19 Ocak 2010 Salı

Burdur'a Fen Lisesi...

2010–2011 eğitim öğretim yılında ilk öğrencilerini alacak olan fen lisesi, bir süre Veteriner Fakültesi binasında hizmet verecek. AKP Burdur Milletvekilleri Bayram Özçelik ve Mehmet Alp, yaptıkları ortak açıklamada, Burdur'un fen lisesi talebi resmi olarak onayladı. Konuyla ilgili bilgi veren milletvekilleri, "İstasyon Caddesindeki eski Kız Meslek Lisesinin bulunduğu binada eğitim ve öğretim vermekte olan Veterinerlik Fakültesi, Haziran ayında kampus alanındaki modern binalarına taşındıktan sonra, bu binamızda Fen Lisesi açılması teklifimiz Bakanlığımızca onaylanmış durumdadır" dediler. 2010-2011 yılında Burdur Fen Lisesi eğitim ve öğretime başlayacağı resmi olarak açıklayan vekiller, ayrıca "Burdur halkı adına, Milli Eğitim Bakanı ve bürokratlarına ve Başbakan Erdoğan'a teşekkür ederiz” diye konuştular.

Yurt Kapasitesi 300 Yatağa Ulaşacak...

Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, yurt yapıp işletme konusunda teşvik getirmek istediklerini söyledi.
Özak, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özak, bir gazetecinin, yeni yurtların yapılması konusunda teşvik uygulanıp uygulanmayacağı yönündeki sorusuna karşılık, Türkiye'de 2 milyon üniversite öğrencisi bulunduğun , ancak yatak kapasitesinin 230 bin olduğunu bildirdi. Bakan Özak, 65 bin yeni yatağın 2011 yılına kadar hizmete gireceğini belirterek, şöyle devam etti: ''2011 yılına kadar yurtlarımızdaki yatak kapasitesinde 300 bini bulacağız. Her yere üniversite kurduk. Üniversite sayısı iki kat arttı. Gerek kamu, gerek vakıf üniversitesi. Üniversite kurmak, bilimin, teknolojinin muasır medeniyetlerin bir gereği ama üniversite kurmakla olmuyor, buralara yurt yapmak lazım. Kendi bütçemizden, fonlarımızdan çok hızlı yurt yapmaya çalışıyoruz. Bunların yanında özellikle bazı illerde kiralık ev bulmada sorunlarımız var. Özel yurt yapıp işletme konusunda teşvik getirmek istiyoruz. Özel sektöre diyeceğiz ki 'Şu illerde yurt yaparsanız, size şu kadar vergi muafiyeti tanıyabiliriz'. Yüzde 100 eğitime katkıda, okul yap devlete bağışlada vergi matrahında indirim vardı. Bunu Ali Babacan Bey, Mehmet Şimşek Bey ve Başbakanımızın talimatıyla konuşacağız. Yani yurt yapıp devlete hibe eden vatandaşlarımızın, ticaret yapıyorsalar vergiden indirmeleriyle ilgili ne yapabiliriz, yani matrahtan değil bakın, biraz daha iyi şartlar onlara sunabilir miyiz bunu çalışmamız gerekiyor. Bu konuda yapmamız gereken işler var.'' Özak, yurt konusunda en büyük sıkıntıyı, yeni üniversite kurulan illerde yaşadıklarını bildirdi. Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, YURTKUR'a ait yurtların depreme karşı güçlendirilmesi için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti. ANTALYA'DAKİ SPOR KOMPLEKSİ İNŞAATI Bakan Özak, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın Türkiye'de yapılması halinde Antalya'da yapılacak çalışmalarla ilgili soru yöneltilmesi üzerine, Antalya'da eski Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel zamanında üretilen proje gereği müteahhidin çalışmaya başladığını, ancak yerel yönetim değişikliğiyle bunun durdurulduğunu hatırlattı. Mahkeme kararıyla planın iptal edildiğini, ancak iptalin iptaliyle inşaatın devam edebileceğini belirten Özak, şöyle konuştu: ''Sayın Başbakanımız Türkiye'deki bütün statların yenilenmesini istiyor. Buna Trabzon dahil, Sivas dahil, Eskişehir, Konya dahil. İstanbul'da bile tamam bir stadımız yok. Seyrantepe tamamlanmaya çalışılıyor. Olimpiyat Stadı'nı yenilemeye çalışıyoruz. Ankara'ya da yapmamız gerekiyor ama Antalya konusunda henüz aldığımız bir yol yok. Henüz düşünce aşamasında.'' Devlet Bakanı Özak, konuyu Karayolları İl Müdürü, Kepez Belediye Başkanı ile görüştüklerini söyledi. Buna Büyükşehirin de onay vermesi gerektiğini bildiren Özak, ''Ondan da önemlisi Ulaştırma Bakanlığımızın, Karayollarımızın buna onay vermesi lazım. Belki takasla bu arazinin alınması yapılabilir. Daha sonra da hangi modelle yapılacak, bir önceki model mi olacak, genel bütçeden mi olacak onu beraber çalışacağız'' dedi.

Koç Holding'e Uluslararası Ödül...

Koç Holding “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” Projesi ile gümüş ödülünü aldı.

Koç Holding, Amerikan İletişim Profesyonelleri Ligi (LACP) tarafından düzenlenen 2009 Magellan Ödülleri'nde “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” Projesi ile gümüş ödülünü aldı. Koç Holding tarafından yapılan yazılı açıklamada, Koç Holding'in, “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projesi ile 81 il'de, 262 okulda, 8 bin meslek lisesi öğrenciye ulaştığı belirtildi. Koç Holding'in yarım düzineden fazla ülke temsilcisinin 375 projeyle katıldığı LACP tarafından düzenlenen 2009 Magellan Ödülleri'nde “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” Projesi'yle “community relations” toplumla ilişkiler kategorisinde gümüş ödül aldığı ifade edilen açıklamada, “Meslek Lisesi Memleket Meselesi Projesi ile mesleki-teknik eğitimin ülke ekonomisi açısından önemine dikkat çekilirken, okul ve işletme bağının kurulması suretiyle, kalifiye işgücünün yetiştirilmesine katkıda bulunmak hedefleniyor. Bu doğrultuda 81 ilde, 262 okulda, 8 bin meslek lisesi öğrencisine staj destekli eğitim bursu, koçluk ve kişisel gelişim imkanları verilerek, bir yandan gençler mesleki eğitime özendiriliyor bir yandan da istihdama destek sağlanıyor” denildi. Açıklamada, projede 20 Koç Topluluğu Şirketi ve Migros'un verdiği destekle sanayi-eğitim işbirliği için önemli örnekler oluşturduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bu şirketlerin, Koç çalışanlarının bilgi ve tecrübelerinin bursiyerlere aktarıldığı koçluk buluşmaları, sektörlerin ihtiyacına göre branş bölümleri kurulması, yeni teknolojiyi barındıran laboratuarların, uygulamalı staj imkanı, kültür-sanat gezileri düzenlenmesi, gibi alanlarda destek vermektedir. 'Meslek Lisesi Memleket Meselesi' Projesi, çalışanlar tarafından koçluk ve kişisel gelişim desteği sağlanması unsuru ile 2009'da da Özel Sektör Gönüllüleri Derneği'nin 'En Başarılı Gönüllülük Projesi' ödülünü kazanmıştı.”

MEB'te Büyük Reform Hazırlığı...

Milli Eğitim Bakanlığı, önümüzdeki 5 yılın hedeflerini belirledi.. MEB'in hedefleri arasında çok önemli projeler var. İşte MEB'in hedefleri...

Milli Eğitim Bakanlığı, dershanelerin "özel okula" dönüştürülmesini teşvik edecek, YÖK, standart belirleme, koordinasyon, planlama ve denetimden sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacak. Tüm eğitim kademelerinde okullaşma oranlarının yükseltilmesi ve hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalara ağırlık verileceği vurgulanırken, istatistiklere de yansıyan eğitimde cinsiyet ayrımcılığı ve çocuk hakları konularında tüm okullarda bilinçlendirme çalışması yapılması hedefler arasında yer aldı. Stratejik Planda, okul öncesi eğitimde hedefler şöyle sıralandı: ''-Halen yüzde 33 olan okullaşma oranı 2014 yılı sonuna kadar yüzde 70'in üstüne çıkarılacak, -Kamu envanterine kayıtlı ve atıl durumdaki okul ve kurum binaları okul öncesi eğitim kurumu olarak kullanılacak, -Öğretmen ihtiyacının alan mezunlarından karşılanamaması durumunda sözleşmeli ve ücretli öğretmenler sisteme dahil edilecek, -2014 yılı sonuna kadar okul öncesi sınıf sayısı 45 bine çıkarılacak, -Okullaşma oranının nispeten düşük olduğu belde ve ilçelerde bağımsız anaokulu yapımına öncelik verilecek, -Okullaşmanın düşük olduğu bölgelerde anne-babalara yüz yüze bilgilendirme yapılacak.'' CİNSİYET AYRIMCILIĞI Planda, ilköğretimdeki hedefler anlatılırken, okullaşma oranının yüzde 100'e çıkarılması, okula devamın sağlanması ve sınıf mevcutlarının azaltılması ana başlıkları oluşturdu. İlköğretimdeki hedefler, şöyle anlatıldı: ''-Halen yüzde 98.20 olan okullaşma oranı 2014 sonuna kadar yüzde 100'e çıkarılacak, -Kız çocuklarının okullaştırılmasına özel önem verilecek. -Cinsiyet ayrımcılığı ve çocuk hakları konularında okul, ilçe ve il düzeyinde bilinçlendirme çalışmaları yapılacak. -Derslik başına düşen öğrenci sayısı 30'a çekilecek, -Bütün öğrencilerin eğitim kurumlarında koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanması sağlanacak. YİBO'LARDA DUŞ VE ODA SİSTEMİNE GEÇİLECEK -Taşımalı ilköğretim uygulamasının hizmet kalitesi artırılacak. Yatılı İlköğretim bölge okullarının kullanım kapasitesi 2014 sonuna kadar yüzde 90'ın üzerine çıkarılacak ve burs hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısı her yıl yüzde 5 oranında artırılacak, -Öğrencilerin çağa uygun ortamlarda barınabilmeleri için, 2014'e kadar genel banyo bulunan YİBO'ların banyoları duş sistemine ve koğuş tipi yatakhane bulunanların ise oda tipine dönüştürülmeleri sağlanacak, KAPALI OKULLAR SATILACAK -Ülke genelinde kapalı bulunan yaklaşık 16 bin okuldan ihtiyaç dışı olanlar, kamu kurum ve kuruluşlarına devredilecek veya satılacak. İhtiyacı karşılamayan ancak bulunduğu konum itibarıyla çok değerli olan okulların satılabilmesi ve elde edilen gelirle sadece okul yapılabilmesine yönelik çalışma yapılacak, -İlköğretimde İkili eğitimden tekli eğitime geçilecek, -Her öğretmen en az beş yılda bir hizmet içi eğitim faaliyetine katılacak.'' ORTAÖĞRETİMDE HEDEFLER Ortaöğretimdeki 5 yıllık hedeflerde de ağırlıkla okullaşma oranının ve okula devamın artırılması ile mesleki eğitimde okullaşmanın artırılması üzerinde duruldu. Ortaöğretimdeki hedefler de şöyle belirlendi: ''-Ortaöğretimde yatay ve dikey geçişlere imkan veren esnek yapıya geçilecek, -Okullaşma oranlarındaki bölgesel farklılıklar giderilerek, brüt okullaşma oranı yüzde 90'ın üzerine çıkarılacak, -Ortaöğretime ve üniversiteye giriş sistemi, ''okul başarısına dayalı ve eğitim programlarıyla daha uyumlu ve okul dışı öğrenmeye ihtiyaç duymayacak bir yapıya'' kavuşturulacak, OKUL PANSİYONLARINDA AÇIK BÜFE KAHVALTI -Okul pansiyonlarında sabah kahvaltılarının açık büfe şeklinde verilmesi için çeşitli uygulamalarla öğrencilerin pansiyon hizmetlerinden memnuniyet oranı artırılacak, -Sayısı 3 bin 283'ü bulan özel öğrenci yurtlarının yaygınlaştırılmasına çalışılacak, -Mesleki ve teknik eğitimde okullaşma oranı 2014 sonuna kadar yüzde 50'ye çıkarılacak.'' ÖZEL OKULLAR VE DERSHANELER Özel öğretim kurumlarının örgün eğitim içindeki payının yükseltilmesine ilişkin hedefler, Stratejik Plan'da ayrı bir başlıkta ele alındı. Planda, dershane kurucularının geleceğe dönük yatırım planlarının özel okullara yönlendirilmesinin sağlanacağı vurgulandı. Bu kapsamda, özel öğretimdeki hedefler şöyle sıralandı: ''-MEB'e bağlı örgün özel öğretim kurumları oranı yüzde 5.21'den yüzde 9'a çıkarılacak, -Ortaöğretim ve yükseköğretime hazırlık dershanelerinden özel okula dönüştürülebilecekler saptanarak, 2014 sonuna kadar yüzde 70'inin özel okula dönüştürülmesi teşvik edilecek, -Bağımsız binaya sahip olmayan dershanelerin okula dönüşümünde uzlaşmacı yöntemler oluşturulacak, -Dershaneleri özel okula dönüştürmeye yönelik olarak teşvikler (arsa tahsisi, vergi muafiyeti vb.) içeren yeni mevzuat geliştirilecek. Mevzuat düzenlemesiyle okullara yönelik mevcut ve yeni teşviklerin dönüşüm tercihi yapacak dershaneler tarafından kullanılmasına imkan tanınacak Dershane personelinin dönüşümden olumsuz etkilenmemesi sağlanacak.'' YÖK ''YKK'' OLACAK Stratejik Plan'da yükseköğretim alanındaki şu hedeflere yer verildi: ''-Yurt dışına lisansüstü öğrenim görmek için gönderilecek öğrenci sayısı her yıl yüzde 10 oranında artırılacak, -Yeni ihtisas üniversiteleri kurulması yerine belli alanlarda ağırlıklı mevcut üniversitelerin bölünerek ihtisas üniversiteleri haline getirilmesinin daha yararlı olacağı değerlendirilecek, -Üniversitelerin bulundukları bölgelerin ihtiyacını dikkate alarak ihtisaslaşmaları sağlanacak, -YÖK, standart belirleme, koordinasyon, uzun dönemli planlamadan ve denetimden sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacak. YÖK'ün Yükseköğretim Koordinasyon Kuruluna (YKK) dönüştürülmesi için sistemin tamamı gözden geçirilecek, konunun taraflarının uzlaşması halinde gerekli yasal düzenlemeler yapılacak. Akademik konularda en üst akademik organ olarak Üniversitelerarası Kurul'un yetkili olması sağlanacak, -Öğretim elemanı açığını kapatmak amacıyla yurt dışında eğitim görmüş yerli öğretim üyeleri ile yabancı akademisyenlerin Türkiye'ye gelmesi teşvik edilecek, -45 olan vakıf üniversitesi sayısı artırılacak.''

AÜ Anketinde İlginç Sonuç...

ATAUM'un ağırlıklı olarak eğitimli kesimle gerçekleştirdiği “Kamuoyu ve Türk Dış Politikası” anketinde ilginç sonuçlar çıktı..
Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin (ATAUM) ağırlıklı olarak eğitimli kesimle gerçekleştirdiği “Kamuoyu ve Türk Dış Politikası” anketi, Türkiye'de eğitimli vatandaşların yüzde 37.5'inin ABD'yi, yüzde 10.9'unun Ermenistan'ı, yüzde 10.6'sının da İsrail'i düşman ülke olarak gördüğünü ortaya koydu. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 30'u Azerbaycan'ı “dost ülke” olarak görürken Türkiye'nin dostu olmadığını düşünenlerin, yüzde 16.7'lik oranla ikinci sırada yer alması dikkat çekti. ATAUM, 31 Ekim ile 31 Aralık arasında Adana, Ankara, Artvin, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Konya ve Nevşehir'de toplam bin 32 kişiyle yüz yüze mülakat tekniğiyle “Kamuoyu ve Türk Dış Politikası Anketi” yaptı. Sorulara cevap verenlerin yüzde 81.4'ünü üniversite (lisans ve yüksek lisans) mezunları oluşturdu. Ankete katılanların yüzde 44.7'sini öğrenciler, yüzde 55.3'ünü ise kamu görevlileri, özel sektör çalışanları, akademisyenler ve diğer meslek grupları oluşturdu. -ÖNCELİKLİ GÜNDEM AB- Ankete göre, katılımcıların yüzde 23.1'i AKP Hükümeti'nin dış politikasını “tamamen başarılı” ve “başarılı” bulurken yüzde 38.3 oranında katılımcı “kısmen başarılı” buluyor. Katılımcıların yüzde 38.6'sı ise AKP'nin dış politikasını “başarısız” ve “tamamen başarısız” olarak değerlendirdi. Ankete katılanların yüzde 28'i AB ile ilişkileri dış politikada öncelikli gündem maddesi olarak görürken katılımcıların yüzde 27.7'si terörizmle mücadele konusunu, yüzde 15.8'i Ermenistan ile ilişkileri, yüzde 9.9'u ABD ile ilişkileri, yüzde 7'si de İslam ülkeleri ile ilişkileri öncelikli gündem maddesi olarak belirtti. -ABD DÜŞMAN, AZERBAYCAN DOST- Ankete göre, katılımcıların yaklaşık yüzde 30'u Azerbaycan'ı “dost ülke” olarak görürken Türkiye'nin dostu olmadığını düşünenlerin, yüzde 16.7'lik oranla ikinci sırada yer alması dikkat çekti. KKTC'nin “dost ülke” olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 15.7 ile üçüncü sırada yer aldı. Ankete katılanlar, “düşman ülke” sıralamasında ABD'yi yüzde 37.5 ile ilk sıraya koyarken katılımcıların yüzde 10.9'u Ermenistan'ı, yüzde 10.6'sı İsrail'i, yüzde 6.1'i Yunanistan'ı, yüzde 5.1'i de Fransa'yı “düşman ülke” olarak gördüklerini kaydetti. Katılımcıların yüzde 10.4'ü ise Türkiye'nin düşmanı olmadığı yönünde görüş belirtti. -"ABD, GÜVENİLMEZ, SÖMÜRGECİ ÜLKE"- Ankete katılanlara ABD'yi nasıl tanımladıkları sorulduğunda ise katılımcıların yüzde 27.4'ü ABD'yi “güvenilmez ülke” olarak tanımladı. ABD'yi “sömürgeci ülke” olarak nitelendirenlerin oranı yüzde 26.5, “stratejik ortak” olarak değerlendirenlerin oranı yüzde 25.5, “askeri müttefik” olarak tanımlayanların oranı 8.1 oldu. ABD'yi “düşman ülke” olarak tanımlayanların oranı yüzde 4.7 olarak gerçekleşirken ABD'yi “ebedi dost” olarak görenlerin oranı ise yüzde 2'de kaldı. Katılımcılar, “Türkiye ile ABD arasındaki en önemli üç sorun nedir?” sorusuna ise yaklaşık yüzde 28 oranında “Terörle mücadele”, yüzde 20 oranında “İncirlik üssünün kullanımı, yüzde 16.18 oranında “Irak'ın geleceği”, yüzde 11.43 oranında “Ermeni iddiaları”, yüzde 10 oranında da “ABD-İran ilişkileri” yanıtını verdi. -AB ÜYELİĞİNE DESTEK ORANI YÜZDE 55- Ankete göre, katılımcıların yüzde 28.9'u Türkiye'nin “Avrupa ülkesi” olduğunu belirtirken, yüzde 22.6'sı Türkiye'yi “Türk Cumhuriyetlerinden biri” olarak tanımlıyor. Türkiye'nin “İslam ülkesi” olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 15.5 olurken katılımcıların yüzde 11.4'ü Türkiye'yi “Orta Doğu ülkesi”, yüzde 8.7'si “Akdeniz ülkesi”, yüzde 8.6'sı ise “Asya ülkesi” olarak tanımlıyor. Ankete katılanların yüzde 55.3'ü “Türkiye'nin AB'ye üye olmasını istiyor musunuz?” sorusuna “kesinlikle evet” ve “evet” yanıtını verirken yüzde 25.2'si ise “hayır” ve “kesinlikle hayır” yanıtını verdi. “Fark etmez” şeklinde görüş bildirenlerin oranı ise yüzde 16.1 olarak gerçekleşirken yüzde 3.4 oranındaki katılımcı ise “fikrim yok” yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 32.8'i AB'ye tam üyeliğin “hiçbir zaman” gerçekleşmeyeceği yönünde görüş belirtirken yüzde 20.5'i olası bir üyeliği “5-10 yıl sonra”, yüzde 17.1'i “11-15 yıl sonra”, yüzde 9.5'i “16-20 yıl sonra”, yüzde 15.2'si “20 yıldan fazla” bir sürede gerçekleşeceğini düşündüğünü belirtti. Türkiye'nin 5 yıldan az bir sürede AB'ye tam üye olacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 4.8'de kaldı. Katılımcıların yaklaşık yüzde 84'ü de AB'nin Türkiye'ye karşı güvenilir ve samimi davranmadığı yönünde görüş belirtti. “Türkiye AB ilişkilerinde en büyük sorun nedir?” sorusuna ise katılımcıların yüzde 32.4'ü “din ve kimlik farklılığı”, yüzde 15.8'i “Kıbrıs”, yüzde 14.4'ü de “Türkiye'nin ekonomik sorunları” yanıtını verdi. -ERMENİSTAN PROTOKOLÜNE 'ŞARTLI EVET'- “Türkiye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanımalı mı?” sorusuna katılımcılar “şartlı evet” yanıtı verdi. Katılımcıların yüzde 40.7'si “Evet, Kıbrıs sorunu çözülürse” yanıtını verirken yüzde 14.6'sı “Evet, AB üyeliği karşılığında” görüşünü belirtti. Soruya “Hayır, asla” yanıtını verenlerin oranı yüzde 30.9, “fikrim yok” diyenlerin oranı ise yüzde 13.8 olarak gerçekleşti. “TBMM Ermenistan sınır kapısının açılması ile ilgili protokolü onaylamalı mı?” sorusuna da anketten genel olarak “şartlı evet” yanıtı çıktı. Katılımcıların yüzde 35'i “Evet, Ermenistan Azerbaycan topraklarından çekilirse onaylamalı” derken, yüzde 28.6'sı da “Evet, Ermeniler soykırım iddialarından vazgeçerse onaylamalı” yanıtını verdi. Yüzde 6.1'i oranında katılımcı protokolün derhal koşulsuz olarak onaylanması gerektiği yönünde görüş bildirirken soruya “hayır, asla onaylamamalı” diyenlerin oranı ise yüzde 27.5 oldu. -BAĞIMSIZ KÜRT DEVLETİNE 'HAYIR'- Ankete katılanların yüzde 69.1'i Irak'ta bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasına karşı çıktı. Irak'ta Kürt devletine “evet” diyenlerin oranı yüzde 14.5, “kesinlikle evet” diyenlerin oranı ise yüzde 4.7 oldu. Arap-İsrail sorununda Türkiye'nin nasıl bir rol oynaması gerektiği yönündeki soruya katılımcıların yüzde 42.2'si “Aktif arabuluculuk rolü üstlenmelidir” yanıtını verirken, yüzde 33.5'i Türkiye'nin tarafsız olması gerektiğini kaydetti. “Arap politikasına destek olmalıdır” diyenlerin oranı yüzde 9.7, “İsrail politikasına destek olmalıdır” diyenlerin oranı ise yüzde 2.7 oldu.

