31 Mart 2009 Salı

Festival 1-4 Nisan Tarihleri Arasında

Konya Selçuk Üniversitesi'nin her sene klasikleşmiş kısa film festivali "Kısa-Ca Öğrenci Filmleri Festivali", bu sene 9. yaşını kutluyor.

Sinema Bölümü öğrencileri başta olmak üzere sinema sanatına dair özgün fikirler üretebilecek profesyonel kişilerin 30 dakikayı aşmayan belgesel, deneysel ve kurmaca türü kısa filmlerini 10 Mart 2009 tarihinde toplayan kurul, festivalin 1 - 4 Nisan 2009 tarihleri arasında, Selçuk Üniversitesi'nde gerçekleşeceğini duyurdu.

Açıköğretim Liselilere Bir Şans

Açıköğretim Lisesi kayıt yenileme süresi uzatıldı. İşte son kayıt tarihi...

Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, 23 Şubat-27 Mart 2009 tarihleri arasında yapılması planlanan Açıköğretim Lisesi 2008-2009 eğitim-öğretim yılı ikinci dönem kayıt yenileme işlemlerinin, 1 Nisan 2009 tarihi mesai bitimine kadar uzatıldığı bildirildi.

30 Mart 2009 Pazartesi

"Öğrenci Yok Dolduramayız"

Ankara'da düzenlenen ulusalcı organizasyonlara rektörü olduğu üniversitenin öğrencilerini götüren Haberal, eylemleri de üniversitenin tatil günlerine göre belirlemiş.

Ergenekon silahlı terör örgütü soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianameye göre, Başkent Üniversitesi Hastanesi'nin başhekimi Prof. Dr. Mehmet Haberal, örgüt üyeleriyle birlikte parti kurma çalışmalarında bulunmuş.
Ergenekon soruşturmasında tutuklanan emekli Orgeneral Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Doğu Perinçek ile eski milletvekili Kamran İnan ve eski Bakan Ufuk Söylemez ile sık sık gizli toplantılarda buluşarak, AK Parti'yi bölmek için strateji belirlemiş. Milli İktidar Harekâtı (MİH) adı altında oluşturulan yapılanma çerçevesinde toplantılar düzenleyen Haberal, oluşumun başına geçmeyi düşünüyormuş. Ankara'da düzenlenen ulusalcı organizasyonlara rektörü olduğu üniversitenin öğrencilerini götüren Haberal, eylemleri de üniversitenin tatil günlerine göre belirlemiş. 13 Şubat 2008'de Ali E. ve Mümtaz S.'nin Şener Eruygur'la yaptığı görüşmede Haberal'ın söyledikleri şu sözlerle aktarılıyor: "O yarın 17'yle ilgili olarak Haberal diyor ki. Onu diyor pazartesiye alsanız diyor, çünkü öğrenci yok, dolduramayız orayı diyor. Yoksa nakilde bir sorun yok diyor. Yarın sabahleyin bunu bir görüşüp de diğerleriyle yani onlar açısından bir sorun yoksa pazartesi alalım. Televizyonda Haberal diyor ki o gün öğrenci yok, bir şey yok diyor. Bunu pazartesiye alsanız diyor." CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başkent Üniversitesi'nin televizyonu olan Kanal B'de katıldığı canlı yayında sunucunun, "Sizi başkan seçmek için her türlü p...tluğu yapma talimatı aldık." demesi Mehmet Haberal'ı tekrar gündeme getirmişti. Program sayesinde Kanal B'nin sahibi olan Haberal'ın, AK Parti'nin oylarının büyük şehirlerde bölünmesi için çalışanlarına talimat verdiği ortaya çıkmıştı. Haberal'ın siyasete farklı yollarla müdahalesi bunlarla da sınırlı değil. Şimdi ismi Ergenekon terör örgütü zanlılarıyla anılan Haberal, Bülent Ecevit'e de 'iş göremez' raporu verdiği iddialarıyla gündeme gelmişti.

27 Mart 2009 Cuma

30 Mart Pazartesi Tatil...

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 30 Mart Pazartesi günü okulların tatil edildiğini bildirdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 29 Mart yerel seçimlerinde öğretmenlerin çoğunluğunun görevli alması ve okul binalarında oy kullanılacak olması nedeniyle, eğitim-öğretime hazırlıklar hemen tamamlanamayacağı için 30 Mart Pazartesi günü okulların tatil edildiğini bildirdi. Çelik, 29 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek yerel seçimlerde öğretmenlerin sandık kurullarında görev alacaklarını ve okullarda oy kullanılacağını kaydetti. Öğretmenlerin bir kısmının da sandık başkanı olarak görev yapacağını söyleyen Çelik, "Özellikle köylerde görev yapan öğretmenlerin dönmesi, sandık başkanlarının gece yarılarına kadar ilçe seçim kurullarına teslimat yapması gerekiyor. Bu öğretmenlerin de sabah erkenden okulda olmaları mümkün görünmüyor" dedi. Okul binalarında seçim sandıklarının kurulacağına işaret eden Çelik, temizlik yapılması ve sandıkların kaldırılmasının da zaman alacağını belirtti. Çelik, öğretmenlerin dinlenmiş olarak görev yapabilmeleri ve okul binalarının eğitim-öğretime hazırlanabilmesi için 30 Mart Pazartesi günü ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarının tatil edildiğini bildirdi. Çelik, konuya ilişkin genelgenin de valiliklere gönderileceğini söyledi.

Aday Sayısı 5 Milyonu Geçti...

Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 2008 yılında yaptıkları 40'a yakın sınava giren aday sayısının, 5 milyonu geçtiğini bildirdi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesinde (OMÜ) düzenlenen bir toplantıya katılmak üzere Samsun'a gelen Prof. Dr. Yarımağan, OMÜ Rektörlüğü Senato Salonu'ndaki toplantı öncesinde açıklamada bulundu. ÖSYM olarak 2009 yılında 8 ayrı merkezde yapacakları toplantıların 7'incisi için Samsun'da bulunduklarını belirten Prof. Dr. Yarımağan, ÖSYM'nin Türkiye'de çok sayıda sınavı yürüten bir kurum haline geldiğini söyledi. ÖSYM'nin yoğun bir çalışma temposu içinde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yarımağan, şunları kaydetti: ''Sadece 2008 yılında yaptığımız 40'a yakın sınava giren adayların sayısı 5 milyonu geçti. ÖSYM olarak ülkemizde çok sayıda sınavı yürüten bir kurum haline geldik. Bu sınavları biz sadece ÖSYM'nin 300 kişilik kadrosuyla yürütmüyoruz. 300 kişilik kadroya ek olarak 151 sınav merkezindeki yöneticilerimiz, yönetici yardımcıları, sınavlarda görev alan öğretim üyesi ve öğretmenler ile soruların hazırlanmasında ve araştırmalarda Ankara'da bize destek olan sayıları yüzü aşan öğretim üyesiyle birlikte bu başarıyı sağlıyoruz.'' Böylesi geniş katılımlı sınavları yürütebilmek için yılda bir kez de olsa sınav merkezi yöneticileri ile bir araya geldiklerini ifade eden Prof. Dr. Yarımağan, ''Sorunlarımızı birlikte konuşmak, belirli konuları hep birlikte çözmek için bir araya geliyoruz'' dedi. -REKTÖR AKAN- Toplantıya katılan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan da ÖSYM'nin Türkiye'de güven sağlamış önemli kurumlardan biri olduğunu söyledi. ÖSYM gibi herkes tarafından kabul gören ve güven duyulan köklü kurumlara ülkenin ihtiyacı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Akan, ÖSYM'nin önemli bir görevi yerine getirdiğini belirtti. Daha sonra toplantıya, ÖSYM temsilcileri ve fakülte dekanlarının da katılımıyla basına kapalı devam edildi.

Disiplin Yönetmeliği Görüşülüyor

YÖK Genel Kurulu, 24-25 Mart tarihlerinde yaptığı toplantılarda YÖK Kanunu’nun yanı sıra Disiplin Yönetmeliği’nde yapılacak değişikliklere ilişkin görüşmelere devam etti.

YÖK Genel Kurulu, 24-25 Mart tarihlerinde yaptığı toplantılarda YÖK Kanunu'nun yanı sıra Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nde yapılacak değişikliklere ilişkin görüşmelere devam etti. YÖK, görüşmeleri 31 Mart'ta yapılacak toplantıda sürdürme kararı aldı. YÖK'ten yapılan açıklamada, Yükseköğretim Kurulu'nun dün ve önceki gün gerçekleştirilen Genel Kurul toplantılarında 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun bazı maddelerinin değiştirilmesi konusunu görüştüğü, Eğitim Komisyonu raporlarına ilişkin çalışmalar gerçekleştirdiği, ayrıca “Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği”nde yapılacak değişikliklere ilişkin görüşmelere devam ettiği kaydedildi.
Açıklamada, Toplantıda 10 Şubat 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan “Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”te belirtilen, uzaktan eğitim programları diplomalarının alındığı yükseköğretim kurumunun ve ilgili programın değerlendirilmesine ilişkin usul ve esasların da belirlendiği açıklandı. Yükseköğretim Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Atilla Eriş ve Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman'ın Bologna Süreci ve Yükseköğretim Yeterlikler Çerçevesi konusunda Genel Kurul'a sunum gerçekleştirdiği de ifade edilen açıklamada, Yükseköğretim Kurulu'nun bir sonraki toplantısının 31 Mart 2009'da olacağı bildirildi.

Harp Okulu Ders Notlarını Satıyordu...

Ankara Kızılay'da bir kırtasiyeye Kara Harp Okulu'nun 'Bitişik Nizam' ders notlarını öğrencilere sattığının belirlenmesi üzerine baskın düzenlendi.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı son günlerin en ilginç operasyonuna imza attı. Ankara Kızılay'da bir kırtasiyeye Kara Harp Okulu'nun 'Bitişik Nizam' ders notlarını öğrencilere sattığının belirlenmesi üzerine baskın düzenlendi. Kırtasiye sahibinin gözaltına alındığı operasyonda dükkândaki tüm ders notlarına el konuldu. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askerî Savcılığı'nca yürütülen soruşturma, Kara Harp Okulu'na ait ders notlarının piyasada çoğaltılarak satıldığının ortaya çıkmasıyla başladı. Harp Okulu'ndaki komutan öğretmenler, öğrencilerden birçoğunda fotokopi ile çoğaltılmış ders notlarını görünce harekete geçti. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askerî Savcılığı'na suç duyurusunda bulundular. Fotokopilerle ders çalışan öğrencilerin, notları, Necatibey Caddesi'ndeki bir kırtasiyeden edindiklerini söylemesi üzerine dükkâna 'Bitişik Nizam' kod adlı operasyon yapıldı. Gözaltına alınan kırtasiyeci, notları getiren öğrenciyi tanımadığını öne sürdü. Dükkan sahibi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, savcılık öğrenciyi bulmak için okuldaki talebelerin yazılarını notlarla karşılaştırılacak.

Sabancı Üniversitesinden Nanoteknolojiye...

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, vakfın en büyük yatırımı olan Sabancı Üniversitesi'nin nanoteknoloji alanında 50 milyon TL'lik yatırım yapma kararı aldığını kaydetti.

Nanoteknoloji'nin Türkiye'nin geç kalmadığı, dünyayla birlikte yakalayacağı bir konu olduğunu ifade eden Sabancı, "Sabancı Üniversitesi olarak bu konuda Türkiye'nin iddiasına katkıda bulunmak liderlik yapmak istiyoruz. Dünyadaki bu gelişmeler(ekonomik kriz) bizim bu konudaki hızımızı kesmiyor." dedi.
Sabancı Vakfı'nın 35. Yılı dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Güler Sabancı, bundan 35 yıl önce Sabancı Kardeşlerin kurmuş oldukları Sabancı Vakfı'nın dönemin ihtiyaçlarına göre faaliyet alanlarını belirlemiş ve geçen yıllar boyunca bu alanlarda çok önemli çalışmalar yaptıklarını anlattı. Sabancı, bugün ise Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini ve ihtiyaçların farklılaştığını belirterek, "Sabancı Vakfı olarak bizlerin de bu ihtiyaçlara göre stratejilerimizde değişikler yapmamız kaçınılmazdı." dedi.
Küresel Vakıflar düzeyinde işler başarmak amacıyla yürütülen çalışmaların 2008 yılı sonunda tamamlandığını belirten Güler Sabancı, sözlerine şöyle devam etti: "Bundan böyle var olan yatırımlarımızın yanında toplumda kadınlar, gençler ve engellilere eşit fırsatların yaratılması amacıyla yeni bir hibe programı başlattık. Bu hibe programı ile cesaretlendirmek ve teşvik etmeye çalışıyoruz. Sabancı Vakfı bugün ulaşmış olduğu boyut ve birikim itibariyle yeni bir döneme girmeye hazır gördük. Hedefimiz hibe programlarıyla 5 milyon TL'ye yakın bir hibe vermeyi planlıyoruz."
Vakfın en büyük yatırımı olan Sabancı Üniversitesi'ni kurarken disiplinler arası çalışmaları yapabilecek bir alt yapıda kurduklarını ifade eden Sabancı, "Çünkü önümüzdeki dünyada hiçbir soruna tek bir disiplinle çözüm bulamayacağız. Görüyoruz ki dünyada en önemli konulardan biri ve Türkiye'nin geç kalmadığı, dünyayla birlikte yakalayacağımız bir konu var. O da nanoteknoloji konusu. Sabancı Üniversitesi'nde 2 gün önce 50 milyon TL tutarında bir yatırım yapma kararı aldık." diye konuştu.
Üniversitenin kuruluşundan itibaren mühendislik ve doğa bilimleri fakültesinde nanoteknoloji konusunda araştırma yapabilme kapasitesinin zaten var olduğunu; bu yatırımla Türkiye'yi nanoteknoloji konusunda daha iddialı yapmak istediklerini aktaran Sabancı, "Sabancı Üniversitesi olarak bu konuda Türkiye'nin iddiasına katkıda bulunmak liderlik yapmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.
35 YILDA 78 YERLEŞİM MERKEZİNDE 121 KALICI ESER Sabancı Vakfı Genel Müdürü Hüsnü Paçacıoğlu ise, Vakfın 2006 yılında Adana'dan İstanbul'a taşınmasıyla birlikte başlayan değişim sürecini anlattı. Vakfın 78 yerleşim merkezinde 121 kalıcı eser yaptırdığını, her yıl bin 200 öğrenciye burs verdiğini aktaran Paçacıoğlu, bugüne kadar eğitim. sanat ve spor dallarında 700'ün üzerinde ödül verdiklerini söyledi.
Sabancı Vakfı'nın kalıcı eserler, kültür sanat, burslar, ödüller ve toplumsal katkı alanlarındaki faaliyetlerine yeniden yapılandırma çerçevesinde kadınlar, gençler ve engelliler alanlarını eklediklerini dile getirdi.
Paçacıoğlu, ekonomik krizin yaşandığı bu dönemde Vakıf'ta alınan tedbirlere ilişkin bir soru üzerine, global krizin tabtüm dünyada olduğu gibi Türkiye'deki STK'ları da etkilediğini söyledi. Vakıf olarak her yıl 50-52 milyon TL arası bir harcama yaptıklarını belirten Genel Müdür, bu yıl da buna yakın harcama planladıklarını, 2010 yılı için de önlem aldıklarını söyledi.

26 Mart 2009 Perşembe

Liseliler Arasında Bıçaklı Kavga...

Mersin'de lise öğrencileri arasında okul çıkışı meydana gelen kavgada 3 öğrenci çeşitli yerlerinden bıçaklandı.

Edinilen bilgiye göre, Mezitli Çok Proğramlı lisesi 11. sınıf öğrencisi bir grup ile 10. sınıf öğrencisi bir grup arasında geçtiğimiz günlerde futbol turnuvası yüzünden çıkan tartışma fazla büyümeden önlendi.
Ancak okul dışındaki gençlerinde olaya karışması ile öğrenciler arasındaki tartışma bu gün öğle saatlerinde okul çıkışı kavgaya dönüştü. Bıçaklarında kullanıldığı kavga sonucu vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanan öğrencilerden Çağatay C.(18), Uğur A. (18) 112 Ekiplerince kaldırıldıkları Mersin Devlet Hastanesi'nde; İlhan D.(18) ise Özel Toros Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
Polis olaydan sonra kaçan ve bıçaklama olayını gerçekleştirdiği iddia edilen A.K'yı yakaladı.

Öğretmenlerin Yurtdışı Aylıkları Arttı...

Türk Cumhuriyetleri ve Türk Topluluklarında görevlendirilen öğretmenlerin aylıkları yeniden belirlendi.

Türk Cumhuriyetleri ve Türk Topluluklarında Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğinde açılan öğretim kurumlarında Bakanlıklar arası Ortak Kültür Komisyonunca görevlendirilen öğretmenlerin yurt dışı aylıkları 01/03/2009 tarihinden itibaren Bakanlar Kurulu'nun 25/02/2009 gün ve 2009/14737 sayılı kararı ile değiştirilmiştir. Yeni Yurt Dışı Aylıkları ülkelere göre aşağıdaki şekilde belirlenmiştir. Romanya 1700 ABD Doları Moldova 1650 ABD Doları Azerbaycan1650 ABD Doları Kazakistan 1650 ABD Doları Türkmenistan 1650 ABD Doları Kırgızistan 1450 ABD Doları Özbekistan 1450 ABD Doları Tacikistan 1450 ABD Doları

Anestezi Öğrenme Güçlüğü Sebebi

3 yaşına kadar iki veya daha fazla sayıda anestezi alan çocuklarda ileriki yıllarda öğrenme güçlüğü görülebiliyor.

Anesthesiology dergisinde yer alan habere göre, Mayo Tıp Okulu Anesteziyoloji bölümünden Dr. Robert Wilder, aileleri korkutmak istemediklerini belirterek, "Ameliyatlarda 2 ya da daha fazla sayıda anestezi alan çocuklarla öğrenme güçlüğü arasında bir ilişki bulduk. Ancak, kesin olarak anestezinin öğrenme güçlüğüne yol açıp açmadığını bilmiyoruz" dedi. Hayvanlar üzerinde yapılan önceki çalışmalar da anestezi ilaçlarının beyin gelişimini etkilediğini göstermişti. Geçen yılki çalışmaya göre ise, fıtık ameliyatı olan 3 yaşın altındaki çocuklarda ileride davranış ve gelişim problemleri riskinin 2 kat daha fazla olduğu belirtilmişti. Araştırmacılar, operasyon boyunca genel anesteziye maruz kalmanın riskteki artışta rolü olduğundan şüpheleniyorlar. Diğer çalışmalar ise benzer bağlantılar olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, çocukların beyinlerinin hayatlarının ilk yıllarında süratle geliştiğini ve beynin bu süre içinde çok savunmasız olduğu söylüyorlar. Amerikan Anestezi Uzmanları Derneği Başkanı Dr. Randall Clark, "Bu konu hakkında hepimiz çok endişeliyiz, anestezinin bebekler üzerindeki etkilerini görmek için yoğun çalışıyoruz. Ancak, henüz bu durumu açıklayacak çok kesin bir kanıt yok. Bu sorulara yanıt bulmak için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ile birlikte çalışıyoruz" dedi.

25 Mart 2009 Çarşamba

4 Üniversite Öğrencisi Gözaltında

Van'da düzenlenen operasyonda, terör örgütü PKK adına eylem ve faaliyetlerde bulunmak üzere çeşitli üniversitelerden Van'a gelen 4 üniversite öğrencisi gözaltına alındı.

Alınan bilgiye göre, terör örgütü PKK'ın sözde Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi (YDGM) oluşumu kapsamında Türkiye'nin çeşitli üniversitesinde öğrenim gören 4 üniversite öğrencisi takibe alındı. Terörle mücadele ve istihbarat ekiplerinin yaptıkları takip sonucu, söz konusu öğrencilerin, Van'da düzenlenen nevruz ve sonrasında vatandaşların eylemlere katılımını, halkı tehdit ederek DTP'ye oy vermelerini sağlamak, terör örgütüne eleman temin etmek için çalıştıklarını belirledi. Polis ekipleri, bu öğrencilerin kaldığı bir eve düzenledikleri Operasyonda, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Coğrafya Bölümü öğrencisi O.A, Afyon Kocatepe Üniversitesi Muhasebe Bölümü öğrencisi C.T, Trakya Üniversitesi öğrencisi Ö.C. ve Uludağ Üniversitesi Edebiyat Bölümü öğrencisi M.C'yi gözaltına aldı. Evde yapılan aramada, terör örgütü PKK'ya ait birçok belge ve doküman ele geçirildi. Gözaltına alınan öğrencilerin, güvenlik kameralarındaki görüntülerde, DTP tarafından düzenlenen nevruz kutlamalarında terör örgütü PKK'yı simgeleyen bez parçaları ile vatandaşları provoke ettikleri belirlendi. Söz konusu öğrencilerin önceki gün Van'da bir vatandaşın kendi parasıyla satın aldığı beyaz eşyayı DTP'li bir gruba "seçim yardımı" diye gösterip, yakma girişimi için halkı kışkırttıkları da kamera görüntülerinde tespit edildi. Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde ifadeleri tamamlanan üniversite öğrencileri A.O, C.T, Ö.C. ve M.C. Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edildi.

Kurusıkı Tabancalı Kız Kavgası...

Adana'da, iki öğrenci grubu arasında ‘kız meselesi’ yüzünden çıkan kavgada, 1 öğrenci kurusıkı tabancanın kabzasının başına vurulması sonucu yaralandı.

Adana'da, iki öğrenci grubu arasında 'kız meselesi' yüzünden çıkan kavgada, 1 öğrenci kurusıkı tabancanın kabzasının başına vurulması sonucu yaralandı. Kavgaya karışan bir kişinin, kuru sıkı tabancayla 4 el ateş de etmesi, okulda büyük korkuya neden oldu. Olay, saat 07.00 sıralarında Yeşilyuva Mahallesi'ndeki 5 Ocak Lisesi'nde meydana geldi. Okulun 12'nci sınıf öğrencisi 19 yaşındaki K. G., bahçede ders zilini beklerken kız meselesi yüzünden önceden aralarında husumet bulunan bir okul arkadaşıyla tartıştı. Diğer öğrencilerin ayırdığı 2 öğrenci, bu kez okul dışına çıkıp, tartışmayı sürdürdü. Öğrencilerin arkadaşlarının da katılmasıyla birlikte tartışma büyüyüp döner bıçağı ve kuru sıkı tabancanın da kullanıldığı kavgaya dönüştü. Bu sırada, kimliği belirlenemeyen bir öğrenci, K. G.'ye, tabanca kabzasıyla vurup, yaraladı. Aynı kişi, tabancayla 4 el ateş ederek, arkadaşlarıyla birlikte kaçtı. Çağrılan ambulansla Adana Devlet Hastanesi'ne götürülen K.G., acil serviste tedaviye alındı. Görgü tanıklarının da ifadelerine başvuran polis, adı açıklanmayan 19 yaşlarındaki bir öğrenciyi gözaltına aldı. Polis soruşturmayı sürdürürken, bağırtılar üzerine evinden dışarı çıktığını belirten bir kişi, “Yola baktığımda öğrenciler kavga ediyordu. Birinin elinde döner bıçağı gördüm. Sonra öğrenci kıyafetli bir kişi tabancayla ateş ederek kaçtı” dedi.

24 Mart 2009 Salı

YKM Öğrencileri Giydiriyor...

YKM, krizde satışları artırmak için gençleri hedef aldı. Satışlarda gençlere ulaşmak için bazı üniversite öğrencilerini baştan aşağı giydirmeye hazırlanan firma, öğrencilere özel kampanya başlatıyor.

Krizle birlikte özellikle perakendede alışveriş oranlarının düşmesi üzerine sektörün içine girdiği indirim furyasının yanında yeni pazarlama ve satış tekniklerine odaklanan firmalar arasına YKM de katıldı. YKM Genel Müdürü Jaklin Güner 'marka elçileri' olarak adlandırdığı ve İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir'de bulunan 20 üniversitede belirlediği öğrencilerden seçtiği bir grubu YKM'de satılan markaların ürünleriyle baştan aşağı giydirecek. "Amacımız arkadaşları 'nereden giyiniyorsun' diye sorduğunda marka elçimizin 'YKM'den' demesini sağlamak. Bu şekilde tüketici yaş sınırını aşağı çekmiş olacağız. Bu şekilde YKM'de satılan tüm markaları da bilmelerini sağlayacağız" diyen Güner, genç müşteri popülasyonunu da artırmayı planladıklarını kaydetti. İTHAL MARKA SAYISI ARTACAK Bir yandan da ciro içerisinde payı yüzde 10 olan kendi markaları Loox, Volt, Agenda, Bruno Ferrini ve Tulip'in payını yüzde 25'ye çıkarmayı hedeflediklerini belirten Güner, ithal marka sayısını da artırmayı istediklerini belirterek, "Stefanel, Selected, Pieces, Only, Carling, 6ixty 8ight, No Romeo, o Lingerie'nin satışına başlayacağız" diye konuştu. Güner, "Department store'lar bir markanın maliyetlerini kısmak anlamında çok avantajlı. Mağaza açmak yerine çok daha hızlı ve daha az maliyetli markasını yayabiliyor. İthal markalar da büyümek için department store'ları tercih ediyor" dedi. ALTI MAĞAZA AÇACAK Bu yıl tamamlanacak Ankara Kentpark, Gaziantep Sankopark ve Bayrampaşa Forum'daki mağazalarının yanında Flatofis'te de mağaza açacaklarını belirten Güner, ertelenen alışveriş merkezi projeleri dolayısıyla bazı mağazaların açılışının gecikeceğini buna rağmen 2009'da en az altı mağaza açmış olacaklarını söyledi.

23 Mart 2009 Pazartesi

Sınıfta İzdiham

Burası, Sislice Köyü Birleştirilmiş İlköğretim Okulu. Balık istifi sınıflara girişte izdiham yaşanıyor. Her sırada beş çocuk oturuyor. Geç gelip de ayakta kalanın ise vay haline

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağlı Sislice Köyü Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim Okulu'nda bir sırada beş kişinin oturduğu sınıfta 110 öğrenci balık istifi ders görüyor. Öğrencilerin sınıfa her giriş ve çıkışında izdiham yaşanıyor. Öğrencilerin kendi söylemiyle, yer kapan oturuyor, kapamayan ayakta kalıyor.
Sislice Köyü Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim Okulu öğrencileri, sıkıntılı bir eğitim dönemi geçiriyor. Yeni bir okul inşaatı yapılmadığı için köyde eğitim içler acısı. Bir, iki ve üçüncü sınıf öğrencilerinden oluşan 110 kişi tek odalı bir yerde balık istifi gibi eğitim görüyor. Toplam 176 öğrenci var Dört ve beşinci sınıftan oluşan 66 kişi ise öğleden sonra eğitim görüyor. Durum böyle olunca da 176 öğrenci aynı sınıfta eğitim görmeye başladı. Her bir sırada beş öğrencinin oturduğu sınıfta eğitim yapmanın güç olduğunu belirten öğrenciler, “Bir sırada beş kişi oturuyoruz. Yer kapan oturuyor, kapamayan ayakta kalıyor. Ders kitaplarımızı ve defterlerimizi çıkardığımız zaman sıranın üzerinde yer bulamıyoruz. Yazı yazamadığımız gibi, derslerimizden de geri kalıyoruz. Öğretmenin anlattığı dersi anlayamıyoruz. Bir okul yapılmasını istiyoruz. Sayın Başbakanımızdan yardım istiyoruz” dedi. Kızını Sislice Köyü Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim Okulu'na gönderen köy sakinlerinden Serdal Uygus da, “Sabah kızım okula gidiyor. Öğlen geldiği zaman ona soruyorum, 'Kızım ne öğrendin' diye. Kızım da 'Baba öğretmenimiz bir şeyler anlatıyor ama anlamıyoruz. Öğretmen nasıl uğraşsın. Ne yapabilir ki' diye cevap veriyor. Kızım nasıl yapacağız' diyorum, o da 'Bilmiyorum' diyor. 'Bir şey öğrenmiyoruz' cevabını veriyor. Devlet bize bir an önce sahip çıksın” dedi. Okulun tuvaleti de yok Bu arada, Sislice köyünün Muhtar Azası Hacı Gümüştaş ise, okulun bir tuvaletinin bile olmadığını, çocukların dışarıda ihtayaç giderdiğini belirtti. Muhtar, “Beş çocuk bir sırada oturmaya, eğitim görmeye çalışıyor. İmkânımız yok. Devlet bize yardım etsin. Çocuklar okula gidiyor yer bulamıyor. Okulun tuvaleti bile yoktur” dedi.

Kız Meselesi Yüzünden Tartıştılar

Erzurum'da öğrenci kavgası kanlı bitti. Boynundan ve bacağından bıçaklanan öğrenci hastanede tedavi altına alındı.

Ticaret Lisesi'nde okuyan öğrenciler bugün sabah saatlerinde Yakutiye Medresesi'nin bulunduğu parkta karşılaştılar. Kız meselesi sebebiyle tartıştıkları iddia edilen öğrencilerden ismi öğrenilemeyen bir kişi aynı okulda okuyan Ö.F.B.'yi bacağından ve boynundan bıçakla yaraladı. Ö.F. B. bacağından aldığı bıçak darbesiyle yere yığılırken, saldırgan öğrenci olay yerinden kaçtı. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, yaralı öğrencinin kanayan bacağını bezle sardılar. Yerde yatan öğrenciye ilk müdahaleyi yapan polis ekipleri bir taraftan da saldırgan öğrenciyle ilgili bilgi almaya çalıştılar. Bu arada olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri, yaralı öğrenciye müdahale ettiler. Sağlık ekipleri, yaralı öğrenciyi Erzurum Aziziye Araştırma Hastanesi'ne götürdüler. Öğrencinin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

"Sansür Bilim Dışı"

TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik dergisinin Darwin konulu kapağının sansürlenmesine Türkiye'nin en önemli iki üniversitesinden tepki geldi.

Boğaziçi Üniversitesi'nde görev yapan 224 öğretim üyesi, altına imza attıkları ortak bir açıklamayla TÜBİTAK Bilim ve Teknik dergisinin Darwin konulu kapağının sansürlenmesini 'bilim dışı' olarak nitelendi.
Öğretim üyeleri, TÜBİTAK'ın en kısa zamanda bir Darwin özel sayısı çıkartmasını talep etti.ODTÜ Mezunları Derneği tarafından yayımlanan ODTÜ'lüler Bülteni adlı dergi kapağına Darwin ve evrim kuramını koydu. Dergi www.odtumd.org.tr adresinde pdf formatında yeralıyor. Evrim kuramına 14 sayfa ayıran dergide ilk olarak 1881'de Punch dergisinde Darwin'i hicveden karıkatür yeralıyor. “Günümüzde bile bir bilmece 'Evrim'” başlıklı giriş yazısında "Evrim teorisi yayınlandığı dönemde tüm canlıların yaratıcı tarafından yaratıldığına inanan yaratılış teorisine karşı olarak algılanmış ve dini çevrelerden büyük tepki almıştır. Günümüzde de halen evrim teorisi insanların maymundan türediğini iddia ettiği gibi, yanlış bir yorumlama ile dini çevrelerce haksız şekilde eleştirilmektedir" deniliyor. Dergide ayrıca Aykut Kence'nin “Darwin 200 yaşına girerken ülkemizde evrim eğitimi”, Uzay Sezen'in “Evrim kuramının post modern sentezi”, Tuğrul Giray'ın “Yardımlaşma ve sosyal dayanışmanın evrimi”, Reşit Akçakaya'nın “Akıllı tasarım ve akıl tembelliği”, Onur Tolga Şehitoğlu'nun “Evrim ve algoritma”, yine Aykut Kence'nin, “Keçiler Anadolu'da mi evcilleştirildiler?”, Ufuk Gündüz ve Güngör Gündüz'ün katıldıkları panelin haberleştirildiği “Evrim-Entropi ve Kaos” başlıklı yazı bulunuyor. BOĞAZİÇİLİ AKADEMİSYENLERİN BİLDİRİSİ Boğaziçi Ünivirsetisi'nden 224 öğretim üyesinin TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi'nin yok olan Darwin sayısı ve düşündürdükleri başlığıyla yayımladıkları bildiri şöyle:
"TÜBİTAK'ın yayımladığı Bilim ve Teknik dergisinin Darwin sayısı bağlamında yaşanan müdahale ve arkasından yapılan açıklamaları derin kaygı ile izlemekteyiz. Özel sayıya üst yönetimce uygulanmış olan sansür, bilim dışı siyasi ölçütlerin devrede olduğu ve TÜBİTAK'ta kararların nesnel ve saydam bir biçimde alınmadığı izlenimini yaratmıştır. Darwin sayısının apar topar değiştirilmesinden doğan şaşkınlığımız, yapılmış çelişkili açıklamalarla daha da artmıştır. Farklı açıklamalar Yayın Kurulunun bile oluşturulmamış olduğunu, onun işlevsiz, tanımsız bir konuma düştüğünü; dolayısıyla TÜBİTAK'ın kurumsallık ve özerklik gibi temel ozelliklerinin bile zedelendiğini göstermektedir. Bu olayla, TUBİTAK'ın dünya kamuoyunda yaratmış olduğu olumsuz izlenim, uluslararası bilimsel saygınlığımıza da gölge düşürmüştür.yaşamı ve evreni eleştirel akıl yoluyla algılayan ve irdeleyen, dogmalardan uzak kuşaklara gereksinimi vardır. Sansürcü, dogmacı her türlü tepeden müdahale ise bilim ve eğitimin düşmanıdır. Darwin'in Evrim Kuramı, dünya bilim tarihinin en onemli kuramlarından biridir. Herhangi bir bilimsel kuramdan korkarak onu bilim dışı niyetlerle kurcalamak, sadece o kuramı örselemekle kalmaz, bunun ötesinde akılcı düşünce ve bilime dayanan eğitimi de bulandırır.
Bilim tarihine Darwin düzeyinde damgasını vurmus bir kişiye, doğumunun 200. yılında TÜBİTAK BT dergisinin bir sayısının ayrılması, bir beklentiden öte, bir görevdir. TÜBİTAK BT'nin en kısa zamanda bir Darwin özel sayısı çıkarmasını tlep ediyor ve umuyoruz. Ayrıca, TÜBİTAK yönetiminin, bu üzücü olayın yol açmış olduğu kurumsallık, nesnellik ve özerklik kaygılarını giderici adımları atıp, kamuoyuna gereken güvenceyi ivedilikle vermesini bekliyoruz.
Metnin altında imzası bulunan öğretim üyeleri şöyle Boğaziçi Üniversitesi'nden öğretim üyeleri (224 kişi) A. Kerem Saysel, A. Sumru Özsoy, A. Taylan Cemgil, A.Nazlı Başak, A.Tamer Ünal, Ahmet Ersoy, Ali Baykal, Ali Rıza Kaylan, Alp Eden, Alpar Sevgen, Arsin Arşık, Arzu Çelik, Arzu Öztür, kmen, Asım Karaömerlioğlu, Aslı Özyar, Aslı Sencer Erdem, Aslı Tolun, Avadis Hacınlıyan, Aybek Korugan, Aydan Gülerce, Aydın Pesen, Ayfer Hortaçsu, Aylin Unaldı, Ayşe Buğra, Ayşe Caner, Ayşe Gürel, Ayşegül Metindoğan Wise, Ayşegül Toker, Ayşen Candaş Bilgen, Ayşenur Yontar Toğrol, Ayşın Baytan Ertüzün, Bahar Güner, Başak Güven, Begüm Özkaynak, Belkıs Halfon, Bengü Börkan, Berna Kılınç, Betül Kırdar, Betül Tanbay, Bige Kolukısa İnelmen, Bilge Ataca, Buket Yakmacı-Güzel, Burak Acar, Burak Güçlü, Burak Gürel, Burçay Erus, Burçin Ünel, Bülent Sankur, C. Emre Alper, Can Özturan, Cem Alptekin, Cem Behar, Cem Ersoy, Cem Say, Cengizhan Öztürk, Cevza Sevgen, Ceyda Arslan-Kechriotis, Cumhur Güldemir, Yılmaz Dalay, Deniz Albayrak-Kaymak, Deniz Ilgaz, Deniz Tarba Ceylan, Derin Terzioğlu, Devrim Güven, Dilek Ardaç, Duygu Avcı Semiz, Duygu Köksal, Ebru Z. Muğaloğlu, Edhem Eldem, Ediz Taylan, Elif Alakavuk, Elif Ozkırımlı, Emine Adadan, Emine Erktin, Engin Ader, Ercan Alp, Ercan Balıkçı, Erhan Altunel, Erol Köroğlu, Ersan Demiralp, Eser Taylan, Esra Battaloğlu, Esra Mungan, Eşref Eşkinat, F. Kerem Harmancı, Falih Köksal, Fatih Ecevit, Fatih Mercan, Fatma Gök, Fatma Türe, Ferhunde Özbay, Ferit Öztürk, G. Gülsün Akın, Gül Sosay, Gülcan Erçetin, Gülen Aktaş, Güler Fişek, Günay Anlaş, Günay Kocasoy, Günhan Dündar, Günizi Kartal, Gürol Irzık, H. Özcan Gülçür, Hadi Özbal, Hakan Deliç, Hale Saybaşılı, Halim Kara, Haluk Bingöl, Haluk Oral, Hamdi Erkunt, Hande Çağlayan, Hasan Bedir, Hayal Köksal Semiz, Işık Aytaç, Işıl Bozma, Jonathan Ross, Kemal Kirişçi, Kıvanç İnelmen, Kıvanç Karaman, Koray Çalışkan, Koray Durak, Kuban Altınel, Kuyaş Buğra, Lale Akarun, Lamia Gülçur, Levent Kurnaz, Levent Yıldıran, M. Enis Oğuz, M. Ufuk Cağlayan, Maria D. Alvarez, Mehmet Erbudak, Mehtap Işık, Meltem Gürle, Merâl Demirel, Mine Eder, Mine Göl-Güven, Mine Nakipoğlu, Muhittin Mungan, Murat Baç, Mutlu Koca, Müfide Pekin, Müge Kanuni, Müge Turet Sayar, Najla Osseiran, Necati Aras, Necla Birgül İyison, Nermin Abadan-Unat, Nesrin Özören, Neş'e Bilgin, Nevra Necipoğlu, Nihan Nugay, Nilgün Cılız, Nilgün Fırat, Nilgün Işık, Nilsun Ince, Nilüfer Özyurt, Nur Gurani Aslan, Nüket Esen, Olcay Akyıldız, Orhan Yenigün, Osman Nuri Darcan, Oya Pancaroğlu, Oya Pınar, Perran Akan, Pınar Yolum, Raşit Bilgin, Refik Güllü, Reşad Kayalı, Fit Canbeyli, Rıfat Okçabol, Sakine Çil, Selcan Kaynak, Selim Kusefoğlu, Sema Öğünlü, Sema Sakarya, Serra Müderrisoğlu, Sibel Tatar, Sinem Çakmak, Sumru AkcanTahir, Özar Pamuk, Taner Bilgiç, Tınaz Ekim-Aşıcı, Tonguç Rador, Tunga Güngör, Turgut Nugay, Uğur Şanlı, Umut Aydın, Bilgin Bilge Zenginobuz, Vangelis Kechriotis, Viktorya Aviyente, Yağmur Denizhan, Yaman Barlas, Yasemin Keskiner, Yasemin Palanduz Kahya, Yavuz Acar, Yavuz Akpınar, Yeşim Arat, Yıldız Silier, Yücel Terzibaşoğlu, Zeynep Ata, Zeynep Atay, Zeynep Gambetti, Zeynep Kadirbeyoğlu, Zeynep Sabuncu, Zeynep Uysal, Zühre Aksoy."

Burs Sayısı Arttırılıyor

Rusya Federasyonu, 2009 yılında Rusya'daki seçkin yüksek eğitim kurumlarında daha çok Türk vatandaşının ücretsiz olarak okuyabilmesi için verilen burs sayısının arttırılmasına yönelik karar verdi.

Rusya Federasyonu Türkiye Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, son yıllarda özellikle Türk gençliğinin, Rus dilinin öğrenilmesi ve Rusya'da eğitim görülmesine karşı son derece büyük ilgi duyduğunun gözlemlendiği belirtilerek, “Bu bağlamda 2009 yılında Rusya Federasyonu Hükümeti, Rusya'daki seçkin yüksek eğitim kurumlarında daha çok Türk vatandaşının ücretsiz olarak okuyabilmesi için verilen burs sayısının arttırılmasına yönelik karar almıştır. Bu yıl ilgili amaçlara Rusya Federasyonu tarafından 50 burs verilmiştir. Bu rakam, Rusya'yı Türk öğrencilerine aynı imkanı sağlayan devletler arasında ilk sıralara çıkartmaktadır” açıklamasında bulunuldu. 17-18 Mart 2009 tarihleri arasında Ankara'da; Rus devlet yüksek eğitim kurumlarında eğitimlerine devam etmek isteyen Türk öğrencileri için sınav yapıldığı kaydedilen açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından daha önce yapılan ilk sınav turundan sonra seçilen 150 kişinin son sınava girmek hakkını kazandığı, sınavda en iyi sonuçları gösteren 50 öğrencinin burs kazandığı belirtildi.
Bur kazanan 50 kişiden 8'inin Rusya'nın en seçkin üniversitelerinin master bölümlerinde, 8 kişinin doktora, 34 kişinin de Rus dili bölümlerinde ücretsiz olarak okuyacakları bildirildi.
Açıklamada, Türk öğrencilerinin okuyacakları Rus üniversiteleri arasında, dünyaca tanınan San-Petersburg Devlet Üniversitesi, Rusya Milletlerarası Dostluk Üniversitesi, Moskova Devlet Pedagoji Üniversitesi, Kursk Devlet Üniversitesi ve ayrıca Orel ve Lipetsk şehirlerinde bulunan üniversitelerin bulunduğu kaydedildi.
Açıklamada, Rus-Türk ilişkilerinin önemli parçası olan eğitim alanındaki karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini daha çok geliştirmek yönünde adımlar atılacağının da altı çizildi.

21 Mart 2009 Cumartesi

Öğretmen Öğrencileri Dövdü mü?

Bursa'nın Orhangazi ilçesinde bir ilköğretim okulunda görevli öğretmenin 3 öğrencisini darbettiği öne sürüldü.

Alınan bilgiye göre, Orhangazi'ye bağlı Yeniköy beldesindeki bir ilköğretim okulunda öğrenim gören 11 yaşındaki S.S, E.T. ve O.B. velilerini arayarak öğretmen N.Ç'nin kendilerini dövdüğünü iddia etti. Bunun üzerine okula gelerek öğretmenle görüşmek isteyen veliler, N.Ç'nin okulda olmadığını öğrenince, vücutlarında yara izleri bulunan çocuklarını Orhangazi Devlet Hastanesine götürdü. Tedavileri ayakta yapıldıktan sonra taburcu edilen öğrencilerin sırt ve bacaklarında, ayrıca bir öğrencinin boğazında yara izi olduğu bildirildi. Olayı öğrenerek hastaneye gelen İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Aydın, doktorlardan öğrencilerin durumu hakkında bilgi aldıktan sonra öğrenci velileriyle görüşerek üzüntüsünü dile getirdi. Aydın, okulda son derece üzücü bir olay yaşandığını duyduklarını, olayla ilgili detaylı araştırma başlattıklarını kaydederek, şöyle konuştu: ''Çocuklarımız bizim gözümüzün nurudur. Onlar bize ailelerin emanetleridir. Bu olay son derece üzücü bir olaydır. Öğrencilerimizin tedavileri tamamlandı ve ailelerine teslim edildi. Biz de bu olayı şimdi geniş çaplı olarak inceleme altına aldık. Olayı yaptığı ileri sürülen öğretmenimiz hakkında idari soruşturmayı hemen başlatıyoruz. Konunun detaylarını ise en kısa zaman çözeceğimize inanıyorum.'' Bu arada, öğrencilerin aileleri, çocuklarının hastanedeki tedavilerinin ardından İlçe Jandarma Komutanlığına giderek öğretmenden şikayetçi oldu. Jandarma olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de bir süre önce Gemlik'ten Yeniköy'e atanan öğretmen N.Ç. hakkında idari soruşturma başlattı.

20 Mart 2009 Cuma

Yılda 120 TL'ye 'Sınırsız' Ulaşım...

İstanbul'daki 80 bin üniversite öğrencisi, büyükşehir belediye başkan adaylarına sesleniyor: Oyumuz ulaşım masrafımızı azaltma sözü veren adaya.

Üniversiteli gençler yerel seçim öncesi 'Yılda 120 TL verelim, tüm toplu taşıma araçlarına sınırsız binelim' sloganıyla bir kampanya düzenledi. İstanbul'da eğitim gören üniversitelilerin kurduğu Gençlik Akımı Derneği yerel seçimlere günler kala büyükşehir belediye başkan adaylarına seslenerek 'Üniversite gençliği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayından ulaşım masrafına destek bekliyor' imzalı bir bildiri yayınladı. YILDA 660 TL HARCIYORUZ İnternet, mail grupları ve bloglar üzerinden bildiriyi destekleyen üniversiteli gençler 'Oyumuz ulaşım masrafımıza destek veren başkana' dedi. Marmara, Sabancı, İstanbul ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin başını çektiği kampanyaya ilgi büyük. 15 gün gibi kısa bir süre içinde yaklaşık 80 bin öğrenci 'Yılda 120 TL verelim, tüm toplu taşıma araçlarına sınırsız binelim' bildirisine destek verdi.
Dernek Başkanı Adnan Alkış, İstanbul'da 100 binin üzerinde üniversite öğrencisinin oy kullanacağını belirterek 'Yol masrafımız yılda 660 TL (12x55 TL). Kesilen burslar, yurt ücreti, yüksek ev kiraları belimizi büktü. Başta CHP ve AKP olmak üzere tüm başkan adaylarına sesleniyoruz. Yüz binlerce üniversite öğrencisinin bu çağrısına kulak tıkamasınlar. Oyumuz yılda 120 TL karşılığı, öğrencilere toplu taşıma araçlarına sınırsız binme hakkı sağlayan adaya' diye konuştu. ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDEN BAŞKAN ADAYLARINA 'OY' ŞARTI Dernek üyelerinden Mücahit Erdoğan (İstanbul), Adnan Alkış (Sabancı) ve Sedat Nuhoğlu (Anadolu) belediye başkan adaylarının üniversite öğrencilerinin 'Yılda 120 TL verelim, tüm toplu taşıma araçlarına sınırsız binelim' kampanyasına destek vermelerini istedi.

Öğrenciler Birbirine Girdi...

Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ), öğrenciler arasında stand kavgası nedeniyle başlayan çatışmaya jandarma müdahale etti.

Yatıştırılan olaylardan sonra uyarılara rağmen dağılmayan öğrenciler, biber gazı ve tazyikli suyla dağıtıldı. Bazı öğrencilerin yaralandığı olay nedeniyle ODTÜ'nün 100. Yıl Kapısı'ndan girişler bir süre yasaklandı. Edinilen bilgiye göre, ODTÜ'de bir grup öğrencinin karşıt grubun standını dağıtması üzerine başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Olayların büyümesi üzerine ODTÜ'ye takviye jandarma ekipleri çağrıldı. Olaylar nedeniyle iki öğrencinin gözaltına alındığı bildirildi. Akşam saatlerinde yaşanan olaydan sonra eylem yapan öğrenciler, jandarmanın dağılmaları uyarılarına taş atarak karşılık verdi. Jandarmanın müdahalesi sırasında bazı öğrencilerin çeşitli yerlerinden yaralandığı öğrenildi. Jandarma ekiplerinin olayları yatıştırmak için öğrencilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale ettiği bildirildi. Çatışmaların sona ermesiyle birlikte 30 kişilik öğrenci grubunun standlarının önünde bir süre beklediği kaydedildi. 100. Yıl Kapısı yakınında meydana gelen olaylar nedeniyle bu kapıdan araç girişi bir süre yasaklandı. Araçlarıyla ODTÜ'ye girmek isteyen öğrenci ve öğretim görevlileri güvenlik tarafından geri çevrildi. Aracıyla ODTÜ'ye girmek isteyenlerin girişlerini ana kapıdan yapabilecekleri belirtildi. ODTÜ'de durumun normale döndüğü, jandarma ekiplerinin ise olay yerinden ayrıldığı ifade edildi.

18 Mart 2009 Çarşamba

Okulda Pitbull Dehşeti...

Çanakkale’nin Bayramiç İlçesi’nde başı boş bir pitbull cinsi köpek, okul bahçesinde top oynayan çocuklara saldırdı.

Olay, dün akşam 17.00 sıralarında Bayramiç'teki Milli Zafer İlköğretim Okulu'nun bahçesinde yaşandı. Başı boş gezen bir pitbull, okul bahçesinde top oynayan çocuklara saldırdı. Çocuklar sağa sola kaçışırken, pitbull, 12 yaşındaki Sinan Karaca'nın sol bacağının üst kısmını ısırdı. Çevredeki vatandaşların taş atması üzerine bahçeden ayrılan köpek, kısa sürede olay yerine gelen polis ekipleri tarafından güçlükle yakalanıp bir ağaca bağlandı. Bayramiç Belediyesi Zabıta ekiplerinin bayılttığı pitbull, Camikebir Mahallesi'ndeki köpek barınağına konuldu. Babası Enver Kara tarafından Bayramiç Devlet Hastanesi'ne götürülerek kuduz aşısı yaptırılan Milli Zafer İlköğretim Okulu 8'inci sınıf öğrencisi Sinan Karaca'nın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, başı boş pitbullun sahibinin arandığı belirtildi.

Engelli Öğrenciyi Darp İddiası...

Kastamonu'nun Hanönü ilçesinde bir kişi, engelli çocuğunun öğretmeni tarafından darp edildiği iddiasıyla savcılığa şikayet dilekçesi verdi.

Alınan bilgiye göre, Hanönü'nde yaşayan Kadir Şenel, Taşköprü'de özel bir rehabilitasyon okulunda eğitim gören zihinsel engelli oğlu Ali'nin 10 gün önce öğretmeni İ.B. tarafından darp edildiğini öne sürdü. Şenel, Taşköprü Devlet Hastanesi'ne kaldırılan çocuğun, buradan Kastamonu Dr. Münif İslam Devlet Hastanesi'ne sevk edildiğini bildirdi. Baba Kadir Şenel, kaburgalarında çatlak ve bir böbreğinde darbeye bağlı zedelenme olduğu bildirilen çocuğun tedavinin ardından rapor verilerek taburcu edildiğini belirtti. Öğretmen ve okul hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na şikayette bulunduğunu belirten Kadir Şenel, ''Zihinsel engelli oğlum konuşamıyor, derdini anlatamıyor. Okuldan bize çocuğu hastaneye götürdüklerini söylediler. Biz de hastaneye gittik. Çocuğumuzu Kastamonu'ya sevk ettiler. Kastamonu'daki doktorlar, çocuğumun kaburgasında çatlak olduğunu, darbe nedeniyle böbreğinde zedelenme meydana geldiğini söylediler. Çocuğa rapor verdiler. Öğretmen ve okul hakkında şikayetçiyiz'' dedi. Taşköprü Kaymakamı Ayhan Kartlı da olayı incelediklerini, kontrol amacıyla Kastamonu'ya sevk edilen çocuğun, taburcu edildiğini belirtti. Kartlı, Kastamonu'dan gelecek rapora göre konuyu soruşturacaklarını ifade etti.

Disiplin Yönetmeliğinin İptali İstendi...

Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, YÖK Disiplin Yönetmeliğindeki bazı maddelerin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla Danıştay'a dava açtı.

İşyerinde odasına giderken ıslıkla 'Halimem' türküsünü söyleyince hakkında soruşturma başlatılan Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, YÖK Disiplin Yönetmeliğindeki bazı maddelerin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla Danıştay'a dava açtı.
Prof. Kuruüzüm, disiplin yönetmeliğinin iptalini istedi. Yaklaşık 27 yıldır yürürlükte olan disiplin yönetmeliğinin kanun dışı ve insan haklarına aykırı olduğunu söyleyen Kuruüzüm, "Şimdiye kadar dava açılmamış olması şaşırtıcı. 10 Mart'ta açtığım dava, yönetmeliğin iptaline ilişkin açılan ilk dava. Daha önce yüzlerce öğretim görevlisi bu yönetmelik sebebiyle cezalandırıldı. Ama seslerini çıkarmadılar. Neden? Çünkü, başlarında ceberrut bir yönetmelik var" dedi. Bu yönetmelik uyarınca ceza aldığı için yargıya gittiğini belirten Kuruüzüm, "Yüzde yüz kazanacağımı düşünüyorum. Çünkü yönetmelik, açık seçik olarak yasaya aykırı" diye konuştu. Hakkında iki kınama ve bir de maaş kesme cezası bulunan Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, cezaların iptali için de harekete geçti. Kuruüzüm'ün bu davası da halen Antalya 3'üncü İdare Mahkemesi'nde devam ediyor. Kuruüzüm, üstüne basa basa, "Ceza verirlerse yargıya koşacağım" diyor.

2,5 Yılda Mezun Olunabilecek...

Milli Eğitim Bakanlığı Açıköğretim Lisesi Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile 17 yaşını dolduranların 4 yıl yerine 2.5 yılda açıköğretim liselerinden mezun olmasına olanak tanındı.

Milli Eğitim Bakanlığı Açıköğretim Lisesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Değişiklik ile bir yıl içerisinde öğrencilerin üç dönemlik ders alabilmesine olanak tanındı. Yapılan değişiklik ile 8 dönemden oluşan açıköğretim liselerinde 17 yaşını doldurmayan öğrenciler bir öğretim yılı içinde en fazla iki dönem, 17 yaşını dolduran öğrenciler ise üç dönemi birden okuyabilecekler. On yedi yaşını bitirmeden önce bir öğretim yılında iki dönem sınavlara katılan öğrenciler, on yedi yaşını bitirdikten sonra bir öğretim yılında üç dönemlik sınav hakkından da yararlanmaya başlayacaklar. Mezun olmak için dönemlere göre haftalık ders çizelgesinde belirtilen mezuniyet için yeterli krediyi alanlar mezun olabilecekler. Ortaöğretim kurumlarının ya da bunlara denk yurt dışındaki öğretim kurumlarının ara sınıflarından ayrılarak tasdikname veya öğrenim belgesi ile liseye kayıt yaptıranların, tasdikname veya öğrenim belgesinin düzenlenme tarihinden önce öğrenim gördükleri her öğretim yıl, iki dönem olarak değerlendirilecek. Öğrencilik süresi on iki dönemi aşanlar, öğrenim görme hakkını kullanmaya devam edebilecekler ancak, öğrencilik haklarından yararlanamayacaklar. Daha önce lise müdürlükleri tarafından yapılan açıköğretim liseleri sınavlarının merkezi sistemle yapılmasına yönelik değişiklik de; söz konusu yönetmelik değişikliği ile hayata geçti.

Yabancı Dil Sınavlarında Değişiklik...

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, yabancı dil sınavlarını, TOEFL sınavı gibi bilgisayarla ve çok boyutlu yapacaklarını bildirdi.

Yarımağan, ÖSYM il sınav yöneticileriyle toplantı yapmak için geldiği Çanakkale'de, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkez olarak 4-5 türde yabancı dil sınavı yaptıklarını söyledi. Yabancı dil sınavlarının halen sadece okuma ve anlama düzeyinde yapıldığını bildiren Yarımağan, "Yabancı dil sınavları üzerinde çalıştığımız yeni bir projemiz var. Yabancı dil sınavlarını, 2010 yılından sonra TOEFL sınavları gibi bilgisayarla ve çok boyutlu yapacağız" dedi. Bu sınavlarda bugüne kadar okuduğunu anlama soruları sorulduğunu, ancak dinlediğini anlama konusunda hiç soru soramadıklarını ifade eden Yarımağan, şunları söyledi: "Bu sınavlarda konuşma ve yazma soruları hiç soramıyoruz. Oysa yabancı dil bilgisinin 4 boyutu var. O boyutlarda da değerlendirme yapılacak. Yeni sistemde, aday bilgisayarın başına oturacak, orada ona bazı sorular kulaklıktan sesli olarak gelecek. Farklı soru türleri olabilecek. Adaylar, bazı soruların cevaplarını konuşarak verecek. Hatta bir paragraflık metin yazması istenecek." Yeni sistem sayesinde, adayların uluslararası düzeyde dil bilgisinin ölçülebileceğine işaret eden Yarımağan, "Örneğin, Genelkurmay Başkanlığı, NATO görevi için yurt dışına gidecek görevlilerini, KPDS sınavına göre seçer. Son zamanlarda birtakım sorunlar yaşamaya başlamışlar. Burada çok yüksek puan aldığı için yurt dışına görevlendirilen adayların bazıları yabancı dil konuşamıyormuş. Konuşamayınca tabi görev de yapamıyor" dedi. Yeni sistem üzerinde 2 yıldan bu yana çalıştıklarını ifade eden Yarımağan, sınavları yapacakları binalar satın aldıklarını açıkladı. Yarımağan, Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavını (ÜDS) ise sadece okuma ve anlama düzeyinde yapmayı sürdüreceklerini bildirdi. KPSS'nin Türkiye'ye özgü bir sınav olduğuna da işaret eden Prof. Dr. Yarımağan, şöyle konuştu: "Çünkü Türkiye'de yandaşlık var. Yetkiyi kurumlara bırakırsanız, seçme işlemleri objektif bir şekilde yapılamaz. Bunu engellemek için KPSS diye bir sınav yapıyoruz. Bu dünyada yaygın olan bir yöntem değil. İlerleyen yıllarda ÖSS olur yine, ama bu kapsamda olur mu onu bilemem. Çünkü tüm dünya ülkelerine bakarsanız, birçok yere sınavsız giriliyor. Türkiye'de de gelecekte öyle olacaktır. Ama her yere sınavsız girilmez. Örneğin tıp fakültelerine rağbet çoksa oraya sınavla girilir. ÖSYM olarak 36 sınav yapıyoruz. Bana göre gelecekte bu sınavların bir kısmı yavaş yavaş kalkabilir. KPSS 10 yıl sonra yapılmayabilir." Yarımağan, "Adeta bir sınav ülkesi olduk. Ama kalkmayacak tek sınav var o da yabancı dil sınavıdır. AB ile ilgili ilişkilerimiz nedeniyle yabancı dil sınavlarına ihtiyaç giderek artacaktır. Özel sektöre de eleman alınırken dil bilgisi ön plana çıkacaktır. Onun için dil sınavlarını ağırlıklı olarak ele alıyoruz" dedi.

16 Mart 2009 Pazartesi

4 Anaokulu Devredildi...

Üsküdar Belediyesi Toplumsal Gelişim Merkezi'nin kurduğu gezici anaokulları projesi kapsamında, hayırseverlerin desteğiyle yapılan 4 kalıcı anaokulu Milli Eğitim Müdürlüğü'ne devredildi.



Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde dün düzenlenen, Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ile Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın da katıldığı törenle Üsküdar Belediyesi Toplumsal Gelişim Merkezi'nin, (TOGEM) dar gelirli ailelerin çocuklarına okul öncesi eğitim verilmesi için kurduğu gezici anaokulları projesi kapsamında, hayırseverlerin desteğiyle yapılan 4 kalıcı anaokulu Milli Eğitim Müdürlüğü'ne devredildi.

Özel Yabancı Ortaöğretim Okulları...

Özel yabancı ortaöğretim okullarının 2009-2010 eğitim ve öğretim yılı için yapacağı giriş sınavına son başvuru tarihi, 20 Marta kadar uzatıldı.
Özel Yabancı Okullar Sınav Yürütme Kurulu'ndan yapılan yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak sınava son başvuru tarihinin 16 Marttan 20 Marta uzatıldığı belirtildi.
Bu arada, ülke genelinde 8. sınıf öğrencilerinin katılabileceği sınav, 31 Mayıs Pazar günü yapılacak. Sonuçlar ise 25 Haziran 2009 tarihinde açıklanacak.
26 Haziran-15 Temmuz arasında okul tercihleri yapılırken, okulların asil ve yedek listelerinin ilanı 24 Temmuzda gerçekleştirilecek. Okul kayıtları ise Ağustos ayı içinde belirlenen tarihlerde yapılacak.

14 Mart 2009 Cumartesi

Özel Ergin İlköğretim Okulu Tarafından" Çanakkale'den Kurtuluşa" İsimli Sergi Açıldı

Kazakistan'ın İkinci Büyük Kenti Almatı'daki Abılayhan Dünya Dilleri ve Uluslararası İlişkiler Üniversitesi'nde Türk Dili Bölümü ve Kütüphanesi Açıldı. Doğu Dilleri Fakültesi Bünyesinde Açılan Bölüm ve Kütüphane, Türkiye İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (Tika) Tarafında Yapıldı.
Kazakistan'ın ikinci büyük kenti Almatı'daki Abılayhan Dünya Dilleri ve Uluslararası İlişkiler Üniversitesi'nde Türk Dili Bölümü ve kütüphanesi açıldı. Doğu Dilleri Fakültesi bünyesinde açılan bölüm ve kütüphane, Türkiye İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) tarafında yapıldı.
Türkçe bölümünün açılışı Türkiye'nin Astana Büyükelçisi Atilla Günay ile birlikte Üniversite Rektörü Prof. Dr. Salima Kunanbayeva yaptı. Törende TİKA Kazakistan Koordinatörü Dr. Ömer Kocaman, Türkiye'nin Almatı'daki Eğitim Müşaviri Kadir Çelik, Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammet Akdiş, Kazakistan Türk İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Pilge de hazır bulundular.


Açılış töreninde bir konuşma yapan Rektör Kunanbayeva, üniversiteye böyle bir bölüm kazandırdıkları için Türk yetkililere teşekkür etti.
Büyükelçisi Günay da yaptığı konuşmada, Kazakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin bütün sahalarda olduğu gibi eğitim alanında da gelişmeye devam ettiğini söyledi. Ayrıca gelecekte de ilişkilerin güçlenmesi adına elinden gelen gayreti göstermeye hazır olduğunu belirtti.
Cihan'a konuşan TİKA Kazakistan Koordinatörü Kocaman ise, TİKA'nın temel amacının Türkiye'nin imkânlarını Kazakistan'a aktarmak ve dostluğu pekiştirmek olduğunu söyledi. Kocaman şöyle devam etti: "Kazakistan ile Türkiye arasındaki eğitim ve kültürel faaliyetlere özel önem veriyoruz. Başkanlığımızca faaliyet alanında bulunan diğer ülkelerde olduğu gibi Kazakistan'da da Türkçe öğretiminin yaygınlaştırılması, toplumlararası iletişimin geliştirilmesinde anahtar rol oynayacağı mütalaa edilmektedir. Aynı zamanda Türkçe öğretimine yönelik çalışmalar Kazakistan'daki Türk sermayeli şirketlerin Türkçe bilen nitelikli yerli eleman ihtiyacının karşılanması bakımından da önemli bir boşluğu dolduracaktır."
Türk Dili Bölümü'nde eğitim alacak öğrenciler ise üniversitelerinde böyle bir bölümün açılmasında dolayı sevinçli olduklarını ifade ettiler.

Nevruz Geleneği Kitabı Yayınlandı...

Nevruz’un Türk Dünyası için tarihsel ve kültürel açıdan anlamını ve önemini anlatan “Türk Dünyasında Nevruz ve Nevruz Geleneği” kitapçığı yayımlandı.

Başbakanlık Basın- Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Nevruz'un Türk Dünyası için tarihsel ve kültürel açıdan anlamını ve önemini anlatan “Türk Dünyasında Nevruz ve Nevruz Geleneği” kitapçığı yayımlandı. Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Yunanca, Arapça ve Farsça dillerinde yayımlanan kitapçık, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı ile işbirliği halinde Muğla Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ali Abbas Çınar tarafından kaleme alınan “Türk Dünyasında Nevruz ve Nevruz Geleneği” başlıklı makaleden oluşuyor. Nevruz'un Türkiye ve dünyada bilimsel ve objektif olarak tanıtılması amacıyla yayımlanan kitapçık, Türkiye'de ve yurtdışındaki yabancı medya mensupları ile ilgili kurum ve kuruluşlara dağıtılacak. Kitapçığa ayrıca Basın- Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün http://www.byegm.gov.tr adresindeki internet sitesinden de ulaşılabilecek. Kitapçıkta Nevruz'un ortaya çıkış efsanesi, değişik Türk topluluklarında kutlama biçimleri, sosyal ve tarihi önemi ile ilgili bilgiler veriliyor. Kitapçığa göre Nevruz “yeni gün, yeni yıl” demektir. Eski Türk inanışlarında yeni yılda; yenilik, canlılık, dirilik olacağına, tabiatın canlanacağına, insanın da yeni bir ruha kavuşacağına inanılırdı. Nevruzla ilgili eski kutlama ve yılbaşı törenlerinin pek çoğu günümüz Türk dünyasında yaşamaktadır. Nevruz, Türk dünyasının hemen her coğrafyasında değişik fakat birbirine paralel inanç, ritüel ve pratiklerle kutlanmakta, çeşitli ritüel ve inançlarla da bezenerek geleneksel olarak yaşamaktadır. Kitapçıkta Türkiye dahil tüm Türk dünyasında Nevruz ile ilgili inanışlar ve Nevruz kutlamalarının toplumun birlik, beraberlik duygularını güçlendirmesi konuları yer alıyor.

SBS'ye Girecek Öğrenciler'e!

Danıştay, Seviye Belirleme Sınavı'nda öğrencilerin puanlarında yüzde 5 etkili olan davranış puanının genel puana eklenemeyeceğine karar verdi..

Seviye Belirleme Sınavı'nda (SBS) puanlar ve sıralamalar alt üst oluyor. Yılsonu başarı puanları yanlış hesaplanan SBS'de şimdi de "davranış notu" sorunu ortaya çıktı. Danıştay, öğrencilerin toplam puanlarında yüzde 5 katkı sağlayan davranış puanının genel puana eklenemeyeceğine karar verdi. Danıştay 8'inci Dairesi, yaklaşık 2 milyon öğrenciyi yakından ilgilendiren bir karar verdi. SBS'de genel puan (sınıf puanı) belirlenirken, üç tür puan birbirine ekleniyordu. Öğrencinin sınavda aldığı puanın yüzde 70'i, o yılki okul başarısının yüzde 25'i ve son olarak da karnesindeki "davranış" hanesinde yer alan notların yüzde 5'i alınarak sonunda genel, yani sınıf puanı belirleniyordu. Milli Eğitim Bakanlığı da geçen yıl ilk kez yapılan SBS sonunda öğrencilere bu genel puanı duyurdu. Geçen yıl 7'nci sınıfta SBS'ye giren bir öğrenci, genel puana eklenen yüzde 5'lik başarı puanının dayanağı olan yönetmeliğin ve bu işlemin iptali için Danıştay'da dava açtı. Danıştay 8'inci Dairesi, öğrencinin açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kararda gelişimini tamamlamakta olan çocukların davranışlarından elde edilen puanın sınava etkili olmaması gerektiği belirtildi. PUANLAR YENIDEN HESAPLANACAK Danıştay'ın geçen yıl yapılan sınav sonuçlarını da etkileyecek kararı hemen hemen tüm öğrencilerin puanlarının yeniden hesaplanmasına neden olacak. Danıştay yürütmesini durdurduğu yüzde 5'lik açık, öğrencinin şimdiye kadar 25'i alınan okul başarısına veya sınavda aldığı yüzde 70'lik puandan karşılanacak. Okullarda davranış notlarının genelde yüksek verildiği göz önünde bulundurulduğunda öğrencilerin genel puanlarında düşüş olması bekleniyor. Bu durumda, puanlar yeniden hesaplanacağından geçen yıl yapılan sınavın sıralaması da baştan sona değişecek.

Hedefimiz Birincilik...

Kayseri Hürriyet Endüstri Meslek Lisesi (HEML) öğrencileri, evlerde günlük olarak kullanılabilen araçlarla robot yaparak dereceye girdi.

Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, Milli Eğitim Bakanlığı Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü ve Japonya Uluslar arası İşbirliği Teşkilatı'nın işbirliğiyle düzenlediği 3. Robot Yarışması'nda 2, 3, 4 ve 5.'lik derecelerini elde eden öğrencilere teşekkür belgesi verdi. Ankara'da düzenlenen Otomasyon Teknolojileri Alanı Yarışması'na 88'i üniversite, 329'u da lise olmak üzere toplam 437 robot katıldı. HEML öğrencileri de 4 temalı robot, 1 sumo robot, 6 çizgi izleyen robot ve 1 serbest kategori olmak üzere toplam 12 robotla yarışmada yerini aldı. Genç mucitler, üniversiteli ağabeylerinin de yer aldığı yarışmada birincilik haricinde ilk 5 dereceyi elde etmeyi başardı. Birinciliği robotların birinin turbosunda yaşanan bir problem nedeniyle kıl payı kaçırdıklarını belirten HEML Okul Müdürü Durmuş Payas, üç yıldır düzenlenen yarışmaya her yıl katıldıklarını söyledi. 2007 yılında düzenlenen ilk yarışmada 6. olduklarını 2008 yılındaki yarışmada 4. ve bu yıl düzenlenen yarışmada da 2. olduklarını kaydeden Payas, "Amacımız birincilikti, yarışma içinde çıkan bir aksaklık nedeniyle kıl payı kaçırdık. Bundan sonraki hedefimiz birinci olmak. Yaptığımız robotların tamamı kendi ürünlerimiz dışarıdan neredeyse hiçbir şey almadık" dedi. Robotları yapan ekibin başı Endüstriyel Otomasyon Bölümü 12. sınıf öğrencisi Samet Diril, zamana karşı yarıştıkları yarışmadan dereceyle ayrıldıkları için sevinçli olduklarını söyledi. Yaklaşık 3 aylık bir çalışmanın meyvesini elde ettikleri dereceyle aldıklarını belirten Diril, 2010 yılındaki yarışmalarda birinci olmak için daha çok çalışacaklarını söyledi. Robotları yaparken televizyon kumandası, araç silgeci motoru ve camlı balkonların sistemlerini kullandıklarını ifade eden Diril, malzemelerin neredeyse hiçbirisini dışarıdan almamaya gayret gösterdiklerini vurguladı. İl Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, genç mucitleri ve öğretmenlerini başarılarından dolayı tebrik ederek teşekkür belgesi verdi. Başarının istemeyle, arzu etmeyle elde edilebileceğini dile getiren Ayata, "Genç arkadaşlarımız üç yıldır bıkmamış ve hedefledikleri başarıyı elde etmişler. Öğrencilerimiz Türk insanına imkan verilmesi halinde neleri başarabileceğini de göstermiş oldular. Hedefler önceden planlanır ve bu plan doğrultusunda çalışmalar yapılırsa başarı mutlaka elde ediliyor" dedi.

Gazi Üniversitesi Rektörü Karşı Çıktı...

Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, YÖK'ün üniversitelerde rotasyon kararını "Kış ortasında tehcir" olarak değerlendirdi.

Ayhan, "Öğretim üyeleri böyle bir zorunlu tehcire tabi tutulursa, üniversitenin kan kaybedeceğini, bir çoğunun istifa edeceğini düşünüyorum." dedi. Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), Gazi Üniversitesi Mimar Kemalettin Salonu'nda başladı. Toplantı öncesinde verilen arada üniversite rektörleri, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, tıp fakültelerindeki rotasyon ile ilgili bir soru üzerine, "İyi planlanmış, iyi değerlendirmesi yapılmış bir düzenleme değil. Eğitim öğretim yılının yarısında böyle bir tehcirin ön görülmesi, üniversiteler ile görüşmeden böyle bir tehcir ile ilgili kararın alınması, hem giden üniversitelere herhangi bir katkı sağlamaz hem de gönderen üniversiteler de büyük sıkıntılar yaratır." diye konuştu. İlkbahar ortasında '5 gün içinde hicret edeceksiniz, tehcire tabisiniz' diyerek öğretim üyelerini göndermenin, hem gönderen hem de gidilen üniversiteyi sıkıntıya sokacağını ileri süren Ayhan, şöyle devam etti: "Şu anda giden öğretim üyelerinin durumunun ne olacağı kesinlikle belli değil. Mesela öğretim üyeleri buradan döner sermaye katkı payları alıyordu. Gittikleri zaman bunu alabilecekler mi? Bu belli değil. Giden öğretim üyesi, oranın döner sermayesine katkıda bulunacaktır. O döner sermayenin burada değerlendirmesi ne olacaktır? Öğretim üyesinin burada evi, çocuğu var. Oraya gittiğinde nerede kalacağı, hangi dersleri vereceği belli değil. Oradaki öğretim üyesi sayısının yeterli olup olmadığı hususunda da kendi aramızda gerçek anlamda bir tartışma var."
Görevlendirme kriterlerinin belirlenmemiş olmasının rektörleri zor durumda bıraktığına işaret eden Ayhan, "Rektöre bir yetki vermişler. Biz rektörler olarak sıkıntı içindeyiz. Hangi arkadaşımızı, hangi kriterlere göre göndereceğiz? Bunu bilemiyoruz. Kışın ortasında ne yapacağımızı tayin edemiyoruz." ifadesini kullandı.
Ayhan, öğretim üyelerinin nerede ikamet ettirileceği konusunda sıkıntılı olduklarını anlattı.
KIŞIN ORTASINDA TEHCİR Ayhan, üniversite hastanelerine tam günün getirilmesi ile ilgili bir soru üzerine ise, "Getireceklerse getirsinler. Bunlar parça parça olmaz. Üniversitelerin bir bilim felsefesi olur. Tam günse tam gün, yarım günse yarım gün olsun. Ama siz yarım gün olacak diye düzenleme yapıyorsunuz. Mesela bu tehcire, partime öğretim üyeleri, yani yarım zamanlı öğretim üyeleri dahil mi, değil mi? Bu belli değil. Bu durumda tam gün çalışan öğretim üyeleri üniversitenin tüm yükünü kaldırıyorlar. Siz tam gün çalışıyorsunuz diye, eğer yarım zamanlı çalışanları göndermezseniz, yarım zamanlı olanları mükafatlandırmış olacaksınız. Bir şey yapılacaksa, yükseköğretim bir bütündür. Bütün ele alınarak, hesap kitap ona göre yapılmalı." görüşünü savundu.
Ayhan, rotasyonla ilgili başka bir soru üzerine ise, "Öğretim üyelerinin mahkemeye müracaat edeceklerine kesinlikle eminim; ama şu ana kadar görevlendirme söz konusu olmadığı için böyle bir tepki gelmedi. Öğretim üyeleri kaliteli öğretim üyeleridir. Büyük bir fedakarlıkla üniversitelerde görev yapmaktadırlar. Böyle bir zorunlu tehcire tabi tutulursa, üniversitenin öğretim üyesi yönünden kan kaybedeceğini, bir çoğunun istifa edeceğini zannediyorum." şeklinde konuştu.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Kılıç ise belli üniversitelerde yığılma olabileceğine dikkat çekerek, "Biz de zor durumdayız. Taşrada sıkıntı var. Bizim için olumlu ama geçici olması üzücü. Uygulamanın olumlu, olumsuz yanları var." diye konuştu.
Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fazıl Tekin de, "Rotasyon ile ilgili hususlar yeniden gözden geçirilecektir. Sorunun mutabakat ile çözülmesi için YÖK'te de çalışmalarını sürdürüyor." açıklamasını yaptı. Öte yandan, rektörlere TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik Dergisi'nin kapağında Darwin yazısının bulunmaması ile ilgili sorular da yöneltildi.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Röktörü Atilla Kılıç, "TÜBİTAK'tan açıklama yapıldı. Yanlış telafi edilecek. Bilim ile siyaset biraraya gelmez. TÜBİTAK yanlıştan döndü." dedi.
Osman Gazi Üniversitesi Röktörü Fazıl Tekin ise, "Gerekli açıklamalar yapıldı. Yorum yapmak anlamsız." değerlendirmesinde bulundu. Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, aynı soru üzerine "Mustafa Kemal ne demişti: 'Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir.' Bütün mesele bu." diye konuştu.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener ise şunları söyledi: "O konuda TÜBİTAK'ın açıklaması oldu. Konulara, pozitif bilimin ışığında bakmak lazım. Darwin'in teorilerini bugün yeniden tartışmak durumunda olmamalıyız. Ama TÜBİTAK açıklamasında, Darwin için özel bir sayı çıkartılacağı belirtiliyor."

13 Mart 2009 Cuma

'Öğrencisinin Başını Sıraya Vurdu'

Bağcılar Şükrü Savaşeri İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi U.Y. (14), arkadaşı ile kavga ettiği sırada araya giren Sosyal Bilgiler Öğretmeni M.A.’nın, başını tutarak 3 kez sıraya vurduğunu iddia etti.

Sol gözü kapanan U.Y.'nin babası Şinasi Y., karakola giderek öğretmen M.A.'dan şikayetçi oldu. İddiaya göre, U.Y. ile sınıf arkadaşı önceki gün ders arasında kavga etti. Bu sırada sınıfa giden Sosyal Bilgiler Öğretmeni M.A. öğrencileri ayırdı. U.Y.'nin kafasını tutan öğretmen, 3 kez sıraya vurdu. U.Y. aldığı darbelerle kendinden geçerek yere yığıldı. Öğretmenler, sol gözü kapanan U.Y.'nin babası Şinasi Y.'yi okula çağırdı. Şinasi Y. oğlunu hastaneye götürdü. Şinasi Y., “Okuldan beni arayıp, 'Oğlunuz rahatsız. Doktora götürmeniz gerekiyor' dediler. Okula gittiğimde çocuğum kanlar içerisindeydi. Kavga ettiği arkadaşı da hastaneye geldi. 'Hoca kafasını masaya vurdu' dedi. Benim oğlum biraz hiperaktif. Şu anda da psikologdan yardım alıyor” diye konuştu.

Eğitimlerini Tamamlayabilecekler...

YÖK, Harp Okulları, Polis Akademisi ve GATA'dan çeşitli sebeplerle atılan ya da ayrılan 1227 öğrenciyi yarım kalan yükseköğrenimlerini tamamlamak üzere çeşitli üniversitelere yerleştirdi.

YÖK Genel Kurulu, Harp Okulları, Polis Akademisi ve GATA'dan atılıp öğrenci affına başvuran öğrencilerin geri dönüş başvurularını görüşmeye başladı. Öğrenci affından ilk kez yararlanacak bu okullarda toplam 1227 öğrenci yarım kalan yükseköğrenimlerini tamamlama hakkına kavuştu.
YÖK Genel Kurulu, sözkonusu öğrencilerin çeşitli üniversitelere yerleştirmesini bölüm bölüm yapmaya devam ediyor. Yasaya göre Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksek Okulları'nda ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenim görürken, 7 Haziran 1995'ten sonra her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler yükseköğrenimlerini tamamlama hakkına sahip.
Disiplinsizlik gerekçesi ile atılanları da kapsayan öğrenci affından yararlanmak isteyen öğrenciler YÖK'e başvuru yapmıştı. YÖK'de oluşturulan komisyon öğrencilerin durumlarını tek tek inceli-yor. Öğrencinin eğitimine uygun bir üniversite belirleniyor ve YÖK Genel Kurulu'na teklif sunuluyor. Polis Akademisi'nden ilişiği kesilenler de aynı düzenlemeden faydalanıyor. Komiser yardımcısı statüsünde öğrenci yetiştiren 4 yıllık Polis Akademisi'nden ilişiği kesilen öğrenciler afla akademiye geri dönemese de sivil fakülte veya yüksekokullara yerleştirildi.
Askeri okullar ve Polis Akademisi'nden atılan öğrenciler, aftan faydalanıp normal üniversiteye devam edecek. Böylece Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin 2. sınıfından ilişiği kesilen bir öğrenci Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitimini tamamlayabilecek ve doktorluk yapabilecek.

Murat Başesgioğlu Açıkladı...

Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, bu yıl içinde yeni bir Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) yapılmasının uygun görüldüğünü bildirdi.

Başesgioğlu, bu yıl içinde, kamu kurum ve kuruluşlarına ait A grubu kadrolara yapılacak başvurular ile Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) ait öğretmen unvanlı kadrolara yapılacak atamalarda kullanılmak üzere yeni bir Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) yapılmasının uygun görüldüğünü bildirdi.
Bakan Başesgioğlu, AA'ya yaptığı açıklamada, 2002 yılından bu yana her yıl (A) Grubu kadrolar için ve 2 yılda bir (A) ve (B) grubu kadroları kapsayacak şekilde genel KPSS yapılmasının istikrar kazandığını ifade etti. Murat Başesgioğlu, şunları kaydetti: “2009 yılında yeni mezun olacak adaylar ile 2008 yılında KPSS'ye girmiş adayların KPSS puanlarını yükseltebilmeleri amacıyla ve yaz döneminde mezun olacak adayların başvurmalarına imkan tanıyacak şekilde 2009 yılı içinde kamu kurum ve kuruluşlarına ait (A) Grubu kadrolara yapılacak başvurular ile MEB'e ait öğretmen unvanlı kadrolara yapılacak atamalarda kullanılmak üzere 2009 yılı yaz dönemi içinde KPSS yapılması uygun görülerek, bu husus ÖSYM Başkanlığına bildirilmiştir.” Öte yandan, bu yıl içinde, 2008 yılında yapılmış olan KPSS (A ve B) sonuçlarına göre kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaçları çerçevesinde yerleştirme yapılacağını belirten Başesgioğlu, (B) Grubu kadrolar için yapılacak yerleştirmelerin ÖSYM tarafından, (A) Grubu kadrolar için yapılacak sınavların ise ilgili kurumlar tarafından kamuoyuna duyurulacağını ifade etti. Başesgioğlu, yine bu yıl içinde, ilk defa alınacak sözleşmeli personel için de 2008 yılında yapılan KPSS sonuçlarına göre KPSS (B) Grubu puan türü esas alınmak suretiyle ilgili kurumlarca Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslarda belirtilen hükümler çerçevesinde atamaların gerçekleştirileceğini bildirdi. Personel alımında 2008 yılı KPSS sonuçları da geçerli olacak.

Engelli Torunlarını Sırtında Taşıyor...

Bursa'nın Osmangazi ilçesinde yaşayan Ali Araz (73), ilköğretim ve anaokulu öğrencisi engelli iki torununu 6 yıldır sırtında okula taşıyor.

Araz'ın, 12 yaşındaki torunu Engin Araz tekerlekli sandalyeye kavuşurken, kardeşi işitme engelli Nazar halen dedesinin sırtında okula gidip geliyor. Bursa'nın Osmangazi ilçesi Panayır İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi yürüme engelli Engin Araz ve duyma özürlü kız kardeşi Nazar, dedelerinin sırtında okula gidip geliyor. Engin tekerlekli sandalyesine 1 yıl önce kavuşurken anaokulu öğrencisi Nazar, halen dedesinin omuzlarında okula gidiyor. Doğuştan yürüme engelli Engin Araz ile duyma bozukluğundan dolayı okula gidemeyen kız kardeşi Nazar Araz, tüm zorluklara rağmen eğitimlerini sürdürüyor. Engelli torunlarını yağmur-çamur, yaz- kış demeden okula götürüp getiren 73 yaşındaki Ali Araz'ın fedakarlığı ise herkesin takdirini kazanıyor. Kendisi diğer oğlunun yanında oturmasına rağmen her sabah gelip torunlarını sırtında okula götürdüğünü anlatan Ali Araz'ın tek hayali; torunlarını bir gün öğretmen olarak görmek.
Dede Ali Araz, 3 torunundan ikisinin özürlü olduğunu belirterek, "Ne yapalım Allah'tan gelmiş. Ben de yılmadan torunlarımı sırtımla okula götürüp getiriyorum. Sadece gidip gelişte yoldan geçerken trafikte zorlanıyorum. Torunum Engin öğretmen olmak istiyor. Küçük torunum Nazar ise yeni başladı, inşallah ikisini de öğretmen olarak görmek istiyorum. Ömrüm yettiğince onları sırtımda taşırım, ben öldükten sonra da Allah büyüktür." şeklinde konuştu.
Yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen yılmadan ve isyan etmeden yüzünden tebessümü eksik etmeyen anne Meryem Araz (38), "Bizden daha kötü durumda olanlar var, bir şey yapılacaksa onlara yapılsın." demesi herkesi duygulandırıyor.
Üç çocuğundan ikisinin özürlü olduğunu belirten anne Araz, "Çocuklarımdan biri 17 yaşında, onda bir şey yok şükür. Engin ve Nazar'a bakarken büyük çocuğumuzu okutamadık. Şu anda kâğıt toplayarak bize yardımda bulunmaya çalışıyor. Eşim fabrikada asgari ücretle aşçı olarak çalışıyor. Engin için bana bakım parası olarak 3 ay önce bağlanan parayla ve komşularımın yardımıyla geçinmeye çalışıyoruz." dedi.
"ANNENİN EN BÜYÜK DİLEĞİ OĞLUNUN İDRAR SORUNUNUN GİDERİLMESİ" Oğlu Engin'in doğuştan yürüyemediğini anlatan Meryem Araz, Engin'in doğduğunda belinde bulunan yaradan dolayı bir haftalıkken ameliyat olduğunu ve o günden beri yürüyemediğini anlattı. Araz, Engin'in aynı zamanda idrarını da kaçırdığını belirterek, tek isteğinin bunun giderilmesi olduğunu söyledi.
6. sınıfta okuyan Engin'in öğretmenleri ve arkadaşları tarafından sevildiğini aktaran Meryem Araz, "Engin de okulunu çok seviyor ve okuyup öğretmen olmak istiyor. Engin'i her gün dedesi okula götürüp getiriyor. O olmadığı zaman ben götürüp getiriyorum. Dedesi bir yıl öncesine kadar sırtında götürdü. Geçen sene bir hayırsever vatandaş tarafından tekerlek sandalye alındı. Şu anda sıcak günlerde onunla götürüyoruz; ancak kötü havalarda ve sandalyenin gitmediği yerlerde ise yine sırtımızda götürüyoruz. Engin benim evladım; ben 12 yıldır bakıyorum, peki ben öldükten sonra bu çocuklarıma kim bakacak? Benim tek dileğim yürümesi olmasa dahi Engin'in idrar sorununun bir an önce çözülmesi. Çünkü yaşı ilerledikçe daha büyük sorun olacak. Halen altını bezliyorum. Sonda ile idrarını alıyorum. Büyüdüğü zaman ben bunu nasıl yapayım. Çocuk büyüdükçe kimsenin yanına gidemiyor, arkadaşları ile iletişimi kalmıyor utanıyor. Resmen toplum dışı oluyor." diye konuştu.
Baba Azi Araz ise, bir fabrikada geceleri çalıştığını belirterek, "İşyerinden kriz dolayısıyla 3 aydır para alamadık. Komşuların yardımları, oğlumun topladığı kâğıtlardan aldığı para ve Engin'e devlet tarafından verilen 450 TL'lik bakım yardımı ile geçinmeye çalışıyoruz. Evimiz kira 300 TL de kira veriyoruz. Ancak Allah'ıma şükürler olsun. Bizden daha kötü durumda olanlar var." dedi.
"İŞİTME CİHAZI ÇALINAN MİNİK NAZAR'IN DÜNYA İLE BAĞI KOPTU" Panayır Mahallesi Şükrü Şankaya İlköğretim Okulu anasınıfında okuyan doğuştan duyma ve konuşma özürlü 6 yaşındaki Nazar'ın işitme cihazının çalınması ise aileyi tam anlamıyla şok etti.
Duyamadığından dolayı konuşamayan Nazar, dedesi Ali Araz'ın sırtında okula gidip geliyor. Nazar'ın işitme cihazının 20 ila 30 bin TL civarında olduğu belirtildi. Şu anda duyamadığından sadece el işaretleriyle arkadaşlarıyla anlaşmaya çalışan minik Nazar'ın işitme cihazı çalındığı için adeta dünya ile bağları koparılmış durumda. Duyamadığı için aynı zamanda konuşamayan Nazar, çeşitli sesler çıkararak ortama uyum sağlamaya çalışıyor.
Minik Nazar'ın öğretmeni Ümmühan Makar, Nazar'ın okulu çok sevdiğini belirterek, "Arkadaşları da Nazar'ı çok seviyor ve yardımcı oluyor. Ancak Nazar duyamadığı için büyük sorun yaşıyor, arkadaşlarına katılamadığı için bazen agresifleşiyor. Bazen bazı sesler çıkararak arkadaşlarına eşlik etmeye çalışıyor, ancak duyamadığı için bunu tam yapamıyor. Eğer işitme cihazı olsa çok başarılı olacağına inanıyorum." şeklinde konuştu.

12 Mart 2009 Perşembe

TOBB ETÜ Yarışma Düzenliyor...

TOBB ETÜ Güzel Sanatlar Fakültesi “Liseliler Tasarım Yarışması” düzenliyor.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, yarışmaya son katılım tarihi 8 Mayıs 2009 olarak belirlendi. Açıklamada, konular, Grafik Tasarım:“Görsel Kirlilik Konulu Afiş Tasarımı” ve Endüstri Ürünleri Tasarımı olarak tespit edilirken, yarışmanın birincilik ödülü Dizüstü Bilgisayar, ikincilik ödülü Dijital Fotoğraf Makinesi, üçüncülük ödülü Ipod, Mansiyon ödülünün ise Taşınabilir Hard Disk olduğu bildirildi.

Lisans Tamamlama Yaygınlaşıyor...

ilahiyat fakültelerinde lisans tamamlama programları yaygınlaştırılıyor.

Daha önce Ankara Üniversitesi'nde başlatılan uygulama YÖK'ün kararına göre Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde devam ettirilecek. Lisans tamamlamaya ilişkin bir sonraki uygulama Fırat Üniversitesi'nde olacak. 2 yıllık program mezunlarının 4 yıllık ilahiyat programını bitirme imkanına kavuşacağı bu programla 40 bin kişi lisans diplomasına sahip olabilecek.

'Kampüs Liseler' Kuruluyor...

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), birkaç lise türünün bir arada bulunduğu mesleki teknik ağırlıklı "lise kampüsleri" kurmaya başladı.

Bursa'da iki kampüsle başlatılan pilot proje, İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana ve Kayseri'de deuygulanacak. MEB Müsteşar Yardımcısı Abdussamet Arslan, yaptığı açıklamada, üniversite kampüslerinin benzerlerinin liseler için de kurulmasını planladıklarını bildirdi. Bu çerçevede pilot proje uygulamasının başlatıldığını ifade eden Arslan, kampüslerde mekanlardan ve öğretmenlerden ortak yararlanılmasının verimlilik ve tasarruf açısından büyük avantaj sağlayacağını belirtti. Arslan, "kampüs lise" uygulamasının başlatılma nedenlerini şöyle anlattı: "Aslında kampüs lise projesi otomatik olarak ortaya çıktı. Özellikle şehir merkezlerinde, ilköğretim kademesinde okul ihtiyacını karşılayamıyoruz, çünkü arsa bulamıyoruz. Aslına bakarsanız buralarda okul yok mu? Var. Yetiyor mu? Biz memnun değiliz. Eskiden 60 kişilik sınıflarda ders görülüyordu. Bizim amacımız, bunu maksimum 30 kişiye indirmek. Bunun için de ekstra derslik yapmak gerekiyor. Ankara'nın, İstanbul'un merkezlerini düşünün. Şuraya ilköğretim okulu yapmak istesem yer bulabilir miyim? Bu imkansız. Mesela Ankara'daki Sarar İlköğretim Okulunun sınıf mevcudu 50 ise oranın mevcudunu 30'a düşürmek için ek derslik yapmak lazım, onun için de bana yer lazım. Yer bulamayınca biz de şöyle bir formül ürettik: Şehir merkezinde bulunan ortaöğretim kurumlarını şehrin dışına taşıyalım, arsa bulabildiğimiz yerlere, o ortaöğretim kurumlarını da ilköğretim okulu yapalım. Çünkü bizim için ilköğretim okulu ve okul öncesi eğitimin özelliği, çocuk evinden çıktığı zaman okula yürüyerek gidip yürüyerek gelebilmeli. Servis olmamalı. İlköğretim bunu gerektirir. Okul öncesi de aynı şekilde. Ortaöğretim öğrencisi ise otobüse, dolmuşa binebilir, kendi başına gidip gelebilir. Onun için ortaöğretimi şehir dışına taşımakta bir mahsur yok."Bunun yanı sıra personel istihdamında da sorun yaşandığını anlatan Arslan, bazı okullarda bir öğretmenin girdiği ders sayısının az olmasına karşın bazı okullarda ise tam tersi durum yaşandığını kaydetti. Özellikle müzik, beden eğitimi gibi derslerde öğretmenlerin diğer okullarda da derse girmesinin öğretmen sıkıntısını gidereceğini belirten Arslan, "Böyle bir modelde öğretmeni daha etkin kullanabileceğiz. Personel ve öğretmen ihtiyacını alt seviyeye düşüreceğiz. Örneğin bir kampüsün içinde dört ayrı okul olsa, kız meslek lisesi, endüstrimeslek lisesi, ticaret meslek lisesi, düz lise veya Anadolu lisesi, bu okullarınher biri için ayrı ayrı müzik, beden eğitimi veya bir başka branş öğretmeni olması yerine tümü için belki iki-üç öğretmenle yetinilecek" dedi. Kampüs modelinde cari giderlerin de en aza indirileceğini vurgulayan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mevcut durumda temizlik, çevre ve yan tesislerle ilgili sorunlarımızvar. Biz her öğrencimizin spor yapmasını istiyoruz ama spor tesisleri ihtiyacıkarşılamaktan uzak. Çünkü şu anda bizim için birinci öncelik derslik ama böylebir kampüste yapacağınız spor tesisi ortak kullanılır. Bizde maalesef idarecilerde şöyle bir sıkıntı var: Bir mahalledeki lisedespor salonu vardır, bir başka okulun oradan faydalanmasında genellikle sıkıntı çıkarırlar. Neden? Buranın ısınmasını, elektriğini, suyunu o lise karşılıyor,öbürleri yararlanıyor. Kampüs modelinde böyle sıkıntılar olmaz. Yan tesisler,araç gereçler ortak kullanılır."Arslan, bu kampüslerde, bulundukları illerdeki sanayinin ihtiyaç duyduğuokul türlerinin yer alacağını kaydetti. Buralarda genellikle endüstri meslek, kızmeslek, ticaret ve düz lise türlerinin bulunacağını ifade eden Arslan, bundandolayı kampüslerin mesleki teknik ağırlıklı olacağını bildirdi. Kampüslerde spor kompleksleri, kütüphaneler, internet erişim yerleri, laboratuvarlar, atölyeler, personel için kreş, lojman ve park yerleri bulunacağını ayrıca bir sağlık birimide yapılacağını kaydeden Arslan, "Sağlık Bakanlığı ile temasa geçerek, buralarda sağlık il müdürlüklerinden uzman hekim olmasa bile bir pratisyen hekim bulunmasını sağlayacağız" diye konuştu. Mesleki ve teknik eğitimde okullaşma oranlarının arttığını belirten Arslan, bu alanda okul sayısında eksiklik bulunduğunu söyledi. Arslan, 2010'dan itibaren genel lise binalarından uygun olanların meslek lisesine dönüştürülerek, bu okulların yanına atölyeler ilave edileceğini bildirdi. KAMPÜS YAPILACAK İLLER Abdussamet Arslan, "kampüs lise" uygulamasının Bursa'nın Yıldırım ve Nilüfer ilçelerinde başladığını bildirdi. Arslan, kampüs lise yapmak için özellikle endüstrinin yoğun olduğu büyük şehirlerin tercih edildiğini belirtti. Kahramanmaraş ve Gaziantep'te de birer kampüs kurma çalışmalarının devam ettiği bilgisini veren Arslan, İstanbul'da Avrupa ve Anadolu yakasında olmak üzere iki, Ankara'da, Adana ve Kayseri'de de birer kampüs inşa edilmesinin planlandığını kaydetti.

11 Mart 2009 Çarşamba

Belediye Bursları Bugün Kesiliyor...

Anayasa Mahkemesi'nin, belediyelerin yükseköğrenim öğrencilerine doğrudan burs ve kredi vermesine imkan sağlayan düzenlemeyi iptal eden kararının gerekçesi yayınlandı.

Gerekçeli Karar'ın Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla burs alan öğrencilerin bursları bugün itibariyle kesilecek.
Yükseköğrenim Öğrencilerine Burs, Kredi Verilmesine İlişkin Kanun"un, 2/2. fıkrası, kamu kurum ve kuruluşlarının yükseköğrenim öğrencilerine burs ve kredi vermelerini yasaklıyordu. Bu kuruluşlara sadece kredi ve burs verilmesini öngördükleri öğrencilerin isimlerini Kredi ve Yurtlar Kurumu'na bildirebilme hakkı tanınıyordu. Ancak yasanın bu maddesinde bulunan "belediyeler hariç" ifadesi nedeniyle belediyelerin yüksek öğrenim öğrencilerine kredi ve burs verebilme olanağı sağlanıyordu.
Anayasa Mahkemesi CHP'nin açtığı iptal davasını görüşmüş, yasadaki "belediyeler hariç" ibaresini iptal etmişti. Anayasa Mahkemesi, diğer hükümlerin iptal ve yürürlüğün durdurulması istemlerini ise reddetmişti. Yüksek Mahkeme'nin bu kararın gerekçesi Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayınlandı.
Böylece belediyelerin bu ayrıcalağına son verilmiş oldu. Belediyeler de diğer kamu kurum ve kuruluşları gibi yüksek öğrenim öğrencilerine kredi ve burs veremeyecekler. Belediyeler kredi ve burs verilmesini öngördükleri öğrencilerin isimlerini Yurt-Kur'a bildirebilecekler.

Türk-Amerikan Lisesi Robot Yaptı

Bilim olimpiyatlarında aldığı başarılı sonuçlarla adından sıkça söz ettiren Türk okulu Brooklyn Amity School'un dokuz kişilik takımı, yarışmaya 'Truva Atı' adını verdikleri robotla katıldı.

Bilim olimpiyatlarında aldığı başarılı sonuçlarla adından sıkça söz ettiren Türk okulu Brooklyn Amity School'un dokuz kişilik takımı, yarışmaya 'Truva Atı' adını verdikleri robotla katıldı.
Ülke genelinde 42 bin öğrenci ve bin 500'ün üzerinde takımın yarıştığı organizasyona bu yıl ikinci kez katılan Brooklyn Amity School, yaşadığı teknik sorunlar sebebiyle dereceye giremedi. Geçtiğimiz yıl 'Güllü' isimli robotla özel ödüle layık görülen Türk-Amerikan okulu, yaptıkları yedi maçtan üçünü kazandı. 9 öğrenci, 2 öğretmen ve bir mühendisten oluşan Mustang takımı, görünüşü ata benzediği için robota 'Truva Atı' ismini verdi. 6 haftalık sıkı bir çalışma sonunda Truva Atı'nın ortaya çıktığını anlatan proje danışmanı Mücahit Polat, "Öğrencilerimle gurur duyuyorum. Hepsi büyük bir azimle çalıştı. Bazı teknik şanssızlıklar yüzünden bu yıl derece alamadık fakat bu bizim için çok farklı bir tecrübe oldu." dedi. NASA'nın 6 bin, New York Elektrik dağıtım şirketi Con Edison'un 4 bin dolar vererek sponsor olduğu Truva Atı'nın yapım aşamasında çalışan lise 2'nci sınıf öğrencisi Samet Aycan, hazırlık dönemi hakkında şunları söyledi: "Ben aslında doktor olmak istiyorum fakat robot çalışması eğlenceli geldi. Bilmediğim birçok şeyi öğrendim. İlk gün, teknik arızalarla uğraştık. Bir-iki defa robotumuz çalışmadı. Her şeye rağmen yarışmak güzeldi." Geçtiğimiz hafta sonu Javit Center'da yapılan New York elemelerinde birinciliği The Bronx SciBorgs'un kazandığı yarışmanın uluslararası finali nisan ayında Atlanta'da yapılacak. NASA, Con Edison, MTA, Bloomberg Media, Verizon, IBM gibi önemli şirketler de sponsorluk görevini üstlenecek.

10 Mart 2009 Salı

Diyarbakır'lı Ayşe'yi Ağlattılar...

Diyarbakır'ın Çüngüş ilçesinde okumaya çalışan Liseli Ayşe, karşısında Bakan Eker'i görünce "derslerimiz boş geçiyor öğretmen istiyoruz" dedi, ama pişman ettiler.

Diyarbakır'ın Çüngüş İlçesi'nde 114 afet konutunun temelini atan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, “Sosyal devlet olmanın gereği, mağdur olan vatandaşlara en kısa zamanda yardım elini uzatmaktır” dedi. Eker'in ziyaret ettiği Çünküş Lisesi'nde öğrenci Ayşe Altundağ, branş öğretmenleri olmadığı için derslerinin boş geçmesinden yakındı. Bakan Eker'in sorunun giderileceğini söyleyip ayrılmasından sonra liseli Altundağ'ın öğretmenleri tarafından azarlandığı görüldü. AZAR YEDİ GÖZLERİ DOLDU Afet konutlarının temel atma törenini gerçekleştiren Bakan Eker ve beraberindekiler daha sonra sağlık ocakları ve okulları gezdi. Çüngüş Lisesi 10/B sınıfındaki öğrencielerden bilgi alan Bakan Eker'e öğrenciler sorunlarını iletti. Öğrencilerden Ayşe Altundağ, Eker'e, “Derslerimiz boş geçiyor. Branş öğretmenlerimiz yok. Bizim İstanbul'da, Diyarbakır'da öğrenim gören arkadaşlarımızdan ne farkımız var? Bizlerde onlar gibi öğrenim görmek istiyoruz” dedi. Bakan Eker öğrencilere en kısa sürede bu durumun giderileceğini belirterek sabırlı olmalarını kendisinin okuduğu yıllarda eğitim- öğretimin çok zor şartlar altında olduğunu söyledi. Bakan ve beraberindekilerin sınıftan ayrılmasının ardından Ayşe Altundağ'ın, Bakan Eker'e bulunduğu talepleri nedeniyle öğretmenleri tarafından azarlandı. Bu tepki karşısında liseli Ayşe Altundağ'ın gözlerinin yaşardığı görüldü.

Eğitime Bir Gün Ara Verildi...

Toz bulutu nedeniyle Şırnak ve bazı ilçelerinde okullarda eğitime bir gün ara verildi.

Yoğun toz bulutu nedeniyle Şırnak Valiliğince merkez ile Silopi, İdil, Güçlükonak ilçelerinde ilköğretim ve liselerde eğitime bir gün ara verilmesi kararlaştırıldı. Cizre ilçesinde de alınan kararla bugün okullarda eğitime bir gün ara verilmişti.

Mezarlık Yüksekokulu Açılıyor...

Erzincan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap, 'Mezarlık yönetimi' adı altında bir bölüm açılması için kolları sıvadı.

Hemen her alanda yönetim anlayışı sıkıntısı yaşanan Türkiye'de üniversitelerde mezarlık yöneticisi yetiştirilmesi girişimi düşündürücü bulundu. Erzincan Üniversitesi'nde geçtiğimiz günlerde 'mezarlık yönetimi' bölümü açılması için karar alındı. Erzincan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap, Türkiye'de işsizliğin her geçen gün daha arttığını, bu sebeple yeni iş kollarına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Şehirlerin gelişim sürecini engelleyen ve korku mekanları olarak görülen mezarlıkların, gençler için yeni bir iş kapısı olabileceğini belirten Prof. Dr. Büyükkasap, 'Şimdiye kadar yerel yönetimler tarafından organize edilen cenaze ve mezarlık yönetiminin, AB uyum yasaları çerçevesinde ele alınarak özel sektör tarafından yönetilmesi gündemde' dedi. CENAZE PSİKOLOJİSİ Kurulacak bölümde eğitim alan öğrencilerin, matem psikolojisinden anatomiye kadar birçok dalda eğitime tabi tutulacağını anlatan Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap, 'Yurt genelinde hiçbir üniversitede böyle bir bölüm bulunmuyor. Cenaze İşleri Mezarlık Yönetimi, Avrupa Birliği sürecinde olmazsa olmaz meslekler arasında. Hazırlanan program, bu tür hizmetlerin artık ehil ellerde bilimsel olarak yapılmasını sağlamaya yönelik. Eğitim kapsamında cenazenin defin işlemleriyle ilgili teknik konular, mezarlıkların mimarisi, peyzajı, cenaze psikolojisi gibi konular yer alıyor. Bölümde eğitimler, konularında uzman kişiler tarafından verilecek. Mezarlık mimarisi ve peyzajı konusunda mimarlar, cenaze psikolojisi konusunda yine psikologlar, cenazenin hazırlanması konusunda öğrencilere biyologlar ders verecek. İŞSİZ KALMA KORKUSU Açılması planlanan bölüme ilk etapta 25-30 arasında öğrenci alınması planlanıyor. Öğrenciler, eğitimlerinin ardından iş bulma sıkıntısı da yaşamayacak.

Yüzde 86.9 Tacize Uğruyor

Sakarya Üniversitesi'nde (SAÜ) yapılan Uluslararası Disiplinlerarası Kadın Kongresi'nde konuşan Prof. Dr. Serpil Aytaç, üniversitede cinsel tacizle ilgili yaptığı anketin çarpıcı sonuçlarını açıkladı.

Prof. Dr. Aytaç, "Öğrencilerin yüzde 86.9'unun kampüs içerisinde cinsel tacize maruz kaldığını tespit ettik" dedi. Sakarya Üniversitesi'nde (SAÜ) yapılan Uluslararası Disiplinlerarası Kadın Kongresi'nin ikinci gününde konuşan Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serpil Aytaç, İdari Bilimler Fakültesi'nde eğitim gören 591 öğrenciyle yapılan anketten çarpıcı sonuçlar çıktığını açıkladı. Öğrencilerin kampüs içerisinde maruz kaldığı cinsel tacizi ortaya çıkarmak için böyle bir çalışma yaptıklarını belirten Prof. Dr. Serpil Aytaç, bu çalışmanın Türkiye'de kampüste cinsel tacizle ilgili yapılan ilk anket olduğunu ifade etti. Öğrencilerin kampüs içerisinde yoğun bir şekilde sözel, fiziksel, görsel ve psikolojik cinsel tacize maruz kaldığını kaydeden Aytaç, Batı toplumlarında üniversitelerde cinsel tacizin ağır bir suç olduğunu, kadına yapılan cinsiyete dayalı ayrımcılık olarak değerlendirildiğini belirterek, Türkiye'de ise durumun ciddiyetinin kavranamadığını söyledi. Aytaç, cinsel tacizle ilgili şikayete gelindiğinde Türk polisinin "Git işine" tavrı sergilediğini savunurken, anketle ilgili şu bilgileri verdi: "Hiç tacize maruz kaldınız mı" sorusuna öğrencilerin yüzde 86.9'u (512 kişi) "Evet" cevabı verdi. "Yaşanılan tacizin tipi nedir" sorusuna ise öğrencilerin yüzde 23.9'u (127) sözel, yüzde 7.3'ü (39) fiziksel, yüzde 5.3'ü psikolojik (28), yüzde 12.6'sı (67) görsel, yüzde 21.7 (114) hepsi, yüzde 29.5'i de (157) en az iki farklı şekilde cinsel tacize maruz kaldığını belirtti. "Kim tarafından tacize uğradınız" sorusuna ise öğrencilerin yüzde 15.3'ü (81) "kampüsteki herhangi bir öğrenci", yüzde 3.6'sı (19) "yakın arkadaşım", yüzde 54.3'ü (287) "halktan biri" (kampüste çalışan ya da gelip giden şoför, memur ve jandarma, kampüs alanında tıp fakültesi olması sebebiyle halkın yoğun bulunması), yüzde 2.3'ü (12) "üniversitedeki kendi hocam", yüzde 24.6 ise (130) kişi "hepsi" cevabını verdi. "Nerede tacize uğradınız" sorusuna ise öğrencilerin yüzde 41.5'i (145) "kampüs içerisinde her yerde", yüzde 35.7'si (168) "açık kampüs alanında", yüzde 22.8'i (107) "kapalı mekan" (sınıf, yemekhane, otobüs, yurt) alanlarında tacize uğradığı bilgisini verdi. "Tacizde bulunan kişinin cinsiyetiyle" ilgili soruya ise öğrencilerin, yüzde 91,9'u (488) erkek, yüzde 5.6'sı (30) kadın, yüzde 2.47'ü ise her iki cinsten taciz gördüğünü kaydetti. "Tacize uğrama sıklığınız nedir" sorusuna ise öğrencilerin yüzde 45.3'ü (234) "az sıklıkla", yüzde 17.6'sı (91) "ayda birkaç kez" tacize uğradığını belirtti. "Taciz olayını şikayet ettiniz mi" sorusuna ise öğrencilerin yüzde 76.8'i( 454) "hayır", yüzde 12.5 (74) "evet" cevabını verdi. "Tacizi kiminle paylaştınız" sorusuna yüzde 73.3'ü (324) "arkadaşımla", yüzde 25.3'ü (112) "ailemle", yüzde 1.4'ü ise "üniversite yöneticileriyle" paylaştığı karşılığını verdi. "Paylaştığınız kişinin taciz olayına bakışı ne oldu" şeklinde yöneltilen soruya ise öğrencilerin yüzde 44.5'i (167) ilgilendiğini, yüzde 42.4'ü (159) destek verdiğini ifade etti. "Taciz olayı sizi nasıl etkiledi" sorusuna ise öğrencilerin yüzde 54.5'i (280) "sürekli beni tedirgin etti", yüzde 21.8'i "karşı cinse olan güvenim kayboldu, sinirlendim, çaresiz hissettim" seçeneğini işaretledi.

Saya, Öğrencilere Dayanamadı

Birden fazla dil biliyor. Hiç yorulmadan günlerce ders verebiliyor. Masrafı ise sıfıra yakın. Ama öğrenciler onu çıldırttı.

Japonya'da ilk robot öğretmen ders vermeye başladı. "Saya" adlı öğretmen birden fazla dil biliyor. İlk okulda pedagoji derslerine giren Saya, öğrenciler ders dinlemediğinde kızıyor. Ama çocuklar yine yaptı yapacağını. Gürültü yaptılar. Derslerini çalışmadılar. Söyleneni dinlemediler. Ta ki robot öğretmen çıldırana kadar. Robot öğretmenin şaşkınlık belirtme, mutlu olma ve övme gibi mimikleri yapma yeteneği de var. Ama o sadece kızgınlık moduna kilitlenip kaldı. Robot öğretmen derse girdikten sonra yaptığı ilk iş yoklama oluyor. Yoklama bittikten sonra, öğrencilere kitaplarını açmasını söylüyor. Sonra onlara bir ödev veriyor. Çocuklar derslerine çalışmadığı zaman ve kaytardığında ise mimik hareketleriyle kızgınlığını gösteriyor. Saya'nın masrafları ise yok denecek kadar az. Onun çalışması için sadece bir pile ihtiyaç var.

6 Mart 2009 Cuma

Dervişoğlu Kürtçe Dersi Olsun Dedi

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Salim Dervişoğlu'nun başkanlığını yaptığı Bilgesam, okullarda Kürtçenin seçmeli dil dersi olarak okutulmasını önerdi.

Bu öneri dün İstanbul Sheraton Otel'de Bilgesam'ın açıkladığı 'Türkiye'nin bugünü ve yarını' başlıklı raporun 'Kürt Sorunu' başlığı altında yer aldı. Kuzey Irak bölgesel yönetimi ile çatışmacı değil barışçı ve yapıcı, iyi ilişkiler geliştirilmesi istenen raporda, "PKK terörünün teşkil edebileceği olumsuzluğa rağmen Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile iyi ilişkiler içinde bulunmak Türkiye'nin hem siyasi ve hem de ekonomik menfaatlerinin gereğidir." denildi. Salim Dervişoğlu, toplantıda gazetecilerin yönelttiği, "Görevdeyken niye seçmeli Kürtçe dersini gündeme getirmediniz?" sorusuna, "Asker kökenliyim. Görevdeyken Türkiye'nin bu konuları üzerinde beyanat vermek serbestisine sahip değiliz." şeklinde cevap verdi. Bilgesam'ın raporunda ayrıca yeni bir anayasanın Türkiye için ihtiyaç olduğu vurgusu yapılırken, ancak oluşturulacak kurucu bir meclis tarafından yeni anayasanın yapılabileceği ileri sürüldü. Raporu kaleme alan kurul üyesi emekli büyükelçi İlter Türkmen ise, "DTP'yi kapatmak siyasi hata olur." dedi. Kurulun diğer bir üyesi Sami Selçuk da yargıçların siyasi durumu düşünmeden kanuna göre hareket etmeleri gerektiğini ifade etti. Selçuk, "Yargıç siyasi durumu gözeterek karar verirse hukukî hata yapar. Yargıç, kanuna göre hareket eder." ifadesini kullandı. Selçuk, Türkiye'nin Fransız tipi laiklikten vazgeçip Belçika tipi laikliği öne çıkarması gerektiğini de dile getirdi: "Laiklik, inanç özgürlüğünün güvencesidir. Laiklik ile laisizm birbirine karıştırıldığında toplumsal barış sağlanamaz. Türkiye'de ikisi özdeş kullanılabiliyor."

Diyarbakır'da 40 Öğrenci Yolda Kaldı...

Diyarbakır'ın Kulp ilçesi'nde yoğun kar yağışı nedeniyle yolda mahsur kalan 40 İlköğretim öğrencisi, Köylere Hizmet Götürme Birliği ekiplerinin 5 saatlik çalışması sonucu kurtarıldı.

Doğu ve Güneydoğu'da etkili olan yoğun kar yağışı hayatı olumsuz etkiliyor. Tipi ve kar yağışının etkili olduğu Diyarbakır'ın Kulp ilçesi'nde taşımalı eğitim servisi yapan araçlar yolda mahsur kaldı. Yuvacık, Kayacık, Akçasır, Aygün, Saltuk, Koçkar,Yuvacık Köyü taşıma servisi yapan araçlar kara saplanınca 40 öğrenci mahsur kaldı. Öğrencilerin cep telefonu ile yardım istemesi üzerine harekete geçen, Kulp Kaymakamlığı Köylere Hizmet Götürme Birliği ekipleri 5 saatlik çalışmanın ardından yolları kardan temizleyerek donma tehlikesi geçiren öğrencilere ulaştı. Öğrenciler sağsalim evlerine ulaştırılırken sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.

"Daha Hassas Olalım"

Denizli'de kent merkezi ile Sarayköy, Akköy, Honaz ve Babadağ ilçeleri okullarında eğitime bir gün ara verildi.

Denizli Valisi Yavuz Erkmen, yaptığı açıklamada, dün gazetelerde bazı uzmanların Denizli'de büyük bir deprem meydana gelebileceği konusunda beyanatlarının bulunduğunu belirterek, küçük sarsıntıların başladığı 1 haftadan bu yana Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile Pamukkale Üniversitesinden uzmanlarla gözlemler yapıldığını kaydetti.
Bu çalışmalara göre, deprem eğrisinde bir hareketliliğin bulunduğunu, ancak açıklamalardaki gibi 6-6.5 şiddetinde bir depremin beklenmediğini bildiren Erkmen, en kötü ihtimalle 4.5-5 şiddetini geçmeyen bir sarsıntının yaşanabileceğini söyledi. Vali Erkmen, okullarda daha önce deprem güçlendirme çalışmalarına başlandığını ifade ederek, Bayındırlık ve İskan Bakanlığından uzmanlarla bugün teknik kontrolün gerçekleştirilmesi amacıyla il merkezi ile Sarayköy, Akköy, Honaz ve Babadağ'da okullarda eğitime bir gün ara verildiğini kaydetti. Erkmen, “Bu incelemelerin çocukların gözünün önünde yapılmaması için 1 günlük tatil verdik. Bu çalışmada riskli görülmeyen okullarda yarın eğitime başlanacak. Riskli olanlar için de başka çözümler aranacak” dedi. Bugüne kadar 3500 binanın kontrol edildiğini dile getiren Vali Erkmen, kontrollerde riskli olarak tespit edilen Aşağıdere, Develi, Korucuk, Tosunlar, Adaköy, Cabar, Uyanık, Küçükdere ve Aşağışamlı'da 21 evin boşaltıldığını söyledi. Erkmen, Denizli'nin birinci derece deprem bölgesi olması nedeniyle halkın bununla yaşamayı öğrenmesi, tedbirli olması, ama paniğe kapılmaması gerektiğini vurguladı. “BUGÜN NORMALDEN DAHA HASSAS OLALIM” Bu sabah Emniyet Müdürlüğü Kriz Merkezi'nde bir basın toplantısı da düzenleyen Vali Yavuz Erkmen, 28 Şubat tarihinden itibaren 3 ve üstü büyüklükte 80, 3'ün altında büyüklükte ise 100 sarsıntının meydana geldiğini söyledi. Erkmen, daha önce aralık ayında da bu hareketliliğin yaşandığını, ancak büyük bir deprem olmadan bittiğini anımsatarak, şöyle devam etti: “Bu sabah saatlerinden itibaren eğrilerde gözle görülür bir hareketlilik oluşması üzerine, en kötü ihtimalle, geçen yıl Honaz'da yaşanan 4.8 şiddetindeki depreme benzer bir depremin oluşabileceği ifade edildi. Bu, mutlaka bu şiddette bir depremin olacağı anlamına gelmez. Hareketlilik, beklenen depremi oluşturmayabilir de. Biz sadece, uzman arkadaşlarımızın uyarıları doğrultusunda bugün normalden daha hassas olunmasını tavsiye ediyoruz. Telaşa kapılmaya gerek yok. Bunları, illede bir deprem olacak diye kesinlikle söylemiyorum. Olumsuz bir durum da yaşayabiliriz. Hiç bir şey de olmayabilir.” Vali Erkmen'in basın toplantısına Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü Deprem Araştırma Daire Başkanı Bekir Tüzel ve Denizli Belediye Başkan Yardımcısı Mahmut Göngör de katıldı.

5 Mart 2009 Perşembe

Denizli'de Deprem Tatili...

Denizli'de okullar olası bir deprem nedeniyle bir gün tatil edildi.

Milli Eğitim İl Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada olası bir deprem nedeniyle Denizli'de okullar bir gün tatil edildi.

Ankara Üni. "Latin Amerika" Merkezi...

Ankara Üniversitesi ile Havana Üniversitesi arasında Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi kurulmasına ilişkin protokol imzalandı.

Ankara Üniversitesi ile Havana Üniversitesi arasında Ankara Üniversitesi bünyesinde Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi kurulmasına ilişkin protokol imzalandı. Ankara Üniversitesi 100. Yıl Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ, Küba'nın yurtdışında Atatürk heykeli bulunan tek ülke olduğunu kaydederek, Havana Üniversitesi ile böyle yakın işbirliği gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarını ifade etti. İmzalanan protokolle genel akademik alanda işbirliği yapılmasının hedeflendiğini ve bu çerçevede iki üniversite arasında öğretim üyesi, öğrenci değişimi ve ortak projeler gerçekleştirilmesinin öngörüldüğünü anlatan Taluğ, ayrıca Ankara Üniversitesi bünyesinde Latin Amerika Çalışmaları Araştırma Uygulama Merkezi kurulmasının amaçlandığını bildirdi. Söz konusu merkezin kurulmasına ilişkin çalışmanın YÖK'e sunulduğunu belirten Taluğ, Havana Üniversitesinin bu merkeze eleman göndererek, destek sağlayacağını kaydetti. "Latin Amerika'nın anahtarının Küba olduğunu" belirten Taluğ, "Küba, Latin Amerika'nın girişidir, köprüsüdür. Türkiye'de ilk kez kurulacak böyle bir merkezin güçlenmesinde kendilerinden çok büyük yardım alacağımızı biliyorum, teşekkür ediyorum" dedi. Taluğ, Havana Üniversitesinde Türk Dili ve Kültürü Anabilim Dalı açıldığını, bunu heyecanla ve coşkuyla karşıladıklarını dile getirerek, "Burada atacağımız tohum, hem Ankara'da hem de Havana'da yeşillenerek iki ülke arasındaki ilişkiye katkıda bulunacaktır" diye konuştu. Havana Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ruben Zardoya da "Atatürk'ün ülkesinde bulunmaktan mutluluk duyduğunu" dile getirdi. Zardoya, protokolün iki ülke arasındaki ilişkiye katkıda bulunacağını söyledi. Rektör Zardoya, ayrıca "Küba'da Yükseköğretimin Evrenselleştirilmesi" konulu bir konferans verdi.

4 Mart 2009 Çarşamba

6 bin 500 Sözleşmeli Öğretmen Atanacak

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik 6 bin 500 sözleşmeli öğretmen ataması gerçekleştireceklerini ve başvuruların yarın başlayacağını bildirdi.

Çelik, kısa bir süre önce kadrolu öğretmen ataması gerçekleştirdiklerini, başvuruları yarın başlamak üzere 19 Mart'ta 6 bin 500 sözleşmeli öğretmen ataması daha yapacaklarını bildirdi. Çelik, "5-19 Mart tarihleri arasında atama bekleyen arkadaşlarımızı müracaatlarını yapmaları için şimdiden davet ediyor, çağrıda bulunuyorum. Ankara, İzmir, Muğla, Antalya, Uşak, Mersin, Niğde, Nevşehir, Bartın ve Karabük hariç olmak üzere 71 vilayete 4-B kapsamında 6 bin 500 sözleşmeli öğretmen atayacağız" dedi. Bakanlık olarak Ağustos ve Kasım aylarında da yeni atamalar yapacaklarını anlatan Çelik, 2009 yılındaki atamaları 4 ayrı dönemde gerçekleştirerek tamamlamış olacaklarını kaydetti.

Altı Liseliden Biri Bıçak ve Silah Taşıyor...

261 lisede 26 bin öğrenciyle yapılan ankete göre öğrencilerin yüzde 7.7'si çete üyesi... Liselilerin yüzde 9.2'si okula gelirken delici ve kesici alet, yüzde 5.9'u ateşli silah taşıyor..
window.google_render_ad();
Meclis Okullarda Şiddet Araştırma Komisyonu'nun 261 orta öğrenim kurumunda, tam 26009 öğrenci üzerinde yaptırdığı anket, ürkütücü bir tabloyu gözler önüne serdi. Kitap haline getirilen çalışmada yer alan bazı çarpıcı sonuçlar şöyle: YÜZDE 15'İ SİGARA İÇİYOR: Ortaöğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin yüzde 15.6'sı haftada biriki kez veya daha fazla sigara içiyor. Sigara ile tanışan öğrenci oranı yüzde 37. Bu oran devlet okullarında yüzde 37, özel okullarda yüzde 38.2. ALKOL ORANI YÜZDE 5.4: Öğrencilerin yüzde 5.4'ü haftada en az bir kez ya da daha fazla alkollü içki kullanıyor. Öğrencilerin yüzde 30'u alkolle lisede tanışıyor. Bu oran özel okullarda yüzde 50.1, devlet okullarında ise yüzde 29.5 olarak saptandı. UYUŞTURUCU YÜZDE 6.9: Ortaöğretime devam eden öğrencilerin yüzde 6.9'u, şimdiye kadar en az bir defa uyuşturucu ve uyarıcı madde denemiş durumda. FİLMLER MODEL OLUYOR: Öğrencilerin yüzde 9.2'si delici ve kesici aletle, yüzde 5.9'u ise ateşli silahla okula geliyor. Öğrencilerin yüzde 55.9'u delici, kesici ya da ateşli silah taşıma nedenini "güvensiz bir ortam", yüzde 20.6'sı "kendisini daha iyi hissetmek", yüzde 7'si "filmdeki insanları örnek almak" ve yüzde 3.9'u "arkadaşlarının silah taşıması" olarak açıklıyor. YÜZDE 7.7'Sİ ÇETE ÜYESİ: Ortaöğretime devam eden öğrencilerin yüzde 7.7'si çete üyesi olduğunu belirtiyor. Öğrencilerin yüzde 42.3'ü kendini güvende hissetmek için çete üyesi olurken, yüzde 29.8'i arkadaşları çete üyesi olduğu için, yüzde 27.9'u bir gruba üye olmak için çeteye katıldığını söylüyor. ŞANS OYUNLARINA İLGİ: Öğrencilerin yüzde 2.9'u kumar, yüzde 19.1'i şans oyunu, yüzde 3.3'ü de her ikisini de oynuyor.

Başvurular Bugün Sona Eriyor...

Tıpta Uzmanlık Sınavı'nın (TUS) ilkbahar dönemine başvuru süresi bugün mesai saati bitiminde sona eriyor.

TUS, tıpta uzmanlık eğitimi görmek üzere Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerine, üniversitelerin tıp fakültelerine ve Gülhane Askeri Tıp Fakültesine alınacak adaylara yönelik yapılacak. Sınava, tıp fakültesi mezunları ve sınav tarihine kadar stajyerliğini tamamlayacak teğmen, üsteğmen veya yüzbaşı rütbesindeki askeri sağlık personelinin yanı sıra Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerinde Tababet Uzman Tüzüğü'nün 6. maddesinin (b) bendinde belirtilen dallarda uzmanlık eğitimi görmek isteyen veteriner, eczacılık fakülteleri, fen fakültesi ve dengi fakültelerin biyoloji, kimya bölümü mezunları; Tıpta Uzmanlık Tüzüğü'nün 19. maddesine göre üniversitelerdeki tıpta uzmanlık programlarında aylıksız olarak eğitim görmek isteyen tıp fakültesi mezunu yabancı uyruklu adaylar başvurabilecek. Adayların başvuru sırasında, mezun olma şartı bulunuyor. Başvurular, ÖSYM tarafından belirlenen başvuru merkezlerinde elektronik ortamda yapılacak. Adaylar, sınav kılavuzuna ve başvuru merkezleri adres bilgilerine ÖSYM'nin "www.osym.gov.tr" internet adresinden ulaşabilecek. TUS'un birinci basamağını oluşturan yabancı dil sınavı 11 Nisan Cumartesi günü gerçekleştirilecek.

Sen Misin JİT'çiyi Yakalayan...

ODTÜ'lü öğrenciler gizlice fotoğraflarını çeken Jandarma İstihbarat görevlisini deşifre etmişlerdi... Öğrenciler hapse atıldı..

ODTÜ'de gizlice resim çekerken yakalanan Jandarma istihbarat elemanı, çelişkili açıklamalar yapınca öğrencilerce rehin alınmıştı. 26 Şubat'ta gözaltına alınan 16 öğrenciden 5'i tutuklandı. Jandarma istihbarat elemanı öğrencilerce rehin alındığında üzerinden sahte kimlik ve Ankara İl Jandarma Komutanlığına ait 'Tekerlikli Araç Günlük ve Koruyucu Bakım Formu' çıkmıştı. ODTÜ merkez kafeteryada 19 Ocak günü fotoğraf çeken Jandarma istihbarat görevlisi S.Y.'yi yakalayarak linç etmek istelen öğrenciler tutuklandı. Ankara İl Jandarma Alay Komutanlığı ekipleri, 26 Şubat 2009 tarihinde yaptığı operasyonda çoğu ODTÜ'lü toplam 16 öğrenciyi gözaltına aldı. Ankara İl Jandarma komutanlığındaki sorgulama sırasında öğrencilere ODTÜ'de yakalanan ve 5 saat süreyle rehin tutulan kişiye yönelik sorular soruldu. 19 Ocak tarihinde yaşanan olayda uzman çavuş olduğu belirtilen S.Y.'nin üzerinde 'Ankara Ticaret Odası üyesi Şehmus Çelik' adına düzenlenmiş sahte kimlik çıkmıştı. Öğrencilerin ifadesini alan savcı, öğrencilerin fotoğrafını çeken kişinin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 12 Ocak 2009 tarihli kararıyla, 'Azadiye Welat adlı gazetenin stant açma eylemini' izlediğini ve bu kişinin bölücü faaliyetleri açığa çıkartmak amacıyla görevli olduğunu kaydetti. Öğrenciler ise savunmalarında, adı geçen kişinin kamu görevlisi olduğunu bilmediklerini, şahsın kendilerine herhangi bir resmi kimlik beyan etmediğini söylediler. Savcı, öğrencilerin 'Kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek', 'Hakaret', 'Yağma' 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' ve 'mala zarar verme' suçlarından tutuklanmasını istedi. 11. Ağır Ceza Mahkemesi de beş öğrenciyi tutuklarken, 8 öğrenciyi ise serbest bıraktı.