Yasaklar kızları eve hapsediyor - Eğitim Haberleri

7 Şubat 2008 Perşembe

Yasaklar kızları eve hapsediyor

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) 15-29 yaş arası kızların eğitim ve istihdamıyla ilgili araştırması, eğitimdeki yasakların yol açtığı olumsuzlukları gözler önüne serdi.

Araştırma, kızların yüzde 60'ının eve hapsedildiğini ortaya çıkardı. Çalışma ve iş çevrelerinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri, eğitimdeki yasakçı zihniyetin kızları eve hapsettiğine dikkat çekti. İş çevreleri, başörtüsü ve katsayı engelinin kaldırılmasının kızları evden kurtaracağını vurguladı.

TİSK'in önceki gün açıkladığı araştırmaya göre, Türkiye'de 15-29 yaş grubundaki kızların yüzde 60'ı, 25-29 yaş grubundaki kızların da yüzde 66'sı ne öğrenim görüyor ne de çalışıyor. Türkiye'deki ev kızlarının sayısı 5,5 milyona dayanırken, bu sayı Avrupa'daki 16 ülkenin nüfusundan daha fazla. TİSK söz konusu tabloyu sert bir dille eleştirerek, "Genç kızların eğitim ve istihdamdan dışlanmasına son verecek bir seferberlik başlatılarak 'kadının yeri evidir' yaklaşımı terk edilmelidir." çağrısında bulundu.

TİSK'in 'çağ dışı nitelikteki bu durumun alarm zili olarak kabul edilmesi' tespitine çalışma çevrelerinden destek geldi. Yasakçı zihniyetin kızları eve hapsettiğine dikkat çeken Türkiye Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız, "Kızlarımızın eğitim ve istihdam edilebilmesi için siyasetin ürettiği tedbirlerin öne çıkması gerekir." dedi. Başörtüsüne özgürlük açılımına destek verdiklerini vurgulayan Akyıldız, "Yasakları kaldıran yasal düzenlemeler yeterli değil. Burada sivil topluma çok büyük sorumluluk düşüyor. Toplum, eğitim almak isteyenlerin başörtüsüyle üniversiteye girebileceği konusunda rahatlatılmalı. Bu konunun birileri tarafından malzeme olarak kullanılmasını engellemek için hep beraber bilgilendirme çalışmaları yapmalıyız. Böylece inanç ve geleneksel değerimiz başörtüsünün yıpratılmasını önleyebiliriz." diye konuştu.

Hak-İş Başkanı Salim Uslu, araştırma sonuçlarının başörtüsü tartışmalarına büyük ışık tutacağını belirtirken, başörtüsüne özgürlük getirecek düzenlemenin söz konusu sorunu gidereceğini vurguladı. Kız çocuklarının okumasını her platformda dillendirenlerin başörtüsü yasağını savunmasını ikilem olarak niteleyen Uslu, 'türban' bahanesiyle kadının eve kapatıldığının altını çizdi. Genç kızların okumamasının geleneksel sebeplerle açıklanmasını doğru bulmayan Uslu, "Türk ailesi 'kızın yeri evidir' anlayışını terk edeli çok oldu. Kırsaldaki anne-babalar da kız çocuklarını okutabilmek için her şeyi yapıyor. Kızım iş sahibi olsun diye yemiyor içmiyor, okutmak istiyor. Ancak başı kapalı olduğu için üniversite kapısından içeriye giremeyen çocuk, mecburen işsiz kalıyor." dedi. Araştırmanın sonuçlarının eksik olduğunu belirten Uslu, "5,5 milyon kızımızın evde oturması eleştiriliyor; ama öbür tarafta da inancı gereği başını kapatan binlerce kızımızın üniversiteye girmesinin yasaklanması göz ardı ediliyor." ifadelerini kullandı.

Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay da genç kızların eğitim ve istihdamın dışında kalmasının; yükseköğrenimdeki başörtüsü yasağı, mesleki eğitimdeki katsayı uygulaması ve 'kadının yeri evidir' anlayışıyla hareket eden ailelerden kaynaklandığını söyledi. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı ise kızların eğitiminin önündeki engeli açıklarken, "En büyük sıkıntı kafalardaki kilitler." şeklinde konuştu. Satıcı, mesleki eğitimin önündeki katsayı engelinin de kızların okula gitmesini engellediğini dile getirdi.
Hasan Bozkurt

Hiç yorum yok: