Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu yıl konsolide bütçeden yatırıma ayrılan payın 1,3 milyar YTL olduğunu kaydetti - Eğitim Haberleri

28 Ocak 2008 Pazartesi

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu yıl konsolide bütçeden yatırıma ayrılan payın 1,3 milyar YTL olduğunu kaydetti

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu yıl konsolide bütçeden yatırıma ayrılan payın 1,3 milyar YTL olduğunu kaydederek, “Fakat biz tüm imkanlarımızı kullanarak asgari 3 milyar dolarlık yatırım yapacağız. Kaynak neresidir derseniz Türkiye derim” dedi. Çelik, sivil toplum örgütleri, özel sektör ve kamu kaynaklarını eğitim için seferber etmek zorunda olduklarının altını çizdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu yıl konsolide bütçeden yatırıma ayrılan payın 1,3 milyar YTL olduğunu kaydederek, “Fakat biz tüm imkanlarımızı kullanarak asgari 3 milyar dolarlık yatırım yapacağız. Kaynak neresidir derseniz Türkiye derim” dedi. Çelik, sivil toplum örgütleri, özel sektör ve kamu kaynaklarını eğitim için seferber etmek zorunda olduklarının altını çizdi.
Türk Eğitim Derneği'nin (TED) 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle TED İncek Kampusunda düzenlediği “80. Yıl Uluslararası Eğitim Forumu: Eğitim Hakkı ve Gelecek Perspektifi” başladı.

-HER YAZ 135 BİN ÖĞRENCİ BAŞKA İLLERDE MİSAFİR EDİLECEK-

TBMM Başkanı Köksal Toptan Forum'da yaptığı konuşmada yaşadığımız çağın eğitim ve bilim çağı olduğunu söyleyerek, eğitimin önemine dikkat çekti. Eğitimin ülkeleri yakınlaştırıcı ve barışı sağlayıcı etkisinin de olduğunu ifade eden Toptan, “İnsanlar eğitim için dünyanın diğer bir ucuna gidiyor. buruda bulunanlara kendi kültüründen bir şeyler götürüyor. Ayrıca orada öğrendiklerini ülkesine döndüğünde kendi toplumuna aktarıyor. Bu kardeşliği barışı sağlıyor” dedi. Toptan, Milli Eğitim Bakanı Çelik'in kendisine bu konu ile ilgili yeni projelerinden bahsettiğini anlattı. MEB'in projesine göre her yıl yaz aylarında Türkiye'nin doğu illerinden 100 bin öğrencinin batıda bulunan illerde 2 aylığına misafir edileceğini bu sayede Türkiye içerisindeki dostluk havasının pekiştirileceğini bildirdi. Toptan batı illerinde bulunan 35 bin öğrencinin de yurtların imkanı doğrultusunda misafir edileceğini kaydetti.

-TBMM BAŞKANI TOPTAN ALKIŞLANDI-

Toptan, eğitim konusunda önemli adımlar atıldığını ve en fazla bütçenin de eğiteme ayrıldığını kaydederken, bütçenin daha da artırılmasının şart olduğunu söyledi. Toptan, eğitimde kalitenin de artırılması gerektiğini vurgularken, 8 yıllık olan zorunlu eğitimin de en kısa sürede 12 yıla çıkarılmasının şart olduğunu söyledi. Toptan'ın bu sözü katılımcılar tarafından alkış aldı.

-EĞİTİMİN ÜÇ BÜYÜK SORUNU

Forumunu açılışında konuşan Milli Eğitim Bakanı Çelik, Kurtuluş Savaşı sırasında İstiklal mücadelesi verildiği belirtirken, Atatürk'ün savaş sırasında 1921 yılında Eğitim Kongresi'ni topladığını hatırlattı. Atatürk'ün eğitimi istikbal savaşı olarak gördüğünü ifade eden Çelik, “Eğitim istikbal davamızdır, geleceğimizin devamıdır” dedi. Çelik, eğitime ideolojik olarak yaklaşanlarla değil, pedagojik olarak yaklaşanlar ile işbirliği içerisinde olduklarını kaydederken, Türkiye'de eğitimin 3 büyük problemi olduğunu söyledi. Bakan Çelik, eğitimin en büyük probleminin altyapı eksikliği olduğunu vurgularken bunu erişim ve kalite problemlerinin izlediğini bildirdi. Çelik, Türkiye'nin söz konusu üç problemi de aşarak gelişmiş ülkelerdeki eğitim seviyesine gelmek durumunda olduğunun altını çizdi. Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eğitime çok önem verdiğini ve TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın da eski bir Milli Eğitim Bakanı olduğunu söyleyerek, bu nedenle eğitim konusunda büyük atılımlar yapabildiklerini ifade etti.

-“İMKANLAR KULLANILARAK 3 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM YAPILACAK”-

Bakan Çelik hedeflerinin, eğitim hakkından yararlanmayan bir kişi bile kalmaması olduğunu kaydederek, parası olmayanların eğitim hakkını elde edememesi gibi bir durumun söz konusu olmaması gerektiğini bildirdi. Çelik, “Ekonomik zorluk artık eğitimin önünde engel olmaktan çıkmıştır. Parası olan okusun parası olmayan okumasın gibi bir durum söz konusu değildir. Ben tahsil hayatımın tamamını yatılı olarak okudum” dedi. MEB olarak eğitim konusunda yapılan atılımlara değinen Çelik, bu yıl konsolide bütçeden yatırıma ayrılan payın 1,3 milyar YTL olduğunu kaydederek, “Fakat biz tüm imkanlarımızı kullanarak asgari 3 milyar dolarlık yatırım yapacağız. Kaynak neresidir derseniz Türkiye derim. Eğitime yüzde 100 destek kampanyası ile beraber sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve kamu imkanlarını seferber ederek eğitimde çığır açacağız, açıyoruz ve açmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

-“ÖZEL SEKTÖR VE KAMU KAYNAKLARINI EĞİTİM İÇİN SEFERBER ETMELİYİZ”-

Güney Kore Başbakan Yardımcısı Eğitim ve İnsan Kaynakları Bakanı Kim Shinil'i ikili ilişkiler ve forum amacıyla Türkiye'ye davet ettiğini kaydeden Çelik, Kore'de 40 adet kamu üniversitesi, 160 adet vakıf üniversitesi bulunduğuna dikkat çekti. Çelik, Güney Kore'de yüksek öğretimin yüzde 75'inin özel sektörde olduğuna işaret ederek, “Bakana, vakıf üniversitelerde öğretmenlerin maaşını nasıl ödüyorsunuz diye sorduğumda 'devletin ödediği' yanıtını verdi. Biz de eğitim kalitesini yükseltmek için çabalıyoruz. Sivil toplum örgütleri, özel sektör ve kamu kaynaklarını eğitim için seferber etmek zorundayız. Anayasamızın belirttiği çerçevenin dışına çıkmamak kaydıyla yapmak zorundayız” dedi.

-“YENİ MÜFREDAT DEMLENİYOR”-

Bakan Çelik, Türkiye'de kullanılan müfredatın 40 yıllık olduğuna işaret ederek, “Müfredatımız ezbere dayalıydı. Öğrencilere bilgileri depolamaktan başka bir şey yapılmıyordu. Sanki bir bilgisayar gibi kopyala yapıştır yapılıyordu. Biz artık bundan kurtulduk. Yeni müfredat öğrenci merkezli olarak yapıldı. Türkiye tarafından benimsendi ve tüm kitaplar da buna göre düzenlendi. Öğrencilere muhakeme yeteneği kazandıracak bir müfredat oldu. Ama hiçbir değişim bir anda kökleşemez, mükemmelliğe gitme yolunda demlenmesi gerekir. Bir kuluçka, olgunlaşma dönemi geçmesi gerekir. Biz de bunu yapıyoruz. Değişmeyen sadece ölülerdir” diye konuştu.

Eğitimde senkronizasyonun daha önceki dönemlerde yakalanamadığını belirten Çelik, “Yükseköğretimde eğitimin kalitesiz olması ilköğretime yansıyor. İlköğretimde kalitesizlik de yükseköğretime yansıyor.

-PEHLİVANOĞLU: “SINAV SİSTEMİ ÖĞRENCİLERİ EĞİTİMİN ÖZÜNDEN AYIRIYOR”-

TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu eğitimin gelişmekte olan ülkelerde para ve diğer girdileri ile önem kazandığını söyledi. Pehlivanoğlu, eğitimin kalkınma stratejilerinin merkezinde yer aldığını ifade ederek, “Çağımız da ülkelerin net okullaşma oranı yüzde 90'ın üzerine çıkmış olması önemli bir başarı olarak görülüyor. Ancak, araştırmalar yalnızca okula giden çocukların sayısını artırmaya odaklanan dar bir bakış açısının, sosyo-ekonomik koşulların iyileşmesine yetmediğini gösteriyor” dedi. Pehlivanoğlu, sınavlar konusuna da değinerek, eleyici nitelikteki sınavların öğrenicileri eğitimin özünden uzaklaştırdığını ve depresyona sürüklediğini kaydetti.
Pehlivanoğlu, eğitimdeki sorunların rejim ve ekonomik sorunlarında gerisinde kaldığına da dikkat çekerek, “Unutulmuşluğun getirdiği ve yozlaşma içerisinde pek çok yanlışın yaygınlaşarak yerleştiği bir ortamın şekillenmesi sonucunu doğurur. Bu süre zarfından girişilen kimi iyileştirici uygulamalar, ne yazık ki toplumsal gelişimin gerisinde kalır ve siyasi otoritenin eğitim sorunlarına güçlü bir şekilde sahip çıkmasını engeller.

-EĞİTİMİN ÖZELLEŞMESİ

ABD Eğitim Bakanlığı Eski Müsteşarı William Hansen, ABD hükümetinin eğitime ayıracak yeterli bütçesi bulunmadığı için, sistemin özel sektör ile beraber işlediğini söyledi. Hansen, “Sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve kamu bir arada eğitime yatırım yapmak durumundadır” dedi.
Forum'un açılışında konuşan Güney Kore Başbakan Yardımcısı Eğitim ve İnsan Kaynakları Bakanı Kim Shinil'i de 1990'ların başında getirdikleri yeni eğitim reformundan bahsetti. Sihinil, eğitim konusunda önemli adımlar attıklarını belirtirken, 2013 yılında dijital ders kitabı uygulamasına da geçmeyi planladıklarını anlattı. Eğitimde sayının değil kalitenin önemli olduğunu söyleyen Shinil, “Eğitim konusu, özerklik, kamusalcılık ve bunun gibi daha bir çok konunun arasında kaldı. Çelişen değerler içerisinde kalmasına karşın bunların arasında bir yol bulunmalıdır. Değerlerden birini kurban vermek anlamında değil ama belli bir orta yol bulma anlamında optimal politikalar seçilmesi ile yapılmalıdır. Bunu yapmaktan kaçamayız” dedi.

Hiç yorum yok: