6 Ocak 2010 Çarşamba

Türkiye’nin En İyi Üniversiteleri...

Türkiye’nin en iyi üniversiteleri hangileri?

Her sıralamaya olduğu gibi, üniversitelerin başarı sıralamasına da eleştiriler var. Umduklarından daha da iyi bir sırada olanlar, hallerinden memnun. Ama popülariteleriyle, sıralamadaki yerleri taban tabana zıt üniversiteler ya suskunlar ya da kriterleri objektif bulmuyorlar. Gelin bir de şu kritere göre sıralama yapın, bakın her şey nasıl da değişecek diyorlar... Gerçekten de kriter sayısı arttıkça ya da farklılaştıkça sıralamalar da değişiyor. Ama yeni kriterler esas alındığında, kesinlikle onlara da karşı çıkanlar olacaktır. Ural Hoca ve arkadaşlarının yaptıkları değerlendirmede, üniversiteler, bir bilim ve araştırma merkezi olarak ele alınmış. Doğru olan o ama sanki bizdeki işlevi ve algılanması, daha çok meslek adamı yetiştiren kurumlar şeklinde. Böyle olunca da tabii ki mezunların piyasadaki kabul edilirliği öne çıkıyor. Önemsiz bir kriter mi? Hayır, kesinlikle önemli. Ama çok sübjektif. Tıpkı fakültelerin taban puanları gibi... Öğrenci sayısı, pek çok üniversite için handikap. Öğrenci sayılarının azlığı nedeniyle çok ön sıralarda yer alan üniversiteler gibi, sırf öğrenci sayısı yüzünden çok arka sıralara düşün üniversiteler de var. Örneğin Sakarya Üniversitesi. Önümüzdeki yıl Avrupa Kalite Ödülü'ne aday. Kampüsüyle, öğretim kadrosu ve araştırmalarıyla fazlasıyla dikkat çeken bir üniversite ancak 50 binin üzerindeki öğrenci sayısı nedeniyle hiç hak etmediği bir sırada. Tıpkı üç beş bin öğrencisi ve devasa bütçesiyle ön sıralarda yer alan üniversiteler gibi... Bütün dünyada dikkate alınan önemli kriterlerden biri de doktora yapan öğrenci sayısı. Bizde de öyle. Ama gelin görün ki YÖK öyle üniversitelere doktora izni ve abartılı kontenjan verdi ki, hiçbir manası kalmadı. Üstelik haksız rekabet ortamı da yaratarak. Yani hak edenlere değil de, hiç hak etmeyenlere bu izni vererek. Aslında en doğru sıralama, fakülteler bazında yapılan sıralama olacaktır. Ama bunun için de yeterli veri bulunmuyor. Eminim ki Ural Hoca ve arkadaşları yakında, bu konuda da bir çalışma yapacaklardır. Bu arada YÖK'ün verilerinden bazılarının doğruları yansıtmadığı, bu nedenle aşağı sıralara düştüklerini hatırlatanlar da oldu. Üstelik YÖK'e kaç defa düzeltme yazısı gönderdikleri halde. Haksızlar mı haklılar. Ama araştırmacılar da YÖK'ün verilerine güvenmeyecekler de neye güvenecekler!.. Mezunların mümkün olan en kısa sürede yüksek maaşla iş bulabilmeleri, dünyanın en iyi üniversitelerine yüksek lisans ya da doktora için kabul edilmeleri, ÖSS giriş puanları ve en önemlisi de bilimsel eserlerin uygulamaya dönüşü ve ülkeye katkıları. Bunlar hepsi de birer kriter olabilir. Tıpkı çıkarttığı bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, holding patronu, sanatçı, yazar, çizer, futbolcu ve diğer mezunları gibi... Listelerde öyle ya da böyle oynamalar olabilir. Ama sonuçta bir fikir veriyor. Gönül ister ki bu tür sıralamalar çok daha fazla yapılsın ve farklı bakış açıları getirilsin. Ama olabildiğince, bağımsız ve objektif listeler hazırlanarak. Ve listelerin hazırlanmasına herkes katkı sağlamalıdır. Listelerin ayrıntısına ve puanlamalara abbasguclu.com.tr ya da uralakbulut.com.tr'den ulaşabilirsiniz. Özetin özeti: Ulusal ya da uluslararası herkesçe kabul edilebilir akreditasyonlar, üniversiteler için olmazsa olmazların başında geliyor. Popülizm gelip geçer ama onlar kalıcı...

İTO 13 Şehit Adına Okul Yaptırıyor...

Gül istedi, İTO 13 şehit adına okul yaptırıyor.

Demokratik açılıma iş dünyasından ilk destek İstanbul Ticaret Odası'ndan (İTO) geldi. Mart ayında 150 işadamından oluşan bir heyetle Şırnak'a çıkarma yapacak olan İTO, ayrıca 13 ilde şehitler adına okul yapacak İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, nevruzdan sonra yapacakları ziyaret çerçevesinde Şırnak'ın ardından Mardin ve Tunceli'ye gideceklerini söyledi. Demokratik açılıma toplumun tüm kesimleri tarafından sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Yalçıntaş, “Metodları konuşulur ama buna hepimiz sahip çıkmalıyız. Şırnak ziyaretimiz de bunu bir parçası” dedi. Öte yandan İTO'nun şehitler adına 13 ilde okul yaptıracağını da belirten Yalçıntaş şunları anlattı: “Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, yaptığımız ziyarette bize eğitimle ilgili yaptıklarımızı sordu. Okul projemizi anlattık. Gül, bu okulları yaptırırken 'Mutlaka şehitlerimizin adını yaşatın' dedi. Bunun üzerine 1. Ordu Komutanı İsmail Koçman'ı ziyaret ettik. Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile iletişime geçtik. Bakanlık bize okul ihtiyacı olan bölgeleri söyledi. Genelkurmay da o bölgelerdeki şehitlerin ismini belirledi. Projeye başladık.” İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde şehit asker ve polis çocuklarına ücretsiz eğitim vermeye başladıklarını anlatan Yalçıntaş, “Şırnak'a yapacağımız ziyarette bu ildeki okulun protokolünü de imzalayacağız” dedi. Formula bakanlığa devredilecek Geçmişte İTO'da tartışmalara neden olan Formula 1'i işletmeyeceklerini, spordan sorumlu Devlet Bakanlığı'na devredeceklerini belirten Yalçıntaş, “Ama özel sektörden talep gelirse verebiliriz” dedi. İTO ve TOBB'un üzerine düşeni yaptığını dile getiren Yalçıntaş şunları söyledi: “Yap-işlet-devret olarak almıştık. 2023'te zaten hem arazi hem tesis Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne geçecek. Bizim sadece işletme hakkımız vardı. 2011'de Bernie Ecclestone'un pisti devredecek. 2011-2023 arasında bu tesisin işletmesini kim yapacak? İTO olarak bizim ve TOBB'un burayı işletme düşüncemiz yok. Oto sporlarından sorumlu kuruluş biz miyiz?” 'Kamu yara sararken bize zarar vermesin' 2010'a bakışını değerlendiren İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, hükümeti son zamlar konusunda uyararak, “Kamu kendi yarasını saracağım derken özel sektöre zarar vermesin” dedi. 2010'da özel sektörün rahat büyüyebileceği bir mali politikanın uygulanmasını isteyen Yalçıntaş, “Popülist politikalar uğruna Orta Vadeli Program'dan (OVP) geri adım atmayın. Ama kamu açıklarından ürküp de özel sektör aleyhine tedbir almayın” mesajı verdi. Kamunun bütçe açığını kapatmak için aşırı borçlanmaya gitmemesi gerektiğini söyleyen Yalçıntaş, “Türkiye, beklenmedik bir olumsuzluk olmazsa yüzde 3.5-4 büyüyecek. Ama bu büyümenin tamamının üretim artışı ve istihdam olarak yansıması zor” dedi.

Meslek Liseliyi Rahatlatacak Formül...

YÖK, 2 yıllık meslek lisesi mezunlarına kendi branşlarında yatay geçiş imkanı getiriyor.

Yeni sisteme göre, meslek yüksek okulu mezunu, 2 yıllık eğitiminin ardından 2 yıl daha okursa 4 yıllık lisans diploması alabilecek. Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın, “Meslek Yüksek Okulları'ndan mezun olanlara lisan yapma imkanı tanıyacağız” açıklaması, gözleri 2+2 sisteminin ayrıntılarına çevirdi. YÖK'ün hazırlıklarını sürdürdüğü çalışmaya göre; Meslek Yüksek Okulları'ndan mezun olanlar, kendi branşlarında 4 yıllık lisans diploması alabilecek. UZAKTAN EĞİTİM İMKANI YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay, “İşyeri Tabanlı Eğitim Sistemi” olarak adlandırdıkları yeni formülle, artık isteyen öğrencilerin 2 yıllık eğitimin ardından aynı branşta 2 yıl daha örgün eğitim alarak 4 yıllık lisans diploması alabileceklerini söyledi. 2 yıllık okuldan mezun olup çalışma hayatına atılanlar ise internet üzerinde uzaktan eğitim alarak lisans eğitimlerini tamamlayabilecekler. Prof. Günay, çalışmaların hızla sürdüğünü, yeni formülün en geç 1 yıl içinde uygulanmaya başlanacağını dile getirdi. Günay, yeni sistemin Meslek Yüksek Okulu'ndan mezun olanlara kendi branşlarında lisans eğitimi için yatay geçiş imkanı vereceğini belirtti. Yeni sistemle, bilgisayar bölümünden mezun bir Yüksek Meslek Okulu mezunu, Bilgisayar Mühendisliği okuyabilecek. KATSAYIYA 2+2 FORMULÜ Üniversiteye girişte uygulanan katsayıdan dolayı sadece Meslek Yüksek Okulu'nu tercih etmek zorunda kalan öğrencilerin önündeki engel de 2+2 formülüyle aşılacak. YÖK'ün ÖSS'de 0.02'ye indirdiği katsayı uygulaması nedeniyle, meslek lisesinin bilgisayar bölümünde okuyan bir öğrenci, bilgisayar mühendisliğini tercih ettiği taktirde puanı düşüyordu. Yeni formül, eski katsayı uygulamasından mağdur olanlara da 4 yıllık lisans diploması almanın yolunu açacak.

İnternet Odası Zorunlu Oldu...

''Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'' Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan yönetmelik, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu kişilerle özel hukuk tüzel kişilerine ait ortaöğretim ve yükseköğretim yurtlarının açılması, yönetilmesi, işletilmesi, devri, nakli, denetlenmesi, kapatılması ile öğrenci disiplin işlerine ilişkin hükümleri kapsıyor. Yönetmelik değişikliğiyle özel yurtlarda internet odası bulunması zorunlu olacak. Daha önce sağlık şartlarına uygun yapılması zorunlu aydınlatma ve ısıtma sistemleri, güvenlik şartlarına da uygun hale getirilecek. Yurt açmak isteyenler, müracaatlarında, yapı kullanma izin belgesinde kullanım amacı yurt olan binalar haricindeki binalar için depreme ilişkin mevzuata uygun olduğuna dair belge ve yetkili kuruluştan binanın yangına karşı yeterli güvenliğe sahip olduğuna dair rapor almak zorunda olacak. YURT AÇMA MÜRACAATLARI Yönetmelikte daha önce en geç üç ay içinde sonuçlandırılması gereken yurt açma müracaatları, sonuç raporuna göre valilikçe en geç bir ay içinde sonuçlandırılacak. Yurt açma izin belgesini alan yurt sahipleri, en geç üç ay içinde yurdu faaliyete geçirecek. Bu kişilerin daha önce en geç 1 yıl içinde yurdu faaliyete geçirme zorunluluğu bulunuyordu. İzinsiz açılan yurtlar, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliği'nde belirtilen yetkili idareden otel, motel, pansiyon ve benzeri konaklama tesisi ruhsatı aldığı halde sadece öğrenci barındıran ve öğrenci yurdu gibi çalıştırılan yerler ile öğrenci evi, öğrenci pansiyonu, öğrenci apartı gibi isimlerle tabela bulunduran ve çalışmalarını bu şekilde yürüten yerler hakkında valilikçe kapatma işlemi yapılacak. Yönetmeliğin eski halinde, ''bu tip yerler hakkında valilikçe kapatma işlemi yapılacağı ve durumun Cumhuriyet başsavcılığına bildirileceği'' hükmü yer alıyordu. Yönetmelik değişikliğiyle yurtlarda bulundurulması ve kayıtların tutulması zorunlu belgeler arasına ''Ziyaretçi defteri'' eklendi. Yurt müdür ve müdür yardımcılarının seçiminde, ''öğretmenlik yapmış olanların tercih edileceği'' düzenlemesi yönetmelikten çıkarıldı. Yurtlarda doktor, sağlık memuru, memur, şoför, ayniyat saymanı, bekçi, teknisyen gibi personelin yanı sıra gıda mühendisi ve teknikeri de görevlendirilebilecek. Değişiklikle, ''Yurtlarda çalışacak personelin milli, ahlaki ve insani değerlere saygılı olması ve adli sicil kaydının bulunmaması şartı'' kaldırıldı. Yurt müdürlüğüne görevlendirme, yurt sahibinin veya kurucu temsilcisinin müracaatı, il milli eğitim müdürünün teklifi ve valiliğin onayı ile gerçekleşecek. Yönetmelik değişikliğiyle kınama cezası uygulanacak fiiller arasına ''Yurtta sigara içmek'' eklendi.

Milli Mücadele Kadınları Derslerde...

Milli Mücadele döneminde faaliyet gösteren kadın dernekleri tarih dersinde anlatılacak.

Edinilen bilgiye göre, Milli Eğitim Bakanlığı, hazırlanmakta olan TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi taslak öğretim programında Milli Mücadele'ye hazırlık döneminde kadınların kurdukları cemiyetlerin anlatılması için çalışma başlattı. Konuya ilişkin açıklama yapan TTK Başkanı Tufan, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'ya Sivas'a yaptığı ziyaret sırasında Valiliğin hazırladığı "Sivas Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti" kitabının verildiğini belirterek, "Sayın Bakanımız onu bana verdi.