30 Nisan 2008 Çarşamba

Hitit Üniversitesi’nde Hacı Bektaş Velî Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruldu.

Hitit Üniversitesi Hacı Bektaş Velî Araştırma ve Uygulama Merkezinin kurulmasına ilişkin yönetmelik Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Yönetmeliğe göre, merkezin amacı şöyle belirlendi : “Hacı Bektaş Velî'nin Türk kültür ve düşünce tarihi içerisindeki yerini bilgi ve belgelere dayalı olarak tespit etmek, elde edilen bilgileri Merkez tarafından yayımlanacak olan akademik araştırma dergisi, elektronik posta, bülten ve benzeri vasıtalarla, araştırma yapan kişilere, kurumlara ulaştırmak, ayrıca konferans, panel ve sempozyumlar aracılığıyla geniş halk kitlelerine sunmak.”
Hacı Bektaş Velî'nin ve onun yetiştirdiği kişilerin yazma eserlerini ortaya çıkarmayı, dijital ortama aktarmak, arşivlemeyi, Türkçe'ye çevirerek yayınlamayı, içerik analizleri yapmayı, elektronik ortamda Türkçe ve İngilizce özetlerini yayınlamayı ve uygun illerde alan araştırmaları yapmayı hedefleyen merkezde, bir dokümantasyon merkezi de oluşturulacak. Merkez, arşivinde toplanan eserlerle ilgili öğrencilerin yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapılmasını da sağlamayı amaçlıyor. Yurt içi ve yurt dışında bu alanda çalışmaları bulunan resmi ve özel kuruluşlarla iletişim kurmayı da hedefleyen merkez, Türkiye'nin uluslararası alandaki komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine bilimsel katkılarda bulunmayı amaçlıyor.

Beypazarı'nın Karaşar beldesindeki İsmail Hakkı Tonguç Yatılı Bölge Okulunda şimdi yatılı olmayan 9 öğrenciyle eğitime devam ediliyor.

Beypazarı'nın Karaşar beldesindeki İsmail Hakkı Tonguç Yatılı Bölge Okulunun (YİBO), yatılı bölümünün kapanmasının ardından burada yatılı olarak eğitim gören 37 öğrenci, başka okullara gönderildi. 8 derslikli okulda şimdi yatılı olmayan 9 öğrenciyle eğitime devam ediliyor.

Beypazarı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri bir süre önce okulla ilgili rapor hazırladı. 240 mevcut kapasiteli okulun yatılı kısmında 37 kişinin kaldığına dikkat çekilen raporda, okulun yatılı bölümünün kapatılması talep edildi.

Söz konusu raporun İlçe Kaymakamlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin de onaylaması üzerine bir süre önce okulun yatılı kısmı kapatıldı. Burada okuyan 37 öğrenci ise il içindeki başka okullara gönderildi.

EĞİTİME DEVAM

Yatılı öğrencilerin başka okullara gönderilmesinin ardından, 8 derslikli okulda şimdi 9 öğrenciyle eğitim ve öğretime devam ediliyor.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, belde merkezinde oturan ve yatılı okumayan 9 öğrencinin 2007-2008 eğitim ve öğretim dönemini burada tamamlayacağını bildirdiler.

Mevcut öğrencilerden 6'sının ilköğretim bir, 2'sinin 2, 1'inin de 4. sınıf öğrencisi olduğunu belirten yetkililer, bu öğrencilerin gelecek yıl belde merkezinde başka okullara nakledileceğini kaydettiler.

Örnek Öğretmenlerin Kavgası!...

Ümitköy’deki Ümit İlköğretim Okulu’nun kadın müdürü Semiha U. ile Fen Öğretmeni Pakize Ummak arasında öğrenciye dayak atma nedeniyle kavga çıktı.

Kreş Çocukları Lösemiye Daha Dirençli...

Kreş veya oyun gruplarına katılıp diğer çocuklarla etkileşime giren çocukların lösemisinin en sık görülen biçimine yakalanma risklerini yüzde 30 oranında azalttıkları bildirildi.

İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye göre, Berkeley Üniversite'sinden araştırmacılar 6 bini akut lenfoblastik lösemiye yakalanmış toplam 20 bin çocuk üzerinde yapılmış 14 araştırmayı yeniden gözden geçirerek bu sonuca vardılar.
Erken yaşta hastalığın bulaşmasının, vücudun hastalıklara direncini artırdığının tahmin edildiği bildiriliyor.
Yürütülen araştırmanın bu karmaşık hastalığın nedenlerini anlamakta ve nasıl önlenebileceği konusunda önemli bir adım olduğu kaydediliyor.
Haberde, löseminin sanayileşmiş dünyada her 2 bin çocuktan birini etkilediği, çocuklarda görülen en yaygın kanser türü olduğu belirtildi.

29 Nisan 2008 Salı

İşadamı Hocalar Geliyor...

Okan Üniversitesi;“Türkiye’de İş Dünyası ve Girişimcilik” dersini İşletme Bölümü ders programına ekledi.Programda başarılı işadamları ders verecek.

İşadamlarından üniversitelilere girişimcilik dersleri
Okan Üniversitesi Türk iş hayatını tanıtmak, girişimcilik hakkında güncel bilgiler vermek, farklı sektörlerde büyük başarılar elde etmiş işadamlarının deneyimlerinin öğrencilere aktarılmasını sağlamak amacıyla 2007-2008 Bahar Döneminde “Türkiye'de İş Dünyası ve Girişimcilik” dersini İşletme Bölümü ders programına ekledi. Bu program kapsamında yeni dünya düzeninde stratejik yönetim, girişimcilik, yaratıcılık, insan kaynakları yönetimi ve iletişim, girişimcilik ve finansal yönetim ile stratejik pazarlama konuları üzerinde duruluyor. Bu kapsamda, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, yarın Okan öğrencilerine girişimcilik konusundaki deneyimlerini aktaracak.

Ankara Devlet Tiyatrosu yarın Poyraz Köyü İlköğretim Okulu öğrencilerine ücretsiz temsil verecek.

4. Küçük Hanımlar Küçük Beyler Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali” kapsamında, Ankara Devlet Tiyatrosu yarın Poyraz Köyü İlköğretim Okulu öğrencilerine ücretsiz temsil verecek. Festival ayrıca yarın genç yazarları oyun yazmaya teşvik etmek amacıyla “OYA”lama adında bir de atölye çalışması düzenleyecek.
Devlet Tiyatrolarından yapılan açıklamaya göre, Ankara Devlet Tiyatrosu, yarın sona erecek “4. Küçük Hanımlar Küçük Beyler Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali” kapsamında, Poyraz Köyü İlköğretim Okulu öğrencilerine ücretsiz temsil verecek. Türkiye'de Çocuk Tiyatrosu'nun gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen festival son gününde “Donkişot” adlı oyunu Poyraz Köyü İlköğretim Okulu'ndan gelen, tiyatroya hiç gidememiş öğrencilere izletilecek. Trabzon Devlet Tiyatrosu'nun sahnelediği “Donkişot” adlı oyun saat 11.00'de Akün Sahnesi'nde miniklerle buluşacak. Öğrencilerin tiyatroya gidiş ve dönüşleri Polatlı Belediyesi ile Devlet Tiyatroları'nın tahsis ettiği araçlarla sağlanacak.

-“OYA”LAMA OYUN YAZMA ATÖLYESİ-

Festival ayrıca yarın genç yazarları oyun yazmaya teşvik etmek amacıyla “OYA”lama adında bir atölye çalışması düzenleyecek. Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Eray Eserol başkanlığında yapılacak “Oyun Yazma Atölyesi” çalışması 13:30 – 17:30 saatleri arasında, İrfan Şahinbaş Sahnesi'nde gerçekleştirilecek. Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı Bölümü öğrencileri, Çağdaş Drama Derneği'nden 10-12 yaş grubundan 12 çocuk, Çağdaş Drama Derneği'nden, DTCF'den ve Devlet Tiyatrosu'ndan birer gözlemci olmak üzere 25 kişilik bir grupla yapılacak çalışmada çocuklar, yazarların fikirleri doğrultusunda doğaçlama yapacaklar. Yazarlar fikirlerinin çocukları etkileyip etkilemediğine bakarak durum değerlendirmesi yapacaklar. Sonra da hedefe ulaşmak, sorunları saptamak, ilgi alanlarını belirleyerek bunları pedagojik yaklaşımlarla değerlendirmek de yazarlara ve asistanlarına kalacak.
Öte yandan yazarların ortaya çıkaracağı oyunların Devlet Tiyatroları'nın repertuar kurulundan geçmesi halinde sahnelenmesi de projeler arasında yer alıyor.

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, Bursa Işıklar Askeri Lisesi’nin Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na devredileceğini doğruladı.

Orgeneral Babaoğlu, gazetecilerin Işıklar Askeri Lisesi'nin Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na geçişinden sonra sivil kaynaklardan yararlanıp yararlanmayacakları sorusu üzerine, “İhtiyacımıza göre tabii ki sivil kaynakları kullanmaya devam edeceğiz” dedi. Genelkurmay Başkanlığı bir süreden bu yana Bursa'daki Işıklar Askeri Lisesi'nin Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na devredilmesine ilişkin çalışma yürütüyordu. 1 Temmuz'dan itibaren Hava Kuvvetleri'ne devredilecek olan Işıklar Askeri Lisesi, yeni öğretim yılında Işıklar Hava Lisesi olarak eğitim öğretime devam edecek.

Milli Eğitim Bakanlığı; anadolu ve genel liselerin açılmasına yeni düzenleme getiriyor.

Anadolu ve genel liselerin açılmasına ilişkin yeni düzenleme hazırlığında olan Milli Eğitim Bakanlığı, düzenlemede iki tür lisenin de açılış şartlarını aynı düzeye çekmeyi planlıyor. Anadolu lisesine olan talebin artması nedeniyle yapılacak düzenleme ile hangi tür okula talep gelirse o tür okul açılacak. MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, hazırladığı önerileri de Bakan Hüseyin Çelikíe sundu. Öneriler arasında Anadolu liselerinin açılmasının kolaylaştırılması da var.

Yapılacak yeni düzenleme ile genel liselerin açılma şartında en az 20 bin, Anadolu liselerinin açılma şartında ise en az 50 bin olması gereken yerleşim alanı nüfusunun, 10 bine düşürülmesi planlanıyor. Anadolu liselerinin açılma şartında yer alan “en az 14 derslik bulunması” şartı da 8'e indirildi.

Yarışmaya Katılan Liseler...

Ankara Hürriyet’in Çankaya Belediyesi’nin işbirliği ile düzenlediği Liseler Arası Genç Nota Müzik Yarışması’nda ilginç bir rekabete sahne olacak.

Türk Telekom Anadolu Lisesi'nin solisti Savina Anuschka Çıkar, 75. Yıl Lisesi'nin solisti olan Anja Zelin Çıkar ile sahnede rakip olacak.

Ankara önümüzdeki hafta Genç Nota ile sallanmaya hazırlanırken, 34 grup 80'e yakın şarkı ile üç dalda mücadele edecek. İcra, düzenleme ve beste dallarının yanısıra iki kişi de en iyi kız ve erkek solist dalında sahnedeki performanslarının sonucunda birinciliği birinciliğe uzanacak. Ankara Hürriyet'in Çankaya Belediyesi'nin işbirliği ile düzenlediği Liseler Arası Genç Nota Müzik Yarışması'nda hazırlıklar tüm hızıyla sürerken, yarışma ilginç bir rekabete de sahne olacak. Türk Telekom Anadolu Lisesi'nin solisti Savina Anuschka Çıkar, 75. Yıl Lisesi'nin solisti olan Anja Zelin Çıkar ile sahnede rakip olacak.

Türk Telekom Anadolu Lisesi, icra dalında Üç Nokta Bir Grubu'nun Ölmeden Ünlü Olsam isimli şarkısı ve düzenleme dalında da Joan Osbourne'nun One of us şarkısı ile birincilik için mücadele edecek.

Tercihini Türkçe sözlü müzikten yana kullanan Ankara (Anadolu) Lisesi grubu, icra dalında Nur Yoldaş'tan Sultaniyegah, düzenleme dalında Nev'den Susma ve beste dalında Muhtacım isimli şarkısı ile yarışacak.

Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi Amon Amarth'tan The Pursuit of Vikings isimli şarkı ile tek dalda performans sergilerken, Yahya Kemal Beyatlı Lisesi icra dalında İzel'den Galibi Sen isimli şarkıyı seslendirip, düzenleme dalında bir Sezen Aksu klasiği ile Haydi Gel Benimle Ol diyecek.

NEŞET ERTAŞ'TAN NEREDESİN SEN

Prof. Dr. Mehmet Kaplan Sosyal Bilimler Lisesi icra dalında Blur'dan Song2'nin yasınıra, beste dalında kendi şarkıları İyileşemiyorum ile mücadele edecek. Kırkkonaklar Anadolu Lisesi de kendi bestelerinin yanısıra Bulutsuzluk Özlemi'nden Yine Düştük Yollara ile icra dalında Aqua'dan Barbie Girl ile de düzenleme dalında birincilik için yarışacak.

The Crainbarries'ten Zombie ile icra dalında yarışmaya katılan Elvankent Bilgi Anadolu Lisesi'nin grubu, Tek Başıma isimli besteleri ile sahnede olacak. Düzenleme dalında Neşet Ertaş'ın Neredesin Sen isimli şarkısı ile dikkat çeken Özel Evrensel Koleji, icra dalında Sertap Erener'in Aslolan Aşktır isimli şarkısını, beste dalında de Sensiz Olmaz isimli şarkısını seslendirecek.

Aydınlıkevler Anadolu Lisesi iki ünlü kadın sanatçının şarkıları ile yarışacak. Grup icra dalında Rihanna'nın Umbrella'sını, düzenleme dalında Beyonce'nin Irreplaceable'ını çalacak.

Dr. Binnaz Ege Dr. Rıdvan Ege Anadolu Lisesi de, TED Ankara Koleji ile birlikte yarışmaya iki ayrı grupla katılan diğer bir okul. Okulun bir grubu icra dalında Rainbow'dan Long Live Rock'n Roll isimli şarkıyı, beste dalında Overdooze Rock'n Roll isimli şarkısını söyleyecek. Okulun diğer grubunun beste dalındaki şarkısı Kaybettim Kendimi, düzenleme dalındaki şarkısı ise Sertap Erener'den Yanarım isimli şarkılar olacak.

SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM

Düzenleme dalında bir başka güzel Türk ezgisi Selvi Boylum Al Yazmalım'la yarışacak Özel Büyük Kolej, icra dalında Scorpions'tan Wind of Change ile yarışacak. Aşık Veysel'in unutulmazı, Uzun İnce Bir Yoldayım türküyü yeniden düzenleyen Kaya Beyazıtoğlu Lisesi, Pennywise'tan Bro Hymn Tribute ile icra dalında, Kaçış Yok isimli şarkıları ile beste dalında rakipleriyle mücadele edecek.

Yarışmaya tek şarkı iddiası ile katılan Abdullah Mürşide Özünenek Anadolu Lisesi'nin şarkısı ise beste dalında Kabus isimli çalışma olacak.

Bu yıl Türkiye'yi Eurovision'da temsil edecek Mor ve Ötesi'nin Yaz Yaz Yaz isimli şarkısını icra dalında seslendirecek olan Çağrıbey Anadolu Lisesi, beste dalında Boşver isimli şarkısı ile yarışacak.

ANKARAANADOLULİSESİ

KIRKKONAKLAR ANADOLU LİSESİ

PROF. DR. MEHMET KAPLAN

SOSYAL BİLİMLER LİSESİ

ÖZEL BÜYÜK KOLEJ

KAYA BAYAZITOĞLU LİSESİ

ÖZEL EVRENSEL KOLEJİ

TÜRK TELEKOM ANADOLU LİSESİ

75. YIL LİSESİ

ÇAĞRIBEY ANADOLU LİSESİ

YILDIRIM BEYAZIT ANADOLU LİSESİ

AYDINLIKEVLER ANADOLU LİSESİ

YAHYA KEMAL BEYATLI LİSESİ

28 Nisan 2008 Pazartesi

İlköğretim Okulu öğrencileri MHP'li Belediye Başkanı Kadir Daş’a mektup yazarak, isteklerini bildirdiler.

Alaşehir'in Yeniköy İlçesi'nde Zuhal ve Selahattin Barutçuoğlu İlköğretim Okulu 3-A sınıfı öğrencileri MHP'li Belediye Başkanı Kadir Daş'a mektup yazarak, okullarının çevre düzenlemesinin yapılmasını, bahçenin oyuncaklarla donatılmasını istedi.

28 mektup belediyeye gitti, üzerinden bir ay geçmesine karşın yanıt gelmedi. Öğrenciler, 28 bireysel mektup daha yazdı. Bunun üzerine Daş, pes etmeyen çocuklarla tanışmak, okulda inceleme yapmak üzere köye geldi. Hem söz, hem de hediye verdi.

Şırnak'ta bir mezrada ilköğretim okulu'na atanan Canan Polat, merakını gidermek için gittiği köyde öğrencileri görünce okulda kalmaya karar verdi.

Şırnak'ın Güçlükonak ilçesine bağlı Koçtepe köyü Koçyurdu Mezrası İlköğretim Okulu'na atanan Canan Polat, merakını gidermek için gittiği köyde öğrencilerin masum bakışlarına tutularak okulda kalmaya karar verdi.
Okulun ilk bayan öğretmeni olan Polat, "Göreve başlamasaydım ömür boyu vicdan azabı çekerdim." dedi. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü'nü bitiren Polat, sözleşmeli öğretmen olarak 3 ay önce Koçyurdu Mezrası İlköğretim Okulu'na atandığını duyunca önce çok ağlamış. Daha sonra okulu görmek için ailesiyle birlikte ilçeye giden genç öğretmen, anne-babasının 'Seni burada bırakmayız' sözü üzerine okulu görmeden yaşadığı Niğde'ye geri dönmüş. Evine döndüğünde birkaç gün gözlerine uyku girmediğini ve içinden sürekli, "Ben gitmezsem, başkaları gitmezse oradaki çocuklar nasıl eğitim görecek?" gibi düşünceler geçtiğini anlatan Polat, bir hafta geçmeden okulu görmeye gitmiş. Okuldaki öğrenciler onu görür görmez eline sarılmış. Bu sıcak karşılamadan çok etkilenen Canan öğretmen, orada kalmaya karar vermiş. "Çocukların masum bakışları, içimdeki tüm tereddütleri giderdi." diyen Polat, öğretmenleri Doğu'da görev yapmaya çağırdı.

Çocuğa arkadaşça yaklaşmakla arkadaş olmak aynı şeyler değildir. Aşırı otoriter bir anne-baba olmamak yeterlidir.

Hayatın çeşitli alanlarında bireylerin üstlendiği çeşitli sosyal roller ve kimlikler bulunabiliyor. İşyerinde işçi ya da patron olsanız da evde "evin damadı/gelini" ya da "ana kuzusu" olabiliyorsunuz.

İnsan hayatının en önemli dönüm noktalarından biri olan evliliğin ilk aşamasında erkek ve bayan karı-koca kimliğini üstlenirlerken bir çocuğun dünyaya gelmesi ile bu kimliğe anne ve baba kimliği de eklenir. Dolayısıyla bu kimlikler ile, kişinin statüsüne bağlı olarak beklenen davranışları ve sorumlulukları da değişebiliyor.

Çocuk sahibi olmakla anne ve baba kimliğinden beklenen davranışların başında çocuğunun karnını doyurma, giysilerini temin etme, çocuğunu uyutma, okula gönderme vb. fizikî ihtiyaçlarının karşılanması ilk akla gelenler olsa da en önemli psikolojik ihtiyaçlardan olan "onun dünyasını tanıma"ya çalışmak da anne ve baba tarafından ihmal edilmemelidir. Anne ve babanın çocuğunun dünyasını anlamaya çalışmasından anlaşılması gereken; çocuğun sevinçlerini, hüzünlerini, heyecanlarını, korkularını, kaygılarını bilme ve çocuğun dünyasına girebilme olmalıdır.

Günümüzde bazı ailelerin, "çağdaş aileyiz" tanımlaması ile yaptıkları yanlışlardan biri de anne ve baba kimliğinden sıyrılıp çocukları ile arkadaş olma eğilimine girmektir. Çocuk, arkadaşlığı yaşıtları ile yaşamalı, aile içi roller birbirine karıştırılmamalıdır. Aile içi her birey kendi üzerine düşen rolleri yerine getirmeli; çünkü rollerdeki karmaşıklık aile içi iletişime zarar verecektir. Çocuğa sevgi dolu ve arkadaşça yaklaşımlarda bulunulabilir. Ancak, çocuğun annesi ve babası olduğunuzu, yalnızca bir problem olduğunda değil her zaman hissettirin.

Ebeveynlerin, anne ve baba rolünden değil, otoriter anne baba rolünden sıyrılarak çocuk ne yaşıyor olursa olsun çocuğu dinleyen, sorgulamayan, daha sıcak ve yakın yaklaşım olan arkadaşça yaklaşımı seçmesi, çocuğun kendini ifade etmesini kolaylaştıracaktır. Anne ve baba bu yaklaşımla çocuğun dünyasını anlayacak ve neler yaşadığını öğrenecektir. Böylelikle anne ve babanın, çocuğuna karşı tavır ve davranışları da daha olumlu hale gelecektir.

Mezunlar Okullarını Hatırlıyor Mu?

İnsan hayatının en önemli yıllarıdır lise yılları. Sonrasında yıllarca devam eder lise arkadaşlıkları. Yıllarca hatıralar, anılar anlatılır. O yıllara ’lafta’ çok dönülür, ama liseyi çoğu zaman unuturuz. O sıralar için, o okul için bir şey yapmayı aklımız

Deniz Gürel/Hürriyet

Özel okullar için gerekli olmasa da çoğu okulumuzun büyük eksiklikleri var. Binlerce insanın sıralarından geçtiği o okullar 'geri dönülmediği' için imkansızlıklar barındırır içinde. O okul sıralarından zamanında geçenler arasında büyük işadamları, mühendisler, doktorlar vardır oysa.

'Eski günlerin hatırına' biraraya gelinse, şimdilerde o sıralarda oturan öğrenciler kuşkusuz daha iyi imkanlarda okurlar. O öğrenciler de ağabeylerinden gördükleri bu geri dönüşü devam ettirirler.

Maalesef 'okula geri dönenlerin' sayısı epey az. Kabataş Lisesi, İstabul Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi sayılabilir. Bizde de Ankara Atatürk Lisesi, namı değer 'Taş Mektep'

Özel okullardan eksiği olmayan, fazlası olan Ankara Atatürk Lisesi'nin kaderi 1985'te mezunların 'okula dönme' kararıyla değişmiş.

Atatürk Lisesi Eğitim Vakfı'nı kuran okulun eski mezunları, durumu iyi olmayan okulu kapalı spor salonu, basketbol sahaları, halı sahası, labaratuarları, atölyeleri olan bir eğitim yuvası haline getirmişler. Hikayeyi ALEV'in kurucu başkanı Erol Üçer'in ağzından dinleyelim:

"Okulumuzun tarihi çok eski. 1886 Ankara İdadisi olarak kurulan okula biz 1940 yılında Ankara Atatürk Lisesi ismini aldığında ilk giren şanslılardanız. Böyle bir okulda okumak, Milli Mücadele'nin en heyecanlı yıllarını yaşamış bu okulun sıralarında geçmek bizlere ayrı bir gurur veriyor. 1985 yılında 92 arkadaş ALEV'i kurduk. O dönemde okulun ihtiyaçları vardı. Fiziki durumu bir hayli kötüydü. Öncelikle fiziki eksiklikleri giderdik. Bunu birbirimize bağlılıkla başardık. 50-60 kişilik sınıflarda eğitim verilirken, bu sayı 30'a indi. ODTÜ'ye en çok öğrenci veren okuluz. Türkiye'de hazırlık sınıfı olan ender kurumlardan biriyiz. Okulun başarısı, çocukların rahat imkanlarda olması bizlere huzur veriyor. Bu tabloda bizim de payımızın olduğu hissetmek çok güzel. Ders dışında sosyal aktivitelerde de öğrencilerin imkansızlıklarını ortadan kaldırdık.

ALEV olmasaydı okul şu anda bir takım sıkıntılar içinde olabilirdi. Bunun diğer okulllara da yayılması gerekli. Herkes biliyor ki devletin imkanları kısıtlı. Vakıflar birliktelikle bu kısıtlamaları aşabiliyor. Mezunlar okullarına dönmeli ve okullarına olan borçlarını ödemeli"

Üçer'in dediği çok önemli. "Mezunlar okullarına dönmeli ve okullarına olan borçlarını ödemeli."

Resimlerin Geliri Cocukların...

Meltem Karabeyoğlu Güzey, 1996 - 2003 arasında ticari ilişkiler nedeniyle Bağdat’ta yaşadı. Satın Aldığı ünlü ressamların tablolarını çocuklar yararına satıyor.

Zonakara Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Karabeyoğlu Güzey, 1996 - 2003 arasında ticari ilişkiler nedeniyle Irak'ın başkenti Bağdat'ta yaşadı.

Güzey, bu dönemde Saddam Sanat Galerisi'nden Walid Sheed, Madjid Shailar, Serwan Baran, Shavkat Al-Alusi, Ali Haydar Abbas, Loud Schaft, Ragıp Mansuri, Jassim Saced ve Al-Jumaliy'in de aralarında bulunduğu ünlü Iraklı ressamların 36 tablosunu satın aldı. Güzey, 29 tabloyu The Marmara Otel Sanat Galerisi'nde sergiledi. 30 Nisan'a kadar açık kalacak sergi sonrası tablolar açık artırmayla satılacak, geliri, köy çocuklarına resim eğitimi verilecek, Ender Güzey Müzesi Programı'na bağışlanacak.

ÜNLÜ RESSAMLAR

Güzey, ABD'nin Irak'a müdahalesinin ardından Saddam Sanat Galerisi'nin yağmalanıp, bir çok eserin çalındığını belirterek, şunları söyledi:

"Eserleri aldığım yıllarda arkalarına yurt dışına çıkarılması için gerekli izinlerin verildiği mühür ve resmi işlemleri yaptırmıştım. 2003 yılından bu yana, eserlerin sahibi olan ressamların birçoğu Irak'ı terketmek zorunda kaldı. Irak'tan çeşitli yaşam kesitlerinin yansıtıldığı resimleri Bodrum'da müzayede ile satarak köy ilköğretim okullarında eğitim gören çocuklarımızın ressam eşimin Bodrum'daki müzesinde eğitilmeleri amacıyla hazırlanan programa destek olmayı amaçladım."

25 Nisan 2008 Cuma

Provokatörler yine devrede... Üç üniversitede meydana gelen olaylar, üniversitelerin yeniden mi karıştırılmak istendiği iddialarını gümdeme taşıdı....

Provokatörler devrede! Üç üniversitede üç olay!
Görünmez bir el yeniden harekete geçti...
Çukurova Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde dün akşamdan buyana meydana gelen üç ayrı olay üniversitelerin yeniden mi karıştırılmak istendiği iddialarını gümdeme taşıdı....

ÖĞRENCİ KONFERANSINDA HAVAYA ATEŞ

Çukurova Üniversitesi Sinerji Kolu tarafından düzenlenen, iş adamlarının katıldığı ''Sinerji Kariyer Günleri'' konferansının yapıldığı salona gelen bazı kişiler, demir sopalarla görevli öğrencilere saldırdı. 6 öğrenciyi darbederek hafif yaralayan, salondaki camları kıran saldırganlar, silahla havaya ateş ederek kaçtı.

ÇÜ Sinerji Kolu tarafından ''Kariyerin Senin Elinde Fark Yaratmakta'' sloganıyla düzenlenen konferans, üniversitenin Balcalı Yerleşkesindeki Akif Kansu Konferans Salonu'nda başladı.

Konferansa, öğleden önceki bölümde Deulcom International Eğitim Kurumlarının sahibi Baybars Altuntaş'ın yaptığı konuşmanın ardından ara verildi.

Öğleden sonra Özel Gündoğdu Okulları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Gündoğdu'nun konuşması öncesinde bir grup, ''paralı eğitime ve kolejlere karşıyız'' şeklinde bağırarak, görevli öğrencilere demir sopalarla saldırdı.

Kurulu standları yıkan, görevli 6 öğrenciyi darbederek hafif yaralayan ve salondaki camları kıran saldırganlar, daha sonra silahla havaya ateş ederek kaçtı.

Olaylar sırasında, etkinliğe konuşmacı olarak katılacak Gökhan Gündoğdu ile HiltonSA Operasyon Müdürü Adnan Pehlivan'ın konferans salonunda bulunmadığı belirtildi.

Sinerji Kolu Başkanı Veli Bahçeci, etkinlikler kapsamında yarın düzenleyecekleri toplantıları iptal ettiklerini belirterek, üniversite kampüsünde bu tür saldırıların yaşanmasının üzücü olduğunu söyledi.

OLAYLI ÜNİVERSİTEDE ÇADIRLI EYLEM

Akdeniz Üniversitesi'nde 6 Nisan pazar günü karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan olaylar nedeniyle, yerleşke içerisindeki Akdeniz Öğrenci Yurdu ile ilişiği kesilen öğrenciler ve bazı arkadaşları, arkadaşlarının yeniden yurda alınması talebiyle eylem yaptılar.

Akdeniz Üniversitesi yerleşkesinde, Akdeniz Öğrenci Yurdu karşısındaki yeşil alanda toplanan bir grup öğrenci, olaylarla ilişkili oldukları gerekçesiyle bazı öğrencilerin yurttan atıldığını, bazı arkadaşlarının da tutuklandığını bildirdiler.

Sloganlar eşliğinde basın açıklaması yapan öğrenciler, yurttan uzaklaştırılan öğrencilerin geri alınmasını, yurt ve üniversite yönetiminin açtığı soruşturmaların sona erdirilmesini, tutuklanan öğrencilerin salıverilmesini ve polisin yerleşkeden çıkarılmasını talep ettiler.

Basın açıklamasının ardından yurt karşısındaki alana çadır kurmak isteyen öğrencilere polis izin vermedi. Çadır kurmakta ısrar eden öğrenciler, çevik kuvvet ekiplerince çembere alındı. Basın mensupları ise çember dışına çıkarıldı.

Bir süre polis çemberi içinde oturma eylemi yapan öğrenciler, çadır kurmalarına, üniversite yönetimi ve polis tarafından kesinlikle izin verilmeyeceğinin belirtilmesi üzerine, eylemlerinin süreceğini belirterek dağıldılar.

ODTÜ'YÜ KARIŞTIRAN PROGRAM

Kanal D'de yayınlanan Abbas Güçlü'nün hazırlayıp sunduğu `Genç Bakış' programının dün akşam Ankara ODTÜ'den yaptığı canlı yayın sırasında dışarıda bekleyen sağ ve sol görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgada 1 kişi yaralandı, bazı öğrenciler gözaltına alındı. Jandarmanın müdahalesiyle kavga büyümeden önlenirken, Progrma verilen aradan sonra devam edilmedi.

Abbas Güçlü'nün sunduğu `Genç Bakış' programına dün akşam Ankara'da ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. Programı Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Kültür eski Bakanı Fikri Sağlar, MHP Milletvekili Tuğrul Türkeş, AKP Balıkesir eski Milletvekili Turan Çömez konuk olarak katıldı. Kanal D'den canlı yayınlanan programda konuklar, `Parti içi demokrasi' konusunu tartıştı. Konukların bulunduğu salona öğrenci alınmadı.

Konuklar, sıra ile görüşlerini açıklarken, programı kampusta izleyen sağ ve sol görüşlü öğrenciler merkez önünde toplandı. Konuklara tepki gösteren ve canlı yayını kesmek üzere link aracına yönelen bir grup öğrenciye karşıt görüşlü diğer öğrenci grubu müdahale etti. İki öğrenci grubu arasında ve özel güvenlik görevlilerinin yanısıra jandarma ekiplerinin kısa sürede müdaha ettiği kavgada, yaralanan 1 öğrenci hastaneye kaldırıldı. Kavgaya karıştıkları belirlenen bazı öğrenciler ise gözaltına alındı.

Bu arada konukların birer kez konuşmasının ardından programa reklam arası verildi. Çıkan olaylar nedeniyle aradan sonra program tekrar yayına gelmedi.

Bilkent Senfoni Orkestrası, 26 Nisan’da düzenleyeceği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Konseri’nde küçük solistlere eşlik edecek.

Bilkent Senfoni Orkestrası (BSO) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Konseri'nde küçük solistlere eşlik edecek. BSO Sanat Yönetmeni Işın Metin'in yöneteceği konsere, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Hazırlık İlköğretim Okulu'nun başarılı öğrencileri solist olarak katılacak. 26 Nisan Cumartesi günü gerçekleştirilecek Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Konseri'nin solistleri Bahar Türker (gitar), Kerem Tuncer (keman), Hazar Birkan (flüt), Ceren Şatana (piyano), Yener Gökbudak (piyano), Barkın Sönmezer (korno), Doğuş Ergin (viyolonsel) ve Berfin Aksu (keman) olacak. Solistler, BSO eşliğinde Vivaldi'nin “Re majör Gitar Konçertosu”, Rode'nin “7. Keman Konçertosu”, Nazarov'un “Piyano Konçertosu”, Saint-Saens'ın “Op.33, La minör 1. Viyolonsel Konçertosu”, Beriot'nun “Re majör 1. Keman Konçertosu”, Mozart'ın “KV.313, Sol majör 1. Flüt Konçertosu”, “KV.488, La majör 23. Piyano Konçertosu” ve “KV.417, Mi bemol majör 2. Korno Konçertosu”nu seslendirecekler. Yaşları 10-15 arasındaki, yurtiçinde ve dışındaki uluslararası yarışmalarda birçok ödül sahibi olan küçük solistler, 26 Nisan Cumartesi günü, saat 20.00'de Bilkent Konser Salonu'nda izleyicisiyle buluşacak.

24 Nisan 2008 Perşembe

Ege Üniversitesi Felsefe Kulübü öğrencileri, "Hatırla Sevgili" isimli dizinin oyuncuları ve senaryo editörünü öğrencilerle buluşturdu

İletişim Fakültesi 2 No'lu Anfi'de düzenlenen etkinlikte öğrenciler, boş yer kalmayınca yerlere oturmak zorunda kaldı. Etkinlikte Deniz Gezmiş rolünü oynayan Barış Koçak, Yusuf Aslan karakterini canlandıran Murat Zubi, Deniz Karayeli isimli karakteri oynayan Berk Hakman, Hüseyin İnan'ı canlandıran Oğuz Turgut Genç ve senaryo editörü Mustafa Yalçıner öğrencilerin sorularını yanıtladı.

HAYATINDAN ETKİLENDİM

Dizinin Türkiye'nin bir dönem var olan gerçeklerini anlattığını söyleyen senaryo editörü Mustafa Yalçıner, "Bu dizi sizlerin, bizlerin Türkiye halkının gerçekliğini ortaya koyma cesaretini gösteriyor. Bizlere o günleri tekrar yaşatıyor. Denizler'in hikayesi hepimizin hikayesidir" dedi. Dizide Deniz Gezmiş karakterini canlandıran Barış Koçak daha önce oynadığı dizilerde sürekli küçük rolleri oynadığını, ancak Hatırla Sevgili ile bir dönüm noktası yaşadığını ifade etti. Deniz Gezmiş'in birçok özelliğinden de etkilendiğini belirten Koçak, "Artık hayatım Deniz'den öncesi ve sonrası diye ikiye ayrıldı" diye konuştu.

23 Nisanda Çocuklar Anıtkabire Aktı

Anıtkabir, bu bayramda da kucaktaki bebekten dedelere ve ninelere kadar her yaştan insanların akınına sahne oldu.

ELMADAĞ’da, en çok kitap okuyan yedi ilköğretim öğrencisine bisiklet hediye edildi.

Elmadağ Kaymakamı Osman Kaymak, İlçe Spor Müdürlüğü tesislerindeki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı töreninde "Türkiye Okuyor" kampanyası çerçevesinde en fazla kitap okuyan 7 ilköğretim öğrencisine bisiklet hediye etti. Törende öğrenciler gösteriler sundu.

Yönetici Yönetmeliğine Jet Dava

Bugünkü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlülüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği’ne Eğitim-İş’den jet dava geldi.

Bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlülüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği'ne Eğitim-İş'den jet dava geldi. Dava gerekçesinde kadrolaşma iddialarına neden olan ödül sistemini belirleyen 'Yönetici Değerlendirme Formu'nun "MEB'den savunma almadan" iptali istendi.
Eğitim-İş tarafından yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan davada, yönetmeliğin 11. maddesinin (1)-ç hükmü ve madde 12'nin geçici 2. madde hükmünde yer alan “sınavların geçerlik süresi ile sınırlı olmak kaydıyla” ibaresinin kaldırılması istendi. Yönetmelikte, atamalardaki ödüllerin etkisini belirleyen ve kadrolaşma iddialarına neden olan Ek-2 Yönetici Değerlendirme Formunun öncelikli olarak durdurulması istenirken, “Davalı idarenin savunması alınmaksızın yürütmesinin durdurulması ve sonrasında iptali, savunma alınmasına karar verilmesi halinde savunma süresinin kısaltılarak ek savunma süresi verilmemesi” denildi. Dava gerekçesinde Danıştay'ın verdiği kararları “yok” sayarak düzenleyici işlemi yapan kamu görevlileri aleyhinde de suç duyurusunda bulunulması istendi.

-VEKALETEN ATAMALARA AÇIKLIK GETİRİLMESİ İSTENDİ-

Dava gerekçesinde, MEB Yönetici Atama Yönetmeliği'nin yürütmesinin durdurulması sonrasındaki vekaleten atamalara da dikkat çekildi. Gerekçede, “iptal ya da yürütmeyi durdurma kararı sonrasında hukuki boşluk doğduğu gerekçesiyle binlerce yöneticiliği yandaşlarına vekaleten teslim eden idarenin yıllardır sürdürdüğü suistimalin önlenmesi amacıyla kararın uygulanma şeklinin açıklanması” istendi.

-YÖNETMELİĞİ YAPAN GÖREVLİLER ALEYHİNE SUÇ DUYURUSU-

Gerekçede, suç teşkil eden fiiller hakkında suç duyurusunda bulunma görev ve yetkileri doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı idarecileri hakkında suç duyurusunda bulunulması istendi. Gerekçede, “Dairenizce işbu davamızın haklı temellere dayandığı sonucuna ulaşılırsa; aynı konuya ilişkin olarak verilen gerekçeli kararlarda ısrarlı biçimde yaptığı kanunsuzluk uyarılarını, dolayısıyla daireniz kararlarını yok sayarak hukuka ve yargısal mercilere olan güveni ağır biçimde zedeleyen dava konusu düzenlemeyi yapan kamu görevlileri aleyhinde suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz” denildi.

-“YILLARDIR OYNANAN OYUNUN ÖNÜNE GEÇİLECEK”-

Eğitim-İş, yönetmelik hakkında verilecek herhangi bir yürütmeyi durdurma ya da iptal kararı sonrasında uygulanma şeklinin açıklanmasını da talep etti. Gerekçede, “Bu sayede, yıllardır oynanan oyunun önüne geçilecek ve eğitim kurumlarının vekâleten görevlendirmeler yoluyla yönetilmesinin önüne geçilecektir” denildi. Dava gerekçesinde davanın kabul görmemesi ihtimali de göz önünde bulundurulurken, “Bu taleplerimizin kabul görmemesi halinde davalı idareyi sevk idare eden anlayış maalesef amacına ulaşmış olacak ve hukuk sistemini en zayıf noktasından yakalayarak kamu menfaatine aykırı tutum ve davranışlarını sürdürecektir” ifadesine yer verildi.

-“SINAV KOŞULUNUN YÖNETMELİKTE OLMAMASI OBJEKTİFLİĞE AYKIRI”-

Yönetici Atama Yönetmeliği ile ilgili geçen ay Danıştay tarafından bir kez daha verilen yürütmenin durdurulması ve iptali kararına da dava gerekçesinde yer verildi. Danıştay'ın verdiği 26 sayfalık gerekçeli kararda yer alan “Hukuka uygunluk denetimi sonrasında oluşan kararların, oldukça önemli bir kaynak durumunda olduğu” kararına işaret edildi.
Dava gerekçesinde sınav koşulunun yönetmelikte yer almaması nedeniyle de Yürürlükten kaldırılan yönetici atama yönetmeliğine dikkat çekildi. Gerekçede “Yönetmelikte objektif kriter ve liyakat ilkesi açısından var olan en önemli özellik asgari şartlarda da olsa, yeterliliğin tespiti için müdür yardımcısı atamalarında seçme sınavı, müdür atamalarında düzey belirleme sınavı öngörülmesi ve söz konusu sınavların başvuru şartlarına uygun niteliklere sahip olanlara en az 1 ay önce duyurulması idi. Sınav koşulunun yer almadığı dava konusu düzenlemenin kariyer ve liyakat ilkelerine aykırılık oluşturacağı açıktır ve Yüksek Mahkemeniz konuyla ilgili olarak verdiği önceki kararlarında bu hususu ısrarla vurgulamıştır” denildi.

-EĞİTİM-İŞ GENEL BAŞKANI ADIBELLİ: KADROLAŞMA AMAÇLI BİR YÖNETMELİK”-

Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli ANKA'ya yaptığı açıklamada, yönetmelik ile ilgili sendikalardan görüş bile alınmadığını belirtirken, “Bakanın çıkardığı yönetmekleri biz mahkemeye götürmekten bıktık, onlar ise yanlış yönetmelik çıkarmaktan bıkmadı. İstenen şekilde bir yönetmelik değil. Sendikaların görüşlerine yer verilmemiş” dedi. Özellikle ödüller konusunun kadrolaşmaya kapı açtığını söyleyen Adıbelli, “Önce ödülleri dağıttılar, sonra ona göre bir yönetmelik çıkardılar” dedi. Adıbelli, Bakan Çelik'in dava sonuçlanana kadar atama yapmaması gerektiğini kaydederek, “Tekrar dönüp de bize 'eğitim-öğretimin ortasında okullar yöneticisiz kaldı' demesin. Bu kadrolaşmadan vazgeçmeleri lazım artık. Ama onların zihniyeti böyle” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı’na yapılan atamalar bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e tazminat davası açarak 5 bin YTL tazminat ödemesine neden olan Giresun Milli Eğitim Müdürü Halit Azizoğlu görevinden alındı.
. Giresun Milli Eğitim Müdürü Halit Azizoğlu'nun başka bir göreve atanması amacıyla görevinden alındığına dair karar bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Azizoğlu, 2006 yılı sonunda hakkındaki yargı kararını uygulamadığı gerekçesiyle Bakan Çelik hakkında açtığı tazminat davasını kazanmıştı. Mahkeme Bakan Çelik'in Azizoğlu'na 5 bin YTL tazminat ödemesine karar vermişti.

-GÜRBÜZ PERSONEL GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OLDU-

Özel Öğretim Genel Müdür Yardımcılığı ve Yüksek Öğretim Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini yerine getiren Muammer Gürbüz MEB Personel Genel Müdürlüğü'ne atandı. Gürbüz, AKP Tekirdağ Milletvekili Ziyaettin Akbulut'un da yakın akrabası oluyor.
MEB Yatırımlar ve Tesisler Dairesi Başkanlığı görevini bir süredir vekaleten yürüten Salih Altınay'ın bu göreve asaleten atanmasına ati karar da Resmi Gazete'de yayımlandı. Altınay, uzun bir dönem de Yatırımlar ve Tesisler Dairesi Başkan Yardımcılığı görevini yerine getirmişti.
Adıyaman İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüten Abdulgafur Büyükfırat'ın Adana Milli Eğitim Müdürlüğü görevine atanmasına dair karar Resmi Gazete'de yayımlandı. Adana Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar ise Marta ayı başında Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü görevine atanmıştı.
Balıkesir Millî Eğitim Müdürlüğü görevine ise Kayseri Millî Eğitim Müdürü Abdurrahim Köksal atandı.

23 Nisan 2008 Çarşamba

Hangi Tür Lise Popülerse O Açılacak...

Anadolu ve genel liselerin açılmasına ilişkin yeni düzenleme hazırlığında olan Milli Eğitim Bakanlığı, düzenlemede iki tür lisenin de açılış şartlarını aynı düzeye çekmeyi planlıyor.

Anadolu ve genel liselerin açılmasına ilişkin yeni düzenleme hazırlığında olan Milli Eğitim Bakanlığı, düzenlemede iki tür lisenin de açılış şartlarını aynı düzeye çekmeyi planlıyor. Anadolu Lisesi'ne olan talebin artması nedeniyle yapılacak düzenleme ile hangi tür okula talep gelirse o tür okul açılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, “Kurum Açılması ve Kapatılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar”ı belirleyecek. Yapılacak yeni düzenleme ile genel ve Anadolu liselerinin açılma şartlarının kolaylaştırılması planlanıyor. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, 30 Nisan 2008'de yapacağı Müdürler Kurulu'nda konuyu gündeme taşıyacak. Genel Müdür Emin Gürkan, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e sunduğu öneride, genel lise ve Anadolu liselerinin açılma şartlarının yeniden belirlenmesine ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.

10 BİN NÜFUSLU KASABAYA ANADOLU LİSESİ KURULABİLECEK-

Yapılacak yeni düzenleme ile genel liselerin açılma şartında en az 20 bin, Anadolu liselerinin açılma şartında ise en az 50 bin olması gereken yerleşim alanı nüfusunun, 10 bine düşürülmesi planlanıyor. Genel lise ve Anadolu liselerinin açılma şartları birleştirilirken, Anadolu liselerinin açılma şartında yer alan 'en az 14 derslik bulunması' şartı da 8'e indirildi. Buna karşın okul arsasının en az 3 bin metrekare olması şartı ise 5 bin metrekare olarak değiştirildi.

“50 BİN NÜFUS, GENEL LİSELERİN AÇILMASINDA BELİRLEYİCİ NEDEN”-

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, yapılacak değişikliğin genel gerekçesinde Anadolu liselerinin sistem içerisinde belli bir seviye yakaladığına işaret edilirken yakaladığı başarı nedeniyle büyük talep gördüğünün altı çizildi. Anadolu liselerine talebin her geçen gün arttığına işaret edilen gerekçede, bu nedenle Anadolu liselerinin sayısının her geçen gün artırıldığı belirtildi. Gerekçede, “Ancak kurum açılma esaslarında yer alan yerleşim birimi nüfusunun 50 bin olma şartı bu okulların açılmasında sıkıntı ve tereddütlere yol açmakta, bu durum genel liselerin açılmasında da belirleyici özelliğini korumaktadır” denildi.
Gerekçede, kaynakların verimli kullanımı nedeniyle iki tür okulun açılış şartlarının birleştirilerek, talebe göre o tür okulun açılmasının daha yararlı olacağı ifade edildi

Öğretmenlere ödenen denge tazminatı, “Ek Ödeme” konulu kararın 17 Mart 2008’de yayımlanması üzerine kaldırıldı.

Eğitimciler, söz konusu kararın geri alınması için yargı yoluna giderken, doktorların da “döner sermayeden pay” aldığı savunmasında bulundular.
Resmi Gazete Mart 2006'da yayımlanan Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile denge tazminatı ile ilgili düzenlemeler yapıldı. 17 Mart 2008'de ise B.08.0.SGB.0.0.03.04/1395 Sayı “Ek Ödeme (Denge Tazminatı)” konulu işlem yayımlandı. Bu kararın yayınlanması sonrasında öğretmenlere denge tazminatı ödenmesinin önüne geçildi. Türk Eğitim-Sen öğretmenlerin denge tazminatlarının yeniden ödenmesi ve söz konusu kararların yürütmesinin durdurulması için Danıştay'a başvurdu.

