31 Temmuz 2010 Cumartesi

Tacizci Öğretmeni Günlük Ele Verdi...

SAMSUN’un Canik İlçesi’nde bir ilköğretim okulunda beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan 43 yaşındaki C.C., geçen öğretim yılında üç öğrencisini çeşitli zamanlarda taciz ettiği iddiasıyla Antalya’da tatil yaparken gözaltına alındı.

Nöbetçi mahkemeye çıkarılan öğretmen tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılınca, cumhuriyet savcısı karara itiraz etti. Hakkında tutuklama kararı çıkarılan öğretmen kayıplara karıştı. Öğrencilerin taciz olayını 14 yaşındaki S.Y.'nin tuttuğu günlük ortaya çıkardı. Küçük kızın, günlüğüne “Tacizci öğretmenden artık kurtuluyorum” diye yazdığı notu okuyan annesi S.Y. önce okula, sonra da savcılığa şikayet ettiği belirtildi. Olay geçen Mart ayında ortaya çıktı. Canik İlçesi'nde bir ilköğretim okulunda son sınıf öğrencisi olan kızı S.Y.'nin içine kapanık hallerinden ve odasından çıkmamasından şüphelenen anne S.Y., küçük kızın günlüğünü okudu. Kızının “Okul kapanıyor. Tacizci öğretmenden artık kurtuluyorum” diye yazdığı notu okuyan anne şaşkına döndü. Birkaç kez kızıyla konuşmaya çalışsa da başaramayınca S.Y.'yi Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne götürdü. Küçük kız, burada kendisiyle 4 ay terapi yapan psikoloğa beden eğitimi öğretmeninin kendisini bir yıl boyunca çeşitli zamanlarda taciz ettiğini söyledi. Bunun üzerine psikolog durumu küçük kızın ailesine bildirdi. Anne S.Y. 2 hafta önce okul müdürüne, sonrada savcılığa giderek öğretmenden şikayetçi oldu. SOYUNMA ODASINDA TACİZ Yapılan soruşturma kapsamında Cumhuriyet Savcısı Salih Sözen'e ifade veren S.Y., beden eğitimi öğretmeni olan C.C.'nin kendisini ve aynı yaştaki arkadaşları olan G.M.B. ve G.O.'yu da taciz ettiğini söyleyerek, “Öğretmenimiz çeşitli zamanlarda beni ve arkadaşlarımı soyunma odasına ya da okulun malzeme odasında götürüp, kapıyı kilitleyerek kucağına oturtuyordu. Eliyle taciz ediyordu. Bir keresinde bizi evine çağırdı. Biz eve geç kalınca öğretmenimiz ailelerimizi arayarak (23 Nisan çalışmamız var, çocuklar eve geç kalacaklar haberiniz olsun) dedi. Bu şekilde izin alıp bizi taciz ediyordu. Okul çıkışında da tehdit edip beni ve arkadaşlarımı otomobiline bindirerek hastane otoparkına götürüp arka koltukta cinsel istismarda bulunuyordu” dedi. ANTALYA'DA YAKALANDI Diğer öğrenciler G.M.B. ve G.O. da arkadaşlarının ifadesine katılarak öğretmen C.C.'nin kendilerine cinsel içerikli mesajlar da çektiğini dile getirince, harekete geçen savcı Sözen, geçen 14 Temmuz'da şüpheli hakkında tutuklama kararı ve yakalama emri çıkarttı. Bunun üzerine harekete geçen polis, öğretmeni Antalya ili Kemer ilçesinde ailesiyle birlikte tatil yaparken bir gün sonra yakaladı. Antalya L Tipi Kapalı Cezaevine konuldu. Ardından da Samsun'a sevk edilerek soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Salih Sözen'e ifade verdi. İfadesinde üç kız çocuğunu tanıdığını belirten C.C. suçlamaları kabul etmedi. Öğrencilerini taciz etmediğini ve cinsel içerikli mesaj çekmediğini söyleyen öğretmen C. “Sadece G.O. derste sakız çiğnediği için ona bir tokat atmıştım. Bu durumu okul idaresine de bildirdim. Sanırım bu yüzden bana iftira atıyorlar” diye konuştu. NÖBETÇİ MAHKEME SERBEST BIRAKTI SAVCI İTİRAZ ETTİ Cumhuriyet Savcısı Salih Sözen ifadenin ardından yakalama emrini vicahiye çevirip, sanığı nöbetçi olan 2'nci Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk etti. Mahkeme de sanığı, 'Delillerin toplanmış olması, şüphelinin beyanını alınmış olması görülmekle şüpheli yönünden ilerde telafisi imkansız zararlara yol açılmaması açısından' tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Bu karar üzerine savcı Sözen, bir üst mahkeme olan nöbetçi 1'inci Ağır Ceza Mahkemesine itiraz ederek öğretmenin tutuklanması gerektiğini belirtti. 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi savcının itirazını yerinde bularak beden eğitimi öğretmeni C.C. hakkında yakalama ve tutuklama emri çıkarttı. BAŞKA MAĞDURLAR VAR MI DİYE ARAŞTIRMA YAPILIYOR Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıktan sonra ortadan kaybolan öğretmen C.C. kayıplara karıştı. Cumhuriyet Savcısı Salih Sözen'in başlattığı soruşturmada, başka mağdurlar olup olmadığı da araştırılıyor.

Mühendis Mi Olacaksınız Yoksa Mendis Mi?

Anadolu insanı mühendise mendis der. Mendislere de çok saygı duyar.

Son zamanlarda o kadar yeni mühendislikler açıldı ki bizim halk bunları telafuz etmekte bile zorlanır oldu. Mekatronik, enerji sistemleri, yazılım, biyomühendislik, genetik, geomatik, proses, cevher, üretim, bu isimlerle mühendislikler var. Öğrenciler bu mühendisliklerin ne olduğunu bilmiyorlar. Ben iddia ediyorum bilseler başka mühendislik yazmazlar. Ben de bugün kısaca bu mühendisliklerden bahsedeyim istedim. Öğrencilere soruyorum 'Neden mekatronik mühendisliğini yazmıyorsun?'. Çocukların birçoğunda cevap aynı 'Ne olduğunu bilmiyorum ki yazayım.' İlginç değil mi? Benim üniversite sınavlarına girdiğim yıllarda en cazip mühendislik dalı makine mühendisliğiydi. Herkes onu yazardı. Çünkü bütün mühendisliklerin atası makine mühendisliği denirdi. Yıllar geçti aradan, mühendislikler bilimsel gelişmelere bağlı olarak artıkça arttı. Bazıları profesyonelleşmekten, bazıları yeni buluşlardan, bazıları da modadan doğdu. Şimdi tam 63 çeşit mühendislik dalı var üniversitelerimizde. Öğrenciler tercihlerde bunları ya tercih etmiyorlar ya da korkudan hiç yazmıyorlar. İŞ SORUNU YOK Ben biraz anlatayım bu mühendislikleri. Mekatronik mühendisliği her türlü karmaşık tasarım gerektiren mekanik, elektrik, elektronik ve optik bileşenlerden oluşan, elektronik alet ve iletişim sistemlerinin, tasarımını yapan, üretim teknolojilerini geliştiren, sistemler arası ilişki ve fonksiyonlarını kuran ve geçerli fiziksel kurallar içinde test eden kişidir. Kısacası akıllı makinelerin mühendisi yani makine ve elektronik birleşimi çağımızın en büyük mühendisi. İş bulma sıkıntısı hiç olmayan son derece güzel bir alan. Yazılım mühendisliği, bilgisayar programlarının tasarımı, geliştirilmesi, test edilmesi ve bakımı konularını ele alan mühendislik dalıdır. Diğer mühendislik dallarıyla karşılaştırıldığında çok yeni olan bu alanda sürekli yeni yöntemler geliştirilmekte ve çok hızla büyümektedir. Yazılım mühendisliği hayatımızın her alanında kullandığımız bilgisayar programlarını üreten alandır. Enerji sistemleri mühendisi, Her türlü enerjinin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde üretilmesi, tüketiciye sunulması ve ekonomik olarak kullanılması süreçlerini planlayan, projelendiren, uygulayan ve bu konuda strateji geliştiren kişidir. Şimdi bir düşünün ülkelerin yaşamı enerjiye bağlı, kişilerin yaşamı enerjiye bağlı ama o enerji artık kolay bulunmuyor. Enerji sistemleri mühendisliği bugünün ve yarının en önemli mühendisliğidir. HIZLI GELİŞEN SEKTÖR Geomatik mühendisliği coğrafi objelere ait bilgilerin toplanması, depolanması, işlenmesi, analizi, gösterimi ve kullanıma sunulması teknolojisidir. Dünyada en hızlı gelişen sektörler arasında yer alan geomatik teknolojisinin içerdiği konular arasında jeodezi, ölçme, fotogrametri, uzaktan algılama, coğrafi/arazi bilgi sistemleri, küresel konumlama sistemleri (GPS), kartoğrafya ve veritabanı sistemleri yer alır. İlginç bir alan İTÜ'nün son dönemdeki mühendislik dalı. Hepsini size tek tek anlatmam mümkün değil. Şunu da asla unutmayın mühendislik evrensel bir alandır. Mühendisler evrensel anlamda alanlarındaki gelişmeleri takip etmek durumundadırlar. Bu yüzden yabancı dille eğitim olmazsa olmazdır. Gençler eğer mühendislik okuyacaksanız bu yabancı dille olsun en azından siz yabancı dil bilmelisiniz. Bir de unutmadan sizi uluslararası mühendislerle buluşturacak ve uygulamanın içine sokacak üniversitede okumalısınız. Yoksa okumuş olmak için okur sonra da çaresizce iş ararsınız. Turgay Polat-akşam

Yetiştirme Yurdunda Yükselen Başarı Öyküsü...

SİİRT Valiliği Yetiştirme Yurdu'nda kalan 19 yaşındaki Nedim Kök, üniversiteye giriş sınav sonuçlarında ilk 800 öğrenci arasına girerek, büyük bir başarıya imza attı.

Nedim Kök, "Devlet bu imkanları sağlamasaydı, bu başarıyı elde edemezdim" dedi. Nedim Kök'ün biri yurtta kalan iki kardeşi de Anadolu Lisesi'nde okuyor. Her yıl üniversiteye giriş sınavlarında Türkiye sıralamasının alt sıralarında yeralan Siirt'te, bu yıl 5 yaşından beri yetiştirme yurduna kalan Nedim Kök YGS'de 497.386 puan alarak 710'uncu, LYS'de ise 503.084 puan alarak 796'ncı oldu. Kendisi gibi yurtta okuyup büyüyen 17 yaşındaki kardeşi Abdurrahman Kök ise Anadolu Lisesi'nde okuyor. Kalp hastası anne Güllü Kök ise Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından 3 ayda bir verilen 500 TL maaşla geçimini sağlıyor. SYDV'nin düzenli olarak gıda, giysi ve yaşam malzemesi yardımında bulunduğu Kök ailesinin en küçüğü olan 16 yaşındaki Zeynep ise Atatürk Anadolu Lisesi 11'nci sınıfını okuyor. 2 ÇOCUĞU DEVLET BÜYÜTTÜ, OKUTTU Büyük çocuğu 5 yaşındayken eşini kaybedince ortada kalan Güllü Kök, iki oğlunu da yetiştirme yurduna verdi. 5 yaşından beri yetiştirme yurdunda kalan Nedim ve Abdurrahman Kök adlı kardeşler, devletin sağladığı imkanlarla hem büyüdü, hem de eğitimlerini sürdürdü. Eğitimlerini gördükleri süre içerisinde çeşitli eğitim kamplarına da gönderilen Kök kardeşlerden Nedim Kök, üniversite sınavında aldığı puanla Siirt tarihinin en büyük başarısını elde eden 5'nci kişi oldu KENDİSİNİ BÜYÜTEN DEVLETİNE MAÇUP OLMADI Aldığı başarıyı devlet desteğine bağlayan başarılı öğrenci Nedim Kök, imkansızlıklar karşısında devletin desteğini sürekli olarak gördüğünü belirterek, "Geçen sene özel bir dershanenin yaptığı sınavda başarılı oldum ve dershanede ücretsiz okuma hakkı elde ettiğim için çok sevinmiştim. Geçen yıl Fethiye'de kampa gönderdiler. Hem eğlendik hem de ders çalıştım, bu kampın çok yararı oldu. Yurtta ve dershanedeki öğretmenlerin çok büyük desteklerini gördüm. Benimle özel ilgilendiler. Bana destek veren devlet yetkililerini mahçup etmediğim için ve iyi derece elde ettiğim için çok seviniyorum. Şimdi önümde tek bir hedef var. O da iyi bir üniversiteye kayıt yaptırmak" diye konuştu. Eşi vefat ettikten sonra 3 çocuğunu devletin sağladığı imkanlarla büyüttüğünü anlatan anne Güllü Kök, her türlü imkansızlığa rağmen çocuklarını gözyaşları arasında büyüttüğünü anlattı. 3 çocuğunun da başarılı olmasının kendisine acılarını unutturduğunu anlatan anne Kök, "Allaha şükürler olsun oğlum güzel bir başarı elde etmiş, 3 çocuğum da başarılıdır. Onları perişanlıkla, ağlamakla büyüttüm. Sayın valimize, belediye başkanımıza teşekkür ediyorum. 3 ayda bir Siirt Valiliği'ne dilekçe veriyorum, bize yardımcı oluyor. Kömür ve gereken tüm yardımları valimiz bize sağlıyor. Devletimizin imkanıyla çocuklarımı büyüttüm ayrıca devletimiz 3 ayda 500 lira sakat maaşı veriyor. Ayda bir bazen 200, bazen 300 lira veriyor, onunla geçiniyorum" dedi. KIZININ DERSHANEYE GİTMESİNİ İSTİYOR Ayağı ile sırtının da sakat olduğunu anlatan anne Kök, şöyle konuştu: "Ayağım ve sırtım sakattır. Doktorlar bana demiş bu şekilde en fazla 3 yıl dayanabilirsin. Öyle de böyle de çocuklarıma güzel bir şekilde baktım. Oğlumun başarısı bana tüm acılarımı unutturdu. İki oğlum devlet korumasında ve halen yurtta kalıyor. Ama kızım benimle kalıyor. Devletimizden tek istediğim şu anda Anadolu Lisesi 11'nci sınıfında okuyan 16 yaşındaki kızım Zeynep'in dershane parasının valilikçe karşılanması ve daha güzel yerler kazanmasıdır." dha

Dünya Yazılım Devi Bahçeşehir'i Seçti...

MERKEZİ Almanya'da bulunan ve 47 bin 500'ü aşkın çalışanıyla dünyanın en büyük iş yazılımı üreten şirketi SAP, Türkiye'de iş yazılımı alanındaki programlarının eğitimi için başlattığı Üniversite İşbirliği Programı (SAP University Alliances) için Bahçeşehi
Bu işbirliği Eylül ayında SAP'nin merkezi Walldorf, Almanya'da imzalanacak. SAP Üniversite İşbirliği programı, öğrencilere işyerlerinde hemen değer katabilecek yetenekler kazandırmayı hedefliyor. Bu işbirliğinin Bahçeşehir'deki Program Yürütücüsü Doç. Dr. Taşkın Koçak 'Mühendislik fakültesindeki öğrencilerimiz kurumsal bazda dünyanın en önemli bilgisayar programlarını öğrenme ve bilişim dünyasının en çok aranan ve kazanan mesleği olan SAP danışmanı olma fırsatı yakalayacak. SAP danışmanı sayısı çok az. İstihdam yaratılmasına yardımcı olmak istiyoruz' dedi. Almanya'dan SAP University Alliances yetkilisi Caner Kaya ise 'Gençlere gelecek odaklı eğitim ve başarılı bir kariyer fırsatı vermek istiyoruz' dedi. AKŞAM