Eğitim ‘İdeoloji' Mağduru! - Eğitim Haberleri

2 Şubat 2010 Salı

Eğitim ‘İdeoloji' Mağduru!

Türkiye'nin üniversite sistemi, yılların biriktirip getirdiği sorunlar içinde verimsiz bir yapıya büründü. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından hazırlanan “Yükseköğretime Erişim Raporu”, eğitim sistemimizdeki kaynak yutucu, boşa emek harcatıcı unsurların eğitimde verimlilik konusunda Türkiye'yi pek çok ülkenin gerisinde bıraktığını ortaya koydu. BOŞUNA ÇABALATAN BİR SİSTEM Eğitime erişim ve eğitimin çıktılarının, beşeri sermaye birikimi ve ekonomik büyümede temel faktör haline geldiği anlatılan raporda, “Beşeri sermayeye ve özel olarak eğitime yapılan yatırım; ekonomik refahın, tam istihdamın ve toplumsal birliğin sağlanmasına yönelik stratejilerde merkezi konuma geçmiştir” denildi. Bazı ülkelerin eğitime yaptıkları yatırım sonucunda elde ettikleri verim oranlarının yer aldığı raporda, eğitimden ABD'nin yüzde 25, Japonya'nın yüzde 26, Belçika'nın yüzde 57, Danimarka'nın yüzde 61, Almanya'nın yüzde 64, Finlandiya'nın yüzde 69 verim sağladığı, buna karşılık Türkiye'nin eğitim veriminin oranının ise yalnızca yüzde 14 olduğu belirtildi. HOCALAR BÜYÜK ŞEHİR DÜŞKÜNÜ DPT raporunda, yıllar içinde gelinen noktada, öğretim üyelerinin yurt çapındaki dağılımında verimli bir tablo oluşturulamadığı da kaydedilerek, şöyle denildi: “Öğrencilerin yüzde 33,4'ünün öğrenim gördüğü Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük illerde öğretim üyelerinin yüzde 46,2'si ve öğretim elemanlarının da yüzde 41,8'inin görev yapması sonucunda, bu illerde öğretim üyesi başına 31 öğrenci düşmektedir. Bu çerçevede, diğer illerde öğretim elemanı ihtiyacı oldukça yüksektir. Alan bazında lisans programlarında öğretim üyesi başına öğrenci sayıları incelendiğinde de, yükseköğretim sisteminde verimsizlikler olduğu dikkati çekmektedir. Uygulamalı sosyal bilimler alanında, öğretim üyesi başına 57,8 ve öğretim elemanı başına 28 öğrenci düşerken, sağlık bilimlerinde sırası ile 7,3 ve 3 öğrenci düşmektedir. Dolayısıyla, uygulamalı sosyal bilimler alanında ciddi bir öğretim elemanı açığı bulunmaktadır.” İşte eğitimdeki verimsizlikler... * Bütün üniversiteler önlisans, lisans, master ve doktora programlarıyla tek tip eğitim veriyor. Öğretim farklılılığı yok. * Katsayı uygulaması, yükseköğretim programları itibarıyla meslek lisesi mezunlarının önündeki seçeneklerin genel liselere göre daha az olması nedeniyle meslek lisesi mezunları aleyhine bir eşitsizliğe yol açıyor. Mesleki eğitimin kalitesi düşüyor. * Girdiği okuldan memnun olmayan öğrenciler, yeniden ÖSS'ye girerek hem kaynak israfına yol açıyor hem de sınavlarda suni bir yığılmaya neden oluyor. Adayların yükseköğretimi kendilerine bir gelecek oluşturmada tek şans görmeleri, gençlerin hayatlarının birkaç yılını ve enerjilerini ÖSS'ye hazırlık için harcamasına neden oluyor. * Öğrenciler ve aileleri üzerindeki mali, sosyal ve psikolojik yüklerin azaltılması amacıyla, yılda bir kez uygulanarak hem dershanelere olan talebi artıran hem de öğrenciler üzerinde çok fazla stres oluşturan ÖSS'ye bir yılda çok sayıda giriş imkanı tanınmalı. * Yükseköğretim sisteminde erişimi kısıtlayan iki temel verimsizlik alanı bulunuyor. Birincisi mevcut yükseköğretim arzındaki verimsizlik, ikincisi ise yükseköğretime giriş sistemindeki verimsizlik. Yükseköğretim arzındaki verimsizlik; mevcut fiziki ve beşeri kapasitenin etkin kullanılmaması nedeniyle, yükseköğretim kontenjanlarının artırılması olanağı bulunduğu halde bu artışın gerçekleştirilmemesinden kaynaklanıyor. Yükseköğretime giriş sistemindeki verimsizlik ise yükseköğretim programları ve kurumları arasındaki geçişlerin esnek olmaması nedeniyle kontenjanların etkin kullanılmamasından kaynaklanmakta. VAKİT/Yener Dönmez

Hiç yorum yok: