13 Kasım 2009 Cuma

Grip Korkusu Okulları Boşalttı...

Domuz gribi nedeniyle devamsızlık bazı okullarda yüzde 30'a yaklaşırken eğitimciler 'Aşı hemen yapılmazsa okullarda kimse kalmayacak' diyor

Domuz gribi virüsü hem hastalık hem de panik nedeniyle okulları boşalttı. İstanbul'da günlük devamsız öğrenci sayısının 900'ü bulduğu okullar var. İstanbul'daki devamsızlık oranı ortalama yüzde 7-8 olarak açıklanırken, bu da 2.5 milyon öğrencinin yaklaşık 200 bini demek. Domuz gribi korkusu tüm kentler gibi İstanbul'da da eğitimi etkiledi. Kimi okullarda devamsız öğrenci sayısında değişiklikler yaşanmazken kimilerinde ise özellikle bu hafta arttı. Örneğin Ümraniye'deki 1300 mevcutlu Genç Osman İlköğretim Okulu'nda salı günü 500, çarşamba günü 438 öğrenci yoktu. Bağcılar'daki Türk -İsveç Kardeşliği İlköğretim Okulu'nun 3 bin 500 öğrencisinden 960'ı evde. 2 bin mevcutlu Üsküdar'daki Kısıklı ilköğretim Okulu'nda devamsız öğrenci sayısı günde 20 -30'ken bu sayı dün 450'yi buldu. Kadıköy'deki Turhan Mediha Tansel İlköğretim Okulu'nda ise günlük 10 -15 olan normal devamsızlık oranında bir değişiklik yok. Okul yetkilleri velilerin bilinçli olduğu için devamsızlığın artmadığını söylüyor. İlçe milli eğitim müdürlükleri verilerine göre Kartal'da yaklaşık 90 bin öğrenci var. Domuz gribi hastalığından önce devamsız öğrenci sayısı ilçe genelinde 2 binlerde iken, sayı bu hafta 7 bin 300'ü buldu. Sultangazi ilçesinde 85 bin öğrenci var. Son iki haftadır üçte ikisi devamsız. Şişli ilçesinde devamsız öğrenci oranı bu hafta yüzde 5- 7'den yüzde 10- 15'e çıktı. Özel okullarda devamsızlık oranlarında ise büyük bir artış yok. Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan “Özel okullarda devamsızlık oranı ile ilgili özel bir çalışmamız yok. Ancak genel durum devamsızlık oranının yüzde 5- 10 arasında olduğu. Geçmiş yıllara oranla bir parça daha yüksek” diyor. Eğitimcilere göre devamsızlığın nedeni hastalığın yanı sıra panik. İl genelindeki tüm okullar her gün devamsızlık sayılarını ilçe milli eğitim müdürlüklerine bildiriyor. İlçeler de valiliğe bilgileri yolluyor. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, anormal bir süreç yaşanmadığını söylüyor: “Devamsızlık oranı yüzde 1-2 artarak yüzde 7-8'e çıktı. Okula gelmeyenler illa domuz gribi olduğu anlamına gelmiyor. Bazen öğrenci sayısı artıyor. Haberler, fısıltılar devamsızlık sayısını artırıyor. Okullara bir bilgilendirme yazısı yolluyorum. Ailelerin ve idarecilerin bu süreci doğru yönetmesi için. Veli de kontrolü kaçırabilir. Okul idarelerine de 'siz de ailelerle görüşün, bu süreci doğru yönetin' diyeceğiz.” 'Aşı erkene çekilsin' Eski Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer bu hafta devamsızlığın yüzde 15- 20'lere vardığını belirterek, “Öğrencilere aşı hızlandırılmalı. Aşı aralık ayı başına kalırsa okullarda kimse kalmayacak” önerisinde bulunuyor. 'Sömestr erken başlasın' Türkiye Özel Öğretim Kurumları Derneği de (TÖDER) Türkiye genelinde devamsızlık oranının yüzde 30'u aştığını belirterek, yarı yıl tatilinin 15 gün erkene çekilmesini talep etti. Açıklamada “Okullarımız gerçek anlamda tehdit altındadır. Aileler çocuklarını okula göndermemektedir” dedi.

Okumak İçin Polise Sığındı...

Babasının eğitimini bırakması için sürekli baskı yaptığı öğrenci, okula devam edebilmek için polise sığındı.

Alınan bilgiye göre, Konya'nın Karapınar ilçesi yakınlarındaki bir çiftlikte çalışan babası Mustafa G'nin, eğitimini bırakıp devamlı kendisine yardım etmesi konusunda baskı yaptığı ve zaman zaman da şiddet uyguladığını öne süren Kayalı Lisesi 1. sınıf öğrencisi Ali G. (16), evini terk ederek bir tanıdığından yardım istemek üzere trenle Adana'ya geldi. Tanıdığının evinde 4 gün kalan Ali G. daha sonra bu kişinin yönlendirmesi üzerine İnönü Parkı yakınındaki ankesörlü telefonla 155 Polis İmdat hattını arayarak, okula gidebilmek amacıyla evden kaçtığını ve zor durumda olduğunu belirtip, yardım istedi. Çevrede devriye görevi yapan polis ekipleri tarafından Çocuk Şube Müdürlüğü görevlilerine teslim edilmek üzere polis merkezine getirilen Ali G, gazetecilere yaptığı açıklamada, okuyup topluma yararlı bir birey olmak istediğini söyledi. Babasının siyasi bir suçtan dolayı cezaevinde yattığını anlatan Ali G, şunları söyledi: ''Babam 3 kardeşimle birlikte geçimimizi sağlamak için çiftlikte işçi olarak çalışıyor. Ancak, eğitimimi yarıda bırakıp kendisiyle çalışmam için uzun süredir baskı yapıyor. Kardeşimin biri ilköğretim birinci sınıf, diğeri de dördüncü sınıfa gidiyor. Zaten kendisinin yanında çalıştırması yüzünden 2 yıl liseye gidemedim. Kendisinin haberi olmadan bu yıl Kayalı Lisesi'ne giderek müdüre durumumu anlattım ve kaydımı yaptırdım. Saat 04.00'te yataktan kalkıp çiftlikteki inekleri sağıyor, işleri bitiriyorum. Daha sonra da okula gidiyorum ve çıktıktan sonra yine çiftlikte yem taşıyor, inekleri sağıyor, ardından dersimi çalışıyordum. Kendisine bu denli yardımcı olduğum halde okula gitmemi istemedi. Zaman zaman bana şiddet de uyguluyordu. Annemin de 3 yıl önce evi terk ederek kaçmasına neden oldu. Şimdi annemin bile nerede olduğunu bilmiyorum. Babamın beni aradığını da sanmıyorum. Daha önce 15 gün bir akrabamızın yanında kaldım kesinlikle arayıp sormadı. Tek amacım okuyabilmem için bana sahip çıkılması.'' Babasının kendisinden küçük olan kız kardeşini de çiftlikte zorla çalıştırdığını iddia eden Ali G, okuyup hakim veya savcı olmak istediğini söyledi.

Bilge Köyündeki Çocukları Sevindirdi...

Ünlü şarkıcı Gülben Ergen, Mardin'de 44 kişinin hayatını kaybettiği Bilge köyünü ziyaret etti.

4 Mayıs'ta yaşanan katliamın izlerini silmek için köy okuluna giden Ergen, çocuklara kırtasiye ve giyim yardımında bulundu. Civardaki beş köyde yaşayan çocuklara da vitamin ilaçları, giyim ve kırtasiye yardımı yaptı. Sanatçı, yaklaşık 50 bin TL'lik yardımı ihtiyaç sahiplerine kendi elleriyle dağıttı. Ergen'in ziyareti dolayısıyla Bilge köyündeki yetim ve öksüz çocukların eğitim gördüğü ilkokulda tören düzenlendi. Öğrencilerle birebir ilgilenen ünlü şarkıcı, köyde yaşanan katliamın izlerinin yavaş yavaş silindiğini söyledi. Çocukları bir nebze de olsa sevindirmek için köye geldiklerini anlatarak, "Buradaki çocukları güldürmek, yaşadıkları travmaları geride bırakmak için buradayız." dedi

Türk Üniversitesine 'Gayrat' Madalyası...

Türk okullarına bir övgü de Orta Asya ülkesi Türkmenistan'dan geldi.

Uluslararası Türkmen Türk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Zeki Pektaş, eğitim alanındaki üstün hizmetlerinden dolayı 'Gayrat' madalyasına layık görüldü. Madalyanın kendisi için sürpriz olduğunu belirten Zeki Pektaş, ödülün Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov'un üniversitelerine verdiği önemin ve Türkiye ile Türkmenistan arasındaki dostluğun bir nişanesi olduğunu söyledi. Türkmenistan, yeni kalkınma döneminde her yıl çeşitli alanlarda yerli ve yabancı uyruklu birçok vatandaşının üstün başarı sebebiyle ödüllendiriyor. Bu yılki ödül töreni, Bağımsızlık Bayramı arefesinde gerçekleştirildi. Törende dört yabancı vatandaşa ödül verildi. Rusya'dan bilim adamı Viktor Sarianidi, Birleşmiş Milletler'den Aleksey Tihomirov ve Azerbaycan'ın Aşkabat Büyükelçiliği müşteşarı Vahdet Sultanzade ile birlikte tek Türk vatandaşı olan Uluslararası Türkmen-Türk Üniversitesi'nin Rektör Yardımcısı Zeki Pektaş'a eğitim alanındaki üstün hizmetlerinden dolayı 'Gayrat' madalyası takdim edildi. 110 dönüm arazi üzerinde kurulan Uluslararası Türkmen Türk Üniversitesi, 1994'te Türkmenistan'da eğitim faaliyetlerine başladı. Üniversitede eğitim ve mühendislik olmak üzere 3 fakülte ve 11 bölüm var. Bugüne kadar üniversiteden bin 500'ün üzerinde öğrenci mezun oldu. Halihazırda üniversitede binden fazla yerli ve yabancı uyruklu öğrenci eğitim görüyor.