3 Şubat 2009 Salı

Ögrencilere Bedava Süt Dağıtılacak...

Tarım Bakanlığı, artan süt üretimine talebin yetersiz kalması üzerine, 50'li yıllardaki gibi süt yardımını gündeme aldı: Yoksul ailelere fiş karşılığı ve beslenme saatinde okulda dağıtılacak..

Tarım Bakanlığı, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na sunmak üzere "gıda paketi" hazırladı. Pakete göre, yoksul vatandaşlara sadece süt alımında kullanabilecekleri fiş verilecek. Üretim fazlalığı nedeniyle fiyatı düşen sütler okullar aracılığı ile beslenme saatlerinde çocuklara dağıtılacak. FİYAT DENGELENECEK Hükümet 1950'li yılarda ABD desteğiyle uygulanan süt yardımını yarım asır sonra yeniden gündeme alıyor. Tarım Bakanlığı'nın, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na (EKK) sunulmak üzere hazırladığı "gıda paketi"ne göre, üretim fazlası ve düşük fiyat nedeniyle stoklarda kalan sütün bir kısmı yoksul vatandaşa dağıtılacak, bir kısmı da süt tozu yapılacak. Böylece, 50 kuruşun altına düşen süt fiyatları dengelenmiş olacak. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Diyarbakır'da düzenlediği sohbet toplantısında, paketin ayrıntılarını şöyle anlattı: *ÇOCUK, YAŞLI VE KADIN: " Türkiye'de, 7 yıl önce 8.4 milyon ton süt üretilirken, 2007'de 12.4 milyon tona çıktı. Süt üreticileri, talebin düştüğünü, marketlerden paralarını alamadıklarını söylüyor. Bunu aşmak için 3 formül geliştirdik. Çocuklar, yaşlılar ve kadınların süt ve süt ürünlerine, kemik sağlığı açısından ciddi ihtiyaçları var. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü'nden gıda paketlerinin içine süt konulmasını talep ettik. Gıda paketlerinin içine artık süt de konulacak. Böylece fazla sütün bir miktarı burada değerlendirilecek. Okullarda süt dağıtımı başlayacak." GÜNDE 100 TON SÜT... * SÜT FİŞİ DAĞITILACAK: "Özellikle sosyal yardımlaşma kararı ile fakirlere dönük belirlenmiş, düzenli yardım alan aileler var. Gıda paketleri dışında onlara süt alımında kullanacakları fiş vermek istiyoruz. Buna da olumlu bakılıyor. Resmiyet kazanması durumunda aylık belli bir limiti içeren süt fişleri verilecek." *HAZİNE'DEN KAYNAK İSTEĞİ: "Hazine ve DPT'den süt tozu için kaynak istedik. Süt tozu sadece dahilde işleme rejimi kapsamında ithal ediliyor. Biz diyoruz ki bize bir fon, bir kaynak verin bu kaynakla mesela her gün piyasadan 500-100 ton taze süt çekelim, bunu süt tozu yapalım..." PROJEYE DESTEK... * YARIM ASIR SONRA TEKRAR: "1950'li yılarda Marshall yardımı kapsamında Türkiye'nin en küçük köylerindeki ilkokullarda bile süt yardımı yapılıyordu. Sütün yanı sıra kuruyemiş, bisküvi gibi gıda ürünleri de veriliyordu. Bu arada Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) de aynı tarihlerde okullara süt yardımı gerçekleştirdi." Kredi Kooperatifleri Birliği Genel Müdürü Bedrettin Yıldırım da, sütteki enflasyonun aşılması için "okullarda süt dağıtımına" destek vereceklerini söyledi. Yıldırım, "Böyle bir kampanyaya süt firmaları da verecektir. Böylece süt tüketimi artacak" dedi.

Türk Eğitim-Sen'den 'Yeterlilik' Çıkışı...

