Son aylarda sadece türban meselesi konuşuluyor ama başka konuların da olduğunu unutmamak lazım. - Eğitim Haberleri

11 Mart 2008 Salı

Son aylarda sadece türban meselesi konuşuluyor ama başka konuların da olduğunu unutmamak lazım.

Üniversite öğrencisi

Eğitim Sen üniversitelerimiz üzerine ilginç bir araştırma gerçekleştirmiş. Sendika Genel Başkanı Sayın Alaaddin Dinçer de araştırmanın sonuçlarını 5 Mart günü gerçekleştirdiği bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurmuş.

Ben de bugünkü yazımda bu ilginç araştırmanın bazı sonuçlarını okurlarla paylaşmak istiyorum.

Üniversite öğrencisi dendiğinde son aylarda sadece türban meselesini konuşuyoruz ama konuşulması gereken başka konuların da varlığını bu arada unutmamak şart.

2006-2007 senesinde ortaöğretim kurumlarında 3 milyon 387 bin öğrencinin yaklaşık yüzde 63'ü normal liselerde, Anadolu ve Fen liselerinde okurken, yüzde 37'si meslek liselerinde okuyor.

Üniversite öğrencilerinin ise sadece yüzde ikisi İHL'ler dahil meslek lisesi çıkışlı; diğer bir anlatımla uygulanan katsayı sistemi meslek lisesi çıkışlıların üniversiteye girişinde önemli bir baraj oluşturmuş durumda zira liselerde yüzde 37'lik oran üniversitede yüzde ikiye düşüyor.

Bu durum etkinlik açısından yani meslek lisesinde öğrenciye yapılan meslek edinme kamu harcamasının etkin kullanımı yönünden doğru bulunabilir ama meslek liselerini seçen çocukların bu tercihi çok küçük yaşta ve ağırlıklı olarak da ailenin ekonomik düzeyi nedeniyle yaptığını bildiğinizden sistemin kabul edilebilir bir hakkaniyet düzeyine kavuşması için ya katsayı sisteminin hafifletilmesi ya da çok iyi işleyen yatay geçiş mekanizmalarının kurulması gerekiyor.

İHL, meslek ve genel lise mezunları toplumun görece dar gelirli kesimlerinin çocukları ve köken olarak da yüzde 63'ü köy ve beldelerden, yüzde 37'si şehir merkezlerinden geliyorlar.

Öğrencinin köken ve gelir düzeyi tercih edilen ya da girilebilen üniversiteyi de çok etkiliyor; örneğin ODTÜ öğrencilerinin sadece yüzde 17'si İHL, meslek ya da genel lise çıkışlı iken bu oran Van Yüzüncü Yıl üniversitesinde yüzde 87'e çıkıyor.

Tıp öğrencilerinin yüzde onu İHL, meslek ya da genel lise çıkışlı iken örneğin eğitim fakültelerinde bu oran yüzde 60.

Meseleye tersten bakarsanız ODTÜ öğrencilerinin yüzde 83'ü özel kolej, süper, Anadolu ya da Fen lisesi çıkışlı iken, bu oran Van Yüzüncü Yıl üniversitesinde yüzde 13.

Üniversiteler ve fakülteler bazında öğrencilerin eğitim kökenleri ve gelir düzeyleri açısından ciddi bir farklılaşma yaşanıyor, bu durumun iyi tespit edilmesi şart.

Araştırma öğrencilerin dershanelere gidişi konusunda da önemli bulgular veriyor.

Eğitim Sen'in 2006 araştırmasına göre tüm liseler bazında son sınıf öğrencilerinin yüzde 42'si dershanelere gidiyor; bu oran Anadolu liselerinde yüzde 90'a çıkıyor.

ÖSS için normal eğitim dışında başka hazırlık yapmayan öğrenci oranı sadece yüzde 5.

Üniversite öğrencilerinin yüzde 93'ünün dershanelere devam ettiği anlaşılıyor; özel ders alanların oranı ise yüzde 13 ve ortalama bir üniversite öğrencisi yaklaşık yirmi ay dershaneye gitmiş bulunuyor.

ÖSS hazırlığın yıllık ortalama maliyeti 2.3 bin YTL düzeyinde yani ortalama bir öğrenci üniversiteden önce 4.5 bin YTL dolayında bir hazırlık harcaması yapıyor.

Üniversite öğrencilerinin yüzde 46'sı sınavı ilk girişte, yüzde 36'sı ikinci girişte, yüzde 19'u ise üçüncü ya da daha sonraki girişte kazanmışlar.

Öğrencilerin yüzde 15'i ilk tercihlerine, yüzde 38'i 2-5 tercihlerine, yüzde 48'i ise altıncı ya da daha sonraki tercihlerine yerleşiyorlar.

Hiç yorum yok: