31 Temmuz 2010 Cumartesi

Tacizci Öğretmeni Günlük Ele Verdi...

SAMSUN’un Canik İlçesi’nde bir ilköğretim okulunda beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan 43 yaşındaki C.C., geçen öğretim yılında üç öğrencisini çeşitli zamanlarda taciz ettiği iddiasıyla Antalya’da tatil yaparken gözaltına alındı.

Nöbetçi mahkemeye çıkarılan öğretmen tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılınca, cumhuriyet savcısı karara itiraz etti. Hakkında tutuklama kararı çıkarılan öğretmen kayıplara karıştı. Öğrencilerin taciz olayını 14 yaşındaki S.Y.'nin tuttuğu günlük ortaya çıkardı. Küçük kızın, günlüğüne “Tacizci öğretmenden artık kurtuluyorum” diye yazdığı notu okuyan annesi S.Y. önce okula, sonra da savcılığa şikayet ettiği belirtildi. Olay geçen Mart ayında ortaya çıktı. Canik İlçesi'nde bir ilköğretim okulunda son sınıf öğrencisi olan kızı S.Y.'nin içine kapanık hallerinden ve odasından çıkmamasından şüphelenen anne S.Y., küçük kızın günlüğünü okudu. Kızının “Okul kapanıyor. Tacizci öğretmenden artık kurtuluyorum” diye yazdığı notu okuyan anne şaşkına döndü. Birkaç kez kızıyla konuşmaya çalışsa da başaramayınca S.Y.'yi Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne götürdü. Küçük kız, burada kendisiyle 4 ay terapi yapan psikoloğa beden eğitimi öğretmeninin kendisini bir yıl boyunca çeşitli zamanlarda taciz ettiğini söyledi. Bunun üzerine psikolog durumu küçük kızın ailesine bildirdi. Anne S.Y. 2 hafta önce okul müdürüne, sonrada savcılığa giderek öğretmenden şikayetçi oldu. SOYUNMA ODASINDA TACİZ Yapılan soruşturma kapsamında Cumhuriyet Savcısı Salih Sözen'e ifade veren S.Y., beden eğitimi öğretmeni olan C.C.'nin kendisini ve aynı yaştaki arkadaşları olan G.M.B. ve G.O.'yu da taciz ettiğini söyleyerek, “Öğretmenimiz çeşitli zamanlarda beni ve arkadaşlarımı soyunma odasına ya da okulun malzeme odasında götürüp, kapıyı kilitleyerek kucağına oturtuyordu. Eliyle taciz ediyordu. Bir keresinde bizi evine çağırdı. Biz eve geç kalınca öğretmenimiz ailelerimizi arayarak (23 Nisan çalışmamız var, çocuklar eve geç kalacaklar haberiniz olsun) dedi. Bu şekilde izin alıp bizi taciz ediyordu. Okul çıkışında da tehdit edip beni ve arkadaşlarımı otomobiline bindirerek hastane otoparkına götürüp arka koltukta cinsel istismarda bulunuyordu” dedi. ANTALYA'DA YAKALANDI Diğer öğrenciler G.M.B. ve G.O. da arkadaşlarının ifadesine katılarak öğretmen C.C.'nin kendilerine cinsel içerikli mesajlar da çektiğini dile getirince, harekete geçen savcı Sözen, geçen 14 Temmuz'da şüpheli hakkında tutuklama kararı ve yakalama emri çıkarttı. Bunun üzerine harekete geçen polis, öğretmeni Antalya ili Kemer ilçesinde ailesiyle birlikte tatil yaparken bir gün sonra yakaladı. Antalya L Tipi Kapalı Cezaevine konuldu. Ardından da Samsun'a sevk edilerek soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Salih Sözen'e ifade verdi. İfadesinde üç kız çocuğunu tanıdığını belirten C.C. suçlamaları kabul etmedi. Öğrencilerini taciz etmediğini ve cinsel içerikli mesaj çekmediğini söyleyen öğretmen C. “Sadece G.O. derste sakız çiğnediği için ona bir tokat atmıştım. Bu durumu okul idaresine de bildirdim. Sanırım bu yüzden bana iftira atıyorlar” diye konuştu. NÖBETÇİ MAHKEME SERBEST BIRAKTI SAVCI İTİRAZ ETTİ Cumhuriyet Savcısı Salih Sözen ifadenin ardından yakalama emrini vicahiye çevirip, sanığı nöbetçi olan 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk etti. Mahkeme de sanığı, 'Delillerin toplanmış olması, şüphelinin beyanını alınmış olması görülmekle şüpheli yönünden ilerde telafisi imkansız zararlara yol açılmaması açısından' tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Bu karar üzerine savcı Sözen, bir üst mahkeme olan nöbetçi 1'inci Ağır Ceza Mahkemesine itiraz ederek öğretmenin tutuklanması gerektiğini belirtti. 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi savcının itirazını yerinde bularak beden eğitimi öğretmeni C.C. hakkında yakalama ve tutuklama emri çıkarttı. BAŞKA MAĞDURLAR VAR MI DİYE ARAŞTIRMA YAPILIYOR Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıktan sonra ortadan kaybolan öğretmen C.C. kayıplara karıştı. Cumhuriyet Savcısı Salih Sözen'in başlattığı soruşturmada, başka mağdurlar olup olmadığı da araştırılıyor.

Mühendis Mi Olacaksınız Yoksa Mendis Mi?

Anadolu insanı mühendise mendis der. Mendislere de çok saygı duyar.

Son zamanlarda o kadar yeni mühendislikler açıldı ki bizim halk bunları telafuz etmekte bile zorlanır oldu. Mekatronik, enerji sistemleri, yazılım, biyomühendislik, genetik, geomatik, proses, cevher, üretim, bu isimlerle mühendislikler var. Öğrenciler bu mühendisliklerin ne olduğunu bilmiyorlar. Ben iddia ediyorum bilseler başka mühendislik yazmazlar. Ben de bugün kısaca bu mühendisliklerden bahsedeyim istedim. Öğrencilere soruyorum 'Neden mekatronik mühendisliğini yazmıyorsun?'. Çocukların birçoğunda cevap aynı 'Ne olduğunu bilmiyorum ki yazayım.' İlginç değil mi? Benim üniversite sınavlarına girdiğim yıllarda en cazip mühendislik dalı makine mühendisliğiydi. Herkes onu yazardı. Çünkü bütün mühendisliklerin atası makine mühendisliği denirdi. Yıllar geçti aradan, mühendislikler bilimsel gelişmelere bağlı olarak artıkça arttı. Bazıları profesyonelleşmekten, bazıları yeni buluşlardan, bazıları da modadan doğdu. Şimdi tam 63 çeşit mühendislik dalı var üniversitelerimizde. Öğrenciler tercihlerde bunları ya tercih etmiyorlar ya da korkudan hiç yazmıyorlar. İŞ SORUNU YOK Ben biraz anlatayım bu mühendislikleri. Mekatronik mühendisliği her türlü karmaşık tasarım gerektiren mekanik, elektrik, elektronik ve optik bileşenlerden oluşan, elektronik alet ve iletişim sistemlerinin, tasarımını yapan, üretim teknolojilerini geliştiren, sistemler arası ilişki ve fonksiyonlarını kuran ve geçerli fiziksel kurallar içinde test eden kişidir. Kısacası akıllı makinelerin mühendisi yani makine ve elektronik birleşimi çağımızın en büyük mühendisi. İş bulma sıkıntısı hiç olmayan son derece güzel bir alan. Yazılım mühendisliği, bilgisayar programlarının tasarımı, geliştirilmesi, test edilmesi ve bakımı konularını ele alan mühendislik dalıdır. Diğer mühendislik dallarıyla karşılaştırıldığında çok yeni olan bu alanda sürekli yeni yöntemler geliştirilmekte ve çok hızla büyümektedir. Yazılım mühendisliği hayatımızın her alanında kullandığımız bilgisayar programlarını üreten alandır. Enerji sistemleri mühendisi, Her türlü enerjinin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde üretilmesi, tüketiciye sunulması ve ekonomik olarak kullanılması süreçlerini planlayan, projelendiren, uygulayan ve bu konuda strateji geliştiren kişidir. Şimdi bir düşünün ülkelerin yaşamı enerjiye bağlı, kişilerin yaşamı enerjiye bağlı ama o enerji artık kolay bulunmuyor. Enerji sistemleri mühendisliği bugünün ve yarının en önemli mühendisliğidir. HIZLI GELİŞEN SEKTÖR Geomatik mühendisliği coğrafi objelere ait bilgilerin toplanması, depolanması, işlenmesi, analizi, gösterimi ve kullanıma sunulması teknolojisidir. Dünyada en hızlı gelişen sektörler arasında yer alan geomatik teknolojisinin içerdiği konular arasında jeodezi, ölçme, fotogrametri, uzaktan algılama, coğrafi/arazi bilgi sistemleri, küresel konumlama sistemleri (GPS), kartoğrafya ve veritabanı sistemleri yer alır. İlginç bir alan İTÜ'nün son dönemdeki mühendislik dalı. Hepsini size tek tek anlatmam mümkün değil. Şunu da asla unutmayın mühendislik evrensel bir alandır. Mühendisler evrensel anlamda alanlarındaki gelişmeleri takip etmek durumundadırlar. Bu yüzden yabancı dille eğitim olmazsa olmazdır. Gençler eğer mühendislik okuyacaksanız bu yabancı dille olsun en azından siz yabancı dil bilmelisiniz. Bir de unutmadan sizi uluslararası mühendislerle buluşturacak ve uygulamanın içine sokacak üniversitede okumalısınız. Yoksa okumuş olmak için okur sonra da çaresizce iş ararsınız. Turgay Polat-akşam

Yetiştirme Yurdunda Yükselen Başarı Öyküsü...

SİİRT Valiliği Yetiştirme Yurdu'nda kalan 19 yaşındaki Nedim Kök, üniversiteye giriş sınav sonuçlarında ilk 800 öğrenci arasına girerek, büyük bir başarıya imza attı.

Nedim Kök, "Devlet bu imkanları sağlamasaydı, bu başarıyı elde edemezdim" dedi. Nedim Kök'ün biri yurtta kalan iki kardeşi de Anadolu Lisesi'nde okuyor. Her yıl üniversiteye giriş sınavlarında Türkiye sıralamasının alt sıralarında yeralan Siirt'te, bu yıl 5 yaşından beri yetiştirme yurduna kalan Nedim Kök YGS'de 497.386 puan alarak 710'uncu, LYS'de ise 503.084 puan alarak 796'ncı oldu. Kendisi gibi yurtta okuyup büyüyen 17 yaşındaki kardeşi Abdurrahman Kök ise Anadolu Lisesi'nde okuyor. Kalp hastası anne Güllü Kök ise Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından 3 ayda bir verilen 500 TL maaşla geçimini sağlıyor. SYDV'nin düzenli olarak gıda, giysi ve yaşam malzemesi yardımında bulunduğu Kök ailesinin en küçüğü olan 16 yaşındaki Zeynep ise Atatürk Anadolu Lisesi 11'nci sınıfını okuyor. 2 ÇOCUĞU DEVLET BÜYÜTTÜ, OKUTTU Büyük çocuğu 5 yaşındayken eşini kaybedince ortada kalan Güllü Kök, iki oğlunu da yetiştirme yurduna verdi. 5 yaşından beri yetiştirme yurdunda kalan Nedim ve Abdurrahman Kök adlı kardeşler, devletin sağladığı imkanlarla hem büyüdü, hem de eğitimlerini sürdürdü. Eğitimlerini gördükleri süre içerisinde çeşitli eğitim kamplarına da gönderilen Kök kardeşlerden Nedim Kök, üniversite sınavında aldığı puanla Siirt tarihinin en büyük başarısını elde eden 5'nci kişi oldu KENDİSİNİ BÜYÜTEN DEVLETİNE MAÇUP OLMADI Aldığı başarıyı devlet desteğine bağlayan başarılı öğrenci Nedim Kök, imkansızlıklar karşısında devletin desteğini sürekli olarak gördüğünü belirterek, "Geçen sene özel bir dershanenin yaptığı sınavda başarılı oldum ve dershanede ücretsiz okuma hakkı elde ettiğim için çok sevinmiştim. Geçen yıl Fethiye'de kampa gönderdiler. Hem eğlendik hem de ders çalıştım, bu kampın çok yararı oldu. Yurtta ve dershanedeki öğretmenlerin çok büyük desteklerini gördüm. Benimle özel ilgilendiler. Bana destek veren devlet yetkililerini mahçup etmediğim için ve iyi derece elde ettiğim için çok seviniyorum. Şimdi önümde tek bir hedef var. O da iyi bir üniversiteye kayıt yaptırmak" diye konuştu. Eşi vefat ettikten sonra 3 çocuğunu devletin sağladığı imkanlarla büyüttüğünü anlatan anne Güllü Kök, her türlü imkansızlığa rağmen çocuklarını gözyaşları arasında büyüttüğünü anlattı. 3 çocuğunun da başarılı olmasının kendisine acılarını unutturduğunu anlatan anne Kök, "Allaha şükürler olsun oğlum güzel bir başarı elde etmiş, 3 çocuğum da başarılıdır. Onları perişanlıkla, ağlamakla büyüttüm. Sayın valimize, belediye başkanımıza teşekkür ediyorum. 3 ayda bir Siirt Valiliği'ne dilekçe veriyorum, bize yardımcı oluyor. Kömür ve gereken tüm yardımları valimiz bize sağlıyor. Devletimizin imkanıyla çocuklarımı büyüttüm ayrıca devletimiz 3 ayda 500 lira sakat maaşı veriyor. Ayda bir bazen 200, bazen 300 lira veriyor, onunla geçiniyorum" dedi. KIZININ DERSHANEYE GİTMESİNİ İSTİYOR Ayağı ile sırtının da sakat olduğunu anlatan anne Kök, şöyle konuştu: "Ayağım ve sırtım sakattır. Doktorlar bana demiş bu şekilde en fazla 3 yıl dayanabilirsin. Öyle de böyle de çocuklarıma güzel bir şekilde baktım. Oğlumun başarısı bana tüm acılarımı unutturdu. İki oğlum devlet korumasında ve halen yurtta kalıyor. Ama kızım benimle kalıyor. Devletimizden tek istediğim şu anda Anadolu Lisesi 11'nci sınıfında okuyan 16 yaşındaki kızım Zeynep'in dershane parasının valilikçe karşılanması ve daha güzel yerler kazanmasıdır." dha

Dünya Yazılım Devi Bahçeşehir'i Seçti...

MERKEZİ Almanya'da bulunan ve 47 bin 500'ü aşkın çalışanıyla dünyanın en büyük iş yazılımı üreten şirketi SAP, Türkiye'de iş yazılımı alanındaki programlarının eğitimi için başlattığı Üniversite İşbirliği Programı (SAP University Alliances) için Bahçeşehi
Bu işbirliği Eylül ayında SAP'nin merkezi Walldorf, Almanya'da imzalanacak. SAP Üniversite İşbirliği programı, öğrencilere işyerlerinde hemen değer katabilecek yetenekler kazandırmayı hedefliyor. Bu işbirliğinin Bahçeşehir'deki Program Yürütücüsü Doç. Dr. Taşkın Koçak 'Mühendislik fakültesindeki öğrencilerimiz kurumsal bazda dünyanın en önemli bilgisayar programlarını öğrenme ve bilişim dünyasının en çok aranan ve kazanan mesleği olan SAP danışmanı olma fırsatı yakalayacak. SAP danışmanı sayısı çok az. İstihdam yaratılmasına yardımcı olmak istiyoruz' dedi. Almanya'dan SAP University Alliances yetkilisi Caner Kaya ise 'Gençlere gelecek odaklı eğitim ve başarılı bir kariyer fırsatı vermek istiyoruz' dedi. AKŞAM

30 Temmuz 2010 Cuma

MEB'ten Hata İddialarına Cevap...

Milli Eğitim Bakanlığından (MEB) ''SBS'de en başarılı okullar sıralamasının hatalı olduğu iddiaları üzerine'' yapılan açıklamada, ''eğitime katkısı olmayan ve haksız rekabete sebep olan bu tarz sıralama çalışmalarının yapılmadığı'' bildirildi.

MEB'den, bugün bazı basın yayın kuruluşlarında yer alan ''SBS'de ilk 50 okul sıralaması hatalı mı?'' ve ''SBS'de en başarılı okullar listesi gerilim yarattı'' haberleriyle ilgili yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, şöyle denildi: ''Bakanlığımız, haberdeki gibi eğitime katkısı olmayan ve haksız rekabete sebep olan bu tarz sıralama çalışmaları yapmamaktadır. Söz konusu haberlerde yer alan sıralama Bakanlığımızın hazırladığı bir çalışma olmayıp, listedeki bilgilerin gerçekliği de tartışılacak türdendir. Kamuoyunun bu tür haberlere itibar etmemesini diliyoruz.''
stargazete

29 Temmuz 2010 Perşembe

İş Garantili Üniversite...

Sağlık sektörüne nitelikli eleman yetiştirmek üzere kurulan ve bu yıl 4 fakülteyle kapılarını açan Medipol Üniversitesi, mezunlarına yüzde 100 iş garantisi veriyor

Eğitim hayatına bu yıl başlayan Medipol Üniversitesi, sağlık gibi ciddi bir işte kaliteye ulaşmak için en seçkin öğrencileri bünyesinde buluşturmayı hedefliyor. Dünya Sağlık Örgütü İcra Kurulu üyeliğine kadar sayılı görevlerde bulunan Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın ile çiçeği burnunda üniversite Medipol'ün önceliklerini ve hedeflerini konuştuk. • Medipol Üniversitesi'ne nasıl katıldınız? Üniversite kurulduktan sonra Medipol ailesine dahil oldum. Türkiye'de son 7 yıl sağlık politikalarında aktif görev aldım. Teklif gelince iki potansiyeli birleştirmiş olduk. • Rekabet ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye'de üniversite eğitimi yıllardır meslek edindirme eğitimi gibi algılandı. Son zamanlarda vakıf üniversiteleri dahil olmak üzere devlet üniversiteleri de ciddi bir rekabet içine girdi. Bu rekabet üniversitelerin önemli bir kısmını ileriye doğru götürecek. • Sağlık üniversitesi mezunlar iş bulabilir mi? Bizim 4 fakültemizden biri de sağlık bilimleri fakültesi. Bu fakültenin bu yıl altında 4 program açıyoruz; hemşirelik, fizyoterapistlik, beslenme diyetisyenlik ve sağlık yönetimi. Bu bölümleri okuyan öğrencilerimize iş garantisi veriyoruz. Şuanda Medipol'un 2 hastanesi var. 1-2 ay içinde Bağcılar'da Türkiye'nin en büyük özel hastanesini de açacaklar. 2 tane de projeleri tamamlanmış, inşaatına başlanmak üzere hastaneleri var. Hepsine iyi düzeyde iş vermeye hazırız. • Öğrenciler neden Medipol'ü seçmeliler? Sağlık alanında bir meslek edinmek isteyen, başarılı bir eğitim almak isteyen öğrencinin Medipol'u seçmek için nedeni var. Birinci sınıftan itibaren öğrencilerin uygulama alanları hazır. Pratik açıdan problemi olmayan bir öğrenci kitlesi olacak. Tıp öğrencilerinin tamamı yüzde 100 bursla okuyacak • Medipol'ün burs imkanları neler? Devlet üniversitelerinde okuyan öğrenciler aslında ücretsiz kabul edilir ama bir öğrenci harcı vardır. Vakıf üniversitelerindeyse usul öğrencinin doğrudan eğitim ücreti ödemesiyle gerçekleşir. Medipol Üniversitesi de diğer üniversiteler gibi bu kurala uyuyor. Ama buna ek olarak bir başka şeyde yapıyor ve tıp fakültesinde okuyan bütün öğrencileri burslu kabul ediyor. Onların tüm eğitimini ücretsiz karşılıyor. Geçen senenin birincilerinin neredeyse tamamı tıbbı seçti. Türkiye'de tıp eğitimi gerçekten seçkin öğrencilere verilmeli. Çünkü bu alan hayati bir alandır. Öncelikle biz bunu teşvik ediyoruz. Başarılı yüksek puanlı öğrencileri alıp yetiştirmeyi hedeflediği içinde bir fedakarlık yapması gerekiyordu. Bu fedakarlığı da bütün tıbbı okuyan öğrencileri burslu okutmayı taahhüt ederek yapmaya karar verdi. CERRAHPAŞA DAHA MASRAFLI Dolayısıyla tıp fakültemizde 30 ÖSYM kontenjanımız var. 30'unun hepsi de bizde burslu olarak okuyacak. İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde okuyacak bir öğrenci bunun yerine Medipol'u seçerse, o zaman daha az masrafı olacak.
stargazete

Liseliye 4 Ders Müjdesi...

Bakan Çubukçu’nun verdiği talimatla, sorumluluk sınavlarında başarılı olamayan öğrenciler eylülde en fazla 4 dersten yeniden sınava girecek
Derslerin sona ermesinin ardından yapılan ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavları sonucunda başarılı olamayan lise öğrencilerine “af niteliğinde” yeni sınav hakkı getirildi. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğrenim gördükleri sınıfta başarısız olan lise öğrencilerinin eylülde en fazla 4 dersten sınava alınmaları talimatını verdi. Çubukçu genelgede, “Yapılan değerlendirme sonucunda, az da olsa bir kısım öğrencinin sınavlarda istenilen başarıyı elde edemedikleri anlaşılmıştır” dedi. Yayımlanan genelgeye göre, eylülde yapılacak yeni sınavlar şöyle uygulanacak: - Sınava girilecek dersler, 16-20 Ağustos 2010 arasında velisi tarafından okula bildirilecek. - Sınav programı, sınav döneminin başlangıcından önce ilan edilecek. - Gerektiğinde cumartesi ve pazar günleri ile çalışma saatleri dışında da sınav yapılacak. - İkinci defa sınıf tekrarı durumuna düşmesi sebebiyle 2009-2010 eğitim-öğretim yılı ders kesimi ve ortalama yükseltme sınavları sonu itibariyle okulla ilişiği kesilen öğrenciler, bu yeni sınav hakkından yararlanabilecek. - Sınav takvimi yapılırken, 2010-ÖSYS'de herhangi bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ve yeni sınav hakkından yararlanacak öğrencilerin durumları dikkate alınacak. milliyet

Yurtta Kalan Gençler Havuz Sefası Yaptı...

Sakarya'da Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)'na bağlı Murat Soğancıoğlu Erkek Yetiştirme Yurdu'nda kalan çocuk ve gençler, Karasu'da düzenlenen etkinlikte havuzda yüzdü. Adapazarı Kent Konseyi ve Karasu Belediyesi'nce gerçekleştirilen etkinlikte, günübirlik eğlencenin tadını çıkartan çocuklara hediyeler verildi. Adapazarı Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından organize edilen, Karasu Belediyesi'nin destek verdiği etkinlikte, yetiştirme yurdunda kalan yaşları 12 ila 17 arasında değişen 23 çocuk ve genç , Özsu Tesisleri'ndeki havuzda gönüllerince yüzdü. Günübirlik tatilde eğlenen çocuklara, Adapazarı Belediye Başkanı Süleyman Dişli, Karasu Belediye Başkan Vekili Mustafa Kılıçaslan ve Kent Konseyi Başkanı Necdet Tömekçe tarafından çeşitli hediyeler verildi. Gün boyu havuzda yüzen çocuklara tesislerde yemek verildi. Karasu Belediye Başkan Vekili Kılıçaslan, ülkenin geleceği olan gençlerin hayırlı bireyler olarak yetişmesi için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek; "Gençlerimizin yüzünü bir nebze de olsa eğlendirdiysek ne mutlu bize. Amacımız, gençlerimizin yaşama karamsar bakmalarını engellemek.'' dedi.

Üvey Evlat Mı Daha Hayırlı Öz Evlat Mı?

Milli Eğitim Bakanlığı'nda özel kurumlar bakan tarafından olmasa da bakanlığın diğer bürokratları tarafından hep üvey evlat olarak görülürler. 2010 SBS yerleştirme sonuçları açıklandı. Sonuçlara göre ilk iki okul Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi ve Galatasaray Lisesi. Galatasaray Lisesi çok eski bir okulumuz, tam 530 yıllık. Varlığı ve başarısıyla gurur duyuyoruz. Böyle köklü ve dünya çapında bir kurumumuz olduğu için ne kadar gurur duysak azdır. Yıllar yüzyıllar içinde aldığı yol hepimiz için gurur kaynağı. HENÜZ 4 YILLIK BİR OKUL AMA! Bir de birinci var zira Galatasaray Lisesi ikinci oldu. Birinci Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi 2008-2009-2010 yıllarında hep Türkiye birincisi, okulun kuruluşu 2006 yani okul henüz beşinci yılında. Kurulduğu günden bugüne kadar dünyanın birçok yerinde fen ve matematik alanında ülkemize altın madalya kazandırdı. Geçen yıl Dünya Robotik Yarışması'nda dünya birincisi oldu. O kadar ilginç bir okul ki herhalde ellinci yılında dünyanın en iyi lisesi olacak. Peki, nereden çıktı bu okul? Kim kurdu? Neden en başarılı öğrenciler bu okula koşuyor? Bu okul Bahçeşehir Uğur Eğitim Vakfı tarafından kurulmuş, ABD'de benzerleri var. Okulun müdürü Yrd. Doç. Dr. Sinem Vatanartıran. Sinem Hanım çok genç, dünyanın her tarafını gezmiş, eğitim sistemlerini incelemiş. 'Bizim okulumuz benzerlerinden daha iyi çünkü bizim çocuklarımız daha iyisini hak ediyor' diyor. Sinem Hanım deyim yerindeyse okulda yatıp kalkıyor. Bütün hayatını öğrencilerine adamış. Okulda tüm öğrenciler burslu okuyor, yatılı kalıyorlar, cep harçlıklarını da vakıf veriyor. Dersler çok ilginç, derslerin birçoğuna mühendislik fakültesinden profesörler, doçentler giriyor. Okulda yazılım, genetik, mekatronik gibi dersler var. Öğrenciler öğretim hayatı boyunca en az iki kez Güney Kore, Japonya, ABD gibi ülkelere gidiyorlar. Oralarda eğitim alıyorlar, oradan hocalar geliyor. ÜÇ YILDIR TÜRKİYE BİRİNCİSİ Bunları niye anlatıyorum. Bu okul üç yıldır Türkiye birincisi oluyor. Bütün fen liselerini geride bırakıyor. Eğitimi farklı, yapısı farklı ve başarılı, ama gelin görün ki MEB'in umurunda değil. SBS sonuçları açıklandı. MEB'den herhangi birisi Sinem Hanım'ı arayıp kutlamamış veya bu okulu örnek alıp diğer fen liselerini bu yapıya kavuşturmak için herhangi bir girişimde bulunmamış. Sinem Hanım gayet mütevazı 'Bizim kapılarımız herkese açık istiyoruz ki ülkemizde bu tür okullar artsın. Bütün bildiklerimizi paylaşmaya hazırız' diyor. GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ Ben MEB'in yerinde olsam okulların tabelasını değiştirip 'Anadolu lisesi' yazacağıma bir komisyon kurup Fen ve Teknoloji Lisesi'ndeki sistemi tüm fen liselerine acilen uygularım. İşte o zaman Türkiye dünya çapında bilim adamları yetiştirmeye başlar. Nereden mi biliyorum? Henüz 9. sınıfta dünya çapında başarılar elde etmeye çalışan fen teknoloji öğrencileri bugünden bu ülkeye büyük hizmetlerde bulunacaklarını ispatladılar. Son söz 'Sinem Hanım siz üzülmeyin, güneş balçıkla sıvanmaz.' Turgay Polat-akşam

23 Temmuz 2010 Cuma

ÖSYM'den Açıklama

ÖSYM'den Açıklama

ÖSYM Başkanlığından yapılan açıklamada, okul türü kodları yanlış gönderilen adayların doğru bilgilerinin merkeze ulaştığı ve düzeltildiği bildirildi.
Yazılı açıklamada, 2010 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine başvuru yapan son sınıf düzeyindeki adayların öğrenim bilgilerinin, öğrencisi oldukları ortaöğretim kurumları tarafından elektronik olarak 14-25 Haziran arasında ÖSYM'ye bildirildiği anımsatıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:

''Ancak TC Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü Mesleki Açıköğretim Lisesi Müdürlüğünce, 15.07.2010 tarihinde merkezimize gönderilen yazıda, öğrencilerin bir kısmının okul türlerinin sehven yanlış gönderildiği belirtilmiş ve bu adayların doğru bilgileri de merkezimize 20.07.2010 tarihinde ulaştırılmıştır.

Bu bilgi üzerine, adayların mağduriyetlerinin önlenebilmesi için kurumun talebi üzerine ilgili adayların yanlış bildirilen okul türlerinin düzeltilmesi yoluna gidilmiş ve yeni durumları ÖSYM'nin www.osym.gov.tr adresinde adayların bilgilerine sunulmuştur.''

Özyeğin'de Burslu Oranı Yüzde 96

Özyeğin'de Burslu Oranı Yüzde 96

ÖzÜ, üniversite sınav sonuçlarına göre Türkiye genelinde ilk 5 bine giren öğrencilerine aylık nakit burs da verecek.

Özyeğin Üniversitesi'nde öğrencilerin yüzde 96'sı burslardan yararlanıyor. Fakültelerdeki bölümlere burssuz öğrenci alınmıyor. Gençler dört yıllık bu bölümlerde tam burslu ya da yarı burslu olarak okuyor. Bu yılki 570 kişilik kontenjanın 539'una da burs verilecek



BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
* Her öğrenciye taşınabilir bilgisayar veriliyor.
* Öğretim üyelerinin yüzde 60'ı dünyada ilk 100, yüzde 85'i ise ilk 200'de yer alan üniversitelerden doktoralarını aldı.
* ABD'deki University of Texas at Dallas'ın yayımladığı sıralamada, pazarlama alanının en önemli dört süreli yayını kabul edilen Journal of Consumer Research, Journal of Marketing, Journal of Marketing Research ve Marketing Science'da 2009 yılında yer alan makale sayılarına göre, işletme okulları arasında Türkiye'den bir tek Özyeğin Üniversitesi dünyada ilk 100'e girdi.
* Üniversitenin tanıtım günleri 6 Ağustos'a kadar devam ediyor.
* ÖzÜRektörü'yle tercih dönemi boyunca 21.30-23.00 arasında OzURektor@live.com adresinden sohbet edebilirsiniz.
* Öğrencilere yardımcı olmak için 'Üniversite Seçim Rehberi' hazırlandı. http://www.ozyegin.edu.tr/ADAY-OGRENCILER/Universite-Secim-Rehberi adresinden ulaşabiliyor.
* Üniversiteye, www.ozyegin.edu.tr, http://www.facebook.com/ozyeginuniversitesi ve http://twitter.com/ozyeginuni adreslerinden ulaşabiliyor.

Özyeğin Üniversitesi'nde (ÖzÜ) her 100 öğrenciden 96'sı burslu okuyor. Üniversite, 2010-2011 akademik yılında da 10 milyon TL değerinde burs verecek. Alınacak 570 öğrencinin 539'u çeşitli oranlarda, burslardan yararlanacak.
Burslar, işletme ve mühendislik programlarındaki bütün öğrencileri, otel yöneticiliği bölümündekilerin de yüzde 66'sını kapsıyor. Burs desteği karşılıksız ve en az beş yıl boyunca kesintisiz devam ediyor. İktisadi ve idari bilimler, mühendislik fakültelerindeki tüm bölümler 26 bin TL. Uygulamalı bilimler yüksekokulundaki bölümler ise 16 bin 600 TL. İşletme bölümünde okuyan öğrencilerin 50'si tam burslu olarak öğrenim ücretinin tamamından muaf olacak, 140 kişi ise öğrenim ücretinin sadece yarısını ödeyecek. Mühendislik fakültesine de tüm öğrenciler burslu alınacak. Bilgisayar mühendisliğinde 35 öğrenci tam, 45 kişi yarı burslu olacak. Endüstri mühendisliğine alınacak 90 öğrenciden 35'ine tam burs, 55'ine ise yüzde 50 oranında burs verilecek. Elektrik-elektronik mühendisliğinde 30 kişi tam, 40 kişi yüzde 50 burslu okuyacak. Makine mühendisliğinin tam burslu kontenjanı 20kişi , yüzde 50 burslu kontenjanı ise 30 kişi. Uygulumalı bilimler yüksekokulundaki otel yöneticiliği programında dokuz kişi 16 bin 600 olan öğrenim ücretini ödemeyecek, 20 kişi yarısını, yani 8 bin 300 TL ödeyecek. 30 öğrencinin öğrenim ücretinin yüzde 25'i ise üniversite tarafından karşılanacak.
Öte yandan 'tam burslu' programlara yerleştirilen ve kazandıkları bölümün puan türünde Türkiye genelinde ilk 5 bine girenlere harçlık da verilecek. Derece yapan bu öğrenciler 10 ay süreyle ayda 500 TL nakit burs olanağından faydalanacak. Türkiye genelinde 10 bine girenler ise 10 ay süreyle ayda 300 TL harçlık alacak. Ayrıca üniversite öğrencilere öğrenim kredisi de veriyor. Öğrenciler, öğrenim ve konukevi ücretlerinin ödemelerinde kullanmak üzere uygun koşullarda kredi kullanabiliyor. Öğrenim kredisinden yararlanan öğrencilere anlaşma yapılan banka tarafından aylık kredi faiz oranı ve dosya masrafında kredi vadesine göre yüzde 15 veya yüzde 20 oranında indirim yapılıyor.


Mezun olmadan iş hayatına giriş
Özyeğin Üniversitesi(ÖzÜ) müfredatındaki en ilginç ve önemli derslerden biri 'sektörel çözümler'. Bu ders sayesinde tüm bölümlerdeki öğrenciler yurtdışında ve yurtiçinde zorunlu staj yapıyor.
İş dünyasıyla iç içe, uygulamalı bir eğitim vermeyi hedefleyen Özyeğin Üniversitesi, geliştirdiği modelle tüm öğrencilerinin okurken staj yapmasını sağlıyor. İktisadi ve idari bilimler, mühendislik fakülteleri öğrencileri ikinci sınıfta üniversite müfredatının önemli bir parçası olan 'sektörel çözümler dersleri' alıyor. Dersler kapsamında sektörel projeler yapılıyor. Ayrıca öğrencilere yurtiçi ve yurtdışında staj yapacağı firmalar bulunuyor. Not ortalaması 2.00'nin üzerinde olan tüm öğrenciler yaz döneminde ücretli staj yapıyor. Not ortalaması 3.50'nin üzerinde olan öğrenciler ise üniversite tarafından yurtdışında staja gönderiliyor.

Altı öğrenci yurtdışına gitti
Bu yıl üstün başarı gösteren altı öğrenci yurtdışı stajlarını yapmaya başladı. Özyeğin Üniversitesi, yurtdışında ücretli staj imkânı sunduğu öğrencilerinin seyahat ve konaklama giderlerini de karşılıyor.
Öte yandan üniversite, yıl boyu düzenlediği çeşitli etkinliklerle iş dünyasının lider isimlerini öğrencilerle buluşturuyor. Bu etkinliklerde öğrenciler hem başarılı profesyonellerin ve girişimcilerin deneyimlerini dinleme hem de onlarla bizzat tanışma şansı yakalıyor. 2009-2010 akademik yılı içinde üniversite öğrencileri, Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağan, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, Moda Tasarımcısı Arzu Kaprol, New York Times köşe yazarı Thomas Friedman gibi birçok kişiyle bir araya geldi. Öğrencilerden bu toplantılar sayesinde kendine staj bulanlar oldu. İşletme 2. sınıf öğrencisi Ali Yağız Yemişçi bunlardan biri. PepsiCo'da staj yapan Yemişçi, �Üniversitemizde düzenlenen Kadın Seferberliği Programı toplantısının konuşmacılarından PepsiCo Asya Pasifik Bölgesi Başkanı Ümran Beba ile tanışmam bu uluslararası şirkette staj yapmamı sağlayan ilk adım oldu. Temmuz ayında da ilk zorunu stajımı bu şirkette yapmaya başladım� şeklinde konuştu.

ÖzÜ öğretim üyelerinin 84 patenti var
Özyeğin Üniversitesi, öğretim üyelerini bilimsel ve dünya genelinde sektörün ihtiyaçlarına cevap veren projeler üretmeye teşvik ediyor. Üniversite kurulalı iki yıl olmasına karşın dokuz öğretim üyesi Avrupa Komisyonu tarafından tersine beyin göçünü özendirmek amacıyla verilen Marie Curie Ulusla-
rarası Yeniden Entegrasyon Ödülü'nü aldı. 14 öğretim üyesi projesi TÜBİTAK tarafından desteklendi. Bir öğretim üyesi de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın San-Tez Programı Ödülü'nü almaya hak kazandı. Üniversite, ikinci yılında toplam 4 milyon 340 bin TL tutarında proje ve ödül desteği aldı. Öğretim üyelerinin toplam 84 patentinin yanı sıra dokuz tane de yeni patent başvurusu bulunuyor.

Girişimci gençlerden parlak projeler
İşletme öğrencisi Semih Arkohen, okuldaki kahve makinelerini işletmek üzere bir şirket kurdu, başka bir öğrenci Yusuf Karaca, tek öğünlük ambalajlı zeytin fikirini geliştirdi ve ürününü sosyal tesislere, simitevlerine pazarlamaya başladı bile, Fethi Sercan Aydın ise üzerinde üniversitenin logosunun bulunduğu tişörtler satıyor...
Bunlar Özyeğin Üniversitesi öğrencilerinin geliştirdiği fikirlerden sadece birkaçı. Üniversitenin ikinci yılında öğrenciler, özgün iş fikirlerini hayata geçirmeye başladı. Gençler düzenlenen yarışmalarda da değişik projeleriyle yer alıyor. IBM Türkiye ve Yeditepe Üniversitesi Fütürizm Kulübü'nün 'IBM Akıllı İstanbul 2010 Fikir Yarışması'nda Özyeğin Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Cem Arslan birinci ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği hazırlık sınıfı öğrencisi Doğan Osman Yirmibeşoğlu üçüncü oldu.

Özyeğin'in karnesi pekiyi
Realta Danışmanlık'ın üniversite öğrencileri arasında ikincisini gerçekleştirdiği 'Türkiye'nin En Gözde Şirketleri' araştırmasında bu yıl öğrencilerden okudukları üniversiteyi değerlendirmeleri de istendi. İnternet üzerinden gerçekleştirilen araştırmaya 98 üniversiteden toplam 18 bin 490 üniversite öğrencisi katıldı. 13 bin 852 geçerli anket değerlendirmeye alındı. Değerlendirme sonucunda Özyeğin Üniversitesi, öğrenci memnuniyeti bakımından birinci oldu.

Otelcilerin stajı hazır
Özyeğin Üniversitesi, otel yöneticiliği lisans programı öğrencileri için önemli bir fırsat sunuyor. Üniversite Swissôtel Hotels&Resorts ile işbirliği protokolü imzaladı. Yapılan anlaşmaya göre otel yöneticiliği öğrencileri, stajlarını Swissôtel'in farklı şehirlerdeki tesislerinde yapabiliyor ve mezuniyet sonrası ilk iş görüşmelerini Swissôtel'le gerçekleştirebiliyor.Mezun olmadan iş hayatına giriş
Özyeğin Üniversitesi(ÖzÜ) müfredatındaki en ilginç ve önemli derslerden biri 'sektörel çözümler'. Bu ders sayesinde tüm bölümlerdeki öğrenciler yurtdışında ve yurtiçinde zorunlu staj yapıyor.
İş dünyasıyla iç içe, uygulamalı bir eğitim vermeyi hedefleyen Özyeğin Üniversitesi, geliştirdiği modelle tüm öğrencilerinin okurken staj yapmasını sağlıyor. İktisadi ve idari bilimler, mühendislik fakülteleri öğrencileri ikinci sınıfta üniversite müfredatının önemli bir parçası olan 'sektörel çözümler dersleri' alıyor. Dersler kapsamında sektörel projeler yapılıyor. Ayrıca öğrencilere yurtiçi ve yurtdışında staj yapacağı firmalar bulunuyor. Not ortalaması 2.00'nin üzerinde olan tüm öğrenciler yaz döneminde ücretli staj yapıyor. Not ortalaması 3.50'nin üzerinde olan öğrenciler ise üniversite tarafından yurtdışında staja gönderiliyor.

Altı öğrenci yurtdışına gitti
Bu yıl üstün başarı gösteren altı öğrenci yurtdışı stajlarını yapmaya başladı. Özyeğin Üniversitesi, yurtdışında ücretli staj imkânı sunduğu öğrencilerinin seyahat ve konaklama giderlerini de karşılıyor.
Öte yandan üniversite, yıl boyu düzenlediği çeşitli etkinliklerle iş dünyasının lider isimlerini öğrencilerle buluşturuyor. Bu etkinliklerde öğrenciler hem başarılı profesyonellerin ve girişimcilerin deneyimlerini dinleme hem de onlarla bizzat tanışma şansı yakalıyor. 2009-2010 akademik yılı içinde üniversite öğrencileri, Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çağan, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, Moda Tasarımcısı Arzu Kaprol, New York Times köşe yazarı Thomas Friedman gibi birçok kişiyle bir araya geldi. Öğrencilerden bu toplantılar sayesinde kendine staj bulanlar oldu. İşletme 2. sınıf öğrencisi Ali Yağız Yemişçi bunlardan biri. PepsiCo'da staj yapan Yemişçi, �Üniversitemizde düzenlenen Kadın Seferberliği Programı toplantısının konuşmacılarından PepsiCo Asya Pasifik Bölgesi Başkanı Ümran Beba ile tanışmam bu uluslararası şirkette staj yapmamı sağlayan ilk adım oldu. Temmuz ayında da ilk zorunu stajımı bu şirkette yapmaya başladım� şeklinde konuştu.

ÖzÜ öğretim üyelerinin 84 patenti var
Özyeğin Üniversitesi, öğretim üyelerini bilimsel ve dünya genelinde sektörün ihtiyaçlarına cevap veren projeler üretmeye teşvik ediyor. Üniversite kurulalı iki yıl olmasına karşın dokuz öğretim üyesi Avrupa Komisyonu tarafından tersine beyin göçünü özendirmek amacıyla verilen Marie Curie Ulusla-
rarası Yeniden Entegrasyon Ödülü'nü aldı. 14 öğretim üyesi projesi TÜBİTAK tarafından desteklendi. Bir öğretim üyesi de Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın San-Tez Programı Ödülü'nü almaya hak kazandı. Üniversite, ikinci yılında toplam 4 milyon 340 bin TL tutarında proje ve ödül desteği aldı. Öğretim üyelerinin toplam 84 patentinin yanı sıra dokuz tane de yeni patent başvurusu bulunuyor.

Girişimci gençlerden parlak projeler
İşletme öğrencisi Semih Arkohen, okuldaki kahve makinelerini işletmek üzere bir şirket kurdu, başka bir öğrenci Yusuf Karaca, tek öğünlük ambalajlı zeytin fikirini geliştirdi ve ürününü sosyal tesislere, simitevlerine pazarlamaya başladı bile, Fethi Sercan Aydın ise üzerinde üniversitenin logosunun bulunduğu tişörtler satıyor...
Bunlar Özyeğin Üniversitesi öğrencilerinin geliştirdiği fikirlerden sadece birkaçı. Üniversitenin ikinci yılında öğrenciler, özgün iş fikirlerini hayata geçirmeye başladı. Gençler düzenlenen yarışmalarda da değişik projeleriyle yer alıyor. IBM Türkiye ve Yeditepe Üniversitesi Fütürizm Kulübü'nün 'IBM Akıllı İstanbul 2010 Fikir Yarışması'nda Özyeğin Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Cem Arslan birinci ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği hazırlık sınıfı öğrencisi Doğan Osman Yirmibeşoğlu üçüncü oldu.

Özyeğin'in karnesi pekiyi
Realta Danışmanlık'ın üniversite öğrencileri arasında ikincisini gerçekleştirdiği 'Türkiye'nin En Gözde Şirketleri' araştırmasında bu yıl öğrencilerden okudukları üniversiteyi değerlendirmeleri de istendi. İnternet üzerinden gerçekleştirilen araştırmaya 98 üniversiteden toplam 18 bin 490 üniversite öğrencisi katıldı. 13 bin 852 geçerli anket değerlendirmeye alındı. Değerlendirme sonucunda Özyeğin Üniversitesi, öğrenci memnuniyeti bakımından birinci oldu.

Otelcilerin stajı hazır
Özyeğin Üniversitesi, otel yöneticiliği lisans programı öğrencileri için önemli bir fırsat sunuyor. Üniversite Swissôtel Hotels&Resorts ile işbirliği protokolü imzaladı. Yapılan anlaşmaya göre otel yöneticiliği öğrencileri, stajlarını Swissôtel'in farklı şehirlerdeki tesislerinde yapabiliyor ve mezuniyet sonrası ilk iş görüşmelerini Swissôtel'le gerçekleştirebiliyor.

radikal

Meslek Liselilere Müjde

Meslek Liselilere Müjde

Teknoloji fakülteleri meslek liselerine mühendislik yolunu açtı.
Yıllardır 4 yıllık fakülte hayali kuran meslek liseli öğrenciler, teknoloji fakültelerine girebilecek. Bu fakültelerdeki 2 bin 52 kontenjana sadece meslek lisesi mezunları alınacak. Programı bitiren öğrenciler, mühendis olarak iş hayatına atılıyor.

Meslek lisesi öğrencileri, artık 4 yıllık bir fakülteye girip mühendis çıkabilecek. ÖSYM tercih kılavuzundaki karışıklıklardan nasibini alan meslek liselilerin çoğu, üniversite tercih tablolarında aydınlatıcı bilgi bulunmadığı için meslek yüksekokullarına yönelmek zorunda kalıyor. Oysa meslek lisesi mezunları, Türkiye'nin dört bir yanındaki 7 üniversitede açılan teknoloji fakültelerinde mühendislik hayalini gerçekleştirebilir. Bu programdaki 2 bin 52 kontenjana sadece meslek lisesi mezunları alınacak. Teknoloji Fakültesi diplomasıyla mühendislik Fakültesi diploması arasında statü olarak bir fark da yok. Birçok meslek liselinin bu yıl teknoloji fakültelerine yerleşebileceğini belirten FEM Dershanesi Rehberlik Uzmanı Faruk Ardıç, meslek liseli adaylara yetenekleri doğrultusunda mühendis olmanın yolunun açıldığına dikkat çekiyor.

Binlerce meslek liselinin merakla beklediği lisans eğitim fırsatı 2010 tercih kılavuzunda adeta gizlenmiş. YÖK'ün meslek liselinin mağduriyetini gidermek için bu yıl ilk kez uyguladığı sistemle teknoloji fakülteleri, meslek liselilere açıldı. Buna göre her meslek liseli, sadece YGS-1 puanına göre bu fakülteyi tercih edebiliyor. Bünyesinde mühendislik ve teknoloji olmak üzere iki farklı bölüm bulunan fakülteden mezun olanlar 'mühendis' sayılıyor. Bu fakülte mezunu mühendisler, Türkiye Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği'ne bağlı mühendis odalarına üye olabiliyor. Teknoloji fakültesi öğrencileri; bir yarıyıl işyeri eğitimi (7. yarıyıl) ve ayrıca yaz dönemlerinde 72 günlük endüstri stajı görme imkânına da sahip. Fakültede lisansüstü (Yüksek lisans-doktora) eğitimleri ise mühendislik fakültelerinde olduğu gibi düzenleniyor.

FEM Dershanesi Rehberlik Uzmanı Faruk Ardıç, daha önceki sistemde mühendis olmaları alan katsayı uygulamalarından dolayı mümkün olmayan meslek ve teknik lise öğrencilerinin artık puanı kırılmadan ve ek puan almadan genel lise mezunları gibi mühendis olabileceğini anlatıyor.

Teknoloji Fakülteleri ile ilgili bilgiler 2010 tercih kılavuzu 211. sayfa Tablo 6-2B'de ve Tablo 4'te yer alıyor. Meslek liseliye özel bölümlerin yanında METOK-(Mesleki Teknik Ortaöğretim Kurumları için Ayrılmış Kontenjanlar) şeklinde ibare bulunuyor. Teknoloji Fakültelerinin yer aldığı üniversiteler şunlar: Afyon Kocatepe, Fırat, Gazi, Karabük, Marmara, Sakarya, Süleyman Demirel. Bu fakülte içindeki bölümler ise şöyle: Bilgisayar mühendisliği, elektrik mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, enerji sistemleri mühendisliği, metalurji ve malzeme mühendisliği, otomotiv mühendisliği ve yazılım mühendisliği.

Öğretmenlere Eş Durumu Tayini

Öğretmenlere Eş Durumu Tayini

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "öğretmenler eşlerinin bulunduğu illerdeki kadrolara atanacak." denildi.

Eş durumunda ve il içi tayinlerde MEB'den �adalet isteyen'' öğretmenlere olumlu yanıt geldi.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Remzi Kaya, "Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, öğretmen atama kılavuzunda il emri koymamıştı. Öğretmenler 25 tercih yapıyor, atanmazlarsa 26'ncı tercihlerine yönelendiriliyordu. Sayın bakanımız il emri talimatı verdi. Artık öğretmenler eşinin bulunduğu ilin Milli Eğitim Müdürlüğü kadrosuna atanacak. Her öğretmen mutlaka eş durumundan eşinin bulunduğu kente atanabilecek." dedi.

Daha önceden sadece kadrolu öğretmenlerde geçerli olan bu durum artık sözleşmeli öğretmenler için de geçerli olacak.

22 Temmuz 2010 Perşembe

400 bin Öğrencinin Hayalleri Değisti

400 bin Öğrencinin Hayalleri Değisti

Kılavuzda yapılan unutkanlık nedeniyle 49 programda hata yapan ÖSYM, bu kez üniversite adaylarının MF-4 puanlarını yanlış sıraladı.
Başkan Yarımağan, 'Başarı sırası bana göre önemli değil' derken uzmanlar, binlerce kişinin etkileneceği konusunda hemfikir

ÖSYS kılavuzundaki 49 programda yanlışlık yapıldığını duyuran ÖSYM, yaklaşık bir hafta sonra yeni bir hatayı daha açıkladı. Üniversite adaylarının alanındaki MF-4 puanlarının yanlış sıralandığını belirten kurum, doğru sıralamayı dün internet sitesinden yayımladı. Ancak 26 Temmuz'da başlayan tercih sürecinde, öğrencilerin puan sıralamasındaki bu değişiklik, üniversite hayali kuran binlerce adayı, doğru tercihi nasıl yapacağı konusunda kaygılandırdı.

BAŞARI SIRASI YANLIŞ
ÖSYM'den 15-20 Temmuz tarihlerinde adayların internetten öğrendikleri 2010-LYS sonuçlarıyla ilgili yapılan açıklamada özetle şöyle denildi:
'Y-MF-4 puan türünde alanında başarı sırası değer¤inin yanlış olduğu belirlenmiştir. Y-MF-4 puanıyla (alanında) tercih yapacak adaylar doğru başarı sıralarını 21 Temmuz 2010'dan (dün) itibaren internetten öğrenebilirler. Sonuç belgesinde Y-MF-4 başarı sırasının (alanında) doğru değeri yer alacaktır.'


ÖĞRENCİLER YANILMASIN
ÖSYM Başkanı Prof. Ünal Yarımağan ise, 'TM alanından giren adaylar MF-4 puan türünde bir program alanı tercih edebiliyor. TM alanındaki adayları da katarak MF-4 yerleştirme puan türü alanında başarı sırasını yeniden hesapladık' dedi. Öğrencilerin tercih yaparken yanılmaması için böyle bir düzenleme yaptıklarını belirten Yarımağan, MF-4 puan türünde TM alanından giren adayların başarı sırasının yer almadığını, TM alanından giren adayları da MF-4 puan türüne kattıklarını söyledi.


BENCE ÖNEMLİ DEĞİL
Yarımağan, şöyle devam etti: 'Öğrenciler tercih yaparken yanlış yorum yapabilirler, 'Ben buraya rahatlıkla girebilirim' diyebilirler. Oysa giremezler, öyle bir yanılgı olmasın diye... Yoksa yanlış hesaplama değil.'
Başarı sıralamasının tercihler için hiç önemli olmadığını da belirten Yarımağan, 'Maalesef rehber öğretmenler ve öğrenciler başarı sırasına çok bakıyorlar. Biz o yüzden öğrenci yanlış tercih yapmasın diye yaptık. Yoksa başarı sırası bana göre çok da önemli değil' ifadesini kullandı.


BAKTIM, SONLARDA DEĞİŞTİRİYOR
Yarımağan, 'Değişiklik başarı sıralarını ne kadar değiştiriyor?' sorusu üzerine ise, sıralamada başlarda yer alan adayın başarı sırasını hiç değiştirmediğini söyledi. ÖSYM Başkanı, 'Ben 15 bininci bir adaya baktım, önüne 5 kişi geçmiş. Onun bir etkisi yok. Sonlarda değiştiriyor. Mesela daha önce başarı sırası 180 bin olan aday şimdi 280 bin olabilir' şeklinde konuştu.

Hata şok edici ancak çözümsüz değil
Turgay Polat (Uğur Dershaneleri Genel Müdür Yardımcısı) : TM öğrencilerinin MF puanı çok yüksek olmadığı için ilk 100.000 de sorun yok. Asıl kaymalar başarı sırası 150 binden sonraya denk gelen öğrencilerde yaşanıyor. Örneğin, başarı sırası 33.822 olan öğrenci yeni durumda 33.846. sıraya çıkmıştır. Oysa başarı sırası 181 bin olan öğrenci yeni durumda 248 bine gerilemiştir ki, kaymadan önce bu öğrenci birçok yeri seçebilecekken yeni durumda işi zorlaşacaktır.

Ayşe Tekin (MAT FEN Dershanesi Rehberlik Uzmanı): Ülke genelinde puan türünde ilk birkaç bin kişi arasında giren adaylar bu hatadan çok fazla etkilenmeyecekler. Hata şok edici ancak çözümsüz değil. Bilinçli tercihlerle tolere edilebilir.

Celil Vardar (Final Dergisi Dershaneleri Rehberlik ve Tanıtım Koordinatörü): İlk 5 binde 1 kişinin, 50 binde 220 kişinin, 100 binde 6600 kişinin, 1200 binde 94 bin kişinin başarı sıraları geriledi.

Nur Kulaksızoğlu (Kavram Meslek Yüksekokulu Eğitim Danımanı): MT-4 puan türündeki başarı sırası hatası, sadece bu puan türünde değil, MF-1 MF-2 ve MF-3 puan türlerindeki başarı sırasını da etkileyecektir. Çünkü MT-4 puanı içerisindeki öğrenciler diğer puan türleri içerisinde de yer almışlardır. Öğrenci daha üst puanla girmeyi düşündüğü yerler yerine bu defa daha alt puanda ve daha düşük başarı sıralı olan yerleri seçmek zorunda kalacak. MF puan hesap edilen 400 bin öğrencinin bu durumdan etkileneceğini tahmin ediyoruz.

Suat Ataseven (Beşiktaş Kültür Dershanesi): Hata sadece Y-MF-4 te mühendislik tercihi yapacak öğrencileri etkiliyormuş gibi olsa da aslında diğer öğrencileri de kuşkuya düşürüyor. Birçok kişi farketmese de sıralamalarda hala çok fazla tutarsızlıklar var.

Eğitimde Yeni Hedef

Eğitimde Yeni Hedef

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ilköğretim ve ortaöğretim haftalık ders saatlerini, öğrencilerin yaş gruplarına göre yeniden düzenledi.
Buna göre ilköğretim üçüncü sınıfa kadar haftalık zorunlu ders saati sayısı 25'e, 4'üncü ve 5'inci sınılarda ise 26 saate indirildi. Genel ve Anadolu liselerinde halen uygulanmakta olan "Fen Bilimleri'', "Sosyal Bilimler'', "Türkçe-Matematik'' ve "Yabancı Dil'' alanları ise kaldırıldı.

MEB, gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar, akademik çevreler ve alandan gelen geri bildirimler ile 15-16 Mart 2010 tarihinde konuyla ilgili yapılan çalıştay sonucunda, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki öğrencilerin zorunlu ders yükünü hafifletmek, öğrencilere okulu daha çok sevdirmek, istek ve yetenekleri doğrultusunda etkinlikler yapmalarına ve ders seçmelerine imkân vermek amacıyla "İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgeleri''ni yeniden düzenledi.

Edinilen bilgiye göre, İlköğretim Genel Müdürlüğü ile Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nın koordineli çalışmaları sonucunda hazırlanan "İlköğretim Okulu Haftalık Ders Çizelgesi'' gelecek eğitim-öğretim yılı olan 2010-2011 öğretim yılından itibaren uygulanacak.

Yeni hazırlanan "İlköğretim Okulu Haftalık Ders Çizelgesi''ne göre, ilköğretim okullarının, haftalık zorunlu ders saati sayısı toplamı 1., 2. ve 3. sınıflarda 25'e, ilköğretim 4. ve 5. sınıflarda ise 26 ders saatine indirildi.

Buna ilave olarak ilköğretim 1., 2. ve 3. sınıflarda 5, ilköğretim 4. ve 5. sınıflarında 4 ders saati "serbest etkinlikler'' yapılacak. İlköğretim 6., 7. ve 8. sınıflarda ise seçmeli ders saati sayısı ile birlikte haftalık ders saati sayısı toplamı 30 olacak. Düzenlemeyle haftalık ders saati sayısı ilköğretim 1-3. sınıf Türkçe derslerinde 12'den 11'e, 1-3. sınıf hayat bilgisi derslerinde 5'ten 4'e, 4-5. sınıf fen ve teknoloji derslerinde 4'ten 3'e, 8. sınıf TC inkılap tarihi ve Atatürkçülük dersinde 3'ten 2'ye indirildi.

İlköğretim 6-8. sınıf beden eğitimi dersleri ise 1'den 2'ye çıkarıldı.

Bakanlık, ilköğretim 1-5. sınıflarda sınıf öğretmenleri tarafından rehberliğin gerekli olduğu her zaman ve sosyal etkinliklerin ise "serbest etkinliklerle'' birlikte yapılması amacıyla "rehberlik ve sosyal etkinlikler'' dersi için ayrılan haftalık 1 ders saatini kaldırdı.

Öğretim programı hazırlanmakta olan "vatandaşlık ve demokrasi eğitimi'' dersi 2010-2011 öğretim yılında ilköğretim 8. sınıfta "seçmeli'', 2011-2012 öğretim yılından itibaren "zorunlu'' ders olarak okutulacak.

İlköğretim 4-5. sınıflarda okutulmakta olan "trafik güvenliği'' derslerinin öğretim programları birleştirilerek 2012-2013 öğretim yılından itibaren sadece 5. sınıfta haftada 1 ders saatinde uygulanacak ve 4. sınıfta bu dersten boşalan 1 ders saatinde de "serbest etkinlikler'' yapılacak.

Karakterine Göre Meslek Seç

Karakterine Göre Meslek Seç

Bölüm ve meslek tercihinizi yaparken karakter ve kişilik özelliklerinizi göz ardı etmeyin.

Bölüm ve meslek tercihinizi yaparken karakter ve kişilik özelliklerinizi göz ardı etmeyin. Size uymayan, sadece toplumdaki konum ya da kazancını düşünerek seçeceğiniz meslek, bir ömür mutsuzluğu da beraberinde getirebilir.

Meslek seçiminde öne çıkan faktörlerden biri nedir? Böyle bir soruya verilecek cevap: Gençlerin kendisini ve hayattan beklentilerini çok iyi tanımlamasıdır. Bir diğeri de ilgi alanlarına uygun mesleklere yönelmiş olmasıdır. Bu iki faktör arasında uyum ne kadar üst düzey olursa sonuçlar da o kadar tutarlı olur.

İnsanın doğuştan getirdiği özellikleri ile çocukluk döneminde kazandığı bilinçaltının tesiriyle kişilikler ortaya çıkar. Kişiliklerin meslekle uyumlu olması, bireylerin yaptıkları işlerde daha verimli olmaları sonucunu doğuracaktır.

YARIDA KALAN EĞİTİMLERE SON

Kişilik meslek uyumu iyi örtüştürülürse kazanılan bölümlerin değiştirilmesi, okunan mesleklerin yapılmaması sorununa bir anlamda önceden çözüm bulunmuş olur. Gelişmiş ülkelerde yapılan psikolojik araştırmalarda mizaç ve karakterin kişiliğin oluşumunda etkisi ortaya konulmuştur. Kişilik doğuştan getirilen özellikler, karakter sosyal çevrenin kazandırdıkları olarak açıklanabilir. Bu iki önemli unsurla mesleki istek ve tatmin bir arada düşünülürse uyum sağlanmış olur. Bir öğrencinin iş yapma tarzı, potansiyelleri bir mesleğin yapılış şekli ile paralellik arz etmesi, mesleki başarıyı öne çıkaracaktır. Buradaki esas mesleki başarının yanı sıra mesleki doygunluk ve duygusal tatmindir. Kendisiyle barışık, mesleğin beklentilerine uygun hareket eden kişiler, yaptığı işi iyi yapar.

ÖSYM'YE NELER OLUYOR? / TURGAY POLAT'IN YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!

Öğrenciler kendilerinin iş yapma tarzlarını veya hangi ortamda verimli çalışabileceklerini tespit edebilmişlerse bu, onların doğru meslekleri seçmeleri sonucunu doğurur. Birkaç örnek verecek olursak; yazılım mühendisi olmak isteyen bir öğrencinin odaklanma kabiliyetinin yüksek olması gerekir. Endüstri mühendisliği okumak isteyen bir öğrenci ile aynı özelliklerde olmaması gerekir.

Öğretmen olmak isteyen bir gencin, ikili ilişkilerde başarılı ve öncelikle insan odaklı düşünmesi gerekmektedir. Ama aynı şeyleri makine mühendisi için söylememiz doğru olmayacaktır.

SORUN CEVAPLAYALIM

- MF-4 başarı sıram 6.215. mühendislik bölümlerini istiyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi Kontrol Mühendisliği Bölümü'nü tanıtırsanız sevinirim. Furkan Bilgin Kontrol mühendisliği bilgisayar mühendisliğinin alt dalıdır. Ülkemizde geçmişte ve bazı üniversitelerde halen bilgisayar mühendisliğinin alt dalı olarak eğitim vermekte iken İTÜ'de farklı program. Kontrol mühendisliği; elektrik, elektronik, mekanik ve bilgisayar tabanlı tüm endüstriyel üretim sistemlerinin ve hizmet sektörünün amaçlanan ve planlanan biçimde çalışmasını sağlayan bilgi ve teknolojileri üreten ve uygulayan bir mühendislik dalıdır.

- TM 1 puanım 368, başarı sıram 133.000. Dokuz Eylül İktisat'a yerleşme olasılığım nedir?

Bu yıl ÖSYM'nin verdiği öngörülere göre bu bölüme 117.000 öğrenciyi alacak. Ancak 2009 yılında son yerleşen öğrencinin başarı sırası 79.800. Bu durumda bence yerleşmen zor görünüyor. Ama ÖSYM'ye göre yerleşirsin.

- TM-1 den tercih yapmak istiyorum. Puanlarım aşağıdaki gibi. İşletme veya iktisat bölümü okumak istiyorum. Hangi üniversitelere girebilirim?

TM-1 415,133 0053865
TM-2 416,398 0046779
TM-3 416,794 0047677

Girmek istediğin bölümlerin puan türü TM-1. Bu durumda sen 53.865. olmuşsun. İstanbul, Bursa ve İzmir'deki üniversitelerin bölümlerine yerleşebilirsin.

- MF 1 puanım 477. MF4 puanım 475. Öğretmen lisesinden mezun olduğum için sıralamam 2.900. Lise matematik öğretmenliği ya da endüstri mühendisliği düşünüyorum. Yardımcı olur musunuz?

Endüstri mühendisliği programı MF-4 ile öğrenci almaktadır. Matematik öğretmenliği ise MF-1 ile öğrenci alır. Bu durumda matematik öğretmenliği ve ilköğretim matematik öğretmenliği programlarına MF-1 ek puanlı sıranla tercih yapabilirsin. Sıralaman da gayet iyi yerleşme şansın yüksek.

- Ben Dilek Aykanat. Sayısal mezunuyum, sözelden girdim. İstediğim bölümler ''reklamcılık, reklamcılık ve halkla ilişkiler, halkla ilişkiler ve tanıtım, halkla ilişkiler, radyo sinema televizyon.'' Puan ve sıralamam aşağıdaki gibi. Tercih sıralaması yapabilir misiniz ?

TS-1 puan 480,461 sıra 915
TS-2 puan 475,672 sıra 1913

Bu bölümler MF öğrencileri için alan dışı tercihe girer. Ancak başarı sıran çok çok güzel. Reklamcılık bölümü de çok tercih edilen bölümdür. Tercihlerinde istediğin yer olacaktır. Ancak Reklamcılık okurken eğitim veren hoca çok önemlidir. Tek geçerim Ali Atıf Bir hocanın öğrencisi olmalısın ve Bahçeşehir Reklamcılık bölümünü mutlaka yazmalısın.

- Elektrik mühendisliğinde okuyan birisi bilgisayar mühendisliğinde yan dal yaparsa bu kişi bilgisayar mühendisinin bilgisine sahip olabilir mi? Mezun olunca bilgisayar mühendisinin çalışma alanlarında çalışabilir mi? Ayrıca bilgisayar mühendisliği master eklenirse durum ne olur?

Harika bir soru. Tercih dönemlerinde sorulması gereken asıl soru bu zaten. Mühendislik programları son yıllarda dünyada ve ülkemizde bazı üniversitelerde ortak müfredat uygulamaya başladılar. Birçok üniversite ki mühendislik fakültesi tek olanlar ilk iki yıl aynı dersleri okutup daha sonra bölüm derslerine geçiyorlar. Ancak öğrenciler aynı dersleri gördükleri için genelde çift anadal programına katılıp iki programı birden bitiriyorlar.

- Kızımın puanları aşağıdaki gibi. İstanbul'da devlet üniversiteleri, İstanbul Üniversitesi iktisat veya işletme olabilir mi? Bize ilk 5 tercihinin nasıl olabileceğine ilişkin bir sıralama yapabilirseniz sevinirim.

Puan Başarı sırası
TM -1 402,101 72.420
TM - 2 407,479 57.605
TM - 3 411,050 53.662

İstanbul'da hukuk ve psikoloji gibi bölümlere yerleşmesi zor görünüyor. Ancak İstanbul işletme, iktisat, maliye, uluslararası ilişkiler, Marmara işletme, iktisat, kamu yönetimi gibi bölümlere yerleşebilir.

- MF -4 puanım 497, başarı sıram 17.801. Aklımda mühendislik var makine ya da elektrik elektronik. Bahçeşehir Üniversitesi burslu olabiliyor veya İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü düşünüyorum. İTÜ'nün tutma ihtimali de düşük ama tercihlerimde yer vereceğim yine. Bahçeşehir hakkında ciddi kaygılarım var. Ailem orta gelirli olduğundan oradaki öğrencilere uyum sağlayamam gibi düşünüyorum. Ayrıca kalırsam da orada devlet yurdunda kalacağım. Fen lisesi çıkışlıyım. Alternatif bölümlere de baktım. ODTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği'nin gelme ihtimali de yüksek görünüyor. Ancak bu bölümle ilgili kaygılarım var.

Aslında sorularının cevabını bulmuşsun. Neden çok güzel bölümleri Bahçeşehir gibi bir üniversitede okumak varken sıradan bölümler için zaman ve enerji kaybedesin ki. Hiç düşünmeden vakıf burslu yaz ve oku. Hiçbir zaman sorun yaşamazsın. Şu anda vakıf üniversitelerinde 15 bin burslu öğrenci okuyor. Herhalde onlar yanlış yapmamıştır. Sen tercihlerinde kimseden etkilenmeden düşündüğün yönde yap çok güzel bir eğitim alacaksın.



21 Temmuz 2010 Çarşamba

ÖSYM'den Hatalı Klavuz Açıklaması

ÖSYM'den Hatalı Klavuz Açıklaması

LYS sonuçlarında yer alan 'Y-MF-4 Puan Türünde Alanında Başarı Sırası' değerinin yanlış olduğu belirlendi...

ÖSYM, LYS sonuçlarında yer alan ''Y-MF-4 Puan Türünde Alanında Başarı Sırası'' değerinin yanlış olduğunun belirlendiğini belirterek, Y-MF-4 puanıyla (alanında) tercih yapacak adayların doğru başarı sıralarını bugünden itibaren internetten öğrenebileceğini bildirdi.

ÖSYM'den 15-20 Temmuz tarihlerinde adayların internetten öğrendikleri 2010-LYS sonuçlarıyla ilgili yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: ''Y-MF-4 Puan Türünde Alanında Başarı Sırası değerinin yanlış olduğu belirlenmiştir. Y-MF-4 puanıyla (alanında) tercih yapacak adaylar doğru başarı sıralarını 21 Temmuz 2010 tarihinden itibaren internetten öğrenebilirler. Sonuç belgesinde Y-MF-4 başarı sırasının (alanında) doğru değeri yer alacaktır.''

Özel Hastane Üniversitesi Geliyor

Özel Hastane Üniversitesi Geliyor

Personel bulmakta zorlanan özel hastaneler, kendi doktorunu yetiştirmeye karar verdi.
Uzman sağlık personeli bulmakta güçlük çeken özel hastaneler, çareyi 'çekirdekten yetiştirmek'te buldu. Bu yıl açılan Acıbadem, Medipol ve Yeniyüzyıl Üniversiteleri mezunlarına kendi hastanelerinde iş vaat ediyor.

Özel hastane yatırımlarının artması, binlerce kişiye iş imkanı yaratıyor, ancak kaliteli ve yetişmiş eleman sıkıntısı da büyüyor. Türkiye'de özel sağlık sektörü halen 200 binden fazla sağlık personeline istiham sağlıyor. İnşaatı devam eden ve planlanan da 30 civarında özel hastane var. Şu anda yetişmiş eleman bulmakta zorlanan sağlık sektörü, gelecek yıllarda daha da zorlanacak. Her hastaneye özellikle üst ihtisas dalları alanlarında hekim, ameliyat personeli, uzman düzeyde hemşire ve yönetici bulmak kolay değil. Eleman sıkıntısını aşmak için birçok hastane, eğitim programlarına başladı. Yine de hemşire, ara eleman, hatta hastane yöneticiliği alanlarında uzmanlaşmış personel bulmakta zorlanan özel hastaneler, çözümü vakıf üniversitesi kurmakta buldu.

Yeditepe, Başkent gibi hastane gruplarının ardından bu yıl da Acıbadem Sağlık Grubu, Acıbadem Üniversitesi; Medipol ve Nisa hastanelerinin sahibi Medipolitan Eğitim ve Sağlık Vakfı, İstanbul Medipol Üniversitesi; Alman ve Vatan hastanelerini bünyesinde barındıran Universal Hastaneler Grubu da Yeni Yüzyıl Üniversitesi'ni eğitime açtı.

2010-2011 eğitim-öğretim yılında ilk öğrencilerini kabul edecek olan bu üniversitelerden mezun olacak gençler, diğer öğrencilere göre iş konusunda daha avantajlı olacak. Çünkü bu üniversiteler, mezun olan öğrencilere kendi hastane gruplarında çalışma imkanı veriyor.

700 MEZUNA HEMEN İŞ

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, sektörde hekim ve ara eleman düzeyinde büyük açık olduğuna dikkat çekti. Sadece kendileri için değil, piyasanın da açığını karşılamak istediklerini belirten Dr. Ofluoğlu şunları söyledi:

'Tıp demek sadece sağlık demek değil. İşletmesi, mimarisi, hukuku var. Bu bölümleri de açtık. İlk 700 mezuna hemen iş vereceğiz. Sadece kendi hastane grubumuz için değil, diğer sektörlere de meslek sahibi kişiler yetiştirmeyi planlıyoruz. Öğrencilerimizi hem sağlık hem de hayat sigortası yaptıracağız. Gazi ve şehit çocuklarına burs veriyoruz. Öğretim üyelerinin değil, talebelerin tarafındayım. Cep telefonumdan bana ulaşacaklar. Sağlık yönetimi ve hasta yönetimi konularında ders vermeyi düşünüyorum.'

HASTANEDE EĞİTİM BAŞLADI

Memorial Sağlık Grubu ise iç eğitimler ve yüksek lisans çalışmalarıyla yönetici ve hemşirelere yöneliyor. Genel Müdür Uğur Genç, 'Memorial ve Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu işbirliği ile yüksek lisans yapmak isteyen hemşirelerimize eğitim ve kariyer olanağı tanıyoruz. 'Hastane Yöneticiliği Yüksek Lisans Programı' ile sağlık sektöründe kaliteli ve nitelikli yöneticiler yetiştiriyoruz. Tekniker ve teknisyen, perfüzyonist vs. gibi ara elemanlarla ilgili de bilgilendirme seminerleri veriyoruz' dedi.

Hedef geleceğin meslek insanı

ACIBADEM Sağlık Grubu, üniversiteyi, Türkiye'nin en ünlü beyin cerrahlarından Prof. Dr. M. Necmettin Pamir'e teslim etti. Üniversitenin Rektörü olan Prof. Dr. Pamir, geleceğin meslek insanını yetiştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Pamir, öğrencilere yaptığı çağrıda, 'Eğitim sırasında geniş burs olanakları ile kolaylık sağlayacak; öğrencilerimizi mezuniyet sonrası iş alanlarına uygun, rekabetçi bir anlayışla yetiştirecek ve onlara mezuniyet sonrası iş imkanı sağlayacağız' dedi.

TÖDER (Türkiye Öğretim Kurumları Derneği) Akademik Direktörü Prof. Dr. Adil Çağlar
Sadece sağlık eğitimiyle sınırlanmamalı
- BAZI hastane üniversitelerinin sadece sağlık bilimleri alanında hizmet vermesini eleştiren TÖDER (Türkiye Öğretim Kurumları Derneği) Akademik Direktörü Prof. Dr. Adil Çağlar, bunun üniversite kurumunun ruhuna aykırı olduğunu söyledi. Özel sektörün sadece kendi ihtiyaçlarına göre eleman yetiştirmesini yanlış bulan Prof. Dr. Çağlar, şöyle konuştu:

'Üniversite sağlık olduğu kadar temel bilimleri, yöneticilik bilimlerini de içerir. Tabii sağlık alanı Türkiye'de en azından hastaneler bazında gelir getiren bir sektör. Bu gelirin vakıf aracılığıyla üniversite kurulmasına harcanması aslında olumlu bir gelişme. Genç nüfusla üniversite sayısını karşılaştırırsak dünyadaki yetersiz toplumlardan bir tanesiyiz. Bu açıdan hastanelerin üniversite kurması olumlu. Ancak üniversite kurumunun gerektirdiği çok yönlülük ve entelektüel vizyon ilkeleri göz önüne alınarak kurumsallaştırmaları gerekir. Vakıf üniversiteleri, mali bakımdan da güçlü olmaları sebebiyle uluslararası ilişkileri de olduğu için belli bir eğitim kalitesi seviyesinde hizmet verebiliyorlar. Bu bir avantaj, hastane kökenli üniversitelerin Türkiye ortalamasındaki eğitim kalitesini tutturabileceğini düşünüyorum.'

İstanbul Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın
Tıbbı tercih eden ücretsiz okuyacak
- İSTANBUL Medipol Üniversitesi ise rektörlük makamını sağlık alanında çok önemli çalışmalara imza atan bir isme Prof. Dr. Sabahattin Aydın'a teslim etti. Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı görevinin ardından rektör olan Prof. Dr. Aydın, tıp bölümünün zorlu ve üstün gayret getiren bir bölüm olduğunu söyledi. Aydın, 'Kaliteli iyi yetişmiş doktorların seçkin öğrencilerden olması gerekir. Bu yüzden yüksek puan almış öğrencileri tercih edeceğiz. Bunun için bu bölüm tamamen ücretsiz olacak' diye konuştu. Üniversite, sağlık bilimleri fakültesi mezunlarına yüzde yüz iş garantisi veriyor. Grubun Bağcılar'da yapımını sürdürdükleri yeni hastaneleri de öğrenciler için eğitim hastanesi olacak.

Hangi üniversite hangi hastane grubunun?
- Acıbadem Üniversitesi Acıbadem Sağlık Grubu
- Başkent Üniversitesi Başkent Hastanesi
- Fatih Üniversitesi Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
- İstanbul Bilim Üniversitesi Florence Nightingale Hastanesi
- İstanbul Medipol Üniversitesi Medipol ve Nisa Hastaneleri
- Maltepe Üniversitesi Maltepe Üniversite Hastanesi
- Ufuk Üniversitesi Ufuk Ün. Tıp Fak. Dr. Rıdvan Ege Hastanesi
- Yeditepe Üniversitesi Yeditepe Üniversitesi Hastanesi
- Yeni Yüzyıl Üniversitesi Universal Sağlık Grubu (Alman, Vatan Hastaneleri)

20 Temmuz 2010 Salı

Çoban LYS Engelini Nasıl Aştı?

Çoban LYS Engelini Nasıl Aştı?

Selendili çoban Halil Eroğlu, Lisans Yerleştirme Sınavı'nda derece yaptı.
Manisa'nın Selendi ilçesine bağlı Çampınar Köyünde çobanlık yaparken babasından gizli yazıldığı açık öğretim okuluyla önce orta okulu, sonra da askerdeyken liseyi dışarıdan bitiren Halil Eroğlu, Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) Türkçe Matematik (TM) puan türünde, 211. sırada yer aldı.
Çampınar Köyünde koyun çobanlığı yapan Cennet ve Ali Hikmet Eroğlu çiftinin 4 çocuğundan biri olan Halil Eroğlu (23), tüm imkansızlıklara rağmen okuma hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
Halil Eroğlu, dağlarda koyun otlatırken çalıştığı LYS'de Türkiye genelinde ilk bine girerek, başta ailesi olamak üzere herkesi şaşırttı.
LYS TM puan türünde Ağırlıklı Orta Öğretim Başarı Puanı (AOÖBP) ile 542 puan elde ederek Türkiye 211'incisi olan Eroğlu, sınav başarısından sonra da köyünde çobanlık yapmayı sürdürüyor.

-MADDİ İMKANSIZLIKLAR BAŞARISINA ENGEL OLMADI-

Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1998 yılında ilkokuldan mezun olduktan sonra ailesinin maddi imkansızlıkları nedeniyle okula devam edemediğini ve köyde çobanlık yapmaya başladığını belirtti.
Okulu bırakmış olsa da okuma isteğinin içinde hep var olduğunu ve okula giden arkadaşlarını gördükçe acı duyduğunu ifade eden Eroğlu, şunları söyledi:
''Aileme ekonomik olarak yardımcı olabilmek için her sabah 6 inek, 20 koyunu sabah ezanıyla ahırdan çıkarıp güttüm. 2003 yılında bir gün koyunları otlatırken düşündüğüm şeyi, babamdan izinsiz, 'Kula'ya pazara gideceğim' diye Manisa'ya giderek hayata geçirdim. Manisa'da orta okulu dışarıdan bitirmek için açık öğretime kayıt oldum ve gizli gizli çalışarak orta okulu bitirdim. Sonra lise eğitimi dönemindeyken askere gittim. Liseyi de burada girdiğim son sınavlarla bitirdim.''

-HAYVANLARI OTLATIRKEN SINAVA HAZIRLANMIŞ-

Eroğlu, liseyi bitirdikten sonra da hep daha ileriyi hedefleyerek üniversite için çalışmaya devam ettiğini anlatarak, ''Askerlik görevinden sonra yine köyde koyun çobanlığına başlamıştım. Koyunları otlatmak için sabah erken saatlerde dağlara çıktığımda, dağlarda bir taraftan hayvanları otlattım bir taraftan da üniversite sınavlarına hazırlandım'' diye konuştu.
Sınavının güzel geçtiğini ve iyi bir sonuç beklediğini, ama yine de elde ettiği derecenin kendisini çok mutlu etiğini ifade eden Eroğlu, gizli gizli okuma serüvenini açık öğretimde lise eğitimi aldığı sırada öğrenen ailesinin, üniversite sınavında elde ettiği başarıyı büyük bir şaşkınlık ve mutlulukla karşıladıklarını söyledi.
Eroğlu, Boğaziçi Üniversitesi'nde iktisat eğitimi almayı ve sonrasında da üst düzey yönetici olarak özel sektörde çalışmayı istediğini kaydetti.
Baba Ali Hikmet Eroğlu da oğluyla gurur duyduğunu belirterek, ''Maddi imkansızlıklar nedeniyle oğlumu okutamadım, ama okumak istediği için bizden gizli açık öğretime yazılmış. Şimdi de aldığı puanla üniversite sınavında başarılı olmuş. Allah bundan sonra yardımcısı olsun'' dedi.

Arıboğan, Mütevelli Heyete Seçildi

Arıboğan, Mütevelli Heyete Seçildi

ULUSLARARASI ilişkiler profesörü ve eski Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliğine seçildi.
Üniversiteden yapılan yazılı açıklamada, uzun yıllar çeşitli üniversitelerde akademisyenlik, yöneticilik ve rektörlük görevlerini üstlenen ve yayımlanan çok sayıda ulusal ve uluslararası makalesi ile 8 kitabı bulunan Prof. Dr. Arıboğan'ın üniversitenin Mütevelli Heyeti üyeliğine seçildiği bildirildi.
Açıklamada, Dünya Sanat ve Bilimler Akademisi üyesi de olan Arıboğan'ın, son yıllarda ''Nobel Barış Ödülü'' adayı ve politik psikoloji biliminin kurucularından psikanalist Vamık Volkan ve IRA'ya silah bıraktırmasıyla tanınan Kuzey İrlanda Parlamentosu'nun ilk sözcüsü ve eski Liberal Enternasyonal Başkanı psikoterapist Lord Alderdice ile birlikte çalıştığı ve söz konusu çalışma grubunda konunun uzmanlarının dünyadaki sorunlu alanlarda terörizm ve iç çatışmaların yarattığı olumsuz psikolojik etkilerin bertaraf edilmesi amaçlı uluslararası çalışmalar yürüttükleri belirtildi.
Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan'ın, TED Ankara Koleji'nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdiği, yüksek lisans ve doktora eğitimi sonrasında St. Andrews Üniversitesi'nde Uluslararası Güvenlik Okulu'nda terör, güvenlik konularında uzmanlaştığı ve evli ve iki çocuk annesi olduğu kaydedildi.

Çalışmaya Gitti, Ölüm Yakaladı

Çalışmaya Gitti, Ölüm Yakaladı

ABD'ye "Work and Travel" programıyla gelen 22 yaşındaki Türk öğrenci, Wisconsin nehrinde boğuldu.
Talihsiz bir şekilde can veren Türk öğrencinin nehrin Birchcliff Beach bölgesinde akşam saatlerinde suya girdiği ve akıntıya kapıldığı öğrenildi. Öğrencinin cesedine ancak gece 22.30'da bölge itfaiyesine bağlı dalgıçlar tarafından ulaşıldı.

Can Kamiloğlu Bildiriyor- ABD'ye "Work and Travel" programıyla gelen 22 yaşındaki Türk öğrenci, Wisconsin nehrinde boğuldu. Talihsiz bir şekilde can veren Türk öğrencinin nehrin Birchcliff Beach bölgesinde akşam saatlerinde suya girdiği ve akıntıya kapıldığı öğrenildi. Öğrencinin cesedine ancak gece 22.30'da bölge itfaiyesine bağlı dalgıçlar tarafından ulaşıldı.
Adams County Şerif bürosundan yapılan açıklamada, boğulan gencin J1 vizesiyle "Work and Travel" program kapsamında çalışmak için bölgeye geldiği, Türk öğrencinin kimliğinin ise yakınlarına haber verildikten sonra açıklanacağı bildirildi.
22 yaşındaki Türk gencinin Chula Vista Resort isimli tatil köyünde çalıştığı öğrenilirken, ANKA'ya konuşan tesis yetkileri, olaydan duydukları üzüntüyü dile getirerek, "22 yaşında bir gencin ani şekilde ölümü tüm çalışanları yasa boğdu" dediler.

ANKA

Yalanı Bertaraf Etmenin Yolu

Yalanı Bertaraf Etmenin Yolu

Dikkatli bir anne-baba çocuğun hayal ürünü mü, yoksa gerçek şeyler mi söylediğini kolayca anlar.
Bazı küçük yalanlar görmezden gelinip, yalanın yanlışlığının çocuğa gösterilmesi ve tekrarlamaması için dolaylı şekilde tedbir alınabilir. Çocuğa yalanın kötülüğünü, kendisine ve çevresine zararlarını hikâyelerle anlatmak etkili bir yoldur.

Çocuk ve ergen, aşırı baskı altında olup korktuğunda da, çok sevgi görüp ilgi çekmek istediğinde de yalan söyleyebilir. Bu sebeple çocuklara karşı sevgi, saygı ve disiplini dengede tutucu bir tutum içinde olunmalıdır. Yalana sık başvuran veya hayal ürünü sözler söyleyen çocukları etiketlememek için her hatası yüzüne vurulmamalı, yalandan uzaklaştırıcı genel tedbirler alınmalıdır. Çocuğa yalanın kötülüğünü, yalana başvurmanın kişiye ve çevresine sağlayacağı zararları anlatan olayları, hikâyeleri anlatmak, çocukların özdenetim duygusu kazanarak yalandan uzaklaşmalarında etkili olur. Bu konuda büyük zatların hayatlarında ve çocuk edebiyatında güzel örnekler çoktur. Allah'a inanan bir insanın neden yalan söyleyemeyeceği de ikna edici bir şekilde anlatılmalıdır.

Bazı durumlarda çocuğun yalan söylediği çok açıktır. Çocuk kendisi de bilinçli bir şekilde yalan söylediğinin farkındadır. Anne-baba çocukla yeteri kadar ilgilenemez ve ihmalkâr davranırsa bu yalanlar fark edilmeden amacına ulaşarak zamanla huy halini alır. Dikkatli bir anne-baba ise bu tür yalanları kolaylıkla fark eder. Bu durumda paniğe kapılmadan sakin bir şekilde bilhassa 7 yaşından büyük çocuklar ve ergenlerle net bir şekilde konuşulmalı, kişiliği değil davranışın yanlışlığı hedef alınmalıdır. Aşağılayıcı etiketleyici bir üslup kullanılmamalıdır. Büyüklerini kandıramadığını anlayan çocuk ve ergende benmerkezcilik azalır, başkasının gözüyle de kendisini görme, davranışlarını değerlendirme özelliği gelişir. Önemli olanın hatayı görmek ve ders alıp tekrarlamamak olduğu çocukların ve bütün insanların hata yapa yapa doğruyu öğrendikleri anlatılmalıdır.

Çocuklarla arkadaşça konuşulmalı, yalana yol açan durumu, sebepleri anlatması sağlanmalıdır. Bunların bir kısmı abartılı ya da çok gerçekçi olmasa da sabırla dinlenmelidir. Bu arada uygun sorularla yalanın yol açabileceği olumsuz sonuçları görmesi, yalanla kişinin nasıl kötü alışkanlıkları daha kolay kazanacağını kendisinin düşünüp ifade etmesi sağlanmalıdır. Nasihatin az, dinlemenin çok olduğu bir ortam hazırlanmalıdır. Bu metot çocuk ve gençlerde hatanın tekrarlamaması açısından çok etkili sonuçlar vermektedir. Bütün tedbirlere rağmen yalana başvuran çocukta dürtü kontrol bozukluğu olabilir, bazı organik ve psikolojik nedenlerle çocuk yalan söylemekten kendisini alamaz. Bu durumda psikolojik desteğe başvurulmalıdır.

Öğretmenleri Sevindirecek Karar

Öğretmenleri Sevindirecek Karar

Yükseköğretim Yürütme Kurulu; Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği Programından mezun olanların, Sağlık Bilimleri Lisansiyeri sayılmasına karar verdi.
Bu karar 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. maddesine göre, öğretmenlere bir derece verilmesi anlamına geliyor. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. maddesinin �Ortak Hükümler� başlıklı (A) fıkrasının 5. bendinde; �Dört yıl ve daha fazla süreli yüksek öğrenim görenlerden tabip, diş tabibi, veteriner hekim, eczacı İle benzeri sağlık bilimleri lisansiyerleri (Hayvan sağlığı dâhil) Biyolog unvanına sahip akademik personel giriş derece ve kademelerine bir derece eklenmek suretiyle bulunacak derece ve kademelerden hizmete alınırlar.� denilmektedir. Yukarıdaki fıkra metninde yer alan �benzeri sağlık bilimleri lisansiyeri� ifadesine dayanarak Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü mezunu bir öğretmenin memuriyete giriş derece ve kademesine bir derece ilave edilmemesi işlemine karşı Kayseri 2.idare Mahkemesi nezdinde açtığı idari davada; Mahkeme ara kararı kimlerin sağlık bilimleri lisansiyeri sayılabileceğine Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlendiğinden davacının sağlık bilimleri lisansiyeri olup olmadığının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından sorulmasına karar verilmiş olup Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından söz konusu mahkemeye gönderilen 18/02/2010 tarihli ve B30.0.EÖB.0.00.00.01�795 sayılı cevabi yazıda 10/02/2010 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu Toplantısında; Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği Programından mezun olanların, Sağlık Bilimleri Lisansiyeri sayılmasına karar verildiğini açıklamıştır. Bu durumda, Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği bölümünden mezun olanlar Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında görev yapmakta olan personelin, sağlık bilimleri lisansiyeri sayıldıkları 10/02/2010 tarihi itibariyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 36'ncı maddesinin �Ortak Hükümler� başlıklı (A) fıkrasının 5. bendi hükmünden yararlandırılarak ilave bir derece alacaklardır. Yükseköğretim Yürütme Kurulunun Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği Programından mezun olanların, Sağlık Bilimleri Lisansiyeri sayılmasına karar vermesin ardından MEB Personel Genel Müdürlüğü uygulamanın bu durumda olan tüm öğretmenlere yansıtılması için aşağıdaki yazıyı yayınlamıştır. Bu durumdan faydalanacak öğretmenlerin yeni davalar açmadan bu haktan faydalanmasını sağlayacak olan bu yazının yayınlanması konusunda Personel Genel Müdürlüğüne kamuoyu adına teşekkür ediyoruz. Umarız benzer konularda uygulama birliği sağlanması ve yeni açılacak davaların önlenmesi için bu tür yazıların yayınlanması MEB'de gelenek haline gelir.

Matematiğin Altın Çocuğu

Matematiğin Altın Çocuğu

Henüz okula gitmeden matematiğe ilgisini keşfeden lise mezunu 17 yaşındaki Melih Üçer, Dünya Matematik Olimpiyatları'nda altın madalya kazandı.
Her yıl farklı ülkede düzenlenen Dünya Matematik Olimpiyatları bu yıl Kazakistan'da 96 ülkenin katılımıyla 7-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapıldı.

Olimpiyatlarda Türkiye'yi, Türkiye Bilimsel Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) tarafından oluşturulan 6 kişilik Matematik milli takımı temsil etti.

Takımdaki öğrencilerinden biri olan Pınar Koleji Özel Çağlayan Fen Lisesi lise son sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Üçer, büyük bir başarı göstererek altın madalya kazandı.

Konuyla ilgili AA muhabirine açıklama yapan Üçer, dünya matematik olimpiyatlarına 4. kez katıldığını ve 1 altın, 2 gümüş madalya kazandığını söyledi.

İlköğretimde okurken de olimpiyatlara başvurduğunu anlatan Üçer, liseye geçtikten sonra da olimpiyatlara katılmayı sürüdürdüğünü belirtti.

Bu yıl katıldığı yarışmanın tamamen bireysel bir yarışma olduğunu vurgulayan Üçer, ''Her ülke 6 öğrenci gönderiyor yarışmaya. Yarışmaya katılan 530 öğrenciden 47'si altın madalya aldı'' dedi.

Türkiye'nin daha önce en iyi derecesinin ''dünya 8'inciliği'' olduğunu anlatan Üçer, yarışmada gösterdiği başarıyla ''dünya 4'üncüsü'' olarak, bu dereceyi yükselttiğini belirtti.

-LYS MATEMATİK TESTİNDE HATA YAPMADI-

İleriye dönük hedefini ''matematikçi olmak'' olarak nitelendiren Üçer, bu alanda daha da uzmanlaşarak akademisyen olmayı düşündüğünü ifade etti.

Dünyanın en prestijli üniversitelerinden biri olan ABD'deki Massachusetts Institute of Technology'e (MIT) kabul edildiğini söyleyen Üçer, eğitimini orada sürdüreceğini belirtti.

Lisans Yerleştirme Sınavı'na (LYS) girdiğini ve Matematik, Geometri testlerindeki bütün soruları doğru yanıtladığını ifade eden Üçer, ''Olimpiyatlarla ilgilendiğim için LYS'ye pek ağırlık vermedim'' dedi.

TÜBİTAK yarışmalarında başarılı olan öğrencilerin puanlarının belli bir katsayı ile çarpılarak yerleştirme yapıldığını anımsatan Üçer, bu şekilde istediği bölüme rahatlıkla girebileceğini, ancak tercihini MIT'den yana kullandığını söyledi.

Üçer, Amerika'daki bu okula kabul edilmemiş olması halinde tercihini ODTÜ veya Bilkent üniversitelerinden yana kullanmayı düşündüğünü ifade etti.

''Matematik ile okula gitmeden önce tanıştım'' diyen Üçer, eğitimi boyunca Matematik dersinden hiç zayıf not almadığını belirtti.

Bu olimpiyatların her sene yapıldığını ancak yeterli ilgi gösterilmediğini belirten Üçer, ''Olimpiyatlar Türkiye genelinde yaygınlaşmıyor, ilgi az. Matematik alanında başarılı olan öğrenciler de olimpiyatlara katılmalı'' diye konuştu.

Pınar Eğitim Kurumları Genel Müdürü Mehmet Postallı da, öğrencilerinin Türkiye'ye böyle bir derece kazandırmasından büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.

Türkiye'nin 1956 yılından beri bu tür olimpiyatlara katıldığını anlatan Postallı, bireysel anlamda yakalanan bu derecenin en iyi derece olduğunu vurguladı.

Postallı, Türkiye için gençlerin elde ettiği bu tür başarıların kamuoyuyla paylaşılması ve öğrencilerin özendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Tercihler İçin Son 2 Gün 20 Temmuz SON

Tercihler İçin Son 2 Gün

İlköğretim 8. sınıf öğrencilerinin SBS sonuçlarının da katılarak hesaplandığı OYP'ye göre tercih yapma süresi 20 Temmuz'da sona erecek.

Fen, Anadolu, sosyal bilimler ve diğer bazı meslek liselerine öğrenci yerleştirmek amacıyla gerçekleştirilen ve ilköğretim 8. sınıf öğrencilerinin SBS sonuçlarının da katılarak hesaplandığı OYP'ye göre tercih yapma süresi 20 Temmuz'da sona erecek.

Sınavı kazanan adaylar tercih işlemlerini tamamladıktan sonra herhangi bir ilköğretim okulundan tercih başvurusu yapabilecek.

Tercih işlemlerine ilişkin kılavuz, MEB'in http://oges.meb.gov.tr adresli internet sitesinde yer alıyor.


Yerleştirme sisteminde yapılan yeni düzenlemeyle bu yıldan itibaren adaylardan ikinci kez tercih alınacak, ayrıca yedek liste uygulaması yapılacak.

Sınavı kazanan adayların 1. yerleştirme tercih başvuruları 20 Temmuza 2010 Salı günü sona erecek. OYP'si 196 ve üstü olan adaylar tercihte bulunabilecek. Adaylar en fazla 12 tercih başvurusu yapabilecek.

Tercihler, öğrenci velisi tarafından ''http://www.meb.gov.tr'', ''http://www.oges.meb.gov.tr'' veya ''http://e-okul.meb.gov.tr'' internet adreslerinde yayımlanan tercih listelerindeki okulların tercih kodlarına göre bireysel olarak yapılacak.

Okul müdürlüğü tarafından elektronik olarak onaylanan tercihlerle ilgili varsa, her türlü düzeltme elektronik onaylamadan önce yapılacaktır. Onaylama işlemi yapıldığı andan itibaren öğrencinin tercih işlemi tamamlanmış olacak.

Tercih listesinden öğrenci velisi, onaylamadan ise okul müdürlüğü ile veli birlikte sorumlu olacak.

1. yerleştirme sonuçları 26 Temmuz 2010 tarihinde açıklanacak. Sonuçlara göre kayıtlar 26 Temmuz-4 Ağustos 2010 tarihleri arasında yapılacak. Bu kayıtlar sonrası boş kalan kontenjanlar 4 Ağustos 2010'da ilan edilecek.

2. YERLEŞTİRME İÇİN TERCİHLER 5 AĞUSTOS'TA
Bu yıl yerleştirme sisteminde, okullarda kayıtlar sonrasında boş kalan kontenjanların sayısını en aza indirmek ve daha fazla sayıda öğrencinin bu okullara yerleşmesini sağlamak amacıyla ikinci tercih ve yedek liste uygulaması getirildi.

2. yerleştirme için tercih başvuruları 5-11 Ağustos 2010 tarihleri arasında alınacak. Bu dönemde öğrenciler, en fazla 6 okul tercihinde bulunabilecek ve yeni bir yerleştirme gerçekleştirilecek.

2. yerleştirmeye, OYP'si 196 ve üstü olan tüm öğrenciler başvurabilecek. 1. yerleştirme için tercihte bulunan ve bulunmayan öğrenciler, 1. yerleştirme sonucunda herhangi bir tercihini kazanamayan öğrenciler. 1. yerleştirme sonucu kazandığı okula kayıt yaptıran öğrenciler, 1. yerleştirme sonucu kazandığı okula kayıt yaptırmayan ya da kayıt yaptırıp kaydını geri alan öğrenciler de 2. yerleştirme için başvuru yapabilecek.

Öğrenciler, 2. yerleştirme sonucunda tercihlerinden birine yerleşmeleri durumunda 1. yerleştirme sonucunda yerleşip kayıt yaptırdıkları okullardaki kayıtları sinilecek. Bu adayların 2. yerleştirme sonucuna göre kazandıkları okula kayıt yaptırmaları gerekecek.

1. yerleştirme sonucuna göre herhangi bir okula yerleşmiş ve kayıt yaptırmış olan öğrencilerin kayıtları, 2. yerleştirmeye başvurmaları durumunda sistem tarafından korunacak.

2. yerleştirme sonuçları, 16 Ağustos 2010 tarihinde ilan edilecek. Bu ilanda öğrencinin asil olarak girmeye hak kazandığı okulla birlikte, yedek olarak kazandığı okul da yer alacak. 2. yerleştirmeye göre kayıtlar 16-20 Ağustos 2010 tarihleri arasında yapılacak.

1. ve 2. yerleştirme işlemlerine talepte bulunacak öğrenci, her talep dönemi için okul aile birliğine makbuz karşılığında 5 TL yatıracak.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

İyi Liselerde Okuma Şansı Yüksek

İyi Liselerde Okuma Şansı Yüksek

Sınavla öğrenci alan liselerin kontenjanı 299 binden 355 bine yükseldi. Böylece iyi liselerde okuma şansı bu yıl arttı.
SBS tercihlerinde bu yıl öğrencilerin istedikleri liselere yerleşme şansı yükseldi. Çünkü sınavla öğrenci alan liselerin sayısı ve kontenjanları önemli ölçüde artış gösterdi. Toplam kontenjan 299 binden 355 bine yükseltildi. Bu rakam sınava giren her 3 öğrenciden birinin herhangi bir liseye, her 5 öğrenciden birinin de Anadolu, fen ve öğretmen lisesine yerleşebileceği anlamına geliyor.

30 FEN LİSESİ AÇILDI

Fen liseleri daha önceki yıllarda yalnızca il merkezlerine açılırken şimdi büyük ilçelere de açılmaya başladı. Bu yıl 30 Fen Lisesi daha açıldı ve 700 öğrencinin bu kurumlara yerleşme imkanı doğdu. Anadolu Lisesi sayısı Milli Eğitim Bakanlığı'nın hedefi doğrultusunda 391 genel lisenin dönüştürülmesiyle 1386'ya yükseldi. Örneğin İstanbul'da 40 yeni Anadolu Lisesi açıldı. Böylece Anadolu liselerinin genel kontenjanı ise 122 bin 860'dan 177 bin 550'e yükseldi.

YENİ AÇILAN OKULLARA DİKKAT

Yeni okulların açılmasıyla ortaya çıkan kontenjan artışı, kazanma şansının yükselmesi anlamına geliyor. Peki, yeni açılan okulları tercih listelerinde hangi sıraya koymak gerekiyor? Bu okullara ait herhangi bir veri olmadığı için neye göre tercih yapılmalı? Yeni açılan okulların taban puanı genellikle kendilerine yakın çevrelerde bulunan okullarınkine benzer olmaktadır. Dolayısıyla yeni açılan bir okulu yakın çevredeki okulların altında tercih etmek mantıklı olabilir. Ayrıca okulun coğrafi konumu, ulaşım imkânları gibi durumlar da göz önüne alınmalı. Merkezi bir konumda olan okulların puanları diğerlerine göre daha yüksek olabiliyor.

Özel liseler SBS ile öğrenci alacak

Aralarında Amerikan Robert ve Üsküdar Amerikan gibi pek ünlü okulun bulunduğu özel okullara kayıtlarda şu aşamalar olacak:


Okullar 8. Sınıf SBS puanlarına göre kendi taban puanlarını belirleyip ilan edecek

Öğrenciler her kayıt döneminde okulların ilan ettiği taban puanlara göre puanlarının yettiği tüm okullara ön kayıt yaptırabilecek.

Okullar her kayıt döneminde kendilerine ön kayıt yaptıran öğrencileri puan sırasına göre dizecek ve kontenjanları kadar öğrenciye kesin kayıt hakkı kazandığını ilan edecek.

Öğrenci, puanının yetmesi durumunda birden fazla okula ön kayıt yapılabilecek.

Bir okula kesin kayıt yaptıran öğrenci daha sonra hak kazandığı takdirde bu okuldan kaydını alıp başka bir okula kayıt yaptırabilir. Ancak bu öğrenci daha sonra karar değiştirip daha önce kesin kayıt yaptırdığı okula dönme hakkını kaybeder.

Kesin kayıtlarda adayların puanlarının eşit olması durumunda sırasıyla, 'Türkçe puanı yüksek olan, Matematik puanı yüksek olan, Fen Bilgisi puanı yüksek olan, Sosyal Bilgiler puanı yüksek olan, yabancı dil puanı yüksek olan, 8.sınıf yıl sonu okul puanı yüksek olan, 7. sınıf yıl sonu okul puanı yüksek olan ve yaşı küçük olan' adaya öncelik verilecek.

Her kayıt dönemi Anadolu ve fen liseleri yerleştirme dönemlerine uygun olarak ayarlanacak.

Doğru tercih sınav başarısı kadar hayati

Tercihler sürecinde bu yıl, geçen yıla göre farklılaşan uygulamalar söz konusu. Bu nedenle öğrenciler ve veliler yeni sistemi iyi incelemeli, uzmanlardan bilgi almalı ve ellerindeki hakları iyi değerlendirmeliler. Unutmayın ki doğru tercih yapmak, iyi bir okula yerleşmek için en az sınav kadar hayati önem taşımakta. İşte yerleştirmelerle ilgili aklınıza takılan soruların cevapları:

Yerleştirmeye kimler başvurabilirler?

Yerleştirmeye başvuracak öğrenciler için ilk yerleştirmedeki gibi 196 barajını geçmesi dışında herhangi bir şart yok. Öğrenciler 196 puanın üzerinde aldılarsa, 1.Yerleştirmeye başvurmuş olsa da olmasa da 2. Yerleştirmeye başvurabilecek.

1.Yerleştirmeye başvurmuş ve bir okulu kazanmış bir öğrenci 2.Yerleştirmeye başvurabilir mi?

Evet, başvurabilir. Öğrenci kazandığı okula kayıt yaptırmış olabilir veya kaydını sildirmiş de olabilir. 1.Yerleştirmede bir okul kazandığı halde kayıt yaptırmayan öğrenciler de 2.Yerleştirmeye başvurabilirler.

Öğrencinin 2.Yerleştirme'ye başvurması halinde ilk kazandığı okuldaki hakkı devam edecek mi?

Öncelikle öğrenci ilk yerleştirmede kazandığı okuldaki hakkını korumak için mutlaka o okula kesin kaydını yaptırmalıdır. Öğrenci eğer 2.Yerleştirme'deki 6 tercihinden hiçbirini kazanamazsa, ilk kazandığı ve kayıt yaptırdığı okuldaki hakkı devam eder. Ama öğrenci 2.Yerleştirme'de herhangi bir okulu kazanırsa, önceki kazandığı okuldaki kaydı sistem tarafından silinir. Bu yüzden 2. Yerleştirmede mutlaka kaydını yaptırmalıdır.

Soru: 2.Yerleştirme sonuçlandıktan sonra hala bir okula yerleşemeyen öğrencilerin şansı devam edecek mi?

Cevap: Hem bir okula yerleşemeyen öğrencilerin hem de kazandıkları okuldan daha üstteki tercihlerine yerleşmek isteyen öğrencilerin şansı "Yedek Yerleştirme Süreci" ile devam edecek.

Boş kontenjanları takip edin

SBS tercihlerinde tanınan 2. Yerleştirme hakkı, öğrencilere 1. Yerleştirme döneminde yaptıkları tercihlerden tamamen farklı olarak ikinci kez tercih yapabilme şansı veriliyor. Böylece ilk tercihlerde yapılabilecek hatalar da dazeltilmiş olacak.Velilerin öğrencilerinin yedek listesinde oldukları okulların boş kontenjanlarını düzenli olarak takip etmeleri öğrencinin daha üst tercihlerden bir okula yerleşebilmesi için çok önemli.

3 önkayıt imkânı

Özel okullarda 3 ön kayıt dönemi olacak. Bu dönemler tamamlandıktan sonra sınav komisyonu serbest kayıt döneminde yapılacak kayıtlarla ilgili esasları okullara ve velilere duyuracak. Ön kayıtlar 9-13 Ağustos tarihleri arasında yapılacak. Ön kayıt yaptıran öğrencilerin kesin kayıtları ise 16-17 Ağustos'ta alınacak. Özel okullara ikinci ön kayıt 18-20 Ağustos, üçüncü ön kayıt ise 24-27 Ağustos'ta yapılacak.

OKULLARI TANIYALIM

Anadolu teknik ve Anadolu meslek liseleri

Anadolu teknik liselerinde öğrenciye teknik alanlarda mesleki formasyon kazandıran aynı zamanda bir yabancı dil öğretilmesini amaçlayan, fen bilimleri ağırlıklı programlar uygulanıyor. Bu okullardan mezun olanlar alanları ile ilgili işyerlerinde çalışabilecekleri gibi, "İşyeri Açma Belgesi" veriliyor.

Anadolu sağlık ve sağlık meslek liseleri

Ortaöğretim seviyesinde genel kültür, sağlık alanıyla ilgili temel bilim, her alan/dala özel mesleki yeterlilik kazandıran yabancı dil eğitimli okullardır. Hemşirelik programı ile sağlık alanı; acil tıp, anestezi, çevre sağlığı, diş protez, radyoloji, tıbbi laboratuvar, tıbbi sekreterlik dallarında dört yıl süreyle eğitim verilir.

Adalet meslek liseleri

Bu okullar, bilgi ve kabiliyetleri doğrultusunda adalet alanında istihdam edilecek orta kademedeki nitelikli insan gücünün yetiştirildiği meslek liseleridir. Bu okul mezunları öncelikle Adalet Bakanlığı'nın Zabıt Katipliği ile İnfaz ve Koruma Memurluğu ihtiyacını karşılamak üzere nitelikli meslek elemanı olarak yetiştirilir.

Anadolu tarım meslek ve tarım meslek liseleri

Anadolu Tarım Meslek ve Tarım Meslek Liselerinde tarımsal işletme ve kuruluşlarda çalışabilecek hayvan sağlığı, bitki sağlığı, peyzaj ve çevre düzenleme, su ürünleri, makine kullanma, gıda analiz ve kontrol ile ileri tarım tekniklerini uygulayıp yapabilecek nitelikte pratik bilgi ve beceri kazandıran okullardır.

Anadolu tapu ve kadastro meslek liseleri

Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi'nde, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda tapu, kadastro ve harita programları ile yabancı dil bilen, ara kademede meslekî ve teknik elemanlar yetiştiren programlar uygulanır.

Polis koleji

Anadolu liselerinin fen bilimleri öğretim programlarına uygun olarak Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı olarak kurulan parasız yatılı ve resmi üniformalı okullardır. Ankara ve Bursa'da bulunuyor. Polis Koleji mezunları, Emniyet Teşkilatı'na orta ve üst kademe amir yetiştiren Polis Akademisi'nden mezun olduktan sonra Komiser Yardımcısı rütbesi ile Emniyet Teşkilatı'nda çalışmaya başlar.

Öğretmen Adaylarına Yeni Sınav

Öğretmen Adaylarına Yeni Sınav

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğretmen adaylarına yönelik KPSS yerine başka bir sınavla atanmaları yönünde çalışma yaptıklarını açıkladı.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğretmen adaylarına yönelik önemli bir açıklama yaptı.

Adayların, KPSS yerine başka bir sınavla atanmaları yönünde çalışma başlatıldı..

Bakan Çubukçu, bitmek üzere olan çalışmanın, tamamlanır tamamlanmaz açıklanacağını söyledi.

Çubukçu, yeni öğretmen atamaları yapacaklarını haber verdi.

Yaklaşık 320 bin öğretmen adayı atama bekliyor.

17 Temmuz 2010 Cumartesi

Öğretmen Adayları Eylemde...

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu,AKP İl Başkanlığı önünde bir basın açıklamasıyla protesto eylemi gerçekleştirdi.

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu, ataması yapılmadığı gerekçesiyle intihar ettiği ileri sürülen 15'nci öğretmen için AKP İl Başkanlığı önünde bir basın açıklamasıyla protesto eylemi gerçekleştirdi.
Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu üyesi bir grup, AKP Ankara İl Başkanlığı önünde bir basın açıklaması okudu. Açıklamayı okuyan AYÖP Dönem Sözcüsü Şafak Bay, öğretmen olma isteklerinin karşılanmaması nedeniyle içine sürüklendikleri umutsuzluğun had safhaya ulaştığını ifade ederek, intihar eden arkadaşlarının sayısının her geçen gün arttığını söyledi. Bay şöyle konuştu: "327 bin öğretmenin ataması yapılmazken, 100 bine yakın taşeron işçi gibi çalıştırılan ücretli öğretmenlik sisteminin asli atama sistemi gibi gösterilmesi eğitimde çığır açmak olarak ifade edilmektedir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2002 yılında daha Başbakan olmadan o dönemin ataması yapılmayan öğretmenlere ki, bir çoğunun ataması halen yapılmamıştır. Defalarca söz vermiştir. İzmit'te, Samsun'da, İstanbul'da. İktidar oldukları takdirde KPSS diye bir şey olmayacağını defalarca vurgulamıştı." "KPSS VE ÜCRETLİ KÖLELİK KALDIRILSIN"AYÖP Dönem Sözcüsü Bay, Adana'da tarih bölümünü bitirdikten sonra 4 yıldır atanmayı bekleyen, öğretmen Elif İşler'in KPSS sınavının ardından sonucu bile beklemeden sulama kanalına atlayarak intihar ettiğini söyledi. AYÖP Dönem Sözcüsü Bay, "Bu yitirdiğimiz 15. arkadaşımız. Bizler 327 bin kişiyiz. Hepimizi bu sona sürüklemek istiyorlar. AKP'den yaşanan bu ölümlere karşı hesap soruyoruz. Bu intiharların durmasını istiyoruz" diye konuştu. Bay, ataması yapılmayan tüm öğretmenler adına KPSS yerine objektif bir öğretmen atama sisteminin getirilmesini, "taşeron işçilik anlamına gelen" ücretli öğretmenlik sisteminin kaldırılmasını, bütün öğretmenlerin kadrolu ve güvenceli atanmasını istedi.
AYÖP'lü grup, "Kadrolu atama istiyoruz", "Ücretli köle olmayacağız", "AKP'den hesabı öğretmenler soracak" sloganları attılar. Grubun ellerindeki "Ölmek değil, atanmak istiyoruz" ve "KPSS: Kopya Para Seçme Sınavı" dövizleri dikkat çekti.
(ANKA)

14 Temmuz 2010 Çarşamba

LYS Açıklama Tarihi Belli Oldu.

ÖSYM Başkanı: LYS sonuçları Perşembe günü saat 10 da açıklanacak.

ÖSYM Başkanı , LYS sonuçlarını 15 Temmuz Perşembe günü saat 10:00 da açıklayacak

Yavuz Atar'ın Yök Üyeliği Onaylandı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayladığı atama kararı, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

-MECLİS'İN FESHEDİLMESİ GEREKİR- AKP'nin 2008 yılında Prof. Dr. Ergun Özbudun'un başkanlığında başlattığı "Sivil Anayasa" çalışma ekibinde ve "Türban'a özgürlük" kampanyasının destekçileri arasında da yer alan Prof. Dr. Yavuz Atar, Danıştay'ın verdiği türban kararı kapsamında yargının Meclis'in belirlediği hukuk kurallarını uygulamakla yükümlü olduğunu belirterek, “Danıştay'ın mantığından hareket edersek yasama organının ne Anayasa'yı ne de kanunları değiştirmesi söz konusu olamaz” diyerek, bu durumda hiçbir işlevi kalmayan Meclis'in feshedilmesi gerektiğini söylemişti. Atar'ın, "Hukuk kuralları zamanın ihtiyaçlarına göre değişir. Bunu yapacak yegane organ da TBMM'dir. Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü kararı mevcut Anayasa'ya göre bile yanlıştı. Varsayalım ki yasak Anayasa'dan çıktı. Fakat yasama organı Anayasa'yı değiştiriyor. Siz 'Anayasa'yı değiştiremezsiniz' diyebilir misiniz? Böyle bir mantık olur mu? Bundan sonra TBMM yargıya mı soracak Anayasa'yı değiştirmek istiyoruz, şu kanunu değiştirmek istiyoruz bizi izin verir misiniz diye. Yasama organını feshedelim o zaman” sözleri dikkat çekmişti.

Öğrencilerin Çift Üniversite Diplomasına İlgisi Büyük.

Hem Türkiye'de hem de yurtdışında okuma olanağı sağlayarak çift üniversite diploması almaya imkan tanıyan yükseköğretim programlarını tercih eden öğrenci sayısı her yıl artıyor.

Üniversitelerde 2003-2004 eğitim-öğretim yılında 305 kişilik kontenjanla uygulanmaya başlayan uluslararası ortak lisans ve yüksek lisans programlarında toplam 1961 öğrenci öğrenim görüyor. Ortak diploma programlarının sayısı YÖK'ün, bu yıl 12 ön lisans programının açılmasını onaylamasıyla arttı. Türkiye'deki üniversitelerde toplam 97 ortak lisans programı bulunuyor. ''Öğrencilere iki ayrı ülkede ve üniversitede öğrenim görerek iki diploma sahibi olma, İngilizcelerini geliştirme ve farklı kültürleri tanıma'' olanağı sağlayan uluslararası ortak programlar bir Türk üniversitesi ile yurtdışındaki bir üniversite tarafından ortak protokolle yürütülüyor. Uluslararası ortak lisans programları, halen çoğunluğu ABD olmak üzere Fransa, Almanya, Hollanda, Avusturya, Rusya Federasyonu, İskoçya, İngiltere, Bulgaristan ve Yeni Zelanda'daki üniversiteler ile açılmış durumda. Kadir Has, Hacettepe, Işık, İstanbul Teknik, Selçuk, Ege, Akdeniz, İzmir Ekonomi, Atatürk, İstanbul, Afyon Kocatepe, Fatih, Uludağ, Yeditepe, Atılım, Haliç, Marmara, Sakarya, İstanbul Aydın, Bahçeşehir, Anadolu, İstanbul Bilgi, Yalova, Dokuz Eylül, Erciyes, Çankırı Karatekin üniversitelerinin yurtdışındaki üniversitelerle ortak lisans programları mevcut. Ayrıca, yurtdışındaki üniversitelerle ODTÜ ve İTÜ ile Celal Bayar, Sabancı, Marmara üniversiteleri ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün ortak doktora programları; ODTÜ, Akdeniz, İzmir Ekonomi, Yıldız Teknik, İstanbul, İstanbul Ticaret, Galatasaray, Yeditepe, Bilkent, Ege, Atılım, İstanbul Teknik, Sakarya, Kadir Has, Bahçeşehir, İstanbul Bilgi, Yalova ve Erciyes üniversitelerinin de ortak yüksek lisans programları faaliyet gösteriyor. YÖK bu yıl, Fırat, İstanbul Aydın, Uludağ, Çankırı Karatekin, İstanbul Ticaret, Karadeniz Teknik, Bahçeşehir, Gaziantep ve Okan üniversitelerinde toplam 12 ön lisans programı açılmasını kararlaştırdı. Ayrıca, Atılım ve İzmir Ekonomi üniversitelerinin ön lisans programları bulunuyor. Ortak programlar en fazla bilgisayar, makina, yazılım, inşaat ve endüstri mühendislikleri ile işletme, iktisat, İngiliz Dili ve Edebiyatı ile İngilizce öğretmenlikleri alanlarında açılıyor. LİSANS PROGRAMLARINA YERLEŞMEÖğrenciler uluslararası ortak lisans programlarına, ilgili puan türündeki üniversiteye giriş sınavı puanı ile ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarını içeren yerleştirme puanları esas alınarak, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) merkezi olarak yerleştiriliyor. Üniversite sınavına giren ve tercih yapmaya hak kazanan öğrenciler, ortak lisans programları uygulayan üniversiteler ve koşullara ilişkin bilgilere tercih kılavuzundan veya üniversitelerin internet sitelerinden ulaşabiliyor. Çift diploma programlarında dersler genellikle İngilizce olarak veriliyor. Öğrencilerin öğrenime başlayabilmeleri için yeterli düzeyde İngilizce bilmeleri gerekiyor. Bu programlara yerleştirilen ancak İngilizce dil seviyesini tespit eden TOEFL sınavından yeterli puanı alamayanlar ilgili Türk üniversitesinin İngilizce hazırlık okulunda bu eğitimi alıyor. ABD'de eğitime gidebilmek için öğrencilerin yazılı TOEFL'dan en az 550, bilgisayar ortamında yapılan TOEFL'dan en az 213 puan (bazı programlar için 220 puan) veya internet ortamında yapılan TOEFL'dan 74 puan (İzmir Ekonomi, Işık ve Hacettepe üniversiteleri için 79, Bilkent, Orta Doğu Teknik, İstanbul Teknik üniversiteleri için 80 puan) almaları isteniyor. TOEFL'dan istenen bu puanlar bazı üniversitelerde lisans eğitimine başlayabilmek için, bazı üniversitelerde ise ABD'deki eğitime başlayabilmek için ön koşul tutuluyor. Öğrencilere TOEFL koşulunu sağlamaları için en fazla iki yıl süre veriliyor. Öğrenciler bu süre içinde TOEFL koşulunu sağlayamazsa ÖSS puanına ve tercihine göre ÖSYM tarafından Türkiye'de öğretim dili Türkçe olan ve varsa aynı adı taşıyan, yoksa eşdeğer bir yükseköğretim programlarına (İngilizce Öğretmenliği hariç) yerleştirilebiliyor. ÇİFT DİPLOMA MALİYETLİ Öğrenciler, uluslararası ortak programlarda, ücret karşılığı okuyabiliyor. Uluslararası ortak programlarda ilgili Türk devlet üniversiteleri için belirtilen yıllık öğrenim ücretleri Türkiye'deki hazırlık ve lisans eğitimini kapsıyor. Her yıl Türk devlet üniversiteleri için ilan edilecek öğretim ücreti Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen ikinci öğretim ücretleri temel alınarak YÖK tarafından saptanıyor. Uluslararası ortak lisans programı çerçevesinde ABD'de geçirilecek dönemler için öğrenciler gittikleri üniversitenin o yıl için belirlenen öğretim ücretini ödüyor. Öğrencilerin yurtdışındaki üniversitede okuyacağı süre içinde ciddi miktarda bir parayı gözden çıkarması gerekiyor. Örneğin, İTÜ ile Montana State Üniversitesi tarafından yürütülen uluslararası ortak lisans programlarının 2009-2010 eğitim-öğretim yılı için belirlenen ücreti hazırlık sınıfında 7 bin TL, İTÜ'de lisans programına devam edecekler için 7 bin 900 TL, Montana State Üniversitesinde de yaklaşık 14 bin ABD doları tutarında. Bu ücret Montana State Üniversitesi'nin öğrenim ücreti ve temel harçlarından, öğrencinin programda öngörülen dönemlerdeki oryantasyon programı ücretinden oluşuyor. Öğrencinin Montana'da bulunacağı süre içinde yurt, yemek, kitap-kırtasiye ve kişisel ihtiyaçları için yapacağı harcamanın akademik yıl başına yaklaşık 15 bin ABD doları tutacağı tahmin ediliyor. Öğrencilerin ABD'de bulunacağı sürede sağlık sigortası yaptırması zorunlu tutuluyor ve bunun ücretini öğrenci ödüyor.
YATAY GEÇİŞ İMKANI VAR
Yurt içindeki bir yükseköğretim kurumundaki uluslararası ortak programdan akademik başarısızlık nedeniyle ilişkisi kesilenlerin yurt dışındaki yükseköğretim kurumu ile de ilişkisi kesiliyor. Yurt dışındaki bir yükseköğretim kurumundaki uluslararası ortak programdan akademik başarısızlık nedeniyle ilişkisi kesilen öğrenciler, yurt içinde gördüğü yükseköğrenimdeki başarı notu esas alınarak yatay geçiş yönetmeliği hükümlerine göre Türkiye'deki başka bir yükseköğretim kurumundaki eşdeğer programa yatay geçiş yapabiliyor. Öğrencinin öğrenim görmekte olduğu bir uluslararası ortak programdan aynı üniversite veya başka bir üniversite bünyesinde aynı alanda yürütülen diğer uluslararası ortak programa yatay geçiş yönetmeliğine uygun geçilebiliyor.
''ULUSLARARASILAŞMANIN GEREĞİ''
YÖK Üyesi Prof. Dr. Atilla Eriş, çift diploma programlarının üniversitelerin akademik işbirliğiyle uygulandığını ve ders programının ortak belirlendiğini ifade ederek, öğrencilerin genellikle 2 yıl yurtdışındaki üniversitede iki yıl da yurt içindeki üniversitede öğrenim gördüğünü anlattı. Diplomaya yönelik ortak programların YÖK'ün onayıyla açıldığını kaydeden Eriş, bu programları tamamlayanlara ya her iki üniversitenin isminin yer aldığı diploma ya da ayrı ayrı iki diploma verildiğini belirtti.
Bu yöndeki çalışmaların ''uluslararasılaşmanın bir gereği'' olduğunu vurgulayan Eriş, çift diplomanın avantajlarını şöyle anlattı: ''Bu programa devam eden öğrenciler karşı tarafın kültürünü, sosyal yaşamını öğrenmiş oluyorlar ve vizyonları genişliyor. Bu öğrenciler iş hayatında kendilerini daha kolay ifade edebiliyorlar; çoğu çekingen, içe kapanık öğrenci tipinde değil. En azından kendilerini kültürel yönden geliştiriyorlar. Ayrıca artık günümüzde iş hayatında sadece bir diploma da yetmiyor. Çok eskiden 'ehliyetin var mı' diye soruyorlardı, şimdi kimse onu sormuyor. Bir zamanlar 'bilgisayar biliyor musun?' diyorlardı şimdi onu da sormuyorlar. Bunlar artık çok rutin. Hatta bugün 'lisan biliyor musun' değil, 'kaç lisan biliyorsun' diye soruluyor. Böyle bir noktada çift diploma çok önemli. Çift diplomalılar son derece avantajlı ama tabii bunun bir parasal yükü de var. Çünkü yurt dışında herşey parayla yapılıyor. Her tarafa parayla gidiliyor. Onların okul ücretleri bizden fazla. Bunlar öğrencilere kılavuzda anlatılıyor.'' (aa)