Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, öğrencilerden ilköğretim 6, 7 ve 8. sınıflarda seçmeli olarak okutulan ''Medya Okuryazarlığı'' dersini tercih etmelerini önerdi.
Çubukçu, Medya Okuryazarlığı dersi ile ilgili oluşturulan internet sitesinde mesaj yayımladı. Mesajında, Türkiye'nin son 20 yılına damga vuran en önemli gelişmelerden birinin iletişim alanında gerçekleştiğini ifade eden Çubukçu, ''Okuyarak değil, dinleyerek ve görerek öğrenmeyi seven bir toplum olduğumuz düşünülecek olursa, 20. yüzyılın insan hayatını değiştiren en büyük icatlarından olan radyo ve televizyonun toplumu etkilemekteki yeri ve önemi daha iyi ortaya çıkacaktır'' dedi. Çubukçu, Türkiye'de sayıları her geçen gün artan ulusal, bölgesel ve yerel televizyon kanallarının ve yüzde 90'ların üzerindeki televizyon izlenme oranlarının da televizyonun Türk ailesinin temel referans noktalarından biri haline geldiğini ortaya koyduğunu belirtti. -''KÖRELTİYOR''- Televizyonun, ''sahip olduğu yüksek anlatım kabiliyeti ile toplumun her kesimine uygun tutum ve kanaatler geliştirdiğini, bunları benimsettiğini ve yaygınlaştırdığını'' dile getiren Çubukçu, şöyle devam etti: ''Türk ailesinin nesilden nesile aktararak günümüze taşıdığı insani ve etik değerler, televizyonun güçlü söylemi karşısında önemini kaybetmektedir. Bir başka ifadeyle kitle iletişim araçları ve özellikle televizyon, ailenin değer üretme kabiliyetini köreltmektedir. Çocuklar artık anne babalarını ya da öğretmenlerini değil televizyon kahramanlarını model olarak benimsemekte, onlarla özdeşim kurmaktadır. Üzülerek söylemek gerekir ki televizyon hayatımızı, bizim ona atfettiğimiz önemden de fazla etkilemektedir. Televizyon, internet ve benzerleri, çocuğun yakın çevresini oluşturan okul dışı ortamlar, okulların en büyük rakibi haline gelmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla okul öğrenmelerini etkisizleştiren bu tür süreçleri disipline etmenin yolu da yine eğitimden geçmektedir. Çocuklarımız, her gün asgari 4-5 saatlik sürelerle televizyonun her türlü olumsuz görüntü ve içeriğine maruz kalıyor. Bu probleme çözüm üretmek, başta eğitimciler olmak üzere medya çalışanları ile tüm kişi ve kurumların en öncelikli görevlerinden biridir.'' Milli Eğitim Bakanlığı ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun ortaklaşa yürüttükleri Medya Okuryazarlığı dersinin de bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini belirten Çubukçu, dersin 2006-2007 eğitim öğretim yılında 5 ilköğretim okulunda pilot uygulanmaya başladığını, 2007-2008 eğitim öğretim yılında 425 bin, 2008-2009 eğitim öğretim yılında da 1 milyon 20 bin öğrenci tarafından seçildiğini anlattı. Çubukçu, şunları kaydetti: ''Velilerimizin sağduyusu ve eğitim yöneticilerimizin gösterecekleri liderlik sayesinde 2009-2010 Öğretim Yılında da Medya Okuryazarlığı dersinin hemen tüm ilköğretim ikinci kademe öğrencilerimiz tarafından bir fırsat olarak değerlendirileceğine inanıyorum. Dileğimiz Medya Okuryazarlığı dersinin birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi zorunlu ders olmasıdır. Medya Okuryazarlığı eğitimi ile yayınlanan programların olası zararlarından çocuklarımızın en az etkilenmeleri sağlanmaya çalışılırken, medyadan da çocuklara ve gençlere kötü örnek olacak, onların fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilecek yayınlara karşı daha duyarlı davranmalarını bekliyoruz.''
24 Eylül 2009 Perşembe
Çubukçu'dan 'Seçmeli Ders' Önerisi
Gönderen Adsız zaman: 08:27
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder