30 Haziran 2008 Pazartesi

"Kayıt Parası" Çilesi Başlıyor...

Okullara kayıt dönemlerinde hortlayan "kayıt parası' çilesi Türkiye'nin her yanında sürüyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na hergün şikayet yağıyor...

Milli Eğitim Bakanlığı'na okullardan kayıt parası istendiğine dair her gün onlarca şikayet geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullara kayıt yaptırmanın bedeli ise 50 YTL'den başlayıp 10 bin YTL'nin üzerine çıkıyor. İşin en ilgi çekici yanı ise bazı veliler çocuklarını "bazı önemli okullara" kayıt ettirebilmek için bu meblağları kendileri öneriyor.

Okullara kayıtlar elektronik ortamda alınmaya başlanmasına karşın, e-kayıt'ların yapılması için velilerin okullara gitmesi gerekiyor. e-kayıtların da okullara gidilerek yapılması nedeniyle de bitirilmesi amaçlanan "kayıt parası' ise son bulmuyor. Milli Eğitim Bakanlığı bilgi edinme sistemine ise her gün onlarca veli, kayıt parası nedeniyle şikayette bulunuyor. Şikayetler, velilerin çocuklarını ana sınıflara bile kaydettirirken kayıt parası ödediği, kayıt parasının ise 50 YTL'den başlayıp 10 bin YTL'lerin üzerine çıktığını gözler önüne serdi.

MEB'E HER GÜN ONLARCA ŞİKAYET GELİYOR

Milli Eğitim Bakanlığı'na gelen şikayetlerde de kayıt parası çilesi kendini gösteriyor. MEB'e yapılan 360091 sayılı başvuruda, bir veli, çocuğunu Ankara'da bulunan Etimesgut Mahir Başer İlköğretim Okulu'na kaydettireceğini, okul yönetiminin ise kendisinde 2 taksit halinde 270 YTL istediğini belirtiyor. Okul yönetimi, veliye 30 Temmuz'a kadar ödemenin yapılmasını yoksa kayıt yapmayacaklarını söylüyor. Söz konusu öğrenci velisi, başvurusunda, "Bu işi prosedürü nedir, para yatırmam gerekiyor mu, ön kayıt alıp kayıtları doldurabilirler mi?" sorularını soruyor.

MEB'e yapılan 30022 sayılı bir başka başvuruda ise veli, asgari ücretle çalışan bir işçi olduğunu, 5 yaşındaki oğlunu okulöncesi eğitime kayıt ettirmek için kendisinden 300 YTL istendiğini belirtiyor. Veli, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e seslenerek, "Şimdi sorarım size, bu ülkede parası olmayan okuyamayacak mı?" diyor.

KAYIT PARASINDA PAZARLIK

MEB'e gelen 359458 sayılı şikayette de İstanbul'da Gaziosmanpaşa Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu yönetiminin okul aile birliğine bağış yapılmasını zorunlu tuttuğunu kaydederek, yönetimin kayıt parası için kendileri ile pazarlık yaptığını kaydetti. Söz konusu şikayetçi, Bakan Çelik'e seslenerek, "Memlekette asgari ücretle yaşamaya çalışan insanlar var. Şikayet edilince, "biz zorla almıyoruz isteyen bağış yapabilir' gibi kıvırma durumlarına giriyorlar" diyor.

Şikayetlerden 359298 sayılı şikayette de ilginç bir pazarlık söz konusu. Veli, kızını İstanbul'un Üsküdar semtinden bulunan Fuat Baymur İlköğretim Okulu'nda ana sınıfa kayıt yaptırmak için gittiğini belirtiyor. Şikayetçi veli, "Başvurduğumda, sabahçı olmasını isterseniz 250 YTL, öğlenci olmasını isterseniz 500 YTL bağış yapmanız gerekiyor diye bir cevap aldık. Aksi takdirde kaydımızı yapmayacaklarını söylüyorlar" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı bilgi edinme sistemine bu tür birçok şikayet gelirken, Ankara ve İstanbul'da bazı okullarda kayıt paralarının 10 bin YTL'lere ulaştığı, bası velilerin bu miktarları kendilerinin önererek ödediği de belirtiliyor. MEB'e yapılan başvurularda velilerin çoğunluğu, bu kayıt parasının yasal olup olmadığını ve söz konusu parayı ödeyip ödememeleri gerektiğini soruyorlar.

YASALARA GÖRE EĞİTİM PARASIZ

Eğitimle ilgili olarak yasalar ve uluslararası yasalara ve sözleşmeler ise şöyle diyor:

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre: "Taraf Devletler... İlköğretimi herkes için zorunlu ve parasız hale getirirler." (madde 28)

Anayasa'nın ilgili hükmüne göre: "İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır." (madde 42)

İlköğretim ve Eğitim Kanunu'na göre: "İlköğretim, ilköğretim kurumlarında verilir. Öğrenim çağında bulunan kız ve erkek çocuklar için mecburi, Devlet okullarında parasızdır." (madde 2)

"Dershaneler Türk Eğitiminin Oksijeni"

Başbakan Erdoğan’ın dershanelerle ilgili söylediği sözleri üzerine dershaneciler savunmaya geçti: “Dershaneler Türk Eğitimine her zaman oksijen olmuş ve olmaya da devam edecektir”

Pİ ve Anafen dershaneleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dershanelerle ilgili söylediği sözlere dikkat çekerek, “Dershaneler Türk Eğitimine her zaman oksijen olmuş ve olmaya da devam edecektir” açıklamasında bulundular.

Özellikle son haftalarda dershanelerin kapatılıp kapatılmayacağı yönündeki tartışmaların artması ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın “dershaneler garabettir” açıklaması sonrasında iki dershane güç birliği yapacağını açıkladı. Pİ Eğitim ve Öğretim Kurumları' Pİ Dershaneleri ile Özel Ankara Ana Fen Dershanesi her konuda birleşerek güç birliği yapacaklarını bildirdi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim görevlisi ve ANA Fen Dershanesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nuri Akay, verdikleri kaliteli masa başı eğitimlerin kalitelerini daha da arttıracağını bildirdi.

Akay, dershanelerin kapatılması gibi bir durumun olamayacağını söyledi. Akay, dershanelerin eğitim kurumu olduğuna vurgulayarak, “Dershaneler Türk eğitimine her zaman oksijen olmuş ve olmaya da devam edecektir. Aydınlığın yolu, ancak kaliteli eğitim ve öğretimlerle açılır” dedi.

Öğretmenler Tatili Evinde Geçiriyor...

Türk Eğitim-Sen’in yaptığı ankete göre, öğretmenlerin büyük çoğunluğu yaz tatillerini evinde ya da memleketinde geçirecek.

Ankete göre öğretmenlerin sadece yüzde 16'sı tatil yörelerinde tatil yapacak. Öğretmenler büyük çoğunluğu tatil için 300 ile 500 YTL arasında bütçe ayırabilirken, bu ana kadar hiç tatile gitmeyen öğretmenlerin oranı ise yüzde 43.4'ü buluyor.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Eğitimcilerin Tatil Eğilimi” konulu yapılan anketin sonuçlarını açıkladı. Türkiye genelinde 2 bin 123 eğitim çalışanının katıldığı ankete göre, öğretmenler tatillerini evinde geçirecek. Ankete göre eğitim çalışanlarının yüzde 41.8'i tatilini evde, yüzde 42.1'i ise memlekette geçirecek. Öğretmenlerin yüzde 16'sı ise tatilini tatil yörelerinde geçirecek. Buna karşın öğretmenler, bir haftalık tatil için ise kısıtlı bir bütçe ayırabiliyor. Ankete göre, öğretmenlerin yüzde 65.7'si 300-500 YTL arasında, yüzde 11.3'ü 800- bin YTL arasında, yüzde 10.7'si 500-800 YTL arasında, yüzde 6.7'si ise bin – bin 500 YTL arasında tatil bütçesi ayırdı. Ankete göre eğitim çalışanları arasında tatile bin 500 - 2 bin YTL arasında bütçe ayıranların oranı yüzde 3.5'i bulurken, yüzde 2'si ise 2 bin YTL'den daha fazla bütçe ayırdığını açıkladı

OTELDE ARANAN ÖZELLİK “UCUZLUK”

Ankete göre öğretmenler, tatil masraflarını ise genelde kredi kartına taksit yaptırarak finanse ediyor. Eğitimcilerin yüzde 50.7'si tatil masraflarını kredi kartına taksit yaptırarak, yüzde 34.9'u biriktirdiği parayı harcayarak, yüzde 8.7'si ise borç alarak ödüyor. Ankete göre öğretmenlerin tatillerini tatil yöresinde geçirmeleri halinde, otellerde ilk aradığı özellik ise ekonomik olması. Öğretmenlerin yüzde 67.6'sı otelin ekonomik olmasını isterken, yüzde 13.9'u otelin hizmet ve kalitesinin, yüzde 10.5'i temiz, bakımlı olmasının, yüzde 5.2'si konfor ve rahatlığının ön planda olduğunu belirtiyor.

ÖĞRETMENLER TATİLDE EK İŞ YAPIYOR

Ankete göre öğretmenlerin yüzde 43.4'ü bu ana kadar hiç tatil yapmazken, yüzde 23'ü ise sadece bir kere tatil yaptığını açıkladı. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 80.5'i düzenli olarak tatil yapamadığını belirtti. Ayrıca öğretmenlerin yüzde 29.5'i tatili ihtiyaç olarak görmezken, bu öğretmenlerin yüzde 71.7'si tatil bütçesini çocuklarının okul masrafları için harcadığını kaydetti. Ankete göre öğretmenlerin yüzde 34'ü ise okullar tatil olduğunda ek iş yapıyor.

KONCUK: “ÖĞRETMENLER, SEFALET ZAMLARIYLA AYAKTA DURUYOR”

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, öğretmenlerin 1 Temmuz itibariyle yaz tatiline çıkacağını belirtirken, eğitimcilerin bu süreyi tatil amaçlı değerlendiremeyeceğini söyledi. Öğretmenlerin ekonomik sorunlardan dolayı yaz tatilini doyasıya yaşayamadığını ifade eden Koncuk, “Eğitimcilerin bir kısmı tatili evinde ya da memleketinde geçirecek, bir kısmı ise tatilde de ek iş yapacaktır. Yüklü tatil masrafı ile baş edemeyen eğitimciler, çocuklarını da tatilden mecburi olarak mahrum bırakmaktadır. Ülkemizde her kesim gibi giderek yoksullaşan eğitim çalışanları, sefalet zamlarıyla ayakta durmaya çalışmaktadır. Bu noktada yapılması gereken, hükümetin maaşlara iyileştirme yapmasıdır. Aksi taktirde bu ülkenin mihenk taşı sayılan eğitimciler, günden güne eriyecek ve mutsuz, huzursuz, geleceğe güvenle bakamayan eğitim ordusu oluşacaktır” dedi.