28 Nisan 2010 Çarşamba

Şanlıurfa'da Evlenen Kızların Yüzde kaç'ı Okuma Yazma Bilmiyor

Harran Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre Şanlıurfada evlenen kızların yüzde 81 okuma-yazma bilmiyor.

Harran Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Meliha Atalay'ın Şanlıurfa'nın Hayati Harrani, Yakubiye ve Eyyubiye mahallelerinde yaptığı araştırmaya göre kız çocuklarının evlenme yaşı 12, anne olma yaşı ise 13'e kadar düştü. Araştırmaya göre, evliliklerin yüzde 80'i kız çocuklarının isteği dışında gerçekleşiyor ve bölgede akraba evliliği yüzde 49.
Nüfusu 75 bini bulan üç mahallede 1000 hanede yapılan araştırmada, 14 ve 15 yaşında evlenme ve anne olma yüzdelerinin de daha arttığı saptandı. Araştırmada, evlenen kızların yüzde 81'inin okuma-yazma bilmediği tespit edildi.

Ölüm hızı fazla
Araştırmada, akraba evliliği oranının bölgede yüzde 49'u bulduğu, başlık parası ve berdel gibi geleneklerin ise yüksek oranda devam ettiği kaydedildi. 12-16 yaş grubunda (adölesan) gebeliğin risklerinin çok yüksek olduğu ve sosyal sorunların daha yoğun yaşandığı belirtildi.

Araştırmada, adölesan bir gebenin devlete maliyetinin yaklaşık 14 bin dolar, 20 yaşından sonraki gebeliklerde ise annenin devlete maliyetinin yaklaşık 5500 dolar olduğu kaydedildi. Adölesan annelerden doğan bebeklerin ölüm hızının, diğer annelere oranla 2-3 kez daha fazla olduğu saptandı. Araştırmada, çözüm önerileri özetle şöyle sıralandı: �Kız çocuğunu okutamayan ailelere maddi destek sağlanmalı. Okula gelmeyen kız çocuklar için bildirimde bulunulmalı ve ailelere bu konuda mutlak yasal yaptırım olmalı. Yöre kadınlarından lider kadınlar yetiştirilerek erken evliliğin sakıncaları öğretilmeli. � (Milliyet)


Önce Destek Verdiler Sonra Protesto Ettiler...

Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi'nce düzenlenen bahar şenliğinde bir grup öğrencinin olay çıkarmasının perde arkası netleşti.

Şenlikleri protesto eden Dicle Üniversitesi Öğrenci Derneği (DÜO-DER)'nin önce organizasyona katıldığı, ardından programdan kendi isteğiyle ayrıldığı belirtildi. 'Görüşlerine başvurulmadığı' gerekçesiyle eylem yapan grubun, büyükşehir belediyesi ile birlikte şenlik programından ayrıldığı ve etkinliklere katılmadığı belirlendi.

Dicle Üniversitesi'nde düzenlenen bahar şenlikleri 9 ay önce projelendirildi. Şenlik için DÜO-DER dahil, bütün öğrenci kulüplerinin görüşü alındı, ortak bir taslak hazırlandı. Üniversite yönetimi şenliğin daha kapsamlı olmasını sağlamak için Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile de temasa geçti ve olumlu görüş aldı. Belediye ve öğrencilerin önerisi doğrultusunda şenliğin finaline, Kürtçe şarkılar seslendiren 'Koma Azad'ın konseri konuldu. Ancak bir süre sonra belediye hiçbir gerekçe göstermeden şenlikte yer almayacağını bildirdi. Ardından DÜO-DER, şenlik bölgesine Kürt sorununun tartışılacağı bir platform yapılmasını istedi. Üniversite yönetimi, şenlik ve eğlence ortamında sorunların tartışılamayacağını belirterek, diğer öğrenci kulüpleri gibi resmi talepte bulunmalarını istedi. Ancak DÜO-DER herhangi bir talepte bulunmadı. Derneğe bağlı bir grup öğrenci, 'görüşümüz alınmadı' diyerek dün şenlik alanını işgal etmeye çalıştı. Programın başlamasını engelleyen öğrencilere polis müdahale etti ve yaklaşık 70 kişi gözaltına alındı. Ardından da bahar şenlikleri, halk oyunları gösterisiyle başladı. Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, yüzlerce öğrencinin katıldığı programda gençlerle birlikte halay çekti. Kulüplerin Latin, Kafkas, Tango gibi faklı dallarda sundukları dans gösterisi izleyenlerden büyük alkış aldı. Şenlikte 'Gece Yolcuları' da konser verdi.

KAYA: TEK AMACIMIZ HERKESİ KUCAKLAYAN BİR ŞENLİK YAPMAKTI

DÜ Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü ve Şenlik Koordinatörü İlhan Kaya, öğrencilerin keyifli zaman geçirmelerini sağlamak amacıyla şenliğin düzenlendiğini, üniversitedeki bütün öğrenci derneklerinden de görüş alındığını söyledi. Bir derneğin önce şenliğe destek verdiğini, daha sonra bazı taleplerde bulunduğunu ifade eden Kaya şöyle konuştu:

"Şenliğin politize olmasını istemedik. Öğrencilerin hoş vakit geçirmesini istedik. Ancak bir grup sıkıntı çıkardı. Kürtçe müzik çalmamızdan bile rahatsız oldular. Bu grubun, etkinlikte görev alan bazı öğrencileri tehdit ettiklerini de duyduk. Şenliğin başlangıcında eylem yapan öğrenciler gözaltına alındı. Neden öyle oldu anlayamadım. Bunlar gereksiz yere yaşanıyor. Her şeye rağmen şenliğimiz çok güzel devam ediyor. Öğrencilerimiz doyasıya eğleniyor ve çok mutlular. Şenliğimiz cuma gününe kadar sürecek.'' (Cihan)

Üniversitelerde Yeni Açılan Birimler...

Bazı üniversitelere bağlı olarak yeni fakülte, yüksekokul ve enstitü kuruldu.

Üniversitelerde yeni fakülte, yüksekokul ve enstitü kurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararları, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Buna göre, İstanbul Bilgi Üniversitesinde Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü, İstanbul Üniversitesinde Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, Uludağ Üniversitesinde İnegöl İşletme Fakültesi, Bingöl Üniversitesinde Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Gümüşhane Üniversitesinde Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Tunceli Üniversitesinde Sağlık Yüksekokulu açıldı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü bünyesindeki Fen-Edebiyat Fakültesi kapatılarak, Fen Fakültesi ile Edebiyat Fakültesi ayrı ayrı kuruldu.

Ayrıca, Bakanlar Kurulu kararıyla Harran Üniversitesi'nde Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulacak yer tespit edildi. İstanbul Teknik Üniversitesi Arı Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nin (İTÜ Ayazağa Arı Teknokent-1) sınırları da yeniden belirlendi.

Kız Öğrenci 3 Yerinden Bıçaklandı...

Adana'da, bir kız öğrenci öğrenim gördüğü okulun bahçesinde 3 yerinden bıçaklandı.

Alınan bilgiye göre, Hürriyet Mahallesi'ndeki Sakarya İlköğretim Okulunun bahçesinde oynayan Hülya Akbulut (10) yanına gelen ve henüz kimliği belirlenemeyen bir kişiyle tartıştı.

Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, Akbulut'u kalça ve sırtından 3 bıçak darbesiyle yaralayan zanlı olay yerinden kaçtı. Küçük kız, kaldırıldığı Adana Devlet Hastanesindeki ilk müdahalenin ardından Çukurova Devlet Hastanesine sevk edildi.

Akbulut'un sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, zanlının yakalanması için çalışma başlatıldı.

Soruyu Bilmeyen Öğrencisine Yorgan İğnesi Batırdı

Gaziantep'te ilköğretim okulunda bir öğretmen sorunun yanıtını bilmeyen ikinci sınıf öğrencisinin kalçasına yorgan iğnesi batırarak cezalandırdı.

Gaziantep'te ilköğretim okulunda sözleşmeli öğretmen Mehmet Adem Çelik'in, sözlü sınavda sorunun yanıtını bilmeyen ikinci sınıf öğrencisi 8 yaşındaki Beyza Kurt'un kalçasına yorgan iğnesi batırarak cezalandırdığı iddia edildi. Öğretmen Çelik'in sözleşmesi feshedilerek okuldan uzaklaştırıldı.

Merkez Şahinbey İlçesi'nin kenar semtlerinden Dumlupınar Mahallesi'ndeki Mehmet Erdemoğlu İlköğretim Okulu'ndaki olay iddiaya göre şöyle gelişti:
İkinci sınıf öğrencisi Beyza Kurt, iddiaya göre 22 Nisan'da çarpım cetvelinden kendisini sözlü sınav yapan sınıf öğretmeni 30 yaşındaki Mehmet Adem Çelik'in iki sorusunu yanıtlayamadı. Bunun üzerine öğretmen, öğrenciyi arkadaşlarının gözü önünde kalçasına birkaç kez yorgan iğnesi batırarak cezalandırdı. Sözleşmeli öğretmen olan Çelik'in aynı cezayı önceki günlerde başka öğrencilere de uyguladığı, sınıfta yaramazlık yapan ve konuşan öğrencilerin ağzına koli bantı yapıştırıp daha sonra bantı hızlı bir şekilde çektiği ileri sürüldü.

'BU NASIL ÖĞRETMEN?'

Beyza Kurt'un anneannesi 55 yaşındaki Sultan Sevindik, 22 Nisan günü torununun ağlayarak eve geldiğini belirterek, şunları anlattı:
Okula gidip öğretmene neden böyle bir şey yaptığını sorduk. Sırıtarak, 'Şaka yaptım' dedi. Bunun üzerine idareye gittik. Beyza'nın sınıfının değiştirilmesini istedik. İdareciler 'Gereğini yapacağız' sözü verince, 'Allahın'dan bulsun' diyerek şikayetçi olmadık. Bu nasıl öğretmen anlayamadık. Aradan 5- 6 gün geçti. İğne izlerinin yeri hala duruyor.�
Olanları gözyaşları içinde anlatan Beyza Kurt da �Öğretmen son derste bana iğne batırdı, ben de ağlayınca okul çıkışı benim evime kadar takip etti. Eve girdiğimi görünce geriye döndü. Aynı şeyi başka arkadaşlarıma da yapmıştı� diye konuştu. Beyza'nın sınıf arkadaşı Emine Taş, �Öğretmenimiz bunu bazen yapıyordu� diyerek olayı doğruladı.

SÖZLEŞMESİ İPTAL EDİLDİ

Mehmet Erdemoğlu İlköğretim Okulu Müdürü Murat Aytural, ailenin şikayeti üzerine olayı araştırdıklarını, durumu Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bildirdiklerini, söz konusu öğretmenin sözleşmesinin iptal edilerek okuldan uzaklaştırıldığını açıkladı. (Dha)


YİBO'lar Yatılı Olmaktan Çıkıyor...

Cinsel istismar olaylarıyla gündeme gelen YİBO'lar artık yatılı olmayacak. Çocuklar okullara, servislerle taşınacak.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun YİBO'ların yeniden yapılandırılma çalışması tamamlandı. Sorunlarla gündeme gelen YİBO'ların yatılı olmayan bölge okulları (İBO) olarak varlığını korumasına karar verildi.

TAŞIMALI EĞİTİM DEVREYE GİRİYOR

Halen YİBO'da yatılı kalan öğrenciler için taşımalı eğitim devreye sokulacak. Çocuklar evlerinden bölge okullarına, ücreti devlet tarafından karşılanan servislerle taşınacak. Böylece aile ortamında anne-baba desteği ile yetişecek öğrencilerin kişilik gelişimlerinin, olumsuz etkilerden kurtulması hedefleniyor. YİBO'lara ulaşılması çok zor olan uzak köylerde ise, köy okulları devreye sokulacak. Çok az nüfusun olduğu, 8-10 çocuklu köylerdeki köy okulları da açık tutulacak. İl Milli Eğitim Müdürlerine bizzat Bakan Çubukçu tarafından köy okullarının açık tutulması için talimat verilecek. YİBO'ların yeni yapısıyla ilgili çalışmanın detaylarını duyuracak. Bu yeni uygulama 1, 2, 3, 4 ve 5'inci sınıflar için hemen başlatılacak. (Star)


Hukukçular Lisede Cinsel İstismarı Anlattı

Avukatlar Gürsulu lise öğrencilerini Türk Ceza Kanunu'ndaki cinsel istismar suçu ve cezası, aile içi şiddet gibi konularda bilgilendirdi.

Bursa Barosu avukatları; Gürsulu lise öğrencilerini, Türk Ceza Kanunu'ndaki cinsel istismar suçu ve cezası, aile içi şiddet ile nişanlanma, evlenme, boşanma, nafaka, mal rejimi gibi konularda bilgilendirdi.

Gürsu Kaymakamlığı'nın, Bursa Barosu'ndan talebi üzerine ilçedeki liselerde öğrencilere yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlendi. Gürsu Sağlık Meslek Lisesi, Yıldız Tekstil Lisesi, Zuhal Dörtçelik EML, BTSO Gürsu EML, İMKB Anadolu Lisesi, Latif Dörtçelik Ticaret Meslek Lisesi'ndeki toplantıların bazıları, kız-erkek öğrenciler için ayrı ayrı gerçekleştirildi. Bilgilendirmeyi, Bursa Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Nevin Canbaz, komisyon üyeleri Av. Sibel Özbudak, Av. Suna Soydaş, Av. Kutsal Kalezade, Av. Gizem Güngör, Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Murat Toruk, komisyon üyesi Av. Mefharet Öztürk ile Av. İpek Bayraktar yaptı.

Gürsu BTSO Endüstri Meslek Lisesi'ndeki toplantıda kız öğrenciler, cinsel istismar, tecavüz gibi suçlara ilişkin anlatılanları dikkatle dinledi. Öğrencilerin odaklandığı konu, kız-erkek arkadaş ilişkisine ilişkin hukuki yaptırımlar oldu. Av. Nevin Canbaz, "Örneğin, 15-18 yaş arasında, erkek arkadaşınızla bir yerde otururken, arkadaşınız yanağınıza masum bir öpücük kondurdu. Bunda rızanız olsa da babanız görüp şikayet ederse, arkadaşınız ceza alabilir. Çünkü bu yaşta sizin değil, babanızın rızası aranıyor." dedi.

Canbaz, cinsel istismar suçunun, sadece fiziki temasla gerçekleşmediğini, cinsel içerikli sözler sarfetmek, fotoğraf ya da başka objeler göstermekle de suçun oluşabileceğini anlattı. Bu tip durumlarla karşılaşıldığında hiç kimseden korkmadan, utanmadan bir aile büyüğü yardımıyla polis ya da jandarmaya başvurulması gerektiğine işaret eden Nevin Canbaz'ın evlilikte kadının rızası olmaksızın gerçekleşen cinsel birleşmenin bile tecavüz sayıldığını söylemesi dikkat çekti.


Bolu Fen Lisesi Şampiyon Oldu...

Oyak'ın TÜBİTAK işbirliğiyle bu yıl 8'incisini düzenlediği "Liselerarası Matematik Yarışması'' şampiyonu Bolu Fen Lisesi oldu.

Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen törende konuşan OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Celal Çağlar, eğitimin insana her alanda gerekli olduğunu söyledi. Çağlar, OYAK Çimento Grubu'nun 2003 yılında "Hayat Matematiktir'' sloganıyla 16 ilde 107 okulun katılımıyla başlattığı ve geleneksel hale gelen bu etkinlik sayesinde matematiği seven gençleri ülkeye kazandırmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Yarışmanın, 2010 Matematik Şampiyonu 33 puanla Bolu Fen lisesi olurken, ikinciliği 32 puanla Tekirdağ Milli Piyango Fen Lisesi, üçüncülüğü ise 31 puanla Hatay Tozçelik Fen Lisesi aldı.

Son Sınıftaki Engellilerin Başvurusu Kabul Edilsin...

TEÇ-SEN, Özürlü Personel Alımı Sınavı'na girmek isteyen mezun olabilecek durumdaki son sınıf öğrencilerinin başvurularının kabul edilmesini istedi.

Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ-SEN), Özürlü Personel Alımı Sınavı'na girmek isteyen son sınıfta okuyup mezun olabilecek durumdaki engellilerin başvurularının Milli Eğitim Müdürlüklerince kabul edilmediğini bildirdi.

TEÇ-SEN'den yapılan yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı'nda istihdam edilecek 5 bin özürlü personel alımı için yapılacak sınavın, 4 Temmuz'a ertelendiği belirtildi.

Başvuruların son günü olan 21 Mayıs tarihinden herhangi bir değişiklik yapılmadığına dikkat çekilen açıklamada, "Ortaöğretim, önlisans, lisans son sınıfta okuyan özürlü vatandaşlarımızdan il Milli Eğitim müdürlüklerince 'Öğrenim Belgesi' istenmektedir. Son sınıfta okuyan ve mezun olabilecek durumda olan özürlü vatandaşlarımızın sınav başvuruları Milli Eğitim Müdürlüklerince reddedilmektedir. Oysa üniversite sınavlarında dahi mezun olabilecek durumda olanlar sınavlara girebilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın sınav başvuru sürelerinin mezun olabilecek durumda olan özürlü vatandaşlarımızın durumlarını göz önüne alarak tekrar belirlemelidir." denildi. (Cihan)

Belediye Başkanından Öğretmene Aşk Dayağı...

Personeline aşık olduğunu öne süren belediye başkanı, öğretmen Ahmet Çitil'i tekme tokat dövdü.

Zonguldak'ın Çaycuma İlçesi'ne bağlı Nebioğlu Beldesi Belediye Başkanı Ertan Aydoğan'ın, öğretmen Ahmet Çitil'i, tekme tokat dövdüğü iddia edildi.

Ahmet Çitil'in, 2 ay önce personeli Nilgün Atalay'a, �Seni seviyorum� diyerek teklifte bulunduğunu ileri süren Başkan Aydoğan, �Ben kendisini ikaz etmek istedim.

Odada Nilgün Hanım'la yüzleştirdim. Tartıştılar. O sırada ben kucakladım, itekleyerek dışarıya çıkarttığım için öğrencileri gördü, gurur meselesi yaptı, şikayetçi oldu.

Ben vurmadım. Yalnız çıkarırken kafasını kalorifer peteğine çarptı� dedi.

'BAŞKAN İFTİRA ATIYOR'

Evinde dinlenen öğretmen Ahmet Çitil ise, Başkan Aydoğan'ın kendisine iftira attığını söyledi. Kimseye arkadaşlık teklifinde bulunmadığını, Nilgün Atalay'ı tanıdığını, sadece karşılaştıkları zaman merhabalaştıklarını söyledi.

Başkan Aydoğan'ın hakaret ve küfür ederek kendisine tekme tokat vurduğunu ileri süren Ahmet Çitil, kendisinin ise karşılık vermediğini söyledi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

SBS'de Son Dönemece Girildi...

Geçtiğimiz yıl başlayan ve bu sene kaldırılması gündeme gelen ve hakkındaki tartışmaları devam eden SBS�ye bir buçuk ay kaldı.

MEB'in anket düzenleyerek kaldırılması yönünde adım attığı SBS için geri sayım başladı. Öğrenciler son olması umudunu taşısa da haziranda onları 3 aşamalı bir maraton bekliyor.

İlk kez geçtiğimiz yıl tüm sınıflar için uygulanan, bu sene ise kaldırılması gündeme gelen ve hakkındaki tartışmaları devam eden SBS'ye (Seviye Belirleme Sınavı) bir buçuk ay kala öğrenciler için zorlu bir dönem başladı. Bir yandan konu tekrarı yapıp, deneme sınavı çözmeye bir yandan da hangi lisede okumak istediğine karar vermeye çalışan öğrenciler için Pianalitik Dershanesi uzmanları merak edilen tüm sorulara cevap hazırladı.

TÜM AYRINTILARIYLA OGES

Haftada üç gün yayınlanacak ve bir ay sürecek SBS yazı dizimizde son dönemde nasıl ders çalışılması gerektiğinden sınavda motivasyonunuzu yükseltmenin püf noktalarına, sizin merak ettiğiniz soruların cevaplarından hangi liselerin ne özellikleri olduğuna kadar Ortaöğretime geçiş sistemiyle (OGES) ile ilgili her konu masaya yatırılacak. Veliler, öğrenciler ve öğretmenler için tartışmalı konulara ve merak edilenlere ışık tutacak olan bu yazı dizisi, sınava az bir zaman kala yol göstericiniz olacak.

OKS'YE GERİ DÖNÜLEBİLİR

Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerin ve velilerin SBS ile ilgili düşüncelerini ölçen bir anket çalışması başlattı. Bu anketten çıkan sonuçlara göre de önümüzdeki yılki SBS'nin kaderi belli olacak. 8, 7 ve 6'ncı sınıflara uygulanan sınavın akıbeti merak konusu olurken, uzmanlar öğrencileri bu yıla konsantre olmaları ve çalışmaları sıkı tutmaları konusunda uyardı.

3 AŞAMANIN 1'İ ÖĞRENCİYE

Önümüzdeki yıl SBS'ye karşılık olarak da düşülen iki yeni sistem var. İlki SBS'nin tamamen kaldırılması ve yerine, eski sistem OKS'ye benzer 8'inci sınıfta tek sınavla öğrenci alınması. İkinci plan ise ilköğretim 6 ve 7'nci sınıfta sınav yapılacak, ancak bu iki sınav da öğrenciyi değil, öğretmen ve okulu ölçecek. Tek sınava kavuşacak olan öğrenciler, son üç yıldaki kadar zorlanmayacak ve daha rahat bir biçimde sadece ders çalışmaya konsantre olabilecek. Önümüzdeki yıl için bu planlar yapılırken bu sene ise sınava az bir zaman kala öğrenciler son hazırlıklar için kolları sıvadı.

BİLGİNİN SINIRLARI ZORLANIYOR

Ortaöğretime geçiş sistemi kısa adıyla OGES, ilköğretim 6,7 ve 8'inci sınıf öğrencilerinin yıl sonunda girecekleri SBS (Seviye Belirleme Sınavı) ve YBP'ye (Yıl Sonu Başarı Puanı) dayanan bir sistem. Görsel sanatlar, teknoloji ve tasarım, müzik, beden eğitimi, rehberlik/sosyal etkinlikler dersleri dışındaki zorunlu derslerin müfredatında dayanarak hazırlanan sınav, merkezi sistemle uygulanıyor. Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler, Yabancı Dil, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden soruların yer aldığı sınav zekadan çok bilgiyi ölçmeyi hedef alıyor.

EZBER BOZACAK

Okul müfredatının dışında soru sorulmayan SBS'de, sorular öğrencinin eleştirel düşünme, analiz etme, yorumlama, sonuçları tahmin etme, soyut düşünceleri yorumlayabilme, problem çözme becerilerini ölçecek nitelikte hazırlanmakta. Özellikle Türkçe testinde yer alan sorular daha çok okuduğunu anlama, görsellerden yola çıkarak yorum yapabilme becerisini ölçüyor. SBS'de yoruma dayalı soruların daha çok tercih edilmesi, öğrenciyi ezberden uzaklaştıran bir unsur.

BU SINAVIN TELAFİSİ YOK

SBS'ye katılmak zorunlu değil ama öğrencinin sınava tekrar girme şansı olmadığı için girmediği sınavın yerine o sınavda oluşan en düşük puan verilecek. Örneğin, 6. sınıfta sınava girmeyen bir öğrenci 7. sınıfta sınava girdiğinde 7. sınıf aynen hesaplanacak ancak 6. sınıf SBS sonucu olarak o yıl alınan en düşük puan verilecek. Bu nedenle Pianalitik Dershanesi uzmanları öğrencilerin tüm sınavlara girmelerini ve öğrencilerle velilerin 6. sınıfın başında bu konudaki net kararlarını vermelerini öneriyor. (Star)


24 Nisan 2010 Cumartesi

Alan Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Alan seçerken öğrencilerin kendine uygun olanı tercih etmesinin ve meslek seçimini de bu dönemde yapmasının başarısına katkısı büyük.

Üniversitede sayısal bir bölüme mi yoksa sözel bir bölüme mi gideceğinize lisenin 9. sınıfında karar vermek durumundasınız. Hangi kulvarda koşacağınız noktasında kendinize uygun olanı tercih etmek sizi daha başarılı yapacaktır. Üniversite için alan seçimi yaparken mesleğinizi de belirlediğinizi unutmayın.

Alan seçimi, üniversite hazırlık sürecinin en önemli kilometre taşlarından biridir. Sınıf geçme yönetmeliği gereğince her öğrenci 9. sınıfın sonunda istediği bir alanı seçmekte ve bir anlamda üniversite maratonunda, "hangi kulvarda koşacağına" karar vermektedir. Öğrencinin seçmiş olduğu bu kulvarın "kendisine uygun olması" üniversite sınavında daha başarılı olmasını sağlarken, yanlış kulvar seçmesi de üniversiteyi kazanmasını zorlaştırmaktadır.

Alan seçimi yaparken nelere dikkat edilmeli?

Öncelikle tercih edeceğiniz alanın, gelecekte seçmeyi düşündüğünüz mesleğe uygun olması gerekir. Sözgelimi tıp fakültesini tercih etmek istiyorsanız "fen alanını", hukuk okumak istiyorsanız "Türkçe-Matematik" alanını seçmelisiniz.

Seçtiğiniz alan, bir bakıma gelecekteki mesleğinizi de belirlediğinden dolayı ilgi ve kabiliyetlerinizin yanı sıra kişilik yapınıza da uygun olmalıdır.

Alan seçimi yaparken "kendi yeterliliğinizi" göz önünde bulundurmalı ve gerçekçi davranmalısınız. Örneğin sayısal dersleriniz çok iyi olmadıktan sonra tıp fakültesi kazanma ümidiyle fen alanını seçmeniz pek mantıklı bir tercih olmayacaktır.

Öğrencinin yanlış alan seçmesinin sebepleri nelerdir?

Alan seçimi hakkında yeterli bilgiye sahip olmamak: Yanlış alan seçiminin en önemli sebebi "bilgisizliktir". Öğrencilerin "alan seçiminin mantığını" yeterince kavramadan kulaktan dolma bilgilerle hareket etmesi, çoğu kez kendilerine pahalıya mal olmaktadır.

Öğrencinin "kendi yeterliliğini" gerçekçi bir şekilde değerlendirmemesi: Bu sorun daha çok "fen alanını" tercih edenlerde gözlenmektedir. Bu öğrenciler sayısal derslerde yeteri kadar başarılı olmadıkları halde, sayısal puanla öğrenci alan bir fakültede okuma ümidiyle ısrarla fen alanını tercih ederler. Oysa bu durumda öğrencinin mantıklı davranıp başarılı olabileceği başka bir alana yönelmesi gerekir.

Anne ve babanın beklentilerinin öğrenciyi yanlış alana yönlendirmesi: Bazı ebeveynler, çocuklarının istedikleri alana gitmesine müsaade etmeyip kendi istedikleri alana yöneltirler. Aslında bu durum, ebeveynin zamanında gerçekleştiremediği hedeflerini kendi çocuğunda görmeyi istemesinden kaynaklanmaktadır. Halbuki bu süreçte ebeveynin kendi beklentilerine ters düşse bile çocuğunun seçimini onaylaması ve ona destek vermesi gerekir.

Arkadaş grubunun etkisi: Bazı öğrenciler "kendilerine uygun" olan alanı seçeceği yerde, arkadaş grubunun seçtiği veya kendisine önerdiği alanı seçerler.

Yanlış düşünce kalıplarının olumsuz etkisi: Toplumumuzda başarılı öğrencilerin "fen alanını", başarısız öğrencilerin de "Türkçe-matematik" veya "sosyal bilimler" alanlarını tercih ettiği kanaati vardır. Sayısal alanların yüceltilip diğer alanların horlandığı bu düşünce tarzının etkisiyle, öğrenci sayısal alanda başarılı olamayacağı halde fen alanını seçebilmektedir.

Üniversite Mardin'de Yapılacak Okula Maddi Destek Verecek...

Bahçeşehir Üniversitesi kampüsünde işletilen kafenin geliriyle, �Çocuklar Gülsün Diye� projesi kapsamında Mardin�de yapılacak okulun masrafları karşılanacak.

Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Kulübü'nden, şarkıcı Gülben Ergen'in yürüttüğü 'Çocuklar Gülsün Diye' projesine büyük destek geldi. Ergen'in başlattığı ihtiyacı olan köylerde anaokulu yaptırılması projesine kampüste işletilen Bi'Soluk Kafe'den elde edilen gelirin bir kısmı bu projeye ayrılacak. Proje kapsamında Mardin'de yapılacak okulun iç masraflarını Kulüp üstlenecek. Konuyla ilgili açıklama yapan Ergen, amaçlarının 0-6 yaş arası çocuklara hak ettikleri mutluluğu vermek olduğunu söyledi Ergen �Hedef, köylerde, ilçelerde, ihtiyacı olan her yerde ana sınıfları yapmak. Ana sınıflarının içine oyuncak, giyim, müzik, kitaplar, zeka geliştirici malzemeler, her türlü rengi katmak, götürmek.

1 milyon TL toplarsak hedefimiz Trabzon, Erzurum, Mardin, Tokat, Hatay'da 5 ana sınıfı yaptırmak� diye konuştu. (Star)

Protokol Heyeti Minik Belediye Başkanını Terletti

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle, Bafra Belediye Başkanı olan Gazi İlköğretim Okulu 3. sınıf öğrencisi Onat Kurt'u protokol terletti.

Bafra Belediye Başkanı Zihni Şahin'in koltuğunu devrettiği Onat Kurt, ilçenin daha yaşanabilir olması için kaldırım işgalinin önüne geçilmesini, ara sokakların da bakımının yapılmasını ve temizliğe daha fazla önem verilmesini istedi.

Protokolün çay isteği karşısında heyecanlanan minik belediye başkanı, Bafra Belediye Başkanı Zihni Şahin'in yardımıyla rahatladı.

Geri dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması ve sokak köpeklerine etkin bir çözüm bulunması talimatı da veren minik belediye başkanı, sportif faaliyetlerin herkes tarafından yapılabilmesi için tesislerin sayılarının arttırılmasını istedi.

Hukukçular Lisede Cinsel İstismarı Anlattı

Avukatlar Gürsulu lise öğrencilerini Türk Ceza Kanunu'ndaki cinsel istismar suçu ve cezası, aile içi şiddet gibi konularda bilgilendird.

Bursa Barosu avukatları; Gürsulu lise öğrencilerini, Türk Ceza Kanunu'ndaki cinsel istismar suçu ve cezası, aile içi şiddet ile nişanlanma, evlenme, boşanma, nafaka, mal rejimi gibi konularda bilgilendirdi.

Gürsu Kaymakamlığı'nın, Bursa Barosu'ndan talebi üzerine ilçedeki liselerde öğrencilere yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlendi. Gürsu Sağlık Meslek Lisesi, Yıldız Tekstil Lisesi, Zuhal Dörtçelik EML, BTSO Gürsu EML, İMKB Anadolu Lisesi, Latif Dörtçelik Ticaret Meslek Lisesi'ndeki toplantıların bazıları, kız-erkek öğrenciler için ayrı ayrı gerçekleştirildi. Bilgilendirmeyi, Bursa Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Nevin Canbaz, komisyon üyeleri Av. Sibel Özbudak, Av. Suna Soydaş, Av. Kutsal Kalezade, Av. Gizem Güngör, Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Murat Toruk, komisyon üyesi Av. Mefharet Öztürk ile Av. İpek Bayraktar yaptı.

Gürsu BTSO Endüstri Meslek Lisesi'ndeki toplantıda kız öğrenciler, cinsel istismar, tecavüz gibi suçlara ilişkin anlatılanları dikkatle dinledi. Öğrencilerin odaklandığı konu, kız-erkek arkadaş ilişkisine ilişkin hukuki yaptırımlar oldu. Av. Nevin Canbaz, "Örneğin, 15-18 yaş arasında, erkek arkadaşınızla bir yerde otururken, arkadaşınız yanağınıza masum bir öpücük kondurdu. Bunda rızanız olsa da babanız görüp şikayet ederse, arkadaşınız ceza alabilir. Çünkü bu yaşta sizin değil, babanızın rızası aranıyor." dedi.

Canbaz, cinsel istismar suçunun, sadece fiziki temasla gerçekleşmediğini, cinsel içerikli sözler sarfetmek, fotoğraf ya da başka objeler göstermekle de suçun oluşabileceğini anlattı. Bu tip durumlarla karşılaşıldığında hiç kimseden korkmadan, utanmadan bir aile büyüğü yardımıyla polis ya da jandarmaya başvurulması gerektiğine işaret eden Nevin Canbaz'ın evlilikte kadının rızası olmaksızın gerçekleşen cinsel birleşmenin bile tecavüz sayıldığını söylemesi dikkat çekti.

Yoruldum Dedi Koltuğu Halefine Bıraktı...

Başbakan Erdoğan, çocukları Bakanlar Kurulu toplantılarının yapıldığı salonda kabul etti.

Başbakan Erdoğan 23 Nisan kutlamaları çerçevesinde çocukları Bakanlar Kurulu toplantılarının yapıldığı salonda kabul etti. Kabulde bir konuşma yapan Erdoğan, "Sevgili çocuklar sizlere bıralkacağımız en büyük emanet demokrasidir. Demokrasiye ve laik düzene sahip çıkın. Demokrasi ile kalkınma demokrasi ile insan hakları demokrasi ile hukuk arasında yakın bağlantı olduğunu unutmayın.

Bizim ülkemizde bizim topraklarımızda ayrımcılık olmaz olmamalıdır. Bizim için tana birdir ve millet birdir. Bizim için tek bir bayrak vardır. Bayrağımızdan başka bayrak tanımıyoruz. Farklı etnik unsutra saygı duyacağız saygı duymalıyız. Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Ancak biz hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Onun için ayrı düşünmeyeceğiz. Bir olacağız.

Kendi geleceğiniz için hayaller kurduğunuz gibi ülkeniz içinde hayaller kuramaya devam edin. Hayaller çok önemlidir. Diyarbakır'dan gelen küçük kızımız çok güzel söyledi. "Ben sizden sonra bu ülkenin başbakanı olmak istiyorum diyerek kendi hayalini çok güzel ortaya koydu."

Erdoğan, "Artık yoruldum" diyerek koltuğu bıraktı.

Başbakan Erdoğan'ın koltuğuna 4. sınıf öğrencisi Elgin Koçubaba isimli kız öğrenci otururken başbakanlık.gov.tr internet adresindeki çocuklarla ilgili bölümün açılışını yaparken, küçük halefinin heyecanını yatıştırmak yine Erdoğan'a düştü.

Küçük Başbakan'ın Erdoğan'a sayın Başbakan'ım siz hangi çizgi film karakterini çok seviyorsunuz sorusu gülüşmeler neden oldu.

"Eyvah" diyen Erdoğan, kendisinin çizgi film izlemediğini çizgi film izleme işini torunlarına bıraktığını söyledi.

Özellikle büyük torunum Caillou'yu (Kayu) çok seviyor. O çıktığı zaman televizyonun başından ayrılmıyor.

Başkanlık sistemi ile ilgili görüşleri sorulan küçük başbakan, "Üzülerek söylüyorum ama maalesef ben Başabakanımızla aynı düşünceyi paylaşmıyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk bizim için en iyi yönetim şeklini belirlemiş. Ben bu sistemin değişmesini istemiyorum. Cumhuriyetin devamını istiyorum dedi."

Bakan Çubukçu ve Başbakan Erdoğan, halefinin hatasını düzelterek, önerinin "cumhuriyet rejiminin değil yönetim şeklinin değişmesi konusunda" olduğunu söyledi.

Detaylarıyla küçük Başbakan'a başkanlık sistemini anlatan Erdoğan, Başkanlık siteminde devlet idaresinin daha pratik, daha hızlı, kontrol ve denetim mekaniznaları çok daha güçlü olduğunu söyledi. Amerika, Fransa örneğini veren Erdoğan, açıklamalarının sonunda halefini ikna etmeyi başardı.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÇUBUKÇU'NUN MAKAMINA OTURAN ZEYNEP SABAN, ''DOĞU'DAKİ BÜTÜN ÇOCUKLARIN OKUMASIYLA İLGİLİ DAHA FAZLA ÇALIŞMA YAPILMASINI'' İSTEDİ

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun makamına oturan Zeynep Saban, ''Doğu'daki bütün çocukların okumasıyla ilgili daha fazla çalışma yapılmasını, bunların yaygınlaştırılmasını'' istedi.

Bakan Çubukçu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Ankara Valisi Kemal Önal başkanlığındaki İl Kutlama Komitesi ile birlikte öğrencileri makamında kabul etti.

Konuşmasına ''Milletçe çok büyük bir coşku ve sevinçle kutladığımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda ziyaretime gelmiş olmanızdan çok büyük bir mutluluk duydum'' diyerek başlayan Bakan Çubukçu, Büyük Önder Atatürk'ün TBMM'nin açılmış olduğu günü çocuklara ve gençlere armağan etmesiyle iki büyük sevincin, iki büyük bayramın yaşandığını söyledi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde TBMM'nin kurulmasıyla yeni bir devletin temellerinin atıldığını belirten Çubukçu, ''Ülkemizin kaderinde ve Kurtuluş Savaşımızda bir dönüm noktasını oluşturan bu tarihi gün, aynı zamanda gelecek nesillerin her bakımdan özgür, mutlu ve refah içinde yaşaması için verilen mücadelede de bir dönüm noktasıdır'' diye konuştu.

Atatürk'ün çocuk sevgisinin ve çocuklara olan inancının çok büyük olduğunu vurgulayan Çubukçu, ''Bugünün küçükleri yarının büyükleridir'' diyen Atatürk'ün, yönetimin bayram süresince öğrencilere bırakılması geleneğini de başlattığını söyledi.

Geleceğe şekil vereceklerin çocuklar olduğunu belirten Çubukçu, bu bilinçle yapılan çalışmaların hepsinde öğrencilere daha kaliteli bir eğitim vermeyi hedeflediklerini ifade etti. Çubukçu, çocuklara ''Çünkü sizleri hem bugün hem de gelecekte hep mutlu ve güler yüzlü görmek istiyoruz'' dedi.

''Çocuklarımıza ancak gülmek ve mutlu olmak yakışır'' diyen Çubukçu, ''Bunun için de çocuk olmaktan kaynaklanan tüm haklarınızı hayata geçirebilmek için bizlerin olduğu kadar siz çocukların da haklarını öğrenmesi ve sahip çıkması gerekir. Dolayısıyla en temel değerlerin ve tutumların kazanıldığı ilköğretim dönemine büyük önem vermeliyiz'' diye konuştu.

Çocuklara olan inançlarının çok büyük olduğunu söyleyen Çubukçu, ''Sizler, yarının bilim insanları, sanatçıları, yöneticileri ve uygulayıcıları olacaksınız. Cumhuriyetin ruhunu ve ideallerini iyi kavramış, demokratik kültürü özümsemiş gençlerimizin Türkiye'yi bugün olduğundan çok daha iyi noktalara taşıyacağına duyduğum güvenle bayramınızı kutluyorum. Bu duygularla bakanlık koltuğunu, emin ellerde olacağına inandığım siz sevgili çocuklarıma bırakıyorum'' dedi.

''ARKADAŞLARIMA BUGÜNÜ
ABARTA ABARTA ANLATACAĞIM''


Makamı devralan Keçiören Hacı Sabancı İlköğretim Okulu öğrencisi Zeynep Saban, Çubukçu'ya çiçek takdim etti.

Konuşmasına ''Böyle oturmak biraz tuhafıma gitti'' diyerek başlayan Saban, bir ulusun geleceğinin eğitimle belli olacağını söyledi.

Eğitimin aileden başladığını ve hayat boyunca devam ettiğini vurgulayan Saban, ''Eğitim bir ulusun geleceğidir. Bugün eğitime verilen destekle çocuklarımızın daha iyi bir geleceği olacağını düşünüyorum. Tüm ulusumuzun özellikle de geleceğimizin büyükleri olan çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyorum'' dedi.

Bakan Çubukçu, ''Bugün sizin yapmak istediğiniz şeyler olabilir. Bu sizin not defteriniz. Bu programınız ve bu da kartvizitiniz''diyerek, Saban'a adına düzenlenen not defterini ve kartvizitini vererek, ''Umarım hayat boyu saklarsın'' dedi.

Bir gazetecinin ''Milli Eğitim Bakanı olarak hislerinizi öğrenebilir miyiz?'' demesi üzerine Saban, çok fazla olmasa da heyecanlı olduğunu ifade etti. Saban ''Şu anda mutluyum, gururluyum, sevinçliyim. Sanırım bütün duyguları karmaşık olarak birlikte yaşıyorum'' dedi.

Vali Önal'ın ''Neden?'' diye sorması üzerine Saban, ''Çünkü bu koltuğa ilk defa Sayın Nimet Çubukçu'nun armağanıyla oturuyorum'' diye konuştu. Bunun üzerine Bakan Çubukçu, ''Umarım daha iyi koltuklara sizler oturursunuz'' dedi.

Saban, Çubukçu'nun ''Var mı senin bir istediğin, bir emrin, bir talimatın. Ne yapmamızı istersin eğitimde?'' sorusu üzerine, ''Doğu'daki bütün çocukların okumasıyla ilgili daha fazla çalışmalar yapılmasını, bunların yaygınlaştırılmasını'' istedi. Çubukçu, bu istek üzerine, bu konunun kendi hassasiyeti de olduğunu belirtti.

Bir gazetecenin ''Kendi okuluna döndüğünde bugünü nasıl anlatacaksın?'' sorusuna karşılık Saban, ''Gittiğimde kendim olacağım. Artık bu koltukta olmayacağım. Ama bu anımı çok güzel bir şekilde, abarta abarta anlatacağım. Doğruya, doğru'' yanıtını verdi. Bunun üzerine Bakan Çubukçu ''Kartvizitlerini de dağıtırsın okulda. Seni arayabilirler. O numaradan aradıklarında biz çıkarız, sana yönlendiririz'' dedi.

Saban, ''Sayın Bakanımızı şık bir bayan olarak biliyoruz. Kendi kıyafetlerini bugün sen mi seçtin?'' sorusu üzerine, ''Kendim seçtim. Bu kadar şıklığın yanında ben de bir şık olmaya çalıştım'' dedi. Çubukçu da Saban'a ''Sen daha şıksın'' karşılığını verdi.

Ardından ''Bakan vekili'' olarak seçilen Mamak Halil Gelendost İlköğretim Okulu öğrencisi Kıvanç Keçeli makam koltuğuna oturdu.

Bakan Çubukçu'nun ''Senin eğitimle ilgili önerilerin var mı?'' sorusuna karşılık Keçeli, okulların fiziki yapılarının önemli olduğunu belirterek kendi okulunu anlattı. Okulunda spor salonu olduğunu belirten Keçeli, ancak çok küçük olduğunu, bu nedenle etkinlik yapamadıklarını söyledi.

Köy okullarının onarılması gerektiğine dikkati çeken Keçeli, okuyamayan çocukların eğitime kazandırılmasını istedi.

Bakan Çubukçu, konuşmalarının ardından Zeynep Saban ve Kıvanç Keçeli'ye hediyeler verdi.

''KORSAN BİLDİRİ SUNUYOR''

Bu sırada öğrenciler arasından ''Ben de söyleyeceğim'' diyerek öne atılan Keçiören Hacı Sabancı İlköğretim Anaokulu öğrencisi 6 yaşındaki Ömer Fatih Ünlü, makam koltuğuna oturmak istedi.

Makama koltuğuna oturarak, ''Okullara park yapılması lazım'' diyen Ünlü, gülüşmelere neden oldu. Bunun üzerine Bakan Çubukçu gülümseyerek ''Korsan bildiri sunuyor şu anda'' dedi. Vali Önal da ''Milli Eğitim Bakanlığı işgal altında'' diye konuştu.

Ünlü'nün ''Çocuklar eğlensinler, söyledim. Aferin de...'' sözü üzerine Çubukçu, Ünlü'ye ''Aferin'' diyerek, hediyesini verdi.

Çubukçu, komitedeki diğer öğrencilere de hediyeler vererek fotoğraf çektirdi.

Futbolcular Engelli Öğrencilerin 23 Nisan Sevincini Paylaştı

Zihinsel engelli öğrencileri ziyaret eden bordo-mavili futbolcular, miniklerin 23 Nisan coşkusunu birlikte yaşadı.

Özel eğitime muhtaç öğrencilerin eğitim gördüğü Erdoğdu Eğitim Uygulama ve İş Eğitim Merkezi'ni ziyaret eden bordo-mavili futbolcular, minik hayranlarının yoğun ilgisiyle karşılaştı.

Yardımcı Antrenör Ünal Karaman, futbolular Song, Egemen, Alanzinho, Onur ve Giray okula gelişlerinde idareciler ve öğrenciler tarafından çiçeklerle karşılandı. Futbolcuları karşılarında görünce büyük bir sevinç yaşayan engelli öğrenciler, bol bol fotoğraf çektirdi. Öğrencilerin en fazla ilgi gösterdiği isimlerin başında Song gelirken, bir öğrencinin ise Song'u görünce kaçması dikkat çekti. Song, kendisinden korkan öğrenciyi ısrarla yanına çağırmasına rağmen bu girişiminde başarılı olamadı.

Engelli öğrencilerin kolbastı gösterini seyreden bordo - mavili futbolcular, hep birlikte çektirilen hatıra fotoğrafının ardından okuldan ayrıldı. (Cihan)

Çocuklardan Oluşturulan Koro Rekor Denemesi Yaptı...

Antalya'da Çocuk Bayramının 90. yıl dönümünde 2 bin 23 çocukla oluşturulan koro rekor denemesi yaptı.

Atatürk Stadı'nda Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü'nce oluşturulan korodaki öğrenciler, elektronik biletli giriş kapısında numaratör sistemini geçerek stada alındı. Açık tribüne yerleştirilen koro üyelerinin rekor denemesi, noterin çocukları saymasının ardından 2 kamerayla kayıt altına alındı. Çocuklar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 90. yıl dönümünde, dünya kardeşliği için 6 şarkı söyledi. Guinness'in istediği şartları yerine getirileceğini açıklayan yetkililer �Çekimleri ve tutanakları göndereceğiz� dedi.

21 Nisan 2010 Çarşamba

Beşiktaş-Fenerbahçe Derbisini İzlerken Kalp Krizi Geçirdi...

Fanatik Fenerbahçeli olan Selçuk Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ateş, BJK-FB maçını izlerken kalp krizi geçirerek vefat etti.


Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ateş, Beşiktaş-Fenerbahçe derbisini izlerken kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.
Edinilen bilgiye göre, Selçuklu ilçesinde ikamet eden Ateş (60) fakülteye gelmeyince, önceki gün akşam mesai arkadaşları evine geldi. Kapıcı vasıtasıyla eve giren arkadaşları, Ateş'i Lig TV açık halde televizyonun karşısında koltukta oturur vaziyette ölmüş olarak buldu. Daha önce iki kez by-pass geçiren Ateş'in kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini belirledi. Prof. Dr. Ateş'in naaşı dün ikindi namazını müteakip toprağa verildi. Ateş'in cenazesi, SÜ Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesi'nden alındıktan sonra Rektörlük bahçesine getirildi. Burada düzenlenen törende konuşan Prof. Dr. Ateş'in öğretim görevlisi olan oğlu Alper Ateş, Ateş'in evladı olmaktan gurur duyduğunu söyledi. ÜÇ ŞEYİ ÇOK SEVERDİ Alper Ateş 'Babam üç şeyi çok severdi; beni, kız kardeşimi ve Fenerbahçe'yi. Benim ve kardeşim için yaşadı. Fenerbahçe için öldü' dedi. Törende, Ateş'in kızı Senem, babasının Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılarak ağladı. Törene çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı. Ateş'in cenazesi, Üçler Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Türkiye'deki Üniversiteler Neden İlk 400'de Değil?

Bu sorunun cevabını ortaya koymak için bir anket düzenleniyor.

Türkiye'de özellikle son dönemlerde gündeme gelen bilimsel yayınların azlığı ve her yıl yenilenen dünya sıralamasında hiçbir üniversitemizin İlk 400 listesine girememesinin sebeplerini araştırmak üzere bir grup akademisyen tarafından ülke genelinde bir anket yapılıyor. Anketi düzenleyen eğitimcilere göre pek çok alanda Amerika'daki bilimsel yayın sayısının ülkemizdeki yayın sayısından 1000 kat, bazı alanlarda 10000 kat fazla olmasının yanında nüfusu İstanbul'un nüfusundan bile az olan Yunanistan'ın bile bilimsel yayınlarda pek çok alanda ülkemizden ilerde olması böyle bir araştırma yapmayı elzem kılıyor. Aynı akademik grup tarafından daha önce yapılan nitel araştırma sonuçlarında yayınların kısır kalmasının en önemli sebebi olarak ülkemizde uygulanan doçentlik sınavı olduğu tespit edilmişti. Bu sebeple www.anket.seyitaltunkas.com internet sitesinde yer alan anket, doçentlik sınavı ve akademisyenlerin bilimsel performanslarını etkileyen memnuniyetleri üzerine kuruldu.

Anasınıfı Öğretmeni 6 Yaşındaki Öğrencisini Paspas Yaptı...

Antakya'da bir anaokul öğretmeni sözünü kestiği için 6 yaşındaki öğrencisini ayağının altına alıp paspas yaptı.

Antakya'da TOBB İlköğretim Okulu'nun ana sınıfında görev yapan öğretmen F.N., sözünü kestiği gerekçesiyle 6 yaşındaki öğrencisine ceza verdi. Öğrenciyi, masasının altına yüzüstü yatırdığı çocuğu tekmelemeye başlayan öğretmen sınıftaki diğer çocuklara, "Öğretmeninizin sözünü keserseniz, böyle paspas olursunuz" diye bağırdı.
Alınan bilgiye göre, bir ilköğretim okulunda ana sınıfı öğretmeni olarak görev yapan F.N'nin K.E. (6) adlı öğrenciyi öğretmen masasının altına yüz üstü yatırarak, üzerine bastığı ileri sürüldü. K.E'nin dayısı İbrahim Akgül, sabah okula giderek, öğretmenin uyguladığı şiddetin cezasız kalmaması gerektiğini belirtti. Yeğenine yapılan şiddetin görüntülerinin de bulunduğunu ifade eden Akgül, "Görüntüleri izlediğimizde dehşete düştük. Yeğenim psikolojik olarak etkilendi. Okula gitmek istemiyor. Rapor alacağız. Gerekli bilgileri okul müdürüne izah ettik, öğretmenin yaptığı hareketin cezasız kalmaması için yetkilileri göreve davet ediyoruz" diye konuştu. Olayın İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirildiği, okula müfettişlerin gönderildiği, F.N. hakkında soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Hasta Çocuklar İçin Hastanede Kutlama...

Adıyaman Devlet Hastanesi Çocuk Cerrahi Servisi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hazırlıklarını tamamladı.

Hastane tarafından her yıl, geleneksel olarak sürdürülen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında, çocuk cerrahi servisindeki odalar, hasta çocuklar için süslenerek 23 Nisan'a hazırlıkları yapılıyor. Adıyaman Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet İnan, "Hastanemizde, hasta olarak kalmak zorunda kalan çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı en güzel şekilde kutlamalarını sağlamak için her yıl hasta odalarını süslüyoruz. Çocuklarımız, bayramlarında odalarında kutluyor." dedi.

Lise Öğretmeni Onlarca Kişinin Gözü Önünde Öldürüldü...

Kahramanmaraş'ta Hoca Ahmet Yesevi Lisesi'nde görevli bir öğretmen, kimliği belirsiz bir kişi tarafından kurşunlanarak öldürüldü.
Alınan bilgiye göre, Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Savaş Kalaycı (33), okul çıkışında onlarca kişinin gözleri önünde kurşun yağmuruna tutuldu. Vücuduna 6 kurşun isabet eden Kalaycı olay yerinde hayatını kaybetti. Yapılan incelemenin ardından Kalaycı'nın cenazesi Kahramanmaraş Devlet Hastanesi Morgu'na kaldırıldı. Polis, üzerinde güvenlik elemanı üniforması olduğu iddia edilen katil zanlısını bulmak için çalışma başlattı. Öğretmenlerin öldürüldüğü öğrenen Hoca Ahmet Yesevi Lisesi öğrencileri olay yerinde büyük üzüntü yaşadı. Hayatını kaybeden öğretmenin geçen sene de Kahramanmaraş'taki yerel bir radyo istasyonunda program sırasında istek şarkıyı çalmadığı gerekçesiyle bacaklarından vurulduğu öğrenildi.

Milli Güvenlik Dersine Giren Subaylar Öğrencileri Fişledi

Liselerde Millî Güvenlik Dersleri'ne giren subayların, öğrenci ve öğretmenleri, "solcu, türbanlı, namaz kılıyor, sol görüşlü ve bölücü" olarak fişlediği belirlendi.
1998-2008 yılları arasında Milli Güvenlik JL Dersleri'ne giren muvazzaf ve emekli subay öğretmenlerin, Genelkurmay'ın emriyle öğretmen ve öğrencileri, 'solcu', 'türbanlı', 'namaz kılıyor', 'sol görüşlü' ve 'bölücü' olarak fişlendikleri ortaya çıktı. Asker öğretmenlerin, rapor haline getirdikleri fişlemeleri bağlı oldukları istihbarat birimlerine sundukları belirlendi. Raporların buradan da silsile yoluyla komutanlıklara kadar gönderildiği tespit edildi. Fişleme raporlarının il ve üçe güvenlik kurulu toplantılarında da gündeme geldiği belirtiliyor. Yedi yaşındaki türbanlı listede Devlet ve İmam Hatip liselerinin fişlendiği raporlarda birbirinden ilginç detaylar yer alıyor. Bazı okullarda pazartesi ve cuma günü düzenlenen törenlerde kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı sıraya girmeleri Milli Güvenlik Dersi öğretmenlerinin dikkatinden kaçmadı. Subay öğretmenler bu uygulamayı fotoğraflarıyla birlikte istihbarat birimlerine bildirdi. Yedi yaşındaki türbanlı kız çocuğunun müdür yardımcısı olan babasını okulda ziyaret etmesi de fişleme raporuna girdi. Öğretmenler odasında bulunan Zaman ve Türkiye gazeteleri ise "irticacı yayınlar" kategorisinde değerlendirildi. Derste türban takıyorlar Tarafın ulaştığı fişleme raporlarından biri 25 Şubat 2008 tarihli. Rapor, Van Erciş İmam Hatip Lisesi'nde Milli Güvenlik Dersi'ne giren İstihbarat Binbaşı Murat Ayvaz tarafından hazırlanmış. Kız öğrencilerin okula türbanla geldiği ve derslerde türban çıkarılmadığı belirtilen raporda okul yöntemi hakkında suç duyurusunda bulunulduğu anlatılıyor. Suç duyurusu üzerine okul müdürünün, "Öğrenciler köyden geliyor, kız çocuklarının daha fazla okula gelmesi için velilerle söz kestik. Buna göre kız öğrenciler okulda başlarını açmayacak" dediği belirtilen raporda, bunun üzerine Binbaşı Ayvaz'ın şubat tatiline kadar bekleme karan aldığı kaydediliyor. Binbaşı Ayvaz, sömestr tatilinin ardından 20 Şubat 2008'de kız öğrencilerin başlarını açmaması üzerine durumu bir tutanakla tespit edip dersten ayrılıyor. Kılık kıyafet yönetmeliğinin ihlal edildiğini savunan Ayvaz, bunu bir tutanakla Alay Komutan Vekili Yarbay Hamdi Aşa'ya bildirmiş. İftar yemeği bile raporda Bir başka fişleme raporu ise Albay Zeki Gülgün'e ait. İzmir'deki çeşitli okullarda Milli Güvenlik Dersleri'ne giren Gülgün, 11 Kasım 2006'da hazırladığı raporda dönemin Ege Ordu Komutanı Orgeneral Şükrü Sarışık'a okullarla ilgili bilgiler veriyor. Gülgün raporunda Gaziemir'de Endüstri Meslek Lisesi'ni ziyaret eden yabancı konukların olduğunu, bazı öğrencilere ABD'den zarflar geldiğini, çevresindeki bazı okulların ise AKP'ye yakın olduğu ileri sürülüyor. İmam Hatip Okulları'nda Atatürkçü öğretmenleri yıldırma politikasının izlendiği belirtilen raporda İzmir Kız Lisesi'ndeki uygulamalar ayrıntılı olarak anlatılıyor. Okul müdiresinin "şeriatçı" düşüncede olduğu ileri sürülen raporda, din dersi öğretmeninin müzede görevli gösterilip okulda ders verdiği, okul müdiresinin Ramazan'da öğretmenlere iftar yemeği verdiği, okula katkı adına toplanan paralardan şeriatçı grupların düğünlerine çelenk gönderildiği iddia ediliyor. Emekli Albay Gülgün "Harun Yahya isimli sapık İslamcı yazarın kitaplarının da" okulun kütüphanesinde bulunduğunu Ege Ordu Komutanı'na bu ifadelerle rapor ediyor. Akın İpek'in Lisesi de Raporda Bugün ve Kanaltürk televizyonlarının sahibi işadamı Akın İpek'in yaptırdığı Ankara'daki Özel İpek Kız Lisesi de 6 Mart 1998 yılında fişlenmiş. Bu okulla ilgili fişleme notunda şu ifadeler yer alıyor: "Okulda müdire hanım F.K. (raporda açık kimliği yazıyor) türbanlı olup din dersi öğretmenidir. Okulun harcamaları Akın İpek isimli şahıs tarafından sağlanmaktadır. İslami kesime ait öğrenci alındığı kanaati oluşmuştur." İşte fişleme soruları Taraf Gazetesi'nin haberine göre, Milli Güvenlik Dersleri'ne giren subay n^A öğretmenler tarafından doldurulan soru formlarında öğrenciler ve öğretmenler hakkında bilgiler toplanıyor. Yaklaşık 40 okulda yapılan fişlemede subay öğretmenler aşağıdaki sorular doğrultusunda rapor hazırlayarak üstlerine sunuyor. İşte "Milli Güvenlik Bilgisi Dersi Öğretmenleri İçin Kontrol Formu"ndaki sorulardan bazıları: İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersine giren öğretmenlerin branşı uygun mu? Başörtülü ve türbanlı olarak derse giren öğretmen var mı? Miktarı ne kadardır? Öğrenciler namaz kılmak için zorlanıyor mu? Öğrenciler oruç tutmaya zorlanıyor mu? Kız öğrenciler beden eğitimine katılıyor mu? Okul karma ise kız ve erkek öğrencilerin birbirleri ile temasını önlemek için özel önlem almıyor mu? Okul personeli olmadığı halde okula gelen şahıslar var mı? Ne faaliyet yapıyorlar? Anma ve kutlama yıldönümleri için gerekli törenler yapılıyor mu? Atatürk köşesi var mı? Yeri uygun mu? Okulda irticai maksatlı ses ve görüntü yayını yapılıyor mu? Okulun harcamaları hangi kaynaktan sağlanıyor? Okulun finansına İslami sermayenin etkisi nedir? Öğretmenler arasında başta irtica olmak üzere yıkıcı, bölücü faaliyetleri destekleyen, destekler mahiyette konuşan irticai, yıkıcı, bölücü mahiyette yayın yapan gazete, dergi, kitap ve doküman okuyan personel var mı? Varsa isimleri nelerdir? Okula devam eden öğrencilerin maddi durumu ne seviyededir? Öğrencilere belirli dersane veya kişilerden ders almaları tavsiye ediliyor mu? Okulda kütüphane var mı? Var ise irticai ve yıkıcı yayın var mı? Öğrencilere irticai mahiyette kitap ve dergi okumaları tavsiye ediliyor mu? Milli Güvenlik Bilgisi öğretmeni dersten çekildi mi? Çekildiyse hangi tarihte ve neden? Okul özel mi, devlet mi yoksa vakıf okulu mu? Vakıfa ait ise kaynakları nelerdir? İslami örgütlerle ilişkisi ne düzeydedir? Parasal desteği nedir? Özel ve vakıf okullarında öğrencilerin ne kadarı aidat ödüyor? Kaç öğrencinin masrafı vakıf tarafından karşılanıyor? Okul tek mi yoksa bir kompleksin parçası mı? Okulun civarında yakınında, okul idaresinin bağlı olduğu özel ya da vakfa ait ilköğretim okulu, Kuran Kursu, cami, mescit, yurt vb. var mı? Okul içinde hoparlörle ezan okunuyor mu? Okulda mescit var mı? Ders saatlerinde mescide namaz kılmaya gidenler var mı? Varsa kimlikleri tespit edilecek. Öğrencilerden ferden veya birkaç kişi bir araya gelerek oluşturdukları grup olarak Sekiz Yıllık Eğitim ve Laiklik aleyhtarı propaganda veya şeriat yanlısı tavır ve davranış içinde bulunanlar var mı? Varsa kimlikleri? (Taraf)

19 Nisan 2010 Pazartesi

Eliniz Cebinizde Üniversiteye Giremezsiniz...

YÖK Başkanı, üniversitelere sınavsız geçişin hiçbir sınava tabi olmadan yükseköğretime geçiş olarak algılanmaması gerektiğini söyledi.


YÖK Başkanı Prof. Dr.Yusuf Ziya Özcan, Türkiye Bilinçli Gençlik Projesi'nin tanıtım toplantısında gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. Özcan'a, bazı bölümlere sınavsız geçiş yapılabileceği yönündeki açıklamaları hatırlatılarak, çalışmaların hangi noktaya geldiği soruldu. Söz konusu açıklamayı, "Ünal Yarımağan, bazı bölümlere sınavsız girileceğini söyledi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine yaptığını belirten Özcan, "Ben de o zaman şöyle söyledim: Ünal Yarımağan son derece haklıdır. Bu iyi bir sistemdir. Biz de bundan iki sene önce, bu türden hususları kendi aramızda düşünmüştük. Hatta bir iki kez de gazeteci arkadaşlara böyle bir şeyin mümkün olabileceğini söylemiştim. Çok iyi bir sistemdir. Sonunda gidilmesi gereken yol odur." diye konuştu. Bazı kişilerin sınavsız geçişi, 'herkesin elini kolunu sallayarak hiçbir belgesi, dokümanı olmadan belli bölümlere girebilmesi' olarak düşündüğünü söyleyen Prof. Dr. Özcan, şöyle devam etti: "Oysa sistem öyle çalışmıyor. Çok seçici bir şekilde çalışıyor. Dışarıdaki uygulamalarında bunu görürsünüz. Mesela, Almanya'da hukuk fakültesi için bu sistem uygulandı. İsteyenler müracaat ettiler. Birinci sınıfın sonunda onların pek çoğu sınıfta kaldı, okulu bıraktı. İkinci sınıfta elenenler, üçüncü sınıfta elenenler oldu. O bölüme sınavla girilseydi, aynı miktarda belki biraz daha fazla sayıda insan o bölümden mezun oldu." Türkiye'de rağbet gören bölümler olduğu gibi, tercih edilmeyen bölümlerin de bulunduğuna dikkat çeken Özcan, "Zaman zaman, ÖSS'den sonra kontenjanların dolmaması gibi bir zorlukla karşılaşıyoruz. Bizim bunu düşünmemizdeki ilk amaç, böyle dolmayan, çok tercih edilmeyen bölümleri açarsak, belki o bölümlerin dolmasına biraz yardım ederiz, şeklindeydi." ifadelerini kullandı. "ELİNİZ CEBİNİZDE BU OKULLARA GİREMEZSİNİZ" Bunun, hiçbir sınava tabi olmadan üniversiteye giriş olarak düşünülmemesi gerektiğinin altını çizen Özcan, "Sadece üniversite sınavı olmadan giriş diye düşünebilirsiniz. O takdirde, yine de bu bölümlere girmek için sizin lise not ortalamasına ya da hocalardan alınacak referans mektuplarına ya da değerlendirmeye alınacak herhangi bir kritere bakılır. Eliniz cebinizde bu okullara giremezsiniz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Yine de bir kaç kriter kullanmanız lazım." şeklinde konuştu. Taban puanların biraz aşağıya çekilmesi ile de böyle bir sonuca ulaşılabilineceğini ifade eden Prof. Dr.Yusuf Ziya Özcan, şunları dile getirdi: "Ama nihayetinde, Türkiye'nin gelmesi gereken yer budur. İnsanlar, elindeki belgeler ile hiçbir ÖSS türünde sınava girmeden, mesela eskiden olduğu gibi ülkemizde bir olgunluk sınavı olsaydı, o sınav sonuçları ile istedikleri bölüme müracaat etme; üniversitenin de istediği öğrencileri kabul etme imkânları olabilirdi. Zaten en iyi sistem öğrencinin gideceği üniversiteyi seçmesi, üniversitenin de kabul edeceği öğrenciyi seçmesidir. Bazı bölümlerin ÖSS olmaksızın girilmesini bu yüzden çok arzuluyorum. Sonunda bizi gitmek istediğimiz ana sonuca götürecek diye. Mesele bundan ibarettir." "SINAVI YILDA İKİ KEZ YAPABİLİRİZ" Bazı gazetelerde yorumcuların 'garip yorumlarını' okuduğunu dile getiren Özcan, "Meseleyi hiç anlamadıkları, dışarıdaki uygulamalardan haberdar olmadıkları o kadar ayan beyan ki. İnsan gazeteyi okudukça gülüyor." açıklamasını yaptı. Böyle bir sistemin Türkiye'de uygulanabilmesi için arz ve talebin eşitlenmesi gerektiğini kaydeden Özcan, "Biz henüz o noktaya gelmedik. O noktaya gelebilmek için birkaç yılımız daha var. Üç-dört yıl sonra, bir - iki yıl sonra, ne zaman bilmiyorum, o aşamaya gelirsek, o zaman bu türden tedbirleri, açılımları deneyebiliriz. O zaman deneyebileceğimiz başka şeyler de var. Mesela sınavı yılda iki defa yapabiliriz. Bu sınavda başarısız olan öğrencilerimize bir şans daha veririz. Altı ay sonra tekrar sınava girerler. Bunlar olmayacak şeyler değil. Ama bunların hepsi arz ve talebin eşitlenmesine bağlı olan çözümlerdir." dedi.
"BÖLÜMLER ARASI GEÇİŞ KOLAYLAŞTIRILDI"
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, değişen yatay geçiş yönetmeliği ile ilgili bir soru üzerine, öğrencilere üniversiteden önce istedikleri yere gitme imkânı verilmediğine dikkat çekti. Yönlendirme sürecinin Türkiye'de çok iyi işlemediğini kaydeden Özcan, "Bazı insanlar, 'Lisede insanlar çeşitli dallara gidiyor, bu bir yöneltmedir' diyor. Bu bir yöneltme değildir. Biz o seçimleri anne babamızın, etrafımızdaki eş dostun, sevdiklerimizin, referans diye kabul ettiğimiz insanların görüşleri istikametinde yapıyoruz." dedi.
Oğlunun da kendi yönlendirmeleri ile üniversitede bir bölüme gittiğini kaydeden Özcan, "Yoksa oğlumun kabiliyeti ile gerçekten sahip olduğu özelliklerle falan ilgisi olduğundan değil. Bütün veliler de hemen hemen böyle yapıyorlar." diye konuştu.
Danıştay'ın katsayı konusunda yaptığı itirazlarda, yöneltme meselesini sıkça ele aldığını belirten Özcan, "Yöneltme istiyorsanız, Almanya'ya gitmeniz lazım. İlkokuldan başlayarak, çeşitli kademelerde, size verilen testlerle ve derslerde gösterdiğiniz başarı sonuçları ile sizi gerçekten, akademik çalışmalara mı kabiliyetiniz var, oraya yönlendiriyor; mesleki çalışmaya mı kabiliyetiniz var, mesleki çalışmaya yönlendiriyor. Mesleki çalışma içinde hangi türden bir kabiliyetiniz var, hangi mesleği daha iyi yapabilirsiniz diye, bu sefer de meslek içi yöneltmelere başvuruyorlar. Son derece de güzel çalışıyor. " şeklinde konuştu.
"YENİ SINAV SİSTEMİ İLE YÖNLENDİRMEYİ KISMEN YAPIYORUZ"
"Öğrenciler kendi özelliklerine göre yönlendirilmeyince, bizim sonradan da olsa bir şey yapmamız gerekiyordu." diyen Özcan, yeni sınav sistemi ile bunun kısmen gerçekleştirildiğini aktardı.
Üniversiteye giriş sınavında test sayısını 18'e çıkartarak öğrencilerin hiç olmazsa istedikleri mesleğe gitmelerini kolaylaştıracak yönlendirme süreci koyduklarını dile getiren Özcan, "Sınav sisteminin getirdiği yeniliklerden biri de, sınavın içine konulan yönlendirme sistemidir." şeklinde konuştu.
Ancak bunun da, oldukça geç yapılan bir yönlendirme olmasından ötürü yeterli olmadığını vurgulayan Özcan, şöyle devam etti: "Faydalı bir şey ama faydası sonsuz değil. Meseleyi tamamen halletmiyor. O halde ne yapmamız lazım? Başka bir mekanizma daha kullanıp, hiç olmazsa öğrenciler üniversiteye girdikten sonra bu yönlendirmeyi yapalım. Yatay geçiş yönetmeliğimizde değişiklikler yaparak, bu bölümler arasındaki geçişi, üniversiteler arasındaki geçişi kolaylaştıralım. İşte yatay geçiş yönetmeliği ile yapılan budur."
Özcan, yatay geçiş ile ilgili öğrencilerin de şikâyetleri bulunduğuna dikkat çekti. Kanunen zorunlu olmasına karşın, her bölümün yatay geçiş kontenjanını ilan etmediğini ifade eden Özcan, "Bazı üniversiteler beş kişi alması gerekirken, bir- iki kişi alıyorlar. Bazıları, 'bunlar başka bir okuldan geldikleri için aynı mantalitede değiller, onun için başarısız oluyorlar mantığını kullanarak' hiç öğrenci almıyorlardı. Bazıları öğrencilere alıyor, 'bir sene deneme yılı olacak başarılı olursanız sizi kabul ederiz' gibi kanunda olmayan bir hakkı kullanıyorlardı. Bu da öğrencilerin eğitim süresinin uzamasına neden oluyordu. Bu hataları düzeltmek için de yeni bir yatay geçiş yönetmeliği çıkartıldı." dedi.
"KİMSE SINAV İÇİN MARDİN'DEN KIBRIS'A GÖNDERİLMEDİ"
Özcan, YGS'de iki matematik sorusunun hatalı olduğu yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine ise, konuyla ilgili Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan ile görüşeceğini söyledi.
Öğrencilerin, istemedikleri şehirlerde sınava girdiği yönünde çıkan haberleri de hatırlatan Özcan, konuyla ilgili bilgi aldığını aktardı. Öğrencilerin sınava girecekleri yer ile ilgili iki tercih yaptığını kaydeden Özcan, adayların sadece 25 bininin birinci tercihlerinde sınava giremediğini ifade etti. Bunlardan 7 bin adayın, ikinci tercihlerine yerleştirildiğini belirten Özcan, "17 bin tanesi için ise, onların girecekleri yer olmuyor. Okullardaki sınıf, sıra kapasitesi buna imkân vermiyor. O zaman yakın iller, mesela Mardin'den bahsediliyor. Mardin'deki öğrenciler Malatya, Kayseri gibi o kuşaktaki illere dağıtılıyor. Ama hiç kimse, Mardin'den Kıbrıs'a yollanmıyor. Hiçbir öğrenci Mardin'den Edirne'ye yollanmıyor. Öyle bir şey yok. Gazetede okuduğum iki örnek bunlardı. İkisi de yok. Bunlar zannediyorum provakatörlerin ortaya attığı sınava gölge düşürmek için söyledikleri sözlerdir." şeklinde konuştu. (Cihan)

Üniversitede Sular Durulmuyor...

Mustafa Kemal Üniversitesi'nde karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan çatışmaya bir yenisi eklendi. 4 öğrenci daha gözaltında.

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi'nde sular durulmuyor. Karşıt görüşlü öğrenciler arasında zaman zaman yaşanan tatsızlıklara bugün bir yenisi daha eklendi.
Geçen hafta içinde bir üniversite öğrencisinin silahını çekerek başlattığı olayların ateşi üniversitede halen sönmedi. Alınan bilgiye göre bu gün sabah saatlerinde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi önünde MKÜ ÖĞDER üyeleri tarafından çıkan olaylara ilişkin yapmak istedikleri basın açıklaması sırasında üniversite güvenliği ve öğrenciler arasında yaşanan arbedeye Jandarma müdahale etti. Olaylarda 4 kişinin gözaltına alındığı belirtilirken, jandarma ekipleri üniversite içerisinde geniş güvenlik önlemleri aldı.

Öğrenciler Sobadan Çıkan Gazdan Zehirlendi...

Ardahan merkeze bağlı Güzçimen Köyü İlköğretim Okulu'nda eğitim gören 5 öğrenci, okulda sobadan sızan gazdan zehirlendi.

Alınan bilgilere göre, Güzçimen köyünde sabah okula giden öğrenciler, sınıfta yakılan sobadan sızan gazdan etkilendi. Öğrencilerin halsizleşmesi üzerine öğretmen duruma müdahale ederek öğrencileri dışarı çıkardı. Öğrencilerden 5'inin durumunun iyi olmaması üzerine olay yerine ambulans çağrıldı. Ardahan Devlet Hastanesi'ne kaldırılan öğrencilerin sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlendiği belirlendi. Ardahan Milli Eğitim Müdürü Şemsettin Görgülü, hastanede tedavileri süren öğrencilerin sağlık durumlarının iyi olduğunu bildirdi.

Kavga Eden İki Öğretmen Görevden Uzaklaştırıldı...

Bursa'da bir ilköğretim okulunda çalışan iki öğretmen 'sınıf boşaltma' meselesinden veli ve öğrencilerin gözü önünde kavga etti.


Bursa'nın merkez Yıldırım ilçesinde, bir ilköğretim okulunda 'sınıf boşaltma' meselesinden veli ve öğrencilerin gözü önünde kavga eden biri sendika temsilcisi iki öğretmen, kaymakamlık tarafından görevden uzaklaştırıldı. Öğretmenler hakkında hem milli eğitim müdürlüğü hem de Yıldırım Kaymakamlığı tarafından soruşturma açıldı.
Edinilen bilgiye göre, 8 Nisan'da Kazımkarabekir Mahallesi Naz Özdilek İlköğretim Okulu'nda meydana gelen olayda, öğle arasında ant içme töreni sonrası Anadolu Eğitim Sendikası Yıldırım Temsilcisi Beyzade E., sınıf öğretmenliği yaptığı 2/D sınıfı öğrencileriyle sınıfa gitti. Sınıfın boşaltılmadığını gören Beyzade E., okulun Türkçe öğretmeni Hacı Ali I. ile sınıfı boşaltması için konuştu. İki öğretmenin tartışması kısa sürede kavgaya dönüştü. Veli ve öğrencilerin gözü önünde Hacı Ali I., Beyzade E.'ye yumruk atıp yere yatırdı. Okul yönetiminin araya girmesiyle kavga sona erdi.
Olayda burnu ve boğazından yaralanan Beyzade E., konuyu yargıya taşıyacağını söyleyerek okula polis çağırdı. Bursa Emniyet Müdürlüğü ekipleri okula gelerek inceleme yaptı. Hafif şekilde yaralanan Beyzade E. Adli Tıp Kurumu'na giderek rapor aldı, ardından tedavi için hastaneye gitti. Olayın basında yer alması üzerine Yıldırım Kaymakamlığı olaya karışan iki öğretmeni de görevden uzaklaştırdı. Öğretmenler hakkında Milli Eğitim Müdürlüğü de idari soruşturma başlattı. Bu arada, Beyzade E.'nin sınıfı için okul idaresi ücretli bir öğretmen görevlendirdi. Öğrenci velileri ise kaymakamlığa giderek, öğretmenlerinin yeniden göreve dönmesini istedi.

Taciz Suçlaması Okul Müdürünü Yerinden Etti...

Adana Fen Lisesi'nde çalışan iki kadın tarafından cinsel tacizle suçlanan okul müdürüne 3 ayrı ceza verildi.

Adana Fen Lisesi'nde çalışan iki kadın tarafından cinsel tacizle suçlanan okul müdürü S.K.'ye İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce başlatılan soruşturma sonunda "memurluk itibarını zedelediği" gerekçesiyle 3 ayrı ceza verildi. Müfettiş raporuna göre kusurlu bulunan S.K. "kınama" ve "aylıktan kesme" cezalarının yanı sıra Fen Lisesi'nden alınarak İncirlik Lisesi'ne atandı. Savcılığın başlattığı adli soruşturmada ise takipsizlik kararı verildi.

16 Nisan 2010 Cuma

Sağlık Meslek Liselerinin İsmi Değişiyor...

Sınavla öğrenci alan sağlık meslek liselerinin isimleri "Anadolu Sağlık Meslek Lisesi" olarak değiştirilecek.
Sağlık meslek liselerinde uygulanan programların bütünlüğünün sağlanması, öğrenci nakil ve geçişlerin kolaylaştırılması, kurumlar arasında birlikteliğin sağlanması amacıyla 280 sağlık meslek lisesinin ismi 2010-2011 eğitim-öğretim yılından geçerli olmak üzere kademeli olarak Anadolu sağlık mesleki lisesine dönüştürülecek. Sağlık Bakanlığına bağlı iken beş yıl önce Milli Eğitim Bakanlığına bağlanan sağlık meslek liseleri, Anadolu mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında olduğu gibi Ortaöğretime Geçiş Sistemi (OGS) kapsamında sınavla öğrenci alıyor. Sağlık meslek liselerinde Anadolu meslek ve meslek lisesi programları kabul edilmesine rağmen, sadece İstanbul'daki Validebağ Anadolu Sağlık Meslek Lisesi'nde Anadolu meslek lisesi programı, diğer sağlık meslek liselerinde ise meslek lisesi programları uygulanıyordu. Yetkililer, sağlık meslek liselerinin eğitim süresinin dört yıl olduğunu belirterek, bu liselerin sınavla öğrenci aldığını vurguladı. Sınavla öğrenci almayan ticaret meslek lisesinde okuyan bir öğrencinin, sağlık meslek lisesine geçmek için başvuruda bulunabildiği belirtilerek, bu durumun sıkıntı oluşturduğu ifade edildi. Son yıllarda özel hastanelerin sayısının artmasıyla sağlık meslek lisesi mezunlarının işe girme fırsatının daha da artmasıyla bu okullara talebin arttığı, böylece bu okullara giriş puanlarının da yükseldiği belirtildi. Yetkililer, okulların isimlerinin değiştirilmesiyle eğitim süresinde bir değişiklik olmadığını, sadece yabancı dil ders saatinde bir artış olacağını söyledi. 2009-2010 eğitim-öğretim verilerine göre, 280 sağlık meslek lisesi ve bir Anadolu sağlık meslek lisesi olmak üzere toplam 281 okulda, 58 bin 264 öğrenci eğitim görüyor.

Akıllı Sepet'le Kolay Alışveriş...

Diyarbakırlı öğrenciler, marketlerde alış-verişi büyük oranda rahatlatacak bir projeye imza attı.

Rona Cansu Kavar ve Rozerin Bayrak'ın hazırladığı Barkot Okuma Sistemi projesi TUBİTAK'ın Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri arasında bölge birincisi seçildi.
Diyarbakır Rekabet Kurumu Cumhuriyet Fen Lisesi öğrencileri proje dalında büyük bir başarıya imza attı. Okul, TÜBİTAK Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri yarışmasına 14 fizik projesi katıldı. Bilim jürisinin yaptığı değerlendirmede Rekabet Kurumu Cumhuriyet Fen Lisesi'nin Barkot Okuma Sistemi, Enerjinin Kablosuz Aktarımı ve Hava Yastıklı Motorcu Yeleği olmak üzere 3 projesi kabul edildi.
Kabul edilen ve bölge birincisi seçilen Barkot Okuma Sistemi, günlük hayatta alış-verişi kolaylaştırma adına önemli olarak görüldü. Sistem alış-veriş merkezlerinde kasalarda yığılmayı engellemeyi, sepetlere özellik kazandırmaya hedefliyor. Sepete eklenecek bir cihaz, müşterinin ürünün fiyatını, ne kadar alış veriş yaptığının tutarını anında görebilecek. Müşterinin sepette gördüğü rakam aynı zamanda radyo dalgaları aracılığıyla kasaya iletiliyor. Böylece alış-verişten sonra müşterinin tekrar kasada sıraya girmesine ve ürünleri okutmasına gerek kalmıyor.
Projenin danışmanı fizik öğretmeni Nihat Göger, öğrencileriyle birlikte proje üzerinde günlerce çalıştıklarını söyledi. Araç gereç tamamen dışarıdan alarak sistemi kurduklarını anlatan Göger, bunun için dizüstü bilgisayar ve bluetoothdan yararlanarak denemeler yaptıklarını söyledi. Sistem sayesinde insanların sırada beklemekten kurtulacağını dile getiren Göger, projenin hayata geçirilmesi durumunda alış-veriş merkezlerindeki kasalardan birkaç tanesinin yeterli olabileceğini belirtti. Öğrenciler Rona Cansu Kavar ile Rozerin Bayrak ise projelerinin birinci olmasından dolayı mutlu olduklarını dile getirdi. Öğrenciler, çalışmalar aşamasında kendilerine yardımcı olan Dicle Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Fakültesi ve öğretmenlerine teşekkür etti. Öğrenciler, 29 Nisan - 5 Mayıs tarihleri arasında TÜBİTAK'ın Ankara Altın Park'ta düzenleyeceği Türkiye Geneli Bölgelerarası Proje Yarışması'na katılacak.

Gül ÖSYM Başkanı'nı Köşkte Kabul Etti...

Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde kabul ettiği ÖSYM Başkanı'na sınav merkezleri ile ilgili uyarılarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'ı, Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül, ÖSYM Başkanı Yarımağan'ı köşke davet ederek, 2010 Yükseköğretime Geçiş Sınavında (YGS) bazı adayların farklı illerdeki sınav merkezlerinde sınava girmeleri konusunda bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Gül'ün sunulan bilgilerden ''ikna olduğu'' belirtilen açıklamada, ''Sayın Cumhurbaşkanımız kabulde, gelecek yıl aynı sorunların yaşanmaması için, ÖSYM Başkanı Prof.Dr. Ünal Yarımağan'a bazı illerde sınav merkezlerinin kapasitelerinin hızla artırılması talimatını vermişlerdir'' denildi. Açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül'ün, kamuoyunun doğru bilgilenmesi amacıyla ÖSYM Başkanı Yarımağan tarafından kendisine sunulan bilgi notunun olduğu gibi yayımlanmasını istediği de bildirildi. -''KIBRIS YA DA EDİRNE GİBİ UZAK BİR MERKEZDE SINAVA GİREN YOK''- Cumhurbaşkanı Gül'e sunulan bilgi notunda, YGS'ye girmek için başvuran 1 milyon 512 bin 450 adaydan sınava girmek istedikleri merkezlere ilişkin birinci ve ikinci tercihlerinin başvuruları sırasında alındığı belirtildi. Sınav yapılan 152 merkezden 142'sinde sınav kapasitesi yeterli olduğu için, bu merkezleri ilk tercihlerinde isteyen adayların atamalarının birinci tercihlerine yapıldığı bildirilen açıklamada şöyle denildi: ''10 Sınav Merkezinin kapasiteleri ise bu merkezleri birinci tercihinde isteyen adaylar için yetersiz kalmıştır. Bu merkezler Hakkari, Van, Şırnak, Batman, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Gebze ve Nazilli'dir. Sınav kapasitesi yetersiz kalan bu merkezleri birinci tercihinde isteyen yaklaşık 159 bin adayın yaklaşık 133 bini birinci tercihinde istediği merkezde sınava girebilmiş, yaklaşık 8 bin aday ikinci tercihinde istediği merkezde sınava girmiş, yaklaşık 17 bin aday ise adres iline yakın olan bir merkezde sınava girmek zorunda kalmıştır. Birinci tercihinde sınav kapasitesi yetersiz olan 10 merkezden birinde sınava girmek istediğini belirten yaklaşık 159 bin adaydan, birinci tercihinde istediği merkezde sınava girecek 133 bin aday seçilirken başvuru sırasında son sınıf öğrencisi olan (2009-2010 ders yılı sonunda mezun olabilecek) adaylara öncelik verilmiştir. Bu durumda tercih yaptığı iki merkez dışında sınava girmek zorunda kalan yaklaşık 17 bin aday, başvuru sırasında ortaöğretim kurumlarından mezun durumunda olan (2010 öncesi mezun olmuş) adaylar arasından kura ile seçilmiştir. Basında adayların cezalandırılmak için uzak merkezlere gönderildiği, adaylar arasında Kıbrıs ve Edirne gibi çok uzak merkezlere gönderilenlerin olduğuna ilişkin haberler yer almıştır. Bu haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi yapılan işlemlerin tek nedeni çoğu Güneydoğu Anadoludaki belirli sınav merkezlerindeki kapasitenin yetersizliğidir. Kapasite yetersizliği nedeniyle yaklaşık 8 bin aday ikinci tercihinde belirttiği merkezde sınava girmiş, yaklaşık 17 bin aday ise istekte bulunduğu merkezler dışında, adres iline yakın ve kapasitesi yeterli bir merkezde sınava girmiştir. Bu 17 bin aday arasında Kıbrıs ya da Edirne gibi uzak bir merkezde sınav giren tek bir aday bile yoktur. Yapılan incelemelerde, birinci tercihinde Mardin ya da Şırnak'ta sınava girmek istediğini belirten dört adayın ikinci tercihinde Lefkoşa'da sınava girmek istediğini belirttiği ve bu dört adayın ikinci tercihinde istediği Lefkoşa'da sınava girdiği tespit edilmiştir. Kısaca, istemediği halde, sınava girmek için Kıbrıs'a gönderilen hiçbir adayın bulunmadığı görülmüş.'' (aa)

15 Nisan 2010 Perşembe

ABD'de Osmanlı Haritaları Sergisi...

Piri Reis'ten Katip Çelebi'ye Osmanlı Haritaları Sergisi, Başbakan Erdoğan tarafından Washington'da açıldı.


Bahçehir Üniversitesi'nin önemli bir projesi daha Washington'a ulaştı. 2009 Uluslararası Katip Çelebi Yılı etkinlikleri kapsamında Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM) tarafından 400. doğum yıldönümü anısına Piri Reis'ten Katip Çelebi'ye Osmanlı Haritaları Sergisi dün Washington'da Marriot Hotel Sergi Salonu'nda açıldı.
Serginin açılışını Nükleer Güvenlik Zirvesi için ABD'de bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerçekleştirdi.
Başbakan Erdoğan, serginin açılışında yaptığı konuşmada, 16. yüzyılda Piri Reis tarafından adeta uydudan çekilmiş gibi son derece şaşırtıcı bir doğrulukta hazırlanan haritaların, Katip Çelebi'nin eskiz çalışmalarının o dönemde Osmanlı Devleti'nin gücünü ve vizyonunu göstermesi bakımından son derece önemli olduğunu söyledi.
Erdoğan, 'Şunu vurgulamak istiyorum, bizim tarihimizde ve medeniyet tasavvurumuzda kalem her zaman kılıcın önünde olmuştur. Kılıcın yani silahların zorla baskıyla tehditle kapıları açtığı çağlarda bizim medeniyetimiz, topraklar fethetmenin ötesinde, kalpleri fethetmenin mücadelesi içinde olmuştur'' diye konuştu.
Erdoğan şöyle devam etti: 'Esasen dünyamız ne kadar küçük olsa da hepimize yetecek kadar geniş olduğunu, büyük olduğunu da görmek durumundayız. Doğu-Batı, Kuzey-Güney gibi ayrımların dün olduğu gibi bugün de sadece birer coğrafi terim olarak kalması bizim en büyük arzumuz.' Serginin açılışına Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da katıldı. OSMANLI'NIN BAKIŞI
Serginin açılışının ardından '17. Yüzyıl Osmanlının Dünyaya Bakışı' konulu bir de panel düzenlendi. Panele Chicago Üniversitesi'nden Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. Cornell Fleisher'ın moderatörlüğünde gerçekleşen panele, Princeton University'den Prof. Heath Lowry, Chicago Üniversitesi'nden Dr. Robert Dankoff ve Prof. Gary Leiser katıldı. SERGİ DÜNYAYI DOLAŞIYOR
BahçeŞehİr Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM) tarafından hazırlanan Pir” Reis'ten Katip Çelebi'ye Osmanlının Dünya'ya Bakışı Harita Sergisi'ne Kültür ve Turizm Bakanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu sekreterliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Destek verdi. Sergi, bugüne kadar ABD'de California, Paris, Şam ile yurtiçinde İstanbul ve Ankara olmak üzere Bilecik, Mardin, Diyarbakır, Batman, Siirt'te sergilendi. Sergi, Osmanlı coğrafya ve haritacılığına büyük katkılarda bulunmuş olan Piri Reis - Katip Çelebi ekseninde Osmanlı'nın dünyaya bakışını, ulusal ve uluslararası platformlarda özgün bir sergi ile değişik basım, yayım, bilişim ve iletişim yol ve araçlarını kullanarak geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor.
Sergide 70 x 100 ebadında Osmanlı öncesinde başlayarak, 17. yüzyılın sonuna kadar üretilmiş ya da kullanılmış haritalarının 53 adet reprodüksiyonu yer alıyor. Sergi 18 Nisan'a dek sürecek.

Anne 'Çocuğum Dövüldü' dedi Baba Yalanladı...

Özlem Ö. isimli veli oğlunun okulda öğretmeni tarafından dövüldüğünü iddia etti. Çocuğun babası ve okul yönetimi ise böyle birşey yok dedi.

Maltepe Coşkun Koleji Yaşar Cimilli İlköğretim 5. Sınıf öğrencisi E.D.'nin annesi çocuğu ile 6 arkadaşının öğretmeleri tarafından bir sınıfa kapatılıp dövüldüğü iddia etti. Ayrı yaşıyan eşi iddiayı yalanladı. Öğretmen ise istifa etti. Dün Maltepe Polis Merkezi'ne giderek okul yönetiminden ve öğretmeninden şikayetçi olan Özlem Ö., oğlunun olanları ağlayarak anlattığını iddia etti. Fatih Sultan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevkedilen 11 yaşındaki E.D.'ye kolunda 1,5 cm çürük olduğuna dair rapor verildi. E.D:'nin babası, Özlem Ö.'nün eski eşi M.D. ile okul yönetimi ve öğretmen iddiayı yalanladı. E.D'nin velisi görünen baba M.D., çocukların öğretmenlerini çok sevdiğini bildirdi. Ancak E.D. ile arkadaşlarını dövdüğü iddia edilen öğretmen Ferruh K. istifa etti. (Vatan)

Öğrenci Meclisi'ne 23 Nisan Ayarı...

Daha önce 23 Nisan tarihine denk gelen ve alternatif kutlama eleştirilerine hedef olan TBMM Öğrenci Meclisi bu yıl 19 Nisan’da toplanıyor.

Bülent Arınç'ın Meclis başkanlığı döneminde imam hatipli ve bıyıklı öğrenciler ile gündeme gelen TBMM Öğrenci Meclisi bu yıl 19 Nisan'da toplanacak. Tarih değişikliği ile daha önce 23 Nisan tarihine denk getirilip alternatif kutlama yapıldığı eleştirilerine de son verilmesi hedefleniyor. Ev sahipliğini TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ve Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun yapacağı özel birleşime 81 ilden öğrenci temsilcileri katılacak. Diyanet İşleri Başkanlığı, önceki yıllarda Milli Egemenlik Haftası ile Kutlu Doğum Haftası'nın çakıştığı ve eleştirilere neden olması üzerine Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde ayarlama yaptı. Kutlu Doğum Haftası'nın 23 Nisan'a denk gelmeyecek şekilde 14-20 Nisan tarihleri arasında kutlanması kararlaştırıldı. 14 KIZ ÖĞRENCİ Kutlu Doğum Haftasının önceki yıllarda 20-26 Nisan arasında yapılması, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına alternatif kutlama” olduğu gerekçesiyle tepki çekmişti. Bu yılki öğrenci meclisinde sadece 14 kız öğrenci var. Biri kız, toplam 5 imam hatip lisesi öğrencisi de mecliste yer alacak. Karaman, Erzurum, Giresun, Siirt, Zonguldak illerini, imam hatipli öğrenciler temsil edecek. Türkiye Öğrenci Meclisi'nin 2006 yılındaki oturumunda geçici başkanlık koltuğuna 21 yaşındaki Erzurum Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi İbrahim Seyhan oturmuş ve “Önümüze engel değil, dağ değil, taş değil, ne koyarsanız koyun biz zirveye çıkacağız” demişti. Bu sözler tepki yaratırken, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Seyhan için “bıyıklı çocuk” tabirini kullanmıştı.

Yıkılmak Üzere Olan Okulda Eğitim Yapılıyor...

Heyelan bölgesi ve dere yatağına inşa edilen okul, yanı başındaki bir inşaat nedeniyle kayıyor. Alınan tek önlem, konulan trafik konileri ve plastik şerit.

İstanbul'un en yüksek puanla öğrenci kabul eden okullarından Beylikdüzü'ndeki Yaşar Acar Fen Lisesi'nde skandal. Heyelan bölgesi ve dere yatağına inşa edilen okul, yanı başındaki bir inşaat nedeniyle kayıyor. Alınan tek önlem, okul çevresine konulan trafik konileri ve plastik şerit.Binlerce öğrencinin eğitim görebilmek mücadele ettiği İstanbul'un üç fen lisesinde biri olan Yaşar Acar Fen Lisesi'nde öğrenciler tehdit altında. Beylikdüzü Kavaklı'da iki yıl önce hizmete açılan Yaşar Acar Fen Lisesi'nin hemen yanı başında Kızılay Hastanesi'nin inşaatına başlandı. Ancak inşaat yarım bırakıldı. Heyelan bölgesine kuralan fen lisesi bu nedenle etkilenerek Salhane Deresi'ne doğru kaymaya başladı. Okul bahçesinin zemini ve ön cephesinde ürküten yarıklar oluştu. Yaşanan durum üzerine alarma geçen okul yönetimi acil önlem alınması için Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvuru yaptı. Ancak alınan yanıt 'Ödenek bulamıyoruz' oldu. Devreye giren Beylikdüzü Belediyesi ise okul önünde çatlayan yolun çevresini etrafını trafik konileriyle kapattı. Heyelanlı bölgeye yapılan liseyle ilgili tartışmalar devam ederken, Fatinoğlu Fen Lisesi de bu okula bitişik bir şekilde yükselmesi yetkililerin deprem ve selden ders çıkarmadığını gösterdi. Okul Müdürü Sinan Cansabuncu, yaşanan tehlikeye sessiz kalınmasına isyan ediyor. Cansabuncu, seslerini kimseye duyuramadıklarını belirterek şunları söyledi: 'Yanımızdaki inşaat iki yıldır temeli atılarak bırakıldı. Çukur nedeniyle bizim okulumuzda da kayma oluyor. Yol da çökmek üzere. Biz bütün birimlere gerekli yazıları yazdık. İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, incelemeler de yaptı. Burada okuyan öğrencilerimiz 100 sorudan 95 net yaparak burayı kazanıyorlar. İleride önemli meslek sahipleri olacaklar. Onlara 'Böyle inşaat yapmayın' diye öğütlerde bulunuyoruz. Buraya öncelikli olarak acilen istinat duvarı yapılması lazım. Biraz daha geç kalınırsa dereye ineceğiz. Belediyenin fen işleri müdürlüğü de burada inceleme yaptı. Onlar da duba dikip gittiler. Ya burayı sağlamlaştırsınlar ya da bize başka bir yer göstersinler' dedi. ÖDENEĞİMİZ YOK NE YAPALIM
Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürü İkram Kayapınar ise 'Belediye ile hayırsever işadamı arasında imzalanan protokole uyulmamış. Protokol gereği okulun yanında bir de öğrenci pansiyonu yapılması gerekiyordu. Belediye bunu yapmadı. Kızılay buraya hastane yapacaktı. Temelini attılar ama yarım bıraktılar. Biz de orayı 27 yıllığına onlardan devraldık. İnşaat nedeniyle yoldan kopmalar var. Burasının yapılması için acilen 1 milyon 600 TL'ye ihtiyacımız var. Bu görüntü güzel değil. Oranın huzursuzluğuyla günüm geçiyor. Herkese söyledim. Herkesin haberi var ancak ödenek yok' şeklinde konuştu.
Heyelan bölgesine yapılan okullarla ilgili çalışmalar yapan CHP eski İstanbul İl Delegesi Dr. Ali Şeker ise,'Zemini sağlam arazilere konut yapılırken heyelanlı bölgeyi eğitim vadisi yaptılar. Bu okullar ilime ve bilime aykırı yükseliyor. Burası hem heyelanlı bölgedir hem de dere yatağındadır. Yeni okulların yapılacağı da söyleniyor. Bir an önce bu okulların buradan kaldırılması gerekiyor. Bir öğrencinin kılına zarar gelmeden önlem alınsın. Yoksa olası bir deprem ve sel baskınında geç kalınmış olacak. ' dedi. SORU ÖNERGESİ VERİLDİ
CHP, İmar Komisyonu'nun yanıtlaması için dere yatağına yapılan liselerle ilgili olarak soru önergesi verdi. Soru önergesinde mevcut zemin etütlerinin çelişkili olduğu ifade edildi. (Akşam)

İki Genç Kız Okula Gönderilmedikleri İçin İntihar Etti...

Gaziantep ve Adana'da iki kız öğrenci ailesinin okula göndermemesi yüzünden intihar girişimde bulundu. Biri hayatını kaybetti diğeri ise son anda kurtarıldı.

Gaziantep'te, ailesinin liseye gitmesine izin vermediği Gamze Ç. (14) kendini asarak intihar etti. Adana'da ise lise öğrencisi Ayşe Ö. (18) babası okula gitmesini engellediği için tabancayla intihar girişiminde bulundu. Gaziantep ve Adana'da yaşayan iki genç kız, ailelerinin okula gitmelerine izin vermediği gerekçesiyle ölmek istedi. İçlerinden biri hayatını kaybetti, diğeri ise kurtarıldı. İlk haber Gaziantep'ten geldi. Gaziantep'in Kıbrıs Mahallesi'nde yaşayan Ertuğrul Gazi İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi Gamze Ç. (14) ailesinin kendisini okula göndermek istememesi üzerine bunalıma girdi. Ailesiyle ortaokulu bitirince liseye devam etme konusunda tartıştığı iddia edilen Gamze Ç. önceki gün ağabeyinin karate elbisesinin kuşağıyla kendini tavana astı. Anne Gülşen Ç. kızına bakmak için odaya girdiğinde tavanda asılı olduğunu gördü. Eşinin çığlığı üzerine odaya gelen baba Cuma Ç., kuşağı keserek kızını yere indirdi. Hastaneye kaldırılan genç kız kurtarılamadı. BABA GÖZALTINDA İkinci olay ise Adana'da yaşandı. Merkez Seyhan İlçesi Gürselpaşa Mahallesi'nde oturan Gürselpaşa Endüstri Meslek Lisesi 2. sınıf öğrencisi Ayşe Ö. (18), dün sabah okula gitmek isteyince ailesi tarafından engellendi. Bunun üzerine bunalıma giren Ayşe Ö. odaya kapandı ve babasının evde bulundurduğu ruhsatsız tabancayı göğsüne dayayarak ateşledi. Silah sesi üzerine odaya giren yakınları genç kızı kanlar içinde bulunca, işe giden baba Şehmus Ö.'ye (41) haber verdi. Kaldırıldığı hastanede ameliyata alınan Ayşe Ö. hayati tehlikeyi atlattı. Olayda kullanılan tabancayı bulamayan polis, baba Şehmus Ö.'yü gözaltına aldı. (Habertürk)

12 Nisan 2010 Pazartesi

Matematik Testinin Hatalı Sorusu İncelenecek...

ÖSYM, YGS'de hatalı olduğu iddia edilen Matematik Testinin 20. sorusunun inceleneceğini, kararın 1 haftaya kadar verileceğini söyledi.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) Temel Matematik testinin hatalı olduğu iddia edilen 20. sorusunun uzmanlara inceletilmesinden sonra iptal edilip edilmeyeceğine karar verileceğini kaydetti. Yarımağan, ''Biz soruyu hocalarımıza, uzmanlara inceletiriz, ondan sonra kararımızı veririz. En geç bir haftada karar veririz'' diye konuştu. (aa)

Sınavsız Üniversiteler Geliyor...

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversitelerde bazı bölümleri sınavsız girilebilir hale getirmek için çalıştıklarını bildirdi... İşte o bazı bölümler.

Özcan, ODTÜ Geliştirme Vakfı Lisesi son sınıfta okuyan oğlu Ömer Baran'ı YGS'ye gireceği ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi'ne getirdi.Özcan, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'ın üniversitelerde bazı bölümlere sınavsız girilmesine dair önerisi var. Bu mümkün mü?" sorusu üzerine Özcan, şöyle konuştu: "Bazı bölümlerin o türden sınavsız girilebilen bölümler haline getirilebilmesi mümkün. Bir müddetten beri onun üzerinde düşünüyoruz, hangi bölümler böyle olabilir diye. Mesela Almanya'da hukuk tahsili böyle biliyorsunuz.Herkes hukuka girebilir, başarılı olanlar devam eder, başarısız olanlar ayrılır.Onun gibi biz de bazı bölümleri imtihansız girilebilir hale getirmek için çalışıyoruz." Özcan, "Bu ne kadar sürede gerçekleştirilir?" sorusu üzerine "Arz ve talebi biraz dengelersek kolay olacak. Oraya biraz yaklaştık. Birkaç yıl içerisinde tamamen mezun olan öğrenciler için üniversitelerimizde yerimiz olacak. O zaman bu türden sınavsız geçiş yapmak mümkün olacak" dedi.Gazetecilerin sorusu üzerine Baran Özcan da heyecanlı olduğunu söyledi."Bu sınav sistemi nedeniyle babana bir öfken var mı?" sorusuna Baran Özcan gülümseyerek, "Öfkem yok" yanıtını verdi. Baran Özcan, "Bu ülkedeki her vatandaş sınava girmek zorunda. Babam en iyisini bilir" dedi.Baran Özcan, Bilkent Üniversitesi'nin burslu İşletme programında okumak istediğini ifade etti."Bu sistem sizi olumsuz etkiledi mi?" sorusuna Baran Özcan, "Fikrim yok, göreceğiz" yanıtını verdi. Gazetecilerin Baran Özcan'a "sınava sıkı çalışıp çalışmadığını" sormaları üzerine baba Yusuf Ziya Özcan araya girerek, "Biraz çalıştı gibi. Ne kadar sıkı bilmem ama" dedi.Yusuf Ziya Özcan, oğluna ne gibi telkinlerde bulunduğunun sorulması üzerine, "Devamlı çalışmasını ve motivasyonunu kaybetmemesi gerektiğini söylediğini" kaydetti.Yusuf ziya Özcan, heyecanlı olup olmadığını soran gazetecilere, "Her veli gibi ben de biraz heyecanlıyım" diye konuştu.Özcan, soru üzerine oğlunun sınavdan çıkışını beklemeyeceğini, bir programı nedeniyle yurtdışına çıkacağını söyledi.Yusuf Ziya Özcan, oğlu Baran ile saat 09.15 sıralarında sınava girecekleri ODTÜ Fizik Bölümü'nün bulunduğu binaya geldi. Baran'ı annesi ve kardeşi de yalnız bırakmadı.Yusuf Ziya Özcan, oğlu Baran sınav binasına girerken kalem ve silgisinin yanında olup olmadığını sordu ve daha sonra oğluna sarılıp öperek, başarı diledi. BÜYÜK SINAV BAŞLADI: 1 MİLYON 512 BİN ADAY TER DÖKÜYOR Üniversitede okumak isteyen 1 milyon 512 bin 450 adayın katıldığı ve bu seneden itibaren iki aşamalı uygulanacak olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) başladı. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, tüm sınav merkezlerinde sınavın sorunsuz başladığını bildirdi. Üniversiteye girişte getirilen yeni sistemin ilk kez uygulandığı YGS, Türkiye'de tüm il ve bazı ilçe merkezleri ile KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da saat 10.00'da başladı. Sınav, toplam 5 bin 183 binada, 79 bin 973 salonda gerçekleştiriliyor. Sınavda bina sorumlusu, bina yöneticisi, salon başkanı, gözetmen, denetmen, hizmetli ve nakil kuryesinden oluşan toplam 234 bin 94 kişi görev alıyor. Adayların çoğunluğu, sabah erken saatlerden itibaren sınav yerlerine geldi. Sınav binalarının bulunduğu cadde ve sokaklarda trafik yoğunluğu yaşandı. Binaların bahçesinde sınav saatini bekleyen çoğu adayın heyecanını, birlikte geldikleri aileleri ve yakınları yatıştırmaya çalıştı. Adaylar, kimlik ve güvenlik kontrolleri yapılarak salonlara yerleştirildi. Yerleştirme işlemlerinden sonra salon başkanı adaylara sınavda uyulacak kuralları hatırlattı ve önce cevap kağıtları ardından soru kitapçıkları dağıtıldı. Sınavda adaylara, Türkçe, Sosyal Bilimler, Temel Matematik ve Fen Bilimleri testlerinin her birinden 40'ar soru yöneltiliyor. Tek oturumda tamamlanacak sınav 160 dakika sürecek.