Geçtiğimiz haftaya kuşkusuz damgasını vuran sözler Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau’nın sözleri oldu.
Zachau, Türk öğretmenlerinin Türkiye’de kişi başına düşen gelirin yaklaşık 2.5 katı gelir ede ettiğini belirterek, ücretlerin çok olduğunu söyledi. Zachau, öğretmen maaşları satın alma gücü paritesine göre kişi başına gelire oranlandığında Türkiye’nin yüzde 2.54 ile ilk sırada yer aldığı hesabını yapıyor.
Rakamları Zachau gibi okuduğumuzda, Türk öğretmenleri, Türkiye’de kişi başına düşen gelirin yaklaşık 2.5 katı gelir elde ediyor. Yine bu rakamlarla bakıldığında OECD ortalamasının 1.28 kat, AB ortalamasının ise 1.19 kata kadar geriliyor. Başkan, iddiasını pekiştirmek için Lüksemburg, Norveç, İzlanda, İsveç gibi refah seviyesinin çok yüksek olduğu ülkelerde öğretmenlerin ortalama maaşının kişi başına gelirin de altında kaldığı örneğini veriyor.
Rakamları böyle okuduğunuzda Türkiye Direktörü haklı gibi gözükebilir. Ancak, gelin rakamlarla bakacaksak bir de Türkiye’nin milli geliri ile diğer ülkeleri karşılaştıralım. OECD ülkeleri arasında en düşük milli gelire sahip ülke Türkiye.
OECD’nin aynı raporuna göre, en az 15 yıllık deneyim sahibi bir öğretmenin yıllık maaşı Lüksemburg’da 88 bin dolar, İsviçre’de 60 bin dolar, Almanya, Kore ve İsveç’de 50 bin dolar, Avustralya, İngiltere, İspanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 40 bin dolar. OECD ülkeleri arasında en alt sırada yer alan Macaristan’da bile yıllık öğretmen maaşı 16 bin dolar seviyesinde bulunurken, Türkiye’de öğretmenin yıllık geleri 10 bin doların altında.
2007 yılında 928 YTL maaş alan 9/1 derecedeki bir öğretmenin eline ayda ancak bu yıl 973 YTL geçecek. Türk-İş verilerine göre açlık sınırı 688, yoksulluk sınırı 2.241. Bu rakamlarla öğretmenin maaşı ayrıca kıyaslamalı.
Türkiye’deki öğretmenlerin çalışma koşullarını, refah düzeylerini başka ülke öğretmenleriyle karşılaştırmak bile mümkün değil. Öğrencilerini ısıtmak için soba yakarken can veren, aldığı maaşını öğrencilerini doyurmak, giydirmek için harcayan, 90 kişilik sınıflarda ders anlatırken sesi kısılan, görevine gitmek için üç araba değiştiren öğretmenler acaba diğer ülkelerde var mı, Dünya Bankası Türkiye Direktörü’ne bunu sormak gerekiyor. Hatta bununla yetinmeyip birileri Zachau’ya son zamanlarda kalıcı hale getirilmeye çalışılan sözleşmeli öğretmenlerin 400-500 YTL aldığını da fısıldamalı.
Bazılarına göre öğretmenevi, lokal, tatil kampı, eğitim ödeneği olan öğretmen diğer devlet memurlarından ayrı bir konfora sahip. Ama, hem Zachau’ya, hem de böyle düşünenlere bu imkanlardan bile maaşı yetmediği için yararlanamayan, buralara gitmek için yol parası olmayan öğretmenden söz etmeli. Direktörü birileri alıp, mezrada görev yapan bir öğretmene, kış koşullarında dağ başında çalışan bir okula götürmeli. Yok eğer, çok uzağa gidemezse İstanbul’un Samandra’sında, Ankara’nın Balat’ındaki okullarda bir gezintiye çıkarıp, öğretmenleri dinlemesi sağlanmalı. Türkiye Direktörü’nün Türkiye’deki koşulları ve öğretmeni tanıması gerekiyor.
Türk Eğitim Sen: Et bile öğretmen maaşından fazla arttı
Türk Eğitim-Sen tarafından yapılan araştırma, öğretmen maaşlarının 1930 yılından beri yerinde saydığını, et fiyatlarındaki artışa yetişemediğini gösterdi. 1930 yılında bir öğretmen maaşı ile 281 kilogram et alınabilirken, 2008 yılında bir öğretmen ancak 69.7 kilogram et alabiliyor. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, cumhuriyetin ilk yıllarından bu güne kadar öğretmenlerin alım gücüne bakıldığında, ortaya çıkan tablonun düşündürücü olduğunu söyledi.
Eğitim Sen’den siyah çelenk
Eğitim-Sen üyeleri, Dünya Bankası Direktörü Ulrich Zachau’nun sözlerini protesto etmek için Dünya Bankası Türkiye Direktörlüğü önüne siyah çelenk bıraktı. Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Türkiye’de öğretmenlerin, diğer OECD üyesi ülkelerdeki öğretmenlere göre daha fazla çalıştığını, daha çok öğrencinin sorumluluğunu üstlendiğini, daha düşük ücret aldığını ve geçimini sağlamak için daha fazla yıprandığını söyledi.
Eğitim-İş Genel Başkanı:Kabul edilebilir bir açıklama değil
Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, Dünya Bankası’nın, Türkiye’deki öğretmen maaşlarına karışmaya hakkı olmadığını söyleyerek, söylenenlerin gerçekle ilgisi olmadığını aktardı. Adıbelli, bu tavrı şiddetle kınadıklarını belirterek, "Dünya Bankası’nın, Türkiye’deki öğretmen maaşlarına karışmaya hakkı olmadığı gibi, ifade ettiklerinin de gerçekle ilgisi yoktur" dedi. Adıbelli, öğretmenlerin geçim sıkıntısı ile mücadele ederken, maaşlarının "yüksek" olarak nitelendirilmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını vurguladı.
31 Ocak 2008 Perşembe
Geçtiğimiz Haftaya Kuşkusuz Damgasını Vuran Sözler Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau'nın Sözleri Oldu
Gönderen Eğitim Haber zaman: 00:07
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder