve hafif şekilde yaralanan yolcular Sırdaş ve Çiçek, kısa sürede araç içinden çıkaralarak hastaneye kaldırıldı. Araçta sıkışan şoför Aksoy ise, AKS ekiplerinin yoğun uğraşları sonucu kurtarıldı. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alınan yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.

Öte yandan İzmir'de gece boyu yağan yağmur nedeniyle kayganlaşan yollarda çok sayıda yaralamalı ve maddi hasarlı kaza oldu.

İŞSİZLİK TEMMUZ'DA YÜZDE 9.4'E YÜKSELDİ(2)

Türkiye Genelinde İşsiz Sayısı Geçen Yılın Aynı Dönemine Göre 202 Bin Kişi Artarak 2 Milyon 353 Bin Kişiye, İşsizlik Oranı da 0.6 Puanlık Artışla Yüzde 9.4'e Çıktı.



Türkiye'de işsiz sayısı Temmuz 2008 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 202 bin kişi artarak 2 milyon 353 bine, işsizlik oranı da 0.6 puanlık artışla yüzde 9.4'e yükseldi.
Kentsel yerlerde işsizlik 0.7 puanlık artışla yüzde 11.9, kırsal yerlerde ise 0.2 puanlık artışla yüzde 5.6 oldu. Tarım dışı işsizlik oranı 0.7 puan artarak yüzde 12.3 düzeyinde gerçekleşti. Genç nüfusta işsizlik oranı ise 0.3 puan düşerek yüzde 18.3'e indi.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminden (ADNKS)elde edilen toplam nüfus sayısına dayalı olarak açıkladığı Hanehalkı İşgücü Anketi'nin Temmuz 2008 dönemi (Haziran-Temmuz-Ağustos) sonuçlarını açıkladı. Buna göre Temmuz 2008 döneminde Türkiye'de kurumsal olmayan sivil nüfus geçen yılın aynı dönemine göre 767 bin kişi artarak 69 milyon 692 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 752 bin kişi artarak 50 milyon 15 bin kişiye ulaştı.

-TARIM DIŞI İSTİHDAM 451 BİN KİŞİ ARTTI-

Temmuz 2008 döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 373 bin kişi artarak, 22 milyon 622 bin kişiye yükseldi. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 78 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 451 bin kişi arttı.

-İŞSİZLERİN PROFİLİ

Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 202 bin kişi artarak 2 milyon 353 bin kişiye ulaştı. İşsizlik oranı ise 0.6 puanlık artış ile yüzde 9.4 seviyesinde gerçekleşti. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 0.7 puanlık artışla yüzde 11.9, kırsal yerlerde ise 0.2 puanlık artışla yüzde 5.6 oldu.

Türkiye'de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0.7 puanlık artışla yüzde 12.3 düzeyine ulaştı. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 0.6 puanlık artışla yüzde 10.7, kadınlarda ise 0.9 puanlık artışla yüzde 18.4 oldu.

Bu dönemdeki işsizlerin; yüzde 69.9'unun erkek ve yüzde 56.1'inin lise altı eğitimli olduğu, yüzde 27.3'ünün bir yıl ve daha uzun süredir iş aradığı belirlendi. İşsizlerin yüzde 30.4'le büyük bölümünün "eş-dost" aracılığıyla iş aradığı dikkati çekti. İşsizlerin yüzde 82.7'sini oluşturan 1 milyon 945 bininin daha önce bir işte çalıştığı belirlendi. Daha önce bir işte çalışmış işsizlerin yüzde 50.9'unu "hizmetler", yüzde 22.8'ini "sanayi", yüzde 18.9'u "inşaat", yüzde 7.4'ünü ise "tarım" sektöründe çalışanlar oluşturdu.

-İŞ GÜCÜ HAREKETLERİ-

Temmuz 2008 döneminde 1 milyon 659 bin kişi işe yeni başladığı ya da iş değiştirdiği belirlendi. Bunların toplam istihdam içindeki oranı yüzde 7.3 düzeyinde gerçekleşti. İşe yeni başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 30.6'sını 25-34 yaş grubundakiler oluşturdu.

Bu dönemde işe başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 18.4'ü "sanayi", yüzde 39.3'ü "hizmetler", yüzde 21.5'i "inşaat", yüzde 20.8'i ise "tarım" sektöründe istihdam edildi.

Mevcut işsizlerin 420 bin kişi ile yüzde 17.8'ini bu dönemde işten ayrılanlar oluşturdu.

/**

İş gücü durumu (Temmuz; Bin kişi)

2007 2008

Kurumsal olmayan sivil nüfus 68.925 69.692

15 ve daha yukarı yaştaki nüfus 49.263 50.015

İşgücü 24.400 24.975

İstihdam 22.249 22.622

İşsiz 2.151 2.353

İşgücüne katılma oranı (%) 49.5 49.9

İstihdam oranı (%) 45.2 45.2

İşsizlik oranı (%) 8.8 9.4

Tarım dışı işsizlik oranı (%) 11.6 12.3

Genç nüfusta işsizlik oranı(1)(%) 18.6 18.3

Eksik istihdam oranı (%) 3.1 3.4

Genç nüfusta eksik istihdam oranı(1)(%) 3.2 3.7

İşgücüne dahil olmayanlar 24.863 25.040

(1) 15-24 yaş grubu
**/

14 Ekim 2008 Salı

GENÇLİĞİN RUH HALİNİ ANLAYACAKLAR

Kredi ve Yurtlar Kurumu, Kurum İdari Kurulu Toplanırken, Öğrencilere Doğrudan Hizmette Bulunan Tüm Personele Gençlik Psikolojisi Konusunda Eğitim Verilmesi Önerisinde Bulunuldu.



Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Kurum İdari Kurulu toplanırken, öğrencilere doğrudan hizmette bulunan tüm personele gençlik psikolojisi konusunda eğitim verilmesi gündeme getirildi. Önerinin YURTKUR Genel Müdürlüğü tarafından onaylanması halinde tüm yurt personelleri gençlik psikolojisi konusunda hizmetiçi eğitim alacak.
Yurtkur Genel Müdürlüğü temsilcileri ile eğitim alanında yetkili sendika Türk Eğitim-Sen arasında Kurum İdari Kurulu toplantısı yapıldı. Toplantıda 27 Ekim tarihinde toplanılacak kurulda karara bağlanacak gündem maddeleri masaya yatırıldı. Kurulda, Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personelin diğer hizmet sınıfında bulunan unvanlara atanabilmesi için 2009 yılı içerisinde görevde yükselme eğitimi düzenlenmesi hususunun Kurum Eğitim Kurulunda görüşülmesi konusu gündeme getirildi.


Ayrıca elektronik parmak izi sisteminin kapasitesi fazla olan yurtlara öncelik verilerek yapılması istenirken, büyük yurtlar başta olmak üzere elektrik kesintilerine karşı jeneratör kullanımına geçilmesi gerektiğine işaret edildi. Toplantıda yaz aylarında boş bulunan yurt tesisleri ve bahçe alanlarının otopark, düğün kongre, sportif faaliyetler gibi organizasyonlar için işletilmesi hususunda araştırma yapılması istenirken, "Kurum hizmetlerinde öğrencilere doğrudan hizmet götüren birimlerde görev yapan Yardımcı Hizmetler Sınıfı dahil tüm personele belli bir program dahilinde gençlik psikolojisi konusunda hizmet içi eğitim verilmesi" önerileri sunuldu.

SİİRT'TE AHİLİK KÜLTÜRÜ HAFTASI ETKİNLİKLERİ

Ahilik Kültürü Haftası, Siirt'te de Çeşitli Etkinliklerle Kutlanacak.




Ahilik Kültürü Haftası, Siirt'te de çeşitli etkinliklerle kutlanacak.
Valilikçe düzenlenen programa göre Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramı kutlama programı 15 Ekim Çarşamba günü saat 18.30'da Halk Eğitimi Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayacak programın açılış konuşmasını Vali Necati Şentürk yapacak. Ardından Yrd. Doç. Dr. Halil Leylak tarafından "Ahilik ve İş Ahlakı" konulu konferans verilecek. "Evran" adlı tiyatro gösterisi ile devam edecek program, yılın ahisine ödülünün verilmesi ile sona erecek.

MEMURLARA DA "SAĞLIKTA KATILIM PAYI" GELİYOR

SGK Başkan Vekili, Muayeneler İçin Sigortalılardan Katılım Payı Alınması Uygulamasının Önümüzdeki Süreçte Devlet Memurlarını da Kapsayacağını İfade Etti.



Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkan Vekili Fatih Acar, muayeneler için sigortalılardan katılım payı alınması uygulamasının önümüzdeki süreçte devlet memurlarını da kapsayacağını ifade ederek, "Devlet memurları açısından da herhangi bir farklılık söz konusu olmayacak. Devlet memurlarına da Sağlık Uygulama Tebliği'nde yer alan hükümler uygulanmaya başlanacak" dedi.
Acar, SGK'nin gelecek yıl için prim gelirinin 18,5 milyar YTL, sağlık harcamasının ise 30 milyar YTL olarak öngörüldüğüne işaret etti. Acar, bunun düşünülmesi gereken bir tablo oluşturduğunu ve bu rakamlara göre bir projeksiyon yapılması gerektiğini vurguladı.

Sağlık konusunda son dönemde önemli açılımlara gidildiğini anlatan Acar, bunlar yapılırken kontrol edilebilir bir yapının da oluşturulması gerektiğinin altını çizdi ve katılım payı uygulamasına değindi.

Acar, katılım payı uygulamasıyla muayene için birinci basamaktaki sağlık kurum ve kuruluşlarına giden sigortalılardan herhangi bir ücret alınmadığını, devlet hastanelerine gidildiğinde 3, eğitim-araştırma hastanelerine gidildiğine 4, üniversite hastanelerine gidildiğinde 6, özel hastanelere gidildiğinde ise 10 YTL katılım payı ödenmesi gerektiğini anımsattı.

Katılım payının dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde uygulandığına işaret eden Acar,"Öyle bir hale gelmiş ki en ufak bir rahatsızlık için hemen özel hastaneye, üniversite hastanesine gidiliyor. Bir sürü tetkik, tahliller, olmaması gereken şeyler... Bu sağlık harcamalarında acayip bir artışa sebep oluyor. Biz, 'İnsanlar buralara gitmesin' demiyoruz ama özel hastaneye gidiyorsa 10 YTL katkı payını ödesin. Devlet olarak finansal olarak sürdürülebilir bir yapıyı kurmamız için mutlaka bu yapıyı getirmemiz lazım" diye konuştu.

Acar, katılım payının SSK ve Bağ-Kur kapsamındaki sigortalılar açısından uygulamaya girdiğine işaret ederek, devlet memurlarını da uygulama kapsamına almayı düşündüklerini, ancak yasal sıkıntıların buna engel olduğu bildirdi.

Devlet memurlarıyla ilgili düzenlemenin Bütçe Uygulama Talimatı uyarınca Maliye Bakanlığı tarafından yapıldığını anımsatan Acar şöyle devam etti:

"Maliye Bakanlığı da norm ve standart birliği olması bakımından konuya sıcak yaklaşıyor. SSK ve Bağ-Kur'lulara uygulanan katılım payının devlet memurlarına da uygulanması gerektiğini ifade ediyorlar. Onlar, bu konudaki yasal boşluğu nasıl doldurabiliriz diye bir çalışma yapıyorlar. Bu yasal boşluk dolar dolmaz devlet memurları açısından da aynı uygulama devam edecek. Bu konuda bir yasal düzenlemeye gerek olup olmadığı konusunda en son görüştüğümüzde Maliye Bakanlığı yetkilileri böyle ifade ettiler. Ama sonuçta önümüzdeki süreçte devlet memurları açısından da herhangi bir farklılık söz konusu olmayacak, yani devlet memurlarına da Sağlık Uygulama Tebliği'nde yer alan hükümler uygulanmaya başlanacak. Yasadan kaynaklanan ufak bir pürüz var. Bu pürüz giderildiği zaman norm ve standardat birliği de sağlanmış olacak."

11 Ekim 2008 Cumartesi

ÖĞRETMENLER MEB'DE ÇELİK'İ GÖRMEK İSTEMİYOR

Öğretmenler Arasında Yapılan Ankette, En Fazla Milli Eğitim Bakanı Görülmek İstenen Siyasetçi Anamuhalefet Partisi CHP'nin Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve YÖK Eski Başkanı AKP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam Oldu.



"Öğretmenlerin Gözü Kulağı" sloganı ile yayın yapan "www.memuruz.net" tarafından öğretmenler arasında yaptığı geniş katılımlı ankete göre, öğretmenler Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'i Bakan olarak görmek istemiyor.
Başta öğretmenler olmak üzere memurları bilgilendirme amacıyla yayın yapan ve "Öğretmenlerin Gözü Kulağı" sloganı ile tanınan "www. memuruz.net" internet sitesi "Kimi Milli Eğitim Bakanı olarak görmek istiyorsunuz?" başlıklı bir anket yaptı. 19 bin 975 öğretmenin katılımı ile yapılan ankette 5 isim öne çıkarken, En az oyu ise 430 oy ve yüzde 2.15'lik pay ile Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik aldı.


Ankete göre öğretmenlerin Bakan olarak görmek istediği iki isim bulunuyor. Oyların yüzde 31.81'i olan 3 bin 354 oy Anamuhalefet CHP Yalova Milletvekili ve TBMM Eğitim Komisyonu Üyesi Muharrem İnce'ye verilirken, İnce'yi oyların yüzde 29.26'sı olan 5 bin 844 oy alan YÖK eski Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili ve TBMM Eğitim Komisyonu Başkanı Mehmet Sağlam takip etti. MHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Akif Akkuş ise bin 989 oy alırken, DTP Milletvekili Şerafettin Halis ise bin 354 oy aldı.

Söz konusu anket hala www.memuruz.net internet adresinde ise hala devam ediyor.

TÜRK EĞİTİM -SEN: "OKULLARIN BORÇLARI MEB TARAFINDAN ÖDEMELİDİR"

Türk Eğtitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, TEDAŞ'ın borcunu ödemeyen okulların elektriğini kesmeye başladığını belirterek, "Milli Eğitim Bakanlığı diğer illere yayılmadan skandala el koymalı ve okulların borçları MEB tarafından derhal ödenmelidir" uyarısında bulundu.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yaptığı açıklamada, TEDAŞ'ın abonelerin elektriğini Ramazan Bayramı'ndan so...



Türk Eğtitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, TEDAŞ'ın borcunu ödemeyen okulların elektriğini kesmeye başladığını belirterek, "Milli Eğitim Bakanlığı diğer illere yayılmadan skandala el koymalı ve okulların borçları MEB tarafından derhal ödenmelidir" uyarısında bulundu.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yaptığı açıklamada, TEDAŞ'ın abonelerin elektriğini Ramazan Bayramı'ndan sonra keseceğini açıkladığını ve uygulamanın borcunu ödeyemeyen kimi okullarda başladığını açıkladı. Konya'da borcu bulunan ilköğretim okullarının elektriklerinin kesildiğini bildiren Koncuk, "Bu çağdışı uygulama okulları zor durumda bıraktı. Dersleri elektrik olmadan yapmaya çalışan eğitimciler isyan ediyor. Konuyla ilgili sendikamıza da telefonlar geliyor ve 21. yüzyıla yakışmayacak bu uygulamanın kaldırılması talep ediliyor" dedi. Türkiye'de okulların kendi yağıyla kavrulduğunu belirten Koncuk, elektrik, su ve yakıt paralarının öğrencilerden toplanan paralardan karşılandığını söyledi.


-"ELEKTRİĞİN OLMADIĞI YERDE EĞİTİM ÖĞRETİM BEKLENMEMELİ"-

Ödenek yetersizliğinden dolayı elektrik borçları biriken okulların büyük bir çıkmaz içinde olduğunu ifade eden Koncuk, "Korkarız ki, dün Konya'da başlayan uygulama kısa zamanda tüm illerimize, ilçelerimize, köylerimize yayılacak ve bu gidişle öğrenciler, öğretmenler, idareciler elektriksiz kalacaktır" dedi. Fiziki mekan yetersizliği, öğretmen açığı ve derslik açığının yanı sıra artık okulların bir diğer sorununun elektriksizlik olacağını kaydeden Koncuk, "Elektriğin olmadığı bir yerde de eğitim-öğretimin yapılmasını kimse beklememelidir" uyarısında bulundu..

-"OKULLAR SALGIN HASTALIĞIN ADRESİ OLACAK"-

Koncuk, kış aylarına gelindiğine dikkat çekerek, okulların elektrik olmadan ısıtılmasının da mümkün olmayacağının altını çizdi. Bu nedenle çocukların ve öğretmenlerin soğuğa "mahkum" edileceğini söyleyen Koncuk, okulların bu kez de salgın hastalıkların adresi haline geleceğini savundu. İdarecilerin artık okulu yönetmekten önce borçları nasıl ödeyeceklerini düşünür hale geldiğini kaydeden Koncuk, "Oysa eğitimcilerimiz kaynak yokluğuna rağmen fedakarca görevlerinin başındadır. Üstelik okulların borcu sadece elektrikle kısıtlı değildir. Bugün borcu dolayısıyla elektriği kesilen okulun yarın suyu, öbür gün doğalgazı kesilecektir" dedi. Yaşanan karamsar tablonun tek sorumlusunun hükümet olduğunu ifade eden Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü:

"Teröristleri, hortumcuları, soyguncuları affeden hükümetin okullara gelince niçin aslan kesildiğini anlamak mümkün değildir. Özel okullarla kol kola yürüyen, özel okullara destek veren hükümetin, sıra devlet okullarına geldiğinde bu denli duyarsız davranması biz eğitimcileri kaygılandırmaktadır. Tüm bu gerçekler ışığında okullarımızın karanlıkta kalmaması için geri kalmış ülkelerde bile görülmeyen bu uygulamaya son verilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı diğer illere yayılmadan skandala el koymalı ve okulların borçları MEB tarafından derhal ödenmelidir."

10 Ekim 2008 Cuma

ÇİNLİ ÖĞRENCİLERE ŞİŞMANLAMAMALARI İÇİN 'UZUN KOŞU' ŞARTI GETİRİLDİ

Çinli Öğrencilere Kış Mevsiminde Şişmanlamamaları İçin 'Uzun Koşu' Şartı Getirildi.



Çinli öğrencilere kış mevsiminde şişmanlamamaları için 'uzun koşu' şartı getirildi.
Yerel medyanın haberine göre, Çin Eğitim Bakanlığı, Spor İdaresi ve Çin Komünist Gençlik Ligi'nin okullara gönderdiği genelgede, Çin genelinde uygulanacak söz konusu uzun koşu şartının 26 Eylül'den itibaren başlayacağı belirtildi.

Buna göre ilk okul öğrencileri her gün 1 kilometre, ortaokul öğrencileri 1.5 kilometre, lise ve üniversite öğrencileri ise 2 kilometre koşacak. Nisan ayına kadar sürecek uygulamanın amacının öğrencilerin sağlıklarını ilerletme olduğu kaydedildi.


İkincisi uygulanan koşunun bu yılki hedefinin toplamda 60 mil (96 kilometre) olacağı, bunun da 2009'da Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 60. yıl dönümünü kutlamaya denk gelmesi olduğu ifade edildi.

Okullardan öğrencilerin koşu kayıtlarını tutmaları istendi. İyi performans gösteren öğrencinin, sınıf ve okulların etkinlik sonunda ödüllendirileceği ve isimlerinin ilan edileceği belirtildi. 6 ay sürecek bu etkinliğin, öğrencilerin akademik başarı kayıtlarına ekleneceği de dile getirildi.

ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ, ANADOLU'DA BİR DÜNYA ÜNİVERSİTESİ OLMAYI HEDEFLİYOR

Erzincan Üniversitesi (Eü) Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap, 'Anadolu'da Bir Dünya Üniversitesi' Olma Ülküsüyle Yola Çıkan ve 3. Yılına Ulaşan Üniversitenin Hedeflerine Kararlı ve Azimli Bir Şekilde Gittiğini Belirtti.



Erzincan Üniversitesi (EÜ) Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap, 'Anadolu'da bir dünya üniversitesi' olma ülküsüyle yola çıkan ve 3. yılına ulaşan üniversitenin hedeflerine kararlı ve azimli bir şekilde gittiğini belirtti.
Erzincan Üniversitesi'nin kuruluşunun 3 yılını değerlendiren EÜ Rektörü Prof. Dr. Büyükkasap, EÜ 1. dönem stratejik ve gelişim planı için geniş katılımlı yoğun çalışmalar sonucu yol haritasının ortaya çıktığını kaydetti. Prof. Dr. Büyükkasap, "Yeni açılan birimlerle birlikte, EÜ Tıp, Hukuk, Eğitim, Fen Edebiyat, Mühendislik ve İktisadi ve İdari Bilimler olmak üzere 6 fakülteye, Sağlık, Sivil Havacılık, Yabancı Diller, Turizm ve Otel İşletmeciliği olmak üzere 4 yüksekokula ve merkez ve ilçelerinde 11 meslek yüksekokuluna ulaşmıştır. Bu birimlerimizde 320 akademik, 221 idari personel ile 8 bin civarında öğrenciye hizmet vermektedir." dedi.


Üniversitelerin toplumun istek ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeni programlar açması, bilgiye dayalı ekonominin ve sanayinin ihtiyaç duyduğu yetenekleri yetiştirmesi gerektiğini belirten Büyükkasap, "Üniversitemiz, üniversitelerin her ile yayıldığını bu dönemde diğer üniversiteler ile rekabet etme ve mezunlarına iş bulma avantajı sağlamak için geleceğin mesleklerini dikkate alarak yüksekokul, bölüm ve programları açmaktadır." diye konuştu.

Üniversitelerin, kendilerine özgü gelenekleri olan kurumlar olduğunun altını çizen EÜ Rektörü Prof. Dr. Büyükkasap, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversitelerin kendi gelenekleri olması ve kendi değerlerini yansıtmaları, kurumsal üniversite anlayışının gerekliliğidir. EÜ kendi geleneklerini ve kültürünü oluştururken toplumun gerisinde değil önünü açmayı, toplumun göremediğini görmeyi, söyleyemediğini söylemeyi ilke edinmiştir."

TUNCELİ'DE "SÜRGÜN" PROTESTOSU

Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, Tunceli Şube Yöneticisi Süleyman Güler'in Öğretmenler Gününde Çankırı'ya "Sürgün" Edildiğini Söyledi. Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı Yetkilileri ile Yaptıkları Görüşmede, Tayin İşleminin Durdurulacağı Yönünde Yetkililerin İfade Kullandıklarını Aktaran Bozgeyik, Kararın Geri Alınmasını İstedi.



Cem Emir bildiriyor- Eğitim Sen Tunceli Şube yöneticisi Süleyman Güler'in istediği dışında Çankırı'ya tayin edilmesi Tunceli'de, protesto edildi. Eyleme katılan Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, Süleyman Güler'in Öğretmenler gününde Çankırı'ya "sürgün" edildiğini söyledi. Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile yaptıkları görüşmede, tayin işleminin durdurulacağı yönünde yetkililerin ifade kullandıklarını aktaran Bozgeyik, kararın geri alınmasını istedi.
Eğitim Sen Tunceli Şube yöneticisi Süleyman Güler'in istediği dışında Çankırı'ya tayin edilmesi Tunceli'de, öğretmen, öğrenciler ve veliler tarafından protesto edildi. Eğitim Sen üyesi öğretmenler vizite eylemi yaparken, bazı öğrencilerde, "öğretmenime dokunma" yazılı kokartlar takarak, okula gitmedi. Öğretmen ve öğrencilerin eylemine velilerde katılarak destek verdi. Tunceli Cumhuriyet Lisesi önünde toplanan grup, alkış ve sloganlarla şehir merkezine yürüdü. Sanat sokağında yapılan oturma eyleminin ardından grup, buradan yer altı çarşısına ikinci bir yürüyüş gerçekleştirdi.

-BOZGEYİK: "BAKANLIĞIN VE BAŞBAKANLIĞIN ÜSTÜNDE GÜÇLER VARMIŞ"-

Yürüyüşün ardından gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, Tunceli Şube yöneticisi Süleyman Güler'in istediği dışında tayin edilmesini "sürgün" olarak değerlendirdi. Şube yöneticilerinin Öğretmenler gününde Çankırı'ya "sürgün" edildiğini belirten, Bozgeyik, Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile yaptıkları görüşmede, tayin işleminin durdurulacağı yönünde yetkililerin ifade kullandıklarını aktardı. Bozgeyik, "Başbakan Yardımcısı, Bakanlık yetkilileri ile yaptığımız görüşmede bize "tayini durduracağız, ama bizim üstümüzde de güçler var" dediler. İşte bunların üstünde ki güçler Ergenekondur. Eğitim emekçilerinin insan haklarından, evrensel değerlerden, yaşamın kutsallığından ve demokrasiden söz etmesi nasıl bir suç olabilir? Bunu hangi mantık, hangi vicdan kabul edebilir" dedi.

Bozgeyik, Milli Eğitim Bakanlığına çağrıda bulunarak, tayin işleminin durdurulmasını istedi.

9 Ekim 2008 Perşembe

DSP, öğrenci affının kapsamının 12 Eylül 1980'den bu güne kadar olmasını istiyor.

DSP Genel Sekreteri Masum Türker, "Hükümet, öğrenci affını, 12 Eylül 1980'den bu güne kadar her ne sebeple olursa olsun yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilmiş öğrencilere tanımalıdır" dedi.

Türker, yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin öğrenci affı hazırlamasını olumlu değerlendirirken, affın, 2000 yılından bugüne kadar yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilen öğrenciler için geçerli olmasını ise yetersiz bulduğunu belirtti.

"Hükümet, bu affı, 12 Eylül 1980'den bu güne kadar her ne sebeple olursa olsun yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilmiş öğrencilere tanımalıdır" diyen Türker, iyi bir iş yapmak isteniyorsa affın kapsamını 2000 yılından bugüne kadar değil, 12 Eylül 1980'den bugüne olacak şekilde genişletmesi gerektiğini savundu. "Hükümet eğer 12 Eylül dönemi mağdurlarını da kapsama alırsa, o zaman samimiyetine inanılabilir" görüşünü ifade eden Türker, bu iş için bütçe ayrılmasını da istedi.

Yurt Başvuru Sonuçları Yarın...

Yükseköğretim programlarına giren öğrencilerin yurt başvuru sonuçları yarın Yüksek Öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun (YURTKUR) internet sitesinde açıklanacak.

YURTKUR'dan yapılan açıklamaya göre, yüksek lisans, doktora, ön kayıt, özel yetenek ve dikey geçiş sınavı ile yükseköğretim programlarına giren öğrencilerin yurt başvuru sonuçları yarın kurumun www.kyk.gov.tr adresinden duyurulacak. Asil listeden yurda girmeye hak kazanan öğrencilerin kesin kayıtları 13-17 Ekim tarihleri arasında yapılacak. Yedek listeden yurda girmeye hak kazanan öğrencilere ise, 20 Ekim tarihinden itibaren beşer gün kayıt süresi tanınacak ve her hafta Pazartesi günü yedek liste ilan edilecek.

TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ, YENİ DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTELERİ AÇILMASINA KARŞI

Türk Dişhekimleri Birliği Başkanı Yıldırım, "Hiçbir Plan ve Program Olmaksızın, Fakültelerin Teknik ve Fiziki Alt Yapıları Hazırlanmadan Açılan Fakültelerimiz Önemli Bir Ülke Gerçeği Olarak Karşımızda Durmaktadır" Dedi.



Türk Dişhekimleri Birliği,yeni dişhekimliği fakültelerinin açılmasına karşı çıktı. Türk Dişhekimleri Birliği Başkanı Celal Korkut Yıldırım, "Hiçbir plan ve program olmaksızın, fakültelerin teknik ve fiziki alt yapıları hazırlanmadan ve öğretim elemanları yetersiz olarak açılan fakültelerimiz önemli bir ülke gerçeği olarak karşımızda durmaktadır" dedi.
Siyasilerin bilimsel verilere dayanmayan bir takım öngörülerle her şehre bir fakülte açma kararlılığını sürdürmesini de sert dille eleştiren Yıldırım, "Bu kararlılık sürecekse, her şehre değil, her mahalleye bir fakülte açılmalıdır ki; o zaman toplumun ağız ve diş sağlığı düzelebilsin!" diye konuştu.


Türk Dişhekimleri Birliği Celal Korkut Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada, dişhekimi ihtiyacının; dişhekimliği eğitiminin içeriği, toplumun diş sağlığına olan ihtiyaç ve talebi, dişhekimlerinin coğrafik dağılımı, orta ve uzun vadeli sağlık hedefleri gibi kriterler göz önüne alınarak belirlenmesi gerektiğine işaret etti. Yıldırım, Türkiye'de dişhekimliği hizmetlerinin yaklaşık yüzde 80'inin özel sağlık kuruluşlarında verildiğini söyleyerek, "Son yıllarda giderek artan bir şekilde meslektaşlarımız, iş yerlerinde ya boş oturmakta ya da muayenehanelerini kapatıp, başka geçim alanları bulmaya çalışmaktadırlar" dedi.

"ÇOCUK ÜNİVERSİTESİ" KURULUYOR

Ankara Üniversitesi, Çocukların , "Görme, Dokunma ve Yapma" Duyularını Kullanarak Öğrenmelerini Sağlamak Üzere "Çocuk Üniversitesi" Kuracak.



Ankara Üniversitesi, çocukların , "görme, dokunma ve yapma" duyularını kullanarak öğrenmelerini sağlamak üzere "Çocuk Üniversitesi" kuracak.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ, üniversite bünyesinde kurulacak "Çocuk Üniversitesi" projesinin gelecek öğretim yılında uygulamaya konulmasının planlandığını bildirdi.

Projenin, dekanlığını yaptığı Ziraat Fakültesinin bünyesinde geçen yıl açılan "Toprak Bilim Okulu"nu temel aldığını ifade eden Taluğ, diğer bazı fakültelerin bünyesinde de buna benzer okullar açılacağını anlattı. Taluğ, böylece oluşturulacak sistemin adını "Çocuk Üniversitesi" koyacaklarını belirtti.


Taluğ, okulların, çocukların ilgili alanları ve yaş grupları gözönünde bulundurularak belirleneceğini, ayrıca fakültelerin özelliklerine göre yapılandırılacağını anlatarak şunları söyledi:

"Örneğin mühendislik, eczacılık fakültelerinin içinde, tıp fakültesinde çocuk üniversitesinin okulları olacak. Tıp fakültesinde insan vücudunu öğrenecekler. Örneğin, bu okulda bir 'beyin' yapacağız. Çocuklar içine girip oynayarak, dokunarak öğrenecekler; seyrederek değil. Bizim okullarımız çocukların dokunarak, yaparak, deneyerek öğrenecekleri okullar olacak. Yoksa 'beyin budur' deyip fotoğraflarını koymayacağız. Nasıl ki Toprak Bilim Okulunda çocuk deney yapıyor, toprağa dokunuyor, solucanı eliyle tutuyorsa bütün okullarımız bu anlayışla kurulacak. Proje üzerindeki çalışmalar sürüyor. 'Kalp Okulu', 'Gökyüzü Okulu' açılabilir. Bunlar bir süre sonra netlik kazanacak. Bu okullarda çocuklara yönelik düzenli konferanslar da verilecek. Zaman zaman onları gezilere götüreceğiz"

Çocuk Üniversitesine girişte, üyelik başta gelmek üzere bazı yöntemler belirleneceğini belirten Taluğ, bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığı ve yerel yönetimlerle işbirliği yapacaklarını söyledi.

BURSALILAR, ESKİYEN KÖY OKULLARINI YENİLEMEK İÇİN KOŞACAK

Bursa'da 12 Ekim Pazar Günü Üçüncü Kez Düzenlenecek "Bursa Eğitime Koşuyor Projesi" ile Eskiyen Köy Okulları Yenileniyor. Daha Önceki İki Kez Düzenlenen Koşudan Elde Edilen Gelirle 8 Köy Okulu Yeniden Yapıldı. Pazar Günü Yapılacak 3. Koşu ile Bu Sayının 12'ye Çıkması Planlanıyor. Yarışmaya 5 YTL Veren Herkes Katılabilecek.



Bursa'da 12 Ekim Pazar günü üçüncü kez düzenlenecek "Bursa Eğitime Koşuyor Projesi" ile eskiyen köy okulları yenileniyor. Daha önceki iki kez düzenlenen koşudan elde edilen gelirle 8 köy okulu yeniden yapıldı. Pazar günü yapılacak 3. koşu ile bu sayının 12'ye çıkması planlanıyor. Yarışmaya 5 YTL veren herkes katılabilecek.
2006 yılında Bursa ve çevresindeki köy okullarının yenilenmesi ve öğrencilerin daha modern ve hijyenik şartlar altında eğitim görmesi amacıyla başlatılan Bursa Eğitime Koşuyor Projesi üçüncü yılında da sürüyor. Bursa halkı, özel sektör ve yerel yönetimlerin eğitim konusuna dikkatini çekmeyi ve bu konuda toplumsal bir bilinç meydana getirmeyi planlayan proje sayesinde toplanan fon ile bu yıl da dört köy okulu yenilenecek. Böylelikle üç yılda yenilenen okul sayısı 12'ye ulaşacak.


Koşu hakkında bilgi veren 'Bursa Eğitime Koşuyor' proje yetkilileri; "Türkiye'de bilinçli nesiller yetiştirmenin ilk ve en önemli adımının eğitim olduğuna inanan proje sponsorlarının desteğiyle 2006 ve 2007 yıllarında 910 bin YTL toplandı. Bu fonlar ile her yıl onlarca çocuğun daha iyi şartlarda eğitim alması sağlanıyor. Bursa özel sektör ve yerel yönetimlerinin de projeye ilgisi kesintisiz sürüyor. Her sene olduğu gibi bu yıl da Bosch önderliğinde düzenlenen koşu, BTSO işbirliği ve Nilüfer Belediyesinin destekleri ile gerçekleşecek." dedi. Bağış yaparak koşuya katılacak herkese, koşu sırasında giyilmek üzere, 'Bursa Eğitim Koşusu' tişörtü verilecek.

İMO, İLKOKULLARDA SU TASARRUFUNU ANLATACAK

İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü İşbirliği ile İlköğretim Okullarında 'Su ve Su Tasarrufu' Konulu Konferanslar Verilecek.


İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile ilköğretim okullarında 'Su ve Su Tasarrufu' konulu konferanslar verilecek.
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Necati Şahin'in de katılacağı ilk konferans Cuma günü Ziya Gökalp İlköğretim Okulu'nda gerçekleştirilecek. Konferanslar sırasıyla; Haşim İşcan, Mithatpaşa, Reşitpaşa, İstiklal ve Koç İlköğretim Okulu'nda yapılacak.

Küçük öğrencilerin su kullanımı konusunda bilgilendirileceği konferansların, su tasarrufu açısından büyük öneme sahip olduğu kaydedildi.

8 Ekim 2008 Çarşamba

TAŞ MEKTEP, ÖĞRENCİLERİNİ GİYDİRDİ...

Endüstri Meslek Lisesi Yönetimi ile Taş Mektepliler Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme Derneği Ortaklaşa Bir Çalışma ile İhtiyaç Sahibi 80 Öğrenciyi Giydirdi.



Endüstri Meslek Lisesi yönetimi ile Taş Mektepliler Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme Derneği ortaklaşa bir çalışma ile ihtiyaç sahibi 80 öğrenciyi giydirdi.
Okula kırsal bölgelerden gelen 80 öğrenciye takım elbise ve gömlek veren okul yönetimi örnek bir davranışa imza atmanın sevincini yaşadı. Geçtiğimiz yıl da benzeri uygulamalar yapan Taş Mektep, öğrencilerine ayrıca çeşitli yerlerden öğrenci bursu ve ücretsiz öğle yemeği yediriyor.


Taş Mektepliler Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme Derneği Başkanı Hadi Benlioğlu, geçtiğimiz Ramazan Bayramı'nda da ihtiyaç sahibi öğrencilere giyim yardımında bulunulduğunu hatırlatarak, bu yıl 80 öğrenciyi giydirdiklerini açıkladı. Benlioğlu "Ramazan nedeniyle öğrencilerimizi giydirdik. Bunun için ilimiz işyerlerinden destek gördük. Hayırsever işadamlarımız ve esnaflarımıza teşekkür ediyoruz. 80 öğrencimizi titizlikle belirleyip ihtiyaç durumuna göre giyim dağıtımını bayramdan önce gerçekleştirdik. Öğrencilerimiz adına bize takım elbise ve gömlek gönderen iş adamlarımıza teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki bu teknik eğitimin gelişmesi için faydalı bir faaliyet olacaktır." dedi.

MEB'den Aktütün Yalanlaması...

Milli Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamada, Aktütün İlköğretim Okulu iddiaları gerçek dışı olduğu bildirildi.

Milli Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamada, "Aktütün İlköğretim Okulunda öğretmen olmadığı, çocukların kalem yerine füze mermileri ile oynadıkları yönündeki iddiaların tümüyle gerçek dışı olduğu" bildirildi.
Açıklamada, 4 Ekimdeki hain saldırı sonucu 17 askerin şehit olduğu Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Aktütün köyünde, olayı takip eden günlerde bazı televizyonların yaptığı yayınların ve haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedilerek şöyle denildi:

"Aktütün köyünde 2008-2009 eğitim-öğretim yılının ilk günü olan 8 Eylül 2008 Pazartesi günü eğitim-öğretim başlamıştır. Okulda eğitim alan 68 öğrencinin ders kitapları ücretsiz olarak dağıtılmıştır. Öğretmenleri Cevdet Arıcı ve Kadir Sönmez ile eğitimleri kesintisiz devam etmiştir. Menfur saldırının ardından 6 Ekim 2008 tarihinde her iki öğretmenimiz yerel yöneticilerin bilgisi doğrultusunda ilçe merkezinde 'Okuma-Yazma Teknikleri" konulu bir günlük seminere alınmışlardır. Televizyonların canlı yayınlarında ekrana getirdikleri 'kapalı okul' görüntüsünün çekildiği tarihte öğretmenlerimiz, 1 günlük seminer programına katılmışlardır."

Öğretmensiz Birinci Okul...

Sözel-2'de Türkiye birincisi, olan Kastamonu'nun Doganyurt lisesinde görev yapan iki öğretmen de başka yerlere tayin edildi

Sadece sosyal bilgiler ve tarih öğretmenleri olmasına rağmen ÖSS'de, Sözel-2'de Türkiye birincisi, Sözel-1'de ise Türkiye üçüncüsü olan Kastamonu'nun Doganyurt lisesinde görev yapan iki öğretmen de başka yerlere tayin edildi.

Okul müdürü Yakup Aydın ile okula yeni atanan beden eğitimi öğretmeni Ömer Aydın'dan başta öğretmenin bulunmadığı Doğanyurt Lisesinde derslerin boş geçtiği bildirildi.

Ek Yerleştirme Başlıyor!

ÖSYM'den yapılan yazılı açıklamada, üniversitelere ek yerleştirme başvurularının 8-13 Ekim 2008 tarihleri arasında yapılacağı belirtildi.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), bayram tatili nedeniyle ek yerleştirme kılavuzunun sınav merkezlerine dağıtımında gecikmeler olduğu için bazı yerlerde adayların kılavuzu 9 Ekimden itibaren alabileceklerini, ancak kılavuza, başvuruların başlayacağı yarından itibaren internetten de erişilebileceğini bildirdi.

ÖSYM'den yapılan yazılı açıklamada, üniversitelere ek yerleştirme başvurularının 8-13 Ekim 2008 tarihleri arasında yapılacağı belirtildi.

Adayların ek yerleştirme kılavuzuna yarından itibaren ÖSYM'nin internet sayfasından erişebilecekleri ifade edilen açıklamada, ''Bayram tatili nedeniyle kılavuzun sınav merkezlerine dağıtımında bazı gecikmeler olabilmektedir. Bu nedenle bazı sınav merkezlerinde adaylar ek yerleştirme kılavuzunu 9 Ekimden itibaren edinebileceklerdir'' denildi.

Açıklamaya göre, devlet ve vakıf üniversiteleri ile KKTC'deki ve yurtdışındaki üniversitelerde 23 bin 480'i lisans, 65 bin 977'si ön lisans olmak üzere toplam 89 bin 457 boş kontenjan bulunuyor.

Devlet üniversitelerinin lisans programlarında 7 bin 941, ön lisans programlarında 47 bin 896 olmak üzere toplam 55 bin 837 kontenjan boş kaldı. Vakıf üniversitelerinde 6 bin 691 lisans, 15 bin 901 ön lisans; KKTC'deki üniversitelerde 8 bin 357 lisans, 2 bin 180 ön lisans; yurtdışındaki üniversitelerde de 491 ön lisans programı boş bulunuyor.

7 Ekim 2008 Salı

YÖK Heyeti Washington'da...

YÖK Başkanı Özcan ve YÖK üyelerinden oluşan heyet, ABD ile Türkiye arasında yükseköğretim alanındaki işbirliğini artırmak için Washington'da bulunuyor.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ve YÖK üyelerinden oluşan bir heyet, Türkiye ile ABD arasında yükseköğretim alanındaki ilişkileri güçlendirmek amacıyla ABD'ye düzenlenen ziyaret kapsamında Washington'da temaslarına başladı.

Özcan başkanlığındaki heyette YÖK üyeleri Prof. Dr. Atilla Eriş, Prof. Dr. Durmuş Günay, Ankara Üniversitesi Çankırı Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Sabahattin Balcı ve YÖK Başkan Danışmanı Doç. Dr. Talip Küçükcan bulunuyor.

Washington ve New York'u kapsayan, 15 Ekimde tamamlanması öngörülen temaslar çerçevesinde heyet önce Washington'da, ABD'nin akademik işlerden sorumlu Dışişleri Bakan yardımcılığı yetkililerinden Thomas A. Farrell, ABD'nin Eğitim ve Kültür İşleri Dışişleri Bakan yardımcısı Goli Ameri, ABD Dışişleri Bakanlığı Küresel Eğitim Programları Direktörü Paul Hiemstra, İngilizce Dili Programları Dairesi Direktörü John Connerly ile bir araya geldi.

Toplantılarda YÖK Başkanı Özcan'ın başkanlığındaki heyet, Amerikalı muhataplarıyla, Türkiye-ABD arasında eğitim ilişkilerinin geliştirilmesi çerçevesinde, Türkiye'de yeni açılan üniversitelerde İngilizce okutman sayısının artırılması, ABD üniversitelerinin Türkiye'de kampüs açması ve uzaktan eğitim konularını ele aldı. ABD'deki meslek yüksekokullarının yapısı hakkında bilgi edinilirken, teknoloji ve bilgi transferi konuları tartışıldı, Fulbright bursunun artırılması konuşuldu.

Heyet, daha sonra, Washington Metropolitan bölgesinde bulunan Maryland Üniversitesine geçerek, burada öğretim görevlileriyle görüşmelerde bulundu ve üniversitenin yapısı konusunda bilgi aldı.

Prof. Dr. Özcan başkanlığındaki heyetin, Washington, Philadelphia ve New York'taki bazı üniversiteler ve meslek yüksekokullarının temsilcileriyle görüşmelerde bulunması ve temaslarını tamamlamasının ardından, 16 Ekimde New York'tan Türkiye'ye hareketi öngörülüyor.

Ek Kontenjan Başvuruları Başlıyor...

Üniversitelerde yerleştirme sonrası boş kalan kontenjanlar için yapılacak ek yerleştirmeye başvurular yarın başlıyor.


Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), ÖSS merkezi yerleştirme sonucunda boş kalan kontenjanlar ile üniversitelere yeni tahsis edilen kontenjanlara ek yerleştirme yapacak. Ayrıca, üniversitelere kayıt işlemleri sonrasında boş kalan kontenjanlara da ek yerleştirme yapılacak.

Adaylar ek yerleştirme için hazırlanan kılavuza ÖSYM'nin "www.osym.gov.tr" internet adresinden ulaşabilecek.

Ek yerleştirmeye, merkezi yerleştirmede bir yükseköğretim programına yerleştirilmiş olan adaylar (Açıköğretim Fakültesinin kontenjansız programlarına yerleşenler hariç) başvuramayacak. Ek yerleştirmede tercih yapabilmek için hiçbir yere yerleştirilmemiş veya Açıköğretim Fakültesinin "kontenjansız programlarına yerleştirilmiş" olmak gerekiyor.

Üniversitelere merkezi yerleştirme sonucunda 17 bini ön lisans programlarında olmak üzere toplam 24 bin boş kontenjan kalmıştı. YÖK, üniversitelere toplam 8 bin 400 yeni ek kontenjan tahsis etmişti. Üniversitelerde, kayıtlardan sonra boş kalanlar hariç toplam 32 bin 400 kontenjan bulunuyor.

Ek yerleştirme ile üniversitelere girmeye hak kazanan adaylar, 20-22 Ekim arasında kayıt yaptıracak.

ÖĞRETMENLERE GÖRE TÜRKİYE EĞİTİMDE YERİNDE SAYIYOR

Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı, Eğitim Konusunda Dünya Standartlarının Yakalandığını Açıklamasına Karşın, Öğretmenler Bu Fikri Onaylamıyor. Okullarda Görev Yapan Öğretmenlerin Yüzde 79'u Milli Eğitim Bakanlığı'nın Yönlendirdiği Ulusal Eğitim Sisteminin İçeriğinin, Öğretim Materyalleri ve Çalışma Yöntemleri Temelinde Dünyadaki Son Gelişmeleri Takip Edemediğine İnanıyor.



Eğitim-İş'in öğretmenler arasında yaptığı anket çalışması, öğretmenlerin, eğitim sistemine güvenmediğini ve eğitim ile ilgili tüm yeni çalışmaların öğretmenlerden görüş alınmadan uygulanmaya çalışıldığını ortaya koydu. Öğretmenlere göre eğitim sistemi öğrencilerin temel gereksinimlerini bile karşılamaktan uzak olurken, Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda ayrımcılığı engelleyecek önlemleri bile almaktan çok uzak.
Eğitim-İş tarafından Kocaeli, Adıyaman, Isparta, Zonguldak, Konya, Muğla, Aydın, Kırşehir, Adana, Artvin illerinde eğitim çalışanları arasında yapılan anket, öğretmenlerin, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanan eğitim sistemine güvenmediğini ortaya koydu. Öğretmenler, öğretim programlarının hazırlanmasında Milli Eğitim Bakanlığı'nın danışma, görüş alma, birlikte görüş oluşturma, birlikte karar alma gibi katılımcı süreçlere yer vermediği görüşünde birleşti.

-İLKÖĞRETİM PROGRAMI ÖĞRETMENDEN GÖRÜŞ ALINMADAN HAZIRLANDI-

Ankete göre, öğretmenlerin yüzde 97'si ilköğretim kademesi öğretim programları hazırlanması sürecinde görüşlerinin alınmadığını, yüzde 83'ü, ilköğretim kademesi öğretim programları değişikliklerinin tutarlı bir sistem bütünlüğü içinde hazırlanmadığını düşünüyor. İlköğretim kademesi öğretim programları değişikliğinin eğitimciler ve toplum için zihniyet değişimini sağlayacak yapısal bir boyutu olmadığına inanan öğretmenlerin oranı yüzde 87'yi bulurken, öğretim programları değişikliğinin temel ilkeleri üzerinde eğitimcilerin uzlaşmasının sağlanmadığını düşünen öğretmenlerin oranı ise yüzde 91 oldu. Öğretmenler, yeni program çerçevesinde kendilerinin bilgilendirilmediği görüşünde de birleştiler.

-MEB, ÇOCUKLARIN OKULA ERİŞİMİNE DESTEK VERMİYOR-

Ankete göre, öğretmenlerin yüzde 79'u kırsal yerleşim alanındaki çocukların okula erişebilmesi için gerekli olanak ve desteğin de verilmediğini açıklarken, bakanlığın kentlerde düşük gelir düzeyindeki ailelerin çocuklarının okula erişebilmesi için gerekli olanak ve desteği vermediğine inanan öğretmenlerin oranı ise yüzde 81 oldu. Öğretmenlerin yüzde 78'i ise Milli Eğitim Bakanlığınca, özel eğitim gereksinimli çocukların okula erişebilmesi için gerekli olanak ve desteğin sağlanmadığını bildirirken, bu konuda bilinçlendirme de yapmadığını savundu.

-MEB İNANÇ AYRIMCILIĞINA ENGEL OLMUYOR-

Öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı'nın çalışan, madde bağımlılığı olan, sokakta yaşayan çocukların okula erişimini sağlayacak ulusal bir stratejisi bulunmadığına işaret ederken, çocuğun ailesinin durumları, dini inançları, etkinlikleri nedeniyle ayrımcılığa uğraması karşısında bakanlığını gerekli tedbirleri almadığı görüşünde birleşti. Ankete göre, öğretmenlerin yüzde 85'i Milli Eğitim Bakanlığı'nın çocuğun ana babasının, yasal vasilerinin veya ailesinin öteki üyelerinin inançları nedeniyle her türlü ayrımcılığa ve cezaya tabi tutulmasına karşı etkili bir biçimde korunması için gerekli önlemleri almadığını söyledi.

-EĞİTİM SİSTEMİ ÇAĞIN GERİSİNDE-

Öğretmenler yüzde 82'si eğitim sisteminin kalitesinin izlenmesi, ölçülmesi ve değerlendirilmesinde kullanılan nesnel olarak geliştirilmiş standartların bulunmadığını söylerken, yüzde 87'si bu konuda uzlaşma bile sağlanamadığını açıkladı.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın dünya ve Türkiye'deki pedagojik kuram ve uygulamalardaki son gelişmeleri zamanında saptayıp, öğretmenlerin yararlanmasına sunabilen bir eğitim destek sisteminin bulanmadığına inanan öğretmenlerin oranı yüzde 90 gibi büyük bir kısmını bulurken, eğitim sisteminin öğretim programlarının içeriği, öğretim materyalleri ve çalışma yöntemleri temelinde dünyadaki son gelişmelerle uyum bakımından güncel olmadığına inanan öğretmenlerin oranı ise yüzde 79 oldu.

-EĞİTİM SİSTEMİ ÖĞRENCİLERE GEREKLİ ŞEYLERİ VERMİYOR-

Ulusal eğitim sisteminin öğrencilerin güvenlik, sağlık, taktir edilme gibi temel gereksinimlerini karşılamaktan uzak olduğuna inanan öğretmenlerin oranı ise yüzde 79 gibi büyük bir oran olurken, sistemin topluma yararlı olmaları için öğrencilere gerekli olan şeyleri öğrenmelerinde yardımcı olmadığını savunan öğretmenlerin oranı ise yüzde 65'i buldu.

Öğretmenler eğitim sistemini geliştirmeye yönelik çalışmalarda Bakanlıkça benimsenen anlayışa ise katılmıyor. Öğretmenlerin yüzde 83'ü bakanlığın anlayışını benimsemezken, eğitim sistemini geliştirmeye yönelik uygulamaların izleme ve değerlendirme sonuçlarına göre yapılmadığına inanan öğretmen oranı ise yüzde 83'e kadar çıktı.

-OKS ÖĞRETMENLERDEN DESTEK GÖRMÜYOR-

Milli Eğitim Bakanlığı'nın orta öğretime geçiş sistemi (OGES), seviye belirleme sınavı boyutunun öğrenci merkezli, yapılandırmacı ve öğrencinin öğrenmeyi öğrenmesine odaklı olmadığını söyleyen öğretmenlerin oranı ise yüzde 76 oldu. Yeni sistemin kısmen etkili olduğuna inanan öğretmen oranı yüzde 18 olurken, yüzde 6'sı ise programın öğrenci merkezli, yapılandırmacı ve öğrencinin öğrenmeyi öğrenmesine odaklı olduğuna inanıyor.

6 Ekim 2008 Pazartesi

Ülkelere Göre Öğretmen Maaşları...

Eğitim-sen'e göre Dünya öğretmenler gününde, Türkiye'deki bir öğretmen, bir buzdolabı alabilmek için 143 saat çalışıyor.

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nde “OECD 2008 Bir Bakışta Eğitim Raporu” adlı bir çalışma yapan Eğitim-Sen, öğretmenlerin sosyo-ekonomik durumunu gözler önüne serdi.
OECD verilerine göre, Türkiye'de göreve yeni başlamış bir öğretmenin 1300 YTL tutarındaki bir buzdolabını satın alabilmesi için 143 saat, 150 YTL tutarında kışlık bir ayakkabı satın alabilmek içinse 16.5 saat çalışması gerekiyor.
OECD verileri ışığında hazırlanan rapora göre, Türkiye'de öğretmenler diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre daha çok çalışıyor, daha çok yoruluyor; ancak diğer ülkelerdeki meslektaşlarından daha az maaş almak zorunda kalıyor. İlköğretimde göreve yeni başlamış bir öğretmenin 1300 YTL ya da 1000 Dolar tutarındaki bir buzdolabını satın alabilmesi için Avusturya'da 64.5, İspanya'da 43, Yunanistan'da 67, Portekiz'de 71 saat çalışması gerekirken Türkiye'de 143 saat çalışması gerekiyor. Yine 150 YTL ya da 115 Dolar tutarında bir kışlık ayakkabı satın alabilmek için göreve yeni başlamış öğretmen İspanya ve İskoçya'da 5, Yunanistan'da 8, Portekiz'de 8, Türkiye'de ise 16.5 saat çalışmak zorunda kalıyor.


Yine aynı ürünler için en üst kademedeki ilköğretim okulu öğretmeninin kaç saat çalışması gerektiği de gözler önüne serildi. Buna göre, 1300 YTL tutarındaki bir buzdolabını satın alabilmesi için bu kademedeki bir öğretmenin Avusturya'da 32, İspanya'da 30, Yunanistan'da 45, Portekiz'de 28 saat çalışması gerekirken Türkiye'de 118 saat çalışması gerekiyor.

Yine 150 YTL tutarında bir kışlık ayakkabı satın alabilmek için öğretmenin İspanya'da 3.5, İskoçya'da 3, Yunanistan'da 5, Portekiz'de 3, Türkiye'de ise 13.5 saat çalışması gerekiyor. 550 YTL ya da 420 Dolar fiyatındaki bir takım elbise için ise, Avusturya'da en üst derece ilköğretim okulu öğretmeninin 13.5, Çek Cumhuriyeti'nde 24, Yunanistan'da 19 saat çalışması gerekirken, bu Türkiye'de 49.5 saat, yani neredeyse 50 saati buluyor.

1 Ekim 2008 Çarşamba

İnternet Üzerinden Lisans Eğitimi

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman, lisans düzeyinde uzaktan eğitim vermek için hazırladıkları projenin YÖK tarafından onaylandığını belirterek, Türkiye'de ilk kez uygulanan proje kapsamında, ek kontenjanla öğrenci alacaklarını söyledi.

Prof. Dr. Durman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1997 yılında başladıkları SAÜ İnternet Destekli Eğitim çalışmasında önemli mesafeler aldıklarını kaydederek, internet destekli eğitimin (uzaktan eğitim) öğrenciler tarafından son zamanlarda daha çok tercih edilmeye başladığını bildirdi.

Ön lisans, yüksek lisans ve sertifika programları alanında uzaktan eğitim veren SAÜ'nün artık, lisans düzeyinde de eğitim vermeye başlayacağını ifade eden Durman, ''Biz bu projeye 2009-2010 eğitim ve öğretim yılında başlamayı planlıyorduk. Ancak YÖK projemizi çok beğendi. Ve zaman kaybetmeye gerek olmadığını düşündüler. Bu yıl ek kontenjanla bu projeyi başlatmaya karar verdiler. Bu konuda çok hızlı davrandılar. Biz de şaşırdık'' diye konuştu.

Prof. Dr. Durman, SAÜ'nün tüm dünyada üniversite eğitiminde yaygın olarak kullanılan uzaktan eğitimle eğitim verdiğini belirterek, 4 yıllık eğitim verecek olan Türkiye'deki ilk lisans programlarının ekim ayında başlayacak olan ek kontenjanlarla hayata geçirildiği için gurur duyduklarını bildirdi.

''50'ŞER KİŞİLİK KONTENJAN''

2008 ÖSYM Ek Kontenjan Kataloğu'nda yer alacak olan bilgisayar mühendisliği, endüstri mühendisliği ve insan kaynakları lisans programlarında, dünya çapında bilinen karma öğretim metodu ile eğitim verileceğini ifade eden Durman, şunları söyledi:

''Karma öğretim, adını örgün eğitim ile e-öğrenimin birlikte kullanılmasından almaktadır. YÖK'ün lisans programları için onay verdiği tek uygulama olan karma öğretim metodunda, örgün eğitim, e-öğrenim ile desteklenmektedir. Derslerin yüzde 30'u cuma ve cumartesi günleri sınıf ortamında yüz yüze örgün eğitim ile verilirken, bunun yanı sıra ilave olarak derslerin tamamı internet aracılığıyla öğrencilere sunulacaktır. Öğrenciler, karma öğretim modeli ile hem kampüs olanaklarından yararlanacak ve diğer öğrenciler ile etkileşim kurabilecek hem de uzaktan eğitimle yer ve zaman kısıtlarından bağımsız olarak eğitimlerine devam edebilecektir. 2008 ÖSYM Ek Yerleştirme Kataloğu'nda 50'şer kişilik kontenjan ile öğrenci kabul edecek karma öğretim lisans programlarında yıllık bin YTL öğrenim ücreti alınacaktır.''

''ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA ORTAK DİPLOMA VERECEĞİZ''

Prof. Dr. Durman, amaçlarının uzaktan eğitim alan öğrencileri örgün eğitim alan öğrenciler gibi üniversite mezunu yapmak olduğunu kaydetti.

Bu projenin ulusal bir boyutu olduğunu dile getiren Durman, sözlerine şöyle devam etti:

''Projemiz, bu yıl sadece üniversitemizi ilgilendirecek. Ancak önümüzdeki yıllarda diğer üniversitelerle iş birliği yapacağız. Örneğin Diyarbakır'da bir öğrenci uzaktan eğitim almaya hak kazandı. Uzaktan eğitim alan öğrencilere internet ortamında verebileceğimiz bilgileri ve yeterlilikleri kazandıracağız. Ama veremediğimiz, becerileri Diyarbakır'daki üniversiteden alacak. Mezun olan öğrenciye ortak bir diploma vereceğiz. Mezun olan öğrenci hem SAÜ'nün hem de örgün eğitim aldığı üniversitenin ortak diplomasını almaya hak kazanacak. Zamanla bunu ülkemizin bütün üniversitelerine yayacağız.''

Uzaktan eğitimde 2003 yılından itibaren ciddi adımlar attıklarını kaydeden Durman, ''Zamanla ders çeşitlerini arttırarak tüm Türkiye'ye yaydık. Uzaktan eğitimde şu an 6 bine yakın ön lisans öğrencisi ve 700'ün üzerinde de yüksek lisans öğrencisi var. Geçen yıl ön lisans programından 2 bin 500 mezun verdik'' dedi.