Serbestlik ilk ve ortaöğrenim ile, askeri okulları kapsamıyor diyen Çelik açıkladı: Uygulamanın sorumlusu benim - Eğitim Haberleri

31 Ocak 2008 Perşembe

Serbestlik ilk ve ortaöğrenim ile, askeri okulları kapsamıyor diyen Çelik açıkladı: Uygulamanın sorumlusu benim

Meclis'te dün ilginç bir manzara vardı. Önceki gece saat 22 sularında varılan AK Parti-MHP türban uzlaşması ardından her iki partinin Meclis gruplarının toplantısı da hareketli geçti.
Özellikle MHP grubuna izleyici rağbeti, MHP'nin yıllar sonra Meclis'e döndüğü ilk grup toplantısından fazlaydı. Devlet Bahçeli ismini vererek CHP lideri Deniz Baykal'ı 'tahrikçilikle' suçladı, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun 'hidayete ermiş tavsiyelerine de' ihtiyacı olmadığını söyledi. Varılan uzlaşmada serbestinin ilk ve ortaöğrenimi kapsamadığına ilişkin açık ifade olmadığı eleştirilerine, teminatın kendileri olduğu ve zaten ilk seçimde tek başına iktidar olacakları yanıtını verdi. Bu uzlaşmanın MHP sayesinde münkün olduğunu vurgulamasına karşın, rahatlamış görünmüyordu.
Başbakan Tayyip Erdoğan ise aksine rahattı ve amacına ulaşmış insanların hoşnutluğu içinde görünüyordu. O kadar ki, Erdoğan (daha önce çok daha yüksek sayıda izleyiciyi konuk etmiş olan) grupta (ama Bahçeli gibi isim vermeden) türban serbestisine karşı çıkanlara verip veriştirirken, Başbakan'a yakın bir isim gazetecilere anlamlı bir espri yaptı: "Aslında uzun uzun konuşması bile gerekmeyebilirdi. Sayın Bahçeli'nin söylediklerine aynen katılıyorum dese yeterdi".
CHP grubu da MHP grubu gibi çok kalabalıktı. 'Cumhuriyet Kadınları' grubunun izleyiciler arasındaki varlığı dikkat çekiyordu. Grup salonunda hayal kırıklığının yanı sıra, üzüntü ve kızgınlık duygusu da vardı ve bu Deniz Baykal'ın konuşmasına da yansıdı. Baykal, verilen bütün teminatlara karşın uygulamanın üniversitelerle sınırlı kalacağının kimseyi inandırmadığını söyledi. "Kim engelleyecek, bunlar mı, işbirlikçileri mi?" çıkışı sertti. Dini devlete egemen kılma anlayışıyla, 'Arap-Vahabi üniformasının' ithal edildiğini ve hedefin Atatürk'ün kurduğu Türkiye
Cumhuriyeti olduğunu söyleyince de son zamanlarda aldığı en hararetli alkışını aldı.


Açık liselerde serbest kalabilir
Önceki akşam AK Parti ve MHP'nin Anayasa'nın 10 ve 42'nci maddeleri ile Yüksek Öğretim Kanunu'nun geçici 17'nci maddesi üzerine vardığı uzlaşma sonrası kamuoyunda tartışılan bazı konular vardı. Türban serbestisinin ilk ve ortaöğrenim kurumlarına yaygınlaşmayacağının ya da diyelim (yüksekokul statüsündeki) asker ve polis okullarını da kapsayıp kapsamayacağının teminatı neydi?
Bu soruları Meclis kulisinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e sorduk. Yanıtları şöyle:


"İlk ve ortaöğrenim için mevcut durumda bir değişiklik olmayacak. Şimdi nasıl uygulanıyorsa, şimdiden sonra da öyle devam edecek. Uygulamadan ben sorumluyum."

Asker ve polis okullarının üniforma yönetmelikleri ve kendilerine göre kuralları var. değişiklikler onları kapsamıyor."
Milli Eğitim Bakanı'nın yasanın uygulanmasına kefil olması, ihlali halinde bunun kimden sorulacağını da gösteriyor.
Ancak Çelik'in dikkat çektiği bir başka unsur var ki, türban serbestisinin açık liseler için de geçerli kılınacağı yeni bir düzenlemeye işaret ediyor.
Önce bakanın sözlerini aktaralım:

"Yaygın öğrenim ve örgün öğrenim ayırımını yapmamız lazım. Sadece açık liseler demeyelim, yaygın öğrenim diyelim; mesela ehliyet kursu da yaygın öğrenimdir. Bu kurumlarda yaş sınırı var zaten, belli bir yaşın üzerindekiler, erişkin olanlar gidiyor. 40 yaşında kadın okuma-yazma öğrenmek, ya da lise okumak isterse, başı da örtülü ise, aç da gel mi diyeceğiz. Yaşını başını almış insanları cehaletle kıyafet arasında bırakmamak lazım. Bu zaten Kenan Evren zamanından bu yana böyleydi."
Bakan, Evren zamanından bu yana başı örtülü olarak açık liselere devamın mümkün olduğunu söylüyor, ama Danıştay'ın YÖK ve Eğitim-Sen'in ayrı başvuruları üzerine Mayıs 2007'de aldığı karar da ortada. Bu karar göre, Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği'nde de kız öğrenciler için başı açık olma zorunluluğu getirilmişti. Zaten geçtiğimiz hafta sonu bazı
açık lise sınavlarında türbanlı öğrencilerin öğretmen uyarılarına karşın sınava girmesi sonucu tutulan tutanaklar, böyle bir denetimin varlığını kanıtlıyor.
Dolayısıyla Eğitim Bakanı'nın sözleri, açık liselerde türban serbestisinin Danıştay kararını aşarak sağlamak yolunda bazı adımların yolda olduğuna işaret ediyor.
Murat Yetkin- Radikal

Hiç yorum yok: