10 Mayıs 2008 Cumartesi

Öğrencilerden Beceri Yarışması...

MEB Proje Tabanlı Beceri Yarışması’nın finalleri 6-8 Mayıs tarihlerinde Ankara’da Başkent Öğretmenevi’nde yapıldı.

Yarışmaya "Turizm Hizmetleri" alanında hazırladıkları "Bir Lokma Ekmek" için adlı projeyle katılan Sakarya AOTML öğrencileri, bu alanda Türkiye birinciliğini kazandılar. Yarışmanın "Turizm Hizmetleri" kategorisinde ikinciliği Bursa Yıldırım Anadolu Kız Meslek ve Kız Meslek Lisesi "Sürprizli bal kabağı tatlısı" projesiyle, üçüncülüğü de İzmir Gültepe Nenehatun Kız Teknik Anadolu Meslek ve Kız Meslek Lisesi de "Çılgın çek-Al" projesiyle kazandı.

Sakarya AOTML öğrencilerinin hazırladığı proje, ekmek israfının ekonomik boyutuna dikkat çekmek, israfın önlenmesine yönelik basit önlemleri duyurmak, bayat ekmek kullanılarak yapılan yemek tariflerini toplumun dikkatine sunmayı amaçlıyor. Proje kapsamında öğrenciler, hazırladıkları broşürlerle ve "http://birlokmaekmekicin.com" adlı internet sitesinde bayat ekmeklerden, aralarında "fırında omletli ekmek", "çerkez tavuğu", "soğanlı ekmek lokmaları", "yumurtalı ballı ekmek", "ton balıklı pratik pizza", "ekmeklim", "ekmek köftesi", "çikolatalı ve ekmekli kek", "sütlü bayat ekmek tatlısı", "ekmekli puding" gibi yemek ve tatlıların yapılabileceğini gösterdiler.

Oyunsever Öğrencilerin Hayelleri...

Oyun ve animasyon teknolojileri alanındaki AR-GE faaliyetlerinin teşvik edilmesini hedefleyen ODTÜ (METUTECH-ATOM) 14 Mayısta açılacak.

Oyun yazılımı hayallerini, hayata geçirmek isteyenlerin, 30 Mayıs 2008 tarihine kadar başvurularını yapması gerekiyor.
"Ön kuluçka merkezi" sayesinde özellikle üniversite öğrencilerinin ve araştırmacıların fikirlerini ekonomik değere dönüştürmelerine fırsat tanınması amaçlanıyor. "Ön kuluçka merkezi"nin hedeflerinin arasında oyun ve animasyon sektöründe girişimciliği teşvik etmek ve nitelikli iş gücü yetişmesini sağlamak bulunuyor.

Merkezde uzmanlaşmış bir küme yaratmanın yanı sıra akademisyenlerin, firmaların ve öğrencilerin bir arada çalışacağı bir ekosistem yaratılması hedefleniyor.

Açık çalışma ofisleri şeklinde tasarlanan birimlerde faaliyet gösterecek öğrencilerden fikirlerini gelir elde edilebilir niteliğe kavuşturmaları bekleniyor. Merkez bünyesinde verilecek temel eğitimler girişimcilerin ürünlerini ticarileştirmeleri sürecinde yardımcı olurken, odaklandıkları konulara yönelik özel eğitimler ise projelerini geliştirmelerinde faydalı olacak.

"ÖN KULUÇKA MERKEZİ"-

ODTÜ Teknokent yönetimi, fikri olan ancak bunu uygulayacak mekan, araç ve gereci olmayan öğrencilerine Teknopark içerisinde oluşturulan "Ön Kuluçka Merkezi"nde bir yer vererek, projelerini hayata geçirmeleri için destekte bulunuyor.

Ön kuluçka merkezinin işleyiş süreci iki aşamadan oluşuyor. İlk aşama; eğitimler, yönlendirme ve iş planı hazırlama, ikinci aşama ise proje geliştirme ve ticarileşme olarak gerçekleşiyor. Merkezin sunduğu altyapı ve eğitim imkanlarından faydalanacak öğrenci ve girişimciler, yapılan online başvurular arasından seçilecek.

Merkez oyun konusunda öncü kuruluşlar arasında yer alan Microsoft, Intel, ve Exper tarafından destekleniyor. Bu kuruluşlar merkezin ihtiyaç duyduğu donanım ve eğitimleri sağlamanın yanı sıra merkezde geliştirilecek projelerin hem gelişim hem de pazarlama aşamalarında destek olacak.

Ayrıca, popüler bilgisayar oyunu CRYSIS ve CryENGINE 2 oyun motorunun
yapımcısı CRYTEK firması, başvuranların sayısına, niteliğine, motivasyon
ve ilgisine göre merkeze destek verebilecek.

ÖSS'ye Gireceklere Müjde...

YÖK Başkanı Özcan üniversiteye hazırlananlara müjde gibi açıklama yaptı. Üniversitelerin kontenjanlarında yüzde 25'in üzerinde artırma geliyor.. İşte önemli ayrıntılar..

YÖK Başkanı Özcan üniversiteye hazırlananlara müjde gibi açıklama yaptı. Üniversitelerin kontenjanlarında yüzde 25'in üzerinde artırma geliyor.. İşte önemli ayrıntılar..

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), gelecek akademik yıl için üniversitelerin kontenjanlarını artırmak üzere yeni bir düzenlemeye gitmeye hazırlanıyor. Bu
düzenlemeyle, üniversitelerin kontenjanlarında yüzde 25'in üzerinde
artış olması planlanıyor.

YÖK, üniversitelerin kontenjanlarını arttırmak için bir formül
geliştirdi. Buna göre, kontenjanlar belli bir standartta, bu formüle
göre otomatik olarak artacak.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversitelerin kontenjan
sayıları ile ilgili olarak AA muhabirlerine açıklamalarda bulundu.

Kontenjanlarla ilgili çalışma yürüttüklerini belirten Özcan, çalışmaları
bu ayın 15'ine kadar bitirmeyi ve YÖK Genel Kuruluna yetiştirmeyi
planladıklarını söyledi. Özcan, ''15'inden geç kalırsak kılavuz
basılamaz. Onu yetiştirmek durumundayız'' dedi.

Özcan, yaptıkları çalışma konusunda şu bilgileri verdi:

''Eskilerinki gibi yapmadık. Evvelkiler nasıl yapıyormuş? 'Teker teker
bunu arttıralım, bunu indirelim, bunu arttıralım...' Biz öyle değil, bir
tane formül geliştirdik. Öğretim üyesi sayısını ve öğretim üyesi
sayısındaki değişikliği baz aldık. Kontenjanlar o bazda artacaksa
artıyor. Bundan sonra biz burada olmasak da üniversiteler bizim
formülümüzü kullanarak kendileri ne kadar isteyeceklerini
bulabilecekler, yani o kadar şeffaf bir şey bu.

Hem öğrenci ve öğretim üyesi sayısını dengelemek için hem de artışları
belirli bir seviyede tutabilmek için, kafadan yapmamak için bunları...
Şimdi siz bize sorarsınız; 'Niye bu bölüm bu kadar az da bu bölüm bu
kadar arttı?' Artık hiçbir şey sormayacaksınız. Artık bir formül var. O
formülde diyor ki; mesela, öğretim üyesi 5'ten azsa, artışı yapma. Eğer
5'in üzerinde 1 arttıysa... Mesela geçen sene 5'miş de bu sene 1 öğretim
üyesi almışlar. Diyor ki o zaman kontenjanı 10 arttır. Yani 1 öğretim
üyesine 10 çocuk arttır. 5'in üzerinde 2 hoca gelmiş bölüme, diyor ki 20
arttır. İşte böyle giden bir şey, hoş bir şey.''

Formülün geliştirilme gerekçesine ilişkin Özcan, şunları söyledi:

''İnsanlar, niye şunu şu kadar arttırdınız? Buna 50 arttırdın da buna 10
arttırdın dediklerinde ne cevap vereceğiz? 'Bir formül üretelim' dedik.
Daha bu sene bilgimiz yok. Bir daha ki sene sınıf sayıları, sınıfların
kapasiteleri, okulun bütçesi hepsini dikkate alacağız. Bu sene sadece
2-3 tane parametre kullandık. Bilgi yoktu çünkü...''

-''ÜNİVERSİTELERDEN GELEN TEKLİFLERE DE BAKACAĞIZ''-

Geliştirdikleri bu formülü bilgisayara yüklediklerini belirten Özcan,
şöyle devam etti:

''Şimdi yaptığımız, bilgisayarın ürettiklerini, formülün yanlış yaptığı
yerler de olur düşüncesiyle kontrol etmek. Çok küçük bölümler oluyor.
Lisan için, mesela Çince, Hititoloji, Sinoloji... Sınıf öğretmenliği
için çok insan vermemek için, onlar geldiğinde bakıyoruz. Türkiye'de çok
sınıf öğretmenliği var, onu biraz aşağı indirelim. Bizim formül diyor
ki; mesela bu programa 120 tane alıyorsunuz, 100 tane yeter. Biz bunu
aşağı çekiyoruz.

Teker teker yapıyoruz. 3 bin 880 tane program var hepsini yapacağız
teker teker. Pazartesi gününe bitirmeyi çalışacağız. Pazartesi günü
bunları yürütme kurulu konuşacak. 'Problemli olanlar var mı?' diye,
yoksa aynen genel kurula getireceğiz.''

YÖK Başkanı Özcan, üniversitelerden gelen tekliflere de baktıklarını
beliren Özcan, şunları kaydetti:

''Bir, teklifi baz alıyoruz; bir de şimdiye kadar en fazla bölümde hangi
yıl kaç kişi aldıklarına bakıyoruz. Mesela 2000 yılında 100 kişiyle
başlamış, diğer yıl 80'e indirmiş, diğer yıl aldığını 60'a indirmiş.
Devamlı böyle indiriyor. Biz en yüksek aldığı öğrenci sayısı neyse,
diyoruz ki başta 100 kişi alabildiğine göre, şimdi de alabilir.''

Üniversitelere kontenjan isteklerinin ne kadar olduğunu sorduklarını
ifade eden Özcan, ''Geçen sene 189 bin öğrenci istemiş bütün
üniversiteler, bu sene 182 bine indirmişler. 7 bin azalmış. Yani dışarda
1,2 milyon çocuk beklerken, bizim üniversitelerimiz maalesef 7 bin daha
kontenjan azaltması yapmış. Şimdi onu bayağı arttıracağız, bu formüle
göre'' dedi.

-''GÖNÜL RAHATLIĞIYLA EVİME GİDEBİLİRİM''-

Formülü uygulama kararını yürütme kuruluyla aldıklarını belirten Özcan,
kontenjan arttırılmasını önce devlet üniversitelerinde, daha sonra da
vakıf üniversitelerinde gerçekleştireceklerini söyledi.

Kontenjan artışının yüzde 25'in üzerinde olacağını ifade eden Özcan,
bunun geçen sene yüzde 3-4 gibi olduğunu hatırlattı. Özcan, ''Buna
önlisans ve lisans dahil. Kontenjanlarda yüzde 25'in üzerinde artış
olacak'' dedi.

''En önemli işlerinin 1,2 milyon çocuğa yer bulmak olduğunu'' anlatan
Özcan, diğer önemli işlerinin ise öğretim üyesi bulmak, kaliteyi
yükseltmek olduğunu ifade etti.

Üç tane büyük hedefleri olduğunu belirten Özcan, ''Benden 4 yıl içinde
istenecek şey bu üç tane şey: Çocukları yerleştir, yeteri kadar öğretim
üyesi bul, kaliteyi yükselt. Bu 3'ünü yapabilirsem ben 4 yıl sonra
buradan gönül rahatlığıyla evime gidebilirim. Çok hoş olur'' diye
konuştu.

-''DİĞER BİR ÖNEMLİ İŞİMİZ DE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM''-

Bu formül ile bilgiye ulaşmanın kolaylaşacağını belirten Özcan,
''Formülü vereceğiz. Bölüme soracaksınız: 'Sizin kaç tane öğretim üyeniz
vardı geçen yıl? Bu yıl ekleme oldu mu? Kaç ekleme oldu? Geçen sene kaç
öğrenci almıştınız?' Bu bilgileri alınca kendin formülü kullanarak
yapabileceksin'' dedi.

Uygulamaya şöyle bir eleştiri gelebileceğini ifade eden Özcan, şunları
kaydetti:

''Sayısal artış kalitede düşmeye neden olur. O doğrudur ama 3-4 yıl
içinde bizim 1,2 milyon çocuğu eritmemiz lazım. Zaten büyük bir kısmını
mesleki ve teknik okullara aktarmaya çalışacağız. Diğer bir önemli
işimiz de mesleki ve teknik eğitimi adam etmek. Eğer oraya
aktarabilirsek büyük kısmını...

Zaten 1,6 milyon çocuk sınava giriyor. Eğer bunların yüzde 30'u
üniversiteye gelseydi, 480 bin çocuk gidecekti. Zaten biz 400 bin
tanesini alabiliyoruz. 80 binlik bir artış yapardık, bu sene 50'sini
yapsak, bir daha ki sene de bir 50 yapsak. Fazlasıyla rahat rahat
yerleştirirdik ama yüzde 70'i öbür tarafa gitmiyor ki... Tam tersi yüzde
70'i bu tarafa geliyor. Bu tarafa geldiği için büyük bir sıkıntı oluyor
Türkiye'de. Olmasın, yerimiz var. O zaman ne dershane kalacak...''

-''DERSHANEYİ KESİNLİKLE KALDIRAMAZSINIZ''-

''Dershane niye kalkmıyor diye?'' kendisine sorduklarını belirten Özcan,
dershanenin hiçbir zaman kalkmadığını, kalkacağı anın, arz ve talebin
kesiştiği yer olduğunu ifade etti. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sen herkese üniversitede yer bulursan hiç kimse dershaneye gitmez.
Niye gitsinler ki? Amerika'da, Avrupa'da gidiyorlar mı? Gitmiyorlar. O
okulu seçiyor, olmazsa başkasına gidiyor. Muhakkak bir yer var. Bizde
yer yok ki... Onun için siz uğraşmayın dershanenin kaldırmasıyla.
Kesinlikle kaldıramazsınız. Matematiksel bir şey bu. Yerin yok, rekabet
varsa, yarışma varsa kurs da var. Herkes rekabeti iyi olsun diye kurs
alıyor. Gayet mantıksal bir şey.''

-''VERİ TABANINI TOPLAYACAĞIZ''-

YÖK'ün daha önce veri tabanı olmadığını ve geniş çaplı bir veri tabanı
hazırlayacaklarını anlatan Özcan, ''Siz bize 'edebiyat bölümünde, bir
hoca başına kaç kişi düşüyor?' diye sorsanız, hemen cevap verecek
durumdayız. Biraz daha zaman geçsin daha çok şeyler yapılacak. Veri
tabanını toplayacağız. Yayınlayacağız, herekse açık olacak'' diye
konuştu.

Üniversitelerin hangi bölümünde kaç öğretim üyesinin çalıştığının
bilgisinin mevcut olduğunu ifade eden Özcan, ''Ancak 'Öğretim üyesi ne
zaman doçent oldu? Ne zaman yüksek lisan yaptı? Kaç yıldan beri o
üniversitede çalışıyor? Kadro bekliyor mu?' gibi bilgilerin olmadığını''
söyledi. Özcan, ''Onları bulmak için epey uğraşıyoruz, bundan sonra
uğraşmayacağız'' dedi.

Kontenjanların arttırılmasına ilişkin çalışma, yetiştirilmesi durumunda
15 Mayıs 2008 tarihinde yapılacak YÖK Genel Kurulu gündemine getirilecek.

Koçal, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in kadrolaşma ve liyakatsiz atama yaptığı iddiasında bulundu.

CHP Zonguldak Milletvekili Ali Koçal, Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği görevine neden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in baldızı Sema Gezgincan'ın atandığının açıklanmasını istedi.
CHP Zonguldak Milletvekili Ali Koçal, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Koçal, soru önergesinde, AKP'nin devlet kurumlarında kadrolaşma ve liyakatsiz atamalar yaptığını belirtirken, “AKP hükümetinin devlet kurumlarındaki kadrolaşma ve liyakatsiz atamalarında, aranan kriterleri nasıl belirlediği, en son 9 Mayıs 2008 tarih ve 10028 karar sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan atama kararnamesinde Sema Gezgincan'ın Bakanlık Müşaviri olarak atamasıyla belli olmuştur” dedi.
Koçal, Gezgincan'ın Ankara Anafartalar Anadolu Ticaret ve Ticaret Meslek Lisesi'nde İngilizce öğretmeni olduğunu kaydederek, Gezgincan'ın 1979 yılında göreve başladığı 1989 yılında istifa ettiği, 3 yıllık eğitim enstitüsü mezunu olduğu, son görevine 2001 yılında açıktan atandığının doğru olup olmadığını sordu.

-ENERJİ BAKANI'NIN BALDIZI-

Koçal, Gezgincan'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in eşinin kız kardeşi olup olmadığının da kamuoyuna açıklanmasını istedi. CHP'li Koçal, Bakan Çelik'e Bakanlık Müşavirliği atamalarında, konusunda uzman olan, yüksek lisans veya doktora unvanı bulunan, idarecilik görevlerinde bulunmuş eğitimciler varken, neden bu tür vasıfları bulunmayan Gezgincan'ın atandığının sordu.
Koçal, Gezgincan'a MEB'de hangi konularda ihtiyaç duyulduğunun açıklanmasını istedi.