Çelik, Fen liselerinin, Finlandiya okullarından bile daha başarılı olduğunu belirtirken, genel liselerin de başarı oranını yükseltmek için program çokluğuna dayalı bir eğitime geçileceğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Fen liselerinin, eğitimde en başarılı ülke olan Finlandiya okullarından bile daha başarılı olduğunu belirtirken, genel liselerin de başarı oranını yükseltmek için program çokluğuna dayalı bir eğitime geçileceğini söyledi.
Çelik, yeni uygulamaya konulan müfredatın AB eğitim anlayışı ile örtüştüğünü belirterek, müfredattaki değişimin sonuçlarının görülmesi için bir süre beklenmesi gerektiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Fen liselerinin, eğitimde en başarılı ülke olan Finlandiya okullarından bile daha başarılı olduğunu belirtirken, genel liselerin de başarı oranını yükseltmek için program çokluğuna dayalı bir eğitime geçileceğini söyledi. Çelik, yeni uygulamaya konulan müfredatın AB eğitim anlayışı ile örtüştüğünü belirterek, müfredattaki değişimin sonuçlarının görülmesi için bir süre beklenmesi gerektiğini söyledi.
OECD Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nın (PISA) ele alınacağı “Eğitimde Bir Başarı Örneği, Finlandiya: PISA Sonuçlarının Etkenlerinden Program Geliştirme ve Öğretmen Eğitimi” Paneli TOBB ETÜ'de yapıldı. Dünyada en öncelikli meselenin eğitim olduğunu belirten Milli Eğitim Bakanı Çelik, bu konunu ülkelerin zenginliğinin hesaplanmasında da öne çıktığına işaret etti. Bakan Çelik, ülkelerin zenginliğinin önceden sahip olunan mallar ile doğru orantılı olarak hesaplandığını belirtirken, bu durumun artık yetişmiş insan kaynakları ile doğru orantılı olduğunu ifade etti. Çelik, Dünya Bankası'nın 1995 yılından sonraki raporlarında ülkelerin zenginliğini yüzde 60'ının yetişmiş insan kaynağı olarak belirtildiğine işaret ederek, bilgi temelli toplumun büyük önem taşıdığını ortaya çıktığını kaydetti.
-“FEN LİSELERİMİZ FİNLANDİYA OKULLARINDAN BİLE BAŞARILI”-
Çelik, Türkiye'nin PISA'ya 2003 yılında girdiğini ve daha önce bu programa girilmemesinin önemli bir eksiklik olduğunu söyleyerek, “Başkalarının bize ayna tutmasından rahatsız olmamalıyız. PISA da bizim için bu işlevi görüyor” dedi. PISA'da Türkiye'nin hak ettiği yeri alamadığını belirten Çelik, bu durumun Türkiye'de okul türlerinin çokluğundan kaynaklandığını ifade etti. Çelik, “Finlandiya Fen bilimleri okur yazarlığında birinci sırada. Türkiye ise yeterli başarı sağlayamadı bunun nedeni Anadolu Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi gibi ayrımdan kaynaklanıyor. Buralara giremeyenler genel liselere giriyor. Bu nedenle bu okullarımız genel liselere oranla daha başarılı. PISA sınavına gireceklerin 71'i genel liseden 17'si ise Anadolu liselerinden seçildi. Aslında bakarsanız Türkiye'de Fen liselerinin başarısı Finlandiya'nın bile üzerinde. Anadolu Liseleri de Finlandiya ile aynı seviyede. Fakat genel liselerimizin başarısı Finlandiya seviyesinin çok çok altında” diye konuştu.
-“EĞİTİM ALANINDAKİ DEĞİŞİMİN SONUÇLARI SÜRE ALIR, SABIRLI OLMALIYIZ”-
Çelik, Türkiye'deki okul türleri arasında önemli farklar bulunduğunu ve bu sorunu gidermek için okul türü çeşitliliği yerine program çeşitliliğine dayalı bir sisteme geçeceklerini anlattı. 2003 yılındaki müfredatın Avrupa ülkelerindeki müfredat ile taban tabana zıt olduğunu ifade eden Çelik, o dönemki müfredatın kitle tipi eğitim olduğunu ve herkesi aynı zeka düzeyindeymiş gibi eğitim aldığını söyleyen Çelik, “Artık çoklu zeka kuramının öngörüldüğü, öğretmen merkezli değil, öğrenci merkezli bir müfredata sahip olduk. Ezberci değil öğrenmeyi öğreten yapısalcı bir müfredatı devreyle soktuk” dedi. AB'nin eğitim anlayışı ile yeni müfredatın uyum örtüştüğünü kaydeden Çelik, eğitim alanındaki değişikliklerin sonuçlarının görülmesinin ise belli bir süre alacağını, sabırlı olunması gerektiği uyarısında bulunda.
-VAKIFLARA ÜNİVERSİTE KURUN DESTEĞİ-
Çelik, eğitimde müfredat değişimi ile başarı ortalamasının daha yukarı seviyelere getirilmesinin amaçlandığın belirtirken, okullaşma oranını da yukarı çekmeyi planlandıklarını söyledi. 2012 yılına kadar ilköğretimde okullaşma oranını yüzde 100 ortaöğretimde ise yüzde 90 seviyesine çıkarma hedefleri olduğunu dile getiren Çelik, yükseköğretimde de hedefler doğrultusunda son 5 yılda 40 üniversite açtıklarına dikkat çekti. Çelik, “Vakıfların üniversite açması için de oluyoruz” dedi.
-“OECD'DE EĞİTİME EN YÜKSEK PAY AYIRAN 3 ÜLKEDEN BİRİ TÜRKİYE”-
Çelik, 2003 yılından beri en fazla bütçenin eğitime ayrıldığın kaydederken, daha önce en yüksek payın savunmaya yapıldığına işaret etti. Çelik, OECD ülkelerinin GSMH'sine oranla eğitime ortalama yüzde 5,8 pay ayırdığını kaydeden Çelik, Türkiye'nin eğitime ayırdığı payın yüzde 7,3 olduğuna dikkat çekti. Çelik son 5 yıldır OECD ülkeleri arasında GSMH'ye oranla en yüksek pay ayıran 3 ülke arasında Türkiye'nin yer aldığını belirtti.
-“POPÜLİST POLİTİKALAR ÜLKEYİ BU HALE GETİRDİ”-
Çelik, öğretmen maaşlarının da artırılması istediklerini belirtirken, bir öğretmenin maaşının Bayındırlık Bakanlığı'nda çalışan bir mühendisle de aynı olduğuna işaret ederken, “Öğretmenlerimizin maaşlarının 3 katına çıkarılmasını tabi ki isterdik. Ama ülke şartları ile ihtiyaçları bir noktada birleştirmemiz lazım. Popüliste politikalar gütmemeliyiz. Popülist politikalar ülkeyi bu hale getirdi” dedi
11 Nisan 2008 Cuma
Çelik'ten Genel Liselere Müjde...
Gönderen Adsız zaman: 01:19
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder