19 Mart 2008 Çarşamba

'Şehide Mektup' Yarışmasında Dereceye Giren Öğrenciler Ödüllerini Aldı...

Aliağa Belediyesi, Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen okullar arası 4. Şehide Mektup Kompozisyon Yarışması'nda dereceye giren öğrenciler için ödül töreni düzenlendi.


Aliağa Belediyesi, Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen okullar arası 4. Şehide Mektup Kompozisyon Yarışması'nda dereceye giren öğrenciler için ödül töreni düzenlendi. Aliağa TÜPRAŞ Halk Eğitim Merkezi'ndeki törende dereceye giren öğrenciler, cumhuriyet altını ve çeşitli hediyelerle ödüllendirildi. Çanakkale Zaferi'nin 93. yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla düzenlenen 4. Şehide Mektup Yarışması'nın ödül törenine Aliağa Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu, Belediye Başkanı Tansu Kaya, İzmir İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı İsmail Çetin, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, İzmir Şube Başkanı Abdurrahim Şenocak, Petkim Genel Müdürü Kenan Yavuz, öğretmenler, öğrenciler ve diğer vatandaşlar katıldı.
Törende Konuşan Eğitim-Bir Sen Genel Başkanı Gündoğdu, Milli ve manevi değerlerin korunmasına yönelik çalışmalar yaptıklarını belirtti. Şehide Mektup yarışmasının da bunlardan biri olduğunu kaydeden Gündoğdu, "Çanakkale'de şahlanan ruh, bizi biz yapan değerlerin en zor şartlarda dahi feda edilemeyeceğini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu ruhu yaşattığımız müddetçe üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur." dedi. Bugün Çanakkale harbinin yaşandığı dönemdeki nüfus kadar öğrenci bulunduğune dikkat çeken Gündoğdu, "Bu öğrencilerimizi en iyi şekilde yetiştirirsek dünyanın süper gücü oluruz." şeklinde konuştu.

Şehide Mektup yarışmasına belediye olarak son iki yıldır destek verdiklerini dile getiren Başkan Kaya ise, "Milli ve manevi değerlere sahip çıkan etkinlikleri hangi sivil toplum kuruluşu yaparsa yapsın desteklemeye hazırız. Biz her sene ücretsiz olarak öğrencilerimizi ve vatandaşlarımızı Çanakkale'ye götürmeye gayret ediyoruz. Toplumları biraraya getiren unsurlar vardır. Biz bu harçları doğru kararsak, ortaya çıkan duyguyu her zaman içimizde hissederiz." diye konuştu. Eğitim Bir sen Şube Başkanı Şenocak da yarışmayı şehitlerin hatıralarını hafızalarda canlı tutmak için düzenlediklerini vurguladı. İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Çetin, Koca Seyit'in 276 kilogramlık top mermisini kaldırdığını hatırlatarak, "Sınırlar sadece beynimizde. Bu sınırları kaldırmak için Çanakkale ruhunu iyi anlamak gerekir. Bugün her aileden bir kişi Çanakkale harbinde şehit oldu. Millet olarak istediğimiz zaman başaramayacağımız bir şey yok" dedi.

Yarışmada İzmir genelindeki ilköğretim okulları arasında birinci olan Bergama Fevzi Paşa İlköğretim Okulu öğrencisi Sinem Erduğan'a üç, ikinci Konak Emir Sultan İlköğretim Okulu öğrencisi Emine Demir'e iki, üçüncü Aliağa Şehit Çavuş Bülent Kula İlköğretim Okulu öğrencisi Ayşe Terim'e bir, dördüncü Güzelbahçe Özel İzmir Efes Koleji öğrencisi Öykü Kılıççıoğlu'na yarım cumhuriyet altını verildi. Ortaöğretim dalında birinci Karşıyaka Özel Yamanlar Koleji öğrencisi Fulya Öz üç, ikinci Gaziemir Kipa 10. Yıl Lisesi öğrencisi Esra Pekşirin iki, üçüncü Torbalı İmam Hatip Lisesi öğrencisi Esma Güven bir, dördüncü Bayındır Sadık Susamcıoğlu Anadolu Lisesi öğrencisi Emrah Akkan yarım cumhuriyet altını kazandı. Ayrıca birinci öğrencilerin öğretmenleri Öznur Aksoy ve Turgut Taymur da birer cumhuriyet altınıyla ödüllendirildi. Aliağa Belediyesi Halk Oyunları Ekibi'nin gösterileriyle süslediği gecede Belediye Konservatuarı öğretmenlerinden Ali Hikmet Gökçen de Çanakkale türküleri söyledi.

Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde, Güneydoğu Bölgesi'nde güç şartlarda eğitim gören öğrenciler için yardım seferberliği başlatıldı.

Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde, Güneydoğu Bölgesi'nde güç şartlarda eğitim gören öğrenciler için yardım seferberliği başlatıldı.
Kdz. Ereğli'de "Erdemir Mensupları Yardımlaşma Sandığı Vakfı Emeklileri Derneği'nce başlatılan yardım kampanyasına Kestaneci Mahallesi'nde bulunan Pestilci İlköğretim Okulu öğrencilerinden büyük destek geldi.

Güneydoğu Bölgesi'ndeki okullarda eğitim gören arkadaşları için giyim ve kırtasiye malzemelerinden oluşan 200 paketlik bir yardımda bulunan öğrenciler, kampanyaya katılmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi. Öğrencilerin gösterdiği özveriye teşekkür eden Dernek Başkanı Reha Yener ise yardım kampanyasının tamamlanmasının ardından toplanan malzemelerin TIR'larla ihtiyaç duyulan bölgelere sevk edileceğini kaydetti.

Mardin'de maddi imkansızlıklar yüzünden babası tarafından okuldan alınmak istenen 6 sınıf öğrencisi Abide Özgün'e polis sahip çıktı...

Mardin'de maddi imkansızlıklar yüzünden babası tarafından okuldan alınmak istenen 6 sınıf öğrencisi Abide Özgün'e polis sahip çıktı.
Emniyet Müdürlüğü tarafından 3 yıldan beri düzenlenen Toplumsal Destekli Polislik faaliyetleri kapsamında geçtiğimiz günlerde Saraçoğlu Mahallesi'ndeki Anafartalar İlköğretim Okulunu ziyaret eden Havaalanı Şube Müdürü Cengiz Çakıltepe kendisine okumak istediğini söyleyen kız öğrenciye sahip çıktı.


Ziyaret sırasında yanına gelen 6 sınıf öğrencisi Abide Özgün adlı kız öğrencinin, "Babam beni okula göndermek istemiyor, ben okumak istiyorum" şeklindeki talebine olumlu cevap veren Çakıltepe, Abide'nin bütün okul masraflarını karşılama sözü verdi.

Havaalanında görevli polis memurları ile birlikte evini ziyaret ettikleri Çakıltepe, Abide Özgün'ün babası Aziz Özgün'ü kızını okula göndermesi konusunda ikna etti.

Çakıltepe, Abide'nin okuması için sınav giriş ücretlerini ve kırtasiye malzemelerin masraflarını karşılama sözünü verdi.

Eğitime katkı ve polis halk bütünleşmesi kapsamında yapılan çalışmalar kapsamında Abide'yi okutmak istediklerini belirten Çakıltepe, polis teşkilatı olarak her zaman eğitimin hizmetinde olduklarını belirterek, bu kapsamda maddi imkânsızlıklar yüzünden babası tarafından okuldan alınmak istenen kız öğrenciye sahip çıktıklarını söyledi.

İlk defa böyle bir olaya şahit olduklarını ifade eden Çakıltepe, "Cehalete karşı başlatılan eğitim hamlesinde polisinde bir katkısı olmasını istedik. Abide artık bizim kızımız oldu. Polis ağabeyleri amcaları olarak elimizden gelen her türlü desteği sağlayacağız. Yeter ki okusun. Burada polis arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Kendi aralarında topladıkları paralarla aldıkları gıda ve giyim yardımları Abide'nin ailesine ulaştırarak örnek bir davranışta bulundular." dedi.

Abide'in babası Aziz Özgün ise 11 çocuğu olduğunu belirterek, maddi imkânsızlıklar yüzünden kızını okuldan almak zorunda olduğunu söyledi.

Özgün, "İşsizim, eşim hasta, oğlum askerde, 4 çocuğum da okuyor. Yetiştiremiyorum. Mecbur kaldım. Sağ olsun emniyet teşkilatı kızıma sahip çıktı. Okuması için destek olacaklar. Allah devletimizden razı olsun." şeklinde konuştu

Polis amcalarından bisiklet isteyen Aziz Özgün'ün en küçük oğlu Özgür Özgün'ün isteğini görevli polis memuru Yasin Karaduman yerine getirdi. Minik Özgür'ü bisikletçiye götürerek kendi cebinden bisiklet alarak sevindirdi.

Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde faaliyet gösteren Özel Hacı Ömer Meto Koleji 120 öğrencisini '120' filmine götürdü.

Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde faaliyet gösteren Özel Hacı Ömer Meto Koleji 120 öğrencisini '120' filmine götürdü.
Milli mücadele yıllarında yetişkin insanın kalmadığı günlerde çocukların cepheye cephane taşımasını anlatan filme ilköğretim okulu öğrencileri büyük ilgi gösterdi. Bir aydır gösterimde olan filmi izlemek amacıyla okul yönetimi, öğretmen ve 120 öğrencisiyle sinemaya gitti.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın filme verdiği desteğin kendilerini bu filmi izlemeye teşvik ettiğini belirten Okul Müdür Mesut Kartal, "Okulumuz okuyan 6, 7 ve 8. sınıftaki 120 öğrencimizi sinemaya getirdik. Milli ve manevi duyguların tekrar yaşanması için bu filmin izlenmesi gerekir." dedi

Kitap bile görmek istemeyen öğrencilere tavsiyeler...

Yeni sınav sisteminden dolayı evinde sınav telaşı yaşayan ailelerin sayısı, geçen yıla göre daha da arttı. Çocukları için üniversiteyi hedefleyen veliler, öğrencilerden daha çok sınav kaygısına kapılıyor.
Reklam
Bahar mevsiminin gelmesiyle, sınava hazırlanan öğrencilerde performans düşüklüğü görülüyor. Bu süreyi verimli şekilde atlatmak için tavsiyeler...

Kış günlerinde evde kapalı kalmak zorunda kalan öğrenciler, güneşi görünce soluğu sokaklarda alıyor.Günde ortalama 3-4 saat ders çalışabilen öğrenciler, bu performansı koruyamaz oldu. Çocuklarının derslere olan ilgilerinin azaldığından yakınan veliler, çocuklarına ders çalıştıramadıklarından dert yanıyor.

Yakın zamana kadar çocuklarının durumları hakkında öğretmenlerine olumlu bilgiler veren veliler, çocukların artık çalışmadıklarını, hatta hemen evden çıkıp gezmek istediklerini belirtiyorlar.

Bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilk kez uygulayacağı Orta Öğretim Kurumları'na Geçiş Sistemi (OGES) ile öğrenciler ilköğretim 6. sınıftan itibaren sınava girecek. Sınav sonucuna göre fen; sosyal bilimler ve Anadolu liselerine yerleştirilebilecekler.

Yeni sınav sisteminden dolayı evinde sınav telaşı yaşayan ailelerin sayısı, geçen yıla göre daha da arttı. Çocukları için üniversiteyi hedefleyen veliler, öğrencilerden daha çok sınav kaygısına kapılıyor. Sınavların yaklaşmasıyla öğrenci ve velilerdeki stres daha da arttı. Rehber öğretmenleriyle ayda bir görüşen veliler, artık ne yapacaklarını öğrenmek için haftada bir eğitim kurumlarının yolunu tutuyor.

Ders çalışma programınız var mı?

Ders çalışma programını yapan öğrenci, hedefine ulaşmak için izleyeceği yolu bildiğinden ruhen (vicdanen) rahat ve huzurludur.

Ders çalışma programını yapan öğrenci, hangi derse ne kadar çalışacağını bildiğinden panik yapmaz. Bir derse çalışırken, aklı diğer derse kaymaz. Dikkati dağılmaz.
Ders çalışma programını yapan ve odasına asan öğrenci, sürekli hedeflerini hatırlar ve hayatını disipline eder.
Ders çalışma programı yapan öğrenci 'Ne çalışacağım?' diyerek kararsızlığa düşmez ve zaman kaybetmez..

İlköğretim öğrencilerinin sınav takvimi

İlköğretim 8. sınıflar
OKS 8 Haziran 2008 Pazar
İlköğretim 6. sınıflar
SBS 21 Haziran 2008 C.tesi
İlköğretim 7. sınıflar
SBS 22 Haziran 2008 Pazar

Bahar rehavetini engellemek için ne yapmalı?
Az bir süre kaldığı belirtilip, kalan sürenin çok değerli olduğu vurgulanmalı.

Günlük ve haftalık soru sayısı hedefi verilmeli. Takibi veli ve öğretmen tarafından titizlikle yapılmalı.

Okuldan gelince 1-2 saat sokakta oynamasına izin vermeli. Bu süre iyi ayarlanarak kontrolü yapılmalı. Okul ödevlerini yaparken resim-iş, el işi gibi beceri ve güç isteyen dersler gündüz saatlerinde yapılmalı. Öğrenci niçin çalıştığını bilmeli, hedefini belirlemeli ve hedefi doğrultusunda gayret sarf etmeli.

Konya'da bir ilköğretim okulu öğrencisi, sınıfında sözlü imtihan sırasında hayatını kaybetti.

Edinilen bilgiye göre, merkez Karatay ilçesi 23 Nisan İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi Tuğçe Merdane, müzik dersinde öğretmeni tarafından sözlü imtihan yapılmak üzere tahtaya kaldırıldı. Tuğçe, imtihan sırasında biranda yere yığıldı. Öğretmenler, vakit kaybetmeden okula ambulans çağırdı. Olay yerine gelen sağlık ekibi yerde hareketsiz yatan ve nefes alma fonksiyonunu kaybetmiş 14 yaşındaki Tuğçe'yi Konya Numune Hastanesi'ne kaldırarak, hayata döndürmeye çalıştı.
Doktorların tüm müdahalesine rağmen Tuğçe Merdane kurtarılamadı. Hastaneye gelen anne Ayşe Merdane, kızının ölüm haberini duyunca fenalık geçirdi.
Tuğçe'nin kesin ölüm nedeni yapılacak otopsi sonrasında belirlenecek.

Türkiye, AB fonlarının kullanıldığı eğitim ve gençlik programlarında 31 Avrupa ülkesini geride bırakarak, bütçesi yüzde 70 artırılan tek ülke oldu...

Avrupa Birliği (AB) fonlarından yeteri kadar yararlanmamakla eleştirilen Türkiye, eğitim ve gençlik programlarında 31 Avrupa ülkesini geride bırakarak, bütçesi yüzde 70 artırılan tek ülke oldu.

Türkiye, AB Eğitim ve Gençlik Programları'na ait fonlardan son 3 yılda 40 bin kişinin yararlanmasını sağlayarak, tahsis edilen miktarın yüzde 98'ini kullandı.

Proje üretmemesi nedeniyle AB fonlarından yeteri kadar yararlanamayan Türkiye, gençlik ve eğitim programlarında gösterdiği performansla çok sayıda Avrupa ülkesini solladı. Gençlik Programları'nda bütçesini en çok artıran 4 ülke arasına giren Türkiye, Hayatboyu Öğrenme Programı'nda da 7. sıraya yükseldi. Programın 'Üçüncü Uygulama Dönemi' olan 2007-2013 yılları için Türkiye'ye 560 milyon Euro tahsis edilirken, 300 bin kişinin programlardan yararlanması bekleniyor. Programlar, Avrupa çapında 1995 yılında bir çatı altında toplanıp sistemleştirildi. 'İkinci Uygulama Dönemi'nde üyeliğe kabul edilen Türkiye, programın son 3 yılına dahil oldu. AB Komisyonu ile yapılan müzakereler sonunda 2004-2006 yıllarını kapsayan bu dönem için yaklaşık 70 milyon Euro'luk bütçe oluşturuldu.

Türk Ulusal Ajansı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanı Fatih Hasdemir, bütçenin yüzde 100'e yakın kısmının projelere tahsis edilerek hayata geçirildiğini belirterek, elde edilen başarı sonunda AB'nin, ilerleme raporlarında Türkiye'nin daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Bu arada en çok proje hazırlayan iller içinde Ankara 155 proje ile başı çekiyor. 2007'de İstanbul 117, İzmir 72, Konya 43, Antalya 39, Kocaeli 35, Adana ve Gaziantep 31'le ilk sıralarda yer alıyor. Eğitim ve Gençlik Programları'na proje hazırlamayan tek il ise Kars.

Milli Eğitim Bakanlığı, nisan ayından itibaren üniversitesiz şehir bırakmayacak...

Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'ndan 9 ile üniversite kurulması konusunda olumlu görüş alan Milli Eğitim Bakanlığı, nisan ayından itibaren üniversitesiz şehir bırakmayacak. Hükümet 2006'da 15, geçen sene de 17 ilde üniversite kurmuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı, yeni kurulacak üniversitelere ilişkin YÖK'ün görüşünü sordu. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik imzasıyla 5 Şubat'ta gönderilen yazıyı görüşen YÖK, 9 ile üniversite kurulması için 'olumlu' görüş bildirme kararı aldı. YÖK'ün kararını bu hafta bakanlığa göndermesi beklenirken, asıl müjde Bakan Hüseyin Çelik'ten geldi. Çelik, yazının ellerine ulaşmasının ardından kanun tasarısını hazırlayarak önümüzdeki hafta Bakanlar Kurulu'na sunacaklarını açıkladı. En geç nisan ayı başında tasarının Meclis'e gönderileceğini belirten Bakan Çelik, şunları söyledi: "Nisan ayında 9 ile daha üniversite kurulmasını öngören yasa tasarısı Meclis'te olacak. Meclis'te öncelikli görüşülecek tasarının, nisan ayı sonunda Meclis Genel Kurulu'ndan geçerek kanunlaşmasını bekliyorum. Yani nisan ayı sonunda Türkiye'de üniversitesi olmayan il kalmayacak."

Hükümetin yeni üniversite kurma gerekçesi, 'ülkemizde yükseköğretime olan yoğun talebin mevcut üniversite ve bu üniversitelere bağlı yükseköğretim birimleri ile karşılanmasının mümkün olmaması'. Milli Eğitim'in YÖK'e gönderdiği yazıda, 'yükseköğretimin planlı bir şekilde yaygınlaştırılması, nicelik ve niteliğinin yükseltilmesi için gerekli tedbirleri almanın' bakanlığın görevleri arasında yer aldığı hatırlatılıyor. Ortaöğretimdeki okullaşma oranının 2012 yılında yüzde 100 olacağı belirtilen bakanlık yazısında, liselerdeki okullaşma oranındaki yükselişin yükseköğretime olan talebi artırdığı ifade ediliyor. Yükseköğretimdeki okullaşma oranı hedefinin örgün yükseköğretimde yüzde 33, toplamda ise yüzde 48 olduğu belirtilen yazıda, şu görüşler dile getiriliyor: "Tüm dünyada yükseköğretimde okullaşma oranı artmaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki yükseköğretim çağı nüfusunun okullaşma oranları ülkemizin çok üzerinde seyretmektedir. Ülkemizin de bu gelişmelerin dışında ve uzağında kalması mümkün değildir."

YÖK, altyapı ve hoca eksikliğine dikkat çekti

YÖK'ün yeni üniversite kurulmasına ilişkin olumlu kararında, bu üniversiteler için öğretim elemanı ve kadro ihtiyacının karşılanması da isteniyor. Kararda ayrıca üniversitelerin kampüs ve yurt binaları gibi fizikî altyapısının da hazırlanmasının önemine işaret ediliyor. Türkiye'de halen 85'i devlet, 31'i vakıf olmak üzere 116 üniversite bulunuyor. Ardahan, Bartın, Bayburt, Gümüşhane, Hakkari, Iğdır, Şırnak, Tunceli ve Yalova illerinde ise üniversite yok. Bu 9 ilde üniversite kurulması halinde üniversite sayısı 125'e çıkacak. Karar en çok gelişmekte olan illeri sevindirecek.

Selçuk Üniversitesi'ndeki protesto gösterisinde görülen çarşaflı kişinin öğrenci olmadığı anlaşıldı.

Selçuk Üniversitesi'nde başörtüsü yasağının yeniden uygulanması sebebiyle yapılan protesto gösterisinde yer alan, çarşafa benzer elbise giyen bayanın Diş Hekimliği Fakültesi'ne tedavi olmak için gelen bir vatandaş olduğu ortaya çıktı.

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Anayasa'nın ilgili maddelerinde yapılan değişikliğin ardından üniversitelere bir yazı göndererek, kılık kıyafet serbestliği uygulanmasını istemişti. Bu doğrultuda bazı üniversiteler başörtülü öğrencileri derslere almaya başlamış, kimi üniversiteler ise yasakçı tutumlarını sürdürmüştü. Selçuk Üniversitesi de kapılarını başörtülü öğrencilere açan yükseköğrenim kurumları arasında yer almıştı. Ancak YÖK'ün üniversitelere gönderdiği belgeyi genelge kabul eden Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı vermesinin ardından SÜ'de de yasak geri geldi. Yasağın ardından önceki gün bütün öğrenciler ders başı yaparken, başörtülü öğrenciler kampüse alınmadı. Yaklaşık 70 kişilik öğrenci grubu, yasağı protesto etmek için kampüs önünde toplandı. Bazı basın yayın kuruluşları, yasağı protesto edenler arasında 'kara çarşaflı' bir öğrencinin de bulunduğunu öne sürmüştü. SÜ Rektörlüğü, bir açıklama yaparak, bu haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti. SÜ Alaeddin Keykubat Kampüsü'nde görevli koruma güvenlik şefleri Oğuz Ateş ve Halil Çalış'ın hazırladığı tutanakta, söz konusu çarşaflı bayanın öğrenci değil, üniversitenin Diş Hekimliği Fakültesi'nde muayene olmak için gelen Zeliha Bektaş isimli vatandaş olduğu belirtiliyor. Tutanakta, eylem sırasında tramvaydan inen çarşaflı kişinin yapılan kimlik kontrolünde öğrenci olmadığı ve Diş Hekimliği Fakültesi'nde saat 14.30'da randevusunun bulunduğu kaydediliyor.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlıktan ve mülki amirliklerden izin alınmadan okullarda yarışma ve araştırma yapılmayacağını belirtti...

Bakan Çelik, yayımladığı genelgede, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)'na bağlı okul ve kurumlarda, çeşitli kuruluşlarca sosyal etkinlikler kapsamında yarışmalar düzenlendiğini kaydetti.