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmende bulunması gereken nitelikleri yayımlamasına nazire olarak, Türk Eğitim-Sen de “Bakan Yeterlilikleri”ni açıkladı.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir öğretmende bulunması gereken bilgi, beceri ve tutum özelliklerini saptayarak, “öğretmen yeterlilikleri” adı altında yayımlamasına nazire olarak, Türk Eğitim-Sen de “Bakan Yeterlilikleri”ni açıkladı. MEB, 2002 yılında başlatılan proje çerçevesinde bir öğretmende bulunması gereken "bilgi, beceri ve tutum özellikleri" saptayarak, “Öğretmen Yeterlilikleri” adı altında yayımladı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, bakanlığın çalışmasında ifade ettiği özelliklerin, öğretmenlerin öncelikli ve önemli niteliklerinden olması gerektiğini bildirdi. Çalışmayı yaparak bu konuya yeniden dikkat çeken MEB yetkililerine teşekkür eden Koncuk, şu değerlendirmede bulundu: “Bu öncelikler, sendika olarak yıllardır samimiyetle savunduğumuz iddialarımızdır. Yürekten inanıyorum ki, bütün öğretmenlerimiz de bu niteliklerle donanmış bir şekilde çocuklarımızı yetiştirmeye ve memleketimize hizmet etmeye tüm güçleriyle gayret etmektedirler. Ancak bu noktada, öğretmen yeterliliklerini ilan eden bir yapıda yöneticilik görevini yürütenlerin de bazı kıstasları taşımaları gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle, sendika olarak, yıllara dayanan tecrübe ve birikimlerimiz doğrultusunda bir Milli Eğitim Bakanı'nda olması gereken bilgi, beceri ve tutum özelliklerini saptayarak, 'Bakan Yeterlikleri' adı altında toplamış bulunuyoruz. Diliyoruz ki, bu iyi niyetli önerilerimiz yerini bulur ve bundan sonra gereği yapılır” -“BİR BAKAN AYRIMCILIK YAPMAZ”- Türk-Eğitim-Sen tarafından yapılan Bakan Yeterlilikleri içerisinde şunlar yer alıyor: -“Çalışanlara karşı saygıyla hitap eder. -Eğitim çalışanlarının fikirlerine ve ürettiklerine değer verir. -Kurum içi tüm uygulama ve etkinliklerde demokratik davranır. -İlişkilerinde ve tasarruflarında insan haklarına uygun biçimde davranır. -Çalışanlara, bürokratlara ve sendikalara karşı ayrımcılık yapmaz. -Muhataplarının dünya görüşüne, siyasal duruşuna ve yaklaşımlarına karşı önyargısız davranır. -Her çalışanın mutlu ve huzurlu olması gerektiğine samimiyetle inanır. -Çalışanlar ve onların temsilcisi sendikalar, kendisinin hoşuna gitmeyen söylem ve tavır ortaya koyduğunda bile demokratik bir şekilde olumlu tepki verir. -Sorumlu olduğu çalışanların stres ve sıkıntılarından kurtulmalarına yardımcı olacak yol ve yöntemleri bilir ve uygular. -Temsil ettiği eğitim çalışanlarının da en az kendisi kadar kişisel bakım ve sağlıklarına özen gösterebilecekleri imkanları sağlamaya gayret eder. -Eğitim çalışanlarının yaşadıkları zorlukları ortadan kaldırmak için mücadele eder. -Türk Milli Eğitiminin temel değer ve dayanaklarını bilir ve bunlara uygun icraatları hayata geçirir. -“OKUL İDARECİLERİNİ TAHSİLDAR YERİNE KOYMAZ"- -Eğitim çalışanlarının mesleki gelişimlerini sağlayacakları ekonomik ve fiziki imkanları oluşturmaya gayret gösterir. -Okulların iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için gerekli imkanları sağlayarak; okul idarecilerini tahsildar yerine koyarak velilerle karşı karşıya getirmez. -Mensubu olduğu toplumun değerlerine her seviyede saygı gösterir; bütün çalışmalarında bu değerlere sadık kalır. -Öğrencinin kişisel gelişimi ve başarısının, eğitim çalışanlarının huzur ve refahıyla doğru orantılı olduğunu bilir ve ona göre davranır. -Bakanlığın önceki çalışmalarıyla ilgili kayıtları iyi bilir ve dolayısıyla birbiriyle çelişen uygulamalardan kaçınır. -Demokratik ahlakın öncelikli bir gereği olarak, uygulamaları hayata geçirmeden önce kural ve yöntemleri çalışanlar ve temsilcileriyle birlikte belirler. -Çalışanların kendilerini güvende hissedecekleri, keyfiliğin ve yandaş kayırmacılığının yaşanmadığı huzurlu bir çalışma ortamı oluşturur. -Eğitim çalışanlarını daha iyi tanımak, sorunlarını tes pit etmek, beklentilerini sağlıklı öğrenebilmek için sendikalarla düzenli bir şekilde bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunur. -Eğitim çalışanlarının yaşadığı sorunlara karşı her zaman duyarlı olur; varlık sebeplerinin başında bu duyarlılığın olduğunu bilir.”