30 Ocak 2008 Çarşamba

Türk Hava Kurumu (THK) Alanya Şubesi Tarafından Düzenlenen Model Uçak Rehber Öğretmenlik Kursu

Türk Hava Kurumu (THK) Alanya Şubesi tarafından düzenlenen Model Uçak Rehber Öğretmenlik Kursu, Halk Eğitim Merkezi'nde başladı.

Antalya'nın Alanya ilçesinde, Türk Hava Kurumu Alanya Şubesi'nin girişimleriyle rehberlik ve el işi öğretmenlerine model uçak kursu veriliyor.

Kursa 28 öğretmen kursiyerin katıldığını söyleyen THK Alanya Şubesi Saymanı Emine Keyaoğlu, "28 Ocak'ta başlayan Model Uçak Rehber Öğretmenlik Kursu ilçemizde ilk defa açıldı. Kurs sonunda kursiyerlerimize sertifika vereceğiz. Bu sertifika ile katılımcılar bulundukları okullarda Havacılık Kulübü açabilecek ve öğretmenlik yapabilecekler" dedi. Emine Keyaoğlu, hava şartlarının uygun olması halinde 2 Şubat günü Alanya-Gazipaşa Havalimanı'na giderek model uçakları uçuracaklarını söyledi.

Kurs öğretmeni Emel Yaslıman, model uçak kursunun 6 gün süreceğini ve kurs sonunda uçuş gerçekleştirileceğini söyleyerek, "Model uçakcılık kendi aralarında birçok dala ayrılıyor. Pahalı bir uğraş değil ve bu kursların bütün malzemelerini ücretsiz her yere gönderiyoruz. Öğretmen arkadaşlarımız bu kursu bitirince rehber öğretmen sertifikasını alacaklar. Daha sonra okullarında havacılık kolu kurup bizlerden malzeme isteğinde bulunacaklar. Türk Hava Kurumu olarak biz ücretsiz olarak bu malzemeleri

göndereceğiz. Böylece Türk gençliğine ve çocuklarımıza daha çok ulaşmış olacağız" dedi.

Çocuk sağlığı parasından dolayı Doğu ile Güneydoğu Anadolu bölgelerinde aileler çocuklarının aşılarını daha iyi takip ediyor

Beş yıldır yürürlükte bulunan çocuk sağlığı parasından dolayı Doğu ile Güneydoğu Anadolu bölgelerinde aileler çocuklarının aşılarını daha iyi takip etmeye başladı. Bu durum bazı sakıncaları da beraberinde getirdi. Bazı aileler daha çok para almak için daha çok çocuk yapma yolunu tercih etmeye başladı. Devlet, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ilköğretime devam eden her bir erkek çocuk için 19.5 YTL, kız çocuk için 23 YTL, okula gitmeyen çocuk için de 15 YTL veriyor.

Bitlis'in Güroymak ilçesi Sağlık Grup Başkanı Dr. Fahrettin Barlık, sırf çocuk sağlığı parası almak için çok çocuk yapılmasının sakıncalı olduğunu vurguladı.

Geçmişte (Devlet çocuğumuz olmasın diye kısırlık aşısı yaptırıyor) diyen ailelerin şimdi çocuklarını aşılatmak için sağlık ocağına getirdiğini söyleyen Barlık, "5 yıl önce Güroymak'ta sadece aşıların önemini bilen memurlar çocukların aşılarını zamanında yaptırıyorlardı. Kırsal bölgeler ve köylerdeki çocukların hiç aşıları yapılmıyordu. Köylerdeki çocukların aşılarını yapmak için hemşireleri görevlendiriyorduk. Buna rağmen aileler aşı yaptırmıyordu. Devlet çocuk sağlığı parasını vermeye başlayınca aileler de çocuklarının aşılatılması için sağlık ocaklarına gelmeye başladı." dedi.

Çocuk sağlığı parasından dolayı bölgede aile planlamasının da bozulduğunu kaydeden Barlık, "Bazı vatandaşlarımız (Fazla çocuğumuz olsun fazla para alalım) düşüncesiyle aile planlamasını alt üst etti. Bu insanları ikna etmek için çok zorlandık. Bazı erkekler, kadınların sağlığını düşünmüyor. Nasıl olsa devlet para ödüyor diyerek çocuk sayısını artırıyor. Vatandaşlarımız burada çocukların geleceklerini düşünmüyor; (Kadın gebe olursa gebelik parası alırım, 0 ile 6 yaşında çocuk sağlığı parasını alırım, 7 ile 15 yaş arasınde eğitim parasını alırım) diyor. Hal böyle olunca erkekler bütün günlerini kahvehane köşelerinde geçiriyor." şeklinde konuştu.

Güroymak Sağlık Grup Başkanı Dr. Fahrettin Barlık, 2007'de Güroymak ilçesinde 26 mahalle 29 köy ve 5 mezrada 42 bin 57 kişiye aşılarının yapıldığı belirterek, aşılama oranının yüzde 100'e yaklaştığını söyledi. (Cihan Haber Ajansı)

Mardin Valiliği, 976 Üniversiteliye Eğitim Bursu Verecek

Mardin Valiliği 2007-2008 eğitim yılında üniversitelerde okuyan maddi durumu düşük 976 öğrenciye eğitim bursu verecek.

Ailedeki kişi sayısı, gelir durumu, okuyan kardeş sayısı ile aile adına araç ve gayri menkul bulunup bulunmadığı değerlendirmesi sonucunda Mardin merkezde 145, Dargeçit'te 96, Derik'te 33, Kızıltepe'de 112, Mazıdağı'nda 13, Midyat'ta 167, Nusaybin'de 389, Ömerli'de 5 ve Savur'da 12 olmak üzere toplam 976 öğrenciye kişi başına yıllık 600 YTL tutarında eğitim yardımı yapılacağı belirtildi.

Mardin'deki eğitim kalitesini yükseltmek için gayret gösterdiklerini belirten Vali Mehmet Kılıçlar, "Mardin'deki derslik ihtiyacını yaptığımız okullarla asgari seviyeye indirdikten sonra üniversitede okuyan maddi durumu yetersiz öğrencilerimize destek olmak için ilk defa böyle bir çalışma başlattık. Bu eğitim-öğretim sezonu için valilik olarak vakıf aracılığı ile 976 öğrencimize yıllık 600 YTL toplam 580 bin YTL maddi yardım yapacağız. ÖSS'deki başarımızı arttırmak için kurduğumuz sınav merkezi ile bütün okullarımızdaki öğrencilerimizi hem ÖSS'ye hazırlıyor hem de bilgi ve becerilerini ölçüyoruz" dedi.

Başvuruların internet üzerinden alındığını vurgulayan Vali Kılıçlar, değerlendirilmelerin oluşturulan komisyonlar tarafından hakkaniyet ölçüsünde yapıldığını sözlerine ekledi. (Cihan Haber Ajansı)

Eğitici Bilişim Teknolojileri Formatör Öğretmenlik Sınavına Sözleşmeli Öğretmenlerin Girememesi Meclis Gündemine Taşındı

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacak Eğitici Bilişim Teknolojileri Formatör Öğretmenlik sınavına sözleşmeli öğretmenlerin girememesi Meclis gündemine taşındı.

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in yanıtlaması istemi ile verdiği soru önergesinde; Eğitici Bilişim Teknolojileri Formatör Öğretmenlik sınavına sözleşmeli öğretmenlerin neden alınmadığını sordu. İnce, "Sözleşmeli öğretmenlerin bu sınava alınmaması, her fırsatta kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler arasında fark yok diye açıklamalarda bulunan sizin dayanağı olmayan açıklamalar yaptığınızın bir göstergesi midir?" sorusuna yanıt istedi. (ANKA)

Uluslaraarası Eğitimcilerden Kanada'ya Ermeni Soykırımı Mektubu

Uluslararası Avrasya Eğitimciler Derneği Genel Başkanı Şuayip Özcan, Ermeni soykırımı iddialarının Kanada'da liselerde seçmeli ders olarak okutulması ile ilgili olarak Kanada Hükümeti, Büyükelçiliği ve eğitim kurumlarına mektup gönderdi. Özcan, mektubunda, Türk milletinin tarihinde soykırım yapmadığını belirterek, iki ülke arasında düşmanlık sokabilecek duruma müdahale edilmesi gerektiğini söyledi.

Uluslararası Avrasya Eğitimciler Derneği Genel Başkanı Özcan, Kanada'nın Toronto kentinde 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını içeren "Tarihte ve Günümüzde Soykırım" isimli dersin liselerde seçmeli olarak okutulmaya başlandığını bildirdi. Özcan konu ile ilgili olarak Kanada Hükümeti, Kanada Büyükelçiliği ve Kanada'da bulunan çeşitli eğitim kurumlarına bir mektup gönderdi. Özcan mektubunda, söz konusu dersin okutulmasının hem tarihi gerçeklere hem de pedagoji ilmine aykırı olduğunu savunarak, "Hiçbir uluslararası mutabakata dayanmayan, hiçbir tarihi belgeyle ispatlanmamış olan sözde Ermeni soykırımını, yaşanmış bir gerçek olara kabul etmek ve genç beyinlere empoze etmek en hafif deyimle gaflettir. Yapay mağdurlar yaratarak dram senaryoları yazmak ve bunun üzerinden de şerefli bir milleti zan altına somak düşmanca bir tutumdur" dedi.

Özcan, Türk milletinin, tarihinin hiçbir döneminde ve hakim olduğu hiçbir coğrafyada soykırım yapmadığına değinerek, Türkiye'de yaşayan Ermeni, Rum ve Yahudi'lerin de her konuda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak yaşamakta olduğunun da altını çizdi. Özcan söz konusu durumun sahip olunan huzuru bozmaya dönük olduğunu kaydederek, "Bu bağlamda Toronto Halk Okulları yönetiminin aldığı karar tarafımızca, iki millet arasındaki kin ve düşmanlık sokabilecek bir girişim olarak değerlendirilmektedir" açıklamasında bulundu.

Özcan, bu duruma Kanada Hükümeti'nin derhal müdahale etmesini istedi.(ANKA)

Kadının Toplumdaki Yeri Konulu Seminer Düzenlendi

Gaziantep'te Şahinbey Belediyesi, Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği işbirliği ile "Kadının Toplumdaki Yeri" konulu seminer düzenlendi.

Şehitler Sosyal Tesisi'nde Av. Handan Koral tarafından verilen seminere Şahinbey Belediye Başkan Yardımcısı Lebriz Keçeci Güzelbey ve Şahinbey Halk Eğitim Şube Müdürü Hasan Çalışkan katılırken seminere kadınlar yoğun ilgi gösterdi. İnsanın kendini tanımasının ve anlamasının, kendi saygınlığını ve özgüvenini oluşturmadaki önemine dikkat çeken Koral, her kadın kendisini ne kadar iyi hissederse ve severse topluma o kadar faydalı olabileceğini söyledi.

Toplumda çalışan kadınla ev hayatını sürdüren kadın arasında çok büyük uçurum varmış gibi bir algı olduğunu kaydeden Koral, "Bizim bu tür bilgilendirme seminerleri düzenlememizdeki amaç, bu tür düşünceleri ortadan kaldırmak” dedi.

Koral, ayrıca kadının sürekli kendini yetiştirip, geliştirerek toplumdaki yerini alması gerektiğine dikkat çekerek, kadının anne kimliği ile toplumu şekillendirdiğini söyledi.

Her alanda insanların sosyal yaşamlarına katkı sağlamak amacıyla belediye bünyesinde hizmet veren mahalle evlerinde periyodik aralıklarla eğitici seminerler verildiğini kaydeden Şahinbey Belediye Başkanı Ömer Can da, amaçlarının, verilen bu seminerlerle insanlarımızın daha bilinçli aileler ve bireyler olmalarını sağlamak olduğunu belirterek, bu konuda ulaşılabilen, her bir birey için eğitici, yön gösterici olmayı hedeflediklerini vurguladı. Türk toplumunda ailenin, önemli bir yeri olduğunu kaydeden Başkan Can, “Toplumumuzun mutluluğu, onu oluşturan ailelerin mutluluğuna bağlıdır. Bu mutlulukta annenin rolü büyüktür. Çocuk dünyaya getirme, onu besleyip büyütme, ona ilk eğitimi verme görevi, annenindir. Türk toplumunda kadın, her yerde ve her zaman, erkeğiyle duygu ve düşünce birliği içinde yaşamaktadır” şeklinde konuştu.

Kantinlerde "Denetleme" Sorunu Çözülemiyor

MEB Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı, okul kantinlerinde, yayımlanan genelgelere rağmen "hijyen ve denetim" sorununun çözülemediğini açıkladı. Başkanlık, konunun milli eğitim müdürlükleri tarafından okul müdürlerine bildirilmesini ve müdürlerce kantinlerin denetlenmesini istedi.

Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Nezir Kahraman tarafından Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e iletilen yazıda, okul kantinlerinin denetimi konusunda başarı sağlanamadığı bildirildi. Yazıda, okul kantinlerinin denetimi ve hijyen kuralları konusunda 2007'nin Nisan ayında bir genelge çıkarıldığı hatırlatıldı. Kahraman, 10 Eylül 2007'de okul kantinlerinin denetimi konusunda belediye ve emniyet müdürlüklerinin katkısını sağlamak amacıyla valiliklere yazı gönderdiklerini de açıkladı.

-OKUL MÜDÜRLERİ BİLGİLENDİRİLECEK-

Kahraman'ın Bakan Çelik'e gönderdiği yazıda, şu ifadelere yer verildi:

"Tüm çalışmalara rağmen kantinler ile ilgili bazı sorun ve şikayetlerin devam ettiği bildirilmektedir. Söz konusu şikayet nedenlerinin etkin bilgilendirme ve denetim eksikliğinden kaynaklandığı tespit edildiğinden; kantinler ile ilgili sorunların çözümü amacıyla İl Milli Eğitim Müdürlerinin, İlçe Milli Eğitim Müdürlerini; İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin ise okul müdürlerini uygulama talimatları doğrultusunda bilgilendirmeleri gerekmektedir."

-SAĞLIK, TARIM, EMNİYET VE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜKLERİ TOPLANTI YAPACAK-

Kahraman, obeziteye sebebiyet verecek gıdaların da kantinlerde satışının caydırılması ve bu konuda çeşitli etkinliklerin yapılmasının gerektiğini belirtti. Kahraman, hem MEB hem de Sağlık Bakanlığı'nın konu ile ilgili emirleri bulunduğuna işaret etti. Kahraman, "İl milli eğitim müdürlüklerinin kantin ve obezite konusunda; il sağlık, tarım ve emniyet müdürlükleri ile işbirliği içinde olmaları, bu konuları içeren gündemle İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile bir toplantı yapmaları, İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri de aynı şekilde okul müdürleri ile toplantı yapmaları ve toplantıda alınacak kararların sürekli ve kalıcı bir şekilde uygulanması gerekmektedir" önerisinde bulundu. (ANKA)

Ataköy'de Bir Lise Öğrencisi İntihar Etti

Ataköy'de bir lise öğrencisi, henüz bilinmeyen bir nedenle intihar etti. Oğlunu aşağı atlamak üzereyken camda gören anne, tüm çabalarına rağmen, oğluna engel olamadı. Hayatını kaybeden gencin, daha önce evlerinde meydana gelen yangın sırasında ölümle burun buruna geldiği ve son anda yetişen itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldığı öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre Bakırköy Belediyesi eski Sağlık İşleri Müdürü Şemsettin Hatipoğlu'nun lise öğrencisi oğlu Emir, saat 01.30 sıralarında Ataköy 9. Kısım, B-1 Blok, 50 numaradaki evinin camından atlayarak intihar etti. Oğlunun camı açarak atlamaya çalıştığını gören anne Ayşegül Hatipoğlu, tüm müdahalesine rağmen oğlunu ikna edemedi. Annesine 'Hakkınızı helal edin' diyerek, kendisini boşluğa bırakan Emir, bahçede bulunan bir ağaca çarparak, yere çakıldı. Emir'e ilk müdahaleyi doktor olan babası Şemsettin Hatiboğlu yaptı. Sağlık ekipleri gelene kadar oğlunu yaşatmaya çalışan baba, daha sonra çaresiz gözlerle oğluna kalp masajı yapılmasını izledi. Bu sırada acılı anne ise 'Lütfen oğlumu yaşatın' diyerek, sinir krizi geçirdi. Oğlu Emir'e sürekli 'Yaktın beni Emir. Değer miydi oğlum' şeklinde seslenen baba Hatipoğlu, gözyaşlarını tutamadı. Emir Hatipoğlu, sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen hayatını kaybederken, baba Hatipoğlu uzun süre oğlunun elini bırakmadı. Gencin cesedi, polis ekiplerinin incelemelerinin ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Emir Hatipoğlu, yaklaşık bir yıl önce evlerinde çıkan yangında annesi Ayşegül Hatipoğlu ve arkadaşı Harun Tuzlu'yla beraber içeride mahsur kalmış ve ölümle burun buruna gelmişti. Yangına müdahale eden itfaiye ekipleri tarafından kurtarılan Emir, Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülerek, tedavi altına alınmıştı. Aynı evin penceresinden atlayarak hayatını kaybeden Emir'in olay yerine gelen bazı arkadaşları da sinir krizi geçirdi. Polisin olayla ilgili yaptığı soruşturma sürerken, hayatını kaybeden Emir'in son günlerde bunalımda olduğu iddia edildi.

Terk Edilmiş Kız Çocuklarını Koruma ve Kurtarma Projesi

Adana Valisi İlhan Atış, ''Laik, çağdaş ve demokratik bir Türkiye'nin devamını istiyorsak, çocuklarımıza sahip çıkmalıyız'' dedi.

Çevre, Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı'nın (ÇESAV), Terk Edilmiş Kız Çocuklarını Koruma Ve Kurtarma Projesi'nin Adana'da uygulanmaya başlaması nedeniyle Adana Valiliği Kültür Sanat Merkezi'nde tören düzenlendi. Vali Atış, burada yaptığı konuşmada, ÇESAV'ın çok önemli bir görevi üstlendiği ifade ederek, bu anlamda projeye ve korunmaya muhtaç çocuklara daha fazla yardım yapılması gerektiğini söyledi. Korunmaya muhtaç çocuklara yardım için el ele verilmesi gerektiğini ifade eden Atış, şunları söyledi:

"Laik, çağdaş ve demokratik bir Türkiye'nin devamını istiyorsak, çocuklarımıza sahip çıkmalıyız. Çocuklarına sahip çıkmayan bir milletin yaşaması mümkün değil. Hep beraber, el ele vererek, çocuklara sahip çıkmalıyız. Şu anda sokaklarda duvar diplerinde üşüyen, evi olmayan, eli ayağı titreyen, aç çocuklar var. Ama bu vakıf, o çocukların bir kısmını koruma altına alarak, ülkenin geleceğini teminat altına alıyor. O çocuklar hepimizin çocukları."

Valilik olarak vakfa gereken yardımı yaptıklarını belirten Atış, kız çocuklarının korunması amacıyla açılan evlerin sayısının artırılması gerektiğini ifade etti. Eski Devlet Bakanı ve ÇESAV Başkanı Dr. İmren Aykut ise İstanbul, Ankara ve İzmir'den sonra sokağa terk edilmiş kız çocuklarını koruma projesini yaşama geçiren ''Vakıf Evi''nden Adana'ya 3 tane açtıklarını söyledi.

Aykut, bu projenin kendileri için büyük anlam taşıdığını vurgulayarak, ''Evlerimizde öncelikle bunları topluma kazandırmaya çalışıyoruz. Ev ve günlük hayatın tüm inceliklerini öğretiyoruz. Daha sonra okula gönderiyoruz. Okul sonrası da iş sahibi yapıyor, mutlu bir yuva kurmalarını sağlıyoruz'' dedi. Aykut, bugüne kadar 550 çocuğu okuttuklarını ve üniversiteyi bitirmelerinin sağlandığını belirterek, Türkiye genelindeki vakfı evi sayısını 10'a yükselttiklerini ve katkıda bulundukları kız sayısının ise 80'e ulaştığını kaydetti.

Konuşmaların ardından İmren Aykut, projeye destek veren Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'a, Adana Valisi İlhan Atış ise Suzan Sabancı Dinçer adına Akbank Bölge Müdürü Eyüp Dönmez'e birer hediye verdi.

Haber: ' Bu Benim Eserim' Proje Yarışmasına Sakarya'dan 184 Başvuru Yapıldı

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilköğretim okulları arasında düzenlenen 'Bu Benim Eserim' proje yarışmasına Sakarya'dan 184 başvuru yapıldı.

Matematik ve fen alanında hazırlanan öğrenci projelerinin yer aldığı yarışmaya il merkezindeki okullardan 98, Hendek'ten 15, Akyazı'dan 14, Geyve'den 13, Kocaali'den 13, Karasu'dan 10, Sapanca'dan 7, Kaynarca'dan 6, Söğütlü'den 4, Ferizli'den 3 ve Pamukova'dan 1 proje katılıyor. 'Bu Benim Eserim' projesinde değerlendirme kurulu olarak görev yapan İl Çalışma Grubu'nun 4-29 Şubat, Bölge Çalışma Grubu'nun 3 -14 Mart tarihleri arasında yapacağı değerlendirmeler sonunda sergiye kabul edilecek projeler 8 Nisan'da açıklanacak.

Ülkemizin ihtiyaç duyduğu geleceğin bilim insanlarını yetiştirmek, yetenekli çocuklara sahip çıkmak ve onlara erken yaşta araştırmacı bir ruh kazandırmayı amaçlayan "Bu Benim Eserim" proje yarışmasının final sergisi 20-21 Mayıs tarihlerinde Ankara'da yapılacak. Milli Eğitim Müdürlüğü Proje Yürütme Birimi'nin başarılı çalışmaları sonucu bu yıl okullardan yarışmaya katılan proje sayısında geçtiğimiz yıla göre büyük bir artış sağlandığı belirtildi. (Cihan Haber Ajansı)

Başörtüsünün Yüksek Öğretimde Serbest Bırakılmasını İçeren Anayasa Değişikliği Teklifi, Yarın TBMM Anayasa Komisyonunda Görüşülecek

Başörtüsünün yüksek öğretimde serbest bırakılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifi, yarın TBMM Anayasa Komisyonunda görüşülecek.

AK Parti ve MHP'li 348 milletvekilinin imzasıyla Meclis Başkanlığına verilen ve Anayasanın ''Kanun önünde eşitlik'' başlıklı 10. ve ''Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi'' başlıklı 42. maddelerinde değişiklik içeren teklif, yarın TBMM Anayasa Komisyonunda ele alınacak.

TBMM Genel Kurulunda, teklifin görüşmeleri ve ilk tur oylaması 5 Şubat Salı, ikinci turu ise 8 Şubat Cuma günü yapılacak. (Anadolu Ajansı)

Tipide yolunu kaybederek, dağda 24 saat mahsur kalan ilköğretim okulu öğrencisi donmak üzereyken bulundu

Tipide yolunu kaybeden Manisa'nın Soma İlçesi'ne bağlı Söğütçük Köyü'nde, bastıran tipide yolunu kaybederek, dağda 24 saat mahsur kalan ilköğretim okulu öğrencisi 14 yaşındaki Erkan Topal, jandarma, sivil savunma ve Arama Kurtarma Topluluğu (AKUT) ekipleri tarafından kurtarıldı.

Soma İlköğretim Okulu 7'nci sınıf öğrencisi Erkan Topal, dedesi Mehmet Çetin'e karnesini göstermek için dün saat 15.00 sıralarında, ilçeye bağlı Sögütçük Köyü'ne gitti. Erkan Topal, dedesiyle bir süre sohbet edip, karnesini gösterdikten sonra, dağdaki ağılda bulunan hayvanları sevmeye gitti. Öğrenci yoldayken başlayan kar yağışı, kısa sürede tipiye dönüştü. Yönünü kaybeden Erkan Topal, köye dönmek isterken, daha da uzaklaştı. Torununun uzun süre dönmemesi üzerine merak eden Mehmet Çetin, köylülerle birlikte aramaya çıktı. Ancak bir sonuç alamayınca, Soma İlçe Jandarma Komutanlığı'na haber verdi. Soma İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, İzmir ve Manisa'dan gelen Sivil Savunma ekipleri ve AKUT'un da desteğiyle dağda, bugün sabah saatlerinden itibaren Topal'ı aramaya başladı. Topal, köyün yakınında, bugün saat 15.00 sıralarında bulundu. Anne Fatma Topal, dedesinin evine getirilen oğluna sarılarak, gözyaşlarına boğuldu. Donmak üzere olan Topal, battaniyeye sarılıp, ayaklarına sıcak suda masaj yapıldı. Vücudunun birçok yerinde morluklar oluşan Topal, daha sonra AKUT'a ait bir araçla, Beşyol Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak, tedaviye alındı.

YAŞADIĞI DEHŞETİ ANLATTI

Erkan Topal, yaşadığı korku dolu anları şöyle anlattı:

“Ağıla giderken birden tipi başladı. Köye dönmek istedim. Ancak, tipi o kadar şiddetliydi ki, yolumu kaybettim. Köye dönmek isterken, daha da uzaklaşmıştım. Bir ağacın altına sığındım. Fakat bu sırada iki domuz görünce, panikle kaçmaya başladım. Yorulunca karların üzerine yığılıp, bir süre uyumuşum. Kendime geldiğimde üzerim karla kaplıydı. Uyumaya devam edersem öleceğimi biliyordum. Güçlükle kalkıp yürümeye başladım. Bir tepeye geldiğimde, köyün birinin bacasından duman geldiğini gördüm. O yöne doğru yürüdüm. Köyün çok yakınına geldiğimde, yorgunluktan tekrar yere yığıldım. Ancak, kendimi toplayıp, tekrar yürümeye devam ettim. Bu sırada, jandarma, sivil savunma ve AKUT ekipleri geldi. Biraz daha geç kalınsaydı belki de ölecektim. Dayanacak gücüm kalmamıştı.''

Niğde'de servis aracı okula gelmeyince evine yaya gitmek isterken kaybolan öğretmen, donmak üzereyken bulundu

Kent merkezi dışındaki Efendibey Mahallesi'nde bulunan Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Sevgi Evleri'nde grup öğretmeni olarak görev yapan Münir Koç (45), kar yağışı ve tipi yüzünden yollar kapandığı için servis aracı gelmeyince, evine yürüyerek gitmek üzere yola çıktı.

Şiddetli tipi nedeniyle yolunu kaybeden Koç'un evine gelmemesi üzerine yakınları, durumu polis ve jandarmaya bildirdi.

Jandarma, polis ve Niğde'deki AKUT ekiplerinin çevrede yaptığı aramada Münir Koç, 3 saat sonra donmak üzereyken bulundu.

Münir Koç'un Niğde Devlet Hastanesinde tedaviye alındığı, sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi, “Doğu Akdeniz Sorunu ve KKTC’ye Etkileri” konulu panel düzenliyor

Panelin açılış konuşmalarını, Başkent Üniversitesi (BÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ve BÜ Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Selçuk Uslu yapacak. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Arama Daire Başkanı Ahmet Faruk Öner ve Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Emekli Büyekeçi Dr. Ahmet Zeki Bulunç da panelde konuşma yapacak.

“Doğu Akdeniz Sorunu ve KKTC'ye Etkileri” konulu panel, yarın Başkent Üniversitesi Bağlıca Kampus'unda saat 14.00'te başlayacak.

Marmara Üniversitesinden Türban Bildirisi

Marmara Üniversitesi Senatosu, Yükseköğretim Kanunu’nun, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı çağdaş kuşaklar yetiştirme görevini üniversitelere verdiğini vurguladı.
Senato, buna aykırı her tür davranışın Türkiye'yi belirsizlik ve karanlığa sürükleyeceğini kaydetti.

Marmara Üniversitesi Senatosu, AKP ile MHP'nin yüksek öğretimde türbanın serbest bırakılması için mutabakata varmasının ardından yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, üniversitelerin eleştirel aklın ışığında bilim üreten ve bu doğrultuda eğitim öğretim yapan kurumlar olduğunu belirtildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Üniversiteler toplumların evrensel boyutta gelişmelerini sağlayan, aklın ve bilimin önderliğinde yaptıkları çalışmalarla toplum sorunlarının çözümüne de katkıda bulunurlar. Üniversiteler sorunlara çözüm ararken olması gerekeni ortaya koyarlar. Bu çözümleri değerlendirip hayata geçirecek olanların başarısı da büyük ölçüde üniversitelerle yapacakları işbirliğine bağlıdır. Bu işbirliği toplumu ileriye götürecek çağdaş insanları yetiştirme konusunda da gereklidir.”

Açıklamada, hiçbir ülkenin kendi kuruluş felsefesi ile çelişen kuşaklar yetiştiremeyeceği bildirdildi. Ayrıca, “Bu nedenle Anayasamızda belirlenen esaslar çerçevesinde Yüksek Öğretim Kanunu, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı çağdaş kuşakları yetiştirme görevini üniversitelere vermiştir. Buna aykırı her tür davranış geleceğimizi tehlikeye atacak, ülkeyi belirsizlik ve karanlığa sürükleyecektir” denildi.

Eski Polis Akademisi Başkanı Tuncay Yılmaz, polis akademisi ve harp akademilerinde okuyan öğrencilere türban serbestisinin verilmeyeceğini söyledi

Eski Polis Akademisi Başkanı Tuncay Yılmaz, anayasada yapılacak değişiklik sonrası yükseköğrenim öğrencilerine türban takma hakkı getirilmiş olmasının, polis akademisi ve harp akademilerinde okuyan öğrencilere de bu hakkın verilmiş olacağı anlamına gelemeyeceğini söyledi.

Tuncay Yılmaz ANKA'ya yaptığı açıklamada, üniforma giyinecek olan öğrencilerin türban takamayacağını belirtti.

Yılmaz, konuyla ilgili şunları söyledi: “Yönetmeliklerde belli bir üniforma öngörülüyor. Üniforma neyse o olur. Üniforma, pabuçtan kıyafete kadar uzanır. Türban kullanılamaz. Üniformayı değiştirebilirler. Ama üniforma varken öğrencinin pazarlık hakkı yoktur. Resmi üniforma varsa onu giymek zorundadır. Şapkadan sıkıldım diyemez öğrenci. Mesleğin yapılması ile ilgili bir durum, hürriyetlerle ilgili bir durum değil. Doğrudan doğruya disiplin suçu işlemiş olur türban takan kişi. Polis akademisi de bir yükseköğretim kurumu.”

-"YÖNETMELİK DEĞİŞİRSE TÜRBAN TAKILIR"-

Polis akademisi öğrencilerinin türban takabilmesi için yönetmeliğin değiştirilmesi gerektiğini kaydeden Yılmaz, "Kamu alanında hizmet verenler kullanamaz deniyor. Bizim öğrencilerimiz hizmet alan değil hizmet veren statüsünde. Öğrenciler mezun olduktan sonra çalışırken de türban takmalarının önünün açılmasını isteyecek. Toplumu iki kez germek doğru olmaz. Esas niyet neyse o yapılmalı” diye konuştu.

Seyranbağları Yetiştirme Yurdu’ndaki 13-18 yaş arası çocukların yağlıboya eserlerinden oluşan resim sergisi, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açıldı

Seyranbağları Yetiştirme Yurdu'ndaki çocukların eserlerinin yer aldığı sergide, yağlı boya tekniği ile yapılmış toplam 128 tablo görücüye çıkıyor.
Hikmet Çetinkaya Atölyesi'nde 2005 yılından bu yana resim üzerine eğitim alan çocukların tabloları ilk defa sergileniyor. Tabloların satışa sunulduğu sergide, elde edilen gelir yine çocuklar için kullanılacak.
Sergi açılışına katılan Çankaya Kaymakamı Mustafa Hulusi Arat ve Yurt Müdüresi Nurten Mertel, tüm çocukları çalışmalarından dolayı kutlayarak, böyle güzel eserlerin gençlerin elinden çıkmasının gurur verici olduğunu belirtti.

-“ONLARLA BİRLİKTE BİZLER DE BÜYÜYORUZ”-

Çocuklarla birlikte çalışmalarının her Pazar devam ettiğini ve çocukların son derece kabiliyetli olduğunu belirten Hikmet Çetinkaya Atölyesi eğitmenlerinden Atiye Arıkkan, “Onların gelişimine katkıda bulunmak, bizlere de bir şeyler katıyor. Hepsinde de bir ışık görüyoruz. Bunun en büyük nedeni, bizim onlara, onların da bizlere güvenmeleri. Hocaları olarak her zaman yanlarında olduk. Onlar da bizim bu desteğimizi görerek yaptıkları işe daha bir şevkle sarıldılar. Bu başarılı eserler bu şekilde ortaya çıktı” şeklinde konuştu.

-“RESİM YAPMAK BANA MUTLULUK VERİYOR”-

Genç ressamlardan 16 yaşındaki Tugay Gürsoy ise, 3 yıldır bu çalışmaya devam ettiğini ve sürdürmek istediğini söyledi. Gürsoy, “En önemlisi bu işten çok keyif alıyorum. Sadece yağlı boya değil, resmin her tekniğiyle çalışmak bana mutluluk veriyor” dedi.
Seyranbağları Yetiştirme Yurdu'ndaki çocukların açtığı sergi, 3 Şubat'a kadar Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde görülebilecek.

MEB Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı, okul kantinlerinde, yayımlanan genelgelere rağmen “hijyen ve denetim” sorununun çözülemediğini açıkladı

Başkanlık, konunun milli eğitim müdürlükleri tarafından okul müdürlerine bildirilmesini ve müdürlerce kantinlerin denetlenmesini istedi.
Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Nezir Kahraman tarafından Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e iletilen yazıda, okul kantinlerinin denetimi konusunda başarı sağlanamadığı bildirildi. Yazıda, okul kantinlerinin denetimi ve hijyen kuralları konusunda 2007'nin Nisan ayında bir genelge çıkarıldığı hatırlatıldı. Kahraman, 10 Eylül 2007'de okul kantinlerinin denetimi konusunda belediye ve emniyet müdürlüklerinin katkısını sağlamak amacıyla valiliklere yazı gönderdiklerini de açıkladı.

-OKUL MÜDÜRLERİ BİLGİLENDİRİLECEK-

Kahraman'ın Bakan Çelik'e gönderdiği yazıda, şu ifadelere yer verildi:
“Tüm çalışmalara rağmen kantinler ile ilgili bazı sorun ve şikayetlerin devam ettiği bildirilmektedir. Söz konusu şikayet nedenlerinin etkin bilgilendirme ve denetim eksikliğinden kaynaklandığı tespit edildiğinden; kantinler ile ilgili sorunların çözümü amacıyla İl Milli Eğitim Müdürlerinin, İlçe Milli Eğitim Müdürlerini; İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin ise okul müdürlerini uygulama talimatları doğrultusunda bilgilendirmeleri gerekmektedir.”

-SAĞLIK, TARIM, EMNİYET VE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜKLERİ TOPLANTI YAPACAK-

Kahraman, obeziteye sebebiyet verecek gıdaların da kantinlerde satışının caydırılması ve bu konuda çeşitli etkinliklerin yapılmasının gerektiğini belirtti. Kahraman, hem MEB hem de Sağlık Bakanlığı'nın konu ile ilgili emirleri bulunduğuna işaret etti. Kahraman, “İl milli eğitim müdürlüklerinin kantin ve obezite konusunda; il sağlık, tarım ve emniyet müdürlükleri ile işbirliği içinde olmaları, bu konuları içeren gündemle İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile bir toplantı yapmaları, İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri de aynı şekilde okul müdürleri ile toplantı yapmaları ve toplantıda alınacak kararların sürekli ve kalıcı bir şekilde uygulanması gerekmektedir” önerisinde bulundu.

Burası Kasımpaşa Cumhuriyeti değil; Türkiye Cumhuriyeti

Başbakan Erdoğan'a 'Burası Kasımpaşa Cumhuriyeti değil; Türkiye Cumhuriyeti' diyen İnönü Üniversitesi rektörü, TBMM'nin en büyük irade olduğunu kabul etmediğini söyledi.

NTV'ye konuşan İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmiooğlu, Başbakan Erdoğan'ı yönelik ağır sözlerle eleştirdi. Son günlerde gündeme gelen başörtüsüne özgürlük çalışmalarına tepki gösteren rektör Hilmioğlu, üniversitelerde başörtüsü probleminin olmadığını, öğrencilerin güzel güzel kapı önlerinde başını açarak derse girdiklerini ve mağdur olmadıklarını iddia etti.

Erdoğan için 'burası Kasımpaşa Cumhuriyeti değil; Türkiye Cumhuriyeti' diyen rektör, TBMM'nin en büyük irade olduğunu kabul etmediğini söyledi.

Rektörün emriyle toplanan İnönü Üniversitesi Senatosu, bugün İnönü Üniversitesinin internet sitesinde başörtüsü tartışmalarıyla alakalı sert bir bildiri yayınladı. Bildirire 'türbanın serbest bırakılması, öğrencilerden başlayarak bütün üniversite personeli arasında geçmişte olduğu gibi derin ayrışma ve kutuplaşmalara, dini ve siyasi konularda farklı düşünenler arasında çatışmalara yol açacaktır' ifadesi yer aldı. Senatonun iddiasına göre başörtüsüne özgürlük, üniversitelerden başlayarak toplumdaki barış ve huzuru bozacaktır. Yine iddiaya gör başörtüsüne özgürlük, üniversite öğrencilerinden başlayarak zaman içerisinde orta ve ilk öğretim öğrencilerini ve hatta tüm kamu çalışanlarını da kapsayacağı şimdiden ifade edilen türban serbestliğinin, masum bir özgürlük talebinin ötesinde rejimi değiştirmeye yönelik bir tehdidi...

Rektör Hilmioğlu, katıldığı canlı yayında, Anayasa Profesörü Ergun Özbudun için de eleştirilerde bulundu.

YÖK'ten bağımsız hareket eden Üniversitelerarası Kurul, başörtülü yüksek eğitim konusunda hükümete uyarı niteliğinde bir bildiri yayımlayacak

Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), AKP ve MHP'nin "yükseköğretimde türban serbestisi" üzerinde mutabakat sağlaması üzerine olağanüstü toplanmaya karar verdi. YÖK'ten bağımsız hareket eden ÜAK, hükümete uyarı niteliğinde bir bildiri yayımlayacak.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan için "Asistan dahi yapılmasında tereddüt edeceğim bir insan" diyen Prof. Dr. Celal Şengör'ü YÖK üyeliğine seçen ÜAK, 1 Şubat'ta ODTÜ'de toplanarak "üniversitelerde türban serbestisi"ni getirmek için Anayasa ve Yükseköğretim Yasası'nda yapılacak değişikliği görüşecek.

ÜAK Başkanı Prof. Dr. Musafa Akaydın, "Bu, 10 Kasım 1938'de başlayan karşı devrimin en ciddi atağıdır. Bu, laik cumhuriyetin, laiklik maddesinin içinin boşaltılma çalışmasından başka bir şey değil. Bir karşı devrim çabası. Kırılma noktası olacaktır. Anayasa Mahkemesi konuya müdahil olmazsa sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağız" diye konuştu.

YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İsa Eşme, "Ortaöğretime, ilköğretime ve hızlı şekilde kamu kurumlarına da yayılır. Çarşaflı, peçeli, eldivenli öğrenciler görmeye başlarız. Okullardaki eğitim ortamını ve ülkemizi, cumhuriyet öncesine götürür" dedi.

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, "Üniversitelere türban değil kara çarşaf da girer. Siyah başörtüsünü omzuna atan gelir. Başına sarık takan 'Üşümüştüm' der. Bu, Atatürk'ün koyduğu Kılık Kıyafet Kanunu geçersiz anlamındadır. Devrim yasalarına aykırı" diye konuştu.

MÜ: Kuruluş felsefesi ile çelişir

Marmara Üniversitesi Senatosu'nca yapılan duyuruda da şöyle denildi: "Anayasamızda belirlenen esaslar çerçevesinde, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı çağdaş kuşakları yetiştirme görevini üniversitelere vermiştir. Buna aykırı her tür davranış geleceğimizi tehlikeye atacak, ülkeyi belirsizliklere ve karanlığa sürükleyecektir."

TED, Abdullah Gül'ün TED Ankara Koleji'de okuyan oğlu Mehmet Emre'nin, yönetimden ''namaz kılmak için yer istediği'' söylentilerinin asılsız dedi

Türk Eğitim Derneği (TED), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün TED Ankara Koleji 10. sınıf öğrencisi olan oğlu Mehmet Emre Gül'ün, okul yönetiminden ''namaz kılmak için yer istediği'' şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ve TED Ankara Koleji Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sunullah Salırlı'nın imzalarını taşıyan yazılı açıklamada, bazı internet sitelerinde ''Mehmet Emre Gül'ün namaz kılmak için okulda yer istediği'' şeklinde haberler yayınlandığı belirtilerek, ''gerçeği yansıtmayan bu haberle ilgili olarak basın açıklaması yapılması gereği duyulduğu'' ifade edildi. Açıklamada şöyle denildi:

''Okulumuz öğrencilerinden 10. sınıf öğrencisi Mehmet Emre Gül okulumuzda 8 yıldır öğrenci olup, öğrenimini sürdürmektedir. İnternette, Sayın Hayrünnisa Gül'ün Okul Müdürlüğümüzü arayarak Mehmet Emre Gül'ün görüşmek istediğini ve bir talebi olacağını, Mehmet Emre Gül'ün de Okul Müdürümüzden 'namaz kılmak üzere bir yer' talep ettiğine ilişkin söylentiler yer almaktadır.

Bu söylentilerle ilgili olarak, birkaç aydır okulumuzun takipte olduğu, gerekli araştırma yapıldığı ve yapılan araştırmalar sonucunda Sayın Hayrünnisa Gül'ün ve öğrencimiz Mehmet Emre Gül'ün böyle bir talebinin olmadığı anlaşılmıştır. Ancak, bugün bir internet sitesinde bu asılsız haberlerin yeniden gündeme getirilmeye çalışıldığı anlaşılınca, kurumsal olarak bir savunma yapmak üzere değil, örgün öğretimde öğrenim gören ve halen okulumuz öğrencisi olan 16 yaşında bir öğrencinin kişisel olarak savunma yapamayacağı dikkate alındığından bu basın açıklamasının yapılması zorunluluğu hasıl olmuştur.''