Bu kapsamda, yurt genelinde düzenlenen yarışmalar için MEB'den, il/ilçe düzeyinde düzenlenen yarışmalar için ise mülki amirlerden izin alınması gerektiğini belirten Çelik, "Bazı kurum ve kişilerce bakanlığımızın izni dışında çeşitli yarışmalar ve araştırmalar düzenlendiği, bakanlığımıza intikal eden bilgilerden anlaşılmaktadır. Bu sebeple yarışmaların düzenlenmesinde, katılım sağlanmasında, araştırmalara izin verilmesinde yukarıda açıklanan mevzuat kapsamında işlem yapılması, bakanlığımızın ve mülki amirlerin yetkisinde olan izinler olmadan okul ve kurumlarımızda yarışma ve araştırma yapılmasına izin verilmemesi gerekmektedir." dedi.

Türkiye, AB fonlarının kullanıldığı eğitim ve gençlik programlarında 31 Avrupa ülkesini geride bırakarak, bütçesi yüzde 70 artırılan tek ülke oldu.

Avrupa Birliği (AB) fonlarından yeteri kadar yararlanmamakla eleştirilen Türkiye, eğitim ve gençlik programlarında 31 Avrupa ülkesini geride bırakarak, bütçesi yüzde 70 artırılan tek ülke oldu.

Türkiye, AB Eğitim ve Gençlik Programları'na ait fonlardan son 3 yılda 40 bin kişinin yararlanmasını sağlayarak, tahsis edilen miktarın yüzde 98'ini kullandı.

Proje üretmemesi nedeniyle AB fonlarından yeteri kadar yararlanamayan Türkiye, gençlik ve eğitim programlarında gösterdiği performansla çok sayıda Avrupa ülkesini solladı. Gençlik Programları'nda bütçesini en çok artıran 4 ülke arasına giren Türkiye, Hayatboyu Öğrenme Programı'nda da 7. sıraya yükseldi. Programın 'Üçüncü Uygulama Dönemi' olan 2007-2013 yılları için Türkiye'ye 560 milyon Euro tahsis edilirken, 300 bin kişinin programlardan yararlanması bekleniyor. Programlar, Avrupa çapında 1995 yılında bir çatı altında toplanıp sistemleştirildi. 'İkinci Uygulama Dönemi'nde üyeliğe kabul edilen Türkiye, programın son 3 yılına dahil oldu. AB Komisyonu ile yapılan müzakereler sonunda 2004-2006 yıllarını kapsayan bu dönem için yaklaşık 70 milyon Euro'luk bütçe oluşturuldu.

Türk Ulusal Ajansı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanı Fatih Hasdemir, bütçenin yüzde 100'e yakın kısmının projelere tahsis edilerek hayata geçirildiğini belirterek, elde edilen başarı sonunda AB'nin, ilerleme raporlarında Türkiye'nin daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Bu arada en çok proje hazırlayan iller içinde Ankara 155 proje ile başı çekiyor. 2007'de İstanbul 117, İzmir 72, Konya 43, Antalya 39, Kocaeli 35, Adana ve Gaziantep 31'le ilk sıralarda yer alıyor. Eğitim ve Gençlik Programları'na proje hazırlamayan tek il ise Kars.

Esenyurt'ta devamsızlık yüzünden okuldan atılan genç, sınıf arkadaşıyla beraber intihar etti.

İncirtepe Mahallesi, Fatih Sultan Mehmet Lisesi'nin karşısında bulunan inşaatın ikinci katında 18 yaşındaki Coşkun Değirmenci ile arkadaşı 19 yaşındaki Emrah Tepeli asılı olarak bulundu. İki genç toprağa verildi. Yapılan araştırmada Fatih Sultan Lisesi ikinci sınıf öğrencisi Değirmenci'nin devamsızlıktan okuldan atıldığı belirlendi.

Okulun öğrencileri, Değirmenci ile Tepeli'nin çok yakın arkadaş olduklarını anlatarak, “Değirmenci kız arkadaşından da ayrılmıştı. Kıza 'Barışmazsan intihar ederim' dedi. Kız kabul etmedi. Okuldan atıldığı için de üzülüyordu” dediler. Gençlerin yaşamına son verdiği okulların karşısındaki binada isimlerinin yazması dikkat çekti.

Moleküler biyolog Batu Erman, kanser ve AIDS çalışmalarıyla, AB'nin 25 bilim adamına verdiği Marie Curie ödülünü kazandı...

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Moleküler Biyolog Doç. Dr. Batu Erman, her yıl dünyada yalnızca 5 bilim adamına verilen Marie Curie Mükemmeliyet Ödülü'nün sahibi oldu. Erman, Avrupa Birliği tarafından verilen ödüle, "çalışmalarıyla AIDS ve kanserle mücadeleye katkı sağladığı için" layık görüldü. Batu Erman ödülünü 12 Mart'ta, AB'nin merkezinin bulunduğu Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen törende, AB Komisyonu'nun Bilim ve Araştırmadan Sorumlu Komiseri Janes Potocnik'in elinden aldı ve 2003'ten beri 25 bilimadamına verilen verilen ödüle layık görülen ilk Türk oldu.

ALANI BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ...
Moleküler biyoloji alanında uzmanlığı olan Doç. Batu Erman, bağışıklık sistemi üzerine araştırmalar yürütüyor. Bağışıklık sisteminin temel unsuru olan, "kan hücresi T lemfositler" üzerinde çalışan Doç. Erman, kan hücrelerinin bakteriler ve mikroplara karşı sinyallerini anlamayı ve bu sinyalleri güçlendirecek bitki proteinlerini tespit edip, bu proteinleri üretilecek ilaçlar geliştirmeyi hedefliyor.

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Aslan tıp literatüründe sadece 10 hastada tanımlanmış olan bir hastalığı, 11'inci vaka olarak bir Türk

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Aslan "Congenital Atransferrinemia'' olarak bilinen ve tıp literatüründe sadece 10 hastada tanımlanmış olan bir hastalığı, 11'inci vaka olarak bir Türk hastada tanımladı. Vücudun demiri kullanmasıyla ilgili hastalığın 50 yıl önce tanımlanmasına rağmen 10 kişinin bu hastalığı taşıdığını belirten Aslan, hastasının Türkiye'deki ilk vaka olduğunu kaydetti.

Servisçilere Özel İzin İçin Ek Süre...

Büyükşehir Belediyesi, servisçileri ayağa kaldıran özel izin belgesi için ek süre tanıdı. Servisçiler, Mart sonuna kadar özel izin belgesini alabilecek.
Belediye Meclisi'nde alınan kararla uzatılan süre sayesinde 300'e yakın esnafın kurtulduğunu söyleyen Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkan Vekili Mehmet Kılınç, "Belgelerini tamamlayamayan 300'e yakın esnafımız adına belediyeye teşekkür ediyoruz" dedi.

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi ile Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası arasında bir süredir devam eden gerginlik sona erdi. Geçtiğimiz ay servislerin EGO'nun denetimine geçmesini öngören düzenlemenin son tarihinin 29 Şubat'ta sona ermesi belediyeyle odayı karşı karşıya getirmiş, kentte çalışan çok sayıda servisçi mağdur olmuştu. Bu sıkıntının Ankara Hürriyet'te yer almasının ardından Büyükşehir Belediye Meclisi'nde alınan kararla servisçilerin alması gereken özel izin belgeleri için son tarih Mart sonuna kadar uzatıldı.

Belediyeyle aralarında oluşan gerginliğin sona ermesinden memnun olduklarını söyleyen, Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkan Vekili Mehmet Kılınç, "Belgelerini tamamlayamayan 300'e yakın esnafımız adına belediyeye teşekkür ediyoruz" açıklamasında bulundu.

300'E YAKIN ESNAF KURTULDU : Yeni yönetmelikle birlikte süre konusunda birtakım sıkıntılar yaşadıklarını ve Ankaralı'ya bunu hissettirmemek için belediyeye çağrı yaptıklarını belirten Kılınç şöyle konuştu: Yeni yönetmelikle ilgili bazı sıkıntılarımız vardı. Belediyeden süre uzatımıyla ilgili talebimizi sunduk. Büyükşehir Belediye Meclisi'nde sürenin Mart sonuna kadar uzatılması kararı alındı. Belgelerini tamamlayamayan 300'e yakın esnafımız da böylece kurtulmuş oldu. Başta Ender Kaplan olmak üzere karda emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz"

AY SONUNA KADAR SÜRE : Büyükşehir Belediyesi Trafik İşleri Dairesi Başkanı Ender Kaplan müracaat edemeyen servisçiler için böyle bir kararın alındığını belirterek, "Özel İzin Belgesi için müracaat edemeyen 300 esnafa yönetmeliğe göre ağır yük biniyordu. Biz de 15 günlük bir araştırmanın ardından bu kişilerin gerçekten mağdur olduğunu anladık ve süreyi uzattık. Hazırlanması gereken belgeler basit. Ay sonuna kadar getirdikleri takdirde sorun olmayacak" açıklamasını yaptı. Büyükşehir Belediyesi ile Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası yaklaşık 20 gün önce karşılıklı restleşmişlerdi. Oda, 22 Şubat'ta sona erecek süre uzatılmazsa "Üç bine yakın servisçi trafiğe çıkamaz ve Ankara felç olur" uyarısında bulunmuş, belediye, "uzatma yok" açıklamasını yapmıştı.

Milli Eğitim Bakanlığı, il içi yer değiştirmeler konusunda tereddütlerin olduğu gerekçesiyle açıklama yaptı.

Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı Hikmet Orman imzası ile İl Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen açıklamada, 31 Temmuz 2008 tarihine kadar zorunlu hizmetini tamamlayacak olan öğretmenlerin, isteğe bağlı olarak il içinde yer değiştirme isteğinde bulunup bulunamayacakları konusunda tereddütler oluştuğu bildirildi. Yapılan açıklamada, 2008 Yılı İl İçi Yer Değiştirme Kılavuzunda; hizmet süresi ve hizmet puanı hesabında 31 Temmuz tarihinin esas alınacağı ve bu tarihe göre bulundukları eğitim kurumlarında 2 yılını dolduranların başvuruda bulunabilecekleri ifade edildi.

-ZORUNLU HİZMETTE 4 YIL, AYNI İLÇEDE 5 YIL ÇALIŞANLAR BAŞVURABİLECEK-

Açıklamada ayrıca birinci hizmet bölgesinin D ve E sınıfı ilçelerinde görevli zorunlu çalışma yükümlüsü öğretmenlerden 31 Temmuz tarihine göre son iki yılı bulundukları eğitim kurumunda çalışmak şartıyla, farklı zorunlu hizmet bölgelerinde toplam 4 yıl çalışanlar ve aynı ilçede toplam 5 yıl çalışanların isteğe bağlı olarak il içinde yer değiştirme başvurusunda bulunabilecekleri belirtildi. Açıklamada şöyle denildi:
“Belirtilen tarihe kadar zorunlu hizmetini tamamlayacak olanlar, İlsis-Özlük
Modülünde 'Zorunlu hizmet durumu' menüsünden 'Zorunlu hizmetini tamamladı'
seçeneğini yetki verilen taşra birimlerinden düzelttirdikten sonra elektronik ortamda başvuruda bulunabileceklerdir.”

Türbanla Derse Mahkemeden Red...

Baden-Württemberg Eyaleti İdare Mahkemesi, derslere bone şeklinde bir türbanla başını örterek girmek isteyen öğretmen Doris Graber’in bu isteğini reddetti.

Almanya'nın Mannheim Kenti'ndeki Baden-Württemberg Eyaleti İdare Mahkemesi, derslere bone şeklinde bir türbanla başını örterek girmek isteyen 68 yaşındaki Müslüman Alman kadın öğretmen Doris Graber'in bu isteğini reddetti.

Mahkeme, öğretmenin dini inancından dolayı türban taktığı için okullardaki tarafsızlık ilkesine aykırı hareket ettiğine karar verdi. Eyalet İdare Mahkemesi, bu kararla, daha önce Stuttgart İdare Mahkemesi'nin, eyaletteki rahibelerin de kendi kıyafetleriyle devlet okullarında çalışabildiğine işaret ederek, bu nedenle söz konusu öğretmene türbanıyla derslere girebilme izni veren kararını kaldırmış oldu. Bu kararla bir üst mahkemede temyize gidilmesine de izin vermeyen mahkeme, ancak karara karşı Federal İdare Mahkemesi'nde şikáyette bulunulabileceğini açıkladı.

Almanya'da 1973 yılından bu yana öğretmenlik yaptığı belirtilen Doris Graber adlı öğretmenin 1995 yılından bu yana türban taktığı belirtildi.

Kadıköy'de özel bir okulun müdürü, ev işlerine yardım eden kadının oğluna tecavüzden tutuklandı...

İstanbul Kadıköy'de özel bir okulun kurucu müdürü olan 49 yaşındaki S.Ü., birlikte olduğu ev işlerine yardım eden kadının 12 yaşındaki oğluna tecavüz ettiği gerekçesi ile tutuklandı.

GÖNÜL İLİŞKİSİ

İş ilanı ile S.Ü. ile tanışan E.O., Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği dilekçe ile S.Ü.'den şikâyetçi oldu. Tecavüz iddiası ile ilgili savcılık soruşturması kapsamında ifade için adliyeye gelen S.Ü. iddiaları reddederken çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.

Geçtiğimiz ay savcılığa başvuran E.O. bakıcı ilanı ile tanıştığı S.Ü. ile kısa sürede gönül ilişkisine girdiğini ve sık sık S.Ü.'nün evinde birlikte olduklarını anlattı. Son buluşmaya oğlunu da götürdüğünü anlatan E.O. sabah S.Ü.'nün, oğlu M.'nin yattığı odaya giderek tecavüz ettiğini ileri sürdü. Oğlunun tecavüz olayını kendisine evden çıktıktan sonra anlattığını söyleyen E.O., S.Ü.'den olaydan iki gün sonra adliyeye giderek şikâyetçi oldu. Savcılık tarafından küçük çocuğa cinsel istismar suçlaması ile mahkemeye sevk edilen S.Ü tutuklandı.

İddialarla ilgili doktor raporunu yeterli görmeyen savcılık talihsiz çocuğu Adli Tıp kurumuna sevk etti.