Meryemin Ölümü İntihar Mı?

Meryem'in korucu babası Muzaffer Sökmen kendisine okuldan bir not verilmediğini öne sürdü.

Ağrı Doğubeyazıt'ta, 12 yaşındaki Meryem S.'nin ölümünün intihar mı yoksa cinayet mi olduğu çok yönlü araştırılıyor. Savcılık, silahın ölümden sonra değiştirildiği iddiası üzerinde dururken, Meryem'in kuşkulu ölümüne yol açan mektubun öğretmeni değil, okul müdürü H.T. tarafından babaya verildiği ileri sürülüyor. Baba ise mektuptan haberdar olmadığını söylüyor. Doğubeyazıt Somkaya Köyü Hüsnü Özyeğin İlköğretim Okulu öğrencisi Meryem, iddiaya göre sınıfındaki bir arkadaşına, “Seni seviyorum” diye bir not yazdı. Ama Meryem, mektubunu arkadaşına veremeden öğretmenine yakalattı. İddiaya göre sınıf öğretmeni konuyu okul idaresine bildirdi. Öğretmenlerin ısrarına rağmen müdür T., Meryem'in babası Muzaffer ve ağabeyi Yılmaz'ı çağırarak mektuptan bahsetti. Ancak, “Kızınızı korkutmayın, o daha çocuk” diye de aileden söz aldı. Ancak ailenin eve dönmesiyle silah sesleri duyuldu. Doğubeyazıt Cumhuriyet Savcısı Adem Aydemir, intihar ettiği iddia edilen Meryem'in ölümüyle ilgili soruşturmayı çok boyutlu sürdürüyor. Kullanılan silahın olaydan sonra değiştirildiği ileri sürülüyor. Meryem'in ailesi basına yansıyan iddiaları reddediyor. Baba Muzaffer “Kim kendi canına kıyar ki ben kıyayım. 'Mektup var' diyorlar benim haberim olmadı. Akrabamın yasına gittim. Gelirken evimin önünün kalabalık olduğunu gördüm. Eve girdiğimde kızımın intihar ettiğini öğrendim. O gün kızım 'Başım ağrıyor' diyerek odasına kapandı. Yalan haberlerle yıpratıldık. Son çocuğumuz olduğu için üzerine titrerdik. Bir fiske dahi vurmadım ona” diyor. Okul müdürü Harun T. de “Meryem'in mektubunu ailesine siz mi yoksa sınıf öğretmeni mi verdi” sorusuna, “Yorum yapamayacağım” diye yanıt verdi. Ağrı İl Milli Eğitim Müdürü Turgut Koçak Doğubeyazıt'a gidip bilgi aldı.

YGS'ye Başvurular Başladı...

Yükseköğretime geçiş sınavı başvuruları başladı. İşte son başvuru tarihi...

YGS' ye, öğretim yılında ortaöğretim kurumlarının lise veya dengi okullar ile açıköğretim lisesinin son sınıfında okuyan öğrenciler, ortaöğretim kurumlarının son sınıflarında beklemeli durumda bulunanlar, ortaöğretim kurumlarının dışarıdan bitirme sınavlarına girenler, ortaöğretim kurumlarını bitirmiş olanlar, ortaöğretimlerini yabancı ülkelerde yapanlardan durumları bu şartları taşıyanlar başvurabilecek. Sınava başvurular 12 Şubatta sona erecek.