DOKTORLAR DÖNER SERMAYEDEN YARARLANIYOR”-

Türk-Eğitim-Sen tarafından yapılan dava gerekçesinde söz konusu karar kapsamında ek ders ücretinden yararlandırılan personelin aslî görevi için öngörülen ek ders ücretinden ayrıca yararlanamayacağı belirtildi. Gerekçede, “Her şeyden önce kamuda çalışanların özlük haklarının iyileştirilmesi gerekli iken, yapılan düzenleme eğitim çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarını bertaraf etmektedir” denildi. Gerekçede, söz konusu düzenleme ile öğretmenlere destek sağlanmadığı ve haksızlığa sebebiyet verildiği kaydedilirken, “Somut örnek vermek gerekirse, örneğin bir doktor asli görevi doktorluk görevini ifa etmekte ve hastasına sağlık hizmeti sunmaktadır. Ve bunun karşılığında da maaş almaktadır. Ayrıca buna ek olarak döner sermayeden de pay almaktadır” savunmasında bulunuldu. Öğretmenlerin de asli görevlerini ifa ettiği ve maaş aldığına işaret edilen gerekçede, “Bu anlamda, dava konusu düzenleme ile denge tazminatlarının verilmemesi hukuka aykırıdır” denildi.

“UYGULAMALI DERSLERDE ÖĞRETMEN AÇIĞI OLUŞUR”-

Mesleki eğitimde başarının teorik eğitimin yanında uygulamalı eğitiminde verilmesi ile sağlanabileceği kaydedilen gerekçede, “Bu anlamda, eğitim çalışanlarımıza denge tazminatının verilmemesi, eğitim öğretimde uygulamanın oluşmaması yönünde risk oluşturmaktadır. Netice itibari ile denge tazminatı verilmezse, söz konusu dersleri uygulamalı olarak verecek her hangi bir eğitim çalışanı bulunamayacaktır” uyarısında bulunuldu. Durum gereği, herhangi bir tazminat verilmemesi halinde o derslere uygulamalı olarak girmenin de öğretmenlere herhangi bir mali katkısı olmayacağını işaret edilen gerekçede, söz konusu alanda öğretmen açığı oluşacağı savunuldu.
Gerekçede, “Denge tazminatı ile ilgili çalışmalara katılanlar büyük risk altındadır. Denge tazminatı ile ilgili mevcut düzenleme, mesleki eğitimi olumsuz etkilemektedir. Anayasamız tarafından koruma altına alınan eşitlik ilkesi bertaraf edilmekte ve uygulamada eşitsizliğe sebebiyet vermektedir” denildi.

Konya'da su kanalına giren 14 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi boğularak öldü.

Merkez Karatay ilçesine bağlı Yarma beldesinde İlköğretim 8. sınıf öğrencisi olan İbrahim Erol (14), sulama kanalına girdi. Yüzmeye çalışan İbrahim Erol, boğularak hayatını kaybetti. Erol'un cesedi sulama kanalında bulundu.

Google'dan 23 Nisan Hediyesi

Google Türkiye ana sayfası www.google.com.tr adresinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Türkiye için özel tasarımlı bir logo yayınladı.

Google, daha önce Türkiye genelinde başlattığı “Google Logo Yapsana” yarışmasında birinci gelen logoyu Türk çocuklarının Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlamak için anasayfa logosunun yerine kullandı.
"Doodle" olarak nitelendirilen özel tasarımlı logolar 1999 yılından itibaren Google'nin kurucuları Larry Page and Sergey Brin tarafından kullanıldı.
Doodle uygulamaları, tüm dünya ülkeleri için önemli gün ve tatillere, kültürel olaylara ve tarihte yer alan önemli kişilere bu platformda yer vererek, dikkat çekmeyi amaçlıyor.
Ayrıca internet kullanıcıları bu özel tasarımlı logonun üstüne tıklayarak, o güne/kişiye/konuya özel daha ayrıntılı bilgiye erişebiliyorlar.

21 Nisan 2008 Pazartesi

Hacettepe Üniversitesi Çocuk Halk Dansları Topluluğu, Ukrayna’da düzenlenen yarışmada, 52 topluluk arasında birinci oldu.

Hacettepe Üniversitesi Çocuk Halk Dansları Topluluğu, Ukrayna'da düzenlenen yarışmada, 52 topluluk arasında birinci oldu.
Hacettepe Üniversitesi Çocuk Halk Dansları Topluluğu, ilgili bakanlıkların işbirliği ile Ukrayna Kiev'de 16-18 Nisan tarihleri arasında düzenlenen “Misteria Dance” Çocuk Koreografi Yarışması'nda, 10-13 yaş grubunda geleneksel halk dansları kategorisinde iki ayrı program sergileyerek birincilik ödülünü kazandı.
Ukrayna'nın birçok bölgesinde daha önce yapılan yarışmalarda derece alan dans okullarının yanı sıra, Rusya, Özbekistan, Belarus Cumhuriyeti ve Polonya'dan 52 topluluğun katıldığı yarışmada, Türkiye en disiplinli ve geleneksel çocuk karakteriyle yansıtabilen en iyi topluluk olarak nitelendirildi.

Dünya Çocukları Köşk'te...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 23 Nisan Çocuk Şenliği'ne katılan konuk ülke ve ev sahibi çocukların temsilcileri ile lider ve rehberlerden oluşan heyeti kabul etti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve beraberindeki TRT 30. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ne katılan konuk ülke ve ev sahibi çocukların temsilcileri ile lider ve rehberlerden oluşan heyeti kabul etti.
Çankaya Köşkü'ndeki kabulde çocuklara seslenen Gül, kendilerini Türkiye'de görmekten duyduğu mutluluğu dile getirerek, çocuklara ''Hoş geldiniz'' dedi. Gül, konuk çocukların Türkiye'ye gelmesini sağlayan TRT'ye de teşekkür etti.
TBMM'nin kurulduğu 1920'den bu yana 23 Nisan'ın Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlandığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Atatürk'ün bu bayramı çocuklara armağan ettiğini anımsattı.
Dünyanın dört bir yanından yüzlerce çocuğun bayram dolayısıyla Türkiye'ye davet edildiğini ifade eden Gül, dünyada ilk defa böyle bir bayramın çocuklara armağan edildiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Gül, çocuklara şöyle seslendi: ''Atatürk, çocuklara verdiği önemi göstermiştir. Geleceğin çocuklara ait olduğunu, çocuklara önem vermenin geleceğimizi ne kadar çok ilgilendirdiğini göstermek için bu bayrama biz, '23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı' dedik. O günden bu yana bu bayramı hep beraber kutluyoruz. Her 23 Nisan'da bütün okullarımız, sizler gibi Türkiye'deki bütün çocuklar, büyük bir coşkuyla bu bayramı kutlarız ve geleceğe ne kadar önem verdiğimizi gösteririz.''
Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasının ardından, 39 ülkeden gelen temsilci çocuklar, alfabetik sırayla Gül'e hediyelerini sundular ve fotoğraf çektirdiler. Cumhurbaşkanı Gül de çocuklara ''mp3 çalar'' hediye etti.

Liseli kızların "nitelikli yağma" davasında hapis cezası...

İzmir'in Gaziemir ilçesinde bir parkta, aynı lisede eğitim gördükleri 2 kız öğrenciden tehditle 1'er YTL aldıkları öne sürülerek haklarında "nitelikli yağma ve yağmaya teşebbüs" iddiasıyla dava açılan 5 kız öğrenciden birine 4 yıl 2 ay, diğerlerine 2'şer yıl 9'ar ay 10'ar gün hapis cezası verildi.

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gizli yapılan duruşmaya, tutuklu sanıklar Z.B, S.E, H.Ö. ile tutuksuz yargılanan Ş.B, E.A. ve avukatları katıldı.

Mahkeme heyeti, sanıkların kendilerinden daha küçük kız öğrenciler P.Ç. ve M.F'yi korkutarak 1'er YTL gasbettikleri kanaatine vardı.

Olay tarihinde 18 yaşında olan S.E'yi 2 kez 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, olay tarihinde 18 yaşından küçük olan Z.B, Ş.B, E.A ve H.Ö'ye de 2 kez 1'er yıl 4'er ay 20'şer gün hapis cezası verdi.

Ayrıca, T.A'nın kolunun bükülmesi ve gömleğinin yırtılması nedeniyle Z.B'ye 7 bin 500, Ş.B. ve H.Ö'ye de 5'er bin YTL adli para cezası uygulandı.

Sanıkların kaçma şüpheleri olmayışını dikkate alan mahkeme heyeti, 68 gündür cezaevinde bulunan öğrencilerin karar onanıncaya kadar tahliyelerine karar verdi.

Türk Eğitim-Sen, Yönetici Atama Yönetmeliğinde bazı eksikliklerin giderilmesi halinde yönetmeliğin yargıdan dönmeyeceğini iddia etti.

Geçen yıl Nisan ayında Danıştay kararı ile yürütmesi durdurulan ve bir yıl olmasına karşın hala çıkartılmayan MEB Yönetici Atama Yönetmeliği taslağı bazı internet sitelerinde yayınlanmaya başladı.

Türk Eğitim-Sen söz konusu yönetmelik taslağında bazı eksikliklerin bulunduğunu bildirerek, "eksikliklerin giderilmesi" uyarısında bulundu.
Türk Eğitim-Sen yönetmelikte, Kurucu Müdür olarak görev yapanlara görev yaptığı kurumuna atanmak istediğinde 10 puan verilmesi, müdürlük görevini vekaleten veya görevlendirme suretiyle yürütenlere ise 5 puan verilmesinin eşitlik ilkesine uygun olmadığını belirtti. Sendika, “Asaleten ve vekâleten yönetici olarak geçirilen süreleri aynı puanla değerlendirmek, yandaş kayırmacılığını akla getirmesi bakımından eğitim çalışanlarından tepki görmektedir” uyarısında bulundu. Yöneticilikte asaleten geçirilen sürelerin puan değerinin artırılması gerektiği savunulurken, öğretmenlikte geçen sürelerin puan değerinin de artırılması gerektiği ifade edildi.

“EKSİKLİKLERİN GİDERİLMESİ YÖNETMELİĞİN YARGIDAN DÖNMESİNİ ENGELLER”-

Değerlendirme komisyonunda mutlaka sendika temsilcisi bulunması gerektiğini ve bunun olmazsa olmaz olduğunu belirten Türk Eğitim-Sen, “Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 18'inci maddesi kapsamında aylıksız izne ayrılanların yöneticilik görevi sona erdirilmemelidir. Sınav kazananların sınavlarının geçerlilik süresi yönetmeliğin yayımlandığı tarihten itibaren 1 yıl uzatılmalıdır" önerilerinde bulundu. Türk Eğitim-Sen, “Söz konusu eksikliklerin düzeltilmesi, yönetmeliğin yargıdan dönme ihtimalini ortadan kaldıracaktır” şeklindeki değerlendirmesiyle yönetmeliğin bu şekliyle yargıdan döneceğini savundu.

17 Çocuktan 10.su Mucit Çıktı...

Ankara’nın Polatlı İlçesinde, "Genç Bilginler Yarışması"nda üçüncülük ödülünü "Sessiz Korna" çalışmasıyla 17 çocuklu ailenin 10. çocuğu olan Nuh Ötunç aldı.

Ankara'nın Polatlı İlçesinde, Milli Eğitim Müdürlüğüyle özel bir dershanenin birlikte düzenlediği "Genç Bilginler Yarışması"nda, üçüncülük ödülünü, soğan tarlalarında çalışmak için Urfa'dan Polatlı'ya göç eden bir ailenin 10. Çocuğu olan Nuh Ötunç aldı.


"Sessiz korna" adı verilen projeye göre, bir kablosu direksiyona diğeri radyoya bağlanacak alıcı-verici özelliğine sahip kutu, sürücü kornaya bastığında radyo dalgaları yardımıyla sinyal iletecek.

Polatlı İnönü İlköğretim Okulu 7. sınıfta okuyan Nuh Ötunç'un başarılı bir öğrenci olduğunu belirten okul müdürü İlhan Taş, 17 çocuklu ailenin 10'uncu çocuğu olan Ötunç'un zeki, çalışkan bir öğrenci olduğunu kaydetti.

Havva, Mehmet, Ötunç çiftinin 9'u kız, 8'i erkek, bunlardan biri de özürlü olan 17 çocuğundan onuncusu Nuh Ötunç'un "Sessiz Korna" projesiyle üçüncülük ödülü kazanmasından mutluluk duyduğunu ifade eden Taş, "Nuh başarısı sayesinde sınıf da atladı" dedi.


Korna sesinden kaynaklanan trafik gürültüsüne son vermek için böyle bir proje ürettiğini belirten Nuh Ötunç da diğer aile bireyleri gibi kendisinin de hafta sonları tarlalarda çalıştığını ve bir yandan da okuluna devam ettiğini söyledi.

Mucit öğrenci Nuh Ötunç'a yardımcı olan Okul Müdürü İlhan Taş ve Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni Ertan Kötek, "Sessiz Korna" projesine ilişkin olarak şunları kaydetti:

"Bir kablosu direksiyona diğeri radyoya bağlanacak alıcı-verici özelliğine sahip kutu, araç içine monte edilerek trafikte stres yaşayan sürücülerin imdadına yetişecek. Sürücü kornaya bastığında, etrafa ses yayılmayacak. Ama radyo dalgaları yardımıyla, sinyal iletecek. Bu araca 30-35 metre uzaklıktaki araçlar, açık radyoları vasıtasıyla korna sesini duyacaklar. Böylelikle etrafta gürültü olmayacak."


"Sessiz Korna"nın toplam ağırlığının ise sadece 120 gram olduğu bildirildi.

Şiddet Gören Çocuklara Tedavi...

Lüksemburg’da aile içinde şiddet, suistimal, cinsel taciz gibi sorunlar yaşadıkları gerekçesiyle mahkeme kararı ile ailelerinden alınan çocuklar, Antalya'da terapi görüyor.


Lüksemburg'da aile içinde şiddet, suistimal, cinsel taciz gibi sorunlar yaşadıkları gerekçesiyle mahkeme kararı ile ailelerinden alınan çocuklar, Türkiye'de insan canlısı yunuslarla terapi görüyor.

Antalya Ruhbilim Okulu, Lüksemburglu çocukları “Yunus Terapi” ile yaşadıkları ruhsal örselenmenin iyileşmesini sağlıyor.
Türkiye'de ilk olarak 2002 yılında, Psikoterapist Murat Kemaloğlu tarafından başlatılan “Yunus Terapi” ile ruhsal ve fiziksel yönden zarar görmüş ve mahkeme kararı ile ailelerinden alınmış Lüksemburglu çocuklar, hayata yeniden umutla bakabilmeyi öğreniyor.


Psikoterapist Murat Kemaloğlu ANKA'ya yaptığı açıklamada, Lüksemburg'un 500 bin nüfuslu bir ülke olduğunu hatırlatarak bu nüfusta 980 çocuğun aile içinde şiddet, suistimal, cinsel taciz gibi sorunlar yaşadıkları gerekçesiyle mahkeme kararı ile ailelerinde alındığını ve Çocuk Esirgeme Kurumu benzeri kurumlara yerleştirildiğini belirtti.


Antalya Ruhbilim Okulu'nun, bu çocukların ruhsal yönden iyileşmesini sağlamak amacıyla “Yunus Terapi” çalışmalarına başladığını kaydeden Kemaloğlu, “Terapiye gelen altı çocuğun özgüvenlerinde gelişme, öğrenme süreçlerinde hızlanma ve iletişim becerilende belirgin artış kaydedildiğinin” altını çizdi. Kemaloğlu yıllar içinde Lüksemburg'ta kurumlarda yaşayan çocukların hepsinin Yunus Terapi programından yaralanmasının hedeflendiğini belirtti.


Yunus Terapi gören 6 çocuğun Lüksemburg'da kaldıkları sosyal hizmet merkezince belirlendiğini söyleyen Murat Kemaloğlu, “Bir arkadaşımın bilgilendirmesi sonucunda bu çocuklardan haberimiz oldu. Lüksemburg Aile Bakanlığı'ndan gerekli izinlerin alınmasıyla, bu çocukları eğitmenleriyle birlikte okulumuza çağırdık. Çocukların maddi desteği ise Lüksemburg'da faaliyet gösteren bir derneğin topladığı bağışlarla sağlanıyor” dedi.
Şu an çeşitli yaş gruplarına dahil 6 çocuğun aralıklı olarak terapi gördüğünü, ancak hedeflerinin aile içi şiddet, suistimal ve cinsel taciz gören tüm çocukları tedavi etmek olduğunu kaydeden Kemaloğu şöyle devam etti:


“Çocuklar için bağış yapanların sayısı her geçen gün artıyor. Sosyal hizmet görevlileri de yunus terapinin olumlu davranışlarda artış sağladığını gözlemledikleri için terapiye diğer çocukların da ulaşmasını istiyorlar. Yunuslarla yüzmek hastaları neşelendirerek huzur uyandırıyor, özgüveni arttırıyor. Şefkat duygusunu geliştirerek insan ilişkilerinden daha çok yararlanılır hale geliniyor. Bu durum da çocukların okuldaki öğrenme süreçlerine bile olumlu katkıda bulunuyor.”


Antalya Ruhbilim Okulu'nda Psikoterapist Murat Kemaloğlu önderliğinde gerçekleştirilen Yunus Terapi yöntemi ile ayrıca, İnsan canlısı yunuslar sayesinde, sık rastlanan Otizm ve Down Sendromu'ndan, ender rastlanan Tay-Sachs hastalığı ve Crouzon Sendromu'na kadar birçok hastalığın tedavisinde 4 kata varan hızlanma gözlenebiliyor.

Yunus terapiye 2 hafta süreyle psikologlar, pedagoglar ve diğer ilgili mesleki gruplarındaki kişiler de eğitimlerine katkı sağlaması amacıyla, stajyer olarak katılabiliyor.

Halk Dansları Yarışması Finali Yarın...

Bu yıl 16.sı düzenlenen Komple Nitelikli Halk Dansları Yarışması’nda finale kalan 10 topluluk, yarın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katılımıyla yarışacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sabancı Vakfı işbirliği ile bu yıl 16'ıncısı düzenlenen Komple Nitelikli Halk Dansları Yarışması'nda finale kalan 10 topluluk, yarın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın katılımıyla Atatürk Kültür Merkezi'nde yarışacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sabancı Vakfı işbirliği ile bu yıl 16'ıncısı düzenlenen Komple Nitelikli Halk Dansları Yarışması'na 20 topluluk 60 yöre ile başvurdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, üç merkezde yapılan elemeler sonucunda 10 topluluk ise finalde yarışmaya hak kazandı. Komple Nitelikli Halk Dansları Yarışması'nın finalistleri, yarın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın katılımıyla Atatürk Kültür Merkezi'nde yarışacak. Finale kalan 10 topluluk, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca düzenlenen sanatsal organizasyonlar ile yurtdışından gelen talepler doğrultusunda görevlendirilecek, finalistlere ayrıca düzenlenecek törenle Sabancı Vakfı tarafından toplam 126 bin 500 YTL para ödülü verilecek.
Komple Nitelikli Halk Dansları Yarışması, halk dansları topluluklarını desteklemek ve çalışmalarına hız kazandırmak amacıyla, 1994 yılından itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sabancı Vakfı işbirliği ile düzenleniyor. Yarışmaya bugüne kadar 600 dernek, kulüp ve vakıftan 16-30 yaş grubuna dahil toplam 31 bin dansçı ve müzisyen katıldı.

30. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ne katılacak dünya çocukları Anıtkabir'i ziyaret etti.

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TRT 30. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ne katılacak dünya çocukları ile Anıtkabir'i ziyaret etti. Türk Telekom Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Paul Doany'nin de katıldığı ziyarette Şahin, Venezuellalı Deffit Juliette ve Beyaz Rusyalı Miskevich Maryia adlı çocuklarla Atatürk'ün kabrine çelenk koydu ve saygı duruşunda bulundu.

19 Nisan 2008 Cumartesi

TÜBİTAK Yaz Bilim Kampı, ilköğretim 5. sınıfı bitiren genç bilim meraklılarını ağırlamaya hazırlanıyor.

Öğrencileri bilimin güleryüzüyle tanıştırmayı hedefleyen TÜBİTAK, bu yılki kampını Gebze'de bulunan Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü'nde (TÜSSİDE) gerçekleştirecek. 6 dönem halinde yapılacak kampın ilk dönemi 29 Haziran'da başlıyor.

TÜBİTAK Yaz Bilim Kampı, ilköğretim 5. sınıfı bitiren genç bilim meraklılarını ağırlamaya hazırlanıyor.

Öğrencileri bilimin güleryüzüyle tanıştırmayı hedefleyen TÜBİTAK, bu yılki kampını Gebze'de bulunan Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü'nde (TÜSSİDE) gerçekleştirecek. 6 dönem halinde yapılacak kampın ilk dönemi 29 Haziran'da başlıyor.

922 Yöneticinin Sadece 5'i Kadın...

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kadın yönetici sayısını açıklayan Bakan Hüseyin Çelik, eğitim yönetiminde kadının yerinin olmadığını gözler önüne serdi.

Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kadın yönetici sayısını açıklayan Bakan Hüseyin Çelik, eğitim yönetiminde kadının yerinin olmadığını gözler önüne serdi. 922 İlçe Milli Eğitim Müdüründen sadece 5'i kadın.
Milli Eğitim Bakanı Çelik'in CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin soru önergesine verdiği yanıt, eğitimde kadın yöneticiye yer olmadığını gösterdi. 81 İl Milli Eğitim Müdürü arasında hiç kadın yönetici olmadığını ortaya çıkarken 922 ilçe milli eğitim müdüründen ise sadece 5'inin kadın olduğu açıklandı. Bakanlık'taki müsteşar yardımcılarının da tamamı erkek. Bakanlığı bağlı 16 Genel Müdürlük arasına da sadece Kız Teknik Öğretim Genel Müdürü kadın.

-EĞİTİM ERKEK YÖNETİCİYE EMANET-

Bakanlığa bağlı Genel Müdür Yardımcıları arasında da durum farklı değil. 40 Genel Müdür Yardımcısı'ndan sadece 3'ü kadın. Bağımlı 77 Daire Başkanı arasında ise kadın daire başkanı sayısı 8. Bakanlığa bağlı 422 Şube Müdürü'nün 354'ü erkek, 69'i ise kadın yöneticilerden oluşuyor. Milli Eğitim Bakanı Çelik ayrıca, 644 bin 160 kadrolu öğretmen arasında 338 bin 727 erkek öğretmen, 305 bin 433 bayan öğretmen bulunduğunu bildirdi.

-"AKP'NİN ÖZGÜRLÜKTEN ANLADIĞI TÜRBAN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR"-

Önergenin sahibi CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, söz konusu tablonun AKP'nin kadın hakları konusundaki "samimiyetsiz tutumunu" açıkça ortaya koyduğunu savundu. İnce, "AKP, türban konusunda güya kadının örtünme özgürlüğünü savunurken kadını yönetici yapmaktan özellikle kaçınmaktadır. Çünkü sayın Başbakan'ın da üç çocuk önerisi ile ortaya çıkması, onların bir kadına çocuk doğuracak, ev işi yapacak ve istismar edilecek birisi gibi baktıklarını ortaya koşmaktadır. AKP'nin kadın haklarından ve kadın özgürlüğünden anladığı sadece türban hakkı ve özgürlüğündür” diye konuştu.

Hayalini Cumhurbaşkanı Gerçek Yaptı...

Şanlıurfa'da 8. sınıf öğrencisi Aysel Keser, çaresiz kalınca Cumhurbaşkanı Gül'e mektup yazdı ve...

Şanlıurfa'nın Yaylak Beldesi 8. sınıf öğrencisi Aysel Keser, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektup yazıp, ilköğretim sonrası okutmayacağını söyleyen babasını şikáyet etti.

Aysel mektubunda, "Eğitim hayatımın son 23 Nisan'ın da hiç görmediğim Anıtkabir ve Çankaya Köşk'ünü ziyaret etmek istiyorum. Hep ekonomik durumu iyi, şehirde yaşayan öğrencileri davet ediyorsunuz" dedi. Mektuptan etkilenen Gül'ün talimatıyla, Aysel 23 Nisan törenleri için Köşk'e davet edildi.

Büyük sevinç yaşayan küçük Aysel, "Mutluluğumu anlatamam. İlk kez Şanlıurfa dışında bir yeri göreceğim. Babamın beni okutmak istemediğini Cumhurbaşkanımıza da söyleyip yardım isteyeceğim. Okumak istiyorum" dedi. Aysel'in yol parasını da okul müdürü Mahmut Boybay üstlendi.

Öğretmen Olmayanlar Ders Vermesin...

Özel Eğitim Kurumaları Yönetmeliği’nin, “öğretmen olmayanların” ders vermesine izin veren ve kadrolaşmaya neden olabilecek maddelerinin iptali için dava açıldı.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumaları Yönetmeliği'nin, “öğretmen olmayanların” ders vermesine izin veren ve kadrolaşmaya neden olabilecek maddelerinin iptali için dava açıldı. Türk Eğitim-Sen tarafından açılan davada, öğretmenlerin çalışma alanını okullara kadar daraltan maddelerin de iptali istendi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 8 Mart 2008'de çıkartılan Özel Eğitim Kurumaları Yönetmeliği'ne bir dava da Türk Eğitim-Sen tarafından açıldı. "Atatürk Köşesi" zorunluluğunu ortadan kaldırması ve özel okulları "cemaatlere teslim ettiği" iddiası ile daha önce davalık olan yönetmeliğe, bu sefer de özel eğitim kurumlarını "öğretmen olmayanlara emanet edecek" maddelerinin iptali için dava açıldı.

“MEB, ÖĞRETMENLERİN ÇALIŞMA ALANINI OKULLARLA SINIRLI TUTUYOR”-

Türk Eğitim-Sen'den Danıştay'a yapılan dava başvurusunda Yönetmeliğin 41. Maddesi'nin 1 ve 2. fıkralarının iptali istendi. Yönetmeliğin 41. maddesinin 1. fıkrasında resmi okullarda görevli öğretmenlerin, ihtiyaç halinde çalıştıkları kurumların izni ile sadece okullarda ücretli ders verebileceği ifade edilirken, dava gerekçesinde bu durumun Anayasa'ya aykırı olduğu belirtildi. Gerekçede, “Bu anlamda Milli Eğitim Bakanlığı eğitim çalışanlarımıza bir taraftan özel eğitim kurumlarında çalışabilirsin gibi bir imkan yaratıyor olarak gözükse de, diğer taraftan çalışma alanını sadece okullarla sınırlı tutması bir çelişkidir” denildi.

ÖĞRETMEN OLMAYANLAR ÖZEL EĞİTİM KURUMUNDA DERS VEREBİLİYOR-

Türk Eğitim-Sen, yönetmeliğin 41. maddesinin 2. fıkrasındaki “Eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı dışındaki diğer devlet memurları ile eğitim sektörü dışındaki özel sektörde görev yapanlara özel öğretim kurumlarında haftada 10 saati geçmemek üzere ücretli ders görevi verilebilir” ifadelerinin de iptalini istedi. Söz konusu yönetmelik ile öğretmen olmayanların özel eğitim kurumlarında ders vermesine izin verildiğine işaret edilirken, bu durumun Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu'na aykırı olduğu belirtildi. Milli Eğitim Temel Kanunu'nda öğretmenlik mesleğinin “özel bir ihtisas mesleği” olarak açıklandığına dikkat çekilen gerekçede, “Özel eğitim kurumlarında öğretmen olmayan kişilerin ders vermesi, eğitim ve öğretim faaliyetlerinde bulunması hukuka aykırıdır” denildi.

18 Nisan 2008 Cuma

Rize'de Polis Meslek Yüksek Okulu açılacak.

Rize'de Polis Meslek Yüksek Okulu açılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

17 Nisan 2008 Perşembe

Girne Amerikan Üniversitesi 2008-2009 Eğitim Öğretim yılında Okul Öncesi Öğretmenliği Lisans Programı’nı başlatacak

Kuruluşundan bu güne alternatif ve modern eğitim yaklaşımlarını teşvik eden ve sosyal sorumluluk bilinci ile yoluna devam eden Girne Amerikan Üniversitesi (GAU) 2008-2009 Eğitim Öğretim yılında Okul Öncesi Öğretmenliği Lisans Programı'nı adaya kazandırıyor. GAÜ Rektörlük ofisinden yapılan açıklamaya göre, bu yıl ÖSS kitapçığına girecek olan yeni bölüm 50 öğrenci kontenjanı ile 2008-2009 Eğitim-Öğretim dönemi ile faaliyete geçecek. Konuyla ilgili bilgi veren GAÜ Rektörü Prof. Dr. Hıfzı Doğan: “Kaliteli akademik kadroya sahip olan GAÜ Eğitim Fakültesi, adadaki en iyi eğitim fakültelerinden biridir. Fakültemizde yeni açılacak Okul Öncesi Öğretmenliği Lisans Programı, özellikle adamızda ve Türkiye'de eksikliği hissedilen bir programdır” diye konuştu.

Adana Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Çocuk Psikiyatrı Dr. Cem Koparan, çocukta sınav kaygısı oluşumundaki etkenleri sıraladı

Adana Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Çocuk Psikiyatrı Dr. Cem Koparan, “çocukta sınav kaygısı oluşumunda bireyin karakteri, öğretmeni, toplumsal etkiler ve eğitim sistemi gibi çok sayıda faktörün rol oynadığını ancak, başaktörlerin anne ve babaları olduğunu'' bildirdi. Anne ya da babaların okuldan dönen çocuklarına ilk olarak sınav olup olmadığını sorduğuna dikkati çeken Koparan, “sonra, 'kaç aldın, neden aldın, hangi soruyu yanlış yaptın, neden yanlış yaptın' ve en korkuncu da 'sınıfta pekiyi (100) alan oldu mu?' sorusudur. Bu sorularla karşılaşan çocuk, 'annem ve babam bana değil notlara değer veriyor' düşüncesine kapılıyor. Kendimizi kandırmayalım; bu tür tutumlar, çocuğun bilinçaltına yerleşir hem de bir daha çıkmamak üzere'' dedi

16 Nisan 2008 Çarşamba

Sivas merkeze bağlı Mescitli Köyü'nde oturan ilköğretim okulu 8'inci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Şeyma Duman'ı kene ısırdı.

Sivas merkeze bağlı Mescitli Köyü'nde oturan ilköğretim okulu 8'inci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Şeyma Duman'ı kene ısırdı. Okul arkadaşları tarafından farkedilen Şeyma'nın başındaki kene, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde operasyonla çıkartıldı.

Olay Mescitli Köyü'nde bu sabah meydanha geldi. Şeyma Duman, sabah okula gelerek derse girmek için sıraya girdi. Bu sırada yanında bulunan arkadaşları, Şeyma'nın kulağının arkasında bir siyahlık gördü. Baktıklarında bunun kene olduğunu fark eden öğrenciler durumu hemen öğretmenlerine bildirdi. Öğretmenleri tarafından Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi'ne getirilen Şeyma Duman'ın başına giren kene doktorlar tarafından operasyonla çıkartıldı. Kan örnekleri alınarak tahlil yapılan Şeyma Duman, köyüne gönderildi. Duman'ın daha sonra hastaneye gelerek tekrar kontrolden geçirileceği öğrenildi.

Havaların ısınmasıyla birlikte kene ısırıklarıda artış olduğunu belirten doktorlar halkı keneleri kendi kendilerine çıkarma girişiminde bulunmamaları ve en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri konusunda uyardı. Önceki yıllarda çok sayıda ölüme yol açan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına neden olan kene ısırıklarında hastalar zamanında ve doğru müdahale yapıldığında, virüs bulaşmıyor. Kene ısırıkları havaların sıcak seyrettiği nisan ve akim ayları arasında özellikle kırsal kesimlerde sıkça görülüyo

Çocuk Bayramında 200 Bin Kitap...

Bakırköy Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Haftası ve Çocuk Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Bakırköy’deki ilköğretim okulu öğrencilerine 200 bin kitap dağıtacak

Bakırköy Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Haftası ve Çocuk Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Bakırköy'deki ilköğretim okulu öğrencilerine 200 bin kitap dağıtarak “Kitap Bayramı” yaşatacak. Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda kurulacak ve 1 hafta açık kalacak kitap çadırına gelen ilköğretim okulları öğrencileri, öğrenci kimliklerini göstererek kitap setlerini alabilecekler. “Okumak Geleceği Kazanmaktır” parolasıyla, kitap çadırı bugün açılacak ve 1 hafta açık kalacak.

Bitlis'in Ahlat ilçesine bağlı Otluyazı köyünde görev yapan 3 öğretmen, henüz belirlenemeyen bir nedenle zehirlendi.

Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Otluyazı Köyü İlköğretim Okulunda görev yapan Fatih Pirhasanoğlu, Hüsamettin Sunav ve Eyüp Akçınar'ın sabah saatlerinde okula gelmediğini gören meslektaşları, öğretmenlerin kaldığı lojmana gittiler.

Kapıyı kırarak lojmana giren öğretmenler, Pirhasanoğlu, Sunav ve Akçınar'ı baygın vaziyette görünce, hemen Ahlat Devlet Hastanesine götürdüler.

İlk müdahalenin ardından hayati tehlikesi bulunan öğretmenlerden Sunav ve Akçınar Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesine sevk edilirken, sağlık durumu iyi olan Pirhasanoğlu hastanede müşahede altına alındı.

Yetkililer, öğretmenlerin neden zehirlendiğinin henüz belirlenemediğini ve konunun geniş çaplı soruşturulduğunu belirttiler.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bütçenin yetersiz olması nedeniyle ek bina yapımına bu yıl izin verilmeyeceğini belirtti.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bütçenin yetersiz olması nedeniyle ek bina yapımına bu yıl izin verilmeyeceğini belirtti. Çelik, engelli öğrenciler için gerekli eğitim ortamının sağlanmasının öncelikli olduğunu bildirdi. Yaz tatili içerisinde okulların bakım-onarım işlemlerinin bitirilmesini amaçladıklarını kaydeden Çelik, okulların onarım hazırlıklarını kısa sürede tamamlamasını istedi.
Milli Eğitim Bakanlığı, her yıl okullarda yaşanan ve eğitime sekte vuran onarım çalışmalarının, yaz tatili dışında yapılmasına izin vermeyecek. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in imzası ile gönderilen genelgede, eğitim dönemi sırasında okullarda onarım çalışmalarının yapılmamasının amaçlandığı bildirildi.
Genelgeye göre, eğitim kurumlarında yapılacak onarım çalışmaları için gerekli ödenek, okulların bağlı bulunduğu müdürlüklerden il özel idareleri bütçelerine aktarılacak. Bu nedenle bakım-onarım çalışması yaptıracak okulların onarım projelerini hazırlayarak ilgili genel müdürlüklere göndermesi istenirken, “Bakanlığımıza bağlı okul ve birimlerde ihtiyaç duyulan onarımların, yaz tatili süresi içinde başlanıp bitirilmesinin esas olduğu bilinmektedir. Bu amaçla, belirtilen hazırlıkların kısa sürede tamamlanması gerekmektedir” uyarısında bulunuldu.

-EK BİNAYA BU YIL ÖDENEK YOK-

Bakan Çelik, tahsis edilen onarım ödeneklerinin bütçe ile sınırlı olduğunu belirterek, ilk olarak okulların depreme karşı kuvvetlendirilmesi ve eğitimi birinci derecede aksatacak sorunların giderilmesi gerektiğini bildirdi. Çelik, bu yıl öğretim binası, ek bina, ikmal inşaatı, kat ilavesi, aks ilavesi ve benzeri yatırımlar için ödenek verilemeyeceğini açıkladı.

-ENGELLİ ÖĞRENCİLER İÇİN ORTAM SAĞLANACAK-

Bakan Çelik, fiziksel engelli öğrencilerin diğer öğrencilerle birlikte öğrenimlerini sürdürmeleri için yeni yapılan okul binalarında alınması gereken önlemlerin 2000 yılının Nisan ayında gönderilen genelgeyle duyurulduğunu anımsattı. Çelik, daha önce yapılan binaların zemin katlarında fiziksel engelli öğrencilere eğitim ortamının sağlanmasının hedeflendiğini kaydederek, “İmkânlar ölçüsünde bu hedeflerin gerçekleştirilmesine çalışılması gerekli görülmüştür” açıklamasında bulundu.

15 Nisan 2008 Salı

Genç Hukukçulara Ödül...

Elsa Avrupa Genç Hukukçular Derneği tarafından bu yıl 8.’si düzenlenen Ord. Prof. Dr. Veldet Velidedeoğlu Kurgusal Duruşma Yarışmasını, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi kazandı.

Elsa Avrupa Genç Hukukçular Derneği tarafından bu yıl 8.'si düzenlenen Ord. Prof. Dr. Veldet Velidedeoğlu Kurgusal Duruşma Yarışmasını, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi kazandı.

TÜRKİYE'de düzenlenen ulusal çapta tek kurgusal duruşma yarışması olan organizasyona 10 üniversiteden katılan hukuk öğrencileri, avukat rolünde "Ticaret Marka ve Rekabet Hukuku" konusunda hazırlanan kurgusal bir olayın çözümünü tartışarak, hakem heyetinin önünde birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştı. Finale kalan 9 Eylül ve Erciyes Üniversiteleri arasındaki kıyasıya rekabet, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin galibiyetiyle sonuçlandı.

Yarışmada 9 Eylül Üniversitesi ikinci oluken, Marmara Üniversitesi de üçüncülüğü elde etti. Yarışma hakemlerinden Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı Mehmet Umut Tarhan, final karşılaşması sonunda yaptığı konuşmada, "20 yıllık meslek tecrübesinden sonra, insan artık yavaş yavaş umutlarını kaybetmeye başlıyor. Sizler gibi gençleri böylesine hevesli ve çalışkan görmek bizlerin umutlarını arttırıyor" dedi. Hakem heyetinden Avukat Ahmet Kurutluoğlu'nun konuşmasında ise duygulu anlar yaşandı. Gözyaşlarını tutamayan Kurutluoğlu, avukat adaylarına "heyecanızı asla kaybetmeyin" tavsiyesinde bulundu. Konuşmalardan sonra dereceye giren öğrencilere, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Nutuk" adlı eseri armağan edildi.

KIYASIYA REKABET 10 üniversiteden katılan hukuk öğrencileri, avukat rolünde "Ticaret Marka ve Rekabet Hukuku" konusunda hazırlanan kurgusal bir olayın çözümünü tartışarak, hakem heyetinin önünde birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştı. Finale kalan 9 Eylül ve Erciyes Üniversiteleri arasındaki kıyasıya rekabet, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin galibiyetiyle sonuçlandı.

Çocuklara Çevre Bilinci...

Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı’nın (FEE) 40 ülkede yürüttüğü "Eko Okullar Programı", Türkiye’de 200 ilköğretim okulunda çocuklara çevre bilinci aşılıyor.

FEE'nin Türkiye temsilcisi Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) tarafından uygulanan programa katılıp çevre eğitiminde üstün başarı sağlayan okullara, uluslararası düzeyde tanınan "Yeşil Bayrak" ödülü veriliyor.

"Eko Okullar" arasında yer alan ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel İlköğretim Okulu'ndaki eğitim çalışması sırasında AA muhabirine bilgi veren TÜRÇEV Genel Müdürü Erol Güngör, programla çevre koruma, çevre yönetimi ve sürdürülebilir kalkınma konularında bilinç oluşturmayı hedeflediklerini kaydetti.

Güngör, programda öncelikle öğretmenlerin bilinçlendirildiğini, daha sonra da öğrencilere çevre bilincinin aşılandığını ifade etti.

"Eko Okullar Programı"nın 40 ülkede ve yaklaşık 15 bin okulda uygulandığını kaydeden Güngör, programın temelinde her okulda bir koordinatör öğretmen sorumluluğunda 20-25 öğrencinin eğitilmesinin yer aldığını belirtti. Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Programda, çocukların çöp atık, geri dönüşüm, enerji, su, kentleşme, biyolojik çeşitlilik, iklim değişikliği gibi çevre konularından birini seçerek, bir eğitim yılı süresince, müfredat programının dışında işlemesi ve daha sonra da elde ettikleri sonuçları okulun diğer öğrencilerine pano, bülten, konferans ve benzeri yöntemlerle yaymaları bekleniyor. Öğrenciler hem bilinçliyor hem de ailelerini ve diğer insanları çevre konusunda bilgilendirmede etkin rol oynuyor."

İnanç Vakfı Üstün Zekalıları Bekliyor...

TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi (TEVİTÖL) adını alan üstün yetenekli çocukların eğitim gördüğü okulun, yeni eğitim ve öğretim döneminde sınavla 60 öğrenci alacağını söyledi.

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde 15 yıldır üstün yetenekli çocuklara eğitim veren TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi (TEVİTÖL), 2008-2009 eğitim ve öğretim döneminde eğitim vereceği 60 öğrenciyi 7 ilde yapacağı sınavla belirleyecek. Okul Müdürü Azmi Özkardeş, İnanç Vakfı'nca kurulan ve 2001 yılında Türk Eğitim Vakfı'na (TEV) devredilerek TEV İnanç Türkeş Özel Lisesi (TEVİTÖL) adını alan üstün yetenekli çocukların eğitim gördüğü okulun, yeni eğitim ve öğretim döneminde sınavla 60 öğrenci alacağını söyledi. Özkardeş, sınavın 20 Nisan 2008'de Kocaeli, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Trabzon, Diyarbakır ile Balıkesir olmak üzere 7 ilde yapılacağını ifade etti. Kayıt yaptıran öğrencilerin hazırlık sınıfı ile birlikte 5 yıl eğitim alacağını ifade eden Özkardeş, “Bütün öğrencilerimiz hazırlık eğitimi alıyor. Okulda fen, matematik dersleri İngilizce yapılıyor. Derslerin yanı sıra öğrencilerin bilgi ve becerilerini artıracak ilave programlar uygulanıyor”dedi.

ÖĞRENCİ SAYISI

Özkardeş, okulun ülkemizdeki üstün zeka ve özel yetenekli çocuklara, ihtiyaç duydukları özel eğitimi lise düzeyindeki yaş grubuna, karma ve yatılı olarak veren tek kurum olduğunu söyledi.

Özkardeş, okulda, 45 farklı ilden 94'ü kız 112'si erkek toplam 206 öğrencinin eğitim ve öğrenim gördüğünü bildirdi. Mezun öğrenci sayısının 237 olduğunu bildiren Özkardeş, bunlardan 47'sinin yurtdışında, 84'ünün de yurtiçindeki en seçkin üniversitelerde öğrenimlerine devam ettiğini ya da tamamladığını belirtti. Lisenin çeşitli sınıflarından AFS (Amerikan Field Service - Uluslararası Öğrenci Değişim) sınavlarında başarılı olan öğrencilerin ABD ve Avrupa ülkelerinde, tam burslu olarak lise öğrenimini sürdürdüğünü anlatan Özkardeş, ''TEVİTÖL mezunları, burada kazandıkları bilgi ve değerler sayesinde liseden sonraki hayatlarına başarılı bir şekilde devam etmektedirler'' dedi

'Düş Çizgisi'nin Ödülleri Engelli Projelerine...

İlköğretim ve lise öğrencileri arasında düzenlenen ve dünyanın birçok ülkesinden binlerce projenin katıldığı tasarım yarışmasında ödüller sahiplerini buldu.

İlköğretim ve lise öğrencileri arasında düzenlenen ve dünyanın birçok ülkesinden binlerce projenin katıldığı tasarım yarışmasında ödüller sahiplerini buldu. Bu yıl genellikle hayatı kolaylaştıran projelerin yer aldığı yarışmada madalyalar engelli projelerine gitti.

Tasarım oskarlarında dereceye giren öğrencilere ödülleri Anadolu Gösteri Merkezi'nde düzenlenen görkemli bir törenle verildi.

Teknoloji Tasarım ve Sanat Merkezi Derneği'nin düzenlediği ve dünyanın dört bir tarafından genç mucitleri bir araya getiren 'Düş Çizgisi 4. Uluslararası Endüstri Ürünleri Tasarımı' yarışması sonuçlandı. Dünyanın önde gelen markalarına danışmanlık yapan ve tasarım konusunda öncü üniversitelerin öğretim görevlilerinin jüri olduğu yarışmaya 24 ülkeden bin 100 proje katıldı. Proje ödülleri için yapılan törende AK Parti TBMM Grup Başkan vekilleri Bekir Bozdağ ve Nihat Ergün, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Kavas, Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Murat Bey Balta ile çok sayıda davetli yer aldı.

Törende konuşma yapan Teknoloji Tasarım ve Sanat Merkezi Derneği Başkanı Ali Köksal, yarışmanın öğrencilerin duygu, düşünce ve kabiliyetlerini ön plana çıkardığını vurguladı. Köksal, "Kaybedenin olmadığı bu yarışmada herkes bir şeyler elde ederek okullarına dönecek. Her geçen yıl daha çok projenin yarıştığı bu organizasyon, gelecek yıllarda daha da büyüyecek." dedi. Marka danışmanlık uzmanı, jüri başkanı Prof. Gorge Burden ise katılımcıların enerjisine ve düş gücüne hayran kaldığını belirtti. Derecelendirme yapmakta zorlandığını dile getiren Prof. Burden, öğrencilere, tutkularını kaybetmemeleri ve meraklarının peşinden gitmeyi tavsiye etti.


Birincilik ödülü, Şemsiyeli Koltuk Değneği'ne verildi


Konuşmaların ardından ödül kazanan öğrencilere madalya, plaket ve flamaları verildi. Yarışmanın ilköğretim kategorisinde İzmir Bilgi İlköğretim Okulu öğrencileri Muhammed Talha Eken ile Hikmet Arslan'ın hazırladığı "Şemsiyeli Koltuk Değneği" birinci olurken, liselerde ise birinciliği Endonezya'dan Semesta Bilingual Boarding School öğrencileri Vita Fimalia Khairani ile Dwinana Ardianti "Engelliler İçin Bisiklet" projeleriyle kazandı. Yarışmanın en küçükleri olan Sivas Sultan Murat İlköğretim Okulu'ndan Selin Seçkin ile Türkmenistan'dan Balkanatat TTM'den Selbiniyaz Berdialiyeva ödül töreninde büyük ilgi gördü.

14 Nisan 2008 Pazartesi

ÖSS'ye hazırlık sürecinde netlerinizin artmasını istiyorsanız, aşağıdaki püf noktalarına dikkat etmelisiniz.

Öncelikle hedefinizi belirleyin. Ve hedefinizdeki bölümü kazanmak için ÖSS'de yaklaşık kaç net yapmanız gerektiğini öğrenin. Böylece çalışmalarınız "sonuca yönelik" olacaktır.

Sayısalcılar öncelikle Mat-1 ve Fen-1 konularına çalışmalı, sonra Mat-2 ve Fen-2 konularına geçmeli. TM'ciler Mat-1 ve Ed-Sos konularını halletmeden Fen-1 ve Mat-2'ye aşırı yüklenmemeli. Sözelciler ise sözel dersleri halletmeden Fen-1 ve Mat-1'de yoğunlaşmamalı.

Konulara yarım yamalak çalışmamalısınız. Örneğin, 6 konuya yarım yamalak çalışmaktansa 3 konuya derinlemesine çalışmanız daha mantıklıdır. Bir konuya ilişkin çıkan soruların yaklaşık yüzde 70-80'ini doğru çözebiliyorsanız, o konuyu kavramışsınız demektir.

Özellikle zor olan konulara çalışırken, tıkandığınız noktada "kendim halledeceğim" diye ısrar etmeyin ve öğretmenlerinizden yardım alın. Öğretmenlerinizin göstereceği bazı püf noktaları size bir ufuk kazandıracaktır. Aksi takdirde ciddi manada zaman ve motivasyon kaybınız olabilir.

Herhangi bir derse veya konuya karşı önyargılı olmayın. "Bu zor bir konu. Çalışsam da yapamam" demeyin.

Farklı kaynaklardan bol soru çözmelisiniz. Yanlış cevapladığınız soruları da mutlaka öğretmenlerinize sormalısınız.

Belirli aralıklarla ÖSS deneme sınavları çözmelisiniz. Fakat "deneme kolik" olmamaya özen göstermelisiniz. Zira konu eksiğiniz çok olduğu halde sürekli deneme sınavı çözmeniz, size ciddi bir katkı sağlamayacaktır.

Mayıs ayının sonuna kadar konularınızı bitirmeyi hedeflemelisiniz. Unutmayın ki "her bitiremediğiniz konu", ÖSS'de sizin için stres sebebi olacaktır. * Özel Balıkesir Fırat Lisesi, Rehber Öğretmeni

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, doktor açığını kapatmak için bu yıl tıp fakültelerine 1500 fazla öğrenci alınacağını açıkladı.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, doktor açığını kapatmak için bu yıl tıp fakültelerine 1500 fazla öğrenci alınacağını açıkladı. Bakan Akdağ, bu konuda YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ile anlaştıklarını da söyledi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'deki doktor açığının yeterli sayıda doktor yetiştirilememesinden kaynaklandığını belirterek “Bu sene tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısını 4 bin 500'den 6 bine çıkaracağız” dedi. Yeni Şafak'ı ziyaret eden Akdağ, sağlıktaki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Sağlıkta reform niteliğinde çalışmalar yürüttüklerini anlatan Akdağ, doktor açığını kapatmak için bu yıl tıp fakültelerine bin 500 fazla öğrencinin alınacağını söyledi. Akdağ, tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısının 4 bin 500'ten 2008'de 6 bine ve kademeli olarak 7 bin 500'e çıkarılacağını açıkladı.

YÖK OLUMLU BAKIYOR

Akdağ, “YÖK başkanımız bu konuda bizlere olumlu yanıt verdi. Bu yıl bin 500 öğrenci fazladan alınacak. Her yıl 3 bin öğrenciyi yurt dışına göndereceğiz. Yabancı doktorların yurt içinde çalışmalarını düzenleyecek yasa da yürürlüğe girse ülkemizdeki doktor açığı bu artışlarla 2023 yılında kapanır” dedi. Görevi devraldığında hastanelerin vatandaşa eziyet etmekten başka bir işe yaramadığını dile getiren Akdağ, sağlık sistemini tek çatı altında toplayarak ülkede SSK'lı Bağ-Kur'lu ayrımını ortadan kaldırıp hastanelerin herkese açıldığını söyledi.

HER YERE HASTANE AÇILAMAYACAK

Özel sağlık kuruluşların düzensiz olarak açılmasına bir sınırlandırma getirdiklerini belirten Akdağ, “Hazırladığımız 'Sağlık Planlama Yönetmeliği'ne göre devlet hastanelerinin yanısıra artık özel sağlık kuruluşlarının nereye yapılacağına da bakanlık karar verecek. Her isteyen, istediği yere özel hastane açamayacak” dedi.


Çalışmaları Yeni Şafak'a açıkladı

Yeni Şafak'ı ziyaret eden Sağlık Bakanı Recep Akdağ, gazetemizin İmtiyaz Sahibi Ahmet Albayrak, Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert, Yazı İşleri Müdürü Mustafa Kartoğlu ve Sağlık Editörü Mezin Tanrıseven ile sohbet etti. Akdağ, Yeni Şafak'a sağlık alanındaki yeni gelişmelerle ilgili açıklamalar yaptı.


En büyük düşmanımız sigara

Sigaraya bağlı kanser ve diğer hastalıkların tedavisi için devlete yılda 2-3 katrilyonluk yük bindiğine dikkat çeken Akdağ, toplumu sigara konusunda bilinçlendirmek için önümüzdeki günlerde yeni bir iletişim kampanyası başlatacaklarını anlattı. Hastalıklara sigara ve alkol kullanımı ile spor yapmama ve şişmanlığın neden olduğunu belirten Akdağ, “Kampanyamızla toplumu sağlıklı yaşamak konusunda bilgilendirip bilinç sahibi yapacağız. Zaten sigaranın kapalı çalışma alanlarında içilmesini yasaklayan kanun 19 Mayıs'ta yürürlüğe giriyor. Zamanla kahvehanelerde bile sigara içmek yasaklanacak. Hedefimiz daha sağlıklı bir toplum” dedi.

Çelik Bayan Ögretmenle "Çak" Yaptı...

Milli Eğitim Bakanı Çelik, Konya'nın Kadınhanı İlçesi'nde Zeki Altundağ Anadolu Lisesi'nin açılışını yaparken burada kadın öğretmen Funda İplikçi ile ‘Çak’ yaptı.

Bakan Hüseyin Çelik, Kadınhanı İlçesi'nde 2007-2008 öğretim yılı başında hizmete girdiği halde resmi açılışı yapılmayan hayırsever işadamı Zeku Altundağ tarafından yaptırılan Zeki Altundağ Anadolu Lisesi'nen açılış törenine katıldı. Bakan Çelik, AKP Milletvekilleri, Konya Valisi Osman Aydın ve il yöneticilerinin de katıldığı açılış için geldiği okul bahçesinde öğrencilerin sevgi gösterileriyle karşılandı. Çelik, öğrencilere bir elini havaya kaldırarak 'Çak' yaptı. Çelik, yürerken açılış için gelen Kadınhanı Sağlık Lisesi Sağlık Bilgisi öğretmeni Funda İplikçi'nin yanına geldi. Kadın öğretmen elini tokalaşmak için uzattı. Ancak, Bakan Çelik, öğrencilerle yaptığı gibi elini havaya kaldırınca İplikçi'de elini kaldırıp 'Çak' yaptı. Çelik, okulun açılışına geçen yıl gelmeyi planladıklarını ancak, engel çıktığı için gelemediklerini belirtirken, “Zeki amcamıza şükran borcumuzu ödemek ve takdir etmek için bu resmi açılışımızı yapıyoruz. Geç yaptığımız için özür diliyorum” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, konuşmasında işadamlarını eğitime destek vermeye çağırdı. Çelik, “Paylaşmak en büyük insani erdemlerden biridir. Bazı işadamlarının cebinde 'akrep' vardır. Onlar paralarının bekçiliğini yapar. Burada eğitim gören değerli yavrularımız sadece diplomalarınında sadece 'Zeki Altundağ' yazılmayacak. Gönüllerine de yazılacak. Bu, her faniye nasip olmayan bir duygudur. Zenginlerimize diyorum ki; madem Allah sizlere vermiş, siz de Allah'ın kularıyla paylaşın. Böylece haz duyarsınız. Aksi taktirde varisler onu hallederler” dedi.

'İNSANLAR KONUŞA KONUŞA, HAYVANLAR TOKUŞA TOKUŞA'

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, açılışta yaptığı konuşmada özellikle kız öğrencilerden siyaseti düşünmelerini istedi. Çelik, “Politikada kadın siyasetçi sayısı artıyor. 'Siyaset, bize göre değil' demeyin. Siyasette dürüst, çalışkan, namuslu insanların bulunmasını istiyorsak, siyaset yapacağız. Ama, lisede değil. Depolitize olan toplum, kendi meselelerini düşünemeyen toplumdur. İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar tokuşa tokuşa anlaşırlar” dedi.

Bakan Çelik, Kadınhanı İlçesi'ne meslek yüksekokulu öğrencileri için de 500 öğrenci kapasiteli yurt yapacaklarını bildirirken bu binayı 10 ay içerisinde tamamyayıp hizmete açacaklarını, Ereğli İlçesi'nde de önümüzdeki yıl Fen Lisesi açacaklarını bildirdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Antalya'daki Akdeniz Üniversitesi'nde meydana gelen olaylara değinirken, “Antalya'daki son hadiseler bizi üzmüştür. Fikrin, medeni davranışın bittiği yerde, kavga ve şiddet başlar. Bu bize yakışmaz” diye devam etti.

Bakan Çelik ve beraberindekiler, Kadınhanı İlçesi'ndeki programın ardından, ilköğretim okulu açılışı ve 'Küreselleşme sürecinde Türkiye' konulu konferansa katılmak için Karaman'a geçti.

Görme engelli çocuklara çeşitli alanlarda eğitim verecek olan "Gören Kalpler Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi" törenle açıldı.

GÖREN Kalpler Eğitim Derneği tarafından OSTİM'de kurulan merkezin açılışı nedeniyle bir tören düzenlendi. Törende konuşan Dernek Başkanı Erol Sayyıban, merkezde görme engelli çocuklar için mesleki eğitim, sahne sanatları, spor aktiviteleri, bilgisayar, müzik eğitimi, resim, modelaj ve el sanatları alanında akademisyenler desteğinde uluslararası bir eğitim kalitesinin hedeflendiğini bildirdi.

TOPLUMLA BULUŞMA

Merkezde çeşitli iş kolları için destek sağlayacak bir Ar-Ge ünitesinin de kurulmasının amaçlandığını anlatan Sayyıban, engelli çocukların aileleri için bilgi işlem niteliğinde hizmet verileceğini dile getirdi. Ankara İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ulvi Kabakçı ise engelliler için kurulan bu merkezler sayesinde ailelerin engelli çocuklarını toplumla buluşturduğunu ifade etti. Kabakçı, merkezin OSTİM'de kurulmasının öğrencilerin iş dünyasına yakınlığını sağlaması bakımından önemli olduğunu vurguladı.

11 Nisan 2008 Cuma

Üniversiteler İçin Önlem Alıyoruz...

Özcan, Akdeniz Üniversitesi'nde yaşanan olaylara ilişkin “Bundan sonra bu gibi olaylar da başka yerlerde de tekrar edebilir. Bunun için önlem alacağız” dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Akdeniz Üniversitesi'nde yaşanan olaylara ilişkin “Bundan sonra bu gibi olaylar da başka yerlerde de tekrar edebilir. Bunun için önlem alacağız” dedi.

Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen “Tokat Başkentte” etkinliklerinin açılış törenine katılan Prof. Dr. Özcan, bir gazetecinin Akdeniz üniversitesi'nde meydana gelen olaylarla ilgili değerlendirmesini sorması üzerine, şunları söyledi:


“Üniversiteleri bu tip olaylardan koruyacak bir dizi önlem üzerinde çalışıyoruz. Yakında duyacaklar. Üniversitedeki özel güvenliğin yetiştirilmesi, eğitimden geçmesi, bu tip olaylara hazır hale gelmesi ... Bundan sonra bu gibi olaylar başka yerlerde de tekrar edebilir. Bunun için önlem alacağız.”

Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde (KTÜ) öğrenim gören 7 öğrenci, PKK terör örgütü ile ilişkileri bulunduğu iddiasıyla gözaltına alındı.

Elazığ'da 3 gün önce yakalanan bir zanlının verdiği ifade doğrultusunda harekete geçen Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, dün saat 24.00 sıralarında düzenledikleri operasyonla KTÜ'nün çeşitli fakültelerinde okuyan M.E.D., H.K., S.A., C.R., M.S., M.G. ve C.A.'yı, kaldıkları evlerde gözaltına aldı. Öğrencilerin 2'sinin İnsan Hakları Derneği (İHD), 5'inin de Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) üyesi oldukları belirtildi. Öğrencilerin emniyetteki sorgusu sürüyor.

Okul Bahçesinde Pitbull Dehşeti...

Denizli'de, sahibinin elinden kurtulan pitbull cinsi köpek, okul bahçesinde arkadaşlarıyla top oynayan ilköğretim öğrencisi 15 yaşındaki Efe Esmek'e saldırarak, bacağını ısırdı.

Esmek, Denizli Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alınırken, sahibi kaçan köpek, belediye ekipleri tarafından gözetim altında tutulmak üzere hayvan barınağına götürüldü.

Olay, Raşit Özkardeş İlköğretim Okulu'nda, dün saat 19.00 sıralarında meydana geldi. Efe Esmek, okul bahçesinde arkadaşlarıyla top oynarken, 5 kişilik bir grup, ellerinde pitbull cinsi köpekle buraya geldi. Bir anda sahibinin elinden kurtulan köpek, top oynayan öğrencilerden Efe Esmek'e saldırarak, sol bacağından ısırdı. Bunun üzerine diğer öğrenciler, sopayla köpeğe vurarak, arkadaşlarını kurtarmaya çalıştı. Aldığı darbelerle suratından yaralanan köpek, can havliyle diğer öğrencilere de saldırdı. Ancak, öğrenciler kaçarak kurtuldu. Saldırgan köpek, belediye ekipleri tarafından etkisiz hale getirilerek, gözlem altında tutulmak üzere hayvan barınağına götürüldü.

Olayı haber alarak okul bahçesine gelen baba Mehmet Esmek, oğlunu Denizli Devlet Hastanesi'ne götürdü. Tedaviye alınan Efe Esmek'in sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

Polis ekipleri, olayla ilgili olarak soruşturma başlatıldığını belirterek, köpeğin olaydan sonra kaçan sahibinin arandığını bildirdi.

YÖK, vakıf üniversiteleri ağırlıklı olmak üzere 10 üniversitenin bünyesinde yeni hukuk fakültesi açılması taleplerini kabul etti.

Buna göre Beykent, Doğuş, Fatih, İnönü, İstanbul Aydın, İzmir, Okan, Ondokuz Mayıs, Süleyman Demirel ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji üniversitelerinde de hukuk fakültesi kurulacak. Bir fakültenin kurulabilmesi için Bakanlar Kurulu kararı gerektiği için YÖK, açılacak hukuk fakültelerinin listesini Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderdi. Ancak YÖK, kurulacak fakültelerin hemen eğitim öğretime başlayamayacağını kaydetti. YÖK'ün üniversitelere de gönderdiği genel kurul kararında 'bir fakültenin kuruluşuna izin verilmesinin o fakültede öğretim faaliyetine hemen başlanması sonucunu doğurmayacağı' vurgulandı. YÖK'ün kararında, 'kuruluşuna izin verilen fakültede aranan koşulları taşıdığının tespiti halinde daha sonra öğretim faaliyetine izin verileceği' kaydedildi.

250 Dolar'a Dağıtılan Diplomalara Dikkat...

Uzaktan eğitim yoluyla diploma verdiği için denkliği tartışma konusu olan Alfred Üniversitesi'nin ardından liselerde de diplomada denklik tartışması yaşandı.

Milli Eğitim Bakanlığı internet üzerinden parayla diploma verdiği ortaya çıkan 3 yabancı okulun denklik için başvuru yaptığını tespit etti. Sahte diploma skandalı yabancı liselerden alınmış diplomalara denklik veren il milli eğitim müdürlüklerine aynı dönemde, benzer yabancı okul isimleriyle denklik başvuruları yapılmasıyla ortaya çıkarıldı. İl milli eğitim müdürlükleri Belford, Ashwood ve Rochville üniversitelerine bağlı liselerden gelen diploma denklik başvurularıyla ilgili Bakanlıktan inceleme yapılmasını istediler. Aynı şekilde 30 kadar başvuru yapılması üzerine Bakanlık inceleme başlattı. İnceleme sonucunda, adı geçen okulların, 7 günde 239 ve 249 dolara, derslere gitmeden, sınavsız diploma verdiği bilgilerine ulaşıldı. Üniversitelerin internet üzerinden yapılan duyurularında da, "Sadece online bir testi yanıtlayarak 7 günde 249 dolara diploma" sloganları dikkat çekti. Olay üzerine bütün illere genelge gönderildi.

İlköğretim Öğrencisi Kan Davası Kurbanı...

4 Nisan’da evlerinin önünde öldürülen ilköğretim okulu öğrencisi Tahsin Korkut’un da 10 yıl öncesine dayanan Elazığ’daki bir kan davasının kurbanı olduğu ortaya çıktı.

Mersin'in Tarsus İlçesi'nde 3 gün önce 18 yıllık bir kan davasının devamı olarak 5 kişinin aynı dakikalarda katledilmesinin yankıları sürerken; Kahramanmaraş'ta, 4 Nisan'da evlerinin önünde öldürülen ilköğretim okulu öğrencisi 16 yaşındaki Tahsin Korkut'un da 10 yıl öncesine dayanan Elazığ'daki bir kan davasının kurbanı olduğu ortaya çıktı. Korkut'un ailesinin, hasımlarından korunmak için soy isimlerini değiştirmesinin de Tahsin'in ölümünü önlemeye yetmediği anlaşıldı. Katil zanlıları 28 yaşındaki Caner Gül ile kuzeni 34 yaşındaki Ferhat Gül, kendi fotoğraflarını yapıştırdıkları başkalarına ait nüfus cüzdanlarıyla yakalandı.

İddiaya göre, 1998'da Elazığ'da Ferhat Gül, kız kardeşine tecavüz ettiği iddiasıyla Şakir Yılmaz'ı başına taşla vurarak öldürdü. Ferhat Gül tutuklanırken, ailesi de kan davası çatışmalarından kurtulup izlerini kaybettirmek amacıyla Kahramanmaraş'a göç etti. Aynı yıl, öldürülen Şakir Yılmaz'ın kardeşi Hüseyin Yılmaz, Kahramanmaraş'a gelen Ferhat Gül'ün kuzeni Adem Gül ile 8 aylık hamile eşi Döndü Gül'ü evlerinin önünde tabancayla vurdu. Adem Gül, olay yerinde, hastaneye götürülen Döndü Gül ise karnındaki bebeğinin sezaryenle alınmasının ardından öldü. Kader adı verilen bebek de 1 hafta sonra yaşamını kaybetti. Kan davasının devam etmesi üzerine Yılmaz Ailesi, mahkeme kararı ile soy isimlerini 'Korkut' olarak değiştirdi.

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİSİ KURBAN SEÇİLDİ

10 yıllık kan davası geçtiğimiz 4 Nisan'da Kahramanmaraş'ta bir kurban daha aldı. Bu kez, Yavuz Selim Mahallesi Haydar Bey Caddesi'nde meydana gelen olayda Öğretmenler İlköğretim Okulu 8'nci sınıf öğrencisi Tahsin Korkut, evlerinin önünde av tüfeğiyle öldürüldü. Görgü tanıklarının verdiği bilgiler doğrultusunda geçtiğimiz gün cinayet zanlısı olarak ailenin kan davalılarından 40 yaşındaki Arif Gül tutuklandı. Olayla ilgili devam eden soruşturma kapsamında Gaziantep'te izleri saptanan Caner Gül ile kan davasına neden olan ilk cinayeti işleyen ve 6 yıl cezaevinde yattıktan sonra tahliye edilen amcasının oğlu Ferhat Gül, kendi fotoğraflarını yapıştırdıkları başkalarına ait nüfus cüzdanlarıyla yakalandı.

Kahramanmaraş'a getirilen 2 zanlı, sorgularında cinayetin kan davasından kaynaklanmadığını aralarında çıkan bir tartışma sonucunda işlendiğini iddia etti. Zanlılardan Caner Gül, cinayeti kendisinin işlediğini kuzeni Ferhat Gül'ün olayla ilgisinin bulunmadığını savundu. 2 zanlı ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi.

ÖSS'de En Başarılı Okullar...

ÖSYS 2007’ye ortaöğretim kurumlarında son sınıf öğrencisiyken giren 678 bin 576 öğrenci arasında en başarısız grup genel liselerden sınava girenler oldu.

ÖSYS 2007'ye ortaöğretim kurumlarında son sınıf öğrencisiyken giren 678 bin 576 öğrenci arasında en başarısız grup genel liselerden sınava girenler oldu. Genel liselerden sınava 329 bin 662 kişi girerken lisans programlarına yerleşenlerin sayısı 8 bin 910 oldu. Meslek lisesi grubundan sınava giren 154 bin 60 adaydan ise 9 bin 567 kişi lisans programlarına yerleşti.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ortaöğretim kurumlarına göre 2007 öğrenci seçme ve yerleştirme sistemi sonuçlarını kitaplaştırdı. ÖSYM verilerine göre 2007 ÖSYS'de özel liseler, Anadolu liseleri ve Anadolu öğretmen liseleri yeni mezunlarında başarı oranı diğer okullara oranla yüksek oldu. Genel liselerden yeni mezun olarak sınava giren ve lisans düzeyine yerleşenlerin sayısı, meslek liseleri grubundan lisans programlarına yerleşenlerin bile gerisinde kaldı.
ÖSYM verilerine göre 678 bin 576 kişinin katıldığı sınavda 129 bin 980 kişi 165-185 puan arasında başarı sağlarken, 346 bin 924 kişi ise 185 puanın üzerinde başarı sağladı. 7 bin 401 okuldan toplam 736 bin 625 kişi sınava başvurdu.
Liseler grubunda 524 bin 514 kişi ÖSS'ye girerken, lisans programlarına yerleşen sayısı 58 bin 66 oldu. Meslek Liseleri grubunda ise 154 bin 60 aday sınava girerken lisans düzeyinde 9 bin 567 aday yerleşti. Buna karşın 'Liseler' grubuna dahil genel liseler türünde okullardan ÖSS'ye giren sayısı ise 329 bin 662 olmasına karşın lisans düzeyine yerleşenlerin sayısı ancak 8 bin 910 oldu.

MESLEK LİSELERİ, DÜZ LİSELERDEN BAŞARILI-

Genel liselerde lisan düzeyine 8 bin 910 kişi yerleşirken, 3 bin 780 kişi ön lisans, 11 bin 5 kişi ise Açıköğretim fakültesine yerleşti. Meslek Liseleri grubunda ise, genel liselere oranla ÖSS'ye giren sayısı yarısından bile az olmasına karşın, düz liselere oranla daha başarılı oldukları gözlemlendi. Meslek Liseleri grubunda 9 bin 567 kişi lisans programlarına yerleşirken, 66 kişi sınav sonucu ile önlisans, 85 bin 192 kişi sınavsız olarak önlisans, 3 bin 479 kişi sınav sonucu ile açıköğretim, 8 bin 203 kişi ise sınavsız olarak açıköğretim programlarına yerleşti.

ÖSS'DE ÖZEL VE ANADOLU LİSESİ BAŞARISI-

Liseler düzeyinde lisans programlarına yerleşenlerin genelini ise özel lise ve Anadolu Lisesi mezunlarının olduğu ortaya çıktı. Yabancı dil ağırlıklı lise ve özel liselerden sınava 58 bin 250 kişi sınavı girerken lisans programlarına 13 bin 841 kişi yerleşti. Özel liselerden 5 bin 878 kişi sınava girerken bin 320 kişi lisans programlarında yer bulabildi. Yabancı dilde öğretim yapan özel liselerde ise sınava giren 12 bin 793 kişiden 5 bin796 kişi lisans programına yerleşti.
Anadolu Lisesinden sınava geren öğrenci sayısı da 51 bin 406 olurken, bu adayların yarıya yakını lisans programlarına yerleşti. Anadolu Liselerinden 22 bin 618 kişi lisan programına girerken, 317 kişi de önlisans programına girdi. Özel fen liselerinden sınava bin 707 kişi sınava girerken lisans programlarına bin 141 kişi girebildi.

MESLEK LİSELERİNİN BAŞARISI ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİNDEN-

Meslek liseleri grubunda düz liselere oranla başarılı görünmesine karşın bu başarı Anadolu Öğretmen Liseleri'nden kaynaklandı. Meslek liseleri grubuna giren Anadolu Öğretmen liselerinden 9 bin 453 aday ÖSS'ye girerken, 6 bin 240 aday lisans programlarına yerleşti. Yine meslek lisesi grubunda olan İmam Hatip Liselerinden ise 11 bin 95 kişi sınava girerken, lisans programlarına giren sayısı ise 319'da kaldı.

ENDÜSTRİ VE TİCARET MESLEK LİSELERİNDE BAŞARI DÜŞÜK KALDI-

Endüstri meslek ve ticaret meslek liselerinde ise başarı durumunun çok düşük olduğu gözlemlendi. Ticaret meslek liselerinde 25 bin 769 aday sınava girerken lisans düzeyine yerleşen sayısı sadece 55 oldu. Endüstri meslek liselerinden sınava giren 46 bin 225 kişiden ise sadece 232 kişi lisans programlarına yerleşmeyi başarabildi. Kız meslek liselerinde de durum değişmezken 23 bin 230 aday arasından 277 kişi lisans programlarına yerleşti. Anadolu kız meslek liselerinden ise 6 bin 884 kişi sınava girerken 425 kişi lisans programlarında yer buldu.

ÖSYS 2007'DE SINAV SONUCU YERLEŞEN YENİ MEZUN ADAY DURUMU


OKUL TÜRÜ SINAVA GİREN LİSANS ÖNLİSANS A.Ö.FÖzel Lise 5.878 1.320 194 446Lise, Özel Lise (Y.D.A.)58.240 13.841 1.207 1943Yab. Dil Öğr. Özel lise 12.793 5.796 389 834Özel Fen Lisesi 1.707 1.141 1 24Genel Liseler 329.662 8.910 3.780 11.005Anadolu Lisesi 51.406 22.618 317 752Meslek Liseleri Grubu 154.060 9.567 666 3.479Anadolu Öğretmen L. 9.453 6.240 6 58İmam Hatip L. 11.095 319 292 632Ticaret M.L. 25.769 55 10 691Endüstri M.L. 46.225 232 24 317

Çelik'ten Genel Liselere Müjde...

Çelik, Fen liselerinin, Finlandiya okullarından bile daha başarılı olduğunu belirtirken, genel liselerin de başarı oranını yükseltmek için program çokluğuna dayalı bir eğitime geçileceğini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Fen liselerinin, eğitimde en başarılı ülke olan Finlandiya okullarından bile daha başarılı olduğunu belirtirken, genel liselerin de başarı oranını yükseltmek için program çokluğuna dayalı bir eğitime geçileceğini söyledi.

Çelik, yeni uygulamaya konulan müfredatın AB eğitim anlayışı ile örtüştüğünü belirterek, müfredattaki değişimin sonuçlarının görülmesi için bir süre beklenmesi gerektiğini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Fen liselerinin, eğitimde en başarılı ülke olan Finlandiya okullarından bile daha başarılı olduğunu belirtirken, genel liselerin de başarı oranını yükseltmek için program çokluğuna dayalı bir eğitime geçileceğini söyledi. Çelik, yeni uygulamaya konulan müfredatın AB eğitim anlayışı ile örtüştüğünü belirterek, müfredattaki değişimin sonuçlarının görülmesi için bir süre beklenmesi gerektiğini söyledi.
OECD Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nın (PISA) ele alınacağı “Eğitimde Bir Başarı Örneği, Finlandiya: PISA Sonuçlarının Etkenlerinden Program Geliştirme ve Öğretmen Eğitimi” Paneli TOBB ETÜ'de yapıldı. Dünyada en öncelikli meselenin eğitim olduğunu belirten Milli Eğitim Bakanı Çelik, bu konunu ülkelerin zenginliğinin hesaplanmasında da öne çıktığına işaret etti. Bakan Çelik, ülkelerin zenginliğinin önceden sahip olunan mallar ile doğru orantılı olarak hesaplandığını belirtirken, bu durumun artık yetişmiş insan kaynakları ile doğru orantılı olduğunu ifade etti. Çelik, Dünya Bankası'nın 1995 yılından sonraki raporlarında ülkelerin zenginliğini yüzde 60'ının yetişmiş insan kaynağı olarak belirtildiğine işaret ederek, bilgi temelli toplumun büyük önem taşıdığını ortaya çıktığını kaydetti.

-“FEN LİSELERİMİZ FİNLANDİYA OKULLARINDAN BİLE BAŞARILI”-

Çelik, Türkiye'nin PISA'ya 2003 yılında girdiğini ve daha önce bu programa girilmemesinin önemli bir eksiklik olduğunu söyleyerek, “Başkalarının bize ayna tutmasından rahatsız olmamalıyız. PISA da bizim için bu işlevi görüyor” dedi. PISA'da Türkiye'nin hak ettiği yeri alamadığını belirten Çelik, bu durumun Türkiye'de okul türlerinin çokluğundan kaynaklandığını ifade etti. Çelik, “Finlandiya Fen bilimleri okur yazarlığında birinci sırada. Türkiye ise yeterli başarı sağlayamadı bunun nedeni Anadolu Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi gibi ayrımdan kaynaklanıyor. Buralara giremeyenler genel liselere giriyor. Bu nedenle bu okullarımız genel liselere oranla daha başarılı. PISA sınavına gireceklerin 71'i genel liseden 17'si ise Anadolu liselerinden seçildi. Aslında bakarsanız Türkiye'de Fen liselerinin başarısı Finlandiya'nın bile üzerinde. Anadolu Liseleri de Finlandiya ile aynı seviyede. Fakat genel liselerimizin başarısı Finlandiya seviyesinin çok çok altında” diye konuştu.

-“EĞİTİM ALANINDAKİ DEĞİŞİMİN SONUÇLARI SÜRE ALIR, SABIRLI OLMALIYIZ”-

Çelik, Türkiye'deki okul türleri arasında önemli farklar bulunduğunu ve bu sorunu gidermek için okul türü çeşitliliği yerine program çeşitliliğine dayalı bir sisteme geçeceklerini anlattı. 2003 yılındaki müfredatın Avrupa ülkelerindeki müfredat ile taban tabana zıt olduğunu ifade eden Çelik, o dönemki müfredatın kitle tipi eğitim olduğunu ve herkesi aynı zeka düzeyindeymiş gibi eğitim aldığını söyleyen Çelik, “Artık çoklu zeka kuramının öngörüldüğü, öğretmen merkezli değil, öğrenci merkezli bir müfredata sahip olduk. Ezberci değil öğrenmeyi öğreten yapısalcı bir müfredatı devreyle soktuk” dedi. AB'nin eğitim anlayışı ile yeni müfredatın uyum örtüştüğünü kaydeden Çelik, eğitim alanındaki değişikliklerin sonuçlarının görülmesinin ise belli bir süre alacağını, sabırlı olunması gerektiği uyarısında bulunda.

-VAKIFLARA ÜNİVERSİTE KURUN DESTEĞİ-

Çelik, eğitimde müfredat değişimi ile başarı ortalamasının daha yukarı seviyelere getirilmesinin amaçlandığın belirtirken, okullaşma oranını da yukarı çekmeyi planlandıklarını söyledi. 2012 yılına kadar ilköğretimde okullaşma oranını yüzde 100 ortaöğretimde ise yüzde 90 seviyesine çıkarma hedefleri olduğunu dile getiren Çelik, yükseköğretimde de hedefler doğrultusunda son 5 yılda 40 üniversite açtıklarına dikkat çekti. Çelik, “Vakıfların üniversite açması için de oluyoruz” dedi.

-“OECD'DE EĞİTİME EN YÜKSEK PAY AYIRAN 3 ÜLKEDEN BİRİ TÜRKİYE”-

Çelik, 2003 yılından beri en fazla bütçenin eğitime ayrıldığın kaydederken, daha önce en yüksek payın savunmaya yapıldığına işaret etti. Çelik, OECD ülkelerinin GSMH'sine oranla eğitime ortalama yüzde 5,8 pay ayırdığını kaydeden Çelik, Türkiye'nin eğitime ayırdığı payın yüzde 7,3 olduğuna dikkat çekti. Çelik son 5 yıldır OECD ülkeleri arasında GSMH'ye oranla en yüksek pay ayıran 3 ülke arasında Türkiye'nin yer aldığını belirtti.

-“POPÜLİST POLİTİKALAR ÜLKEYİ BU HALE GETİRDİ”-

Çelik, öğretmen maaşlarının da artırılması istediklerini belirtirken, bir öğretmenin maaşının Bayındırlık Bakanlığı'nda çalışan bir mühendisle de aynı olduğuna işaret ederken, “Öğretmenlerimizin maaşlarının 3 katına çıkarılmasını tabi ki isterdik. Ama ülke şartları ile ihtiyaçları bir noktada birleştirmemiz lazım. Popüliste politikalar gütmemeliyiz. Popülist politikalar ülkeyi bu hale getirdi” dedi