30 Haziran 2009 Salı

YÖK'te 'Yeter Sayı' Krizi...

YÖK üyesi Bülent Serim, yabancı dille öğretim yapılmasına ilişkin Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin kanunen yok hükmünde olduğunu söyledi.

YÖK'ün yeni yönetmeliğinde 'toplantı yeter sayısı' krizi çıktı. YÖK üyesi Bülent Serim, yabancı dille öğretim yapılmasına ilişkin Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğin kanunen yok hükmünde olduğunu söyledi Yüksek Öğretim Kurumu'nda (YÖK) yönetmelik tartışması yaşanıyor. 'Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil Öğretimi ve Yabancı Dille Öğretim Yapılmasında Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmelik' değişikliği, önceki günkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ancak, YÖK üyesi Bülent Serim, açıklama yaparak, 'Bu Yönetmelik, toplantı yeter sayısı olmadan alındığı için 'yokluk'la malüldür' dedi. Serim, açıklamasında, YÖK'ün 11 Haziran 2009 günü yapılan toplantısında alınan yönetmelik değişikliği kararı sırasında, içeride sadece 12 YÖK üyesi bulunduğunu, YÖK Kanunu'nda toplantı yeter sayısının 14 olduğunu belirtti. TOPLANTIYI TERK ETTİLER Serim, toplantı sürerken, Prof. Dr. Engin Ataç, Prof. Dr. Mustafa İlhan, Prof. Dr. Fikret Şenses ve kendisinin, 'görülen gerek üzerine' toplantıyı terk ettiğini ifade ederek, 'Toplantının açılışında yetersayı olması, her kararda bu sayının esas alınmasını geçerli kılmaz. Hukuka uygun olan her karar alınırken toplantı yeter sayısının göz önünde bulundurulmasıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararı da bu görüşü desteklemektedir' dedi. Yeni yönetmeliğe göre, üniversitelerde dersler, senato kararı ve YÖK onayı alınarak, sadece belirli bir yabancı dille veya Türkçe ve belirli bir yabancı dille karma olarak verilebilecek. Derslerin Türkçe ve belirli bir yabancı dille karma olarak verildiği programlarda zorunlu ve seçmeli derslere ilişkin kredi saatlerinin asgari yüzde 30'luk kısmının bu yabancı dille verilmesi şartı aranacak.

Öğretmen Anneyi Evladı Yaktı...

Öğretmen olan annesini başını taşla ezerek öldürdü.

Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'nü 2. sınıfta terk eden şizofreni hastası C.İ, emekli öğretmen olan annesini başını taşla ezerek öldürdü. Sonra cesedi evle birlikte ateşe verdi İzmir'in Menderes İlçesi'nde yaşayan 34 yaşındaki C.İ., önceki gece emekli sanat tarihi öğretmeni olan annesi Aysel İ. (62) ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine evin bahçesine çıkan şirofreni hastası C.İ., elinde büyük bir taş parçasıyla geri dönüp annesine saldırdı. JANDARMA GÖZALTINA ALDI Taşla annesinin başını ezerek öldüren C.İ. cesetle birlikte evi de yaktı. Vatandaşların ihbarıyla olay yerine gelerek yangını söndüren iftfaiye ekipleri, talihsiz kadının cesedini buldu. Olayın ardından soruşturma başlatan jandarma, C.İ'yi gözaltına alıp Menderes İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürdü. BABASINA DA SALDIRMIŞ Şizofreni hastası olduğuna dair raporu bulunan C.İ«nin, işlemlerinin ardından Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edileceği bildirildi. C.İ'nin, aralarında sorun olan emekli öğretmen babası Hüseyin İ'yi de darp ettiği, babanın olay anında evde bulunmadığı öğrenildi. Genç adamın Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü'ndeki eğitimini 2. sınıfta bıraktığı belirtildi.

Dünyadaki En İyi 100 Üniversitenin Farkı...

Harvard, Yale, Cambridge, Oxford, California Institute of Technology, McGill, University of Chicago vb. üniversiteler, yıllardır dünyadaki en iyi 100 üniversite listesinde yer alıyor. Rıfat SARICAOĞLU / VATAN Dünyadaki en iyi 100 üniversitenin farkı Harvard, Yale, Cambridge, Oxford, California Institute of Technology, McGill, University of Chicago vb. üniversiteler, yıllardır dünyadaki en iyi 100 üniversite listesinde yer alıyor. Bunların diğerlerinden farkları nedir? Türkiye'de de merak edildiğini düşünerek bu sorunun cevabı üzerine kendime göre bir araştırma yaptım. Bu farkları direkt en yetkililerin ağzından aşağıda bulacaksınız... *** McGill Universitesi, Rektörü Heather Munroe-Blum. Üniversitelerinin 2000 yılından bu yana uluslararası eğitim camiasındaki en iyi 830 hocayı kendilerine çekmelerini sağlayan araştırma bütçelerinin önemini vurguluyor. Uluslararası işbirlikleri ve network sayesinde de yurt dışından, alanlarında en iyi öğrencileri çektiklerini belirtiyor. University of Chicago, Rektör Robert Zimmer. En önemli farklılıkları, her konuyu sorgulamaları.. - Aydınlık bir gelecek için muhakemenin riayetten üstün olduğunu, tartışmanın doğruyu ve yanlışı bulmada en büyük etken olduğunu, karmaşık problemlerin yoğun olarak ve değişik açılardan analiz edildiğini... - Kendi çevrelerine uygun ve katkıda bulunabilecek en özgün hoca ve öğrencileri seçtiklerini ve bu şekilde topluma sorgulama esasına göre katkıları olduğunu belirtiyor. Australian National University, Rektör Ian Chubb. Üniversitenin itibari öğrenci sayısı, binalarının ihtişamı, ama en çok eğitim kadrosunun kaliteli öğrenime katkısı ve eğitim kadrosunun entelektüel merakı. University College London, Rektör Malcolm Grant. Genel araştırmanın yanında hocalarının ve öğrencilerinin bulundukları topluma katkılarının etkisini vurguluyor. Son yıllarda ise araştırmalarını uluslararası boyuta taşıyıp “küresel” topluma katkılarından ötürü dünyadaki en iyi 10 üniversiteden birisi olduklarını ve üniversitelerin belirli konulara odaklananıp sonuçlar üretmesi gerektiğini belirtiyor. National University of Singapore, Rektör Tan Chorh Chuan. Asya'nın uluslararası nitelikteki üniversitesini oluşturduklarını, entelektüel ortamdan ilham aldıklarını ve altyapıyı öğrencilerinin yeteneklerini keşfetmeleri üzerine oluşturduklarını ama Asya'nın yerel kültürüne ve görüşlerine de sadık kaldıklarını dile getiriyor. University of Kyoto, Rektör Yardımcısı Toshio Yokoyama. Üniversitesini aykırılıktan beslenenen, kitaplardakinin dışında kendi dilini oluşturan bir yer diye tarif ediyor. Politikacı yetiştirmek yerine araştırma yapmanın daha doğru olduğunu belirtiyor, akademik özgürlüğün ve diyaloğun önemini vurguluyor. University of Pennsylvania, Rektör Amy Gutmann. 1 ABD Doları'nın üzerinde resmi ve adı bulunan üniversitenin kurucusu Benjamin Franklin'in takipçisi olarak ilkleri gerçekleştirmeleriyle övünüyor: İlk tıp fakültesi, ilk eğitim hastanesi, ilk işletme okulu (ünlü Wharton Business School) ve ilk bilgisayar. Başarılarının sırrının ise ayrımcı değil eşitlikten yana, yerel ve küresel etkileşime giren, demokrasiye saygılı, bilgiye dayalı ama aynı zamanda pratik uygulamaya yönelik yapıları olduğunu belirtiyor. *** Dikkat edilirse, belli başlı konulara odaklananlar, ilkleri yaratanlar, ülke ve dünyadan en iyi hocaları bünyelerine dahil edip yabancı öğrenci çekebilenler, araştırmaya önem veren, değişik uygulamaları deneyen, özgürlükçü, uluslararası ilişki ve işbirliğine açık olanlar ve her şekilde sorgulamacılığı tercih edenler başarılı olabiliyor. Türkiye'den de herhangi bir okul bu listeye dahil olacaksa devlet yönetimi ile birlikte bunun yolunu açabilecek olan yönetim şekli budur ve üniversite yönetimlerinin yapacakları da bunlardır demek gerekiyor.

29 Haziran 2009 Pazartesi

Açık Öğretim Kayıtları Sürüyor

Açık öğretim lise ve ilköğretim okullarına kayıtların devam ettiği bildirildi.

Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü yetkilileri, açık öğretim okulu yeni kayıtlarının 10 Temmuz 2009 günü sona ereceğini belirtiler. Yetkililer yeni kayıtların yanı sıra halen okumakta olan açık ilköğretim öğrencilerinin kayıt yenileme çalışmalarının 1-31 Ekim tarihleri arasında yapılacağını belirterek, "Açık öğretim lise sınav sonuçları açıklandı ve sınav sonuçları internetten öğrenebilecekler. Mezun olamayan öğrencilerin 12-30 Ekim tarihleri arasında kayıt yenilemelerini yaptırmaları gerekiyor. Açık öğretim bölümlerine kayıt yaptırmak isteyenlerin bankaya para yatırarak, nüfus cüzdanlarıyla birlikte müdürlüklere başvurmaları gerekiyor" dediler

Okul Kayıtları Bugün Belli Oluyor

Yeni eğitim-öğretim yılı öncesi 1 Haziran'da başlayan kayıt işlemleri tamamlandı.

Yeni eğitim-öğretim yılı öncesi 1 Haziran'da başlayan kayıt işlemleri tamamlandı. Sistem tarafından otomatik yapılan kayıtlara göre ilköğretim 1. sınıf öğrencileri, coğrafi yerleştirme planı çerçevesinde evlerine en yakın okullara gidecek. Veliler form doldurma, okula başvurma, ön kayıt işlemleri yapmadan çocuklarının okullarını Milli Eğitim Bakanlığı'nın internet sitesinden öğrenebilecek. Her yıl kayıt döneminde tartışma konusu olan kayıt ücreti de istenmeyecek. Kayseri Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, "2009-2010 eğitim-öğretim yılı öncesi kayıtlardan kesinlikle ücret alınmayacak. Gönüllü bağışta bulunanların ücretleri dahi kabul edilmeyecek. İhtiyaçlar için okul-aile birlikleri harekete geçmeli." dedi.

26 Haziran 2009 Cuma

Dershane Kayıtları Hızlandı

SBS ve ÖSS sınavının ardından, dershanelere kayıtlar hız kazandı.

Küresel ekonomik krizin etkilerinin hissedilmediği belirtilen dershanelerde, gelecek sezon yaklaşık 1 milyon 200 bin öğrencinin kayıt yaptırması beklenirken, öğrenci başına sezonluk ücretler 15 bin TL'ye kadar çıkabiliyor. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, SBS ve ÖSS sınavının ardından, dershanelere kayıtlar hız kazandı. Öğrenciler iyi bir kurumda eğitim almayı planlarken, birçok dershane, düzenlediği kampanyalarla daha fazla öğrenci kaydetmenin telaşını yaşıyor. Bu süreçte asıl zorlananları ise veliler. Çocuğunun en iyi eğitimi almasını isteyen veliler, bütçelerine uygun en iyi dershaneyi seçmeye çalışıyor. Dershane fiyatları 15 bin TL'ye kadar ulaşınca dar ve orta gelirli aileler, daha düşük ücretli eğitim kurumlarını tercih ediyor. Kayıtların hızlandığı bu dönemde dershanelerde öğrenci başına alınan ücretler bin 500 liradan başlıyor. Orta kalitede bir dershane öğrenci başına 3-6 bin TL alırken, 16 kişinin altındaki sınıflarda eğitim veren yerlerde ise ücretler 15 bin TL'ye kadar ulaşabiliyor. Dershanede fiyatlar, verilen eğitimin kalitesine, sınıflardaki öğrenci sayısına, öğretmenlerin tecrübesine ve eğitim gören öğrencilerin üniversitelere yerleşme oranına göre değişiyor. Bazı büyük şehirlerde tek ve ikili eğitim veren dershanelerde ücretler 15 bin TL'nin de oldukça üzerine çıkabiliyor. Özel Dershaneler Birliği Derneği (ÖZDEBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Köprülü, liselerin 4 yıla çıkarılması nedeniyle geçen eğitim döneminde fazla mezun olmadığını belirterek, önümüzdeki dönem mezun sayısının artacağını bildirdi. -DERSHANE FİYATLARI AYNI KALDI- Bu yıl yaklaşık 1 milyon 200 bin öğrencinin dershanelere kayıt yaptırmasını beklediklerini vurgulayan Köprülü, şunları söyledi: ''Mezun sayısındaki artışın dershanelere olumlu yansıması olabilir. Şu ana kadar ekonomik krizin olumsuz yansımalarını görmedik. Yeni kayıt döneminde de ekonomik krizin dershaneleri etkileyeceğini düşünmüyorum. Çocukların geleceği söz konusu olunca kriz falan dinlenmiyor. Aileler, ne kadar sıkıntı içinde de olsa çocuklarının en iyi eğitimi almasına çalışıyor. Ücretlerde bir artış yaşanmadı. Öğrenci başına sezonluk ücretler bin 500 TL'den başlıyor, kaliteye göre artabiliyor.'' Köprülü, velilerin kayıt yaptırırken kaçak bürolara dikkat etmesi gerektiğini belirterek, ''Kayıt yaptıracakları yerleri Milli Eğitim Bakanlığından mutlaka kontrol etsinler. Bakanlıktan izinli olan kurumlara kayıt yaptırsınlar. Aksi halde boşa para harcamanın dışında çocuğun 1 yılı heba edilebilir'' dedi.

52 Öğrenci Tam puan Aldı

İstanbul, İzmir ve Tarsus’taki 14 özel yabancı okula girmek için sınava katılan 18 bin 55 adayın 52’si, 100 soruya da doğru yanıt vererek tam puan aldı

Özel Yabancı Ortaöğretim Okullarına Giriş Sınavı sonuçları dün açıklandı. Sınavda 52 öğrenci, soruların 100'üne de doğru yanıt vererek tam puan aldı. Sınav Yürütme Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, İstanbul, İzmir ve Tarsus'taki 14 özel yabancı okula girmek için başvuruda bulunan 18 bin 512 adaydan 18 bin 55'inin 31 Mayıs'ta yapılan Özel Yabancı Okullar Sınavı'na katıldığı hatırlatıldı. Sonuçlar internette Sınav sorularının yüzde 90'ının Türkçe, matematik, fen ve teknoloji, sosyal bilgiler derslerini içerdiği, soruların yüzde 70'inin 8., yüzde 30'unun ise 7. sınıfların öğretim programlarını kapsadığı bilgisine yer verilen açıklamada, sınav sorularının yüzde 10'luk diliminin ise dil öğrenme yeteneğini ölçen sorulardan oluştuğu kaydedildi. 18 bin 512 adaydan 457'sinin çeşitli nedenlerle sınava giremediğinin belirtildiği açıklamada, özel yabancı okullar için başvuran adayların sınav sonuçlarının binlik sisteme göre Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nce hesaplandığı açıklandı. Açıklamada, adayların sınav sonuçlarını bakanlığın “www.meb.gov.tr” adresinden kimlik numaralarıyla öğrenebileceği, zira adaylara sınav sonuç belgesinin gönderilmeyeceği belirtildi. Özel okullara girmek isteyen öğrencilerin 26 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında “www.meb.gov.tr” adresinden tercih işlemlerini gerçekleştireceğinin kaydedildiği açıklamada, adayların en fazla 8 tercihte bulunabileceği ifade edildi. Açıklamada şunlara yer verildi: “Asil ve yedek listelerin ilanı 24 Temmuz'da bakanlıkça yapılacaktır. Sınava giren 18 bin 55 öğrenciden 1667 öğrencimiz bir özel okulumuza asil olarak yerleştirilecektir. Özel okullarımıza kayıtlar ise asil liste kayıtları 3, 4 ve 5 Ağustos, yedek liste kayıtları 6 ve 10 Ağustos arasında, ön kayıtlar ise 12 ve 20 Ağustos tarihlerinde yapılacaktır. 2009 Özel Yabancı Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı'nda tüm soruları doğru yapan adaylarımızın sayısı 37'si özel okullardan, 15 ise resmi okullarımızdan olmak üzere 52'dir. Bu öğrencilerimiz net 100 soru yaparak bin puan almışlardır.” İstanbul'dan 29 birinci Açıklamada, birincilerin illere göre dağılımının İstanbul'dan 29, İzmir ve Adana'dan 3'er, Aydın ve Denizli'den 2'şer, Ankara, Balıkesir, Bursa, Konya, Muğla, Samsun, Isparta, Kocaeli, Kırşehir, Kastamonu, Kırıkkale, Diyarbakır ve Afyonkarahisar'dan da birer olduğu ifade edildi. Bir okuldan 7 birinci İstanbul'dan çıkan 29 birincinin 7'si Bilfen Okulları öğrencisi. Bilfen öğrencisi Şafak Erener, Aslı Ceren Çınar, Timuçin Etkin, Bala Sevde Tabak, Şeyma Güneş, Şahap Emre Aydemir ve Ayça Şenol bir toplantıyla basına tanıtıldı. Öğrencilerden Şeyma Güneş, “Dershaneye gitmeden hazırlandım. Düzenli çalışarak bu sonuca ulaştım. Sinemaya da gittim, arkadaşlarımla da görüştüm” dedi. Şafak Erener de “Aileler kendi hırslarını çocuklarına yansıtmasınlar. Bunu bir ekip işi olarak görsünler. Bir de sosyal aktiviteleri kısıtlamasınlar. Ben iki spor dalında lisanslı sporcuyum” diye konuştu

25 Haziran 2009 Perşembe

Yabancı Okullar Sınavı Sonuçları;

Özel Yabancı Ortaöğretim Okullarına Giriş Sınavı sonuçları açıklandı.

Sınavda 52 öğrenci, soruların 100'üne de doğru cevap vererek tam puan aldı. Sınav Yürütme Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, İstanbul, İzmir ve Tarsus'taki 14 özel yabancı okula girmek için başvuruda bulunan 18 bin 512 adaydan, 18 bin 55'inin 31 Mayısta yapılan Özel Yabancı Okullar Sınavı'na katıldığı hatırlatıldı. Sınav sorularının yüzde 90'ının Türkçe, matematik, fen ve teknoloji ve sosyal bilgiler derslerini içerdiği, soruların yüzde 70'inin 8'inci, yüzde 30'unun ise 7. sınıfların öğretim programlarını kapsadığı bilgisine yer verilen açıklamada, sınav sorularının yüzde 10'luk diliminin ise dil öğrenme yeteneğini ölçen sorulardan oluştuğu kaydedildi. 18 bin 512 adaydan 457'sinin çeşitli nedenlerle sınava giremediği belirtilen açıklamada, özel yabancı okullar için başvuran adayların sınav sonuçlarının binlik sisteme göre Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nce hesaplandığı, adayların sınav sonuçlarını bakanlığın "www.meb.gov.tr" adresinden kimlik numaralarıyla bugünden itibaren öğrenebileceği, zira adaylara sınav sonuç belgesinin gönderilmeyeceği bildirildi. Özel okullara girmek isteyen öğrencilerin 26 Haziran–15 Temmuz tarihleri arasında "www.meb.gov.tr" adresinden tercih işlemlerini gerçekleştireceği kaydedilen açıklamada, adayların en fazla 8 tercihte bulunabileceği ifade edildi. 52 BİRİNCİDEN 15'İ RESMİ OKULDAN Açıklamada, şunlara yer verildi: "Asil ve yedek listelerin ilanı 24 Temmuzda bakanlıkça yapılacaktır. Sınava giren 18 bin 55 öğrenciden 1667 öğrencimiz bir özel okulumuza asil olarak yerleştirilecektir. Özel okullarımıza kayıtlar ise asil liste kayıtları 3, 4 ve 5 Ağustos, yedek liste kayıtları 6 ve 10 Ağustos arasında, ön kayıtlar ise 12 ve 20 Ağustos tarihlerinde yapılacaktır. 2009 Özel Yabancı Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı'nda tüm soruları doğru yapan adaylarımızın sayısı 37'si özel okullardan, 15 ise resmi okullarımızdan olmak üzere 52'dir. Bu öğrencilerimiz net 100 soru yaparak 1000 puan almışlardır." Açıklamaya göre, İstanbul'dan 29, İzmir ve Adana'dan 3'er, Aydın ve Denizli'den 2'şer, Ankara, Balıkesir, Bursa, Konya, Muğla, Samsun, Isparta, Kocaeli, Kırşehir, Kastamonu, Kırıkkale, Diyarbakır ve Afyonkarahisar'dan da 1'er birinci çıktı.

Haydi Çocuklar Ana Sınıfına!

Milli Eğitim Bakanlığı'nın düşündüğü okulöncesi eğitim, 2013-2014 eğitim öğretim yılında tüm Türkiye'de uygulanacak.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), önümüzdeki dönemde 32 ilde başlatmayı düşündüğü okulöncesi eğitim, 2013-2014 eğitim öğretim yılında tüm Türkiye'de uygulanacak. MEB, okulöncesinde 5 yaş (60-72 ay) grubunun zorunlu eğitime dahil edilmesine ilişkin projesini beş yılda tamamlayacak. Bu çerçevede hazırlanan takvime göre ilk aşamada okulöncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 50'nin üzerinde olan 32 ilde gelecek yıldan itibaren 'zorunlu eğitim' uygulaması başlayacak. Proje 2010-2011 eğitim yılında Mersin, Antalya, Balıkesir, Aydın, Elazığ, Manisa, Niğde, Osmaniye, Sakarya, Kocaeli, Denizli, Afyonkarahisar ve Yozgat'ta uygulanacak. 2011-2012 öğretim döneminde de Iğdır, Erzincan, Tekirdağ, Malatya, Aksaray, Siirt, Tokat, İzmir, Zonguldak, Kayseri, Kastamonu ve Ankara'da hayata geçirilecek. 2012-2013 sezonunda da Hatay, Çorum, Bursa, Bitlis, Sivas, Muş, Bingöl, Konya, Adıyaman, Batman, Ordu, Diyarbakır, Adana, Kahramanmaraş'ta tatbik edilecek. Son olarak da 2013-2014 eğitim-öğretim yılında Şırnak, Kars, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, Mardin, Van, Şanlıurfa, Hakkari ve Ağrı programa dahil edilecek. Bu illerdeki derslik, öğretmen, donatım ve materyal ihtiyacı eğitim-öğretim yılı başlamadan da ayrıca değerlendirilecek. Değerlendirme sonucunda gerekirse bazı iller daha önce, bazıları da daha sonraki eğitim-öğretim dönemlerinde zorunlu eğitim kapsamına alınabilecek. Okulöncesi eğitimin zorunlu olması öğretmen ihtiyacını da artıracağı için bu doğrultuda istihdam sağlanacak. 5 yaş grubunun okullaşma oranı yüzde 51 Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre Türkiye'de bin 136 anaokulu var. İlköğretim okullarının bünyesinde de toplam 39 bin 481 ana sınıfı bulunuyor. Türkiye'de 4-5 yaş (48-72 ay) grubu arasında toplam 761 bin 350 çocuk öğrenim görüyor. Bu yaştakilerin nüfusu 2 milyon 340 bin 43 çocuktan oluşuyor. Nüfus içindeki çocukların ancak yüzde 33'ü okulöncesi eğitimden yararlanıyor. Ana okulundan faydalanan 5 yaş grubu (60-72 ay) çocuk sayısı 591 bin 122 iken çağ nüfusu 1 milyon 162 bin 951 olarak saptandı. 5 yaş grubunun okullaşma oranı da yüzde 51 olarak belirlendi. Bakanlık, gelecek dönem okulöncesinin zorunlu olduğu 32 ili ise söyle sıraladı: Amasya, Nevşehir, Çanakkale, Bilecik, Edirne, Karabük, Ardahan, Gümüşhane, Trabzon, Yalova, Karaman, Tunceli, Kilis, Bolu, Kırıkkale, Bayburt, Burdur, Kırklareli, Muğla, Düzce, Bartın, Artvin, Çankırı, Kütahya, Rize, Isparta, Kırşehir, Giresun, Uşak, Eskişehir, Sinop ve Samsun

Yılın Kaliteli Okulu

2008-2009 eğitim-öğretim yılında yapılan "Yılın Kaliteli Okulu" değerlendirmesinde, Tekirdağ Anadolu Lisesi Türkiye genelinde birinciliği elde etti.

Milli Eğitim Bakanlığının Toplam Kalite Yönetimi sürecinde 2008-2009 eğitim-öğretim yılında yapılan "Yılın Kaliteli Okulu" değerlendirmesinde, Tekirdağ Anadolu Lisesi Türkiye genelinde birinciliği elde etti. İl Milli Eğitim Müdürü Üner Dilek, yaptığı açıklamada, Anadolu lisesinin başarısının gurur kaynağı olduğunu, bu başarının bütün okullara örnek olmasını istediğini söyledi. Dilek, ayrıca Tekirdağ Anadolu Lisesinin "Üniversite ve Meslek Tanıtım Günü" projesiyle Ankara Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen 5. Paylaşım Toplantısı ve Ödül Töreni'nde "Yılın Kaliteli Ekibi" kategorisinde ilk 8'e girerek teşvik ödülü aldığını kaydetti. Tekirdağ Anadolu Lisesinin "Yılın Kaliteli Ekibi" ve "Yılın Kaliteli Okulu" dallarında Türkiye genelinde ilk 8'e giren tek okul olduğu bildirildi.

24 Haziran 2009 Çarşamba

M.E.B'den İki Önemli Haber

Milli Eğitim Bakani Nimet Çubukçu sözleşmeli öğretmenlere yönelik iki önemli karar aldıklarını söyledi.

Türkiye Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun kendilerine bundan sonra artık sözleşmeli öğretmen alınmayacağını, mevcut sözleşmeli öğretmenlerin tamamının kadroya geçirileceğini söylediğini bildirdi. Koncuk ve beraberindeki sendika yöneticileri, Milli Eğitim Bakanı Çubukçu'yu makamında ziyaret ederek, eğitim sistemindeki sorunların, çözüm önerilerinin ve isteklerin dile getirildiği bir rapor sundu. Ziyaretin ardından gazetecilere açıklama yapan Koncuk, Çubukçu'nun bundan böyle sözleşmeli öğretmen alınmayacağını kendilerine ifade ettiğini belirtti. İsmail Koncuk, şunları kaydetti: ''Sayın Bakan, bundan sonraki süreçte sözleşmeli öğretmen ataması yapılmayacağını, bütün öğretmenlerin kadrolu olarak istihdam edileceğini söyledi. Sayın Bakan, sözleşmeli öğretmenlerin hepsinin kadroya geçirileceğini ifade etti. Mevcut durumda 50 bin sözleşmeli öğretmen var. Sözleşmeli öğretmenlerin tamamı zaman içinde kadroya geçirilecek.'' Koncuk, bundan böyle öğretmenlerin kadrolu istihdam edilecek olmasının çok sevindirici olduğunu dile getirdi ve Milli Eğitim Bakanlığının 150 bin öğretmen ihtiyacı bulunduğunu, yaklaşık 220 bin öğretmen adayının da atama beklediğini ve Ağustos ayında en az 50 bin öğretmen atanmasını istediklerini ifade etti.

Okul Öncesine Zorunlu Eğitim Takvimi

Milli Eğitim Bakanlığı(MEB), gelecek eğitim öğretim yılında 32 ilde planladığı "zorunlu" okul öncesi eğitimi,başlatılacak.

Milli Eğitim Bakanlığı(MEB), gelecek eğitim öğretim yılında 32 ilde başlatılmasını planladığı "zorunlu" okul öncesi eğitimi, 2013-2014 eğitim öğretim yılında tüm Türkiye'de yaygınlaştıracak. MEB'nın, okul öncesinde, 5 yaş (60-72 ay) grubunun zorunlu eğitime dahil edilmesine ilişkin projeyi 5 yılda tamamlamayı planladığı öğrenildi. Bu çerçevede hazırlanan takvime göre, ilk aşamada okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 50'nin üzerinde olan 32 ilde gelecek yıldan itibaren "zorunlu eğitim" uygulaması başlayacak. Yeni eğitim-öğretim yılında Amasya, Nevşehir, Çanakkale, Bilecik, Edirne, Karabük, Ardahan, Gümüşhane, Trabzon, Yalova, Karaman, Tunceli, Kilis, Bolu, Kırıkkale, Bayburt, Burdur, Kırklareli, Muğla, Düzce, Bartın, Artvin, Çankırı, Kütahya, Rize, Isparta, Kırşehir, Giresun, Uşak, Eskişehir, Sinop ve Samsun'da okul öncesi eğitim zorunlu olacak. Projeye, 2010-2011 eğitim öğretim yılında Mersin, Antalya, Balıkesir, Aydın, Elazığ, Manisa, Niğde, Osmaniye, Sakarya, Kocaeli, Denizli, Afyonkarahisar, Yozgat; 2011-2012 eğitim öğretim yılında Iğdır, Erzincan, Tekirdağ, Malatya, Aksaray, Siirt, Tokat, İzmir, Zonguldak, Kayseri, Kastamonu, Ankara; 2012, 2013 eğitim-öğretim yılında Hatay, Çorum, Bursa, Bitlis, Sivas, Muş, Bingöl, Konya, Adıyaman, Batman, Ordu, Diyarbakır, Adana, Kahramanmaraş; 2013-2014 eğitim-öğretim yılında Şırnak, Kars, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, Mardin, Van, Şanlıurfa, Hakkari ve Ağrı dahil edilmesi öngörülüyor. Bu illerdeki derslik, öğretmen, donatım ve materyal ihtiyacı eğitim-öğretim yılı başlamadan değerlendirilecek. Değerlendirme sonucunda gerekirse bazı iller daha önce, bazıları da daha sonraki eğitim-öğretim dönemlerinde zorunlu eğitim kapsamına alınabilecek. Okul öncesi eğitimin zorunlu olması öğretmen ihtiyacını da artacağı için bu doğrultuda istihdam sağlanacak.

ÖSS'de Soru Polemiği Devam Ediyor

Son kez yapılan tek aşamalı ÖSS'de hatalı soruların çıkması gençlerin tepkisine neden oldu.

Said GÜRSOY / SABAH
ÖSS'de soru polemiği devam ediyor Son kez yapılan tek aşamalı ÖSS'de hatalı soruların çıkması gençlerin tepkisine neden oldu. Binde bir puanın dahi çok önemli olduğu böyle bir sınavda, gençler zamana karşı yarışıyor. Öğrenci bir soruya takılıp kaldığında, bu doğru yapabileceği birkaç soruya eşit olabilir. Hatalı sorular için en az 5- 10 dakika harcayabilir. Sonuca ulaşamadığında da, zaman ve motivasyon kaybetmiş olur. Bir soruyla yaklaşık 2 bin kişinin önüne geçebilir veya gerisinde kalabilir. Tamam, sorular gizlilik içinde hazırlanıyor. Çok gizlilik içinde yürütülen böyle bir işte, bilimsel denetimde de seyrek de olsa hatalar yaşanabiliyor. Buraya kadar her şey tamam da, bunun cezasını gençler mi çekecek? Hatalı sorular iddiası Son günlerde gençlerden birçok sınav sorusuyla ilgili itirazlar aldım. Hatalı sorulardan dolayı ÖSYM'ye olan güvenlerinin sarsıldığını gördüm. Yine hatalı sorular yüzünden kaybettikleri zamanın yetkililerden sorulmasını istiyorlar. Bana göre son derece haklılar. Zaten gençlerimiz gelecek kaygısını yoğun olarak yaşıyor. Bir de hayatlarını etkileyecek böyle bir sınavda yapılan hatalar veya yanlışlar, onların ülke eğitimine olan güvenlerini azaltıyor. Geçtiğimiz hafta uzmanlar, ÖSS'de hatalı fizik soruları olduğunu ileri sürerek, bu soruların öğrencilerin sınav başarısını olumsuz etkilediğini, soruları ÖSYM'nin incelemesi gerektiğini belirttiler. Konu Meclis'e taşındı MHP Muğla Milletvekili Metin Ergun, ÖSS'deki "Hatalı ve yanlış soru iddiaları" nı TBMM gündemine taşıdı. Ergün, Milli Eğitim Bakanı tarafından cevaplanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, her yıl bazı sorularda yanlışlık yapıldığını kaydetti. Akademisyenlerin oluşturduğu kurul tarafından hazırlanan soruların bilgisayar ortamında otomatik olarak seçildiğini ifade eden Ergün, "Kurulun hazırladığı sorular tekrar gözden geçirilmeden sınav soruları içine dâhil mi ediliyor? Her yıl tekrar eden ve öğrenci başarısını olumsuz etkileyen bu sorunla ilgili bir an evvel gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği yerde, sistemin işleyişi aynen devam mı ettiriliyor? Bu sorunun çözümüne yönelik, yapılmasını öngördüğünüz bir çalışma var mı? Nasıl bir önlem almayı düşünüyorsunuz?" sorularını yöneltti. Bu sırada ÖSYM bir açıklama yaptı. Açıklamada; bazı soruların müfredat dışından sorulduğu iddiası olduğunu, ancak kesinlikle böyle soru sorulmadığı yer aldı. Hatalı sorularla ilgili de önümüzdeki günlerde kamuoyunun bilgilendirileceği belirtildi. Şayet sorular iptal edilirse, ÖSYM bunların neden, niçin ve nasılını açıklamak zorunda. Kısacası, o beğenmediğimiz dershanelerin deneme sınavlarında böyle hatalar olduğunda, bölüm başkanının gözyaşına bakmadan görevine son verilir. Şayet hatalı soru varsa, YÖK ne yapacak bunu hep birlikte göreceğiz. Ayrıca doğru dürüst bir sınav bile yapamadıkları için, değerli yöneticilerin, gençlerden özür dilemeleri gerekmiyor mu?

23 Haziran 2009 Salı

İ.Ü Hukuk Fakültesi Açılıyor

Malatya İnönü Üniversitesi bünyesinde hukuk fakültesi açılacak.

İnönü Üniversitesi'nde yapılan yazılı açıklamada; son dönemde bilimsel ve kültürel atılımlarıyla akademik dünyada adından sıkça söz ettiren İnönü Üniversitesi'nin, bilimin, sanatın ve kültürün yolunda ilerlemeye devam edeceği kaydedildi. Yoğun çalışmaların ardından hayata geçirilen projelere bir yenisi eklendiğe değinen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "23 Haziran 2009 Salı günü, 27267 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi kurulmasına karar verilmiştir. Yapılan akademik ve bilimsel altyapı çalışmalarının sonunda hukuk fakültesinin kurulmasının Bakanlar Kurulu kararı ile kesinleşmesi sevinç yaşattı. İnönü Üniversitesi'nin Türkiye ve dünyanın sayılı üniversitelerinden birisi olma hedefinde önemli merhalelerden biri olan hukuk fakültesinin yakın dönemde açılması için çalışmalar ivedilikle sürdürülüyor."

22 Haziran 2009 Pazartesi

ÖSS'yi Kazanamayana Müjde

Sınav kabusundan geçemeyen ve bu yüzden üniversiteli olamayan gençler artık üzülmesin

Açıköğretim'de Uluslararası İlişkiler, Felsefe, Sosyoloji gibi 22 yeni bölüm daha açılıyor. Fakültede kayıt silme ise tarih oluyor... Üniversitelerin örgün bölümlerine yerleşemeyenlerin tercih ettiği Açıköğretim bölümleriyle ilgili Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Fevzi Sürmeli'den iki önemli müjde geldi. Sürmeli, yüz binlerce öğrenciyi yakından ilgilendiren yeniliklerle ilgili açıklamalarını Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen Açıköğretim Fakültesi Mezunları toplantısında yaptı. ÖNEMLİ BÖLÜMLER AÇILIYOR Rektör, 7 lisans ve 33 ön lisans programıyla eğitim veren Açıköğretim Fakültesi'nin 2009-2010 öğretim yılında 5'i lisans 17'si ön lisans olmak üzere toplam 22 yeni bölümün açılacağı müjdesini verdi. Lisans bölümlerine ek olarak Uluslararası İlişkiler, Felsefe, Sosyoloji, Türk Dili ve Edebiyatı, Konaklama ve İşletme Yönetimi bölümlerinin de ekleneceğini belirten Sürmeli, ön lisans programlarına da şu bölümlerin ekleneceğini açıkladı: Menkul Kıymetler, İşletme Yönetimi, Spor Yönetimi, Adalet, Fotoğrafçılık ve Kameramanlık, Elektrik Enerji Üretim, Turizm ve Seyahat Hizmetleri, Lojistik, Medya ve İletişim, Radyo ve TV Programcılığı. ARTIK KAYIT SİLME YOK Rektör Sürmeli, bundan böyle öğrencinin kendi isteği dışında kayıt silmenin söz konusu olmayacağı müjdesini de verirken; "2 yıl üst üste kayıt yenilemeyen öğrencilerin kayıtları artık silinmeyecek. İsterseniz 6 yıl sonra kaydınızı yenileyebilirsiniz" dedi. İŞLETMECİLER DAHA BAŞARILI Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli öğrenim sürelerine bakıldığında İktisat Fakültesi'nden mezun olanların %32'sinin 4 yılda, %25'inin 5 yılda okullarını tamamlarken, İşletme Fakültesinden mezun olanların %37'sinin 4 yılda, %26'sının 5 yılda mezun olduğunu bu verilere bakıldığında İşletme öğrencilerinin İktisat öğrencilerinden daha başarılı olduklarını dile getirdi. AVRUPA DİL ÖDÜLÜ Açıköğretim Fakültesi'nin internet üzerinden verdiği Türkçe eğitim hizmetinin de Avrupa Dil Ödülü'ne layık görüldüğünü aktaran Sürmeli, "Belki Avrupa Birliği'ne henüz giremedik ama Avrupa Birliği'ne girmek kadar eğitim- öğretimin ne kadar önemli olduğunu göstermiş olduk. Üniversitemiz şimdiden Avrupalı oldu" şeklinde konuştu.

Yaz Kur'an Kursu 3 Haftalık Olacak

Bu yıl yaz Kur'an kurslarının ilk dönemi 22 Haziran Pazartesi günü başlayacak ve 3 hafta sürecek. İkinci dönem 13-31 Temmuz, 3. dönem ise 3-21 Ağustos tarihleri arasında yapılacak.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından başlatılan yaz Kur'an kursları pazartesi başlıyor. Kurs 3 hafta sürecek. İkinci dönem 13-31 Temmuz, 3. dönem ise 3-21 Ağustos tarihleri arasında yapılacak. Çocuklarını yaz Kur'an kurslarına göndermek isteyenler, 5. sınıf üstü karne fotokopisi ve dilekçeyle müftülükler, Kur'an kursları ve camilere başvurabilecek. Konuyla ilgili açıklama yapan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Şevki Aydın, 2005 yılında başlattıkları kur sistemine dayanan yaz Kur'an kursu uygulamasını her geçen yıl geliştirmeye çalıştıklarını, CD, kılavuz ve etkinlik kitapları gibi görsel ve işitsel materyallerle programı desteklemeye çalıştıklarını söyledi. EĞLENEREK DİNİNİ ÖĞRENSİN Kurs öğreticilerini kendi programlarını geliştirmeleri, bilmece, bulmaca gibi çocukların ilgisini çekecek etkinlikleri kullanmaları konusunda teşvik ettiklerini belirten Aydın, öğreticilerinden 'çocukların dini bilgiler üzerinde düşünüp, konuşmalarını, dini bilgiyi kendilerinin keşfetmelerini, bu bilgileri kullanarak yeni bilgiler üretmelerini ve kendi dindarlık davranışlarını belirlemelerini sağlamalarını' istediklerini anlattı. Ezberci bir yaklaşımla belli dini bilgi kalıplarını ezberleterek özellikle açık toplumun dindarını yetiştirmenin mümkün olmadığına dikkati çeken Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Mesela imanın esasları nedir? Çocuk bunu sayıyor, ama sayması, ezberlemesi dini öğrenmesi anlamına gelmez. Bu belki ilk bir giriş olabilir. Çocuk bunu kafasında formatlayabilir. Ama, asıl önemli olan bu imanın esaslarının mahiyetinin ne olduğunu anlamlandırması ve o konularda kendi kararını bizzat vermesi. Başkası onun adına karar verirse o karara kolay kolay sahip çıkmaz. Çocuklar, anlamlandırdığı, kendisine mal ettiği, kendi kararlarını oluşturduğu durumlarda daha sahiplenici bir tavır takınır.' Öğrenci sayısı her yıl artıyor Yaz Kur'an kurslarının çoğunun camilerde verildiğini hatırlatan Aydın, kurs öğreticilerinden çocukların cami cemaatine katılmalarını teşvik etmelerini istediklerini anlattı. Aydın, 2005'ten beri uygulanan eğitim sisteminin çocukların kurslara duyduğu ilgiyi arttırdığını belirterek, kursların 3 dönem halinde yapılmasının da velilerin tatil planlarını kolaylaştırdığını söyledi. 2005'te 1 milyon 303 bin olan öğrenci sayısının, geçen yıl 1 milyon 800 bin olarak gerçekleştiğini bildiren Aydın, yükselişin sürdüğünü kaydetti.

En Kaliteli Okul Seçildi

Milli Eğitim Bakanlığının Toplam Kalite Yönetimi sürecinde 2008-2009 eğitim-öğretim yılı kaliteli okulu belirlendi.

Milli Eğitim Bakanlığının Toplam Kalite Yönetimi sürecinde 2008-2009 eğitim-öğretim yılında yapılan "Yılın Kaliteli Okulu" değerlendirmesinde, Tekirdağ Anadolu Lisesi Türkiye genelinde birinciliği elde etti. İl Milli Eğitim Müdürü Üner Dilek, yaptığı açıklamada, Anadolu lisesinin başarısının gurur kaynağı olduğunu, bu başarının bütün okullara örnek olmasını istediğini söyledi. Dilek, ayrıca Tekirdağ Anadolu Lisesinin "Üniversite ve Meslek Tanıtım Günü" projesiyle Ankara Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen 5. Paylaşım Toplantısı ve Ödül Töreni'nde "Yılın Kaliteli Ekibi" kategorisinde ilk 8'e girerek teşvik ödülü aldığını kaydetti. Tekirdağ Anadolu Lisesinin "Yılın Kaliteli Ekibi" ve "Yılın Kaliteli Okulu" dallarında Türkiye genelinde ilk 8'e giren tek okul olduğu bildirildi.

'Kızım Amcan Öpsün'den Kurtulmalılar

Vekiller, çocuklara cinsel tacizin önüne geçmek için, anaokulundan itibaren "iyi dokunma" ile "taciz dokunmaları" konusunda ders konulmasını önerdi.

AK Parti'li Meclis Dilekçe Komisyonu Başkanı Alev Dedegil ile Ankara Milletvekili Aşkın Asan, her geçen gün daha önemli bir sorun haline gelen çocuklara yönelik cinsel tacizi önlemek için strateji planı hazırladı. Önümüzdeki günlerde Meclis Başkanlığı'na yasa teklifi sunacak olan vekiller, Hacettepe Üniversitesi ile de ortak bir çalışma yaptı. Vekiller, anaokulundan itibaren çocukları "iyi dokunma" ile "taciz dokunmaları" konusunda eğitecek ders konulmasını önerdi. Aşkın Asan, "Artık aileler, 'Kızım amcana, abine git seni öpsün' demekten kurtulmalı" dedi.

Eğitim Şart Ama..

Üniversite giriş sınavıyla ilgili olarak tek tartışılan husus kaç sorunun yanlış olduğuydu...

Üniversite giriş sınavıyla ilgili olarak tek tartışılan husus kaç sorunun yanlış olduğuydu.Oysa ilkokuldan itibaren test çözme yönteminde karar kılınmış olunması başlı başına tartışma konusu. Ferda Keskin, eğitim-öğretim sistemimizin çoktan seçmeli sınavlara endekslenmesi ve dershanelerin okulun yerini almasının sonuçlarını görmek için bir üniversite öğrencisinin sınav cevap kağıdına bakmanın yeterli olduğunun söylüyor. FERDA KESKİN Doç. Dr. İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yaşam boyu eğitim ilkesi, 'Bologna Süreci' adını taşıyan ve Avrupa çapında gerçekleştirilen yüksek öğrenim reformunun en önemli veçhelerinden biri. İnsanların lisans düzeyinde aldıkları öğrenimin dışındaki alanlarda farklı lisansüstü programlarına devam ederek ya da sertifika programı benzeri kısa veya uzun süreli eğitim süreçlerine katılarak kendilerini geliştirmelerini, yeni dereceler almalarını ve çok yönlü bir bilgi birikimi geliştirmelerini hedefliyor. Yaşam boyu test Kuşkusuz bu hedef sadece entelektüel bir kaygı değil, çünkü küreselleşmeyle birlikte profesyonel dünyanın hızla değişen iş tanımlarına ve ortaya çıkan yeni bilgi alanlarına çalışanların uyum sağlayabilmesi gerekiyor. Başka bir deyişle, bilginin statik bir enformasyon birikimi olmadığını bir kez daha hatırlayan Avrupa öğretim mekanizmalarını yenilemenin yollarını arıyor.Bu girişimin ne kadar başarılı olacağı şimdiden bilinemez elbette, ama sanırım biz yaşam boyu eğitimi gerçekleştirmeye uygun bir ortam geliştirdik bile: dershane... İlköğretimden orta öğretime, ardından yüksek öğretime geçişte ve örneğin kamu personeli olabilmek için girilmesi gereken sınavlara hazırlıkta dershanelerin vazgeçilmez bir yeri var. Başlangıçta okul kurumunun bıraktığı boşlukları doldurmak gibi bir işlev taşıyan bu oluşum, giderek bir tür 'gölge' okula dönüştü ve devasa bir endüstri haline gelerek neredeyse okulun yerini aldı. Hatta dershanelerin eğitimdeki baskın rolü o kadar pekişti ki artık kendi vakıf üniversitelerini kuruyorlar. Bunda da şaşıracak bir şey yok. Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK gibi eğitimi belirleyen devlet kurumların bilginin ne olduğu, nasıl aktarılması ve nasıl sınanması gerektiğine dair benimsediği politikalara en iyi cevabı verecek tekniklerin geliştirildiği yerler oldu dershaneler. Bu tekniklerin uygulandığı alan olarak okula dönüşmeleri de girişimcilik ruhu açısından doğal. Öğrenci sayaç mı? Dolayısıyla burada asıl sorulması gereken soru yukarıda sözünü ettiğimiz eğitim politikalarını ilgilendiriyor. Sorunun cevabı ise basit. Bilgiyi art arda sıralanmış bir önermeler bütünü olarak düşünen, öğrenciyi bu bütünü devralmakla yükümlü pasif bir tür 'sayaç' gibi gören, bilginin sınanmasını da aynı bütüne dair soruların altındaki dört beş seçenekten birini doğru cevap olarak tercih etmek şeklinde tanımlayan ve bunu bütün hayata yayan bir eğitim anlayışı ile karşı karşıyayız. Yazmayı bilmiyorlar Durum bu olunca geçtiğimiz günlerde yapılan üniversiteye giriş sınavıyla ilgili en önemli tartışma da her zamanki gibi kaç sorunun yanlış sorulduğuna odaklandı ve gazetelerin birinci sayfasında manşet olarak yer aldı. Uzmanlara bu sorular uzun uzun danışıldı, ama ilk ve orta öğrenimin niteliği, yüksek öğrenimde aktarılan bilgiye yüklenen anlam, bilgi ile değişen dünya koşulları arasındaki ilişki gibi meseleler gündeme bile gelmedi. Oysa sınavı geçip de üniversite ortamına gelen öğrencilerin durumuna bakınca çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğumuz ortada. Öncelikle dil sorunu: Bırakalım birçok üniversitenin eğitim dili olarak benimsediği İngilizceyi, Türkçe de bile öğrencilerin metin okuma ve yazma konusunda önemli bir sıkıntısı olduğu, hatta üniversiteye gelene kadar bir çok öğrencinin karşısına ciddi bir metin dahi çıkmadığı açık. Üniversiteye hazırlık sürecinde tüm vaktini test çözme tekniklerini öğrenme ve uygulamaya adamış ve hayatında hiç bir edebiyat metni okumamış öğrencilerle karşılaşmak çoktan şaşırtıcı olmaktan çıktı. Öte yandan bu basit bir dil (imla ve sözdizimi) sorunu da değil, çünkü ortalama bir öğrencinin bir metnin incelenmesi, çözümlenmesi, kavranması ve eleştirilmesi konusunda ciddiye alınabilecek bir fikre sahip olduğunu öne sürmek neredeyse imkansız. Günümüzde okuma kültürünün yerini giderek görsel bir kültüre bıraktığı ve okuma alışkanlığının zaten azaldığı yönünde yapılabilecek bir tespit bu durumu belli ölçüde açıklayabilir, ama sorunu ortadan kaldırmıyor. Oysa yukarıda sözü edilen beceriler gerek akademik gerekse de profesyonel kariyer yapmak isteyen öğrenciler için sahip olunması gereken temel nitelikler. İntihale alıştırılıyorlar Araştırmaya dayalı, ek kaynaklardan yararlanılmasını öngören, analiz ve eleştiri gerektiren yazılı bir ödev veya sözlü bir sunum hazırlanması, yani öğrencinin eğitim sürecine aktif olarak katılması gerektiğinde ise durum daha da vahim hale geliyor. Ödevlerin derste alınan notların bir özetinden ileri gitmemesi, daha da kötüsü başkasına yaptırılması veya bir kaynaktan alınarak ve çoğu zaman internetten indirilerek aynen kopyalanması, yani düpedüz intihal, sıkça karşılaşılan ve birçok durumda disiplin soruşturmasına neden olan sorunlar. İşin acı yanı da ödevini bu yöntemlerle yapan öğrencilerin bir kısmının yaptığını doğal bir şey sanması ve sorulduğunda samimi olarak başka yöntem bilmediğini dile getirmesi. Dolayısıyla üniversiteye gelen öğrenci kitlesinin önemli bir bölümü, analiz ve kavrama yeteneğinin yanısıra yorum, sentez ve ifade kabiliyetinden de yoksun. Bu da orta öğretimde nerede durduğumuzun kanıtlarından biri. Mesele bundan ibaret değil elbette ve daha ürkütücü boyutları da var. Mesela öğrencilerin yazılı sınavlara verdikleri cevaplarda, bir dilekçe yazımında veya öğretim kadrolarıyla yaptıkları e-posta yazışmalarında dahi ciddi dil ve muhakeme hataları yapmaları ve bu konudaki uyarıları anlamakta veya ciddiye almakta güçlük çekmeleri. Basit ama dehşet verici bir başka örnek ise, öğrencilerin her tür iletişim için gitgide SMS dilini benimsemeye başlamış olması. Bir felsefe sınavının cevap kağıtlarını okurken Platon yerine 'Plt' ifadesine rastlamak artık şaşırtıcı değil. Eskiden sınav başlarken 'Cevap kağıdına adınızı ve soyadını yazmayı unutmayın' ya da 'İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz' gibi hatırlatmalar yapılırdı. Şimdi buna bir de 'SMS diliyle yazılmış cevaplar dikkate alınmayacaktır' gibi garip uyarılar eklemek zorunda kalınabiliyor. Öğrenmeyi yeniden öğretmek Hal böyle olunca sınavların okunup değerlendirilmesi süreci de bir kabusa dönüşebiliyor. Öğretim kadroları çoğu zaman cevaplardaki dilsel ve düşünsel tutarlılık sorunlarını görmezden gelip, belli bilgi parçacıklarını hatta anahtar sözcük ve kavramları ayıklamak ve verilecek notu bir bütün olarak cevabın niteliğinden çok bu parçacıkların niceliği üzerinden saptamak durumunda kalıyor. İşte bu noktada dershane kavramı tekrar devreye girip üstüne düşeni yapıyor, çünkü kitle dersi alan öğrencilerin kayda değer bir bölümünün ya bireysel olarak ya da toplu halde özel ders aldıkları; bu durumu değerlendiren bazı kişilerin dershane tarzında eğitim veren gayrı resmi mekanlar kurup buralarda üniversitelerdeki dersleri tekrarlayan dersler açtığı ve bu dersleri alan öğrencilere geçer not alma güvencesi verecek kadar ileri gittikleri biliniyor. Sonuç olarak pek çok öğrenci üniversiteye akademik eğitimin, sağdan soldan bulunmuş veya satın alınmış notların ezberlenmesiyle sınavına girilen, dışardan özel ders alarak geçilebilen ve/veya ödevleri yukarıda tarif edildiği biçimiyle yapılıp teslim edilen derslerden ibaret bir süreç olduğu kanısıyla geliyor ve bu kanıyı sonraki yıllarda kırmak çok zor oluyor. Ne yazık ki bugün artık üniversitelerin önceliklerinden biri, öğrencilere orta öğretimde bilgi diye sunulan şeyi ve onun alımlanma biçimini unutturup 'öğrenmeyi yeniden öğretmek' oldu. Yüksek öğretimin öğrencilerin ezici çoğunluğu tarafından sadece belirli bir alanda diploma almaya yönelik araçsal bir akılla tamamlanması, kendini geliştirme ve bilgi temelinde özgürleşme gibi temel değerlerin bu süreç içinde kendiliğinden iptal olması gibi etik sorunlar bu arada akla bile gelmiyor. Ezberde ısrar ediyoruz Oysa değişen dünyanın üniversite mezunundan beklentisi bir diplomadan ibaret değil. Son yıllarda yapılan araştırmalar üniversite mezunlarının büyük bir çoğunluğunun profesyonel hayata veya akademik kariyere uzmanlaştıkları alanın dışında bir alanda girmek zorunda kaldığını ve başvurular için giderek artan biçimde disiplinlerarası bir bilgi ve beceri donanımı talep edildiğini gösteriyor. Özellikle hizmet sektöründe hızla dönüşüm geçiren iş tanımları iletişim teknolojilerindeki gelişmeyle birleştiğinde yüksek öğrenimden beklenti, belli başlı bir kaç teknik alan dışında, meslek edinmekten çok profesyonel hayata farklı alanlarda dahil olabilmeyi sağlayacak bir formasyona doğru evriliyor. Dolayısıyla üniversite eğitimi de kendi içine kapalı mesleki bir yoğunlaşmadan çok bu eğilimi karşılayacak zenginlikte bir donanım vermek ve bunu yaşam boyu sürdürülebilecek bir şey haline getirmek zorunda. Bu donanım giderek küreselleşen, aynı zamanda derin bir kültürel çeşitlilik arzeden dünyanın gerektirdiği ve verili kuralları takip etmenin ötesine geçip belli becerileri yaratıcı bir biçimde kullanmayı sağlayacak kapasitelerin tutarlı bir biçimde geliştirilmesini gerektiriyor. Doğru algılama ve kavrama, soru sorma, eleştirel akıl yürütme, geçerli yargıda bulunma, kendini ifade etme ve çözüm odaklı tartışma olarak tanımlayabileceğimiz özellikleri geliştirecek ve bunu disiplinlerarası bir bilgilenme sürecinde gerçekleştirecek olan bir eğitime ihtiyaç var. Biz ise liseye ya da üniversiteye girmek, hatta kamu sektöründe iş bulabilmek için bile merkezinde test çözme teknikleri ve ezber olan bir bilgi ve eğitim anlayışında ısrar ediyoruz.

19 Haziran 2009 Cuma

Doğudaki Okullar Personel Yetersizliği Sebebiyle Korumasız

İlerleyen Teknoloji Okulları Adeta 'Teknoloji Üssü' Haline Getirdi. Birçok Okulda Teknoloji Sınıflarının Yanında, Görsel Eğitim İçin Sinevizyon Sistemleri Kuruldu.
İlerleyen teknoloji okulları adeta 'teknoloji üssü' haline getirdi. Birçok okulda teknoloji sınıflarının yanında, görsel eğitim için sinevizyon sistemleri kuruldu.
Eğitim için yapılan bu yatırımlar ise güvenliğin az olan okullarda hırsızların iştahını kabartıyor. Son dönemde eğitim kurumlarında yaşanan hırsızlık olaylarında artış yaşanmaya başladı.
Karnelerin verilmesinden sonra başlayan 3 aylık yaz tatili döneminde okullarda yaşanan hırsızlık olayları korkutuyor. Doğu Anadolu'nun birçok ilinde okulların korumasız olması, devlet bütçesinde ağır faturalara mal oluyor.
Özellikle yaz tatili döneminde hiçbir güvenlikçinin olmadığı okullar, başta hırsızlar olmak üzere; balici, tinerci ve diğer sokak çocuklarının hedef noktasını oluşturuyor. Bu olumsuz durumu personel eksikliğine bağlayan eğitimciler, her yıl bir çok okulda hırsızlık olayının yanı sıra camların kırıldığını, binalarda değişik tahribatlar meydana geldiğini bildirdi.
Eğitimciler bu sorunların temelinde 'eğitimsizlik'in yattığını ifade ediyor. Okulların en önemli problemlerinden birinin de güvenlik sorunu olduğuna dikkat çeken eğitimciler, bakanlığa güvenlik personeli talebinde bulunduklarını belirtiyor. Hırsızlara karşı birçok okulun pencereleri ise demir parmaklıklarla kapatılmış durumda.
Geçtiğimiz günlerde Ağrı Patnos Atatürk İlköğretim Okulu'nda da hırsızlık olayı meydana geldi. Atatürk İlköğretim Okulu'nun öğretmenler odasının penceresinden içeriye giren kişi veya kişiler bilgisayarın monitörünü çaldı.
Bilgisayarın kasasını da çalmak isteyen hırsızlar kasayı pencerelerin korkuluğundan geçiremeyince vazgeçti. Ayrıca Patnos merkezde bulunan Vali Yusuf Yavaşcan İlköğretim Okulu ile Kerem Şahin İlköğretim Okulu'nun da yine daha önce kimliği belirsiz kişiler tarafından camları kırılırken, geçtiğimiz yıl Patnos İbrahim Karaoğlanoğlu İlköğretim Okulu'ndan ise 10 adet bilgisayar çalınmıştı.
Zaman zaman okullarda hırsızlık olaylarının meydana geldiğini dile getiren Ağrı Milli Eğitim Müdürü Turgut Koçak, il genelinde 681 okul bulunduğunu belirtti.
Kenar mahallelerde bulunan okullara kamera yerleştirildiğini söyleyen Koçak, hırsızlıklara karşı okul müdürleri, emniyet ve jandarmayla birlikte gerekli tedbirleri almaya çalıştıklarını ifade etti.
Iğdır Milli Eğitim Müdürü Selahattin Şimşek ise okullardaki güvenlik probleminin çok önemli bir sorun teşkil ettiğini ifade ederek, Iğdır genelinde faaliyet gösteren 159 okul için Milli Eğitim Bakanlığı'ndan 200 güvenlik personeli talebinde bulunduklarını belirtti.
Büyük okulların güvenliği için bakanlığa kadro talebinde bulunduklarını vurgulayan Kars Milli Eğitim Müdürü Ekrem Ekici de tatil dönemlerinde okul müdürlerinin tedbirlerini daha da sıklaştırdığını kaydetti.
Kars genelinde 461 okulun faaliyette olduğunu açıklayan Ekici, yaklaşık 90 güvenlik kadrosuna ihtiyaç duyduklarının altını çizerek, ilde büyük okullarda kamera sistemi kurulduğunu ifade etti.
Ardahan Milli Eğitim Müdürü Şemsettin Görgülü de Ardahan'ın küçük bir vilayet olmasından dolayı okulların asayişi konusunda ciddi anlamda sıkıntı yaşamadıklarını belirtti. Görgülü, karne tatilinden sonra da yaz okulları açtıklarını bu vesileyle gerekli önlemleri de bu şekilde almaya çalıştıklarını söyledi.
Okullardan zaman zaman hırsızlıklar yaşandığını dile getiren Van Milli Eğitim Müdürü Yahya Yıldız, güvenlik konusunda emniyet ve jandarmadan gerekli yardımları aldıklarını ifade ederek, bazı okullara kamera yerleştirildiğine vurgu yaptı.

İstanbul'dan Mardin'e Sevgi Köprüsü

İstanbul'da Çeşitli Üniversitelerde Okuyan 50 Genç, Birleşmiş Mimarlar Derneği Önderliğinde ve İstanbul'dan Mardin'e Sevgi Köprüsü Kapsamında Mardin'in Midyat İlçesine Geldi. İstanbul'da çeşitli üniversitelerde okuyan 50 genç, Birleşmiş Mimarlar Derneği önderliğinde ve İstanbul'dan Mardin'e Sevgi Köprüsü kapsamında Mardin'in Midyat ilçesine geldi.
Öğrencileri, Kaymakam Mustafa Yılmaz ve Milli Eğitim Müdürü Şehmuz İleri ve okul müdürleri karşıladı.
Üniversiteli gençlerin onuruna kız yurdunda yemek veren Kaymakam Yılmaz, Midyat'ı tanıtıcı açıklamalarda bulundu.
Birleşmiş Mimarlar Derneği ve grup adına açıklama yapan öğrenci Yunus Fırat Aydın Bilge köyündeki katliamın ardından köyü ziyaret ederek taziye dileklerinde bulunduklarını belirtti.
Aydın, "Türkiye için en tehlikeli şey kimine göre bölücülük, kimilerine göre irtica, kimilerine göre terör, kimilerine göre ise işsizlik. Biz İstanbul'un bütün üniversitelerinden bir araya gelen, bu ülkenin geleceği olan gençler, bu ülke için en tehlikeli şeyin saçmalığın, yanlışlığın sıradanlaşması olduğunu düşünüyoruz. Bir tarafta geleneklerine, göreneklerine göre beslenen unsurlar, bir tarafta da gitmesek de, kalmasak da o köyün hala bizim olduğunu söyleyen vatanseverler zihniyetler. Kümelenen insanlar dışlanan unsurlar değişmeyen zihniyetler bunların sıradanlaşması bu ülke için büyük bir tehlikedir." dedi.
İstanbul'dan gelen öğrenciler, geceyi Midyat'ta geçirdikten sonra Mardin'in Kızıltepe, Nusaybin, Savur ve Batman'ın Hasankeyf ilçelerinde tarihi ve turistik bölgeleri dolaşacak.

Kayıt Parası Emlakçılara Ödeniyor!

İlköğretime başlayacak öğrenciler, artık Milli Eğitim Bakanlığı'nca otomatik olarak okullara yerleştirilecek.

Ulusal adres veri tabanındaki bilgiler esas alınarak, her çocuk oturduğu semte en yakın kuruma yazılacak. Veliler okul yöneticileri ile muhatap olmayacağı için 'kayıt parası' ödemekten kurtulacak. Ancak otomatik e-kayıt sistemi, varoş ve elit kesim arasındaki eğitim-öğretim uçurumunu daha da derinleştirecek. Gelir seviyesi düşük bölgelerde oturan aileler, çocuğunu iyi semtlerdeki okullara yazdıramayacak. Özellikle kalabalık ilçelerde ikamet edenler, sınıf mevcudu 60-70'lerdeki kurumlara evladını göndermek zorunda kalacak. Veliler, 29 Haziran'da yapılacak otomatik yerleştirme öncesi telaşa düştü. Çocuğunun geleceğinden endişe duyanlar, semt değiştirmeye başladı. Kayıt parasını şimdi emlakçılara ödüyorlar. Çaresiz kalan bazı velilerse bir adreste 2-5 aile oturuyormuş gibi gösteriyor. Sahte kontratlarla nüfus müdürlüklerine adres değişikliği için başvuruyorlar. Bu durumun en çarpıcı örnekleri İstanbul'un Bakırköy ilçesinde yaşanıyor. Kaymakam Dursun Ali Şahin son bir ay içinde yaklaşık 2 bin ailenin Nüfus Müdürlüğü'nde adres değişikliği yaptığını söylüyor. "Çok sayıda evde en az iki ailenin yaşadığı görülüyor. 3 aile hatta 5 ayrı soyisimden insanın bile kaldığı evler var." bilgisini veriyor. Bazı semtlerde kiraların yüzde 10 ile 20 arasında yükseldiğine dikkat çekerek, "Bazı emlakçılar, 2–3 aylık kira parasını alıyor, daha sonra kontratı iptal ediyorlar." diyor. Şahin, Bakırköy'deki resmi ilköğretimlerde okuyan 27 bin öğrencinin yarısının diğer ilçelerden geldiğini ifade ederek, şunları kaydediyor: "Nüfus artış hızı eksilerde olan bir ilçeyiz. Bazı okullarımız bu yıl 130 öğrenci alabilecekken okul çağına gelen öğrenci sayısı 25–30 civarında. Bu yüzden bakanlıktan Bakırköy'ün otomatik e-kayıt sistemi dışında tutulmasını istedim." İstanbul gibi büyükşehirlerde semtlere göre okulların kalitesi arasında adeta dağlar var. Zamanında nüfus yoğunluğu değil, arsaların mevcudiyetine göre okul yapıldığı için bazı semtlerde sınıf mevcutları 15–20 kişide kalırken bazılarında ise 80 kişiye bile ulaşabiliyor. Bakırköy'de bir dersliğe 30, Kadıköy'de 34 öğrenci düşerken, varoş sayılabilecek Sultanbeyli'de 76, Esenler'de 71 öğrenci düşüyor. Yeni dönemde Esenler gibi bir tane bile okul yapacak arsa bulunmayan ilçelerdeki sınıf mevcutları 100'lere kadar ulaşacak. Bahçelievler Yenibosna'da oturan Abdullah Özcan, haksız uygulamaya isyan eden velilerden. Çocuklarından birinin Ataköy'de okuduğunu anlatarak, şunları söylüyor: "Diğer çocuğum okul çağına geldi. İşyerimden dolayı Yenibosna'da oturuyorum. Ataköy'de ev tutacak gelirim yok. Devlet beni oturduğum bölgeden dolayı cezalandırıyor. Çocuğumu Yenibosna'daki kalitesi düşük okullara göndermek zorunda mıyım? Devlet önce bütün semtlerdeki okulların kalitesini aynı düzeye getirsin."

17 Haziran 2009 Çarşamba

YÖK'ten Onaylı Sanal Üniversite

Beykent Üniversitesi, uzaktan ve yüz yüze eğitim veren sanal üniversite eğitimini başlattı.

Geleneksel eğitim modellerinden farklı olan sistemde öğrenci istediği ortamda bilgisayar yardımıyla derse katılabiliyor. YÖK'ün tanıdığı sistemin tanıtımını yapan Üniversite Rektörü Prof. Dr. Cuma Bayat, çalıştığı için eğitim olanağını yakalayamayan, çocuğu olduğu için kariyer yapamayan ve üniversitesi olmayan bir kentte görev yapan kişiler için üniversitelerinin ideal olduğunu belirtti. Üniversitelerinin kapasitelerinin 100 bin öğrenciyi eğitecek durumda olduğunu açıkladı.

AÜ'de Mezuniyet Karmaşası

Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu'nda mezuniyet karmaşası yaşanıyor..

Akdeniz Üniversitesinde (AÜ) bazı öğrencilere önce tek ders sınavında başarı göstererek mezun olduğunun, bir hafta sonra da sistemden kaynaklanan hatadan dolayı notlarda yanlışlık yapıldığının ve mezun olamadığının bildirildiği iddia edildi. AÜ Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu öğrencisi 23 yaşındaki İpek Barış, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okulda tek ders sınavlarına giriş hakkı kazandığını ve mezuniyet için sınava girdiğini söyledi. Yıl sonunda iki dersten DC, bir dersten CC, bir dersten de FF notu aldığını belirten Barış, bu sonuçlarla tek ders sınavına girmeye hak kazandığını kaydetti. 8 Haziran Pazartesi günü tek ders sınavına girdiğini belirten Barış, şöyle konuştu: ''Sınav sonuçları aynı gün açıklandı. Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu Öğrenci İşlerini telefonla aradığımızda sınavdan geçtiğimiz ve mezun olduğumuz söylendi. 28 Haziranda da okuldan belgemizi alabileceğimiz bildirildi. 8 Haziran aynı zamanda doğum günüm. Okulda tek ders sınavını verince doğum günümü çifte sevinçle kutladım. Ancak bu sevincim bir hafta sürdü. Okulun Öğrenci İşleri'nden öğrenciler tek tek aranarak Akdeniz Üniversitesinin bilgisayar sisteminden kaynaklanan sorun nedeniyle notlarda hatalar oluştuğu ve sınavlarda başarılı bulunmadığımız, dolayısıyla mezun olamadığımız bildirildi. 'Sistemde hata var. Kusura bakmayın. Mezun olamadınız' dediler. Ne yapacağımızı şaşırdık. İş için birkaç şirkete de başvurmuştum. Şimdi ne yapacağımı bilemiyorum. Doğum günümde okuldan mezun olduğum söylendi. Bir hafta sonra da, sınavda başarılı olamadığım bildirildi. Mezuniyet sevincim bir hafta sürdü.'' Kızının okuldan mezun olamadığını öğrenince büyük şaşkınlık yaşadıklarını ifade eden anne Miyase Barış da hatanın cezasını öğrencilerin çektiğini söyledi. Barış, Rektörlük Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı ile Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu yönetiminin topu birbirlerine attığını, sorunun çözümü yönünde çaba harcamadığını öne sürdü. Barış, ''Sınavdan bir hafta sonra öğrenciler tek tek aranarak durumlarıyla ilgili bilgi veriliyor ve okuldan mezun olamadıkları söyleniyor. Öğrenciler sınav sonrası memleketlerine döndü, kimileri de yurt dışına çıktı. Bazıları da iş başvurusunda bulundu. Ne olacak bu çocukların durumu?'' diye sordu. -YETKİLİLERİN GÖRÜŞLERİ- AÜ Turizm İşletmeciliği ve Otelciliği Meslek Yüksekokulu Müdürü Akın Aksu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sorunun kendilerinden değil Akdeniz Üniversitesindeki sistemden kaynaklandığını, bu nedenle sorunun muhatabının Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı olduğunu iddia etti. Aksu, hatanın sadece Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulunu değil başka fakülte ve yüksekokullardan öğrencileri de ilgilendirdiğini kaydetti. AÜ Öğrenci İşleri Daire Başkanı Serhan Yaylacı da iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kendilerine herhangi bir şikayet gelmediğini söyledi. Yaylacı, ''Böyle bir sıkıntı olsa bilgim olur. Böyle bir şey yok. Bize şikayet gelmedi. Sorun, Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu'nun kendi yaptığı hatadan kaynaklanmış olabilir. Sorunun bizimle ilgisi yok. Bize bugüne kadar şikayet gelmedi'' dedi. Yaylacı, sorunla ilgili gerekli inceleme ve araştırmayı yapacaklarını belirtti. AÜ'deki sorundan en az 200 öğrencinin etkilendiği öne sürüldü.

Bir Hafta Dersleri Uzadı

Üsküdar İMKB Kız Meslek Lisesi’nde, 9. ve 10. sınıflar bir hafta daha okula gidecek.

Üsküdar İMKB Kız Meslek Lisesi'nde, bir yarı yıl süresince coğrafya dersi alamayan 9. ve 10. sınıflardan 2'şer şube öğrencisine, bu hafta 36 saat ders verileceği bildirildi. Ferah Mahallesi'ndeki Üsküdar İMKB Kız Meslek Lisesi'nde 12 Haziran'da karnelerin dağıtılmasının ardından, okul idaresince, 9. ve 10. sınıflardan ikişer şube öğrencisinin velilerine, cep telefonu yöntemiyle mesaj çekilerek, öğrenciler bir hafta süreyle eğitime davet edildi. Öğrencilerin bir bölümü okula giderek, 1. dönem tamamen boş geçen ve toplamı 36 saat tutan coğrafya eğitimini almaya başladı. Okul Müdürü Özge Erhan, 9. sınıflarda 17, 10. sınıflarda ise 12 şube olduğunu hatırlatarak, bunlardan ikişer şubenin coğrafya derslerinin 1. dönem süresince boş geçtiğini söyledi. Öğrencilerin bu dersten 1. dönem için karnelerde notu bulunmadığını ifade eden Erhan, okulda 2 coğrafya öğretmeni bulunduğunu, ancak sınıf sayısının fazla olması dolayısıyla bu öğretmenlerin tüm sınıflara derse giremediğini belirterek, şunları söyledi: “1. dönem 4 şubemizin coğrafya dersi boş geçti. Biz de 36 saat tutan bu eğitimi verebilmek amacıyla bir haftalık program yaptık. Yarım gün eğitim alacak öğrenciler, hafta sonuna kadar 35 saat ders almış olacak. 'Çocuklar tatilden geri kalmasın' diye biz bunu bir haftada bitirmeyi planladık. Bu konuyu bir yazıyla Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bildirdik. Yönetmeliğe ve usule uygun.” Bir haftalık eğitimin ardından öğrencilerin sınava girecekleri, bu dersin 1. dönem notunun da karnelerine işleneceği öğrenildi.

16 Haziran 2009 Salı

Cambridge, Harvard İstanbul'a Geliyor

YÖK, Cambridge, Harvard gibi dünyanın en başarılı üniversitelerinin İstanbul'da eğitim vermesini sağlayacak.

'Serbest eğitim bölgesi' modelini hayata geçirmeyi hedefliyor. Türk gençleri ABD ve Avrupa'ya gitmeden 15-20 bin dolar maliyetle diploma alabilecek Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Cambridge, Harvard gibi dünyanın en başarılı üniversitelerini Türkiye'ye çekmek için eğitimde “serbest bölge” modeline geçiyor. Artık Türk gençlerin dünyaca ünlü Avrupa ve ABD üniversitelerini Türkiye'de evinden ayrılmadan okuyabilecek. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, dünyanın önde gelen üniversitelerinin vergiden muaf olarak kampüs açabilecekleri yeni modeli, İstanbul'da hayata geçirmeyi planladıklarını açıkladı. Özcan, dünyanın tanınmış üniversitelerine kurulacak “eğitim serbest bölgesi” içinde yapacakları binalarda yer göstereceklerini ve serbest bölge muafiyetleri tanıyacaklarını söyledi. İstanbul'da kurulması planlanan Türkiye'nin ilk “eğitim serbest bölgesi”nde devlet tarafından hazırlanacak üniversite binaları yabancı üniversitelere kiralanacak. YASAL KOLAYLIK SAĞLANACAK 'Eğitim serbest bölgeleri' sanayideki serbest bölgelerin bir benzeri olacak. Serbest bölgede dünyanın tanınmış özel üniversitelerinin de bölüm açabilmeleri için 2547 sayılı YÖK yasasında da gerekli değişiklikler yapılacak. Bu bölgelerde kira ödeyerek eğitime başlayacak üniversiteler vergiden muaf olacak. Eğitim serbest bölgelerinde faaliyet gösterecek üniversiteler için “sıfır bürokrasi” esas alınacak. ORTADOĞU'DAN ÖĞRENCİ Özcan “Abu Dabi mi, İstanbul mu desek, herkes İstanbul'u tercih eder. 15-20 bin dolar veren iyi üniversitelerden mezun olabiir” dedi. Halen dünyada Dubai'de ve Abu Dabi'de başarıyla uygulanan bu modelle her yıl, Ortadoğu ülkelerinden ve Arap dünyasından onbinlerce öğrenci bu şehirlere akın ediyor. Eğitim serbest bölgeleri sayesinde dünyaca ünlü özel üniversitelerde okumak için Avrupa ve ABD'de yüksek maliyetle karşı karşıya kalan öğrenciler bu yükten kurtulacak. Başbakan'a sunum yapılacak YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan projeyle ilgili önümüzdeki günlerde Başbakan Erdoğan'a bir sunum yapacağını ve Başbakan'ın onayından sonra uygulamaya geçeceklerini anlattı. Erdoğan'ın onayından sonra İstanbul'da serbest bölge için geniş bir arazi tahsis edilmesi planlanıyor.

Staj Yapmak Şart

Meslek liselerinde, staj yapmayan hiçbir öğrenciye diploma verilmeyecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Kız Teknik ve Erkek teknik Öğretim Genel Müdürlükleri tarafından tüm mesleki ve teknik öğretim kurumlarına yapılan uyarıda “Bütün derslerden başarılı olmasına rağmen staj çalışmasını tamamlamayanlara diploma düzenlenmez ve kurum birinciliği seçiminde değerlendirmeye alınmaz” denildi.

Karneni Göster Ücretsiz Gez

Bursa Büyükşehir Belediyesi, yaz tatili boyunca başarılı öğrencileri anne ve babalarıyla Kent Müzesi ve Hayvanat Bahçesi'ni ücretsiz gezdirerek, ödüllendiriyor.

Eğitim-öğretim dönemi boyunca derslerden başını kaldıramayan ve okulların tatil olmasıyla birlikte rahat bir nefes alan öğrencilere bir hediye de Büyükşehir Belediyesi'nden geldi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, geleceğimizin teminatı çocukların Bursa'yı daha iyi tanımaları ve yaşadıkları şehrin değerlerini öğrenmeleri gerektiğini belirterek, "Bu doğrultuda karnelerini getiren öğrencilerimiz, hem Bursa'yı tanımaları ve değerlerini öğrenmeleri, hem de onları yorucu bir eğitim döneminden sonra ödüllendirebilmek amacıyla hayvanat bahçesi ile kent müzesini yaz sezonu boyunca ücretsiz gezebilecekler" dedi. Öğrenciler karnelerini göstererek, iki tesisi de ücretsiz gezebilecekleri gibi yanlarında anne ve babalarını da getirebilecekler.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Türbanlılar Bahçeye Alınmadı...

Sınav için Marmara Üniversitesi Göztepe Kampusü'ne çocuklarıyla birlikte giden türbanlı aileler içeri alınmadı.

Üniversite içine alınmayan türbanlı kadınlar, bahçenin dışında kaldırım üzerinde oturdu. Türban takmayan velilerin bahçeye alınması üzerine ise dışarıdaki aileler ile görevliler arasında tartışma çıktı. Moralimizi bozdular Oğlu Mehmet Anıl'la üniversiteye giden Kudret Anık, içeri girdiğinde görevlilerin kolundan tutarak kendisini dışarı çıkardığını söyledi. Anne Anık, bu durumunun sadece kendisinin değil oğlunun da moralini bozduğunu belirterek "Evladımın motivasyonunu bitirdiler" diye dert yandı. Kızı Büşra ile birlikte okula giden ve türbanlı olduğu için içeri alınmayan Nermin Ayaz da yaşananlara isyan etti.

Bu yıl 3 Kişiden 2'si Üniversiteli Olacak

YÖK Başkanı, geçmiş yıllarda kontenjanların çok düşük tutulduğunu, son yıllarda ise üniversitelerin imkanlarının daha iyi kullanıldığını anlattı.
Yusuf Ziya Özcan, mesleki eğitime yönelik çalışmaların tamamlanması ve eski lise mezunlarının önemli bir kısmının üniversiteye girmesi ile ÖSS'ye başvuru sayısının her geçen yıl azalacağını kaydetti. Açıköğretimde bu yıl patlama beklediklerini ifade ederek, geçmiş yıllarda açıköğretimde hiç açılmayan Türk dili ve edebiyatı ile uluslararası ilişkiler gibi bölümlerin ilk defa bu yıl öğrenci alacağını bildirdi. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer yeni üniversitelerin açılmayan bölümlerini devreye sokabilir, ikinci öğretimi daha akılcı kullanabilir, açıköğretimden yeteri kadar faydalanabilirsek kontenjan sıkıntımız kalmayacak ve herkes üniversiteye gidebilecek. Bunları da iki üç yıl içinde tamamlayacağız. Zaten son iki yıldır başvuran öğrencilerin yarıdan fazlasını üniversiteye alabiliyoruz. İki yıl sonra ben giderken bu işi halletmiş oluruz." Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, diploma notlarının zamanında bildirilmesi halinde sonuçların bir ay içinde açıklanacağını söyledi. 2009 ÖSS'de, sınav güvenliğini tehdit eden herhangi bir olay olmadığını belirten Yarımağan, kontenjanlarla ilgili kılavuzun ay sonunda basılabileceğini bildirdi. Sınavda 30'ar soruluk 8 test yer aldı. Ön lisans programlarını tercih edecek adayların ilk 4 testi yapmaları, lisans programlarını seçeceklerin ise bunlara ek olarak, alanları doğrultusundaki 2 testi daha yapmaları istendi. Temmuzun ortalarında açıklanması planlanan sınav sonuçları, ÖSYM'nin internet adresinden duyurulacak. Değerlendirmede; ÖSS-SÖZ-1, ÖSS-SAY-1, ÖSS-EA-1, ÖSS-DİL, ÖSS-SÖZ-2, ÖSS-SAY-2 ve ÖSS-EA-2 puanları hesaplanacak. Ön lisans ve açıköğretimi tercih edebilmek için 145, lisans programlarını tercih edebilmek için de 165 baraj puanı aşmak gerekiyor. ÖSS soru ve cevapları, http://oss2009-sorular.osym.gov.tr adresli internet sayfasında yer alıyor. Bu arada üniversitelerin dil ile ilgili bölümlerinde okumak isteyen adaylar, 21 Haziran'da yapılacak Yabancı Dil Sınavı'na (YDS) katılacak. YDS'de 32 bin aday ter dökecek. Yüzde 15 ek kontenjan YÖK üniversite kontenjanlarını geçen yıl yüzde 25, bu yıl ise yüzde 15 oranında artırdı. 2009 ÖSS'ye giren 1 milyon 350 bin aday ile sınavsız geçişten yararlanacak 100 bin öğrenci, 615 bini bulan kontenjan için yarışacak. Kontenjanların 534 binini devlet, 80 binini ise vakıf üniversiteleri oluşturacak. Açıköğretim fakültesi ile üniversiteye yerleştirilecek kişi sayısı 950 bini bulacak. Geçen yıl 328 bini açıköğretim 833 bin kişi üniversiteyi kazanmıştı.

Bakan Çubukçu Sözünü Tuttu

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun partisinin Seyhan ilçe kongresinde "Adana'ya fen lisesi yaptırılacağı yönündeki sözü" hayata geçiriliyor.
Milli Eğitim Müdürü Abdulgafur Büyükfırat, fen lisesi için Yüreğir Açık Oto Pazarı civarında bir yerin tahsis çalışmalarının sürdüğünü bildirdi. Büyükfırat, Bakan Çubukçu'nun talimatıyla yerin Milli Eğitim'e devri konusunda Defterdarlık ile çalışma yapıldığını kaydetti. Fen Lisesi'nin 24 derslikli ve 96 öğrenci kapasiteli olacağını kaydeden Büyükfırat, model projelerden birinin uygulanacağını belirtti.

ŞOK! 'ÖSS'de 5 Hatalı Soru'

ÖSS'de fizik coğrafyada yanlış soru iddiası var. İddiaya göre sorununun cevabı şıklarda yok. İşte o hatalı sorular:

İstanbul Sultanbeyli Çözüm Dergisi Dershanesi Coğrafya Öğretmeni Eyüp Yıldırım, ÖSS'de hatalı bir coğrafya sorusu olduğunu ileri sürdü. Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada, ÖSS'de Edebiyat-Sosyal Bölümler Testi'ndeki 25. sorunun yanlış olduğunu iddia etti. ''Türkiye'nin ulaşımla ilgili aşağıdaki özelliklerinden hangisi coğrafi konumun sonucudur?'' şeklindeki soruda, coğrafi konumun sonucunun istendiğini belirten Yıldırım, ancak verilen şıkların tamamının coğrafi konum ile açıklanabildiğini ifade etti. Sorunun doğru cevabı olarak verilen ''D) Bazı ülkelerin mallarının transit taşımacılığına olanak sağlanması'' seçeneğinin, coğrafi konumun alt birimi olan jeopolitik konumla ilgili olduğunu kaydeden Yıldırım, açıklamasında, ''Sorunun kökünde 'coğrafi konum' kullanıldığı ve 'jeopolitik konum' ifadesi kullanılmadığı için seçeneklerin tamamı doğru olmaktadır'' ifadesini kullandı.
4 soru hatalı!Uğur Dershaneleri Eğitim Öğretim Koordinatörü Alparslan Alemdar, ÖSS'de hatalı fizik soruları olduğunu ileri sürerek, bu soruların öğrencilerin sınav başarısını olumsuz etkilediğini, soruları ÖSYM'nin incelemesi ve iptal etmesi gerektiğini belirtti. Alemdar, yaptığı yazılı açıklamada, ÖSS'yi değerlendirerek, sınavda fizik sorularının genel olarak ortalamanın üzerinde olduğunu ve sınavı zorlaştıran hatalı bazı soruların bulunduğunu iddia etti. Fizikte, Bölüm-II momentum sorusunun akademik olarak yanlış bir soru olduğunu belirten Alemdar, “Serbest düşme yapan bir cisim bir süre düştükten sonra bir patlama ile parçalara ayrılıyorsa, parçalardan en azından birinin aşağı doğru bir hız bileşeni olması gerekmektedir. Bu bileşenin olmaması momentumun korunumu yasasına uymadığından soru yanlıştır” ifadesini kullandı. Alemdar, Bölüm-II elektrostatik sorusuna ilişkin de “Sığaları farklı iki elektroskobun yüklerine yaprak açıklıklarının yorumlanabilmesi için daha fazla bilgiye ve koşula ihtiyaç vardır. Bu durumda sorunun cevabı hem A hem de B olabilir” görüşünü savundu. Bölüm-II yay dalgaları sorusuna yönelik de Alemdar, “Sorunun koşulları soru cümlesi içine gizlenmiş durumdadır. Soru doğru, fakat ölçmek istediği durumdan daha çok dikkat ölçen bir soru olmuş, özensiz hazırlandığını söyleyebiliriz” görüşüne yer verdi. Alparslan Alemdar, “Bu sorular, öğrencilerin sınav başarısını olumsuz etkilemiştir. Bu soruları ÖSYM'nin incelemesi ve iptal etmesi gerekmektedir” görüşünü dile getirdi. SİSTEM DERSHANELERİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI ATALAY: 4 SORUDA YANLIŞLIKLAR VAR. BUNLARIN TARTIŞILARAK KESİN HATALI OLDUĞU BELİRLENENLER İPTAL EDİLMELİ Merkezi Konya'da bulunan Sistem Dershanesi Yönetim Kurulu Başkanı Naci Atalay, ÖSS'de 4 soruda yanlışlık olduğunu, bunlardan kesin hatalı olduğu belirlenenlerin iptal edilmesi gerektiğini savundu. Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ÖSS'de bazı hatalı sorular tespit ettiklerini ileri sürdü. Fizikte, Fen Bilimleri-2 testinin 4. sorusunun yanlış bir soru olduğunu iddia eden Atalay, ''Serbest düşmeye bırakılan cismin 'O' noktasına geldiğinde bölünmesi durumunda parçalardan birinin düşey momentumu da olmalıdır. Bu 3. parçanın hareket yönü bilinmeden X ve Y parçalarının hareketi ile ilgili hiçbir şey söylenemez. Dolayısıyla bu soru yanlıştır'' dedi. Atalay, Fen Bilimleri-2 testinin elektrostatik ile ilgili 5. sorusunda da yanlışlık olduğunu, bu soruların iptal edilmesi gerektiğini öne sürerek, şunları kaydetti: ''Elektroskopların topuz ve yapraklarının yükleri nasıl paylaşabilecekleri ile ilgili yorum yapabilmek için topuzların büyüklükleri ve elektroskopların özdeş olup olmadıkları ile ilgili bilgi verilmeden cevap bulunamaz. Dolayısıyla bu sorunun da hatalı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Aynı şekilde Matematik-2 testinin 4. sorusu ile Fen Bilimleri-1 testinin 2. sorusunda da yanlışlıklar söz konusu. Bu sorular da tartışılabilir. Toplamda 4 soruda yanlışlıklar var. Bunların tartışılarak kesin hatalı olduğu belirlenenler iptal edilmeli.'' Atalay, hatalı sorunların öğrencilerin başarısını etkilediğini savunarak, ''Sınava giren öğrenciler, bu sorularda takılarak çok zaman kaybettiklerini söylediler. Birçoğu bu soruları çözemeyince morali bozulup zaman kaybetmiş. Dolayısıyla bu yanlış sorular, öğrencilerin başarısını etkilemiştir'' diye konuştu. Atalay, yarın söz konusu soruların iptali için ÖSS'ye başvuracaklarını sözlerine ekledi.

Öss Soru ve Yanıtları

Üniversitelerde okuyacak adayları belirlemek amacıyla yapılan ve bu yıl sonuncusu düzenlenen Öğrenci Seçme Sınavı sona erdi. İşte Öğrenci Seçme Sınavı’nın (ÖSS) test soru ve cevapları...


Üniversitelerde okuyacak adayları belirlemek amacıyla yapılan ve bu yıl sonuncusu düzenlenen Öğrenci Seçme Sınavı sona erdi. Sınavda 1 milyon 349 bin 423 genç 195 dakikada 90 sayısal, 90 sözel olmak üzere 180 soru çözdü. ÖSS, Türkiye'de tüm il ve bazı ilçe merkezleri ile KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da toplam 4 bin 602 binada, 70 bin 850 salonda yapıldı. 207 bin 857 kişinin görev yaptığı sınavda, 1 milyon 349 bin 423 genç, 195 dakikada 90 sayısal, 90 sözel olmak üzere 180 soru çözdü. Sınav sonuçlarının Temmuz ayının ortalarında açıklanması planlanıyor. Sınav değerlendirilirken, ÖSS-SÖZ-1, ÖSS-SAY-1, ÖSS-EA-1, ÖSS-DİL, ÖSS-SÖZ-2, ÖSS-SAY-2 ve ÖSS-EA-2 puanları hesaplanacak. Sınavda, ön lisans ve Açıköğretim programlarını tercih edebilmek için 145, lisans programlarını tercih edebilmek için de 165 baraj puanı aşmak gerekiyor. Sınavın 120 soruluk ilk kısmını yanıtlayan, yani EA-1, Söz-1 ve Say-1 puanı olan adaylar, meslek yüksek okullarını, açıköğretim ön lisans programlarını, açıköğretim lisans programlarını ve özel yetenek sınavı sonuçlarına göre öğrenci alan lisans programlarını tercih edebilecek. Say-2, Söz-2 ve EA-2 puanları da mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarından mezun olanların kendi alanlarındaki ek puanla girilen yüksek öğretim programları ile açık öğretim lisans programları dışındaki 4 ve daha fazla yıllık lisans programlarına giriş amacıyla kullanılacak.

İşte ÖSS'nin Açıklanacağı Tarih

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, ÖSS sonuçlarının ne zaman açıklanacağını söyledi.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, diploma notlarının zamanında bildirilmesi halinde ÖSS sonuçlarının bir ay içinde açıklanacağını söyledi. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, Cihan Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, 2009 ÖSS'de, sınav güvenliğini tehdit eden herhangi bir olay olmadığını, sınavının başarı ile tamamlandığını bildirdi. Kendilerine ulaşan bilgilere göre, bazı yerlerde cep telefonu ile kopya teşebbüsü yakalandığını, bazı yerlerden de bu yönde ihbarlar geldiğini aktaran Yarımağan, "Bir hayli yakalanan olduğunu tahmin ederim ama şuralarda şu kadar oldu da, diyemem. Tam rakama henüz sahip değilim." dedi. Hastalıkla ilgili de olaylar yaşandığını kaydeden Yarımağan, "Sınavda rahatsızlananlar olabiliyor, sarası tutanlar oluyor, bayılanlar, araya çıkartılanlar oluyor. Tek tük cep telefonu ve hastalık olayları dışında bize ulaşan başka bir şey yok." diye konuştu. Sınavın bu sene ÖSS ismi ile son kez yapıldığının hatırlatılması üzerine Yarımağan; sınavda zaman zaman ad değişikliği olabildiğini, geçmiş yıllarda ÜSS olarak yapıldığını hatırlattı. Yarımağan şöyle devam etti: "Adı değişiyor ama çok şey değişmiyor. Buna benzer bir sınavı yine aynı mahiyette yapacağız. Gelecek sene bugün yaptığımız sınavı, üç parçada gerçekleştireceğiz. Tamamını bir oturumda yapmak yerine, bir kısmını Nisan ayında yapacağız, sonra herkes kendini ilgilendiren kısmına girecek. Sınav sonuçlarını aksilik olmazsa bir ay içinde açıklarız. Sonuçları açıklamamız için yalnızca bizim çalışmamız yetmiyor. Okulların diploma notlarını doğru ve eksiksiz bir şekilde bildirmeleri gerekiyor. Bu bizi her sene çok uğraştırır. Diploma notlarını zamanında alırsak, bir ay içinde sonuçları açıklarız."

13 Haziran 2009 Cumartesi

Kuran Kursunda Cinsiyet Testi

İngiltere'deki bir Kuran okulunda büyüyen cinsiyet tartışması polise kadar ulaştı.

Veliler okulu basınca erkek olduğu iddia edilen öğretmen cinsiyet testine girmek zorunda bırakıldı. Blackburn kentindeki El Islah kız Kuran okulunda çalışan bir stajyer öğretmen, kadın olduğunu ispatlamak için cinsiyet testine girmek zorunda bırakıldı. Okulda tesettürlü olan ve ayaklarına kadar kapalı giysiler giyen Şifa Patel adlı asistanın sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta gömlekli, kısa saçlı ve pantolonlu fotoğraflarına rastlanması üzerine çılgına dönen veliler Şifa'nın aslında erkek olduğu iddiasıyla bir e-posta kampanyası başlattı. Veliler okul yönetimine Şifa'nın tıbbi muayene girmesi ve kadınlığını ispatlaması için baskı yapmaya başladı. Okulun müdiresinin ailelere Şifa'nın kadın olduğunu söyleyen bir mektup göndermesi de işe yaramadı. Kızgın velilerden oluşan bir grup okulu basarak, kadın asistanın kovulmasını talep etti. Velileri sakinleştiremeyen okul yönetimi polis çağırmak zorunda kaldı. Bunun üzerine Şifa, muayene olarak kadınlığını ispat etmiş olsa da okulunu ve kendini bu zor durumdan kurtarmak istediği için istifasını sundu. Asistanın işinden ayrılmasıyla sonuçlanan kampanya, Facebook'tan kopyalanan fotoğrafların e-posta yoluyla yayılmasıyla başladı. Şifa, "Elimde kadın olduğuma dair kesin kanıtım var. Bunu yapan insanlar bana çok zarar verdi. Bunu yapanları ve bu yalanları yayanları asla affetmeyeceğim" diye konuştu. Dolaşıma sokulan fotoğraflardan bazılarında Şifa, okul müdiresi Fatma Patel ile birlikte görülüyor. Müdire, "Bazı aileler bana başvurduğunda onlara elime Kuran'ı alıp doğruyu söyleyeceğime yemin ettim. Ama illa ki Şifa'nın tıbbi test sonucunu istiyorlardı" diye konuştu. Okul yönetimi de Şifa'ya destek çıksa da gururu kırılan öğretmen istifa etmeyi tercih etti. Polis ise olayın sessiz bir şekilde kapanmasını istedi. Özel El Islah kız Kuran okulunda yaklaşık 200 öğrenci bulunuyor. Okul Blackburn'teki kırmızı tuğlalı caminin ilk katında bulunuyor. Öğrencilerin tamamı türban takıyor ve mavi üniforma giyiyor. Okulda sadece dini dersler yapılırken, yalnızca Arapça ve Urduca dillerinde eğitim veriliyor.

'Münevvere Taktirname'

İlköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci dün karnelerini alarak yaz tatiline çıktı.

İlköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci dün karnelerini alarak yaz tatiline çıkarken sevinci ve hüznü yaşadı. Etiler'de çöp konteynırında cesedi bulunan Münevver Karabulut'un öğrenim gördüğü Bingül Erdem Lisesi yönetimi tarafından hazırlanan sembolik karneyle takdir ve onur belgesi de dün baba Süreyya Karabulut'a verildi.

12 Haziran 2009 Cuma

Öğrencilerin Karne Heyecanı...

İlköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci, bugün karne alarak yaz tatiline çıkacak.

2008-2009 eğitim-öğretim yılı bugün sona erecek. İlköğretim ve liselerde öğrenim gören 15 milyona yakın öğrenci, 8 Eylül 2008'de başlayan eğitim-öğretim maratonunu tamamlayarak, yaklaşık 3.5 ay sürecek tatile başlayacak. İlköğretim 6. sınıf öğrencileri ise karne heyecanıyla sınav heyecanını ard arda yaşayacak. İlköğretim 6. sınıfta okuyan yaklaşık 1 milyon 100 bin aday, 13 Haziran Cumartesi günü Seviye Belirleme Sınavı'na (SBS) katılacak. SBS, tüm il merkezleri ile yurt dışında Lefkoşa, Trablusgarp, Riyad, Medine, Cidde, Aşgabat, Bakü ve Bişkek'de gerçekleştirilecek. SBS tüm sınav merkezlerinde Türkiye saatiyle 10.00'da merkezi sistemle aynı anda yapılacak. Sınavda adaylara 80 soru yöneltilecek ve 90 dakika süre verilecek. Lise son sınıf öğrencileri de hem mezun olmanın hem de 14 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek Öğrenci Seçme Sınavı'nın (ÖSS) heyecanını bir arada yaşayacak. Katılacakları sınavı kazanacak ilköğretim ve lise mezunları, kayıt ve tercih işlemleri dolayısıyla tatilde de yoğun tempoyu sürdürecek. 2009-2010 eğitim-öğretim yılı, Ramazan Bayramı'nın ardından 24 Eylül 2009 Perşembe günü başlayacak.

Mezunlar Estetik Merkezine Koşuyor...

Günümüz genç kızları artık mezuniyete estetik yaptırarak hazırlanıyor!

Mezuniyet balosu için estetik uzmanlarının kapısını çalan lise son sınıf öğrencisi genç kızlar, en çok göğüs büyütme operasyonu yaptırıyor. Bunu sırasıyla, vücut şekillendirme amacıyla yapılan liposuction ve burun estetikleri izliyor. Mezuniyet balosunda kusursuz görünmek isteyen genç kızların aylar öncesinden randevu aldıklarını açıklayan estetik uzmanları, taleplerin son bir ayda 3 kat arttığını söylüyor. Mezuniyete hazırlanan genç erkekler de estetiğe artık sıcak bakıyor. En fazla burun ameliyatlarını talep eden delikanlılar, jinekomasti (kadın tipi meme büyüklüğü sorunu) için de estetikçilerin kapılarını çalıp, göğüslerini düzleştiriyorlar. FİLİNTA GİBİLER Liposuction'a da ilginin hayli fazla olduğunu belirten estetik cerrah Prof. Dr. Nazım Durak; genç erkeklerin mezuniyet balosunda filinta gibi görünmek için bir aydır yoğun ameliyat talep ettiklerine dikkat çekiyor. Balo kadar yaz tatilinin de estetik yaptırmak isteyenleri kamçıladığını belirten Prof. Durak, estetik talebinin erkeklerden çok, genç kızlardan geldiğini de sözlerine ekliyor. Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu (Estetik ve Plastik Cerrah) Yaz tatilini bahane eden gençler, yeni bir döneme veya üniversiteye hazırlık olarak kendilerini daha güzel görmek istiyor. Genç kızlara artık damla silikon değil, yuvarlak silikonları öneriyorum. Küçük göğüsleri nedeniyle straplez elbise giymekten çekinen genç kızlar, yaptığımız silikonlar sonrası daha estetik bir görünüme kavuşuyor. Bir de bu dönemde çarpık bacaklar için talep çok oluyor. Hem kızlar hem erkeklerde burun ameliyatları da hala çok yaygın. Prof. Dr. Atilla Arıncı (Estetik ve Plastik Cerrah) Son yıllarda estetik operasyonlara ilgi 2-3 kat arttı. Genç kızlara; vücut şekillendirme operasyonları dediğimiz liposuction, karın germe ve göğüs büyütme operasyonlarını paket program dahilinde yapıyoruz. Bazı genç kızlara da basen ve bacak bölgelerinden yağ alma operasyonları yapılıyor. Ancak genç kızlar çoğunlukla göğüs büyütme operasyonları istiyor. Genç kızlar Angelina Jolie'nin dudağına, Jenifer Lopez'in kalçalarına ve Penelope Cruz'un vücuduna sahip olmak istiyor. Prof. Dr. Onur Erol (Estetik ve Plastik Cerrah) Özellikle yaz aylarında estetik operasyon oranlarında yüzde 35′e varan bir artış gözlemleniyor. Bunlar arasında; liseyi bitirmiş, üniversiteye yeni başlayacak olan gençler ilk sırayı alıyor. Çünkü, yeni ortama yeni yüzleriyle girmek istiyorlar. Bu durum özellikle de burun ameliyatlarında geçerli oluyor. Gerek kızlarda gerekse erkeklerde burun operasyonları ilk sırada yer alıyor. EN BÜYÜK DERT GÖĞÜSLER Kızlara oranla daha düşük bir talep olmasına karşın, son yıllarda erkeklerden gelen estetik talebi yüzde 10′lardan yüzde 18′e kadar çıktı. Genç erkekler memelerindeki fazla yağların alınarak düz hale getirilmesi, kızlar da basen bölgelerindeki yağ toplanmalarını düzelttirmek için liposuction yaptırıyor. Tabii genç kızlarda en büyük talep ve şikayet gögüslere yönelik oluyor. Küçük memelere silikon takıyoruz, büyük memeleri ise küçültüp, toparlıyoruz.

Kürtçe Eğitim Gelecek Yıl Başlıyor

Mardin Artuklu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi bünyesinde 'Kürt Dili ve Edebiyatı' bölümünün açılması için başlatılan ön hazırlıklar tamamlandı.

Rektör Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Artuklu Üniversitesi'nin vizyonu ve ufkunu 'sosyal bilimler üniversitesi' olarak belirlediklerini söyledi. Üniversitenin, Ortadoğu dillerinde eğitim yapan bir uluslararası üniversiteye dönüşebileceğini umut ettiklerini kaydeden Omay, bu amaçla Fen Edebiyat Fakültesi bünyesinde Kürtçe, Arapça, Farsça ve Süryanice bölümler oluşturacaklarını ifade etti.
Omay, “Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünün öncelikle kurulması için çalışmalarımız sürüyor. YÖK'ün onayının ardından bu yıl bu bölümü kuracağız. 2010 yılında 20 öğrenciyle öğretime başlamayı planlıyoruz. Bunun için Irak'ın kuzeyindeki Dohuk ve Kerkük üniversiteleri ile ön anlaşma imzaladık. Bize hoca desteği verecekler” dedi.

Dubai'ye Türk Üniversitesi

YÖK'ten Arap dünyasına açılım... Birleşik Arap Emirlikleri'ne giden YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, üniversite ihracı için imzayı attı.

ODTÜ ve İTÜ, Dubai'de üniversite kurmak için hazırlıklara başladı.
ODTÜ ve İTÜ'nün önümüzdeki yıl Dubai'de ihtiyaç duyulan bölümler üzerine araştırma yapacağı öğrenildi. 2 yıl sonra ise açılması planlanan kampüse öğrenci alımınına başlanacak.YAKUP BULUT / ANKARA Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Arap dünyasına yönelik akademik açılım başlatırken, ilk adım Dubai'de üniversite kurmak için atıldı. Birleşik Arap Emirlikleri'ne giden YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ile Birleşik Arap Emirlikleri Bilimsel Araştırmalar Bakanı Şeyh Nahyan Bin Mubarak Al-Nahyan, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) Dubai'de kampüs açması için anlaşmaya vardı. YÖK'TEN BÜYÜK ATAK YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan 7-9 Haziran arasında Birleşik Arap Emirlikleri'ne iki ülke arasındaki yükseköğretim işbirliğini geliştirmek için geniş bir akademisyen kadrosuyla gezi düzenlendi. Gezide Özcan'a ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nevzat Özgüven ve Yükseköğretim Kurulu Başkan Danışmanı Doç. Dr. Talip Küçükcan eşlik etti. ODTÜ VE İTÜ GİDİYOR Bu ziyarette Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ile BAE Bilimsel Araştırmalar Bakanı Şeyh Nahyan Bin Mubarak Al-Nahyan biraraya geldi. Toplantıda, iki ülke arasında yükseköğretim alanında stratejik işbirliğinin geliştirilmesi, öğrenci ve öğretim üyesi değişim programlarının başlatılması, Birleşik Arap Emirlikleri'nden Türkiye'ye lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimi görmek üzere öğrenci gelmesini içeren anlaşma ile Abu Dhabi ve Dubai'deki 'eğitim serbest bölgeleri'ne Türk üniversitelerinin de kampüs açması konusunda anlaşmaya varıldı. Dubai'de açılması düşünülen bölümlerin mühendislik ağırlıklı olacağı belirtildi. KAR AMAÇLI DEĞİL Türkiye'nin henüz eğitim pazarından hiç pay alamadığı Dubai'deki eğitim serbest bölgelerinde farklı ülkelerden çok sayıda üniversite kampüs açmış durumda. ABD, Fransa, İskoçya, İrlanda, Kanada, İngiltere, Avustralya'nın Dubai'de bir üniversitesi var. YÖK ise ODTÜ ve İTÜ ile Dubai'de kar amaçlı değil özel statülü ve işbirliğine yönelik üniversiteler kurmayı planlıyor. Özcan: Açılım içindeyiz YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Ortadoğu ülkeleriyle eğitim konusunda yeni bir açılım içerisinde olduklarını söyledi. Ortadoğu ülkeleriyle temasta bulunduklarını belirten YÖK Başkanı Özcan, şöyle konuştu: “Yeni açılımlar içerisindeyiz. Suriye, Irak, İran'a gidiyoruz, Mısır ile görüşmelerimiz var. Yakında Suudi Arabistan'a gideceğiz, Birleşik Arap Emirlikleri'ne gittik. Hepsini dahil ediyoruz. Çünkü dışarıya açılmak zorundayız. Mesela Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaklaşık 2 bin 500 doktora öğrencisi potansiyeli var. Biz bu öğrenci potansiyelinden pay almak istiyoruz.”

11 Haziran 2009 Perşembe

Çikolata Başarıyı Arttırıyor

ÖSS’ye girecek öğrencilerin sınavdan yarım saat önce çikolata yemelerinin başarılarını arttırmalarında yardımcı olacağı belirtildi.Bolu İl Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şube Müdürü Dr. Meltem Çağlar, ÖSS'ye girecek öğrencilerin sınavdan yarım saat önce çikolata yemelerinin başarılarını arttırmalarında yardımcı olacağını söyledi. ÖSS'ye girecek öğrencilerin sınav sabahı şekerli gıdalar tüketmelerinin, beyinlerinin daha iyi çalışmasına yardımcı olacağını belirten Dr. Çağlar, “Sınav sabahı özellikle içinde kakao içeren çikolata tüketilmesi sınav başarısını artırmada yardımcı olacaktır” dedi. Dr. Çağlar kakaonun mutluluk artırıcı özelliğinin yanı sıra, dikkati ve konsantrasyonu artırıcı özelliklerinin de mevcut olduğunu açıklayarak, şöyle konuştu: “ÖSS'ye girecek öğrencilerin sınavdan yarım saat önce sütlü veya bitter çikolata yemeleri halinde, sınavda zihinlerinin daha açık olması, dikkatlerini de toplamaları, sınavdaki başarıyı artıracaktır.”

YÖK Yeni Bir Açılım İçerisinde

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Ortadoğu ülkeleriyle temas halinde bulunduklarını, yeni bir açılım içerisinde olduklarını belirtti.YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Ortadoğu ülkeleriyle temas halinde bulunduklarını, yeni bir açılım içerisinde olduklarını belirterek, Türkiye'deki üniversitelerin bu ülkelerdeki üniversitelerle işbirliği yapmaları amacıyla zemin oluşturmaya çalışacaklarını söyledi. YÖK Genel Kurulu, Özcan Başkanlığında YÖK'te toplandı. Toplantının sabahki oturumuna ara verildiğinde Genel Kurul üyeleri ve Özcan yürüyerek öğle yemeği için ÖSYM binasına geçtiler. Özcan, YÖK Genel Kurulu üyeleri Prof. Dr. Tunçalp Özgen ve Prof. Dr. Engin Ataç'ın yakında görev sürelerinin sona ereceğini belirterek, bu nedenle ''onlara özel olarak'' öğle yemeğinin ÖSYM'de yenilmesinin kararlaştırıldığını belirtti. Bu sırada gazetecilerin sorularını yanıtlayan YÖK Başkanı Özcan, Danıştay'ın, YÖK'ün öğretim üyesi yetersiz fakültelere öğretim elemanı gönderilmesine olanak sağlayan kararının yürütmesini durdurmasına ilişkin kararının anımsatılması ve bu konuda yeni bir düzenleme, formül düşünüp düşünmediklerinin sorulması üzerine, ''Henüz karar vermedik. Belki düşünebiliriz. Sabah ki oturumda hiç konuşmadık, belki öğleden sonra olabilir'' dedi. -''YENİ AÇILIMLAR İÇERİSİNDEYİZ''- Sorular üzerine, yükseköğretim konusunda işbirliği amacıyla Birleşik Arap Emirlikleri'ne gerçekleştirdikleri ziyarete de değinen Özcan, buradaki üniversitelerle ortak programlar yapmak istediklerini ifade etti. Burada gelişmiş teknoloji enstitüleri bulunduğunu, bunlardan birisiyle ODTÜ'nün protokol imzaladığını anlatan Özcan, ''Onların çok paraları var ve eğitime de çok para yatırıyorlar. Biz de o yatırımdan payımıza düşeni alalım diye düşünüyoruz'' şeklinde konuştu. Bu ülkede yer alan serbest bölgelerde başta Harvard olmak üzere birçok ülkenin üniversitesinin programları bulunduğunu anlatan Özcan, ''Türk üniversitelerinden de bu rekabete katılmak isteyen olursa yardımcı olacağız. Biz zemin hazırlamak için onlarla konuşmalar yapıyoruz'' dedi. Özcan, bir başka soru üzerine de Ortadoğu ülkeleriyle temasta bulunduklarını belirterek, şöyle konuştu: ''Yeni açılımlar içerisindeyiz. Suriye, Irak, İran'a gidiyoruz, Mısır ile görüşmelerimiz var. Yakında Suudi Arabistan'a gideceğiz, Birleşik Arap Emirlikleri'ne gittik. Hepsini dahil ediyoruz. Çünkü dışarıya açılmak zorundayız. Biz hep bu işi Türkiye'de kendi zeminimizde yapıyoruz, dünyanın diğer üniversiteleriyle karşılaştırdığımızda nerede olduğumuzu pek bilmiyoruz. Bu ülkelerde öğrenci potansiyeli var. Mesela Birleşik Arap Emirlikleri'nde yaklaşık 2 bin 500 doktora öğrencisi potansiyeli var ve bu ülkeye diğer ülkelerden gelen çok öğrenci var. Biz ondan da pay alalım diyoruz. Kim bize böyle olanaklar verirse, Türk üniversitelerine kucağını açarsa neden gitmeyelim. İmkan varsa faydalanmak isteriz. Bunun imkanlarını araştırıyoruz. Bizim üniversitelerimizin oradaki üniversitelerle işbirliği yapması için zemin hazırlıyoruz. Üniversitelerimizin oraya gidişini kolaylaştırmak için zemin hazırlıyoruz.'' YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, ''Mardin Üniversitesi bünyesinde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması için başvuru yapıldığının'' hatırlatılması üzerine, ''Bize henüz başvuru gelmedi. Gelsin bakarız. Biz o işe olumlu bakıyoruz'' dedi.

9 Haziran 2009 Salı

TSK'dan Öğrenci Ve Gazilere Gezi

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Doğulu öğrencilere şehir yaşamını tanıttı, Kıbrıs gazilerine de anılarını tazelettirdi.

TSK Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetleri kapsamında, Şırnak'ta yaşayan 18'i kız toplam 41 öğrenci, 4 gün boyunca Ankara'yı gezdi. Şırnak Akçay İlköğretim Okulu 7'nci sınıfta okuyan öğrencilere Anıtkabir, Birinci ve İkinci TBMM Binaları, Hava Kuvvetleri Müzesi, Atatürk Orman Çiftliği, Harikalar Diyarı gezdirildi. Kültür gezisi, Genelkurmay'ın internet sitesinden de duyuruldu. Kıbrıs Barış Harekâtı'na katılan 10 gazi de TSK davetiyle KKTC'yi ziyaret etti. Bilecik'ten gelen yaşları 50-60 arasındaki gaziler 5 gün boyunca anılarını tazeledi. TSK, 12-14 Haziran'da 40 özürlü ve ailesini Çanakkale Gelibolu'ya götürecek. Diyarbakır'ın Çermik ilçesinde 7'nci sınıf öğrencisi 41 kişilik grup da 23-26 Haziran'da İstanbul ve Gelibolu'ya gidecek.

Türk Gençleri Dünyanın En Zekileri Arasında

İki Türk gencinin geliştirdiği robotlar, Intel-ISEF'in ABD'de düzenlediği ve''Uluslararası Gençler Bilim ve Mühendislik Yarışmasında'' üçüncülük ödülüne layık görüldü.

İstanbul Lisesinden iki Türk gencinin geliştirdiği robotlar, Intel-ISEF'in ABD'de düzenlediği ve 56 ülkeden bin 563 öğrencinin katıldığı ''Uluslararası Gençler Bilim ve Mühendislik Yarışmasında'' üçüncülük ödülüne layık görüldü.
İstanbul Lisesi öğrencileri Erdem Başeğmez ve Murat Aslan'ın ''altı ayaklı örümcek'', ''iki bacaklı'' ve ''tekerlekli'' robotların hareketlerinde, elektrik motoru yerine nikel ve titanyum tel kullanarak bir ilke imza atmaları, ABD'li jürinin de büyük beğenisini topladı.
Projenin tasarımcılarından Erdem Başeğmez, Nikel ve titanyumun ısıtıldığında daha küçük yapı haline geldiğini ve ortaya bir kuvvet çıktığını belirten Başeğmez, bu kuvveti robotların hareketini sağlamada kullandıklarını belirterek, ''Bu özelliği ile nikel ve titanyum alaşımının mikro ölçeklerde kullanılmaya en uygun aktivatör olduğunu iddia ettik'' diye konuştu.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Bakan'dan Gece Yarısı Yurt Baskını

DEVLET Bakanı Selma Aliye Kavaf, Afyonkarahisar Mehmet Akif Ersoy Kız Yetiştirme Yurdu'na gece yarısı denetim gerçekleştirdi.

Denizli'den Ankara'ya giderken ani bir kararla Afyonkarahisar Mehmet Akif Ersoy Kız Yetiştirme Yurdu'na gelen Bakan Kavaf, AKP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Koca ve Belediye Başkanı AKP'li Burhanettin Çoban ile birlikte yurdu gezerek incelemelerde bulundu. Odalara yalnız giren Bakan Kavaf, öğrenci başkanı 17 yaşındaki Belma Keleş ile birlikte yurdu dolaştı ve kızların yurttaki sorunları hakkında bilgi aldı. Yurdun yemek salonunu ve spor salonunu gezen Bakan Kavaf, yurt çıkışında, “Kızlarımıza 'iyi geceler' dedik, onlarla sohbet ettik. Herhangi bir olumsuzluk görmedik. İyi görünüyor” dedi. Bakan Kavaf, denetlemenin ardından gece Ankara'ya geçti.

İki Türkçe Sorusu Tartışmalı

7. sınıflar için yapılan SBS'da A kitapçığında 12. ve 16. sırada yer alan Türkçe soruları tartışma yarattı ve tepki çekti.

7. sınıflara yönelik SBS sınavında sorulan iki soru tepki çekti. A kitapçığında Türkçe testinde 12. ve 16. sırada yer alan sorular, öğrencileri şaşırttı, velilerin ve eğitimcilerin tepkisini çekti. Velilerden star gazetesine gelen yoğun telefon ve maillerle dikkat çekilen sorulara konulan şıkların birden çok doğru yanıt içerdiği görülüyor. 16. soruda A ve D şıklarının her ikisi de doğru iken, 12. soruda cevap anahtarında A olarak gösterilen yanıtın tek başına doğru olması olanaklı görünmüyor. Eğitimciler ve mağdur veliler, bu iki sorunun iptal edilmesini talep ediyor. İşte tartışma yaratan ve yoğun tepki çeken o iki soru ve cevap anahtarı

Erişilebilirlik ve Kalite Gelişti

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Sabancı Üniversitesi'nin ilk kez toplumsal katılım programını hayata geçirdiğini söyledi.

EN İYİLER ÖRNEK Raymond Georis Yenilikçi Filantropi Ödülü'nü aldığı törende konuşan Güler Sabancı, "Üniversitemizde, Müzemizde ve Vakfımızda gerçekleştirdiğimiz tüm projelerde, dünyadaki en iyileri örnek alıyoruz ve onların da üzerine çıkmak için çalışıyoruz" dedi. Ailesinin üniversite kurulması sorumluluğunu kendisine verdiğini anlatan Sabancı, 1995'te ilk arama konferansıyla başladığı bu yolculuğun bugün de devam ettiğini bildirdi. Sabancı Üniversitesi'ni, Vakfın en önemli hayırseverlik girişimlerinden biri olarak değerlendiren Sabancı şunları söyledi: "Sabancı Üniversitesi, Türkiye'de ilk kez öğrencilerin zorunlu olarak dahil olduğu toplumsal katılım programını hayata geçirmiştir. Türkiye'de eğitimin erişilebilirliğini ve kalitesini geliştirme yönündeki çabaların harekete geçirilmesinin savunuculuğunu üstlenen Eğitim Reformu Girişimi de üniversitemizde doğmuştur. Akademik çalışmalar, araştıma ve sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan işbirlikleri neticesinde sosyal ve ekonomik adaletsizliklerin sebeplerini ve bunların farklı şekillerde yönetilebileceğini, daha da net görmeye başladık."

Sedyede Sınav

Kahramanmaraş'ta evin çatısından düşerek kolunu ve bacağını kıran ilköğretim okulu öğrencisi, Seviye Belirleme Sınavı'na ambulansla geldi, sedye ile girdi.

Sadece bir kolunu kullanabilen Kahramanmaraş Tekir İlköğretim Okulu 8'inci sınıf öğrencisi Pınar Doğan'a, sınav sırasında 2 öğretmen refakat etti. Öğretmenlerden biri soruları okurken, diğeri de Pınar'ın söylediği şıkkı işaretledi. Doğan, uzun zamandır bu sınavı beklediğini ve büyük bir özveriyle hazırlandığını belirterek, "Acılarıma rağmen sorulara konsantre olmaya çalıştım. Bana yardımcı olan öğretmenlerime teşekkür ediyorum'' dedi.

5 Haziran 2009 Cuma

Süper Öğrenciler Dünyaya Açılıyor

Pek çok gencin hayallerini süsleyen dünyanın ünlü üniversiteleri Türk öğrencilerinin peşine düştü.

Üstün yetenekli 15 öğrenci yurtdışındaki çeşitli üniversitelere kabul edildi. Türkiye'nin üstün yetenekli öğrencilere eğitim veren ilk ve tek eğitim kurumu, Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi (TEVİTÖL) mezun etmeye hazırlandığı 15 öğrencisini üniversite için yurtdışına gönderiyor. Boston, Johns Hopkins, Manchester, Stanford gibi dünyanın en ünlü üniversiteleri tarafından tam burslu olarak kabul edilen öğrenciler, TEVİTÖL'de zekalarıyla olduğu kadar yetenekleriyle de öne çıkıyor. Öğrenciler, çeşitli sanat dalları ile edebiyat alanlarında da birbiriyle yarışıyor. Dünya nüfusunun yüzde 2'sini oluşturan üstün yetenekli çocukların Türkiye'deki sayısı 300 bin civarında. Sezai Türkeş-Fevzi Akaya tarafından 1993 yılında kurulan okulda 200 öğrenci eğitim görüyor. En iyiler kaptı Yunus Can Görür: Drexel Üniversitesi'nde okuma hakkı kazandı. Hedefi uzay bilimlerinde uzmanlaşmak. Ekin Arar: Wellesley College'de okuyacak. Naz Belkaya: John Hopkins Üniversitesi'ne kabul edilen Naz Belkaya, genetik mühendisi olacak. Ömer Akalın: Manchester Üniversitesi'nde okuyacak. İrem Durman: Mount Holyoke College'de okuyacak. Çağlanur Kaymaz: Stanford Üniversitesi'ne kabul edildi. Tansu Eriz: Yeni dönemde tam burslu olarak Bennington College'e kabul edildi.

Kendi Küçük Ama Ödülü Çok Büyük

5. sınıf öğrencisi 11 yaşındaki Berfin Aksu, kemanıyla sergilediği büyük performansıyla uluslararası çaptaki yarışmada ikinci oldu.

Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Hazırlık İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisi 11 yaşındaki Berfin Aksu, kemanıyla sergilediği büyük performansıyla uluslararası çaptaki yarışmada ikinci oldu. Sanat dünyasının seçkin yarışmaları arasında yer alan İtalya'nın Fermo kentindeki 16. Uluslararası Andrea Postacchini Keman Yarışması'na katılan küçük Berfin, Rusya, Almanya, ABD, Avusturya, Avustralya, İngiltere ve Fransa'nın da aralarında bulunduğu 37 ülkeden 123 sanatçıyla yarıştı. Türkiye'den katılan ilk ve tek yarışmacı olan Berfin, "İkincilik Ödülü"ne layık görülerek, dünyanın en iyi kemancıları arasında yerini aldı.Daha önce de çeşitli yarışmalardan ödüllerle dönen kemanın minik ustası, aynı zamanda Türkiye'de 8 yaşındayken orkestra eşliğinde konser veren ilk solist unvanını taşıyor. Berfin Aksu, " Çok güzel bir yarışmaydı. Çok iyi hazırlanmıştım. Bir ödül bekliyordum, kendimi hazır hissediyordum.” diye konuştu.

Sınavsız İkinci Diploma Şansı

Üniversitede bir programda okuyan bir öğrencinin, yeniden sınava girmeden aynı zamanda ikinci bir programda okuyabilmesine imkan tanınacak.

YÖK Başkanvekili Prof. Dr. İzzet Özgenç, üniversitede bir programda okuyan bir öğrencinin, yeniden sınava girmeden aynı zamanda ikinci bir programda okuyabilmesine imkan tanıyacak yasal düzenlemeye gideceklerini bildirdi. Özgenç “Bir kişi mesela sınavda hukuk fakültesini kazanmıştır, ama aynı zamanda iletişim fakültesinde öğrenim görmek istiyor. İkinci anadal öğrenimi görebilmesine de imkan tanıyacak bir yasal düzenleme yapma yoluna gideceğiz. Bunun için ayrıca bir imtihana girmeye gerek yok. Siz mesela hukuk fakültesinde öğrenim görmek üzere kayıt yaptırdınız. Siz belirlenen şartlar çerçevesinde başka bir fakültede de öğrenim görebileceksiniz, ama kaydınızı oraya aktarmayacaksınız. Hukuk fakültesinde kaydınız devam edecek. Böylece aynı zamanda ikinci bir programda öğrenim görebilme imkanınız olacak.” Prof. Dr. Özgenç, öğretim üyelerine performansa dayalı ücret konusunda da kanun taslağı hazırladıklarını belirtti.

ÖSYM'den Yeni Adım

(ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, gelecek yıldan itibaren üniversiteye giriş iki aşamadan oluşacağını söyledi.

ÖĞRENCİ Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, gelecek yıldan itibaren üniversiteye giriş sınavının Yükseköğretim Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) şeklinde iki aşamadan oluşacağını söyledi. İlk aşamada baraj puanını geçen adayların ikinci aşamaya girebileceklerini ifade eden Yarımağan, ikinci aşamada, Matematik, Fen Bilimleri, Edebiyat-Coğrafya, Sosyal Bilimler ve Yabancı Dil alanlarında ayrı ayrı sınav uygulanacağını belirtti. Birici aşamayı geçen adayların ikinci aşamada istedikleri alanda sınava girebileceklerini vurgulayan Yarımağan “Benim tahminim, adayların, örneğin % 95'i ikinci aşamada iki sınava veya bir sınava girecek. Belki % 5'i üç sınava girebilir, binde 1'i de beş sınava girebilir” dedi. Prof. Dr. Yarımağan, sınavda Matematik-Fen (MF), Türkçe-Sosyal (TS), Türkçe-Matematik (TM) ve Dil puan alanlarının olacağını da söyledi

3 Haziran 2009 Çarşamba

Kız Öğrenciler Kampanya Başlattı

Mardin'in Kızıltepe ilçesinin Arıklı köyünde 8 yıllık ilköğretim okulunu tamamlayan kız öğrenciler köylerine lise istiyor.

Mardin'in Kızıltepe ilçesine 45 kilometre uzaklıktaki Arıklı köyünde 8 yıllık ilköğretim okulunu tamamlayan kız öğrenciler köylerine lise istiyor. Arıklı köyündeki öğrenciler, hem lise hem de bir sağlık ocağı yaptırılması için imza kampanyası başlattı. Arıklı Köyü İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencilerinden Zini Ünal, Enise Ektiren ve Sultan Yiğit'in sağlık ve eğitim konusunda başlattıkları imza kampanyasına köy halkı da destek veriyor. Öğrencilerden Zini Ünal, "Okulumuz her yıl yaklaşık 100 öğrenci mezun veriyor ama bunların ancak 10-15'i liseye gidebiliyor. Biz kız öğrenciler olarak eğitim hayatımızın sadece 8 yılla sınırlı kalmasını istemiyoruz. Birçok arkadaşımızın gelecekle ilgili güzel hayalleri var. Bu hayalleri gerçekleştirebilmek için lisenin önemli olduğunu biliyoruz. Ancak bize en yakın lise 45 kilometre uzaklıktadır. Biz okuyup ideallerimizi gerçekleştirmek istiyoruz." şeklinde konuştu.