Tipide yolunu kaybederek, dağda 24 saat mahsur kalan ilköğretim okulu öğrencisi donmak üzereyken bulundu - Eğitim Haberleri

30 Ocak 2008 Çarşamba

Tipide yolunu kaybederek, dağda 24 saat mahsur kalan ilköğretim okulu öğrencisi donmak üzereyken bulundu

Tipide yolunu kaybeden Manisa'nın Soma İlçesi'ne bağlı Söğütçük Köyü'nde, bastıran tipide yolunu kaybederek, dağda 24 saat mahsur kalan ilköğretim okulu öğrencisi 14 yaşındaki Erkan Topal, jandarma, sivil savunma ve Arama Kurtarma Topluluğu (AKUT) ekipleri tarafından kurtarıldı.

Soma İlköğretim Okulu 7'nci sınıf öğrencisi Erkan Topal, dedesi Mehmet Çetin'e karnesini göstermek için dün saat 15.00 sıralarında, ilçeye bağlı Sögütçük Köyü'ne gitti. Erkan Topal, dedesiyle bir süre sohbet edip, karnesini gösterdikten sonra, dağdaki ağılda bulunan hayvanları sevmeye gitti. Öğrenci yoldayken başlayan kar yağışı, kısa sürede tipiye dönüştü. Yönünü kaybeden Erkan Topal, köye dönmek isterken, daha da uzaklaştı. Torununun uzun süre dönmemesi üzerine merak eden Mehmet Çetin, köylülerle birlikte aramaya çıktı. Ancak bir sonuç alamayınca, Soma İlçe Jandarma Komutanlığı'na haber verdi. Soma İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, İzmir ve Manisa'dan gelen Sivil Savunma ekipleri ve AKUT'un da desteğiyle dağda, bugün sabah saatlerinden itibaren Topal'ı aramaya başladı. Topal, köyün yakınında, bugün saat 15.00 sıralarında bulundu. Anne Fatma Topal, dedesinin evine getirilen oğluna sarılarak, gözyaşlarına boğuldu. Donmak üzere olan Topal, battaniyeye sarılıp, ayaklarına sıcak suda masaj yapıldı. Vücudunun birçok yerinde morluklar oluşan Topal, daha sonra AKUT'a ait bir araçla, Beşyol Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak, tedaviye alındı.

YAŞADIĞI DEHŞETİ ANLATTI

Erkan Topal, yaşadığı korku dolu anları şöyle anlattı:

“Ağıla giderken birden tipi başladı. Köye dönmek istedim. Ancak, tipi o kadar şiddetliydi ki, yolumu kaybettim. Köye dönmek isterken, daha da uzaklaşmıştım. Bir ağacın altına sığındım. Fakat bu sırada iki domuz görünce, panikle kaçmaya başladım. Yorulunca karların üzerine yığılıp, bir süre uyumuşum. Kendime geldiğimde üzerim karla kaplıydı. Uyumaya devam edersem öleceğimi biliyordum. Güçlükle kalkıp yürümeye başladım. Bir tepeye geldiğimde, köyün birinin bacasından duman geldiğini gördüm. O yöne doğru yürüdüm. Köyün çok yakınına geldiğimde, yorgunluktan tekrar yere yığıldım. Ancak, kendimi toplayıp, tekrar yürümeye devam ettim. Bu sırada, jandarma, sivil savunma ve AKUT ekipleri geldi. Biraz daha geç kalınsaydı belki de ölecektim. Dayanacak gücüm kalmamıştı.''

Hiç yorum yok: